ÇOCUK ADALET SİSTEMİNDE SOSYAL ÇALIŞMANIN ROLÜ

Benzer belgeler
Sivil Yaşam Derneği. 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi

Türkiye deki Olası Emisyon Ticareti için Yol Haritası

Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Mücadeleye İlİşkİn. Sözleşmesi. İstanbul. Sözleşmesİ. Korkudan uzak Şİddetten uzak

İLTİCA HAKKI NEDİR? 13 Ağustos 1993 tarihli Fransız Ana yasa mahkemesinin kararı uyarınca iltica hakkinin anayasal değeri su şekilde açıklanmıştır:

UZMAN ÇOCUK GÜVENLİĞİ TAVSİYE VE DESTEK

İÇİNDEKİLER. Bölümler ve Bölüm Yazarları Ön Söz Teşekkür İçindekiler Editörlerin Öz Geçmişleri Yazarların Öz Geçmişleri I. BÖLÜM ADLİ SOSYAL HİZMET 1

Bosna Kurbanlarına Yardım - Bosna ve Kosova dan Gelen Mültecilere Destek

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ

TÜRKİYE'DE MAHKEME YÖNETİM SİSTEMİNİN DESTEKLENMESİ PROJESİ

Adli Yardım Temsilini Geliştirmek: Küresel Standartların Uygulanması

Adli Psikoloji ve Denetimli Serbestlik Denetimli Serbestlik Psikologlar

Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Kongresi Eylül 2009 Ankara

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V ÖZET...VII ABSTRACT...VIII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR LİSTESİ...XV GİRİŞ...1

Birleşmiş Milletler Kadın Mahpuslar için. Bangkok Yasaları El Rehberi

KORUMA KURULLARI. Kanuni Dayanak: 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu

Hürriyet Mah. Taşocağı Cad. No: 72/3 Kağıthane İstanbul GSM:

T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI Trabzon Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi PINAR ÖŞME PSİKOLOG

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı HATA BİLDİRİM FORMU (Usulsüzlük, Yolsuzluk, Etik Kural İhlali)

HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE

ULUSLARARASI HUKUK VE DIŞ İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

2 Kasım Sayın Bakan,

Macaristan Savcılığı İşbirliği ile Avrupa Konseyi Tarafından Düzenlenen AVRUPA SAVCILARI KONFERANSI 6.OTURUMU

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

UNESCO MİLLÎ KOMİSYONLAR TÜZÜĞÜ

FASIL 23 YARGI VE TEMEL HAKLAR

KOVUŞTURMA ve SONRASI Tanık, polise veya savcıya ifade vermek zorunda mıdır?

Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED), projelerin çevre ve sağlık üzerindeki etkilerinin belirlenmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasını sağlayan ve

T.C. ADALET BAKANLIĞI Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü TOPLANTI RAPORU

2:Ceza muhakemesinin amacı nedir? =SUÇUN İŞLENİP İŞLENMEDİĞİ KONUSUNDAKİ MADDİ GERÇEĞE ULAŞMAK

NAZİLLİ DEVLET HASTANESİ RİSK ANALİZİ PROSEDÜRÜ

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

T U T U K L A M A v e T U T U K L A M A S Ü R E L E R İ

Türk Rekabet Hukukunda Tekerrür

Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler, Beyefendiler,

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE

ÖNSÖZ 3 EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YAZISI 5 İÇİNDEKİLER 7-12 KANUNLAR VE KAYNAKLAR BİRİNCİ BÖLÜM Genel Bilgiler Dersin adı ve konusu 17

Türkiye de Çocukların Terör Suçluluğu. Dr. Yusuf Solmaz BALO

Logo Yazılım San. Ve Tic. A.Ş.

HAZİRAN 2013 MEVZUAT BÜLTENİ. Çevre & İş Güvenliği

İstanbul Kent Güvenliği Projesi Seminerleri- II, III, IV

TASLAK TÜZÜK ÇEVRE DENETİMİ

İZLEME DEĞERLENDİRME BİRİMİ SIKÇA SORULAN SORULAR. Başvuru sahibi kimdir? Proje nedir?

Sivil Toplum Afet Platformu (SİTAP) Çalışma Usulleri Belgesi

(1) ATRG L 268, , s. 1.

SUÇ İŞLEMEDEN YAŞAM. BİZ YARDIM EDİYORUZ. SUÇLU MAĞDUR EŞİTLEMESİ

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE İÇİN KADIN KONUKEVLERİ PROJESİ 7 MAYIS 2014-ANKARA. Saygıdeğer Misafirler, Değerli Basın Mensupları

YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE SON 10 YILDA YAŞANAN GELİŞMELER BAŞBAKANLIK TEFTİŞ KURULU 2010

FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI KORUMA DERNEĞİ ÇALIŞMA GRUPLARI VE KOMİTELER YÖNETMELİĞİ

Sayın Bakan, Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel. Kurumu Genel Müdürü, Danışma Kurulu Üyeleri, Kurumların Saygıdeğer

Milletlerarası Ceza Hukuku (Özgenç)

Çocuğa özgüadlialanı ifade eden çocuk adalet sisteminin temel fikir ve amacı; adaletmekanizması ile bir şekilde karşı karşıya gelen çocukların, özel

İTİRAZ USULLERİ. BMMYK Kasım 2014


Her türlü alıkonulma yerinin düzenli ziyaretler yolu ile denetlenerek kişilerin işkence ve kötü muameleye karşı etkin biçimde korunması amacını

Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesinin Uygulanması

KORUMA/ÖNLEME. Risk Altında ve Korunması Gereken Çocukların Madde Bağımlılığından Korunması. Prof.Dr.Recep AKDUR

MİLLİ EĞİTİMDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN ÖNEMİ. Rafet ARIKAN, Yasin Dursun SARI Atılım Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, İncek, Ankara

AİLE İÇİ ŞİDDET KONUSUNDA YARGIDA GÖREV ALAN PSİKOLOG, SOSYAL HİZMET UZMANI VE PEDAGOGLARIN 6284 SAYILI YASA DOĞRULTUSUNDA GÖREVLERİ VE

Sayı: Ankara, 24 /03/2014 ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA

Muratcan GÖKDEMİR İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİ NDE SORUŞTURMA USULÜ

Amaç MADDE 1 Kapsam MADDE 2

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE ROMANYA ARASINDA HUKUKÎ KONULARDA ADLİ YARDIMLAŞMA ANLAŞMASI

İBN HALDUN ÜNİVERSİTESİ Lisansüstü Burs Yönergesi. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Tanımlar

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GENEL KURUL. Çeviren: Dr. Ahmet ULUTAŞ* 8 Ekim 2013 A/HRC/RES/24/12 Dağıtım: Genel İNSAN HAKLARI KONSEYİ 1

AVRUPA KONSEYİ BAKANLAR KOMİTESİ NİN 2014/4 SAYILI ELEKTRONİK İZLEME İLE İLGİLİ TAVSİYE KARARI

İL UYUŞTURUCU KOORDİNASYON KURULLARI VE İL UYUŞTURUCU EYLEM PLANLARI

İÇİNDEKİLER Kanun No Sayfa

1.GRUP TARAFINDAN TESPİT EDİLEN SORUN VE SORULAR

EIPA LÜKSEMBURG İLE İŞBİRLİĞİ KAPSAMINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN FAALİYETLER

Doç. Dr. Ahmet M. GÜNEŞ Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi. Avrupa Birliği Hukukuna Giriş

HASSAS GÖREV. Mürüvet ÇETİNER. Mali Hizmetler Uzmanı. 02 Temmuz 2015

Av. Ülkercan Özbey İlhan Ankara Barosu CMK ve Gelincik Merkezi Üyesi

25-26 HAZİRAN 2013/ANKARA KADINLARIN EV İÇİ ŞİDDETTEN KORUNMASI MATRA PROJESİ ÇALIŞTAYI ÇALIŞMA GRUBU SONUÇLARI

T.C. BAŞBAKANLIK SOSYAL HİZMETLER VE ÇOCUK ESİRGEME KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SAYI : B.O2.1.SÇE.O M /26

MÜKERRİR HÜKÜMLÜLERİN İNFAZINDA MÜDDETNAME HESAPLAMALARI:

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI KASTAMONU FEN LİSESİ EĞİTİM ORTAMLARINDA UYUŞTURUCU KULLANMI VE BAĞIMLILIK İLE MÜCADELE OKUL EYLEM PLANI

KAMU MALİ YÖNETİMİNDE SAYDAMLIK VE HESAP VEREBİLİRLİĞİN SAĞLANMASINDAKİ GÜÇLÜKLER VE SAYIŞTAYLARIN ROLÜ: EUROSAI-ASOSAI BİRİNCİ ORTAK KONFERANSI

Dünya Bankası Finansal Yönetim Uygulamalarında Stratejik Yönelimler ve Son Gelişmeler

Birleşmiş Milletler Avukatların Rolüne İlişkin Temel İlkeler Bildirgesi (Havana Kuralları)

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE

PSİKİYATRİ ÇALIŞANLARINA YÖNELİK ŞİDDET. (Hekime Yönelik Şiddet Görev Grubu) Ön Raporu

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

HAPİS DIŞI ÖNLEMLERLE İLGİLİ BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ASGARİ STANDART KURALLARI (TOKYO KURALLARI)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. GEÇGEL ve ÇELİK/TÜRKİYE (Başvuru no. 8747/02 ve 34509/03) KARAR STRAZBURG.

ÜLKEMİZDE KADIN SAĞLIĞI KADINLA İLGİLİ YAPILAN ULUSLAR ARASI TOPLANTILAR

Savcıların Mesleki Sorumluluk Standartları ile Temel Görev ve Hakları Beyannamesi*

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

SUNU PLANI SAYILI İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ KANUNU HAKKINDA GENEL BİLGİLENDİRME 2- ÇALIŞAN TEMSİLCİSİ GÖREV YETKİ VE SORUMLULUKLARI

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR

2.BÖLÜM: Türkiye deki UES ye Odaklanılması: mevcut durum ve önerilen yönetim seçeneği. Alessandra Barreca, KİLİT HUKUK UZMANI

Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi - Komisyon Bașkanı

YILI FAALİYET RAPORU

Futbol Müsabakalarında ve Diğer Spor Etkinliklerinde Entegre Emniyet, Güvenlik ve Hizmet Yaklaşımına Dair Sözleşme

Avrupa da Yenidoğan Sağlığı Için Eylem Çağrısı

ÇOCUKLAR VE ÇOCUK ADALET SĐSTEMĐ: ĐYĐLEŞTĐRMEYE YÖNELĐK ÖNERĐLER. Thomas Hammerberg, Avrupa Konseyi Đnsan Hakları Komiserliği

Transkript:

ÇOCUK ADALET SİSTEMİNDE SOSYAL ÇALIŞMANIN ROLÜ

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu, 2013 Bu çalışma, UNICEF Orta ve Doğu Avrupa ile BDT Bölge Temsilciğinin talebi üzerine Nigel Cantwell tarafından hazırlanmıştır. UNICEF Türkiye Ofisi tarafından Türkçe ye çevrilmiştir. Ön kapak fotoğrafı: UNICEF/NYHQ2004-1109/Pirozzi

ÇOCUK ADALET SİSTEMİNDE SOSYAL ÇALIŞMANIN ROLÜ Kanunla ihtilafa yol açan pek çok sorunun kökeninde toplumsal nedenler yatmaktadır. Yoksulluk, madde kullanımı ve anne babanın ayrılması gibi zor durumlarla karşılaşmış çocukların okuldan atılma, işsiz kalma ve riskli davranışlarda bulunma (uyuşturucu kullanımı veya fuhuş gibi) ihtimali genelde daha yüksektir. Çocuk adalet sistemlerinin görevi, emniyet güçleriyle ilk kez karşı karşıya gelmiş çocukların tekrar suç işlemesini önlemektir. Çocuk Hakları Sözleşmesi nin 40. Maddesinde belirtildiği gibi yasaları ihlal eden her çocuğun yeniden topluma kazandırılmasının ve toplumda yapıcı rol üstlenmesinin arzu edilir olduğu hususlar göz önünde bulundurularak muamele görme hakkı bulunmaktadır. Adli müdahalelerin başarılı olabilmesi için bu süreçte çocuk ve ailesinin ihtiyaçlarına uygun bir şekilde desteklenmesi gerekir. Çocuğun hapis cezası alması durumunda, tahliye sonrasındaki dönem de bu destek sürecine dâhildir. Adalet sistemlerinin bu görevi tek başına yürütemeyeceği veya buna mecbur olmadığı açıktır. Dolayısıyla, adalet sistemlerinin sosyal çalışma sektörüyle birlikte çalışması şarttır. Bu konuda bir işbirliği sağlanmadığı sürece sadece adli müdahaleler ile çocukta kalıcı bir davranış, durum ve çevre değişikliği yaratmak güçtür. Sosyal çalışma ve adalet sistemi pek çok açıdan farklılıkları bulunan ve belli bakanlıklara bağlı olan iki ayrı alandır. Bununla birlikte, çocuk haklarının uygulanması konusunda birlikte hareket etmeleri ve ortak çalışmaları için birçok yol ve olanak bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı, genel olarak çocuk adalet sistemi çerçevesinde çalışan sosyal çalışmacıların temel görevlerini ve faaliyet alanlarını saptamaktır. Bu doğrultuda önce Orta ve Doğu Avrupa/Bağımsız Devletler Topluğu bölgesinde yürütülen sosyal çalışma tecrübeleri gözden geçirilecektir. Böylece bu temel çerçeveden yola çıkılarak sosyal çalışmanın adalet sistemi ile birlikte çalışma olanakları ortaya konacaktır. Çalışmanın devamında sosyal çalışmanın çeşitli boyutları irdelenecektir. Bu incelemeler yapılırken Uluslararası meslek kuruluşu - Uluslararası Sosyal Çalışmacılar Federasyonu (IFSW) - tarafından belirlenen kapsamlı görev tanımlamalarından yola çıkılacaktır. Sosyal çalışma ve adalet sisteminin, kanunla ihtilafa düşmüş çocuklara yönelik müdahaleleri en uygun hâle getirmek için birlikte nasıl çalışabileceklerini ele alan bu iki bölümde konuya ilişkin çözümlemeler yapılabilmesi için bir zemin hazırlanacaktır.

Orta ve Doğu Avrupa/BDT de sosyal çalışmanın mevcut durumuna ilişkin temel bilgiler Orta ve Doğu Avrupa/BDT bölgesinde sosyal çalışma mesleğinin çeşitli olaylarla dolu bir tarihçesi vardır. 20. yüzyıl boyunca bu meslek, bölgedeki sadece birkaç ülkede resmî olarak kabul görmüştür. Bu ülkeler arasında Yugoslavya Federal Cumhuriyeti ve Polonya da bulunmaktadır. Buna karşın sosyal çalışmaya geçiş öncesinde, çoğu ülkedeki yetkililer, sosyal çalışmayı kapitalist rejimlerin doğal sonucu olarak oluşan sorunların çözümüne yönelik bir hayırseverlik yaklaşımı olarak görmüşlerdir. Dolayısıyla, sosyal çalışmanın komünist bir toplumda gereksiz ya da kabul edilemez olduğunu düşünmüşlerdir. Bu nedenle Sovyetler Birliği nde 1930 larda bu meslek yasaklanmıştır. Bunun sonucunda eski Sovyet cumhuriyetlerinde akademik ya da mesleki bir uzmanlık dalı olarak sosyal çalışmanın uzun bir geçmişi yoktur 1. Çok sayıda Doğu ve Orta Avrupa ülkesinde de (Çekoslovakya, Macaristan ve Romanya vb.) İkinci Dünya Savaşı ndan sonra komünist rejimlerin kurulmasının ardından az çok benzer bir yol izlenmiştir 2 İlginçtir ki bölgede sosyal çalışmacılığı yeniden canlandırma çalışmalarına farklı farklı tarihlerde başlanmıştır. Macaristan da eğitim alanındaki sosyal çalışma 1986 yılında başlanmıştır 3. Rusya Federasyonu nda ise Sovyetler Birliği dağılmadan aylar önce, 1991 yılında bu meslek eski statüsüne kavuşturulmuştur. Bununla birlikte üniversitelerde sosyal çalışma eğitimi verilmesine ve başka değişim işaretleri bulunmasına rağmen sosyal çalışmacılığın statüsünün hâlâ belirsiz ve zayıf olduğu kaydedilmektedir 4. Romanya da sosyal çalışma dersleri, komünist rejimin çökmesinden hemen sonra 1990 Haziranı nda yeniden başlatılmıştır. Bu konuda dört yıllık eğitim verilmeye ise 1992 yılında başlanmıştır. Ülkede yeni kuşak sosyal çalışmacılar, ilk kez 1994 yılında uzmanlıklarını almıştır. Öte yandan Arnavutluk ta ise ilk parti sosyal çalışmacıları ancak 2000 yılında eğitimlerini tamamlamıştır. Diğer yerlerde ise bu mesleğin tekrar kabul görmeye başlaması bile daha uzun bir süre almıştır. Bundan dolayı, Gürcistan da çok sayıda sağlık çalışanı, öğretmen ve psikolog aslında sosyal çalışma yürütse de resmî olarak bu unvanı taşımamaktadır. Sosyal çalışmacılık, 2003 yılında bağımsız bir meslek olarak kabul edilmekle birlikte [2004 e kadar] Gürcistan da sosyal çalışma meslek odası ya da standart kurallar yoktur, sahada çalışma olanağı ise çok azdır 5. 1 Zoe Brogden, Creating a Space for Social Work in Post-Communist Society, Open Society Foundations Blog. 28 Ekim 2010, <http://w w w.opensociety foundations.org/voices/creating-space-social-work- post-communist-society>, erişim tarihi 15 Nisan 2013. 2 Darja Zavirsek, University Ljubljana, Slovenia, The development of the international Social Work. Networks and their impact, <http://w w w.fhnw.ch/socialwork /international/module-histor y-of-social-work / abstracts/darjazavirsek >, erişim tarihi 15 N is a n 2013. 3 Maria Herczog, cited in Tobis, D., Moving from Residential Institutions to Community-Based Social Services in Central and Eastern Europe and the Former Soviet Union, Dünya Bankası, Washington, DC, 2000, s. 13. 4 Tr ygged, S., ve Eriksson, B., Implementing Swedish Models of Social Work in a Russian Context, in Social Work and Society International Online Journal, Vol. 7, No. 2, 2009. <http://w w w.socwork.net /sws/ ar ticle/view/ 78/337>, erişim tarihi 15 Nisan 2013. 5 Zoe Brogden, a.g.e.

Bu mesleğin yasaklandığı yerlerde, sosyal çalışmanın belirli görevlerinin çoğu, kolluktaki çocuk adalet memurları veya okullardaki eğitim çalışanları gibi diğer uzmanlara devredilmişti. Dolayısıyla, örneğin, kayıt (registration) gibi önleyici tedbirlere ilişkin görevler, donanımlı sosyal çalışmacılar yerine (bu konuda özel eğitim almış ya da almamış) polis memurlarına verilmişti. Öte taraftan, yine bazı yerlerde sosyal çalışma terimi kullanılmışsa da bu terime, mesleğin genel kabul gören geniş tanımıyla tam anlamıyla uyuşmayan, daha dar ve kısıtlayıcı bir takım hizmetlere genel bir referans vermek için başvurulduğu da görülmüştür. Örneğin, bazı vakalarda, zor durumdaki bireylere ve ailelere sosyal güvenlik ödemesi yapılması ve maddi yardım sağlanmasına karar verilmesi gibi idarî görevler için sosyal çalışma terimi kullanılmıştır. Başka yerlerde, sosyal çalışma temel olarak (bedensel) sağlık alanı ile ilişkilendirilmiş ve tıbbi sosyal bakım modeli olarak adlandırılmıştır. Kuşkusuz, bu algılar konusunda, genel olarak kayda değer bir gelişme sağlanmıştır; bununla birlikte geçmişten miras kalan bazı unsurlar sosyal çalışmacıların potansiyel ve fiili rollerine ilişkin algıyı etkilemeyi sürdürmektedir. Sosyal çalışmanın kapsamı Bölgede sosyal çalışmaya ilişkin deneyimlerin ve yaklaşımların çeşitliliğinden dolayı, adalet sistemi çerçevesinde sosyal çalışmanın rolüne bakmadan önce mesleğin uluslararası olarak kabul görmüş kapsamını, müdahale ve faaliyet türlerini incelemek gerekir. Sosyal çalışmanın kapsamı, sosyal çalışmacılığın ne olduğu ve neyi başarmaya çalıştığına dair yaygın kanaatin öngördüğünden çok daha geniştir. Bu konudaki başlıca meslek kuruluşu, Uluslararası Sosyal Çalışmacılar Federasyonu, üç ana faaliyet alanı belirlemiştir 6. Bu alanların ayırt edici özellikleri aşağıdaki gibidir: Toplumsal değişimin teşvik edilmesi: Yardım arayan ya da destek talep eden birey ve grupların karşılaştıkları sorunların önlenebilir nedenlerine ve bu konudaki ihtiyaçlara ilişkin bulgular temelinde gerçekleştirilen çalışmalar; İnsan ilişkilerinde karşılaşılan sorunların çözümü: Kişiler arasında, aile içinde veya genel olarak toplulukta karşılaşılan sorunların ya da yetkililer ve yetkili kuruluşlarla yaşanan sorunların çözümü; İnsanların iyi olma hâllerini kendi kendilerine sağlayabilecek şekilde güçlendirilmesi: İnsanların dışarıdan gelen yardıma bağımlı kılınmaması ve hâlihazırdaki savunmasızlıklarının sürdürülmemesi. Federasyon; bu mesleğin bireysel, kurumsal, sosyal ve kültürel düzeylerde değişiklikler yaratılmasını kolaylaştırmak için çeşitli kuramlara (insani gelişme, 6 Tanım: U l u s l a r a r a s ı S o s y a l Ç a l ı ş m a c ı l a r F e d e r a s y o n u, 2004.

sosyal kuram ve toplumsal sistemler vb.) başvurduğunu vurgulamaktadır. Ayrıca sosyal çalışmanın, temel insan hakları ve sosyal adalet prensipleri üzerine kurulu olduğunun da altını çizmektedir. (2014 yılında sosyal çalışmanın küresel tanımı IFSW tarafından revize edilmiş, problem çözme yerine sosyal uyum kavramı tercih edilmiş, mesleğin temelindeki prensiplere kollektif sorumluluk ve farklılıklara saygı da eklenmiş ve sosyal çalışmanın, kendi kuramları yanında başka kuram ve bilgilerden de yararlanarak insanlarla ve yapılarla uğraştığı vurgulanmıştır ç.n.). Sosyal çalışmanın bu geniş müdahale kapsamı, bu müdahaleleri yönlendiren temel prensip ve yaklaşımlarla birlikte düşünüldüğünde, sosyal çalışmacılığın çocuk adalet sistemini hem doğrudan hem de dolaylı olarak olumlu etkileyebileceği açıktır. Bu konuda, yukarıdaki önlem çerçevesinin üç düzeyine sınırlı bir şekilde tekabül eden üç temel yol bulunmaktadır 7 : (1) Çocuk adalet sistemine paralel, fakat ondan bağımsız olarak yürütülen çalışmalar: Bu, sosyal çalışmanın hem birincil hem de ikincil düzeydeki önleyici görevlerine işaret etmektedir. Birincil düzeyde, sosyal çalışma, bireysel başvurulara açık olmalı ve güçlük yaşayan herhangi bir birey ya da ailenin sorunlarına uygun bir biçimde müdahale edebilmelidir. Buna ek olarak, ikincil düzeyde, sosyal çalışmacılar çocukların risk altında bulundukları aileleri tespit ederek duruma müdahale edilmesine yardımcı olabilir; aile içi şiddet, ihmal ve suç işleme gibi mevcut sorunlar ı kökünden çözmeleri için ailelere mümkün olduğunca destek sağlayabilir. (2) Adalet sistemiyle birlikte çalışma: İkincil önleme kapsamına sosyal çalışmanın alanına çocuk veya ailenin adalet sistemiyle karşı karşıya kaldığı durumlar da girmektedir. Dolayısıyla, sosyal çalışmacılar, polis asgari ceza sorumluluğu yaşının altında bir çocuğu yakaladığında ya da sorguladığında durumla yakından ilgilenmeli ya da çocuk bir suç işlemediyse ancak tehdit altında olduğu (evsiz, refakatsiz mülteci vb.) açıksa duruma müdahil olmalıdır. Sosyal çalışmacılar, ebeveyni tutuklanan ve hapse atılan çocukların durumunu da kontrol ederek iyi olma hâllerini garanti altına almalıdır. (3) Adalet sistemi bünyesinde çalışma: Adalet sistemi bünyesindeki çeşitli görevlerin sorumluluğu, sosyal çalışmacılara verilebilir. Sosyal çalışmacılar, gözaltına alma ve tutuklamadan, tahliye ve tahliye sonrasında çocuğu izlemeye kadar farklı aşamalarda görev alabilirler. Daha da önemlisi, sosyal çalışmacıları ilgili politika, yasa ve programları hazırlama sürecine katılmaya davet etmekte fayda vardır. Böylece sosyal çalışmacılar, yukarıdaki üç düzeyde de faaliyet gösterip vakaları yönetirken tespit ettikleri ihtiyaçlar ve sorunlardan yola çıkarak bu süreçlere katkıda bulunabilirler. Bu kapsamda, sosyal güvenlik eşiklerinin düzenlenmesinden kimi davranışların suç olmaktan çıkarılmasına kadar çeşitli devlet girişimlerinin bulgularla desteklenmesi de mümkün olabilecektir. 7 Birincil önleme, kanuni ihtilafların temel nedenlerini ortadan kaldırmaya ve bütün çocuklar için koruyucu bir çevre yaratmaya yönelik stratejiler toplamına işaret etmektedir. İkincil önleme stratejileri, kanunla ihtilafa düşme riski yüksek çocukları hedef alır ve bu çocukların gelecekte suç işlemelerini önlemeyi amaçlar. Üçüncül önleme ile ise hâlihazırda suç işlemiş çocukların tekrar suç işlemesinin engellenmesi hedeflenmektedir.

Kuşkusuz, sosyal çalışmanın ana gündem maddesi birincil önlemedir ve bu alanın çocuk suçluluğunun azaltılması gibi birçok alanda olumlu etkileri olabilir. Bunula birlikte, burada bu konu daha fazla irdelenmeyecektir; çünkü istisnai durumlar dışında bu önlemlerin adalet sistemindeki aktörlerle ilgisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, bu çalışmada yukarıdaki listenin ikinci ve üçüncü maddeleri üzerinde durulacaktır. Sosyal çalışmanın adalet sistemiyle birlikte çalışması Ceza adaleti sisteminde sahadaki aktörler polislerdir, dolayısıyla çocuklar ve gençler onlar aracılığıyla adalet sistemiyle tanışır. Bununla birlikte bu ilk temastan sonra, polisin başka bir görevi kalmamış olabilir. Bu konuda üç temel senaryo bulunmaktadır. Bunlardan ilki, cezayı gerektiren bir suçu işlediği şüphesiyle yakalanan veya gözaltına alınan fakat bu suçtan dolayı cezai kovuşturma yaş sınırının altında kalan çocukları kapsamaktadır. Böyle durumlarda polisin işlem yapmasının gereksiz ve uygunsuz olduğu, bu olayın göz ardı edilerek çocuk hakkında takipsizlik kararı alınması gerektiği yönünde genel bir anlaşma bulunmaktadır. Çocuk Hakları Komitesi bu çocuklar için eğer yüksek yararları gerektiriyor ise bu çocuklar için koruyucu bir takım özel önlemler alınabileceğini 8 belirtmektedir. Dolayısıyla isnat edilen suçtan ve bu suçun işlendiği koşullardan bağımsız olarak, öncelikle çocuğun genel durumu göz önünde bulundurulmalıdır. Gerekli durumlarda hukuki yönden sorun teşkil edebilecek davranışların önlenmesi için uygun düzeylerde ve şekillerde destek sağlanmasının önemi konusunda bir açıklık bulunmalıdır. Burada sosyal çalışmacıların görevi, çocuğun durumunu araştırmak ve ona gereken desteği sağlamaktır. Bunun kabul gören ve sistematik olarak uygulanan bir prosedür olmasını sağlamak için en uygun çözüm, emniyet ve sosyal hizmetler kurumu arasında bir protokol imzalanmasıdır. Bu protokol kapsamında, ceza sorumluluğu yaşının altında kalan çocukların sorumluluğu derhal ve etkin bir şekilde kolluk kuvvetlerinden sosyal hizmetlere devredilmelidir. Orta ve Doğu Avrupa/BDT ülkelerinde ceza sorumluğu yaşı, dünya ortalamasının üzerindedir 9. Dolayısıyla bu bölgedeki sosyal çalışmacıların ceza sorumluluğu yaşının altındaki çocuklara ilişkin görev ve sorumlukları da daha ağır ve önemlidir. İkinci senaryoda ise haklarında bir suç işlediklerine dair bir şüphe bulunmasa da durumları veya davranışları kaygı uyandırdığından dolayı, polisin çocuklar veya gençlerle temasa geçmesi söz konusudur. Evsiz, sokakta yaşayan ve çalışan çocuklar bu tip vakalara örnek gösterilebilir. Bu gibi durumlarda da polis çocukla görüştükten sonra da endişe verici durum devam ediyorsa, ilgili polisin sosyal hizmetlerle (ya da uzmanlaşmış sokak çalışanlarıyla) temasa geçmesine yönelik prosedürler düzenlenmeli ve benimsenmelidir. Üçüncü senaryoda ise polisin ceza sorumluluğu yaşının altındaki çocuğu yakalayabilmesi mümkündür, fakat suçu mahkemede kovuşturmak yerine alternatif önlemler alma yetkisi de yine polise bırakılmıştır. Bu alternatif önlemler, çocuğun en başta bir sosyal çalışmacıya 8 Çocuk Hakları Komitesi, Çocuk adalet sisteminde çocukların hakları Genel Yorum No. 10, CRC/C/GC/10, 2007, para. 31. 9 Bu konuda dünya ortalaması 12 yaştır. Bu yaş Orta ve Doğu Avrupa ile BDT ülkelerinde görülen en düşük ceza sorunluluğu yaşıdır; bu ülkelerin çoğunda yaş sınırı 14 ve/veya 16 dır (suçun ciddiyetine göre). Bu yaş sınırları Sovyetler Birliği döneminde konmuş ve eski Sovyetler Birliği dışında kalan bölgedeki ülkelerin çoğu tarafından da benimsenmiştir.

yönlendirilmesini içerebilir. Bu tip örnekler, Orta ve Doğu Avrupa/BDT bölgesinde çok azdır. Bu ülkelerde yönlendirme işlemleri genelde savcılık düzeyinde gerçekleştirilmektedir. Çocuğa bakım veren kişi ya da kişilerin polis tarafından yakalanması veya alıkonulması da emniyet ve sosyal çalışmanın işbirliği yapmasını gerektiren önemli bir alandır. Gözaltına alınan veya tutuklanan kişilere yöneltilmesi gereken ilk sorulardan biri ailevi durumları ve tutuklanmalarının çocuklarına gerekli bakımı verme konusunda bir engel teşkil edip etmediğidir. Böyle bir durum söz konusuysa, çocukların durumunun kontrol edilmesi ve iyi olma hallerinin teminat altına alınması için sosyal çalışmacıların sürece dâhil edilmesine yönelik prosedürler bulunmalıdır. Adalet sistemi bünyesinde sosyal çalışma Eski Sovyetler Birliği ülkelerinde ve bölgedeki çok sayıda diğer ülkede salt cezalandırmaktansa çocuğu iyileştirip topluma kazandırmak gibi bir amaç bulunmasına rağmen, adalet sistemiyle ihtilafa düşmüş çocuklar, özgürlüklerinden yoksun bırakıldıkları çeşitli cezalara (veya tecil edilmiş cezalara) çarptırılmaktadır. Geçmişten miras kalan bu uygulama az çok devam ettiği sürece sosyal çalışmacıların bu sistemdeki konumu zayıf kalmaya mahkûmdur 10. Bununla birlikte, bu sorunu çözmeye yönelik çabalarda bir artış gözlenmektedir. Bu da gençlerin polis tarafından yakalandıkları andan, yargılama ve yaptırım (cezanın bir gençlik merkezinde infazı ya da denetimli serbestlik gibi) sürecine ve hayata yeniden atılmalarına kadar sürecek olan bir sosyal iyileştirme zincirinin başlamasını amaçlamaktadır 11. Bu zincirin birçok halkası bulunmakla birlikte, adalet sistemi bünyesindeki bulunan sosyal çalışmacılar tarafından yürütülen aşağıdaki faaliyetler anahtar görevi taşımaktadır: Yakalama anında çocuğa destek olmak: Bazı ülkelerde çocuğun polis tarafından ifadesinin alındığı anda ailesi çocuğa duygusal, yasal ya da başka türde bir destek sağlayamıyorsa (o anda hazır bulunsalar dahi) çocuğa duygusal ve diğer konularda destek vermek üzere bir sosyal çalışmacının da bulunması şarttır. Sosyal çalışmacı, çocuğun tutuklanması yerine, bütün tarafların kabul edebileceği, dava öncesi çözümler önerebilir. Her halükarda dava öncesinde gerekli destek ve tavsiyeleri vermek üzere çocukla temas içinde bulunur. Çocuğun durumu ve karakter özellikleri hakkında sosyal inceleme raporları hazırlamak: Bu raporlar genelde mahkemeye çocuk hakkındaki temel bilgileri sağlamak için düzenlenmektedir tüm yönleriyle çocuğun ailevi durumu, sağlığı, eğitim durumu, özel sorunlarının ya da güçlü yönlerinin bulunup bulunmadığı vs bu raporda yer almaktadır. Bu raporların amacı, mahkemenin o çocukla ilgili en doğru kararı almasına yardımcı olmaktır. Ayrıca, duruşma öncesi aşamada yönlendirme ye (diversiyona çocuğun adli sistem dışındaki, uzlaşma, aile toplantısı gibi toplum temelli uygulamalara yönlendirilmesi ç.n.) izin veren sistemlerde benzer raporlar, yetkili kurumun çocuğun yönlendirilme sinin uygun olup olmadığına karar veremediği, sınırda kalan vakalar için kullanılabilir. Yönlendirme (diversiyon) işlemini organize etmek: Kovuşturma öncesinde çocuğun adli 10 Tr ygged, S. ve Eriksson, B., a.g.e. 11 A.g.e.

sistem dışındaki bir uygulamaya yönlendirmesine karar verildiyse sosyal çalışmacı çocuğun yönlendirme sürecini başarılı bir şekilde tamamlamasına yardım etme, onun için en uygun programı ve ortamı seçme sorumluluğunu üstlenebilir. Toplumdaki genç suçluları denetlemek/süpervize etmek: Sosyal çalışmacılar (çoğunlukla denetimli serbestlik memurları gibi uzmanlar), mahkeme tarafından verilen denetleme emirlerini yerine getirme sorumluluğunu üstlenebilir. Sosyal çalışmacı, çocukla ilgilenmenin yanı sıra gerekli durumlarda çocuğun ailesi, okulu ve topluluktaki derneklerle de çalışmalıdır. Benzer şekilde, sosyal çalışmacılar, zorunlu kamu hizmeti gibi önlemlerin tamamlanmasını sağlamak gibi görevleri de yerine getirebilirler. Hapis cezası süresince destek sağlamak: Özgürlüklerinden yoksun bırakılmış çocuklarla ilgilenen bir sosyal çalışmacının bulunması, bu çocukların iyi olma hâli açısından önem taşır, dolayısıyla ceza süresinin tamamlanmasına ilişkin öngörülerde bulanabilmek açısından da önemlidir. Bu koşullar çerçevesinde sosyal çalışmacı, alıkonma süresinin çocuk için daha yapıcı bir yapıya bürünmesi için eğitim ve STK lar gibi diğer alternatif hizmetleri önerebilir ve devreye sokabilir. Birçok örnekte, ilgili sosyal çalışmacı aileyle de temas hâlinde bulunur; bu da faydalı olacaktır (fakat bu temaslar, aile ziyaretlerinin veya aile ile çocuk arasındaki iletişimin yerini almamalıdır). Salıverilme için hazırlık çalışmaları yapmak: Bu aşamada sosyal çalışmacının doğrudan ve dolaylı olarak oynayacağı roller, hayati bir önem taşır; bu temel fonksiyonun diğer uzmanlar tarafından üstlendiği sistemler çok nadir görülmektedir, sadece birkaç örnekte bu rolü STK lar üstlenir. Sosyal çalışmacı, salıverme hazırlıkları kapsamında, salıverildikten sonra çocuğun mümkün olan en iyi yaşam koşullarına (örgün ya da mesleki eğitimin devamı, iş bulma gibi) sahip olmasını sağlamak için çocukla birlikte çalışır. Ayrıca, aileyle de görüşerek ev ortamını çocuğun dönüşüne mümkün olduğunca uygun hale getirmelidir. Salıverilme sonrasında çocuğa destek sağlamak (tamamlayıcı bakım): Ceza süresinin bitiminde çocuğun salıverilmesine ilişkin (denetim süresi, yakın denetim veya koşullu salıverme gibi) resmî şartlar bulunsun ya da bulunmasın (bu şartların yerine getirilip getirilmediğini denetleme görevi sosyal çalışmacıya verilmiş de olabilir) sosyal çalışmacının bu aşamadaki tavsiyesi, çocuğun tekrar suç işlemesinin önlenmesi açısından büyük önem taşıyabilmektedir 12. Bazı örneklerde, çocuğun genel ortamı (aile, arkadaşlar, topluluk, maddi koşullar, fırsatlar vb.) alıkonma süresince bir parça değişmiş olabilir. Ayrıca, ilk etapta suç işlemesine yol açan faktörler sabit kaldığı sürece çocuğun aynı suçu tekrar işlememesi için etmemek için özel ve sürekli bir desteğe ihtiyaç duyulabilir. 12 İngiltere de denetimli serbestlik memurların çalıştığı resmi kuruluşun tam adının Denetimli Serbestlik ve Tahliye Sonrası Destek Hizmetleri olması bu rolün öneminin nasıl algılandığına dair bir örnektir.

Adalet alanında çalışan sosyal çalışmacıların rollerinin arttırılması Sosyal çalışmaya ilişkin geniş kapsamlı uluslararası anlayışın, batı-temelli bir modele dayandığı sıklıkla söylenmektedir. Bu, kuşkusuz, genel olarak doğrudur. Bununla birlikte, yukarıda değerlendirilen çalışma kapsamının genişliği, özellikle de potansiyel görev alanlarının (vaka çalışmasından savunuculuğa kadar) belirlenmesiyle de ilgilidir. Sosyal çalışmacıların farklı ortamlarda çeşitli roller üstlenmesi gerekebilmektedir. Bu da, her bir görevin istenirliğini, gerekliliğini ve uygunluğunu (yapılabilirliğini) ülke koşullarına göre değerlendirilmesini mümkün kılmaktadır. Bu çalışmadaki amaç da, kanunla ihtilaf halindeki çocuklara, adalet sistemine uygun bir şekilde müdahale edilmesidir. Benzer şekilde, meslek de zaman içinde gelişmiş ve evrilmiştir. Bu değişimin nedenleri; ihtiyaçların belgelenmesi, (yardım anlayışından, güven tesis eden kolaylaştırıcı yaklaşımlara doğru) değişen yaklaşımlar, ciddi ölçüde genişleyen araştırma hacmi ve çalışmaların etkililiğine ve etkilerine dair daha sistematik değerlendirmeler yapılmasıdır. Dolayısıyla, sosyal çalışma, değişmez görev ve stratejiler kümesi değil, toplumsal gerçekliklere duyarlı olan bir eylem alanıdır. Bu alan hâlihazırda sokak çalışanları, eğitimciler, evde bakım görevlileri, aile destek çalışanları, denetimli serbestlik memurları gibi pek çok meslek dalından uzmanları potansiyel olarak kapsamakta ve sokaktan mahkemeye kadar birçok ortamda yürütülen çalışmaları içerebilmektedir. Yalnız şu kadarını söylemek gerekir ki her ülke için temel hedef, sosyal çalışmanın adalet sistemi içindeki çocukların haklarını korumaya ve yaygınlaştırmaya ne ölçüde katkıda bulunduğunu değerlendirmek ve bu değerlendirme sonucu olumlu olduğunda ilgili görevlerin ilerlemeci bir şekilde planlanmasını ve uygulanmasını sağlamaktır. Son olarak sosyal çalışmacılığın adalet sistemi kapsamındaki görevlerini tam anlamıyla yerine getirebilmesi için ilgili aktörler arasında karşılıklı güven ve saygı bulunması gerekir. Sosyal çalışmanın kabul görmüş bir meslek olarak köklü bir geçmişe sahip olduğu ülkelerde bile sosyal çalışmacılar ile polis, savcı ve yargıçlar arasında güven ve saygının bulunmadığı örnekler vardır. Bu tip sorunları önlemek için sosyal çalışma alanında en az beş önkoşulun yerine getirilmesi gerekmektedir: Sosyal çalışmacılık mesleği ve görevleri tam anlamıyla ve resmî olarak tanınmalıdır. Sosyal çalışmacılar, bu görevlerini etkin bir şekilde yerine getirebilmek - ve bunu görünür kılabilmek - için yeterli derecede mesleki eğitim almalıdır. Sosyal çalışmacıların gerekli müdahaleleri yapabilmesi için bu alana yeterli ölçüde kaynak (insan kaynağı ve maddi kaynaklar) tahsis edilmelidir. Adalet sistemi çerçevesindeki diğer aktörler karşısında sosyal çalışmanın görev ve sorumlulukları açıkça belirlenmeli ve ilgili taraflar arasında bu konuda bir mutabakat sağlanmalıdır. Tüm düzeylerde, aktörlerin işbirliği yaparken karşılaştıkları güçlükleri tartışabildiği, ortak çalışmalarını geliştirmek üzere çözümler, stratejiler ve hedefler önerdiği çok-meslekli forumlar oluşturulmalıdır.

UNICEF ODA/BDT Bölge Ofisi Çocuk Koruma Birimi Palais des Nations 1211 Cenevre 10, İ s v i ç r e www.unicef.org/ceecis Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu, 2013