GELECEK 50 YIL Yirmi birinci yüzy l n ilk yar s nda hayat ve bilim ED TÖR John Brockman ÇEV R Nurettin Elhüseyni
Ç NDEK LER JOHN BROCKMAN G R fi................................................ 1 B R NC BÖLÜM: TEOR AÇISINDAN GELECEK LEE SMOLIN Evrenin Niteli inin Gelece i............................ MARTIN REES Kozmolojik Müflküller: Evrende Yaln z m y z ve Evrenin Neresindeyiz?................................................... IAN STEWART 2050 nin Matemati i................................... BRIAN GOODWIN Kültürün Gölgesinde............................. MARC D. HAUSER De ifltokufl Edilebilir Zihinler................ ALISON GOPNIK Çocuklar n Bilimcilere Ö retece i fieyler.... PAUL BLOOM Bir Ahlaki Geliflim Teorisine Do ru............... GEOFRREY MILLER ncelik Bilimi..................................... MIHALY CSIKSZENTMIHALYI Mutlulu un Gelece i.......... ROBERT M. SAPOSKY Elli Y l Sonra Hâlâ Hüzünlü Olacak m y z?......................................................................... STEVEN STROGATZ Fermi nin Küçük Buluflu ile Kaos ve Karmafl kl k Teorisinin Gelece i..................................... STUART KAUFFMAN Hayat Nedir?................................... 7 23 35 47 59 71 85 97 107 119 129 143
K NC BÖLÜM: PRAT K AÇISINDAN GELECEK RICHARD DAWKINS Moore Yasas Çocu u....................... PAUL DAVIES kinci Bir Yarat l fl Var m yd?....................... JOHN H. HOLLAND Bizi Bekleyen Geliflmeler ve Bunlar Tahmin Etme Yolu....................................................... RODNEY BROOKS Beden ve Makine Kaynaflmas................ PETER ATKINS Maddenin Gelece i..................................... ROGER C. SCHANK Gelecekte Daha Ak ll Olacak m y z?..... JARON LANIER Karmafl kl k Tavan................................... DAVID GELERNTER Ifl nla Ba lant ya Girmek..................... JOSEPH LEDOUX Zihin, Beyin ve Benlik............................. JUDITH RICH HARRIS 2050 den Bak flla Bizi Biz Yapan Özellikler.................................................................... SAMUEL BARONDES laçlar, DNA ve Psikanaliz Divan...... NANCY ETCOFF Beyin Taramalar, Kuflamlar ve K sa Temaslar PAUL W. EWALD Hastal n Üstesinden Gelmek.................. 163 179 191 205 217 229 239 255 269 283 297 309 323
MARC D. HAUSER De ifltokufl Edilebilir Zihinler fiöyle tuhafl klar gözünüzün önüne getirin: Bir parça b ld rc n beynine sahip bir tavuk, kafas n bir b ld rc n gibi e iyor, ama bir tavuk gibi g dakl yor. Parkinson hastal yüzünden tekerlekli sandalyeye mahkum olmufl yetmifl yafl nda bir adam, bir domuzdan bir parça beyin al yor ve domuz aksesuar n n hiçbir emaresini göstermeksizin, hemencecik d flar ya ç k p golf oynuyor. Bu örnekler Douglas Adams tarz nda bilimkurgu de il, bilimsel olgu. Günümüzde sadece ayn türün bireyleri aras nda de il, türler aras nda da beyin dokusu de ifltokufl edebiliyoruz. Önümüzdeki elli y lda böyle ince bir nörobiyoloji, beyne iliflkin anlay fl m zda geliflimi s ras nda nas l donat ld ve zaman içinde nas l bir evrim gösterdi i konusunda bir devrim yaratm fl olacak. Beyin hakk nda sürekli daha fazla fley ö renmemiz, sonuçta baflka bir hayvan türü olman n nas l bir fley oldu una dair daha fazla fley ö renmemizi sa layacak. Ama bu devrimin bilimsel ve etik sonuçlar na daha yeni kafa yormaya bafll yoruz. Baflka bir canl n n yerinde olmak nas l bir fley olabilir? Felsefeci Thomas Nagel in Bir Yarasa Olmak Nas l Bir fieydir? (The Philosophical Review LXXXIII, Ekim 1974, s. 435-50) bafll kl ünlü makalesinde resmen dile getirdi i bu 59
60 GELECEK 50 YIL soru, genel olarak hayvanlar n zihinsel yaflam yla, spesifik olarak da öznel deneyimleriyle, duygular yla ilgilidir. Baz - lar na göre, en az ndan mevcut bilimsel araçlarla, böyle deneyimleri izlemek düpedüz olanaks zd r. Baz lar na göre ise, bu güç bir sorun olmakla birlikte, bilimin erim alan içindedir. Ortada bir örnek oldu unda böyle konular konuflman n daha kolay olmas nedeniyle, bir örnek vereyim. 1960 lar n ortalar nda, iki grup uzman baflka bir maymunun elektrik floku ald n görünce nas l tepki göstereceklerini incelemek üzere makak maymunlar üzerinde deneyler yapmaya bafllad lar. Afla yukar ayn s ralarda, sosyal psikolog Stanley Milgram otoriteye nas l tepki verdiklerini görmek üzere insanlar test etmeye yöneldi; testin amac özellikle bir otorite figürünün baflka bir insana elektrik floku verme talimat na uyup uymayaca n saptamakt. Makak deneylerinin birinde, bir maymun günlük yemek tay n - n elde etmek için manivela kollar n çekecek flekilde e itildi. Maymunun bu ifli ö renmesinden sonra, bitiflik bir kafese ikinci bir maymun kondu. Art k birinci maymun ne zaman kollar çekse, di er maymuna fliddetli bir flok veriyordu. fiafl rt c bir geliflmeyle, birinci maymun kollar çekmeyi b rakt ; hatta kollar çal flt rmamas n n günlük yeme inden yoksun kalmay getirmesine karfl n, bu tutumunu birkaç gün sürdürdü. Kendisi açl k çekiyordu, ama gariban komflusu floktan kurtulmakla bundan yarar görüyordu. Kollar n bafl ndaki maymunlar n bu kollar çekmekten kaç nmaya olan yatk nl, di er maymunun tan d k bir kafes arkadafl olmas durumunda, hedefteki dene in yabanc bir maymun ya da tavflan gibi baflka bir türün mensubu olmas durumuna oranla daha yüksekti. Son olarak, daha önce bizzat elektrikli iskemlede bulunmufl ve bir floku yaflam fl bireyler, böy-
Marc D. Hauser - De ifltokufl Edilebilir Zihinler 61 le bir tecrübeden geçmemifl maymunlara oranla, elektrik vermekten daha uzun süre kaç n yordu. Milgram n insanlar konusunda vard ve 1983 te ç kan Obedience to Authority [Otoriteye taat] kitab nda canl bir dille anlatt taban tabana z t sonuçlar fl nda, makak maymun deneyleri özellikle çarp c d r. Beyaz laboratuar önlü ü giymifl deneyci gibi bir otorite figürü, baflka bir kifliye flok vermek üzere bir dene e bir kolu çekme emrini verdi- inde, di er kiflinin gerçek tehlike alt nda olmayan bir aktörün dramatik bir tav rla flok a tepki göstermesine ra men, denek defalarca bu ifli yapm flt. E er bir Marsl yeryüzüne inip bu iki deneyi seyretmifl olsayd, makak maymunlar n n empati kurdu u, insanlar n ise bunu yapmad sonucuna varmak zorunda kalacakt. Görünüfle bak l rsa, makak maymunlar ac çeken baflka birinin yerinde olman n anlam n biliyor; buna karfl l k insanlar ya bilmiyor ya da düpedüz umursam yor. nsanlar n baflkalar n umursayabildi ini, onlarla empati kurabildi ini ve baflka bir kimse için bir duygusal deneyimi yaflaman n ne demek oldu u üzerinde bilinçli olarak düflebildi ini biliyoruz elbette. George Eliot un dokunakl Adam Bede (Aflk n Bedeli: Adam Bede, çev: Adil Demir, stanbul: Kastafl Yay nlar, Kas m 2003) roman n okumufl olanlar, Adam n karfl l ks z aflk Hetty yi görünce hissetti i fleyleri rahatl kla hissedebilir. Afla daki pasaj herhalde meram m anlatmaya yeter: Bu k zar fl [Adam n] yüre inin yeni bir mutlulukla çarpmas na yol açt. Hetty daha önce onu gördü ünde hiç böyle k zarmam flt. Seni ürküttüm, dedi Adam, söyledi i fleyi belirtmeyen hofl bir anlamda; çünkü Hetty onun kadar duygulanm fl gibiydi.
62 GELECEK 50 YIL Makak maymunlar n n di erleriyle empati kurdu u ve onlar n esenli ini umursad sonucuna varmak çekicidir ve deneyler sanki bu hususu destekler niteliktedir. Ama alternatif yorumlar da vard r. Kolu çeken maymunlar karfl dakinin floka tepkisini belki nahofl bulmufltur; tiksindirici durumlarda bireyler yapt klar ifli b rak r. Maymunlar belki misillemeden çekinmektedir; yani, daha sonra elektrik iskemlesine oturtulabilecekleri ve yard mseverlikten pek nasip almam fl birinin insaf na kalabilecekleri endiflesi içindedir. E er durum böyleyse, kollar çekmekten kaç nma tutumunda empati de il, bencillik devreye girmifltir. Hangi yorum do ru olursa olsun, bu deneyler sosyal ba lama son derece keskin bir duyarl l a iflaret ediyor; maymunlar n duygulara ve gayelere sahip oldu unu, bunlara göre davranabildi ini gösteriyor. Böyle bilgileri hayvan zihnine dönük çal flmalar ile hayvan gönencini gelifltirme çabalar aras nda bir ba lant kurmak için kullanabiliriz. Bir hayvan n ihtiyaçlar n, arzular n ve gayelerini nas l ortaya ç karabiliriz? Onlara gerekli özeni göstermemiz aç - s ndan, bu önemli bir bilgidir. Keflke Hugh Lofting in Dr. Dolittle tipi kurmaca olmasayd ve t pk onun gibi, hayvanlarla konuflabilseydik! Ancak, böyle bir hasb halin yerini tutacak oldukça iyi bir araç var. Bu ifl canl türüne özgü davran fllara dönük dikkatli gözlemlerle bafll yor ve daha sonra iktisat araçlar n ödünç olarak, bir bireyin istedi i fleyi elde etmek için ne bedel ödeyece ini sormaya dayan yor. Çiftlikte yetifltirilen vizonlar üzerinde yak n dönemde yap lm fl bir çal flmay ele alal m. Vizon çiftçileri kendi hayvanlar n n tatmin edici koflullarda yaflad na inan yorlar. Bu durumda tatmin edici ibaresi sa l kl bir yaflam sürmek için gerekli bütün fleyleri
Marc D. Hauser - De ifltokufl Edilebilir Zihinler 63 sa lay c gibi bir anlama geliyor. Vizon yaflam na iliflkin bu görüfle kat lmayanlar, sa l kl s fat n n yeterli besin ve su ile bariz sa l k sorunu belirtilerinin yoklu u anlam na geldi- i fikrini sorguluyor. Masa bafl nda ahkam kesmenin bu tart flmaya getirece i bir yarar yoktur; ama canl bir deney bunu sa lar. Cambridge Üniversitesi biyologlar ndan Georgia Mason ve meslektafllar, vizonlar aynen vizon çiftliklerindeki koflullara sahip ayr kafeslere koydular: Bir yuva kutusu, içme suyu ve yiyecek. Bütün hayvanlar n haz peflinde kofltu u, iyi fleyler elde etmeye ve kötü fleylerden kaç nmaya yöneldi i varsay m ndan hareketle, her vizona yedi alternatif bölme aras nda bir seçim flans da sunuldu. Bölmelerin her biri baz benzersiz özelliklerle iliflkilendirilmiflti: Su dolu bir havuz, yüksek bir seki, tuhaf nesneler, ikinci bir yuva yeri, bir tünel, oyuncaklar ve ilave alan. Bu bölmelere girebilmek için, vizonlar n denk düflen kap y itip açmas gerekiyordu; izleyen günlerde, aç lmay güçlefltirmek üzere yedi kap ya da a rl klar ilifltirildi. Deney bireylerin istedikleri fleyler için bedel ödemesini gerektiren bir kapal ekonomi simülasyonu üzerine kuruluydu. Bu tür deneylerin temelinde yatan kilit sezgi, hayvanlar n sadece istedikleri fleyler için de il, can al c bir husus olarak, ihtiyaç duyduklar fleyler için daha fazla bedel ödeyebilecekleridir. Vizonlar ana kafeslerinden serbest b rak ld klar nda, flaflmaz biçimde havuzlu bölmeyi seçtiler, zamanlar n n ço- unu bu bölmede geçirdiler ve bunun için en büyük bedeli ödediler. Dahas, kortizol olarak bilinen bir stres hormonu seviyeleri ölçüldü ve havuzdan yoksun kalma durumunda yiyecekten yoksun kalma durumundaki kadar yüksek oldu- u saptand. Vizonlar ne istiyor? Havuz. Niçin? Çünkü do- al habitatlar nda hat r say l r bir zaman yüzmek ve su
64 GELECEK 50 YIL canl lar n avlamak üzere suda geçiriyorlar. Sonuç: Çiftlikte yetifltirilen vizonlara sa l kl yaflam sunmak amac yla, vizon çiftçilerinin cüzi bir geliri onlara küçük havuzlar sat n almaya ay rmalar gerekiyor. Havuzsuz vizonlar yiyecekten mahrum b rak lm fl vizonlar kadar strese giriyor. Akl bafl nda hiçbir çiftçi onlar yiyecekten mahrum b rakmay düflünmeyece ine göre, ne diye bir havuzdan mahrum b raks n ki? Bunun ekonomik ya da etik bir anlam yok. Makak maymunu ve vizon deneyleri, bilimin hayvan duygular n nas l aç a ç karabilece ini ve böyle bilgileri yararl pratik amaçlar n hizmetine nas l koflabilece ini gösteriyor. Ama genetik ve beyin bilimlerindeki son geliflmeler göz önünde tutuldu unda, anlat lan teknikler kaba say l r. Art k genler ekleyerek ya da silerek bir hayvan n genomunu de ifltirebildi imize ve ayr ca beyninden parçalar ç karabildi imize ya da yerine baflka parçalar koyabildi imize göre, sorabilece imiz ve cevap alabilece imiz olas sorular n yelpazesi çok genifl. Potansiyel etik ikilemlerin yelpazesi de öyle. Yak n dönemde ak ll ya da (TV y ld z harika genç Doogie Howser dan dolay verilen adla) Doogie farenin yarat l fl n ele alal m. Bu fareler bellek oluflumunda önemli bir rol oynayan NR2B adl bir genin ekstra kopyalar n n eklenmesiyle genetik bak mdan düzenlenmiflti. Ekstra genlere sahip fareler kontrol deneklerinden daha ak ll say l yordu; çünkü nesneleri ay rt etmeyi, tiksindirici bir uyar ya tepki vermeyi ve gizli bir rampay bulmay daha h zl ö reniyorlard. Artan bu becerilerin bildi imiz zekan n esas n oluflturup oluflturmad elbette tart flmaya aç kt. Bununla birlikte, sonuçlar gen manipülasyonuyla sa lanm fl gibi görünen bir performans farkl l n göstermekteydi. Daha yüksek biliflsel iflleyifl geneti ine ilgi duyanlar için, böyle sonuçlar ol-
Marc D. Hauser - De ifltokufl Edilebilir Zihinler 65 dukça hayret vericiydi. Sadece bu alandaki teknolojik ilerlemenin gücünü ortaya koymakla kalm yor, özellikle insandaki t bbi bozukluklar n tedavisinde uygulamal amaçlar için kullan labilecek genetik mühendisli i türlerini de gözler önüne seriyordu. Örne in, beyinde bellekle iliflkili al c lar n say s n artt rma yoluyla, Alzheimer hastalar nda y k c haf za kay plar n geri döndürmek teorik olarak mümkündü. Fakat Doogie faresindeki bulgular n uyand rd heyecan gerek genlerle, gerekse beyinle oynaman n potansiyel tehlikelerini ortaya koyan baflka bir deneyin sonuçlar yla yat flm fl bulunuyor. Doogie faresinin yarat l fl ndan iki y l sonra, bilim camias na bu flekilde ak ll olman n öngörülmemifl bir yan ürünü sunuldu. Bu yan ürünün etkisini en iyi ifade eden fley atletlerin kulland ac olmadan baflar olmaz deyimidir. Normal akranlar ndan farkl olarak, Doogie faresinde akut a r daha uzun sürer. Bu sonuçtan ç kar lacak önemli dersler vard r. Genetikçi Richard Lewontin in nsan Genomu Projesi ni elefltiren The Triple Helix: Gene, Organism and Environment [Üçlü Helis: Gen, Organizma ve Ortam] kitab nda belirtti i gibi, genlerin içinde yaflad karmafl k gensel ve çevresel ba lamlar kavrayabilmemiz için, genler ve davran fl aras ndaki nedensel iliflki konusunda naif sonuçlar ç karmaktan kaç nmal y z. Karfl m zda genetik bir karmafla duruyor. Bir geni ç kard m zda, yerine baflka bir fley koydu umuzda veya kopyas n yapt m zda, sonuçlara iliflkin ancak bilgiye dayal yani istatistiksel tahminlerde bulunabiliriz. Bundan genetik ya da beyin manipülasyonlar n n de ersiz oldu u anlam ç kmaz; tam tersine, böyle teknolojilerin yepyeni bulufllar ve içgörüler yönünde bir ufuk açmas yüksek bir olas l kt r. Ne var ki, böyle bulgularla birlikte, komplikasyonlarla ve güçlüklerle karfl -
66 GELECEK 50 YIL laflmaya da haz rl kl olmal y z. Ö rencilerimden flu zihin jimnasti ini yapmalar n s kl kla isterim: E er gönüllü bir hayvan al c s ndan belirli bir parçay alarak, geri dönülebilir (özgün parçalar tekrar noksans z edinme anlam nda geri dönülebilir) bir beyin nakli ameliyat geçirme f rsat n z olursa, hangi canl türünden hangi parçay seçersiniz? Y llard r ö rencilerim listelerinin en bafl na flu üçünü yerlefltirmifltir: Bir köpe in koklama duyusu so anc, bir yarasan n iflitme duyusu korteksi ve bir kartal n görme duyusu devreleri. Bu zihin jimnasti inde ince bir tuzak kurulmufltur. Her ne kadar teknoloji bu korteks bölgelerinin eklenmesine olanak verse de, gerçek anlamda bir köpek gibi koklamak, bir yarasa gibi iflitmek ve bir kartal gibi görmek için baflka bir fleye gerek vard r. Bu baflka bir fley (bir köpe in harikulade burnu, bir yarasan n radar çana kulaklar ve bir kartal n çifte çukurlu gözleri gibi çevrel organlar n yan s ra) yorumlay c bir sistemdir. Yeni tak lm fl bir köpek koklama sistemiyle, bir insan yüz metredeki bir yang n muslu una bulaflm fl miligram düzeyindeki idrar saptayabilir; ama bu kokuyu bir insan n yapt flekilde yorumlar. Yo unlu undan dolay koku ona korkunç gelecektir hiçbir insan n daha önce karfl laflmad keskinlikte bir koku. Ço u kez gözard edildi inden, beyin aktivitemizin bu yorumlama veçhesinin önemini vurgulamak istiyorum. Örnek olarak verece im bir felsefe paradoksu ve bir korku filmi bu noktay aç kl a kavuflturacakt r herhalde. Mant kta bir özdefllik teorisi vard r. Buna göre, x ve y gibi çok parçal herhangi iki nesneyi ele ald m zda, e er x in her parças y nin bir parças ysa ve y nin her parças x in bir parças ysa, x = y olur. Bu özdefllik anlay fl na yöneltilen klasik itiraz,
Marc D. Hauser - De ifltokufl Edilebilir Zihinler 67 Theseus un ve Atinal gemicilerin idaresindeki gemisinin durumudur. Gemi yelken açt nda yenidir. Aradan zaman geçmesi ve geminin y pranmas üzerine, gemiciler hasar gören kalaslar yenileriyle de ifltirir. Yolculu un sonuna var ld nda, bütün özgün kalaslar n ve donan m n yerini yenileri alm flt r. Paradoks fludur: Yolculu u tamamlayan gemi, yolculu a bafllayan gemiyle ayn m d r? Bu hâlâ Theseus un gemisi midir? Cevap vermeden önce, bir de Roman Polanski nin Kirac filmine bakal m. Polanski filmde, Paris in bir apartman dairesinde yaflayan halim selim bir dosya katibi olarak baflrolü oynar. Dairenin önceki kirac s intihar girifliminde bulunmufltur. Bu durum katibi kuruntulu bir paranoyaya sürükler ve benli in unsurlar yla ilgili retorik bir monologa girmesine yol açar: E er kolumu kesersem, ben ve kolum derim. Peki ama, e er bafl m kesersem, ben ve bafl m m, yoksa ben ve bedenim mi derim? Bu iki örnek, yorumla ilintili güçlükleri fleffaflaflt r yor. E er bir kiflinin koklama sistemini ç kar rsak ve yerine bir köpe inkini ve hatta baflka bir insan nkini koyarsak, o kiflinin kimli ini de il, sadece kokular duyumsama biçimini de ifltirmifl oluruz (özellikle de ifltokufl bir köpekle yap lm flsa). Bu yeni devreyi alan kifli hâlâ kokuya kendi yorumunu yükler. Ancak, öteki beyin parçalar söz konusu oldu unda, kimlik sorusunu her durumu göre ayr bir düzeyde yöneltmeliyiz. Nörolog Antonio Damasio nun bilinç üzerine son çal flmas The Feeling of What Happens [Olup Biten fieylerin Hissi] kitab nda dile getirdi i gibi, beynin farkl k s mlar benli in u rad duruma iliflkin duyguya farkl etkilerde bulunur. Ünlü Phineas Gage vakas n n aç kça gösterdi i üzere, de- ifltokufl edilebilir baz k s mlar kimlikte büyük olas l kla dramatik de iflimlere yol açar. Toplumun çal flkan ve sayg -
68 GELECEK 50 YIL de er bir mensubu olan Gage in al n lobu devresi geçirdi i kaza sonunda hasara u ram fl ve bu zedelenme onu art k tan nmayacak ölçüde her türlü ahlaki yarg dan yoksun bir kifliye dönüfltürmüfltü. De ifltokufl edilebilir zihinler sorununu daha ileriye götürmek üzere, nöroloji dünyas nda elde edilmifl baz çarp c yeni sonuçlara dayanan baflka bir zihin jimnasti i yürütebiliriz. Nörobiyolog Miguel Nicolelis ve meslektafllar, bir baykufl maymununun beyninden al nma yüzlerce nöronun elektrik deflarjlar n kaydetmeyi ve bu sinyali bir robotun kolunu yönlendirmek için kullanmay baflarm fl bulunuyor. Bu s rf bir elektronik z mb rt gibi gelebilir, ama öyle de il. Belirli bir düzeyde sinir kodundan anlam ç karabilece imizi ve davran fla nas l arac l k etti ini kavrayabilece imizi gösteriyor. Her türlü hayvandan nöron sinyalleri yükleyebildi- imizi ve böylece dünyayla etkileflime girdikleri s radaki düflüncelerine iliflkin bir tür sabit disk kütüphanesi yaratabildi- imizi gözünüzde bir canland r n. Böylece yedi i, uyudu u, tarand, cinsel iliflkiye girdi i ve iletiflim kurdu u s rada, bir hayvan zihnini okuyabilece iz. Belirli bir düzeyde onlar gibi olma konusunda derin bir sezgiye kavuflaca z. Dikizci bir Homo sapiens haline gelece iz. Hatta kendi beyin dalgalar m z onlar nkilerle efllefltirebilir ve böylece canl türleri aras nda daha önce hiç var lmam fl bir uyumu yaflayabiliriz aç kças sanal gerçeklik oyunlar ndaki son nokta bu. Bunlar harika zihin jimnastikleri. Önümüzdeki elli y l içinde gerekli teknoloji elimizin alt nda olacak; ancak hiçkimse bunu böyle bir fanteziyle kullanmay tercih etmeyebilir. As l heyecan gerek bizimki, gerekse düflünen yarat klar nki olmak üzere, beyin hakk nda ne kadar çok fley ö renebilece imizi düflünmekte yat yor. Endifle yaratan fley tekno-
Marc D. Hauser - De ifltokufl Edilebilir Zihinler 69 lojimizin bizi bulan k ahlaki sonuçlarla dolu meçhul diyarlara sürüklemesi. E er beyin parçalar n de ifltokufl edersek ya da genleri ekler ve ç kar rsak, sonuçlardan kim sorumlu olacak? Bilimci mi? Doktor mu? Baz insanlar n daha iyi bir hayat sürmesini sa lamak için bir parças kullan lan hayvan m? E er kök hücre araflt rmalar onaylan rsa ve beynin farkl k s mlar gelifltirilebilirse, kimseye de ifltokufl yapma olana verilmeli mi? Bilimin ona katk da bulunanlar n yarat c enerjisinden yararlanmas için, düflünsel ortam radikal ve hatta riskli araflt rmalar desteklemelidir; ama bilimciler giriflimlerinin potansiyel etik sonuçlar n kavramak zorundad r. nsan d fl ndaki hayvanlara dönük incelemeler de bu kapsama girer. George Bernard Shaw un Binbafl Barbara adl oyununda derin düflüncelere dalarken belirtti- i gibi, do ru ve yanl fl sarmalayan giz bütün felsefecileri flafl rtm fl, bütün hukukçular bocalatm fl, bütün ifladamlar - n n kafas n kar flt rm fl ve sanatç lar n ço unu periflan etmifltir. Shaw vard klar sonuçlarda olan ve olmas geren aras ndaki ayr mla hâlâ bo uflmak zorunda olan bilimcileri de onlara pekala ekleyebilirdi. MARC D. HAUSER Harvard Üniversitesi nin psikoloji ve sinir bilimleri program bölümlerinde ders veren bir biliflsel nöroloji profesörüdür. Ayr ca Zihin/Beyin/Davran fl nisiyatifi nin bir üyesidir. Kitaplar aras nda The Evolution of Communication [ letiflimin Evrimi]; The Design of Animal Communication [Hayvanlar Aras ndaki letiflimin Amac ] (M. Konishi yle birlikte) ve Wild Minds: What Animal Really Think [Vahfli Zihinler: Hayvanlar Gerçekten Ne Düflünür] say labilir.