ARTERİYOVENÖZ FİSTÜL KANÜLASYONUNDA KULLANILAN FARKLI İĞNE PONKSİYON TEKNİKLERİNİN AĞRI VE CİLT HASARINA ETKİSİ EŞREF ERTAN ÇİÇEK T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU ANTALYA KAMU HASTANELERİ BİRLİĞİ Sağlık Bilimleri Üniversitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi HEMODİYALİZ ÜNİTESİ
AĞRI VE HEMODİYALİZ Ağrı, kronik bobrek yetmezliği nedeniyle hemodiyaliz uygulanan hastalarda sık gorulen ve yaşam kalitesini bozan bir semptomdur. Tander B, Durmuş D, Akyol Y, Canturk F. Quality of life, pain and depression in patients with hemodialysis. Rheumatism 2008;23(3):72 6.
AMAÇ: Hemodiyalizde üç farklı fistül iğne ponksiyon tekniğinin cilt hasarına ve ağrı düzeyine etkisini araştırmak Ponksiyon sonucu oluşan cilt hasar alanı ile ağrı arasında ilişki olup olmadığını tespit etmektir.
UYGULANAN PONKSİYON TEKNİKLERİ
KONİK YÜZEY YUKARI KONİK YÜZEY AŞAĞI KONİK YÜZEY YANA
LİTARATÜR ARAŞTIRMA ÖNERİLERİ http://www2.kidney.org/professionals/kdoqi/guideline_uphd_pd_va/va_rec.htm
LİTARATÜR Crespo Montero ve arkadaşları; Upward bevel (konik yüzey yukarı) görsel ağrı skalası düzeyi > Downward bevel( konik yüzey aşağı) görsel ağrı skalası düzeyi Crespo Montero R, Rivero Arellano F, Contreras Abad MD, Martinez Gomez A, Fuentes Galan MI, Pain degree and skin damage during arterio-venous fıstula Puncture. EDTNA/ERCA,XXX 2004; 4:210.
LİTARATÜR Aynı çalışmada; Upward bevel (konik yüzey yukarı) cilt kesi uzunluğu > Downward bevel( konik yüzey aşağı) cilt kesi uzunluğu Crespo Montero R, Rivero Arellano F, Contreras Abad MD, Martinez Gomez A, Fuentes Galan MI, Pain degree and skin damage during arterio-venous fıstula Puncture. EDTNA/ERCA,XXX 2004; 4:211.
LİTARATÜR A.D Akyol ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada, hastaların AVF girişim uygulamalarında kullanılan giriş tekniklerinin (iğne ucu yukarı ve aşağı) ağrı oluşumunda etkili olduğu (sözel ve görsel kıyaslama ölçeği ağrı skorlarında, iğne ucu yukarı girişimin ağrı skorunun iğne ucu aşağı girişime göre daha düşük olduğu), ancak kullanılan teknikler arasında anlamlı farklılık olmadığını saptamıştır. (p>0.05). Akyol AD, Mertbilek A, Kara L, Karadeniz D. Arteriovenöz Fistül Kanülasyon İşlemi Sırasında Kullanılan Giriş Tekniklerinin Ağrı Düzeyine Olan Etkisinin Saptanması. Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015;1:10-18
LİTARATÜR Sabitha ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada hemodiyaliz hastalarında AVF kanülasyonunun önemli bir ağrı nedeni olduğunu bulmuşlar, avf nedeniyle ağrı tarifleyen gruba kriyoterapi uygulamışlar ve ağrının istatistiksel olarak anlamlı şekilde azaldığını tespit etmişlerdir.. P B S, Khakha DC, Mahajan S, Gupta S, Agarwal M,Yadav SL. Effect of cryotherapy on arteriovenous fistula puncturerelated pain in hemodialysis patients. Indian J Nephrol 2008;18(4):155 8.
MATERYAL VE METOD 24/3/2016 tarih ve 76/6 karar numaralı etik kurul izni,antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulundan alındı. Çalışmaya 18 yaşından büyük, 20 si erkek 10 u kadın bilgilendirilmiş onamları alınan 30 hasta ile başlandı. Çalışma tam deneysel, tek kör olarak tasarlandı.
ARAŞTIRMAYA DAHİL EDİLME KRİTERLERİ 18 yaş üzeri olmak. Nondiyabetik olmak. En az üç aydır aynı arteriyovenöz fistülden diyalize girmek. Mental retardasyonu bulunmamak. Gebe veya gebelik şüphesi olmamak. Psikiyatrik bir rahatsızlığı bulunmamak Çalışma ekibi ile aynı konuşma dilini kullanmak
UYGULAMA Hastalara «konik yüzey yukarı, konik yüzey yana, konik yüzey aşağı» şeklinde üç farklı ponksiyon tekniği ile girişim rastgele sıralı olarak iki kez tekrarlandı. Girişimler aynı hastaya aynı hemşire tarafından yapıldı. Girişim öncesi cilt antisepsisi klorheksidin glukonatlı antiseptikle sağlandı. Herhangi bir lokal anastezik preparat kullanılmadı. Bir önceki girişim yerinden 1,5 cm den daha fazla uzaklaşılmadı. 16 G fistül iğnesi kullanıldı. Girişim sonrası hastaların farklı bir hemşire tarafından SKÖ ve GKÖ ağrı düzeyleri kayıt edildi.
UYGULAMA Hemodiyaliz sonunda iğne çekilip kanama durduktan sonra oluşan cilt hasarı ölçüm skalalı büyüteç kullanılarak fotoğraflandı Görüntüler photoshop programına aktarılarak oluşan cilt hasar alanı milimetrekare cinsinden hesaplandı Ağrı düzeyleri ve cilt hasar alanları SPSS 18 programında analiz edildi.
ÇALIŞMAMIZDA CİLT HASARININ ÖLÇÜLMESİ Çalışmamızda cilt hasarı ölçümü fistül kanaması durduktan sonra 8x büyütmeli Mitutoyo büyüteç ve 183-101 kodlu (0,1 mm ölçüm aralıklı) ölçeği kullanılarak oluşan cilt hasarı fotoğraflanmış ve Photoshop CS6 programının ölçüm özelliği kullanılarak fotoğraf üzerinde cilt hasarının alanı ölçümlenmiştir.
AĞRI Uluslararası Ağrı Araştırma Teşkilatına (IASP) göre ; Var olan veya olası doku hasarına eşlik eden veya bu hasar ile tanımlanabilen, hoşa gitmeyen duyusal ve emosyonel bir deneyimdir. (Raj 2000) Bu nedenledir ki, ağrı dediğimiz deneyimi değerlendirirken fiziksel boyutunun yanı sıra öznelliği de göz önünde bulundurulmalı ve bu konuda hastanın ağrı bildirimi esas alınmalıdır. Eti-Aslan F Ağrı Değerlendirme Yöntemleri C.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 2002, 6(1) :
Ağrı kişiye özel bir duyum olduğu için en güvenilir tanımlayıcı hastanın kendisidir! Mazlumu getirin bana! https://www.youtube.com/watch?v=hbvvskdagry http://www.memurlar.net/album/6063/29.resim
ÇALIŞMAMIZDA AĞRININ ÖLÇÜLMESİ SÖZELKATEGORİ ÖLÇEĞİ (SKÖ) : Basit tanımlayıcı ölçek olarak da adlandırılmakta olup, bu ölçek hastanın ağrı durumunu tanımlayabileceği en uygun kelimeyi seçmesine dayanır. Ağrı şiddeti hafiften dayanılmaz dereceye kadar sıralanır. Hastadan bu kategorilerden durumuna uygun olanı seçmesi istenir Eti-Aslan F Ağrı Değerlendirme Yöntemleri C.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 2002, 6(1) :
Melzack ve Katz 1992
ÇALIŞMAMIZDA AĞRININ ÖLÇÜLMESİ GÖRSEL KIYASLAMA ÖLÇEĞİ (GKÖ): Bir ucunda ağrısızlık diğer ucunda olabilecek en şiddetli ağrı yazan 10cm lik bir cetvel üzerinde hasta kendi ağrısını işaretler. Cline, Herman, Show ve ark. GKÖ de standardizasyonu sağlamak amacıyla yaptıkları çalışmada GKÖ nin dikey kullanımının hastalar tarafından daha iyi anlaşıldığı belirlenmiştir. Bizim çalışmamızda daha hassas ölçüm için 20 cmlik dikey ölçek kullanılmıştır.
CİLT HASAR ALANI (mm2) BULGULAR GİRİŞİM ŞEKLİNE GÖRE ÖLÇÜLEN CİLT HASARI (mm2) 0,7000 0,6600 0,6000 0,5888 0,5000 0,4658 0,4000 0,3000 0,2000 0,1000 0,0000 KONİK YÜZEY YUKARI KONİK YÜZEY AŞAĞI GİRİŞİM ŞEKLİ KONİK YÜZEY YANA KONİK YÜZEY AŞAĞI < KONİK YÜZEY YUKARI p<0,05 KONİK YÜZEY AŞAĞI < KONİK YÜZEY YANA p<0,05 KONİK YÜZEY YANA < KONİK YÜZEY YUKARI p>0,05
SKÖ CEVAP YÜZDESİ BULGULAR 80,0% 70,0% GİRİŞİM ŞEKLİNE GÖRE SÖZEL KATEGORİ ÖLÇEĞİNE VERİLEN CEVAP YÜZDELERİ 74,4% 67,4% 60,0% 58,3% 50,0% 40,0% 30,0% 20,0% 10,0% 0,0% 26,1% 22,9% 16,3% 16,7% KONİK YÜZEY YUKARI KONİK YÜZEY AŞAĞI 6,5% KONİK YÜZEY YANA 4,7% 2,3% 0,0% 2,1% 2,3% 0,0% 0,0% HAFİF RAHATSIZ EDİCİ ŞİDDETLİ ÇOK ŞİDDETLİ DAYANILMAZ SKÖ VERİLEN CEVAPLAR P>0,05
AĞRI DÜZEYİ BULGULAR 50,0000 45,0000 40,0000 36,7679 GKÖ AĞRI DÜZEYLERİ Grafik-3 46,3929 39,6786 35,0000 30,0000 25,0000 20,0000 15,0000 10,0000 5,0000,0000 KONİK YÜZEY YUKARI KONİK YÜZEY AŞAĞI KONİK YÜZEY YANA GİRİŞİM ŞEKLİ P>0,05
GKÖ AĞRI DÜZEYİ İLE CİLT HASARI ARASINDAKİ İLİŞKİ KYAŞ r=0,114 p>0,05 İlişki yok KYYA r=-0,105 p>0,05 İlişki yok KYYU r=-0,373 p=0,46 Negatif yönde zayıf ilişki
TARTIŞMA Hastalarla yaptığımız görüşmelerde AVF ponksiyonunda oluşan cilt hasarının hastalar için estetik anlamda önem arz ettiği görülmüştür. Farklı ponksiyon teknikleri arasında oluşan cilt hasarı bakımından anlamlı farklılık olabilmektedir. Cilt hasarının azalması ve dolayısıyla oluşan yara izlerinin azalmasıyla birlikte, bireyin özgüven ve yaşam kaliteside pozitif yönde artış olabilir. Arteriyovenöz fistüllerde kullanılan farklı ponksiyon tekniklerinin AVF sağkalımı üzerine etkilerini araştıran çalışmalara ihtiyaç vardır.
TARTIŞMA Farklı ponksiyon tekniklerinin kanama durma süresine etkisinin araştırılması planlanmaktadır. Çalışmamızda cilt hasar ölçümü yapılmıştır. Daha ileri yöntemlerle farklı ponksiyon tekniklerinin damar endoteline verdiği hasar değerlendirilebilir. AVF ponksiyonunda oluşan cilt hasarı ile ağrı arasında bir ilişki bulunamamıştır. Uzun süredir kullanılan fistüllerde sinir hasarı ve buna bağlı his kaybı, üremik nöropati gibi faktörlerin buna sebep olabileceği düşünülebilir. Çalışma örneklem sayısı artırılarak tekrar edilebilir.