ANAMUR DAN KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ NE SU PROJESİ



Benzer belgeler
Ortadoğu'da su ve petrol (*) İki stratejik ürünün birbiriyle ilişkisi... Dursun YILDIZ. İnş Müh Su Politikaları Uzmanı

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3

Su Yapıları I Su Kaynaklarının Geliştirilmesi

Eylül 2013 B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

Kuraklıkta Son Durum. Esin ERTEK TSKB Ekonomik Araştırmalar

Libya'nın Büyük İnsan Yapımı Nehir Projesi

Diyarbakır Ticaret Borsası Laboratuar Rapor No:002-08

Hidroelektrik Enerji. Enerji Kaynakları

Ön Değerlendirme Raporu 16/04/2010. halka arz

13013 تيوكلا - ةافص لا 2921 :ب.ص (965) (965) :نوفلت (965) :ص كاف

Orta Asya da Çin ve Rusya Enerji Rekabeti

Dünyadaki toplam su potansiyeli. Dünyadaki toplam su miktarı : 1,4 milyar km 3 3/31

GAP BÖLGESİNDE YER ALAN İLLERİN YATIRIM FAALİYETLERİ BÖLGESEL TOPLANTISI

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ

TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ĠLE TUNUS CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ARASINDA ORMANCILIK ve SU ALANINDA ĠġBĠRLĠĞĠ ANLAġMASI

Terör Örgütü DAEŞ in İstila Stratejisinin Bir Parçası Olarak Su

TÜRKİYE'DE HİDROELEKTRİK POTANSİYELİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

Su Yapıları II. Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL. Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL Bozok Üniversitesi n aat Mühendisli i Bölümü

Dr. Tuğba Evrim MADEN Hidropolitik Uzmanı

6.14 KAMU KULLANIMLARI

Horzumalayaka-ALAŞEHİR (MANİSA) 156 ADA 17 PARSEL DOĞAL MİNERALLİ SU ŞİŞELEME TESİSİ NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU

BÜTÜNLEŞİK SU YÖNETİMİ İÇİN YEREL ÇERÇEVENİN PLANLANMASI PAYDAŞLAR ÇALIŞTAYI. GAP Tarımsal Sorunlar, Çözüm Önerileri ve GAP TEYAP

Doğu Akdeniz de Enerji Savaşları

ÇYDD: su, değeri artan stratejik bir nitelik kazanacaktır.

Su ayak izi ve turizm sektöründe uygulaması. Prof.Dr.Bülent Topkaya Akdeniz Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü

AKDENİZ EYLEM PLANI SEKRETARYASI (AEP)

KKTC - AB İLİŞKİLERİ 1. SAYFADAKİ HABERİN DEVAMI. Aynı zamanda Birleşmiş Milletler gözetiminde, ara bölgede Kuzey ve Güney Kıbrıs

CEV 314 Yağmursuyu ve Kanalizasyon. Türkiye deki Atıksu Altyapısı ve Atıksu Mevzuatı

AB Bütçesi ve Ortak Tarım Politikası

KÖRFEZ DE SAVAŞ. KAZANIM : Körfez Savaşlarının Türkiye ye siyasi, Sosyal, Askeri ve Ekonomik etkilerini değerlendirir.

Uluslararası Diplomatlar Birliği Universal Partners

ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ

DOĞALGAZ TEDARİĞİ İÇİN KİLİT BAĞLANTI. Karadeniz den Geçecek Güney Akım Deniz Doğalgaz Boru Hattı

GAP Bölgesi nde Sele Maruz Kalan Alanlarda Sel Riskinin AzaltılmasıProjesi (GAPSEL) ıı. Ulusal Taşkın Sempozyumu Afyon, 2010

MERİÇ NEHRİ TAŞKIN ERKEN UYARI SİSTEMİ

Technology. and. Machine

Su Kaynakları Yönetimi ve Planlama Dursun YILDIZ DSİ Eski Yöneticisi İnş Müh. Su Politikaları Uzmanı. Kaynaklarımız ve Planlama 31 Mayıs 2013

Toprak ve Su; en güvenilir iki liman

Dr. Rüstem KELEŞ SASKİ Genel Müdürü ADASU Enerji AŞ. YK Başkanı

Enerji Verimliliğinde Akıllı Şebekelerin Rolü ULUSLARARASI İSTANBUL AKILLI ŞEBEKELER KONGRE VE SERGİSİ

YUSUFELİ BARAJI ve HES

ADALAR DA İÇMESUYU VE KIBRIS ADA SINA TÜRKİYE DEN SU İLETİMİ

Fatih TOSUNOĞLU Su Kaynakları Ders Notları Su Kaynakları Ders Notları, Su Kaynakları Ders Notları

EÜAŞ ADANA VE YÖRESİ HES İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

Su, evrende varolan canlı varlıkların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan en temel öğedir. İnsan kullanımı, ekosistem kullanımı,

AVRUPA BİRLİĞİ SU ÇERÇEVE DİREKTİFİ VE BU ALANDA TÜRKİYE DE YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALAR

ÜNĠVERSiTESĠ ULAġTIRMA VE LOJĠSTĠK BÖLÜMÜ LOJĠSTĠK KULÜBÜ 7.LOJĠSTĠK ZĠRVESĠ. 10 Mayıs Bakü-Tiflis-Ceyhan ve Nabucco Boru Hattı Projeleri

T.C. DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE İRAN İSLAM CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA ÇEVRE ALANINDA MUTABAKAT ZAPTI

PROJE YÖNETİMİNDE TEMEL KAVRAMLAR VE PROJE DÖNGÜSÜ YÖNETİMİ. Aydın Valiliği İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü

Dağlık alanda yaşayan insanlar ve yaşadıkları çevreler için birlikte çalışmak

TÜRKİYE DOĞAL GAZ MECLİSİ KIŞ DÖNEMİ DOĞAL GAZ GÜNLÜK PUANT TÜKETİM TAHMİNİ VE GELECEK YILLARA İLİŞKİN ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER

Havza Ölçeğinde Sektörel Su Tahsis Planı Uygulaması

TÜRKĐYE NĐN ENERJĐ ARZ POLĐTĐKALARI

Biyosistem Mühendisliğine Giriş

GÜNEYDOĞU ANADOLU PROJESİ (GAP) EYLEM PLANI İLE SAĞLANAN GELİŞMELER

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

TÜRKİYE DE SINIRAŞAN YERALTISUYU REZERVLERİ VE KULLANIMI

PETROL BORU HATLARININ ÇUKUROVA'YA KATKILARI VE ÇEVRESEL ETKİLERİ

Güneydoğu Anadolu Bölgesi nde Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Kullanımı ve Enerji Verimliliğinin Arttırılması Projesi

TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI İSTANBUL ŞUBESİ

DİKMEN BÖLGESİ STRETEJİK GELİŞİM PLANI

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI

2023 VİZYONU ÇERÇEVESİNDE TARIM POLİTİKALARININ GELECEĞİ

İÇİNDEKİLER TABLO VE ŞEKİLLER...

Entegre Su Havzaları Yönetimi

Sosyal Yatırım Programı

Değişiklik Paketi: 14

Şekil 1: Planlama Alanının Bölgedeki Konumu

Azerbaycan Enerji Görünümü GÖRÜNÜMÜ. Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi.

Havzalararası Su Transferinde Büyük Adım: KKTC İçme Suyu Temin Projesi

Sayın Bakanlarım, Sayın Valim, Sayın Milletvekillerim, Sayın Müsteşarım, Değerli Genel Müdürlerim, Sayın Belediye Başkanlarım,

Sayın Bakanım, Sayın Valim, Sayın Milletvekillerim, Sayın Müsteşarım, Değerli Genel Müdürlerim, Sayın Belediye Başkanlarım,

European Gas Conference 2015 Viyana

AVRUPA ENERJİ BORU HATLARI

Bush, Suudi Kralıyla petrol fiyatı konuştu

TÜRKİYE DE SINIRAŞAN YERALTISUYU REZERVLERİ VE KULLANIMI


Sürdürülebilirlik ve Kaynak Verimliliğine Yönelik Güncel Gelişme ve Yaklaşımlar

ÇEVRE SEKTÖRÜ. Türkiye nin i Avrupa Birliği ne üyelik başvurusu. Katılım Ortaklığı Belgesi nin kabulü Yılı Ulusal Programı nın hazırlanması

Hasankeyf ve Dicle Vadisi Sempozyumu Sonuç Bildirgesi

(3 il, 52 ilçe, 24 belde ve 263 köy olmak üzere toplam

Tarımsal Sulama Sistemlerinde Off Grid (Şebekeden Bağımsız) Uygulamalar

> DÜBAM. israil İN SU RAPORU. > 2013 ARALIK DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI

TAŞKIN YÖNETİMİNDE MODELLEME ÇALIŞMALARI

SULAMA ve İŞLETME BAKIM YÖNETİM (İBY) EĞİTİMİ (2015-7)

Afşin-Elbistan Termik Santralleri Elektrik Üretiminden Çok İklimi Değiştiriyor

AB Destekli Bölgesel Kalkınma Programları

Sudan Cumhuriyeti Büyükelçiliği Ankara

Yerel yönetimler (belediye, il özel idaresi, köy tüzel kişiliği, muhtarlıklar),

TÜRKİYE DOĞAL GAZ MECLİSİ KIŞ DÖNEMİ DOĞAL GAZ GÜNLÜK PUANT TÜKETİM TAHMİNİ VE ALINMASI GEREKLİ TEDBİRLER

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI (İİT) GENEL SEKRETERİ SAYIN YOUSEF BIN AHMAD AL-OTHAIMEEN İN İİT. EKONOMİK ve TİCARİ İŞBİRLİĞİ DAİMİ KOMİTESİ (İSEDAK)

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Hedef 1: KAPASİTE GELİŞTİRME

2014 İKİNCİ ÇEYREK ELEKTRİK SEKTÖRÜ. Tüketim artışı aheste, kapasite fazlası sürüyor. Yael Taranto

Yenilebilir Enerji Kaynağı Olarak Rüzgar Enerjisi

TÜRKİYE NİN HİDROLİK ENERJİ KAYNAKLARI VE EÜAŞ IN BÖLGEMİZE KATKISI

(Resmi Gazete ile yayımı: 13/06/2000 Sayı:24078)

Transkript:

Hakan SEZER Atılım Üniversitesi Uluslararası İlişkiler İle Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümleri Çift Anadal son sınıf öğrencisi, E-mail: pasahakansezer@gmail.com ANAMUR DAN KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ NE SU PROJESİ Kuzey Kıbrıs, yıllık yağış oranının 200 ile 600 mm arasında değişiklik gösterdiği yarı-kurak bir bölgede bulunmaktadır. Geçtiğimiz yüzyılın başlangıcından itibaren, ortalama yıllık yağışta bir düşüş yaşamıştır: yüzyılın başlarında 440-450 mm.den, 1941 den 1972 ye kadar 402 mm.ye ve de 1975 den 1993 e kadar 382,4 mm.ye kadar (Bıyıkoğlu, 1995). Buna ek olarak, yeraltı su havzalarından suyun aşırı çıkarılması da adanın her yerinde zoraki deniz suyu girişiyle sonuçlanmıştır. Gazimağusa ve Geçitkale deki yeraltı su havzalarındaki deniz suyu girişi öyle şiddetli olmuştur ki su artık içilebilir halde değildir ve taze su satışı için su istasyonları kurulmak zorunda kalınmıştır. Ayrıca, su kesintileri ve sulama için tuzlu suyun kullanılması nedeniyle, çok sayıda turunçgiller ağacı kurumuş ve o ağaçların büyüdüğü arazi artık sulanmamaktadır. 1976 ile 1996 yılları arasında, turunçgiller üretimi için kullanılan arazi 74 710 dönümden (1 dönüm [dn] 0,1338 hektar araziye eşittir) 47 700 dönüme düşmüştür. Aynı dönem içerisinde, toplam sulanan arazi miktarı 116 400 dönümden 74 044 dönüme gerilemiştir (MOAF 1997a, b). Kuzey Kıbrıs ın kara alanı 2 465 552 dönümdür, bunun da 1 392 123 dönümü (%57) tarıma elverişlidir. Bu arazinin 881 481 dönümü (%63,05) işlenmektedir ve işlenen kısmın 805 437 dönümü (%91,6) yağmurla beslenmekte ve 74 044 dönümü (%8,4) sulama kapsamındadır. (MOAF, 1997b). Burada hiçbir kalıcı akış sağlamayan 14 temel nehir bulunmaktadır. Bu nehirler için olan suyun memba ise Trodos Dağlarından kaynaklanmaktadır. Temel taban suyu su havzaları Batı Mesaoria (Güzelyurt), Kokkinochoria (Güney Batı ve Doğu Mesaoria) ve de Akrotiri bölgeleridir.

Ülkenin diğer kısımlarında daha küçük su havzaları da mevcuttur. Hâlihazırda, Kıbrıs taki tüm yenilenebilir su kaynakları kullanılmaktadır ve bir dizi bölgede taban suyu temel kıyı yeraltı su havzalarında meydana gelen deniz suyu girişiyle tükenmektedir. Doğal yeniden dolmanın ne kadar fazlası suyun çekildiğine dair doğru bir tahmin mevcut değildir, ancak yıllık 40 milyon m 3 kadar çok miktarda olabilir. Bu halde dahi, kuraklık veya ortalama altı yağış olduğu yıllarda suyun tarımdan yerel ve endüstriyel sektörlere yönlendirilmesi gereklidir. Gelecekte de devam etmesi olası olan son yıllardaki eğilim, tarım pahasına artan miktarlarda suyun yerel su kaynakları için kullanılacak olmasıdır. Bu durum endüstrileşme, artan yaşam standartları ve turist hizmetlerinin genişlemesi açısından gerekli görülmektedir. Kıbrıs ta su tedariki suyun kil borularla dağıtıldığı Roma dönemine kadar dayanır. Su dağıtım sistemi elbette moderndir ve su arzın kapsamı hem kentsel hem de kırsal alanda % 100 oranındadır; ancak, sızıntılar yoluyla önemli ölçüde su kayıpları meydana gelmektedir. Kıbrıs ın su rezervi hem yetersiz hem de düzensizdir. Özellikle kış aylarındaki ortalama 500 mm.lik bir yağış yılın geri kalanının çoğunda adayı epey kuru halde bırakır, çünkü hiçbir nehir yıl boyu akmamaktadır. Kolonileşme döneminde bir baraj ve rezerv inşaatı programı başlatılmış ve bağımsızlığına kadar Kıbrıs ın altı milyon metreküp depolama kapasitesine sahip on altı barajı olmuştur, diğer bir deyişle adanın yıllık yağışından arta kalan tahmini 600 milyon metreküp suyun yüzde biri oranı kadar depolama kapasitesi olmuştur. Bağımsızlığın ardından, bir dizi daha büyük proje rezerv depolama kapasitesini arttırmak için hayata geçirilmiş, böylece de bu kapasite 1990 yılına gelindiğinde 300 milyon metreküpe ulaşmıştır. Bu projelerden en önemlisi ve en büyük gelişim projesi Güney Konveyör Projesi ydi. Bu projede adanın güneybatısındaki artık suyu toplayarak 110 kilometre uzunluğundaki bir taşıyıcıyla merkezi ve doğu bölgelerine iletmektedir. Proje 1993 yılında tamamlandığında, o ve diğer büyük projeler Lefkoşa daki çiftçilere, şehirde ve kasabalardakilere gelecek yüzyılda yetecek kadar suyu garanti altına almış oldu. Kıbrıs Ekonomisi Açısından Su Kaynak suyu ve taban suyu, su kaynaklarını gelişiminin birincil hedefleridir. Geleneksel olarak, bu su ucuzdur ve bireysel olarak köylülerce veya köylülerin Sulama Bölümleri veya Derneklerince geliştirilmesi kolay şekildedir. Önceki durumda bireysel olarak köylüler kaynakları geliştirebilir, diğer durumda ise su kaynakları sermaye artırımı için devlet desteğine uygun bir grup köylü tarafından geliştirilebilir. Her iki durumda da herhangi bir su eylemi başlatmak için bir devlet izni gerekmektedir. Normal olarak bu şemalar küçüktür ve 1 ile 3 hektarlık bir alanı

kaplarlar, ancak son yıllarda çok daha geniş çaplı şemalar da geliştirilmiştir. 1961 yılındaki bağımsızlığın ardından ve su kaynaklarının bütünüyle kullanıma açılmasını takip eden dönemde, taban suyunu kış döneminde toplayıp depolayarak yıl boyunca kullanma konusuna önem verilmiştir. 1994 yılında arazinin yarısından az bir kısmı taban suyundan sulanmaktaydı. Ülke Profili: Yasal ve Kurumsal Çevre Kıbrıs taki su yasalarının çoğu sulamayla ilgilidir. Bu yasalar 1960 öncesi döneme dayanmaktadır ve suyun kontrolünü ve su işlerinin inşasını devlet kontrolüne bırakan Devlet Su İşleri Yasasını da içermektedir. Sondaj Kuyuları Yasası ise kuyuların kurulumunu ve onlarla ilgili su haklarını kapsar: Sulama Dağıtımlar üzerindeki yasa Sulama Dağıtımlarının oluşumu ve işleyişlerini düzenler. Genel itibariyle yasalar etkin bir şekilde işlemektedir ve Su Yasaları konusunda su gelişiminin tüm yönlerini ayrıca da hükümet ile kullanıcılar arasındaki etkileşimleri de kapsamaktadır. Kıbrıs taki tüm topraklar kayıt altındadır ve sahipleri mülkiyet sertifikalarına veya senetlere sahiptirler. Hükümetin su kaynakları yönetimiyle ilgili politikasının ayrılmaz bileşenleri tepelik bölgelerdeki su dağıtım sisteminin geliştirilmesi ve de sulama suyunun ücretini arttırarak daha ileri düzey su tasarrufu olacaktır. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (BMKP) Su Yönetimi Kıbrıs ta Taban Suyu ve Madeni Kaynaklar Araştırması (1962-1969) ve Su Kaynağı Kullanımı Araştırması, Arzı ve Planlaması (1966-1973) gibi iki büyük çaplı proje aracılığıyla, adanın su kaynaklarının yönetimi için büyük bir ana plan hazırlanmıştır. Sonuç olarak, diğer ilgili dayanışma alanları belirlenmiş ve bu araştırmaların sonunda Jeolojik Araştırmalar Dairesi ve Su Islah Dairesi kendi başlarına daha ileri çalışmalara girişmek için tamamen donatılmış şekilde güçlü teknik organizasyonlar haline gelmiştir. BMKP teknik yardımı ve de 14 milyon dolarlık Dünya Bankası kredisi ile birlikte Paphos (Baf) Sulama Projesi 5000 hektarlık bir tarım arazisine yağmurlama sulama sunarak 3,500 çiftçi ailenin gelirini arttırmıştır. Khryysokhou Nehir Havzası Sulama Projesi (FAO/BMKP/Hükümet) 1979 yılından 1982 ye kadar fizibilite ve mühendislik tasarım çalışmaları ihtiyaçlarını karşılamıştır. İnşaat Ocak 1984 te Dünya Bankası nın 49 milyon dolarlık giderin 16 milyon dolarını finanse etmesiyle birlikte başlamıştır. Vassilikos-Pendaskinos Projesi altında barajların yapımı 1985 yılında tamamlanmıştır. Bu proje Larnaka bölgesindeki sulanan bölge miktarını ve de üç şehrin evsel ve endüstriyel su rezervi miktarını arttırmıştır. Güney Konveyör Projesi, Kıbrıs ta bu güne kadar teşebbüs edilen en azimli su geliştirme projesidir. Bu proje 1984 yılında başlamış ve ilk aşaması 1989 yılında tamamlanarak 2,600 çiftlik ünitesinden su sağlamıştır. Yaklaşık 600,000 tüketici de artan su rezervinden

faydalanmıştır. İlk aşama için, toplamda 61 milyon dolar tutarındaki kredi güvence altına alınmış, bunun da 27 milyon doları Dünya Bankası tarafından, 10 milyon doları Kuveyt Fonundan ve 24 milyon doları Avrupa Yatırım Fonundan sağlanmıştır. İkinci aşama için, 42,5 milyon dolar güvence altına alınmıştır. BMKP ise teklif değerlendirme, sözleşme tazminatları ve danışmanların denetlemesi açısından proje yönetimi kapasitesinin güçlendirilmesinde danışma hizmetleri sağlamaya devam etmiştir. Sulanan bölgelerdeki keskin düşüşü göz önünde bulundurmayan önceki çalışmalar Kuzey Kıbrıs taki su talebinin 190 ile 197 mm 3 olduğunu tahmin etmiştir ve gerçek su rezervi 110 ve 125 mm 3 civarındadır; bu çalışmalar pratikte bu açığın nasıl kapandığını da açıklamamıştır 1 (Numan ve Ağıralioğlu 1995). Eğer kişi sulanan alanlardaki keskin düşüşü göz önüne almazsa, geleneksel olarak sulanan alanları modern yöntemlerle sulanan alanlardan ayırınca Kuzey Kıbrıs taki su talebi 1996 için 106,6 mm 3 olarak tahmin edilebilir (Bıçak ve Özdemirağ 1997). Bıçak ve Özdemirağ ın gerçekleştirdiği çalışmada su talebi tarımsal kullanım için 87,5 mm 3 (%82,1), evsel tüketim için 17,1 mm 3 (%16,1) (silahlı güçler ve Türkiye den gelen sezonluk işçiler, öğrenciler, turistler dâhil), hayvanlar için 1,3 mm 3 (%1,2) ve de ticari, endüstriyel kullanım için 0,7 mm 3 (%0,7) olarak tahmin edilmiş, toplam talep olarak 106 mm 3 hesaplanmıştır. Potansiyel su arzına gelince, Türkiye Maden Tetkik Araştırmalarınca halen gerçekleştirilen araştırma sonuçlanmadan güvenilir rakamlar hazır olmayacaktır. Önceki veriler yıllık yaklaşık 74,1 mm 3 suyun yeraltı havzalarından onları bitirmeden çıkarılabileceğini göstermektedir, ancak su havzalarından aşırı su alımının yıllık 28,9 mm 3 kadar yüksek olabileceği tahmin edilmektedir, bu da toplamda yıllık 103 mm 3 su çıkarma etmektedir. Güzelyurt yeraltı su havzası 37 mm 3 güvenli verim kapasitesi ile adadaki en büyük havzadır ve yalnızca bu havzadan yıllık 20 mm 3 aşırı su çekimi olduğuna inanılmaktadır. Bir alternatif de yağış miktarına bağlı olarak nehirleri ve mevcut barajları sırasıyla yıllık yaklaşık 13 mm 3 ve 7 mm 3 su sağlayabilir olarak göz önüne almak olabilir. Bu temelde, Kuzey Kıbrıs ın toplam potansiyel su rezervi 94,1 mm 3 (74,1 + 13 + 7) dır. Bu da su açığını yaklaşık 12,5 mm 3 (106,6 94,1) haline getirir ve bu açık şimdilerde su havzalarından aşırı su çıkarımı ile tamamlanmaktadır. Türkiye nin Su Politikaları Türkiye, Suriye ve Irak uzun yıllardır Fırat Nehri suları üzerinde aralıklı diplomatik müzakereler ve teknik görüşmelerde bulunmalarına rağmen, henüz üç ırmak kıyısı bölgesi arasında nehrin akışını paylaşma (Suriye ve Irak terminolojisinde) veya tahsis etme (Türkçe terminolojide) 1 TCW (Technical Committee on Water). 1996. Komite tarafından yürütülen çalışmaların özet raporu. TCW, Lefkoşa, Kuzey Kıbrıs. Yayınlanmamış rapor, 31 Ocak 1996.

konusunda şartları tanımlayabilecek üç taraflı bir kalıcı anlaşma üzerinde fikir birliği sağlayabilmiş değillerdir. Suriye, İsrail ve Ürdün de son 60 yılın en şiddetli koşulları olarak ve Irak ta neredeyse son yüzyılın en felaketli koşullarının olduğu belirtildiği haliyle (Khalil, 1999) kuraklık koşulları bölgenin çoğunu etkilediği için, bu kronik anlaşmazlık artık daha keskin hale gelmiştir. Hızla büyüyen nüfuslar, hırslı gelişim planları yüzünden talepte ortaya çıkan artış ve artan ekonomik beklentilerin tümü, bu değerli ve kısıtlı kaynaktan yararlanmada akılcı ve etkin yolların geliştirilmesi ihtiyacına ayrı bir ivedilik eklemektedir. Dicle ve Fırat nehirleri üç devletin toprakları boyunca aktığı için, bu üç ırmak kıyısı bölgesi tarafından yardımsever bir yaklaşımı gerçekleştirmek için hem mantık hem de eşitlik onların lehine olacaktır. Ancak, ulusal egemenlik, tarihi kincilik ve çelişen çıkarların yarattığı sorunlar işbirliğine sekte vurmakta ve bu durumun kimsenin kazanmadığı bir oyun halini aldığı algısına yol açmaktadır. Fırat nehrinin yıllık ortalama debisi Türkiye nin % 88 den fazla katkısı ve Suriye nin %12 den az olan katkısıyla 35,58 milyar metre küp iken, Türkiye nin (18,42 milyar m 3 ), Suriye nin (11,30 milyar m 3 ) ve Irak ın (23 milyar m 3 ) karma planlı gelecek tüketiminin toplamı 52,92 milyar m 3 etmektedir. Çok daha fazla su üst nehir kıyısı bölgesince sulama ve endüstriyel kullanım için çekildiği için, ırmağın alt bölgesindeki kullanıcılar için daha az su kalmaktadır. Kariyerinin başlarında ülkenin Enerji Bakanlığına (1954-55) ve Devlet Su İşleri Müdürlüğüne (1955-60) başkanlık yapmış bir mühendis olan Süleyman Demirel in 32 milyar dolarlık Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) ni ulusal başarının bir sembolü olarak Türkiye yi en modern teknolojileri kullanarak en gelişmiş projeleri tamamlayabilme konusunda tamamen yeterli olan bir öncül ülke olarak dünya sahnesindeki tarihi yerini üstlenebilecek konuma getireceğini gururla adlandırması oldukça doğaldır (Demirel, 1992). Fırat ve Dicle üzerinde 22 baraj ve 19 hidroelektrik güç santralinden oluşan bu bütünleşmiş sistem 27 milyar kilovat saat hidroelektrik gücü üretecekti böylece enerji-yoksunu Türkiye için yıllık 28 milyon ton petrol ithalatından kurtaracak ve 1,7 milyon hektarlık bir ek sulamaya yetecek kadar suyu yönlendirecektir (Bağış, 1989). Türkiye, Suriye ve Irak taki planlanmış gelişim projeleri birlikte Dicle-Fırat havzasındaki hedeflenen yıllık debiyi çok fazla aştığı için, bu durum da ülkeler arasında anlaşmazlıklara yol açmıştır. Su tartışmaları zaman zaman tarafları çatışmanın eşiğine dahi getirmiştir. 1970lerin başlarında, Irak Suriye yi kendisine savaş açmakla tehdit etmiştir çünkü Tabqa barajı inşaatı ve Assad gölü barajının doldurulması Irak ı Fırat nehrinin akışından geçici olarak mahsur etmiştir. 1975 teki Sovyet ve Suudi arabuluculuğu düşmanlığı önlemede yardımcı olmuştur (Kienle, 1990). Türkiye nin Atatürk Barajını doldurmak için Fırat nehrinin sularına el koyması ile her iki ülkeye de akışın azalmasından korkulan tehdide tepki olarak, Şam ve Bağdat taki rakip Baas rejimleri sonunda 16 Nisan 1990 da bir anlaşma imzaladılar. Bu anlaşmaya göre miktarına bakmaksızın

Türkiye den gelen yıllık nehir akışının %42 sini Suriye, %58 ini de Irak alacaktır (Beschorner, 1992). Daha önceki bir dönemde, Aralık 1980 de, Türkiye ve Irak bir Müşterek Teknik Komite (MTK) oluşturdular; hem bilgi alışverişi hem de iki nehirden her bir ülkenin ihtiyaç duyduğu uygun ve ortalama su miktarının bir tanımına yol açacak yöntemler ve prosedürlere karar vermek amacıyla. Suriye katılması için Ankara tarafından davet edilmesine rağmen, Suriye 1983 yılına kadar MTK toplantılarına katılmadı. 1990 yılında Kuveyt in Irak tarafından istila edilmesinden sonra görüşmelerin askıya alınmasına dek, MTK kurallara uygun şekilde yedi yıl boyunca bir araya geldi (Bilen, 1996). Taraflar arasındaki temel politik anlaşmazlıklar onların teknik konulara olan yaklaşımlarını dahi etki altında bırakmıştır. Bölgesel Barışı Artırmak İçin Türk Su İhracı 13 Eylül 1993 de İsrail-FKÖ (Filistin Kurtuluş Örgütü) arasında anlaşma imzalanmasından kısa süre sonra, dönemin Türk Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin Ankara nın konumunu barış görüşmesinin bir parçası olarak Türkiye nin İsrail e ve onun Arap komşularına Manavgat, Ceyhan ve Seyhan Nehirleri gibi güney kıyısındaki kaynaklardan su arz etmeye hazır olduğunu yinelemiştir. Aslında, 28 Eylül 1993 de Bakan Çetin New York ta bir haberciye, Türk su kaynaklarının eklenmesi olmadan İsrail ve Suriye, Ürdün ve Filistinler arasındaki uzun süreli barışının başarılabileceğinden şüphe duyduğunu söylemiştir. Kasım 1993 te Çetin İsrail i ziyaret ettiğinde İsrail Dışişleri Bakanı Shimon Peres ten prensipte olumlu bir cevap almıştır. Bu yeni bir fikir değildi. Aslında, bu merhum Başbakan Turgut Özal ın 1986 daki Seyhan ve Ceyhan nehirlerinden iki boru hattı aracılığıyla Suriye, Ürdün ve Arap Körfez ülkelerindeki büyük şehirlere günlük yaklaşık altı milyon metreküp su taşımak için Barış Su Boru Hattı adındaki bir 54 milyar dolarlık heybetli önerisinden küçük boyutlu bir versiyonunu temsil ediyordu. Arap itirazları karşısındaki, Türk yetkililer aslında planın orijinaline dâhil olan İsrail e yönelik su ithalatının Arap-İsrail barışını bekleyeceğini duyurdular (Gruen, 1994). Buna rağmen, Suriye nin Arap Birliğindeki Aralık 1992 tarihli politik atılımı ile Türk Barış Boru Hattının İsrail e büyük miktarlarda su vermek için bir oyun olduğuna yönelik iddiaları devam ettirdi. Bu proje asla hayata geçirilemedi çünkü boru hattını finanse etmesi beklenen körfezdeki petrol-zengini Arap devletleri, kendi üst akım komşularının boru hattı bağlantısını kesebileceği için benzin-yakıtlı tuzdan arındırma işleminin ekonomik açıdan daha ucuz olduğunu ve siyasi olarak tercih edilir olduğunu öne sürdüler. (Ancak büyük tuzdan arındırma tesisleri de potansiyel olarak savunmasız haldedir ve Körfez Arapları bunu Saddam Hüseyin in Kuveyt i işgali sırasında öğrenmişlerdir.) Arap-İsrail barış sürecinin Ekim 1991 de Madrid de başlamasının kısa süre ardından, Türkiye su kaynakları üzerinde çokuluslu olarak çalışan gruba katıldı. Cumhurbaşkanı

Süleyman Demirel ve Başbakan Tansu Çiller dâhil olmak üzere kıdemli Türk yetkilileri, Türk suyunu Suriye, Ürdün, İsrail ve Filistinlilere ulaştırmak için ilk olarak 5 milyar dolar tutacağı tahmin edilen daha kısa bir boru hattı için destek sundular; ancak Suriye boru hattının kendi sınırlarından geçmesi planlan çokuluslu komitelerin hiçbirine katılmaya yanaşmayarak, Şam yönetiminin İsrail le herhangi bir bölgesel işbirliğine gitmeyi gözden geçirmesi için dahi İsrail in Golan Tepelerinden tamamen çekilmeye yönelik söz vermesini talep etmiştir. Böylesi bir boru hattının hem İsrail hem de Suriye ye hizmet verebileceğini hatırlatan Çiller, Kasım 1994 deki İsrail ziyaretinde ancak öncelikle bizim barışa ihtiyacımız var ifadesini vurgulamıştır (Silver, 1994). Mayıs 1999 da Ehud Barak ın İsrail başbakanı olarak seçilmesi 1996 da kopan İsrail- Suriye görüşmelerine erken bir geri başlangıç sunabilecek olmasına rağmen, bu yazının olduğu tarihe kadar Şam suyla ilgili olanlar da dahil çokuluslu gruplara katılmayı reddetmemektedir. Böylece Ankara nın vurgusu önceliği tamamen rekabet altında olmayan Türk nehirlerinden suyu Kıbrıs a yönlendirmeye yönelik planlara kaymıştır. Ada uzun süren bir üç yıllık kuraklığın pençesindedir ve bu durum hem Rum hem de Türk tarafında karlı ve genişleyen turist endüstrisini devam ettirmek ve de yerel nüfusun büyüyen taleplerini karşılamak için su havzalarından aşırı pompalama sonucu azalan su tabakaları ile artan deniz suyu istilası ile daha da kötüleşmektedir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi su geliştirme dairesinden kıdemli bir yetkili olan Christos Marcoulis Haziran 1996 da şöyle bir beyanda bulunmuştur: Bizler yağışa güvenemeyiz. Son üç yıl içerisinde barajlar aşırı tüketildi ve su havzaları yenilenmedi. Yeni su kaynaklarının geliştirilmesi bir önceliktir (Hope, 1999). Kıbrıs Rum yetkililerinin ilk tepkisi ise tuz arındırma tesislerinin yapımı için ruhsat verilmesi olmuştur, böylece de günlük 40.000 mm 3 içme suyu katkısında bulunmuştur. KKTC ise temel tepki olarak su ithalatına yönelmiştir. 1998 yazında bir Norveç-Türk ortak girişimi Türkiye nin Akdeniz sahilinde Mersin ili sınırları içinde bulunan Aydıncık (Gilindire) kıyısındaki Soğuksu adı verilen ve Toroslardan gelen bir akarsu kaynağının denizle buluştuğu noktadan Kıbrıs ta Güzelyurt a su dağıtmaya başlamıştır. Bu su şişirildiğinde 390 ft uzunluğunda ve 84 ft genişliğinde olan ve balon adı verilen sistemler içerisinde römorkörler tarafından su üzerinde çekilmek suretiyle adaya getirilmektedir. İlk aşamada bu torbaların/balonların her biri 10.000 m 3 (yaklaşık 10.000 ton) su taşıyacaktır; ancak daha sonraki planlar kapasiteyi 20.000 e çıkarmayı amaçlamıştır. Planlamaya göre güncel teknik sorunlar aşırılırsa, bu proje ilk yılında 3 mm 3 ve eğer römorkörler bir araya getirilebilirse bu kapasite yıllık 7 mm 3 e çıkacaktır; ancak bu miktar, şu an itibariyle çoğu evin yalnızca haftada bir veya iki kez içme suyu alabildiği şekilde olan içme suyu sıkıntısını rahatlatırken, sulama için çiftçilerin ihtiyacını karşılamada yetersiz kalacaktır. Öte yandan bu proje maalesef başarılı ve uzun soluklu olamaz ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nin su ihtiyacını

karşılamaktan uzak proje öncelikle sürdürülebilir olmadığından, ayrıca suyun taşındığı balonların sorun yaratmaya başlaması nedeniyle yürürlükten kaldırılır. Öte yandan bu suyun taşınması için Aydıncık yakınlarında kurulan istasyon ve taşıma rampalarıyla denize inşa edilen bazı altyapı tesisleri ise henüz kaldırılmadığından ayrıca çevre kirliliğine de neden olmaktadır. Su Projeleri Kuzey Kıbrıs ta evsel ve tarımsal su kıtlığı aşikârdır. Çeşitli önlemler planlanmaktadır ve diğerleri de su kaynağını arttırmak ve suyu daha etkin kullanmak için uygulanmaktadır. Türkiye den suyu tankerlerle, büyük su torbalarında veya boru hattıyla ithal etmek için projeler önerilmiştir. Su torbası seçeneği 25 Temmuz 1998 de başlayarak denenmiştir (Kıbrıs, 1998a). 10.000 m 3 kapasitesi olan su torbalarının bir yılda 3 mm 3 su getirebileceği tahmin edilmiştir. Bu su Türkiye, Anamur daki Soğuksu Nehrinden gelmektedir. Su torbalarının kapasitesinde 30.000 m 3 miktarına kadar bir artış yıllık 7 mm 3 suyun ithal edilmesine olanak sağlayabilir. Bu da Kuzey Kıbrıs taki sistemin pompalamasına izin verebileceği maksimum miktardır. Bu su Kumköy den Serhatköy e ve daha sonra Dikmen e pompalanmaktadır (ana rezervlerin bulunduğu) ve buradan da Lefkoşa ve Gazimağusa ya pompalanmaktadır. Diğer bir önemli proje (Güzelyurt ta uygulanmakta olan) geleneksel sulama sistemlerini modern olanlarına dönüştürerek aşırı su kullanımını önlemeyi amaçlamaktadır. Büyük miktarda su korunacak, suyun tuzlanması önlenecek ve de tarımsal verimin üretkenliği ve kalitesi gelişme gösterecektir. Daha az gübreye ihtiyaç duyulacağı için üretim giderleri de düşecektir. Şu an itibariyle, tüm sulanan alanlardan (74.044 dönüm) 66.084 dönümü (%89,2) civarındaki kısmı geleneksel yöntemlerle sulanmakta ve 7.960 dönümü (%10,8) modern yöntemlerle -yağmurlama sistemleri (2.989 dönüm veya %37,6 sı) ve damla sulama (4.971 dönüm veya %62,4 ü)- sulanmaktadır (MOAF 1997b). Proje, Güzelyurt bölgesinde turunçgiller çiftliklerindeki 10.000 dönümlük arazide gelenekselden modern sulama uygulamalarına dönüşümle başladı. Yetkililer her yıl 10.000 dönüm turunçgiller arazisini modern sulama uygulamasına dönüştürmeyi planlamışlardır, böylece 2001 yılına kadar tüm ürünler bu yöntemle sulanır hale gelecekti (Şevki, 1997). 1 dönüm turunçgiller arazisinin geleneksel yöntemle yıllık 1.420 m 3 su kullandığı, öte yandan modern yöntemlerle yalnızca 710 m 3 harcadığı göz önüne alındığında, bu iyileştirmenin çok miktarda suyu kurtaracağı beklenmiştir: eğer proje başarılı şekilde uygulanırsa, potansiyel olarak en fazla 46,9 mm 3 (710 / 66.084) kadar su kurtarılabilirdi. Lefkoşa ve Gazimağusa ya su sağlamaya yönelik diğer bir proje de, çökelmeye bağlı olarak yaklaşık 8-12 mm 3 suyun yeraltına akarak denize karıştığı Yeşilırmak bölgesinde bir baraj inşa etmektir (Özdemirağ 1998). Bu proje, hükümetin görüşleri ile projeden etkilenen yerel köylüler arasındaki bir anlaşmazlık nedeniyle beklemeye alındı.

Kıbrıs Su Projesi Yaşam Suyu Uzun dönemli bir çözüm sunacak ve belki de uzun süredir bölünmüş olan adadaki Türk-Rum işbirliğinin ilerlemesine yardımcı olabilecek daha önemli bir proje ise Türkiye nin Akdeniz kıyısındaki Anamur Dragonda Çayı üzerinden içme ve sulama suyunu Kuzey Kıbrıs taki Güzelyurt a taşıyacak 78 kilometrelik bir asma su altı boru hattıdır (1600 mm yarıçaplı yüksekyoğunluklu-polietilen); (Çınar Arıkan tarafından 21 Ekim 2010 tarihinde II. Uluslararası Kıbrıs Sempozyumu Açılış Oturumu nda yapılan konuşma) "Bu kaynaktan alınarak borular vasıtası ile Kıbrıs'a bir yılda aktarılacak 75 milyon metreküp suyun 15 milyonu içme suyu, kalan 60 milyonu ise sulama suyu olarak kullanılacak. Saniyede 2,83 metreküp debi kapasiteli olacak su, dünyada ilk olacak bir uygulama ile deniz altından HDPE boru hattı ile Kıbrıs'a taşınacak. Tatlı su taşıyacak Türkiye-Kıbrıs arasındaki 78 kilometrelik boru hattının yüzmesini önlemek için belirli aralıklarla özel malzemeden imal edilecek kablolar yardımıyla borular deniz tabanına sabitlenecek. Çapı 1600 mm, et kalınlığı ise 61,60 mm olacak borular deniz yüzeyinden 250 metre derinlikte yüzer halde inşa edilecek." Esasında Kıbrıs adası su kaynakları bağlamında uzun süreden beri sıkıntı çekmektedir ve bu sorunun kaynağı Birinci Dünya Savaşı na kadar gitmektedir. Savaş döneminde adada yaşanan salgınlar, bulaşıcı hastalıklar ve özellikle bataklık bölgelerdeki sivrisineklerden ciddi şekilde rahatsız olan İngilizlerin bataklıkları kurutmak amacıyla dikmeye başladıkları okaliptus ağaçları adanın neredeyse bütün su kaynaklarını kurutmuş durumdadır. Bu noktadan hareketle adanın su ihtiyacını karşılamak için başlatılan girişimler 1960 lı yılara kadar gider. Ancak yıllardır boru hattı projesi finansman sorunu, teknolojik engeller ve adanın politik bölünmesiyle birlikte bir hayal olarak kalmıştır. 1974 yılında Yunanistan desteğindeki Nikos Sampson darbesi Türkiye yi garantör devlet olarak adaya meşru bir müdahalede bulunmaya ve 20 Temmuz 1974 tarihli Kıbrıs Barış Harekâtı nı yapmaya sevk etmiştir. Bugün Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Avrupa Birliği nin bir üyesidir, öte yandan Türkiye yalnızca Türk kontrolündeki kuzeyi tanımaktadır. Adanın iki tarafı da 2008 yılındaki kuraklıktan kötü şekilde etkilenmiştir; ancak suy daha fazla ihtiyacı olan ve su kaynakları daha az olan KKTC bu kuraklıktan daha çok zarar görmüştür. Ada boyunca ürünler kurumuş, Kıbrıs Rum kesimi hane halkının ve turizm endüstrisinin ihtiyaçlarını karşılamak için su ithal etmiştir. KKTC ise tuzlu suyu kullanmak zorunda bırakılmıştır. Boru hattı -büyük bir mühendislik başarısı olarak- inşa edildiğinde adanın su sorunlarına uzun dönemli bir çözüm sunulacaktır. Proje Ankara da resmi onay almış ve Türkiye nin en büyük şirketler topluluğu ve deneyimli inşaat şirketlerinden biri olan İstanbul merkezli Alarko Holding tarafından

yönetilen bir Türk-Avrupalı firmalar konsorsiyumu tarafından üstlenilmiştir. KKTC'ye içme suyu temini projesi kapsamında Dragon Çayı üzerinde yapılacak Alaköprü Barajı için ilk girişimler ise 1998 yılında başlamıştır. Dönemin Bakanlar Kurulu kararıyla 1998 yılında proje Alarko firmasına verilmiş, 7 Ekim 2005 tarihinde de DSİ Genel Müdürlüğü ile ALSİM Alarko şirketi arasında mutabakat zaptı imzalanmıştır. Anamur Dragon Çayı üzerinde tesis edilecek olan Alaköprü Barajı'ndan alınacak su, deniz altından boru hattı ile Akdeniz'in tabanına döşenecek ayaklar üzerinden KKTC'ye ulaşacak ve uzun yıllardır susuzluk yüzünden kuru ziraatla yetinen ada halkı da projenin hayata geçmesiyle sulu tarım da yapabilecektir. 17 Mayıs 2010 tarihinde Anamur Alaköprü Barajı konusunda ihale yapılmış ve yapım için teklif veren firmalar konusunda açıklamada bulunulmuştur; Anamur HES'e 13.5 milyon dolar. Elektrik Üretim A.Ş'ye ait Anamur, Bozyazı, Mut-Derinçay, Silifke ve Zeyne hidroelektrik santrallerinin nihai pazarlık görüşmesinde en yüksek teklifi, 13 milyon 520 bin dolarla Seba Ortak Girişim Grubu verdi. (http://www.cnnturk.com/2010/ekonomi/genel/05/17/anamur.hese.13.5.milyon.dolar/576631.0/index) Bu duruma göre Alaköprü barajı 4 yıl içinde tamamlanacak ve bu arada Kıbrıs a su götürülmesi ile ilgili proje de bitirilecektir. Alarko Holding Başkanı Dr. Üzeyir Garih tarafından verilen bilgiye göre bu boru hattı tahmini metreküp başına 25 ile 34 sent arası bir giderle yıllık 75 mm 3 su sağlayabilecektir. Bu ücret ise plastik balon işleminden epeyce azdır ve hâlihazırda 75 sent ile 1 dolar arası gideri olan tuzdan arındırma tesisleri giderlerinin de üçte biri kadardır (Garih, 1999). Uluslararası finans kaynaklarının arandığı bu boru hattı projesinin toplam gideri ise 225 milyon dolar olarak tahmin edilmektedir. Anamur-Güzelyurt boru hattının en heyecan verici kısmı ise onun Türk-Rum güven sağlama ve pratik işbirliğine yönelik potansiyel katkısıdır. Alarko nun Kıbrıs projesinin yöneticisi olan Ali Budak a göre Fizibilite çalışmasında yıllık 75 milyon m 3 2025 yılı için öngörülmüştür. Ancak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için günlük su ihtiyacı yıllık 30 milyon m 3 olduğu için ekstra miktardaki su Barış Suyu Projesi nin tanınmasının ardından tüm ada için kullanılabilir halde taşınacaktır. Bu konuyla ilgili olarak tepkisini ortaya koyan merhum İsmet Kotak ise bu suyun Rumlara karşı koz olmaktan çıkarılarak rant sağlanacağını, Rumlara peşkeş çekileceğini ve projenin Alarko öncesinde de var olduğunu belirtmektedir (Kıbrıs Postası, 1 Mayıs 2008). Dr. Üzeyir, Garih yıllar önce dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal ın kendisini geç bir saatte arayarak benzeri bir su paylaşım önerisinin yalnızca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nüfusunun pratik ihtiyaçlarını karşılamasından ziyade uzun süreli muhalif tavırları olan Rumlar ile yerel Türk komiteleri arasında bir güven inşasında katalizör olarak işlev görmesi için geliştirmeye sevk ettiğini ifade etmektedir. Turgut Özal bu düşünce üzerinde harekete geçmeden 1993 te ölmüştür; ancak bu fikir halef-selef oldukları Cumhurbaşkanı Süleyman

Demirel tarafından takip edilmiştir. 1998 yılı Aralık ayı ortalarında Türkiye den ve Yunanistan dan gayri resmi bir grup işadamı ile Kıbrıs taki hem Türk hem de Yunan topluluklar İstanbul da toplanmış ve Alarko boru hattı projesini olumlu karşılayan bir demeç yayımlamışlardır. Maalesef, PKK lideri Öcalan ın Yunanlar tarafından desteklendiğinin ve hatta Kenya da Yunan elçiliğinde misafir edildiğinin ortaya çıkmasının ardından Türk üyeler protesto için görüşmeleri terk etmiştir. Son olarak, Alarko Antalya yakınlarındaki Manavgat Nehrinden suyu İsrail in doğu Akdeniz kıyısındaki bir bölgeye iletmek için benzer bir su altı boru hattı projesi önermiştir. Buradaki tesisten İsrail in mevcut şebekesi aracılığıyla ülkenin herhangi bir tarafına ve potansiyel olarak da Filistin bölgesine veya batı kıyısına da yönlendirilebilir. Ayrıca bu proje 1994 anlaşmasıyla İsrail in Ürdün e arz etmeyi taahhüt ettiği suyun da yerini alabilir. Mesafe Kıbrıs tan daha uzak olmasına rağmen Kıbrıs a inşa edilmekte olana benzer bir hat uygulanacak ve deniz seviyesinden 100 metre aşağıya demirlenecektir. Yıllık 50 mm 3 su getirecek olan bu projenin toplam giderinin 200 ile 300 milyon dolar arası olacağı tahmin edilmektedir. Şüphesiz halen yapım çalışmaları devam eden ve Toros Dağlarından başlayarak Anamur da deniz kıyısına kadar yaklaşık 90 kilometrelik bir hatta kendi yarattığı enerjiyle sahile kadar gelecek olan suyun sadece KKTC için değil Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve İsrail için de hayati önemi bulunmaktadır ve yavaş yavaş da olsa dillendirilen ise bu suyun ihtiyaç fazlasının adadan İsrail e gönderilmesi fikridir. Bu konuyla ilgili senaryolar kamuoyunda tartışmalar açılırken İsrail ise konuyla ilgili altyapı oluşturmaya ve gerekirse projenin 2014 öncesinde tamamlanması için her türlü finansman yardımını sağlamaya hazır görünmektedir. KAYNAKLAR Bıyıkoğlu, G. 1995. KKTC Yağış Analizi. İkinci Su Kongresi Bildiriler Kitabı, 23 24 Şubat 1995. Kıbrıs Türk Mühendisler ve Mimarlar Odası Derneği, Lefkoşa, Kuzey Kıbrıs. MOAF (Ministry of Agriculture and Forestry). 1997a. Agricultural structure and production 1975 1995, Lefkoşa, Kuzey Kıbrıs. 1997b. Agricultural structure and production 1996, Lefkoşa, Kuzey Kıbrıs. Numan, T.; Ağıralioğlu, N. 1995. Forecasts and suggestions for the water problem of North Cyprus in the short run and long run. In Altay, G.; Börekçi, O.; Akkoyunlu, A.; Altınbilek, D.; Güçbilmez, D., vd., Developments in the Civil Engineering, Proceedings of the Second Technical Congress, 18 20 Ekim 1995, Istanbul, Türkiye.

Bıçak, H.; Özdemirağ A. 1997. Estimation of forecasting of water demand and supply in North Cyprus: the impact of various projects under various scenarios. Yakın Doğu Üniversitesi Ekonomi Bölümü, Ekonomik Araştırma Seminer Dizisi Sunumu, Gazimağusa, Kuzey Kıbrıs. Khalil, A.: 2 Haziran, 1999, Iraq's representative to the FAO, quoted in AP dispatch from Baghdad Demirel, S.: 1992, Introduction to GAP: Southeastern Anatolia Project, TC Genel Sekreterliği Basını, Ankara. Bağış, A. (1989). GAP Güney Doğu Anadolu Projesi: The Cradle of civilization regenerated. İnterbank, Istanbul: personal communications from professors Bağış and İlter Turan and Turkish officials who asked not to be identified, Istanbul ve Ankara, Temmuz 1993. Kienle, E.: 1990, Ba'th versus Ba'th, Syrian-Iraqi Relations since 1968, 96-100. Beschorner, N.: 1992, Water and Instability in the Middle East, Adelphi Paper No. 273, International Institute for Strategic Studies, London, 41-42. Bilen,Ö: 1997, Turkey and Water Issues in the Middle East, Southeastern Anatolia Project (GAP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Ankara. Gruen, G.: 1994, "Contribution of Water Imports to Israeli-Palestinian-Jordanian Peace," in J. Isaac ve H. Shuval (eds), Konferans Bildirileri, Ortadoğuda Su ve Barış, Elsevier Science Publishers, B.V.,Amsterdam, 273-88. Silver, E.: Dec. 21, 1994, "Middle East Interview: The Ottoman Empress," Jerusalem Gazetesi. Hope, K.: June 7, 1999, "Expanding tourism is putting severe strains on an essential commodity," Financial Times, Kıbrıs Anketi. Kibris. 1998a. 1997. President Süleyman Demirel brought the pearce water and returned. Kıbrıs, Lefkoşa, 26 Temmuz. Sevki M. 1997. Big Agricultural Project in Guzelyurt. Lefkoşa Kuzey Kıbrıs, 20 Kasım. Özdemirağ, A. 1998. Investment appraisal of a dam to be built in Yesilirmak. Department of Economics, Eastern Mediterranean University, Gazimağusa, Kuzey Kıbrıs. Yüksek Lisans Tezi. Garih, U.: Mayıs-Haziran 1999, Garih in Gruen e mektubu.