GÖRE RÜVET ... O) 6.. #. & ) ).. 6O) O.



Benzer belgeler
UYGULAMALARI HASAN UÇAR * Ondokuz May s Üniversitesi lahiyat Fakültesi Dergisi, 2013, say : 35, ss OMÜ FD 171

EVLLK DO%AN ÇOCU%UN VELÂYET TEMSL

3 Her çocuk Müslüman do ar.

Kur an ın Bazı Hikmetleri

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

AİLE: HAYATA AÇILAN PENCERE

4.CC$ D)E E" F G GÖRE

SÜRECNDE ÖRNE% P'' B-= &'U2 -,P'<!C - V<!C B-= W2# X# Y#E '<

2 400 TL tutarndaki 1 yllk kredi, aylk taksitler halinde aadaki iki opsiyondan biri ile geri ödenebilmektedir:

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

14. BÖLÜMÜN DİPNOTLARI

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK

NAMUSA SALDIRI. Namusa saldırı fiillerini ana hatları ile şu şekilde toplamak mümkündür:

Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz. Buhârî, İlm, 12; Müslim, Cihâd, 6.

T.C. YALOVA ÜNİVERSİTESİ Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı. İÇ KONTROL ve RİSK YÖNETİMİ 1 İÇ İÇ KONTROL

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

Hulle'nin dayanağı âyet ve hadistir.

MURAT ORUÇ Beykent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi HAKSIZ REKABETTE MADDİ TAZMİNAT DAVASI

Dr. Hediye BAHAR SAYIN. Pay Sahibi Haklarının Korunması Kapsamında Anonim Şirket Yönetim Kurulu Kararlarının Butlanı

*+, -, & # <E7 F7 <6G F7 89:; <=>E = HI 90F JKLF 6M=?@ 234 B6 57-2

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

EHL HUKUKUNDA ORT DARALTAN VEYA SLÂM HLYET RTA- SEBEPLER. Prof. Dr. Mustafa UZUNPOSTALCI GR YERNE

Avrupa Adelet Divanı

CEZAİ ŞARTIN TEK YANLI KARARLAŞTIRILAMAYACAĞI

Danman-Ö renci letiiminde Önemli Ö eler:yetikinlerin Ö renme Özellikleri ve Temel letiim Becerileri

Peygamberimizin (sav) Ramazan Ayı nı İhya Edişleri

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

MER A YLETRME ve EROZYON ÖNLEME ENTEGRE PROJES (YENMEHMETL- POLATLI)

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetü l-arz Kur an da Dabbetü l-arz Kaynakça. Dabbetü l-arz

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

NSAN EMOK- RASNN BELRGNL

BAĞIŞLAMA SÖZLEŞMESİNİN SONA ERMESİ

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

Abdest alırken kep ve şapka veya kufiyenin üzerini mesh etmenin hükmü. Muhammed Salih el-muneccid

İÇİNDEKİLER GİRİŞ 1 CİNSEL SALDIRI (MADDE 102) 5

Kadınların Dövülmesi. Konusuna Farklı Bir Bakış. (Nisa [4] 34)

Yargıtay Kararları YARGITAY HUKUK GENEL KURULU. Derleyen: Av. Dr. Ertan İREN ESAS NO: 2009/9-232 KARAR NO: 2009/278 KARAR TARİHİ:

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

İZMİR İL MÜFTÜLÜĞÜ BAYAN VAAZ ÇİZELGESİ ( 2014 YILI 1. DÖNEM )

GENEL SA LIK S GORTASI UYGULAMASINA L K N SORU VE CEVAPLAR

Vasiyeti Yerine Getirme Görevlisi

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23)

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

ZEKAT FITIR SADAKASI SADAKA FARZ VACİP SÜNNET HÜKMÜ ŞARTI NİSAP MİKTARI MALA SAHİP OLMAK VE ÜZERİNDEN BİR YIL GEÇMİŞ OLMASILAZIM HERKEZ

ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI

KELÂMÎ MEZHEPLER VE FIRKALAR. Adem Sezgin UZUN 1

M.Ü. lâhiyat Fakültesi Dergisi 41 (2011/2),

FRANSIZ CEZA USÛL KANUNUNDA YER ALAN ÜST MAHKEMELER İLE İLGİLİ HÜKÜMLER

M. Sinan Adalı. İllustrasyonlar: Sevgi İçigen. yayın no: 114 NASIL MÜSLÜMAN OLDULAR? / 2

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

İÇİNDEKİLER KISALTMALAR...10 ÖNSÖZ...12 GİRİŞ...16 I- İSRÂ VE MİRAÇ KELİMELERİNİN MANALARI...16 II- TARİH BOYUNCA MİRAÇ TASAVVURLARI...18 A.

2. Haramı ve helali tayin etmek Allah ın hakkıdır. Bir harama helal demek vebal olduğu gibi helale haram demek de vebaldir.

TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN

İslam hukukuna giriş (İLH1008)

ARA SINAV II. (1) (x k ) k N, R n içinde yaknsak ve limiti x olan bir dizi olsun. {x} = oldu unu gösteriniz.

HAKKINDA BAZI HUKUKUNDA KAVRAMI ALE MÜLAHAZALAR HSAN SLÂM. Prof. Dr. Beir GÖZÜBENL *

TÜRK HUKUKUNDA ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMA

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

T.C. VELÎ SEMPOZYUMU. Prof. Dr. Ali Rafet ÖZKAN KASTAMONU

NAFAKA-TAZMİNAT-VELAYET MAL PAYLAŞIMI VE AİLE KONUTU

Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? Muhammed Salih el-muneccid

SIEMENS Siemens Sanayi ve Ticaret A..

VERGİ DAVALARINDA İDARE LEHİNE HÜKMEDİLEN KARŞI VEKALET ÜCRETİNİN TAHSİLİNDE ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN BELİRLENMESİ 1

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

RAMAZAN AYI ETKİNLİK TAKVİMİ

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Dua. Dua İbadetin Özüdür. Niçin ve Nasıl Dua Edilir? Kur'an'dan ve Hz. Peygamber'den Dua Örnekleri BÖLÜM: 2

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Günümüz Fıkıh Problemleri

İCRA DAİRELERİNİN ÖZERKLEŞTİRİLMESİ: FRANSIZ İCRA GÖREVLİLİĞİ MODELİ

AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YARGILAMA USULLERİNE DAİR KANUN

Prof. Dr. TEKİN MEMİŞ İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi SİGORTA SÖZLEŞMESİ ŞARTLARININ YARGISAL DENETİMİ

İBRAHİM HALİL ŞUA İstanbul Anadolu Adliyesi İş Mahkemesi Hakimi KARAYOLU TAŞIMACILIK SEKTÖRÜNDE KARŞILAŞILAN İŞ HUKUKU SORUNLARI

½üpheli alacaklar, nitelik ve

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?

Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetül-Arz Kur an da Dabbetül-Arz Kaynakça. Dabbetül-Arz دابة االرض

LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Deneme Sınavı

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî

Hafta Konu Ön Hazırlık Öğretme Metodu

SEVGİ USTA VELAYET HUKUKU

Mali Yönetim ve Denetim Dergisinin May s-haziran 2008 tarihli 50. say nda yay nlanm r.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...1

ÝÞE ÝADE EDÝLEN ÝÞYERÝ SENDÝKA TEMSÝLCÝSÝNÝN ÝÞE BAÞLADIÐI TARÝHE KADAR BOÞTA GEÇEN DÖNEMÝ SÝGORTALILIK SÜRESÝ OLARAK DEÐERLENDÝRÝLEBÝLÝR MÝ?

İslâm, güzel ahlâktır. İslâm, güzel ahlâktır. İslâm, güzel ahlâktır.

T.C. D A N I Ş T A Y İdari Dava Daireleri Kurulu. Esas No:2005/374 Karar No:2007/103

MÜZ K Ö RETMENL PROGRAMLARININ KPSS SONUÇLARI

SPKn İDARİ PARA CEZALARI

İÇİNDEKİLER BEŞİNCİ BASIYA ÖNSÖZ ÖNSÖZ KISALTMALAR VII XIX

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Tefsir II ILH

ALMANYA DA 2011 OCAK AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER. 1. İstihdam Piyasası

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

Islam & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği

SEYFULLAH TOSUN ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURUDA MASUMİYET KARİNESİ

Transkript:

7866.:<..<1.R R3BB"R 2! >> SLAM HUKUKUNA GÖRE RÜVET SUÇU VE CEZASI Prof. Dr. Saffet KÖSE * 6. 33!B!93*A... )))... )&.& ).6O).&.6... +)..&....)..O H #6 &+)...) O).))).0.?)'LSZ)S! [S)\Q[)SA()). ).. & O) R S.! S)\ )0.'.( [.AS &)).) ) )&..... O) 6.. #. & ) ).. 6O) O. #...)). ) ).)) *)..) D )...).. #.. ).)..& ).)..#....)) [.AS ) ) '.) /. (.) ).) O.. ).).. & )))). I- Kavram Arap dilinde, ku yavrusunun kendisini beslemesi için annesine ya da deve yavrusunun emmek için memeye boynunu uzatmasn ifade eden reâ fiilinden isim olan rüvet (ç. ruen, rien), râ harfinin üç harekesiyle de (rüvet, ravet ve rivet eklinde) okunabilen, sözlükteki anlamlarndan her birisinin stlah manasyla yakn baflants bulunan ilginç bir kelimedir. Söz gelimi ayn kökten türeyen riâ kelimesi kuyudan su çekebilmek için kovaya baflanan ip anlamna gelir. Rüvet, istenilen menfaate ulatran vasta oldu- Fu için kovaya baflanan ve kuyunun dibindeki suya ulatran ipe benzetil- * Selçuk Üniversitesi dlahiyat Fakültesi dslam Hukuku Anabilim Dal{ / e-mail: saffetkose@selcuk.edu.tr

,B /.1.LUM mitir. Ayrca Kur ân- Kerîm in (Bakara, 2/188) rüvet vermeyi ifade etmek üzere edlâ kelimesini kullanmas da oldukça ilginçtir. Bu kelime de kuyunun dibindeki suyu almak için kovay sarktmak (bk. Yûsuf, 12/19) anlamna gelmektedir. 1 Rüvet almak isteyenin elini kar tarafn cebine uzatmas sebebiyle bu anlamla bir baflant söz konusudur. Rüvet in sözlükteki bir baka anlam da yaplan i karlfnda verilen ücret/bahitir (cu l). Fakat rüvet, haksz ekilde elde edilmi menfaati ifade ettifi için sözlüklerde onun e anlamls olan difer kelimelerde bu özellifi vurgulanmtr. Söz gelimi köpefe atlan ta anlamna da gelen brtîl (ç. berâtîl) kelimesi rüvet anlamnda da kullanlm ve inne l-berâtîl tensuru lebâtîl = rüvetler hakszlklara yardm eder ifadesi darb- mesel olarak yaygnlk kazanmtr. 2 Brtîl in bu anlam ile ayn zamanda rüvet alan aaflama söz konusudur. Rüvet istemek anlamna gelen isterâ kelimesindeki kuzunun annesini emmek istemesi ve bunu belli etmek için kuyrufunu sallamas manas da 3 bu açdan manidardr. Bunun yannda rüvet suçu, alan ile verenin karlkl olarak (murâât) birbirlerine menfaat teminine dayandf için musâne a, 4 karlkl iltimas ifade ettifi için de muhâbât (iltimas geçmek, kayrmak) kelimeleri ile de karlanmtr. 5 slam hukuk literatüründe rüvetin biri geni diferi dar olmak üzere iki anlamda kullanldf görülür. Sözlük anlamyla ilintili olarak geni manada rüvete daha çok Hanefî gelenefine mensup fukahann eserlerinde rastlanr. Bu çerçevede özel hukuk alanna giren ilikilerde bile olsa herhangi bir vazifenin ifas karlfnda elde edilen ücret rüvet olarak deferlendirilir. Söz gelimi bu mezhebin önde gelen alimlerinden Kâsânî (ö.587/1191) Hz. Peygamber in kz Fâtma y (r.a.) Hz. Ali (r.a.) ile evlendirirken aralarnda i bölümü yapp evin geçimini ilgilendiren d ilerinin damad Hz. Ali ye ev ilerinin de kz Fâtma ya ait oldufunu söylemesinden hareketle bir kadnn 1 Âs{m Efendi, Kamus Tercümesi, d.l.v. md. 2 Zemah~erî, Esâsü l-belâa, b.r.t.l. ve r.~.v. md. leri; Zebîdî, Tâcü l- arûs, b.r.t.l. md.; Âs{m Efendi, Kamus Tercemesi, b.r.t.l. md. 3 bk. Ebû Amr e~-±eybânî, Kitâbü l-cîm, r.~.v. md. 4 Zebîdî, s.n. a. md. 5 Rü~vet ve ayn{ anlama gelen dijer kelimeler için bk. Halil b. Ahmed el-ferâhîdî, Kitâbü l- Ayn (haz. Davud Sellûm v.djr.), Beyrut 2004, r.~.v. ve s.h.t. md. leri; Ebû Amr e~-±eybânî, Kitâbü l-cîm (n~r. Adil e~-±âtî), Beyrut 2003, r.~.v. md.; Ebû Hilâl el-askerî, el-furûk fi l-luga (n~r. Muhammed Bâsil Uyûnüssûd), Beyrut 1426/2005, s. 195-196, 261; Râg{b, el-müfredât, dstanbul 1985, s.h.t. md.; Zemah~erî, Esâsü l-belâa, Beyrut 1385/1965, b.r.t.l. ; r.~.v. ; s.l.l. ve s.h.t. md. leri; a.mlf., el-fâik, s.l.l. ve b.h.s. md. leri; Kamus Tercemesi, b.r.t.l. md.; Muhammed b. Ebî Bekr er-râzî, Tefsîru garîbi l-kur âni l- azîm (n~r. Hüseyin Elmal{), Ankara 1997, s.h.t. md.; dbnü l-esîr, en-nihâye (n~r. Halil Me mûn ±îhâ), Beyrut 1422/2001, s.h.t. md; dbn Manzûr, Lisânü l- Arab, Beyrut, ts. (Dâru Sâd{r), r.~.v. md.; Kâmûs Tercümesi, d.l.v. ve r.~.v. md. leri; Ebü l-bekâ, el-külliyyât (n~r. Adnan Dervi~-Muhammed el-m{srî), Beyrut 1419/1998, s.h.t md.; Tehânevî, Keâfu stlâhâti l-fünûn, Kalküta 1862, rü~vet md., I, 595-597; Zebîdî, Tâcü l- arûs, Kahire, ts. (Dâru l-fikr), b.r.t.l., s.h.t., s.n. a. ve r.~.v. md. leri; Bereketî, et-ta rîfâtü l-fkhiyye, Beyrut 1424/2003, el-dslâl md.

7866%].49:&^&E<, ev ilerini yapma karlfnda kocasndan istedifi ücreti; 6 evlilik akdi kurulurken kadnn, dofacak çocufu emzirme karlfnda talep ettifi bedeli 7 rüvet olarak deferlendirir. Bunun yannda Hanefîler ihtisas kabilinden olan mücerred haklardan dofan menfaatlerin akitlerle bakasna devri mümkün olmadfndan karlfnda alnan bedeli (el-i tiyâz ani l-hukûk l-mücerrede) de rüvet kapsamnda deferlendirerek caiz görmezler. Mesela ayn kocayla evli olan elerin nöbet (kasm) haklarn devretme karlfnda elde ettikleri bedel rüvet saylrken vazifeden çekilme, kadnn kendisine ait nikah sona erdirecek muhayyerlik hakkn kullanmama karlfnda kocasndan istedifi ücret, 8 uf a hakknn devri karlfnda alnan bedel 9 rüvet ile ilikilendirilerek caiz görülmez. Hanefî fukahas bu tür haklarn temlik edilemedifini 10 ve sadece ilgili kiilerden zarar kaldrmak için meru klndfn, hak sahibinin bedele rza göstermesinin zararn bulunmadfna delalet ettifini ileri sürerler. 11 Ayn açdan baklarak ric î talakla boanm olan kadnn kendisine dönmesi için, kocann mehrini kendisine baflamasn istemesi üzerine kadnn bunu kabul etmesi 12 de rüvet çerçevesinde görülür. Bundan baka meralar, yaylalar, odun toplama alanlar keza bu gün otoparklar, piknik yerleri gibi kamunun kullanmna açk olan sahalarda baz ahslarn yetkileri olmadf halde otorite tesis edip buralardan istifade karlfnda istedikleri ücret de rüvet kapsamnda deferlendirilir. 13 Ücret mukabilinde bir mala kefil olmann rüvet olarak deferlendirilmesinde 14 oldufu gibi ahlâkî bir vazife karlfnda istenen ücret de rüvet çerçevesinde görülmektedir. Bu tür kural ihlallerinin ya da ahlaki vazifeler karlfnda ücret istemenin rüvetle ilikilendirilmesi daha çok knanmay ve ayplanmay gerektiren utanç verici yönünün bulunmasyla irtibatlandrlmasndan olmaldr. Çünkü hukuki anlamdaki rüvette bu özellik baskndr (bk. a.). Dar manada rüvet, herhangi bir ücret karlfnda bir vazifeyi üstlenmi bulunan kamu görevlisinin yetkisini veya vazifesini ya da nüfuzunu kullanarak safladf çkar eklinde tanmlanabilir. Bu durum, görev icab yaplmas gereken bir iin karlfnda bir menfaat elde edilmesi eklinde olabilecefi gibi talebin hakl bir sebebe dayanmadf hallerde herhangi bir 6 Bedâi u s-sanâi, Kahire 1327-28/1910, IV, 24. 7 a.e., IV, 40-41. 8 dbn Âbidîn, Reddü l-muhtâr, Kahire 1272-1324, II, 401; IV, 14. 9 Tûrî, Tekmiletü l-bahri r-râik, VIII, 255; Meydânî, Beyrut 1399/1979, II, 113. 10 Kâsânî, VI, 190. 11 dbn Âbidîn, IV, 14-15. 12 Gânim el-bajdâdî, Mecma u d-damânât (n~r. Muhammed Ahmed Serrâc-Ali Cumu a Muhammed), Kahire 1420/1999, II, 724-725. 13 dbn Nüceym, er-rü~vetü ve aksâmühâ li l-kâdî ve gayrihî, er-resâilü z-zeyniyye fî mezhebi l-hanefiyye içinde (n~r. Muhamed Ahmed Serrâc-Ali Cumu a Muhammed), Kahire 1419-20/1998-99, s. 202-203. 14 Serahsî, el-mebsût, Kahire 1324-31, XX, 32.

,3 /.1.LUM çkar mukabilinde yerine getirilmesi biçiminde de ortaya çkabilir. Her iki durumda da bir hakkn iptali ya da bir hakszlfn sübutu sözkonusudur. Fkh kitaplar rüvetle ilgili konular özellikle hakimleri merkeze alarak incelerler ve meseleyi hakimlik adab (Kitâbü Edebi l-kâdî/kazâ ) bölümlerinde tartrlar. Siyasetname türü eserlerde de bu husus gözükür. Hatta baz alimler rüvetin tanmn srf hakimlere verilen eylerle snrl tutarlar. 15 Bunun yan sra müfessirler ve hadis arihleri de ilgili ayet ve hadisleri ayn dofrultuda ele alrlar. Bunun sebebi adliye tekilatnn rüvete bulamasnn onunla mücadeleyi imkansz hale getiren bir özellife sahip olmasdr. Rüvet, yaygnlatf oranda, görev sorumlulufu ve bilincini yok eden; toplumun fertlerini kaynatran, ilikilerine derinlik kazandran iyilik ve fedakarlk temeline dayal münasebetleri bozarak hukukun en temel gayesi olan adaleti de ortadan kaldran özellifiyle toplumu temelinden sarsan en eski ve en büyük sosyal dertlerden birisidir. Bu sebeple slamî literatür gelenefinin en önemli eserlerinden saylan ve pratik ya da teorik olarak hükümdarlarla devlet adamlarna devlet idaresindeki bozukluk ve çarpklklar ele alp bunlarn çözümünü göstermeyi amaçlayan Siyasetname türü risale ve kitaplarda konu afrlkl olarak yer alr. Mesela bu türün en önemli örneklerini kaleme alan büyük Selçuklu Devleti nin kudretli vezirlerinden Nizâmülmülk (ö. 485/1092) 16 ile Sultan IV. Murâd a sundufu ünlü risâlesinde Koçi Bey 17 rüvet tehlikesinden ve çözüm yollarndan bahsederler. Adaleti saflamakla yükümlü bulunan adliye tekilatnn böyle bir hakszlfn içinde yer almasnn rüvetle mücadeleyi imkansz klmas sebebiyle çok daha tehlikeli sonuçlar dofuracaf, toplumun yozlamas ve çöküünde difer memurlara göre daha etkili bir rol oynayacaf aikardr. Zira hakszlklar ve yolsuzluklarla onlar eliyle mücadele edilmektedir. DiFer bir husus da Nizâmülmülk ün dikkat çektifi üzere onlar insanlarn canlar ve mallar üzerinde söz sahibidirler. 18 Bu durum meseleyi daha da nazik hale getirmektedir. Suçu ileyen onlar olunca halk kime sfnacaktr, düzen nasl saflanacaktr, mallar ve canlar nasl korunacaktr?! HakszlFa ufrayanlar adalet için kendilerine müracaat ettifinde ikinci bir hakszlkla karlamalar sözkonusu olacaktr. te bu durum düzeni bozan, mülkün temelini kökünden sarsan, peinden de ykm getiren bir felakettir. Bu sebeple slam alimleri kamu görevlilerini özellikle hakimleri yoldan çkaran ve fska düüren en büyük suç olmasndan dolay rüvet üzerinde özellikle durmaktadrlar. 19 Bakara suresi- 15 Ebû Hilâl el-askerî, el-furûk fi l-luga (n~r. Muhammed Bâsil Uyûnüssûd), Beyrut 1426/2005, s. 195. 16 Siyâsetnâme (trc. Nurettin Bayburtlugil), dstanbul 1987, s. 68,95, 104, 121. 17 Risâle fî nizâmi l-mülk ve d-devle / Koçibey Risalesi (metni orijinaliyle yay{mlayan ve yeni harflere çeviren: Y{lmaz Kurt), Ankara 1998, s. 74-76 ( yeni harflerle: 79-81). 18 Siyâsetnâme, s. 69. 19 Aynî, Remzü l-hakâik, Bulak 1312, II, 68; dbn Âbidîn, IV, 304.

7866%].49:&^&E<, nin 188. ayeti de özellikle adlî rüvete iaret ederek bu noktann önemine dikkat çekmektedir (bk. a.). Bu hususlar göz önüne alndfnda slam alimlerinin rüveti özellikle hakimleri merkeze alarak ilemelerinin altnda yatan gerçek çok daha iyi anlalr. Bu sebeple büyük günahlar konusunda yazlm müstakil eserlerin hükümde rüveti bu kategorilerden biri olarak ele almalar oldukça anlamldr. 20 Suçun etkisi orannda cezasnn arttf veya azaldf dikkate alndfnda bata devlet bakan ve adliye tekilatnda görev yapan memurlar olmak üzere üst düzey bürokratlarn aldf rüvetin etkisi diferlerine göre daha fazla oldufundan kendilerine verilecek cezann hem hukuki anlamda dünyevi hem de uhrevi cezay gerektiren günah çok daha fazladr. Bu sebeple Hz. Peygamber den, ilk anda akla gelen temel hadis kaynaklarnda yer almasa da devlet bakan 21 ile adliye tekilatndaki görevlilerin aldf 22 rüveti yüz kzartc suçlarn en çirkini olarak ifade etmesi bu açdan öz ve mana itibariyle oldukça tutarldr. II- DiGer Dinler ve Kültürlerde Rü8vet Rüvet, tedavisi en zor ve en eski toplumsal hastalklardan birisi oldu- Fu için bütün dinler tarafndan yasaklanmtr. Söz gelimi Eski Ahit te rüvet, adam kayrma, yarglarken taraf tutma yasaklanm, rüvetin göreni hatta bilge kiiyi kör ettifi, hakly haksz çkardf (Çk, 23/8; Yasann Tekrar, 16/19); rüvetin, sahibinin gözünde bir tlsm oldufu (Süleyman n Özdeyileri, 17/8); adaleti saptrmak için gizlice rüvet alann kötü kii oldu- Fu (Süleyman n Özdeyileri, 17/23), rüvetin karakteri bozdufu belirtilmi (Vaiz, 7/7) ve suçsuz birini öldürmek için rüvet alan açkça lanetlenmi (Yasann Tekrar, 27/25); Peygamber Samuel in yalanmas sebebiyle sraile e önder olarak atadf ofullarnn onun yolundan ayrlarak haksz kazanca yönelip rüvet almalar ve yargda taraf tutmalar knanmtr (1.Samuel, 8/3). Yine Samuel in yalandfnda bir kral atayp (Seul/Tâlût) srail halknn karsna çkarak onlara yaptf konumada hakszl'a göz yummak için kimden rüvet aldm? diye serzenite bulunmas ve onlarn da kendisini tasdik etmesi, sonra da Samuel in Rabb ve kral buna ahit tutmas (1.Samuel, 12/3) rüvetin Yahudi inanc açsndan da kabul edilebilir bir ey olmadfn açkça göstermesi açsndan önemlidir. Hz. Süleyman n vefatndan sonra ikiye ayrlan Yahudi devletinin Güneydeki Yehoda Devletinin krallarndan birisi olan Yehoafat n atadf hakimlere Rab den korkmalarn, dikkatle yarglamalarn, Rabbin kimsenin hakszlk yapmasna ve kimsenin kimseyi kayrmasna, rüvet almasna göz yummayacafn özellikle hatrlat- 20 msl. bk. Zehebî, Kitâbü l-kebâir, Beyrut, ts. (Dâru dhyâi t-türâsi l- Arabî), s. 142. 21 Deylemî, el-firdevs, Beyrut 1406/1986, II, 327, nr. 3486. 22 Müttakî el-hindî, Kenzü l- ummâl (n~r. Bekrî el-hayyânî-safvet es-sekkâ), Beyrut 1399/1979, II, 402.

,, /.1.LUM mas (2.Tarihler, 19/7) rüvet konusundaki hassasiyetin bir ifadesidir. Yine Eski Ahit te dofru kiiye bask yapanlar, rüvet alanlar, mahkemede mazlumun hakkn yiyenler tövbeye davet edilmi (Amos, 5/12), fahielik için rüvet verenler (Hezekiel, 16/33), kan dökmek için rüvet alanlar (Hezekiel, 22/12), hediye isteyen ve rüvet alan önderler, yargçlar (Mika, 3/11; 7/3), adaletten sapp rüveti seven ve armafan peine düen ehir halk (Yeaya, 1/23), rüvet ufruna kötüyü hakl çkaranlar (Yeaya, 5/22), saf elleri rüvetle dolu olanlar (rüvet dükünleri) (Mezmurlar, 26/10) iddetli ekilde zemmedilmilerdir. Bundan baka srail in Tanrs Rab için yaplacak tapnafn inasna katlmak isteyen Yehudallar engellemek amacyla çevre halknn Pers kral Kore in döneminden Pers kral Darius un krallfna dek rüvetle danman tutmalar knanmtr (Ezra, 4/5). Eyüp ün rüvet verip beni dümann elinden aln kurtarn, acmaszlarn elinden aln dedim mi? (Eyüp, 6/22) eklindeki serzeniinden rüvete hiçbir ekilde açk kap braklmadf anlalmaktadr. Elihu nun Eyüp e: Dikkat et, para seni batan çkarmasn, büyük bir rüvet seni saptrmasn (Eyüp, 36/18) hitab da rüveti mahkûm edecek açklktadr. Bütün bunlarn yannda parasn faize vermeyenin, suçsuza kar rüvet almayann ve bunu bir hayat tarz eklinde benimseyenin asla sarslmayacaf ifade edilmi (Mezmurlar, 15/5), rüvetten nefret edenlerin rahat yaayacaklarna vurgu yaplarak (Süleyman n Özdeyileri, 15/27), elini rüvetten uzak tutan büyük mükafatlarla müjdelenmitir (Yeaya, 33/15). Eski Ahit in bu ayetleri Yahudi inancnda ilke olarak rüvet yasafn açk bir ekilde vurgulamakla birlikte bu kadar geni ekilde üzerinde durulmas da uygulamada önemli aksamalarn bulundufunu göstermektedir. Nitekim Kur ân- Kerîm buna iaret eder (bk. a.). Yeni Ahit te de Pavlus un yarglanmas srasnda Sezerya valisi olan Felix in ondan rüvet beklentisi içinde oldufundan bahsedilmektedir (Elçilerin leri, 24/26). Bununla birlikte Pavlus un bu beklentiye cevap vermemesi Hristiyan kutsal kitab açsndan da rüvetin tasvip edilmedifini gösteren bir delil olarak alnabilir. Nitekim Hristiyan kiliselerinin bakyla da rüvet dini açdan günah oldufu gibi hukuki olarak da suçtur. Katolik kilise hukukuna göre yargcn herhangi bir menfaati talep etmesi, hükmün satn alnabilirli- Fini ortaya koydufundan rüvet suçunun teekkülü için yeterlidir. Böyle bir durumda ilahi adalet zedelenmi olacafndan hükmün adaletli olmas ile olmamas arasnda herhangi bir fark yoktur. Rüvet veren bakmndan ise suç, hükümden önce yargca mücerret olarak teklifin yaplmasyla teekkül eder. Karar sonras yaplan teklifler, yargy etkileyemeyecefi için rüvet suçunu oluturmaz. Rüvet alan yargç ile rüveti veren, kiliseden ihraç edilir. Ayrca böyle bir suça karan yargç görevinden azledilir. Kilise erbabnn da para karlf günah çkarma gibi ruhani yetkilerini kötüye kullanarak menfaat temin etmeleri kiliseden azledilmelerini ve çkarlmalarn, rüveti verenin de kiliseden ihracn gerektiren bir suçtur. mparator Jüstinyen kendi

7866%].49:&^&E<, döneminde tespit edilen rüvetin de kiliseye gelir olarak kaydedilmesi esasn koymutur. Katolikler dndaki difer Hristiyan mezheplerinde de rüvet bir suç olarak kabul edilmi ve özellikle kilise erbabnn iledifi bu tür suçlar diferlerine göre daha afr müeyyidelerle karlanmtr. 23 Rüvet suçunun neredeyse bütün toplumlarda bulundufu bilinmektedir. Mesela eski Yunan n mehur hatip ve devlet adam Demostenes in hitabelerinde sk sk rüvet üzerinde durdufu ve mücadele ettifi bilinmektedir. 24 Eski Hint, Msr, ran, Sümerler, Yunan gibi dünya tarihinin önemli kesitlerini oluturan toplumlarda bu suçla mücadele edilmi, özellikle adli rüvetin cezas oldukça afr tutulmutur. Mesela ünlü ran hükümdar Kambises (529-522), Sisamnes adl yargcn rüvet karlf hüküm verdifini tespit edince derisini yüzdürerek idam ettirmi, yerine atanan oflu Ottones in oturacaf iskemlenin üzerine babasnn derisini gerdirerek ibret almasn istemitir. 25 Rüvet suçu bu günkü bat hukukunun temelini oluturan Roma hukukunda da afr bir suç kabul edilmi, Cumhuriyet döneminin ilk hukuk derlemesi olarak kabul edilen on iki levha kanununda rüvet alan yargca ölüm cezas öngörülmütür. Rüvet olaylar arttkça da çeitli kanunlarla bunun önüne geçilmeye çallmtr. mparatorluk devrinde de rüvetle mücadele edilmi memurlarn defersiz basit eyalar dnda hediye kabul etmeleri defalarca yasaklanmtr. 26 III- Rü8vet YasaGnn Delilleri Kur ân- Kerîm ve hadislerde de rüvet yasaklanmtr. Aranzda birbirinizin mallarn haksz yere yemeyin (Bakara 2 / 188) ayeti ilke olarak Allah n mübah ve meru kldf yollarn dna çkarak haksz biçimde mal edinmeyi yasaklamaktadr 27 ki bunlardan birisi de rüvettir. 28 Nitekim ayetin devamnda yer alan: 9nsanlarn mallarndan bir ksmn bile bile haksz yere yemek için rüvetle hakimlere komayn eklindeki ifadeyle özellikle rüvetin haram klndfna vurgu yaplmaktadr. 29 Nisâ suresinin 29. ayetinde de ayn genel ilkeye vurgu yaplarak karlkl rzaya dayanan ticaret dnda mallarn batl/haksz sebeplerle elde edilmesi yasaklanmaktadr. Her iki ayet- 23 Ahmet Mumcu, Osmanl Devletinde Rüvet, dstanbul 1985, s. 42-45. 24 Mumcu, s. 32; ayr{ca bk. André Bonnard, Antik Yunan Uygarl (çev. Kerem Kurtgözü), dstanbul 2004, III, 76-77, 83. 25 Mumcu, s. 24. 26 Mumcu, s. 22-41. 27 Zemah~erî, el-keâf, I, 233. 28 Fahreddin er-râzî, Mefâtîhu l-gayb, Beyrut 1415/1995, V, 128-129; Begavî, Me âlimü t-tenzîl, Beyrut 1423/2002, I, 159. 29 Kamus Tercümesi, d.l.v. md.; dbn Â~ûr, Tefsîru t-tahrîr ve t-tenvîr, Tunus 1984, II, 190.

,> /.1.LUM te de batldan maksat gasp, yafma, hrszlk, hyanet, kumar, riba gibi dinin meru kabul etmedifi yollardr ki 30 rüvet 31 de bunlardan birisidir. Çünkü bir kazancn meru ticaret çerçevesinde düünülebilmesi ve kazancn da helal olabilmesi için emek, sermaye veya sorumluluktan (damân) birisinin bulunmas gerekir. 32 Rüvette ise bunlarn hiç birisi yoktur. Bundan baka gerek Kur ân- Kerîm de gerekse Hz. Peygamber in hadislerinde özellikle kazancn helal ve temiz olmasna srarla vurgu yaplm ve bu konuda hassasiyet gösterilmesi istenmitir. 33 Özelden genele dofru bütün peygamberlere (Mü minûn, 23/51), bütün mü minlere (Bakara, 2/172) ve bütün insanlara (Bakara, 2/168) ayr ayr bu hususun hatrlatlmas, rüvet vb. haksz yollarla 34 insanlarn mallarn yemelerinden dolay baz helal maddelerin srailofullarna yasaklanm olmas (Nisâ, 4/160-161), bu tür mallarla yaplm zekât, sadaka, hacc gibi ibadetlerin Allâh tarafndan asla kabul edilmemesi 35 hatta Hz. Peygamber in Allâh n bu tür haramlarla beslenmi insanlarn duasna icabet etmeyecefini bildirmesi 36 keza haram ile helal arasnda bulunan üpheli bir eyin bile terk edilmesinin istenmesi, 37 helal pe- inde komann farz üstüne farz bir görev oldufunun vurgulanmas 38 konunun hassasiyetini ortaya koymas açsndan oldukça önemlidir. Kur ân- Kerîm in yalan dinlemeyi ve haram (suht) yemeyi davran biçimi haline getirenleri knayan Maide suresinin 42. ayetinde geçen suht kelimesi haram yollardan kazanlm bütün mallar kapsam olsa da 39 bireyi ve toplumu helake, çöküntüye götürecek haramlar içine alacak ekilde yorumlanmtr ki bunlarn banda hükümde rüvet / adlî rüvet ve mahkeme görevlilerine hediye gelmektedir. 40 Esasen bu yorumu destekleyen baz rivayetler de bulunmaktadr. Bunlardan birisinde Hz. Peygamber in suht ile beslenmi vücudun cennete giremeyecefini ve atein kendisine daha layk oldu- Funu bildirmesi üzerine 41 kendisine suht ün ne anlama geldifi sorulmu, o da adlî rüvet / hükümde rüvet 42 cevabn vermitir. Buhârî arihleri bn Hacer el-askalânî (ö.852/1448) ve Aynî (ö.855/1451) hadisin mürsel oldufu- 30 Ebussuûd, $râdü l- akli s-selîm, Beyrut, ts. (Dâru dhyâi t-türâsi l-arabî), II, 170. 31 Begavî, I, 159; Râzî, XVI, 107. 32 Kâsânî, VI, 62. 33 Fuâd Abdülbâkî, el-mu cem, Tayyib md.; Wensinck, el-mu cem, Tayyib md. 34 Begavî, I, 497. 35 Buhârî, Zekât, 8; Müslim, Zekât, 63-65. 36 Müslim, Zekât, 65; Tirmizî, Tefsîr, 2/36. 37 Ebû Dâvûd, Büyû, 3, Tirmizî, Büyû, 1; Nesâî, Büyû, 2. 38 Taberânî, el-mu cemü l-kebîr, el-mu cemü l-kebîr (n~r. Hamdi Abdülmecid es-silefî), Beyrut 1406/1986, X, 74, nr. 9993. 39 dbnü l-esîr, en-nihâye (n~r. Halil Me mûn ±îhâ), Beyrut 1422/2001, s.h.t. md. 40 dbnü l-feres, Ahkâmü l-kur ân (n~r. Münciye bt. el-hâdî en-nefezî), Beyrut 1427/2006, II, 424-425; Ebû Hayyân el-endelüsî, el-bahru l-muhît, Beyrut 1412/1992, IV, 263. 41 Abdürrezzâk es-san ânî, el-musannef, XI, 346; Ahmed b. Hanbel, el-müsned, III, 321, 399. 42 Buhârî, dcâre, 16; dbn Hacer, IV, 454.

7866%].49:&^&E<,@ nu ifade etseler de 43 bn Cerîr et-taberî (ö.310/923) bu rivayeti sika raviler vastasyla Hz. Peygamber e ulaacak ekilde (merfû ) tahrîc etmitir. 44 Bunun yannda suht kelimesinin rüvet, özellikle de hükümde rüvet anlamna geldifi Hz. Ömer, Hz. Ali, Abdullah b. Mes ûd, Abdullâh b. Abbâs, Zeyd b. Sâbit gibi sahabilerle Mücâhid, Katâde, Dahhâk, Süddî gibi tâbiûn un ileri gelen alimlerinden de nakledilmitir. Hatta Abdullah b. Mes ûd a suht hükümde rüvet midir? diye sorulmu oldukça sert bir ifadeyle Kim Allâh n indirdikleri ile hükmetmezse ite onlar kafirlerin, zalimlerin, fasklarn ta kendileridir ayetlerini (Maide, 5/44, 45, 47) okuyarak cevap vermitir. 45 Kelimenin anlamlandrlmasnda hususiyle rüvetin merkeze alnmasnda yap itibariyle toplumsal dokuyu tahrip eden en önemli suçlardan birisi olmasnn yannda suht ün branice de rüvet anlamna gelen ohad kelimesinin 46 Arapçaya geçmi ekli olmasnn etkisinden kaynaklanmas da mümkündür. Ayrca, bunda uyumazlklarn çözülmesi (dava) srasnda rüvet aldklar kiiler lehine yalanc ahitlifini kabul ederek hakka aykr hüküm vermeyi bir davran biçimi haline getiren Yahudi ve münafk hâkim ve hakemleri knayan baflamnn da tesirinin bulundufunu belirtmek gerekir. Kur ân- Kerîm onlarn aldklar rüvetle Allah n hükmünü defitirip haksz bir ekilde kendi arzularna göre hüküm vermelerini az bir bahaya Allah n ayetlerini satmak (Maide, 5/44) olarak vasflandrarak knamtr. 47 Bu sebeple baz âlimlerin Hâkim/kad hediye ald'nda harama dümütür (suht) rüvet ald'nda ise onunla küfre ulamtr 48 sözünü de bu baflamda ele almak gerekir. Hz. Peygamber in Hayber hurmalarnn miktarn belirlemek üzere tayin ettifi Abdullah b. Revâha nn, Yahudilerin meyvalarn taksimi hususunda kendilerinin lehine hareket etmesi için kadnlarndan topladklar zinet eyalarn vermeyi teklif etmeleri üzerine: Teklif etti'iniz bu rüvet bir suht tür, biz onu yemeyiz diyerek reddettifi 49 sözü, ayetin knadf Yahudilerin rüvete ne kadar battklarn göstermesi açsndan mühim olsa da esasen suht ün sadece rüvetten ibaret olmadfn ortaya koymas bakmndan da dikkate deferdir. Hatta Hz. Ömer in suht ün iki kaps vardr. Bunlar insanlarn yedikleri rüvet ve fahielik ücretidir eklindeki ifadesi 50 de bunu teyit etmektedir. Muhammed Ebû Zehre (ö.1974) de kelimenin, riba, rüvet, 43 Fethu l-bârî (Hatîb), IV, 454; Umdetü l-kârî, Kahire 1348, Kahire 1348, XII, 98. 44 bk. Câmi u l-beyân, Beyrut 1420/1999, IV, 581. 45 Taberî, IV, 580; Husâmü~~ehîd, ;erhu Edebi l-kâdî li l-hassâf (n~r. Ebü l-vefâ el-efgânî- Ebû Bekir Muhammed el-hâ~imî), Beyrut 1414/1994, s. 86. 46 Dictionnaire pratique bilingue: Français-Hebreu, Hebreu-Français (haz. Oded Achiasaf v.djr.), Prolog Publishing ltd., dsrail 2003, ~ohad md. 47 Fahreddin er-râzî, XII, 6; Hüsâmü~~ehîd, s. 13; dbn Hacer el-heytemî, Îzâhu l-ahkâm limâ ye huzühü l- ummâl ve l-hukkâm (n~r. R{zâ Fethi el-abbâdî), Beyrut 2004/1425, s. 120-121. 48 Husâmü~~ehîd, s. 86-87; ±evkânî, Neylü l-evtâr, Kahire, ts. (Dâru t-türâs), VIII, 268. 49 Muvatta, Musâkât, 2. 50 Cessâs, Ahkâmü l-kur ân, dstanbul 1335-38, II, 433.

," /.1.LUM hile, yalan ve ihtikâr gibi fiillerle insanlarn mallarn ele geçirme yasafnn çifnenmesinin toplum fertlerini birbirine baflayan bütün baflar koparan ve ilerini bozan bir özellife sahip oldufuna iaret ederek 51 yasaklanan bu tür fiillerin ykclfna dikkat çeker ki bunlar içinde en etkili olan adlî (hükümde) rüvettir. Maide suresinin Onlardan birço'unun günah, dümanlk ve haram yemede birbirleriyle yartklarn görürsün. Yaptklar ne kötüdür (5/62) ayetinin de bütün bu yorumlar güçlendirdifini söylemek mümkündür. Nitekim ayette geçen ism (günah) kelimesi cezay gerektiren bütün kötülükleri içine aldf halde suht ve udvân n ayrca zikredilmi olmas bunlarn büyüklüfüne delalet etmektedir. 52 Bu sebeple Fahreddin er-râzî (ö.606/1209) rüveti hem dünyada hem de ahirette büyük cezas olan dört büyük günahtan birisi sayar. 53 slam alimlerinin tahlillerine bakldfnda az yukarda bahsedilen sebeplerden dolay özellikle rüvet üzerinde durduklar görülse de suht ün, gasb, yafma, kumar, kahinlik, falclk, fahielik ücreti vb. yasak fiillerle elde edilen kazançlar da kapsadfn belirtmek gerekir. 54 Fakat suht ün bu tür fiiller için ortak isim olmas rüvete bak anlamada yardmc olabilecek bir önemi haizdir. Çünkü bir bütün halinde suht kapsamna giren fiillere bakldfnda ortak noktalarnn utanç veren, yüz kzartan, ifade edilmesinde çirkinlik bulunan ve bu yönüyle ileyenin gizleme ihtiyac duydufu ahlak ve din d eylemler olma nitelifi tadf görülmektedir ki bu tür davranlarda bulunanlarn insanlk onuruna yakmayan ve dini deferlerle bafdamayan bir fiili irtikab etmi olduklar bu kelime ile ifade edilmi olmaktadr. 55 Buna göre suht herhangi bir haram fiili defil birey ve toplum üzerinde son derece güçlü etkiye sahip ahlak d yasaklar (mübalafa) ifade etmek üzere kullanlmaktadr. 56 Arap dilinde hediye verenin karsndakine söyledifi i'lâl (hiyanet) da islâl (hrszlk ve rüvet) de bulunmayan helal maldan sana hediye ettim eklindeki sözü 57 suht kapsamna giren fiillerin toplum vicdannda nasl mahkum edildifini ve ftraten nasl reddedildiklerini göstermesi bakmndan da son derece önemlidir. Suht kelimesinin bir eyin kökünü kazmak, silip atmak eklindeki di- Fer anlam da rüvetin bir baka yönünü ortaya koyar ki bu da rüvet vb. haram yollardan elde edilen kazancn bereketinin bulunmadfna iaret eder. 58 Bundan baka suht ün kelime olarak doymazlk, oburluk, aç gözlülük, 51 Zehratü t-tefâsîr, V, 2271. 52 Ebû Hayyân, IV, 311. 53 Mefâtîhu l-gayb, XVI, 107. 54 Ebû Hayyân, II, 225. 55 Halil b. Ahmed el-ferâhîdî, Kitâbü l- Ayn, s.h.t. md.; Râg{b, el-müfredât, s.h.t. md. 56 Ebû Hilâl el-askerî, s. 261; Ebü l-bekâ, el-külliyyât, s.h.t. md. 57 Zemah~erî, Esâsü l-belâa, s.l.l. md. 58 Muhammed b. Ebî Bekr er-râzî, Tefsîru garîbi l-kur âni l- azîm, s.h.t. md.

7866%].49:&^&E<,2 midenin doymamas anlamna geldifi ve bu yönden de rüvet yiyenle bir baflantsnn bulundufu ifade edilmektedir. 59 Bu da rüvet vb. haramlarn bafmllk yapacak ölçüde bir nefsî zaaf ifade etmi olmasdr. Buraya kadar anlatlanlardan anlalacaf üzere suht kelimesinin yaps ve dildeki kullanm dikkate alndfnda bata rüvet olmak üzere muhtevasnda yer alan fiiller için oldukça özenle seçilmi bir kelime oldufu söylenebilir. lgili ayet, slam alimlerinin deferlendirmelerinden de ortaya çktf üzere rüvetin haram klndfna dair güçlü bir delildir. Hz. Peygamber in hadislerinde de rüvet çok açk bir ekilde yasaklanm ve rüvet alan, veren 60 ve araclk eden 61 lanetlenmitir. Keza yafma (nehb) da, hiyanet (iflâl) de hrszlk-rüvet (islâl) de yok 62 hadisinde yer alan islâl kelimesinin Arap dilinde ayn zamanda rüvet anlamna geldifi 63 ya da hrszlkla beraber rüveti de içine aldf yönünde güvenilir kaynaklarda bilgiler mevcuttur. 64 9slâl kelimesinin yapsnda özellikle gizlilik içinde götürmek anlam bulundufu 65 dikkate alnrsa hrszlk ve rüveti birlikte ihtiva etmesi de mümkündür. Rüvetin, özellikle de nüfûzun kötüye kullanlarak menfaat temin etmenin yasak oldufuna delalet eden en temel rivayetlerden birisi Hz. Peygamber in özelde zekat memurlarna 66 genel olarak da devlet görevlilerine verilen hediyeleri 67 gulûl eklinde tanmlamasdr. En genel anlamyla gulûl devlet malna hiyanet etmek, özellikle de taksim edilmeden önce ganimet malndan bir ey çalmak demektir. 68 Bu hadislerin isnadnda zayflk bulunsa da manay güçlendiren daha açk rivayetler de mevcuttur. Zekat toplamak üzere tayin ettifi bir görevlinin, kendisine verilen hediyelerle gelerek u senindir bunlar da bana verilen hediyelerdir demesi üzerine kzan Rasûl-i Ekrem ayafa kalkarak: Bu amilin (zekat toplama memuru) hali nedir? Ben onu bir ie tayin ediyorum sonra bana gelip hesap verirken u sizindir bu da bana hediye verildi diyor!. O babasnn-anasnn evinde otursayd ona hediye verilir miydi, verilmez miydi baksayd ya! Muhammedi kudret elinde tutan Allah a yemin ederim ki herhangi biriniz devlet-millet malndan hainlik yapp haksz bir ey alrsa, muhakkak kyamet gününde o çaldf mal srtnda böfüren bir deve, bafran bir sfr, meleyen bir koyunla gelecektir buyura- 59 Taberî, IV, 581-582; Zemah~erî, Esâsü l-belâa, s.h.t. md; Zebîdî, s.h.t. md. 60 Tirmizî, Ahkâm, 9; Ebû Dâvûd, Akdiye, 4; dbn Mâce, Ahkâm, 2. 61 Ahmed b. Hanbel, el-müsned, V, 279. 62 Ebû Dâvûd, Cihâd, 156; Dârimî, Siyer, 49; Ahmed b. Hanbel, el-müsned, IV, 325. 63 Ebû Hilâl el-askerî, s. 195-196; Zebîdî, s.l.l. md. 64 Cevherî, es-shâh, s.l.l. md.; Bereketî, el-dslâl md. 65 Zemah~erî, el-fâik, s.l.l. md. 66 Ahmed b. Hanbel, el-müsned, V, 424 67 Beyhakî, es-süneü l-kübrâ (n~r. M. Abdülkadir Atâ), Beyrut 1414/1994, X, 233; ±evkânî, VIII, 268, 269. 68 bk. Ferhat Koca, Gulûl, D$A,

B /.1.LUM rak 69 devlet görevlilerine verilen hediyelerin hiyanet kapsamnda yer aldfn açk bir ekilde ifade etmitir. Çünkü bu hediyeler ilgili memurun nüfuzundan dolay verildifi için hediye edenin herhangi bir beklentisi sebebiyle rüvete dönümektedir. Rüvetin haram oldufunu gösteren difer bir delil de slam alimlerinin icmadr. 70 Hz. Peygamberden sonra ilke olarak rüvetin helal oldufunu zaruret hali dnda- hiç bir alim söylememitir. Hatta gayr- Müslimlerden yaplacak bürokrat atamalarnda da özellikle bu hususa dikkat edildifini Hz. Ömer in Sa d b. Ebî Vakkâs a yazdf bir mektup ortaya koymaktadr. O, müriklerden herhangi birisini özel kalem müdürü olarak atamamasn emrederken onlarn Allah n dininde rüvet bulunmadf halde inançlar gerefi rüvet aldklar 71 gerekçesine bafl olarak böyle bir talepte bulunmutur. IV-Hüküm Açsndan Çe8itleri slam hukukçular alan ve verenin hükümleri açsndan rüveti dört ksmda incelerler: 1- Herhangi bir hakk iptal/engelleme veya hakszlf hakl göstermek amacyla verilip alnan rüvet, hem veren hem de alan açsndan haramdr. Rüvet veren hakl olsa bile rüvet vermekle, alan da görevi gerefi yapmak zorunda oldufu bir i karlfnda temin ettifi menfaatten dolay günahkâr olur. Bu konuda verilen rüvetin bizzat görevlinin kendisine verilmesi de art defildir. Görevlinin çocuklarna veya ailesinden birisine de verilmesi ayn sonuçlar dofurur. Bu durumda görevli memur veya yetkili ahsn rüvetten sorumlu tutulabilmesi için ondan haberdar olmas arttr. 2- Rüvetin difer bir çeidi de herhangi bir görev alabilmek için yetkili ahslara temin edilen menfaattir. slam hukukçular bu konuyu rüvet vererek kadlk görevi alabilme özelinde tartrlar. Bu durumda ortaya çkan rüvet her iki taraf için de haramdr. Çünkü her hangi bir yetkilinin belli bir göreve tayin edecefi kiide ehliyet ve liyakat artlarn tayp tamadfn aratrp buna göre hareket etmesi vazifesidir. Görev karlfnda saflanan çkar ise rüvettir. 3- Kendisine ait bir hakk elde edebilme veya zarar ve zulmü defedebilmenin ancak rüvetle mümkün olabilecefi bir ortamn olumas halinde verilen rüvet alana haram olmakla birlikte veren için zaruret hali olutu- Fundan haram defildir. Abdullâh b. Mes ûd un müriklerin zulmü sebebiyle hicret etmek zorunda kaldf Habeistan da rehin alnmas üzerine rüvet 69 Buhârî, Eymân 3; Hiyel, 15; Dârimî, Zekât, 30; Siyer, 52. 70 dbn Hazm, Merâtibü l-icmâ, Beyrut, ts. (Dâru l-kütübi l-dlmiyye), s. 50. 71 dbn Âbidîn, II, 38.

7866%].49:&^&E< vererek kurtuldufu nakledilmektedir. 72 Bu görü fukahann çofunlufuna aittir. Ancak bu durumda verilen rüvetin kurtarlmas arzulanan hakka göre daha hafif kalmas esastr. Baz alimler rüveti yasaklayan genel (âmm) içerikli naslarn bu tür durumlar için tahsis edildifini gösteren bir delilin bulunmadfn; insanlarn mallarn haksz sebeplerle yemeye yasak koyan açk nasslar bulundufunu ve rüvet verenin böyle bir hakszlfa yardmc oldufunu; hakl olann bu hakkn almak için verdifi rüvetin maln israf anlamna geldifi düüncesinden hareketle reddetmektedirler. 73 4-Bir kimsenin hakk oldufu halde, devlet görevlilerinden birisinin uhdesinde olan bir iini yapmasn temin için memurlardan olmayan herhangi bir ahsa araclk için verdifi ücret, veren açsndan helal olsa da alana haramdr. Çünkü hakl olana yardm etmek difer insanlarn vazifesi oldufundan aksi bir durum, görev icab yaplmas gereken bir i karlfnda ücret almak ya da menfaat temin etmek anlamna gelir ki bu rüvetin kapsamna girmektedir. Ancak buna ihtiyac olan kiinin devlet görevlileri nezdinde araclk etmesini istedifi ahs ücretle tutabilecefi (ecîr-i hâss/özel içi) eklinde bir hukuki çözüm (hîle) önerilmektedir. Bu durumda ücret, özel içisine eme- Fi karlfnda ödenmi oldufundan rüvet kapsamnn dna çkmaktadr. Bu tür durumlarda karlksz yaplan ilerin bitiminden sonra verilen bahi kabilinden yardmlarn hükmü de fukaha tarafndan tartlm baz farkl görüler ortaya çkmakla birlikte bunlarn rüvet saylmadf yönündeki ictihat kabul görmütür. Bu türden bahilerin rüvet kapsamna sokulmamas, herhangi bir karlk beklemeksizin yaplan iten sonra iyilikte bulunana iyilikle mukabele etme, iyilikte yardmlama (birr ve sla) anlamna gelecefi düüncesinin bir sonucudur ki Hz. Peygamber in kendisine bir nimet verilmi olan ona ükretsin 74 hadisi bu anlay desteklemektedir. Bu konunun cevaznn difer bir dayanaf da mam Muhammed in cemaatin balangçta art koulmamakla birlikte imam ve müezzin için toplayp görev sonunda takdim ettikleri hediye veya bahi kabilinden yardmlarn caiz oldufunu söylemi olmasdr. 75 V-Rü8vet Suçu ve Cezas Yasaklanm her fiilin hukuki anlamda bir cezas vardr. Rüvet de bunlardan birisidir. Ancak öncelikle suçun unsurlarna bakmak gerekir. Suçun oluabilmesi için rüvet alan (el-mürteî) ve rüvet veren (er-râî) olmak üzere en az iki tarafn bulunmas gerekir. Taraflar daha fazla olabilecefi gibi araclar (er-râi) eklinde bakalarnn da suça itiraki mümkündür. Hanefî 72 Husâmü~~ehîd, s. 91-92; dbnü ~-±elebî, Hâiyetü z-zeyla î (Tebyînü l-hakâik kenar{nda), Bulak 1315, V, 31. 73 bk. ±evkânî, VIII, 268. 74 Kudâî, el-müsned, s. 187. 75 Husâmü~~ehîd, s. 84-85.

3 /.1.LUM fakihi Cessâs n (ö.370/980) haksz bir ekilde rüvet alan hâkimin birisi rüvet almak diferi de adalet ilkelerine aykr ekilde haksz hüküm vermek suretiyle iki açdan fska dütüfünü, rüvet verenin de ayn sonuca maruz oldufunu bildiren ifadesinden 76 taraflarn prensip itibariyle rüvet suçundan ayn derecede sorumlu olduklar anlalmaktadr. Bununla birlikte hüküm bakmndan rüvetin ksmlar bahsinde de geçtifi üzere ceza adaleti açsndan suça iten sebepler ve suçun dofurdufu etki orannda taraflara verilen cezada farkllklar olabilmektedir. Taraflar dnda rüvetle saflanan menfaat ve fiil-suç arasnda illiyet rabtas (nedensellik baf) suçu tamamlayan difer unsurlardr. Taraflardan rüveti alan yetki veya görevini ya da nüfuzunu kötüye kullanarak haksz menfaati saflayan kamu görevlisi, rüveti veren de bu haksz menfaati elde eden ve anlamalarna göre karlfn ödeyen ahstr. Aralarnda anlatklar karlk da rüvet olarak tanmlanan menfaattir. Bu menfaat de karlkl anlama neticesinde bir hakszlfn tesisiyle sonuçlanmtr ki bu da illiyet rabtas/nedensellik bafdr. Burada iaret edilmesi gereken difer bir unsur da suç kastnn bulunmasdr ki bu suçun manevi unsurunu oluturur. Bu da faillerin suçu bilerek, isteyerek ilemelerini ve kusurlulufu kaldran hallerden birisinin bulunmadf bir ortamda gerçekletirmi olmalarn ifade eder. Rüvet suçunun cezasna gelince, slâm (Kur ân ve Sünnet), evrensellik ve süreklilik özellifinin tabii bir sonucu olarak kendilerinde maslahatn sabit oldufu baz istisnalar dnda ayrntdan kaçnp temel ilkeler (sâbite) vazetmeye özen göstermi, ortaya çkacak meselelerin zaman ve mekann ihtiyaçlar dofrultusunda çerçeveyi çizen bu esaslara göre çözümünü müçtehitlere brakmtr. Bu esas ceza hukuku alannda da dikkate alnarak hadler dnda kalan suçlarn cezas belli ilkeler dâhilinde yasama organna havale edilmitir ki bunlara ta zîr cezalar denmektedir. Rüvet suçunun cezas da bu kapsamda yer almaktadr. Bu açdan bakldfnda Kur ân- Kerîm ve Hz. Peygamber in hadislerinde rüvet suçunun bir kanun metninde oldufu ekliyle tanm, unsurlar ve muhtelif ekillerine göre cezalarnn belirlenmemi olmas bir eksiklik 77 defil tam aksine dinamik bir hukuk oluturma politikasnn tezahürüdür. Bütün suçlarda suç fiilinin bir mafduru vardr. Rüvet suçunda, menfaati zedelenen gerçek kiiler olabilecefi gibi kamu da olabilir. slam hukuku öncelikle çeitli mafduriyetleri önleyebilmek için suça götüren yollarn kapatlmasn (caydrclk ve önleyicilik) hedeflemi, suç ilenmise suç fiilinin ona uygun bir müeyyide ile karlanmasn ve suçlunun da slahn saflayarak topluma kazandrlmasn amaçlamtr. Rüvet suçunun cezas için de ayn esaslar geçerlidir. Bu çerçevede slam hukuk gelenefinde suçun boyutlarna göre dayak, hapis, tehir, sürgün, knama vb. cezalar öngörülmütür. 76 Ahkâmu l-kur ân, II, 433. 77 kr~. Mumcu, s. 182-186

7866%].49:&^&E< Hassas konumundan dolay hâkimlerin rüvet suçu sebebiyle görevden alnacaf konusunda slam hukukçularnn ittifak vardr. Rüvetin adliye tekilat merkezli olarak ele alndf dikkate alnrsa ayn durumun difer memurlar için de geçerli olacafn söylemek mümkündür. Ancak tekrar ayn suça dönmeyecek ekilde pimanlk halinin ortaya çkmas halinde ihtiyaç durumunda kamu görevlisinin vazifesine dönebilecefi kabul edilmektedir. 78 Rüvet alp verme gizlilik içinde ilenen bir suç oldufu için ispat oldukça güçtür. Bu sebeple daha çok itiraf yoluyla ispatlanabilen bir suç olarak karmza çkmaktadr. kinci olarak belge ve ahitlerin ehadeti bir ispat vastasdr. Bunun yannda güçlü karineler de bu suçun ilendifini ispat edebilir. 79 Suçla mücadelede hukukun harici mekanizmasnn kâfi gelmedifi bilinen bir husustur. Bunun için sorumluluk uurunun ön plana çkarlmas ve onun da dini ve ahlaki deferlerle bezenmesi arttr. Özellikle rüvet gibi ykc etkisi güçlü, gizlenebilen ya da meru hükümler arkasna saklayarak meru bir zemin oluturulabilen hileli suçlar için bu zorunludur. Bu sebeple rüvetle mücadele de en etkili yolun sorumluluk bilinci ve Allâh korkusunun yannda Devlet görevlilerine vazifeleriyle mütenasip bir ücretin takdir edilmesi oldufu vurgulanmaldr. Nitekim Nizâmülmülk ve Koçibey de bu hususlarn altn özellikle çizmektedirler. 80 VI-Rü8vet Alan Hâkimin VerdiGi Hükümler slam hukukçularndan bazlar kad tayin edilen bçaksz bo'azlanmtr 81 hadisini, gerekli bilgi ve donanma sahip olup da fsk içinde bulunan, rüvet alma konusunda kendisine güvenemedifi halde bu görevi kabul eden kadlar olarak yorumlamlardr. 82 Bu zihniyete sahip olan ve rüvet alan hâkimin adaletten ayrlm oldufu bir baka ifadeyle fask oldufu konusunda slam hukukçular arasnda görü ayrlf yoktur. Bununla birlikte verdifi hükmün geçerli olup olmadf hususunda defiik düünceler vardr. Bunlar üç kategoride ifade etmek mümkündür: Hanefî fukahasndan Fahruddîn Ali el-pezdevî nin tercihine göre usulüne uygun olarak yürüyen davada hâkimin rüvet alp almadfna baklmakszn verdifi hükümler geçerlidir. Bu görü sahiplerine göre rüvet almak suretiyle oluan fsk hali tek bana hükmün geçerlilifini etkileyen bir husus olmadf gibi dofrudan dofruya azledilmi saylmay gerektiren bir durum da defildir. Dolaysyla azledilinceye kadar görevinin bandadr. bn Âbidîn (ö.1252/1836) de kendi dö- 78 Aynî, Remzü l-hakâik, II, 67. 79 Abdullah b. Abdilmuhsin et-tarîkî, Cerîmetü r-rüve fi -erî ati l-$slâmiyye, Riyad 1400/1980, s. 109-112. 80 Siyâsetnâme, s. 69; Koçibey Risâlesi, s. 76 (yeni harflerle s. 81) 81 Tirmizî, Ahkâm, 1; Ebû Dâvûd, Akdiye, 1; dbn Mâce, Ahkâm, 1; Müsned, II, 230, 365. 82 Kâsânî, VII, 4.

, /.1.LUM nemindeki adliye tekilatnn yaygn bir biçimde duruma öncesinde veya sonrasnda mahsûl ad altnda rüvet aldklarndan hareketle rüvet alan hâkimlerin verdifi hükümlerin geçersiz saylmasn yargnn ileyiini olumsuz yönde etkileyecefi fikrine dayanarak bu görüe katlr. 83 Mâlikîlerle Hanefî mezhebindeki baskn görüe göre vazifesi esnasnda rüvet almak gibi meslek ahlakna yakmayan ve fâsk durumuna düürecek eylemlerde bulunan hâkimin, tayini esnasnda bu tür sebeplere bafl olarak azledilmi saylacaf (in izâl) yönünde bir art ileri sürülmemi ise görevi kendilifinden sona ermi saylmaz. Devlet bakan veya ilgili kurum tarafndan azledilir ve cezalandrlr. Buna göre rüvet aldf davada adaletle hükmetmi bile olsa verdifi hüküm geçersizdir. Aksi halde kamu görevlisi olarak kamu adna yaplmas gereken iin özel olarak tutulmu içi sfatyla yaplm olmas söz konusudur. Oysa bu tür görevler özel i olarak ücretle ve özel bir ahs adna yaplamazlar. 84 Bunun yannda azledilinceye kadar usulüne uygun olarak verdifi difer kararlar geçerlidir. Rüvetin bizzat kendisi tarafndan alnmasyla bilgisi dâhilinde aile efrad ya da kendisine bafl görevliler tarafndan alnmas arasnda fark yoktur. Bu durumlarda kendisinin bilgisi yoksa ve adaletle hüküm vermi ise verdifi karar geçerlidir. Hanefî mezhebi âlimlerinden Hasan b. Ziyâd, Hassâf ile 4emsüleimme es-serahsî nin yansra Buhara ve Semerkand meâyh da bu görüü tercih etmektedir. 85 Üçüncü görüe göre hakimin rüvet aldf dava ve bundan sonra bakt- F bütün uyumazlklarda verdifi hükümler geçersizdir. Ebû Hanîfe ile mezhebe bafl alimlerden Ebû Yûsuf un arkada Ali er-râzî (ö.210/825), Tahâvî (ö.321/933) ve Kerhî (ö.340/951) ile Irak meâyh, 4âfiîler ve Hanbelîler bu görüü tercih etmilerdir. Mâlikîlerde sahih kabul edilen görü de budur. Bu görü sahipleri kadlk görevine tayinde adaletin art oldufunu ve vazifeye atanan hâkimin rüvet almak suretiyle fâsk durumuna dümesiyle birlikte bu artn bozulmu olmasyla kendilifinden azledilmi saylacafndan verecefi kararn yok hükmünde olacaf düüncesinden hareket ederler. Ali Haydar Efendi nin bu görüü ayn zamanda Hassâf a da nispet etmesi hatal gözükmektedir. 86 VII- Hakimlik Görevine Atanabilmek çin Verilen Rü8vet Toplum fertlerinin temel haklar konusunda kendilerini güvende hissedebilecekleri en önemli kurum dürüstlük ve hakkaniyet ilkelerine bafllf ile temayüz etmi adliye tekilatdr. Vatandalarn haklarnn korunmasn 83 Reddü l-muhtâr, IV, 304. 84 Husâmü~~ehîd, s. 94. 85 Husâmü~~ehîd, s. 85; dbn Mâze, el-muhîtu l-burhânî (n~r. Abdülkerim Sami el-cündî), Beyrut 2004/1424, VIII, 37; Ali Haydar, Dürerü l-hükkâm, dstanbul 1330, IV, 682. 86 dbn Mâze, VIII, 37; kr~. Ali Haydar, IV, 682.

7866%].49:&^&E< kendisilerine emanet ettikleri hâkimlerin rüvetle bu göreve gelmi olmalar, görev bilinci ve sorumluluk duygusunu zedeleyici bir husustur. Zira rüvet veren, rüvet de alabilir. Bu sebeple slam hukukçular, hâkimlik görevine atanabilmek için rüvet vermenin haram oldufu ve bu yolla göreve atanann hâkim olarak görev yapamayacaf, verdifi kararlarn geçersiz oldufu konusunda görü birlifi içindedir. 87 VIII-Rü8vet Maln Mülkiyeti Rüvet olarak verilen maln, veren sahibinin mülkiyetinden çkp çkmadf fukaha arasnda tartmal bir konudur. Hanbelîler rüvetin mal kazanmann meru yollarndan birisi olmadf gerekçesiyle verenin mülkiyetinden çkmadf görüündedirler. Bunun tabii sonucu olarak maln sahibine iade edilmesi bir görevdir. Hanefîlerin görüü de buna yakndr. Maln sahibi biliniyor ve ulatrmada bir zorluk söz konusu defilse mal kendisine iade edilmelidir, sahibi bilinmiyor veya kendisine iadenin mümkün olmadf ya da meakkatli olacaf bir yerde bulunuyor ise lukata hükümleri caridir. Mâlikîler ve Hanbelîlerle Hanefî mezhebi içinde yer alan bir görüe göre rüvet, verenin mülkiyetinden çkar ve mal edinmenin meru yollarndan birisi olmadf için de alnp kamu yararna harcanmak üzere beytülmale konur. kinci görü sahipleri Hz. Peygamber in zekât memuru olarak tayin ettifi bnü l-lütbiyye nin kendisine verilen hediyeleri almasn tasvip etmedifini bununla beraber sahiplerine iadede bulunmadfn dolaysyla tek yol olarak beytülmale koymu olabilecefi kanaatine dayanmaktadrlar. Ayrca Hulefâ-i râidîn ve baz sahâbîlerin bu yöndeki uygulamalarn esas almaktadrlar. Baz çafda aratrmaclar rüveti çaresizlikten vermi olanlar açsndan birinci görüün, haram ve yasak kapsamna giren rüvet mal için ise ikinci görüün daha isabetli oldufu kanaatini tamaktadrlar. 88 Rüvet yoluyla kazanlm bir mala mirasç olmu ya da vasiyet yoluyla kendisine intikal etmi olan kii bunlarn sahibini bildifinde kendisine iade etmelidir. Çünkü rüvet mal alann mülkiyetine geçmez ve alann sahibine iadesi farzdr. 89 Bu sebeple mirasç, murisinin defil bir bakasna ait mala mirasç olmu olur. Bu durumda miras olarak aldf maln sahibi bilinmiyorsa hukuken bunlara sahip olabilirse de diyaneten sahipleri adna ihtiyaç sahiplerine tasadduk etmelidir. Bu mal kendisine helal defildir. Rüvetin de karm oldufu mallar içindeki gayr- meru kazançtan oluan mik- 87 dbn Hacer el-heytemî, s. 134; Tarîkî, s. 147. 88 Tarîkî, s. 159-160. 89 bk. Haskefî, ed-dürrü l-muhtâr (Reddü l-muhtâr kenar{nda), Kahire 1272-1324, V, 272; dbn Âbidîn, V, 272.

> /.1.LUM tarn ayrlp biliniyorsa sahiplerine, bilinmiyorsa fakirlere sahipleri adna tasadduk etmek en uygun yoldur. 90 IX-Rü8vet-Hediye li8kisi Rüvetle hediye arasndaki iliki ilk dönemlerden itibaren üzerinde durulan en esasl problemlerden birisidir. Meselenin özünü rüvetin hediye görüntüsü altnda alnp verilmesi oluturmaktadr. Hz. Peygamber in slam toplumunun, hediye arkasna gizlenmi rüvetin de içinde bulundufu helallerle kamufle edilmi bir dizi haramlara bulamalarn kendi sonlarn hazrlayan felaketler olarak tavsif ettifi hadisi, 91 ilk akla gelen temel hadis kaynaklarnda yer almasa bile bu rivayeti, Hz. Peygamberin kendisine takdim edilen çeitli hediyelerle gelen zekât memuru bnü l-lütbiyye için söyledifi sözleri desteklemektedir. Çünkü Hz. Peygamber bu hadisinde, verilen hediyelerin görünüte hediye de olsa gerçekte böyle olmadfn, bunun bir rüvet oldufunu ifade etmi olmaktadr. 92 Esasen rüvetin hediye ile kamuflesi, hukuken izin verilmeyen sonuçlarn ya da menfaatlerin meru hükümler arkasna gizlenip ekli bir meruiyet zeminine çekilerek (kanuna kar hile) elde edilmeye çallmas probleminin özel bir örnefini tekil eder. DiFer türleri yannda özellikle adliye tekilatna kök salm rüvetin, toplumu temelinden sarsan özellifine, eklen de olsa hediye görüntüsü altnda bir meruiyet zeminine kavumas mücadeleyi zorlatran en temel unsurlardan birisidir. Hükümlerin vazolundufu amaç dofrultusunda yorumlanmas veya kullanlmas en temel ilkelerden birisi olmakla birlikte rüvete bulam olan hâkimlerin amaca aykrlk tasa da eklen hukuka uygun olan ilemlerin geçerlilifi yönünde karara varmalar dikkate alndfnda hediye arkasna gizlenmi rüvetle mücadelenin ne kadar çetin oldufunu ortaya koyar. Bu sebeple Hz. Peygamber zekât toplamakla görevli memurlarn yan sra difer görevlilerin rüvet veya nüfuzun kötüye kullanlmas anlamna gelebilecek hediye kabulünü dofrudan dofruya yasaklamtr. 93 Ayn hassasiyet daha sonra Hulafa-i râidîn döneminde de devam etmi, devlet görevlileri sk bir denetime tabi tutulmutur. Hz. Ömer her yl kendisine kestifi devenin butunu getiren bir ahsn bir davas srasnda: Ey mü minlerin emiri! Butun deveden ayrld' gibi aramzdaki davay hallediver demesi üzerine valilerine bir genelge çkararak rüvet oldufu gerekçesiyle hediye kabulü ile ilgili yasaf hatrlatmtr. 94 Özellikle Hz. Ömer in, hilafeti döneminde nüfûzun kötüye kullanlmasndan dofan haksz mal edinimini engellemek için tayin 90 dbn Âbidîn, IV, 130. 91 Deylemî, I, 334, nr. 1331; ayr{ca bk. Zemah~erî, el-fâik, b.h.s. md.; dbnü l-esîr, en-nihâye, s.h.t. md. 92 dbn Hacer el-heytemî, s. 106-107. 93 bk. Saffet Köse, $slam Hukukunda Kanuna Kar Hile (Hile-i ;er iyye), dstanbul 1996, tür.yer.; Ali Bardakojlu, Hediye, D$A, XVII, 151-155. 94 Beyhakî, X, 234.

7866%].49:&^&E< @ ettifi valilerden mal bildirimi aldf ve görevi srasnda malvarlfnda dikkat çekici artlar olan görevlileri azlettifi ve mal varlfnn bir ksmna el koydufu bilinmektedir. 95 Hz. Ali de zekât memuru veya vali olarak tayin ettifi Benî Esed kabilesinden Dabî a b. Züheyr in kendisine verilen bir hediyenin helal olup olmadfn sormas üzerine kendisine mal edinmesi halinde bunun hadiste ifade edilen devlet malna hyanet (gulûl) kapsamna girecefini belirtmitir. 96 Halife Ömer b. Abdilazîz de bir görevlisine yazdf mektubunda görev srasnda hediye kabul edilmemesini, kabulü halinde devlet gelirlerine dâhil edilmesini emretmitir. 97 Bunun temel sebebi rüvetin hediye ile kamufle edilmesidir. Nitekim Hz. Peygamber in hediye kabul ettifi halde kendisinin niçin almadf soruldufunda: Hediye Hz. Peygamber döneminde hediye idi. Bu gün ise rüvettir 98 eklindeki mehur sözüyle hediyenin rüvete dönümesinden duydufu rahatszlf ifade etmitir. Hanefî fukahasndan Husâmüehîd (ö. 536/1141) bu sözü hediye ve rüvet arasndaki ince fark ortaya koyacak ekilde öyle açklar: Hz. Peygamber döneminde birisine hediye veren gayr- meru herhangi bir beklenti içinde defildi ve amac sadece sevgiyi ve muhabbeti pekitirmek idi. Daha sonra ise bu durum defiti ve hediye veren, kar taraftan gayr- meru bir menfaat elde etme amacyla hediye vermeye balad ki bu rüvet anlamna gelir. 99 Aralarnda daha önceden hediyeleme bulunmayan herhangi bir kamu görevlisine verilen hediyelerin, hediyelemenin ana gayesi olan sevgi ve dostlufa zemin hazrlamasndan 100 çok çkar elde etme amacna yönelik olarak geliecefini söylemek güç defildir. Esasen kamu görevlisine hediyeyi rüvet haline getiren de aralarnda dofan bu sevgi ve onun potansiyel olarak dofuracaf hakszlktr. Çünkü insan tabiat üzerinde iyilifin büyük etkisi vardr. Kalpler kendisine iyilikte bulunana kar sevgi besler. Bu sebeple bir kamu görevlisine, yetki ve sorumluluk alanna giren bir konuda bavuran eit artlardaki iki kiiden kendisine hediye verene kalben bir yaknlf bulunmas sebebiyle bilerek ya da farknda olmadan iltimasta bulunmas ya da ona herhangi bir ayrcalk tanmas suretiyle adaletsizlik yapmas her zaman mümkündür. Bu açdan bakldfnda fonksiyon olarak hediye ile rüvet arasnda herhangi bir ayrm gözükmemektedir. Bu anlamda Serahsî nin Hediye kapdan girince görev bilinci/ sorumlulu'u/ hassasiyeti (emânet) pencereden çkar sözü 101 oldukça anlamldr. Hediye nin hikmet Fn söndürdüfü ve rüvetin öncüsü (zerî a) oldu- Fu 102 eklindeki difer ifadeler de hediyenin rüvete basamak klnabilecefini 95 msl. bk. Ali Muhammed es-sallâbî, Sîretü Emîri l-mü minîn Ömer b. el-hattâb: ;ahsiyyetüh ve asruh, Beyrut 1425/2004,s. 314, 343-344. 96 Husâmü~~ehîd, s. 91. 97 Husâmü~~ehîd, s. 87. 98 Buhârî, Hibe, 17; Husâmü~~ehîd, s. 88. 99 Husâmü~~ehîd, s. 88, 91. 100 el-muvatta, Hüsnü l-huluk, 16; Ahmed b. Hanbel, el-müsned, II, 405; Tirmizî, Velâ, 6. 101 Serahsî, el-mebsût, XVI, 82. 102 dbn Ferhûn, Tebsratü l-hükkâm (haz. Cemal Mar a~lî), Beyrut 1416/1995, I, 27.

" /.1.LUM göstermesi açsndan önemlidir. Esasen kamu görevlisine verilen hediyeyi rüvet haline getiren temel saiklerden birisi de bu psikolojik durumdur. AdaletsizliFe yol açabilecek bu tür ilikilere meydan vermemek için hâkimin borç isteme, ariyet alma gibi kendisini minnet altna sokacak ya da bu hissi uyandracak ilikilerden kaçnmas gerektifi belirtilmitir. 103 Yine bir tedbir olmak üzere hâkimlerin, hediye alma yasaf bulunan kiilerin verecefi ziyafet ya da difer toplantlarna katlamayacaf, onlarn temin ettifi menfaatlerden yararlanamayacaf ve ticaret yapamayacaf hükme baflanmtr. Nitekim Ebû Hanîfe (ö.150/767) Abbâsîler döneminde Kâd l-kudât olarak adalet hizmetlerinden sorumluluk mevkiine getirilen talebesi Ebû Yûsuf a, halkta mala kar zaafnn bulundufu ve rüvete efilimli olabilecefi intiba uyandracak davranlardan kaçnmas gerektifini hatrlatm, bunun için ticaret yapmamasn, halk ile bilgi gerektiren konular dnda ticaret ve mali ilerle ilgili hususlarda konumamasn tavsiye etmitir. 104 Bütün bunlardan ortaya çkan sonuca göre rüvet ile hediyeyi birbirinden ayran en temel unsurun menfaat beklentisinin bulunup bulunmamas oldufunu söylemek mümkündür. Cessâs (ö. 370/980) 105 ve Gazzâlî nin (ö.505/1111) 106 hediyeler hâkimlik, vergi tahsildarlf, vakf mütevelli heyeti üyelifi gibi kamu görevinde bulunmaktan dolay veriliyor ve bu görev olmasayd verilmeyecek idiyse verilen ey isim olarak hediye olsa da mahiyet olarak rüvettir eklindeki ifadeleri aradaki fark oldukça açk bir ekilde ortaya koymaktadr. Hz. Ömer muhtemelen bu sebeple ei Hz. Ali nin kz Ümmü Gülsüm e Bizans kralnn kznn verdifi hediyeyi uygun bulmam ve iadesini istemitir. 107 Buna göre rüvet, herhangi bir çkar beklentisi için, hediye ise böyle bir beklenti olmakszn verilen malî deferi ifade eder. Hediyeyi, rüvet konumuna getiren de karlfnda beklenen menfaattir. Akrabalarn, yaknlk baf sebebiyle mutad ölçüler içinde alp verdikleri hediyeler bu tartmalarn dndadr. Baz âlimler de kamu görevlisine hediyenin müracaattan önce veya sonra verilmesine göre defiecefini, önce verilenin rüvet, i bittikten sonra verilenin ise hediye oldufu yönünde bir ölçüt koyarlar. 108 Yaknlarn hediyelemesini engellemek slam dininin çok önem verdifi akrabalar aras ilikilerin (sla-i rahim) bozulmasna sebep olabilecefi için bu hususta daha esnek bir tutum benimsenmitir. 109 Nitekim Halife Ömer b. Abdilazîz in kendisine hediye edilen elmay kabul etmedifi, orada bulunan 103 dbn Nüceym, er-rüve, s. 200. 104 dbn Nüceym, el-ebâh ve nezâir, IV, 310. 105 Ahkâmu l-kur ân, II, 434. 106 $hyâ u ulûmi d-dîn, Beyrut 1425/2004, s. 489. 107 Cessâs, II, 434. 108 dbn Hacer el-heytemî, s. 138. 109 Serahsî, XVI, 82.