TEKNOLOJİYİ DOĞRU KULLANIYORUM Artık birçok ailenin televizyonda haberler de dâhil olmak üzere birçok programa çocukları için sınırlama getirdiğini duymaktayız. Televizyon, internet, bilgisayar oyunlarının vb. çocuklara zararlı yönleri olduğu konusunda söylenenler çocukların ve gençlerin gördükleri davranışları veya fikirleri taklit etmeye çalışma özelliklerine dayandırılmaktadır. Sürekli olarak insanların ekranda kavga ettiklerini ve birbirlerine vurduklarını gören bir çocuğun zamanla aynı şeyleri kendisinin de yapmaya kalkışacağı kabul edilmektedir. Şiddet ve saldırganlık genel olarak şu yollarla ekrana yansır: Haberler Reality showlar Çizgi filmler ve filmler Sanal oyunlar En çok yakınılan konular olan cinsellik ve şiddet öğelerinin onları anlayacak ve doğru değerlendirecek bir kültürel tecrübeye ulaşmamış beyinlere verdikleri zarar önemli boyutlardadır. Bu zarar genellikle daha ileri yaşlarda çekingenlik, içine kapanma, güvensizlik ve hatta saldırganlık gibi ruhsal sorunlar olarak ortaya çıkmaktadır. Uzun Süre Televizyon İzlemenin Zararları İzlenen görüntü her üç saniyede bir değiştiği için, televizyon izlemek uzun süre zihinsel çaba ve dikkat gerektiren bir etkinlik değildir ve kişiyi pasifleştirir. Sınırlar çizilmediğinde ve bunun yerine konacak daha aktif etkinlikler geliştirilmediğinde televizyon bağımlılık yaratabilir. Çocuk ve ergenlerin algılama biçimleri, algıladıklarını benimseme hızları, hayata geçirme istekleri, yaratıcılıkları ve engin hayal güçleri biz yetişkinlerden farklılık göstermektedir. Bunun için de televizyonun çocuk ve ergen üzerindeki etkileri büyük önem taşımaktadır. Televizyon başında geçirilen uzun süre: 1
Aile içi sosyal yalıtıma, Çocuğun anne-babadan görmesi gereken ilgi ve sevginin azalmasına, Anne-baba ile ilişkilerin bozulmasına, Sorumlulukların yerine getirilmesinde aksaklıklara, Dikkat süresinde kısalmaya, Dil gelişimi ve kullanımında sorunlara, Düşünme becerilerinde gerilemeye, Şiddet eğilimine, Korkuların artmasına, Tüketimin körüklenmesine, Sosyalleşmenin engellenmesine, Bireyselliğin pekişmesine neden olmaktadır. Sayılarla Çocuk ve Televizyon Ülkemizde yapılan bir araştırmaya göre, okul çağındaki çocukların ders çalışmalarının dışındaki zamanın %77,3 ünü televizyon izlemeye ayırdıkları belirlenmiştir. Oyun oynamaya ayırdıkları zaman ise %11 dolayındadır. Çocukların %98,9 u televizyon izlemektedir. Okul öncesi dönemde olan üç-altı yaş grubundaki çocukların %100 ü televizyon izlemektedir. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi nce yapılan Televizyon ve Çocuk konulu araştırma, çocukların genellikle akşam saatlerinde olmak üzere günde üç-beş saat televizyon izlediklerini ortaya koymuştur. Araştırma raporunda Çocukların televizyon seyrettikleri saatlerin, aile bireylerinin bir arada bulunduğu saatler olduğu ve çocuk kuşağı saatleriyle paralellik gösterdiği de belirtilmektedir. Ailenin sosyo-ekonomik ve eğitim düzeyi ister yüksek olsun ister düşük olsun, Türkiye ve diğer ülkelerde çocuklar günümüzde ailesiyle konuşmak, arkadaşlarıyla oyun oynamak ya da kitap okumak yerine televizyon seyrederek zaman geçirmektedir. Çocuk ve ergenlerin sosyalduygusal ve bilişsel gelişimleri için aileleri ile birlikte geçirecekleri zamanı verimli olarak kullanmaları gelişimleri için belirgin bir fark yaratmaktadır. 2
ABD de yapılan bir araştırmaya göre, günde on dakika bebeklerine yüksek sesle kitap okuyan ailelerin bebekleri 20 aylık olduğunda, kitap okunmayan bebeklere göre daha fazla sözlü iletişim kurabildikleri ortaya konmuştur. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi nce yapılan bir araştırma sonucunda, günde iki saatten fazla televizyon seyreden çocukların %50 sinin, iki saatten az izleyenlerin de %31 inin dil gelişiminde gecikme olduğu saptanmıştır. Aynı zamanda bu çocukların sosyal gelişimlerinde de gecikme meydana geldiği ve tüm becerileri daha geç kazandıkları da ortaya çıkmıştır. Anne-Baba Olarak Ne Yapmalıyız? Teknolojik araçları nasıl kullandığınızı bir düşünün. Acaba kafanızı dinlemenizi sağlayan bir fırsat mı? Kimi zaman bir çocuk bakıcısı, çocuğunuzun oyalanmasını sağlayan bir araç mı? Teknolojik araçları çocuğunuzla birlikte kontrollü ve sınırlı bir şekilde kullanın. Böylece zararlı uyaranlardan koruyabilirsiniz. Teknolojik araçları kullanma süresini kısaltıp, alternatif faaliyetler önerin. Yemek zamanı teknolojik araçları kapalı tutun. Okumayı sevdirin. En önemlisi, bu konuda model olun. Bir hobi edinmesini sağlayın. Belirlediğiniz bir sürede, ailede hiç kimsenin teknolojik araçlarla ilgilenmediği bir zaman oluşturmaya ve ailenin bu deneyimden ne öğrenebileceğini görmeye çalışın. 3
İnternet ve Biz İnternet, bütün dünyadaki bilgisayarların elektronik ortamda birbirlerine bağlandığı sanal bir bilgi paylaşım ve iletişim ortamıdır. İnternet sayesinde elektronik posta yoluyla haberleşip, görsel veya işitsel yollarla tanıdık veya tanımadık kişilerle iletişim kurulabilir. World Wide Web (www) aracılığıyla bilgi, belge, resim, görüntü dosyaları paylaşılabilir. Gençler interneti mesajlaşmak, gezinmek, oyun oynamak, bilgi edinmek, anında sohbet etmek, resim, müzik veya metin belgeleri bulmak, indirmek veya değiş-tokuş etmek için kullanırlar. Bunlar arasında internette gezinme, okul arkadaşları ile anında veya elektronik posta ile mesajlaşma gibi kullanımlar ilk sırada yer alır. Mesajlaşma, ergenler tarafından can sıkıntısından kurtulmanın bir yolu olarak da görülmektedir. Kızlarla erkeklerin internet kullanımları arasında da bazı farklar vardır. Genellikle kızlar mesajlaşmayı tercih etmekteyken, erkekler çoğunlukla internette gezinmekten hoşlanırlar. Bazı ergenler, yalnızlık duygusundan kurtulmak için internette tanımadıkları kişilerle de tanışıp, iletişime geçerler. Dolayısıyla, sözü edilen internet kullanımları, ergenin sosyalleşme süreci içinde kendini tanıması, kendi doğru ve yanlışlarını, kurallarını, değerlerini ve normlarını sınaması için başka sosyal etkileşimlere ek olarak kullandığı bir araçtır. Çocukların ve gençlerin dünyasında kapladığı alanı düşündüğümüzde internetin asla göz ardı edilmemesi gereken ve eğitim isteyen bir konu olduğunu görmekteyiz. Anne-Baba Olarak Ne Yapabiliriz? Öncelikle, çocuğunuzla karşılıklı güvene dayalı ve iletişime açık bir ilişki kurmalısınız. Böylece çocuğunuz internet ortamında rahatsız edici kişi veya durumlarla karşılaştığında sizden yardım alabileceğini bilir ve size güvenebilir. Çocuğunuzun okulundaki bilgisayar öğretmeni ile mutlaka tanışmalısınız. Evde yapacağınız yönlendirmenin etkinliğini artırmak için, vereceğiniz mesajların okul ile paralel olmasına dikkat etmelisiniz. 4
Çocuğunuzun internette şiddete, pornografiye veya benzer olumsuz uyaranlara maruz kalmaması için, öncelikle internet erişimi için gerekli filtreleme programlarının bilgisayarda bulunmasını sağlamalısınız. Bunun için, bilgisayar yazılımları veya paket programlar satan firmalarla görüşebilirsiniz. Evdeki kişisel bilgisayarınızı herkesin gözü önünde ortak bir yaşam alanında bulundurmalısınız. Böylece bazı istenmedik durumların daha ortaya çıkmadan önüne geçebilirsiniz. İnternetin olumsuzlukları ve internette çocuğunuzun karşılaşabileceği istenmedik durumlarda neler yapabileceği hakkında onu bilgilendirmelisiniz. Örneğin, çocuğunuza rahatsız eden iletişimleri sonlandırabileceğini, hatta gerekirse internetten çıkabileceğini söylemeniz bile kendine güvenmesini ve kontrolün kendisinde olduğu inancının gelişmesini sağlar. İnternet kullanımı çocuğunuzun ders çalışmasına, sosyal ilişkilerine, sizinle olan iletişimine engel olacak ölçüde artmadan ve internet etkinlikleri bir kaçınma aracı halini almadan, internet kullanımını sınırlamalısınız. İnternet kullanımı çocuğunuzun gündelik yaşamını sekteye uğratacak bir düzeye geldiyse, aile içi iletişiminizin hangi açıdan zayıf olduğunu gözden geçirmelisiniz. Sebep internet değil, çocuğunuzun başka bir mekanda kendisini daha iyi hissetmesidir. Böyle bir durumda, okuldaki rehber öğretmene veya bir uzmana başvurabilirsiniz. Kaynakça: Türk Psikologlar Derneği Web Sitesi, e-bülten. Çocuk ve Aile Dergisi, 2002, yıl 5, sayı 49, İstanbul. Çocuğum ve Ben Dergisi, 2006, sayı 36, İstanbul. Çoluk Çocuk Dergisi, 2004, sayı 40, İstanbul. 5