Dissosiyatif Yaşant lar ve EEG Bulgular n n İlişkisi



Benzer belgeler
YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

KULLANILAN MADDE TÜRÜNE GÖRE BAĞIMLILIK PROFİLİ DEĞİŞİKLİK GÖSTERİYOR MU? Kültegin Ögel, Figen Karadağ, Cüneyt Evren, Defne Tamar Gürol

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM. 1. Açıklama

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 05 Kasım :07 - Son Güncelleme Perşembe, 05 Kasım :29

ARAŞTIRMA. 3 Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon A.B

hükümet tabibi olarak görev yaptıktan sonra, 1988 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi nde başladığım

KANSER HASTALARINDA PALYATİF BAKIM VE DESTEK SERVİSİNDE NARKOTİK ANALJEZİK KULLANIMI

T.C. Hitit Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. İşletme Anabilim Dalı

PSİKOLOJİK BOZUKLUKLAR. PSİ154 - PSİ162 Doç.Dr. Hacer HARLAK

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

1.3. NİTEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ GİRİŞ NİTEL ARAŞTIRMALARDA GEÇERLİK VE GÜVENİRLİK SORUNLARI... 2

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

GİRİŞ İki uçlu bozukluk: Manik episod Depresif episod Ötimi (iyilik hali) Kronik gidişli Kesin ilaç tedavisi gerektirir (akut episod ve koruyucu

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Ortaö retim Alan Ö retmenli i Tezsiz Yüksek Lisans Programlar nda Akademik Ba ar n n Çe itli De i kenlere Göre ncelenmesi: Mersin Üniversitesi Örne i

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

ÇOĞUL KİŞİLİK BOZUKLUĞU: BETİMSEL VE VORDAMSAL ÖĞELERİN KISA GÖZDEN GEÇİRİLMESİ

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

Anahtar sözcükler: Ekstratemporal lob epilepsisi; semiyolojik lateralize edici bulgular; temporal lob epilepsisi; video-eeg.

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

İÇİNDEKİLER. 1 Projenin Amacı Giriş Yöntem Sonuçlar ve Tartışma Kaynakça... 7

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

ORTAÖĞRETİM BAŞARI PUANLARININ ÜNİVERSİTEYE GİRİŞTE İKİ AŞAMALI SINAVDA UYGULANAN ÖYS, ÖSS VE TEK AŞAMALI SINAVDA UYGULANAN ÖSS İLE İLİŞKİLERİ*

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

UMU ETKİLEYEN ETKİLEYEN ETMENLER ETMENL

BÖLÜM 7 BİLGİSAYAR UYGULAMALARI - 1

Nöbet tanısı koyma ve nöbet-epilepsi sınıflamasında kısa süreli video-eeg monitörizasyonun yeri

Medaim YANIK, 1 Mine ÖZMEN 2

Tarifname. MADDE BAĞIMLILIĞININ TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK OLUġTURULMUġ BĠR FORMÜLASYON

ALKOL BAĞIMLILIĞINDA ALKOL KULLANIM ÖZELLİKLERİ İLE KLİNİK DURUM ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN ARAŞTIRILMASI*

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir? Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir?

Epilepsi ayırıcı tanısında parasomniler. Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Tıp Fakültesi Nöroloji AD, Manisa

İZMİR METROPOL İLÇELERİNDE YAPILAN ASANSÖR DENETİMLERİ VE GÜVENLİK SEVİYESİNDEKİ GELİŞMELERİN İNCELENMESİ

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

TDS 220 İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ

Mardin Piyasasında Tüketime Sunulan Bulgurların Bazı Fiziksel Özelliklerinin Türk Standartlarına Uygunluklarının İstatistikî Kontrolü

MADDE 2 (1) Bu Yönerge, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve değişiklikleri ile İzmir Üniversitesi Ana Yönetmeliği esas alınarak düzenlenmiştir.

PS K YATR DE KULLANILAN KL N K ÖLÇEKLER

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

Tam yağlı süt ürünleri tüketen erkeklere kötü haber

Tarifname ANKSİYETE TÜREVLERİNİN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR FORMÜLASYON. Buluş, anksiyete türevlerinin tedavisine yönelik bir formülasyon ile ilgilidir.

Dr. Mustafa Melih Çulha

TOTEK Beşinci Dönem UZMANLIK EĞİTİMİ GELİŞİM SINAVI (UEGS) RAPORU Dr. Semih Aydoğdu Uzmanl k Eğitimi Gelişim S nav Koordinatörü

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

TEOG ÖZEL OKULLAR MODELİ İLE ÖĞRENCİ ALACAK ÖZEL OKULLARIN KAYIT TAKVİMİ 2016

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

Deprem Yönetmeliklerindeki Burulma Düzensizliği Koşulları

Lisans ODTÜ Psikoloji Öğretim Üyesi Ufuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü 2012-halen

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ LİSANS DÜZEYİNDEKİ PROGRAMLAR ARASINDA ÇİFT ANADAL (ÇAP) ve YANDAL PROGRAMI YÖNERGESİ

FAMILIAL FUNCTIONALITY AND LIFE EVENTS OF CHILDHOOD IN CONVERSION DISORDER

Madde Bağımlısı Hastalarda Sosyal Destek ve Benlik Saygısı

Araştırma Notu 15/177

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ

İŞLEVSEL DÜZENLEMELERİN, ENGELLİ HASTA MEMNUNİYETİNE OLAN YANSIMASI ERCİYES TIP ÖRNEĞİ

SİZ OLSAYDINIZ NE YAPARDINIZ? ADLİ SORUNLARA YOL AÇAN BİR DİSSOSİYATİF BOZUKLUK OLGUSU

ÇOCUK PSİKYATRİSİ KONSÜLTASYON VE STAJ PROGRAMI

Kurbanlar & Failler. Kurban-Fail Bölünmesinin Psikodinamiği. Istanbul, 6 Nisan (c) Prof. Dr.

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015

ZİRVE ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ABD

Exponential Distribution. diger. Probability Distributions. Sürekli Şans Değişkenleri. 0 diger. SÜREKLİ RASSAL DEĞİŞKENLER ve OLASILIK DAĞILIMLARI

Otizm lilerin eğitim hakkı var mıdır? Nedir ve nasıl olmalıdır?

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

T.C. GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü

T.C ATAŞEHİR ADIGÜZEL MESLEK YÜKSEKOKULU

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi


Þizofreninin klinik özelliklerini anlatan kitap ya

Tarifname PARKĠNSON HASTALIĞININ SEMPTOMATĠK TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON

Güç Artık İnternette! Power is now on the Internet!

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları

Lisansüstü Programlar, Başvuru ve Kabul Yönetmeliği Sayfa: 1

ÜNİTE 5 KESİKLİ RASSAL DEĞİŞKENLER VE OLASILIK DAĞILIMLARI

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU

HAM PUAN: Üniversite Sınavlarına giren adayların sadece netler üzerinden hesaplanan puanlarına hem puan denir.

: Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI : Kenan TÜRK, Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR, Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr.

HALK EĞİTİMİ MERKEZLERİ ETKİNLİKLERİNİN YÖNETİMİ *

BAĞDAT CADDESİ LEVENT ACARKENT

Yetiyitimi Değerlendirme Çizelgesinin (WHO-DAS-II) Şizofreni Hastalar nda Geçerlilik ve Güvenilirliği

Hayata Dokunan Bir El: YEDAM (Yeşilay Danışma Merkezi)

Tesis ve Malzeme Kullanımı

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi!

UÜ-SK ORGAN VE DOKU NAKLİ PROSEDÜRÜ

ALKOL BAĞIMLILIĞINDA TEDAVİYE BAŞVURU SÜRECİNDE ALKOL KULLANIM ÖZELLİKLERİ VE KLİNİK ÖZELLİKLER ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN ARAŞTIRILMASI

BÜLTEN Tarih:

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ ANABİLİM DALI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM V PSİKİYATRİ STAJ DERS PROGRAMI

GENÇ BADMiNTON OYUNCULARıNIN MÜSABAKA ORTAMINDA GÖZLENEN LAKTATVE KALP ATIM HIZI DEGERLERi

Temel Hemşirelik Uygulamalarına İlişkin Hizmet İçi Eğitimin Değerlendirilmesi

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ

Patoloji Arşivindeki 10 Yıllık Kanser ( ) Olgularının Genel Değerlendirilmesi

Olasılık ve İstatistik Dersinin Öğretiminde Deney ve Simülasyon

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

Alkol/madde bağımlılarında dissosiyatif belirtiler ve çocukluk çağı travması, depresyon, anksiyete ve alkol/madde kullanımı ile ilişkisi

Transkript:

Türkiye Tıp Dergisi 2002; 9(2): 61-66 Dissosiyatif Yaşant lar ve EEG Bulgular n n İlişkisi Ali Savaş ÇİLLİ*, Zehra AKPINAR** * Selçuk Üniversitesi T p Fakültesi, Psikiyatri Anabilim Dal, ** Selçuk Üniversitesi T p Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dal, KONYA ÖZET Amaç: Organik beyin bozukluklarında dissosiyatif belirtilerin bulunabildiği gözlemleri giderek artmaktadır. Bu çalışmada dissosiyatif yaşantılar ile elektroensefalografi (EEG) bulgularının ilişkisi araştırılmıştır. Yöntem: EEG laboratuvarına, epilepsi tanısı ile takip ve tedavi edilen veya epileptik nöbet geçirip geçirmediğini araştırmak amacıyla genel nöroloji ve epilepsi polikliniğinden gönderilen 100 olgu çalışmaya alındı. Bunların 6 sı dışında diğerlerinin psikiyatrik muayeneleri normaldi. Olguların EEG sonuçları, lateralizasyon, lokalizasyon özellikleri kaydedildi. EEG lerinde kesin epileptik anormallikler olanların, epilepsi tanısı ile takip edilip edilmedikleri araştırıldı. EEG lerinde minimal epileptik deşarjlar olan olgulara yeniden nörolojik muayene yapıldı ve nöbet geçirip geçirmedikleri sorgulandı. Dissosiyatif belirtilerin şiddetini ölçmek için dissosiyatif yaşantılar ölçeği (DES) uygulandı. Yedi olgudan elde edilen eksik veriler çalışma dışı bırakılarak 53 (%57) ü kadın ve 40 (%43) ı erkek toplam 93 hastanın verileri değerlendirildi. Bulgular: Olguların 62 (%66.7) sinin EEG si normal sınırlarda idi, 15 i kesin epilepsi tanısı için yeterli olmayan minimal epileptiform deşarjlar gösterdi (%16.1), 16 (%17.2) sında ise kesin epileptik deşarjlar bulundu. Hastaların tümünün DES ortalaması 21.99 ± 19.85 bulundu. Cinsiyetle DES puanı arasında anlamlı bir ilişki bulunmadı (kadın= 21.21 ± 18.47; erkek= 23.05 ± 21.74, t= 0.436, p= 0.664). EEG sinde minimal epileptik deşarjları olan, anamnez, klinik ve EEG bulguları ile kesin epilepsi tanısı konamayan hastaların DES puan ortalamasının, epileptik nöbetleri olan ve bununla uyumlu EEG bulgusu olan hastalar ve EEG leri normal olan olgulardan daha yüksek olduğu, ancak istatistiksel olarak anlamlı bir fark oluşturmadığı bulundu (f= 1.09, p= 0.338). Olguların lateralizasyon (f= 0.12, p= 0.946) ve lokalizasyonlarına (f= 0.65, p= 0.528) göre DES puanlarının anlamlı farklılık göstermediği bulundu. Yorum: Çalışmamızda EEG ile DES puanları arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. DES dissosiyatif belirtilerin şiddetinin araştırılmasında önemli faydalar sağlarken, çalışmamız bulgularına göre EEG anormallikleri ile bir ilişki göstermemektedir. Ancak DES sonuçlarının ayrıntılı değerlendirilmesi ile DES in depersonalizasyon-derealizasyon, çocukluk travması ve bazı nörolojik bozukluklarla ilişkisi hakkında farklı sonuçlar elde edilmesi bu konudaki araştırmaların devam etmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır. Anahtar Kelimeler: Dissosiyatif, EEG, dissosiyatif yaşantılar ölçeği (DES) 61

Çilli AS, Akpınar Z SUMMARY The Relation of Dissociative Experiences and EEG Findings Objective: There is gradually increasing observations that dissociative symptoms can be frequently found at or superimposed on organic brain disorders, especially epilepsy. The relation of dissociative experiences and EEG findings was examined in this study. Method: One hundred patients who are already epileptic or sent to neurology clinic for differential diagnosis from general neurology and epilepsy policlinics for EEG examination were included in this study. Except six, patients psychiatric examinations were normal. EEG results, lateralization and localizations of patients were recorded. Patients having certain epileptic EEG abnormalities were examined for having epilepsy diagnosis. Patients having minimal epileptic EEG abnormalities reexamined for having seizure. Dissociative experiences scale (DES) was utilized to asses the severity of dissociative symptoms. Seven patients were dropped out because of incomplete data and 93 patient s (F: n= 53, 57%; M: n= 40, 43%) data were analyzed. Results: Sixty two of patient s (66.7%) EEG records were normal whereas 15 patients (16.1%) had nonspecific mild epileptic abnormalities and 16 patients (17.2%) had certain epileptic EEG abnormalities. The mean DES scores of all patients was 21.99 ± 19.85. No significant relation was found between sex and DES scores (female= 21.21 ± 18.47; male= 23.05 ± 21.74, t= 0.436, p= 0.664). The mean DES scores of the patients having nonspecific mild epileptic abnormalities but not having epilepsy diagnosis according to history, clinic findings and EEG were higher than the patients having epileptic seizures and appropriate EEG findings and normal patients, but this difference was not statistically significant (f= 1.09, p= 0.338). There was no significant differences on DES score according to lateralization (f= 0.12, p= 0.946) and localization (f= 0.65, p= 0.528) of nonspecific mild epileptic abnormalities and epileptic patients EEG. Conclusion: In this study we found no significant relation between EEG and DES scores. DES is a useful tool to examine the severity of dissociative symptoms but it has no significant relation with EEG findings according to our findings. Some findings about DES has different dimensions like depersonalization-derealization, childhood trauma and neurological disabilities obtained by detailed factor analyzed assessments of DES put forward that the examinations about dissociative experiences and epilepsy should continue. Key Words: Dissociative, EEG, dissociative experientients scale (DES) GİRİŞ İyi kontrol edilmiş epileptiklerde belirgin psikopatoloji görülmemesine rağmen, baz epileptik hastalarda ciddi psikiyatrik bozukluklar görülebilir. Psikopatoloji gelişmesi için risk faktörleri; yetersiz nöbet kontrolü, çocuklukta başlayan ve uzun süren epilepsi, temporal bölgede fokus olmas, elektroensefalografi (EEG) de yayg n veya multipl boşal mlar ve yap sal lezyonlar olarak özetlenebilir. Çocuklukta başlayan nöbetler kişilik gelişimi ve sosyal işlevselliği olumsuz yönde etkiler. Tüm bunlar nedeniyle epileptik hastalarda psikopatoloji gelişmesi kompleks ve çok faktörlü bir durumdur. Çoğu kez tek bir aç klay c faktörden bahsedilemez. Nöbet tipi, EEG bulgular, lateralizasyon ve demografik değişkenler gibi etkenler rol oynayabilir (1). Psödonöbetler psikiyatrik bozukluklar taklit eden bir nöbet çeşididir. Epileptik nöbeti and ran davran ş değişiklikleri olur. Fakat organik bir neden ve beklenen EEG değişiklikleri gözlenmez. Psödonöbetleri epilepsiden veya diğer hastal klardan ay rmak belirtilerin üst üste gelmesi ve psödonöbetlerle epilepsinin s kl kla birlikte görülmesi nedeniyle zordur (2). International Statistical Classification of Diseases and Related Health Problems (ICD) -10 s n fland rmas nda; konversiyon, hareket ve duyunun dissosiyatif bozukluklar içinde yer almaktad r (3). Ancak Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (DSM) -IV de konversiyon bozukluğu; ay r c tan da nörolojik ya da genel t bbi durumlar gözönünde bulundurman n önemini vurgulamak için somatoform bozukluklar bölümüne konulmuştur (4). Cinsel yönden kötü davranma hikayesinin, nonepileptik nöbetlerin (psödonöbet) s k sebeplerinden biri olduğu düşünülmektedir. Bununla birlikte cinsel yönden kötü davran lma s k bir durum olduğundan gerçek epilepsili bir kişide de cinsel travma hikayesi bulunabilir. Alt cinsel travma hikayesi olan hastada cinsel travma ile presipite olan gerçek epilepsi nöbetleri gözlenmiştir (5). 62

Türkiye Tıp Dergisi 2002; 9(2): 61-66 Dissosiyatif belirtilerin başta temporal lob epilepsisi olmak üzere epileptik hastalarda s kl kla gözlenebildiği bilinir. Özellikle psödonöbetler, psikojenik amneziler ay r c tan da zorluklara yol açabilirler. Diğer yandan nöbet bozukluklar n n alt nda yatan anormal nöronal eksitabilite, davran şta değişikliklere yol açabilir. Epilepsiye bağl gelişen davran ş değişiklikleri iktal dönem s ras nda, özellikle temporal veya frontal lob orjinli k smi nöbet geçirenlerde veya kronik temperolimbik nöbet boşal mlar olan hastalarda interiktal dönemde olabilir. Psikiyatrik hastal klardan şizofreni, duygu durum bozukluklar, panik bozukluk ve dissosiyatif bozukluklar and ran davran ş değişiklikleri gözlenebilir (6). Dissosiyatif bozukluklarda epileptik patolojinin rol oynayabileceği hipotezi psikiyatri klasik kitaplar nda dahi yer alm şt r. Bu gibi nedenlerden dolay dissosiyatif bozukluk ay r c tan s nda epilepsi doğal olarak yer almakta, dissosiyatif füg özellikle kompleks parsiyel epilepsi ile kar şabilmektedir (7). Çal şmam z epileptik hastalarda s kça ay r c tan sorunu oluşturan dissosiyatif bozukluklar n araşt r lmas na katk sağlamak üzere planlanm ş ve dissosiyatif belirtileri ölçmek için dissosiyatif yan tlar ölçeği (DES) kullan lm şt r. DES 1986 da Bernstein ve Putnam taraf ndan geliştirilerek geçerlik ve güvenirlik çal şmalar yap lm ş, 1995 y l nda Türkçeye uyarlamas yap larak geçerliliği ve güvenirliği gösterilmiş bir ölçektir (8,9). Bu ölçek dissosiyatif yaşant lar sorgulayan ve denek taraf ndan doldurulan 28 sorudan oluşmaktad r. Denek her soru için %0 ile %100 aras nda bu yaşant n n kendisinde ne s kl kta olduğunu işaretlemektedir. Olgulardan elde ettiğimiz EEG patolojisi, lateralizasyon ve lokalizasyonu ile dissosiyatif belirti şiddeti aras ndaki ilişkiler araşt r lm şt r. HASTALAR ve YÖNTEM Olgular Ağustos 1999-Eylül 1999 tarihleri aras nda genel nöroloji ve epilepsi polikliniği taraf ndan Selçuk Üniversitesi T p Fakültesi Nöroloji Kliniği ne EEG tetkiki yap lmak üzere gönderilen hastalardan oluştu. Olgular n çoğu kesin epilepsi tan s yla takip edilen (n= 16) veya epilepsi ön tan s yla gönderilenlerdi (n= 33). Alt (%6.5) hasta ise psikiyatrik bozukluk ön tan s yla (konversif nöbet, psikoz, depresyon vs.) gönderilmişti olgu say s (Tablo 1). Paroksismal baş ağr s olan olgu say s 22 (%23.7), senkop etyolojisi araşt rmak amac yla gönderilen olgu say s 7 (%7.5) idi. Kalan %5.4 ünde ise diğer nedenlerle (demans, vertigo vs.) EEG istenmişti. Tablo 1. Hastalar n tan mlay c değerleri ve EEG sonuçlar (n= 93). Sayı/ortalama % SS Cinsiyet Kadın 53 57 Erkek 40 43 Yaş Kadın 27.09 8.42 Erkek 28.75 10.45 Eğitim düzeyi İlkokul 32 34.4 Orta okul 11 11.8 Lise 33 35.5 Yüksek okul 17 18.3 EEG sonucu Normal 62 66.7 Minimal epileptik deşarjlar 15 16.1 Şiddetli epileptik deşarjlar 16 17.2 Ön tanı Epilepsi 49 52.7 Psikiyatrik bozukluk 6 6.5 Baş ağrısı 22 23.7 Senkop 7 7.5 Diğer 4 5.4 SS: Standart sapma. Bu dönemde EEG çekimi yap lan ilkokul ve üzeri düzeyde eğitim alm ş, ilk 100 olgu çal şmaya al nd. Çal şmaya al nanlardan 7 sinden elde edilen veriler eksik olduğu için değerlendirmeye al nmad. EEG sonuçlar : Normal, minimal nonspesifik epileptik anormallikler gösterenler (kay t süresince bir veya iki kez ya da hiperventilasyonla keskin dalga paroksizmleri ortaya ç kan EEG kay tlar minimal EEG bozukluğu olarak kabul edildi, bu olgularda EEG yan nda anamnez ve klinik bulgular birarada değerlendirilerek epilepsi tan s d şland ) ve kesin epileptik olanlar (difüz veya multipl keskin ve/veya diken dalgalar) olmak üzere 3 e ayr ld. EEG de minimal veya kesin epileptik anormallikler gösteren traseler gösterdiği lateralizasyona göre yayg n, sol ve sağ olmak üzere 3 e; lokalizasyon olarak ise frontal, temperopariyetal, oksipital ve derin yap lardan kaynakl olmak üzere 4 e ayr larak incelendi. Olgular n EEG çekimleri yap ld ktan sonra demografik veriler sorgulayan bir form ile birlikte DES doldurtuldu. 63

Çilli AS, Akpınar Z İstatistiksel analizler: Veriler SPSS program na kaydedildi ve istatistik analizlerinde chi-square, t- testi ve gruplararas DES puanlar n n karş laşt r lmas nda tek yönlü varyans analizi kullan ld. BULGULAR Değerlendirmeye al nan 93 olgunun 53 (%57) ü kad n ve 40 (%43) erkekti. Kad n ve erkek hastalar benzer yaş ortalamalar gösterdiler (27.09, 28.75, t= 0.824, p= 0.414). Çal şmaya al nan olgular n çoğu ilkokul ve lise düzeyinde eğitim alm şlard (Tablo 1) EEG bulgular : Olgular n 62 (%66.7) sinin EEG si normal bulunurken, 15 (%16.1) inde minimal nonspesifik epileptik deşarjlar, 16 (%17.2) s nda ise kesin epileptik deşarjlar bulundu (Tablo 1). EEG sinde minimal epileptik deşarjlar veya kesin epileptik deşarjlar bulunan toplam 31 olgunun 22 (%71) si yayg n, diğerleri ise sol (%7.5) veya sağ (%2.5) lateralizasyon gösterdiler (Tablo 2). Minimal ve kesin epileptik EEG si olan hastalar n 13 (%41.9) ü frontal, 11 (%35.5) i ise derin yap lardan kaynakl lokalizasyon gösterdiler (Tablo 2). Çal şmaya al nan olgular n EEG çekimi sonras takiplerinde epilepsi ön tan s ile gönderilen ve/veya minimal epileptik deşarjlar olanlar n hiçbirinin anamnez, klinik ve laboratuvar bulgular uyumlu olmad ğ için epilepsi tan s ile takip ve tedaviye al nmad. Kesin epilepsi tan s yla gönderilen 16 hastan n ise EEG bulgular yayg n, şiddetli epileptik anormallikler göstermekte ve ilaç tedavisi almaktayd lar. DES bulgular : Hastalar n tümünün DES ortalamas 21.99 ± 19.85 bulundu (min= 0.36, max= 82.5) DES puan 30 ve üstünde olan hasta say s 25 (26.88) idi. Tablo 2. Minimal epileptiform deşarjlar ve epileptik EEG si olanlar n lateralizasyon ve lokalizasyon dağ l mlar (n= 31). Sayı % Lateralizasyon Yaygın 22 71.0 Sol 7 7.5 Sağ 2 2.2 Lokalizasyon Frontal 13 41.9 Temperopariyetal 5 16.1 Oksipital 2 6.5 Derin yapılardan kaynak alanlar 11 35.5 Cinsiyetle DES puan aras nda anlaml bir ilişki bulunmad (kad n= 21.21 ± 18.47; erkek= 23.05 ± 21.74, t= 0.436, p= 0.664). Eğitim durumuna göre DES puanlar nda anlaml fark gözlendi ve bunun yüksek okul mezunlar n n DES puanlar n n belirgin derecede düşük olmas ndan kaynakland ğ görüldü (f= 4.24, p= 0.008). Minimal epileptik anormallikleri olan hastalar n DES puanlar n n epileptik ve normal EEG bulgusu olan hastalardan daha yüksek olduğu, ancak istatistiksel olarak anlaml bir fark oluşturmad ğ bulundu (f= 1.09, p= 0.338) (Tablo 3). Minimal epileptik veya kesin epileptik anormallikleri olan hastalar n DES puanlar normal hastalarla karş laşt r ld ğ nda da anlaml bir fark bulunmad (t= 1.20, p= 0.233). Frontal ve derin yap lardan kaynaklanan minimal veya kesin epileptik EEG patolojileri olan hastalar n DES puanlar daha yüksek bulunurken, anlaml bir fark oluşturmad ğ bulundu (f= 0.12, p= 0.946). TARTIŞMA Organik durumlar n dissosiyatif belirtilere yol açabileceği sorusu tart şmalara yol açmaktad r. ICD-10 da organik dissosiyasyon kategorisi yer almakla birlikte DSM s n fland rmas nda henüz yer almamakta, DSM-IV s n fland rmas na al nmas tart ş lmaktad r (3,4,10). Good, dissosiyatif belirtiler ve bozukluklar n (amnezi, füg, depersonalizasyon, çoğul kişilik, otomatizmler) serebral fonksiyonu etkileyen değişik ilaç tedavileri, madde kullan mlar, t bbi hastal k ve durumlara bağl olabileceğini ifade etmiş, organik dissosiyasyonun intoksikasyon, amnestik bozukluk ve deliryumdan ayr bir katogori olarak s n flamalarda yer almas gerektiğini vurgulam şt r (11). Psödonöbet olgular da s kl kla dissosiyatif bozukluk tan s almaktad r. Bir çal şmada video-eeg ile tan s kesinleştirilen 27 psödonöbet olgusu değerlendirilmiş, %85 i herhangi bir dissosiyatif bozukluk tan s alm şt r. Bu olgular n DES ortalamas 26.7 bulunmuş, %88 inde cinsel ve/veya fiziksel travma hikayesi al nm şt r (cinsel %77, fiziksel %70) (10). Çal şmam zda olduğu gibi EEG patolojisi ile DES puanlar aras nda anlaml bir ilişki bulmayan çal şmalar vard r. Epileptik ve psödoepileptik nöbet geçiren hastalarda DES puanlar n karş laşt ran bir diğer çal şmada da anlaml fark bulunmam şt r (12). 64

Türkiye Tıp Dergisi 2002; 9(2): 61-66 Tablo 3. EEG sonucu, lateralizasyon ve lokalizasyon bulgular na göre DES puanlar n n karş laşt r lmas. DES puanı Ortalama SS Anlamlılık EEG sonucu Normal (n= 62) 20.25 19.21 f= 1.09 Minimal epileptik deşarjlar (n= 15) 28.69 21.92 p= 0.338 Şiddetli epileptik deşarjlar (n= 16) 22.47 20.24 Lateralizasyon Yaygın (n= 22) 22.92 14.29 f= 0.654 Sol (n= 7) 30.05 30.88 p= 0.528 Sağ (n= 2) 37.62 50.76 Lokalizasyon Frontal (n= 13) 27.33 21.08 Temperopariyetal (n= 5) 20.50 19.03 Oksipital (n= 2) 27.32 12.87 Derin yapılar (n= 11) 25.22 24.59 Ön tanı Epilepsi (n= 49) 22.84 19.60 Psikiyatrik bozukluk (n= 6) 20.05 16.14 Baş ağrısı (n= 22) 25.22 23.12 Senkop (n= 7) 19.48 23.41 Diğer (n= 4) 10.35 12.49 Minimal veya şiddetli epileptik deşarjlar (n= 31) 25.48 20.95 Toplam (n= 93) 21.99 19.85 SS: Standart sapma. f= 0.122 p= 0.946 f= 0.512 p= 0.727 Diğer yandan başka bir çal şmada, DES sonuçlar ayr nt l olarak incelenmiş ve çal şmam z bulgular na paralel olarak psödonöbet hastalar ve kompleks parsiyel nöbet hastalar ndaki DES puan sonuçlar nda anlaml fark bulunmamakla birlikte DES in biri nörolojik yetersizlik olmak üzere farkl boyutlar içerdiği gösterilmiştir. Bu çal şmada, psödoepileptik nöbet geçiren 132 hasta ile kompleks parsiyel epilepsisi olan 169 hastaya DES uygulan p faktör analizi yap lm ş, psödonöbet hastalar nda DES ortalamas 15.1, epileptik hastalarda ise 12.7 bulunmuş ve fark anlaml bulunmam şt r (p= 0.079). Faktör analizinde ise DES te depersonalizasyon ve derealizasyon nonepileptiklerde kompleks parsiyel nöbet hastalar na göre daha fazla bulunmuş (p= 0.005), amnestik faktör ise kompleks parsiyel nöbet hastalar nda daha yüksek olma eğilimi göstermiştir (p= 0.056). Bu çal şmada, DES in depersonalizasyon-derealizasyon, çocukluk travmas ve nörolojik yetersizlik olmak üzere ayr boyutlar içerdiği iddia edilmekte ve bu farkl boyutlar nedeniyle nöropsikiyatrik hastalardaki dissosiyasyon çal şmalar nda kullan labileceği ifade edilmektedir (13). Özellikle temporal lob epilepsisi ile kompleks parsiyel epilepsi hastalar dissosiyatif bozukluk tan s alabilmektedirler. Bir çal şmada, klinik ve EEG ile temporal lob epilepsi tan s konan 12 hastada dissosiyatif belirtiler sorgulanm ş, 7 sinde klinik görünüm çoğul kişilik bozukluğu ile uyumlu bulunmuştur (14). Schank (1981), temporal lob epilepsisi olan pekçok hastada ayn zamanda dissosiyatif bozukluklar n da görülebildiğini belirtmiştir (15). Yapt ğ çal şmada, temporal lob epilepsisi olan hastalar n %33 ünün nöbet dönemleri içinde olmayan ancak nöbet dönemlerini takiben dissosiyatif belirtiler gösterdiğini bulmuştur. Bir başka çal şmada ise 71 epileptik hastada DES ile dissosiyatif belirtiler taranm ş ve kontrollerle karş - 65

Çilli AS, Akpınar Z laşt r ld ğ nda kompleks parsiyel nöbeti olanlar n kontrollere göre yüksek, ancak çoğul kişilik bozukluğu olan psikiyatrik bozukluklu hastalara göre daha düşük DES puanlar ald ğ bulunmuştur (16). Ayn çal şmada parsiyel nöbeti olanlardan, dominant hemisferde fokus olanlarda daha yüksek DES puanlar bulunmuştur. Ancak bu çal şma bulgusunun d ş nda çal şmam zda ve bu konuda yap lan diğer çal şmalarda EEG lateralizasyon ve lokalizasyonuyla dissosiyatif belirtilerin şiddetinin ilişkisi ile ilgili anlaml belirgin bir bulguya rastlan lmam şt r. Ross ve arkadaşlar (1989) yapt klar bir çal şmada, 20 çoğul kişilik, 20 kompleks parsiyel nöbet geçiren epilepsi hastas ve 28 nörolojik hastal ğ olan kontrol olgusuna DES uygulam ş ve elde ettiği bulgular bu bozukluklar n ayr fenomenler olduklar ve farkl etyolojilere sahip olduklar şeklinde yorumlam şt r (17). Epilepsi veya EEG patolojisi ile dissosiyatif belirti veya hastal klar n ilişkisini araşt ran çal şmalarda görüldüğü gibi özellikle kompleks parsiyel ve temporal lob epilepsisi olan hastalar n büyük oran ayn zamanda bir dissosiyatif bozukluk tan s almaktad r. Dissosiyatif bozukluk ve dissosiyatif belirtiler s k ay r c tan sorunu olmaktad r. DES dissosiyatif belirtilerin şiddetinin araşt r lmas nda önemli faydalar sağlamaktad r, ancak epileptik hastalarla psödoepileptik hastalar n ayr lmas nda yeterli değildir (12). Dissosiyatif belirtilerin genel olarak, özellikle çocukluk çağ travmalar gibi psikolojik kökenleri olduğu bilinen bir gerçektir. Ancak bunun yan nda özellikle epileptik hastalarda olduğu gibi organik kökenli dissosiyasyondan bahseden yazarlar da bulunmakta ve bu konudaki araşt rmalar devam etmektedir (11). Diğer yandan DES sonuçlar n n ayr nt l değerlendirilmesi ile DES in depersonalizasyon-derealizasyon, çocukluk travmas ve nörolojik yetersizlik olmak üzere farkl boyutlar içerdiği şeklinde baz bulgular elde edilmesi bu konudaki araşt rmalar n devam etmesi gerekliliğini ortaya koymaktad r (13). 4. Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders. 4 th ed (DSM-IV). American Psychiatric Association, Washington DC, 1994. 5. Greig E, Betts T. Epileptic seizures induced by sexual abuse. Pathogenic and pathoplastic factors. Seizure 1992; 1: 269-74. 6. Tisher PW, Holzer JC, Greenberg M, et al. Psychiatric presentations of epilepsy. Harv Rev Psychiatry 1993; 1: 219-28. 7. Kaplan H, Sadock B, Grebb JA. Synopsis of Psychiatry. 7th ed. Baltmore: Williams & Wilkins, 1994: 638-52. 8. Bernstein EM, Putnam FW. Development, reliability, and validity of a dissociation scale. J Nerv Ment Dis 1986; 174: 727-35. 9. Yarg ç Lİ, Tutkun H, Şar V. Validity and reliability of the Turkish version of the dissociative experience scale. Dissociation 1995; 8: 10-2. 10. Bowman ES. Etiology and clinical course of pseudoseizures. Relationship to trauma, depression, and dissociation. Psychosomatics 1993; 34: 333-42. 11. Good MI. The concept of an organic dissociative syndrome: What is the evidence? Harv Rev Psychiatry 1993; 1: 145-57. 12. Wood BL, Mc Daniel S, Burchfiel K, et al. Factors distinguishing families of patients with psychogenic seizures from families of patients with epilepsy. Epilepsia 1998; 39: 432-7. 13. Alper K, Devinsky O, Perrine K, et al. Dissociation in epilepsy and conversion nonepileptic seizures. Epilepsia 1997; 38: 991-7. 14. Mesulam MM. Dissociative states with abnormal temporal lobe EEG. Multiple personality and the illusion of possession. Arch Neurol 1981; 38: 176-81. 15. Schank L, Bear D. Multiple personality and related dissociative phenomena in patients with temporal lob epilepsy. Am J Psychiatry 1981; 138: 1311-6. 16. Devinski O, Putnam F, Grafman J, et al. Dissociative states and epilepsy. Neurology 1989; 39: 835-40. 17. Ross CA, Heber S, Anderson G, et al. Differentiating multiple personality disorder and complex partial seizures. Gen Hosp Psychiatry 1989; 11: 54-8. KAYNAKLAR 1. Perrine KR. Pathology in epilepsy. Semin Neurol 1991; 11: 175-81. 2. Bowman ES. Pseudoseizures. Psychiatr Chin North Am 1998; 21: 649-57. 3. World Health Organization. The ICD-10 Classification of Mental and Behavioral Disorders. Clinical Descriptions and Diagnostic Guidelines. World Health Organization, Geneva, 1992. YAZIŞMA ADRESİ Yrd. Doç. Dr. Ali Savaş ÇİLLİ Selçuk Üniversitesi T p Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dal 42080, Akyokuş-KONYA e-mail: ascilli@selcuk.edu.tr 66