Chronic Pelvic Pain and Quality of Life fiule GÖKYILDIZ*.Ü.F.N. Hem. Derg (2009) Cilt 17 - Say 3: 198-202 ISSN 1304-4869 Derleme Yaz s letiflim / Correspondence: fiule Göky ld z Adres / Adress: Çukurova Üniversitesi Adana Sa l k Yüksekokulu Balcal Kampüsü Sar çam /ADANA Tel: 0322 3386484/1128 Fax: 0322 3386970 E-mail: sulegokyildiz@yahoo.com ÖZ Uluslararas A r Araflt rma Derne i Taksonomi Komitesi a r y, doku harabiyetine ba l olan veya olmayan, kiflinin geçmiflteki deneyimleriyle de ilgili, hofl olmayan bir emosyonel duyum olarak tan mlamaktad r. Kronik pelvik a r n n (KPA) kabul edilmifl bir tan m olmamakla beraber, menstrüasyon ve cinsel birleflmeyle iliflkili olmayan, alt abdomen ve pelvise lokalize, en az 6 ay süreyle devam eden sürekli ya da ara ara ortaya ç kan, a r d r. Yap lan jinekolojik muayene ve laboratuar de erlendirmelerinde nedeni saptanamayan a r lar kronik pelvik a r sendromu olarak tan mlan r. Kronik pelvik a r, fiziksel, sosyal, psikolojik ve ekonomik etkileri olan ve kad nlar aras nda yayg n görülen bir problemdir. Bir multidisipliner ekip a r n n somatik, davran flsal ve psikososyal boyutlar n n ayn anda de erlendirilmesini ve yönetimini sa lar. Anahtar Kelimeler: Kronik pelvik a r, yaflam kalitesi, hemflirelik, ekip yaklafl m. ABSTRACT Pain, as defined by the International Association for the Study of Pain, is an unpleasant sensory or emotional experience associated with actual or potential tissue damage. Although there is not an explicit consensus regarding the definition of chronic pelvic pain (CPP), it is defined as continuously or intermittently pain in the lower abdomen or pelvis, at least 6 months duration, and not exclusively related to menstrual cycle or sexual intercourse. According to gynecologic/ physical examination and laboratory results; pains which have undeterminated etiologies are described as chronic pelvic pain syndrome. CPP is a common problem among the women which has physical, social, psychological and economical effects. A multidisciplinary team can offer simultaneous assessment and management of somatic, behavioural and psychosocial components of the pain. Key Words: Chronic pelvic pain, quality of life, nursing, team approach. G R fi A r latince poena (ceza, intikam, iflkence) sözcü ünden gelen, tan m oldukça güç bir kavramd r. Uluslararas A r Araflt rma Derne i Taksonomi Komitesi taraf ndan yap lan en geçerli tan mlamaya göre A r, vücudun belli bir bölgesinden kaynaklanan, doku harabiyetine ba l olan veya olmayan, kiflinin geçmiflteki deneyimleriyle de ilgili, hofl olmayan bir emosyonel duyum dur (Tulunay ve Tulunay 2000). Kronik pelvik a r n n (KPA) kabul edilmifl bir tan m olmamakla beraber, menstrüasyon ve cinsel birleflmeyle iliflkili olmayan, alt abdomen ve pelvise lokalize, en az 6 ay süreyle devam eden sürekli ya da ara ara ortaya ç kan, a r d r. Yap lan jinekolojik muayene ve laboratuar de erlendirilmelerinde nedeni saptanamayan a r lar kronik pelvik a r sendromu olarak tan mlan r (Gunter 2003; Kroon ve Reginald 2005; Moore ve Kennedy 2000). Abdomende ve/veya pelviste yer alan her yap kronik pelvik a r n n etiyolojisinde rol oynar. Bu nedenle üreme sistemi, üriner sistem, gastrointestinal sistem, periferik ve santral sinir sistemi de- Dr. Çukurova Üniversitesi Adana Sa l k Yüksekokulu Yaz n n gönderilme tarihi: 15.08.2008 Yaz n n bas m için kabul tarihi: 21.08.2009 198
erlendirmede göz önünde bulundurulmal d r (Gelbaya ve El-Halwagy 2001; Gunter 2003). KPA s kl n belirlemede günümüze dek geçen sürede en kapsaml araflt rma 1996 da Mathias, Cupperman, Liberman, Lipschutz ve Steege taraf ndan yap lm flt r. 5263 kad n telefon görüflmeleriyle sorgulanm fl ve KPA prevalans % 14,7 olarak bildirilmifltir. Buna göre Amerika da yaklafl k 9,2 milyon kronik pelvik a r flikayeti olan kad n vard r. Jamieson ve Steege (1996) taraf ndan yap lan araflt rmada kad n-do um ve aile hekimli i bekleme odalar nda 18-45 yafl aras 581 kad n sorgulanm fl ve % 39 unda KPA saptanm flt r. Zondervan, Yudkin, ve Vessey (2001) yapt çal flmada 15-73 yafl aras kad nlarda görülen tüm hastal klar göz önüne al nd nda KPA % 3.8 gibi bir oranla, migren (%2.1) ve ast m (% 3.7) dan bile daha s k görülmektedir. Zondervan ve ark. (1999) n n ngiltere de yapt topluma dayal çal flmalar nda 18-49 yafl grubundaki kad nlar aras ndaki kronik pelvik a r prevalans %24 olarak bildirilmifltir ve kad nlar n 1/3 ünün a r s 5 y ldan daha uzun süre önce bafllam flt r. KPA ayaktan jinekolo a gelen tüm hastalar n % 10 unun baflvuru nedenidir ve laparoskopilerin yaklafl k %40 ve histerektomilerin %10-15 i bu nedenle yap lmaktad r (Gelbaya ve El-Halwagy 2001). Kronik Pelvik A r da Hasta De erlendirmesi KPA l bir kad n n tan lamas sistematik ve bütüncül bir yaklafl m gerektirir. Sistematik bir yaklafl m n benimsenmesi, gereksiz tan ifllemlerinin yap lmas n önleyerek, zamandan ve maliyetten tasarruf sa lar. Bu tip bir yaklafl m ilk kez pelvik a r l hastalardan bilgileri elde etmek için bir seri form gelifltiren Kresch taraf ndan tan mlanm flt r. Pelvik a r l hastalar n de erlendirilmesinde bu tip formlar n kullan lmas n n çok yararl oldu u görülmüfltür. Formlar, hastadan detayl öykü al nmas n sa lar ve elde edilen bilgilerin tedavi öncesi ve sonras durumlar n n karfl laflt - r lmas nda kullan labilir. Literatürde orjinal Kresh modelinden elde edilen ancak hastan n daha bireysel ve bütüncül ele al nmas n sa lamak amac yla 0-10 skalas yla de erlendirilen 5 serilik formun kullan lmas önerilmektedir (Carter 2001). Uluslar aras Pelvik A r Toplulu u nun (The International Pelvic Pain Society) bu alanda gelifltirdi i bir a r formu da vard r ve ücretsiz olarak http://pelvicpain.org/pdf/frm_pain_questionnaire adresinden yüklenebilir. Ancak sa k ekibinin kendi deneyimlerine göre bir form haz rlayabilece i de bilinmelidir (Koyuncu 2004 ). A r soru formlar KPA l kad n n de erlendirilmesinde yararl d r. Ancak, hastan n kendi öyküsünü anlatmas na da izin verilmelidir (Howard ve El-Minavi 2000). yi al nm fl bir anamnez kronik pelvik a r l hastalar de erlendirmede en önemli ve tan n n konmas nda en faydal yöntemdir. Anamnez s ras nda a r n n yeri, yay l m, süresi, s kl, seyri, fliddeti, artt ran ve azaltan faktörler, a r yla birlikte bulunan di er belirtiler ve daha önce uygulanan tedavi yöntemleri ve sonuçlar ö renilmelidir (Howard ve El-Minavi 2000). Detayl bir anamnez sonras nda yap lacak fizik muayene çok önemlidir. Kas-iskelet, sindirim, üriner, nörolojik ve jinekolojik sistem de erlendirilmelidir (Koyuncu 2004). Dikkatli al nm fl anamnez ve sonras nda yap lan fizik muayene hangi laboratuar tetkiklerinin istenece i konusunda temel oluflturur. Laboratuar çal flmalar hastaya göre düzenlenmelidir. Bireysel belirti ve bulgular do rultusunda kültür, tam kan say m, biyokimyasal serum analizleri, elektrolit ölçümleri, tam idrar tetkiki ve spesifik enzim testleri yap labilir (Carter 2001). Kronik pelvik a r tan s n n konmas nda klinisyenlerin en çok kulland yöntem transvaginal ve transabdominal ultrasonografidir (Gelbaya ve El-Halwagy 2001). 199
KPA, kad nlar n günlük aktivitelerini ve yaflam kalitesini etkilemekte, mental ve fiziksel sa l ve cinsel fonksiyonlar üzerine negatif etkiler yapmaktad r (Zondervan ve ark 1999). Maruta, Osborne, Swanson ve Halling (1981), KPA l 50 kad n ve efllerini içeren araflt rmalar nda, KPA l kad nlar n %78 inde ve efllerinin %84 ünde cinsel yaflamlar nda kötüleflme ve kesinti oldu u belirtilmifltir. Verit, Verit ve Yeni (2006) nin, genel kad n popülasyonuyla karfl laflt r ld nda, KPA l kad nlarda cinsel disfonksifiule GÖKYILDIZ Kronik pelvik a r n n hem tan s nda hem de tedavisinde kullan labilmesinden dolay üreme organlar n n incelenmesinde laparoskopi s k kullan lan inceleme yöntemlerinden biridir (Gelbaya ve El-Halwagy 2001). Kronik Pelvik A r da Tedavi A r tedavisinde amaç; insanlar n a r y hissetmesini tamamen engellemek de il, a r y hastan n günlük aktivitelerini ve hayat n sürdürebilece ine inand seviyeye düflürerek, a r n n yaflam kalitesini bozmas n engellemektir (Y lmaz 2006). Tedavi edilmeyen a r kiflinin günlük aktivitesi, duygusal yaflam, motivasyonu, aile ve yak nlar ile etkileflimi ve genel yaflam kalitesi üzerine olumsuz olarak büyük etki yapmaktad r (Koyuncu 2004). Etiyolojisindeki çok say da patoloji nedeniyle KPA tedavisinde de pek çok farkl yol tercih edilebilmektedir. Non-steroidal antiinflamatuar ilaçlar, steroidler, benzodiazepinler, anti-depresanlar, anti-konvülsanlar, alfa blokerler, lokal anestetikler, GABA ve NMDA reseptör agonistleri ve antibiyotikler kullan lmaktad r (Gelbaya ve El- Halwagy 2001; Gunter 2003). Histerektomi, laparoskopi, ooferektomi, over kisti ç karma, presakral nörektomi (PSN), adhezyolizis (yap fl kl klar n giderilmesi), uterosakral sinir rezeksiyonu veya ablasyonu, uterin suspensiyon ve apendektomi KPA tedavisinde uygulanan cerrahi giriflimler aras ndad r (Cheong ve Stone 2006). Pelvik taban fonksiyon bozuklu u düflünüldü ünde fizyoterapi uygulanabilmektedir. KPA tedavisinde periferal elektrik stimülasyonu da yap labilmektedir. Ayr ca sakral, perineal ya da tibial sinire uygulanabilen farkl stimülasyon türleri mevcuttur. Sakral sinir uyar s yerine tibial sinirin perkutan uyar s (PTNS) daha çok tercih edilmektedir. En az giriflimsel, ucuz, yan etkisi olmayan bir yöntemdir (Cooperberg ve Stoller 2005). KRON K PELV K A RININ YAfiAM KAL - TES ÜZER NE ETK S A r, hem hasta hem de aile bireyleri için her fleyi tüketen, korkutan ve darmada n eden bir deneyimdir. Kronik a r n n; hastan n sa l ve genel durumu üzerinde çok önemli etkisi oldu u, psikolojik ve sosyal olarak istenmeyen sonuçlara yol açt kendi sa l k durumuna olan güvenini azaltt belirlenmifltir (Y lmaz 2006). A r s olan kifliler, a r s daha da kötüleflece i korkusu ile, normal günlük aktivitelere kat lmakta tereddüt ederler. Hastalar hekime yaln zca a r n n hafifletilmesi için de il, sosyal, fiziksel ve psikolojik durumlar n dolay s yla da gerek kendilerinin, gerekse ailelerinin yaflam kalitelerini olumsuz yönde etkiledi i için baflvururlar (Y lmaz 2006). KPA l hastalar için a r, yaflamlar n n çok önemli bir parças d r. Hastalar hem ev hem de ifl yerlerinde ifllevlerini yerine getirme ile ilgili endifle ve korku yaflarlar (Duffy 2001). Her ne kadar a r fiziksel bir durum olsa da a r n n yaflam kalitesinin tüm boyutlar üzerine etkili oldu u bilinmektedir. Jamieson ve Steege (1996) taraf ndan yap lan araflt rmada kad nlar n, % 20 sinde y lda 1 den fazla a r ata, % 14 ünde s n rl ev aktivitesi, % 12 sinde sürekli ilaç kullan m, % 11 inde s n rl cinsel aktivite, % 4 ünde ifl gücü kayb oldu u saptanm flt r. Zondervan ve ark. (2001) ngiltere de yapt topluma dayal çal flmalar nda kad nlar n yaklafl k % 70 i orta veya fliddetli seviyede a r belirtmifl, % 58 i a r lar n n aktivitelerini k s tlad - n ve % 33 ü önceki 12 ay süresince a r nedeniyle en az 1 gün ifle gidemediklerini bildirmifltir. 200
yon prevalans n ve iliflkili faktörleri belirlemek amac yla yapt klar çal flmalar nda genel popülasyona göre KPA l kad nlarda cinsel disfonksiyon insidans %67.8 ve KPA s z kad nlarda %32.2 olarak bulunmufltur. Grace ve Zondervan (2006) n, 1160 kad n içeren araflt rmalar nda KPA n n kad nlar n genel sa l k durumu üzerine negatif etkiler yapt belirlenmifltir. KPA l hastalar n daha fazla uyku problemleri yaflad klar, yaklafl k yar s n n (%52.7) a r lar n n aktivitelerini etkiledi i, analjezik almadan veya dinlenmeden herhangi bir aktivite yapamad klar (%12.2) ve hareketlerini k - s tlamak (%14.3)(yürüme ve hareket etme) zorunda kald klar görülmüfltür. A r, anksiyete ve depresyon ile yak ndan iliflkilidir. A r, kontrolü kaybetme, yarars z hissetme, hayattan zevk almama gibi psikolojik etkilere yol açar (Y lmaz 2006). Kaya ve ark (2006) n n, KPA l (n:19) ve sa l kl (n:25) kad nlar karfl laflt rd klar çal flmalar nda, depresyon, anksiyete ve cinsel disfonksiyon aras nda iliflki oldu u bulunmufltur. KPA l kad nlarda daha yüksek depresyon ve anksiyete düzeyi ve cinsel yaflamdan daha az memnuniyet ve daha fazla kaç nma oldu u belirlenmifltir. Bu kronik problem ciddi ekonomik yüke de sebep olmaktad r. KPA tedavisi ABD ye y ll k 2.8 milyon dolara mal olmaktad r. Tan çal flmalar, cerrahi giriflimler, hastanede yatma ve iflten geri kal nan günler nedeniyle u ranan zarar da hesaplan rsa bu rakam yaklafl k 555 milyon dolara yükselmektedir (Mathias ve ark 1996). Yap lan araflt rmalarda KPA l birçok kad n n normal günlük yaflam aktivitelerinde a r n n yaratt gerginlikten etkilendikleri ve yaflam kalitelerinin anlaml olarak düfltü ü görülmektedir. Kronik a r, genel popülasyonda artan bir flekilde yayg n bir flikayet olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte, farkl a r durumlar için iyi kaliteli epidemiyolojik araflt rmalar yetersizdir. Önemli bir kronik a r tipi olan KPA yeterince önemsenmemektedir. KPA n n etkisi ve bafletme deneyimlerinin daha fazla anlafl lmas amac yla ileriye yönelik kalitatif araflt rmalar tasarlanmas önerilebilir (Grace ve Zondervan 2006). Kronik pelvik a r, fiziksel, sosyal, psikolojik ve ekonomik etkileri olan ve kad nlar aras nda yayg n görülen bir problemdir. Bir multidisipliner ekip a r n n somatik, davran flsal ve psikososyal boyutlar n n ayn anda de erlendirilmesini ve yönetimini sa lar. Ekip üyeleri; jinekolog, hemflire, psikolog, a r ile ilgilenen anestezi uzman, fizyoterapist, gastroenterelog, ürolog, psikiyatrist ve ortopedi uzman ndan oluflur. Hemflireler, bu ekibin tart fl lmaz vazgeçilmez üyeleridir (Collett, Cordle ve Stewart 2000). KPA ekibinin amaçlar ; tan konulabilen herhangi bir hastal kesinlefltirmek, mümkünse a r y dindirmek, fiziksel veya psikososyal sorunlar azaltmak, maksimum destek sa lamak ve aç klama yapmak, anksiyeteyi azaltmak, teflhis veya tedavi baflar s z oldu unda bireyi desteklemek ve yaflam kalitesini yükseltmektir (Collett ve ark 2000; Pearce ve Curtis 2006). Tüm bu fonksiyonlar etkin olarak yerine getirebilmek ve ekip içindeki rolünü baflar yla sürdürebilmek için, hemflireler de KPA konusunda yeterli bilgi, beceri ve donan ma sahip olmal, yeni bilgi ve uygulamalar takip etmeli, di er ekip üyeleri ve toplumun di er kurumlar yla etkin koordinasyon sa lamal d r (Collett ve ark 2000). KAYNAKLAR Carter, J. E (2001). Chronic pelvic pain diagnosis and management current system of triage. OBGYN.net Articles, 1-3, http://obgyn.net/displayarticle.asp?page=/english/pubs/features/carter/cpp_carter_p2 (24.01.2008) Collett, B. J., Cordle, C., Stewart, C. (2000). Setting up a multidisciplinary clinic. Bailliere s Clinical Obstetrics and Gynaecology, 14(3): 541-556. Cooperberg, M. R., Stoller, M. L. (2005). Percutaneous Neuromodulation. Urol Clin N Am, 32: 71-78. Duffy, S. (2001). Chronic pelvic pain: Defining the scope of the problem. International Journal of Gynecology & Obstetrics, 74(1): 3-7. Gelbaya, T. A., El-Halwagy, H. E. (2001). Focus on primary care: Chronic pelvic pain in women. Obstetrical and Gyne- 201
fiule GÖKYILDIZ cological Survey, 56(12): 757-764. Gunter, J. (2003). Chronic pelvic pain: An integrated approach to diagnosis and treatment. Obstetrical and Gynecological Survey, 58(9): 615-623. Grace, V., Zondervan, K. (2006). Chronic pelvic pain in women in New Zealand: Comparative well-being, comorbidity, and impact on work and other activities. Health Care for Women International, 27: 585-599. Howard, F. M., El-Minavi A. M (2000). Taking History. Howard, F. M., Perry, C. P., Carter, J. E. (Eds.). Pelvic Pain Diagnosis and Management. Lippincott Williams & Wilkins, Philadelphia, 7-25. Jamieson, D. J., Steege, J. F. (1996). The prevalance of dysmenorrhea, dyspareunia, pelvic pain and irritabl bowel syndome in primary care practices. Obstet Gynecol, 87: 55-58. Koyuncu, F. M. (2004). Kronik pelvik a r da yönetim. TJOD-Uzmanl k Sonras E itim ve Güncel Geliflmeler, 1: 23-31. Kroon, N., Reginald, P. (2005). Medical management of chronic pelvic pain. Current Obstetrics & Gynecology, 15: 285-290. Maruta, T., Osborne, D., Swanson, D. W., Halling, J. M. (1981). Chronic pain patients and spouses: Marital and sexual adjustment. Mayo Clin Proc, 56: 307-310. Mathias, S. D., Cupperman, M., Liberman, R. F., Lipschutz, R. C., Steege, J. F. (1996). CPP prevalance health related qualitiy of life and economic correlates. Obstet Gynecol, 87: 321 327. Moore, J., Kennedy, S. (2000). Causes of chronic pelvic pain. Bailliere s Clinical Obstetrics and Gynaecology, 14(3): 389-402. Pearce, C., Curtis, M. (2007). A multidisciplinary approach to self care in chronic pelvic pain. British Journal of Nursing, 16(2): 82-85. Tulunay, M., Tulunay, F. C. (2000). A r n n De erlendirilmesi ve A r Ölçümleri. Erdine, S. (Ed.). A r. Nobel T p Kitabevleri, stanbul, 91. Verit, F. F., Verit, A., Yeni, E. (2006). The prevalence of sexual dysfunction and associated risk factors in women with chronic pelvic pain: A cross-sectional study. Arch Gynecol Obstet, 274: 297-302. Y lmaz, E. (2006). Kronik a r l hastalarda yaflam kalitesi. Yay nlanmam fl Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Sa l k Bilimleri Enstitüsü, stanbul. Zondervan, K. T., ve ark (1999). Prevalence and incidence of chronic pelvic pain in primary care: Evidence from national general practice database. British Journal of Obstetrics and Gynaecology, 106: 1149-1155. Zondervan, K. T., Yudkin, P. L., Vessey, M. P. (2001). Chronic pelvic pain in the community: Symptoms, investigations and diagnoses. Am J Obstet Gynecol, 184: 1149-1155. 202