Bülten No: 32 Tarih: 30 EKİM 2002 OKUL ÖNCESİ DÖNEM ÇOCUKLARININ GELİŞİM EVRELERİ VE EĞİTİMİ İlk Çocuklukta Gelişim (2-6 Yaş Dönem) Gelişim psikolojisi,psikolojinin en büyük ve en ileri dallarından biridir. İnsanın gelişimini, doğum öncesinden başlayıp ölümüne kadar izleyen bu psikoloji dalının en dinamik bölümü de çocuk psikolojisidir. Özellikle ilk çocukluk (okul öncesi dönem) çağının incelenmesi,günümüzde psikolojinin en önemli uğraşlarından biri olmuştur. Geleceğin insanını yaratmanın yollarını araştıran bugünün bilimi,bütün dikkatini çocuğun zihinsel gelişimine yöneltmiştir. Gelecek yüzyılların,tam anlamıyla bilime dayanan,çok boyutlu, çok karmaşık yaşam biçimine,ancak zihinsel olarak erkenden gelişmiş insanların uyum sağlayabileceği çok iyi bilinmektedir. Okul öncesi çocuğun gelişimini incelemeden önce gelişim kavramına değinecek olursak; Çoğu kez birbirleriyle karıştırılan büyüme ve gelişme sözcükleri,gerçekte bir birinden farklı kavramlardır. Yapısal artışı dile getiren büyüme, bedende gerçekleşen sayısal değişiklikleri içermektedir. (kilo,boy artışı gibi) Buna karşılık gelişme değişikliklerin niceliği yanında niteliğini de içermektedir. Gelişme kavramı,düzenli,uyumlu ve ilerlemeyi dile getirmektedir. Gelişimdeki 5 temel kavram şöyle özetlenebilir: Gelişim dinamik bir olgudur Gelişim genetik bireyselliğin bir sonucudur. Gelişim giderek artan bir özelleşme sürecidir. Gelişimde denge vardır. Gelişim ard arda görülen,düzenli bir süreçtir. İlk Çocukluk Nedir? Okul öncesi yıllar olarak da adlandırılan ilk çocukluk kavramı,genellikle iki altı yaşlar arasındaki çocukları belirtir. Bu toplumsal ilişkilerde olduğu kadar,bilişte,dilde ve kişilik gelişiminde önemli değişmelerin olduğu bir zamandır. Okul öncesi Çocukta; A- BEDENSEL GELİŞİM İlk iki yılda hızlı bir artış gösteren boy uzaması giderek daha yavaş, fakat sürekli bir artış gösterir. Doğuşta ortalama 3,5 kg olan ağırlık ilk yılda ortalama üç katına ulaşır. Artış oranı 2 yaşından sonra git gide yavaşlayarak 3 yaşında 2-3 kg,;4-5 yaşlarında 1,5,2 kg dır. Sonuç olarak kiloda artış boy uzamasına benzer bir gelişim gösterir. İlk diş genellikle çocuk 6 ya da 7 aylıkken çıkar ve on iki tane olan süt dişleri 4 yaşlarına doğru tamamlanır. Normal olarak ta 6 yaşına doğru dişlerin değişmesi 1
başlar ve ergenliğe kadar dişlerin sayısı oldukça düzenli olarak bir yıldan öbürüne atar. Trioit ve paratirait bezleri ve hippfiz daha düzenli bir biçimde büyür. Epifiz,çocuk on yaşına geldiğinde en büyük ağırlığının %90 ına ulaşmıştır. B-BİLİŞSEL(Congnitive)GELİŞİM (2-7 Yaş Arası :İşlem Öncesi(preoperation)Dönem Bu evrede çocuk,dile ve sembolik düşünce yeteneğine sahiptir. Piaget,işlem öncesi dönemde çocuğun görünüşte ben merkezci olduğunu vurgular. Her ne kadar 3 yaş çocuğu sembolik düşünmeye başlamışsa da bu semboller kesin kavram ve kurallar biçiminde organize edilerek ifade olunamamaktadır. 3-4 yaş civarındaki çocuklar büyük ölçüde dış dünyayı zihni semboller halinde tasarımlayabilecek güçtedirler,yetişkin ve yaşıtlarıyla serbestçe etkileşimde bulunabilirler. ;ancak bu iletişim ben merkezlidir. Zihinsel olarak kendi üzerlerinde yoğunlaşmışlardır, başkalarının görüş açılarını kavrayamazlar. Piaget bu dönemdeki düşünceden mantık öncesi olarak söz eder. Bu dönemde çocuklar,nesnelerin görünüşünün etkisi altındadırlar. Henüz korunum (değişmezlik) için gerekli zihinsel kavrama sürecinden yoksundurlar. Bu dönemde görülen bir başka sorun da,çocukların tersine düşünme,dönebilme yeteneğinden yoksun bulunmalarıdır. İşlem öncesi evrede çocuk,nesneleri bir başka şeylerin simgesi gibi kullanmaya başlar. Örneğin bir değneğe binip at gibi dolaşabilir. Bu aşama somut işlemler için bir hazırlık evresidir. Bu evrede çocuk zihinsel semboller geliştirir. Zihinsel semboller görmeyle ilgilidir,dile dayanmazlar. Algılama vardır. Görüntü bir zihinsel semboldür ve sembol kişiseldir. Dilin gelişimiyle birlikte düşüncede yaygınlık ve hız görülür. Bu evrede çocuk bir obje grubuna bir sözcük ayıramaz. İşlem öncesi gelişime devrelinde çocuk; Ben merkezcidir Maddeleri tek ve belirgin özellikleriyle sınıflandırabilir. Bir yönleri ile birbirine benzeyen maddelerin,başka yönlerinden değişik olabileceklerini göremez. 2-7 yaşlarında çocuklar hala zihinsel kıyaslama yapamazlar. C-MOTOR GELİŞİM (Hareketle İlgili Gelişim) 2-6 yaşları arası,bir başka değişle,çocuğun yürümeye başlama sırasından sonraki dönem,yoğun bir motor gelişimi evresidir. Yeni ve daha karmaşık beceriler edinir. 3-4 yaş arasında çocuk,parmak ucunda yürümeyi başardığı gibi,normal yürümede adımları uygun ve 2 yaşa oranla daha uzundur. Artık çocuk ayak değiştirerek ve yardımla birkaç basamağı çıkabilir. Üç tekerlekli bisiklete binme yeteneğide görülür. Enerjik olan 4 yaş çocuğu tırmanma,sıçrama,atlama gibi tüm 2
bedensel etkinlikleri sever. Parmak uçlarında oldukça dengelidir. Eğer yardım edilirse uzun bir merdivenden ayak değiştirerek inebilir. 44-5 yaş arası çocuğa,ayaklarını bitiştirerek zıplama,ip atlama,top atıp tutma öğretilebilir. 5-6 yaş arasında hareketlerin koordinasyonu düzgündür. Çocuk daha çok duvar ya da tahta üzerinde yürümek gibi denge etkinlikleriyle ilgilidir. Hareketle ilgili gelişim 6 yaşından sonra iyice yavaşlar ve azalır. D-DİL GELİŞİM Çocuk okula gitmeden önce dinlediği öyküyü anlayabilmek,basit ve karmaşık sözcükleri ayırt edebilecek kadar anlayışa sahip olmalıdır. Günümüzde radyo ve televizyon,çocukların anlayışlarının gelişmesine oldukça yardımcı etkenlerdir. İlk çocukluk sırasında dilde ilerlemeler hem anlamsal,hem de sözdizimsel gelişmeyi içerir. 18 aydan 3 yaşına kadar çocuk birçok sözcük söyler;ama telaffuzda çok az ilerleme gösterir. Bu da çocuğun anlaşılmamasına ve kırıklığa uğramasına neden olur. Çocuklar için en erken telaffuz edilebilen sessiz harfler t,p,b,m,n dir. Kolay sesli harfler ise i,a,e,u dur. Telaffuzu zor sessiz harflerin başında z,v,d,s,g sayılabilir. Çocuk tarafından ilk kullanılan sözcükler isimlerdir. İsimler yeterince öğrenildikten sonra sıra fiillere gelir. Çocuk sözcük dağarcığını yalnızca yeni sözcükler öğrenmekle değil,eski sözcüklerin yeni anlamlarını öğrenmekle de genişletir. 2 yaşındaki çocuğun normal sözcük dağarcığı272 sözcüklüktür. Bu,kızlarda erkeklere oranla daha fazladır. Sözcük dağarcığının genişliği çocuğun sosyal ve duygusal gelişmesi için önemlidir. Çocuğun sözcük dağarcığının fakirliği, onu toplum dışı bırakabilir. İlk cümleler yalnızca bir sözcüklüdür ve bunların mimikleri birleştirilmesiyle bir cümle meydana gelir. Cümlelerin uzaması ise çocuk 9,5 yaşına gelene kadar devam eder. 2 yaşına kadar 2 yada 3 sözcüklük cümleler,bu yaştan sonra 6-8 sözcüklük cümleler halinde gelir. Dil gelişimini etkileyen faktörler;sağlık,zeka,sosyo-kültürel koşullar cinsiyet(erkek çocuklar her zaman kızlara göre geriye kalırlar),aile ilişkileri(sıkı kişisel ilişkiler dil gelişmesinde önemli etkendir)konuşmaya teşvik. Gelişen iletişim yetenekleri toplumsal ve bilişsel gelişiminin artmasına yol açar. E-DUYGUSA(Emotional)GELİŞİM Bazı tipik heyecan biçimler: KORKU:Korkular,yaşla paralel olarak artmaktadır. Korkuyu oluşturan bütün uyarımlardaki ortak özellik,ani ve birden bire oluş,bunun sonucunda da çocuğun yeni duruma uyum gösterememesidir. 3 yaşından sonra heyecanların giderek kontrol altına alındığı dikkati çeker. Okul öncesi dönemde,özellikle 2-5 yaşları arasında çocukların korkularında farklılaşma ve artmalar görülür. Bu dönemde en sık rastlanan korkular arasında 3
,hırsız,hayali yaratıklar, karanlık, motor gürültüsü,şimşek ani ses ve yalnız kalma sayılabilir. Tehdit ederek çocuğu yönlendirmeye çalışmak korkuya neden bir etkendir. Baban geldiği zaman yaptıklarını anlatacağım şeklindeki ilkel tehditler yıllar boyu sürebilecek bir takım korkuların yerleşmesine neden olabilir. İleri düzeyde yerleşmiş korkular,başarılı bir eğitim yöntemi,çocuğa verilecek sevgi,güven ve kendine güvenme duygusuyla giderilebilir. KISKANÇLIK: İlk çocuklukta kıskançlık ana-babayı ya da ona bakan bireyleri içerir. Çünkü çocuk ilgi ve şefkati şiddetle arzular,sık sık kendini diğer bir çocukla kıyaslama içinde bulunur. Küçük çocuklarda kıskançlık ise,genellikle 2-5 yaşları arasında eve yeni bir kardeşin gelmesinden kaynaklanan çok genel bir duygusal deneyimdir. Kıskançlık nedeniyle çocukta görülebilecek alt ıslatma,tırnak yeme,parmak emme gibi gerileme belirtileri,onun ruh sağlığını büyük ölçüde etkiler. Bu nedenle anne ve babanın daha kardeş dünyaya gelmeden çocuklarını bu konuda hazırlamaları,doğum sonrası bebeğin bazı işlerini,kontrolü bir şekilde çocuğa yaptırmaları en uygun bir çözümdür. ÖFKE:Engelleyici nesne ve durumlar,bireyde öfke yaratır. Öfke tepkileri ilk çocukluk döneminde kısa sürer. Öfkeden hemen sonra çocuk neşeli bir havaya girer. ANKSİYETE(Endişe):Sorunun ne olduğu bilinmeksizin duyulan belirsiz bir korku olarak tanımlanabilen anksiyete,erişkin ve çocuklarda çeşitli biçimlerde görülen gerginlik,sinirlilik, kısaca hoş olmayan bir duygusal durumdur. Özellikle okul öncesi dönemde anksiyeteye neden olan etkenlere sık rastlanır. Çocukta saldırganlık,cinsel yada bağımsızlık dürtüleri yeterince ifade edememenin sıkıntısıyla anksiyete görülebilir. Yeni doğan bir kardeş de bu endişe halinden olabilir. Okul öncesi çocuğun anksiyeteye karşı geliştirdiği başlıca savunma mekanizmaları İçe Çekilme, Bastırma, İnkar, Gerileme, Yansıtma dır. Çocuğun Duygusal Gelişiminde Anne-Babanın Rolü:Aile içindeki duygusal etkileşim,çocuğun heyecan dünyasını doğrudan etkiler. Anne ve babalar,küçük yaştan itibaren çocuklarının tuvalet gereksinimini kendi başlarına gidermelerini beklerler. Oysa bu faaliyet yeterli düzeyde kas konrolü gerektirdiğinden 2-3 yaşından önce gerçekleşmez. Anne ve babanın bu işlemi,çocuktan sert bir biçimde istemesi,çocukta korku,öfke ve endişe gibi heyecanların görülmesine neden olabilir. Kendisine daima yalancı olduğu söylenen,anne ve babası tarafından sevilmeye,diğer çocuklarla sık sık kıyaslanarak alay edilen ve dayakla cezalandırılan bir çocukta,kısa ya da uzun süreli gerginlik halleri görülebilir. Bu tür kötü uygulamaların devamı ise bazı davranış ve uyum bozukluklarına neden olabilir. Aynı şekilde aşırı düşkünlük ve taşkın sevgi gösterileri de zararlıdır. Çocuğun sağlıklı bir duygusal gelişime sahip olabilmesi için dengeli ve duygusal etkileşim ortamına gereksinmesi vardır. Bu ortamda çocuk,kendisi için gerekli olan sevgi,sevecenlik güveni bulabilmelidir. 4
F-SOSYAL GELİŞİM: 2 yaş çocuğunun duygularının son derece geliştiği görülür. Aile dışındaki bireylerle ilişki kurmaya ve kendi akranlarıyla olan beraberlikten zevk almaya başlar.2 yaş çocuğunun tüm beceri,yetenek ve eğilimlerini güçlü olma ve bağımsızlık duygularını büyük ölçüde etkiler. 2 yaşın başlamasıyla birlikte çocuklar,kendilerinden,benmerkezli,bağımlı bir kişi yerine,bağımsız bir varlık olmaları beklendiğini öğrenirler. Anne ve babanın da etkisiyle geliştirilen bu davranış türlerinin tümü Sosyalleşme Olgusu nun ilk aşamalarını oluşturur. İlk çocukluk döneminde,çocuğun diğer kimselerle olan çok sayıdaki ilişkisi,onun sosyal gelişimini arttırır. Bu nedenle anaokuluna giden çocuklar,arkadaşlarıyla çok sayıda ilişki kuracaklarından,sosyal faaliyetleri aile ve komşu düzeyinde sınırlı olan çocuklara oranla daha iyi bir toplumsal uyum gösterirler. Bu dönemde çocukların toplumsallaşma yolunda gelişim gösterebilmeleri ; Sosyal kabul için nedenli arzulu olduklarına, Kendi davranışlarını nasıl geliştirebilecekleri hakkında yeterli bilgiye sahip olup olmamalarına, Davranışlarıyla sosyal kabul arasında ilişkiyi kurabilecek düzeyde zihinsel yeteneğe sahip olup olmamalarına, İlk çocukluk evresinde 2,5 yaş,gelişimin zorlu dönemlerinden birini oluşturur. Sarkeşlik Evresi olarak nitelendirilen bu dönemde çocuk,dengesiz,olumsuz, kararsız ve isyankardır. Çevresinden yardım istemez ve kendi başına başarmayı amaçlar. 3 yaşına girdiğinde, çocuğun giderek daha olumlu ve dengeli bir birey haline dönüştüğü görülür. 2 yaşına kadar çocuklar yalnız oynarlar.3-4 yaşlarında grup halinde oynamaya,oynarken birbirileriyle konuşmaya ve grup içinde oynamak istediklerini seçmeye başlarlar. 2 yaş dolaylarında başlayan sorgu çağı, 4 yaşında en yüksek düzeye ulaşır. Bu evrede çocuk nasıl ve niçin sorularını ısrarla sorar. Anne ve baba,çocuğun sorularını hassasiyetle ele alarak yanıtlamalıdırlar. Bu evrede dil,diğer insanlarla etkileşimini sağlayan, sosyal ve zihinsel gelişimi büyük ölçüde etkileyen,önemli bir araç olarak görülür. İlk çocukluk evresinin düğüm noktasını,aile ve çocuk için altın yaş olarak nitelendiren 5 yaş oluşturur. Daha bilgili ve olgun bir birey görünümünde olan 5 yaş çocuğu,çevresine karşı dostça bir yaklaşım içindedir. En belirgin özellikleri arasında,yeterli ve dengeli oluşu gelmektedir. 5 yaşındaki çocuk,yeteneklerinden en iyi biçimde yararlanmak ister,hak ettiği sorumluluk ve ödüllere biraz olsun sahip olmaktan hoşlanır. Bu üstün özellikleriyle 5 yaş çocuğu,yüksek derecede toplumsallaşmış bir birey görünümündedir. 5
İlk çocukluk ayrıca ilk cinsiyet rolü kavramlarının geliştiği dönemdir. Anababaların ve diğer bakıcıların etkileri aracılığı ile toplum erkek ve dişi kimliğine ilişkin temel anlayışları ve beklenen eril ve dişil davranışlar konusundaki bazı görüşleri çocuklara aktarır. KAYNAKÇA 1 Gonder,Mary Jve Gardiner,Harry W.,Çocuk ve Ergen Gelişimi,İmge Kitapevi,1995 2 Yavuzer Prof.Dr.Haluk,Çocuk Psikolojisi,Remzi Kitapevi,1996 6