BCR-ABL NEGAT F KRON K M YELOPROL FERAT F HASTALIKLARDA YEN TEDAV LER

Benzer belgeler
II. BÖLÜM BCR-ABL NEGATİF KLASİK KRONİK MİYELOPROLİFERATİF NEOPLAZİLER TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013

Hepatit C. olgu sunumu. Uz. Dr. Hüseyin ÜÇKARDEŞ Bilecik Devlet Hastanesi

TÜRK HEMATOLOJ DERNE KRON K M YELOPROL FERAT F HASTALIKLARIN SINIFLAMASI

TÜRK HEMATOLOJ DERNE M YELOF BROZ

Journal of Contemporary Medicine 2013;3(2): DOI: /ctd

MİYELODİSPLASTİK SENDROM

ESANSİYEL TROMBOSİTOZ

Kronik myeloproliferatif neoplazili hastalarda JAK2V617F mutasyon ve tromboemboli durumlarının değerlendirilmesi;tek Merkez deneyimi

KRONĐK MĐYELOPROLĐFERATĐF HASTALIKLARDA TANI VE TEDAVĐ KILAVUZU

HematoLog TÜRK HEMATOLOJ DERNE ÖZET 2012: 2 1

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2015;7 (3):

Giriş. idiyopatik kişide 0.5. getiren. şekilde akamaz. edilmektedir.

Myeloproliferatif Neoplasmlar

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Kliniği

Minimal Kalıntı Hastalık (MRD)

II. BCR-ABL NEGATİF KLASİK KRONİK MYELOPROLİFERATİF NEOPLAZİLER TANI VE TEDAVİ KILAVUZU BÖLÜM ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2016

PRİMER MİYELOFİBROZİS: PATOGENEZ, TEŞHİS VE TEDAVİDE GÜNCEL BİLGİLER PRIMARY MYELOFIBROSIS: UPDATE ON PATHOGENESIS, DIAGNOSIS AND MANAGEMENT

Karaciğer Sirozunda Dinamik Tiyol-Disülfid Dengesinin Araştırılması

Evre IB1 serviks kanserli hastalarda tedavi sonuçları: Tek merkez deneyimi

Relaps/Refrakter Hodgkin Lenfomada Transplant Dışı Tedavi Seçenekleri

İleri evre mesane kanseri tedavisi. Dr. Mustafa Erman Hacettepe Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü

JAK 2 V617F gen mutasyon sıklığı ve tam kan sayımı

KRON K FAZ KRON K M YELO D LÖSEM DE K NC NES L T ROZ N K NAZ NH B TÖRÜ KULLANIMI

Myeloproliferatif Hastalıklar ve Genetik

KRONİK MİYELOİD LÖSEMİ (KML)

Multicenter Retrospective Analysis of Turkish Patients with Chronic Myeloproliferative Neoplasms

4.SINIF HEMATOLOJI DERSLERI

(İlk iki harfleri - TR)

TROMBOS TOZUN E L K ETT R NG S DEROBLASTLI REFRAKTER ANEM

Çalışma Dizaynları ve Kullanım Alanları

Hodgkin Hastalığı Tedavisinde Yeni Ajanlar

KHDAK da Güncel Hedef Tedaviler

TÜRK HEMATOLOJ DERNE ESANS YEL TROMBOS TEM

Triple negatif meme kanseri Yeni ufuklar? Dr. Burçak Karaca EÜTF İç Hastalıkları AD. Medikal Onkoloji BD.

MF Nasıl Bir Hastalık? Patofizyolojiden Kliniğe Giden Yol. Dr. Tülin Fıratlı Tuğlular Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı

HematoLog TÜRK HEMATOLOJ DERNE 2012: 2 1

KANSERDEN KORUNMA STRATEJİLERİ VE GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

Ruxolitinib ve etki mekanizmaları

Anahtar Kelimeler: apoptozis, flavopridol, kök hücre, prostat kanseri

NEBÜLİZASYON TEDAVİSİ: NE ZAMAN? NASIL? Ecz. Pırıl Karataş TÜKED

Fanconi Anemisinde Hematopoetik Kök Hücre Transplantasyonu

VE GIDALARDA KULLANIM POTANSİYELLER YELLERİ. ÜSTÜN, Sadettin TURHAN

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

Kronik Miyeloid Lösemide İmatinib Tedavisi

PAROKSİSMAL NOKTURNAL HEMOGLOBİNÜRİ TANI ve TEDAVİ. ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 Yard. Doc. Dr. Gülali Aktaş İnt.Dr. Elif Uzuner Nisan 2014

Akut Myeloid Lösemi Relaps ve Tedavisi


ESANSİYEL TROMBOSİTEMİ VE PRİMER MİYELOFİBROZ OLGULARINDA TET2 MUTASYONU

ANEMİYE YAKLAŞIM. Dr Sim Kutlay

Kronik Miyelositer Lösemi

HAMDİ ÖZŞAHİN,GÜRKAN YETKİN,BÜLENT ÇİTGEZ,AYHAN ÖZ, MEHMET MİHMANLI, MEHMET ULUDAĞ

KRONİK MİYELOİD LÖSEMİ VE KRONİK MİYELOPROLİFERATİF NEOPLAZİLER TANI VE TEDAVİ KILAVUZU

Multipl Myelomda otolog kök hücre nakli sonrası tedaviler. Dr. Gülsan Türköz SUCAK

K-İlaç Seçimi ( Yrd.Doç.Dr. İlker KELLE)

ESANSİYEL TROMBOSİTEMİ: PATOGENEZ, TEŞHİS VE TEDAVİNİN GÜNCELLEMESİ ESSENTIAL THROMBOCYTHEMIA: UPDATE ON PATHOGENESIS, DIAGNOSIS, AND MANAGEMENT

3.Lenfoma Myeloma Kongresi Antalya, Mayıs 2012 YOKTUR YOKTUR YOKTUR YOKTUR YOKTUR

Gebelik ve Postpartum dönemde Demir Eksikliği Anemisi Yeni Tedaviler. Prof. Dr. Cansun Demir

Diabetik Makula Ödeminde Kombine Tedavi

PREEKLAMPSİDE ANJİOGENİK VE ANTİ-ANJİOGENİK FAKTÖRLER

Kronik Myeloid Lösemi ve Diğer Myeloproliferatif Hastalıklar

Aft, Farenjit, Adenit İle Birlikte Olan Periyodik Ateş (PFAPA)

NÜKLEER KAZA veya TERÖR ST ATAKTA HEMATOPO ET K KÖK HÜCRE TRANSPLANTASYON STRATEJ S

Multiple Myelom Radyoterapi Uygulamaları. Prof.Dr. Serra KAMER

TAM KAN SAYIMININ DEĞERLENDİRİLMESİ

MALTOFER FOL TABLET KULLANMA TALİMATI

OLGU SUNUMU. Dr. Selma ÜNAL Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji BD.

Diyabetik Nefropatili Hastada Diyalize Ne Zaman Başlanmalıdır. Dr. Harun Akar Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Aydın

Tarifname ÜLSER TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON. Teknik Alan Buluş, ülser tedavisine yönelik oluşturulmuş bir kompozisyon ile ilgilidir.

BCC DE GÜNCEL Prof. Dr. Kamer GÜNDÜZ

Cuma materyallerinden. Le Châtelier İlkesi: Denge halindeki bir sisteme dış etki uygulandığı zaman, denge dış etkiyi şekilde davranır.

Romatoid Artrit Tedavisinde MAP Kinaz İnhibitörleri MAP Kinase Inhibitors in Rheumatoid Arthritis Prof Dr Salih Pay 12 Mart 2011

Piperasilin-Tazobaktam(TZP) a Bağlı Hematolojik İstenmeyen Etkiler

Tümör büyümesi ve tümör hücresinin/dokusunun radyasyona cevabının değerlendirilmesi

Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Kanser Hastalığına Eşlik Eden Kronik Hastalıklar-I Hipertansiyon

Giriş. Bu broşürde ET tanısı, tedavisi, ilave bilgi kaynakları ve destek konusu tartışılmaktadır.

METASTATİK MESANE CA DA TEDAVİ SIRALAMASI

BRAF Mutant Metastatik Malign Melanom Hastalarında ilk Seçim? İpilimumab olmalıdır

POLİSİTEMİA VERA: PATOGENEZ, TEŞHİS VE TEDAVİDE GÜNCEL BİLGİLER POLYCYTHEMIA VERA: UPDATE ON PATHOGENESIS, DIAGNOSIS AND MANAGEMENT

Kronik Lenfositik Lösemi- Allojeneik Kök Hücre Naklinin Yeri

HEPATİT C TEDAVİSİNDE YENİLİKLER. Dr.Yunus Gürbüz

TÜBERKÜLOZ EPİDEMİYOLOJİSİ. Dr. Şükran KÖSE

BPH KOMBİNASYON TEDAVİLERİ. Prof. Dr. Murat BOZLU Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalı 20 Aralık GAZĠANTEP

ANKARA İLİ BASIM SEKTÖRÜ ELEMAN İHTİYACI

Hipoglisemi. Yrd.Doç.Dr. Mehmet Ergin Konya Universitesi Meram Tıp Fakültesi Acil Tıp AD Uluslar arası Acil Tıp Sempozyumu Nisan 2012 / Bakü

Çocukluk Çağında Akut Myeloid Lösemi

Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği ; Üremeye Yardımcı Tedaviler. Yrd.Doç.Dr. Vedat UĞUREL

MESANE TÜMÖRLERİNİN DOĞAL SEYRİ

YENİ ORAL ANTİKOAGÜLANLAR PROF. DR. TUFAN TÜKEK

Polisitemia Vera ya Ba l Geliflen Semptomatik Splenomegalide Splenik Radyoterapinin Rolü: Bir Olgu Nedeniyle Literatürün Gözden Geçirilmesi

Kronik Hepatit C Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar

Mulders et. al. Eur Urol 2014, 65(5)

Sektör eşleştirmeleri

Membranoproliferatif Glomerülonefriti Taklit Eden Trombotik Mikroanjiopatili Bir Olgu

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU...

Dünya Nüfus Günü, 2016

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Dönem I Öğrencilerinin Başarı Durumu: Altı Yıllık Deneyim

II. BÖLÜM HEMOFİLİDE KANAMA TEDAVİSİ

Geçerliliği olasılık esaslarına göre araştırılabilen ve karar verebilmek için öne sürülen varsayımlara istatistikte hipotez denir.

TRANSPLANT ÖNCESİ HASTA DEĞERLENDİRME VE HAZIRLIK AŞAMASI

MULTİPL PLAZMASİTOMLA SEYREDEN PLAZMA HÜCRE HASTALIKLARINDA TEDAVİ YAKLAŞIMI

Transkript:

TÜRK HEMATOLOJ DERNE 2012: 2 1 Dr. Burhan Turgut Namık Kemal Üniversitesi, Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Hematoloji BD e-posta: burhanturgut@hotmail.com Tel: 0282 250 55 00 Anahtar Sözcükler Miyeloproliferatif neoplazm, JAK2, polisitemia vera, esansiyel trombositemi, primer miyelofibroz BCR-ABL NEGAT F KRON K M YELOPROL FERAT F HASTALIKLARDA YEN TEDAV LER ÖZET Bcr-abl negatif klasik miyeloproliferatif neoplazmlar içinde polisitemia vera (PV), esansiyel trombositemi (ET) ve primer miyelofibroz (PMF) yer almaktadır. PV ve ET de yaşam beklentisi normale yakındır ve bu hastalıkların komplikasyonları düşük doz aspirin, flebotomi ve hidroksiüre ile etkili bir şekilde kontrol edilebilir. Primer miyelofibrozda ise yaşam süresi kısalmış ve yaşam kalitesi önemli derecede bozuktur. Bu nedenle yeni geliştirilen patogenetik mekanizmalara yönelik ve moleküler hedefli tedaviler daha çok PMF veya post-pv/et miyelofibrozda denenmektedir. İmmünomodülatör ajanlar (talidomid, lenolidomid ve pomalidomid), fibroz gelişimini engellemeye yönelik anti-tgf-β etkili ilaçlar (pirfenidone, bortezomib), farnesil transferaz inhibitörleri (tibifarnib), metilasyon azaltıcı ajanlar (5-azasitidin, desitabin) ve son olarak kuşkusuz en fazla ümit bağlanan JAK2 inhibitörleri, klinik çalışmaları yapılmış ve yapılmakta olan yeni ilaçlardır. İmmünomodülatör ilaçlar, tibifarnib ve 5-azasitidinin faz II çalışmalarda belli ölçüde klinik etkinlikleri ortaya konmuştur. JAK2 inhibitörleri ile faz I/II ve son olarak faz III çalışmalarda elde edilen sonuçlar, semptomların azaltımı anlamında oldukça cesaret vericidir; fakat kronik miyeloid lösemide olduğu gibi, klonal bir remisyon sağlanması söz konusu değildir. Miyeloproliferatif neoplazmlar (MPN), hematopoetik kök hücreden kaynaklanan birbirleri ile ilişkili bir grup klonal hastalıktır. Dünya sağlık Örgütü 72

BCR-ABL NEGAT F KRON K M YELOPROL FERAT F HASTALIKLARDA YEN TEDAV LER 73 (DSÖ) nün 2008 sınıflandırması ve MPN lar kategorisinde yer alan neoplazmlar dergimizin bu sayısında incelenmemiştir. Bu derlemede esas olarak Ph negatif klasik MPN olarak ifade edilen polisitemia vera (PV), esansiyel trombositemi (ET) ve primer miyelofibrozun (PMF) tedavisindeki yeni gelişmeler ele alınacaktır. Ph negatif klasik MPN ların uygulamadaki tedavisi ile ilgili pek çok derleme ve rehber mevcuttur (1-3). Türk Hematoloji Derneği tarafından hazırlanmış Kronik Miyeloproliferatif Neoplazmlarda Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu na http://www.thd.org.tr/page.aspx?menu=396 adresinden ulaşılabilir. Bu derlememizde uygulamadaki tedavi yaklaşımlarına kısaca değinilecek, daha çok deneme aşamasındaki yeni tedaviler üzerinde durulacaktır. Polisitemia verada ortanca yaşam süresi, genel popülasyonunkinin altında olmasına rağmen, 15 yılı aşmaktadır; ET için bazı çalışmalar, yaşam süresini aynı yaşlı kontrol grubuna benzer olarak bildirmektedir (4,5). Dolayısı ile bu hastalıkların tedavisinde kür elde etmeye yönelik yan etki ve toksisiteleri yüksek tedavi yaklaşımları uygulanamamaktadır. Günümüzde PV ve ET tedavisi küratif değildir ve primer amaç trombohemorajik komplikasyonların engellenmesidir. PV ve ET de tedavi kararı vermede en önemli parametre tromboz riskidir. Yaş (>60) ve tromboz hikayesine göre hastalar düşük ve yüksek risk olarak gruplandırılır. Tek veya iki risk faktörünün varlığı hastayı yüksek risk grubuna sokar. Ayrıca kanama riskinden dolayı aşırı trombositozlu (>1.000.000/µL) düşük riskli hastalar ayrı olarak değerlendirilir. Düşük ve yüksek risk bütün hastalarda kontrendikasyon olmadıkça düşük doz aspirin (40-100mg/gün) kullanılması önerilmektedir (6). Aşırı trombositozu olan hastalarda edinsel von Willebrand sendromu olabileceği dikkate alınmalıdır. Ristosetin kofaktör aktivitesi %30 un altında olan olgularda aspirin kullanılması önerilmemektedir (7). Flebotomi, bütün PV hastalarında, hematokrit düzeyini genelde %45 nin altında tutacak şekilde önerilmektedir; fakat bu kati bir sınır değildir (6). Yüksek risk PV ve ET hastalarının tromboz riskini önlemek için hidroksiüre kullanmaları gerekmektedir (8,9). Hidroksiüreye intoleransı olan veya dirençli olgular, interferon(inf)-α ile etkili bir şekilde tedavi edilebilir. Son zamanlardaki iki çalışmada pegile-inf ile PV ve ET hastalarında yaklaşık %80 oranında hematolojik remisyonlar sağlanabildiği, JAK2V617F allel yükünde azalmanın buna eşlik ettiği (%5-10 tam moleküler remisyon) bildirilmiştir (10,11). INF-α nın yan etkileri hidroksiüreye göre daha fazladır; ayrıca uzun dönem etkileri, yaşam süresine ve hastalık komplikasyonlarına etkisi bilinmemektedir. Bu nedenle INF-α nın PV ve ET de ilk basamak tedavi olarak önerilebilmesi için kontrollü çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Primer miyelofibroz hastalarının tedavi kararı öncesi PV ve ET olduğu gibi risk gruplaması yapılmaktadır. En sık kullanılan International Prognostic Scoring System (IPSS) de kötü gidişatla ilişkili 5 tane parametre mevcuttur. Bunlar; 65 yaşından büyük olmak, 10 gr/dl den düşük hemoglobin, lökosit sayısının 25.000/µL den yüksek olması, dolaşımdaki blastların %1 den

74 2012: 2 1 fazla olması ve konstitüsyonel semptomların varlığıdır (12). Uluslararası MPN Araştırma ve Tedavi Çalışma Grubu, bu prognostik değişkenlerin hastalığın seyrinde belli zamanlarda kullanıldığı dinamik bir model oluşturmuş (DIPSS), daha sonra üç ek parametre (trombosit sayısı<100.000/ µl, eritrosit transfüzyon ihtiyacı, kötü karyotip) eklenerek DIPSS-plus a modifiye edilmiştir (13,14). Düşük risk (hiç risk faktörü olmayan) PMF hastaları tedavisiz takip edilebilir (7). Yüksek (4 veya daha fazla risk faktörü) veya orta-2 risk (2 veya 3 risk faktörü) PMF hastaları deneysel ilaç veya allogenic kök hücre transplantasyonu tedavi seçenekleri acısından değerlendirilmelidirler (7). Orta-1 PMF hastalarının tedavileri hasta bazlı düşünülmelidir. Bu gruptaki hastalarda ilaçsız gözlem, konvansiyonel ilaç tedavileri (anemi için androjen preparatları veya talidomid+prednison, semptomatik splenomegali için hidroksiüre) veya deneysel ilaç tedavi çalışmalarına katılım seçenekleri mevcuttur (7). Ph negatif MPN da deneme a amas ndaki tedaviler Ph negative MPN ların patogenezlerinin daha iyi anlaşılması ile beraber; bu hastalıklara, özellikle miyelofibroza karşı, yeni ilaçlar geliştirilmektedir. Miyelofibroz gelişiminde rolü olan sitokinlere, artmış anjiogeneze ve fibrozise karşı geliştirilen ilaçların ötesinde, bozuk farnesilasyon ve DNA hipermetilasyonuna ve en önemlisi JAK2 e karşı geliştirilen hedefe yönelik tedaviler gündemdedir. mmünomodülatör tedaviler İmmünomodülatör, sitokin inhibe edici ve anti-anjiogenik ilaçların hepsi birden IMID ler olarak isimlendirilmektedir. İlk olarak düşük doz talidomidin (50 mg/gün) prednison ile beraber kullanıldığında, PMF hastalarında, sitopeniler üzerine önemli derecede düzeltici etkisi olduğu gösterilmiştir (15). Bu ajanla; anemide %67, trombositopenide %75 ve splenomegalide %33 oranında yanıtlar alındığı ve tedavi toleransının iyi olduğu bildirilmiştir. Buna karşın kemik iliği histolojisi ve karyotip anormallikleri üzerinde düzeltici bir etki görülmemiştir. Daha sonra, lenalidomid semptomatik PMF u olan 68 hasta üzerinde değerlendirildi (16). Yanıt oranı; anemi için %22, splenomegali için %33 ve trombositopeni için %50 olarak belirlendi. Ayrıca yanıt alınan hastalarda kemik iliği histolojisinde düzelme gözlendi. Miyelodisplastik sendromu andırır şekilde, en iyi yanıt del(5q) olan hastalarda alındı. Bu sonuçlardan sonra ikinci jenerasyon immünomodülatör bir ilaç olan pomalidomid, (anti-tnf-α etkisi talidomidden 20.000 kez daha güçlü) randomize faz II bir klinik çalışmada değerlendirilmiştir (17). Anemili hastaların %25 i bu ilaca (tek başına veya prednizon ile kombine) cevap vermiş (ortanca cevap süresi >1 yıl), 0,5 mg/gün dozunda nöropati ve miyelosupresyon yan etkisi görülmemiştir. Anemi üzerine olan etkisine karşın dalak boyutunu azaltma etkisi sınırlı bulunmuştur. Son zamanlardaki bir çalışmada; pomalidomide tek ajan olarak 0,5mg/gün dozunda kulla-

BCR-ABL NEGAT F KRON K M YELOPROL FERAT F HASTALIKLARDA YEN TEDAV LER 75 nıldığında, JAK2V617F-pozitif, 10 cm den küçük palpabl dalaklı primer miyelofibrozlu hastalardaki cevap oranı %38 bulunmuşken, JAK2V617Fnegatif hastalarda %0 olarak bulunmuştur (18). Diğer anjiogenez inhibitörleri vatalanib (vasküler endoteliyal büyüme faktör reseptör [VEGFR]-1 ve VEGFR-2 tirozin kinaz inhibitörü) ve bevacizumab (sentetik VEGFR-2, kit ve flt-3 inhibitörü) miyelofibrozda minimal klinik aktivite göstermiş ve kemik iliği histolojisi üzerine etkileri olmamıştır (19). Fibroz inhibitörleri Transformig growth faktör (TGF)-β 1, PMF da fibrozis gelişiminde esas rolü oynar (19). Pirfenidone ( TGF-β, platelet derived growth faktör [PDGF] ve TNF-α inhibitörü) 28 miyelofibrozlu hasta üzerinde denemiş önemli bir klinik aktivite göstermemiştir (20). Bortezomib; nuclear faktör-κb i inhibe edip TGF-β 1 in plazma konsantrasyonunu azalttığı için klinik çalışmalarda denenmeye başlanmıştır. İtalya da bu ajanla yapılan faz I/II çalışmada 16 hastanın hiçbirinde remisyon veya klinik düzelme gözlemlenmemiştir (21). Farnesil Transferaz Inhibitörleri Tipifarnib, in vitro MPN lı hastaların miyeloid öncellerinin proliferasyonunu inhibe eder. Faz II klinik bir çalışmada, 34 semptomatik PMF lu veya post-pv/et miyelofibrozlu hasta değerlendirilmiş, yanıt oranları hepatosplenomegali için %34, transfüzyon gerektiren anemide düzelme için %38 olarak tespit edilmiştir (22). Kemik iliği fibrozunda, anjiogenezde ve sitogenetik durumda olumlu bir değişiklik belirlenmemiştir. Metilasyonu azalt c ajanlar Tümör supresör genler p15 INK4B, p16 INK4A ve retinoik acid receptor-β nın hipermetilasyonu, ileri evre PMF hastalarında gözlemlenmiştir (23). Bu nedenle 5-azasitidin ve desitabin klinik çalışmalarda değerlendirilmiştir. Faz II bir çalışmada 34 nüks/dirençli veya yeni tanı, kötü prognozlu PMF hastası, 5-azasitidin ile tedavi edilmiştir (24). %24 hastada klinik yanıt gözlemlenmiştir. Sadece 1 hastada kemik iliği bulguları hariç tam remisyon ölçütleri sağlanmıştır. Yanıt, JAK2 mutasyon durumundan ve sağlanan global DNA hipometilasyonundan bağımsızdı. JAK inhibitörleri Kuşkusuz MPN larda JAK2V617F mutasyonununun tanımlanması, bu hastalıkların tanısında yeni bir dönem açmış ve kinaz inhibitörü tedavilerini gündeme getirmiştir. Birkaç grup birden 2005 yılında Ph negatif MPN larda, JAK2 geni exon 14 de G T değişimini (617 pozisyonda valinfenilalanin değişimi) tanımlamışlardır (25, 26). JAK2V617F olarak bilinen bu mutasyonun JH2 pseudo-kinaz kısmında ortaya çıktığı ve konstütüsyonel fosforilasyona ve böylece tirozin kinazda bir fonksiyon artımına yol açtığı belirlenmiştir (27).

76 2012: 2 1 PV ve ET ile karşılaştırıldığında PMF da ortanca yaşam süresi önemli derecede kısa olup yaklaşık 6 yıldır ve 10 yıllık dönemde akut miyeloid lösemiye dönüşüm %20 dir (4). Daha önce bahsedildiği üzere, PMF a yönelik uygulamadaki tedaviler büyük ölçüde palyatiftir ve sınırlı düzeyde etkinlikleri vardır. Allogenik kök hücre transplantasyonu dışında hastalığın doğal seyri üzerine bu tedavilerin herhangi bir etkisi yoktur. Bu nedenle JAK2 inhibitörleri ve diğer deneysel ilaçlar daha çok PMF veya post-pv/et miyelofibrozlu hastalarda denenmektedir. JAK2 inhibitörler genellikle iki ayrı kategoriye ayrılırlar. Sınıf 1 inhibitörler JAK2 selektif; sınıf 2 inhibitörler ise JAK2-nonselektiftir (28). Her iki inhibitör diğer kinazları da belli ölçüde etkiler. JAK tirozin kinaz ailesi içinde JAK1, JAK2, JAK3 ve TYK2 yer alır ve bir aile olarak çok sayıda sitokin reseptörünün sitoplazmik kinazları olarak fonksiyon görürler, kan oluşumunda ve immün yanıt oluşumunda kritik öneme sahiptirler (28). JAK3 çok sayıda sitokinin (IL2, IL4, IL7, IL9, IL15 ve IL21) reseptör kompleksinin ortak sinyal ileti alt ünitesi γ c e bağlanan tek JAK kinazdır. Kalıtsal JAK3 ve γ c mutasyonlarında ciddi kombine immünyetersizlik (SCID) gelişir. Yine TYK2 fonksiyon kaybı olan hastalarda immün yetmezlik vardır (28). Bu yüzden JAK inhibitörü kullanımında, JAK3 ve TYK2 inhibisyonu en fazla dikkat gerektiren durumdur. INCB018424, TG101348, CEP-701, CYT387, AZD1480, SB1518 ve LY2784544 klinik çalışmaları devam eden JAK2 inhibitörleridir. Aşağıda bunlardan ön plana çıkanlar ile ilgili son veriler sunulmuştur. INCB018424 (Ruxolitinib) INCB018424, bir JAK1 ve JAK2 inhibitörüdür, faz I/II bir çalışmada PMF lu veya post-pv/et MF lu 153 hastada değerlendirilmiştir (4). Doz kısıtlayıcı toksisitesi geri dönüşümlü trombositopeni olarak belirlenmiş ve maksimum tolere edilebilen doz 25 mg günde 2 kez veya günde dek doz 100 mg olarak tespit edilmiştir. Hepsi geri dönüşümlü ve doz bağımlı olan yan etkileri trombositopeni, anemi ve ilaç kesilmesi ile beraber ortaya çıkan sitokin rebound reaksiyonu (semptomların ve splenomegalinin akut ve ağır bir şekilde nüksü) idi. Hematolojik olmayan yan etkiler çok nadirdi. Derece 3 veya 4 trombositopeni günde 2 kez 25 mg alan hastalarda %29, günde iki kez 10 mg alan hastalarda %10 olarak ortaya çıkmıştır. Bazalde transfüzyon bağımsız anemisi olan hastaların, 25 mg günde iki kez ilaç alanlarında %27, günde 2 kez 10mg ilaç alanlarında %16 derece 3 veya 4 anemi geliştiği görülmüştür. Değerlendirilebilen bütün hastalar dikkate alındığında %44 ünde dalak büyüklüğünde %50 den fazla azalma sağlandı. Konstitüsyonel semptomlarda (örn, yorgunluk, kaşıntı, karında rahatsızlık, erken doyma, gece terlemesi ve eksersize intolerans) düzelme ve kilo artışı hastaların çoğunda düşük dozlarda bile (10 mg günde iki kez) gözlenmiştir. 28 transfüzyon bağımlı hastanın 4 (%14) ü transfüzyon bağımsız olmuştur. Trombositozlu 17 hastanın 10 unun sayıları 3 ayda normale gel-

BCR-ABL NEGAT F KRON K M YELOPROL FERAT F HASTALIKLARDA YEN TEDAV LER 77 miş ve ortalama lökosit sayısı 29.800/µL den 16.000µL e inmiştir. İlacın JAK2V617F allel yüküne etkisi ihmal edilebilir düzeyde bulunmuş; fakat proinflamatuvar sitokinlerde (örn, IL-1RA, IL6, TNF-a, MIP-1b) major bir azalma sağlanmış ve konstitüsyonel semptomlarda bir düzelme buna eşlik etmiştir. Ruxolitinib, ayrıca, faz II bir çalışmada ileri evre PV ve ET hastalarında denenmiştir. Bu çalışmanın sonuçları American Society of Hematology (ASH) 2010 kongresinde sunulmuştur. 39 ET hastasında European Leuke mia Net yanıt ölçütlerine göre %90 yanıt (%26 tam yanıt, %64 parsiyel yanıt) sağlandı. 34 PV hastasında yine European Leuke mia Net yanıt ölçütlerine %97 yanıt (%50 tam yanıt, %47 parsiyel yanıt) sağlanmıştır. PV hastalarında JAK2V617F allel yükünde azalma trendi (4 hastada %50 den fazla azalma) görüldü. Klinik yanıtlar JAK2V617F allel yükünden bağımsızdı. Ortanca 21 aylık takipte ilacın toleransı iyi bulunmuş. Hematolojik yan etkiler (anemi, trombositopeni) düşük dereceli ve genellikle tedaviye ara verilmesiyle geri dönüşümlü olarak belirlenmiştir. Bu faz II çalışmalardan sonra ruxolitinib; 2 ayrı faz III, çift kör randomize çalışmada (Comfort I ve II) değerlendirildi. Bu çalışmaların sonuçları European Hematology Association (EHA) 2011 kongresinde sunulmuştur. Comfort-I çalışmasında, IVG-MRT ölçütlerine göre orta-2 ya da yüksek riskli 155 PMF ve post-pv/et miyelofibrozlu hastalarda denenmiştir. 151 hastaya da plasebo verilmiştir. Primer sonlanım noktası 24. haftada dalak boyutunda %35 den fazla azalma olarak belirlenen çalışmada, hastaların %41,9 unda bu hedefe ulaşıldı. Plasebo grubunda bu oran %0,7 idi. Total semptom skorunda (kaşıntı, gece terlemesi, kemik/kas ağrıları, karında rahatsızlık, dalak lojunda ağrı, erken doyma) hastaların %45,9 unda, plasebo grubunda ise %5,3 azalma belirlendi. İlaç genellikle iyi tolere edildi. Trombositopeni ve anemi en sık yan etkilerdi, fakat tedavinin ilerlemesi ile transfüzyon gereksinimi azaldı ve anemi derecesi plasebo grubundaki anemi oranına yaklaştı. Aynı ajan Comfort II çalışmasında plasebo yerine mevcut en iyi tedavi (MEİT) ile karşılaştırıldı. IPSS skoru 2 olan PMF, post PV/ET miyelofibrozlu 219 hasta çalışmaya alındı. 146 hastaya ruxolitinib verilirken 73 hastaya MEİT uygulandı. Ruxolitinib alan hastaların %28,5 i primer sonlanım noktasına (48. haftada MRI ile ölçülen dalak boyutunda %35 ve daha fazla azalma) ulaşırken, MEİT grubunda bu hedefe ulaşan hasta olmadı. Ayrıca hastalıkla ilişkili semptomlarda ve yaşam kalitesinde belirgin düzelme sağlandı. Anemi ve trombositopeni genellikle kontrol edilebilen yan etkilerdi. Bu faz III çalışmalardan sonra ruxolitinib, miyelofibrozda endikasyon onayı için EMA a başvuruda bulunulmuş ve FDA dan Kasım 2011 de onay almıştır. TG101348 TG101348 selektif bir JAK2 inhibitörüdür. Primer miyelofibrozlu ve post-pv/et MF lu 59 hastayı içeren bir faz I/II çalışmada değerlendirilmiştir (30). Serum amilaz/lipaz düzeyinde geri dönüşümlü ve asemptomatik

78 2012: 2 1 bir artış doz sınırlayıcı toksisite olarak tespit edilmiş ve maksimum tolere edilebilen doz 680 mg/gün olarak belirlenmiştir. Hepsi geri dönüşümlü ve doz bağımlı olan yan etkileri bulantı/kusma, ishal, trombositopeni ve anemi olarak tespit edildi. Hastaların %69 unda gözlenmiş gastrointestinal yan etkiler çoğunlukla derece 1 veya 2 (sadece %3 derece 3), doz bağımlı ve hemen her zaman geçici idi. Serum lipaz (%27), transaminaz (%27) veya kreatinin (%24) de asemptomatik hafif artışlar gözlemlendiği bildirilmiştir. Anemisi olan fakat transfüzyon bağımlı olmayan 37 hastada derece 3 veya 4 olarak kaydedilen anemide kötüleşme izlenmiş; trombositopeni %24, nötropeni %10 hastada görülmüştür. En az tedavinin bir siklusunu tamamlayan hastaların %42 inde, 6 siklusunu tamamlayan hastalarda %59 unda, tedavinin ilk 6 ayı esnasında, dalak boyutunda %50 den fazla azalma görülmüştür. Ek olarak; erken doyma, güçsüzlük, gece terlemesi, öksürük veya kaşıntısı olan hastaların çoğunluğu bu semptomlarda kalıcı düzelme bildirilmiştir. Trombositozlu hastalarının hemen hepsinde, lökositozlu hastaların çoğunluğunda bu hücre sayılarında normalleşme gözlenmiştir. Bunların ötesinde, bazal JAK2V617F allel yükü %20 den fazla olan 23 hastanın 9 (%39) unda allel yükünde %50 den fazla azalma gözlenmiştir. Genel olarak ilaca cevabın JAK2V617F varlığından etkilenmediği görülmüştür. CEP-701 CEP-701, JAK2/fms-like tyrosine kinase 3 inhibitorüdür. Faz II bir çalışmada, 22 JAK2V617F pozitif MF hastasında değerlendirilmiş, %22 oranında (18 hastanın 4 ünde) dalakta %50 den fazla küçülme sağlamıştır (31). Sekiz transfüzyon bağımlı hastanın 2 si transfüzyon bağımsız hale gelmiştir. Kemik iliği fibrozu ve JAK2 allel yükü üzerinde etkisi saptanmamıştır. Derece 3/4 anemi %14, trombositopeni %23 oranında görülmüştür. ASH 2010 kongresinde diğer bir JAK1/JAK2 inhibitörü CYT387 nin faz I/ II çalışma sonuçları sunulmuştur. Bu sunuda %40 oranında anemide iyileşme ve benzer düzeyde splenomegali ve konstitüsyonel semptomlarda düzelme bildirilmiştir. Sonuç olarak, JAK2 inhibitörleri yeni tedavi ajanları arasında ön plana çıkmaktadırlar. Klinik çalışmaları henüz yeni olan bu ajanların kabul edilebilir düzeyde güvenli oldukları ortaya konabilirse miyelofibrozun kontrolünde ilk basamak ilaç olarak düşünülebilirler. Kaynaklar 1. Nordic MPD Study Group Guideline 2009. http://www.nordicmpd.org/guidelines. shtml 2. Guidelines for the diagnosis, investigation and management of polycythaemia/ Erythrocytosis. British Committee for Standards in Haematology (2010). www. bcshguidelines.com/pdf/polycythaemia.pdf 3. Vannucchi AM, Guglielmelli P and Tefferi A. Advances in Understanding and Management of Myeloproliferative Neoplasms. CA Cancer J Clin 2009;59;171-191.

BCR-ABL NEGAT F KRON K M YELOPROL FERAT F HASTALIKLARDA YEN TEDAV LER 79 4. Cervantes F, Passamonti F, Barosi G. Life expectancy and prognostic factors in the classic BCR/ABL-negative myeloproliferative disorders. Leukemia 2008; 22:905 914. 5. Passamonti F, Rumi E, Pungolino E, et al. Life expectancy and prognostic factors for survival in patients with polycythemia vera and essential thrombocythemia. Am J Med 2004; 117:755 761. 6. Landolfi R, Marchioli R, Kutti J, et al: Efficacy and safety of low-dose aspirin in polycythemia vera. N Engl J Med 350: 114-124, 2004 7. Ayalew Tefferi and William Vainchenker. Myeloproliferative Neoplasms: Molecular Pathophysiology, Essential Clinical Understanding, and Treatment Strategies. J Clin Oncol 2011; 29: 573-582. 8. Berk PD, Wasserman LR, Fruchtman SM, Goldberg JD. Treatment of polycythemia vera: A summary of clinical trials conducted by the polycythemia vera study group. In: Wasserman LR, Berk PD, Berlin NI, editors. Polycythemia Vera and the Myeloproliferative Disorders. Philadelphia: W.B. Saunders; 1995. pp 166 194. 9. Harrison CN, Campbell PJ, Buck G, et al. Hydroxyurea compared with anagrelide in high-risk essential thrombocythemia. N Engl J Med 2005;353:33 45 10. Quintas-Cardama A, Kantarjian H, Manshouri T, et al: Pegylated interferon alfa-2a yields high rates of hematologic and molecular response in patients with advanced essential thrombocythemia and polycythemia vera. J Clin Oncol 2009;27: 5418-5424 11. Kiladjian JJ, Cassinat B, Chevret S, et al. Pegylated interferon-alfa-2a induces complete hematologic and molecular responses with low toxicity in polycythemia vera. Blood 2008;112: 3065-3072 12. Cervantes F, Dupriez B, Pereira A, et al. New prognostic scoring system for primary myelofibrosis based on a study of the International Working Group for Myelofibrosis Research and Treatment. Blood 2009;113: 2895-2901 13. Passamonti F, Cervantes F, Vannucchi AM, et al. A dynamic prognostic model to predict survival in primary myelofibrosis: A study by the IWG-MRT (International Working Group for Myeloproliferative Neoplasms Research and Treatment). Blood 2010;115:1703-1708 14. Gangat N, Caramazza D, Vaidya R, et al. DIPSS Plus: A refined Dynamic International Prognostic Scoring System for primary myelofibrosis that incorporates prognostic information from karyotype, platelet count, and transfusion status. J Clin Oncol 2011; 29:392-397 15. Mesa RA, Steensma DP, Pardanani A, et al. A phase 2 trial of combination low-dose thalidomide and prednisone for the treatment of myelofibrosis with myeloid metaplasia. Blood 2003;101:2534 2541. 16. Tefferi A, Cortes J, Verstovsek S, et al. Lenalidomide therapy in myelofibrosis with myeloid metaplasia. Blood 2006;108:1158 1164. 17. Tefferi A, Verstovsek S, Barosi G, et al. Pomalidomide is active in the treatment of anemia associated with miyelofibrosis. J Clin Oncol 2009;27: 4563-4569 18. Begna KH, Mesa RA, Pardanani A, et al. A phase-2 trial of low-dose pomalidomide in myelofibrosis with anemia. Leukemia 2011;25:301-314. 19. F Cervantes, R Mesa, and G Barosi.New and old treatment modalities in primary myelofibrosis. Cancer J 2007;13: 377-83.

80 2012: 2 1 20. Mesa RA, Tefferi A, Elliott MA, et al. A phase II trial of pirfenidone (5-methyl- 1-phenyl-2-[1H]-pyridone), a novel anti-fibrosing agent, in myelofibrosis with myeloid metaplasia. Br J Haematol 2001;114:111 113. 21. G Barosi, E Gattoni, P Guglielmelli, R Campanelli, F Facchetti, S Fisogni, J Goldberg, R Marchioli, R Hoffman, AM Vannucchi, and Myeloproliferative Research Consortium. Phase I/II study of single-agent bortezomib for the treatment of patients with myelofibrosis. Clinical and biological effects of proteasome inhibition. Am J Hematol 2010;85: 616-9. 22. Mesa RA, Camoriano JK, Geyer SM, et al. A phase II trial of tipifarnib in myelofibrosis: primary, postpolycythemia vera and postessential thrombocythemia. Leukemia 2007; 21:1964 1970. 23. Wang JC, Chen W, Nallusamy S, et al. Hypermethylation of the P15INK4b and P16INK4a in agnogenic myeloid metaplasia (AMM) and AMM in leukaemic transformation. Br J Haematol 2002; 116:582 586. 24. Quinta s-cardama A, Tong W, Kantarjian H, et al. A phase II study of 5-azacitidine for patients with primary and postessential thrombocythemia/ polycythemia vera myelofibrosis. Leukemia 2008; 22:965 970. 25. James C, Ugo V, Le Couedic JP, et al: A unique clonal JAK2 mutation leading to constitutive signalling causes polycythaemia vera. Nature 2005;434: 1144-1148 26. Kralovics R, Passamonti F, Buser AS, et al: A gain-of-function mutation of JAK2 in miyeloproliferative disorders. N Engl J Med 2005;352:1779-1790 27. Tefferi A: Novel mutations and their functional and clinical relevance in myeloproliferative neoplasms: JAK2, MPL, TET2, ASXL1, CBL, IDH and IKZF1. Leukemia 2010; 24:1128-1138, 2010 28. Chen AT and Prchal JT. JAK2 kinase inhibitors and myeloproliferative disorders. Curr Opin Hematol 2010; 17: 110-6. 29. Verstovsek S, Kantarjian H, Mesa RA, et al: Safety and efficacy of INCB018424, a JAK1 and JAK2 inhibitor, in miyelofibrosis. N Engl J Med 2010;363:1117-1127 30. Pardanani A, Gotlib JR, Jamieson C, et al. Safety and efficacy of TG101348, a selective JAK2 nhibitor, in miyelofibrosis. J Clin Oncol 2011;29:789-796 31. Santos FP, Kantarjian HM, Jain N, et al. Phase 2 study of CEP-701, an orally available JAK2 inhibitor, in patients with primary or postpolycythemia vera/ essential thrombocythemia myelofibrosis. Blood. 2010;115:1131-1136.