Kayıp ve Yas Süreci. Doç. Dr. Perihan Güner Koç Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu. I. Palyatif Bakım Hemşireliği Kursu, 10-11 Şubat 2012, Ankara



Benzer belgeler
Kayıp, Ölüm ve Yas Süreci. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN

Dr. Genco USTA Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD

Kanserli Hasta Yönetiminde Danışman Hemşirenin Rolü

3. Zihinden atamadığınız tekrarlayan, hoşa gitmeyen düşünceler. 7. Herhangi bir kimsenin düşüncelerinizi kontrol edebileceği fikri

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Dr. Çağlayan Üçpınar Nisan 2005

Kayıp ve Yas. Doç. Dr. Ülgen H. OKYAYUZ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri ABD, Klinik Psikoloji Öğretim Üyesi (Emekli)

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları

İş Yerinde Ruh Sağlığı

ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ

Beraberliğimizin ne kadar süreceğini bilmediğimizin farkına vararak, birbirimizin değerini bilelim. - Joshua Loth Liebman

Yaşam Sonu Bakımda Kültürel Yetkinlik, Bakım Vericinin Desteklenmesi. Nesibe YEŞİLÇAM

AFET PSİKOLOJİSİ. GEA Acil Durum Yönetimi Eğitimleri

Doç. Dr. Fatih Öncü. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM

Sağlık Psikolojisi-Ders 8 Stres

Zorlu Yaşantılar Sonrası Stres Belirtileri (Travma Sonrası Stres Bozukluğu)

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK

Çocuklarınızın öfkelerini kontrol etmelerinde ve uygun yollarla ifade etmelerini sağlamakta aşağıdaki noktaları göz önünde bulundurabilirsiniz.

Anksiyete ve gerginlik veya endişe. Eminim bunu son zamanlarda hepimiz yaşıyoruz.

Histeri. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir.

MADDE BAĞIMLILIĞINDAN KORUNMA

Ruhsal Travma Değerlendirme Formu. APHB protokolü çerçevesinde Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) tarafından hazırlanmıştır

EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME. (Eye Movement Desensitization and Reprossesing)

ECZACI GÜZİN VELİTTİN BEKRİOĞLU MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ

ÇOCUĞUNUZUN RUH SAĞLIĞI Bu yazıyla ilgilenip okuduğunuza göre bir yetişkin olmalısınız. Çocuğunuza sevginizi göstermenin ya da ona yardımcı olacak en

KRONOLOJİK YAŞ NEDİR?

Hem. Dr. SONGÜL KAMIŞLI Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü Prevantif Onkoloji A.B.D. Psikososyal Onkoloji Birimi

Akıl hastalıkları sık görülmektedir. Her yıl yaklaşık her beş Danimarkalıdan biri şizofreni gibi bir akıl hastalığına yakalanmaktadır.

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.


Yaşlılarda İntihar Davranışı ve Müdahele İlkeleri. Prof. Dr. Çınar Yenilmez Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD

KANSER VE CİNSEL YAŞAM

Okul fobisi nasıl gelişir?

Demans ve Alzheimer Nedir?

ADLİ VAKA SÜRECİNDE HASTA ve AİLE İLE İLETİŞİM

Kanserli hasta ile iletişim. Kötü haber verme. Prof. Dr. Şeref Kömürcü.

Kayıp Travması. Sebepler, psikodinamikler ve travma terapisi. (c) Prof. Dr. Franz Ruppert

Ergenlerde Yas Terapisi. Prof.Dr.Bedriye Öncü Çetinkaya Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Ergen Ünitesi

KOD 1 DAVRANIŞ MR (48-72 AY) xxxxxxx DAVRANIŞ VE UYUM RAPORU. "Sorun, sorun olmadan çözümlenmelidir."

SOSYAL FOBİ. Sosyal fobide karşılaşılan belirtiler şu şekilde sıralanabilir.

Yrd. Doç. Dr. Ayda ÇELEBİOĞLU Proje Araştırmacısı

ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

PSK 271 Öfke Yönetimi ( Güz Dönemi) Yrd. Doç. Dr. Nilay PEKEL ULUDAĞLI. Öfke Yönetimi: Duyguları İfade Edebilmek ve Duygularla Başa Çıkmak

Bağımlılık kişinin kullandığı bir nesne veya yaptığı bir eylem üzerinde kontrolünü kaybetmesi ve onsuz bir yaşam sürememeye başlamasıdır.

UZ. DR. GÖNÜL ERDAL DAĞISTANLI

REHBERLİK SERVİSİ. Anne-Babalar Okula Hazır Mıyız?

DEPRESYON. Belirtiler

ÖZEL SEYMEN EĞİTİM KURUMLARI

Bu bozukluk madde kullanımına veya genel tıbbi durumdaki bir bozukluğa bağlı değildir.

UYUŞTURUCU ÖZGÜRLÜĞÜN SONU!

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

RUHSAL BOZUKLUKLARDA DAYANIKLILIK VE YATKINLIK DUYGU DIŞAVURUMU

Dr. A.Y. Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Jinekoloji Kliniği Uzman Hemşire Sakine Yılmaz

YÜREKTE KIRK MUM: BİREYSEL ve TOPLUMSAL YAS

HIV SÜRECİNDE DEPRESYON VE OLASI İLİNTİLİ DURUMLARI ELE ALMAK. Dr. M.Kemal Kuşcu. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri ABD

ONYOMANİ Onyomani; alışveriş bağımlılığı ya da takıntılı alışveriş davranışı olarak adlandırılabilen

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

BAŞETME GRUBU İLE SOSYAL DESTEK GRUBUNUN HEMŞİRELERİN TÜKENMİŞLİK DÜZEYİNE ETKİSİ

UZMAN KLİNİK PSİKOLOG KAHRAMAN GÜLER DEPRESYON

Bağımlılık-Bağımsızlık. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN

YAŞAM BOYU GELİŞİM Ergenlik-Yetişkinlik

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

ALZHEİMER HASTALIĞINA BAKIŞ. Uzm. Dr. Gülşah BÖLÜK NÖROLOJİ BİLECİK DH 2015

SCL-90- R. Yaş : Cinsiyeti : Açıklama : Tarih : Örnek : Tanımlama : ne ölçüde rahatsız olmaktasınız? 2 Orta derecede

BÖBREK HASTALIKLARINDA DUYGUSAL SAĞLIĞIN KORUNMASI. Yard. Doç. Dr. Satı BOZKURT

İNTİHAR DAVRANIŞI ÖNCESİ VE SONRASI ÖLÇME / DEĞERLENDİRME ÇG.

Onkoloji Hastası İle Çalışmak

Depresyonda Metakognisyon Çalışması (D-MCT) depresif evredeki hastaları hedefleyen bir grup çalışmasıdır.

OKUL KORKUSU VE BAŞ ETME YOLLARI. Banu SOYDABAŞ Şeker İlköğretim Okulu Psikolojik Danışman

DOĞUM TRAVMASI ve EBELİK YAKLAŞIMLARI

Aşık olduğumuz kişiyi neden unutamayız?

Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları

ADÖLESAN SAĞLIĞININ KORUNMASI VE GELİŞTİRİLMESİ. Prof. Dr. Ayfer TEZEL

Ayrıca sinirler arasındaki iletişimi sağlayan beyindeki bazı kimyasal maddelerin üretimi de azalır.

Daha fazla bilgi için: freeserve.co.

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite

AİLEYE KÖTÜ HABERİ NASIL VERMELİYİZ?

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

Psiko-Onkoloji Onkoloji Hastalarına Psikolojik Yaklaşım

Psikolojik Dizorderler

Afetler, genellikle ani, yıkıcı, zaman sınırlı ve tüm toplumu etkileyen olaylardır.

Özgüven Nedir? Özgüven Eksikliği Nedir?

PSİ PSİ362 Doç.Dr. Hacer HARLAK. UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999)

BAĞLANMA ve TERAPİ DE BAĞLANMA YRD.DOÇ.DR.ESRA PORGALI ZAYMAN İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ AD

KEMAL ATATÜRK OKULLARI. Psikolojik Danışma ve Rehberlik Bölümü

İntihar Girişimlerinde İlk Yardım: Yapılması ve Yapılmaması Gerekenler. Danışman: Halise DEVRİMCİ ÖZGÜVEN

TİCARET VE SANAYİ ODASI İLKOKULU SOSYAL BECERİ GELİŞTİRME GRUP ÇALIŞMAMIZ. REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ

Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125: Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL.

KANSER VE AİLE. Dr. Hayriye Elbi Ege üniversitesi Psikiyatri A. D. Konsültasyon Liyezon Bilim Dalı

Eğitim Öğretim Yılı şubat dönemi yarıyıl tatili Psikolojik Danışma Rehberlik ve Araştırma Şubesi BASIN bildirisi:

Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış

Klinik Psikoloji: Ruh Hali Rahatsızlıkları. Psikolojiye Giriş. Günümüz Kriterleri. Anormallik nedir?

Transkript:

Kayıp ve Yas Süreci Doç. Dr. Perihan Güner Koç Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu I. Palyatif Bakım Hemşireliği Kursu, 10-11 Şubat 2012, Ankara 1

İçerik Giriş Yas nedir? Yasa verilen ortak tepkiler nelerdir? Normal yas süreci Yastaki bireye yaklaşım Patolojik yas Sonuç 2

Giriş Kayıp, yaşam döngüsünün her evresinde yaşanır. bağımsızlık kaybı, ilişki kaybı, sağlık kaybı, iş kaybı, ekonomik kayıp, evcil hayvan kaybı, organ kaybı, sevilen birinin kaybı ve düşük yapma gibi insan hayatında çok fazla kayıp söz konusudur (1, 2, 3). 3

Giriş-devam Her ayrılık ve kaybın ardından bir yas süreci yaşanır. Yas, bireysel ve kendine özgü bir süreçtir. Ve bireyin tepkileri, sakin bir kabulden, ciddi kriz tepkisine kadar değişir (4). Yas, bireyde önemli yaşam değişimlerine neden olan zor, yorucu ve stresli bir süreçtir. Fakat, bir hastalık değildir. Yas, kayba karşı normal bir tepkidir. Yas sürecinde, doğru ya da yanlış tepkiler yoktur. Herkes için farklı bir deneyimdir ve bu nedenle, insanların yasa farklı tepkiler vermeleri çok doğaldır (5, 6, 2, 7). 4

Giriş-devam Yas sürecini; yastaki bireyin kişilik özellikleri, ölen kişi ile olan ilişkisi, baş etme tarzı, kültürel ve dini inancı, ruhsal hastalık öyküsü, destek sistemi, ekonomik durum ve ölümü algılama biçimi gibi faktörler etkilemektedir( 7, 10). 5

YAS NEDİR? 6

Yas Nedir? Akut ya da tamamlanmamış yas olarak da ifade edilen normal yas, herhangi bir kayıp ve ayrılığa ya da herhangi bir yaşamsal değişikliğe verilen, fiziksel, duygusal ve bilişsel tepkilerdir (11). Yas, kayıp yaşantısına verilen yeniden yapılanma tepkisi olarak da tanımlanmaktadır. Bu tepki ile birey, kaybedilen kişi ile olan ilişkisine yatırdığı enerjiyi kayıp dışındaki yaşama aktarır (12). Brown- Saltzman ın (2) ifade ettiğine göre, Freud (1961) ise yası, ölmüş kişiden bağlarını koparma, sonra yavaş yavaş bir başkasına yeniden bağlanma süreci olarak tanımlamıştır. 7

Yasa Verilen Tepkiler A. Yasla ilgili FİZİKSEL semptomlar B. Yasla ilgili BİLİŞSEL semptomlar C. Yasla ilgili DAVRANIŞSAL semptomlar D. Yasla ilgili DUYGUSAL semptomlar 8

A. Yasla ilgili fiziksel semptomlar: midede boşluk hissi, nefes alamama, boğulacakmış gibi olma, seslere aşırı duyarlılık, kendine yabancılaşma duygusu (Ör: Sokakta yürüyorum ve ben dahil hiçbir şey gerçekmiş gibi gelmiyor bana), tükenme, kaslarda zayıflık, iştah artması ya da azalması, enerjisizlik ve çabuk yorulma ve ağız kuruluğudur (13, 8, 11). 9

B. Yasla ilgili bilişsel semptomlar: 10

B. Yasla ilgili bilişsel semptomlar: İnanamama ve İnkar: Sevilen kişinin ölümünden hemen sonra, şok, uyuşukluk/hissizlik ve inanamama yaşanır. Bu doğru değil. Bir yanlışlık olmalı. Bu olanlara inanamıyorum. Buna inanmak istemiyorum. Bu durum, daha çok yakınının ölümünde orada bulunamadıklarından ya da sonrasında ölen yakınının bedenini göremediklerinden dolayı veda etme şansı olmayan insanlarda görülür. İlk başlangıçta inkar tepkisi, alınan haberle şoka girmeyi engelleyebilir (13, 8). 11

B. Yasla ilgili bilişsel semptomlar: Konfüzyon: Enerjinin çoğu yas ve yaşamdaki değişimlere uyum yapmaya harcandığı için, çok çabuk konfüzyon ya da dikkatte dağılma olabilir (8). Ölen kişinin yaşadığı duygusu: Yastaki kişi, ölen kişinin yaşadığını düşünebilir. Bu özellikle ölümden kısa bir süre sonrası için normal bir tepkidir (13). Halüsinasyon: Görsel ve işitsel olabilir ve sıklıkla kaybı takiben birkaç hafta içinde olur (13). Ölen kişiyi görme ya/ya da sesini duyma biçiminde olabilir. 12

C. Yasla ilgili davranışsal semptomlar: 13

C. Yasla ilgili davranışsal semptomlar: Uyku bozukluğu: Uyku bozukluğu, uykuya dalmada güçlük ve erken uyanma biçiminde olabilir. Uyku bozukluğu bazen, rüyadan korkma, yatakta yalnız olmaktan korkma, uyanamamaktan korkma gibi çeşitli korkular şeklinde sembolik ifade edilebilir (13). Uyku bozuklukları, bazen tıbbi girişim gerektirecek düzeyde olabilir. Eğer uyku bozukluğu devam ederse, depresyonun geliştiğini gösterebilir (8). 14

C. Yasla ilgili davranışsal semptomlar: Dalgınlık: Bir kişi bir yere araba ile gidip, araba ile gittiğini unutup, otobüsle geri dönecek kadar dalgın olabilir. Bu, önemli bir kaybın arkasından görülür ve sonunda kendiliğinden düzelir (13). Sosyal çekilme: Kısa sürelidir ve kendi kendine düzelir. Sosyal çekilme, aynı zamanda gazete okuma ya da televizyon izleme gibi dış dünyaya ilgi kaybını da içerebilir (13). 15

C. Yasla ilgili davranışsal semptomlar: Ölen kişiyi hatırlatan şeylerden kaçınma: Bazı insanlar, yas acısını başlatacak yerlerden ve şeylerden kaçınırlar. Bu kişiler, ölen kişinin öldüğü yerden, mezarlık ya da sevilen kişiyi hatırlatacak objelerden kaçınabilirler ya da ölen kişiyi hatırlatacak her şeyi yok edebilirler. Bu sadece kısa süreli bir çözümdür ve kişi yasını tamamlamaya başladığında, onları geri görmek isteyebilir. Ölen kişi ile ilgili her şeyi hemen yok etmek komplikasyonlu yas sürecine neden olabilir. Bu genellikle sağlıklı bir davranış değildir ve sıklıkla ölen kişi ile ambivalan bir ilişkinin göstergesidir(13). 16

C. Yasla ilgili davranışsal semptomlar: Ağlama: Ağlamanın potansiyel bir iyileşme değeri olduğu ifade edilmektedir. Stres, bedende kimyasal dengesizliğe neden olur ve bazı araştırmacılar, ağlamanın stres nedeniyle ortaya çıkan toksik maddeleri yok ettiğine ve yeniden dengenin kurulmasına yardım ettiğine inanmaktadırlar. Bu araştırmacılar, duygusal stresin neden olduğu gözyaşının, göz irritasyonu nedeniyle olan gözyaşından farklı olduğunu ileri sürmektedirler. Günümüzde gözyaşının duygusal stresi hafiflettiği kabul edilmekte, ancak hala bunun nasıl olduğu ise, açık değildir (13). 17

C. Yasla ilgili davranışsal semptomlar: Arama ve çağırma: Çağırma, bu arama davranışı ile ilişkilidir. Sıklıkla bazı kişiler sevdikleri kişileri isimleri ile çağırabilirler. Ör: Ayşe, Ayşe, Ayşe. Lütfen bana geri dön. Bu yüksek sesle olmaz, içsel olarak söylenir(13). 18

D. Yasla ilgili duygusal semptomlar: 19

D. Yasla ilgili duygusal semptomlar: Şaşkınlık ve Şok: Şok, sıklıkla ani ölüm vakalarında olur. Ölüm, beklenen ve terminal bir hastalıktan sonra olsa bile, alınan ölüm haberi, bu kişinin şoka girmesine neden olabilir (13). Üzüntü: Üzüntünün, ağlama davranışı ile birlikte olması gerekmez, fakat sıklıkla birlikte görülür (13). 20

D. Yasla ilgili duygusal semptomlar: Öfke: Bazı bireyler, sevdikleri kişinin ölümünden sonra, o kişi olmadan yaşayamayacaklarını düşünerek regrese olabilirler. Bu durum, öfkenin ortaya çıkmasına neden olur. Yastaki kişinin öfkesi, her zaman ölen kişiye yönelik olmaz. Bazen öfke, sağlık personeline, aile üyelerine, duyarsız bir arkadaşa ve sıklıkla Tanrıya duyulabilir. En sağlıksız tepkilerden biri ise, öfkeyi kendine yöneltmedir. Bu durumda, ciddi bir depresyon ortaya çıkabilir ve intihar görülebilir. Eğer öfke, tanınmazsa/kabul edilmezse komplikasyonlu yasa da neden olabilir (13, 8). 21

D. Yasla ilgili duygusal semptomlar: Kendini ve başkalarını suçlama: Suçluluk, ölen kişiye söylenemeyen ya da söylenenlerden dolayı duyulan pişmanlıklara ya da ilişkideki çözümlenmemiş çatışmalara bağlı olabilir. Suçluluk, ölüm sürecinde bir şeylerin ihmal edildiğinin düşünüldüğü durumlarda da ortaya çıkabilir (13, 8). Yalnızlık: Yalnızlık, özellikle eş kaybı ya da çok yakın ilişki içinde olunan bireyin kaybından sonra yaşanır. Çok yalnız olsalar bile, çoğu dul kalan kişiler, evlerinde kendilerini daha güvenli hissettikleri için genellikle dışarı çıkmak istemezler (13). 22

D. Yasla ilgili duygusal semptomlar: Anksiyete: Anksiyete, primer olarak iki nedenden dolayı ortaya çıkabilir. Birincisi, bireyin onsuz yaşayamayacağını düşünmesinden; İkincisi ise, ölümle ilgili kendi farkındalığının artmasına bağlı olabilir (13). Anksiyete çok yoğun ve sürekli olursa, komplikasyonlu yas reaksiyonu düşünülmelidir. Panik atak, nefes almada güçlük ya da rahatsız edici zorlayıcı düşünceler gibi ciddi semptomlar ortaya çıkarsa, bir ruh sağlığı profesyonelinden yardım almak uygun olabilir ( 8). 23

D. Yasla ilgili duygusal semptomlar: Rahatlama: İlk başta bu duyguyu hissetmek bireyi rahatsız edebilir. Eğer ölen kişi uzun süreden beri hasta ya da çok acı çekiyordu ise, öldükten sonra rahatlık duygusu hissedilebilir. Yine, ölen kişi ile uzun süreli kötü bir ilişkinin yaşandığı durumlarda da bu duygu hissedilebilir (13). Rahatlama duygusu, ölen kişinin daha az sevildiği anlamına gelmez. Bunun en basit anlamı, artık sevilen kişinin acı çekmemesine bağlı olarak hissedilen rahatlama duygusudur ( 8). 24

D. Yasla ilgili duygusal semptomlar: Umutsuzluk: Hayatı anlamlı ve keyifli kılan, kendisini iyi hissettiren insan, birdenbire yok olmuştur. Her şey anlamsız ve bomboş gelebilir. Yoğun umutsuzluk duygusu, depresyona yol açabilir ve bu ruh sağlığı profesyonelinden yardım almanın bir işareti olabilir (8). Depresyon: Yoğun yas, depresyona neden olacak beden kimyasının değişmesine neden olabilir. Yastaki bireylerin yaklaşık %20 inde majör depresyon gelişir. Depresyon öyküsü, alkol kullanma öyküsü, yetersiz destek sistemine sahip ve başka önemli stresörlere sahip olan kişilerin depresyona girme riski daha yüksektir. 25

Aşağıdaki belirtiler ortaya çıktığında: Değersizlik ve umutsuzluk duyguları, Ölüm ve intihar düşünceleri, Uzun süreli olarak günlük aktiviteleri yerine getirememe, Aşırı ve kontrolsüz ağlama, Belirgin psikomotor yavaşlama, Mide problemleri, aşırı iştah kaybı, ciddi baş ağrısı ve uyku alışkanlığında değişme gibi fiziksel semptomlar (5, 14, 15). Ruh sağlığı profesyoneline yönlendirilmelidir. 26

YAS SÜRECİ 27

Yas Süreci Yas süreci doğrusal değildir. Günümüzde kabul edilen görüş, yasın iyi ve kötü günleri ile kaotik ve dairesel bir süreç olduğudur (16) 28

Yas ne zaman başlar? Yasın başlama zamanı, ölümün ani, beklenmeyen ya da uzamış terminal hastalık nedeniyle olup-olmamasına bağlı olarak değişebilmektedir. Yasın, sevilen kişinin öleceğinin farkına varılması ile başlayabileceği çok fazla bilinmemektedir. Ölümün nasıl olduğu ya da ölen kişinin ne kadar sevildiği ile ilişkisiz olarak, her bireyin kayıptan sonra yas sürecine girme olasılığı yüksektir ( 8). 29

Yasın tamamlandığı anlaşılabilir mi? Bazı işaretler ( 8, 13, 5) : Kayıp gerçeği ile yüzleşebilme, Ölen kişinin yokluğunu kabullenebilme, ve bu gerçeğin acısıyla yaşayabilme, Ölen kişi olmaksızın yaşama yeniden uyum sağlama, Yeni duygusal bağlar kurabilme, Yeniden zevk ve keyif almaya başlama, Şuan ve geleceğe odaklanma, Başka kişilerle birlikte olma isteği duyma, Geçmiş mutlu anıları ve yerleri daha fazla düşünmeye başlama, Ölen kişinin yokluğuna daha az acı hissetmeye başlama, Ve kaybettikleri kişi ile ilgili düşünebilmeye başlamalarıdır. 30

Araştırmacılar: Brown- Saltzman ın ( 2) ifade ettiğine göre, Kübler-Ross (1969) yas sürecini inkar, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme olmak üzere beş aşamada tanımlamıştır. Bowlby (1973) yas sürecini uyuşukluk, kaybedilen kişiyi arama, umutsuzluk ve yeniden organize olma olmak üzere dört döneme ayırmıştır. Parkes (1987) alarm, arama, hafifleme, öfke ve suçluluk ve yeni bir kimlik kazanma olmak üzere beş aşamada tanımlamıştır. Rando (1993) ise, yas sürecini kaçınma, yüzleşme ve uyum olmak üzere üç aşamada tanımlamıştır. 31

Worden ın Yas Görevleri Modeli (13, 6): 1. Kaybın gerçekliğini kabul etme: Bu aşamada, yas sürecindeki birincil görev, kayıp yaşayan bireyin, kaybedilen kişinin öldüğü ve asla geri dönmeyeceği gerçeği ile yüzleşmesidir. Bu gerçekliğin kısmen de olsa kabul edilmesi, ölen kişi ile bu dünyada yeniden bir araya gelinemeyeceğine yönelik inancın oluşması açısından önemlidir. 32

Worden ın Yas Görevleri Modeli (13, 6): 2. Acı ve keder yaşamak: Yas sonucu oluşan acı, fiziksel ve duygusal bir acıdır. Bu acının yaşanması, sonrasında bir iç rahatlığın ortaya çıkması bakımından oldukça önemlidir. İkinci görevin tamamlanmasını güç kılan en önemli etkenlerden biri, birey ile toplum arasında var olan karşılıklı etkileşimdir. Bu durumda bireylerde, ölen kişinin idealize edilmesi, kaybedilen kişiyi hatırlatıcı şeylerden kaçınma, ölen kişiye yönelik sadece güzel şeyler düşünme, alkol ve uyuşturucu madde kullanımı gibi davranışlar gözlenebilir. Acılarını reddeden/kabul etmeyen kişilerin er ya da geç bir çözülmeye uğrayacakları ve bunun da genellikle bir depresyon biçiminde ortaya çıkacağı ifade edilmektedir. 33

Worden ın Yas Görevleri Modeli (13, 6): 3. Kaybedilen kişi olmaksızın yaşama uyum yapma: Kayıp yaşayan bireylerin, ölen kişiye ait anılarını kaybetmeden değişen dünyaya yeniden ayak uydurmaları bu sürecin temel görevini oluşturmaktadır. Bu süreçte birey, kayıp sonrası oluşan acı ile uğraşmak kadar, ekonomik yasal konular gibi birçok sorunla karşılaşmakta ve bu sorunlarla baş etmek zorunda kalmaktadır. Bu dönemde bireyler, aile, arkadaşlar, meslektaşlar gibi yakın çevreden ve avukat, mali müşavir gibi çeşitli uzmanlardan destek almaya ihtiyaç duyabilirler (17). Bu evre, yeni roller üstlenmeyi ve dünyadaki diğer insanlarla iletişim kurmayı içerir. Bu kişisel gelişim ve büyüme için fırsat, yas evrelerinin bu bölümünde çok açık bir şekilde görülür. 34

Worden ın Yas Görevleri Modeli (13, 6): 4. Duygusal enerjiyi geri toplamak ve yaşama devam etmek: Bu görev, diğer görevlerle karşılaştırıldığında yerine getirilmesi oldukça uzun zaman alan bir süreci kapsamaktadır. Bireyin kayba yönelik var olan duygusal enerjisini yaşamındaki diğer ilişkilere ve kişisel ilgi alanlarına yönlendirmesi bu süreçteki temel görev olarak nitelendirilmektedir. Bu görev, genel anlamda ve özellikle yas tutan bireyler tarafından yanlış anlaşılmakta ve ölen kişiyi unutmaya yönelik bir girişim olarak değerlendirilmektedir. 35

Worden ın Yas Görevleri Modeli (13, 6): 4. Duygusal enerjiyi geri toplamak ve yaşama devam etmek: Gerçek olan şu ki, yas tutan birey geleceğini yeniden kurmak için geçmişini yok saymak durumunda değildir. Bu evre ölen kişi ile son vedalaşma olarak tanımlanmaktadır. Worden (13), yas tutan bireyin acı çekmeksizin düşünebilmeyi başardığı anda yas sürecinin tamamlanmış olacağına dikkati çekmektedir. Tabii ki, bu kişinin kaybettiği yakını ile ilgili hiç üzüntü duymayacağı ya da arada sırada ani acı patlamaları yaşamayacağı anlamına gelmemektedir. 36

NORMAL YAS SÜRECİNDEKİ BİREYE YAKLAŞIM Üzüntünü dile getir, konuşulmayan yas kalbe düğümler atar, onu sertleştirir ve kırar Shakespeare 37

Normal yas sürecindeki bireye yaklaşım Yası normalleştirme: Birçok kişi kayıp sonrasında, yasın asla bitmeyeceğini ve verdikleri tepkilerin anormal olduğunu düşünür. Hemşireler, bu kişilere yasın ve yasa verilen tepkilerin normal olduğunu ve yas tutmanın doğru ya da tek bir yolun olmadığını anlatmaları önemlidir. Duygu ve düşünceleri ifade etmeyi destekleme: Aktif dinleme ve uygun beden dili kullanımı ile hemşireler, yastaki bireylerin duygu ve düşüncelerini ifade etmeleri için teşvik edebilirler. 38

Normal yas sürecindeki bireye yaklaşım Rahatlık sağlama: Hemşireler, genellikle hemen durumu düzeltmek ve acıları yok etmek isterler. Duygusal acıyı ortadan kaldırma çabaları, yas sürecini gizleyebilir. Aslında acı, yasın gerekli bir öğesidir. Bunun için açık uçlu sorular sorma, dikkatli dinleme, göz teması kurma ve gerektiğinde sessizliği kullanmak önemlidir. Bunlar, hastanın kendini ifade etmesini kolaylaştırabilir. Aynı deneyimi yaşayıp aynı tepkileri veren iki insan yoktur. Bu nedenle, kayıp yaşayan insanları birbirleri ile karşılaştırmak doğru değildir. 39

Normal yas sürecindeki bireye yaklaşım Rahatlık sağlama: ne hissettiğinizi biliyorum gibi ifadelerden kaçınmak gerekir. Bana nasıl/ne hissettiğinizi söyler misiniz? tarzında açık uçlu soru sormak daha uygun olur. Bazen dikkatli dinleme, göz teması ve sessizliği kullanmak gibi en basit girişimler, en etkili girişimler olabilmektedir. Eğer sessiz kalma ya da konuşup-konuşmama konusunda emin değilseniz, bireyin beden dilini gözleyerek ve nazikçe konuşmak ister misiniz ya da sessizce oturmayı mı tercih edersiniz? diye sorabilirsiniz. 40

Normal yas sürecindeki bireye yaklaşım Uyum için bireylere yardımcı olma: Yastaki bireyi, sevilen kişinin ölümünden sonrası hayat hakkında konuşmaya teşvik etmek, bu kişilerin kayba alışmalarını ve değişecek sosyal ve mali durumlarını önceden planlamalarını sağlar. Yas yaşayan bireyler, sıklıkla bu büyük soruları sorarlar: Bu neden oldu?, Tanrının bunda rolü ne? Yaşamın anlamı ne? Bunların basit cevapları yok. Hemşirenin aktif dinlemesi en yararlı yaklaşımdır. Bu sorulara yanıtları bireyler kendileri bulmalıdır. 41

Normal yas sürecindeki bireye yaklaşım Gelenekler ve törenler: Bunlar, sevilen kişinin ölümünü kabullenmeye yardım edebilir. Bu geleneklerden bazıları, cenaze hizmetleri, mezarı ziyaret etmek ve anma törenleridir. Bu konularda hemşire, bireylere rehberlik edebilir. Yas eğitimi vermek: Yasın çözülmesi, aylar hatta, yıllar alabilir. Bazı insanlar, bu süreci tamamlamayabilirler. Hemşirenin, yastaki bireylere, yas ve yasla ilgili semptomların, ölüm yıldönümleri, doğum günleri ve tatil gibi önemli günlerde daha yoğun olabileceği ya da açığa çıkabileceği gibi bu süreç hakkında bilgi vermesi önemlidir. 42

Normal yas sürecindeki bireye yaklaşım Destek kaynaklara yöneltme: Hemşirelerin yasın nasıl değerlendirileceğini, koruyucu müdahale ve destekleyici bakımı bilmeleri gerektiği kadar, gerektiğinde ilgili uzmanlara yönlendirmeleri de aynı derecede önemlidir. Birçok toplumda kolayca ulaşılabilen yas hizmetleri bulunur. Bunlar, kişisel ve grup psikolojik danışmanlığı ve eğitim olabilir. Komplikasyonlu yas sürecini anlama: Kişinin yas süreci komplikasyonlu ise, hemşirelerin bu bireyleri gerekli merkezlere yönlendirmeleri gerekir. Bu, ayaktan ya da yatarak tedavi veren psikiyatri servisleri ya da ruh sağlığı profesyonelleri olabilir. 43

KOMPLİKASYONLU YAS 44

Komplikasyonlu Yas Çoğu insan, herhangi bir profesyonel yardım almadan yaşadığı yasla baş edebilmektedir (15). Shear ve ark. (19) tarafından terör atağından 1.5 yıl sonra yapılan çalışmada, araştırma kapsamına alınan bireylerde % 23 oranında komplikasyonlu yasa rastlanmıştır. Bireyler, acı çekme sürecini normal bir şekilde tamamlayamadıkları zaman, komplikasyonlu durum ortaya çıkar. Bu durum, anormal, atipik, çözümlenmemiş, disfonksiyonel, sağlıksız, kronik, gecikmiş, abartılmış, maskelenmiş ya da patolojik yas olarak da isimlendirilmektedir ve ruh sağlığı uzmanından yardım alınmasını gerektiren bir durumdur (15,7). 45

Komplikasyonlu Yas Komplikasyonlu yas, kaybın ardından en az altı ay geçmesine rağmen kayıp yaşayan bireyin kişisel, sosyal ve mesleki yaşam alanlarındaki işlevselliğinin giderek bozulması sonucu oluşan bir sorun olarak nitelendirilebilir (20). Komplikasyonlu yas sürecinde, bireylerin yas tepkileri uzun süredir devam etmekte ve kayıp sonrası oluşan acı derinleşerek artmaktadır (21). Komplikasyonlu yasın diğer bir tanımı ise, bireyin verdiği tepkilerin kendine zarar vermeye başladığı, uygun olmayan ve uzun dönemli yastır (18). 46

Komplikasyonlu yasın gelişmesine katkıda bulunan faktörler: Ani ölüm, intiharla ölüm ya da cinayetle ölüm, uzamış hastalık nedeniyle ve acı çekerek ölüm ve çocuk ölümü gibi ölüm biçimleri, Ölen kişi ile geride kalan kişi arasında sorunlu, ambivalan ya da bağımlı ilişki olması, Yeterli destek alamama, Çoklu kayıplar, Depresyon ya da ruhsal rahatsızlık öyküsü ya da mevcut ruhsal rahatsızlık durumu, Alkol ve madde kullanma öyküsü, Daha önceki ayrılık ve kayıplara zor uyum yapma gibi nedenler komplikasyonlu yas riskini artırır (2, 22, 7,18). 47

Komplikasyonlu Yas Komplikasyonlu yas, fiziksel ve ruhsal olarak yıkıcı etkiye sahiptir ve birey ölmeden önce de aile bireylerinde ortaya çıkabilir (23). Tomarken ve ark.(3) tarafından terminal dönem hastası olan aileler üzerinde yapılan çalışmada: algılanan sosyal destek düzeyi, depresyon öyküsü, depresyonun varlığı, gelir düzeyi, tanı konduğu zamandaki gelir düzeyi, kötümser düşünme, stresli yaşam olaylarının şiddeti ile ölüm öncesi komplikasyonlu yas gelişmesi arasında ilişki olduğu saptanmıştır. 48

Komplikasyonlu yas semptomları (18, 5, 2): sevilen kişinin ölümüne inanamama, ölümü kabul edememe, sürekli geriye dönüşler (flashback), kabuslar ve rahatsız edici anılar, ölen kişinin sürekli izlediği ya da var olduğu düşüncesi, ölen kişi ile hayali ilişkiyi sürdürme, sürekli ölen kişiyi arama ve özlem duyma, bütün sosyal ilişkileri kesme, kendini işe verme, intihar düşünceleri, saldırganlık, ve alkol/madde kullanımıdır. 49

Worden (13) a göre komplikasyonlu yasın semptomları ise; Ölen kişi ile ilgili yoğun acı hissedilmeksizin konuşamama, Küçük bir olayın şiddetli keder durumunu tetiklemesi, Ölen kişinin eşyalarını ortadan kaldırmayı istememe, Ölen bireyin semptomlarını hissetme (Ör: Yakını kanserden öldü ise, kanser belirtilerini hissetme) Aile ve arkadaşlardan uzaklaşma ve yaşam tarzında ciddi değişiklikler yapma, Ölen bireyin bazı özelliklerini bilinçsiz bir şekilde taklit etme eğilimi, Kendine zarar verici davranışlar gösterme( madde kullanımı, aşırı hız yapma gibi), Ölüm ve hastalık konularında fobi geliştirme, Ölen kişiyi hatırlatan her şeyden uzak durma, Aşırı suçluluk ve depresyon ya da öföridir. 50

SONUÇ 51

Sonuç; Yas süreci, bir kayıp sonrası yas yaşayan bireyler kadar sağlık personeli tarafından da sıkça yanlış anlaşılmakta ve değerlendirme sürecinde ihmal edilmektedir (6). Aslında sağlık personeli de bu durumdan rahatsız olup, yas dönemindeki bireye nasıl yaklaşmaları gerektiğini bilemedikleri için kendilerini çaresiz ve rahatsız hissedebilmektedirler. Diğer yandan, yastaki bireye bakım verme, hemşirelerin zorunlu rolleri arasında ifade edilmektedir. ve hemşirelerden, yastaki bireyle çalışırken normal ve komplikasyonlu yas sürecini anlamaları ve olası müdahalelerde bulunmaları ve gerektiğinde ilgili uzmana sevk etmeleri beklenmektedir (2). Bu durum, öncelikli olarak hemşirelerin bu konudaki bilgi eksikliğini tamamlamaları gerektiğini ortaya koymaktadır. 52

Son söz: Ölüm bizi korkutamaz. Çünkü yaşadığımız sürece ölüm yoktur. Ölüm geldiğinde ise, artık biz yokuz. Epikurus 53