Olgu Sunumu. Tülay AKMAN 1, Caner ÇAVDAR 2, Mehmet Ali ÖZCAN 3, Özden PİŞKİN 3 2012 DEÜ TIP FAKÜLTESİ DERGİSİ CİLT 26, SAYI 1, (NİSAN) 2012, 45-50



Benzer belgeler
G6PD B: En sık görülen normal varyanttır. Beyaz ırk, Asya ve siyah ırkın büyük bir kısmında görülür (sınıf-iv).

IV. BÖLÜM GLUKOZ 6 FOSFAT DEHİDROGENAZ ENZİM EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Afrika Seyahati Sonrası İmporte Bir Sıtma Olgusu. A Case Imported Malaria After a Travel to Africa

Anemi modülü 3. dönem

V. BÖLÜM HEREDİTER SFEROSİTOZ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

HEREDİTER SFEROSİTOZ. Mayıs 14

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Kliniği

VAKA SUNUMU. Dr. Neslihan Çiçek Deniz. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi Bölümü

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI

Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi

Tam Kan Analizi. Yrd.Doç.Dr.Filiz BAKAR ATEŞ

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

TAM KAN SAYIMININ DEĞERLENDİRMESİ

HEREDİTER SFEROSİTOZ TANISINDA EOZİN 5-MALEİMİD BAĞLANMA TESTİ, OSMOTİK FRAJİLİTE VE KRİYOHEMOLİZ TESTLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Yeni Tanı Hipertansiyon Hastalarında Tiyol Disülfid Dengesi

Tıkanma Sarılığı. Yrd. Doç. Dr. Zülfü Arıkanoğlu

Membranoproliferatif Glomerülonefriti Taklit Eden Trombotik Mikroanjiopatili Bir Olgu

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Servisi O9 Haziran 2017 Salı. Arş. Gör. Dr.

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

DETAYLI KADIN CHECK- UP

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili;

GAZİANTEP İL HALK SAĞLIĞI LABORATUVARI TEST REHBERİ

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

KAN TRANSFÜZYON TEDAVİSİ. Dr. Emre ÇAMCI

ASETOMİNOFEN ZEHİRLENMELERİ UZ. DR. MEHMET YİĞİT SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ HASEKİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ «

KRONİK HEPATİT C. Olgu Sunumu

TAM KAN SAYIMININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Transfüzyon Reaksiyonları

Hemolitik Anemiler. Prof.Dr.Murat Söker

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

TLERDE SEROLOJİK/MOLEK HANGİ İNCELEME?) SAPTANMASI


TRANSFERRİN ERİTROSİT. Transferrinin normal değerleri: Transferin seviyesini düşüren sebepler. Eritrosit; RBC: Red Blood Cell = Alyuvar

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

SİSTİNOZİS KAYIT SİSTEMİ VERİ ALANLARI (*) ile belirtilen alanların doldurulması zorunludur. Hasta Demografik Bilgileri

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı

SEVELAMER HEMODİYALİZ HASTALARINDA SERUM ELEKTROLİT DÜZEYİ, METABOLİK VE KARDİOVASKÜLER RİSKLERİ VE SAĞKALIMI ETKİLER

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr.

SÜT ÇOCUKLARINDA UZUN SÜRELİ PERİTON DİYALİZİNİN SONUÇLARI

ENZİM EKSİKLİĞİ VE ANAEMİ

Karaciğer laboratuvar. bulguları. Prof.Dr.Abdullah.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı. 5.Yarıyıl

Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı

Glukoz 6 Fosfat Dehidrogenaz Enzim Eksikliği; Tanı ve Tedavi

Akut Hepatit C: Bir Olgu Sunumu. Uz.Dr.Sevil Sapmaz Karabağ İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Manisa

24 Ekim 2014/Antalya 1

AKUT BÖBREK YETMEZLİĞİ

Pentoz Fosfat Yolu ve Üronik Asit Yolu. YRD. DOÇ. DR. HAYRULLAH YAZAR SAKARYA ÜNIVERSITESI TıP FAKÜLTESI TıBBI BIYOKIMYA ANABILIM DALı SAKARYA, 2015

KRONİK HEPATİT B OLGUSU

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit

FİBRİNOJEN DEPO HASTALIĞI. Yrd.Doç.Dr. Güldal YILMAZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Ankara

Vaka 1 MT, 25 yaş, Mardin 10 Eylül 2006 Normal doğum yaptı Doğumdan 3 saat önce hematokrit %27, trombosit sayısı mm3 Doğumda aşırı kanama oldu

HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROM

BİRİNCİ BASAMAKTA AKILCI LABORATUVAR KULLANIMI

HIV ve HCV KOİNFEKSİYONU OLGU SUNUMU

KLİNİKOPATOLOJİK TOPLANTI. Prof. Dr. Alaattin Yıldız Doç. Dr. Halil Yazıcı Doç. Dr. Yasemin Özlük

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Servisi Olgu Sunumu 2 Mart 2018 Cuma Dr.

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı

ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ

Tam Kan; Hemogram; CBC; Complete blood count

ANEMİYE YAKLAŞIM. Dr Sim Kutlay

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin;

HEMATOPOİETİK KÖK HÜCRE NAKLİNDE KAN ÜRÜNLERİ KULLANIMI DOÇ.DR.BETÜL TAVİL HÜTF PEDİATRİK HEMATOLOJİ/KİT ÜNİTESİ

İnsülin Tedavisi ve Böbrek Hastalıkları. Dr Rahmi Yilmaz Hacettepe Üniversitesi Nefroloji Bilim Dalı

TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ

Yenidoğanda respiratuvar distres R. ÖRS Yenidoğan muayenesi R. ÖRS Yenidoğan muayenesi R. ÖRS

Karaciğer Fonksiyon Bozukluklarına Yaklaşım

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MÜFREDATI

Kordon kanı testinde anormal seviyeler ne anlama gelir?

I. YARIYIL TEMEL BİYOKİMYA I (B 601 TEORİK 3, 3 KREDİ)

HEMATOLOJİYE YOLCULUK

Amikasin toksisitesine bağlı deneysel akut böbrek hasarı modelinde parikalsitol oksidatif DNA hasarını engelleyebilir

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever

KARDİYAK REHABİLİTASYON ÖĞR. GÖR. CİHAN CİCİK

Kronik Hepatit B Tedavisinde Zor Vakaların Yönetimi. Uz. Dr. Eyüp Arslan

4.SINIF HEMATOLOJI DERSLERI

Çocukta Analjezik Antipiretik Kullanımı

Kronik Hipotansif Diyabetik Hemodiyaliz Hastalarında Midodrin Tedavisinin Etkinliği

Arter Kan Gazı Değerlendirmesi. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler:

G. EKLERLE İLGİLİ AÇIKLAMA

Akut Hepatit B ve Kronik Hepatit B Reaktivasyonu Ayrımı. Dr. Şafak Kaya SBÜ Gazi Yaşargil SUAM Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Glisemik kontrolün ölçütleri ve prognozla ilişkisi. Dr. Gülay Aşcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı İzmir

Refleks test uygulamaları: Hollanda deneyimleri (Reflex and reflective testing) Doç. Dr. Ayșe Y. Demir

Zehirlenmelerde Diyaliz Uygulamaları. Dr. Ali Rıza ODABAŞ İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/5) Akreditasyon Kapsamı

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ

Beyin Omurilik Sıvısında Myelin Basic Protein Testi; CSF myelin basic protein; BOS da myelin basic protein;

HEMODİYALİZ HASTALARINDA PROKALSİTONİN VE C-REAKTİF PROTEİN DÜZEYLERİ NASIL YORUMLANMALIDIR?

1. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya

KANIN GÖREVLERİ NELERDİR?

Dr. Aydoğan Lermi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı

III. BÖLÜM EDİNSEL SAF ERİTROİD DİZİ APLAZİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

Sepsis Hastalarının Yoğun Bakımdan Servise Taburculukta ph, LDH ve Kalp Hızının Sistematik Değerlendirilmesi

Transkript:

45 Olgu Sunumu Favizm Sonucu Gelişen Akut Böbrek Yetmezliği: Olgu Sunumu Ve Literatür Derlemesi ACUTE RENAL FAILURE OCCURING RESULT OF FAVISM: CASE REPORT AND REVIEW OF THE LITERATURE Tülay AKMAN 1, Caner ÇAVDAR 2, Mehmet Ali ÖZCAN 3, Özden PİŞKİN 3 1Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı 2Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nefroloji Bilim Dalı 3Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Hematoloji Bilim Dalı Tülay AKMAN Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD 35340 İnciraltı, İZMİR ÖZET Glukoz 6 Fosfat Dehidrogenaz (G6PD) eksikliği, en sık görülen kalıtsal hastalıklardan biridir ve X e bağlı kalıtımsal geçiş gösterir. G6PD enzimi bütün dokularda bulunur. Pentoz Fosfat Yolunun (PFY) ilk basamağını katalize eden bu enzimin eksikliğinde; infeksiyon, bazı ilaçların kullanımı veya bakla yenmesi sonrasında neonatal sarılık veya akut hemolitik anemi gelişebilir. Özellikle mitokondriyal yapıları olmayan eritrositler için PFY u NADPH üretimi için tek kaynaktır. G6PD eksikliği olan eritrositlerde NADP den NADPH e dönüşüm normal düzeyde olmadığı için oksidatif hasara yatkınlık meydana gelir ve hemoliz oluşur. Oksidatif hasara uğramış olan eritrositlerde, hemolize artmış duyarlılığın nedeni tam bilinmemektedir. G6PD eksikliğine bağlı akut böbrek yetmezliği gelişebilecek olan bir komplikasyondur. Makalemizde fava yeme öyküsü sonrasında hemoliz ve akut böbrek yetmezliği gelişen; takibinde G6PD enzim eksikliği saptadığımız olgumuzu sunduk. Anahtar sözcükler: G6PD enzim eksikliği, favizm, hemoliz, akut böbrek yetmezliği SUMMARY Glucose 6 phosphate dehydrogenase enzyme deficiency is the most common hereditary disease and in hereditary by recessive X linked. G6PD enzyme exists in all tissues. It catalyses the first step of penthose phosphate pathway. In this enzyme deficiency, neonatal jaundice and acute hemolytic anemia may occur after infection, use of some drugs or favism. Especially the erythrocytes that do not acquire mitochondria, penthose phosphate pathway is the only resource for NADPH production. Because of the transformation of NADP to NADPH is not normal level in the erythrocytes with G6PD deficiency, the susceptibility of oxidative damage increases and hemolyses occurs. In the erythrocytes exposed to oxidative injury, the reason of increased sensitivity to hemolysis is not well known. The occurring of acute renal failure in the adult with G6PD deficiency is a well known complication. We presented in our case report, a case whom hemolysis and acute renal failure developed after favism and the follow ups G6PD enzyme deficiency is determined.. Key words: G6PD enzyme deficiency, favism, hemolysis, acute renal failure Glukoz 6 Fosfat Dehidrogenaz (G6PD) eksikliği, en sık görülen kalıtsal hastalıklardan biridir ve X e bağlı kalıtımsal geçiş gösterir. Bu enzim eksikliğinin ilk tanımlanması, 1950 lerde antimalaryal bir ilaç olan primakinin hemolitik etkisinin, bu enzim eksikliğine bağlı olduğunun tanımlanması ile olmuştur (1). Dünyada dört yüz milyondan 2012 DEÜ TIP FAKÜLTESİ DERGİSİ CİLT 26, SAYI 1, (NİSAN) 2012, 45-50

46 Favizm sonucu gelişen akut böbrek yetmezliği: Olgu sunumu ve literatür derlemesi fazla hasta mevcuttur. Hastaların çoğu bulgu vermeden seyretse de; bazı ilaçların kullanımı, enfeksiyonlar sırasında ve bakla yenmesi sonrasında ciddi akut hemolitik anemi, sarılık ve nadir olarak böbrek yetmezliği gelişebilir (1). G6PD eksikliği, biyokimyasal ve genetik özelliklerine göre çok sayıda çeşitleri tanımlanmıştır. Ayrıca tekrarlayan mutasyonların neden olduğu düşünülen nonsferositik hemolitik anemi ile beraber olan ciddi ve nadir görülen formu da vardır (2). Bu vaka sunumunda hayatında ilk defa bakla yiyen erişkin bir hastada gelişen intravasküler hemoliz ve buna bağlı akut böbrek yetmezliği oluşan G6PD enzim eksikliği olan bir hasta sunulacaktır. OLGU Otuz üç yaşındaki erkek hasta, acil servise halsizlik, bulantı, deri renginde sararma, idrar renginde koyulaşma yanında bilinç bulanıklığı nedeniyle getirildi. Hastanın özgeçmişinde ve soyçgeçmişinde özellik yoktu. Fizik bakıda; konjuktivalar soluk, skleralar ikterik ve deri renginde sarılık izlendi. Hepatosplenomegali ve lenfadenomegali yoktu. Laboratuar incelemesinde tam kan sayımında; lökosit: 29,6 ul (%75 nötrofil) [normal, 4,0 10,3], hemoglobin: 3,8 g/dl [normal, 13,5 17], hemotokrit %9,4 [normal, 36 46, trombosit: 170 u/l [normal, 156 373], MCV: 85,8 fl [normal, 80,7 95,5], RDW: %18,0 [normal, 11,8 14,3]; rutin biyokimya incelemesinde Aspartattransaminaz (AST): 52U/L [normal, 1 32], Alanintransaminaz (ALT): 31U/L [normal, 1 31], Kan üre nitrojeni (BUN): 26 mg/dl [normal, 6,0 20], Kreatinin: 0,79 mg/dl [normal, 0,8 1,4], Total bilirubin: 9,1 mg/dl [normal, 4,0 10,3], indirekt bilirubin: 8,5 mg/dl [normal, 4,0 10,3], Potasyum (K): 4,8 mg/dl, Laktatdehidrogenaz (LDH): 2078 [normal, 4,0 10,3] idi. Diğer biyokimya değerleri normal sınırlarda idi. Akut faz reaktanlarından; sedimentasyon 36mm/h, C reaktif protein 141[normal, 4,0 10,3] idi. Periferik kan yaymasında; gözyaşı hücreleri, eritrositlerde fragmentasyon, poikilositoz, anizositoz ve nötrofillerde hipersegmentasyon gözlendi. Ciddi intravasküler hemoliz kliniği olan hastanın, etyolojiye yönelik incelemesinde retikülosit 4,03 [normal, 1 3,5], haptoglobulin 1,99 g/l [normal, 0,3 2,0], ferritin 1358 ng/ml [normal, 28 365], direkt coombs IgG bir pozitif, indirekt coombs testi negatif, sukroz hemoliz ve asitham testi negatif, CD55, CD58, CD59 düzeyleri normal bulundu. Anamnez derinleştirildiğinde, iki gün önce bakla yediği öğrenilen hastada ilk sırada G6PD eksikliğine bağlı hemolitik anemi düşünüldü. Akut dönemde yanlış sonuç vermesi nedeniyle G6PD enzim düzeyi gönderilmedi. Hastanın izleminin 4. gününde akut böbrek yetmezliğini destekleyen, kan üre nitrojeni (50 mg/dl) ve kreatininde (4,3 mg/dl) yükseklik saptandı. Hastanın idrar miktarını ve akım hızını arttırmak amacıyla intravenöz %0,9 NaCl ile hidrasyon sağlandı. Ayrıca intravenöz sodyum bikarbonat ile zorlu alkalen diürez sağlandı. Tedavisinin 20. gününde biyokimya ve tam kan sayımı normal sınırlara gerileyen hastanın izleminde diyaliz ihtiyacı olmadı. Üç ay sonraki kontrolümüzde; Motulsky ve Campbell Kraut un geliştirdiği brilliant cresyl blue indikatörü kullanılarak kalitatif olarak G6PD eksikliği saptandı. Kanititatif olarak ölçümde G6PD enzim düzeyi 0,5 U/gHb [normal, 4,6 13,5] olarak normalden düşük olduğu görüldü. TARTIŞMA G6PD eksikliği, en sık görülen kalıtsal hastalıklardan biridir. Enzimin biyokimyasal özelliklerine göre 387 çeşidi tanımlanmıştır (3). Tanımlanan çeşitlerin sayısı genetik özellikler göz önüne alındığında daha azdır. Bu enzim eksikliği olan hastalar genellikle bulgu vermezler. Bazı ilaçların kullanımı sırasında, enfeksiyonlarda ve bakla yenmesi sonrasında sarılık veya ciddi hemolitik anemi gelişebilir. G6PD enzimi Pentoz Fosfat Yolunda (PFY), ilk reaksiyonu katalize eden enzimdir. Bu yolla glukoz, pentoz şekerlere dönüşür ve çeşitli biyosentetik reaksiyonlar için gerekli ara ürünler açığa çıkar. Ayrıca PFY u NADPH formunda enerji sağlanmasına yol açar. NADPH, hücrelerin oksidatif stresten korunma mekanizmasında kullanıldığı için çok önemlidir. Özellikle mitokondriyal yapıları olmayan eritrositler için PFY u NADPH üretimi için tek kaynaktır.

Favizm sonucu gelişen akut böbrek yetmezliği: Olgu sunumu ve literatür derlemesi 47 NADPH ın en önemli rolü glutatyonun indirgenmiş formunu (redükte GSH), okside disülfid formuna oranını (GSSG) 500:1 den fazla tutmaktır. Redükte gutatyon hidrojen peroksit ve organik peroksitlerle etkileşerek detoksifikasyonda rol oynar. Aynı zamanda hemoglobinin sistein depolarını ve diğer eritosit proteinlerini indirgenmiş durumda tutar. Normal hücrelerde, oksidan ajanların varlığında PFY u 2 3 kat fazla çalışır ve NADPH ve GSH düzeyleri değişmez. Ancak G6PD eksik olan eritrositlerde glukoz dönüşümü arttırılamaz ve GSH ile NADPH düzeyleri düşer (2). Böylece, G6PD eksikliği olan eritrositlerde NADP den NADPH e dönüşüm normal düzeyde olmadığı için oksidatif hasara yatkınlık meydana gelir ve hemoliz oluşur. Oksidatif hasara uğramış olan eritrositlerde, hemolize artmış duyarlılığın nedeni tam bilinmemektedir. Hemolizde en çok bilgi edinilebilen favizmdir. Baklada bulunan divicine ve isouromil bileşikleri GSH ve diğer protein bağlı SH (sülfidril) gruplarının geri dönüşümsüz oksidasyonundan sorumludur. Bunun sonucunda elektrolit dengesizliği, membranda çaprazlaşma ve eritrosit fagositozu olur. Favizmde, eritrositlerde kalsiyum (Ca) düzeyindeki artış ve bazı vakalarda eritrosit Ca ATPase ayrışması diğer dikkat çekici bir gözlemdir. Artmış pasif geçirgenlik ve kalsiyum bağımlı pompa etkinliğinin azalması eritrositlerde kalsiyum dengesindeki bozulmayı açıklayabilir (4,5). G6PD eksikliği olan eritrositler kalsiyumla uyarılan vezikülleşmeye normal hücrelerden daha yatkındır ve bu da kompleman aracılığı ile olan hemolizle ilişkilidir (6). Favizmde, eritrosit proteinlerinde olan anormallikler muhtemelen artmış kalsiyum düzeylerine, yüksek molekül ağırlıklı agregatların varlığına ve bant 3 proteininde azalmaya bağlıdır. Eritrosit membranındaki en belirgin hasar membrandaki çapraz bağlardaki bozulmadır. Membranda bozulma böbrekte oluşan osmotik küçülme veya divicine ile oluşan membran değişiklikleri sonrasında mikro dolaşımda sıkışma sonucu olabilir (7). Sonuçta membranının etkin yüzeyindeki azalma eritrositlerin retiküloendotelyal sistemde sekestrasyonuna hatta osmotik lizise neden olur. G6PD eksikliği olan hücrelerde oksidan aracılığı ile olan membran glikoprotein değişiklikleri eritrositlerin eritrofagositoz ile dolaşımdan uzaklaştırılması gerektiği sinyalini oluşturur. Hücredeki glikoprotein değişiklikler akut olmayan hemoliz sırasında bile eritrositlerin dolaşımdan uzaklaştırılmasını sağlar. Ayrıca bu hücrelerde hemoglobinin glikolizasyonunda belirgin artış gösterilmiştir (8). G6PD eksikliği olan heterozigot kadınlarda Plazmodium falsiforum enfeksiyonuna karşı koruyuculuk saptanmıştır (9). Plazmodium falsiforum ile enfekte eritrositlerde oksidatif stres oluşur ve enfeksiyon sırasında normalde yüksek olması gereken NADPH/NADP oranı G6PD eksikliği olan eritrositlerde sağlanamadığı için parazit gerekli enerjiyi sağlayamaz ve bu hastalarda malarya enfeksiyonu daha nadir görülür. Buna ek olarak hasarlı eritrositler immün mekanizma ile daha hızlı uzaklaştırılır. Parazit ile enfekte G6PD eksikliği olan eritrositlerin, normal eritrositlere göre fagositozla daha etkin uzaklaştırıldığı gösterilmiştir (10). Enfekte eritrositlerin parazit olgunlaşmasının erken fazında uzaklaştırılmasının, parazit gelişimini etkili bir şekilde azalttığı ve direnç mekanizmasında önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü hemolizin derecesine göre G6PD mutasyonlarını beş sınıfa ayırmıştır. Sınıf 1 mutasyonda (kronik herediter nonsferositik hemolitik anemi); enzim aktivitesi %5 in altındadır. Oksidan ilaçlarla çok ciddi hemoliz tablosu meydana gelirse de tetikleyici faktörler olmadan da hemoliz gelişebilir. Sadece splenektomi sınırlı yarar sağlar. Sınıf 2 mutasyonda; enzim aktivitesi %1 10 arasındadır. Favizm genellikle bu grupta görülür. Sınıf 3 mutasyonda (G6PD A ); enzim aktivitesi %10 60 arasındadır. En sık görülen türdür. Ciddi enfeksiyon yada oksidan ilaçlara maruz kalınmadıkça hastalar hemotolojik olarak tamamen normaldir. Sınıf 4 mutasyonda; enzim aktivitesi %60 ın üzerindedir. Sınıf 5 mutasyonda ise; artmış enzim aktivitesi vardır (>%100). Tanıda, erkek hastalarda ucuz ve basit olan Dyedecoloration Motulsky testi ile Beutler in florasan spot testi kullanılabilir (11). Ancak hasta çok anemik veya yüksek retikulosit sayımına sahipse yanlış olarak normal veya yüksek saptanabilir. Heterozigot kadınlarda, enzim tayininin PCR ile moleküler analizi tek güvenilir tanı yöntemidir. Klinik olarak hastaların çoğunluğu belirti vermez. Be

48 Favizm sonucu gelişen akut böbrek yetmezliği: Olgu sunumu ve literatür derlemesi lirtiler sadece oksidan strese maruz kalınca ortaya çıkar. En sık belirtiler neonatal sarılık ve bazı ilaçlar, enfeksiyon ve bakla yenmesi sonrasında gelişen akut hemolitik anemidir. Bu enzim eksikliği, hastaların yaşam süresini etkilemez. Erkek hastalarda iskemik kalp hastalıkları, serebrovasküler hastalıklar ve karaciğer sirozu nedeniyle mortalitede azalma saptanmıştır (12). Favizm; bakla yenmesi sonrasında 24 48 saat içinde gelişen akut hemolitik anemidir. Ailesel yatkınlık olan bu hastalık, en sık 2 6 yaş arasında erkeklerde gözlenir. Ancak heterozigot kadınlarda etkilenebilir (13). Anemi, sarılık ve hemoglobinüri temel bulgulardır. Ayrıca baş ağrısı, baş dönmesi, ateş, döküntü, ve periferik yaymada Heinz cisimcikleri karakteristiktir (13). Hemoglobinüri nedeniyle oluşan akut tübüler nekroza bağlı akut böbrek yetmezliği erişkinlerde gelişebilir, fakat çocuklarda nadirdir. Akut tübüler nekroz gelişiminde intravasküler hemolize bağlı parçalanmış eritrositlerden salınan tromboplastik faktörlerin ve intravasküler koagülasyonun uyarılmasının rolü vardır (14). Hemoglobinüri sonrasında renal lezyonların oluşum mekanizması tam olarak açık değildir. Renal patolojide pigment castlarının bulunması hemoglobinin asid idrarda presipitasyonuna bağlı intratübüler obstruksiyon hipotezini destekler. Hemoglobinüriye bağlı akut böbrek yetmezliği önceden öngörülemez. Hemoglobinin direkt nefrotoksik olmadığı düşünülmektedir ve ph <5,6 nefrotoksik ferrihemate a dönüşmektedir. Renal biopsilerin histopatolojik incelenmesinde akut tübüler nekroz görülür. Tübüller pigmente hemoglobin castları içerebilir. Nadir vakalarda akut kortikal nekroz bildirilmiştir. Eşlik eden volüm açığı, sepsis, asidoz ya da nefrotoksik ilaçların alımı gibi durumlarda renal yetmezlik gelişme olasılığı fazladır. Erken dönemde ilk 3 6 saatte Ringer laktat ile sıvı verilmesi renal kan akımındaki düşüşü azalttığı gösterilmiştir. Yüksek idrar akım hızı için 100 200ml/h sıvı replasmanı önerilmektedir. İdrar alkalinizasyonu önerilmektedir. Çünkü hemoglobin asid idrarda nefrotoksik maddelere dönüşür. Eğer tüm bunlarla renal fonksiyonlarda iyileşme elde edilemezse diyaliz yapılabilir (15). Favizm, sıklıkla taze bakla yenmesi sonrasında oluşsa da kuru ya da dondurulmuş bakla yenmesi sonrasında da gelişebilir. Bütün G6PD eksikliği olan kişiler baklaya karşı duyarlı değildir. Baklanın her yenmesinde emilim veya bakla metabolitlerinin metabolizmasına bağlı olarak etkilenme derecesi farklılık gösterir. Süt çocuklarında, annelerin bakla yemesi sonrasında hemoliz oluşabilir (15). Favizm sadece ciddi enzim eksikliğinin olduğu polimorfik türlerde (G6PD akdeniz tipi) gözlense de tipik ataklar afrikan orijinli G6PG A türlerinde (Sınıf 2 mutasyon) bildirilmiştir (15). Eritrosit enzim defektleri arasında G6PD eksikliği neonatal sarılık ve hemolizin en sık nedenidir. Hepsinde kern ikterus görülme riski mevcutur (16). Enfeksiyon, G6PD eksikliği olan hastalarda hemolizin oluşmasında en sık nedendir. Çeşitli enfeksiyon nedenleri bildirilse de enfeksiyöz hepatit, pnömoni, tifoid ateş önemlidir. Gastrointestinal sistem ve üst solunum yolu viral enfeksiyonları bakteriyel enfeksiyonlara göre daha ciddi hemoliz oluştururlar (17). Çocuklarda nadir olsa da akut böbrek yetmezliği yetişkinlerde iyi bilinen bir komplikasyondur (18). İlaca bağlı, G6PD eksikliği olan kişilerde meydan gelen hemolizin riski ve ciddiyeti ilacın dozuna ve tedavi süresine bağlıdır. Klinik olarak sarılık ve hemoliz genellikle tedavinin 2 3. günü başlar ve hemoglobin düzeyi 8 10. günlerde düzelmeye başlar. Ayrıca diabetik ketoasidoz, rabdomyoliz ve miyokard enfarktüsü de hemoliz nedenleri arasında bildirilmiştir (19 21). Eritrositlerin dışında nötrofil ve trombosit fonksiyon bozuklukları yapılan çalışmalarda gösterilmiştir (22,23). Özellikle nötrofil fonksiyon bozukluğu Sınıf 1 mutasyonda bildirilmiştir (24). Tedavide en önemli kısım hemolize neden olan tetikleyici faktörlerden kaçınılmasıdır. Ciddi anemide kan transfüzyonu gerekebilir. Tekrarlayan transfüzyon ihtiyaçları splenektomi endikasyonudur (25). Kronik hemolizli hastalarda uzun dönemde folik asid tedavisi gerekir, 5 mg/gün tedavi 2 3 hafta verilmelidir. Yapılan çalışmalarda yararlı etkisi gösterilememesine rağmen oksidan hasarı azaltmak amacıyla Vitamin E ve selenyum verilebilir. Neonatal sarılıkta dikkatli monitorizasyon ve erken tedavi gerekir. Diğer nedenlere bağlı oluşan sarılık

Favizm sonucu gelişen akut böbrek yetmezliği: Olgu sunumu ve literatür derlemesi 49 lardan (örnek:anne sütü sarılığı) daha erken zamanda tedavi başlanmalıdır (26). KAYNAKLAR 1. Carson PE, Flanagan CL, Ickes CE, Alving AS. Enzymatic defciency in primaquine-sensitive erythro-cytes. Science 1956; 124: 484-485. 2. Gaetani GD, Parker JC, Kirkman HN. Intracellular restraint: a new basis for the limitation inresponse to oxidative stress in human erythrocytes containing lowactivity variants of glucose-6-phosphate dehydrogenase. Proceedings of the National Academy of Sciences of the USA 1974; 71:3584-3587. 3. Beutler E. The genetics of glucose-6-phosphate dehydrogenase defciency. Seminars in Hematology 1990;27:137-164. 4. De FA, Benatti U, Guida L. Favism: disordered erythrocyte calcium homeostasis. Blood 1985; 66:294-297. 5. Turrini F, Naitana A, Mannuzzu L, et al. Increased red cell calcium, decreased calcium adenosinetriphosphatase, and altered membrane proteins during fava bean hemolysis in glucose 6 phosphatedehydrogenase - defcient (Mediterranean variant) individuals. Blood 1985; 66: 302-305. 6. Tsai KJ, Shih LY, Hung IJ, et al. Enhanced vesiculation exacerbates complement-dependent hemolysis inglucose- 6-phosphate dehydrogenase defcient red blood cels. Life Sciences 1996; 59: 867-876. 7. Fischer TM, Meloni T, Pescarmona GP, Arese P. Membrane cross bonding in red cells in favic crisis: amissing link in the mechanism of extravascular haemolysis. British Journal of Haematology 1985; 59:159-169. 8. Jain SK. Glutathione and glucose-6-phosphate dehydrogenase defciency can increase proteinglycosylation. Free Radical Biology and Medicine 1998; 24: 197-201. 9. Bienzle U, Ayeni O, Lucas AO, Luzzatto L. Glucose-6- phosphate dehydrogenase and malaria: greaterresistance of females heterozygous for enzyme defciency and of males with non-decient variant. Lancet 1972; 107-110. 10. Cappadoro M, Giribaldi G, O'Brien E, et al. Early phagocytosis of glucose-6-phosphate dehydrogenase (G6PD) - defcient erythrocytes parasitized by Plasmodium falciparum may explain malaria protection ing6pd defciency. Blood 1998; 92: 2527-2534. 11. Lewis SM, Sanders KL. Screening for G6PD by sigma kits [letter]. Clinical and Laboratory Haematology 1989; 11: 76-78. 12. Cocco P, Todde P, Fornera S, et al. Mortality in a cohort of men expressing the glucose-6-phosphatedehydrogenase defciency. Blood 1998; 91: 706-709. 13. Russo G, Mollica F, Pavone L, Schiliro G. Hemolytic crises of favism in Sicilian females heterozygousfor G-6- PD defciency. Pediatrics 1972; 49: 854-859. 14. Cappellini MD, Fiorelli G. Glucose-6-phosphate dehydrogenase deficiency. Lancet. 2008;371: 64-74. 15. Galiano S, Gaetani GF, Barabino A, et al. Favism in the African type of glucose-6-phosphate dehydro-genase defciency. British Medical Journal 1990; 300:232-236. 16. Bienzle UE, Luzzatto L. Erythrocyte glucose 6-phosphate dehydrogenase defciency (G6PDtype A ) and neonatal jaundice. Acta Paediatrica 1976; 65: 701-703. 17. Shannon K, Buchanan GR. Severe hemolytic anemia in black children with glucose-6-phosphatedehydrogenase defciency. Pediatrics 1982; 70: 364-369. 18. Angle CR. Glucose-6-phosphate dehydrogenase defciency and acute renal failure. Lancet 1972; 134. 19. Gellady AM, Greenwood RD. G-6-PD hemolytic anemia complicating diabetic ketoacidosis. Journal of Pediatrics 1972; 80: 1037-1038. 20. Lee DH, Warkentin TE, Neame PB, Ali M. Acute hemolytic-anemia precipitated by myocardial-infarction and pericardial tamponade in g6pd defciency. American Journal of Hematology 1996; 51:174-175. 21. Kimmick G, Owen J. Rhabdomyolysis and hemolysis associated with sickle-cell trait and glucose-6-phosphatedehydrogenase defciency. Southern Medical Journal 1996; 89: 1097-1098. 22. Mordmuller B, Turrini F, Long H, et al. Neutrophils and monocytes from subjects with themediterranean G6PD variant: e ect of Plasmodium falciparum hemozoin on G6PD activity, oxidativeburst and cytokine production. European Cytokine Network 1998; 9: 239-245. 23. Schwartz JP, Cooperberg AA, Rosenberg A. Plateletfunction studies in patients with glucose-6-phosphate dehydrogenase defciency. British Journal of Haematology 1974; 27: 273-280. 24. Vives CJ, Feliu E, Pujades MA, et al. Severe-glucose-6- phosphate dehydrogenase (G6PD) defiency associated

50 Favizm sonucu gelişen akut böbrek yetmezliği: Olgu sunumu ve literatür derlemesi with chronic hemolytic anemia, granulocyte dysfunction, and increased susceptibility toinfections: description of a new molecular variant (G6PD Barcelona). Blood 1982; 59: 428-434. 25. Balinsky D, Gomperts E, Cayanis E, et al. Glucose-6- phosphate dehydrogenase Johannesburg: a newvariant with reduced activity in a patient with congenital nonspherocytic haemolytic anaemia. British Journal of Haematology 1973; 25: 385-392. 26. Newman TB, Maisels MJ. Evaluation and treatment of jaundice in the term newborn: a kinder, gentleapproach. Pediatrics 1992; 89: 809-818.