: YRD. DOÇ.DR. Metin İŞÇİ



Benzer belgeler
Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri

Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25).

ÇALIŞMA EKONOMİSİ II

1844 te kimlik belgesi vermek amacıyla sayım yapılmıştır. Bu dönemde Anadolu da nüfus yaklaşık 10 milyondur.

İktisat Tarihi II. 1. Hafta

DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma

BÖLGE VE NÜFUSUN GENEL DURUMU. Doç.Dr.Tufan BAL

KÖYDEN KENTE GÖÇ OLGUSU VE GÖÇÜN TOPLUMSAL YAPIDA MEYDANA GETİRDİĞİ DEĞİŞMELER: ADANA İLİ (YÜREĞİR OVASI) KÖYLERİ VE ANADOLU MAHALLESİ ÖRNEĞİ

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

10. SINIF NÜFUS DERS NOTLARI

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Türkiye de Kentleşme

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

İktisat Tarihi II. 13 Nisan 2018

TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ. NÜFUS ve KENTLEŞME

TOPLUM TANILAMA SÜRECİ. Prof. Dr. Ayfer TEZEL

SU ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ TÜRK EKONOMİSİNİN NERESİNDE

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur.

MİLAS TAKİ KENTLEŞME SÜRECİNİN TÜRKİYE GENELİNDEN FARKLILAŞMASI VE NEDENLERİ

Türkiye Nüfusunun Yapısal Özellikleri Nüfus; 1- Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Genç (Çocuk) Nüfus ( 0-14 yaş )

İktisat Tarihi II. IV. Hafta

SOSYOLOJİ DERSİ 2.ÜNİTE TOPLUMSAL YAPI

DTO TURİZM VE ÇEVRE DERS NOTLARI ÖĞR.GÖR. ŞULE KIYCI

ULUSLAR ARASI TARIMSAL İLİŞKİLER. Prof.Dr.Emine Olhan

Ulaşım Coğrafyası. Konu 10 Ulaşım biçimleri (Deniz ulaşımı)

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4

İçindekiler. İçindekiler

TURİZM SOSYOLOJİSİ SOS1019U KISA ÖZET

İktisat Tarihi II

TOPLUMSAL TABAKALAŞMA ve HAREKETLİLİK

AVRUPA DA MEYDANA GELEN TEKNİK GELİŞMELER : 1)BARUTUN ATEŞLİ SİLAHLARDA KULLANILMASI: Çinliler tarafından icat edilen barut, Çinlilerden Türklere,

İktisat Tarihi

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

Editörler Prof.Dr.Mustafa Talas & Doç.Dr. Bülent Şen EKONOMİ SOSYOLOJİSİ

TOPLUMSAL KURUMLAR VE AİLE ÇIKMIŞ SINAV SORULARI MURAT YILMAZ EGE ANADOLU LİSESİ

Kırsal Alan ve Özellikleri, Kırsal Kalkınmanın Tanımı ve Önemi. Doç.Dr.Tufan BAL

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI 6. SINIF SOSYAL BİLGİLER DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU PLANI, KAZANIMLARI VE TESTLERİ

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU

İspanya ve Portekiz de Tahıl ve Un Pazarı

İçindekiler. Değişim. Toplumsal Değişim. Değişim Eğitim ilişkisi. Çok kültürlülük. Çok kültürlü eğitim. Çok kültürlü eğitim ilkeleri

ULUSAL ÖLÇEKTE GELIŞME STRATEJISINDE TRC 2 BÖLGESI NASIL TANIMLANIYOR?

İktisat Tarihi II. I. Hafta

Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 2.Hafta. Dr. Osman Orkan Özer

Azerbaycan Enerji Görünümü GÖRÜNÜMÜ. Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi.

TORBALI TİCARET ODASI MOBİLYA SEKTÖR ANALİZİ

HAFTA 6 SOSYAL ANTROPOLOJĠ GÖÇ. HEDEFLER Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

2006 YILI EGE BÖLGESİ NİN 100 BÜYÜK FİRMASI

5. Ünite. ÇEVRE ve TOPLUM. 1. Doğadan Nasıl Yararlanıyoruz? Çevre Sorunları Konu Değerlendirme Testi

Test. Beşeri Yapı BÖLÜM 7

Dünya da ve Türkiye de İş Sağlığı ve Güvenliği

İktisat Tarihi II. 2. Hafta

EĞİTİMİN TOPLUMSAL SÜREÇLERLE İLİŞKİSİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

İktisat Tarihi II. XI. Hafta

KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE KUR TANIMLARI

HOLLANDA ÜLKE RAPORU

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI ÖZEL EKREM ELGİNKAN LİSESİ ÇALIŞMA KAĞIDI 13 B. 1.Nüfus artış hızının olumsuz sonuçlarından 5 tanesini yazını.

ULUSLARARASI İKTİSAT Yrd.Doç.Dr.Dilek Seymen DEÜ.İİBF İktisat Bölümü

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

TÜRKİYE NİN TOPLUMSAL YAPISI

TÜFEK, MİKROP VE ÇELİK

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

TARIM EKONOMİSİ. Prof. Dr. Göksel Armağan 2017

tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki

EYLÜL 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

YGS-LYS ALAN SIRA DERS İÇERİK SINIF

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

KÜRESEL TİCARETİN ÜÇ ELEMANI: HAMMADDE, ÜRETİM, PAZAR

EĞİTİMİN TOPLUMSAL(SOSYAL) TEMELLERİ. 5. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

Ekonomik Rapor Kaynak: TÜİK. Grafik 92. Yıllara göre Doğuşta Beklenen Yaşam Süresi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

5. ÜNİTE: EKONOMİ VE SOSYAL HAYAT

TR63 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ GÖÇ

Doğal Afetler ve Kent Planlama

İktisat Tarihi II

2018 / 2019 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSLARI 12. SINIF COĞRAFYA DERSİ YILLIK PLAN ÖRNEĞİ

ORTA KARADENİZ BÖLGESİNDE TARIM ALANLARININ AMAÇ DIŞI KULLANIMIYLA ORTAYA ÇIKAN SORUNLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Aksaray Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü

KIRSAL YERLEŞİM TEKNİĞİ DOÇ.DR. HAVVA EYLEM POLAT 8. HAFTA

NÜFUSUN GELİŞİMİ, DAĞILIŞI VE NİTELİKLERİ

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

CEZAYİR ÜLKE RAPORU

Doğu ve Batı Mekânsal Tasarım Sürecinin Aktif Yaşlanma Açısından Ele Alınışı

TÜRKİYE TARIMINDA GELİR-TÜKETİM DURUMU VE GELİR DAĞILIMININ ETKİLERİ. Prof.Dr. Ahmet ERKUŞ 1 Araş.Gör. İlkay DELLAL1

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

TÜRKĠYE DÜNYANIN BOYA ÜRETĠM ÜSSÜ OLMA YOLUNDA

EKİM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

TÜRKİYE'NİN TOPLUMSAL YAPISI

BİR SOSYAL OLGU OLARAK TÜRKİYE'DE KENTLERDE KONUT SORUNU

Türkiye nin Nüfus Özellikleri ve Dağılışı

LİSANS PROGRAMI İŞLETME

NÜFUS POLİTİKALARI. Taylan BATMAN Yeşilpınar Mirioğlu ÇPL

YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH BÖLÜMÜ LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI

Transkript:

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SİYASET BİLİMİ VE KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI KIRSAL KESİMLERDEN BÜYÜKŞEHİRLERE GÖÇ VE GÖÇÜN AİLE YAPISINDA MEYDANA GETİRDİĞİ DEĞİŞİKLİKLER (İSTANBUL ÖRNEĞİ) DANIŞMAN : YRD. DOÇ.DR. Metin İŞÇİ HAZIRLAYAN : Suat TÜFEKCİ 9930203035 ISPARTA

İÇİNDEKİLER Sayfa No İçindekiler...I Tablolar Listesi...III Kısaltmalar listesi....iv Giriş...V BİRİNCİ BÖLÜM GÖÇ OLGUSU, KENTLEŞME VE TÜRKİYEDE GÖÇ HAREKETLERİ...1 I GÖÇ KAVRAMI...1 1- Göçün Tanımı ve Sosyolojik Açıdan Göç Olayı...1 2- Sosyal Hareketlilik Açısından Göçün Ele Alınışı...3 3- Göç Tipleri...5 4- Göçlerin Tarihçesi ve Göçlerin İnsanlık Tarihindeki Yeri...9 II- KENT KAVRAMI VE GÖÇ - KENTLEŞME İLİŞKİSİ...18 1- Kent Kavramı...18 2- Kent Tipleri...25 3- Göç ve Kentleşme İlişkisi...27 4- Ülkemizde Kentleşme ve Kentleşme Politikaları...30 III TÜRKİYE DE GÖÇ ve GÖÇ HAREKETLERİ...41 1- Ülkemizde Göç Kavramı ve Görülen Göç Şekilleri...41 2- Türk Tarihindeki Göçler...46 2.1- Cumhuriyetin İlanından Önceki Göçler...46 2.2- Cumhuriyetin İlanından Sonraki Göçler...49 3- Ülkemizde Gerçekleşen Göçlerin Sebepleri...53 4- Hızlı Göç Hareketlerinin Sonuçları...63 5- Hükümetlerin Göçü Önlemeye Yönelik Eylem ve Politikaları...67 7- Türkiye nin Nüfus Politikası ve Göç Üzerindeki Etkileri...71 İKİNCİ BÖLÜM AİLE KAVRAMI VE BÜYÜKŞEHİRE ÖRNEK OLARAK İSTANBUL KENTİ VE İSTANBUL DA GÖRÜLEN AİLE HAYATI...76 I - AİLE KAVRAMI VE TÜRKİYE DE AİLE YAPILARI...76 1- Ailenin Tanımı ve Ailenin Fonksiyonları...76 2- Aile Tipleri...79 3- Türkiye de Görülen Aile Şekilleri ve Köy Şehir Hayatı İlişkisi...82 4- Geleneksel Aile Yapımızın Sosyal Değişme Bazında Değerlendirilişi...86 I

II BÜYÜKŞEHİRE ÖRNEK OLARAK İSTANBUL KENTİNİN ANALİZİ VE İSTANBUL DA AİLE HAYATI...89 1- İstanbul un Tarihi ve Coğrafi Yapısı...89 2- İstanbul un Göç Merkezi Olmasının Sebepleri ve Şehrin Sosyo Ekonomik Görünümünün Göçe etkileri...91 3- İstanbul a Göçlerin Tarihsel Gelişimi...96 4- İstanbul da Göçlerin Meydana Getirdiği Sorunlar ve Göçün Şehre Etkileri...99 5- İstanbul da Görülen Aile Şekilleri...106 6- İstanbul da Aile Yapısı Üzerinde Değişimi Hızlandırıcı ve Yavaşlatıcı Etmenler...108 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM KIRSAL KESİMLERDEN BÜYÜKŞEHİRLERE GÖÇLE BERABER GELENEKSEL AİLE YAPIMIZDA MEYDANA GELEN DEĞİŞMELER ANKET ÇALIŞMASI. (İSTANBUL ÖRNEĞİ)...112 I ARAŞTIRMANIN AMACI, HİPOTEZLERİ, METODU VE ARAŞTIRMA ALANININ ÖZELLİKLERİ...112 1- Araştırmanın Amacı ve Hipotezleri...112 2- Araştırmanın Metodu...114 3- Araştırma Alanının Tespiti...114 4- Araştırma Alanının Özellikleri...115 4.1. Ailelerin Büyüklükleri...115 4.2. Ailelerin Yaş Yapıları...115 4.3. İkametgah Durumları...116 4.4. Ailelerin Mesleki Durumları...117 4.5. Göç Edilen Yöreler İtibariyle Aileler...118 4.6. İstanbul a Göç Tarihi...119 II- ANKET ARAŞTIRMASININ SONUÇLARI...119 1- Göçle Beraber Ailenin Tutum ve Kararları Üzerinde Meydana Gelen Değişmeler...125 2- Evlilik, Eş Seçimi ve Boşanma Üzerindeki Tutumlarda.Meydana Gelen Değişmeler...129 3- Çalışma Hayatına Bakış Üzerinde Meydana Gelen Değişmeler...132 4- Hemşehri ve Akrabalık İlişkileri Üzerine Meydana Gelen Değişmeler...133 5- Göç Kararının Alınış Sebepleri ve Göç Süreci...135 6- İstanbul a Karşı Takınılan Tavırda Meydana Gelen Değişmeler...135 7- Aile İçersinde Çocuğun Konumu Üzerine Değerlendirmeler...137 III- SONUÇ VE ÖNERİLER......140 IV-BİBLİOGRAFYA...147 EK- ANKET SORULARI...152 II

TABLOLAR LİSTESİ : Sayfa No: Tablo 1 : Tarım Kesiminin GSMH İçindeki Payları ve İşgücü İçersindeki Oranları...56 Tablo 2 : Köy ve Şehirlerimizin 10 Yıllık Periyotlarla Nüfus Artış Hızları...57 Tablo 3 : Tarım, Sanayi ve Hizmet Sektörünün GSMH İçindeki Paylarının Dönüşümleri...64 Tablo 4 : Son 7 Nüfus Sayımına Göre Şehir ve Köy Nüfuslarının Toplam Nüfus İçindeki Payı ve Artış Hızları...66 Tablo 5 : Türkiye de Kırsal ve Kentsel İşsizlik Oranları...67 Tablo 6 : Sayım Yıllarına Göre Şehir ve Köy Nüfuslarının Toplam içindeki Oranları...72 Tablo 7 : 1950 1960 Arası İstanbul a En Çok Göç Veren Bölgeler...98 III

Kısaltmalar : $ : Dolar a.g.e. : Adı Geçen Eser Ank. : Ankara APK : Araştırma Planlama Kurulu Arş. : Araştırma B.şehir : Büyükşehir Bak. : Bakanlığı Bas. : Baskı Başbk. : Başbakanlık Bld. : Belediyesi Bşk. : Başkanlığı c. : Cilt Dai. : Dairesi Der. : Derneği DPT : Devlet Planlama Teşkilatı Eko. : Ekonomik Esk. : Eskişehir Fak. : Fakültesi GSMH : Gayri Safi Milli Hasıla İd. : İdaresi İkt. : İktisat İst. : İstanbul İzm. : İzmir km² : kilometre KUP : Köylüye Ulaşım Projesi Matb. : Matbaası Mrk. : Merkezi TL : Türk lirası TODAİE : Türkiye Ortadoğu Amme İdaresi Top. : Toplumsal Üniv. : Üniversitesi v.b. : Ve benzeri Vak. : Vakfı Yay. : Yayınları yy. : Yüzyılda IV

GİRİŞ : Göç olgusu, temelinde sosyal bir hareket olmasına karşın, ekonomik yaşamdan kültüre kadar hayatın her yönünü etkileyen temel bir değişim aracıdır. Ülkemizde 1950 li yıllardan sonra belli sosyo ekonomik şartlar neticesinde kırsal alanlardan şehirlere doğru gerçekleşen iç göç hareketi, bugün kentlerimizin içinde bulunduğu sorunlar yumağının en büyük sebebidir. İstanbul, Ankara, İzmir ve diğer bir çok büyük kentimiz, hızlı ve düzensiz göç hareketi ve yoğun nüfus artışı sebebiyle bugün sayıları milyonları aşan bir nüfus kütlesini barındırmak zorunda kalmıştır. Her gün nüfusu daha da artan bu şehirler, sınırlı kaynakları ile vatandaşlara modern bir kente yaraşır bir kamu hizmeti sunma çabası içindedirler. Artan nüfustan etkilenen sadece yerel ve merkezi yönetim olmamış, göç edilen yerde daha önce yaşayan halk ve göç eden kişilerde hızlı ve düzensiz göçün getirdiği sorunlarla yüzleşmek zorunda kalmışlardır. Göçler toplumdaki pek çok değer gibi aile yapılarını da etkilemektedir. Göç gerçeği ile yüzyüze gelen aileler, gidilen bölgelerde farklı bir kültürel ortam içine girmektedir. Girilen bu yeni ortama adaptasyon süreci aileler üzerinde değişik şekillerde etkilere yol açmaktadır. Geleneksel geniş ailemiz gittikçe çekirdek aileye doğru dönüşmektedir. Ülkemizin yeni aile tipi haline gelmeye başlayan çekirdek aileye kırsal alanlardan büyük şehirlere doğru gerçekleştirilen göçler önemli katkılarda bulunmuştur. Bu araştırmanın konusu kırsal alanlardan büyük şehirlere doğru gerçekleşen göçlerin geleneksel aile yapımız üzerinde meydana getirdiği değişimleri tespit edebilmektir. Ülkemizdeki içgöçlerin en büyük çekim noktası olan İstanbul kenti, tez çalışmasında inceleme yapılacak örnek kent olarak seçilmiştir. Çalışmanın birinci kısmında göç kavramı, tipleri, göçlerin tarihsel süreci ile ülkemizde kırsal kesimlerden şehirlere doğru olan göçün tarihsel gelişimi, sebepleri, ve meydana getirdiği sonuçlar tahlil edilmeye çalışılmıştır. Çalışmanın ikinci kısmında ise aile kavramı ve büyük şehre örnek olarak tahlil edilmeye çalışılmıştır. Bu kısımda aile tipleri ve Türkiye deki aileler ile içgöçlerin büyük kısmını kendine V

çeken İstanbul tahlil edilmeye çalışılmıştır. Çalışmada İstanbul kentinin örnek alınmasının sebebi ülkenin her bölgesinden bu bölgeye yoğun oranda göç edilmesidir. Çalışmanın üçüncü kısmı ise konuyla ilgili olarak anket uygulamasına ayrılmıştır. Anket çalışması Çayırbaşı mahallesinde gerçekleştirilmiş olup, bu bölgenin seçim sebebi; son 30 yıl öncesinde birkaç yüz kişilik nüfusundan bugün 30.000 yakın insanı barındıran bir mahalle haline gelişinde yatmaktadır. Çayırbaşı mahallesi Türkiye nin hemen hemen her bölgesinden 30 yıl içersinde yüksek oranda göç almıştır. Anket çalışmasının hipotezleri olarak; göçle beraber ailenin tutumları ve kararları üzerinde demokratik eğilimlerin arttığı, gençlerin aile büyüklerinin etkilerinden kurtulmaya başladıkları ve özellikle evlilik gibi çok önemli konularda bile otonom kararlar almaya başladıkları, hemşehri ve akraba gruplarının ailelerin şehre gelişlerinde kendilerine referans oldukları, ailelerde çocuğun daha değerli hale geldiği ve özellikle kız çocuğunun değerinin şehirde daha da arttığı, yaşlıların aile içersindeki otoritesinin zaafiyete uğradığı ve çalışan kesimin ailede otoriteyi ele geçirdiği, şehirde kalınan süreçle beraber adaptasyon sürecinin hızlandığı ve şehre karşı olumlu tutumların beslendiği yönündedir. Bu hipotezler 200 aileye uygulanan 35 soruluk bir anketle test edilmiş olup, çıkan sonuçlar son kısımda yorumlanmıştır. İstanbul 2002 Suat TÜFEKCİ VI

BİRİNCİ BÖLÜM GÖÇ OLGUSU, KENTLEŞME VE TÜRKİYE DE GÖÇ HAREKETLERİ I GÖÇ KAVRAMI 1 Göçün Tanımı ve Sosyolojik Açıdan Göç Olayı Göç, kişilerin gelecekte hayatlarının tamamını veya bir parçasını geçirmek üzere tamamen yahut geçici bir süre ile bir yerden başka bir yere yerleşmek kaydıyla yaptıkları coğrafi yer değiştirme hareketidir 1. Göç, toplumun sosyal, kültürel, ekonomik, politik vb. bünyesi ile yakından ilişkili ve onu derinden etkileyen bir sosyal olaydır. Göç kişilerin gönüllü ve zorunlu sebeplere dayalı olarak coğrafi alanlar üzerinde yer değiştirmesidir 2. Göçler gerek ülke içinde türlü yöre ve bölgeler arasında, gerekse bir ülke ile yabancı ülkeler arasında süreklilik arz eden nüfus hareketedir 3. Göçler, doğrudan doğruya ülkelerin veya daha küçük toplulukların nüfusunun artış veya azalışını etkileyen önemli faktörlerden biri olup ayrıca nüfusun yaş ve cinsiyet yapısında da değişmeye neden olmaktadır. Bu değişmeler göç alan ve veren yerler açısından bir birine zıt olarak gelişmektedir. Öyle ki göç veren kesimin nüfusu azalırken, göç alan yerlerin nüfusu da kontrolsüz şekilde artmaktadır. Sosyologlar, insanın doğup büyüdüğü çevreden kimi kez ekonomik kimi kez siyasi vb. değişik sebepler yüzünden gerçekleştirdiği göçün sebeplerini, şekillerini, etkilerini, meydana getirdiği sosyal değişmeleri tespit gibi konularda yoğun çalışmalarda bulunmaktadırlar. Göç konusu sadece sosyoloji biliminin ilgi alanı 1 Taylan AKKAYAN, Göç ve Değişme, İst. Üniv. Ed. Fak.Yay. İst., 1979, s. 20. 2 Metin İŞÇİ, Sosyal Yapı ve Sosyal Değişme, Der Yay. İst., 2000, s. 71. 3 Özer OZANKAYA, Toplumbilim, Tekin Yayınevi, 6. Bas. İst. 1986, s. 202. 1

olmayıp, antropoloji, siyaset bilimi, demografi, istatistik gibi pek çok bilim alanın da uğraşı alanına girmektedir. Sosyoloji biliminin göç konusundaki yaklaşımı, sosyal hareketlilik kavramından kaynaklanmaktadır. Sosyal Hareketlilik kavramı tanım olarak kişilerin, ailelerin, değişik nitelikteki sosyal grupların, toplum içinde sahip oldukları bir statüden, bir diğer statüye doğru hareketleridir 4. Göç hareketi de temelde değişik nedenlerde belli bir büyülükteki grup ya da kişilerin farklı konum içeren yerlere doğru sosyal hareketidir. Belirli bir toplumda bir dizi sosyal süreçlerin bileşkesi olarak, maddi ve manevi uygarlığın bir birikimi diyebildiğimiz kültür kavramından bahisle 5 göçte belirli bir sosyal hareketliliği ifade etmekte ve kültür üzerinde değişik etkilere yol açmaktadır. Bulunduğu ortamda şartları değişen ya da ortaya çıkan yeni gereksinmelerini karşılamak isteyen insanoğlu, kaçınılmaz olan bir sosyal hareketlilik sürecine girmektedir. İnsanın girdiği bu süreçte, sadece yaşadığı mekanları değişmekle kalmayıp temel değerleri, sahip olduğu kültürel özellikleri, yaşam koşuları, beklentileri ve tutumları da öncekine göre büyük oranda değişmektedir. Bu ilk hareket göçle, ikincisi ise sosyal değişme kavramı ile ifade edilmektedir. Göç hareketi de değişik sonuçlara yol açması bakımından temel bir sosyolojik olgudur. İnsanın bulunduğu yerden yeni bir yeni bir yere doğru tek başına, ailesiyle ya da kitle halinde yönelmesi pek çok değişimi de beraberinde getirmektedir. İnsanoğlunun kendisini diğer canlılardan ayıran temel karakteristik özelliği, aklı sayesinde gerçekleştirdiği kültür ve medeniyetidir. Bu sahip olduğu üstün özelliğini göç ettiği yerde bırakamayan insanoğlu, yeni gelinen yerde farklı özellikleri sahip yeni bir kültür ve yaşam tarzının içine girmektedir. Böyle olunca da ortaya farklı tür yaşam şekilleri çıkmaktadır. Gelinilen yeni ortam, eskiden sahip olunan şartlardan çok daha iyi bir yer olabileceği gibi, daha kötü bir yer yada aynı özellikleri taşıyan bir yerde olabilmektedir. 4 Mustafa, E. ERKAL, Sosyoloji, Der Yay. İst. 1995, s. 223. 5 Bozkurt. GÜVENÇ. İnsan ve Kültür, Remzi Kitabevi, İst.1993, s. 95. 2

İçine girilen her yeni ortam ise kişiyi bir tür değişime zorlamaktadır. Kişi, girdiği bu yeni çevrede mevcut kültürüne karşı, bir baskıı ve asimilasyon ile karşılaşmaktadır. Kişi, eğer tek başına ya da ailesi ile birlikte göç etmişse, bu baskıyı yoğun şekilde hissedecek, yada geniş bir kitle şeklinde göç etmiş ise, bu baskıya direnebilmesi nispeten kolaylaşacaktır. Çünkü toplumsal dayanışma açısından insan sayısı, önem arzeder. Kitle halindeki göçler ve tek tek yapılan göçler bu özelliği taşıması açısından farklılık arz etmektedir. Kalabalık nüfusta birlikteliği sürdürmek daha kolay olmaktadır. Göçler içersinde de en çok gerçekleştirilen göç tipi olan ve aynı zamanda bir ülkenin iç dinamiklerini değiştirmesi bakımından iç göçler hem en büyük yüzdeyi kapsamakta hem de önemli sosyal değişmelere yol açmaktadır. Ülkemiz açısından da coğrafi ve mesleki hareketlilik örneği olarak köyden kente yapılan iç göçler, kitlesel bir toplumsal hareketliliği ortaya koymaktadır. Bu hareketliliğin kısmen yatay ölçüde gerçekleştiği söylenebilir 6. Gerçekleşen bu yatay hareketle, bireyler ya da aileler şehirlere akmaktadır. Göçün Sosyolojik olarak incelenmesi sonucunda; Sosyal hareketlerle birlikte sosyo-kültürel ve ekonomik yönleri olan ve bir bakıma sosyal değişmenin sebebini teşkil eden ayrıca ona hız kazandıran bir sosyolojik olgu olduğu da görülebilir. Göç eden kişiler, yeni çevrelerinde hem sosyo-kültürel değişmelere neden olmakta hem de kendileri de değişmektedirler. Girilen her yeni ortam insan için değişikler gösteren bir yapı demektir. Farklı bir coğrafya, farklı bir kültür, farklı bir sosyal yapı sosyal değişmenin unsurlarıdır. 2 Sosyal Hareketlilik Açısından Göçün Ele Alınışı Sosyal Hareketlilik en genel tanımı ile statüler arasındaki hareketliliktir. Sosyal hareketlilik, sosyal statünün değişmesini ifade eder. Bunu mobilite de diyebileceğimiz, 6 İsmail DOĞAN, Sosyoloji, Sistem Yay. İst. 1998. s. 269. 3

toplumu oluşturan fertlerin hareketliliğini ifade eden bir kavramla açıklamamız mümkündür 7. Sosyal hareketlilik kavramının temel hareket noktası olan statüyü, daha çok kapalı toplumlarla, sosyal hareketliliğin fazla olmadığı toplumlarda görülen doğuştan kazanılan statü ve fertlerin kendi eğitim vb. gayretleri ile edindiği kazanılan statü olarak ikiye ayırabiliriz 8. Sosyal hareketlilik kavramıyla ilgili bir diğer terimde sosyal tabakalaşma kavramıdır. Sosyal tabakalaşma, belirli bir nüfusun hiyeraşik olarak, yani sosyal manada üst üste gelen sınıflar halinde sıralanmasıdır. Sosyal bakımdan aynı seviyede olan sınıflar, aynı tabakaya mensuptur. Sosyal tabakalaşma nüfusun dikey yönde tabakalaşmasıdır 9. Sosyal hareketlilik sosyal değişmenin hem ürünü hem de üreticisidir 10. Toplumda meydana gelen sosyal hareketler belli bir zaman sonra sosyal değişmelere yol açmaktadır. Tüm toplumlarda görülen sosyal hareketlilik türlerini, fiziki ve coğrafi, yatay, mesleki, ve dikey hareketlilik olarak dört biçimde sınıflandırabiliriz. Bu dört sosyal hareketlilik türü en temel sosyal hareketlilik çeşitlerini oluşturur. Coğrafi hareketler, siyasi, dini, ailevi, ekonomik, kültürel nedenlerden dolayı bir coğrafi bölgeden diğer bir coğrafi bölgeye doğru olan yönelmeyi ifade eder. Bu hareketlilik türü göç kavramı ile açıklanır. Yatay hareketlilik kavramı ise; kişinin, geliri, yaşam tarzı ve dünya görüşünde herhangi bir değişim olmadan toplumdaki mesleki konumunun değişmesi olarak tanımlanabilir. Yatay hareketlilikte kişi, mensubu olduğu toplumsal tabakalar arasında kendi mesleğini ve/veya yerini değiştirmektedir. Göçleri yatay hareketlilik kapsamında değerlendirmekte mümkündür. Özellikle kırsal alandan şehre gerçekleşen göçler de kişiler toplumsal konumlarını birden bire 7 İŞÇİ, a.g.e., s. 71. 8 ERKAL, a.g.e., s. 223. 9 Sami ŞENER, Sosyoloji, Sosyal Bilimlere Alternatif Yaklaşım, 3. Bas. İnkılap Yay. İst. 1998 s.34. 10 Nurgün OKTİK, Köyün Çekiciliği-Kentin İticiliği, Toplum ve Göç, DİE Sosyoloji Der. Yay. Ank., 1997, s. 81. 4

değiştirememektedir. Şehirde kalınan zaman sürecinde yatay hareketlilik gitgide dikey hareketliğe dönüşebilmektedir. Dikey hareketlilik, kişi veya grupların, toplumu oluşturan sosyal tabakalar arasında gelir, hayat tarzı, alışkanlıklar ve dünya görüşü üzerinde belirgin farklılıklara yol açan bir hareketlilik türüdür. Hareketliliğin yönü, bu değerlerin yitirilmesi anlamına gelen aşağı yada bu tür değerlere sahip olmayı ifade eden yukarı doğru dikey hareketlilik olabilir. Dikey hareketlilikte kişinin ücretinde ve mevkisinde değişim olmakla beraber toplumsal konumu da eskisine göre değişmektedir. Toplumda dikey hareketliliğin gerçekleşmesinde eğitim en büyük rolü oynamaktadır. Özellikle eğitimde fırsat eşitliğinin mevcut bulunduğu ülkelerde toplumsal konumlar eğitim sayesinde rahatlıkla değiştirilebilmektedir. Eğitimden başka ülkenin rejimi, kalkınmışlık derecesi, iletişim teknolojisi, yasal düzenlemeler, ileri teknolojinin, uluslar arası münasebetlerin varlığı da dikey hareketliliği belirleyen diğer etkenlerdir. Göçleri de dikey hareketlilik bazında incelemekte mümkündür. Özellikle sanayi devriminden bu yana kırsal alanlardan şehirlere başlayan göçlerle kentleşme süreci, endüstri devriminin de sayesinde sınıf değiştirmek mümkün olmuştur. Yatay hareketlilik şeklinde başlayan göç süreci ile şehirde kalınan süre ile şehir hayatının sunduğu imkanlardan (eğitim, iş yaşamı, kültürel hizmetler v.b.) yararlanılarak dikey hareketlilik gerçekleştirilmiş bulunmaktadır. 3 Göç Tipleri Göçleri tür olarak sınıflandırmaya tabi tutmadan önce ilk olarak göçlerin gerçekleşme güdüsü açıklanmalıdır. Göçlerin temel sebebi itici ve çekici faktörlerinin varlığı ile açıklanabilir 11. İtici faktörler arasında; toprağın düşük verimi, düşük ücret, sınırlı iş olanakları, eğitim, sağlık, vb. imkanlardan yoksunluk, kıtlık, sınırlı toplumsal hareket, toplumsal çatışma ve terör olarak sıralayabiliriz. 11 Enver ÖZKALP, Sosyolojiye Giriş, Anadolu Üniv. Yay. Esk. 1992, s. 209-212. 5

Çekici faktörler ise; gidilmesi düşünülen yerdeki yeni iş olanakları, yüksek ücret, ucuz yada verimli toprak, yükselme olanakları, sağlık, eğitim vb. imkanların mevcudiyeti, gıda maddelerinin bol ve çeşitli oluşu, konut imkanı, toplumsal güven ve huzurun var olması gösterilebilir. Bu faktörlere bir de iletici faktörleri ekleyebiliriz. İletici faktörle kastedilen mana göçün gerçekleşmesinde olanak sağlayan etkilerledir. Bu etkileri belli başlı olarak karayollarının yapılması, toprak mülkiyeti konusundaki yasal düzenlemeler, kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması, taşıt sayısının artması, politik özendirmeler, gibi etkiler sayılabilir. Göç kavramını basit olarak kent ve köy gibi yerleşim birimlerinden birinden diğerine doğru yerleşmek amaçlı nüfus hareketi diye tabirinden hareketle 12 öncelikli olarak göç tiplerini tanımlamakta kullanılan aşağıdaki kriterleri açıklamakta fayda vardır 13. 1 Mesafe kriteri : Göç edilen yerin uzaklığı esas alınarak yapılan tanımlamalarda kullanılmaktadır. Buna göre göçler, bulunulan yerin yakınına yada çok uzağına gerçekleştirilebilir. Özellikle ülke içersinde yapılan iç göçler ve yurt dışına yapılan dış göçler bu kriter kapsamına girmektedir. 2 İrade kriteri : Göç kararının iradi olarak yada zorlama sebebiyle alınıp alınmadığı hususunda tasnife tabi tutulmasıdır. Buna göre göçler gönüllü yada zorunlu olarak ikiye ayrılmaktadır. Zorunlu göçlere teçhiller, sürgünler örnek verilebilir. İradi göçe ise iş bulma ümidiyle kente yada kasabaya giden bir kişinin durumu örnek verilebilir. İradi göçler içsel gereksinimlerden kaynaklanan nüfus hareketleridir. 12 Sunday ÜNDER, Nüfus Bilimi Sözlüğü, Mars Matb. İst. 1972, s. 77. 13 M. Fikret GEZGİN, İşgücü Teorileri, Sosyoloji Konferansları. 23. kitap, İst. 1991. s. 32. 6

3 Siyasi sınırlar kriteri : Göç esnasında milli sınırların aşılıp aşılmadığı tespit edilmeye çalışılır. Ülke içi yada ülke dışı göçler bu kapsamda yer almaktadır. Genellikle teçhir adı verilen zorlama sebebiyle göçlerde genellikle siyası sınırlar aşılarak ülke dışı topraklara göçe zorlanmaktadır. 4 Zaman kriteri : Göç, temelli yada belli bir süre ile sınırlı olup olmaması konusunda da bir ayrıma tabi tutulabilir. Geçici, mevsimlik ile sürekli göçler bu kriter bazında değerlendirilmektedir. Tüm bu kriterlerin ışığında Sosyoloji bililimde yer alan belli başlı göç tanımları şu şekilde sıralanabilir. İçgöç : Ülke sınırları içersinde meydana gelen göçtür. Ülke içersinde köy, kasaba, il ve bölgeler arasında birbirlerine doğru yapılan nüfus hareketidir. Yer yüzünde ve ülkemizde en yaygın olan göç tipidir. İç göçler içersinde kırsal alanlardan şehirlere doğru olan göçler en önemli bir yer tutar. Türkiye açısından şehirlerin çekici, kırsalın itici, ve ikisi arasında etkileşimi sağlayan iletici nedenlerle şekillenen iç göç, en yoğun olarak gerçekleşen göç şeklidir. Kırsaldan şehre doğru olan iç göç sebebiyle şehirlerin etrafı hızla dolmakta, üretim ve bölüşüm yapısı değişmektedir. İçgöçler kentsel hizmetlerin kalitesini düşürmektedir. Planlama ve ekonomik yetersizliklerle eşit yatırım imkanlarına sahip olmayan az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, bu tür göçün etkisi belli şehirler irileşmekte, etrafları sağlıksız yerleşimlerle dolmaktadır. Dışgöç : Genellikle içgöçe göre daha uzun bir zaman dilimini kapsayan ve yerleşme ya da çalışma amacı güderek bir ülke sınırlarını aşarak başka bir ülkeye yapılan nüfus hareketidir 14. Bu tür göç hareketleri, nüfusun memleket sınırlarını aşarak bir memleketten diğer bir memlekete doğru kayması şeklinde de vuku bulduğu 15 için ülke nüfusunun azalmasına yol açmaktadır. Dış göç eğer ülkeye döviz girdisini 14 ÜNER, a.g.e., s. 77. 15 Ratıp YÜCEULUĞ, Demografi, DİE Matbaası, Ank. 1966, s.100. 7

sağlıyorsa yararlıdır. Ayrıca dış göçlerin kültürlerin kaynaşması, ülkeler arasında bilgi ve emeğin dolaşımı dolaşımını sağlamak gibi yararlı yönleri, kültürel asimilasyon, yabancılaşma gibi de zararlı yönleri vardır. Nitekim ülkemiz açısından 1960 lı yıllarda ülke dışına giden işçilerimizin 1970 li yıllarda ülkemize gönderdiği 1 milyar dolara varan döviz, o yıllarda ülke ekonomisi üzerinde olumlu etkiler yaratmış bulunmaktadır 16. Mevsimlik Göç : Yılın belli mevsimlerinde ekonomik sebeplerden, yada turistik amaçlı olarak birkaç ay süre ile bulundukları şehirlerden başka şehirlere ya da bölgelere göç edilmesidir. Genellikle bahar ve yaz mevsimlerinde bu tür göç hareketleri görülmektedir. Ülkemizde Karadeniz bölgesindeki fındık işçiliği, Çukurova bölgesindeki pamuk işçiliği bu tür göçlere örnek teşkil etmektedir. Mevsimlik göçler, nüfusun üzerinde önemli bir artma veya azalmaya sebep olmamasının yanında kalınan zamanın azlığı sebebiyle, temel sosyal değişimlere yol açmazlar. Daimi Göç : Temelli yerleşme amaçlı nüfus hareketleridir. Bu tip göçte bulunduğu mekandan ayrılan insan artık yerleşmek maksatlı başka bir yere gitmiş olup, ziyaret ve ya turizm amacı dışında tekrar eski yurduna dönme amacı gütmemektedir. İradi Göç : Kişilerin baskı ve zorlama olmadan tamamen kendi gereksinmeleri sonucu göç etmeleridir. Bu göç tipinde hükümet ya da herhangi bir otoritenin baskısı ve zorlaması olmamaktadır. İçsel gereksinmelerden ortaya çıkmaktadır. Büyük sanayi toplumlarında, köyden şehre doğru sürekli şekilde gerçekleşen göçler bu tür göçe örnek verilebilir 17. Zorlama Sebebiyle Göçler : Bu tür göçler ise insanların hükümetin ya da herhangi bir otoritenin emir ve talimatları ya da baskı ve şiddeti doğrultusunda göç etmesidir. Hareketin temeli baskı ve şiddettir ya da yasal zorlamadır. Devletin sosyal 16 Gülten KAZGAN,Tanzimattan 21. Yüzyıla Türkiye Ekonomisi, Bilgi Üniv. Yay. 1.Baskı. İst 2002 s.103. 17 İŞÇİ, a.g.e. s. 72. 8

ekonomik, güvenlik vb. konularda aldıkları kararların uygulanması sonucunda nüfusta yarattıkları mobilite de güdümlü göçü oluşturur. Keban barajının inşası sırasında bu bölgedeki nüfusun göçe tabi tutulması bu tip göçe örnek olarak verilebilir 18. Kitle Göçü : Çok sayıda kişinin bir anda göç etmesidir. Savaş, doğal afetler, beslenme kaynaklarının tükenişi vb. nedenlerden kaynaklanmaktadır Katkısız Göç : Bu göç tipi ile kastedilen mana belli bir zamanda bir ülkenin yada bölgenin aldığı göç oranı ile verdiği göç oranı arasındaki meydana gelen farktır. Bu fark artı ise net giriş, eğer eksi ise net çıkış adı verilir. Seçimli Göç : Göç alan ülkelerin ülkelerine gelen vatandaşlarda belli nitelikleri araması, tercih etmesi yoluyla gerçekleştirilen göçtür 19. 4 Göçlerin Tarihçesi ve Göçlerin İnsanlık Tarihindeki Yeri Çok önemli bir sosyolojik olgu olan göçler, insanların topluluk halinde yaşamaya başlamalarından sonra, değişik adlar ve görünüm altında gerçekleşmiştir. Tarihsel süreçte göçler genel olarak; açlık, savaş, şiddet, kıtlık, iklim koşulları, siyasi ve dini sebepler, eğitim, makineleşme, sanayileşme, ekonomik gereksinim v.b. nedenlerden kaynaklanmıştır. Tarihsel süreçte genel olarak göçleri ilkçağ, orta çağ ve sanayi çağı ve yeni çağda göçler olarak dört kategoriye ayırmak mümkündür. İlkçağda göçlere insanların topluluk halinde yaşamaya başlamaları ile rastlamaktayız. Özellikle ilk çağlarda, yerleşik hayata geçilmesine kadar olan sürede, insan oğlunun temel hareketlilik sebebi sadece fizyolojik sebeplerden kaynaklanmaktaydı. Bu dönemde görülen yer değiştirmeler kimi kez açlık, kimi kez savaşçı kabileler, bazen de avcılık faaliyetlerinin zorlamasından ileri geliyordu. 18 AKKAYAN, a.g.e., s. 23. 19 Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, Cilt 9. İst, 1995. s. 4655. 9

İlk çağların insanları, ekolojik dengenin bozulması, nüfusun artması, çevredeki doğal kaynakların azalması sonucu göç etmek zorunda kalmışken 20 bu çağda yaşamış hemen hemen tüm insan toplulukları göçebedir. Belli türdeki bazı küçük baş ve büyük baş hayvanları evcilleştiren, belli türdeki bitkileri yetiştiren insanoğlu, günümüzden yaklaşık 10-11 bin yıl önce başlayan tarım devrimi ile çiftçi köylüler olarak yerleşik hayata geçmiştir. Yine aynı devirde çevre ve iklim koşulları sonucu yerleşik hayat yerine hayvancılığı seçenler mevsimlik beslenme, çoğalmayı ve korunmayı sağlamak için göçebe yada yarı göçebe bir yaşam sürmüşlerdir. Tarımsal üretimin artışı sonucu gerçekleşen yerleşik ve hayat ve kentleşmede göçebe olarak yaşayan insanların varlığı da devam etmiş ve bunların toplam nüfusa oranları ancak % 10 15 dolayında olmuştur 21. Avcılık ve toplayıcılık yaşam biçiminden, hayvancılık ve çobanlık tarım teknolojisine geçiş, insanoğlunun görüp geçirdiği en büyük kültürel devrimlerden birini teşkil etmektedir. Dünyanın ısınışı, ve buzul çağının sona erişi ile insanlık kıtaların iç kısımları ile yüksek kesimler hariç tüm dünyaya yayılmıştır. Yiyecek besinlerinin üretilmesi, yerleşik kültürün önemli bir keşfi olmuş, tarımın varlığı dolayısı ile yerleşik bir yaşam biçimini gerektirmiştir. 22 Yerleşik hayata geçiş aşamasında göçlerin yapıldığı yerler daha çok verimli toprakların olduğu akarsu kenarları, alüvyal ovalar gibi yerler olmuştur. Yerleşik hayata geçişle birlikte üst siyasal gücü oluşturan devletlerin oluşması ile devletler birbirlerine doğru nüfuslarını aktarmaya da başlamışlardır. Antik çağ yerleşik medeniyet toplumlarından olan Ege Medeniyetleri ülkelerinde ortaya çıkan nüfus sorunlarını çözmek için, nüfus fazlasını deniz aşırı ülkelerde bulunan kolonilerinin ve başka halkların topraklarına boşaltması bunun açık bir göstergesidir 23. 20 GÜVENÇ, Açılış Tebliği, Toplum ve Göç, s. 22. 21 GÜVENÇ, Açılış Tebliği, Toplum ve Göç, s. 22. 22 GÜVENÇ, İnsan ve Kültür, s. 196. 23 Gordon CHİLDE, Tarihte Neler Oldu? ( Çev. Alaattin ŞENEL- Mete TUNCAY) Alan Yay. İst. 1990 s.127. 10

İlk çağın önemli diğer göçleri; Dor ların M.Ö. 11.yy da Yunanistan a, Orta Asya daki Türk Kavimlerinin Hazar Denizinin kuzey ve güneyinden batıya doğru yer değiştirmesi, M.S. 4-6 yy. arasında Baltık Denizinden Germenlerin güneye göç etmesi, 8-12 yy.da Norman ların Britanya yı istilaları, Afrika daki Bantu ların göçlerini sayabiliriz. Bu göçler hep karada yapılmakta olup hem göçenler açısından hem de göç ettikleri yerler açısından büyük yıkımlara yol açan nüfus hareketleri idi. Yine tarihsel varsayımlardan biri de Tarih öncesi çağlarda günümüzden yaklaşık 20.000 yıl önce Asya da yaşayan insanların iklimsel değişikler sebebi ile, o tarihlerde buzlarla kapalı olduğu düşünülen Bering boğazını aşarak Kuzey Amerika ya doğru göç etmeleridir 24. Ortaçağ devresinde göç hareketleri en çok Akdeniz Bölgesinde görülmüştür ve bu tarihlerdeki göçler içersinde en büyük ve önemlisi Kavimler Göçü olmuştur. Kavimler Göçü sonucunda Roma İmparatorluğu yıkılmıştır. Hun ların Orta Asya dan çıkışla başlattıkları bu göç sonucunda; Hun ların önünden kaçan Germenler dalgalar halinde Avrupa ya göç etmişlerdir. Çin uygun iklim koşulları sebebiyle yine ortaçağ tarihinde önemli bir göç merkezi olmuştur 25. Orta çağda göç olgusunu fetihler ve savaşlar şekillendirmiştir. Özellikle din ve toprak uğruna yapılan savaşlar ile feodal bir üretim yapısı bu dönemin temel karakteristik özelliğidir. Avrupa da ortaçağa damgasını vuran belli başlı iki olay vardır. Bunlardan biri kilise, diğeri ise feodalizmdir. Kilise evrensel bir din yaratmak için toplumu baskı altında tutarken, feodalite ise siyasi ve ekonomik olarak iki tür ayrıcalığa sahiptir. Feodalite adı verilen sistemde Senyör adı verilen toprak beyleri, Serf denen topraksız işçileri çalıştırmış ve de üzerlerinde pek çok mutlak hakka sahip olmuştur. Toplum bunlardan başka Ruhban, Savaşçı ve Zanaatkarlardan teşekkül etmekte idi 26. Avrupa da bu şekilde teşekkül eden toplum yapısı göçler üzerinde de bir denetim unsuru oluşturmakta idi. 24 Hayat Ansiklopedisi. Cilt 3. İst. 1965, s. 1359. 25 Hayat Ansiklopedisi, Cilt 3,.s. 1360. 26 Toktamış ATEŞ, Siyasal Tarih 1, İst. Üniv. İktisat Fak. Yay.1989. İst., s.18. 11

Batı toplumlarında merkezi otorite, kavimler göçünün etkisi ile dağılmış, güçlü krallıklar yerlerini Senyör lere bırakmışlardır. Bu çağda merkezi otoritenin zayıflığından dolayı şato ve kalelerde yaşayan otoriteyi elinde tutan Senyörler temel yerel güçleri oluşturmaktaydı. Bu şato ve kalelerin etrafında Burg adı verilen yerleşim birimleri mevcuttur. Bu çağın akabinde imparatorluklar otoriteyi yavaş yavaş ellerine alarak güçlenmeye başlamıştır. Bu yüzdende imparatorlukların başkentleri nüfus açısından en kalabalık şehirler haline gelmeye başlamışlardır. Başkentte çevre köylerden ve kasabalardan tarım ürünlerini satmaya gelen insanlar, pazarlar ve panayırlar aracılığı ile bunların satışı gerçekleştirirlerdi. Yılın belli zamanlarında kurulan bu pazar ve panayırlara kısa süreli olarak geçici göçler gerçekleştirilirdi. İmparatorlukların başkentlerinde homojen bir nüfus yapısı vardır. Ekonomik yapı olarak ise çiftçilik, çobanlık, el sanatları, istila ve ganimet avcılığından oluşmaktaydı. Lonca Sistemi, zanaat üretimini de kontrol altında tuttuğu için mesleki sosyal hareketliliğe olanak tanınmamıştır. İmparatorluklar eyalet şeklinde teşkilatlandığından her eyaletin kendine özgü bir nüfuz alanı vardır ve bu yüzden nüfus hareketleri ve göçler mümkün olmamıştır. Bu yüzden halk daha çok savunma açısından uygun olan köy ve kasabalarda yerleşmiştir 27. Ortaçağın Doğu Medeniyetleri için ise; bir yükselme çağı olduğu söylenebilir. Bu çağlarda güçlü krallıklar ve imparatorluklar doğu toplumlarında mevcuttur ve Bağdat, Konya, Pekin, Tunus, Horasan, Semerkand, Maverünnehir, İstanbul, Mısır, Mekke gibi bölgeler çağının önemli ilim merkezleri olmuştur. Buralara değişik bölgelerden ilim öğrenmek için gelenler belli süreler kalıp alanlarında uzmanlaştıktan sonra kendi ülkelerine dönmekte idiler. Doğu toplumlarının 8.yy dan itibaren yükseliş trendine girmesinde İslam dininin büyük etkisi olmuştur. İslam dininin getirdiği toplumsallık ve adalet anlayışı güçlü yönetimlerin kurulmasına öncülük etmiştir. Pozitif bilimlerde özellikle matematik, astronomi, coğrafya, edebiyat, alanlarında belli başlı ilim merkezleri, eğitim amaçlı göçleri üzerlerine çeken çekim merkezleri idi. Bağdat devrin 27 İŞÇİ, Genel Olarak ve Türkiye de Sosyal Değişme, Der Yay. İst. 1998 s. 32. 12

en gelişmiş medeniyetine sahip kenttir. Yine ortaçağda görülen önemli bir göç sebebi de İslamiyet in yayılışından kaynaklanmıştır. 7. Yy dan itibaren Müslüman olan Araplar, fetih amacıyla Kuzey Afrika, İspanya, Mısır, İran üzerine seferler yapmış ve berberinde belli bir nüfusu gerek hicret gerekse sefer amaçlı bu bölgelere taşımışlardır. Ortaçağın ortalarında özellikle yeni buluş ve icatlar ile beraber yavaş yavaş bir sosyal hareketlilik göze çarpmaktadır. Bu çağlarda Venedik ve diğer denizci toplumların denizcilikteki pusula vb. buluşlardan yararlanarak yeni deniz yolları ve kıtalar bulması nüfus hareketliliğini hızlandırmıştır. Yeni bulunan Amerika kıtasına ticari amaçlı yapılan az sayıdaki göçler, bu devirde rastlanan nadir göç hareketlerinden biridir. Ortaçağın temel toplum yapısını yıkan burjuvazi hareketi ile ticaretin ve ekonominin gelişmesine paralel olarak şehir nüfusları artmaya başlamıştır. Belli başlı şehirlerin oluşması ile buralara da civardaki kasaba ve köylerden küçük çaplı göçler de başlamıştır. Böylelikle önceleri kalelerin içlerinde sonraları da, kale dışı ve etrafında yerleşimler kurulmaya başlanmıştır. Bu birikmeyle beraber, değişik türde faaliyet sahaları oluşmaya başladığı görülmektedir. Orta çağda temel göçler bu şekilde karşımıza çıkmaktadır. Sanayi çağı göç hareketlerinin en çok görüldüğü biri çağ olmuştur. Bu çağın en önemli olayları arasında en başta Sanayi İhtilali gelir. Sanayi ihtilali, yazının icadından sonra dünyanın gerçekleştirdiği en büyük inkılaplardan biridir. Kol gücünden makine gücüne dönüşümün simgesi olan bu devrim tüm dünyanın çehresini değiştirmiştir. Endüstri ya da diğer adı ile Sanayi Devrimi, 19 yy. başlarında gerçekleşen üretim biçiminin el üretiminden makine sayesinde seri hale gelişini açıklamak amacıyla ortaya çıkan bir deyimdir. Devrimle sanayi yapılarını değiştiren topluluklar, statik bünyeli tarım topluluklarından, dinamik bünyeli sanayi topluluklarına dönüşmüştür. Endüstri devriminin sebebi genel olarak üretim araçlarının teknik olarak genişlemesi, ulaşım 13