Akneli Vulgarisli Hastaların Stresle Baş Etme Tutumlarının Öfkeyi İfade Tarzlarıyla İlişkisi



Benzer belgeler
Psoriazis vulgarisli hastalarda kişilik özellikleri ve yaygın psikiyatrik tablolar

Tip 1 diyabetli genç yetişkinlerin hastalığa psikososyal uyumları ve stresle başa çıkma tarzları

COPE (Başa Çıkma Tutumlarını Değerlendirme Ölçeği): Psikometrik özelliklere ilişkin bir ön çalışma

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

Akne Vulgaris in Psikiyatrik Etkileri

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi

Akne Vulgaris Hastalarında Sosyal Kaygı Düzeyi ve Bunun Klinik Değişkenler İle İlişkisi

Prof.Dr. Hatice ÖZYILDIZ GÜZ Ondokuz Mayıs Üniversitesi Psikiyatri ABD

The Study of Relationship Between the Variables Influencing The Success of the Students of Music Educational Department

Akneli hastalarda akne şiddeti ve depresyon ilişkisi

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

Bir Sağlık Yüksekokulunda Öğrencilerin Eleştirel Düşünme Ve Problem Çözme Becerilerinin İncelenmesi

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

ÖRNEK BULGULAR. Tablo 1: Tanımlayıcı özelliklerin dağılımı

Özel Bir Hastane Grubu Ameliyathanelerinde Çalışan Hemşirelerine Uygulanan Yetkinlik Sisteminin İş Doyumlarına Etkisinin Belirlenmesi

Diffüz alopesili kadınlarda öfke, anksiyete ve depresyon

HEMġEHRĠ ĠLETĠġĠM MERKEZĠ ÇALIġANLARIYLA STRES VE KAYGI DURUMLARI ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

EGZERSiziN DEPRESYON TEDAVisiNDEKi YERi VE ETKiLERi

Alopesi Areata ve Akne Vulgarisin Ruhsal Durum Üzerine Etkileri

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

Hemşirelik Öğrencilerinin Algıladıkları Stresörler ve Kullandıkları Başetme Yöntemlerinin Belirlenmesi

TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE GÜNDÜZ AŞIRI UYKULULUK HALİ VE DEPRESYON ŞÜPHESİ İLİŞKİSİ

Kronik Solunum ve Kalp Hastalıklarında Anksiyete ve Depresyon Sıklığı ve İlişkili Özelliklerin Değerlendirilmesi

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

Dr. Sait Uluç Hacettepe Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü

Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE

Sizofrenide Yasam Kalitesi. Prof. Dr. Köksal Alptekin, Dokuz Eylül Univ. Tip Fak. Izmir-TURKEY (SAYKAD 2004)

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD.

EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEK BİLGİSİ DERSLERİNE YÖNELİK TUTUMLARI Filiz ÇETİN 1

POSTPARTUM BAŞLANGIÇLI DEPRESYONDA GİDİŞ VE SONLANIM

İngilizce Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine İlişkin Tutumları 1. İngilizce Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine İlişkin Tutumları

ÖZGEÇMİŞ. Eğitim HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ YRD. DOÇ. DR. SAİT ULUÇ. Telefon: (0312)

EĞİTİM DÜZEYİNİN BENLİK SAYGISI ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN İNCELENMESİ

Hemşirelerin Hasta Hakları Konusunda Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi

Akne Vulgarisli Hastalarda Mizaç-Karakter Özelliklerinin İncelenmesi Assesment of Temperament and Character Profile of Patients with Acne Vulgaris

Akne hastalarında yaşam kalitesi, problem çözme, kontrol odağı ve öfke eğilimi

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

POSTPARTUM DEPRESYON VE ALGILANAN SOSYAL DESTEĞİN MATERNAL BAĞLANMAYA ETKİSİ

Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış

PSİKOZ İÇİN RİSK GRUBUNDA OLAN HASTALARDA OBSESİF KOMPULSİF VE DEPRESİF BELİRTİLERİN KLİNİK DEĞİŞKENLER VE BİLİŞSEL İŞLEVLERLE İLİŞKİSİ

Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması

Akneli ergenlerin yaşam kalitesi, yalnızlık ve yaşam doyumu düzeylerinin değerlendirilmesi

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Özel Yetenek Sınavına Katılan Adayların Stresle Başa Çıkma Stillerinin İncelenmesi *

Yardımcı Doçent Psikoloji Haliç Üniversitesi 2000 Yardımcı Doçent Psikoloji FSM Vakıf Üniversitesi 2011

HEMODĠYALĠZ HASTALARININ UMUTSUZLUK DÜZEYLERĠ

KAMU PERSONELÝ SEÇME SINAVI PUANLARI ÝLE LÝSANS DÝPLOMA NOTU ARASINDAKÝ ÝLÝÞKÝLERÝN ÇEÞÝTLÝ DEÐÝÞKENLERE GÖRE ÝNCELENMESÝ *

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

YRD. DOÇ. DR. MÜGE AKBAĞ

Mental sağlığın korunmasında etkili faktörler. Prof. Dr. Zeynep Oşar Siva İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

THE RELATIONSHIP BETWEEN THE PERCEIVED STRESS LEVEL AND THE STRESS COPING STRATEGIES IN UNİVERSİTY STUDENTS

GİRİŞ İki uçlu bozukluk: Manik episod Depresif episod Ötimi (iyilik hali) Kronik gidişli Kesin ilaç tedavisi gerektirir (akut episod ve koruyucu

Anadolu Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezi SOSYAL FOBĐ

FARKLI BRANŞTAKİ ÖĞRETMENLERİN PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ. Abdulkadir EKİN, Yunus Emre YARAYAN

Ortaokul Öğrencilerinin Sanal Zorbalık Farkındalıkları ile Sanal Zorbalık Yapma ve Mağdur Olma Durumlarının İncelenmesi

Emine Sevinç Tok. İzmir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü. Gürsel Aksel Bulvarı No: Üçkuyular İzmir

Yerinde Masaj ın İş Hayatına Etkileri İstanbul Konulu Akademik Araştırma Sonuçları Sayfa 1/4

International Journal of Progressive Education, 6(2),

Şizofreni ve Bipolar Duygudurum Bozukluğu Olan Hastalara Bakım Verenin Yükünün Karşılaştırılması

DİYABETLİ HASTALARDA UYGULANAN HIZLI DEPRESİF BELİRTİ ENVANTERİ ÖZBİLDİRİM FORMU VE BECK DEPRESYON ÖLÇEKLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ i

Samsun da altı yıllık bir psikiyatri muayenehane çalışmasının değerlendirilmesi. Evaluation of psychiatric office studies for six years in Samsun

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

Mizofoni: Psikiyatride yeni bir bozukluk? Yaygınlığı, sosyodemografik özellikler ve ruhsal belirtilerle ilişkisi

Diyabetes mellituslu hastaların depresyon ve anksiyete düzeylerinin belirlenmesi

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ

Hipertansiyonu Olan Hastalarda Öfke ve Öz-Bakım Gücü İlişkisi

Sınavlı ve Sınavsız Geçiş İçin Akademik Bir Karşılaştırma

HEMODİYALİZ VE PERİTON DİYALİZİ UYGULANAN HASTALARIN BEDEN İMAJI VE BENLİK SAYGISI ALGILARININ KARŞILAŞTIRILMASI

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞUNDA BAŞA ÇIKMA TUTUMLARI

BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

Pruri Universalis, Alopesi Areata, Psoriasis Vulgaris ve Kronik Ürtikerde Beck Depresyon, Durumluk ve Sürekli Kaygı Envanterlerinin Değerlendirilmesi

Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Psikoloji Hacettepe 1999

Öğrenci Hemşirelerin Stresle Başetme Tarzları ve Depresyon Düzeylerinin Belirlenmesi

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları)

İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN MÜZİK DERSİNE İLİŞKİN TUTUMLARI

[BİROL BAYTAN] BEYANI

Uzm.Dr., Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi, Aile Hekimliği Anabilim Dalı, Manisa, Türkiye

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

Hemodiyaliz Hastalarının Psikolojik Dayanıklılık Durumları ve Etkileyen Faktörlerin Değerlendirilmesi

Kronik Ürtikerli Hastalarda Kiþilik Bozukluklarý, Anksiyete ve Depresyon

ABSTRACT $WWLWXGHV 7RZDUGV )DPLO\ 3ODQQLQJ RI :RPHQ $QG $IIHFWLQJ )DFWRUV

ÇALIŞMAYAN KADINLARIN SAĞLIKLI YAŞAM BİÇİMİ DAVRANIŞLARI, SOSYAL GÖRÜNÜŞ KAYGISI VE FİZİKSEL AKTİVİTEYE KATILIMLARINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER Zekai

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ. : Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Telefon : (0212) : gsaltukoglu@fsm.edu.tr

Derece Alan Üniversite Yıl. BA Psychology Hacettepe 1999

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU

ULUSLARARASI 9. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ KONGRESİ

İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü

HUZUREVĠ ÇALIġANLARININ TUTUM VE STRES VERĠLERĠNĠN DEĞERLENDĠRMESĠ

Huzurevinde yaşayan yaşlı bireylerin yaşam ARAŞTIRMA kalitesi ve depresyon (Research düzeyleri Report) ve etkileyen faktörler

Transkript:

ARAŞTIRMA MAKALESİ Akneli Vulgarisli Hastaların Stresle Baş Etme Tutumlarının Öfkeyi İfade Tarzlarıyla İlişkisi n Seçil ALDEMİR*, Seval ERPOLAT**, Seda TAN***, Merve TOPCU****, Ercan DALBUDAK* * Yrd. Doç. Dr Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Psikiyatri AD ** Yrd. Doç. Dr Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Dermatoloji AD *** Uzman Psikolog Gazi Üniversitesi Doktora Öğrencisi **** Uzman Psikolog Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Psikiyatri AD Yazışma adresi: Seçil Aldemir, Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Psikiyatri AD. Alparslan Türkeş Cad. No:57 Emek/ANKARA, Cep tel: 0530 642 34 25, İş tel: 0312 203 57 34, Faks: 0312 203 50 28, e-posta: drsecilozen@gmail.com Akneli Vulgarisli Hastaların Stresle Baş Etme Tutumlarının Öfkeyi İfade Tarzlarıyla İlişkisi ABSTRACT ÖZET Amaç: Bu çalışma akneli hastaların anksiyete düzeyini, depresif belirtilerini, öfke düzeylerini ve stresle başa çıkma tutumlarını değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Çalışmaya Dermatoloji polikliniğinde akne vulgaris tanısı konulan 50 hasta alındı. Hastalara Global Akne Derecelendirme Sistemi (GADS), sosyodemografik ve klinik bilgi formu, Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölceği (HAD), Sürekli Öfke ve Öfke Tarz Ölçeği (SÖÖTÖ) ve Stresle Başa- Çıkma Tutumları Envanteri (SBTE) uygulandı. Bulgular: Çalışmaya katılan akneli hastaların 41 i (%82) kadınlardan, 9 u (%18) erkeklerden oluşmuştur. Akneli hastalarda GADS a göre hesaplanan akne şiddeti ortalaması 26.44±5.69 olarak bulunmuştur. Hastaların % 20 si HADÖ-Depresyon Alt ölçeğinden, % 14 ü HADÖ-Anksiyete Alt ölçeğinden kesim puanının üzerinde puan almışlardır. Akne şiddetine göre SÖÖTÖ alt ölçeklerinden öfke içe atma bakımından anlamlı derecede farklı olduğu belirlenmiştir (p =.01). Cinsiyetler arasında sadece SBTE alt ölçeklerinden kabul/bilişsel yeniden yapılanma altölçeği değişkeninin ortalaması açısından anlamlı derecede farklı olduğu belirlenmiştir (p <.001). Kadın katılımcıların, erkek katılımcılara göre daha fazla kabul/bilişsel yeniden yapılanma skorlarında artış görülmüştür. Tartışma ve Sonuç: Akne vulgarisli kadın hastaların erkeklere göre, stresle başa çıkmada problemin varlığını kabul edip kendilerine göre bilişsel boyutta yeni çözüm yolları aradıkları tespit edilmiştir. Bu nedenle dermatolojik tedavilerin yanı sıra akneli hastaların tedavi protokollerine stres ve öfke yönetimine yönelik psikososyal müdahalelerin de eklenmesinin yararlı olabileceği düşünülmektedir. Anahtar Sözcükler: Akne vulgaris, anksiyete, depresyon, öfke, stresle başa çıkma Relationship between coping with stress and anger expression in patients with acne vulgaris Objective: Current study aims to assess individuals level of depression, anxiety and anger, depressive symptoms and coping styles with stress. Method: 50 patients who were diagnosed acne vulgaris in dermatology clinic participated into study. Patients filled in socio-demographic and clinical information form, Global Acne Grading System (GAGS), Hospital and Anxiety Depression Scale (HADS), The Trait Anger and Anger Expression Scale (TAAES) and Coping with Stres Scale (CSS). Results: 41 female (82%) and 9 male (18%) patients with acne vulgaris participated into study. GAGS scores revealed that mean of acne severity was 26.44 (SD = ±5.69). 20% of patients were above cut-off score of HADS depression subscale. 14% of patients were also above cut-off score of HADS anxiety subscale. Results revealed that severity of acne was significantly different in terms of anger-in score (p =.01). Gender was significantly different across acceptance/cognitive restructuring subscale (p <.001). Female participants had higher acceptance/cognitive restructuring scores than males. Discussion and Conclusions: Findings revealed that female participants with acne vulgaris are more likely to show acceptance and cognitive processing of problems than male participants with acne vulgaris. Therefore beside dermatological treatment protocol, psychosocial interventions including anger and stress management could be beneficial for patients with acne. Key words: Acne vulgaris, anxiety, depression, anger, coping with stress GİRİŞ Akne vulgaris, komedon, püstül, papül, nodül ve kistler şeklinde ortaya çıkabilen pilobase folliküllerdeki yangısal değişikliklerle karakterize, kalıcı izlere yol açarak görünüm bozukluğu 02 oluşturabilen bir hastalıktır (Tolman 1992). Aknenin daha çok kozmetik yakınmalara neden olduğu düşünülmesine karşın, bireylerde benlik saygısında azalmaya sebep olabilir. Bununla birlikte bireyin kişilerarası ilişkilerini bozarak

depresyona yol açabilir (Fried ve ark. 2005, Ayer ve Burrows 2006). Deri hastalıkları içinde en sık görülen akne ile ruhsal durum arasındaki ilişki uzun zamandan beri araştırılmaktadır. Emosyonel stres akneyi alevlendirebildiği gibi, hastalar aknenin sonucu olarak da psikiyatrik sorunlar yaşayabilmektedir (Koo ve Smith 1991). Çalışmalarda akne hastalarının psikojenik faktörlerden ne kadar etkilendiği ve emosyonel durumunda ne gibi değişikliklerin olduğuna dair farklı sonuçlar bulunmuştur (Van der Meeren ve ark. 1985). Çalışmalarda akneli hastaların olumsuz kendilik algısı, utanma, toplumsal çekilme, anksiyete ve depresyon gibi ruhsal belirtiler gösterdiği bildirilmektedir (Doğan 2009). Akneyle ilişkili olarak bildirilen diğer psikiyatrik sorunlar kişinin genel iyi oluş halinde azalma, beden algısında bozulma, reddedilme korkusu, öfke, yaşam tarzında kısıtlanmalar, aile ilişkilerinde sorunlar, akne ile ilgili düşünce uğraşlarıdır (Aktan ve ark. 2000, Hanna ve ark. 2003). Psikosomatik etkileşim ağı diğer hastalıklarda olduğu gibi aknede de işlev görerek ruhsal etkenlerle bu hastalık arasında karşılıklı bir etkileşimin olmasına neden olmaktadır. Ruhsal etkenlerle akne arasında en az üç tür etkileşim olduğu ileri sürülmektedir: 1. Duygusal streslerin akneyi şiddetlendirmesi, 2. Akneye ikincil olarak psikiyatrik belirtilerin gelişmesi, 3. Beden dismorfik bozukluğunda olduğu gibi birincil psikiyatrik bozukluğun akneye odaklanmasıdır (Koo ve Smith 1991). Bireylerin olumsuz duygularından olan öfke, bedende bağışıklık sistemini ve hormonal düzeni bozmaktadır (Bağcıoğlu 2008). Öfke dışa vurumu; oluşan öfke duygusunun sözel olarak veya davranışa dökülerek dışarıya aktarılmasıdır. Öfke içe vurumu; kişinin gizleyerek ya da öfkeyi içinde tutarak var olan öfke etkenlerine karşı kullandığı alternatif bir uyum mekanizmasıdır. Öfke kontrolü ise kişinin başkalarıyla ilişkilerinde öfkesini ne ölçüde kontrol ettiği veya ne ölçüde sakinleşme eğiliminde olduğunu belirten durumdur (Starner ve Peters 2004). Wu ve ark. (1988) akneli hastalarda yaptıkları çalışmada, içe ve dışa vurulan öfkeyi kontrol grubundan daha yüksek bulmuşlardır. Türkiye de yapılan bir çalışmada, akne grubu ile kontrol grubu arasında öfke ile ilişkili alt ölçeklerde bir farklılık bulunmadığı bildirilmiştir (Sayar ve ark. 2000). Akneli hastaların öfke özelliklerini ölçen başka bir çalışmada, öfke düzeyi ve akne şiddeti arasında bir ilişki bulunmazken, genel yaşam ve deri ile ilişkili yaşam kalitesi üzerinde öfke düzeyinin belirleyici olduğu görülmüştür (Rapp ve ark. 2004). Bireyin stres verici etkenlerin olumsuz etkilerini en aza indirmek ya da tümüyle ortadan kaldırmak için bazı başa çıkma stratejilerini kullanması evrensel bir tutumdur. Başa çıkma, bireyin kendisi için stres oluşturan etkenlere karşı direnmesi ve bu durumlara karşı dayanma amacıyla gösterdiği duygusal, bilişsel ve davranışsal tepkilerin tümü olarak tanımlanabilir (Folkman 1984, Folkman ve ark. 1986). Bireyin kullandığı başa çıkma tutumları cinsiyet, yaş, kültür ve hastalık gibi çok çeşitli etkenlere bağlı olarak değişir ve bireye özgü bir nitelik taşıyabilir (Holahan ve Moos 1987a). Stresle başa çıkma tutumları aktif ve pasif tutumlar biçiminde tanımlanır. Aktif olanlar stresörün kendisinin değiştirilmesini ya da ortadan kaldırılmasını hedefleyen davranışsal ya da psikolojik yanıtları, pasif olanlar ise stresörlerden uzaklaştıran davranışları içerir (Holahan ve Moos 1987b). Başa çıkma tutumlarını uyuma yönelik olanlar ve olmayanlar şeklinde tanımlamak da mümkündür. Uyuma yönelik olmayan başa çıkma tutumları, stres oluşturan etkenler ya da yaşam olayları ile psikiyatrik bozukluklar arasındaki ilişkinin anlaşılmasında önemli bir rol oynamaktadır (Rohde ve ark. 1990). Uyuma yönelik ya da aktif başa çıkma tutumlarından çok, emosyonel gerilimi azaltmaya yönelik başa çıkma tutumlarının kullanılması ile psikopatolojik belirtilerin ortaya çıkmasında anlamlı bir ilişki olduğu gösterilmiştir (Rohde ve ark. 1990, Wegner ve ark. 1987, Spurrell ve McFarlane 1993). Bu çalışmanın amacı akneli hastalarda stresle başa çıkma tutumlarının ve öfke tarzlarının belirlenmesi ve bunun sosyodemografik özellikler, anksiyete ve depresyon belirtileri ile ilişkisinin incelenmesidir. YÖNTEM Örneklem Çalışma, Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Dermatoloji polikliniğine başvuran ardışık akne hastaları ile yapıldı. Çalışmaya başlamadan önce tıp fakültesi etik kurulundan 03

gerekli izin ve onay alındı. Tüm hastalar bu çalışma öncesinde bilgilendirildi ve onayları alındı. Çalışmaya polikliniğe başvuran 50 akne hastası alındı. Hastalar aknenin şiddetine göre hafif, orta, şiddetli ve çok şiddetli şeklinde 4 gruba ayrıldı. Hastaların çalışmaya alınma kriterleri: 15 yaş üstü olma, akne vulgaris tanısı alma, okur yazar olma, sistemik, metabolik hastalığının bulunmaması, bunama, zeka geriliği, bilişsel bozukluk, tekrar eden suisid düşünce varlığı ve psikotik hastalığın olmaması, psikiyatrik ilaç kullanmama ve ilerlemiş nörolojik hastalığın bulunmaması olarak belirlendi. Dermatoloji kliniğine başvuran akneli hastalara öncelikle çalışma hakkında bilgi verildi ve çalışmaya katılmayı kabul edip etmedikleri soruldu. Çalışmaya katılmayı kabul eden hastaların bu kriterlere uyup uymadığına hekim görüşmesi ile karar verildi. Kriterleri tamamlamayan hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Sistemik hastalığı olanlar çalışmaya dahil edilmedi. Bu şekilde çalışma kriterlerini sağlayan 50 hasta çalışmaya alındı. Hastaların sosyodemografik özellikleri kaydedildikten sonra Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölceği (HAD), Sürekli Öfke ve Öfke Tarz Ölçeği (SÖÖTÖ) ve Stresle Başa-Çıkma Tutumları Envanteri (SBTE) uygulandı. Veri Toplama Araçları Sosyodemografik bilgi formu: Hasta grubunun genel bilgilerini içermektedir. İlk başvuruda uygulanan bu formda yaş, cinsiyet, meslek, akne süresi, aknenin şiddeti, kullandığı ilaçlar yer almaktadır. Global Akne Derecelendirme Sistemi (GADS): GADS, Doshi ve ark. (1997) tarafından geliştirilmiştir. Akne şiddetini, aknenin vücuttaki dağılımına ve lezyon tipine göre puanlayan bir ölçme sistemidir. Dermatologlar tarafından akne şiddeti hesaplamasında kullanılır. Bu sisteme göre yüz (alın, sol ve sağ yanak, burun, çene), göğüs ve sırtın üst bölümü olmak üzere toplam altı bölgenin her birinden saptanan en şiddetli lezyona ait puanın (lezyon yok-0, komedon-1, papül-2, püstül-3, nodül-4) her bölge için belirlenen sabit bir faktörle çarpılması sonucunda akne şiddeti belirlenmektedir. Hastaların global 04 akne puanı 0-44 arasındadır. Hastadaki akne şiddeti bu puan kullanılarak şu şekilde de derecelendirilebilmektedir: Akne yok (0 puan), hafif şiddette (1-18 puan), orta şiddette (19-30 puan), şiddetli (31-38 puan) ve çok şiddetli (>39 puan). Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği (HAD): Hastada anksiyete ve depresyon yönünden riski belirlemek, düzeyini ve şiddet değişimini ölçmek amacıyla uygulanan kendini değerlendirme ölçeğidir. Toplam 14 soru içermekte ve bunların yedisi anksiyeteyi ve diğer yedisi depresyonu ölçmektedir(zigmond ve Snaith 1983). Aydemir ve ark.nın (1997) yaptıkları geçerlik ve güvenirlik çalışması sonucunda anksiyete alt ölçeği için kesme puanı 10/11, depresyon alt ölçeği için ise 7/8 bulunmuştur. Buna göre bu puanların üzerinde alanlar risk altında olarak değerlendirilir. Çalışmamızda anksiyete icin kesme puanı 10, depresyon için kesme puanı 7 olarak kabul edildi. Sürekli Öfke ve Öfke Tarz Ölçeği (SÖÖTÖ): Sürekli öfke ve öfkeyi ifade etme ölçeği Spielberger ve ark. (1983) tarafından geliştirilmiştir. Ölçeğin Türkçe geçerliği ve güvenirliği Özer (1994) tarafından yapılmıştır. Ölçek; 34 maddeden oluşmakta olup, sürekli öfke, kontrol altına alınmış öfke, dışa vurulmuş öfke, bastırılmış öfke alt ölçekleri bulunmaktadır. Geçerlik güvenirlik çalışmasında Chronbach Alfa değerleri; sürekli öfke boyutu için 0.79, kontrol altına alınmış öfke boyutu için 0.84, dışa vurulmuş öfke boyutu için 0.78 ve öfke içte boyutu için ise 0.62 olarak bulunmuştur. Sürekli öfkeden alınan yüksek puanlar, öfke düzeyinin yüksek olduğunu; kontrol öfke ölçeğinden alınan yüksek puanlar öfkenin kontrol edilebildiğini, öfke dışa ölçeğinden alınan yüksek puanlar, öfkenin kolayca ifade edilebiliyor olduğunu ve öfke içte alt ölçeğinden alınan yüksek puanlar ise öfkenin bastırılmış olduğunu göstermektedir (Savaşır ve Şahin 1997). Stresle Başa-Çıkma Tutumları Envanteri (SBTE) Özbay ve Şahin (1997) tarafından geliştirilen stresle başa çıkma tutumları envanteri, bireylerin farklı stres durumlarındaki başa çıkma çabalarını ölçmeye yönelik 43 maddeden ve

altı alt ölçekten (aktif planlama, dış yardım arama, dine sığınma, kaçma-soyutlama (duygusal-eylemsel), kaçma-soyutlanma (biyokimyasal), kabul-bilişsel yeniden yapılanma) oluşmaktadır. Ölçek 5 li likert tipindedir. Ölçeğin Cronbach Alfa güvenirlik katsayısı.81 olarak bulunmuştur. Ölçeğin Stresle Başa Çıkma Tarzları Ölçeği kullanılarak gerçekleştirilen benzer ölçekler geçerliği çalışmasında Pearson Korelasyon Katsayısı.54 olarak bulunmuştur. Ölçeğin bu araştırmada yapılan güvenirlik çalışmalarında ise Stresle Başa Çıkma Tutumları Envanteri nin alt ölçeklerine ait Cronbach Alpha güvenirlik katsayıları.50 ile.92 arasında değişmiştir. İstatistiksel Analiz Çalışmada elde edilen verilerin istatistiksel analizleri için, SPSS (Stastical Package for Social Sciences) for Windows 16.0 programı kullanılmıştır. İstatistiksel değerlendirmelerde Mann Withney U testi, Kruskall Wallis testi, spearman korelasyon testi yapılmıştır. Tüm sonuçlar için anlamlılık değeri p<0,05 düzeyi kabul edilmiştir. BULGULAR Çalışmaya katılan akneli hastaların yaş ortalaması 21.52±3.01 (aralık: 18-30) olarak bulunmuştur. Hasta grubunun 41 i (%82) kadın, 9 u (%18) erkeklerden oluşmuştur. Akne şiddet puanlamasına göre hastaların %8 inde hafif, %70 inde orta ve %22 sinde şiddetli düzeyde akne bulunmuştur (Tablo 1). Akne şiddeti çok şiddetli düzeyde olan hasta grubu başvuruda bulunmadığı için diğer 3 grup üzerinden çalışma yürütülmüştür. Akneli hastalarda GADS a göre hesaplanan akne şiddeti ortalaması 26.44±5.69 olarak bulunmuştur. Hastalarda ortalama akne süresi ortalama 3.50±0.70 yıl olarak bulunmuştur. Hastaların %50 sinin hastalık süresi 3 yıldan daha fazlaydı. Hastaların HAD ortalama anksiyete skoru HAD-A 7.46±3.48, ortalama depresyon skoru HAD-D 5.10±2.64 olarak saptanmıştır. Hastaların % 20 si HADÖ-Depresyon Alt ölçeğinden, % 14 ü HADÖ-Anksiyete Alt ölçeğinden kesim puanının üzerinde puan almışlardır. Hastalardaki yüksek ölçek puanlarının sosyodemografik ve klinik değişkenlerle ve birbirleriyle ilişkisi Spearman korelasyon analizi ile incelenmiş ve bulgular Tablo 2 de gösterilmiştir. Akne süresi ve yaşın tüm ölçek puanlarıyla arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Hastalardaki anksiyete düzeyiyle SBTE alt ölçeği dine sığınma ile aktif planlama arasında negatif bir korelasyon bulunmuştur (p<.01). Depresif belirti düzeyiyle SÖÖTÖ alt ölçeği sürekli öfke, öfke kontrolü ve SBTE alt ölçeği dış yardım arama ve kabul-bilişsel yeniden yapılanma arasında pozitif korelasyon saptanmıştır(p<.01). Ölçek puanlarının birbirleriyle ilişkisine bakıldığında, sürekli öfke alt ölçeğiyle dine sığınma alt ölçeği arasında negatif korelasyon bulunmuşken (p<.01) aktif planlama alt ölçeği arasında pozitif korelasyon bulunmuştur (p<.05). Öfke içte alt ölçeği ile dine sığınma, kabul-bilişsel yeniden yapılanma (p<.01) ve dış yardım arama(p<.05) alt ölçekleri arasında negatif korelasyon saptanmıştır. Öfke dışa ile dine sığınma alt ölçekleri arasında negatif bir korelasyon(p<.01) varken dış yardım arama alt ölçeği arasında pozitif korelasyon bulunmuştur (p<.01). Cinsiyete göre yaş, akne süresi, anksiyete ve depresyon skorları, SÖÖTÖ ve SBTE alt ölçek ortalamaları karşılaştırılmıştır. Mann Withney U testi sonuçlarında, cinsiyetler arasında sadece SBTE alt ölçeklerinden kabul/bilişsel yeniden yapılanma altölçeği değişkeninin ortalaması açısından anlamlı derecede farklı olduğu belirlenmiştir (Z = -3,403, p <.001). Kadın katılımcıların (M = 28,77), erkek katılımcılara göre (M = 10,61) daha fazla kabulbilişsel yeniden yapılanma skorlarında artış görülmüştür. Ayrıca akne şiddetine göre yaş, akne süresi, anksiyete ve depresyon skorları, SÖÖTÖ ve SBTE alt ölçekleri karşılaştırılmıştır. Kruskall Wallis test sonuçlarında, akne şiddetine göre SÖÖTÖ alt ölçeklerinden öfke içe atma bakımından anlamlı derecede farklı olduğu belirlenmiştir ( 2= 9,142, p =.01). TARTIŞMA Bu çalışmada akne hastalarında cinsiyete, akne şiddetine ve akne süresine göre anksiyete, depresyon, öfke düzeyleri ve stresle başa çıkma tutumları açısından farklılık olup olmadığı incelenmiş ve bu belirtilerde etkili olabilecek sosyodemografik faktörler araştırılmıştır. Kadın ve erkeklerin her ikisini de etkileyen 05

akne vulgaris, genellikle pubertenin bir göstergesi olarak ergenlik döneminde başlamakta ve hastaların çoğunda 25 yaşından önce kendiliğinden geçmektedir (Güldü ve Akyol 2002). Örneklemin, çalışmamızda olduğu gibi hastane dermatoloji kliniğine başvuran hastalardan seçildiği araştırmalarda kadınların %64-77.6 arasında olduğu görülmektedir (Mosam ve ark. 2005). Bizim çalışmamızda da akne grubunun %82 si kadınlardan oluşmaktaydı. Çalışma grubumuzdaki hastaların akne süresinin ve yaşın SÖÖTÖ VE SBTE alt ölçekleriyle ilişkisi incelendiğinde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Hastalardaki anksiyete düzeyi artıkça SBTE alt ölçeği dine sığınma ile aktif planlama puanlarının azaldığı gözlemlenmiştir. Depresif belirti düzeyi arttıkça SÖÖTÖ alt ölçeği sürekli öfke, öfke kontrolü ve SBTE alt ölçeği dış yardım arama ve kabul-bilişsel yeniden yapılanma puanlarının da arttığı saptanmıştır. Ölçek puanlarının birbirleriyle ilişkisine bakıldığında, sürekli öfke alt ölçeğiyle dine sığınma alt ölçeği arasında negatif korelasyon bulunmuşken aktif planlama alt ölçeği arasında pozitif korelasyon bulunmuştur. Öfke içte alt ölçeği ile dine sığınma, kabul-bilişsel yeniden yapılanma ve dış yardım arama alt ölçekleri arasında negatif korelasyon saptanmıştır. Öfke dışa ile dine sığınma alt ölçekleri arasında negatif bir korelasyon varken dış yardım arama alt ölçeği arasında pozitif korelasyon bulunmuştur. Literatürde akneli hastalarının öfke ifade tarzlarıyla stresle başa çıkma tutumlarının değerlendirildiği çalışmaya rastlanmamakla birlikte ergenlerde yapılan bir çalışmada stresle başa çıkma ve kişiler arası problem çözmenin sürekli öfke ve öfkeyi ifade etme biçimlerini anlamlı düzeyde açıkladığı ortaya çıkmıştır (Arslan 2010). Literatürde fiziksel rahatsızlığı olan bireylerde cinsiyet ile stresli yaşam olayları karşısında başa çıkma tutumları arasındaki ilişkiye dair bir çalışmaya rastlanmamıştır. Çalışmamızın sonuçlarına bakıldığında, cinsiyete göre SBTE alt ölçeklerinde yapılan karşılaştırmada sadece kabul-bilişsel yeniden yapılanma alt boyutunun anlamlı düzeyde farklı olduğu belirlenmiştir. Bu sonuca göre akne vulgaris tanısı almış olan kadınların stresle başa çıkmada erkeklerden daha çok kabul-bilişsel yeniden yapılanma tarzını kullandıkları söylenebilir. Bu sonuç bize 06 kadınların problemin varlığını kabul edip kendilerince bilişsel olarak yeni çözüm yolları aradıklarını göstermektedir. Diğer alt boyutlarda ise anlamlı farklılık görülmemiştir. Bu sonuçlar bu alanda daha fazla veriye gereksinim olduğunu ve başka değişkenlerin de varolabileceğinin göz önünde bulundurulması gereğini ortaya koymaktadır. Sağlıklı [HTML] lise öğrencilerinin mizah tarzları ile stresle başa çıkma tarzları arasındaki ilişkinin incelendiği bir çalışmada mizah tarzları ve stresle başa çıkma tarzlarının cinsiyete göre anlamlı şekilde farklılaştığı görülmüştür (Yerlikaya 2007). Aknenin psikososyal etkileri konusunda pek çok çalışma yapılmış, akneli hastalarda anksiyete, depresyon ve düşük benlik saygısı gibi psikiyatrik bulguların daha sık gözlendiği bildirilmiştir (Smithard ve ark. 2001). Çeşitli çalışmalarda akneli hastalarda depresyon ve anksiyete değerlendirmesi yapılmış, hastalarda bu ölçümlerin %18-48 olduğu ve hastalığın bireylerin yaşamlarında kısıtlamalar oluşturduğu öne sürülmüştür (Holahan ve Moos 1987b, Rohde ve ark. 1990, Spurrell ve McFarlane 1993). Özcan ve arkadaşları ise akne ile anksiyete depresyon arasında kontrol grubuna göre istatistiksel açıdan anlamlı olmayan hafif bir yükseklik bulmuşlardır (Özcan ve ark. 2000). Yapılan bir metanalizde akne şiddetiyle depresif belirtiler arasında pozitif korelasyon saptanmıştır (Dunn ve ark. 2011). Çalışmamızdaki hastaların akne şiddetine göre anksiyete ve depresyon skorlarında karşılaştırıldığında anlamlı farklılık saptanmamıştır. Sayar ve arkadaşlarının akneli hastalarda öfkenin rolünü araştırdıkları çalışmalarında, akneli grup ile kontrol grubu arasında öfke düzeyi ve öfke ile ilişkili alt ölçekler açısından anlamlı bir fark bulunmadığı saptanmıştır (Sayar e ark. 2000). Birçok çalışmada akne vulgarisli hastalarda öfke düzeyinin akne şiddeti ile ilişkili olduğu bildirilmiş, şiddetli aknesi olan hastalarda, hafif şiddetli aknelilere göre daha yüksek düzeyde öfke puanı bulunmuştur. Sonuç olarak aknenin öfke şiddetini artırabileceği öne sürülmüştür (Fried ve Wechsler 2006, Koblenzer 2005). Öfke ifade tarzı ile bedensel belirtiler arasındaki ilişkinin incelendiği araştırmalarda da ifade etme şekline göre içe dönük öfkenin, bedensel hastalıklarla anlamlı ilişkiler gösterdiği gözlenmiştir (Begley 1994,

TABLO 1: Cinsiyete, akne süresine ve akne şiddetine göre frekans dağılımı n % Cinsiyet Kadın 41 82,0 Erkek 9 18,0 Akne süresi 3 yıla kadar 21 42,0 3 yıldan fazla 29 58,0 Akne şiddeti hafif 4 8,0 orta 35 70,0 şiddetli 11 22,0 TABLO 2: Akne Vulgariste Ölçek Puanlarının Korelasyonu Sprearman Rho Korelasyon Değerleri Akne süre Anksiyete Depresyon Sürekli Öfke Öfke içte (Öİ) Öfke dışta (ÖD) Öfke kontrolü (ÖK) Dine sığınma (DS) Dış yardım arama (DY) Aktif planlama (AP) Duygusal kaçma (DK) Biyokimyasal kaçma (BK) Kabul Bilişsel yeniden yapılanma (KB) Yaş,055 -,104 -,012 -,220,087 -,090,267,102 -,041 -,101,006,256,226 Akne süre 1 -,065,004,120 -,046 -,140,095,216,078 -,055,123 -,089,196 Anksiyete 1,646 **,248,371,266 -,086 -,071 **,029 -,058 **,017,432 -,049 Depresyon 1,362 ** -,012,004,646 ** 1,000,362 ** -,012,255,213,094 ** SÖ 1,318,723 -,247 -,127 **,198,180 *,121,115,068 Öİ 1,223,076 ** -,055 ** -,218 * -,106,056,258 -,093 ** ÖD 1 -,085 -,154 **,130 **,058,108,101 -,036 ÖK 1 -,114,001,077 -,170,111,260 DS 1,158,128,010 -,231,227 DY 1,311,080,016,121 AP 1 -,288,073,116 DK 1 -,185,044 BK 1 -,051 ** Not. * *p < 0.01 (2-tailed); *p < 0.05 level (2-tailed) Vitaliano 1996). Çalışmamızda hafif, orta ve şiddetli olarak ayırdığımız akne şiddetine göre karşılaştırma yapıldığında, SÖÖTÖ alt ölçeklerinden öfke içe atma alt ölçeği skorlarında anlamlı derecede farklılık saptanmıştır. Durak ve ark. nın (2011) yaptığı çalışmada bizim çalışmamızla uyumlu olarak cilt hastalarının içe dönük öfkesi, hem mide-barsak sorunu olanlardan, hem de diyabet hastalarından anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur. 07

Çalışmanın kısıtlılığı vaka sayısının görece azlığıdır. Ancak bu durumun konunun literatürde yeterince incelenmemiş bir konu olması nedeni ile çalışmanın önemini azaltmadığını düşünülmektedir. Sonuç olarak, tüm bu bilgiler ışığında akneyi sadece dermatolojik bir sorun olarak değil, ruh sağlığını tehdit eden bir deri sorunu olarak görüp tedavisine multidisipliner yaklaşılması gerekmektedir. Tüm akne hastalarında depresyon ve anksiyete sık görülen ruhsal hastalıklardandır. Bu nedenle bu hasta grubunun düzenli olarak psikiyatrik değerlendirmeye alınması gerekmektedir. Takipler sırasında depresyon ve anksiyete puanları yüksek tespit edilen hastalar daha sık kontrol edilmeli, psikiyatrik destek sağlanmalıdır. Bu sayede hastaların tedaviye uyumu ve yaşam kalitesi artacaktır. KAYNAKLAR Aktan S, Özmen E, Sanlı B (2000) Anxiety, depression and nature of acne vulgaris in adolescents. International Journal of Dermatology; 39: 354-357. Arslan C (2010) Öfke ve Öfkeyi İfade Etme Biçimlerinin, Stresle Başa Çıkma ve Kişiler Arası Problem Çözme Açısından İncelenmesi. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri / Educational Sciences: Theory & Practice; 10:7-43. Aydemir Ö (1997) Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği Türkce Formunun Geçerlilik ve Güvenilirlik Çalışması. Türk Psikiyatri Dergisi; 8:280-287. Ayer J, Burrows N (2006) Acne: more than skin deep. Postgrad Med J; 82:500-506. Bağcıoğlu E (2008) Akne Vulgariste Psikolojik Faktörlerin Rolü, Hastalığın Yaşam Kalitesi Üzerine Etkisi. Yayımlanmamış Uzmanlık Tezi, Kahramanmaraş: Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi, Psikiyatri Bölümü. Begley TM (1994) Expressed and suppressed anger as predictors of health complaints. J Organ Behav; 15: 503-516. Doğan O (2009) Akne vulgarisin ruhsal-toplumsal yönleri. Turkiye Klinikleri J Dermatol-Special Topics; 2:73-74. Doshi A, Zaheer A, Stiller MJ (1997) A comparison of current acne grading systems and proposal of a novel system. Int J Dermatol; 36:416-418. Dunn LK, O Neill JL, Feldman SR (2011) Acne in Adolescents: Quality of life, self-esteem, mood, and psychological disorders. Dermatology Online Journal; 17: 1. Durak Batıgün A, Hisli Şahin N, Karslı Demirel E (2011). Bedensel Hastalıkları Olan Bireylerde Stres, Kendilik Algısı, Kişilerarası Tarz ve Öfke İlişkisi. Türk Psikiyatri Dergisi; 22:245-254. Folkman S (1984) Personal control and stress and coping processes: a theoretical analysis. J Pers Soc Psychol; 46: 839-852. Folkman S, Lazarus RS, Gruen RJ, DeLongis A (1986) Appraisal, coping, health status, and psychological symptoms. J Pers Soc Psychol; 50: 571-579. Fried RG, Gupta MA, Gupta AK.(2005) Depression and skin disease. Dermatol Clin; 23:657-664. Fried RG, Wechsler A (2006) Psychological problems in the acne patient. Dermatol Ther; 19:237-240. Güldü A, Akyol M (2002) Sivas il merkezindeki ilköğretim okullarında akne vulgaris prevalansı. Türkderm; 36:202-205. 08 Hanna S, Sharma J, Klotz J (2003) Acne vulgaris: more than skin deep. Dermatol Online J; 9:8. Holahan C, Moos RH (1987a) Personal and contextual determinants of coping strategies. J Pers Soc Psychol; 52: 946-955. Holahan C.J, Moos RH (1987b) Risk, resistance, and psychological distress: A longitudinal analysis with adults and children. J Abnorm Psychol;96: 3-13. Koblenzer CS (2005) The emotional impact of chronic and disabling skin disease: a psychoanalytic perspective. Dermatol Clin; 23:619-627. Koo JY, Smith LL (1991) Psychologic aspects of acne. Pediatr Dermatol; 8:185-188. Mosam A, Vawda NB, Gordhan AH, Nkwanyana N, Aboobaker J (2005) Quality of life issues for South Africans with acne vulgaris. Clin Exp Dermatol; 30:6-9. Özbay Y, Şahin B (1997) Stresle Başaçıkma Tutumları Envanteri: Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması. IV. Ulusal Psikolojik Danışma ve Rehberlik Kongresi. Ankara: 1-3 Eylül. Özcan Y, Özcan H, Ünal S (2000) Akne vulgarisli bireylerde kişilik özellikleri. Klinik psikiyatri; 3:56-60. Özer AK (1994) Sürekli öfke ve öfke ifade tarzı ölçekleri ön çalışması. Türk Psikoloji Dergisi; 31:26-35. Rapp DA, Brenes GA, Feldman SR, Fleischer AB, Graham GF, Dailey M, Rapp SR (2004) Anger and acne: implications for quality of life, patient satisfaction and clinical care. Br J Dermatol; 15:183-189. Rohde P, Lewinsohn TM, Tilson M, Seeley J (1990) Dimensionality of coping and its relation to depression. J Pers Soc Psychol; 58: 499-511. Savaşır I, Şahin NH (1997) Bilişsel-davranışçı terapilerde değerlendirme: Sık kullanılan ölçekler. Ankara: Türk Psikologlar Derneği Yayınları. Sayar K, Ugurad I, Kural Y, Acar I (2000) The Psychometric Assessment of Acne Vulgaris Patients. Dermatol Psychosom; 1:62-65. Smithard A, Glazebrook C, Williams HC (2001) Acne prevalence, knowledge about acne and psyhological morbidity in mid-adolescence: a community based study. Br J Dermatol;145:274-279. Spielberger CD, Jacobs GA, Russell SF, Crane RJ (1983) Assessment of anger: Th e state-trait anger scale. In JN Butcher, CD Spielberger (editors), Advances in personality assessment. Hillsdale NJ: Erlbaum, 159-187. Spurrell MT, McFarlane AC (1993) Post-travmatic stress disorder and coping after a natural disaster. Soc Psychiatry Psychiatr Epidemiol; 28:194-200. Starner TM, Peters RM (2004) Anger expression and blood pressure in adolescents. The Journal of School Nursing; 20: 335-342. Tolman EL (1992) Acne and acneiform dermatosis. Dermatology.SL Moschella, HJ Hurley (editors). 3. Edition Philadelphia, WB Saunders Com, 1477-1484. Van der Meeren HLM, Van der Meeren WW, Van der Hurk CMAM (1985) The psychological impact of severe acne. Cutis;36:84-86. Vitaliano PP, Scanlan JM, Krenz C, Fujimoto W (1996) Insulin and glucose: Relationships with hassles, anger, and hostilitiy in nondiabetic older adults. Psychosom Med; 58: 489-499. Wegner DM, Schneider DJ, Carter SR, White TL (1987) Paradoxical effects of thought suppression. J Pers Soc Psychol; 53: 5-13. Wu SF, Kinder BN, Trunnell TN, Fulton JE (1988) Role of anxiety and anger in acne patients: a rela-tionship with the severity of the disorder. J Am Acad Dermatol; 18:325-333. Yerlikaya N (2007) Lise Öğrencilerinin Mizah Tarzları İle Stresle Başa Çıkma Tarzları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Adana: Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Zigmond AS, Snaith RP (1983) The hospital anxiety and depression scale. Acta Psychiatr Scand; 67:361-370.