Kadına Yönelik Fiziksel ve Cinsel Şiddet: Üç Grup Evli Çiftte Kar şılaştırmal ı Bir Çal ışma Evrim ERBEK *, Nezih ERADAMLAR **, Emrem BE ŞTEPE *, Hülya AKAR ***, Latif ALPKAN **** ÖZET Amaç: Bu çalışmada, üç grup evli ç iftte kad ına yönelik fiziksel ve cinsel şiddetin karşılaştırılmas ı amaçlandı. Yöntem: Evlilik sorunları nedeniyle Evlilik Dan ışma Merkezine (EDAM) ba şvuran (n=50) ve mahkeme tarafından EDAM'a yönlendirilen (n=50) iki grup evli çift ile genel populasyondan (n=50) evli çiftlerin evlilik ya şantıları ve evlilik içerisindeki fiziksel ve cinsel şiddet karşılaştırıldı. Değerlendirmede sosyodemografik veri formunun yan ı s ıra Durumluk Sürekli Öfke Ölçe ği (DSÖÖ) kullan ılm ıştır. Bulgular: Her üç grup; yaş ortalaması, evlilik süresi, do ğum yeri, dini inanç gibi sosyodemografik veriler aç ıs ından birbirine benzer bulunmu ştur. Gruplar öğrenim düzeyi, ilk evlilik ya şı, evlenme biçimi, ekonomik düzey, sosyal güvence gibi sosyodemografik veriler aç ısından ise farkl ıl ık göstermektedir. Kontrol grubunda kad ına karşı fiziksel ve cinsel şiddet diğer iki gruba göre anlamlı derecede düşük bulundu. Mahkeme grubunda kad ınların fiziksel şiddete (% 66) ve % 6.2' sinin hergün cinsel ilişkiye zorland ıkları saptandı. Bu gruptaki erkeklerin % 20' sinin, EDAM grubundaki erkeklerin de % 24' ünün fiziksel şiddete maruz kald ıklarını belirtmelerine rağmen, bu sonuçlar istatistiksel aç ıdan anlamlı bulunmad ı. Her üç grupta da fiziksel ve cinsel şiddete en çok maruz kalanlar ın kad ınlar olduğu dikkat çekiciydi. Tart ışma ve Sonuç: Araştırmam ızda, saldırganlığın evlilik ya şantıs ını olumsuz etkiledi ği ve genelde önemli bir bo şanma sebebi olduğu saptandı. Anahtar kelimeler: Fiziksel şiddet, cinsel şiddet, evlilik ya şantıs ı, kadınlar Düşünen Adam; 2004, 17(4):196-204 ABSTRACT Study in Three Groups of Couples Objective: The purpose of this research is to compare physical and sexual violence in three groups of couples. Method: First group consists of couples who have a demand for professional counselling (n=50) (Marital Counselling Unit- EDAM). Second group consists of couples who were sent by the family law court for marital counselling (n=50) and the control group consists of persons who have no contact with a mental health in or outpatient department (n=50). In evaluation, in addition to a sociodemographical form, State-trait Anger Expression Index is used. Results: The sociodemographical characterıstics of the three groups such as mean of age, duration of marriage, birthplace and religious belief were found similiar but other variables such as educational level, age of marriage, types of marriage, socioeconomical status and social security status were found statistically different. In the control group, physical and sexual violence towards women were found to be significantly lower than the other two groups. In the group sent by court, women experienced physical violence (66 %) and 6.1 % of them were always forced to intercourse. 20 % of men in this group and 24% of men in the EDAM' s group reported physical violence from their wives but it did not reach statistical significance. Among the three groups, physical and sexual violence towards women were obviously higher than towards men. Conclusion: It can be concluded that violence has negative impact on marriages and is a major cause of divorce in general. Key words: Physical violence, sexual violence, marital experience, women Bak ırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastal ıklar ı Eğitim ve Ara ştırma Hastanesi, 12. Psikiyatri Servisi, * Uzm. Dr., ** Şef Yard. Uzm. Dr., *** Ass. Dr., **** Şef Uzm. Dr. 196
GİRİŞ Aile içi şiddet, ülkemizde ve dünyada evlilikte rastlan ılan en yayg ın ve en ciddi sorunlardan biridir. Aile içi şiddete ço ğunluğu kad ın olmak üzere e şler, çocuklar, karde şler, yaşl ılar, bak ıma gereksinimi olan özürlüler hedef olabilmektedir. Aile içi şiddet çok boyutlu bir sorundur. Bir ailede bir türde şiddet yaşan ıyorsa, genellikle bu di ğer türlerde de şiddetin yaşandığına ili şkin bir i şaret olabilmektedir ( 1-3). Şiddet üzerinde en çok hemfikir olunan tan ım, "eşlerden birinin fiziksel, psikolojik yaralanmas ıyla veya yaralanma tehdidiyle sonuçlanan, istemli olarak yap ılan ya da istemli olarak yap ıldığı alg ılanan bir eylem" olduğu tan ım ıd ır (4). Kad ına yönelik şiddetin fiziksel sald ırıy ı içermese de alabilece ği sözel, duygusal ve cinsel boyutlar ın ı bilmekteyiz. Gülcur (1999) y ılında yapm ış olduğu bir çal ışmada, kad ınların % 89'unun psikolojik şiddete maruz kald ığın ı, bunlar ın % 39'unun fiziksel şiddete maruz kald ığın ı, % 15.7'sinin cinsel ilişkiye zorland ığın ı, % 5.2'sinin ekonomik s ı- n ırlamalarla tehdit edildi ğini saptam ıştır (5). Bir baş - ka çal ışmada, Türk erkeklerinin % 30'unun e şlerine kar şı şiddet uygulad ığı saptanm ışt ır (6). Ailede kad ına yönelik sald ırganl ığın tarihi, insanl ıkla yaşıtt ır. Bu konudaki en eski bulgu, Virginia T ıp Fakültesi'nde yap ılan bir çal ışmada ortaya konulmaktad ır. Bu çal ışmada 2000-3000 y ıll ık kad ın mumyalarda ölüme neden olan kafa k ır ıklar ının oran ı %30-50, erkek mumyalarda ise, % 9-20 aras ındad ır. Bunlar ın bar ış zaman ında ki şiler aras ı şiddetle meydana geldiği iddia edilmektedir (7,8). Koca dayağı, tarih boyunca geçerli olan toplumsal kurallar, medeni olduğu iddia edilen yasalarda bile desteklenmekte hatta yasal olarak kabul edilen yerler bile bulunmaktad ır. Bunun en iyi örne ği, 1970'lere kadar geçerli olan Pennsylvania eyalet kanunlannda, kocaların, kar ılarını saat 22.00'den sonra ve pazar günleri dövmelerini yasaklamas ıdır (9,1,11 ). Kad ına yönelik sald ırganl ık problemi bilimsel ortamlarda, ancak 1970'lerde gündeme gelebildi. Konunun bu zamana kadar ilgi çekmemesi, problemin yayg ınl ığın ın ortaya konulamamas ına, eşler aras ındaki şiddetin olağan kabul edilmesine ve sorunun inkâr edilmesine, bu dönemde gündeme gelmesi de Vietnam Sava şı 'ndan sonra şiddete toplumsal bir tepki gösterilmesine, kad ın hareketinin güçlenmesine ba ğ- lanmaktad ır (12). Her y ıl 8 milyondan fazla çift evlilik içi şiddet yaşamaktad ır. Bu sorunu çözmek için önerilen seçeneklerden biri evliliğin seyrine erken müdahaledir, çünkü evlilik doyumunun ve eşler aras ındaki bağl ıl ığın yüksek olmas ı durumunda öfkenin kontrol edilmesi kolaylaşır. Evlilik içi şiddetin evliliğin seyrine olan etkilerini anlamam ızda yeni evli çiftlerle yap ılan çal ışmalardan elde edilen bulgular çok de ğerlidir. Yeni evli çiftleri içeren örneklem grubu ayr ıl ık ya da bo şanma nedeni ile bitmek üzere olan evlilikler d ışlandığı için biraz önyarg ı ta şır. Kurulan evlilikler ile ilgili uzunlamas ına çal ışmalar k ısıtl ıdır, çünkü evlilik uyu ş- mazl ığın ın evliliğin seyri içinde başlang ıc ı kafa karıştırıc ıdır. Uluslararas ı Sağl ık Merkezi istatistiklerine göre (1990), evliliğin ilk y ıllarında evlilik içi şiddet oran ı ve evliliğin istikrars ız olmas ı olas ıl ığı oldukça yüksektir ( 1345). Evlilik içi şiddet ve bu durumun evliliğin gidi şini nas ıl etkilediği ile ilgili yap ılan çal ışmalardan birinde çal ışmaya ni şanl ı çiftler al ınarak evlilik öncesi fiziksel sald ırganl ığın evliliğin seyrini nas ıl etkilediği incelenmi ştir. Çiftlerin % 57'sinin (% 44 kad ın, % 31 erkek) evlilik öncesinde de sald ırgan davran ış gösterdi ği bulunmu ştur. Daha sonra e şlerden birinin sürekli sald ırgan davran ışlar gösterdi ği çiftler ile sald ırganl ığı olmayan çiftlerin evlilik sonras ı 18. ve 30. aylarda evlilik uyumlar ı kar şılaştırıld ığında, sald ırgan olmayan evli çiftlerin evlilik uyumu belirgin olarak daha yüksek bulunmuştur. Yap ılan bu çal ışmada erkekler kad ınlara göre daha sald ırgan bulunmu ş ve sald ırganl ığın evlilik uyumsuzluğu ve istikrars ızlığın ı belirgin olarak arttırdığı saptanm ıştır. Literatürde evlili ğin ilk y ıllarında yüksek olan evlilik uyumsuzlu ğunun bu çal ışmada fiziksel sald ırganl ıkla ili şkili olabileceği belirtilmiştir. Ayr ıca e şler aras ında görülen sald ırganl ığın Eksen I ve Eksen II psikiyatrik bozukluklar ıyla ilişkisine de vurgu yap ılmıştır ( 1618). 1997 yıl ında Türkiye'de yap ılan bir alan çal ışmas ında, kad ınlar ın % 10'u e şlerinden s ık s ık (% 3.5) ve ara s ıra (% 6.5) dayak yediklerini bildirirken, erkeklerin % 2.1'inin s ık s ık, % 1.2'sinin ara s ıra e şleri tarafından fiziksel şiddete u ğrad ıklar ı saptanm ıştır. Eş tarafından şiddet görme oranlar ının, yaşa göre farkl ı- l ık göstermediği bulunmuştur. E şle kavgaya varan 197
Tablo 1. Gruplara göre ya ş, evlilik süresi ve ilk evlilik ya şı ortalamas ı dağıl ım ı. ort±std. T Sd P ort±std. T Sd P ort±std. T Sd P Yaş Erkek Kad ın Evlilik süresi İlk evlilik yaşı 36.1±0.9 38.7±1.7 33.6±1.1 14.8±1.9 24.0i-0.5 2.9 98 98 35.6±0.8 37.2±1.1 33.9±1.2 13.7±1.5 23.3±0.4 1.95 98 0.8 37.8±1.0 39.1±1.1 36.4±1.4 12.0±1.1 25.2±0.5 1.31 98 0.6 Gruplar arası evlilik süresi: F: 0.7 SD: 2 P: 0.4 Gruplar arası ilk evlilik ya şı: F: 3.6 SD: 2 P: 0.03 tart ışma yapma oran ı artt ıkça, özellikle kad ınların eş tarafından dövülme oranlar ın ın artt ığı, aynı durumun eşin hakaretlerine maruz kalma aç ısından da geçerli olduğu ortaya ç ıkmıştır ( 19). Bu çal ışmanın amac ı, mahkeme taraf ından çift terapisine yönlendirilen evli çiftlerde aile içi şiddetin evlilik dan ışmanl ığı alma talebi olan veya hiç yard ım talebi olmayan çiftlere oranla daha s ık olduğu hipotezinden yola ç ıkarak, üç grup evli çiftte kad ına yönelik cinsel ve fiziksel şiddeti kar şılaşt ırmakt ır. YÖNTEM Araştırma grubunu Bak ırköy Ruh ve Sinir Hastal ıkları Eğitim ve Ara ştırma Hastanesi Evlilik Dan ışma Merkezi'ne (EDAM) psikiyatrik yard ım almak için ilk kez ba şvuran 50 evli çift (50 kad ın, 50 erkek) ile mahkeme taraf ından psikolojik yard ıma ihtiyaç duyup duymad ıkların ın belirlenmesi için EDAM'ye yönlendirilen boşanma aşamas ındaki 50 çift olu şturmu ştur. Karşılaştırma grubunu ise, herhangi bir psikolojik yardım almam ış rastlant ısal olarak seçilen 50 evli çift (50 kad ın, 50 erkek) olu şturmuştur. Ara şt ırmaya toplam 150 evli çift (150 kad ın, 150 erkek) kat ılmışt ır. Araştırmada e şlerin öfke ya şantılann ın ifadesi ve kontrolüne yönelik davran ışları ölçmek amac ıyla; Durumluk Sürekli Öfke ifadesi Ölçeği-DSÖİÖ (State-Trait Anger Expression Inventory) ile veri toplamak amac ıyla çeşitli demografik bilgilerin topland ı- ğı bilgi formu kullan ılmıştır. DSÖİÖ'nün Türkçe'ye uyarlama çal ışmalar ı Sürekli Öfke ve Öfke Tarz ı Ölçekleri (SÖÖTÖ) ad ı alt ında Özer (1994) taraf ından yap ılmıştır. Durumluk Öfke Ölçe ğiyle ilgili çal ışma- lar henüz tamamlanma ınıştır. Çal ışmas ı tamamlanan ölçeklerin, ölçek geli ştirmede önemli görülen belirli baz ı ölçütleri yeterli ölçüde kar şıladığı görülmektedir. Kendini değerlendirme türü bir ölçektir, zaman k ısıtlamas ı yoktur. Grup olarak uygulanabilir. Ergen ve yeti şkinlere uygulan ır. 44 maddelik bir ölçektir: Sürekli Öfke (10 madde), Öfke İfade Tarz ı (24 madde). İfade Tarz ı Ölçeğinin alt ölçekleri: Kontrol alt ı- na al ınmış öfke (8 madde), D ışavurulan öfke (8 madde) ve içte tutulan öfke (8 madde). Maddeler aras ında puanlan ır (20). Sürekli öfke ve öfke tarz ı ölçekleri ve demografik veri formu, kendini değerlendirme türü ölçekler oldu ğu için çal ışmaya okuma yazma bilen evli çiftler al ınd ı. Yard ım talebi olan evli çiftler ilk poliklinik başvuruları s ıras ında çal ışmaya al ın ırken daha önce yard ım için başvurmuş ve terapi sürecinde olan çiftler çal ışma d ışı b ırak ıldı. İSTATİSTİKSEL ANALIZ Araştırmada kullan ılan "sürekli öfke tarz ı" ölçeğinin ortalama puanlar ın ın gruplar aras ı karşılaştırılmas ında varyans analizi (ANOVA), "ileri ki-kare testi", sosyodemografik özelliklerin gruplara göre ve grupların ölçek puanlar ına göre kar şılaştırılmas ında kikare testi, bağıms ız gruplarda student t testi, lineer regresyon ve nonparametrik korelasyon analizleri uygulanmışt ır. BULGULAR Her üç grup; ya ş ortalamas ı, evlilik süresi, çocuk say ısı, doğum yeri, aile bütünlü ğü, inanç gibi sosyodemografik veriler aç ısından birbirine benzer bulunmu ştur. Gruplar ö ğrenim düzeyi, ilk evlilik yaşı, evlenme biçimi, ekonomik düzey, sosyal güvence gibi 198
Tablo 2. Öğrenim durumunun gruplara göre kar şılaşt ır ılmas ı. Öğrenim durumu N N % N % x2 SD P Okuma-yazma 0 2 2.0 0 28.1 8 0.000 Ilkokul 28 28.0 30 30.0 16 16.0 Orta-lise 34 34.0 43 43.0 26 26.0 Meslek eğitimi 8 8.0 4 4.0 7 7.0 Üniversite 30 30.0 21 21.0 51 51.0 Tablo 3. Demografik ve ekonomik durumun gruplara göre kar şılaşt ır ılmas ı. N % N % N % x2 SD P Şu anda çal ışm ıyor 44 44.0 37 37.0 16 16.0 19.4 2 0.000 Bir dönem i şsiz kalm ış 19 19.6 26 27.7 25 25.0 1.77 2 0.4 Ailenin ekonomik yönden geçim zorlu ğu Yoğun 8 8.0 23 23.0 3 3.0 35.7 6 0.000 Orta 45 45.0 28 28.0 23 23.0 Hafif 11 11.0 13 13.0 21 21.0 Sorun yok 36 36.0 36 36.0 53 53.0 Sosyal güvencesi olmayanlar 19 19.0 45 45.0 7 7.0 41.7 2 0.000 Doğum yeri Köy 33 33.0 29 29.0 29 29.0 0.7 4 0.9 İlçe 16 16.0 17 17.0 19 19.0 Kent 51 51.0 54 54.0 52 52.0 Doğum yeri bölge Marmara Bölgesi 26 26.0 37 37.0 28 28.0 27.8 14 0.01 Ege Bölgesi 1 1.0 2 2.0 6 6.0 Karadeniz Bölgesi 28 28.0 29 29.0 34 34.0 İç Anadolu Bölgesi 23 23.0 14 14.0 7 7.0 Doğu Anadolu Bölgesi 13 13.0 6 6.0 13 13.0 Güneydoğu Anadolu Bölgesi 5 5.0 4 4.0 4 4.0 Akdeniz Bölgesi 3 3.0 3 3.0 0 Yurt dışı 1 1.0 5 5.0 8 8.0 sosyodemografik veriler aç ıs ından ise farkl ıl ık göstermektedir (Tablo 1, 2, 3, 4). Çal ışmaya al ınan üç grubun ilk evlilik ya şı karşılaşt ırıldığında, kontrol grubunda ilk evlilik ya şı daha yüksek ve ortalama 25 olarak saptanm ışt ır (Tablo 1). Çal ışma durumu değerlendirildiğinde üç grup aras ında anlaml ı farkl ılık saptanm ıştır. Bu farkl ıl ık kontrol grubunda olanlar ın diğer gruplarda olanlara göre çal ışm ıyor olma durumlar ın ın daha dü şük olmas ından kaynaldanmaktad ır. Geçim zorluğu aç ıs ından gruplar kar şılaştırıld ı- ğında anlaml ı farkl ıl ık saptanm ışt ır. İleri ki-kare uygulandığında bu farkl ılığın mahkeme grubunda yoğun geçim zorluğu yaşayanlar ın say ısının, EDAM grubunda ise, orta derecede geçim zorlu ğu yaşayanların say ıs ın ın diğer gruplara göre daha yüksek olma- s ından kaynakland ığı anla şılmıştır. Çal ışmaya al ınan üç grubun sosyal güvenceleri kar şılaştırıldığında, gruplar aras ında istatistiksel aç ıdan anlaml ı bir farkl ıl ık saptanm ışt ır. Bu farkl ıl ığın, mahkeme grubunda sosyal güvencesi olmayanlar ın sayısının diğer iki gruba göre daha yüksek olmas ından kaynakland ığı bulunmuştur (Tablo 3). Yine üç grubun evlenme biçimleri kar şılaştırıldığında, EDAM grubunda görücü usulü evlenme biçiminin anlaml ı derecede daha yüksek oldu ğu saptanm ıştır. Mahkeme grubunda ise evliliklerin daha çok görücü usulü isteyerek, görücü usulü zorla veya anla şarak gerçekle ştiği görülmü ştür. Kontrol grubunda ise anlaşarak evlenme biçiminin daha yüksek oldu ğu 199
Tablo 4. Çiftin evlenme biçiminin gruplara göre kar şılaşt ır ılmas ı. Evlenme biçimi N % N % N % x2 SD P Kaçarak 2 4.0 5 10.0 2.0 20.7 10 0.002 Anlaşarak 22 44.0 22 44.0 36 72.0 Görücü usulü isteyerek 24 48.0 16 32.0 9 18.0 Görücü usulü zorla 0 2 4.0 0 Bir süre birlikte ya şayarak 1 2.0 4 8.0 3 6.0 Diğer 1 2.0 2.0 2.0 Tablo 5. Eşten dayak yeme ve cinsel ili şkiye zorlanman ın gruplara göre kar şılaştır ılmas ı. Eşden dayak yeme N % N % N % x2 SD P Var 25 25.3 31 31.0 4 4.0 42.7 4 0.000 Bir dönem varm ış, art ık yok 9 9.1 12 12.0 0 Cinsel ilişkiye zorlanma Yok 64 64.6 71 71.7 90 90.0 23.6 6 0.001 Bazen 29 29.3 19 19.2 9 9.0 S ıkl ıkla 2 2.0 6 6.1 1.0,Her zaman 4 4.0 3 3.0 0 Tablo 6. Cinsiyete göre cinsel ili şkiye zorlanman ın gruplara göre kar şılaşt ırılmas ı. EDAM * MAHKEME ** KONTROL *** Erkek Kad ın Erkek Kad ın Erkek Kad ın Cinsel ilişkiye zorlama N % N % N % N % N % N % Yok Bazen S ıkl ıkla Her zaman 36 12 1 73.5 24.5 2.0 36 12 1 73.5 24.5 2.0 43 6 1 0 86.0 12.0 2.0 28 13 5 3 57.1 26.5 10.2 6.1 46 4 0 0 92.0 8.0-44 5 88.0 10.1 2.0 * x2:585 SD: 3 P: 0.1 ** x2:11.4 SD: 2 P: 0.01 *** x 2:1.15 SD: 2 P: 0.5 gözlenmi ştir (Tablo 4). Eşten dayak yemeye göre gruplar kendi aralar ında karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlaml ı bir farkl ıl ık saptanm ıştır (p = 0.000). Bu farkl ıl ık kontrol grubunda e şinden dayak yiyenlerin say ıs ın ın dü şük olmas ından kaynaklanmaktad ır (Tablo 5). Cinsel ili şkiye zorlanma aç ıs ından gruplar kendi aralarında karşılaştırıldığında, gruplar aras ında istatistiksel aç ıdan anlaml ı bir farkl ıl ık saptanm ıştır (p = 0.001). İleri ki kare testine göre bu farkl ıl ığın, kontrol grubunda bazen cinsel ili şkiye zorlananlann say ı- s ının diğer gruplara göre dü şük olu şu ve her zaman cinsel ili şkiye zorlananlar ın hiç olmamas ından kaynakland ığı saptanm ıştır (Tablo 5). Mahkeme grubunda erkeklerin % 26's ın ın bazen, % 10'unun s ıkl ıkla, % 6's ının her zaman e şlerini cinsel ili şkiye zorlad ıklan ve % 66's ın ın ise, e şlerine kar şı fiziksel şiddet uyguladığı saptanm ışt ır. Mahkeme grubunda kad ınlar ın % 20'sinin, EDAM grubundaki kad ınların ise, % 24'ünün e şine fiziksel şiddet uygulad ığı saptanm ış olup, bu veriler istatistiksel olarak anlaml ı bulunmamıştır (Tablo 6, 7). Genel "öfke" ortalama puanlanna göre üç grup karşılaşt ırıld ığında, EDAM-mahkeme ve kontrol-mahkeme grubu aras ında istatistiksel olarak anlaml ı fark- 200
Karşılaştırmalı Bir Çalışma Tablo 7. Cinsiyete göre dayak yemenin gruplara göre kar şılaştınlmas ı. EDAM * MAHKEME ** KONTROL *** Erkek Kad ın Erkek Kad ın Erkek Kad ın Eşden dayak yeme N % N % N % N % N % N % Var 12 24.5 22 44.0 10 20.0 33 66.0 2 4.0 2 4.0 Yok 37 75.5 28 56.0 40 80.0 17 34.0 48 96.0 48 96.0 * x2: 4.17 SD: I p: 0.004 ** x2: 21.56 SD: 1 p: 0.000 *** x2: 0.00 SD: 1 p: 1.00 Tablo 8. "Genel Öfke" ortalama puanlar ın ın gruplar aras ı karşılaşt ınlmas ı /ölçek puan aral ığı: 10-40. GRUP Ort±Std. sapma F SD P Tablo 9. "öfke İçe Atma" ortalama puanlar ının gruplar aras ı karşılaşt ırılmas ı / Ölçek puan aral ığı: 8-32. GRUP Ort±Std. sapma F SD P Genel 22.0±6.1 12.3 2 0.000 Genel 17.3±4.2 4.5 2 0.01 EDAM (1) 23.4±6.3 EDAM (1) 18.2±4.2 Mahkeme (2) 19.5±5.5 Mahkeme (2) 16.4±4.3 Kontrol Grubu (3) 23.0±6.0 Kontrol Grubu (3) 17.2±4.1 Ortalama farldan Std. hata P Ortalama farklan Std. hata P EDAM (1) -Mahkeme (2) 3.82 0.8 0.000 EDAM (1) -Mahkeme (2) 1.79 0.6 0.008 EDAM (1) -Kontrol Grubu (3) 0.41 0.8 0.8 EDAM (1) -Kontrol Grubu (3) 0.95 0.6 0.2 Kontrol Grubu (3)-Mahkeme (2) 3.41 0.8 0.000 Kontrol Grubu (3)-Mahkeme (2) 0.84 0.6 0.3 Tablo 10. "öfke D ışa Vurma" ortalama puanlar ının gruplar aras ı kar şılaşt ır ılmas ı!ölçek puan aral ığı : 8-32. GRUP Ort±Std. sapma F SD P Tablo 11. "öfkeyi Kontrol Edebilme" ortalama puanlar ın ın gruplar aras ı karşılaştırılmas ı /ölçek puan aral ığı : 8-32. GRUP Ort±Std. sapma F SD P Genel 16.4±4.6 12.3 2 0.000 Genel 23.6±5.1 15.0 2 0.000 EDAM (1) 17.8±4.7 EDAM (1) 22.3±4.8 Mahkeme (2) 14.7±4.4 Mahkeme (2) 25.7±4.9 Kontrol Grubu (3) 16.6±4.4 Kontrol Grubu (3) 22.6±4.8 Ortalama far1dan Std. hata P Ortalama farldan Std. hata P EDAM (1) -Mahkeme (2) 3.16 0.6 0.000 EDAM (1) -Mahkeme (2) 1.79 0.7 0.000 EDAM (1) -Kontrol Grubu (3) 1.21 0.6 0.1 EDAM (1) -Kontrol Grubu (3) 0.95 0.7 0.9 Kontrol Grubu (3)-Mahkeme (2) 1.95 0.6 0.007 Kontrol Grubu (3)-Mahkeme (2) 0.84 0.7 0.000 l ıl ık saptanm ışt ır (p = 0.000). EDAM-kontrol grubu aras ında istatistiksel aç ıdan anlaml ı bir farkl ılık bulunmam ıştır. Mahkeme grubunun genel "öfke" düzeyi ortalamas ı her iki gruba göre daha dü şük bulunmu ştur (Tablo 8). Her üç grubun, sürekli öfke tarz ı ölçeğinin "öfke içe atma" alt ölçek ortalamalan kar şılaştırıldığında, sadece EDAM-mahkeme grubu aras ında istatistiksel aç ıdan anlaml ı bir farkl ıl ık saptanm ıştır (p = 0.008). EDAM grubunun öfke içe atma ortalamas ı mahkeme grubunun öfke içe atma ortalamas ından daha yüksek bulunmu ştur (Tablo 9). Her üç grubun, sürekli öfke tarz ölçe ğinin "öfke d ışa vurma" alt ölçek ortalamalar ı karşılaştınldığında, EDAM-mahkeme ve kontrol-mahkeme gruplar ı arasında istatistiksel aç ıdan anlaml ı bir farkl ıl ık saptanm ışt ır. EDAM-kontrol grubu aras ında "öfke d ışa vurma" ortalamalan aç ısından istatistiksel olarak anlaml ı bir farkl ılık saptanmam ıştır. Mahkeme grubunun kontrol ve EDAM grubuna göre "öfke d ışa vurma" ortalamalar ı daha dü şük bulunmu ştur (Tablo 10). 201
Kadzna Yönelik Fiziksel ve Cinsel Şiddet: Üç Gruplu Evli Çiftte Karşılaştırmalı Bir Çalışma Her üç grubun, sürekli öfke tarz ı ölçeğinin "öfkeyi kontrol edebilme" alt ölçek ortalamalar ı karşılaştırıld ığında, EDAM-mahkeme grubu ve kontrol-mahkeme grubu aras ında istatistiksel aç ıdan anlaml ı bir farkl ıl ık saptanm ışt ır (p = 0.000). EDAM-kontrol grubu aras ında "öfkeyi kontrol edebilme" ortalamaları aç ısından istatistiksel olarak anlaml ı bir farkl ıl ık saptanmam ışt ır. Mahkeme grubunun "öfkeyi kontrol edebilme" ortalamas ı her iki gruba göre daha yüksek bulunmuştur (Tablo 11). TARTIŞMA ve SONUÇ Aile içi şiddet, ülkemizde ve dünyada, evlilikte rastlan ılan en yayg ın, en ciddi sorundur. Bir ailede bir türde şiddet ya şan ıyorsa, genellikle bu di ğer türlerde de şiddetin yaşandığına dair bir i şaret olabilmektedir ( 1 ). Kad ına yönelik sald ırganl ık sorununun bu zamana kadar ilgi çekmemesi, sorunun yayg ınl ığın ın ortaya konulamamas ına, e şler aras ındaki şiddetin olağan kabul edilmesine ve sorunun inkâr edilmesine ba ğ- lanm ı şt ır (7). Gülcur (1999), yapt ığı çal ışmada, kad ınlar ın % 89'unun psikolojik şiddete maruz kald ığın ı, bunlar ın % 39'unun fiziksel şiddete maruz kald ığın ı, % 15.7'sinin cinsel ili şkiye zorland ığın ı, % 5.2'sinin ekonomik s ınırlamalarla tehdit edildi ğini saptamıştır (4). İlkkaracan (2001), yapt ığı bir alan çal ışmas ında, Türkiye'nin doğusunda evli kad ınların yar ısından çoğunun fiziksel (% 57.9), duygusal (56.6) ve sözel şiddete maruz kald ığın ı saptam ışt ır. Bununla birlikte evli kad ınların % 51.9'unun fiziksel şiddetin yan ı s ıra cinsel şiddete de maruz kald ıkların ı rapor ettiklerini belirtmiştir (4). Evlilik içi şiddeti ve bu durumun evlili ğin gidi şini nas ıl etkilediğini ara ştıran O'Leary ve arkada şları, sald ırganl ığın evlilik uyumsuzluğu ve istikrars ızl ığın ı belirgin olarak artt ırdığın ı ve erkeklerin kad ınlara göre daha sald ırgan olduklar ın ı saptam ışt ır ( 14). Bu çal ışmada, EDAM ve kontrol grubunun genel öfke düzeyi yüksek bulunup beklenenin tersine mahkeme grubundaki olgular ın öfke düzeyi dü şük bulunmu ştur. Gruplar ın öfke tutumlar ı karşılaştırıldığında; EDAM grubundaki olgular ın hem öfkeyi içe atmada, hem de öfkeyi d ışavurmada yüksek puan ald ıkları gözlenirken, mahkeme grubunda yine beklenenin tersine öfkeyi d ışa vurma puan ı düşük saptan ırken öfkeyi kontrol etme puanlar ı diğer gruplardan yüksek bulunmu ştur. Toplumumuzda ikili ili şkilerde sorun yaşanmas ın ın normal kabul edilmesi ve bir şey yap ılmamas ı gerektiği düşüncesi öylesine yayg ınd ır ki, e şler ço ğu zaman ya şad ıklarını dışarıya aksettirmemekte, bu tabloyu kabul etmekte ve ancak çok farkl ı bir boyuta geldiğinde yard ım arama ihtiyac ı hissetmektedirler. Bu boyut ise, ayr ılma / bo şanma a şamas ına gelinmi ş olmas ı ya da evlilik içi çat ışman ın ki ş i- lerin toplumsal, sosyal, mesleki, ekonomik ya da beden / ruh sağlığı alan ında ciddi komplikasyonlara yol açmaya ba şlamas ıd ır (21 ). Sonuç olarak mahkeme grubunda, kad ınların yüksek oranda dayak yediklerini ve cinsel ili şkiye zorland ıkların ı rapor etmelerine rağmen mahkeme grubunda genel öfke ve öfke d ışavurum puanlar ın ın dü şük gelmesi, şiddet uygulayan taraf ın sorunu görmezden gelerek bu durumu d ışarıya aksettirmek istememesi ya da bu grupta bo şanmay ı istemeyen e şlerin durumu oldu ğundan iyi gösterme eğilimi içinde olduklar ı şeklinde aç ıklanabilir. Çiftlere test uygulanmadan önce yap ılan görü şmede, bo şanmay ı istemeyen tarafın sorunlar ı yok say ıp evlilik ili şkilerini olduğundan iyi gösterme eğilimi dikkat çekmi ştir. Ayr ıca bireylerin öfke tutumlar ı Eksen I ve Eksen II psikiyatrik bozukluklarla ili şkili olarak değişebileceğinden e ş terapisi sürecinde dan ışanların bu aç ıdan da de ğerlendirilmeleri uygun olacakt ır. Cinsel ilişkiyi zorlamaya göre gruplar kar şılaştırıld ı- ğında kontrol grubunda di ğer iki gruba oranla hiç cinsel ili şkiye zorlama olmamas ı dikkat çekicidir. Diğer iki grupta istatistiksel olarak anlaml ı olmasa da, cinsel ili şkiyi zorlama görülmektedir. Cinsel ili ş - kiye zorlama cinsiyete göre gruplar aras ında kar şılaşt ır ıldığında mahkeme grubundaki kad ınların anlaml ı derecede yüksek oranda her zaman cinsel ili şkiye zorlanma rapor ettikleri saptanm ıştır. Çal ışmam ızdan elde edilen bulgular EDAM ve mahkeme grubundaki kad ınların erkeklerden daha çok cinsel ve fiziksel şiddete uğrad ıklar ın ı ortaya koymaktad ır. Bu sonuçlar Gülcur ve O'Leary'nin çal ışma sonuçlar ıyla uyumlu bulunmu ştur. Yine 1993 y ıl ında Türkiye'de yap ılan bir alan çal ışmas ında, e şlerden birinin alkol kullanmas ı durumunda aile içi şiddetin artt ığı ve eğitim düzeyi yüksek e ş - 202
Kadına Yönelik Fiziksel ve Cinsel Şiddet: Üç. Gruplu Evli Çiftte lerin daha az şiddet uygulad ığı saptanm ıştır. Bu ara ş - tırman ın temel bulgulanndan biri de, şiddetin ku şaktan ku şağa sorun çözme biçimi olarak aktar ılmas ı ve yaşam pratikleri içerisinde bunun peki ştirilmesi ile şiddet davran ışın ın hem sürmesi, hem de alan ının geni şlemesinin sağland ığıd ır (22). Bu çal ışmada yüksek ö ğrenimlilerin ço ğunlukta olduğu kontrol grubunda e şe karşı fiziksel ve cinsel şiddetin dü şük olu şu, bireylerin e ğitim düzeylerindeki art ışa bağl ı olarak şiddet eğilimlerinin azald ığı yönünde yorumlanabilse de, bu görü şü desteklemeyen çal ışmalar da bulunmaktad ır. Günay (1995), yapt ığı bir alan çal ışmas ında, kad ınlar ın % 19.3'ünün erkeklerin ise, % 16.5'inin yüksekokul mezunu olduklann ı, bu sonuçlar ın aile içi şiddetin eğitim düzeyi yüksek olan ailelerde de görülebilece ğini gösterdiğini ileri sürmü ştür. Ayr ıca, çal ışmaya al ınan çiftlerden % 36.5'inde, kar ı koca aras ındaki eğitim düzeylerinde fark olup, kad ınların % 61.5'inin eğitim düzeylerinin daha yüksek bulundu ğunu belirtmiştir (23). Yüksel & Kay ır' ın (1986) çal ışma sonuçlar ı da bu çal ışman ın sonuçlar ı ile uyumlu bulunmu ştur (24). Kad ına yönelik sald ırganl ığın her sosyoekonomik seviyede görülebilece ği, ancak sald ırganl ığın sosyoekonomik seviyenin dü şmesiyle arttığı bildirilmektedir (8,9). Günay ve arkada şları da (1995), aile içi şiddetin sadece dü şük sosyoekonomik düzeyli ailelerle s ınırl ı tutulamayacağını ileri sürmü ştür (23). Bu çal ışman ın hipotezini destekler nitelikte kad ına yönelik cinsel ve fiziksel şiddetin yüksek bulundu ğu mahkeme grubunda, yoğun geçim zorlu ğu ya şayanlar ın ve sosyal güvencesi olmayanlar ın say ıs ın ın diğer gruplara oranla daha yüksek bulunmas ı, dü şük sosyoekonomik düzeyli ailelerde aile iç şiddetin daha s ık rastland ığı şeklinde yorumlanabilir. Samsun Üniversitesi Aile (Ara ştırma ve Uygulama) Merkezi'nce, geriye dönük olarak, Konya mahkemelerinde 1993 y ıl ındaki kesinle şmiş bo şanma davas ı kay ıtlar ı incelendiğinde, toplam 526 bo şanma sonucundan 139'unda (% 26.42) kad ına kar şı şiddet saptanm ıştır. Kad ına kar şı şiddet en yüksek oranda (% 42.44) sözel, ikinci s ırada (% 33.09) fiziksel ve son olarak da (% 24.46) hem fizik, hem de sözel olarak bulunmu ştur. E şler aras ındaki ya ş fark ı şiddet ile ili şkili bulunmu ş, özellikle kad ının yaşının erkeğin yaşına e şit ve büyük olmas ı durumunda, yine kad ının bo şanma ya şı dü ştüğünde şiddetin artt ığı saptanm ışt ır. Kad ına karşı şiddetin en çok 21-36 ya şlar aras ında uyguland ığı görülmü ştür. Kad ına karşı şiddet, erkek ve kad ın ın evlilik ya şı, erkeğin boşanma ya şı, evlilik süresi, çocuk say ısı, köy, kasaba ve şehirde yaşama, erkeğin ve kad ın ın evlilik say ılan ile istatistiksel olarak ili şki göstermedi ği bulunmu ştur. Ayr ı- ca, bu çal ışmada e şler aras ı geçimsizliğin sald ırganl ığı art ıran önemli etkenlerden biri oldu ğu saptanm ışt ır (7). Bu çal ışman ın sonuçlar ı, evlilikte fiziksel ve cinsel şiddetin evlilik yaşant ıs ını olumsuz etkiledi ğini aç ıkça ortaya koymaktad ır. Baz ı çiftler evliliklerini kurtarmak amac ıyla yard ım aray ışına girerken, birçok çift ya şad ıklar ı sorunlan d ışarıya aksettirmemekte, aile içinde ya şanan şiddetin üzeri örtülmektedir. Araştırmam ızdan elde edilen bulgular Samsun Üniversitesi Aile Ara şt ırma ve Uygulama Merkezi'nce yap ılan araşt ırman ın sonuçlar ın ı desteklemektedir. Mahkeme taraf ından gönderilen evli çiftlerde aile içi şiddetin belirgin olarak yüksek saptanm ış olmas ı, şiddet içeren evliliklerin çok büyük oranda bo şanma ile sonuçland ığın ı göstermektedir. KAYNAKLAR 1. Vahip I: Evdeki şiddet ve geli şimsel boyutu: farkl ı bir aç ıdan bak ış. Türk Psikiyatri Dergisi, 13(4): 312-319, 2002. 2. Gülerce A: Türkiye'de ailelerin psikolojik örüntüleri, Bo ğaziçi Üniversitesi Yay ınlar ı, 1996. 3. Koptagel- İlal G: Davran ış Bilimleri 4.bask ı, Nobel T ıp Kitabevleri, 2001. 4. Andrews AB: Developing community systems for the primary of family violence. Fam Community Health 16:1-9, 1994. 5. Uruk Çiftçi A, Sayger TV: Perceptions of women in violence of Turkish people living in US. XIV. Intemational Family Therapy Association World Congress, Ball Hall The University of Memphis TN, USA, 2004. 6. Doğrusöz M: Türkiye'de kad ın sorununa duyarl ı terapinin ilkeleri nelerdir? İçgörü Yay ınlar ı, İçgörü Psikoterapi Merkezi, 2004. 7. Özkan İ, Böke Ö: Bo şanma ile sonlanan evliliklerde kad ın ın hedef olduğu sald ırganl ık. Aile Kurultay ı, Sözel Bildiri, 1994. 8. Hoffman KL, Demo DH, Edwars JN: Physical wife abuse in non-westem society: An integrated theorical approach. Journal of Marriage and the Family 56:131-46, 1994. 9. Kitson GC, Langlie JK: Couples who file for divorce but change their minds. Amer J Orthopsychiatry 54:469-489, 1984. 10.Ko şar N, Ar ıkan Ç: Evlilikte kad ın ın fiziksel olmayan istismarı. XXVI. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi, Sözel Bildiri, İzmir 1990. 11.O'leary KD, Barling J, Arias I, Rosenbown A: Prevalance and stability of physical aggression between spouses: A longitudinal analysis. Journal of Consulting and Clinical Psychology 57:263-68, 1989. 203
Karşılaştırmalı Bir Çalışma 12. Dickstein LJ: Spouse abuse and other domestic violence. Psychiatric Clinics of North America 611-29, 1988. 13.Gelles RJ: Family violence. Ann Rev Social 11: 347-67, 1985. 14.Frazer M: Domestic violence: A medicolegal review. Joumal of Forensic Sciences 31: 1409-1411, 1986. 15.Coyne JC, Thompson R: Marital quality, coping with conflict, marital complaints, and affection in couples with a depressed wife. Joumal of Family Psycholgy, 16(1): 26-37, 2002. 16. Lawrence E, Bradbury TN: Physical aggression and marital dysfunction: a longitudinal analysis. Joumal of Family Psychology, 15(1):135-154, 2001. 17.Bradbury TN: The developmental course of marital dysfunction. New York: 1998, Cambridge University Press. 18.Quigley BM, Leonard KE: Desistance of husband aggression in the early years of marriage. Violence and Victims, 11: 355-370, 1996. 19.Aile içinde ve toplumsal alanda şiddet. AAK Yay ınları, Ankara, 103 s, 1997. 20. Bilişsel Davran ışç ı Terapilerde Kullan ılan Ölçekler. Türk Psikologlar Derneği, Ankara, 1997. 21. Eri ştiren P: Cinsel i şlev bozuklu ğu tan ıs ı konarak terapiye al ı - nan kad ın olgularla, evlilik içi çatışma nedeniyle terapiye al ınan kad ın olgular ın, psikiyatrik komorbidite ve evlilik ili şkilerinin değerlendirilmesi. 3P Dergisi, Cilt:8, Haziran, 5-13, 2000. 22. Aile içi şiddetin sebep ve sonuçlar ı, AAK Yay ınlan, Ankara, s.321, 1995. 23. Günay Y, Ramadano ğlu E: Aile kavram ı içinde kad ına yönelik fiziksel şiddet olay ın ın Adli Tıp Kurumu'na yans ımas ı. Çal ışma Ortam ı Dergisi, 19: 40-48, 1995. 24. Yüksel Ş, Kay ır A: Psikiyatriye ba şvuran "Örselenen Kad ın" ın tan ınmas ı. Düşünen Adam, 1: 8, 1986. 204