Devlet Piyasaların Gelişmesine Nasıl Yardımcı Olabilir *



Benzer belgeler
FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN KAMU ALTYAPI YATIRIMLARININ SERMAYE PİYASALARI ARACILIĞIYLA FİNANSMANI KONULU

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

Özet Tanıtım Dokümanı

Özet Tanıtım Dokümanı

BÖLÜM KÜÇÜK İŞLETMELERİN SORUNLARI VE ÇÖZÜM YOLLARI

Liberalleşmenin Türkiye Enerji. 22 Şubat 2012

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2

SERMAYE PİYASALARI VE FİNANSAL KURUMLAR

FİNANSAL PİYASALAR VE KURUMLAR. N. CEREN TÜRKMEN

ÜNİTE:6 Teknik Analiz ÜNİTE:7 Yatırım Politikaları ÜNİTE:8 Yatırım Şirketleri

BÖLÜM BANKALARIN FAALİYET ALANLARININ GELİŞİMİ

Dünya Bankası Finansal Yönetim Uygulamalarında Stratejik Yönelimler ve Son Gelişmeler

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır.

Dersin Amacı: Bilimsel araştırmanın öneminin ifade edilmesi, hipotez yazımı ve kaynak tarama gibi uygulamaların öğretilmesi amaçlanmaktadır.

PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ YATIRIM MALĐYETLERĐ AÇIKLIK EKO OMĐK VE POLĐTĐK ĐSTĐKRAR FĐ A SAL ĐSTĐKRAR

FİNANSAL KURUMLAR PARA PİYASASI KURUMLARI

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

KAMU ÖZEL ORTAKLIĞI PROJE FİNANSMAN SİSTEMİNE FİNANS SEKTÖRÜNÜN BAKIŞI

TÜRKİYE DE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARININ KORUNMASI : ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIMLARA ETKİLER RAPORU

Genel Görünüm. ABD, Euro Bölgesi, İngiltere ve Japonya merkez bankaları da kısa dönemde faiz artırımı yapmayacaklarının sinyalini vermişlerdir.

FİNANS PORTFÖY TÜRKİYE YÜKSEK PİYASA DEĞERLİ BANKALAR HİSSE SENEDİ YOĞUN BORSA YATIRIM FONU'NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU

T.C. İSTANBUL KALKINMA AJANSI

Indorama Ventures Public Company Limited

Yatırımcılara dünyayı vadediyoruz.

Bir Bakışta Proje Döngüsü

Prof. Dr. Güven SAYILGAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Fon Bülteni Ekim Önce Sen

FİNANSAL YÖNETİME İLİŞKİN GENEL İLKELER. Prof. Dr. Ramazan AKTAŞ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

FİNANSAL SİSTEM DÜZENLEMELERİ VE EKONOMİK BÜYÜME

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN DEĞİŞİM SÜRECİNDEKİ TÜRK FİNANS SEKTÖRÜ KONULU KONUŞMA METNİ

TÜRK-ARAP SERMAYE PİYASALARI FORUMU 2013 TÜRKİYE

Finansal Piyasalar ve Bankalar

GENEL DEĞERLENDİRME TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

Şeffaflık, Sürdürülebilirlik ve Hesap Verilebilirlikte Yeni Yaklaşımlar: Finansal Raporlama ve Denetim Penceresinden Yeni TTK

KATILIMCILARA DUYURU

FİYAT İSTİKRARI ACI KAHVE

Finans Portföy Türkiye Yüksek Piyasa Değerli Bankalar Hisse Senedi Yoğun Borsa Yatırım Fonu'NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU. Fon'un Yatırım Amacı

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Madde 1.1 in birinci paragrafı aģağıdaki Ģekilde güncellenmiģtir.

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

I. Uluslararası Parasal Ortam 1

Döneminde Türk Bankacılık Sektörü

İlgi: B.06.1-ABG / Sayılı, tarihli Mektubunuz

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

Bölüm 1. Reel ve Finansal Varlıklar. Yatırımlar: Temel Kavramlar. Reel ve Finansal Varlıklar

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 3

TARIM POLİTİKASININ ARAÇLARI Ulusal Tarım Politikası Araçları

YÖNT 101 İŞLETMEYE GİRİŞ I

Konuşmamda sizlere birkaç gün önce açıklanan İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planı hakkında bilgi vereceğim.

DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DÜNYA BANKASI PROJELERİ DAİRESİ

Dar Kapsamlı Sermaye Piyasası Mevzuatı ve Etik Kurallar

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

FİNANS PORTFÖY BIST-30 ENDEKSİ HİSSE SENEDİ YOĞUN BORSA YATIRIM FONU'NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU. Fon'un Yatırım Amacı

SERMAYE PİYASASI HUKUKU

Sunum Başlığı Arial Regular 20 pt. Departman Ad/Panel/Yer Tarih

Canan Ercan Çelik TEİD, Yönetim Kurulu Üyesi Borusan Holding Kurumsal Fonksiyonlar Başkanı

EGE ÜNİVERSİTESİ - EBİLTEM TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ

Original Sin olgusu ve BRIC-T ülkelerinin Dış finansmana Dayalı Kalkınması. Tahsin BAKIRTAŞ

SARDİS MENKUL DEĞERLER A.Ş. Sayfa No: 1 SERİ:XI NO:29 SAYILI TEBLİĞE İSTİNADEN HAZIRLANMIŞ YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

Banka Bilançosunun Özellikleri Pazar, 26 Aralık :24

Özet Tanıtım Dokümanı

Evrensel Taşınmaz Geliştirme ve Ticaret Ltd. Şti.

KURUMLAR KISA ÖZET KOLAYAOF

FİNANS DANIŞMANLIĞINA İHTİYACINIZ VAR MI?

EGELİ & CO.: REEL YATIRIMLAR İÇİN YERLİ ve YABANCI FİNANSAL YATIRIMCIYI TARIM SEKTÖRÜNE ÇEKECEĞİZ

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

Bölüm 4. İşletme Analizi, İşletmenin içinde bulunduğu mevcut durumu, sahip olduğu varlıkları ve yetenekleri belirleme sürecidir.

ORAN ANALİZİ 8. VE 9. HAFTA

Sınai Mülkiyet Hakları, Önemi,

Bölüm 1. Para, Banka ve Finansal Piyasaları Neden Öğrenmeliyiz?

Rekabet Kurumu Başkanlığından :

ÖNGÖRÜLEBİLİR PİYASA PERSPEKTİFİNDEN DOĞALGAZ PİYASASINDA REKABET

EURO MENKUL KIYMET YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş DÖNEMİNE AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU

ÜNİTE:1. İktisadın Temel Kavramlarına Giriş ÜNİTE:2. Arz, Talep ve Piyasa Dengesi ÜNİTE:3. Talep ve Arz Esneklikleri ve Uygulamaları ÜNİTE:4


Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı. Dr. Vahdettin Ertaş. Finansal Erişim Konferansı. Açılış Konuşması. 3 Haziran 2014

Kyoto Protokolü nün Onanması (Taraf Olunması) ve Uluslararası İklim Rejiminin Geleceği ile İlgili Bazı Politik ve Diplomatik Noktalar

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ ENERJİ TÜKETİMİ

İçindekiler kısa tablosu

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

QNB FİNANS PORTFÖY BORÇLANMA ARAÇLARI FONU'NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU. Fon'un Yatırım Amacı

ANKARA KALKINMA AJANSI.

KAMU ALIMLARINDA YOLSUZLUĞU ÖNLEME (BÖLÜM 1) OECD Resmi Olmayan Çeviri: Gülgün DEMİRCİ Mali Hizmetler Uzmanı

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

Makro Veri. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre -5,6 puan olan dış ticaretin büyümeye katkısını daha yüksek olarak hesaplamamızdan kaynaklandı.

BİLGİ BİRİKİMİ ALANLARI İşi yapmak için bilinmesi gereken bilgiler

Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar

PERFORMANS SUNUŞUNA İLİŞKİN TANITICI BİLGİLER, PERFORMANS BİLGİSİ VE DİPNOTLAR 1-4 A TANITICI BİLGİLER 1-2 B PERFORMANS BİLGİSİ 3 C DİPNOTLAR 4

%25 DEVLET KATKISI / anadoluhayat.com.tr

ULUSLARARASI MUHASEBE STANDARTLARINA GÖRE İNŞAAT/TAAHHÜT İŞLETMELERİ MUHASEBE EĞİTİMİ PROGRAMI

8.0 PLANLAMA UYGULAMA ARAÇLARI

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/165 Ref: 4/165

1. Uygulamanın Amaçları

Bölüm 1 Firma, Finans Yöneticisi, Finansal Piyasalar ve Kurumlar

Yeşil Kitap Çerçeve, Temel Bulgular ve Politika Önerileri

FİYAT TESPİT RAPORUNA İLİŞKİN ANALİST RAPORU 7 Kasım 2014

Transkript:

çeviri Devlet Piyasaların Gelişmesine Nasıl Yardımcı Olabilir * Brian Levy Hükümetlerin, tarih boyunca, iktisadi faaliyetler karşısında farklı yaklaşımlar geliştirdiği ve bırakınız yapsınlar (laissez-faire) anlayışından emir komuta (command and control) ekonomisine kadar uzanan bir çeşitlilik içinde, müdahalenin farklı derecelerine tekabül eden roller üstlendiği gözlenmektedir. İktisadi kalkınmayı destekleme bağlamında, bu yaklaşımlardan bazılarının diğerlerine göre daha başarılı olduğu kanıtlanmıştır. Bununla birlikte, yaşanan tecrübeler, herhangi bir yaklaşımın tek doğru yaklaşım olmadığını ve her zaman her yerde doğru sonuçlar vermeyeceğini ortaya koymaktadır. Devlet ile piyasanın birbirini tamamlayıcı fonksiyonlar üstlendikleri ve devletin, piyasanın gelişmesini sağlayan temel unsur olduğu (örneğin devlet, mülkiyet haklarını tanımlamakta ve korumaktadır) genel olarak kabul edilmekte ise de, devletin yasal düzenleme ve sanayi politikası gibi alanlarda ne yapması ve nasıl yapması gerektiğine ilişkin anlaşmazlıklar halen devam etmektedir. Mülkiyet Hakları Mülkiyet hakları (property rigts) menkul değerlerin kullanma hakkını, onların başkaları tarafından kullanılmasını onaylama veya yasaklama hakkını, bu değerler sayesinde üretilen geliri biriktirme hakkını ve bu değerleri satma hakkını içermektedir. Bu haklar, yeterli ölçüde tanınmadığı takdirde, piyasalar gelişme gösteremezler. Mülkiyet hakları, hukuksuzluğu makul ölçülerde sınırlamayı (hırsızlıktan, şiddetten ve diğer haksız eylemlerden korunma) öngören toplumsal düzenlemeler ile anlaşmazlıkları çözecek adil ve önceden tahmin * Finance and Development, September 1997: 21-23 ** Bu makale, Türkçe ye, M. Kemal Aydın tarafından çevrilmiştir. Bilgi (2) 2000/1: 135-141

136 Çeviri edilebilir mekanizmalar oluşturulduğu ve iktisadi faaliyetler hükümetin keyfi uygulamalarından korunduğu takdirde güvence altına alınabilmektedir. Fakat çok sayıda ülkenin sözkonusu toplumsal düzenlemelerden yoksun olduğu gözlenmektedir. Dünya Kalkınma Raporu (1997) başlığı altında yapılan ve 69 ülkedeki özel işletmeleri kapsayan bir çalışmada, 27 ülkedeki işletmelerin üçlü lanet (triple curse) altında faaliyet gösterdikleri ifade edilmektedir: rüşvet/çürüme (corruption), suç (crime) ve önceden tahmin edilemez yargı sistemi (unpredictable judiciary). Bunlar, takdir edileceği gibi yatırımları engelleyici unsurlardır. Bir yerde biraz düzen var ise, devlet destekli kurumlar (state-sponsored instituti-ons) olmasa bile, orada kalkınma başlayabilir. Örneğin Avrupalı tüccarlar, faaliyetlerini yürütmek için, daha Ortaçağların başlarında kendi yasal kodlarını üretmişlerdir. Öte yandan, Çin deki klanların yaygın ve geniş ticaret ağları, formel olmayan toplumsal yürütme mekanizmalarının yirminci yüzyıldaki bir örneği olarak gösterilebilir. Bununla birlikte, işletmelerin daha kompleks hale gelmeleri durumunda, informel düzenlemelerin yetersiz kaldığı da bilinmektedir. Bu yetersizliği ortaya koymak için, ondukuzuncu yüzyılda, Birleşik Devletler in Vahşi Batı olarak bilinen Nevada sındaki madencilik işletmelerini örnek olarak ele alalım: Başlangıçta, sayıları bir kaç yüzü bulan madenci, gayrı resmi mülkiyet sözleşmelerini esas alarak ve kuralları yazıya dökmeksizin faaliyetlerini sürdürebilmişlerdir. Daha sonra zengin altın ve gümüş damarlarının bulunması yatırımcıların sayısını artırmış ve madenciliğe ilişkin kuralların yazılı olarak ortaya konmasını gerekli kılmıştır. Yüzeydeki cevherin tükenmesinin bir sonucu olarak, madencilik daha maliyetli (sermaye yoğun) bir faaliyet haline gelmeye başlayınca, madenciler, Birleşik Devletler in hukuk sistemine tamamen bağlanmayı öngören girişimlerde bulunmuşlar ve Nevada bir eyalet haline dönüşmüştür. Yasal sistemin mülkiyet haklarını destekleyici boyutu tapulardan ve menkul değerlerden, hisse senedi piyasalarını çalıştıran kurallara, fikri eserlerin korunmasına ve tekelleşmeyi önleyici düzenlemelere kadar bir dizi unsuru içermektedir. Bununla birlikte bu alanda yapılacak reformlar, güçlü kurumsal yapıdan yoksun olan ülkelerde sonuç vermeyecektir. Bilgilenme ve Koordinasyon Bilgilenme ve koordinasyon sorunları, mülkiyet hakları mükemmel biçimde tanımlanmış ülkelerde bile, piyasaların ve özel girişimciliğin gelişmesini sekteye uğratabilmektedir. Bilgilenme sorunu, oyunun kuralları açık bir biçimde telaffuz edilmediği için, bilgilenme ve anlama kaçınılmaz olarak sınırlı hale geldiği vakit ortaya çıkmaktadır. Örneğin kişiler veya kurumlar potansiyel ortaklarının dürüstlüğü hakkında yeterli bilgiye sahip olmayabilirler veya potansiyel olarak kâr getirebilecek olan fırsatların farkına varamayabilirler. Kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden kişiler ve firmalar, bilgiyi, ancak kayba uğramayacak iseler paylaşma eğiliminde oldukları için, koordinasyon imkânsız hale gelmektedir. Öte

Brian Levy: Devletler, Piyasaların Gelişmesine Nasıl Yardımcı Olabilir 137 yandan anlaşmalara uymama riski de, firmaların karşılıklı kazanç getirecek fırsatları geçirmelerini de güçleştirmektedir. Bununla birlikte, devletler, yasal düzenlemeler ve sanayi politikaları aracılığı ile bilgilenme ve koordinasyon sorunlarını azaltabilmektedirler. Bu alanlarda devletin ne kadar şey yaptığı, onun kurumsal yeteneklerini iki farklı biçimde yansıtmalıdır: 1. Kamu görevlilerinin ve kuruluşlarının teknik karmaşıklığı yönetme becerisi 2. Ülkede yürürlükte bulunan denetim mekanizmalarının ve dengelerin; kuruluşların, bürokratların ve siyasetçilerin verdikleri sözlerden caymalarını kısıtlama ve keyfi davranışlardan kaçınmalarını sağlama derecesi Kurumsal temelleri sağlam olan ülkelerde sözkonusu kısıtlamalar, bürokratların beklenmedik gelişmelere tepki vermesine müsaade eden birtakım esneklikler ile birlikte yürümektedir. Kurumsal temelleri zayıf olan ülkelerde ise, keyfi davranışların sınırlandırılmasını öngören mekanizmalar, ilerlemeyi güçleştirebilmektedir. Yasal Düzenleme İyi dizayn edildiği ve dikkatli bir biçimde uygulandığı takdirde, yasal düzenleme (regulation), toplumun, piyasanın ortaya koyacağı sonuçları, ortak çıkarları gözetecek biçimde etkileyebilmesini mümkün kılmaktadır. Nitekim: 1. Yasal düzenleme, çevreyi korumak için olduğu kadar, tüketicilerin ve çalışanların, bilgi çarpıklığının olumsuz sonuçlarından korunmasını sağlamak için de yapılmaktadır. 2. Yasal düzenleme, rekabeti yoğunlaştırıp yenilikleri hızlandıracağı gibi, monopolistik gücün kötüye kullanılmasını da engellemektedir. Daha geniş bir perspektiften bakıldığı vakit, yasal düzenlemenin, meşruiyetini sağlayarak ve hakkaniyetini güvence altına alarak piyasanın doğurduğu sonuçların toplum tarafından içselleştirilmesine yardımcı olduğu görülmektedir. Bununla birlikte, kötü dizayn edildiği takdirde yasal düzenleme, işletmelerin ve dolayısıyla toplumun büyük maliyetlere katlanmasına sebebiyet verebilmektedir. Örneğin yasal düzenlemenin belli tipleri, mülkiyet haklarının altını oyabilmekte, yolsuzluklara ve çürümeye ivme kazandırabilmekte, piyasalara girişleri engelleyebilmektedir. Ülkeler liberal politikalara yöneldikçe yasal düzenlemenin belli tiplerinin, ters sonuçlar doğurduğu için, terkedildiği görülmektedir. Buna mukabil, yasal düzenlemenin, birtakım değerli amaçlara hizmet eden tipleri korunmaya devam etmektedir. A. Kamu Hizmetlerinde Yasal Düzenleme Kamu hizmeti (utilities) üreten sektörlere ilişkin yasal düzenlemeler, teknoloji alanındaki

138 Çeviri radikal değişimlerden sonra bile önemini korumaktadır. Örneğin telekomünikasyon alanında sinyaller, farklı operatörlerin sahip olduğu çoklu şebeke sistemlerini takip etmektedir, enerji üreticileri, ortak taşıyıcı bağlantı hatlarını kullanarak tüketicilere ulaşmaktadır. Gerçek rekabet, düzenleyici kurallar birbirine bağlı olmayı mecbur kıldığı, bağlanma fiyatlarının nasıl belirleneceği açıklandığı vakit ortaya çıkabilmektedir. Yasal düzenleme, özel yatırımcıları müsadere (expropriation) riskine karşı koruyor olması açısından da hayati önem arz etmektedir. Kamu hizmetleri, hükümet politikasında meydana gelen değişikliklerden kolaylıkla etkilenmektedir. Çünkü bu hizmetleri sunan unsurların başka alanlarda kullanılmaları mümkün değildir. Düzenleyici bir çerçevenin yokluğunda yatırımcılar, hükümetlerin başlangıçta cazip gösterip sonra yüksek maliyetlere katlanmayı dayatmasından ötürü risk almaktadırlar. Açıkça tanımlanmış hareket tarzlarına uyumlu mükemmel bir mekanizma, potansiyel yatırımcıların ihtiyaç duyduğu yeniden sigortalamayı (re-assurance) sağlayabilmektedir. Telekomünikasyon alanında yapılan reformlar ülkeler itibariyle mukayese edildiğinde, kurumsal yetenekleri farklı seviyelerde olan ülkelere sunulan seçenekleri, bu ülkelerin kendi düzenleyici kuruluşlarına verdikleri esnekliğin seviyesinin belirlemekte olduğu görülmektedir. Kurumsal denetleme mekanizmaları ve dengeleri, oldukça esnek düzenleyici yaklaşımlar içeren deneyimlere özel girişimciliği ürkütmeksizin izin verecek kadar güçlü olan İngiltere, uçtaki bir örneği oluşturmaktadır. Bu ülke, kamu hizmetlerinin fiyatlarına bir üst limit koymaktadır. Sözkonusu fiyatlar, yıllık enflasyon oranından düzenleyici (regulator) tarafından oluşturulan ayarlama faktörü (adjustment factor) çıkarılarak belirlenmektedir. Fiyatların belirlenmesi, kamu hizmetlerinin etkin bir biçimde üretilmesini ve yeniliklerin teşvik edilmesini sağlamakla birlikte, belirleyen kuruluşun eline de, sadece kendisinin kullanabileceği bir güç vermektedir. Denetleme mekanizmaları ve dengeleri zayıf olan ülkeler açısından ise daha uygun bir tercih sözkonusudur. Bu ülkeler, ayarlama faktörünün gerçekleştirdiği fiyat düzenlemesi ile önceden belirlenmiş bir formüle dayandırılan beklenmedik yüksek kazançları paylaşmayı öngören bir anlaşmayı birleştirebilirler. Bu iki uç arasında, kendi düzenleyici kuruluşuna sınırlı esneklik tanımış olan Jamaika yı görmekteyiz. Kurumsal temelleri zayıf olan ülkelerin uzun dönemli hedefi, bu temelleri güçlendirmek olmalıdır. Zayıf kurumsal temeller uluslararası bir mekanizma ile ikame edilerek sözkonusu sorunun kısa dönemde giderilmesi mümkün olabilir. Filipinler, off shore çerçevesi içinde çok rijit al veya öde (take-or-pay) anlaşmaları yaparak elektrik enerjisi üreticilerinin ilgisini çekmektedir. Diğer taraftan Dünya Bankası, özel yatırımcıları ve finansörleri, müsadere de dahil ticaretdışı risklere karşı koruyarak altyapı projelerini güvence altına almaktadır. B. Bankacılık Sektöründe Yasal Düzenleme Finans sektöründe de düzenleme (regulation) olgusu zorunludur. Bu düzenlemenin temel hedefi, önceden kesin olarak ortaya konmuş talimatlar çerçevesi içinde kredilerin nereye aktarılacağını belirlemekten ziyade, güvenilir mekanizmalar oluşturarak sistemin sağlığını

Brian Levy: Devletler, Piyasaların Gelişmesine Nasıl Yardımcı Olabilir 139 korumak olmalıdır. Güvenilir bilgi sunacak düzenleyici özendirmelerin (regulatory incentives) yokluğunda bankalar, portföylerindeki düşük performanslı hesapların derecesini, bir başka ifade ile batık kredilerini kolaylıkla gizleyebilmektedirler. Bankacılık sektöründeki bilgi çarpıklıkları, istikrarsızlığa yol açabilmektedir. Güvenilir bilgi olmadığı için, yatırımcılar, sorunlu bankalar hakkında dedikodu çıktığı vakit, tasarruflarını çekmede acele etmektedir. Bankalar battığında ise, endişeli yatırımcılar, ciddi makroekonomik sonuçlar doğuracak biçimde diğer bankalara yönelmektedir. Güçlü yönetim kademelerine ve iyi çalışan hukuki süreçlere sahip olan ülkeler, bankaların başarısızlıklarından kaynaklanan riskleri ve maliyetleri hafifletmek için, genellikle ayrıntılı düzenlemeler devreye sokmakta ve banka denetçilerine merkezi bir görev vermektedirler. Bu tür bankacılık sistemlerinin temel özellikleri şunlardır: 1. Sermaye yeterliliğini ve giriş kriterini içermektedir. 2. Bankaların içeriye borçlanmayı kısıtlamaktadır. 3. Bankaları, portföylerindeki riskler ve nitelikleri itibariyle sınıflandırarak yönlendirmektedir. 4. Bankaların sahip olmak zorunda olduğu minimum denetim standartlarını ve ihtyiyaç duyduğu unsurları ilan etmektedir. Bununla birlikte, güvenilir muhasebe ve denetim bilgisinin, bankadan borç alanların finansal sağlamlığının tesbit edilmesi bağlamında yeterli olmayacağı da bilinmektedir. Bilgi ve tecrübe birikiminin yanı sıra, bu işin tarafsız bir biçimde yapılmasını mümkün kılacak ölçüde siyasi bağımsızlığa sahip denetçilerin sayısı fazla olmadığı takdirde, sözkonusu sistemi çalıştırmak pek kolay olmayacaktır. Özellikle kurumsal temeller zayıf ise, banka sahiplerinin, yöneticilerinin ve yatırımcılarının güvenilir bankacılık sistemine daha fazla ihtiyaç duyacakları söylenebilir. Örneğin, son zamanlarda Dünya Bankası ile Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, yıllık hesapların uluslararası muhasebe firmaları tarafından incelenmesini ve güvenilirlik normlarına bağlı kalmayı kabul etmiş katılımcı bankalar (participating banks) aracılığı ile Rusya da ödünç verilebilir fonlar konusunda işbirliği yaptıklarını görmekteyiz. Sanayi Politikası Dışsallıkların (externalities), rekabet eksikliğinin ve piyasa yetersizliğinin olduğu durumlarda, özel ve toplumsal hedefler arasında bir farklılık oluşmaktadır. Mutabakat sağlanan konu, devletin piyasaları düzenleyerek refahı artırabileceğidir. Buna mukabil, devletin aktif sanayi politikaları izleyerek piyasanın gelişmesini hızlandırıp hızlandıramayacağı ise, tartışmalı bir konudur. Gelişmekte olan ekonomiler ile geçiş ekonomilerinde izlenen sanayi politikasının mantalitesi, bu tür ekonomilerin bilgilenme ve koordinasyon sorunlarının hassas ve yaygın olmasına dayandırılmaktadır. Bundan ötürü,

140 Çeviri piyasa katılımcılarının sayısı az olan ülkelerde bilgi bir güç kaynağıdır ve sıkı bir biçimde korunmaktadır. Piyasa iktisaden yararlı koordinasyonu mümkün kılacak şekilde geliştikçe, evrimleşen kurumsal düzenlemeler zayıf kalmaktadır. Uygun kurumsal temellere sahip olan hükümetler, bilgi akışı sağlayarak, karşılıklı öğrenme ve işbirliği imkânları sunarak sınai gelişmeyi destekleyebilmektedir. İnsiyatifler arasındaki temel ayrım şudur: Hükümetin daha az müdahale etmesi veya daha yoğun katılımı. Güçlü kurumsal temellere sahip ülkeler istisna, ikincisinden kaçınılmalıdır. Japonya nın savaş sonrasında çelik, kömür, makina ve gemiyapım sanayilerinde ortaya koyduğu gelişme, başarılı hükümet faaliyetinin nadir örneklerinden biridir. Öte yandan, 1970 li ve 80 li yıllarda Filipinler hükümetinin izlediği sanayi politikaları şunu göstermiştir: büyük amaçlar, güçlü kurumlar ve hükümet ile denkleşmediği vakit, özel çıkarlar denetim altında tutulmaktadır. 1979 yılında Filipinler hükümeti her biri sermaye-yoğun (capitalintensive) olan ve 5 milyar dolara tekabül eden büyük sanayi projeleri programı ilan etmiştir. 1987 yılına kadar (daha sonra hükümet değişimine ve eleştirilere maruz kalmıştır) başlangıçtaki 11 projeden 5 i (ki bunlar, 4 milyar dolar tutarındadır) rafa kaldırılmıştır. Hükümetin fazlaca müdahalesini gerektirmeyen sınai insiyatifler (endüstriiçi kamusal malların tedarikini hızlandırmayı öngören ve maliyetli olmayan kamu-özel ortaklıkları) daha fazla esneklik sağlamaktadır. Olgunlaşmış piyasa sistemlerinde ö-zel işletmelerin oluşturduğu şebekeler ortaya çıkmaktadır. Dahili, bölgesel ve uluslararası şebekeler, firmalara yeni bilgi kaynakları ve fırsatlar sunmaktadır. Şöyle ki: 1. Uzmanlaşmış müşteriler, yeni pazar alanları açmakta ve ürün standartlarına ilişkin bilgiler sunmaktadır. 2. Ekipman temin edenler, teknik know-how transfer etmektedir. 3. Girdi üretenler, ürün ve üretim süreci yeniliklerine yardımcı olmaktadır. 4. Rakipler, yeni düşüncelerin zengin bir kaynağı olmaktadır. Genellikle firma ile onun müşterileri, ekipman ve girdi üreticileri, sanayi birlikleri ve diğer uzmanlaşmış örgütlenmelerden oluşan gruplar aynı bölgede bir araya gelmektedirler. Fakat piyasaları fazlaca gelişmemiş ülkelerde, bu anlamda bir süreci harekete geçirmek için bir aracıya (kamu veya özel) ihtiyaç duyulmaktadır. Hızlandırıcı inisiyatifler, ya doğrudan firmalara ya da firma gruplarına yönlendirilebilir. Başarılı bazı inisiyatifler, ticaret fuarlarına birlikte katılma gibi olgular üzerinde yoğunlaşmaktadır. Diğerleri (Şili ve Danimarka dakiler gibi), verimlilik artışı sağlayabilecek işbirliği çabaları lehine, iş kültüründe daha geniş bir dönüşümü mümkün kılmayı amaçlamaktadır. Umut vaat eden bir yaklaşım, firmalara, onların piyasaya girmelerine ve teknolojilerini yükseltmelerine yardım edecek biçimde kredilendirmeyi içermektedir. Mümkün Olan Üzerinde Yoğunlaşmak

Brian Levy: Devletler, Piyasaların Gelişmesine Nasıl Yardımcı Olabilir 141 Piyasaların hızlandırılması sürecinde tek doğru çözüm yoktur [tek beden: herkese uyar (onesize: fits-all) formülü geçerli değildir]. Kurumsal yapı güçlü ise, etkisi büyük devlet faaliyetleri, iktisadi iyileşmeye katkıda bulunabilir. Güçlü kurumsal temeller olmadığı takdirde, devletin bu tür faaliyetleri, muhtemelen, etkinsizliğini teyid edecektir (veya güçlü özel çıkar grupları tarafından ele geçirilmesini müsait hale getirecektir). O halde, kurumsal yetenekleri sınırlı olan ülkeler nasıl kalkınacak? Kısa dönemde, kurumsal yapı güçlendirilinceye kadar, yapılması gereken, bir taraftan devlet faaliyetlerinin gündemi biraz daha netleştirilirken, diğer taraftan da hukuku üstün kılmayı ve etkin iktisat politikaları belirlemeyi öngören temeller üzerinde yoğunlaşmaktır. Daha sonra, devlet faaliyetlerini yürütmek üzere, ülkelerin imkânları ile daha uyumlu araçlar bulunmalıdır. Bu bağlamda özellikle iki yaklaşımın umut vaad ettiği görülmektedir: 1. Politikanın içeriğinin kesin kurallar ile belirlenmesi ve böylece izlenen politikanın tersyüz edilmesini daha maliyetli hale getirecek mekanizmalar kullanımını öngören kuralların belirlenmesi. 2. Uygulama sorumluluğunu tamamen hükümet dışına kaydıracak biçimde firmalar ile yurttaşların ortak çalışmasının sağlanması Sonuçlar, ders kitabı anlamında iyi olmayabilir. Fakat devletin kapasitesi yükseldikçe, etkinlik kazançlarını artırmayı sağlayacak daha esnek araçlara dönüşmek mümkün olacaktır. Velhasıl, devlet, firmaların ve yurttaşların güvenliğini sağlamak zorundadır: ya esneklik, keyfilik ile birlikte sürdürülmeyecek, ya da kalkınmanın temelleri çökecek.