Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa ÖZTAŞKIN ile Söyleşi



Benzer belgeler
Petrol sektöründe direksiyon yerli ve yabancı sermayeye veriliyor... TÜRK PETROL KANUNU TASARISI NE GETİRİYOR?

Petrol Sektöründe Yağma IRAK TA SAVAŞLA TÜRKİYE DE YASAYLA

2014 Yılı Petrol Arama - Üretim Faaliyetleri

T.C. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI Petrol İşleri Genel Müdürlüğü GENEL GÖRÜNÜM. Selami İNCEDALCI Genel Müdür

Kasım Ankara / TÜRKİYE

TÜRKİYE'DE PETROL SEKTÖRÜ VE TPAO

PETROL YASA TASARISI DEĞERLENDİRMESİ

/ 77 TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

6326 SAYILI PETROL KANUNU ile PETROL KANUNU TASARISI ARASINDAKİ FARKLARDAN BAZILARI İLE İLGİLİ BİR SUNUM

YAP-İŞLET MODELİ İLE ELEKTRİK ENERJİSİ ÜRETİM TESİSLERİNİN KURULMASI VE İŞLETİLMESİ İLE ENERJİ SATIŞININ DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN

PETFORM Üyesi 34 Enerji Şirketi

PETROL ÜRÜNLERİ-PETROKİMYA SEKTÖRLERİ VE ÖZELLEŞTİRME UYGULAMALARI

6728 SAYILI KANUNLA KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU İLE DİĞER BAZI VERGİ KANUNLARINDA YAPILAN DÜZENLEMELER 09/08/2016 tarih ve sayılı Resmi Gazete

TÜRKİYE NİN DOĞALGAZ POTANSİYELİ

TÜRK PARASI KIYMETİNİ YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

4646 Doğal Gaz Piyasası Kanunu

Türkiye nin Enerji Görünümü Işığında Arama Üretim Sektörü & Doğalgaz Piyasasına İlişkin PETFORM Önerileri

2008 Yılı. Petrol ve Doğalgaz. Sektör Raporu

YENİ TEŞVİK YASASININ AVANTAJLARINDAN DAHA YÜKSEK ORANLARDA YARARLANMAK İÇİN SON GÜN

TÜRKĐYE NĐN ENERJĐ ARZ POLĐTĐKALARI

Gümrük Kanunu-Genel Hükümler (Amaç, Kapsam ve Temel Tanımlar) (Md.1-4) 4458 Sayılı GÜMRÜK KANUNU. 4/11/1999 tarihli ve sayılı Resmi Gazete

İlk Müracaat ve Ruhsatlandırma

5.5. BORU HATLARI 5.5-1

DAMGA, HARÇLAR, EMLAK, BELEDİYE GELİRLERİ VE TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİ KANUNLARINDA DEĞİŞİKLİKLER YAPILDI

Türkiye nin Enerji Görünümü Işığında Doğalgaz Piyasasının Liberalizasyonu

* 3218.sayılı Kanunun Geçici 3. Maddesinin 2. fıkrasının a bendine eklenen, hizmetlerle ilgili istisnalar:

Konut yapı kooperatiflerinde KDV uygulamasında tarih serüveni

21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58 inci maddesinin üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

Sirküler No: 047 İstanbul, 12 Mayıs 2014

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ. Prof. Dr. Zafer DEMİR --

Madde 2- Türkiye'de serbest bölgelerin yer ve sınırlarını belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/165 Ref: 4/165

Orta Asya da Çin ve Rusya Enerji Rekabeti

Kemal LOKMAN. Petrol Dairesi, Ankara

SOCAR TÜRKİYE Türkiye de Entegre Enerji

İlgili olduğu maddeler : Gelir Vergisi Kanunu Madde 22, 40, 63, 75, 86, 89, Sayılı Kanun Geçici Madde 1. Verilmesini Gerektiren Gelirler

TÜRKİYE DE ENERJİ SEKTÖRÜ SORUNLAR ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ. 25 Kasım 2015

AR& GE BÜLTEN. Otomotivde Yeni Dönem! Otomotiv Sektöründeki Rekabet Koşulları Yenileniyor!

SERBEST BÖLGELER KANUNU İLE GÜMRÜK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI (TASLAĞI)

Türkiye nin Enerji Görünümü Işığında Doğalgaz Piyasasının Liberalizasyonu

Ülkemizin En Büyük Sanayi Kuruluşu TÜPRAŞ Ağustos 2005 Petrol-İş Araştırma

İL ÖZEL İDARELERİNE VE BELEDİYELERE GENEL BÜTÇE VERGİ GELİRLERİNDEN PAY VERİLMESİ HAKKINDA KANUN

TTGV Enerji Verimliliği. Desteği

İL ÖZEL İDARELERİNE VE BELEDİYELERE GENEL BÜTÇE VERGİ GELİRLERİNDEN PAY VERİLMESİ HAKKINDA KANUN

SİRKÜLER NO: 2015/22

2013 YILI PETKİM ÖZEL DURUM AÇIKLAMALARI

SİRKÜLER NO: POZ-2010 / 23 İST, Bazı Kanunlarda değişiklik yapan 5951 sayılı Kanun yayımlandı.

Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü

19 SERİ NO LU NO LU ÖTV GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI

Enerji Ülkeleri.Rusya En Zengin..! 26 Ocak 2015

BÜTÜNSEL DÖNÜŞÜM PROGRAMI BÖLGELERDE ANLATILDI

SİRKÜLER NO: POZ-2009 / 53 İST, Gemi, deniz ve iç su taşıtları ile ilgili bazı yasal değişiklikler yapıldı.

Türkiye nin Enerji Görünümü Işığında Doğalgaz Piyasasının Liberalizasyonu

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2010/37 TARİH:

SİRKÜLER NO: POZ-2010 / 58 İST, Seri No lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği yayımlandı.

SİNERJİ SİRKÜLER RAPOR

Azerbaycan Enerji Görünümü GÖRÜNÜMÜ. Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi.

LİSANSSIZ ELEKTRİK ÜRETİMİ YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİKLER ÖNGÖREN YÖNETMELİK YAYIMLANDI

Hazırlayan Firma Mitto Danışmalık İlkbahar Mah.611 Sok. No: Çankaya/ ANKARA/TÜRKİYE

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER TARAFINDAN DÜZENLENMESİ GEREKEN SERBEST BÖLGE FAALİYET TASDİK RAPORU NA İLİŞKİN TEBLİĞ YAYIMLANDI

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Dairesi Başkanlığı

Enerjide yüksek ithalat ekonomiye büyük risk

Turkuaz Kart Yönetmeliği Yayımlandı

Basit rafineri niteliğindeki ATAŞ, 2004 yılı sonlarında dönüşüm ünitesine yönelik yatırımın maliyetini yüklenmeyerek,

Türkiye nin Enerji Politikalarına ve Planlamasına Genel Bakış

İşverenlere Torba Kanun İle Sigorta Prim Teşviki Getirilmiş, Bir İşçi İçin Prim İndirim Tavanı TL ye Kadar Çıkarılmıştır

SERBEST BÖLGELERDE FAALİYETTE BULUNAN MÜKELLEFLER İLE İSTİHDAM ETTİKLERİ PERSONELE YÖNELİK İSTİSNALAR FARKLI DÜZENLENMİŞTİR

1 SERİ NO'LU KATMA DEĞER VERGİSİ GENEL UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ

TÜRK SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ Sayılı Tapu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hakkında TÜSİAD Görüşü

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2015/11

MİLLİ EMLAK GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 310)

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2017/042 Ref: 4/042. Konu: SERBEST BÖLGELER KANUNU NDA DEĞİŞİKLİKLER YAPILMIŞTIR

İHRACAT BEDELLERİNİN YURDA GETİRİLME MECBURİYETİ KALDIRILMIŞTIR

Konu: 295 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği 23 Aralık 2016 tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır.

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2015/163 Ref: 4/163

Konut Sektörü Değerlendirme Sunumu Şubat 2013

KATMA DEĞER VERGĠSĠ GENEL UYGULAMA TEBLĠĞĠNDE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR TEBLĠĞ (SERĠ NO:8)

AVIVA SİGORTA A.Ş. NİN 28 HAZİRAN 2010 TARİHLİ OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL TOPLANTISI GÜNDEMİ SAAT: 11.00

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ VE ATIK YÖNETİMİ DESTEKLERİ

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. SİRKÜLER 2016/147

LOJİSTİK SEKTÖRÜ BÜYÜME ORANLARI

SİRKÜLER. Tarih: Sayı:2017/20 KATMA DEĞER VERGİSİ GENEL UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPAN 10 SERİ NOLU KDV TEBLİĞİ HAKKINDA

DUYURU. Üyelerimize ve Kamuoyuna önemle duyurulur.

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ

Sirküler No: 122 İstanbul, 23 Aralık 2016

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNDA 2016 YILINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

SÖZLEŞME BEDELLERİNİN DÖVİZ CİNSİNDEN BELİRLENMESİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR BELİRLENDİ

GELİR VERGİSİ KANUNU VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN

BALIKÇI GEMİLERİ TÜZÜĞÜ

Konut Sektörü Değerlendirme Sunumu TEMMUZ 2013

Dr. Rüstem KELEŞ SASKİ Genel Müdürü ADASU Enerji AŞ. YK Başkanı

ÜLKEMİZDE ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİ VE ALINAN TEDBİRLER

TEBLİĞ. 2. KDV Genel Uygulama Tebliğinin (I/C ) bölümünün birinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

TRANSİT TİCARETTE BEYANNAMELERE UYGULANAN AVRUPA BİRLİĞİ İSTİSNASI

Kurulu Kapasite (MW) Denizli, Kızıldere 15, Faaliyette

İMALATÇI İHRACATÇILARIN BİTMEYEN ÇİLESİ

2006 YILI EGE BÖLGESİ NİN 100 BÜYÜK FİRMASI

TÜRKİYE NİN RÜZGAR ENERJİSİ POLİTİKASI ZEYNEP GÜNAYDIN ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Serbest Bölgeler Kanunu, Yasası sayılı, numaralı, nolu kanun, yasa SERBEST BÖLGELER KANUNU. Kanun Numarası : Kabul Tarihi : 6/6/1985

AVRUPA ENERJİ BORU HATLARI

Transkript:

SÖYLEŞİ Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa ÖZTAŞKIN ile Söyleşi Yeni Petrol Kanunu Millî Menfaatlere Aykırı 2023- Dünya enerji ihtiyacının içerisinde petrolün, daha doğrusu fosil yakıtların yeri nedir? Önümüzdeki zaman dilimi içerisinde ehemmiyetini devam ettirecek mi? M. Öztaşkın- Petrol dünyadaki en önemli enerji kaynaklarından bir tanesidir. Fosil yakıtlar diye tabir edilir. Petrol ve doğalgazı birlikte düşünmemiz gerekir. Şu anda dünyada üretilen toplam enerjinin yüzde 40 ı petrolden elde edilmektedir ve 2020 projeksiyonlarına baktığımız zaman petrolün bu anlamdaki önemi azalmıyor. Yüzde 40 lar civarındaki oran korunuyor, hatta yüzde 41-42 lere çıkma ihtimalleri yüksek olarak öngörülüyor. Dolayısıyla daha uzun yıllar dünyanın en önemli enerji kaynağı petrol ve petrol ürünleri olmaya devam edecek. Tabiî böyle olunca da petrol stratejik bir ürün özelliği taşıyor. Ne yazık ki dünya ekonomisini ve dünya siyasetini petrol belirlemeye devam ediyor, savaşların, çatışmaların, işgallerinde kaynağı oluyor. 1 / 30

2023- Peki Türkiye deki durum nedir? Türkiye enerji ihtiyacını nasıl karşılıyor? M. Öztaşkın- Şimdi Türkiye nin 2006 sonu itibariyle yıllık ham petrol ihtiyacı 30 milyon tondur. Bu 30 milyon tonun 1.5 milyon tonu kendi öz kaynaklarımızdan karşılanmaktadır. Yine yaklaşık 1.5 milyon ton civarında da TPAO, yâni ulusal petrol şirketimiz, Azerbaycan ve Kazakistan dan elde ettiği üretimlerle Türkiye ye bir kaynak sağlamıştır. Bunun dışında kalan miktar tamamen ithal edilmektedir. Yüzdesine baktığımız zamanda Türkiye nin ham petrol ihtiyacının yüzde 92 ithalat yoluyla, yüzde 8 civarında da yerli üretimle karşılanmaktadır. Ve 2006 yılında ham petrol ithalatına ödediğimiz para 13 milyar dolardır. Yine Türkiye nin yıllık yaklaşık 30 milyar metreküplük doğalgaza ihtiyacı vardır. Bu doğalgazın da yüzde 97 si ithalat yoluyla karşılanmaktadır. Yüzde 3 lük bir miktar kendi kaynaklarımızdan elde edilmektedir. Türkiye Yeterince Aranmadı 2023- Türkiye de petrol var mı? İki tane görüş var, birincisi Türkiye de petrol olmadığı yönünde, ikincisi ise Türkiye nin petrol denizinin üzerinde yüzdüğü şeklinde. M. Öztaşkın- Öncelikle şunu söyleyelim; Türkiye de petrolle ilgili yeterli araştırma yapılmamıştır, bu çok nettir. Çünkü Türkiye nin kara sahalarının yüzde 80 i deniz sahalarının ise yüzde 99 u henüz 2 / 30

aranmamıştır. Dolayısıyla Türkiye de petrol vardır demek de doğru değil, yoktur demek de. Bu konuda spekülatif açıklamaları biz doğru bulmuyoruz. Şimdi Türkiye bir petrol denizi üzerinde değildir, zaten petrol bir deniz gibi göl gibi bulunmaz. Petrol üzeri geçirimsiz yâni kil gibi örtülü kaplı alanların altında kum taşı gibi gözenekli kayaların içerisinde bulunur. Petrol rezervlerinin bulunduğu jeolojik özellik budur. Biz bunlara rezervuar diyoruz. Türkiye deki bilinen petrol rezervleri büyük değildir, çünkü Türkiye nin jeolojik yapısına baktığınız zaman çoğu yeri dağlarla kaplıdır, dolayısıyla Türkiye deki petrol rezervleri küçük rezervlerdir ve daha ziyade kaya çatlakları içerisinde bulunmaktadır. Türkiye nin işletilebilir petrol rezervi 1.3 milyar varil civarındadır ve bunun da yaklaşık 900 milyon varili tüketilmiştir. Dolayısıyla Türkiye nin sadece 16 aylık petrol ihtiyacını karşılayabilecek işletilebilir bir rezervimiz vardır. Türkiye aranmamıştır. Türkiye nin aranması gerekiyor, çünkü petrolde kesin bulgulara sâdece sismik araştırmalarla ulaşamıyorsunuz. Uzaydan çektiğiniz fotoğraflarla petrolü tespit edemiyorsunuz. Sâdece petrolün olma ihtimalini tespit edebiliyorsunuz. Bu uzaydan alınan bulgularda da sismik araştırmalarda da böyledir. Bir yerde kesinkes petrolün olup olmadığını veya o petrolün işletilebilir, üretilebilir bir petrol olup olmadığını anlamanız için mutlaka sondaj yapmanız gerekiyor. Ve sondajda da Türkiye de şöyle bir gerçek vardır: 10 sondaj yaparsınız bu 10 sondajdan ancak birinde olumlu sonuçlara ulaşırsınız. Yâni bir sondaj yaparak bir bölgedeki petrol varlığı hakkında kesin sonucuna varamazsınız, en az 10 kuyu açmanız gerekir ondan sonra kesin sonuçları alabilirsiniz. Ve bir kuyunun maliyeti karada ortalama 2 milyon dolardır. Denizde ise bu su derinliklerine göre değişir. Örneğin bu sığ sularda 30-40 milyon dolardır. Ama deniz derinliği 1500 metreyi aştığı 3 / 30

zaman bir kuyunun maliyeti 150 milyon dolarlara kadar çıkmaktadır. Petrol bu anlamda pahalı bir yatırımdır. Ne yazık ki Türkiye petrol aramalarına ciddî ödenekler ayırmamıştır ve son on yıla baktığımız zaman ortalama arama faaliyetlerine TPAO nun ayırdığı ödenek 40-50 milyon dolar civarındadır. 53 yıl boyunca Türkiye de sâdece 3326 petrol kuyusu açılmıştır. Bunu dünya ortalamaları ile kıyasladığımız zaman ilginç sonuçlar ortaya çıkıyor. Bu miktarda bir kuyu dünyada 12 günde açılıyor. Örneğin Teksas ta 40 günde açılıyor. Teksas örneğini de jeolojik yapısı Türkiye ile çok benzerlik taşıdığı için veriyorum. Teksas ta da 35 günde bu kadar kuyu açılıyor. Bu rakamlar Türkiye nin aranmadığını ve petrol aramaya Türkiye nin ciddî kaynaklar ayırmadığının açık bir kanıtıdır. Bununla beraber deniz araştırmalarında durum daha vahimdir. Denizlerimizin ancak yüzde 1 i aranabilmiştir ve ne yazık ki denizlerimizde arama yapabilecek bizim gemimiz yoktur şu anda. Bir zamanlar Ege ye yolladığımız, Yunanistan ın petrol aramalarına karşılık bizim de bir yerde hem gövde gösterisi hem de gerçekten de petrol aramak için kullandığımız, Hora isimli gemimiz vardı. Tuzla da şu anda çürüyor. Sâdece 9 Eylül Üniversitesi nin kendi kaynaklarıyla yaptığı Piri Reis isimli bir gemi vardır. Bu gemide 30 metre boyunda küçük bir gemidir. Oysa bu alanda en az 50-60 metrelik ve son derece modern cihazlarla donatılmış bir gemi olması gerekir. Mevcut bu gemi hem küçüktür hem de ekonomik ömrünü tamamlamak üzeredir ve içindeki cihazlar da yeterli değildir. Yâni modern cihazlar değildir. Ayrıcada bu gemimizi bizim işletecek gemi personeli ve kaptanımız bile yeterli sayıda yoktur, bu çok dramatik bir durumdur. Burada şunu söyleyebilirim. İşte Rumların Kıbrıs ta petrol arama faaliyetlerinden sonra, bizde arama yaparız, bizde gemi göndeririz açıklamaları oldu, bunlar tamamen kamuoyundaki tepkileri azaltmaya yönelik açıklamalardır. Hiçbir gerçekliği olmayan açıklamalardır. Ne yazık ki bizim oraya gönderecek ve arama yaptıracak elimizde gemimiz yoktur. 4 / 30

Oysa bugün Yunanistan ın 6 tane gemisi Ege sularında, Akdeniz de bu aramaları yapmaktadır. Konuşanlar üzülerek söylüyorum burada boş konuşmaktadır ve toplumu aldatmaktadır. 2023- Evet, Rumlar anlaşmalar yapmaya yelteninceye kadar Akdeniz de petrol olduğunu bilmiyorduk. Karadeniz le ilgili de bu tür haberler yasıyor. Karadeniz de petrol olma ihtimali var mı? M. Öztaşkın- Karadeniz deki tüm petrol sahaları TPAO ya âittir. Aslında TPAO zaman zaman ortaklıklar şeklinde bazı şirketlerle aramalar yapmıştır, bununla ilgili bütün veriler TPAO nun elindedir. Tabiî petrol gibi stratejik bir ürünün bilgileri de gizli olduğu için biz de sağlıklı verilere sâhip. Ancak bize intikal eden bir takım veriler üzerinden burada konuşabiliriz. Karadeniz de ciddî şekilde hidrokarbon yakıtlarına rastlanmıştır. Örneğin işte kamuoyuna da yansıdı, Akçakoca açıklarında doğalgaz bulunmuştur. 5 kuyu açılmak suretiyle buralardan doğalgaz üretimine başlanmıştır. Burada Brezilyalı Petrobras şirketiyle TPAO yüzde 50 ortaklık anlaşması imzalamıştır ve sondaj çalışmaları da devam etmektedir. Doğu Karadeniz de ise yine ciddî petrol kaynaklarının olduğu tahmin edilmekte, hatta 2015 yılında Türkiye nin yıllık tüketimini karşılayacak ham petrol ve doğalgazın olduğu tahmin edilmektedir. Ama evvelki değerlendirmemi dikkate alırsanız bu tahminin gerçekliğe dönüştürülmesi ancak sondajla olabilir. BP ile TPAO ortaklık anlaşması yapmıştır ve BP Sinop açıklarında dünyanın en büyük platformlarından birini getirerek sondaj yapmıştır. 1500 derinliğe 3.5 kilometre boyunda bir sondaj 5 / 30

gerçekleştirmiş ve yaklaşık 150 milyon dolarlık bir harcama yapmıştır. Ancak BP, petrol bulamadım deyip çekilmiştir. Bu son derece düşündürücüdür. Hakikatten petrol bulunamadı mı? BP gibi bir şirket 150 milyon doları boşa atabilecek bir şirket midir? Değildir. Bir kere az evvel söylediğimiz gibi burada kesin sonucu ulaşmak için en az 10 kuyu açmanız gerekirdi. Neden diğer kuyular açılmadı? Bunun, yeni petrol kanunuyla da bağlantıları var diye düşünüyoruz. Çünkü yeni petrol kanununda şirketlere olağanüstü imtiyazlar tanınıyor. Ayrıca da şu anda Karadeniz de petrol arama ve işletme ruhsatının tamamı TPAO nun elindedir ve bu ruhsatların süresi yanılmıyorsam 2014 yılında dolacaktır. Acaba bu ruhsatların süresinin dolmasını beklemek gibi stratejik bir karar mı verdi BP? Çünkü petrolle ilgili projeler 1 yıllık, 2 yıllık olmaz. 10 yıl, 30 yıl, 50 yıl sonrasını hedefleyen projeler geliştirilir ve onlar üzerine bu şirketler veya devletler politikalarını düzenler. Şahsî kanaatim, BP nin burada ciddî rezervler olmasını bilmesine rağmen hem Karadeniz deki işletme ruhsatlarının üzerinde söz sâhibi olabilmek, hem de yeni petrol kanunuyla tanınacak imtiyazları dikkate alaraktan buradaki arama faaliyetlerine son verdiği şeklindedir. TPAO nun Entegre Yapısı Bozulmuştur 2023- Biraz önce Türkiye yeterince aranmadığına işaret ettiniz. 6 / 30

Fakat diğer taraftan TPAO yurt dışında arama ruhsatları aldı. Hatta Irak ta petrol aranması gündemde. Bu stratejisini nasıl değerlendiriyorsunuz TPAO nun? M. Öztaşkın- Şimdi tabiî bunu TPAO nun aldığı bir karar değildir. Bir devlet politikası olarak siyaseten bu kararlarda alınmıştır ve TPAO şu ana kadar yurtdışına, başta Azerbaycan ve Kazakistan olmak üzere, yaklaşık 3 milyar dolarlık yatırım yapmıştır. Yine Cezayir de, Libya da yatırımlar vardır, Mısır la görüşmeler yapılmaktadır. Kuzey Irak ta TPAO nun yatırımları vardır. Şimdi bu yatırım rantabıl mıdır, değil midir onun çok tartışmasına ben girmek istemiyorum ama Hazar da yüzde 6.5 oranında bir payı vardır TPAO nun ve bu önemli bir paydır. Bu iyi değerlendirildiği takdirde, Türkiye ye TPAO nun üretimi anlamında daha ciddî miktarda petrol girebilir. Yine Kuzey Irak la ilgilide karar da tabiî ki siyasîdir. Zaten Kuzey Irak ta TPAO nun bir yan şirketi olan TPIC aracılığıyla biz geçmiş yıllarda da arama faaliyetlerinde bulunduk, şimdi de bulunabilir. Böyle bir ticarî faaliyeti yürütebilir. Ama öncelikle bu yatırımların Türkiye de yapılmasından yanayım şahsen. Bunu daha doğru buluyorum. Şöyle bir durumda var; şu anda dünyada petrolün varil fiyatı yaklaşık 60 dolar civarında ve çok kârlı. Petrolün kuyu başı maliyeti, üretim maliyeti tabiî ki derinliğe, coğrafî koşullara göre değişir. Bu maliyet Ortadoğu da 3-4 dolar civarındadır. Türkiye de 12-13 dolardır. Denizde biraz daha fazladır. 60 dolara satıldığına göre varili, yüksek bir kârlılığı var ve son yıllarda TPAO nun da bu anlamda bir kârlılığı söz konusu. Zaten bunu TPAO bütçesinde görebiliyoruz. 2006 da 320 milyon dolar yatırıma para ayıran TPAO bu yıl bunu yaklaşık 420 milyon dolar olarak plânlamıştır. Bunun da en önemli nedeni fiyatların yükselmesi ve TPAO nun kâr eden ciddî bir şirket hâline dönüşmesidir. 7 / 30

2023- Peki TPAO yu küresel ölçekteki diğer firmalarla karşılaştırdığınızda gücü nedir? M. Öztaşkın- TPAO çok güçlü bir kuruluş değildir ekonomik anlamda. Ancak bizim şu an yürürlükte olan petrol kanunumuzla TPAO ya bir devlet şirketi olarak önemli avantajlar tanınmıştır. Örneğin petrol ruhsatlarında öncelik tanınmıştır. Ama bu yeni yasayla TPAO nun bu avantajları ortadan kalkıyor. Şimdi petrol sektöründe faaliyet gösteren şirketlere baktığımız zaman, yâni kârlı büyük şirketlere baktığımız zaman, bu şirketlerin hepsinin entegre yapıya sâhip olduğunu görüyoruz. Petrol sektörü aramadan başlar, sondajla devam eder, üretim, boru hatlarıyla taşıma, rafinaj, petrokimya, dağıtım ve pazarlamayla neticelenir. Bu yapının belirli bölümleri az evvel söylediğimiz gibi çok büyük yatırımları gerektirir ve bu yatırımların geri dönüşü uzun vadelidir. Bu entegre yapının bazı halkaları ise kârlıdır: Rafinaj, petrokimya, dağıtım ve pazarlama gibi. İşte buralardan elde ettiğiniz kârı yatırıma dönüştürürseniz güçlü ve büyük şirket olursunuz ve küresel bir oyuncu hâline gelirsiniz. TPAO da bu anlayışla entegre bir yapıda kurulmuştu ve daha sonra TPAO nun içinden Petrol Ofisi ayrıldı ve özelleştirildi. TÜPRAŞ yani rafinaj faaliyetleri ayrıldı ve özelleştirildi. Boru hatlarıyla taşıma, BOTAŞ, ayrıldı. PETKİM in kuruluşunda da yine TPAO nun payı vardır. PETKİM, petrokimya olarak ayrıldı. Gübre fabrikaları vardı TÜGSAŞ, o da ayrıldı. Dolayısıyla TPAO nun o entegre yapısı bozuldu ve sâdece arama ve üretim kaldı. Sâdece arama ve üretim faaliyetinde bulunan bir şirketin küresel ölçekte rekabet etme şansı yoktur. Bugün Shell, BP, Chevron gibi şirketlerle sizin küresel ölçekte rekabet etme şansınız yoktur. Zaten yeni petrol yasasıyla 8 / 30

TPAO nun elindeki avantajlar hem alındığı için hem de bu entegre yapı zaten TPAO da olmadığı için, TPAO nun bir yerde çökertilmesi ve yok edilmesi bizce plânlanmaktadır. 2023- Yeni petrol kanunun TPAO nun özelleştirilmesine zemin hazırladığı ifâde edilmişti görünen buna gerek kalmayacak. M. Öztaşkın- Evet, özelleştirilmeye bile gerek kalmayacaktır. TPAO güçsüz bir yapıya itilecek, güçsüzleştirilecektir ve yok olacaktır bence. Millî Enerji Stratejisi Oluşturulmalı 2023- Dünyada bizim yaptığımızın tam tersi uygulamalar söz konusu. Örneğin bir devlet şirketi olarak hızla Gazprom hızla entegrasyona gidiyor hatta Avrupa pazarlarına kendileri dahi girmeye çalışıyorlar. Buradan çıkış noktası nedir? Türkiye bir onarıcı bir tavırla tekrar sektörde entegrasyona gidebilir mi? M. Öztaşkın- Buradan çıkış noktası tabiî ki TPAO nun yeniden bu 9 / 30

entegre yapısına kavuşturulmasıdır. Tabiî bundan evvelde Türkiye nin millî bir petrol stratejisi, sâdece petrol değil enerji politikası oluşturması gerekir. Ve bu stratejinin gelen her hükümet tarafından yapboz tahtasına çevrilmemesi lâzımdır. Çünkü zaten petrolün ömrü 40 yıl, bunu da dikkate alaraktan sizin bir politika oluşturmanız ve bu doğrultuda hareket etmeniz gerekiyor. Örneğin bugün dünyanın en büyük petrol şirketleri Amerika dadır ve bunlar dünya petrolüne hâkimdirler. Bunlar özel şirkettir, fakat özel şirket olmalarına rağmen bu şirketler ABD nin belirlediği ulusal petrol stratejisi doğrultusunda hareket etmektedirler. Bakın bu çok önemli. Bunlar özel şirket olmalarına rağmen, yabancılara satılmasına Amerika tavır koymaktadır. ABD, Unocal isimli küçük bir petrol şirketinin Çin devlet firması CNOOC un almasına müsaade etmeyerek, 2 milyar dolar daha düşük bir fiyatla yerli bir şirkete satılmasını temin etmiştir. Dolayısıyla petrol konusunda devletin belirlediği strateji bu şirketler aracılığıyla hayata geçiriliyor. Biz ise tam tersini yapıyoruz Türkiye de. Kamu aracılığıyla yine bu politikaların izlenmesi gerekir. Dolayısıyla ulusal bizim millî şirketimiz olan TPAO nun güçsüzleştirilmesi değil, yeniden entegre yapıya kavuşturularak güçlü hâle getirilmesi ve kendi bölgesinde en azından küresel bir oyuncu hâline gelmesi gerekir. 2023- Bu nasıl olabilir, reçeteniz var mı? M. Öztaşkın- Şimdi örneğin Türkiye de şu an rafinaj açığı vardır, çeşitli ruhsat taleplerinde bulunulmaktadır. Örneğin bir rafineri kurulacaksa bunu TPAO kurmalıdır. Petrokimyada yüzde 70 oranında pazar açığı vardır ve Türkiye nin şu anda PETKİM gibi en az 3 tane petrokimya tesisine ihtiyacı vardır. Dolayısıyla her alanda 10 / 30

pazar açıkları var, bu pazar açıkları TPAO aracılığıyla doldurulmalıdır. Entegre yapı bu şeklide yeniden sağlanabilir. Bunun için bir program ortaya koymanız gerekir, bu akşamdan sabaha olacak bir şey değildir. Örneğin 10 yıllık bir zaman öngörürsünüz ve bu 10 yıl içerisinde bu entegre yapıyı yavaş yavaş sağlarsınız. Kendi rafinaj rafinerinizi kurduğunuz zaman kendi dağıtım şirketinizi kurarsınız, o dağıtım şirketinin altyapısını oluşturacak istasyonları kurarsınız bu yeni kurma şeklinde de olabilir şirket satın alma şeklinde de olabilir. Bu yeni yapı pekâla bunlar mümkündür, yeter ki istensin. Yeni Petrol Kanunu Yabancı Şirketlerin Talepleri Doğrultusunda Çıkartılmıştır 2023- Yeni petrol kanuna gelelim isterseniz. Türkiye deki petrol kanunlarının tarihsel seyri nedir? Bu kanunlar ne getirdi ve yeni petrol kanunu ne getiriyor? Daha doğrusu ne götürüyor? M. Öztaşkın- Şimdi Türkiye de ilk petrol kanunu 1926 yılında 792 sayılı yasa şeklinde çıkmıştır ve bu kanun tamamen devletçidir. Bütün petrol faaliyetlerinin A dan Z ye devlet eliyle yapılmasını içermektedir. Bu kanun 1954 yılında değiştirildi, 6326 sayılı Türk Petrol Kanunu çıkarıldı. Bu kanun Türkiye de liberal rüzgârların estiği bir dönemde çıkarılmıştır ve içerik olarak da liberaldir. 11 / 30

Kanunun hazırlanmasında Amerikalı uzmanlar başrolü oynamışlardır. Ve o günlerde de bize petrol kanunun biran önce çıkarılması Amerika tarafından dayatılmıştır. Bu kanun çıkar çıkmazda o günün cumhurbaşkanı, biz kanunu çıkardık diye müjdeli haberi Amerika ya vermiştir. Ama bu yasa liberal içerikte olmasına rağmen bugün çıkarılmak istenilen yasayla kıyasladığınız çok millîdir. 6326 Sayılı Yasa nın temel mantığı millî menfaatlerin korunmasıdır. Ve 53 yıldır Türkiye bu yasayla petrol faaliyetlerini yürütmektedir. Şimdi 17 Ocak ta çıkarılan 5574 Sayılı Yasa ise 6326 Sayılı yasanın tersine, millî menfaatlerin değil, ticarî menfaatlerin düzenlenmesi üzerine oluşturulmuştur. Bu yasanın amacına bakıldığında bu maksada uygun düzenlemelerin yapıldığı görülmektedir. Dolayısıyla bu yeni yasa ticarî faaliyetlerin yâni kar-zarar ilişkilerinin düzenlenmesi üzerine kurulmuştur. Dolayısıyla yabancı şirketlerin talepleri doğrultusunda çıkarılmıştır. Tabiî ki bu yabancı şirketler gelip size şu yasayı çıkarın demiyorlar. Bunu IMF aracılığıyla, Dünya Bankası aracılığıyla, yapılan kredi anlaşmalarında stand-by anlaşmalarında, yeniden yapılanma, serbest piyasa, küresel rekabet adı altında düzenlemelerle bunları size dayatılıyor. Ve bu yasanın arka plânında bizce şirketler vardır. Kaldı ki 1993 yılında BP nin yazdığı bir mektup Cumhuriyet gazetesinde yayınlanmıştır ve BP nin 1993 yılında petrol yasasıyla ilgili talep ettiği şeylerin hemen hemen tamamı yeni petrol kanununda yer almıştır. 2023- Bu yeni yasanın dünyada başka bir örneği var mı? 12 / 30

M. Öztaşkın- Yeni yasanın bir örneği dünyada var mı tabiî ona cevap veremem. Ama genel olarak yok. Fakat birkaç istisna olabilir. Tabiî ki bu yasanın benzeri Irak ta var. Var demeyelim, Irak ta hâlâ bizim yasaya benzeyen bir yasa çıkarılmak isteniyor. Hatta Türkiye de bu yasanın çıkması, Irak taki yasanın da önünü açmıştır yorumlamaları yapılıyor. Tabiî ki tek farkı Irak ın işgal altında olmasıdır ve 650 bin insanın ölmesidir. Bizde ise bunu yasa marifetiyle AKP Hükûmeti aracılığıyla yapılmasıdır. Şimdi yeni yasanın tabiî çok uzun ben dergi sayfalar sığmayabilir çok kısa hemen değerlendirmeler yapayım: Bu yeni yasa bir kere az evvel söylediğim gibi millî menfaatlere uygun olması ibaresi bu yeni yasada yoktur. Ayrıca yasanın bütününe baktığımız zaman millî olan hiç bir şey görmeyeceksiniz. İkincisi bu yeni yasada memleket ihtiyacı olan petrolün ayrılma zorunluluğu kaldırılmıştır. Kaldı ki memleket ihtiyacı, 1983 yılında 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı ndan sonra Türkiye ye uygulanan ekonomik ambargodan dolayı, askerî gemi ve uçaklarımıza uygulanan ambargoyu aşmak için konmuştur. Kara sahalarında çıkarılan petrolün yüzde 55 i, deniz sahalarında çıkarılan petrolün ise yüzde 65 inin memleket ihtiyacı adı altında Türkiye de bırakılma zorunluluğu eski yasada mevcuttur. Hangi firma çıkarırsa çıkarsın buna uymak zorundadır. Bu miktarı petrolü çıkartan firma Türkiye de bırakmak zorundadır. Kalın kısmını yâni yüzde 35 ve 45 ini ihraç edebiliyor. Bu da yasadan çıkarıldı. Dolayısıyla Türkiye de üretilen petrolün tamamının ihraç etme hakkı bu şirketlere tanınmış oldu. Yine yabancı devletlerin doğrudan 13 / 30

doğruya veya dolaylı olarak idaresinde etkili olabilecekleri şirketler ile yabancı bir devlet için veya yabancı bir devlet adına hareket eden şahısların petrol faaliyetlerinde bulunamayacakları, mülk edinemeyecekleri ve tesis kuramayacakları vardı. Bu, yabancı bir devletin gelip bizim petrollerimiz üzerinde egemenlik hakları elde etmemesi için vardı. Bu da yasadan tamamen çıkarıldı. Ve isteyen şirket gelip Türkiye de arama ve üretim yapabilecek. Zaten Türkiye 18 petrol bölgesine ayrılmış idi. Bu yeni yasa ile sâdece 2 bölgeye ayrıldı; kara ve deniz olarak. Buralarda 30 yıllık işletme hakkı bu ruhsatı alan şirketlere tanındı, hatta talep hâlinde 2 sefer 10 ar yıllık uzatma ile 50 yıllık bir işletme, üretim hakkı bu şirketlere tanınmış oldu. Yine eski yasada bir şirketin bir bölgede alabileceği ruhsat sayısı 8 ile sınırlıydı. Bu sınırlamada kaldırıldı. Bunun anlamı şu, bir şirket gelip sizin, bu devlet şirketi de olabilir az evvel söylediğim gibi, kara sahalarınızın tamamını kapatabilir ve 50 yıl boyunca buradaki petrolün aranması, üretimi üzerinde söz sâhibi olabilir. Petrolün ömrünün yaklaşık 40 yıl olduğu düşünülürse, Türkiye deki petrollerin tamamının bir şirketin eline geçmesi yâni tekelleşmesi söz konusudur. Bu inanılmaz tehlikeleri beraberinde içermektedir. Yine yeni yasada devlet payı yüzde 2 ile 12 arasında belirlendi. Dünyanın her yerinde çıkarılan petrolden devlet payı alınır ve bu devlet payları örneğin Amerika da yüzde 16-17, Ürdün de yüzde 40, Gürcistan da yüzde 40, Venezüella da yüzde 20-25 tir. Ve rezervlerin azalması ve petrol fiyatlarının artmasıyla birlikte devlet payları giderek yükselmektedir. Bizde ise yüzde 12.5 olan devlet payı yüzde 2 ile yüzde 12 arasında belirlendi. Dolayısıyla devlet payı düşürülmüş oldu, düşürülmekle kalmayıp ilâve indirimler getirildi. Karada, denizde ya da üretilen petrolün gravitesine göre indirimler getirildi. Yâni bu yüzde 2 lik 14 / 30

pay yüzde1 e kadar inebiliyor. Dolayısıyla devletin petrolden elde edeceği gelirler azalmış oluyor bu şekilde. Hatta burada bu devlet payı miktar olarak değil, değer olarak ödeniyor. Yâni kuyu başı maliyeti yâni üretim maliyeti üzerinden devlet payı ödeniyor. Petrolü üretim maliyeti diyelim ki 12 dolar, size varil başına 12 dolardan devlet payını ödüyor. Ama aynı şirket bu çıkardığı petrolü size satarsa, piyasa fiyatı üzerinden yâni 60 dolar üzerinden satıyor. Böyle bir avantajda bu şirketlere tanındı. Ayrıca yaptıkları yatırımı karşılayıncaya kadar gelir vergisinden, kurumlar vergisinden muaf tutuldu ve şirketlerin ödeyecekleri verginin üst limiti yüzde 40 olarak kondu. Ayrıca bu şirketlere Türkiye nin her yerinde sınırsız arama hakkı getirildi, askerî tesisler hariç. Sizin tarihî mekânınızda, dinî mekânınızda, sınırlarınızda, şehir merkezlerinde istedikleri her yerde arama ve üretim hakkı sınırsız bir şekilde sâhip olacaklar yeni petrol kanunu ile. Bunlarla da yetinilmedi, şirketlerin yurtdışından işçi getirmeleri serbest bırakıldı. Yine gemi ve gemi personeli getirilmesi de, kabotaj kanunu bypass edilerek serbest bırakılmış oldu. 2023- O zaman bu kanundan Türkiye ne kazanıyor? M. Öztaşkın- Bence hiçbir şey kazanmıyor. Eğer biz bu çıkarılan petrolden yüzde 2 pay alacaksak ve üretilen petrolün tamamı da yurtdışına götürülebilecekse ayrıca şirketler kâr transferleri yapılacaksa, o zaman bırakalım da petrol toprağın altında kalsın. 15 / 30

2023- Bir de BOTAŞ meselesi var: BOTAŞ ın da özelleştirilmesi söz konusu. M. Öztaşkın- BOTAŞ, boru hatlarıyla petrol ve gaz taşımacılığı faaliyetinde bulunan bir şirkettir. Şimdi Türkiye deki doğalgaz alım anlaşmaları BOTAŞ aracılığı ile yapılmıştır. 2001 de çıkan doğalgaz piyasası kanunuyla BOTAŞ ın gaz alım sözleşmelerindeki payı 2010 a kadar yüzde 20 ye indirilecek ve dün de Shell le 2.5 milyon lotluk bir devir sözleşmesi imzalandı. Sırada bekleyen 4-5 tane şirket var. Ayrıca 2009 yılına kadar yine bu doğalgaz piyasası kanununa göre BOTAŞ ikiye bölünüyor: İletim hatları ve ticarî faaliyetler olmak üzere. Bu ticarî faaliyetlerin tamamı özelleştiriliyor elimizde sâdece iletim hatları kalıyor. Yine bu da BOTAŞ ı aynen TPAO örneğinde olduğu gibi güçsüzleştirme politikasıdır ve giderekte bizce yok etme politikasıdır. Çünkü BOTAŞ ın yine en kârlı alanlarını özelleştiriyorsunuz. 2023- Yâni bir anlamda elektrik sektöründe olan TEAŞ ın başına gelen BOTAŞ ın başına da geliyor. M. Öztaşkın- Aynı, aynı. Büyük yatırımlar yapıyorsunuz o yatırımların geri dönüşü işte ticarî faaliyetlerinizde, dağıtım şirketlerinizde geri dönmeye başlarken onları özelleştiriyorsunuz. Zaten Esgaz ve Bursagaz özelleşmişti. Ayrıca Hükûmet şu anda BOTAŞ ı elektrik fiyatlarını belirli bir düzeyde tutmada bir araç olarak kullanıyor. Çünkü santraller BOTAŞ tan aldıkları gazın parasını ödemiyorlar ve şu anda 8.5 milyar YTL lik BOTAŞ ın bir alacağı var. Bu 16 / 30

alacağın en büyüğü Elektrik Üretim AŞ dendir yâni santrallerdendir ve aynı zamanda hükümet, Ankara Büyükşehir Belediyesi ni de BOTAŞ aracılığıyla finanse etmektedir. Ve bu alacaklar, kamu alacakları olmasına rağmen ne yazık ki tahsil edilememektedir ve icra yoluyla bunlar alınamamaktadır. Hükümet bir yerde BOTAŞ ın kaynaklarını kendi siyasî politikalarına araç etmektedir. Bu anlamda da BOTAŞ güçsüzleştirilmektedir. BOTAŞ şu anda çalışanlarının maaşlarını kendi kaynaklarıyla ödeyememektedir ve kredi kullanmaktadır. Bu filmi 1980 li, 90 lı yıllarda çok gördük. Zaten kamu şirketlerinin birçoğu bu şekilde borçlandırılarak çökertilmiş, özelleştirilmiştir. Şimdi aynısı BOTAŞ ta uygulanmaktadır. BOTAŞ ın da bir devlet şirketi olarak kalması gerekir, gaz alım anlaşmalarının devlet eliyle yapılması gerekir. Çünkü karşınızdaki şirketlerin tamamı az evvel söylediği gibi devlet şirketleridir. Bugün biz doğalgazın yüzde 63 ünü Rusya dan alıyoruz, aldığımız şirket Gazprom bir devlet şirketidir. İran da da devlet şirketidir, Cezayir den sıvılaştırılmış doğalgaz alıyoruz bu da devlet şirketidir. Dolayısıyla devlet şirketleri pazarlıklarda avantajlı olabiliyorlar, çünkü o ülkenin gaz alımı yaptığı ülkeyle olan ekonomik ilişkileri, siyasî ilişkileri birçok faktör belirleyici olabiliyor. Sâdece ticarî ilişkiler ön plânda olmayabiliyor başka ilişkilerde fiyatı belirleyebiliyor. Dolayısıyla bu gaz alım anlaşmalarının özel sektörü devredilmesi hemen şimdi değil ama ileride Türkiye nin daha da pahalı doğalgaz tüketmesine neden olacaktır. Dolayısıyla biz BOTAŞ üzerinde oynanan bu politikalardan 17 / 30

vazgeçilmesini talep ediyoruz, ayrıca BOTAŞ siyasî kadrolaşmada da bir araç olarak ne yazık ki bugün kullanılıyor ve BOTAŞ ın kaynakları verimli bir şekilde kullanılmıyor. 2023- Türkiye ne yapmalı? M. Öztaşkın- Tabiî Türkiye ne yapacak? Türkiye petrol ve doğalgazda dışa bağımlı bir ülke ve yılda 20 milyar dolar civarında bir kaynak aktarmaktayız. Onun için gerek Türkiye enerji politikalarını az evvel söylediğimiz gibi belirlenmeli ve bu politikalar devlet şirketleri aracılığıyla uygulanmalıdır. BOTAŞ ve TPAO kamuda kalmalı ve ülke kaynaklarının sonuna kadar verimli bir şekilde değerlendirebilecek stratejiler izlenmeli. Enerji kaynaklarından katma değeri yüksek hangi ürünleri üretebiliyorsak, bu rafineri olur petrokimya olur diğer uç ürünler olur, bunları üretmemiz gerekir. Tabiî ki bu anlamda yatırımların artırılması ve alternatif enerji kaynaklarının, yenilenebilir kaynaklarının devreye sokulması gerekir. Ayrıca toplumda enerji tasarrufuna ilişkin bir bilinç oluşturulması gerekir. Ki bu sâdece petrol kaynaklarımızın azlığı ile ilgili bir ihtiyaç değildir küresel ısınmaya da alınacak bir tedbirdir. Tüketen bir toplumdan ziyade bilinçli tüketen bir toplum anlayışının yerleştirilmesi gerekiyor. Okullarda öncelikli olarak bunların çocuklara öğretilmesi gerekiyor. 18 / 30

16 Mart 1954 tarih ve 6326 Sayılı Petrol Kanunu ile 17 Ocak 2007 Tarih ve 5574 Sayılı Türk Petrol Kanunu nun Karşılaştırılması: - 6326 Sayılı Petrol Yasası nın Bölüm 1: Mülkiyet ve Maksat başlığı, 17.1.2007 tarih ve 5574 Sayılı Petrol Yasası nda Mülkiyet ibaresi kaldırılarak, Amaç, Kapsam ve Tanımlar olarak değiştirilmiştir. 6326 Sayılı Petrol Yasası nın 1. maddesinde yer alan, Türkiye deki petrol kaynakları devletin hüküm ve tasarrufu altındadır hükmü, yeni yasada 3. maddede yer almaktadır. Daha çok ticarî faaliyetlerin öne çıkarıldığı bu yeni yasada, petrol sektöründe mülkiyet kavramına olumsuz yaklaşım, yasanın tümüne yansımaktadır. - 6326 Sayılı eski yasanın 2. maddesinde; bu kanunun amacı, Türkiye Cumhuriyeti petrol kaynaklarının millî menfaatlere uygun olarak, hızla, sürekli ve etkili bir biçimde aranmasını, geliştirilmesini ve değerlendirilmesini sağlamaktır denilirken, 5574 Sayılı Yasa nın 1. maddesinde, millî menfaatlere uygun olarak ibaresi çıkarılmıştır. 19 / 30

Bununla petrol sektörüne ilişkin faaliyetlerde, ülke çıkarına uygunluk ilkesi terk edilerek, petrol faaliyetlerinde piyasaya sunum, kullanım ve şirketlerin ticarî kazançları belirleyici olmaktadır. - 6326 Sayılı Yasa nın 3. maddesinin 2. fıkrasındaki; Türk Silâhlı Kuvvetleri ve Türkiye nin diğer kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişiliklerin ve Türkiye deki tasfiyehanelerin, petrol tasfiye etmek için kullandıkları petrol ve Türkiye hudutları ve karasuları dâhilinde her türlü yabancı kara, deniz ve hava vâsıtalarına verilen petrolün tümüne, Memleket İhtiyacı denilir tanımı, yeni petrol yasasında yer almamaktadır. Dünya ülkelerinde ülke gereksinimi olarak bulundurulan ulusal ham petrol ihtiyacı, miktar olarak kalktığı gibi, kavram olarak dahi bu yasada yer almamaktadır. - 6326 Sayılı Yasa nın 4. maddesinin 1. fıkrasında; talebin millî menfaatlere uygun olması kriteri, Yeni Yasa nın bu konuyu düzenleyen 3. maddesinden çıkarılmıştır. Petrol hakkı talebinde başvuranın, mâlî yeterliliği, iş ve yatırım programı yeterli ölçüt olarak görülmektedir. Kamu yararı/toplumsal çıkar gözetilmemektedir. - 6326 Sayılı Yasa nın 6. maddesindeki; Petrol ile ilgili; 20 / 30

müsaade, arama ve işletme ruhsatnamesi alma hakkı devlet adına Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı na (TPAO) âittir, hükmü iptal edilerek, yeni yasada yer almamıştır. Böylece tek kamu petrol şirketimiz olan TPAO nun, özelleştirilmesinin önü açılmaktadır. Ayrıca ülkemiz, ulusal enerji politikalarının oluşturulmasını ve uygulanmasını sağlayacak önemli bir aracından/kurumundan mahrum kalmaktadır. - 6326 Sayılı Yasa nın 12. maddesindeki; Millî Menfaatin Korunması ibaresi ile yine aynı maddenin 1. fıkrasındaki yabancı devletlerin doğrudan doğruya veya dolaylı olarak idaresinde etkili olabilecekleri şirketleri ile yabancı bir devlet için veya yabancı bir devlet adına hareket eden şahısların, petrol faaliyetlerinde bulunamayacakları, mülk edinemeyecekleri, tesis kuramayacakları hükmü, yeni yasada yer almayarak iptal edilmiştir. Böylece son derece stratejik bir alan olan petrol sektöründe, yabancı devlet ve şirketlerin egemenliğinin önündeki engeller de kaldırılmaktadır. Aynı zamanda, ulusal çıkarın korunması ilkesi kaldırılırken, uluslararası petrol şirketlerine önemli avantajlar sağlanmaktadır. - 6326 Sayılı Yasa nın 13. maddesinin 1. fıkrasındaki; petrol hakkı sâhipleri, 1.1.1980 tarihinden sonra keşfettikleri petrol sahalarında ürettikleri ham petrol ve doğal gazın tamamı üzerinden kara sahalarında yüzde 35 ini ve deniz sahalarında yüzde 45 ini ham veya mahsul olarak ihraç etmek hakkına 21 / 30

sâhiptirler. Geri kalan kısım ile 1.1.1980 tarihinden önce bulunmuş sahalardan üretilen ham petrol ve doğal gazın tamamı ve bunlardan elde edilen petrol ürünleri memleket ihtiyacına ayrılır hükmü iptal edilmiş olup, yeni yasada yer almamaktadır. Dolayısıyla yeni yasayla, memleket ihtiyacına yönelik miktarın ayrılması zorunluluğunun kaldırılması, yabancı petrol şirketlerine, ülkemizde ürettikleri ham petrol ve doğal gazın tamamını yurt dışına ihraç etme olanağı sağlanmıştır. Bu durumda, olağanüstü durumlarda dahi ülkemizin ham petrol ihtiyacının karşılanması, piyasanın ve petrol tekellerinin insafına terk edilmektedir. - 6326 Sayılı Petrol Kanunu nun 45. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; Bölge Taksimatı Bakanlar Kurulu nun yetkisindedir. Türkiye 18 petrol bölgesine ayrılmıştır, düzenlemesi, iptal edilmiştir. 5574 Sayılı Türk Petrol Kanunu nun 12. maddesinde ise Türkiye, kara ve deniz olmak üzere 2 petrol bölgesine ayrılır biçiminde değişiklik yapılmıştır. - 6326 Sayılı Yasa nın 53. maddesinin 1. fıkrasındaki Bir arama sahası, 50 hektardan fazla olamaz hükmü, yeni yasada, karalarda 100 bin, denizlerde 1 milyon hektar olarak değiştirilmiştir. 22 / 30

Yine 53. maddenin 2. fıkrasında; Bir bölgede bir tüzel kişi aynı zamanda 8 arama ruhsatnamesine sâhip olabilir. Ancak TPAO, toplam ruhsat adedi petrol arama bölge sayısının on katını aşmamak kaydıyla, her bölgede en çok 12 adet arama ruhsatı alabilir hükmü yeni yasada yer almamıştır. 5574 Sayılı Yasa nın 16. maddesiyle arama ruhsatındaki sınırlama kaldırılmıştır. Gerek TPAO nun ruhsat sayısındaki avantajlı konumunun kaldırılması, gerekse ruhsat sayısının ve ruhsat alanının sınırlandırılmaması, büyük sermayeli ve güçlü uluslararası petrol şirketlerinin lehine ruhsat tekelleşmesine yol açacaktır. - 6326 Sayılı Yasa nın 55. maddesinin 1. fıkrasında, bir arama ruhsatnamesinin süresi 4 yıldır hükmü, yeni yasada karalarda 5 yıl, denizlerde 8 yıl olarak değiştirilmiştir. - 6326 Sayılı Yasa nın 56. maddesinde; Arayıcı her arama sahası için Devlet Hakkı ödemekle yükümlüdür. Devlet Hakkı, arama sahasının hektarı başına yılda; 1,2,3 üncü yıllar için 400 4. ve 5. yıllar için 800 5 yıldan sonra her yıl için 1200 TL dir. 23 / 30

Bakanlar Kurulu, bu miktarları 10 katına kadar artırabilir. Denizlerde su derinliği ve çalışma şartları göz önüne alınarak, Bakanlıkça yüzde 50 oranına kadar azaltılabilir olarak yer alan düzenleme, 5574 Sayılı Yasa nın 18. maddesinde aramacılar, devlet hakkından tamamen muaf tutulmakta ve işletmeciler, yılda hektar başına 1 YTL Devlet Hakkı ödemekle yükümlüdür. Denizlerde bu miktar dörtte bir oranında tahsil edilir şeklinde değiştirilmiştir. - 6326 Sayılı Yasa nın 64. maddesinin 5. fıkrasında yer alan; Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (PİGM), müzayedeye çıkmazdan önce, TPAO ya bu sahanın işletme ruhsatnamesini isteyip istemediğini TPAO ya sorar. TPAO nun talebi hâlinde, saha müzayedeye çıkarılamaz ve işletme ruhsatı TPAO ya verilir, hükmü, iptal edilerek, TPAO nun sâhip olduğu bu olanak da elinden alınmıştır. - 6326 Sayılı Yasa nın 76. maddesinin 1. fıkrasındaki; Bir arayıcı veya işletmeci, arama veya işletme sahasından istihsal edip depoladığı petrolün sekizde birini (%12,5) Devlet Hissesi olarak ödemekle mükelleftir hükmü, yeni yasanın 19. maddesinde şöyle düzenlenmiştir; Bir arayıcı veya işletmeci, tek rezervuar olarak tanımlanmış 24 / 30

üretim sahasından ürettiği petrolden, aşağıda belirlenen dilimler arasında aylık net üretimin gün sayısına bölünmesiyle bulunan günlük üretim miktarlarına göre tespit edilen oranlarda devlet hissesi ödemekle yükümlüdür. Devlet hissesi aşağıda belirtilen oranlardadır: Karalarda: Üretim sahası bazında Üretim sahası bazında Ham petrol üretimi Doğal gaz üretimi (Varil/Gün) (M3/Gün) 500'e kadar % 2 85 000'e kadar % 3 501-2 000 için % 4 85 001-340 000 için % 6 2 001-5 000 için % 6 340 001-750 000 için % 8 5 001-10 000 için % 8 750 001-1 500 000 için % 10 10 000'den fazla için % 12 1 500 000' den fazla için % 12 Denizlerde: Üretim sahası bazında Üretim sahası bazında Ham petrol üretimi Doğal gaz üretimi (Varil/Gün) (M3/Gün) 25 / 30

20 000 e kadar % 2 3 300 000' e kadar % 3 20 001-50 000 için % 6 3 300 001-8 200 000 için % 6 50 001-100 000 için % 8 8 200 001-16 400 000 için % 8 10 001-150 000 için % 10 16 400 001-24 600 000 için % 10 150 000'den fazla için % 12 24 600 000'den fazla için % 12 Su derinliği; 0 metre ile 500 metre arasındaki sahalardan yapılan üretimden % 5, 501-1000 metre arasındaki sahalardan yapılan üretimden % 10, 1001 metre ile 1500 metre arasındaki sahalardan yapılan üretimden % 20, 1500 metreden fazla olan sahalardan yapılan üretimden %30 oranında daha az devlet hissesi alınır. Gravitesi 16 API dan az olan ham petrolden % 50 oranında daha az devlet hissesi alınır. 6326 Sayılı Petrol Kanunu nda; yüzde 12,5 olan Devlet Hissesi nin kademeli olarak yüzde 2 ye kadar düşürülmesinden ülkemizin yıllık gelir kaybı, milyon dolarlarla ifâde edilebilir. Örneğin; karalarda yapılacak günde 500 varil ham petrol üretiminden 6326 Sayılı Yasa ya göre alınacak devlet hissesinin 26 / 30

miktarı, 62,5 varil ve ortalama 50 dolar/varil üzerinden değeri 3.125 dolar iken; yeni yasada getirilen şekli ile devlet hissesi miktarı 10 varile ve parasal değeri 500 dolar olacaktır. Burada devletin günlük gelir, kaybı 2.625 dolar olacaktır. Yâni ülkemizde üretilen ham petrolden elde edilecek gelirin, yüzde 84 ü petrol tekellerine aktarılacaktır. Denizlerde ise bu kayıp, daha büyük rakamlara ulaşacaktır. Denizlerde günde 20.000 varil ham petrol üretiminden alınacak devlet hissesi; miktarı, 6326 Sayılı Yasa ya göre (yüzde 12,5); 2.500 varil ve 50 dolar/varil üzerinden parasal değeri 125.000 dolar iken, 5574 Sayılı Türk Petrol Kanunu ndaki düzenleme ile devlet hissesi miktarı 400 varile ve değeri 20.000 dolara düşecektir. Devletin gelir kaybı günlük 105.000 dolar olacaktır. Ayrıca 1500 metre su derinliği indirimi sonrasında ise bu miktar 320 varile ve parasal değeri 16.000 dolara düşecektir. 6326 sayılı yasa ile karşılaştırıldığında, ülkemizin sâdece günlük gelir kaybı, 109.000 dolara ulaşacaktır. - 6326 Sayılı Petrol Yasası nın vergilendirme ile ilgili 95. maddesinin 1. fıkrasında; Petrol hakkı sâhibi yürürlükte bulunan bütün vergi, resim ve harç kanunları ile Vergi Usül Kanunu hükümlerine, bunların ek ve tadillerine ve bunların 27 / 30

yerine kaim olacak kanunlara tâbidir. Şöyle ki; bunların net kazançları üzerinden ödemekle mükellef bulundukları vergiler ve hissedarlar adına yapmaları gereken gelir vergileri kesintisinin toplamı, %55 i geçemez denilmektedir. Yeni Petrol Kanunu nun 22. maddesinde ise; petrol şirketlerine, petrol faaliyeti için yaptıkları yatırımın transfer tarihindeki cârî kur üzerinden, dışarıya transferi tamamlanıncaya kadar, devlet hissesi hariç, Kurumlar ve Gelir Vergisi nden muaf olacakları, safi kazançları üzerinden ödemekle mükellef oldukları vergiler toplamının %40 oranını geçemeyeceği ve KDV istisnaları gibi çeşitli vergi muafiyetleri getirilerek, ülkemizde önemli gelir kayıplarına yol açılmaktadır. - 5574 Sayılı Yeni Yasa nın 25. maddesindeki Yabancı Personel Çalıştırılmasına ilişkin düzenleme ile; Bir petrol hakkı sâhibi, petrol işlemi için gereken yabancı personeli, Genel Müdürlüğün uygun görüşü ve İçişleri Bakanlığı nın izni ile, 27/2/2003 tarihli ve 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun hükümlerine bağlı olmaksızın çalıştırabilir hükmü getirilmiştir. Bu uygulama ile; ülkemize gelen yabancı sermaye yatırımının, ülkemizdeki istihdama katkısı olmayacaktır. 28 / 30

Yabancı petrol şirketlerinin inisiyatif ve tasarruflarının belirleyici olacağı bu yasa ile, yabancıların çalıştırılmasına ilişkin ulusal hukuk etkisiz ve işlevsiz kalmaktadır. Ayrıca, uluslararası petrol şirketleri aracılığıyla, Türkiye nin yerine diğer ülkelerin işsizlik sorunu çözülmektedir. - 6326 Sayılı Yasa nın 122. maddesinde; doğal afet, savaş, isyân olarak sayılan mücbir sebeplere, 5574 Sayılı Yasa nın 26. maddesiyle; grev, lokavt ve toplumsal olaylar ibareleri de eklenmiştir. Bu düzenleme ile emekçilerin, yasal hakkı olan grev ve halkımızın insan sağlığı ve çevre gibi konularda bile duyarlılığını ifâde etmesine yönelik demokratik hak arama yolları engellenmektedir. Ayrıca yeni yasada getirilen yeni bir düzenleme ile; Kalkınmada öncelikli illerin sosyo-ekonomik kalkınmasına katkı sağlayacak devlet hisselerinden, o illere pay verilmesi aracılığıyla karalarda elde edilen devlet hissesinin %50 si, işletme ruhsatının bulunduğu ilin Özel İdaresinin açtıracağı hesaba aktarılacaktır. 29 / 30

- 6326 Sayılı Yasa da yer alan; sınırlara 5 km mesafede tarihî, dinî yer veya tesise, su tesisine, bir yol veya umumî geçide 60 metre mesafede, şehir veya kasaba Belediye İmar Yasası dâhilinde petrol faaliyeti, Bakan müsaadesi olmadan yapılamaz hükmü, iptal edilerek yeni yasada yer almamaktadır. Yâni, yabancı petrol şirketlerine ülkemizin her yerinde sınırsız bir biçimde faaliyette bulunma hakkı tanınmaktadır. Kısaca, ruhsatlarda tekelleşme, ülke ihtiyacının karşılanması için, bulundurulması gereken ham petrolde ihracat sınırlamasının kaldırılması, yabancı bir devletin/şirketin petrol bulması durumunda; ürettiği ham petrolün tamamını ihraç edebilmesi, üretilen ham petrolden alınacak devlet hissesinin, yüzde 2 lere kadar düşürülmesiyle milyon dolarlara ulaşan gelir kayıplarına yol açacak olan bu yasa, hangi ülkenin menfaatini korumaktadır?18.8.2008 Kaynak:2023 Dergisi Sayı:71 30 / 30