GELİŞİM PSİKOLOJİSİ (2016 TEKRAR SUNUMU)

Benzer belgeler
REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

PDR de Üç Gelişim Alanı (Kişisel-sosyal gelişim) Prof. Dr. Serap NAZLI

Kohlberg e Göre Ahlak Gelişimi Kohlberg ahlak gelişiminin gelenek öncesi, geleneksel ve gelenek sonrası olmak üzere üç düzey içinde gerçekleştiğini

1. BÖLÜM ÇOCUK PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ

Bilişsel gelişim. Doç.Dr.Banu Yücel-Toy

Doç. Dr. Tülin ŞENER

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ GİRİŞ BÖLÜM I TEMEL KAVRAMLAR 1-10 Kaynakça. 7 OKUMA PARÇASI (Baba Emzirmesi). 8

Doç.Dr. Hacer HARLAK - Psikolojiye Giriş I

GELİŞİM PSİKOLOJİSİ. Murat CİVELEK (Rehberlik ve Eğitim Bilimleri Uzmanı)

Okul Dönemi Çocuklarda

Kişilik Gelişimi. Yrd.Doç.Dr.Banu YÜCEL TOY 2/10/2016

BÖLÜM I GELİŞİM İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE 2. ÜNİTE. ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

Ahlak Gelişimi. Prof. Dr. İbrahim YILDIRIM

Gelişim Psikolojisinde Temel Kavramlar ve Gelişimi Etkileyen Faktörler

KONUNUN ANA HATLARI ÖĞRETİM KURAMLARI PIAGET ÖĞRENME KURAMI

Piaget in Ahlak Gelişimi Kuramı Dışsal Kurallara Bağlılık Dönemi Bu dönem, 6-12 yaş arasını kapsamaktadır. Çocuk kuralların değişmezliğine

DİL GELİŞİMİ. Doç. Dr. Tülin Şener

Yaşam Boyu Sosyalleşme

EĞİTİMİN PSİKOLOJİK TEMELLERİ. 4. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ II

PSİKOLOJİK REHBERLİK BÖLÜMÜ DANIŞMANLIK VE. Gamze EREN Anaokulu Uzman Psikoloğu

BİLİŞSEL AÇIDAN ÇOCUK GELİŞİMİNİN BASAMAKLARI

TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:7 4 5 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM BASAMAKLARI

Bedia Albay 7-20 Yaş Arası Bireylerin Fiziksel, Bilişsel, Kişisel ve Ahlaki Gelişimleri

O Gelişim, organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, dil, duygusal ve sosyal yönden en son aşamaya ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme

Dili nasıl öğreniriz? Piaget nin Bilişsel Gelişim Kuramı Vygotsky nin Gelişime Sosyokültürel Yaklaşımı Yetişkinlikte zeka nasıl gelişir?

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI

Kişilik Gelişimi Doç. Dr. Tülin Şener

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

AHLAK GELİŞİMİ. Dr. Halise Kader ZENGİN. J. Piaget ve L. Kohlberg in Ahlak Gelişim Kuramları

3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ

Gelişim Psikolojisi Ders Notları

Soru: Tanrı tasavvuru ne demektir?

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak

Ericson a Göre Psikososyal Gelişim ve Evreleri

Daha sonraları kanunların nasıl oluşturulup, uygulandığını, değiştirildiğini görürler.

VYGOTSKY SİSTEMİ: KÜLTÜREL-TARİHSEL GELİŞİM KURAMI

GELİŞİM, KALITIM ÇEVRE ETKİLEŞİMİNİN BİR ÜRÜNÜDÜR.

İÇİNDEKİLER. GİRİŞ GELİŞİM PSİKOLOJİSİNE DAİR Prof. Dr. İrfan ERDOĞAN. I. Gelişim Psikolojisine Kuramsal Bakış...1

Toplumsal Cinsiyetle İlgili Kuramlar

Motor Beceri Öğreniminin Seviyeleri

Bebeklik dönemi (0-2 yaş) İlk çocukluk (oyun) dönemi (3-6 yaş) İkinci çocukluk (ilkokul) dönemi (7-11 yaş) Ergenlik dönemi (12-18 yaş)

GELİŞİMİN EN HIZLI OLDUĞU DÖNEMİ 0-3 YAŞTIR Fakat 0-6 yaşın her döneminde çocuğun öğreneceği fiziksel, sosyal, zihinsel, cinsel, duygusal ve ahlaki gö

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI SÜMER ANAOKULU AİLE EĞİTİMİ PROGRAMI

TOPLUMSAL CİNSİYET - 2 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

ANNE-BABA TUTUMLARI. Aşırı Koruyucu Tutum

GELİŞİM KURAMCILARI ÜÇ BÜYÜKLER

O Psiko-motor gelişim farklı değişikliklere uğrasa da bireyin tüm yaşamı boyunca devam eden bir süreçtir.

içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 B Ö L Ü M 2 PUBERTE, SAĞLIK VE BİYOLOJİK TEMELLER 49 B Ö L Ü M 3 BEYİN VE BİLİŞSEL GELİŞİM 86

YAŞAM BOYU GELİŞİM Ergenlik-Yetişkinlik

K İ Ş İ L İ K. Kişilik kavramı Kişilik kuramları Kişiliğin ölçülmesi. Doç.Dr. Hacer HARLAK - PSİ154 - PSİ162

Ailenin çocuk yetiştirmedeki tutumunu ve çocuk yetiştirmeyle ilgili sorunlarını anlamak için aile tutum modeli ni bilmek yararlı bir yaklaşımdır.

Dil Gelişimi MEDİNE BİLGE KESKİN ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ÖĞRETMENİ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLARDA CİNSEL EĞİTİM

Sosyalleşme bebeğin üç ay dolaylarında insanla objeler arasındaki farkı görerek değişik tepkiler göstermesiyle başlar. Üçüncü ayın başından itibaren

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler.

10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

Örnek öğrenmeler söyleyin? Niçin?

PSİ253 GEL.PSİ I - Prof.Dr. Hacer HARLAK YAŞAM BOYU GELİŞİM

Eğitimin Psikolojik Temelleri

Yapılandırmacı Yaklaşım

Ergenlikte Kimlik Gelişimi. Doç. Dr. Şaziye Senem BAŞGÜL Hasan Kalyoncu Üniversitesi

Kavram ortak özelliklere sahip birbirine benzeyen nesneleri ya da olayları bir araya getirerek bir ad altına toplamaktır.kavram;

OKUL ÖNCESİNDE ETKİLİ EBEVEYN OLMA BECERİLERİ GELİŞTİRME PROGRAMI

Kişilik Kavramları BENLİK ÖZGÜVEN BENLİK SAYGISI(ÖZSAYGI) güveni ve inancı -Bireyin kendisi ile ilgili olumlu yargıları -Kendisi ile barışık olması

GELİŞİM PSİKOLOJİSİ. Murat CİVELEK (Rehberlik ve Eğitim Bilimleri Uzmanı)

Psikomotor Gelişim ve Oyun

GELİŞİM PSİKOLOJİSİ SORULARLA GENEL TEKRAR DERSİ

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI

Öğrenme, Örgütsel Öğrenme

GELİŞİM DÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ

OKUL ÖNCESİNDE OYUN VE HAREKET ETKİNLİĞİ

Bilişsel Gelişim. Psikolojiye Giriş. Okuma raporu #1. Ders asistanım kim? (düzeltilmiş) Bebek Olmak Nasıl Bir Şey? Düşüncenin Gelişimi Ders 5

Psikanaliz Sigmund Freud

BAĞLANMA ve TERAPİ DE BAĞLANMA YRD.DOÇ.DR.ESRA PORGALI ZAYMAN İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ AD

PDR de Üç Gelişim Alanı (Mesleki gelişim) Prof. Dr. Serap NAZLI

MERSİN HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ ÇEKÜSH ŞUBESİ ÇOCUK GELİŞİMCİ DAMLA ATAMER

GELİŞİM PSİKOLOJİSİ (ÖZET)

İSTEK ÖZEL ACIBADEM ORTAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BÖLÜMÜ

DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Yapılandırmacı anlayışta bilgi, sadece dış dünyanın bir kopyası ya da bir kişiden diğerine geçen edilgen bir emilim değildir.

Kişilik Gelişimi. S.Freud E.Erikson

EĞİTİM PSİKOLOJİSİ KISA ÖZET KOLAYAOF

BĠLĠŞSEL GELĠŞĠM. Jean Piaget ve Jerome Bruner. Dr. Halise Kader ZENGĠN

Bağlanma Nedir? Bağlanma, kişinin kendisi için önemli gördüğü bir başkasına (bağlanma figürü) karşı geliştirdiği güçlü duygusal bağlardır.

OYUN VE ÇOCUK. Oyunun Aşamaları:

Hamileliğe başlangıç koşulları

Çoklu Zekâ Teorisi Ek 2

Doç. Dr. Tülin Şener

O Dil; Çok geniş anlamıyla dil, düşünce, duygu ve güdüleri, doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracıdır.

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI

OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ

Transkript:

GELİŞİM PSİKOLOJİSİ (2016 TEKRAR SUNUMU) Murat CİVELEK (Rehberlik ve Eğitim Bilimleri Uzmanı) http://www.rehberlik.biz.tr 1

1. ÜNİTE GELİŞİM PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ 2

KPSS de bu bölümden her yıl ortalama 2 soru gelmektedir. Bu bölümdeki sorular genellikle bilgi veya örnek verilerek sorulan yarı bilgi sorusu şeklindedir. 2006 2007 2008 2009 2010 (E) 2010 (T) 2011 2012 2013 2014 2015 Psikolojiye Giriş 1 1 Temel kavramlar 1 1 2 1 1 1 2 2 1 Gelişimin ilkeleri 1 1 1 1 Gelişimi etkileyen faktörler 1 1 2 1 2 3

BÖLÜM 1: TEMEL KAVRAMLAR 4

BÜYÜME Organizmanın bedensel (fiziksel) ve hacimsel olarak değişim (bir artış) göstermesidir. Büyüme organizmada oluşan nicel bir olaydır. Büyüme, bedenin hem dış hem de iç organlarında oluşur. Örneğin; boyun uzaması, ağırlığın artması, kasların büyümesi, beynin ağırlaşması, saçın uzaması, tırnakların uzaması, dişin çıkması vb.

BÜYÜME BOYUN UZAMASI BEYNİN AĞIRLAŞMASI 6

Nitel değişiklikler büyüme olarak sayılmaz. Büyümenin en hızlı olduğu dönemler sırasıyla; 1) Doğum öncesi dönem 2) Bebeklik dönemi 3) Ergenlik dönemi 7

OLGUNLAŞMA Organizmanın doğuştan sahip olduğu potansiyel güçlerin (vücut organların), kendisinden beklenilen fonksiyonları zaman içinde kendiliğinden yerine getirebilecek duruma gelmesidir. Örneğin; bir çocuğun el ve parmak yapısının 6 yaş civarında kalemi düzgün tutabilecek hale gelmesi. 12 aylık bir bebeğin yürüyebilmesi.

OLGUNLAŞMA DÜĞME İLİKLEMEK (ince ve küçük kas gelişimi) AYAKKABI BAĞLAMAK (ince ve küçük kas gelişimi)

HAZIRBULUNUŞLUK Olgunlaşmaya göre daha kapsamlı bir kavramdır. Bireyin bir davranışı (öğrenim görevini) yapabilmesi için, o davranışın gerektirdiği olgunlaşma düzeyine, ön yaşantılara (ön öğrenmeler) sahip olması ve psikolojik olarak (ilgi, istek, tutum) uygun durumda (yani bireyin istemesi, güdülenmesi) olması gerekmektedir. Olgun laşma Ön Öğren me Güdü lenme Hazır bulun uşluk 10

HAZIRBULUNUŞLUK Örneğin; Bir enstrüman çalmayı öğrenecek bir kişinin parmak kaslarının yeterince olgunlaşması, o enstrümana ait ön bilgiye sahip olması ve onu çalmak için güdülenmiş (istekli) olması gerekir. 11

KRİTİK DÖNEM Kritik dönem; organizmanın öğrenmeye veya gelişmeye en çok eğiliminin olduğu ve çevrenin etkilerine daha duyarlı (en açık ve alıcı) olduğu zaman bölümüdür. Bireyler kritik dönemlerde bazı öğrenmelere karşı daha duyarlıdır ve diğer dönemlere göre daha hızlı öğrenirler. Örneğin; bireyin okuma-yazmayı öğrenmesindeki kritik dönem 6 yaş civarıdır. Bu nedenle 40 yaşındaki okumayazmayı ilk kez öğrenmeye çalışan bir yetişkine göre okumayazmayı daha çabuk öğrenir. Dil gelişiminde 12-18 ay arası kritik dönemdir. 12

Kritik dönemlerde kazanılamayan beceriler ilerleyen dönemlerde kazanılamaz veya çok zor kazanılır. Ağaç yaş iken eğilir atasözü kritik dönemi iyi anlatır. 13

BÖLÜM 2: GELİŞİMİN İLKELERİ 14

GELİŞİMİN İLKELERİ GELİŞİM YORDANABİLİR BİR SIRA İZLER. GELİŞİMİN HIZI HER DÖNEMDE AYNI DEĞİLDİR. GELİŞİM NÖBETLEŞE DEVAM EDER. GELİŞİM, KALITIM VE ÇEVRE ETKİLEŞİMİNİN ÜRÜNÜDÜR. GELİŞİMDE BELLİ EĞİLİMLER VARDIR. GELİŞİM BİR BÜTÜNDÜR. GELİŞİMDE BİREYSEL FARKLAR VARDIR. GELİŞİMDE KRİTİK DÖNEMLER VARDIR.

GELİŞİMİN İLKELERİ 1) Gelişim yordanabilir bir sıra izler: Gelişim döllenmeden başlayıp ölümle sona eren sürekli olan bir süreçtir ve belli aşamalarla (sırayla) gerçekleşir. Her gelişim dönemi bir önceki döneme dayalı ve bir sonraki dönemin hazırlayıcısıdır. Örneğin; Piaget e göre zihinsel gelişim önce duyu-hareket, sonra işlem öncesi, daha sonra somut işlemler ve en son soyut işlemler dönemine geçilerek ilerlemektedir. 2) Gelişim hızı, her dönem aynı değildir: Gelişim özellikleri bazı dönemlerde hızlanırken, bazı dönemlerde yavaşlayabilir. Örneğin; bebeklik döneminde fizik gelişim hızı, ilk çocukluk dönemindeki fiziksel gelişim hızından daha fazladır. 16

3) Gelişim nöbetleşe devam eder: Bir gelişim alanının çok hızlandığı dönemlerde, diğerlerinin yavaşlama eğilimi göstermesidir. Her gelişim alanı belirli dönemlerde diğer gelişim alanlarına göre daha hızlı gelişim gösterir. Örneğin; 3-6 yaş arasında fiziksel gelişim yavaşlarken, dil ve sosyal gelişimi hızlanır. 4) Gelişim; kalıtım ve çevre etkileşimiyle gerçekleşen bir süreçtir: Bireye özgü genotipin belirlediği temel yapı sosyal çevreyle sürekli etkileşerek biçimlenir. 17

5) Gelişim gelişimde belli eğilimler (yönler) vardır. a) Gelişim baştan ayağa doğrudur: Döllenmeden itibaren önce baş gelişir, sonra vücut gövdesi, bacaklar ve en son ayaklar gelişir. b) İçten dışa doğrudur: Önce iç organlar (yapılar: beyin, kalp gibi) daha sonra dış yapılar (kollar, eller, saç, tırnak vb.) gelişir. c) Gelişim genelde özele doğrudur: Önce kaba ve büyük kaslar daha sonra ince ve küçük kaslar gelişir. 18

6) Gelişim tüm alanlarıyla (fiziksel, zihinsel, dilsel, cinsel, sosyal) bir bütün olarak ilerler: Bir gelişim alanındaki değişim diğerlerini de olumlu ya da olumsuz yönde etkiler. Örneğin; Fiziksel bakımdan güzel bir kız, başkalarının yoğun ilgisini çeker ve sevilir. Sevilen kızın duygusal gelişimi olumlu olur. Kendine güven duyar. Başkalarını sevebilir ve olumlu ilişkiler kurabilir. Bu nedenle, sosyal gelişimi de olumlu bir şekilde etkilenir. 19

7) Gelişimde bireysel farklılıklar bulunur: Bireylerin kalıtımsal yapıları (zekâ, mizaç, cinsiyet, yetenek) ve çevre ile olan yaşantıları (kültür, dil, sosyo-ekonomik düzey) farklı olduğu için gelişimde bireysel farklılıklar bulunur. Örneğin; kimi 11 aylıkken, kimi 14 aylıkken yürümeye başlar. 8) Gelişimde kritik dönemler vardır: Bu gelişim dönemlerinde birey öğrenmeye ve gelişmeye daha duyarlıdır. Örneğin; dil gelişiminde 12-18 ay (tek sözcük evresi), tuvalet eğitiminde 2-3 (24-30 ay) yaş kritik dönemdir. 20

2. ÜNİTE KİŞİLİK GELİŞİMİ BÖLÜM 1: PSİKO-ANALİTİK KURAM (FREUD) 21

KPSS de bu bölümden her yıl ortalama 3-4 soru gelmektedir. Bu bölümdeki sorular, genellikle bilgi sorusu şeklindedir. 2006 2007 2008 2009 2010 (E) 2010 (T) 2011 2012 2013 2014 2015 Kişilik gelişimi (Freud) 1 1 1 1 1 1 1 1 1 Kişilik gelişimi (Erikson) 3 3 2 2 3 1 4 3 2 2 2 22

Freud'un Psikanalitik Kuramı Topografik Kuram Yapısal Kuram Psikoseksüel Kuram 1) Bilinç 1) İd 1) Oral Dönem (0-1.5 Yaş) 2) Bilinç Öncesi 2) Ego 2) Anal Dönem (1.5-3 Yaş) 3) Bilinç Dışı 3) Süperego 3) Fallik Dönem (3-6 Yaş) 4) Latent Dönem (6-11 Yaş) 5) Genital Dönem (11-18 Yaş) 23

TOPOGRAFİK KURAM BİLİNÇ: Bireyin şu an farkında olduğu duyum ve yaşantıların bulunduğu bölgeye bilinç denir. BİLİNÇ ÖNCESİ: Şu anda farkında (bilincinde) olunmayan, fakat biraz düşünüldüğünde veya yeterli bir çaba ile hatırlanarak bilinç düzeyine getirilebilen, zihinsel olayları ve yaşantıları içeren bilincin düzeyidir. BİLİNÇDIŞI: Bireyin farkında olmadığı davranışlarımızı büyük ölçüde etkileyen bastırılmış arzuları, istekleri, dürtüleri, düşünceleri, duyguları ve yaşantıları içeren bilincin düzeyidir.

YAPISAL KİŞİLİK KURAMI İD: Biyolojik yöndür, kişiliğin ilkel/temel yapısıdır, tamamen bilinçaltındadır, haz ilkesine göre çalışır, cinsellik ve saldırganlık güdülerini içerir. EGO: Psikolojik yöndür, İD den türer, gerçeklik ilkesine çalışır, kişiliğin yönetici ve karar verici yapısıdır. İd ile süperego arasında denge sağlar. Savunma mekanizmalarını gerçekleştirir. SÜPEREGO: Sosyal yöndür, İD den türer, mükemmellik ilkesine göre çalışır. Ahlaki, vicdani ve kuralcı yapıdır. Değerler sistemini içerir.

26

a) ORAL (0-18 ay) Dönem Ağız evresi olarak bilinen bu dönemde bebek çeşitli nesneleri ve çevresini ağzıyla (emme, çiğneme, ısırma) tanır. Zevk alma (haz) bölgesi ağızdır. Bu dönem İd in egemenliği altındadır. Doğal dürtülerin doyurulması, gerginliğin hemen giderilmesi bebeğin en baştaki beklentisidir. 27

b) ANAL DÖNEM (1,5 3 yaş) Haz kaynağı anüs dür. Çocuk, anüsle ilişkili eylemlerden (dışkısını tutma ve bırakma) oldukça fazla haz duyarlar. Çocuk bu dönemde kendisini ve çevreyi ilk kez kontrol etmeyi öğrenir. Özdenetimin temellerinin atıldığı ilk dönemdir. Dönemin en önemli konusu ise tuvalet eğitimi ve kontrolüdür. 28

TUVALET EĞİTİMİNİN KİŞİLİĞE ETKİSİ Çocukken baskıcı, katı ve titiz tuvalet eğitimi alanlar cimri, inatçı, yıkıcı, kızgın, obsesif, aşırı düzenli ve aşırı kontrolcü bireyler olarak gelişebilir. Tuvalet eğitimi gevşek, ilgisiz olan bireyler ise dağınık, vurdumduymaz, disiplinsiz ve düzensiz bireyler olarak gelişebilir. 29

c) FALLİK DÖNEM (3 6 yaş) Çocuğun ilgi ve haz bölgesi genital (cinsel organlarıdır) bölgedir. Çocuk cinsel organlarını fark eden cinsel konulara ilgi gösterip soru soran meraklı bir kişidir. Çocuk cinsiyet farklılıklarını bu dönemde görmeye başlar. Cinsel kimliğin temelleri bu evrede atılır. Cinsel gelişim açısından kritik dönemdir. 30

Fallik dönemde Oedipus ve Elektra karmaşası yaşanır. Oedipus karmaşası; Erkek çocuğun annesine karşı özel bir sevgiyle yaklaşmasıdır. Elektra karmaşası; Kız çocuğun babasına karşı özel bir sevgiyle yaklaşmasıdır. Hem Oedipus hem Elektra karmaşası çocukların kendi cinsiyetinden ebeveynlerini model almasıyla çözülür. Böylece, çocuklar kendi cinsiyetindeki ana babayla özdeşim kurarak cinsel kimliklerini geliştirirler. 31

İğdişlik korkusu (Kastrasyon): Erkek çocukların kız çocuklarında penisinin olmadığını fark edince kendi penisinin de yok olacağını düşünmesidir.

d) LATENT (GİZİL) DÖNEM (6-11 yaş) Cinsel dürtülerde durgunluk vardır. Fallik döneminin tersine bu dönemde çocuk cinsel konulardan hoşlanmaz. Cinsel dürtülerini gizler. Enerjisini oyuna, spora ve ders çalışma gibi sosyal ve bilişsel etkinliklere verir. Çocuk hemcinslerine karşı yakınlık göstermeye başlarlar ve karşı cinse karşı bir zıtlaşma olunur. 33

2. ÜNİTE KİŞİLİK GELİŞİMİ BÖLÜM 2: PSİKO-SOSYAL KURAM (ERİKSON) 34

ERİKSON UN KİŞİLİLİK GELİŞİM DÖNEMLERİ 0-1 yaş 1-3 yaş 3-7 yaş 7-11 yaş 11/12-18 yaş 18-35 yaş 35-65 yaş 65 yaş ve üstü Temel güvene karşı - Güvensizlik (Bebeklik dönemi) Özerkliğe karşı - Kuşku ve utanç (İlk çocukluk dönemi) Girişimciliğe karşı - Suçluluk (Okul öncesi dönem) Başarıya karşı - Aşağılık/yetersizlik (İlkokul dönemi) Kimliğe karşı - Rol karmaşası (Ergenlik dönemi) Yakınlığa karşı - Uzaklık/yalıtılmışlık (İlk yetişkinlik dönemi) Üretkenliğe karşı - Durgunluk (Orta yetişkinlik dönemi) Benlik (ego) bütünlüğüne karşı - Umutsuzluk (İleri yetişkinlik dönemi) 35

1) Temel güvene karşı - Güvensizlik (0 1 yaş) Güven duygusu, bebeklerin temel ihtiyaçları (ilgi, sevgi, beslenme, temizlik gibi) aynı kişiler tarafından, düzenli, tutarlı, sürekli ve zamanında karşılanması halinde oluşur. Böylece bebekte güven duyguları gelişmeye başlayacak; bebek hem kendine hem çevresine karşı güven duyacaktır. Tersi durumda ise güvensizlik duygusu gelişecektir. Temel güven duygusundan yoksun olarak yetişmiş çocuklar, ileriki yaşamlarında sosyal ilişki kurmaktan kaçınan, çekingen, kaygılı, kararsız ve kendine güvensiz olma gibi kişilik özellikleri geliştirirler. 36

Bowlby'in Bebeklik Bağlanma Çeşitleri Güvenli Güvensiz Kaçınan Güvensiz Çelişkili (İkircikli, Dirençli) Anne ayrıldığında Sorun çıkarmaz. Gerilimi normal. Tepki vermez. Ayrılığa aşırı direnç gösterir; ayrılmak istemez. Tepki aşırıdır. Anne geldiğinde Mutlu olur. İletişim kurar, sıcak karşılar. Tepki vermez. İletişimden kaçınır. Tepkiler çelişkilidir: İletişimi hem ister hem de buna direnir. Bazen mutlu olur, bazen annesine kızar. 37

2) Özerkliğe karşı - Utanç ve kuşku (1-3 yaş) Çocuğa kendi eylemlerini kontrol etme imkânı verilmesi ve bu tür eylemlerinden dolayı çocuğun ağır şekilde cezalandırılmaması çocuktaki özerklik duygusunun gelişmesini sağlayacaktır. Kendi kendine yemek yeme, eşyalarını toplama, giyinme ve soyunma, giysisini seçme, kendisiyle ilgili konularda söz hakkı verme gibi davranışlarda çocuğa izin ve destek verilmelidir. Böylece çocukta bağımsızlık duygusunun temelleri atılır. 38

Anne-babanın aşırı kısıtlayıcı, koruyucu ve cezalandırıcı olması, çocuğun kendi kapasitesi hakkında kuşkuya düşmesine ve utanç duymasına neden olacaktır. İleriki yaşamlarda görülen bağımlı (ipotek) kimlik, inatçılık, cimrilik-eli açıklık, düzenlilik-düzensizlik bu dönemde geçirilen yaşantıların sonucudur. Örneğin; annesini ütü yaparken gören Demet in kendi kendine ütü yapmak istemesi. 39

3) Girişkenliğe karşı - Suçluluk (3-7 yaş) Çocuk bu dönemde, belli amaçlara yönelik girişimler başlatır ve sorumluluk almayı ister. Çocuk çevresinde olup bitenlere daha meraklı hale gelmiştir. Çocuk çevresindeki olayları anlayabilmek için sık sık sorular sorar, keşfetmeye ve araştırmaya yönelik bir takım girişimlerde bulunmak ister. Çocuğu sorduğu sorular yüzünden azarlamak, cezalandırmak ya da uygun cevaplar vermemek ve araştırma çabalarının önüne geçmek çocuktaki girişimcilik duygusunu köreltecek ve kendini suçlu hissetmesine neden olacaktır. Böylece çocuk kendi kabuğuna çekilecektir. 40

4) Başarıya karşı - Yetersizlik (7-11 yaş) Bu dönemde çocuk bir şeyler üretmek, yaptığı işlerde başarılı olmak, yaptığı işlerden beğeni toplamak, çevresi tarafından takdir edilmek isteyecektir. Yaptığı işlerde başarılı oldukça kendisine güven duyacak, kendisine olan güveni arttıkça da başarı güdüleri artacaktır. Aksi halde aşağılık ve yetersizlik duygularına kapılacaktır. Bu dönemde çocuğu evde veya okulda başkalarıyla kıyaslamak (çalışkan veya tembel), çocuklardan yetenekleri üzerinde veya yetenek alanlarının dışında başarı talep etmek ve gelişim düzeylerine uygun olmayan sorumluluklar vermek olumsuz benlik gelişimine sebep olur. 41

5) Kimliğe karşı - Kimlik/Rol karmaşası (11-18 yaş) Ben kimim sorusunun sorulduğu ve kimlik arayışının yoğunlaştığı dönemdir. Benlik gelişimi söz konusudur. Bu dönemde birey, ya bir kimlik kazanır ya da kimlik (rol) karmaşası yaşar. Birey kendi ilgi ve yetenekleriyle ilgili uyumlu bir kimlik duygusu geliştirmişse, gelecek yaşamıyla ilgili kararlarını başarılı şekilde vermeye başlamış, kişisel ve mesleki planlar oluşturabilmiş demektir. Kimlik krizi ise, bireyin bu türden kararlar alamamış ve gelecekle ilgili herhangi bir plan yapmamış olmasıdır. 42

MARCİA KİMLİK STATÜLERİ BAŞARILI KİMLİK ERTLENMİŞ (MORATORYUM) KİMLİK BAĞIMLI (İPOTEKLİ) KİMLİK DAĞINIK KİMLİK Kimlik krizini atlatmış, kendine özgü değerler sistemi geliştirmiş, gelecek yaşamına ilişkin planlar yapmış ve kendi kararlarıyla bir kimliğe bağlanmayı gerçekleştirmiş bir ergendir. Kimlik krizini atlatamamış (yani halen kimlik bunalımı yaşayan) ve çözüm yolu bulamayan bireylerin sahip olduğu kimlik statüsüdür. Kimlik oluşumu askıya alınır ve bir kararsızlık, erteleme, bekleme dönemine girilir. Birey, bir kimlik krizi yaşamaz ve çevredeki olanakları araştırmaz. Kendisiyle ilgili hayati önem taşıyan konularda karar alma girişiminde bulunmaz. Kimlik konusundaki tüm kararları otorite olarak kabul edilen diğer kişiler alır. Bireyler bir kimlik krizi yaşamazlar. Meslek ve rol seçimleriyle ilgili bir güdüleri ve endişeleri de yoktur. Kararlarını sık sık değiştirirler, yaşamdan bir şey istemezler. 43

6) Yakınlığa karşı Uzaklık/Yalnızlık (18-35 yaş) Bu dönemde birey karşı cins ile geleceğe ve evliliğe yönelik yakın ilişkiler kurmayı ister. Aynı zamanda bu yaşta kendi kişiliğine ve yeteneğine uygun meslek seçme eğilimi de vardır. Eğer birey evlilik, arkadaşlık kurma veya meslek seçimi gibi konularda başarısız olursa ve yakın ilişkilere geçemiyorsa yalnızlığa düşer. Bu nedenle diğer insanlarla bütünleşme ve toplumsal kabul görme bu dönemin kritik özelliğidir. 44

7) Üretkenliğe karşı - Durgunluk (35-65 yaş) Bu dönemde birey, üretken ve yaratıcıdır. Birey gerek kendisi için (anne-baba olmak, çocuk yetiştirmek), gerekse çevresi ve toplum için yararlı işler yapmak ister. Bu dönemde bireyin üreticilik işlevini yerine getirmesinde, genç kuşaklara rehberlik etmesi önemli bir yer tutar. Üretkenlik işlevini yerine getiremeyen bireyde hiçbir işe yaramama duygusu gelişir. Böylece birey de durgunluk dönemine girer, çevrelerine karşı kayıtsız kalır ve aşırı bireyselleşir. 45

8) Benlik bütünlüğüne karşı - Umutsuzluk (65 yaş) Bu dönemde birey geçmişini, yani tüm hayatını gözden geçirir; bir nevi yaşam muhasebesi yapar. Verimli ve dolu bir yaşam geçirmiş, yaşamsal amaçlarına ulaşmış olduğunu hisseden bireyler benlik bütünlüğüne ulaşırlar. Bu sayede birey güvenli, mutlu, çevresine ve kendine faydalı, sevgi dolu bir yapıya sahip olurlar. Böylece birey ölümü daha kolay kabullenebilmektedir. Aksi durumda ise, hayatını boşa geçirdiğine inanan birey, hayatında değişiklik yapmak için çok geç olduğunu düşünür. Bu nedenle güvensiz, uyumsuz, sevgiden mahrum bir yapıya sahip olurlar ve ölümü kabullenmekte zorluk çekerler. 46

3. ÜNİTE BİLİŞSEL GELİŞİM 47

KPSS de bu bölümden her yıl ortalama 2-3 soru gelmektedir. Bu bölümdeki sorular genellikle bilgi veya örnek verilerek sorulan yarı bilgi sorusu şeklindedir. 2007 2008 2009 2010 (E) 2010 (T) 2011 2012 2013 2014 2015 Bilişsel gelişim (Piaget) 1 3 4 3 3 2 2 3 2 2 Bilişsel gelişim (Vygotsky) 1 1 1 2 1

Denge Dengesizlik Adaptasyon Özümleme Uyumsama Denge 49

a) Özümleme (asimilasyon): Bireyin yeni karşılaştığı durumları önceden var olan şemaların içerisine yerleştirmesi ve açıklamasıdır. Birey yeni karşılaştığı durumları daha önceki benzer şemalara yerleştirerek bir genelleme yaparak açıklamaya çalışır. Yani özümleme, şema içinde bir değişikliğe sebep olmaz. Bu nedenle şemanın ürettiği şemaya ait davranış ve düşüncede değişiklik olmaz. Örneğin; hayatında ilk kez Leopar gören bir çocuk daha önce edindiği kedi şemasına leoparı yerleştirerek, leoparı kedi olarak tanımlayacaktır ve kedilere yaptıklarını (sevme, dokunma gibi) yapmaya çalışacaktır. 50

b) Uyumsama (Akodomasyon, düzenleme-yerleştirme): Eğer önceki şemalar bir nesneyi, olayı veya durumu açıklamak için yeterli olmazsa bu durumda mevcut şema değiştirilerek veya yeni bir şema oluşturularak uyum sağlamaya çalışılır. Uyumsama, mevcut şemayı yeni durumlara göre yeniden biçimlendirme süreci veya yeni şemaların oluşturulması sürecidir. Örneğin; Hayatında ilk defa köpek gören bir çocuk, zihnindeki mevcut kedi şemasına göre onu kedi olarak tanımlar (özümleme) ve köpeklere kedilere davrandığı gibi davranır (mesela; köpeğe yemesi için süt verir). Ancak onun havladığını, kemik yediğini görünce (ayırt etme) köpeği kedi şemasından çıkarır, ayrı bir köpek şeması oluşturur (uyumsama). 51

Özümleme bir nevi genelleme (davranışçı kuramcılara göre) iken Uyumsama ayırt etme (davranışçı kuramcılara göre) dir. Örneğin; zebrayı çizgili eşek olarak algılamak özümleme (bir nevi genelleme), iken zebra ile eşek arasındaki farklılıkları fark edip ayrı bir şema kurmak uyumsama (bir nevi ayırt etme) dır. 52

PİAGET İN BİLİŞSEL GELİŞİM DÖNEMLERİ DÖNEMLER YAŞLAR Duyusal Motor Dönemi İşlem Öncesi Dönem Somut İşlemsel Dönem Soyut İşlemsel Dönem 0-2 yaş 2-7 yaş 7-11 yaş 11 yaş ve üstü 53

DUYUSAL-MOTOR (0-2 YAŞ) 6-8.aylarda Reflekslerden amaçlı davranışlara geçilir. 0-8 ay arası Ses bulaşması (buluşması) görülür. 8.aydan sonra Nesnelerin sürekliliği kazanılmaya başlar. 8.aydan sonra Doğadan ayrışma vardır. 0-18 ay arası Devresel (döngüsel) tepkiler görülür. Devresel tepkilerden alışkanlara geçilir. İlk deneme-yanılma öğrenmeleri oluşur. Model alma ve taklit etme görülür. Ertelenmiş ve hedefe yönelik taklit başlar. 54

Zihinsel Gelişim Refleks Davranışlar (Emme, tutma) 0 6 aylar Bilinçli Davranışlara Geçiş 6 8 aylardan sonra Nesne Devamlılığı Döngüsel/ Devresel Tepkiler Taklit/ Ertelenmiş Taklit 55

SES BULAŞMASI 0-8 ay arasında ses bulaşması söz konusudur. Ses bulaşması (buluşması) bebeklerin, çevrelerinde bulunan başka bebeklerin ağlamalarını duyduklarında bu durumu hoş olmayan tedirginlik verici bir durum olarak algılamaları ve ağlamaya başlamalarıdır.

NESNELERİN SÜREKLİLİĞİ 8-9. aylarda nesnelerin sürekliliği (devamlılığı, kalıcılığı) kazanılmaya başlanır ve 18. aya kadar devam eder. Nesnelerin sürekliliği; bebeğin kendi görüş alanının dışında kalsa dahi nesnelerin var olduğunu bilmesidir.

DEVRESEL (DÖNGÜSEL) TEPKİLER Bu dönemde devresel tepkiler ortaya çıkar. Devresel (Döngüsel) tepki; çocuğun önceden rastlantı sonucu bulduğu ve zevk aldığı hareketleri artık bilinçli olarak sürekli yapmasıdır. Örneğin; tabağın kenarına kaşıkla vurduğunda çıkan ses çocuğun hoşuna gidebilir ve çocuk her sofraya oturduğunda bu davranışı tekrarlayabilir. Devresel tepkiler daha sonra tekrarlana tekrarlana alışkanlıkları oluştururlar.

İŞLEM ÖNCESİ DÖNEM (2-7 YAŞ) Sembolik fonksiyonlar (oyun, düşünme) ortaya çıkar. 4.yaşla beraber Sezgisel düşünme başlar. Benmerkezci (egosantrik düşünce) anlayış vardır. Paralel oyun görülür. Monolog ve kolektif (toplu) monolog görülür. Animizm (canlandırmacılık) ve Yapaycılık görülür. Büyüsel (sihirli, majik) düşünme görülür. Kişilerin sürekliliği (değişmezliği) kazanılır. Odaklanmacılık (odaktan uzaklaşamama) vardır. Nesneleri tek özelliğe göre sıralayabilir / sınıflayabilir. Tek yönlü düşünce (özelden özele akıl yürütme) vardır. Devresel tepkiler görülür. 59

BENMERKEZCİLİK Her durumu sadece kendi bakış açılarından ele alırlar. Dünyayı başkaları açısından göremezler yani empati yapamazlar. Çevresindekilerin kendilerindekinden daha farklı bakış açılarına sahip olacağını anlamazlar. Çocuk bir şeyden hoşlanıyorsa herkesin bundan hoşlandığını, bir şeyden hoşlanmıyorsa kimsenin bundan hoşlanmadığını zanneder. Örneğin; çilekli sütü hiç sevmeyen Demet, arkadaşının çilekli sütü içtiğini görünce çok şaşırır. Benmerkezcilik etkisinde olan bir çocuk, çevresindeki herkesin ve her şeyin sadece kendisi için var olduğunu zanneder. Dünyanın merkezi kendisidir. Örneğin; annesi ona bakmak, güneş onu ısıtmak için vardır. Kendi gördüğü, düşündüğü ve bildiği şeyleri herkesin gördüğünü, düşündüğünü ve bildiğini zannederler. Örneğin; bir kız çocuğun telefonda konuşurken elindeki bebeğin rengini soran babasına Görmüyor musun? Yeşil diye cevap vermesi 60

PARALEL OYUN Paralel oyun aynı anda, diğer çocuklarla bir arada olmalarına rağmen, diğerlerinin oyunlarına dikkat etmeden birbirlerinden bağımsız olarak her çocuğun kendi oyununu oynamasıdır.

MONOLOG VE KOLLEKTİF MONOLOG Monolog çocuğun karşısındakini dinlemeden, onun kendisini dinlediğini varsayarak yaptığı tek yönlü konuşmadır. Çocuk kendi kendine yanında biri varmış gibi sesli bir şekilde konuşur. Kollektif monolog çocuklar yanındaki arkadaşları kendilerini dinlemese dahi hep birlikte toplu konuşmalarıdır. 62

ANİMİZM (CANLANDIRMACILIK) Animizm canlı ve cansız nesneler arasında ayırım yapamamadır. Çocuk cansız nesnelere canlılık özellikleri yükler veya canlı varlıkları cansız varlık olarak görür. Örneğin; oyuncak bebeklere yemek yedirmek, altını değiştirmek, radyo üşümesin diye üzerini çarşafla örtmek.

YAPAYCILIK Yapaycılık çocuğun doğal nesneleri (güneş, ay), olayları (deprem, sel), olguları (gece, gündüz) bir insanın yarattığına veya bunlara birisinin neden olduğuna inanmasıdır. Örneğin; çocuk, güneşi birisinin kibrit yakarak oluşturduğunu (buna bağlı olarak Güneş in geceleyin ateşi söndürüldüğünü sabah ise yakıldığını) düşünür. Rüzgârın bir adamın üflemesi sonucu oluştuğunu düşünür.

SİHİRSEL (MAJİK) DÜŞÜNME Sihirsel düşünme gerçek ile hayal olanı ayıramamadır. Masal kahramanlarının gerçek olduğuna inanırlar. Ayrıca bu çocuklar için büyü (sihir) gibi doğaüstü olaylar da gerçektir. Örneğin; Noel Baba yı, Şirinler i, Casper i, Pempe Panter i, Örümcek Adam ı vb. gerçek olarak kabul ederler.

KİŞİLERİN SÜREKLİLİĞİ Kişilerin sürekliliği çocuğun, dış görünümündeki değişiklik ya da benzerlik ne olursa olsun, kişiyi diğerlerinden ayırt edebilmesidir. Örneğin; çocuk, annesinin elbiselerini giyen bir kadının, kendi annesi olmadığını anlar. Çocuk her gördüğü bıyıklı erkeğin babası olmadığını bilir.

ODAKLANMACILIK Odaklanmacılık çocukların karşılaştıkları durumların, olayların, kişilerin, nesnelerin birçok özelliğinden yalnızca birine odaklanmaları (dikkatlerini verebilmesi) ve diğer yönlerine, özelliklerine dikkat edemeyişleridir. Örneğin; bir çocuğun annesinin bir anne olduğunu bilir ancak onun sadece annelik görevine odaklandığı için ayrıca onun bir eş, öğretmen, teyze olmasını anlayamaz. Anne Eş Öğretmen 67

Odaklanmacılık nedeniyle çocuklar bir etkinlik dizisi yaşadıkları zaman bu etkinliğin tek bir anına (en çok dikkat çeken kısmına veya son zamana) odaklanabilirler. Ayrıca aynı anda sadece tek bir etkinlik gerçekleştirebilirler. Örneğin; Hasan çizgi film izlerken elindeki meyve suyunu tutmakta ancak hiç içmemektedir; reklam olunca hızlıca meyve suyunu içmeye devam etmekte fakat çizgi film başlayınca yine içmemektedir.

ODAKLANMACILIK Örneğin; Beş yaşındaki Dilek ailesiyle çıktıkları yaz tatilinde Trabzon da farklı yöreleri görme fırsatı bulmuştur. Anaokuluna başladığında, ilk derste öğretmeni Tatilde nerelere gittiniz? diye sormuştur. Dilek, tatilde Trabzon da 4 farklı yer gezmiştir. İşlem öncesi dönemde olan Dilek, sizce bu dört farklı yerin ismini hatırlayabilecek midir? 69

1. Gidilen yer; Ayasofya 2. Gidilen yer; Atatürk Köşkü 3. Gidilen yer; Sümela Manastırı 4. Gidilen yer; Uzungöl 70

SOMUT İŞLEMLER DÖNEMİ (7-11 YAŞ) Somut Mantıksal düşünme başlar. Odaktan uzaklaşma vardır. Üst düzey (çoklu) sınıflama ve sıralama yapabilir. Tümevarımsal düşünme başlar. Tümdengelimsel düşünme başlar. Benmerkezci düşünceden uzaklaşır. İşlemleri tersine çevirebilir. Korunum (değişmezlik) ilkesi kazanılır. Parça-bütün ilişkisi kurulabilir. 71

KORUNUM İLKESİ Korunum ilkesi somut işlemler döneminde kazanılır. Korunum; bir nesnenin mekân içindeki yerinde (konumunda) veya fiziksel görünümünde değişiklik olmasına rağmen, bir şey eklenip çıkarılmadıkça nesnenin niteliğinde (miktar, ağırlık, alan, hacim vb.) herhangi bir değişiklik olmayacağını kavramadır.

Korunum İlkesi Deneyi: Çocuk önce iki uzun bardaktaki suyun eşit olduğunu görür, çocuğun gözü önünde bardağın biri geniş ve kısa bardağa aktarıldığında, uzun bardaktaki suyun daha fazla olduğunu söyler. 73

İŞLEMLERİ TERSİNE ÇEVİRME Somut işlemler döneminde bir çocuk, bir işlemi son aşamadan başlangıç aşamasına doğru geriye götürebilir. Çocuk bir işlemi baştan ya da sondan yaparak aynı noktaya gelebileceğini bilir. Örneğin; 1 den 10 a kadar sayabilen çocuğun 10 dan 1 e kadar da sayabilmesi. A=B ise B=A diyebilmesi. Bir buzun yeniden suya dönüşebileceğinin bilinmesi

SOYUT İŞLEMLER DÖNEMİ (11-18 YAŞ) Soyut düşünme başlar. Üst düzey akıl yürütebilir. Bilimsel düşünme başlar. Hipotetik (varsayımsal) düşünme ortaya çıkar. Esnek düşünme ortaya çıkar. Göreceli düşünme ortaya çıkar. Metabiliş düşünme ortaya çıkar. Analoji düşünme ortaya çıkar. Bütünleştirici (kombinasyonel) düşünme ortaya çıkar. Ergen egosantrizm (benmerkezciliği) görülür. Hayali seyirciler ve kişisel mitler görülür. Omnipotent düşünme görülür. 75

HİPOTETİK DÜŞÜNME Hipotetik düşünme; problemlerin çözümünde sadece var olan somut yöntemler değil, çözüme ilişkin olası (farklı) yollar belirleyip (hipotez geliştirip) bunları test edebilmektir. Örneğin; Mars ta hayat var mı? sorusuna Su ve oksijen varsa hayat vardır cevabını vermesi. Örneğin; kutuplardaki buzullar erimiş olsaydı dünyada canlılar için yaşam nasıl olurdu? sorusuna yönelik farklı hipotezler geliştirebilir.

GÖRECELİ DÜŞÜNME Göreceli düşünme; kişiye, zamana ve yere göre düşünmedir. Birey, kişi, yer ve zaman değiştiğinde sonucun da değişebileceğini anlar. Yani kişiye, zamana ve duruma göre düşünebilme yeteneğini kazanır. Örneğin; kendi doğruları ile başkalarının doğruları arasındaki farkı anlar.

METABİLİŞ DÜŞÜNME Metabiliş düşünme; Bireyin öğrenme sürecindeki bilişsel etkinliklerini fark etmesi, bu süreci kontrol etmesi ve denetlemesidir. Birey, öğrenme hedeflerini kendisi belirleyip kendi öğrenme sorumluluğunu aldığında, bu sürecini de kendisi gözlemleyip değerlendirdiğinde metabilişsel düşünmeyi gerçekleştirmiş olur.

Metabilişsel düşünmede temel vurgular şunlardır; Düşünmeyi öğrenme Öğrenmeyi öğrenme Öğrenme üzerinde düşünme Öğrenmeyi kontrol etme ve düzenleme Öğrenmeyi etkili kılma ve kullanma Öz düzenleme Öz değerlendirme Öz denetim Öz yeterlilik

BÜTÜNLEŞTİRİCİ DÜŞÜNME Bütünleştirici düşünmeye sahip birisi bir problem durumunun birden fazla değişkeni (alt problemi) barındırdığını ve dolayısıyla bir problemin birden fazla çözüm yolunun bir araya getirilip birleştirilmesiyle çözülebileceğini kavrayabilir. Örneğin; doktorların hastalarına teşhis koyarken sadece sorun yaratan organı değil de bütün fizyolojik yapıyı dikkate almaları.

ERGEN BENMERKEZCİLİK Çocuk benmerkezciliğinden farklıdır. Bu dönemde bireyler, dünyanın kendi etrafta dönmediğini bilirler ve empati kurabilirler. Ancak kendi düşüncelerinin ve söylediklerinin en doğru olduğunu düşünür. Benim felsefem en doğrudur gibi bir düşünceye sahiptir. Aksi görüşlere tahammül edemez (aşırı/naif idealizm) Herkesin kendisiyle uğraştığını, onu takip ettiğini, izlediğini ve onun davranışlarına dikkat ettiğini (Hayali seyirciler) düşünür. Adeta kendini sürekli sahnede hisseden bir oyuncu gibi görür. Ergen kendine özgü dramatik senaryolar geliştirir. Yaşamış olduğu olayların sadece kendi başına geldiğini düşünür. Kimsenin kendisi kadar sevemeyeceğini ve acı çekmediğini düşünür (Kişisel efsane).

OMNİPOTENT DÜŞÜNME Ergen benmerkezciliğin (egosantrizm) ürünüdür. Ergen benim gücün her şeye yeter, kimseye ihtiyacım yok, bana bir şey olmaz düşüncesiyle çok fazla risk alabilmektedir. Kendilerine zarar gelebileceğini düşünmezler. Bana bir şey olmaz derler.

BÖLÜM 2: VYGOTSKY İN BİLİŞSEL GELİŞİM KURAMI Lev VYGOTSKY (1896-1934) Vygotsky e göre; bilişsel gelişimde, çocuğun sosyal çevresi (yetişkinler ve arkadaşlar) ve kültür önemlidir. Çünkü tüm öğrenmelerin kaynağı bireyin sosyal çevresidir. O halde bilişsel gelişimin kaynağı, kişisel psikolojik süreçlerden önce, sosyal çevredir. 83

1. Yakınsal Gelişim Alanı Vygotsky e göre, insanların tek başına belli şeyleri öğrenebilmesi mümkündür fakat tek başına öğrenebileceğinden daha fazlasını sosyal çevresinin (yakın gelişim alanının) desteğiyle öğrenebilir. Çocuğun tek başına yapmakta zorlandığı veya başarılı olamadığı, ancak başkalarının rehberliğinde (işbirlikli öğrenme) başarabileceği görevler (davranışlar) çokça vardır. Bu alandaki kişiler ebeveynler, öğretmenler ve arkadaşlardır. Bireyin doğrudan etkileşimde bulunduğu yakın çevresi onun yakınsal gelişim alanını oluşturur. 84

2. İskele Kurma (Destek olma, Yapı iskelesi): Çocuğun yapacağı bir öğrenmede başlangıçta bir öğretici ile desteğinin olması, daha sonradan aşama aşama bu desteğin kesilmesi ve bu sayede çocuğun tek başına yapamayacağı bir öğrenmeyi artık bir öğretici desteği olmadan yapar hale gelmesini sağlayan tekniktir. Çocuğun etrafında bulunup ona bilgi ve deneyim edinme konusunda yardımcı olanların çocuğa verdiği bu desteğe yapı iskelesi denir. Örneğin; yüzme eğitiminde yüzme hocasının öğrenciye verdiği destek. 85

4. ÜNİTE AHLAK GELİŞİMİ 86

KPSS de bu bölümden her yıl ortalama 1 veya 2 soru gelmektedir. Bu bölümdeki sorular genellikle bilgi veya örnek verilerek sorulan yarı bilgi sorusu şeklindedir. 2006 2007 2008 2009 2010 (E) 2010 (T) 2011 2012 2013 2014 2015 Ahlak gelişimi (Piaget) 1 1 Ahlak gelişimi (Kohlberg) 1 2 1 1 1 1 1 1 1 2 1 87

A) PİAGET in AHLAK GELİŞİM EVRELERİ 1) Dışa Bağlı Dönem (Ahlaki gerçekçilik-heteronom Ahlak) (6-10) Somut işlemler dönemini kapsar. Heteronom; başkalarının yasalarına boyun eğmek demektir. Ahlak yargılarda başkalarına ve dışa bağımlıdır. Bu nedenle işlenen suçun önem derecesini, suça bağlı olarak ortaya çıkan fiziksel sonuçlar (dışarıdan görülebilen kısım) belirler. Sonuçta daha fazla zarara yol açan daha suçludur. 11 yaşına (soyut döneme) kadar davranışın arkasındaki niyeti göz önüne olarak karar veremezler. 88

Kuralların yüksek bir otorite (anne-baba, polis, asker) tarafından konulduğunu ve değiştirilemez olduğunu düşünürler. Kayıtsız şartsız otoriteye ve kurallara uyma söz konusudur. Kurallara uymayanın hemen cezalandırılması gerektiğini düşünürler. Ancak kural koyan kişiler çevrede olmadığında kurallar çiğnenebilir görüşüne sahiptirler. Davranışların temelinde ödüle ulaşmak veya cezadan kaçınmak yatar. 89

2-) Özerklik Dönemi (Ahlaki görecelik Otonom Dönem) (11- +): Otonom; çocuğun kendi kurallarına uyması demektir. Soyut işlemler dönemiyle ortaya çıkar. 11. yaşla birlikte çocuklar, kuralların insanlar tarafından oluşturulduğunu ve gerektiğinde değiştirilebileceğini anlamaya başlarlar. Ceza artık kuralların ihlal edilmesiyle otomatik olarak uygulanması gereken bir durum değildir. Çocuklar artık niyeti göz önüne olarak karar verirler. Davranışın iyi ya da kötü olması, davranışın altında yatan niyete bağlıdır. Birey için adalet, eşitlik, insanlar hakları ve insan özgürlüğü önemlidir. Bunlara göre kurallar gerektiğinde değiştirilebilir. 90

B) KOHLBERG in AHLAK GELİŞİM EVRELERİ 1) Gelenek Öncesi (Bencil) Düzey: a) Ceza ve İtaat Eğilimi Temel özellik otoriteye (anne, baba, öğretmen, polis) uyma ve cezalandırılmaktan kaçınmadır. Bu dönemde otoriteye mutlak uyum söz konusudur. Yani otoriteye körü körüne bağlılık vardır. Kurallar neyi gerektiriyor ve otorite nasıl istiyorsa buna uygun davranmak gerekir. Uygun davranılmadığında ceza kaçınılmazdır. Temel hedef ceza görmemektir. Birey kurallara doğruluğuna inandığı için değil, cezadan kaçındığı için uyar. 91

Otorite göz önünde yoksa kurallar çiğnenebilir. Örneğin; Kimse görmediğinde hırsızlık yapabilir, trafik polisi yokken kırmızı ışıkta geçebilir. Davranışın sonucuna göre değerlendirme esastır. Niyet önemli değildir. Davranış cezalandırılmışsa yanlış, cezalandırılmamışsa doğrudur. İşlenen suçun büyüklüğüne yönelik algı da verilen zararın fiziksel sonuçlarıyla doğru orantılıdır. 92

b) Saf Çıkarcı Eğilim (Amaca yönelik araçsal ilişkiler eğilimi) Dönemin temel özelliği birey için her şeyin karşılıklı olmasıdır. Yani çıkarcılık ön plandadır. Birey diğer insanların ihtiyaçlarının farkındadır ama hep kendi ihtiyaçları (çıkarları) ön plandadır. Birey kendi çıkarları için en uygun olan kurallara uyar. Bu karşılıklı çıkar ilişkisinde, çıkar alışverişinin eşit olması gerektiğine inanır. Temel güdü, bireyin kendi ihtiyaç ve isteklerinin (çıkarlarının) karşılanmasıdır. 93

Birey, bir davranışı kendisi açısından yararlı buluyorsa, ihtiyacını karşılıyorsa veya ödül getiren davranışsa doğrudur. Ödüle ulaşmak için kurallara uyar. Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez Sen benim sırtımı kaşı, bende senin sırtını kaşıyım Gör beni, göreyim seni Bana değmeyen yılan bin yıl yaşasın gibi anlayışlar egemendir. 94

2) Geleneksel Düzey a) İyi Çocuk Olma Eğilimi (Kişilerarası Beklenti) Dönemin temel özelliği; grup normlarına ve beklentilerine uymadır. Bu dönemde El alem ne der? anlayışı vardır. Bu dönemde başkalarına yardım ederek, onların beklentilerine uygun davranarak iyi olma anlayışı vardır. Temel güdü; grup tarafından kabul edilme ve grubun iyi çocuğu olmadır. Çevresinden onay almak ve takdir edilmek ister. İyi insan, iyi vatandaş, iyi anne-baba, iyi çocuk ya da iyi arkadaş olma altın kuraldır. 95

b) Kanun ve Düzen Eğilimi Dönemin temel özelliği; toplumu veya grupları korumak, yasalara uymak ve yükümlülükleri yerine getirmektir. Temel güdü, toplumsal düzeni korumaktır. Artık, akran gruplarının yerini toplumun kuralları ve kanunları almıştır. Kanunlara ve kurallara sorgusuz sualsiz uyulmalıdır. Kanunlar herkes için geçerlidir ve herkes uymak zorundadır. Yani aşırı kuralcılık söz konusudur. Örneğin; Her vatandaş vergisini ödemelidir. Her sürücü kırmızı ışıkta durmalıdır. Kanunun kestiği parmak acımaz. Bir babanın, oğlunun yaptığı cinayeti polise ihbar etmesi bu dönemle ilgilidir. 96

3) Gelenek Sonrası (Ötesi) Düzey a) Toplumsal (Sosyal) Sözleşme Evresi Yasalar herkesin yararını ve haklarını korumak için vardır ve olabildiği kadar çok sayıda insana fayda sağlamalıdır. Birey, yasaların toplum yararına olarak, çoğunluk tarafından konulması gerektiğine inanır. Eğer kurallar toplumun yararına değilse, toplum tarafından yine toplum yararı göz önüne alınarak demokratik yollarla değiştirilmelidir. Bireyler bir arada yaşamanın gerektirdiği kurallara ve davranış eğilimlerine uymayı sosyal bir uzlaşı (sözleşme) olarak kabul ederler ve bunlara özgür iradesiyle uyarak davranırlar. Mesela; Bir kişi konuşurken sözü kesilmez. Bir kimse başkasının özel eşyasını izni olmadan alamaz. 97

b) Evrensel Ahlak İlkeleri Bu dönemde tüm insanlar eşittir düşüncesi temeldir. İnsanların cinsiyeti, dini, dili, ırkı ne olursa olsun eşittir. Her koşul ve durumda insan hakları ön planda tutulmalıdır. İnsan hakları ve evrensel değerler temel ölçüdür. Kurallar insanca yaşamak için konulur. Bu kurallar evrensel düzeydeki ölçütlere dayalı olmalıdır. Bu dönemdekilere göre hiçbir şey insan hayatından daha değerli değildir. Birey, ihtiyaç duyulduğunda (deprem, sel gibi olaylarda) sadece insanlık adına bir başkasını kurtarabilmek için kendi canını riske atabilir. Mesela; İdam cezası, suçu ne olursa olsun hiçbir insana verilmez. 98

99

5. ÜNİTE DİL GELİŞİMİ 100

KPSS de bu bölümden her yıl ortalama 1 soru gelmektedir. Bu bölümdeki sorular genellikle bilgi veya örnek verilerek sorulan yarı bilgi sorusu şeklindedir. 2007 2008 2009 2010 (E) 2010 (T) 2011 2012 2013 2014 2015 Dil gelişimi 1 1 1 1 1 1 1 1 101

Davranışçı Yaklaşım Birey dili sonradan kazanır ve dili öğrenebilecek mekanizmayla dünyaya gelmez (Psikolinguistik kuramın anlayışına zıttır). Dil gelişimi pekiştirme ve tekrar yoluyla olur. Çocuklar kendilerini istendik sonuca götüren (pekiştirilen) sesleri tekrarlayarak dili kazanırlar. Pekiştirilen sesler öğrenilir, pekiştirilmeyen seslerin ise gösterilme sıklığı söner. 102

Sosyal Öğrenme Yaklaşımı Çocuk sosyalleşme sürecinde yakın çevresindekilerini (başta anne-baba) model alır ve taklit eder. Yani dil gelişiminin temeli model alma dır. Bebek için anne-babanın model olması, çocuğun onları taklit etmesi, anne-babanın pekiştirmesi ve düzeltici geribildirim vermesiyle dil öğrenilir. Albert Bandura (1925 - ) Mesela; Karadeniz Bölgesi'nde yaşayanların o bölgenin, Ege Bölgesi nde yaşayanların ise o bölgenin şivesiyle konuşması, bireylerin dili öğrenmesinde çevrenin etkisine ispattır. 103

PSİKO-LİNGUİSTİK (BİYOLOJİK) YAKLAŞIM Temsilcileri Chomsky, McNeill, Lenneberg dir. Dil gelişimini biyolojik (nörolojik) ve psikolojik temellere dayandırırlar. Noam Chomsky (1928 - ) Dil gelişiminin temeli biyolojiktir, ancak çevresel koşullardan bağımsız değildir. Dil gelişimi daha fazla olgunlaşmanın (biyolojik etkenin) etkisi altındadır. 104

Chomsky e göre; bütün insanlar genetik olarak (doğuştan) dil öğrenme altyapısına (beyin ve sinir yapısına) sahiptir. İnsan beyninin belirli bölgeleri dilin öğrenilmesinden (kazanılmasından) sorumludur. Bu altyapı sayesinde belirli bir biyolojik olgunluğa erişince ve gerekli çevresel koşullar da sağlandığında dil rahatlıkla öğrenilecektir. Yani çocuklar, yürümeyi öğrendikleri gibi, biyolojik olarak belli bir olgunluğa eriştikten sonra konuşmayı da öğrenirler. 105

PİAGET İN DİL GELİŞİM KURAMI 1) Agulama evresi (0-12 ay) a) Ağlama (0-2 ay): Bebek çeşitli sesler çıkarır, ihtiyaçları için ağlar. Sesleri bilinçsizce çıkarır. b) Babıldama (2-6 ay): Ünlü ve ünsüzler bir araya getirilerek iki heceli sesler (fonemler) ilk kez çıkarılır: Ma-ma, ba-ba gibi. Bu sesler ve heceler evrenseldir. c) Heceleme (Çağıldama) evresi (6-12 ay): Bebeğin konuşma organları olgunlaşmıştır. Bebek üç heceli kelimeleri çıkarabilir, sözcükleri de telaffuz etmeye başlar. 106

2) Tek sözcük evresi (12-18 ay): Konuşmada kritik dönemdir. Çocuk ilk anlamlı sözcükleri (baba, anne, mama gibi) söyler. Çocuk, tek sözcükle birçok şey anlatmak ister. Buna morgem denir. Örneğin; çocuk "kedi" dediğinde "kedi burada", "kedi gitti" gibi anlamları kastetmektedir. Alıcı ve ifade edici dil: Bu dönemde alıcı dil gelişmişken ifade edici dil henüz gelişmemiştir. Alıcı dil; çocuğun diğer bireylerin konuşma dilini anlayabilme becerisidir. İfade edici dil ise; çocuğun kendini anlatabilme becerisidir. 107

3) Telgrafik konuşma evresi (18-24 ay): İki farklı sözcüğün birleştirildiği, gramer yapılarına uymayan cümlelerin kurulduğu dönemdir. İki heceli kelimeler arası kadar bekleme vardır. Özne, yüklem, bağlaç, ekler gibi öğelerin bazıları kullanılmadan cümleler kurulur. Cümlede özneyüklem ilişkisi olmadan konuşma vardır. 4) İlk gramer evresi (24-60 ay): Gramer kurallarına göre cümleler kurulur. Kelime hazinesi gelişmiştir. 108

Aşırı kurallaştırma: Çocuğun bir alanda öğrendiği kuralı, ilgili olmayan bütün durumlara uygulamasıdır. Yani öğrendiği kuralı, genellemesi gerekmeyen durumlara da genellemesidir. Örneğin; Kızlar sözcüğündeki -lar ekini çoğul eki olarak öğrenen bir çocuğun, erkekler yerine erkeklar sözcüğünü kullanması. Eksik kurallaştırma: Çocuğun bir alanda öğrendiği kuralı, sadece öğrendiği alanda (örnekte) kullanmasıdır. Yani öğrendiği kuralı, genellemesi gereken alanlara genelleyememesidir. Örneğin; çocuk futbolcu kelimesini öğrenir, fakat basketbol oynayana basketbolcu yerine basketbol adam, basketbol oynayan adam kelimeleri kullanır. 109

MURAT CİVELEK REHBERLİK VE EĞİTİM BİLİMLERİ UZMANI 2016 KPSS DE BAŞARILAR DİLERİZ!