Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2011, Sayı: 30. Yurtdışı Gelişmeler. Yurtiçi Gelişmeler. Finansal Göstergeler. Haftalık Görünüm

Benzer belgeler
Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 15 Haziran 2015, Sayı: 15. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 13 Nisan 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 12 Ocak 2015, Sayı: 02. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 25 Nisan 2016, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 27 Temmuz 2015, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 13 Ekim 2014, Sayı: 41. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

Ekonomi Bülteni. 17 Temmuz 2017, Sayı: 29. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 9 Mayıs 2016, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 24 Ağustos 2015, Sayı: 24. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 21 Kasım 2016, Sayı: 45. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 7 Ağustos 2017, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 10 Ağustos 2015, Sayı: 22. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 01 Aralık 2014, Sayı: 48. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 15 Mayıs 2017, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Ekonomi Bülteni. 03 Ağustos 2015, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 26 Haziran 2017, Sayı: 26. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 27 Mart 2017, Sayı: 13. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

Ekonomi Bülteni. 16 Mayıs 2016, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Makro Ekonomi ve Strateji. Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 4 Nisan 2016, Sayı: 14. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

-2.98% -10.0% 19.7% 13.5% % Ocak 19 Ocak 19 Şubat 19 Şubat 19 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER.

7.36% 7.0% 15.8% 9.6% % Haziran 18 Mayıs 18 Haziran 18 Temmuz 18

Ekonomi Bülteni. 22 Ağustos 2016, Sayı: 33. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 08 Haziran 2015, Sayı: 14. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 20 Şubat 2017, Sayı: 8. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 5 Aralık 2016, Sayı: 47. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 28 Aralık 2015, Sayı: 41. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 3 Ekim 2016, Sayı: 38. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

%7.26 Aralık

Ekonomi Bülteni. 8 Ağustos 2016, Sayı: 31. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 13 Mart 2017, Sayı: 11. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Günlük Bülten 25 Temmuz 2013

Ekonomi Bülteni. 11 Mayıs 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Günlük Bülten 17 Eylül 2013

Ekonomi Bülteni. 12 Haziran 2017, Sayı: 24. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 5 Haziran 2017, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

5.21% 4.6% 21.6% 11.1% % Ekim 18 Eylül 18 Ekim 18 Kasım 18

GÜNLÜK BÜLTEN 23 Mayıs 2014

Ekonomi Bülteni. 02 Mart 2015, Sayı: 09. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

CARİ İŞLEMLER DENGESİ


TÜRKon/HED/13-39 DEĞERLENDİRME NOTU. Faks: +90 (212) TÜRKİYE EKONOMİSİ. Sanayi üretiminde kritik gerileme.

Ekonomi Bülteni. 09 Mart 2015, Sayı: 10. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 7 Kasım 2016, Sayı: 43. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 23 Ocak 2017, Sayı: 4. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

1.56% -4.1% 20.3% 11.4% % Kasım 18 Ekim 18 Kasım 18 Aralık 18

Ekonomi Bülteni. 01 Haziran 2015, Sayı: 13. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 12 Aralık 2016, Sayı: 48. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 13 Şubat 2017, Sayı: 7. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 18 Ağustos 2014, Sayı: 33

NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş YILI İKİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

Ekonomi Bülteni. 19 Aralık 2016, Sayı: 49. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

HAFTALIK RAPOR 18 Ocak 2016

Abdi İpekçi Caddesi No : 57, Reasürans Han, E Blok 7.Kat Harbiye İstanbul Tel : +90 (212)

Haftalık Ekonomi ve Dış Ticaret Görünümü

Ekonomi Bülteni. 24 Ekim 2016, Sayı: 41. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Günlük Bülten 17 Mart 2014

Ekonomi Bülteni. 3 Temmuz 2017, Sayı: 27. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

HAFTALIK RAPOR 17 Eylül 2018

Ekonomi Bülteni. 8 Mayıs 2017, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 21 Nisan 2014, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler

Ekonomi Bülteni. 26 Eylül 2016, Sayı: 37. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

SEKTÖREL GELİŞMELER İÇİNDEKİLER Otomotiv. Beyaz Eşya. İnşaat. Turizm. Enerji. Diğer Göstergeler. Sektörel Gelişmeler /Ağustos

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.

Ekonomi Bülteni. 10 Ekim 2016, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Günlük Bülten 25 Mart 2014

Ekonomi Bülteni. 07 Eylül 2015, Sayı: 26. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 06 Temmuz 2015, Sayı: 18. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 10 Temmuz 2017, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 16 Ocak 2017, Sayı: 3. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

GÜNLÜK BÜLTEN 20 Haziran 2014

Mayıs 13. Emeklilik Fon Bülteni BNP Paribas Cardif Emeklilik NİSAN AYI PİYASA GELİŞMELERİ BNP PARIBAS CARDIF

GÜNLÜK BÜLTEN 04 Nisan 2014

8. Finansal Piyasalar. 8.1 Finansal Koşullar ve Para Politikası

Ekonomi Bülteni. 18 Kasım 2013, Sayı: 42. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler

Ekonomi Bülteni. 07 Aralık 2015, Sayı: 38. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 2 Ocak 2017, Sayı: 1. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ağustos 2013

HAFTALIK RAPOR 20 Mart 2017

Ekonomi Bülteni. 10 Nisan 2017, Sayı: 15. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Bugün, Yurtiçi Piyasalar Enflasyonla Topyekün Mücadele Programına Odaklandı

Günlük Bülten 12 Eylül 2014

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2012 YILI 9 AYLIK FAALİYET RAPORU

Ekonomi Bülteni. 31 Ekim 2016, Sayı: 42. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 25 Kasım 2013, Sayı: 43. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Şubat 2012

Transkript:

Ekonomi Bülteni, Sayı: 30 Yurtdışı Gelişmeler Yurtiçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Görünüm Cari Açık Gündemden Düşüyor MB nin Yeni Yol Haritası Makro Ekonomi & Strateji Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ercan Ergüzel Berke Gümüş Doğukan Ulusoy Avrupa Piyasaları Nasıl Tatmin Edebilir? 1

Yurtdışı Gelişmeler ABD nin AAA olan kredi notu düştü. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P, ABD nin en yüksek not seviyesi AAA olan notunu tahinde ilk kez düşürerek AA+ ya düşürdüğünü açıkladı ve görümünü ise negatif olarak belirledi. S&P açıklamasında ABD nin kredi dinamikleri konusunda alınan önlemlerin yetersiz kaldığını belirtti ve karar verme sürecinde yaşanan sorunlara dikkat çekerek, Mali ve ekonomik zorlukların yaşandığı bir dönemde, ABD yetkilerinin ve siyasi kurumların etkisi, istikrarı ve öngörülebilirliği zayıflamıştır ifadelerini kullandı. Açıklamaların devamında bu kararın hükümetin bütçe açıkları ve artan borç yükünden dolayı aldığı, kongre ve yönetimin ulaşmaya vardığı ekonomi paketinin hükümetin borç dinamiklerini herhangi yakın bir zamanda sabitleştirme kapasitesine sahip olmadığı kaydedildi. S&P ABD nin notuna ilişkin açıklamalarda bulundu. S&P ABD nin AA+ seviyesine indirdiği ve görümünü negatif olarak belirlediği notunun yeniden AAA seviyesine çıkmasının kısa vadede zor olduğunu, vakit alacağını belirtti. Diğer yandan bir başka önemli kredi derecelendirme kuruluşu Moody s den yapılan açıklamada ABD yi AAA olarak değerlendirmeye devam ettikleri ve ABD nin AAA ülkelerinin özelliklerine sahip olduğu dile getirildi. FED faizleri 2013 e kadar yükseltmeyeceğini açıkladı. ABD de gerçekleşen FED Açık Piyasa Komitesinin (FOMC) faiz toplantısında 0-0.25% arası olan gösterge faizinde değişikliğe gidilmedi. FED Başkanı Bernanke yaptığı açıklamada ekonomideki büyümenin Komitenin beklediğinden epeyce yavaş olduğunu belirttikten sonra mevcut ekonomik koşulların muhtemelen gösterge faiz oranının en az 2013 yılı ortasına kadar mevcut düzeyde kalmasını sağlayacağını tahmin ettiğini dile getirdi ve FED in elinde ekonomiyi canlandırmak için silahlarının bulunduğunu belirtti. ABD de İşsizlik Maaşı Başvuruları beklentilerin altında gerçekleşti. 5 Ağustos itibariyle ABD haftalık işsizlik maaşı başvuruları verisi bir önceki haftaya göre 5 bin kişilik bir azalış göstererek 400 bin olan piyasa beklentisinin altında 395 bin olarak gerçekleşti. 4 haftalık ortalama ise düşüş trendini devam ettirerek 408 binden 405 bine geriledi. Avrupa Merkez Bankası ve G-7 ülkeleri alınan not indirimden sonra acil görüşmeler gerçekleştirdi. ABD not kararının ardından, Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve G-7 ülkeleri acilen toplanarak durum değerlendirmesi yaptı. Daha önce yaptığı açıklamalarda sadece İrlanda ve Portekiz tahvili satın alınacağını belirten ECB, gerçekleştirdiği toplantının ardından piyasalara müdahale kararı aldı. Toplantı sonrası yapılan açıklamada İspanya ve İtalya da yapısal ve mali alanda önlem ve reformlar çağrısı yapılırken, ECB nin İtalyan ve İspanyol tahvillerini alacağı açıklandı. ECB nin ikincil piyasa İtalyan ve İspanyol tahvillerini almaya başlamasından sonra iki ülkenin tahvillerinin ortalama getirilerinde ciddi düşüşler meydana geldi. Fransa da not tartışmaları hızlandı. FED toplantısının ardından olumlu bir havaya bürünen global piyasalar, Fransa nın da ABD den sonra AAA olan kredi notunu kaybedebileceği endişesi ile sert düşüşler yaşadı. Moody s, Fitch ve S&P nin Fransa nın notunu AAA olarak teyit etmesine rağmen piyasalarda tartışmaların yaşandığı dönemdeki sert düşüşler önlenemedi. BoE büyüme tahmini düşürdü. İngiltere Merkez Bankası (BOE) küresel ekonomideki zayıflamaya bağlı olarak bu yıl ve gelecek yıla ilişkin büyüme tahminini düşürdü. Açıklanan enflasyon raporunda büyüme tahminini düşüren Merkez Bankası, enflasyonun da gelecek yıl hızla düşmesini beklediğini açıkladı. İsviçre Merkez Bankası ek önlemler alacağını açıkladı. İsviçre Merkez Bankası, Frank ın diğer para birimlerine karşı aşırı değerlenmesini önlemek amacıyla önlemleri genişleteceğini açıkladı. Yapılan açıklamada İsviçre Frankı nın aşırı değerlenmesine karşı risklerin arttığını, piyasalara sağlanan likiditenin ciddi miktarda artırılacağını ve gerek duyulması halinde alınacak önemlerin daha da genişletileceği belirtildi. Çin den ihracat rekoru. Çin ticaret fazlasını rekor düzeylere taşıdı. Temmuz ayında 31.5 milyar $ ticaret fazlası veren Çin ekonomisi, ihracat rekoru kırarken, ticaret fazlasını 2 yılın en yüksek seviyelerine çıkartmış oldu. Yuan rekora koşuyor. FED in 2013 ortalarına kadar faizleri bu seviyelerde tutacağını açıklamasının ardından dolara karşı değer kazanmayı sürdüren Yuan Dolar a karşı 17 yılın en değerleri seviyelerine yükseldi. 2

Yurtiçi Gelişmeler Ödemeler Dengesi Verileri, Haziran 2011 Haziran cari açığı beklentilere paralel 7.55 milyar $ olarak açıklandı. Böylece yıllık bazda cari açık rakamı geçen ay 68 milyar $ dan Haziran da 72.5 milyar $ a ulaştı ve bir rekor daha kırmış oldu. Milyon dolar 2010 2011 % 2010 2011 % 2010 2011 % Haziran Haziran Artış Oca-Haz Oca-Haz Artış Son 12 Ay Son 12 Ay Artış CARİ İŞLEMLER HESABI -3,409-7,548 121% -20,247-45,008 122% -27,140-72,500 167% Dış Ticaret Dengesi -4,402-8,998 104% -20,995-46,431 121% -37,799-81,881 117% Hizmetler Dengesi 1,502 1,847 23% 3,727 5,183 39% 15,861 16,155 2% Gelir Dengesi -620-493 -20% -3,516-4,453 27% -7,117-8,259 16% Cari Transferler 111 96-14% 537 693 29% 1,915 1,485-22% SERMAYE VE FİN. HES. 4,517 5,505 22% 20,875 36,324 74% 28,602 58,084 103% Doğrudan Yatırımlar 556 561 1% 2,277 4,853 113% 5,231 10,390 99% Portföy Yatırımları -682 2,036-399% 6,836 16,869 147% 7,436 26,159 252% Diğer Yatırımlar 3,872 4,495 16% 17,860 24,358 36% 27,140 40,621 50% Rezerv Varlıklar 771-1,587-306% -6,098-9,756 60% -10,639-16,467 55% NET HATA NOKSAN -1,108 2,043-284% -628 8,684-1483% -1,462 14,416-1086% İkinci çeyrek tahmini GSYİH verilerine göre yaptığımız hesaplamalar Cari açık/gsyih oranının Haziran da %9.3 e çıktığını gösteriyor. IMF daha önce yaptığı açıklamalarda yıl sonu için %10.5 Cari Açık / GSYİH tahmini yapmıştı. Haziran da bir önceki yılın aynı ayına göre %122 artmış olması cari açıkta henüz yavaşlama sinyallerinin istenilen ölçüde olmadığını gösteriyor. Fakat hem öncü ekonomik verilerinin Temmuz ve sonrasında yavaşlama sinyali vermesi; hem de TL deki değer kaybının bu dönemde hızlanması nedeniyle cari açık verilerinde trend değişikliğinin özellikle önümüzdeki aylardan itibaren görülmesi beklenebilir. Finansman tarafında portföy yatırımları ve krediler yılın ilk 6 ayında 16.9 ve 24.4 milyar $ ile güçlü destek sağladı. Portföy girişlerinin alt detaylarına baktığımızda ilk 6 ayda girişlerin neredeyse tamamı tahvil alımlarından geliyor. Krediler tarafında ise özel sektörün ve özellikle bankaların yurtdışı borçlanmaları güçlü seyrine devam ediyor. Reel sektör borç çevirme oranı (12 Aylık) 2008 global krizinin artından ilk defa Haziran da %100 ün üzerine çıktı. Bankalar için oran ise 1 puan gerileyerek %137 ye indi. Sanayi Üretim Endeksi: Haziran, 2011 Sanayi üretim endeksi Haziran da geçen senenin aynı ayına göre %6.7 yükseldi, piyasa beklentisi %8 di. 12 aylık artış böylece %11.0 a geriledi. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi Ocak tan beri süregelen gerilemesini devam ettirdi ve Haziran da da bir önceki aya göre %0.9 azaldı. İlk 6 aylık performansı açısından Makine, Petrol& Kömür ve Taşıt sektörleri %11 lik ortalamanın oldukça üzerinde büyümeye devam ederken, giyim ve tekstil ortalamanın altında kaldılar. Son 6 ayda sanayi üretiminin frene basmış görüntüsü Merkez Bankası nın geçen yıl sonundan itibaren uygulamaya koyduğu ekonomiyi soğutucu kararlarının işe yaramaya başladığını gösteriyor. Daha öncü bir gösterge olan kapasite kullanım oranları, ekonomik aktivitedeki yavaşlamanın Temmuz ayında da devam edebileceğine işaret ediyor. 3

H. Senedi Piyasaları Para Piyasaları Haftalık ve Aylık Getiri DenizBank Ekonomi Bülteni Finansal Göstergeler Risk iştahının azaldığı dönemlerde Türkiye diğer GOÜ lerden negatif yönde ayrışmaya devam ediyor. Merkez bankalarının ultra gevşek para politikası taahhütleri 12 aya kadar olan faizleri çok etkilemedi. Hisse senedi piyasaları son günlerdeki toparlanmaya karşın haftayı sert düşüşle kapadı. Not: Tüm veriler rapor tarihinde saat 12:00 itibarı ile güncellenmiştir. 4

Emtia Piyasaları Döviz Piyasaları Tahvil Piyasaları DenizBank Ekonomi Bülteni Finansal Göstergeler Merkez Bankası nın düşük politika faizi yaklaşımıyla politika faizi %8 li seviyelerin altını zorluyor. Faizlerdeki gerilemenin de etkisi ile TL diğer GOÜ para birimlerinden negatif yönde ayrışıyor. Global ekonomik yavaşlama tehdidine paralel emtia endeksleri ve petrol geriliyor. Not: Tüm veriler rapor tarihinde saat 12:00 itibarı ile güncellenmiştir. 5

Haftalık Görünüm Cari Açık Gündemden Düşüyor Dün açıklanan ödemeler dengesi verileri Haziran da da cari açık verilerinde düzelmeye yani trend değişikliğine ilişkin herhangi bir sinyal vermedi. Cari Açık / GSYİH oranı %9.3 e ulaşmış olmasına karşın piyasalar önceki beş aydan farklı olarak bu veriye ekstra bir önem atfetmediler. Çünkü dünyanın finansal ve ekonomik eksenindeki değişmeye paralel yurtiçi ekonomik gündemin ilk sırasında yer alan cari açık probleminin öneminin azalacağı görülüyordu. İşin kötü tarafı tam da Türkiye nin yapısal bir sorunu haline gelmiş olan cari açık problemi ile ilgili önemli analizlerin yapılmaya başlandığı, cari açık probleminin nasıl çözülebileceği ile ilgili kafa yorulduğu, Türkiye nin tasarruf oranının nasıl arttırılabileceği üzerinde tartışmaların olduğu bir dönemde cari açık probleminin ülkenin gündeminde alt sıralara iniyor olması aslında biraz da şansız bir durum. Son 15 yıllık süre zarfında hızla artan Cari Açık / GSYİH oranını ancak yerel ya da global krizlerin ardından 2011 Büyüme Beklentileri (%) normal seviyelere indirgemeyi başarabiliyoruz. Bu sefer de maalesef öyle olacak 3.5 10 ABD AB UK Çin (Sağ Eksen) gibi. MB nın ana senaryosunda yılın son çeyreğinden itibaren cari açığın trend değiştirebileceği yer alıyordu. Fakat yeni gelişmelere paralel bunun son çeyrekten önce de başlayabileceği anlaşılıyor. Cari açıktaki trendi değiştirecek beş temel nedeni şu şekilde sıralayabiliriz. 1- Global büyümeye ilişkin tüm tahminler gözden geçiriliyor. ABD nin resesyona girmesi ciddi anlamda fiyatlanmaya başladı. ABD nin resesyona girmesi demek global büyümenin hızla ivme kaybetmesi, Çin dahil tüm gelişmekte olan ülkelerin (GOÜ) frene basması anlamını taşıyor. Fakat GOÜ lerde frenin gelişmiş ülkelerdeki kadar çok sert olmayabileceğini de vurgulamak lazım. Malum GOÜ ler kendi aralarında önemli bir üretim, satış ve ticaret ağı oluşturdular son zamanlarda. 2011 in ilk yarısında AB ve ABD yerinde sayarken Çin %9.5 civarında büyümesine devam etti. Daha önce alışmış olduğumuz söylem ABD hapşırırsa GOÜ ler grip olur şeklindeydi. Bundan sonra bu tabir ABD grip olursa GOÜ ler ancak hapşırır şeklinde kullanılırsa şaşırmamak gerekiyor. 2- Yurtiçi ekonomik aktivite yavaşlamaya devam ediyor. MB Nisan sonrasındaki değerlemelerinde ekonomik aktivite yavaşlama sinyalinin geldiğini belirtiyordu. O dönemde, hatta birkaç hafta öncesine kadar buna şüpheyle yaklaşanlar vardı. Bugün itibarıyla artık yurtiçi ekonomik aktivitenin yavaşladığına ilişkin herkes hemfikir. Haziran sanayi üretim ve Temmuz kapasite kullanım oranı bize net bir şekilde bunu söylüyor. Henüz Haziran daki tüketici ve Temmuz daki reel sektör güven endeksleri itibarıyla önemli bir geri çekilme görmedik fakat mevcut finansal koşullar muhtemelen Ağustos verileri açıklandığında güven endekslerinin de hızla gerilemeye başladığını gösterecek. 95 Ocak 07 Ocak 09 Ocak 11 3- Bankacılık sektörü kredileri özellikle Temmuz ayından sonra yavaşlamaya başladı. Yandaki tüketici kredileri trendinden görülebileceği üzere bu trend üst üste beşinci haftada da kendisini his- Oca Şub Mar Nis May Haz Tem Ağus Eyl Ek Kas Ara 0% settirdi. Toplam krediler açısından konuşursak da yıl sonuna doğru MB nin hedeflediği %25 li seviyeler yakalanacak gibi görülüyor. %25 değil örneğin %28 olsa da çok çok önemli değil. MB açısından daha önemli olan trendin yavaşlıyor olması. 3 2.5 2 1.5 135 125 115 105 80% 60% 40% 20% 2011 1 Haziran 09 Aralık 09 Haziran 10 Aralık 10 Mayıs 11 Sanayi Ürt. ve Kapasite Kullanım (Mevsimsellikten Arındırılmış) Sanayi Üretim Kapasite Kullanım Oranı Tüketici Kredileri (4 haftalık hareketli ortalama, Yıllıklandırılmış Artış) 2010 2006-2010 2011 9.5 9 8.5 85% 80% 75% 70% 65% 60% 55% 6

Haftalık Görünüm 4- Enerji ve emtia fiyatları global olarak gerileyen ekonomik aktiviteye paralel azalıyor. Haziran sonu itibarı ile yıllık cari açığın %55 i enerji açığından kaynaklanıyor. Bu nedenle özellikle petrol fiyatlarındaki hızlı gerileme Türkiye açısından çok pozitif. 5- Son olarak TL nin seyri oldukça önemli. TL sepet bazında Eylül 2008 de başlayan krizi takip eden 6 aylık süre zarfında %35 değer kaybetmişti (aynı dönemde diğer gelişmekte olan ülke para birimleri %23 değer kaybetti). Şimdi ise Mart ayından bugüne değer kaybı %16 düzeyinde (aynı dönemde diğer gelişmekte olan ülke para birimleri %2 değer kaybetti). Bu anlamda 2008 global krizindeki kadar olmasa da mevcut kur seviyesi dış ticaret açığına pozitif yönde katkı yapacaktır. MB nin Yeni Yol Haritası 20 0-20 -40 Cari Denge (Milyar USD) Cari Denge -60 Enerji Dışı Denge Enerji Dengesi -73-80 1997 1999 2001 2003 2005 2007 2009 2011 Petrol Fiyatı (varil/$) ve Enerji Açığı (Milyar $) 2006 2007 2008 2009 2010 2011-45 -33-40 140 Tüm bunlar ışığında MB nin son politika hamlelerine dönersek yapmaya çalıştığı ve muhtemelen bundan sonra deneyeceği: 1- Politika Faizi: Politika faizini %6.25 ten %5.75 e çekme ile yetinmeyebilir. Global krizin ilk fazı %20 li seviyelerdeki politika faizinin %7-%9 bandına indirilmesi amacı ile kullanıldı. Şimdi gelişmeler MB nin beklediği doğrultuda devam ederse ki şu ana kadar ediyor- global krizin ikinci fazı politika faizlerinin daha da düşürüldüğü görülebilir. Enflasyonun mevcut seyrinde politika faizinin üzerinde olması da çok önemli değil, şayet global gelişmeler ana senaryoya (düşük büyüme) paralel hareket ediyorsa enflasyon hızla azalmaya başlayacaktır. 2010 başlarında da enflasyon %10 un üzerindeyken politika faizi %7 li seviyelerdeydi. -40-35 -30-25 -20 16% TL ve $ Mevduat Arasındaki Spread (1-3 Ay Ağırlıklı Ortalama; Son Veri: Haziran) 120 100 80 60 2- Kur: Şayet politika faizleri mevcut seviyelerinden daha da aşağılara çekilirse TL ye olan yurtiçi ve yurtdışı talep azalabilir. 12% Geçen yıl sonundan itibaren uygulanan politikaların deva- mı olarak MB kalıcı bir mekanizma ile global fon akışlarına bağlı olarak TL deki aşırı değerlenmenin önüne geçmek istiyor. Bu cari açık problemine uzun vadede katkıda bulunacak 8% önemli bir gelişme olabilir. Fakat bu süreçte yurtdışındaki panik hareketlerinin önüne döviz satım ihaleleri, politika bandı ve sözel müdahalelerle geçilecek. Diğer taraftan TL faizinin 4% 2007 çok düşmesi yurtiçindeki bireylerin TL mevduatlarının bir kısmını yabancı paraya dönme riskini beraberinde getirebilir. 2008 2009 2010 2011 Yandaki grafikte görülebileceği üzere TL ve ABD Dolar mevduat faizleri arasındaki fark bugün itibarıyla %5 li seviyelere kadar inmiş durumda. Bu farkın daha da azalması durumunda TL mevduat iştahını güçlü tutmak ciddi anlamda zorlaşabilecek. 3- Krediler: Tüm bunları yaparken banka kredilerini de %20-%25 bandında tutmaya çalışacak. Temmuz sonu itibarıyla yılın ilk 7 aylık kredi artış hızı hali hazırda %18. Yani mevcut durum itibarı ile hedefe rahatlıkla ulaşılacağı görülüyor. Fakat global kredi koşullarındaki olumsuz havaya paralel kredi bakiyesi azalmaya başlarsa ki bu Ekim 2008 ve Mayıs 2009 arasında olmuştu- o zaman ağırlıklı ortalamada %14 seviyesinde olan TL munzam karşılık oranları hızla daha önceki %6 lı seviyelere hatta daha da altına çekilebilir. 7

Haftalık Görünüm MB nin bu stratejisi kendi içinde oldukça tutarlı ve işe yarar gözüküyor. Fakat iki noktada risk var, ki MB de bunları alternatif senaryolar olarak ortaya koydu. Birincisi global büyüme problemlerinin gereğinden fazla abartılmış olması ve yeni verilere paralel global büyümenin eski trendinde devam ettiğinin görülmesi. MB böyle bir durumda politika faizlerindeki indirimlerine son verecek; TL nin değer kaybını yavaşlatmak için uygulamaya koyduğu gecelik faiz koridorunun daraltılması ve döviz satım ihaleleri gibi uygulamaları da rafa kaldırabilecektir. İkinci risk ise gelişmiş ülkelerin ekonomik aktiviteyi canlandırmak için yeni tahvil alım programlarına başlaması ve bunun emtia fiyatları üzerinden tüm dünyada enflasyonu arttırma olasılığı. Bu senaryo geçen hafta daha fazla gündemdeydi fakat FED in, ECB nin ve BOE nin son gelişmelere çok daha temkinli yaklaştıkları görüldü. Sadece ECB önemli bir bulaşma riski olduğu için İspanyol ve İtalyan devlet tahvili almaya başladı. Fakat bunu ekonomik aktiviteyi canlandırma adına yapmıyor. Yarın piyasalar durulduktan sonra bu uygulamasına son verecek. Kaldı ki bunu FED gibi bilançosunu şişirerek de yapmıyor. Tahvil alımları ile piyasaya verdiği likiditeyi repo ile çekiyor. Bu anlamda enflasyondaki hızlı artış daha düşük bir olasılık. Ama gerçekleşirse MB adına işler zorlaşacak. 2008 de başlayan global kriz sonrasında uygulamaya sokulan yeni MB politikalarının ana ekseninde hep politika faizlerinin gevşetilmesi yer alıyordu. Enflasyon hep belirli bir seviyede kaldığı için politika faizinin neden düşük kaldığını piyasalara anlatmak nispeten kolay olmuştu. Şimdi tersi olursa düşük politika faizi ile devam etmek kolay olmayacak... Fakat bu daha uzak bir olasılık ve şu anda buna odaklanıp MB politikalarının ana eksenini değiştirmek gereksiz. 8

Makro Ekonomi & Strateji Avrupa, Piyasaları Nasıl Tatmin Edebilir?.. Geçtiğimiz hafta yaşananlar her ne kadar kriz şeklinde algılansa da ve özellikle hisse senedi piyasalarında sert düşüşler yaratmış olsa da yeni bir kriz değil. 2008-09 krizinin uzantısı. Piyasalar geçen 2 yıllık süreçteki durumu değerlendirdiklerinde aşağıdaki tespitleri yaptıklarını bize geçtiğimiz haftaki sert satışlarıyla çok net bir biçimde gösterdiler. Özetle, 2008-09 krizinde ABD ağırlıklı radikal adımların atılarak çöküşün engellendiğini, Ama bunun sonucunda oluşan kamu borçlarının özellikle kamu otoriteleri tarafından yeterli ciddiyette ve beceride yönetilemediğini, Bu beceriksiz görünümün ardında politik çıkar çatışmalarının rol oynadığını, Bunun da kısmen etkilediği global büyümedeki yavaşlamanın borç yönetimini daha da zorlaştırdığını, Para politikasına yüklenilmesinin de eskisinden çok farklı sonuçlar yaratmayabileceğini düşünüyorlar. Eğer piyasalar yeniden yükselişe geçecekse Avrupa ağırlıklı olarak bu değerlendirmelere yönelik aksiyonlar alınmak zorunda. Bir anlamda piyasalar bu ihtarı yapmış oldu ve şimdi otoritelerin ne yapacaklarını bekliyor. Sorun Avrupa ağırlıklı olduğu için çözüm de ağırlıklı olarak oradan gelmek zorunda. Bugüne kadar yapılanlara bakıldığında politik karar alma süreci ABD ye göre çok daha yavaş ve zor olan Euro bölgesinde piyasalar ittirmeden bir karar alınamadığı görülüyor. Bundan 2 yıl önce Yunanistan sorunu ortaya çıktığında Yunanistan da sorun yok şeklinde demeç vermektense olaya yeterli ciddiyette yaklaşılsa, hemen borçları traşlanıp, uzatılıp, Euro dan çıkartılıp devalüasyon imkanı sağlansa bugünkü duruma gelinmeyeceği artık itiraz edilemez. Bu yapılmayıp Yunanistan a destek verildikten sonra başka sorun yok demektense destek fonunu yeterince büyütebilse piyasalar büyük olasılıkla İrlanda ve Portekiz i hedef almayacaklardı. Bu süreçte yine piyasaların zoruyla yapılan banka stres testleri yeterli ciddiyette ve açıklıkla yapılsa geçtiğimiz hafta Fransız bankalarına karşı gelen spekülasyon belki gelmeyecekti. Bugüne gelindiğinde bile hangi Avrupa bankasında ne kadar ve ne tür sıkıntı olduğu hala tam olarak belli değil. Yine bu süreç Avrupa Merkez Bankası nın (ECB nin) hataları ile dolu oldu. Yapılmayacağı söylenen fonlamalar yapıldı. Gereğinden az tutuldu ve erken kesildi. Sanki sorun enflasyonmuş gibi bir de faiz arttırımı yapıp kamu iflaslarını kolaylaştırdı. Alınmayacağı söylenen tahviller alındı. Euro Bölgesindeki politikacılar ve otoriteler aynı ABD nin 2008 de yaptığı gibi radikal hareketlerle piyasaların önüne geçmeleri gerekirken her uyarı geldiğinde piyasaların gücünü dikkate almayıp sorunları makyajlayarak piyasaları ikna etmeye çalışma taktiği uyguladılar. Bugün gelinen nokta aslında bu sürecin iflası. Geçtiğimiz hafta yaşananlardan hala ders alınmadığı İtalya dan ve Fransa dan gelen bütçe tasarruf tedbirleriyle anlaşılıyor. Ortada ancak ekonomik büyümeyle çözülebilecek bir borç sıkıntısı var ve büyüme yavaş. Burada yapılacak en son şey bütçe politikasından beslenmeye alışmış ekonomilerde bir yapısal değişikliği gündeme almadan sadece bütçeyi kısarak ekonominin büyüyebileceğini ve kamu borcunun yönetilebileceğini sanmak ve ABD nin 1929 buhranında yaptığı hatayı tekrarlamak. Euro Bölgesi nde güven yaratacak en önemli uygulama biran evvel ortak kamu finansmanına geçmek olacak. Bu bağlamda, Bugün 440 milyar büyüklüğündeki EFSF adlı destek fonunun radikal bir şekilde en az 2 trilyon ya (daha doğrusu finansman için garanti gücüne) çıkartılması, Bu fonun çıkartacağı tahvillerden elde edeceği kaynaklarla ikinci piyasada alım yapması (ECB yerine) Halen fondan destek alan tüm ülkelerin borçlarının yeniden yapılandırılıp EFSF tahvilleriyle değiştirilmesi, Bu süreçte çok daha ciddi stres testleriyle banka bilançolarının şeffaflaştırılması, sermaye yetersizliklerinin belirlenmesi, bankalara süre tanınması, iş modelleri sorunlu bankaların birleştirme yoluyla piyasadan çıkartılması ve bu yeniden yapılanma için banka sermayelerinin EFSF tahvilleriyle güçlendirilmesi, 9

Makro Ekonomi & Strateji ECB nin bu yeniden yapılanma süreci sonrasında her türlü parasal desteği en ucuz şekilde sağlayarak banka spekülasyonlarını engellemesi, AB komisyonunun tüm Euro üyesi ülkelerin ulusal bütçelerini onaylama ve istediği değişiklikleri yapma zorunluluğu getirilmesi, Bütçe planına/hedefine uymayan ülkelerin otomatik mekanizmalarla cezalandırılmaları (bu bir kaç kez tekrarlandığında Euro dan çıkartılmaları) gibi bir dizi radikal ve ülke egemenliklerinin Euro Bölgesi otoritelerine geçmesi gibi zor kararları almaları gerekiyor. Bu takdirde Avrupa Birliği gerçek bir birlik kimliği kazanacak. Gelecek Salı günü bir araya gelecek olan Sarkozy ve Merkel görüşmesinden beklenen de bu tür organize ve yapısal önlemler. Bu ve benzeri kararlar alınabilirse otoriteler piyasaların önüne geçme imkanını yakalayacaklar. Bu tür önlemler hemen bugün hazırlanıp yarın uygulamaya konabilecek şeyler değil. Ama niyet tarafı önemli ve bunun haber etkisi piyasaları coşturmak için yeterli. Piyasalar kısa bir süre için uyarılarına ara vermiş ve otoritelerden bir beklenti içine girmiş görünüyorlar. İkinci bir düş kırıklığının piyasaları yeniden kısa sürede 2008 yılına geri döndürme gücü olduğunu geçtiğimiz hafta yaşananlar açık biçimde gösterdi. 10