METE CÜNEYT OKYAR. Kafkas Üniversitesi BF ktisat Bölümü, KARS e-mail: alo131@yahoo.com



Benzer belgeler
Su Yapıları I Su Kaynaklarının Geliştirilmesi

I. Sabit Kaynaklar, bunlar ısınma ve üretim amaçlı faaliyetlerin yapıldı ı yerlerdir.

Türkiye - Özbekistan Hükümetlerarası Karma Ekonomik Komisyonu I. Dönem Toplantısı Protokolunun Onaylanması Hakkında Karar Karar Sayısı: 2001/2585

ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI ĞİŞİKLİĞİ

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

Dünya Hububat Pazarında Neredeyiz?

SIRA SAYISI: 279 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler

Su Yapıları II. Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL. Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL Bozok Üniversitesi n aat Mühendisli i Bölümü

Giresun Üniversitesi Akademik Değerlendirme Ve Kalite Geliştirme Uygulama Yönergesi

TEMA Vakfı, İstanbul Projeleri Raporu nu Açıkladı

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3

BASIN DUYURUSU 2001 YILI PARA VE KUR POLİTİKASI

T.C. DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI

TÜS AD Yönetim Kurulu Ba kanı Arzuhan Do an Yalçında ın Rotary Bölge Asamblesi Konu ması

İRAN ENERJI GÖRÜNÜMÜ

REFORM EYLEM GRUBU BİRİNCİ TOPLANTISI BASIN BİLDİRİSİ ANKARA, 8 KASIM 2014

ITEA 3 Açılı Etkinli i

Ekonomik Rapor ULUSLARARASI MAL PİYASALARI 67. genel kurul Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

ÇEVRE KORUMA KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

PORTFÖY ÜRETİM ŞİRKETLERİNİN OLUŞTURULMASI VE ELEKTRİK ÜRETİM ANONİM ŞİRKETİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI. Sefer BÜTÜN. EÜAŞ Genel Müdürü ÖZET:

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ KÜÇÜK SANAYİ SİTELERİ TEKNOPARKLAR Oda Raporu

PDF created with pdffactory trial version

A N A L Z. Seçim Öncesinde Verilerle Türkiye Ekonomisi 2:

İÇİNDEKİLER. Çevre Eğitiminin Günümüzde Değişen Yüzü: Sürdürülebilir Yaşam Eğitimi

MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİ STRATEJİK İŞBİRLİĞİ PROJE DANIŞMANLIK EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİ

(ÇEKAP) Çevresel Kapasitemiz Gelişiyor

BİLGİ BELGE MERKEZİ VE YAYIN HİZMETLERİ

YEŞİLIRMAK HAVZA GELİŞİM PROJESİ

Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007

Stratejik Mekansal Gelişme Önerisi Aralık 2006

T.C. Resmî Gazete. Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünce Yayımlanır MİLLETLERARASI ANDLAŞMALAR

KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İÇ KONTROL. ç Kontrol Dairesi. I lda Arslan. 2 ubat 2009 / ISPART A

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

3201 Debagatte Kullanılan Bitkisel Menşeli Hülasalar Ve Türevleri Debagatte Kullanılan Sentetik Organik, Anorganik Maddeler Müstahzarlar

HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ

T.C. ÇANAKKALE ONSEK Z MART ÜN VERS TES

DOKAP EYLEM PLANI ( ) YEREL DÜZEYDE KURUMSAL KAPASİTENİN GELİŞTİRİLMESİ

YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

Hidroelektrik Enerji. Enerji Kaynakları

ÇYDD: su, değeri artan stratejik bir nitelik kazanacaktır.

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ PROJE YÖNETİMİ OFİSİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

JEAN MONNET BURS PROGRAMI AKADEMİK YILI FARKINDALIK ARTIRMA TOPLANTILARI

Kamu Sermayeli İşletmelerde İyi Yönetişim. Mediha Ağar Dünya Bankası, Kıdemli Ekonomist Dünya Bankası

mekan Kasımpaşa Deniz Hastanesi İLKBAHAR 2014 SAYI: 302

İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ KINIK SONUÇ RAPORU

Dünyadaki toplam su potansiyeli. Dünyadaki toplam su miktarı : 1,4 milyar km 3 3/31

TÜS AD YÖNET M KURULU BA KANI ÖMER SABANCI NIN

Ortadoğu'da su ve petrol (*) İki stratejik ürünün birbiriyle ilişkisi... Dursun YILDIZ. İnş Müh Su Politikaları Uzmanı

KONUTTA YENİ FİKİRLER

S RKÜLER stanbul, Sayı: 2011/110 Ref: 4/110

Tıp Fakültesi Dönem Temsilcileri Grubu Yönergesi

YÖNETMELİK. a) Çocuk: Daha erken yaşta ergin olsa bile 18 yaşını doldurmamış kişiyi,

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

: Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI : Kenan TÜRK, Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR, Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr.

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

TÜBİTAK ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ DAİRE BAŞKANLIĞI ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI

TMMOB EH R PLANCILARI ODASI TRABZON UBES III. DÖNEM ( ) ÇALI MA PROGRAMI

ÖZEL EGE L SES. HAZIRLAYAN Ö RENC LER: Tayanç HASANZADE Ahmet Rasim KARSLIO LU. DANI MAN Ö RETMEN: Mesut ESEN Dr. ule GÜRKAN

GEBZE BELED YES ~

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Yönetimine Giriş Eğitimi

I. ÇUKUROVA DA SANAY LE ME VE ÇEVRE SEMPOZYUMU SONUÇ B LD RGES *

H.Ü. KALİTE KOMİSYONU

AVRUPA BĐRLĐĞĐ HELSĐNKĐ ZĐRVESĐ ve TÜRKĐYE. Helsinki Zirvesi

Genel Görünüm. Faiz Oranları Gelişmeleri. Fiyat Gelişmeleri EYLÜL 2010

ÇAKÜ Orman Fakültesi Havza Yönetimi ABD 1

Kırsal Kalkınmada Yönetişim. Şanlıurfa Örneği Ülker Şener-Evren Aydoğan

TÜSİAD Rekabet Çalışma Grubu Toplantısı DEVLET YARDIMLARI. Abdulgani GÜNGÖRDÜ Rekabet Uzmanı

Yapı ve Deprem Yönetmelikleri, alan kullanım yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi

YEDİNCİ KISIM Kurullar, Komisyonlar ve Ekipler

Küresel Ekonomik İlişkiler Komisyonu - I

Tuzlu Sular (% 97,2) Tatlı Sular (% 2,7) Buzullar (% 77) Yer altı Suları (% 22) Nehirler, Göller (% 1)

2. İşbirliği-Güç birliği Destek Programı. 5. KOBİGEL Kobi Gelişim Destek Programı. 8. Kredi Faiz Desteği

KÖMÜRÜN GÖRÜNÜMÜ, Mehmet GÜLER Maden Mühendisleri Odas Yönetim Kurulu Üyesi

14.8. İşyeri Temsilcileri Şube Koordinasyonu

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü :18

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

Dünyaya barış ve refah taşıyor, zorlukları azimle aşıyoruz

KREDİ KAYNAKLARI. 1. DIŞ KREDİLER İKB AYB Dünya Bankası Kaynaklı Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Kredisi AYB Enerji ve Çevre II Kredisi

-86- (Resmi Gazete ile yayımı: Sayı: 25007)

AB Mevzuatının Uygulanmasına Yönelik Teknik Desteğin Müzakere Edilmesi

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ

GİTES DEMİR-ÇELİK ve DEMİR DIŞI METALLER EYLEM PLANI


SERA GAZI EMİSYONLARI Ahmet Cangüzel Taner Fizik Yüksek Mühendisi Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ( acant@taek.gov.tr )

KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI (KOSGEB) KOBİ VE GİRİŞİMCİLİK ÖDÜLLERİ UYGULAMA ESASLARI

Brexit ten Kim Korkar?

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü İzleme ve Değerlendirme Daire Başkanlığı

17-19 EYLÜL 2010 TARİHLERİ ARASINDA MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİN DE YAPILAN ADIM ÜNİVERSİTELERİ İDARİ GRUP TOPLANTI KARARLARI

Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Beşinci İzmir İktisat Kongresi

MESLEK KOMİTELERİ ORTAK TOPLANTISI 1 Ekim 2014

Park Elektrik Üretim Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. Sayfa No: 1

Transkript:

ORTADO U SU POL T KALARININ TÜRK YE DEK SÜRDÜRÜLEB L R KALKINMA ÜZER NDEK ETK S METE CÜNEYT OKYAR Kafkas Üniversitesi BF ktisat Bölümü, KARS e-mail: alo131@yahoo.com ÖZET Dünya toplam su rezervinin %98 i kutuplarda kullanılmaz halde bulunmakta ve ancak %1 i, insan ihtiyacına uygun niteliktedir. Kaynak da ılımındaki dengesizli e ra men son 25 yılda toplam su tüketiminin, %400 e yakın bir artı gösterdi i söylenebilir. Türkiye ile Suriye ve Irak arasında soruna neden olan su kaynaklarının ba ında Dicle ve Fırat nehirleri gelmektedir. Fırat Nehri toplam suyunun %88 i Türkiye, %12 si ise Suriye topraklarından kaynaklanmaktadır. Dicle Nehri su potansiyelinin %52 si Türkiye, %48 lik kısmını da Irak tan almaktadır. Suriye; her iki nehre toplam katkısı en dü ük ülke oldu u halde, su konusunda en fazla problem yaratan devlettir. Üstelik Lübnan da Bekaa Vadisi nden do up Hatay dan geçerek Samanda ı yakınlarında Akdeniz e dökülen Asi Nehri ni kendi ulusal suyu olarak görmekte, istedi i gibi kullanmaktadır. Yaz aylarında iyice azalan suyu kesip; kimyasal atıklarla kirleterek, Amik Ovası ndaki tarıma büyük zarar vermektedir. Ara tırmanın ilk bölümünde, Aras ve Meriç nehirlerinin de dahil oldu u uluslararası sular ile ilgili analiz yapılmaktadır. Ara tırmanın ikinci bölümünde; su politikaları konusuna uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde bakılmakta, bu ba lamda su meselesindeki ilk yazılı metin olan 21 Ekim 1921 tarihli Ankara tilafnamesi, Lozan Antla ması, Türkiye-Fransa Dostluk ve yi Kom uluk Sözle mesi, Türkiye ile Irak arasında 29 Mart 1946 da imzalanan Dostluk ve yi Kom uluk Antla ması maddeleri yorumlanmı tır. Ara tırmanın son bölümünde; su meselesinin sürdürülebilir kalkınma üzerindeki etkisinin analizi, 1964 yılı Keban Barajı nın yapımı ile ba latılmı tır. Gerçekte Keban Barajı havzadaki su miktarını de i tirmeyecek; tam tersi Fırat Nehri sularının %70 ini düzenleyerek, her iki ülkedeki depolama tesislerine olumsuz etkisi olmayacak bir proje idi. Üstelik Türkiye, 1964 ten itibaren Suriye ye saniyede 350 metreküp taahhüt etmi ve sözünde durmu tur. 1980 yılında hayata geçirilen Güney Do u Anadolu Projesi (GAP), özellikle Suriye ile olan sorunları zirveye çıkarmı tır. Türkiye de kalkınmanın sürdürülebilirli i üzerine günümüze kadar gerçekle en kurumsalla ma süreci hakkında özet bilgi verilmekte; daha sonra bu sürece katkı sa laması beklenen proje yönetimleri kapsamında, su politikalarının öneminin anla ılabilmesi için örnek bir model analiz edilmektedir. Anahtar Sözcükler: Su potansiyeli ve tüketimi, uluslararası hukuk, sürdürülebilir kalkınma, proje yönetimi ABSTRACT Total water reserve of world is nearly present at the poles (%98 percentage) and the other part of %1 percentage is optimum quality for men usage. Although imbalance in distribution of resources; during last 25 years, it can be said that consumption of water is increased approxiamately %400 percentage. Dicle and Fırat Rivers are the biggest problems between Syria, Iraq and Turkey countries. Fırat River s total water of %88 part comes from Turkey and the other part (%12) comes from Syria land resources. On the other hand, Dicle River s is %52 Turkey and %48 Iraq respectively. Despite its addition to land resources the worst, Syria usually makes problems about distribution. It also uses Asi River as if its own national river and this makes big harm in agriculture of Amik Land in Turkey. In the first chapter of this research, analysis about international waters including Aras and Meriç Rivers is done. In the second chapter, politics about waters is discussed by using international law rules. By the way; beginning from the first written text, several international contracts are examined. At the last part of research, the effects of water problems on sustainable development is discussed. The beginning of its history is the construction of Keban Barrage in 1964. In fact, Turkey promised to give 350 cubic meters of water to Syria and there was never problem about this promise since then. After this construction, the Project of South-Eastern Anatolia was the main problem between Syria and Turkey since 1980. At the end of this research, an example model of sustainable development is told. By the way, it is thought that water politics problem can easily be understood by the reader. Keywords: Potential of water resource and its consumption, international law, sustainable development, project management G R Dünya toplam su rezervinin ancak yüzde biri, insan ihtiyacına uygun olan tatlı su özelli i ta ımaktadır. Birle mi Milletler Gıda Te kilatı'nın de erlemelerine göre, dünya toplam su rezervinin yüzde 2,6'sını olu turan tatlı suların yüzde 98'i kutuplarda kullanılmaz haldedir. Su tüketiminde son 25 yılda yüzde 400'lük bir artı görülmektedir (Özey, 1997, a). Bilim adamlarının tespitine göre dünyada 26 adet su yoksulu ülke vardır ve bunlardan 9'u Ortado u ülkesidir. Su yoksullu u sınırı ise yılda ki i ba ına dü en 1000 metreküp olarak tanımlanmaktadır (Tomanbay, 1998a). Türkiye'nin su zengini bir ülke oldu una dair yaygın bir inanç vardır. Ancak su zengini bir ülkede ki i ba ına yıllık su tüketimi ortalama 10.000 metreküp olarak kabul edilmektedir. Bu miktar Türkiye de 1830, su fakiri oldu unu iddia 193

eden Suriye'de 2362, Irak'ta ise 5192 metreküptür. Bu durumda Türkiye nin su zengini olmadı ı söylenebilir (Kene, 2002, a). Ara tırmanın ilk bölümünde, uluslararası ve sınır a an su kavramları tanımlanmakta ve aralarındaki farklar üzerinde durulmaktadır. Ara tırmanın ikinci bölümünde, tanımlanmı sular ile ilgili problemlerin çözümü amacıyla uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde hangi geli melerin ya andı ı tespit edilmektedir. Ara tırmanın üçüncü ve son bölümünde; su politikaları ile ilgili sorunların, sürdürülebilir kalkınma üzerindeki etkisi incelenmektedir. Bu ba lamda öncelikle Türkiye de sürdürülebilir kalkınma kavramının geli imi hakkında kısa bir özet verilmi tir. Daha sonra, günümüzde sürdürülebilir kalkınmanın sa lanması noktasında temel önem te kil eden proje yönetimi kavramının içeri i hakkında ayrıntılı yorum yapılmaktadır. Ara tırmanın son bölümünde, konu ile ilgili gelecekte yapılması muhtemel tartı ma ba lıkları gündeme getirilmektedir. Sonuç kısmı ile ara tırma son bulmaktadır. 1. ORTADO U SU POL T KALARI AÇISINDAN TÜRK YE VE KOM ULARI Türkiye'nin dahil edildi i sava senaryolarında sorunun temel dayana ını uluslararası su veya sınır a an sular olu turmaktadır. Her iki kavram arasında önemli bir fark bulunmaktadır. Birincisi, iki farklı devletin topraklarında yer alan ve arada sınır olu turan sulardır. kincisi ise, bir devletin sınırları içinde do an ve ba ka devletin sınırlarına geçip buralarda aktıktan sonra denize dökülen sulardır. Birle mi Milletler Te kilatı Uluslararası Hukuk Komisyonu'nun hazırladı ı "Uluslararası Su Yollarının Ula ım Dı ı Amaçlı Kullanımları Kanunu Hakkındaki Sözle mesi" tasarısı; Birle mi Milletler Genel Kurulu'nda 1997 Mayıs'ında oylanarak kabul edilmi, ancak Türkiye, sınır a an su kabul etti i Dicle ve Fırat nehirlerini uluslararası su olarak de erlendiren bu tasarıya, red oyu vermi tir (http://www.stradigma.com/turkce/temmuz2003/makale_02.html - 01.08.2005). Türkiye'nin özellikle Suriye ve Irak arasında sorunlara neden olan su kaynaklarının ba ında Dicle ve Fırat nehirleri gelmektedir. Fırat Nehri Türkiye'de Erzurum yakınlarında do makta, ana kaynaklarını Do u Anadolu Bölgesi'nden alarak Suriye ve Irak topraklarına geçmekte ve Dicle Nehri ile birle tikten sonra Basra Körfezi'ne dökülmektedir ( zbırak, 1996, a). Devlet Su leri'nin verilerine göre (1937-1993 geneli) yıllık ortalama su miktarı 31 milyar 580 milyon metreküptür. Fırat Nehri toplam suyunun %87,7'si Türkiye topraklarından, %11,3'ü ise Suriye topraklarından kaynaklanmaktadır (Kene, 2002, b).dicle Nehri ise, Elazı yakınlarından do up, asıl kaynaklarını Do u Anadolu'daki da lık alanlardan olan Batmansu, Ilısu, Batan, Yanarsu gibi büyük sular ve di er kaynaklardan alarak, yakla ık 70 km. Türkiye-Suriye sınırını olu turup Irak topraklarına girmektedir. Su potansiyelinin %52 si Türkiye, % 48 ini Irak'tan almaktadır (Tomanbay, 1998, b). Bu noktada Suriye'nin Asi nehriyle ilgili tutumundan bahsetmekte yarar vardır. Suriye, Asi Nehri'nin sularını istedi i gibi kullanmakta ve böylece uluslararası ortamda tartı maya fırsat vermektedir. Asi Nehri Lübnan'daki Bekaa Vadisi'nden do makta ve Amik Ovası'na girmeden önce 20km boyunca Türkiye-Suriye sınırında akmaktadır. Yaz aylarında iyice azalan su kimyasal atıklarla kirletilmekte ve ovadaki tarıma büyük zarar vermektedir. Türkiye'nin bir di er sınır a an ve sınır olu turan suyu da Aras Nehri'dir. Aras, Do u Anadolu'nun kuzeyinde çe itli kaynaklardan beslenir ve Hazar Gölü'ne dökülür. Aras, 150km mesafeyle Türkiye-Ermenistan sınırını olu turup ran'a geçmektedir. Bu özelli iyle de sınır a an su kimli indedir ve günümüze kadar yapılan anla malar sonucunda önemli bir sorun olu turmadı ı vurgulanabilir. Meriç Nehri ise Bulgaristan'dan do arak, Edirne yakınlarında Batı Trakya'dan gelen Arda ve Bulgaristan'dan gelen Tunca ırmaklarıyla birle mektedir. Türkiye ile Yunanistan arasında su ta kınlarına kar ı 1951 yılında "Meriç Havzası Master Planı" hazırlanmı tır. Ancak suyun kayna ı Bulgaristan'dadır. Bulgaristan bu plana katılmadı ı için, gereken tesisler tamamlanmamı tır ( zbırak, 1996, b). 2. ULUSLARARASI HUKUK BAKIMINDAN SU SORUNLARI Yakın gelecekte Türkiye'nin ba ını daha fazla a rıtaca ı dü ünülen Suriye ile su meselesindeki ilk yazılı metin, 21 Ekim 1921 tarihli "Ankara tilafnamesi"dir. Antla manın 12.maddesi, Kuveyk Suyu'nun Halep ile Halep'in kuzeyindeki Türk bölgesi arasında iki taraf ihtiyaçlarını gözetecek ekilde payla ımını öngörmekte idi. Antla maya göre Halep, Fırat'ın sularından "kendi yapaca ı harcamalarla" su alabilecekti. (Soysal, 1983). Suyun uluslararası kullanımıyla ilgili olarak Türkiye'nin taraf oldu u di er anla ma "Lozan Antla ması"dır. Antla manın 109.maddesinde; yeni bir sınır çizilmesi sebebiyle bir devletin sular sistemi, bir ba ka devletin topraklarında yapılan çalı malara ba lı ya da kayna ı ba ka devletin ülkesinde olan sular, taraf devletlerin birbirine çıkarını saklı tutacak biçimde bir anla ma yapması gerekmektedir ifadesi bulunmaktadır (Meray, 1973). Lozan Barı Antla ması'nın söz konusu maddesine göre, Fırat ve Dicle nehirlerine kayda de er bir katkısı olmayan Suriye'nin hak istemek için güçlü bir dayana ı yoktur. Ancak 1926 yılında imzalanan "Türkiye-Fransa (Suriye ve Lübnan çin) Dostluk ve yi Kom uluk Sözle mesi"nin 13.maddesiyle Türkiye, Halep ehri'ne Fırat Nehri'nden su vermeyi kabul etmi tir (Pazarcı, 1999, a). Türkiye ile Irak arasında imzalanan 29 Mart 1946 tarihli "Dostluk ve yi Kom uluk Antla ması'nın" 6.maddesine ek olarak, "Dicle, Fırat ve Kolları Sularının Düzene Konması" protokolü imzalanmı tır. Antla mada nehirlerden düzenli su alınması ve ta kınların önlenmesi için Türkiye'de akı gözleme istasyonları kurulması gibi hususlar vardı. Günümüzde geçerli olan protokol, tam olarak uygulanamamı tır (Pazarcı, 1999, b). 194

1954 yılında Türkiye'nin Fırat Nehri üzerinde Keban ve Karakaya barajları projesini hayata geçirmeye ba layana kadar, Suriye ve Irak'la kayda de er bir sorun söz konusu olmamı tır. 1964 yılında Keban Barajı'nın yapımı, Suriye ve Irak tarafından endi eyle kar ılanmı tır. Türkiye 1964'te baraja su tutulması a amasında, Suriye'ye saniyede 350 metreküp su bırakmayı taahhüt etmi ve sözünde durmu tur (Elekda, 1996). Suriye, Asi Nehri üzerine in a etti i barajlarla suyu istedi i gibi kullanmı ; Amik Ovası'na su bırakmamı, üstelik Fırat Nehri üzerinde Sovyetler Birli i'nin parasal deste iyle Tabka Barajı'nın yapımına ba lamı tır. 1974 yılında hem Keban, hem de Tabka Barajı tamamlanmı, barajlarda su tutma tarihi de çakı mı tır. Bu durum Suriye ile Irak arasında da büyük bir sorun olu turmu, Suudi Arabistan ve Sovyetler Birli i'nin arabuluculu u ile suya dayalı sava ların ba laması önlenmi tir. Bu geli melerden sonra Karakaya Barajı nın in aatına ili kin geli meler de, Suriye nin ba lattı ı uluslararası giri imler ile engellenmeye çalı ılmı tır (Pazarcı, 1999, c) Türkiye'nin Keban ve Karakaya barajlarının yapımıyla ba lattı ı Güneydo u Anadolu kaynaklarını kullanarak, bölgesel sürdürülebilir kalkınma yı hedefleyen faaliyetleri soruna yeni bir boyut getirmi tir. 1980 yılında hayata geçirilen Güney Do u Anadolu Projesi (GAP), Suriye ile sorunları zirveye çıkarmı tır. Fırat ve Dicle nehirleri üzerinde yapılacak 22 baraj, 19 hidroelektrik santral, iki büyük sulama kanalı yapımını öngören projenin tamamlanmasıyla 1,7 milyon hektar arazinin sulanması ve yılda 27 milyar kilowat elektrik enerjisinin üretimi sa lanacaktır (Tomanbay, 1998, c). Bu proje üzerine Suriye; PKK terör örgütünü desteklemi ve Lübnan'ın Bekaa Vadisi'nde 30-40.000 teröristin yeti mesine yardımcı olmu tur. Türkiye ve Suriye'nin Fırat havzasındaki arazilerinden Fırat suyu ile sulamayı planladı ı verimli arazilerinin sadece kar ıla tırıldı ında, Türkiye'nin GAP ile bölgedeki sulanabilir kalitedeki arazilerin yüzde 59'unu dikkate aldı ını, Suriye'nin ise bütün topraklarında Fırat'tan alaca ı suyu kullanma hesabında oldu u görülmektedir. (Tomanbay, 1998, d). Suriye ve Irak su sorununa, "kazanılmı hak ya da tarihi hak" çizgisinden bakmaktadır. ki ülkenin iddiası binlerce yıldır iki nehrin sularını kullanarak tarihi-kazanılmı haklarının söz konusu oldu udur. Türkiye ise, su meselesinde son zamanlara kadar egemenlik ilkesine dayanan bir politika izlemi tir ( ehsuvaro lu, 2000, a). Türkiye'nin sorunun çözümü hususunda attı ı en önemli adım; üç ülke arasında suyun adaletli ve rasyonel kullanımını gerçekle tirmek için toprak, bitki ve mühendislik gibi çalı malar yapmak üzere bir "Ortak Teknik Komite" kurulması önerisidir. lk olarak Türkiye ve Irak arasında imzalanan "Karma Ekonomik Komisyon Protokolü"'ne göre olu turulan Ortak Teknik Komite 1982 yılında Türkiye ve Irak arasında gerçekle tirilmi ve daha sonra Suriye de katılmı tır. 5-8 Kasım 1984 te be incisi gerçekle tirilen toplantıda Türkiye tarafından, "Fırat ve Dicle Havzası'nın Sınır A an Sularının E it ve Gerçekçi Kullanımı çin Üç A amalı Plan" olarak nitelenen proje gündeme getirilmi tir (Kene, 2002, c). Türkiye projeyi sunarken, Uluslararası Hukuk Komisyonu'nun raporlarını dikkate alarak bölge barı ı için olumlu bir yakla ım sergilemi tir (Tomanbay, 1998, e) Türkiye Üç A amalı Plan teklifini 26 Haziran 1990 tarihinde üçlü toplantıda ve 1993 yılında Irak ve Suriye ile yaptı ı ikili görü melerde de tekrarlamı tır. Ancak Türkiye'nin plan çerçevesinde üç ülkenin su ve kara kaynaklarının envanter çalı masını ortak gerçekle tirme teklifi, iki devlet tarafından reddedilmi tir. Irak, Fırat'ın sularından daha fazla faydalanmak istedi i için buna kar ı çıkarken, iki nehrin bütün olarak ele alınmasına ve Dicle'den Fırat'a su aktarılmasına da her iki devlet itiraz etmi tir. Payla ımın matematiksel bir oranda 3'te bir nispetinde olması gerekti ini iddia etmi lerdir ( ehsuvaro lu, 2000, b). 1987 yılında Ba bakan Turgut Özal'ın Suriye ziyareti sırasında iki ülke arasında Türkiye'nin yıllık ortalama saniyede 500 metreküp su bırakmasını öngören bir protokol imzalanmı tır. Protokole göre aylık akım dü ük oldu u takdirde takip eden ayda bu açık kapatılacaktı. O güne kadar miktar belirleyici yazılı bir taahhüdü olmayan Türkiye, Suriye'nin PKK terör örgütüne verdi i deste i kesece i beklentisiyle bu anla mayı imzalanmı tır. Ancak Suriye beklenen davranı ı göstermeyip, bir süre pasif destek verdikten sonra eski politikasına dönmü tür (Resmi Gazete, 1987). Atatürk Barajı'nda su tutulması da ayrı bir polemik konusu olmu tur. Suyun tutuldu u 13 Ocak 1990 tarihine kadar saniyede 763 metreküp su bırakarak fazla suların Suriye ve Irak'taki barajlarında biriktirilmesine, Türkiye tarafından imkan verilmi tir. Türkiye'yi "iyi kom uluk ruhuna" aykırı davranı ta bulunmakla suçlayan Suriye, PKK terör örgütüne deste ini devam ettirmi tir. 20 Ocak 1993 tarihinde iki ülke ba bakanları nezdinde Suriye'de yapılan görü melerden sonra imzalanan ortak bildiriyle, 1993 yılı bitmeden önce Fırat Nehri sularından taraflara ayrılacak miktarın tespiti meselelerinin sonuçlandırılması kararla tırılmı tır (Milliyet ve Sabah, 1993). Türkiye ile Irak arasında da benzer sorunlar olmasına ra men, Irak'ın son yıllarda su konusunu fazla gündeme getirmemesi nedeniyle sorun daha çok Suriye ile Türkiye arasında gibi görülmektedir. Aslında Ankara'nın Fırat ve Dicle nehirleriyle ilgili attı ı her adımda Irak da Suriye ile benzer tavrı sergilemi tir ( ehsuvaro lu, 2000, c). ABD'nin en yakın "stratejik ortaklarından biri" olan srail ise Ortado u'da suya en fazla ihtiyacı oldu unu hissettiren devlet olarak görülmektedir. Aslında Türkiye'nin bu do rultuda geli tirdi i bazı projeler bulunmaktadır. Bunlardan biri Manavgat Suyu projesidir. Söz konusu proje ile Manavgat Çayı'nın sularının bir kısmı Akdeniz Belen mevkiinde 195

toplanarak tankerler veya "dev plastik galonlarla" Ortado u ülkelerine gönderilmesi öngörülmektedir (Tomanbay, 1998, f). Bir di er önemli adım da Barı Suyu Projesi'dir. 1987 yılında gündeme gelen proje ile Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin Akdeniz'e dökülen sularını borular vasıtası ile Ortado u ülkelerine (Suriye, Ürdün, Filistin, srail) ula tırmak hedeflenmi tir. Projenin günlük su ta ıma kapasitesi 3,5 milyon metreküptür (Tomanbay, 1998, g) Siyasi açıdan bu projenin bugünkü artlarda hayata geçmesi zordur. Zira birbirleriyle sorunları olan bu devletler, di erinin topra ından geçen bir suya ba ımlı olmak istememektedirler. Proje teknik açıdan yapılabilir ama siyasi ve ekonomik açılardan neredeyse imkansız görülmektedir. Aslında ekonomik açıdan maliyeti yüksek olan projenin masrafları, deniz suyunun arıtma i lemi maliyetinin üçte biri kadar hesaplanmı tır (Yeni afak ve Tomanbay, 1998, h). Barı Suyu Projesi'ne alternatif olarak sunulan "Küçük Barı Suyu" projesinin mimarı, Jhon Kolars'tır. Buna göre yine Ceyhan ve Seyhan gibi Türkiye'nin güneyinde bulunan Göksu ve Manavgat sularının, Ürdün'e kadar ta ınması öngörülmektedir. "Küçük Barı Suyu Projesi"nin ikinci alternatifi; suyun boru hattı ile Suriye'ye ula tırılması, Suriye'nin ise Yarmuk Nehri'nin sularını kullanmayıp Taberiye Gölü'ne akıtması, buradan srail'e ya da Golan Tepeleri'ne kadar uzanacak bir su bankası kurarak Suriye, Ürdün, Filistin ve srail'in su ihtiyacını kar ılamaktır (Özey, 1997, b). Barı suyu projesi Türkiye'ye nüfuz kazandıraca ı, ayrıca srail'in de faydalanması söz konusu oldu undan dolayı Suriye ve di er bölge ülkelerince kabul görmemi tir (Sirmen, 2000). 3. TÜRK YE DE SÜRDÜRÜLEB L R KALKINMA VE SU POL T KALARI L K S Ekonomistlerin tarih boyunca uzun yıllar çevre sorunlarını görmezlikten gelmi ler, belki de hemen hiç önemsememi lerdir. Ekonomik politikaların gündemi; ekonomik kalkınmanın hızlandırılması, i sizli in önlenmesi veya enflasyonun kontrol altına alınmasıydı. Zamanla bu politikaların do al çevre üzerinde yaptı ı tahribat gözlenmi, do al çevre ve imkanların azalabilece i mesajları alınmaya ba lanmı tır (Türkiye Çevre Sorunları Vakfı, 1989, a). Aslında çevreye uygun ekonominin temel ko ulu Sürdürülebilir Kalkınma dır. Sürdürülebilir kalkınmanın sa lanması ise ekolojiyi genel ekonomik çerçeve içinde bir bile en olarak görmek yerine, konuya tam ters yönden yakla arak ekonomiyi ekolojik çerçeveler içine yerle tirmekle mümkün olmaktadır (Uslu, 1998). Kalkınma, toplumu iyile tirmek demektir (Clark, 1996, a). Kalkınma; ekonomik büyüme, daha iyi ya ama standardı olarak tanımlanabilir. Ülkenin insani ve do al kaynakları ile kurumlarının yönetimini geli tirerek bu hedefe ula ılabilir (Clark, 1996, b). Sürdürülebilir Kalkınma (Sustainable development) kavramı yeni geli mekte olan bir kavram olup, henüz teorik temelleri net ve açık bir ekilde belirlenmi de ildir. Kavram ile ilgili imdiye kadar birçok tanım yapılmı, bunlardan en ünlüsü Ortak Gelece imiz isimli raporda ele alınmı tır. Buna göre Sürdürülebilir Kalkınma ; bugünün ihtiyaçlarını, gelecek ku akların da kendi ihtiyaçlarını kar ılamasından ödün vermeksizin kar ılamak eklinde tanımlanmaktadır (Türkiye Çevre Sorunları Vakfı, 1989, b). Ansiklopedik Çevre Sözlü ü nde bu kavram; Ekonomik kalkınmanın, do al varlıkları ve çevreyi tahrip etmeden gerçekle tirmesi olarak tanımlanır (Ansiklopedik Çevre Sözlü ü, 2001). Sürdürülebilir Kalkınma kavramı ile aynı dönemlerde ortaya çıkmı olan Ecodeveloppement kavramını karı tırmamak gerekir. lk kez 1972 yılında Stockholm Çevre Konferansı nda kullanılmı olan Ecodeveloppement kavramı ile, yerel kaynaklardan adaletli bir biçimde yararlanmayı öngören bir kalkınma stratejisi kastedilmektedir (Kele ve Hamamcı, 1998, a). Gelecek ku akların kendi gereksinimlerini kar ılayabilme olanaklarını ellerinden almadan kalkınmanın nasıl gerçekle tirilebilece i, sorusuna cevap; eldeki kaynakların sürdürülebilirli ini sa layacak olan optimum kaynak da ılımıdır (Kele ve Hamamcı, 1998, b). Türkiye de sürdürülebilir kalkınma kavramı ilk defa, 1987 yılı sonrasındaki dönemde ciddi bir ekilde ele alınmaya ba lanmı tır. Aslında çevre olgusunun 1973-1977 yıllarını kapsayan 3. Be Yıllık Plan döneminde ilk defa ele alındı ı görülebilir (Algan, 2000, a). 1992 yılında gerçekle tirilen Rio Zirvesi nde a ırlıklı biçimde ele alınan sürdürülebilir kalkınmayı hedefleyen bir yakla ım ise, ilk kez 6. Be Yıllık Kalkınma Planı ile benimsenmeye ba lamı, böylece Altıncı Be Yıllık Kalkınma Planı, sürdürülebilir kalkınma kavramını kabul etmi tir (Egeli, 2000). B.M. Stockholm Dünya Çevre Konferansında Türkiye, tüm üçüncü dünya ülkelerinin politikasına paralel olarak kalkınmaya ayırdı ımız kaynaklarımızı kısmen çevre konularına tahsis edersek kalkınma yava lar tezi savunulmu tur. 6-7 ve 8. Kalkınma Planlarından anla ılabilece i üzere bunun yanlı oldu u anla ılmı tır (Erim, 2000, a). 1992 yılında Birle mi Milletler tarafından Ulusal Çevre Eylem Planı (UÇEP) hazırlanmı tır. UÇEP in hedefi; yenilenebilir kaynakların sürdürülebilir kullanımının te vik edilmesi, çevre ile ekonomiyi birlikte sürdürülebilir kılacak politika, proje, program ve önerilerin geli tirilmesidir (Avrupa Birli i ve Türkiye de Çevre Mevzuatı, 2001). Bu plan ile toprak kaynaklarının sürdürülebilir kullanımına yönelik planlar yapılırken, ekilebilir alanların sınırlılı ı, toprak yapısındaki de i kenlikler ve bölgeler arası da ılım dengesizliklerinin dikkate alınaca ı, yaylalar, otlaklar ve meraların 196

sürdürülebilir kullanımına duyarlı olunaca ı belirtilmi, ayrıca sürdürülebilir olmayan bir biçimde avlanma yapılmaması gerekti i ifade edilmi tir (http://ekutup.dpt.gov.tr 15.04.2002). UÇEP in Türkiye çevre politikası açısından önemi; ilgili tüm kamu kurulu ları yanı sıra, Sivil Toplum Kurulu ları, özel sektör ve bilimsel kurulu lardan çok sayıda temsilcinin katılımı ile hazırlanmı olmasıdır (Algan, 2000, b). Mevzuat açısından sürdürülebilir kalkınma kavramı, ayrı analiz edilmelidir. Çevreyle do rudan ilgili bir yasa olan 2872 sayılı Çevre Yasası nın 1. maddesinde üstü kapalı bir ekilde sürdürülebilir kalkınma kavramından bahsedilmi tir (Türk Çevre Mevzuatı, 1999). Çevre kavramına, hükümet programlarında ilk kez 26.01.1974 tarihinde kurulan Ecevit Hükümetinde rastlanır. Ancak burada daha çok çevre sa lı ı tabiri kullanılmı tır. 21.06.1977 de kurulan, (bu hükümet yerini güven oyu almadı ı için Demirel ba kanlı ında kurulan hükümete bırakmı tır) kinci Ecevit hükümetinin programında, çevre tabiri yalın olarak kullanılmı tır (Erim, 2000, b). Sürdürülebilir Kalkınma kavramı (55.) III. Yılmaz Hükümeti, (51.) II. Çiller Hükümeti, (48.) I. Yılmaz Hükümeti ve (47.) Akbulut Hükümeti hükümet programlarında açık olarak, gerek isim gerekse kavrama yakın ifadeler ile belirtilmi tir. MATERYAL VE YÖNTEM Ara tırmada mekan sınırlaması olarak, Türkiye deki sürdürülebilir kalkınma olgusu ele alınmı tır. Zaman sınırlaması olarak, 1992 sonrasındaki dönem ayrıntılı bir ekilde analiz edilmi tir. Alana inme anlamında uygulama konusunda eksik kalınmı oldu u söylenebilir. Ancak daha önce ba ka ara tırmalar sırasında özellikle Kars-Ardahan-I dır illerine yönelik yapılan alan ara tırmalarında, sivil toplum örgütlerinden temin edilmi olan veriler analiz edilmi tir. Türkiye deki sürdürülebilir kalkınma olgusunun analizi için, tamsayım yönteminin kullanılmasının güç oldu u ortadadır. Ancak bu ara tırmanın sonuçlarına dayalı olarak yapılacak olan di er ara tırmalarda, örnek kitle kullanımı dü ünülebilir. Böylece sivil toplum örgütlerinin sürdürülebilir kalkınma kavramı üzerindeki etkisi ve bunun su politikalarını de i tirmesi gündeme gelecektir. BULGULAR Ara tırmanın ikinci bölümünde açıkça tespit edildi i üzere, su politikalarının ülkeler arasında sava ları bile gündeme getirdi i ortadadır. Sava ın oldu u bir bölgede ya ayan toplumun, çevrenin tahrip olmasına ba lı olarak geri kalaca ı ortadadır. Demek ki bu a amada tespit edilecek iki farklı çarpıcı bulgudan söz edilebilir. Birincisi, sürdürülebilir kalkınmanın sa lanabilmesi için uluslararası hukuk kurallarını ciddiye alan su politikalarının geli tirilmesi ve bunların sulh içinde uygulanmasının temel kural oldu u konusudur. Yani suya dayalı politikalar hakkında tüm ülkelerin bulu abilece i asgari ko ulların sa landı ı bir zemin (platform) olu turulmalıdır. kinci a amada; sürdürülebilir kalkınma programının sa lanması, proje yönetimlerine dayanmaktadır. Projeler verimlilik yönetimi bakımından ülkelere büyük rekabet avantajı sa lamaktadırlar. Do ru süreçlerin tam zamanında takip edilmesi sonucunda, proje yönetimlerinin sürdürülebilir kalkınmayı sa layabilece i anla ılmaktadır. TARTI MA VE SONUÇ Suriye ve Irak su sorununu yalnız ihtiyaç duydukları için gündemde tutmayıp iç bünyelerinde bir sosyal dayanı ma aracı olarak kullanılmaktadır. Atatürk Barajı'nda su tutulması sırasında Suriye, Türkiye'nin suları politik bir baskı aracı olarak kullandı ı iddiasıyla dünya kamuoyunu etkilemeye çalı mı tır. Türkiye sınır a an suları üzerinde 1987 Antla ması dı ında hukuki anlamda ba layıcı bir sorumluluk altına girmemi tir. Kaldı ki Suriye anla mayı kısa sürede ihlal ederek tek taraflı geçersiz kılacak bir tutum sergilemi tir. Hatay'ı kendi topra ı gibi göstererek Asi Nehri sularını keyfi kullanması da Suriye'nin gelecekte izleyece i tavır konusunu dü ündürtmektedir. çinde bulundu umuz yüzyılda uluslararası ya da sınır a an suların ortak kullanımında Türkiye'nin oldu u kadar Suriye ve di er tarafların da daha ciddi ve bilimsel çalı malarla suyu en verimli ekilde kullanma yöntemini belirlemeye ihtiyacı vardır. En az bunun kadar elzem olan di er bir husus da sorunun Ortado u'daki güvenlik ihtiyaçlarının bütünlü ü içinde de erlendirilmesidir. Çevresel politikalar ile di er politikalar (özellikle su sorunlarını ilgilendiren politikalar) arasında uyumun sa lanması gereklidir. Kaynak ve çevre ko ulları birlikte de erlendirmelidir. Kısa süreli yüksek büyüme için, çevre kaynaklarından fedakarlık etmek, uzun vadede do al kaynak stokları üzerinde do uraca ı olumsuz etkiye ba lı olarak, kalkınmanın sürdürülebilirli ini olanaksızla tıracaktır. Türkiye geli mekte olan bir ülkedir, politikalarını buna göre düzenlemektedir. Ancak çevre koruma ile kalkınma hedeflerinin çakı ıyor gibi algılanması da bir yanlı lıktır, Sürdürülebilir Kalkınma kavramının son kalkınma planlarında yer alması da buna delildir denebilir. Bir di er gerçek de, ba ta kamu kurum ve kurulu ları olmak üzere toplumun yatırımcı kesimleri çevre konusunda duyarsızdır (Görmez, 1997, a). 197

Büyüme ve kalkınma anlayı ları de i medikçe, sürdürülebilir kalkınma anlayı ıyla sorunların önüne geçilemez. Teknolojik geli melerin sürekli ilerlemesi, teknolojinin çevreden önce algılanması, teknolojik bakı ın de i memesi, teknolojinin yarattı ı kirlilik ve israf, do al kaynakların hızla tüketimi, bütün bunlar; insanlık ve ekolojik bir dünya için tehlikeli sonuçlar do urmaya devam edecektir (Görmez, 1997, b). Ekologlar, do al kaynakların üç gurupta toplanabilece ini belirtmi lerdir; canlı do al kaynaklar, cansız do al kaynaklar ve enerji kaynakları. Sürdürülebilir Kalkınma için, canlı do al kaynaklar (orman, balık v.s) tüketilmeden kullanılmalıdır, cansız do al kaynaklar (madenler gibi) yeniden kullanılmalı (recycling), enerji kaynaklarının yenilenebilir olup olmadı ı kullanım açısından önemlidir, tükenebilecek enerji kaynaklarının yerine farklı enerji kaynakları (rüzgar enerjisi gibi) bulunmalıdır (Berkes ve Kı lalıo lu, 2001). Nüfus, sanayile me, kentle me, turizm ve benzeri gibi sebeplerle hızla bozulan, yok olan insan çevresinin korunması ve iyile tirilmesi yine insanın elindedir. Ancak insanlı ın çevresini iyile tirmesi için, bozdu undan çok daha fazla çaba sarf etmesi gerekmektedir. Günümüzde sürdürülebilir kalkınma anlayı ı geli mekte olan ülkelere hedef olarak gösterilmektedir. Çevre kirlili i ve küresel ısınmaya ili kin de erlendirmelere bakıldı ı zaman, geli mi ülkelerin bu sıralamalarda ilk sıraları aldıklarını, geli mekte olan ülkelerin ise son sıralarda yer aldı ı görülebilir. Ancak Sürdürülebilir kalkınmaya çevre ba lı ı altında de il de kalkınma ba lı ı altında yer alan tüm sektörlerde yer verilmedikçe, çevresel kaynak tabanının korunması mümkün de ildir (Algan, 2000, c). KAYNAKLAR Algan, Nesrin, Devlet Politikaları Ba lamında Çevre ve Çevre Korumanın Tarihine Kısa Bir Bakı, Türkiye de Çevrenin ve Çevre Korumanın Tarihi Sempozyumu 7-8 Nisan 2000, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, stanbul, 2000. Berkes, Fikret ve Kı lalıo lu, Mine, Ekoloji ve Çevre Bilimleri, Remzi Kitabevi, stanbul, 2001. Clark, John, çev. Serpil Ural, Kalkınmanın Demokratikle mesi, T.Ç.V. Yayınları, Ankara, 1996. Egeli, Gülün, Avrupa Birli i ve Türkiye de Çevre Politikaları, TÇV Yayınları, Ankara, 1996. Elekda, ükrü. "Suriye'nin Gerçek Niyetleri", Milliyet, 26,08,1996. Erim, Refet, Çevre ile ilgili Hukuksal Düzenlemeler, Türkiye de Çevrenin ve Çevre Korumanın Tarihi Sempozyumu 7-8 Nisan 2000, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, stanbul, 2000. Görmez, Kemal, Çevre Sorunları ve Türkiye, Gazi Kitabevi, Ankara, 1997. zbırak, Re at. Türkiye I, Düzenleyen Cemal Kurnaz, stanbul 1996, s.170, 185-186. Kele, Ru en ve Hamamcı, Can, Çevrebilim, mge Kitabevi, Ankara, 1998. Kene, Bülent. Is Turkey the Prime Couse for a Potential Conflict on Water? ", Turkish Probe Opinion 01.09.2002, s.5. Meray, Seha Lütfi. Lozan barı Konferansı Tutanaklar Belgeler, kinci Takım, c. II, Ankara 1973, s. 43-44. Özey, Ramazan. Dünya Denkleminde Ortado u "Ülkeler - nsanlar - Sorunları" stanbul 1997, s.300, 307-308. Pazarcı, Hüseyin. Uluslararası Hukuk Dersleri, II. Kitap (6. Baskı), Ankara 1999, s. 300-301. Sirmen, Ali. "Orta Do u'da Su Sorunu, Cumhuriyet, 10,03,2000. Soysal, smail. Tarihçeleri ve Açıklamalarıyla Birlikte Türkiye'nin Siyaset Antla maları (1920-1945) c. I, Ankara 1983, s. 52, 282. ehsuvaro lu, Lütfü. Su Barı ı, Türkiye ve Ortado u Su Politikaları, Ankara 2000, s. 132, 134. Tomanbay, Mehmet. Dünya Su Bütçesi ve Ortado u Gerçe i, Ankara 1998, s. 80-82, 125-127, 143, 148-152, 154, 300-310. Türkiye Çevre Vakfı, Ansiklopedik Çevre Sözlü ü, TÇV Yayınları, Ankara, 2001. Türkiye Çevre Vakfı, Avrupa Birli i ve Türkiye de Çevre Mevzuatı, TÇV Yayınları Ankara, 2001. Türkiye Çevre Vakfı, Türk Çevre Mevzuatı, 1.cilt, TÇV Yayınları, Ankara, 1999. Türkiye Çevre Sorunları Vakfı, Ortak Gelece imiz, Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu Raporu, TÇSV Yayınları, Ankara, 1989. Uslu Orhan, Ekonomik ve Ekolojik Uygulamalarda Sürdürülebilir Kalkınmanın Yeri, Sürdürülebilir Kalkınmanın Uygulanması, T.Ç.V. Yayınları, Ankara, 1998. Ulusal Çevre Eylem Planı (UÇEP), <http://ekutup.dpt.gov.tr>, (15.04.2002). Gazete ve nternet Adresleri Resmi Gazete 10,12,1987, Sayı 19660 http://www.stradigma.com/turkce/temmuz2003/makale_02.html - 01.08.2005 http://www.caginpolisi.com.tr/21/48-49-50.htm- 01.08.2005 198