Bu Kitabın İTaytn Amacı...



Benzer belgeler
AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir?

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

BİLGİ EDİNME İHTİYACI İnsan; öğrenme içgüdüsünü gidermek, yaşamını sürdürebilmek, sayısız ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve geleceğini güvence altına a

Matematik Ve Felsefe

1.Tarih Felsefesi Nedir? 2.Antikçağ Yunan Dünyasında Tarih Anlayışı. 3.Tarih Felsefesinin Ortaçağdaki Kökenleri-I: Hıristiyan Ortaçağı ve Augustinus

4.HAFTA/KONU: IMMANUEL KANT IN ETİK GÖRÜŞÜ: İNSANIN DEĞERİ. Temel Kavramlar: Ahlak yasası, isteme, ödev, pratik akıl, maksim.

KOZMOLOJİK DEVİR 1 MİLET MEKTEBİ, PYTAGORASÇILIK Milet Mektebi

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ

İktisat Tarihi II

Temel Kavramlar Bilgi :

Fen - Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

DERS PROFİLİ. Siyaset Kuramı I POLS 305 Güz

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO Κρατύλος

VARLIK ve ZAMAN - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ)

Laboratuvara Giriş. Adnan Menderes Üniversitesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü TBT 109 Muavviz Ayvaz (Yrd. Doç. Dr.) 3. Hafta (03.10.

Yunan Medeniyeti kendinden sonraki Hellen ve Roma Medeniyetleri üzerinde etkili olmuştur.

KAVRAMLARIN ANLAMINI KARŞITLARI BELİRLER

Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ. Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI

Yaşamımızdaki Referans,

MODÜLDE KULLANILAN SEMBOLLER

DOÇ. DR. DOĞAN GÖÇMEN DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ

BİLİM İLE BİLİMSEL YÖNTEM İLİŞKİSİ

İktisat Tarihi II. 2. Hafta

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar

Sizin değerleriniz neler ve neden bu değerlerin önemli olduklarını düşünüyorsunuz? Neyin önemli olduğuna inanıyorsunuz?

İŞARET DİLİNİN GELİŞİMİ KURUMLARARASI İŞBİRLİĞİNE BAĞLIDIR - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Yılmaz Özakpınar İNSAN. İnanan BIr Varlık

BİLİM TARİHİ I 7.ders. Dr. İsmail BAYTAK. Eskiçağ da Bilim Pisagorcular-Stoa-Megara

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN

FİZİK. Mekanik İNM 103: İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ. Mekanik Nedir? Mekanik Nedir?

Tarih Bilimi ve Tarihe Yardımcı Bilim Dalları Video Ders Anlatımı I. ÜNİTE TARİH BİLİMİNE GİRİŞ A- TARİH BİLİMİ. I - Tarih Biliminin Konusu

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS Ön Koşul Dersler

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

BILGI FELSEFESI. Bilginin Doğruluk Ölçütleri

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

FİZİK. Mekanik İNM 221: MUKAVEMET -I. Mekanik Nedir? Mekanik: Kuvvetlerin etkisi altında cisimlerin davranışını inceleyen bilim dalıdır.

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar

İÇİNDEKİLER. Yedinci Baskıya Önsöz 15 İkinci Baskıya Önsöz 16 Önsöz 17 GİRİŞ 19 I. BÖLÜM FELSEFE ÖĞRETİMİ 23

Hatta Kant'ın felsefesinin ismine "asif philosopy/mış gibi felsefe" deniyor. Genel ahlak kuralları yok ancak onlar var"mış gibi" hareket edeceksin.

Skolastik Dönem (8-14.yy)

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK)

ÖN SÖZ...vii YAZAR NOTU... ix BÖLÜM 1 FELSEFEYE GİRİŞ...1

KAMU YÖNETİMİ LİSANS PROGRAMI

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

EĞİTİMİN FELSEFİ TEMELLERİ. 3. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

Dersin Adı D. Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS003 IV Ön Koşul Dersler

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

MİT VE DİN İLİŞKİSİ. (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK

1- Aşağıdakilerden hangisi tarih çağlarının başlangıcında ilkel endüstrinin ve sermaye birikiminin temelini oluşturmuştur.

Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak bulunurdu. Yönetim binası, resmî yapılar ve pazar meydanları tapınağın etrafında yer alırdı.

MEB kitaplarının yanında kullanılacak bu kitap ve dijital kaynakların öğrencilerimize;

BİZ, MELEKLER - DRUNVALO

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

Ece Ayhan. Kardeşim Akif. Akif Kurtuluş'a Mektuplar. Hazırlayan Eren Barış. "dipnot

Bu yaklaşımlar anne babaların kafasını oldukça meşgul eden şu soruyu akla getiriyor:

17. yy. Dehalar Yüzyılı

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi

On Yedinci Yüzyılda Felsefe Descartes. Prof. Dr. Doğan Göçmen Dokuz Eylül Üniversitesi Felsefe Bölümü Ders: 03/10/2016

UZAY VE ZAMAN NEDİR? İnsanın var olduğundan beri kendine sorduğu kendineve evrenedair en önemli soru!

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim :05 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim :08

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN

FİZİK. Mekanik İNM 101: İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ. Mekanik Nedir? Mekanik Nedir?


BATI MÜZİĞİ TARİHİ 1. ÜNİTE İLK ÇAĞ DÖNEMİ MÜZİĞİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF FELSEFE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

MALTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Güz Yarıyılı. TIP İÇİN FELSEFE PHL 154 AKTS Kredisi:2 2. yıl 1. yarıyıl Lisans Seçmeli 2 s/hafta 2 kredi

ETKILI BIR FEN ÖĞRETMENI

İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ

Felsefece Düşünmenin Yolları

Gök Mekaniği: Giriş ve Temel Kavramlar

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

Tragedyacılara ve diğer taklitçi şairlere anlatmayacağını bildiğim için bunu sana anlatabilirim. Bence bu tür şiirlerin hepsi, dinleyenlerin akıl

YÖNLENDİRİLMİŞ ÇALIŞMA I DERS NOTLARI

KİTAP İNCELEMESİ SİSTEMATİK FELSEFE BAĞLAMINDA PLATON ARİSTOTELES KARŞILAŞTIRMASI. Prof. Dr. Arslan Topakkaya, İstanbul, Nobel Yay. 2013, 310 s.

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

KİŞİLİK GELİŞİMİ. Carl Rogers & Abraham Maslow

Eğitim Tarihi. Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi

Economic Policy. Opening Lecture

A NEW LIFE STYLE IN THE WORLD NEW S 15

KIŞILIK KURAMLARı. Kişilik Nedir? Kime göre?... GİRİŞ Doç. Dr. Halil EKŞİ

BAHARA MERHABA. H. İlker DURU NİSAN 2017 İLKOKUL BÜLTENİ

AŞKIN BULMACA BAROK KENT

1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar. 2.Sanat ve Teknoloji. 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili. 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler

...Bir kitap,bir mesaj!

1.4.Etik Sistemleri Etik ilkelerin geliştirilmesinde temel alınan yaklaşımlar hakkaniyet ilkesi, insan hakları, faydacılık ve bireysellik

Transkript:

Bu Kitabın İTaytn Amacı... İ(0İ, bîlffı ve sev (i hissettiğiniz her ulundu, yeni dengeleri keşfetme, ^eliftirme ve pa-ylaşma fabamza destek olmaktır. Huzur ve neşe if inde kendinizi erf ekleştirmeniz dileğiyle... imyaytn tasartm

ilkçağ ve Ortaçağ felsefe Tarihi Ord. Prof. Dn Ernst von Aster Günümüz Diline Uyarlayan Vural Okur v/v/vı imbooks.net ^liûşiiııcebii-im lıitapiarıl iriyw.ta'a tmcetul. ''nbooiıs.ı\e t

YayfRBVf İ'T: yayın tasafim tsflna/ Yayın Yönetmem İbrahim Emir DiziAdf doşoncebil - im kitaptarı Dizi Ysytn Yönetmeni Dizi Adresi Kitap Adı İlHçsğ ve Ortsçağ Felsefe Tarihi Yazar 1 ^ Ord. Prof. Dr. Emst von Aster Günümüz DSÎne Uyaıtayani Vural Okur Yayın Haklan im yayın tasarım Sayfa ve Kapak Tasanm tsbn 1 im yayın tasarım 975-7270-09-1 Rank Aynm ve Film Çıkıç Seval Gf3iii<: Baskı Barış Matbaası Yaym Tarihi Şubat 2005-3. Basiii >ft^ im yayftt tfnavtm H CC 237 ACİBADEM 34650 - İSTANBUL TEL 0 532 213 99 Î7 FAKS 0.533 219 C1 37 DATA 0.532 2lâ 51 32 SMS *90^3S21393.l 7 ICO 5 5 6 7 3 3 7 3 E-MA İL infotsiımbocks net WEB tvtvw imbaoksnel

tfindekiler

Yazar Hakkında 13 Önsöz 3/ Girfş 4» 1) İfkçağ Felsefesi 47 Felsefe Nedir? 47 Felsefenin Alanı 49 Felsefe Tarihi Nedir?. Hint Felsefesi 53 Mısır ve Mezopotamya'da Felsefe 55 İran'da Felsefe 57 Yunan Felsefesinin Doğuşu 56 Milet Okulu 64 Miletli Thales B4 Anaksfmandras - -67 Anaksimenes 72 Milat Okulu Sonrası Yunan'da Düşünce 76 Dionysios ve Orphik Din 78 Pisdgor (Pythagoras) - 79 Pisagorculuk - -SO Ksenofanes ve Elaa Okulu Ö7 Efesli Heraklit (Herakleitos) 90 Elea Okulu Devam Ediyor: 96 Parmenides 96 Zenon. 102 Empedakles 108 Anaks^goras ' 14 Demokrit 123 Tahtı Felsefecileri 134 HeredCt ^34 Thukydidss 135 Hesiod. 137 5i

XVin. Yüzyif Aydtnfanma Felsefesine Kısa Bir Bakış 139... Ve Son Pisagorcular. uo Archytas 140 Sofistler. 144 Protagoras 148 Gorglas - tsi Yunan Dramacılan ve Sofistler 155 Aiskhylos 155 SopfîOkles 156 Euripides - '56 Devlet Teorileri ve Son Sofistler 158... VeSokrat 166 Kyrene Okulu. 130 Arisüppos 180 Kynikler (Kelöiler) Okulu 132 Antishenes 184... Ve Eflâtun (Platon) 190... Ve Aristo (Aristoteles) 244 Peripatos Okulu 273 Theophrast. 273 Slraton 279 Aphrodisias'lı Alehsandros 230 Aristo Sonrası Yunanda Felsefenin Konumu 281 Stoa Okulu ve Epikürcüler 283 Kıbrıslı Zenon 285 Kleanttıes 287 Chrysippos 287 Stoa Okulu 283 Bpihur. 292 Septisizm (Şûpheciiik-Kuşkuculuk) 302 Pyrrhon (Piron) 303 Timon 304 Arkesilaos 305 Karneades - 305 İskenderiye'de Felsefe 308 Ainesidemos 309 Sekstus Eıvpirîkus (Sextus Empricus) 313

ona Stoa Okulu 317 CicBra 317 Panaitios 313 Roma Stoası 320 Seneca 320 Epiklet 320 Marcus Aurelius 320 Poseidanios 322 Apollonios 327 Philon... 329 Yeni EHâtuncufuk 332 Plotinos 332 Jamblikos (Jambiichos) 343 Prokios 345 Hıristiyanhk Felsefesi 347 Paulas 352 Tertuifianus (Tenuflian) 355 İskenderiye'n Clemens 356 Kiüse Babalan (Patristİk) Dönemi 357 Origenes 359 Augustinus 361 2) Ortaçağ Feisefesi(Skû!astih Felsefe) 379 Johannes Enugena 384 İslâm Felsefesi 387 Farabi 388 İbniStna 388 Gazan. 390 hnirûşö. 39) Moses Maimuni (Maimonides. İbnİ Me'mun) 393 İbni Haldun 394 Anseimus... 397 Roscelinus (Roscelin) 403 Abelard 403 Gilöerl de la Porrâe 405 Fransisken ve Domîniken'ler 407 Brabant İl Siger 406 Bonaventura 409 Aquino'lu Thomas 4W Duns Scolus 415 Occam'lı William 416 9

Tdzar Hfikktnda

Felsefe Arkivi Der^isi'nde Ölümü Hakkında Çıkan Yazt Dergimizin kurucularından İstanbul Üniversitesi Felsefe Ord. ProfesÖrii Ernst von Aster 22 Ekim 1943 günü Stockiıolm'de hayata gözlerini kapamıştır. Yurdumuzda bulunduğu on iki yıl İçinde yalmz öğretici vc düşünür olarak değil, İnsan olarak da genç Türk felsefesine unutulmaz bir örnek olan Emsr von Astcr'in aramızdan ayniması, geriye doldumlmasj güç büyük bir boşluk bırakmıştır. Eu boşluk onun düşünce mirasını ileriye doğru geliştirerek doldurulabilir. Bunu sağlamak. Felsefe Arkivi için dc bir ödev olacaktır. Felsefe Arkip% Haziran 1949 Çıkaranlar; K Por^Astcr, W. Krtınz, Macİt Gbkberbf T^kiyettin Men^ü^oğlu, Mazhur Şevket Ip^iroğlıt 13

İLKÇAĞ Vft ORTAÇjiıC FEI.5EFE TARİHİ İstanbul Üniversitesi Rektörü'nün Konulması üniversitemiz çok değerli ve sevimli bir öğretim üyesini Ordinaryüs Profesör von Aster'i kaybetmiş bulunuyor. Astcr'in çalışmaları yalnız bağlı olduğu Edebiyat Fakültemiz ile sınırlı kalmamış, Hukuk vc İktisat Fakültelerimiz dc bu saygıdeğer hocanın nuru ile aydınlanmıştır. Bugün Edebiyat Fakültemizde olduğu gibi İktisat ve Hukuk Fakültelerinde de yctij-tirdiği genç öğretim üyeleri onun yolunda yürümektedirler. Ernst von Aster'in aziz anısı Üniversitemizin kalbinde daima yaşayacakar. Ord. Prof. Stddık Sami Onar 14

Edebiyat Fakültesi Dekam'ntn Konulması On be^ yıldan beri, İstanbul Üniversitesi ile uzakran ya da yakından ilgisi olup da, Aster admı tanımayan bir kimseyi ben tasavvur edemiyorum. Aster, fikir hayatınm olgunluk çağını Üniversitemize ayırmış bulunan bir profesördü. Son günlerinde, yetişmekte olan genç insanlardan güç alarak yaşıyormuş gibi bir iıâli vardı. Agır hasra olduğunu hepimi?, biliyorduk. Yalnız öğrencisine bunu inandırmak mümkün olamıyordu. Sınıfe girdi mi, öğrencinin karşısında, gür ve sıcak sesi, zayıf bedeninin çektiği maddî acıyı hiçbir zaman belli etmiyordu. Hiçbir otorite iddiasında bulunmadığı halde, daima onun fikrini sorar, daima ondan yararlanır, ona danışmadan bir şeyi yapmak istemezdik. Aramızdan ayrılması ile Fakültemizin bünyesinden bir temci taşının koptuğunu duyuyoruz. Her zaman hazır ccvap^ zarif, şakacı, özel görüşmelerinde tadına doyulamayan bir İnsandı. Onu yakından tanıyanlar, başka bir şeyin daha farkına varırlardı, ahlâkının dürüstlüğü ve ruhunun içtenliği. 15

ILKÇftĞ va OflTAÇAÖ FELSEFE TAflIHİ O son derece yumuşak, sevgiye ihtiyacı olan bir insandı. Kendisine karşı gösterilen her ilgiye, insanı âdeta mahcup bırakacak şekilde teşekkürle karşılık verirdi. Vrof. Dr. Mitzhar Şevket îpfiroğlu 1$

VAZAR HAKKI I^DA Ernst von Aster'in Kişiliği Ernst von Aster'in en yakın meslek vc bölüm arkadaşlarından birine, t^mın kişiliğini canlı olarak göstermek gibi güzel bir görev düşüyor. Rize göründüğü, içimizde yaşayadurduğu şekliyle onu hayalimizde canlandırırsak bir eski Helen bilimcisi vc bilgesi ile aym zamanda bir "philosophos" vc bir "sophos'id. karşr karşıya olduğumuzu düşünebiliriz. Aster, kendisinin bir bans insanij daha yüksekteki bir görüş nokrasından zıtlıkları uzlaştırnuya çalışan bir sentcz'in insanı olduğunu söylemekten hoşlanırdı. Bir Demokritos ile bir Aristo, bir Hobbcs ile bir Spinoza, bir Freud ile bir Brentano gibi birbirlerinden pek ayn, hatta birbirine zıt filozoflan tasvir yeteneğinin kaynağı, onun zekâsının uyma yeteneği vc eğilir-bükülürlüğü idi; söyledikleri daima birleşip canlı bir tablo oluştururdu. Bütün bir donemin karakterini göstermek, ya da mantığın, ahlâkın, bilgi teorisinin öğretileri üzerine toplu bir bakış vermek gibi daha büyük ve güç bir görev ile karşılaştığı zaman, zekâsının aydınlığı ona ana çizgileri seçmek vc iyice anlaşılır şekilde tasvir etmek için gerekli gücü vcriyort7

İLKÇAĞ we ORTAÇAĞ PELSEFE TARİHİ du, Astcr: "Her filozofun kipliğine, düşüncelerine bürünebilirim^ yine de kendi felsefî ^örüf nokramdan ayrılmam" derdi. Sık kullandığı sözlerden biri şuydu: "Amacımız^ yalnızca, feptli^orii/ noktalarının olabildiğince apık-sepih olarak ortaya ptkmandır." Kendisinin yapısına tabiat bilimi görüşü uygun düştüğü haldc^ onun İstanbul'daki Protestan Kilisesine içtenlikle bağlı olmasa, ayinlerine gitmcsme ve son günlenne kadar para yardamlannda bulunmasına şaşmamalıyız. Dindar bir insandı^ yalnız bundan söz etmezdi. Tıbbın yardımıyla yeniden güçlenmek için, kendisi için tehlikeli hava yolculuğunu göze alıp eşinin yanına gitmiş, onun yakınında ölmüştür. Profesör Dr. Wftlther Kranz 18

VAZAfI HAKKIhPA Ernst von Aster'in Felsefedeki Teri Aster "Şimdiki Zaman Felsefesi" adlı eserinin önsözünde, felsefeyi nasıl anladığını şöyle dile getiriyor: "Gerpek felsefe bir konulma, bir soru ve cevaptır; cevabı, daima, en derin yerinden yakalayıp pürütmek isteyen bir şüphedir." Astcr, bir filozof olarak, nasıl bir diyalog yapmış* tır? Neler sormuş, ne gibi cevaplara varmış, başkaîannın vermiş oiduğu cevaplardan hangisini beğenmemiştir? 1880 yılında doğan Ernst von Astcr, yirminci yüzyılın hemen başlarında Münih Üniversite sı ^nde felsefe ile tanışıyor. Bu yy\\?ız, felsefenin say^tnlığtnı yeniden ketzandtğt, XIX, yüzyıhn ortalannda yıkılan Alman İdealizm felsefesinin geride bıraktığı boşluğun yeniden doldurulmaya başlandığı dönemdir. Astcr bu dönemi şöyle anlatıyor: "XIX. yüzyılın ikinci yarısındaki pllarda felsefe say^tnhğmt yitirm^ti. Terine bilim ideali epmi}ti. Filozofa, İyi niyetli kimseler hop zamanlarımızı penlendiren bir şair, bir sanatpt diye bakıyorlar; kötü niyetliler ise onu, gereksiz bir uğraşı sayıyorlardı. He^el Okulu'nun hızla pözülmesiy bu değipikiiğin nedeni ve sonucudur, H'e fel Okulu'nun ba- 19

İLKÇAĞ ve DRTAÇAÛ FELSEFE TARİHİ ğimstz düşünen son kafaları Feuerhach^ Marx da karfi cepheye^efiyordti. Bunlar^, kendi deyifleriyu, He^ei felsefesini baft üstüne oturtuyorlardı. Evreni de yeniden ayakları üstünde durduruyorlardı. Bu materyalizm, felsefenin ysrine tabiat bilimini ^ftfirmek istiyordu. Felsefeyi aşağılamaya karfi tepki, XIX. yüzyılın son çeyreğinde TeniKantcılık ile hakladı. Kant, tabiat bilimi ile ilcisi olan son filozoftu. Teni-Ka^ntfihk Almanya'nın hâkim bir felsefe dönemi olmuşu." Aster'in aktardığı bu durum, Yeni Kantçılığın Alman fe İse fesi nd eki bu hâkimiyeti XX. yüzyıhn hemen başlarında gevşemeye başlamıştır. Edmund Husscrl'in felsefî görüşü. Alman felsefesinde, hâkimiyeti günümüze kadar süren Fcnomcnoloji için bir çıkış noktası olmuştur. Önceki felsefeler Kant'a dayandıkları halde, Fcnomenoloji Eflâtun, Aristo vc Skolastiğe geri döner, İşte Astcr felsefe çahşmalanna başladığında, böyle bir durum ile karşılaşmıştı. Aster Fenomenoloji ile olan tartışmasında, Fenomcnolo)i ile hiç uzlaşmayan bir düşünür olarak felsefe tarihinde ycrini alır. Derslerinde "değerler" konusunu işlerken, değerlerin ayrı bir varlığı olmadığını, bunların insan tarafından objelere eklenmiş birer sıfat olduklarını, '^Msei"diyc ayrıca bir şeyin olmadığını, yalnızca "^Üzel bir resimin" ya. da "^üsiel bir manzaramn" olduğunu öyle ısrarcı bir tutum ile vurgulardı ki, gençliğinde Fenomenoloji'ye karşı yapmış olduğu pt>lemiğin ateşinin onda hâlâ tüm canidığı ile sürdüğünü duyar gibi olurdum. Şimdi dc "felsefe tarihçisi" olarak yaptığı çalışmaların karakteristiğini sergilemek İsliyorum. Onun ça- 20

VAZAR HAKKİNDA Jışmalannın ağırlık merkezini felsefe tarihi çalışmaları oluşturur. Onun I. Dünya Savaşı'nda yayımladığı eserleri hep "tarih" çahşmalarıdır ve yanılmıyorsam, onun gerçek değerini de bu "r^w*" çalışmasında aramalıyız. Nitekim "Teni Bilgi Teorisinin Tarihî" (Descartcs'dcn Hcgel'c kadar) adlı yapırının bugün için değerinin eşsiz olduğunu söyleyebilirim. Aster, felsefe tarihindeki çalışmajannda ne gibi bir "metod" kullanıyordu? Bu, felsefe sistemlerini tarih Çevresine yerleştiren, bir felsefe görüşünü, İçinde yetiştiği dönemin manevi dokusundan türetmek isteyen "kültür tarihi metodu" değildir. Sonra.: Düşünürü ağırlık merkezi olarak alıp onun kendi alın yazısını, dünya görüşünü ve felsefi yaratmalarını anlamaya çalışan "biyografik bir metod" da değildir. Bu, daha çok, larih içinde şekillenen felsefî düşüncelerin kendisine yöneldiğij bunları eliştne fizsisi boyunca yürümek isteyen bir meîoddur. Astcr'in kendi deyişiyle söylersek: "Felsefe tarihi, birtakım olayları, birtakım hayat hikâyelerinij. hirtaktm görü/leri ardarda sıralayarak bildirmek değildir. Felsefe tarihi, felsefe problematiğinin gelişmesini gösterir ve bu gelişmenin mantıksal düzenini kavrar. Bundan böyle felsefe tarihinin kendisi de bir felsefe disiplinidir. Felsefe tarihi bize, felsefenin ne olduğunu, insan bilinç ve kültürünün gelişmesinde felsefenin necibi yeri olduğunu 0'sterir. Bununla da felsefi: tarihiy felsefe üzerine bir felsefe yapmak olur." Göriildüğü gibi Astcr için felsefe tarihi, günümüzde bazı kimselerin sandığı gibi, gerçek felsefenin dışında kalabilecek bir şey değildir; aksine: O felsefenin tam içindedir. Astcr felsefenin tarih içindeki gelişme çizgisini bc- 21

İLKÇAĞ V9 OFlTAÇAG FELSEFE TAPİHİ lirlerken "objektif" olmayı kendisine başlıca kaygı bilmektedir. Ancak bu da bir" filozof için kolay bir şey değildir. Çünkü filozofun kendine göre bir görüşü vardır; bu görüşü de fîlozofij tek yanlı yapabilir, ona bir felsefe anlayışım çarpık ve yanlış gösterebilir. Filozof bu tehlikeden, ancak^ objektif kalarak kurtulabilir. Bu objektiflik, Aster'in dediği gibi "yalmzca bir kaytt aractmn, ttttkusuz objektifliği olmayıp, tutkulu bir anlama isteğidir.'^ Von Aster bu metodu nasıl kullandığım şöyle açıklar: "Tarihi tasvir ederken, olabildiğince, kendi "^Örüfümiin " etkisinden kurtulmaya palı^tım. Bunu da, anlamğtm filozofun problemi koyusunu, olabildiğince ipten yaşayarak, böylece onun düşüncesinin adtmlarım birlikte yürüyerek side etmeye çahfttm. Bir kayıt aracının objektifliği ile hiçbir ilgisi olmayan bu "tarihi objektifliğin", sımrlan acık ve kesin olarak pizilmiş kendi "görüşümüz" ile pekâlâ uzlaşabileceğine inanıyorum." Von Aster'in bu "objektiflik" ve "açıklık" idealini büyük bir başarıyla gerçekleştirmiş olduğuna, yapıtları da, dersleri de, bu derslerini dinlemiş olan yüzicrcc öğrencisi de tanıktır. Onun bu objektifliği, genç Türk felsefecilerine ışık tutacak güçteydi. Günün birinde felsefede, Türk İnsanının da söyleyebileceği birşey olursa, o zaman Aster'in adı içten bir şükran duygusuyla anılacaktır. Macit Gökberk 22

YAZAR HAKKIMDA Öğrenci Gözüyle Ernst von Aster Ben onu, uzun yıllar yanında çalışmış bîr öğrencisi olarak görmeyi vc göstermeyi deneyeceğim. Öğrenciye göre hoca, ya çok şey bilen, ya da bilgisi kendi alanı içinde bile sınırlı olan bîr kimsedir. Profesör von Astcr, bize hiçbir zaman bilgisi sınırlı bir hoca olarak görünmemiştir. Kendisine ne sorsak, mutlaka cevap alacağımızı bilirdik. Bu yönden o, öğrencilerinin tam güvenini kazanmış bir Öğretici idi. ikinci olarak öğrenci, hocasının öğretme yeteneğine dikkat eder. Çok şey bilen, fakat öğrencisine pek az şey veren hoca vardır. Oysa öğrenci, az şey bildiği halde, bilgisini kendisine ustalıkla veren hocaya daha çok değer verir. Profesör von Aster bu yönden eşine az rastlanır bir öğretici idi. Hemen her zaman bir hoca, az ya da çok sayıda, fakat yalnızca bir kısım öğrenci tarafmdan sevilir ve tutulur, Ya karakteri, ya verdiği dersin kotlusu ya da başka nedenlerden ötürü, mutlaka öğrencilerinden bir kısmını kendisinden uzaklaştmr. Oysa Aster, hemen her hocadan daha çok öğrencisine uzak durduğu halde, her öğrencinin kendisini ona yakın duyduğu vc 23

İLKÇAĞ Y6 OB TAÇAâ F E LS E FE T A Fil. 11 mutlaka sevdiği bir hoca idi. En çok yararlandığımız ve haz duyduğumuz seminerler onun seminerleri idi. Ülkesinin korkunç yenilgiye uğradığı günlerde derslerini biraz daha isteksiz anlatsa, seminerlerinde biraz hırçınlaşsa, ya da bir gün gelmese onu elbette haklı bulacaktık. Fakar o her ders, odasından içeri girişinde, yine aynı Astcr olarak kaldı. Bedia Akarsu 24

VAZAR H,\«INDA Ernst von Aster'den Antlar Ernst von Asicr vc ben aynı alın yazısını paylaştık. 1933 yılının siyasal devrimi sonunda Almanya'da profesör]üklerimizi kaybettik. Bizi birbirimize yaklaştıran rastlantı bir mektuplaşma oldu. İstanbul Ünİvetsitcsi'ndc on bir yıl birlikte çalıştık. Aster'in kansı Dixelius tsvcç'li bir yazardır. Biri müzikçi, öteki sekreter olan iki kızı vardı. Bana bazen kızlarmın mektuplarından parçalar okurdu. Kendisi Frusya'lı bir asker ailesinin çocuğu olup, büyük dedesi Saksonya ordusundan düşman taraf olan Prusya cephesine geçmiş. Ailesinin Prusya'da asalet kazanan { "von" asalet sembolüdür) bolümü İle, Saksonya'da kaybolan asil (soylu) olmayan bölümü arasında, sürekli bir sürtüşme yaşamıştır. Bütün bunlar onun bana anlattığı anılandır. Astcr bilgi teorisici olarak psikolojizmi temsil eder. Onun incelemelerinin psikolojik nitelik taşımasında şaşılacak bir şey yoktur. Siyasal devrimin kurbanı olan Astcr Almanya vc İsveç'teki çalışmalarla, mektuplaşmalarla vc yabancı ülkelerde konferanslarla dolu üç yıl daha geçirdi. Al- 25

lljççağua ORTAÇAĞ FELSEFE TARİHİ manya'da kovuşturmaya uğrayan birçok profesörü konuk eden İngiltere'ye Aster'in getirilmesi tasarısı bit rastlantı sonucu gerçekleşemedi. O sırada İstanbul Üniversitesi'nce davet edildi. Berlin^n pozitif bilimler felsefesi eski profesörü Hans Reichenbach'ın yanında felsclc tarihi okutacaktı. İki yıl sonra Rcichcnbach Amerika'ya gidince Aster sistematik fcisefe derslerini dc üstlendi. Hukuk Fakültesinin daveti sonunda Hukuk 1-elsefcsi derslerini okutmaya başladı. İstanbul Ünivcrsitcsi'ndeki yabancı profesörler arasında en verimlisi oldu, Ancak onun sıkıntıları vardı. Önemli meslek dergilerini vc Idtaplannı içeren bir kütüphanesi yoktu vc olamazdı. Batı üniversitelerindeki yüzyıllardır toplanmış yayımlar biraraya getirilemezdi. Onun çok sayıdaki öğrencilerinden doktoraya kadar gidebilen ancak iki kişi çıkmıştır. Bunun nedeni yetersiz çevre ve okul eğitimiyle gelen yanlışlardır. Şöy- Ic ki; Okul, öğrencilerin eksiklerini gidermiyor. Okul genç insanları yalnızca öğretilenleri almak için eğitiyor, fakat öğretilenleri işlemek ve bunun üzerinde düşünmek için eğitmiyor. Okul, öğrencileri İçinde Üniversitedeki öğretim için bir fikir olgunluğuna erinmiş olanları ayıklayanııyor. Bunlara: Öğrencilerin çoğunun Üniversiteyi yalnızca lisenin bir uzantısı olarak görmeleri, orada olduğu gibi, burada da öğretileni cn az çalışarak "öğrenmek" İstemeleri vc yaygın yapıtları okumayı güçleştiren ana dillerine yeterince hâkim olamayışları, yetcrh yabancı dil bilmemeleri, Türkçe kaynakların yetersizliği dc eklenmelidir. Böylece yalnızca ders kitaplarında yazılan vc derslerde an- 26

YAZAR HWKIN:JA latılanları bilim olarak görüyorlar. Bunların ders kitaplarına niçin vc nasıl girdiği onları ilgilendirmiyor. EQ nedenle araştırma yapmak için gerekli tüm koşullar yetersiz kalıyor. Sağlık durumu kötüleştiği ve aynca eski bir kalp hastas] olduğu anlaşılınca, üniversiteyle olan sözleşmesini ancak kısa bir süre için yenileyebildi. Almanya^nın yıkılmasıyla sona eren savaş sonrasında Alman üniversitelerinde görev almayı düşünüyordu. İkİ yıl önce, Berlin Üniversitesi'nden davet aldı. Sağlık nedeniyle istemeye istemeye daveti reddetti. 1948 yaz sömestrinin sonunda uçakla İsveç'e gittiği zaman yolculuğu sağlıkla bitirebilmesi kuşkuluydu. Yolculuğu yaptı fakat, ekim ayında Stockholm'den uçakla îstanbupa dönmek istediği sırada ölüm onu yakaladı. Şimdi, şu anda, Ernst von Astcr'in Rcichcnbach ve arkadaşları Nusret Hızır vc Mümtaz Turhan tarafinda.n istasyonda nasıl karşılandığı çok canlı olarak gözümde canlandı. Prof. I^r. Walter P^urs 27

İLKÇAĞ vs ORTAÇAĞ FELSEFE TARİHİ Ernst von Aster ve Bil^i Teorisi üniversitemizde on iki yıldan fezla felsefe, felsefe tarihi, ahlâk, hukuk felsefesi dersleri okutmuş olan Ernst von Aster'in bilgi teorisi konusundaki düşüncelerini aktaracağım. Alman yeni Kantçı felsefe geleneğine bağh olarak yetişmiş bir filozoftur. O ülkemize geldiği zaman felsefe derslerini Hans Reichenbach okutmaktaydı. Yaşamınm büyük kısmını fejsefe tarihi araştırmalarına vermiş olan Aster son yıllarda yeniden sistematik felsefeye dönmüştür. Onun bilgi tcorisinia cn önemli sorunu "hakikat" sorunudur. Doğru ve yanlış bizim önermelere verdiğimiz sıfatlardır, Esiddenberi hakikat, uygunluk diye tanımlanmıştır. Bu uygunluk ya bir önermenin bir objeye uygunluğudur, ya da bir önermenin başka önermelere uygunluğudur. Bu iki görüş tüm felsefe tarihinde tartışma konusu olarak sürüp gitmiştir. Yakın zamanlarda Carnap vc Neurath gibi yeni pozitivistler bu ikinci görüşü inceleyerek protokoler önermeler dedikleri bir görüşü ileri sürmektedirler. Bunlar güzleyicilerin durumuna bağlıdırlar ve ancak iğreti olarak bazı kayıdar ile doğru oldukları kabul edilir. Protokol önermelere dayanarak 28

VAİrtH HAKKINDA genel önermelere ulaşılabilir. Her önermenin hakikati öteki önermelerle olan tuîarhğindan ibarettir. O halde doğru oian tek bir önerme değil, büım diliyle formüllenmiş olan bütün önermelerin mantıksal sistemidir. İğreti olarak doğru diye kabul edilen bir protokol önerme başka protokol önermelerin çoğunlukla uzlaştınlmadığı ortaya çıkmca, yanlış olabilir. Von Aster'e göre bu teori değersiz değildir. Von Aster hakikat ile ilgili görüşünü şöyle açıklar: Bir önermeyi ampirik olarak doğru çıkarmak ne demektir? Biri bana "yağmur yağiyor" diyor t bunun doğru olup olmadijğmi öğrenmek istiyorum. Pencereden bakıyorum: Gökyüzünü, bulutları, kaldırımın ayna gibi parladtğmı, açık şemsiyeleri görüyorum ve "evet doğru-, yağıyor" diyorum. "Evet, yağmur yağıyor" dediğim zaman bir feyur bekiiyorum. Bir önermenin doğrulanması daima bir beklemenin doğrulanmasîdîk Doğru re yanlış çıkanlar daima bu "beklemeler" dir. Her önerme algılanan bir işarettir. Bu işaret daima olacak olan bir şeyi, beklenen gelecek bir şeyi gösterir. Burada önerme tıpkı yoldan geçmeyi işaret eden kırmızı ya da yeşil ışık gibidir. O, bu işareti anlayana bir şey bekletir. Anlama, beklenen işaretin doğru olduğunu gösterir. Yani, işaretin anlamı bu bcklcmclerdir. Eeklemc nedir^ Von Aster'e göre: 1) Bir yapının cephesine bakarız. Bu cepheyi biz bir obje ox^iskgörürüz. 2) Dün gördüğüm bu cepheyi /jmjjı hatırlanın. Bu- 29

İLKÇAÛ va ORTAÇAĞ f ELSEF& TARİHİ rada obje değil, onun imajı, ammsajımast vardır. 3) Binanın cephesini ararken, onu hayal gücümle tasarlarım. Gelecekte ovtzy2^ çıkacak olan şeyi, tasar- \^â\^ym\ beklerim. Bu bekleme gerçekleşir. Bu gerçekleşme tasarladığım ile algıladığım arasında bir uyuşmazdır. Biz bilinçsiz olarak birçok şeyler beklemekteyiz. Bunların bir kısmı bilinçte ortaya çıkar. Beklenmedik bir şey karşıma çıkınca yanıldığımı anlanm. Doğru diye kabul edilen her işaret hareketlerimizi doğrudan yöneten çok sayıda "beklemeler"\ uyandırır. Düşünerek beklediğimizi tahmin edebiliriz. Beklemelerimiz davranışlanmızı yönetir. Her bekleme bir davranışa bağlıdır. Sözgelişi dışan çıkmak istediğimde, ıslanmamak için havanın açık olmasını beklerim. Beklemelerimiz yargılanmızı ya doğmlat ya da yanlışlar. Doğru ya da yanlış demek için bir önermenin doğrulanabilir ve yanlışlanabilir olması gereidr. Bu "doğrulama" şimdi uygulanamayabilir. Ancak onun mümkün vc hayal cdilcbihr olması yeterlidir. Bir beklemenin ortaya çıkması daima tek bir beklemenin gerçekleşmesidir, Von Astet'e göre tek bit beklemenin çıkışı hiçbir zaman bir önermenin tam doğrulanması değildir. Çünkü biliyomz ki her önerme yalnızca iğreti olarak doğmdur. Bununla birlikte her önerme "fi!ö^rw" olabilir. Haklı olarak denilebilir ki bilimin tüm önermeleri doğm değildir; yalnızca mümkündür. Onlar hakikat değil olasılık ifade ederler. Ancak bu yeni görüş Aitcr'c göre hakikat problcmindcki ana fikri değiştir- 30

YA^AR HAKKINDA mcz. Mümkün önermeler dc doğru önermeler kadar doğrulanmaya muhtaçtırlar ve doğrulanma cmpirikür. Biricik farkı, mümkün bir önermenin doğrulanması biraz daha karmaşıkeir. Doğru bir önerme aynı deneyde doğru ya da yanlış çıkabilir. Gerçi her doğrulama önermenin doğruluğunu kanıtlamaz. Ancak mümkün bir önermenin doğrulanması ya da yanlışlanması için birçok deneyler, istatistikler gerekir. Çünkü mümkün önerme bir ölçüde, bir olgunun frekanslarından bilgi verir. Mümkün önerme de ötekiler gibi doğrulanmaya muhtaç olan bir önermedir. Yanİ O da bir "he&leme"nm gerçekleşmesidir. Aster'e göre felsefede problemleri birbirinden ayıran önemli "simr kavmmlart" vardır. Bu problemlerden en önde geleni "varltk'xii. "Bir fey nifin vardır?" sorusuna cevap veremeyiz^ onu olduğu gibi kabul etmek zorundayız. Söz gelişi "Bilinç nifin vardır?", "Bilincimizin özü nedirv iouazn^ıhi. Biz süje vc obje ikiliğinin ancak bilinç yoluyla tasavvur edildiğini biliyoruz. Ancak bilincin kendisini çözemiyoruz. Von Aster'e göre insanda doğuştan olan biricik şey insanın geleceğe dönük "bekleme" gücüdür. Tüm düşünce yolları buradan yaşama geçer. Bu ycıcnck, yalnız uygar insanbrda değil, çocukta ve hayvanlarda da ortak olarak var olan bir yetenektir. Aster'in bilgi teorisinde "bekleme" psikolojik vc tarihsel bir deneyle elde edilmiş bilinç verileridir. Bu veriler deneyin doğrulanmasını vc önermeler arasındaki mantıksal tutarlılığı açıklar. Aster'in şüpheci yapısı, felsefesinin birçok problemlerde tam dönüm noktasında durmasına neden olmuştur. 31

İLKÇAC ve ÖHTAÇAĞ FtLSEFE TAHJHJ Von Aster'in bilgi teorisinde yer alan konulardan biri de "sebepîihk problemieleştirisidir. Onun bu konuda, bilimsel felsefede, Kant'a karşı yapılan eleştirilerden üzüntü duyduğunu biliyoruz Von Aster bu konuda "bafkastntn bilinci" ile ilgili aşın görüşü eleştirmekle birlikte, birbirine karşı kapae; olan bilinçlerin ancak benzeyişler ve analoji yoluyla ve yapılacak yorumlarla anlaşılabileceğine inanır. Von Aster'in bilgi ve ahlâk felsefesi tüm yenileşmelerine karşın Kantçı geleneğin genel eğilimleri dışına çıkmamıştır. Bir yandan modem bilimin yeni gelişmelerini izlerken, öte yandan zengin bir felsefe kültürüne sahip olan Aster, bütün problemlere ölçülü ve şüpheci adımlarla yaklaşmıştır. Augustc Comtc ve Herbert Spencer felsefelerine karşı dirsek çevirmiş, bu sîstemci ve soyut "soy^oloji"[crt karşî olumsuz tutum almıştır, Ord. Prof. Hilmi Ziya Ülken 32

YAZAB HAKKINDA Von Aster'in Tuytmlart 1) Prinzipien der Eckcnntnisiclırc (Vcrsuch zu cincr Ncubcgründung dcs Nominalismus) Leipzig 1913 2) Immanucl Kant Leipzig 1918 3) Geschiclite derantiken Berlin ıı. Philosophic Leipzig 1920 4) Geschichtc der neucrcn Erkennmistheorie (Voli Descartes Bedin u, bis He gel) Leipzig 1921 5) Einfühmng in die Philosophic Descanes Müııchen 1921 6) Raum und Zeit İn der Geschichtc der Philosophic Mlinchcn 1921 7) Grossc Denkler (Lockc vc Hume makaleleri) Leipzig 1923 8) Die Französische Revolııdon in der EnnvickJung ihrer politischcn İdcen Leipzig 1926 9) Gcschichre der Hnglischcn Bielefeld u. Philosophic Leipzig 1927 10) Marx und die Gegcnwact Tiirbingen 1929 11) Naturphilosophie Berlin 1932 12) Geschiclite der Philosophic l^cipzig 1932 13) Die Philosophic dçr Gegcnwart Leiden 193S * Bi± LISTT TATFL dtğilılir. Ancak elde bulunaci vc hjtırla.nabiil-n MALzemeye göre düzenlenıııiştir. 33

İLKÇAĞ vo ORTAÇAĞ FEL3EF6 TAR^Kİ 14) Bilgi Teorisi vc Mantık, Çcv. Macİî Gökberk İstanbul 1945 Makaleleri 1} Die Türken in der Geschichtc der Phüosophie {Felsefe Tarihinde Türkler) (Belleten 5-6) İstanbul 2) Felsefe ve İstanbui Üniversitesinde Felsefe Tedrisatı (Vtlitft Seminer Dergisi) İstanbul 3} Felsefe Tarihinde Tekâmül Mefhumu (Feliefe Semineri Dergisi) İstanbul 4} Philosophise El e Anthropologie (Zum dcnktn an den früh gestorbcncn Professor der Ethik, Mclımct İzzet) (îf 23-24) 5) Mimesis (Felsefe Arkivi, Cilt 2, Sayı I) 6) Bİfejnim ve Uyum FilOSûfiı I^ibniz (Leibniz, der Philosoph der Synthcse und der Harmonic) (Felsefe Arkivi CİU 2, Sayt 2) İstanbul İstanbul İstanbul 1938 1940 1940 1940 1947 1947 Ko nferansla rt 1) Hcgcl Sisteminin Felsefe Tarihindeki Yeri, 1936 1937 2) Zamanımızın Felsefi Cereyan ve Doktrinleri, 1937 1938 3} Nietzsche 1937-1938 4) Aristoteles vc Galilei, 193S1939 5) Faust, 1939-1940 6) Felsefe Tarihinde Ölüm Meselesi, 1940-1941 7) Kant'ın Ahlakı, 1941-1942 8} İrade Hürriyeti, 1942-1943 9) Sokrat, 1943-1944 34

önsöz

insan ve Dünya Felsefe evreni bir bütün olarak kavramak için yapılan bir denemedir. Bu deneme her yerde, evreni kuşatan derin bir zıthktır. Bu zıtlığın ortaya çıkardığı sorun şudur: Biz onda aşılamaz bir zıtlık mı göreceğiz, böylece evren ikiye mi ayrılacak; yoksa bu görünen zıtlığın arkasmda bir birlik mi saklıdır. Tüm zıthklar süje ile obje zıtlıklarıdır. Felsefenin evreni bir bütün olarak kavramak İçin yaptığı denemede ortaya konulan temel soru şudur: Ben ile evren, süje ile obje, iman ite eşyanın arasındaki ilişki nedir? Bu üç teorinin (düali:;m, materyalizm ve idealizm) zıtlığı, felsefe tarihini bugüne kadar meşgul etmiştir. Eski çağda en büyük zıtlık, canlı tabiatla cansız tabiat arasındaki zıtlıktır. XVTI, ve XVIil, yüzyıllar için ise; bilinçli tabiat ile bilinçsiz tabiat arasındaki zıtlıktır. XIX. yüzyılda Fichte ve Maine de Biran ile üçüncü bir zıtlık öne geçiyor. Şimdi ele aldığımız zıtlık, süje obje zıtlığı, süjelcrin çokluğu zıtlığıdır. Bu, her süjcnin kendini "ben" olarak bildiği, Öteki süjcyi "sen" olarak gördüğü ve içinde "biz"\\n algılayan, isteyen, iş gören süjdcr olarak birbirimize bağh olduğumuz ortak obje evreninin zıtlığıdır. 37

İLKÇAÛ va ORTAÇAĞ FELSEFE TARİHİ Felsefe konularındaki sorunlar hiç dc sonu gelen, kanıttanmış sorunlar değildir. Bunlar doğru çözümü bulunmayan, bizi daima birçok mümkün çözümlerle karşı karşıya bırakan sorunlardır. İnsan nedir? Bu, felsefenin daima üzerinde yeniden durduğu bir sorundur. Kuşkusuz bu somya bir yanıt verebiliriz; İnsan, kendi kendini sorun yapmaktan vazgeçmeyen varlıktır. Ord. Prof. Ernst pon Aster 36

Girif

Modem Fizik ve Felsefe Tabiat biliminin, daha doğrusu teorik fiziğin, son elli yılda şaşılacak bir gchşme gösterdiğini bilirsiniz. Relativite vc Kuant teorileri, bu konulara yabancı olanlardan belki de daha büyük bir çaba istemektedir. Bu teorilerin bize getirdikleri altüst edici yeniliklerden çok, bunların fizik vc felsefe tarihinde nasıl haztrlandîklarmî dile getirmek istiyorum. Fizikte, diyor Newton, üç şey kabul edilmelidir: 1) Sonsuz ve her yerde aynı, üç boyutlu mekân, 2) Aynı şekilde akan, sonsuz zaman ve, 3) Mekâna yayılmış, boş mekân İçinde birbirlerini belli bir güçle çeken somut noktalar. Bü temel üzerine Newton, yıldızların hareketi kanunu ile Galİle'nin düşme kanununu aynı ilkeye bağlamak olanağı veren mekaniğini kuruyor. Leibniz, Newton'un benimsediği mutlak mekân ve mutlak zamana hücum ediyor. Mutlak mekân ile mutlak zaman var ise, mutlak bir hareket dc vardır. Ancak güneşin, dünyanın, insanın mekâna göre hareket edip etmediğini belirleyemeyiz. Belirlenen her hareket relativ'ğit, bir cisme göredir, mekârıa göre 41

İLKÇAĞ ve OflTAÇAĞ FELSEFE TARİHİ değildir. Böylece bir cismin bulunduğu yeri, mekânda bir yer olarak belirleyemeyiz, ancak öteki cisimlere göre belirleyebiliriz. Oysa mtıîlak mekan her cisme mekânda böyle mudak bir yer belirleme olanağı verir. Einstein's, dönelim: Her hareket belirlemesinde relativite ilkesi, tüm fizikte değil, yalnız mekanikte geçerlidir. Mutlak bir hareket hiçbir zaman belirlcnemez yargısı, tüm fizik alanında doğrudur. Bundan şu sonuç çıkar: Her yer için geçerli zaman ölçüleri yoktur, belki de yalnızca belli bir nokta için geçerli olan zaman ölçüleri vardır. Evren zamanı yoktur, yalnız her yerin bir zamanı vardır. Zamanımızda şaşılacak bir yenilik sayıun ikinci fi zik teorisine, kuant teorisine gelince: [şık, zamanda mekân boyunca yayılan bir harekettir. Fakat ne çeşit bir harekettir? Daha başlangıçta iki teori bu noktada birbiri ile karşılaşmış bulunuyor. Newton emission teorisini ileri sürdü; bu teoriye göre, ışık veren cisimden küçük parçaların saçılmaları gerekiyordu; Hollandalı Hugghens dal^n îeorisvm ortaya attı. Bu teoriye göre ışık, ışık veren cisimden çıkan bir dalga hareketi idi. Bu iki teoriden zaman içinde benimseneni dalga teorisi oldu. Işık ile ışık birbirine rastlayînca, yalnız daha parlak bir ışık halinde birbirini kuvvetlendirmekle kalmaz, bciki karartabilir, söndürebilir dc. Dalga tepesi dalga tepesine rastlaymca, dalgalar birbirini kuvvetlendirir, dalga tepesi dalga çukuruna rastlaymca birbirlerini giderir, XX. yüzyıhn başmda, dalga teorisinin kesin üstünlük kazanmış gibi göründüğü bir sırada emission teorisi ile anlaşılması mümkün olan başka olayların da var 42