XIII. Ulusal Eğitim Bilimleri Kurultayı, 6-9 Temmuz 2004 İnönü Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Malatya XIII. Ulusal Eğitim Bilimleri Kurultayı, 6-9 Temmuz 2004 İnönü Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Malatya ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN DUYGUSAL ZEKA YETENEKLERİ VE YAŞAM DOYUMLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ Yrd. Doç. Dr. M. Engin DENİZ S.Ü. Teknik Eğitim Fakültesi engindeniz@selcuk.edu.tr Öğr. Gör. Ercan YILMAZ S.Ü. Eğitim Fakültesi ergir@hotmail.com ÖZET Bu araştırmada üniversite öğrencilerinin duygusal zeka yetenekleri ile yaşam doyumları arasındaki ilişki incelenmiştir. Bununla birlikte; üniversite öğrencilerinin duygusal zeka ve yaşam doyumlarının cinsiyet ve sınıf değişkenlerine göre anlamlı düzeyde farklılaşıp farklılaşmadığı da araştırılmıştır. Araştırmanın örneklemi, Selçuk Üniversitesinin farklı fakültelerinde öğrenim görmekte olan öğrenciler arasından tesadüfi küme örnekleme yoluyla seçilen toplam 523 öğrenciden oluşmaktadır. Örneklemi oluşturan öğrencilerden 234 ü kız ve 289 erkek öğrenci olup, öğrencilerin yaş ortalaması 21,42 (Ss:2,14) dir. Araştırma sonucuna göre; üniversite öğrencilerinin yaşam doyumları ile duygusal zeka alt boyutları (kişisel beceriler, kişiler arası beceriler, uyumluluk boyutu, stresle başa çıkma boyutu, genel ruh durumu boyutu) ve toplam duygusal zeka puanları arasında anlamlı düzeyde pozitif yönlü ilişki bulunmuştur. Üniversite öğrencilerinin cinsiyet ve sınıf değişkenlerine göre, duygusal zeka alt boyutları ve toplam duygusal zeka puanları anlamlı düzeyde farklılaşmazken; öğrencilerin cinsiyet ve sınıf değişkenlerine göre, yaşam doyum puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılaşma olduğu görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Duygusal zeka, yaşam doyumu ABSTRACT In this study relation between emotional intelligence ability and life satisfaction of universty student was observed whether their emotional intelligence and life satisfaction differ significantly according to their gender and class or not was observed too. The scope of study is 523 students who are educated in several faculties of Selcuk University. This scope was chosen by random sampling method. There are 234 females and 289 males. Their age average is 21,42 (SD:2,14) According to study results; there is positive relationship between student s life satisfaction emotional intelligence sub dimension (personel skills, among individuals, harmony dimension, coping with stress, general spritual position dimension) and overal emotional intelligence scores. Acording gender and class variable while there is no significant difference between emotional intelligence sub dimension and overall intelligence scores; there is a significant difference between life satisfaction scores. Key Words: Emotional intelligence, life satisfaction GİRİŞ Yoğun ve hızlı değişimin şekillendirdiği çağımızın bireyleri, geçmişe nazaran çok sayıda ve farklı insanlarla değişik alanda bir arada yaşamaya başlamıştır. Bu durum, bireylere farklı durum ve senaryolarda kapsamlı roller yüklemiştir. Bu rolleri başarıyla yerine getirebilmesi iş, ev ve özel yaşamının bütününü etkilemektedir. Bu rolleri başarıyla yerine getirmede klasik zeka (IQ) potansiyelinin yetersiz kaldığı, bunu destekleyici zekanın bireyin duygusal zekası olduğu kabul görmüş bir gerçektir. Duygusal zeka; bireyin kendisinin duygularını anlayabilme, çevresindeki insanları motive edebilme ve ilişkilerini başarılı bir şekilde yönetebilme yeteneğidir (Petrides, Furnham, 2000). Diğer bir deyişle duygusal zeka; duyguları yönetebilme ve onların bilgisi ile gücünden yararlanma becerisidir (Casper, 2003).
İnsanın kendisini ve çevresiyle olan ilişkisini etkin bir şekilde yönetme yeteneği olan duygusal zekayı oluşturan dört temel unsur; öz-bilinç, öz-yönetim, sosyal bilinç ve sosyal beceridir (Goleman, Boyatsız, Mckee, 2002). Duygusal zekayı oluşturan unsurlardan biri olan öz bilincin alt alanları duygusal öz bilinç, özdeğerlendirme ve özgüvendir. Duygusal özbilinç; bireyin sahip olduğu duygularını okuyabilmesi, anlayabilmesi ve duyguların kendi üzerindeki etkisini tanıyabilmesidir (Goleman, 2002). Öz bilince sahip bireyler, yapacağı özdeğerlendirme ile sahip olduğu potansiyeli tanımaya dönük içsel bir tanıma sürecini yaşayacaktır. Özdeğerlendirmesini yapan özbilinçli bireyler, yetenekleri konusunda doğru bir bilgiye sahip olacağından dolayı özgüveni artacak, kendi değerini daha fazla bilecektir. Bireylerin yetenekleri konusunda doğru bilgi sahibi olmaları ise güçlü yönlerine güvenmelerini sağlayacaktır. Duygusal zekanın diğer birleşeni, öz yönetimdir. Öz yönetimini sağlayan bireyler, gerekeni yapmak için gerektiği yerde denetimleri eline alabilirler. Fırsatları yaratmaya çalışırlar ya da çıkan fırsatları iyi değerlendirirler. Olay ve sorunlara karşı iyimser bir gözle bakarlar. Sorunlara çözüm üretmeye çalışırlar. Geleceğe dönük umutlu tablo çizerler. Duygusal zekanın sosyal bilinç bileşenini oluşturan alt alanlar; empati, örgütsel bilinç, hizmet duygusudur. Empatik anlayışa sahip olan birey, insanların bakış açılarının farkına varacaktır. Bu farkına varış kendisini, diğer insanların kendilerine özgü gerçekliklerinin içine koyarak onları anlamasını ve kabul etmesini sağlayacaktır. Bunun için başkalarının gereksinimleri ve istekleri ile bağlantı kurabilmesi, onlarla özdeşleşebilmesi gerekir. Örgütsel bilinç ile çevresinde oluşan kuralları ve çevresinde meydana gelen davranışları okuyabilen birey, yerleşik değerleri ve insanlar arasındaki geçerli olan sözsüz kuralları anlayabilir (Goleman, 2000). Birey hizmet duygusuna sahip olması, başkalarını ihtiyaçlarını fark edebilme ve karşılayabilme yeteneğine sahip olmasını ifade etmektedir (Goleman, 2002). Bu hizmet duygusuna sahip oluş, yaptığı işlerden etkilenen insanların bu işlerle ilgili memnun olma derecelerini ölçemeye gayret etmesini ve buna ek olarak bu insanları daha fazla memnun etme yolarını aramasını sağlayacaktır Duygusal zekanın ilişki yönetimi bileşeni, başkalarının duygularıyla baş edebilmeyi beraberinde getirir. Bunun için birey kendi duygularının farkında olup, insanlara empatiyle yaklaşması gerekir (Goleman, Boyatsız, Mckee, 2002). İlişki yönetimi; etkileşim sürecini, tüm insanların memnun olmasını sağlayacak biçimde, birbirlerine karşı duyarlı, rahat ve güvenli bir ortamda yürütmeyi öngörür (Stein ve Book, 2003) Kişilerin özel ve iş yaşamında başarılı ve mutlu olmaları duygusal zekasına bağlıdır. Başarı ve mutluluğun duygusal zeka ile bağlantısı kapsamlıdır (Goleman, 1998). Duygusal zekanın alanlarından birisi olan öz bilinç sayesinde kendi duygularından emin ve farkında olan birey, çevresindeki insanları daha iyi anlayacaktır. Çevrisindeki insanların içinden gelecek sinyallere kulak verecektir. Yine duygusal zekanın sosyal bilinç alanı ile çevresiyle daha iyi empati kurarak, etkili iletişimde bulanacaktır. Yılmaz a göre (2004) bireyin kendisini tanıması, yeterliliklerini bilmesi, duygularını anlaması ve duygularıyla baş edebilmesi, insanları anlayarak onlarla etkin biçimde iletişim kurması olan duygusal zeka, bireyin yaşamdan olan beklentisini karşılamasını da etkileyecektir. Yaşam doyumu kavramının bir parçası olan doyum, beklentilerin, gereksinimlerin, istek ve dileklerin karşılanmasıdır. Yaşam doyumu genel olarak kişinin bütün yaşamını ve bu yaşamın tüm boyutların içerir. Yaşam doyumu, belirli bir durumu ilişkin 2
doyum değil, genel olarak tüm yaşantılarındaki doyum anlaşılır. Yaşam doyumu; mutluluk, moral gibi değişik açılardan iyi olma halini ifade eder (Vara, 1999).Yine yaşam doyumu, günlük ilişkiler içinde olumlu duygunun olumsuz duyguya egemen olmasıdır (Aksaray, Yıldız ve Ergün, 1998). Daha çok sosyal psikologlara göre ise yaşam doyumu, mutluluk sübjektif iyi oluş halidir (Yetim, 1991). Sonuç olarak; İnsanın kendisini ve çevresiyle olan ilişkisini etkin bir şekilde yönetme yeteneği olan duygusal zekayı oluşturan bazı temel öğeler vardır. Bu öğeler; öz-bilinç, öz-yönetim, sosyal bilinç ve sosyal beceridir. Kişilerin özel ve iş yaşamında başarılı ve mutlu olmaları duygusal zekasına bağlıdır. Dolayısıyla duygusal zeka düzeyi yüksek olan bireylerin yaşam doyumlarının da yüksek olması beklenir. Bu araştırmada üniversite öğrencilerinin duygusal zeka yetenekleri ile yaşam doyumları arasındaki ilişkiyi incelenmiştir. Bununla birlikte; üniversite öğrencilerinin duygusal zeka ve yaşam doyumlarının cinsiyet ve sınıf değişkenlerine göre anlamlı düzeyde farklılaşıp farklılaşmadığı da araştırılmıştır. Alt Problemler Araştırmanın genel amacına bağlı olarak aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır: 1. Üniversite öğrencilerinin duygusal zeka yetenekleri ile yaşam doyumları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır? 2. Üniversite öğrencilerinin duygusal zeka yetenekleri ve yaşam doyumları cinsiyet değişkenine göre anlamlı düzeyde farklılaşmakta mıdır? 3. Üniversite öğrencilerinin duygusal zeka yetenekleri ve yaşam doyumları sınıf değişkenine göre anlamlı düzeyde farklılaşmakta mıdır? YÖNTEM Araştırma genel tarama modelindedir. Araştırmanın örneklemi, Selçuk Üniversitesinin farklı fakültelerinde öğrenim görmekte olan öğrenciler arasından tesadüfi küme örnekleme yoluyla seçilen toplam 523 öğrenciden oluşmaktadır. Örneklemi oluşturan öğrencilerden 234 ü kız ve 289 erkek öğrenci olup, öğrencilerin yaş ortalaması 21,42 (Ss:2,14) dir. Verilerin Toplanması ve Analizi Verilerin toplanmasında, Öğrencilerin duygusal zeka yeteneklerini belirlenmesinde, Acar (2001) tarafından Türkçe ye uyarlama çalışmaları yapılan Bar-On EQ Anketi kullanılmıştır. Anket 87 maddeden oluşmaktadır. 5 temel boyuttan oluşan anketin güvenilirlik çalışmaları sonucunda, Cronbach Alpha katsayıları, anketin toplam boyutları için.92,12; kişisel yetenekler boyutunda.83,73; kişiler arası yetenekler boyutunda.77,87; uyumluluk boyutunda.65,42; stresle başa çıkma boyutunda.73,14 ve genel ruh durumu boyutunda ise Alpha katsayısı.75,06 olarak hesaplanmıştır. Öğrencilerin yaşam doyumları ise Yaşam Doyumu Ölçeği (Köker, 1991) ile belirlenmiştir. Ölçeğin güvenirlik çalışmaları sonucunda; test-tekrar test güvenirliği r=.85, maddetest korelasyonları ise.71 ile.80 arasında hesaplanmıştır. Duygusal zeka boyutları ile yaşam doyumları arasındaki ilişki Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Tekniği ile hesaplanmıştır. Öğrencilerin duygusal zeka yetenekleri ve yaşam doyumlarının cinsiyet ve sınıf değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek amacıyla t testi uygulanmıştır. Verilerin analizinde SPSS 12.0 paket programı kullanılmıştır. 3
BULGULAR ve YORUM Bu bölümde, araştırmanın alt problemlerine ilişkin yapılan istatiksel analizler sonucunda ulaşılan bulgulara yer verilmiştir. Araştırmanın sonuçları alt problemlerdeki sırasıyla verilmiştir. Tablo 1: Yaşam Doyumu ve Duygusal Zeka Boyutları Arasındaki Korelasyon Duygusal Zeka Yaşam Doyumu Kişisel Kişiler arası Uyumluluk Stresle Başa Çıkma Genel Ruh Durumu Duygusal Zeka Toplam Puan Korelasyon,17**,20**,19**,09*,38**,30** P,000,000,000,033,000,000 N 523 523 523 523 523 523 **P<0,01 *P<0,05 Tablo 1 incelendiğinde, üniversite öğrencilerinin yaşam doyumları ile duygusal zeka kişisel beceriler boyutu arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki bulunmuştur (r=.17, P<0.01). Duygusal zekanın ana boyutlarından olan kişisel beceriler boyutu; duygusal benlik bilinci, kendine güven, kendine saygı, kendini gerçekleştirme ve bağımsızlık alt boyutlarından oluşmaktadır (Acar, 2001). Duygusal zekanın bu özellikleri dikkate alındığında, kendisini gerçekleştirmiş ve bağımsız davranabilen bireyler, yaşama karşıda olumlu bir tutum geliştirmektedirler. Kişisel becerilere sahip bireyler duygularını rahatça ifade edebilir ve düşüncelerini ve inançlarını ifade etmekte bağımsız, güçlü ve kendine güvenlidirler (Acar, 2001). Aynı zamanda bireylerin içsel benliğiyle ne kadar barışık olduğunu, duygularının ne oranda farkında olduğunu, kendisi hakkındaki düşünceleri ve yaşamda yapabileceklerini belirler (Stein ve Book, 2003). Dolayısıyla bireyler bu becerileri sergileyebildiği oranda yaşamdan doyum sağlayacaktır. Üniversite öğrencilerinin yaşam doyumları ile duygusal zeka kişiler arası beceriler boyutu arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki bulunmuştur (r=.20, P<0.01). Kişiler arası beceri davranışlarını sergilemede yeterli olan bireyler, yaşamlarından doyum sağlamaktadırlar. Yaşam doyumunun temel öğelerinden birisi olan başkalarına yardım etme ve başkalarını gözetme, farklı etkinliklere katılma (Dikmen, 1995) gibi özellikler göz önünde bulundurulduğunda, bu bireylerin kişiler arası becerilere de sahip olması gerekmektedir. Kişiler arası beceri davranışlarına sahip olmak yaşamdan doyum sağlamaya neden olmakta, aynı zamanda bireyler yaşamlarından doyum sağladıkça çevreleriyle sağlıklı ilişki ve iletişim kurabilmektedirler. Öğrencilerinin yaşam doyumları ile duygusal zeka uyumluluk boyutu arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki olduğu tablo 1 de görülmektedir (r=.19, P<0.01). Uyumluluk boyutu problem çözme, gerçeklik ölçüsü ve esneklik alt boyutlarından oluşmaktadır. Uyumluluk boyutundan yüksek puan alan kişiler, problemleri anlama ve uygun çözümlere ulaşmakta genellikle esnek, gerçekçi ve etkindirler. Bu kişiler günlük yaşamlarında karşılarına çıkan güçlüklerle ilgili genellikle uygun çözümler üretebilirler (Acar, 2001). 4
Dolayısıyla problemlerinin üstesinden gelebilen ve etkili çözümler üretebilen bireylerin, yaşam doyumlarının da yüksek olması beklenir. Benzer biçimde olaylarla ilgili gerçekçi değerlendirmeler yapabilmek, yaşamda karşılaştığımız durumlar karşısında uyum yeteneğinin yüksek olması ve esnek davranışlar gösterebilen bireyler (Stein ve Book, 2003), yaşama karşı gösterdikleri duygusal tepki (Dikmen, 1995) olumlu olacaktır. Araştırmanın bulguları kuramsal çerçeve ile örtüşür niteliktedir. Tablo 1 den elde edilen diğer bir sonuçta, üniversite öğrencilerinin yaşam doyumları ile duygusal zeka stresle başa çıkma boyutu arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki bulunmuştur (r=.09, P<0.05). Duygusal zekanın ana boyutlarından olan stresle başa çıkma boyutu, stres toleransı ve dürtü kontrolü boyutlarından oluşmaktadır. Bu kişiler umutsuzluğa kapılmadan ve kontrollerini kaybetmeden stresle baş edebilirler (Acar, 2001). Bireylerin stresle baş etme puan ortalamaları arttıkça yaşam doyumlarının da arttığı, stresle baş etme puanları azaldıkça ise yaşam doyumlarında da azalma olduğu araştırma sonucunda görülmektedir. Genel ruh durumu boyutu ile yaşam doyumu arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki bulunmuştur (r=.38, P<0,01). Duygusal zekanın bu alanı mutlu olma ve çevredeki diğer insanları mutlu etme becerisini içermektedir. Yaşamdan memnun olma, bireylerin kendisiyle ve çevresindeki kişilerle birlikte eğlenme ve yaşamdan keyif alma becerisi mutluluk alt boyutunun özelliğidir (Stein ve Book, 2003). Genel ruh durumunun diğer bir alt boyutu olan iyimserlik ise yaşamın renkli taraflarından bakabilen, sıkıntı ve şanssızlıklara karşın olumlu düşünebilen kişilerdir. İyimserlik yaşama umutla bakmaktır, yaşama karşı olumlu tutuma sahip olmaktır (Acar, 2001). İyimser olan bireyler mutlu, ılımlı ve dışa dönüktür (Vara, 1999). Dolayısıyla bireylerin genel ruh durumları ile yaşam doyumları arasında olumlu yönde anlamlı bir ilişki ortaya çıkmaktadır. Duygusal zeka öğeleri arasında mutluluğun çok önemli bir yeri vardır. Bu öğe bireyde eksik ise depresyon, sık hüzünlenme ve yaşamdan zevk alamama gibi davranışlar kendini gösterir (Stein ve Book, 2003). Bireyler bu davranışları sergiledikçe yaşam doyumlarında da azalma ortaya çıkacaktır. Duygusal zeka toplam puan ortalamaları ile yaşam doyum puan ortalamaları arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki bulunmuştur (r=.30, P<0,01). Duygusal zekanın, kendini harekete geçirebilmek, aksiliklere rağmen yoluna devam edebilmek, sıkıntıların düşünmeyi engellemesine izin vermemek, kendini başkalarının yerine koyabilmek ve hiçbir zaman umudunun kırılmasına izin vermemek (Acar, 2001) gibi özellikleri dikkate alındığında, bu yeteneklere sahip olan bireylerin yaşam doyumlarının da yüksek olması beklenir. Araştırma sonucu kuramsal temellerle tutarlılık göstermektedir. Araştırmanın diğer alt problemiyle ilgili olarak, aşağıda verilen, Tablo 2 incelendiğinde, üniversite öğrencilerinin cinsiyet değişkenine göre duygusal zeka alt boyutlarında; kişisel beceriler boyutu, kişiler arası beceriler boyutu, uyumluluk boyutu, stresle başa çıkma boyutu, genel ruh durumu boyutu ve duygusal zeka toplam puan açısından anlamlı düzeyde bir farklılık bulunamamıştır. Bununla birlikte kişiler arası beceriler ve stresle başa çıkma boyutunda anlamlı bir farklılık çıkmamasına karşın, kişiler arası becerilerde kız öğrencilerin puan ortalaması 72,41 erkek öğrencilerin puan ortalaması ise 71,36 olarak bulunmuştur. Kız öğrencilerin kişiler arası beceriler puan ortalaması erkeklerden yüksektir. Kişiler arası beceriler empati, kişiler arası ilişkiler ve sosyal sorumluk alt boyutlarından oluşmaktadır. Empatik davranışları sergileyebilen bireyler, diğer kişilerin duygularının farkında olan ve onları 5
değerlendirebilen kişilerdir (Acar, 2001). Empatik tutum, sosyal becerinin alt boyutu olan duyuşsal duyarlılık ve sosyal duyarlık boyutlarıyla benzerlik göstermektedir. Duyuşsal duyarlık becerisine sahip bireyler, başkalarının sözel olmayan iletişimlerini alma ve yorumlama becerisine sahiptirler. Sosyal duyarlık ise başkalarının sözel iletişimlerini yorumlama becerisidir (Deniz, 2002). Kişiler arası ilişkilerde yeterli beceriye sahip olan bireylerin sosyal beceri düzeyleri de yüksek olması beklenir. Dolayısıyla bu açıdan değerlendirildiğinde araştırmanın bu bulgusu, kızların duyuşsal anlatımcılık ve sosyal beceri puan ortalamaları erkeklerden yüksektir şeklindeki bulgularla benzerlik göstermektedir (Riggio, 1986; Deniz, 2002; Deniz ve Hamarta, 2003). Stresle başa çıkma boyutunda ise kızların puan ortalaması 40.66, erkeklerin puan ortalaması 42.01 olarak hesaplanmıştır. Erkeklerin puan ortalamaları kızlardan yüksek çıkmasına karşın istatistiksel olarak aralarında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Sürük (1994) ün stresle başa çıkma ile ilgili yaptığı araştırma sonucunda, kız ve erkek öğrenciler arasında bilişsel başa çıkma stratejileri arasında anlamlı düzeyde farklılık bulunmamıştır. Bu bulgu araştırmamızın bulgusuyla benzerlik göstermektedir. Tablo 2: Cinsiyet Değişkenine Göre Öğrencilerin Duygusal Zeka Alt Boyutları ve Toplam Duygusal Zeka Puanları t Testi Sonuçları Cinsiyet n X Ss t değeri P Kişisel Kız 234 110,33 15,26 Erkek 289 108,60 12,02 1,416 Kişiler arası Kız 234 72,41 7,38 Erkek 289 71,36 7,00 1,663 Uyumluluk Kız 234 53,40 8,51-0,329 Erkek 289 53,62 6,69 Stresle Başa Kız 234 40,66 8,97 Çıkma Erkek 289 42,01 8,04-1,788 Genel Ruh Kız 234 46,49 6,55 Durumu Erkek 289 46,69 6,06-0,358 Duygusal Zeka Toplam Puan Kız 234 323,32 30,92 Erkek 289 322,30 25,70 0,402 0,15 0,09 0,74 0,07 0,72 0,68 Cinsiyet değişkenine göre, öğrencilerin yaşam doyum puanlarının anlamlı düzeyde farklılaşıp farklılaşmadığına ilişkin yapılan istatistiksel işlemler Tablo 3 de verilmiştir. Tablo 3: Cinsiyet Değişkenine Göre Öğrencilerin Yaşam Doyum Puanları t Testi Sonuçları Cinsiyet N X Ss t p Kız 234 24,51 5,45 Erkek 289 22,76 5,72 3,573 0,00 P<0.05 Tablo 3 incelendiğinde kız öğrencilerin yaşam doyum puan ortalamaları 24.51, erkek öğrencilerin puan 6
ortalaması ise 22.76 olarak hesaplanmıştır. Yapılan istatistiksel işlemler sonucunda, kız öğrencilerin yaşam doyum puan ortalamaları erkek öğrencilerden anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (P<0.05). Bu sonuca göre, kız öğrencilerin yaşamlarından daha fazla doyum sağladıkları ve optimist oldukları söylenebilir. Bu sonuçta kız öğrencilerin arkadaşlık ilişkilerinde daha fazla yakın ilişikler kurabilmesi, duygularını ifade edebilme becerisine ve sosyal beceriye sahip olmaları etkili olmuş olabilir. Dikmen (1995) kamu çalışanları üzerinde yapmış olduğu araştırmada, kadınların yaşam doyum düzeylerini erkeklerden yüksek bulmuştur. Bu sonuç araştırma bulgusuyla tutarlılık göstermektedir. Erkek öğrencilerin yaşam doyumlarının düşük çıkmasında; arkadaş ilişkileri, derslerindeki başarı durumu ve ailelerinin erkek çocuklarından beklentileri etkili olmuş olabilir. Çünkü toplumda aileler tarafından, erkek çocukları geleceğin garantisi olarak görülür. Dolayısıyla erkeklerin geleceğe yönelik iş bulma konusundaki kaygıları, onların yaşam doyum puanlarının düşük çıkmasına neden olmaktadır. Tablo 4: Sınıf Değişkenine Göre Öğrencilerin Duygusal Zeka Alt Boyutları ve Toplam Duygusal Zeka Puanları t Testi Sonuçları Sınıf n X Ss t değeri P Kişisel I 300 109,06 13,73 IV 223 109,80 13,39-0,621 Kişiler arası I 300 71,68 7,23 IV 223 72,04 7,13-0,562 Uyumluluk I 300 53,48 7,53 IV 223 53,58 7,59-0,149 Stresle Başa I 300 41,44 8,90 Çıkma IV 223 41,37 7,91 0,092 Genel Ruh I 300 46,57 6,45 Durumu IV 223 46,64 6,07-0,125 Duygusal Zeka I 300 322,24 27,89 Toplam -0,481 Puan IV 223 323,44 28,50 0,53 0,57 0,88 0,92 0,90 0,63 Tablo 4 incelendiğinde, üniversite öğrencilerinin sınıf değişkenine göre duygusal zeka alt boyutlarında; kişisel beceriler boyutu, kişiler arası beceriler boyutu, uyumluluk boyutu, stresle başa çıkma boyutu, genel ruh durumu boyutu ve duygusal zeka toplam puan açısından anlamlı düzeyde bir farklılık bulunamamıştır. Bu sonuçlar, duygusal zeka açısından birinci sınıf öğrencileriyle dördüncü sınıf öğrencilerinin benzer özellikler gösterdiklerini göstermektedir. Öğrencilerin almış oldukları eğitim onların duygusal zeka yeteneklerine bir katkı sağlamadığı da söylenebilir. Bununla birlikte birinci sınıf öğrencileri ve dördüncü sınıf öğrencileri, problem alanları farklı olsa da, genelde üniversite öğreniminde daha fazla problemle karşılaştıkları yıllar olmakta. Çünkü, birinci sınıf öğrencileri özellikle yeni bir ortama uyum sağlama, barınma, akademik konular gibi bazı problemlerle baş etmeleri gerekirken; Dördüncü sınıf öğrencileri mezuniyet, alanıyla ilgili bir işe yerleşme konusunda ki endişeleri yoğun bir şekilde yaşadıkları 7
gözlenmektedir. Bu nedenle iki grup arasında duygusal zeka yetenekleri arasında anlamlı bir farklılaşma çıkmamış olabilir. Tablo 5: Sınıf Değişkenine Göre Öğrencilerin Yaşam Doyum Puanları t Testi Sonuçları Sınıf N X Ss t p I 300 23,07 5,65 IV 223 24,18 5,63-2,234 0,02 P<0.05 Tablo 5 e göre birinci sınıf öğrencilerinin yaşam doyum puan ortalamaları 23.07, dördüncü sınıf öğrencilerin puan ortalaması ise 24.18 olarak hesaplanmıştır. Yapılan istatistiksel işlemler sonucunda, birinci sınıf öğrencileri ile dördüncü sınıf öğrencileri arasında 0.05 düzeyinde anlamlı bir farklılaşma bulunmuştur. Dördüncü sınıf öğrencilerinin yaşam doyumları birinci sınıf öğrencilerinden anlamlı düzeyde yüksektir. Dördüncü sınıf öğrencileri birinci sınıf öğrencilerine göre daha olumlu bir yaşam doyumuna sahip oldukları söylenebilir. SONUÇ ve ÖNERİLER Araştırma sonucuna göre; üniversite öğrencilerinin yaşam doyumları ile duygusal zeka boyutları kişisel beceriler, kişiler arası beceriler, uyumluluk boyutu, stresle başa çıkma boyutu, genel ruh durumu boyutu ve toplam duygusal zeka puanları arasında anlamlı düzeyde pozitif yönlü ilişkiler bulunmuştur. Yaşam doyumunun, duygusal zekanın önemli bir özelliği olduğu araştırma sonucunda elde edilen bulgularda görülmüştür. Üniversite öğrencilerinin cinsiyet ve sınıf değişkenlerine göre, duygusal zeka alt boyutları ve toplam duygusal zeka puanları anlamlı düzeyde farklılaşmazken; öğrencilerin cinsiyet ve sınıf değişkenlerine göre, yaşam doyum puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılaşma bulunmuştur. Araştırma sonucunda elde edilen bulgular doğrultusunda aşağıdaki öneriler geliştirilebilir: 1. Öğrencilerin yaşam doyumlarıyla duygusal zeka yetenekleri arasındaki ilişkiler dikkate alınarak, öğrencilerin yaşam doyumlarını etkileyen olumsuzlukların ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır. 2. Öğrencilerin eğitim-öğretim sonucunda duygusal zeka yeteneklerinde farklılaşmalar olması beklenir. Araştırma sonucu aralarında anlamlı bir farklılaşma bulunmamıştı. Dolayısıyla diğer sınıflarla birlikte (I., II., III., IV. ) farklı örneklem grupları üzerinde araştırmalar yapılmasında yarar vardır. 3. Yaşam doyumu ile duygusal zeka arasında ilişki düşünüldüğünde üniversite öğrencilerinin, özgüven duygularını gelişimine katkı sağlayıcı sosyal aktiviteler yapılmalı, öğrencilerin bunlara katılımı desteklenmelidir. 4. Öğrencilere, Psikolojik Danışma Servislerinde, sosyal beceri eğitimi ve stresle başa çıkma stratejilerinin kazandırılmasına yönelik düzenlenecek programlar, öğrencilerin duygusal zeka yeteneklerinin geliştirilmesine ve dolayısıyla yaşamı olumlu olarak algılamalarına katkıda bulunulabilir. KAYNAKLAR 1. Acar, F.T. (2001). Duygusal Zeka Yeteneklerinin Göreve Yönelik ve İnsana Yönelik Liderlik Davranışları İle İlişkisi: Banka Şube Müdürleri Üzerine Bir Alan Araştırması. Yayınlanmamış 8
Doktora Tezi. İstanbul: İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü. 2. Aksaray S; A.Yıldız, A. Ergün (1998). Huzurevi ve Evde Yaşayan Yaşlıların Umutsuzluk Düzeyleri. 1. Ulusal Evde Bakım Kongresi, Program Özet Kitabı. 3. Casper, C. (2003). Duygusal Zekamızı Doğru Kullanıyor muyuz? Exucutive Excellence, İstanbul: Rota Yayıncılık, Sayı: 1. 4. Deniz, M. E (2002). Üniversite Öğrencilerinin Karar Verme Stratejileri Ve Sosyal Beceri Düzeylerinin Ta-Baskın Ben Durumları ve Bazı Özlük Niteliklerine Göre Karşılaştırmalı Olarak İncelenmesi. Yayınlanmış Doktora Tezi. Konya : S.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü. 5. Deniz, M.E., E. Hamarta, (2003). Üniversite Öğrencilerinin Sosyal Beceri Ve Yalnızlık Düzeylerinin Bağlanma Stilleri Açısından İncelenmesi. Malatya: VII. Ulusal Psikolojik Danışma ve Rehberlik Kongresi, Bildiri Özetleri Kitabı. 6. Dikmen, A.A. (1995). Kamu Çalışanlarında İş Doyumu ve Yaşam Doyumu. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara: A.Ü. Soysa Bilimler Enstitüsü. 7. Goleman, D., R. Boyatzıs, A. Mckee, (2002) Yeni Bireyler, İstanbul: Varlık Yayınları. 8. Goleman, D., (1998). Duygusal Zeka, İstanbul: Varlık Yayınları. 9. Goleman, D., (2002). Sonuç Alıcı Liderlik Lideri Birey Yapan Nedir? Harward Business Review. İstanbul: MESS Yayıncılık. 10. Goleman, D., (2000). İş Başında Duygusal Zeka., İstanbul: Varlık Yayınları. 11. Petrides, K.V., A. Furnham, (2000). On the dimensional structure of emotional intelligence. Personality and Individual Differences 29, 313 320.. 12. Riggio R. (1986). Assessment of basic social skills. Journal of Personality and social Psychology. 51, 649-660. 13. Steven, J.S., H. E. Book, (2003). EQ Duygusal Zeka ve Başarının Sırrı. İstanbul: Özgür Yayınları. 14. Sürük, N., (1994). Üniversite Öğrencilerinin Stresle Başa Çıkma Stratejilerinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Malatya: İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü. 15. Vara, Ş. (1999). Yoğun Bakım Hemşirelerinde İş doyumu ve Genel Yaşam Doyumu Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi. Yayınlanmamış Yüksek Lisan Tezi. İzmir: E. Ü. Sağlık Bilimleri Enstitüsü. 16. Yetim, Ü. (1991). Kişisel Projelerin Organizasyon ve Örüntüsü Açısından Yaşam Doyumu İzmir: E.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü. 17. Yılmaz, E. (2004). Duygusal Zeka ve Öğretmenlik Mesleği Eğitime İlişkin Çeşitlemeler (133-148), Konya: Eğitim Kitapevi. 9