Kültürel Yollar ve Rotalar Eğitim Çalıştayı Şubat 2011 Afyonkarahisar-Kütahya-Eskişehir. Rapor

Benzer belgeler
COĞRAFİ İŞARETLİ ÜRÜNLER ZİRVESİ NİSAN 2017 ANKARA Gelenekten Geleceğe

Gordion. Yenice Çiftliği. Frİg Yolu. Yazılıkaya. Seydiler

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Gelecek Turizmde Çoruh Vadisi Deneyimi

ERASMUS KOORDİNATÖRLÜĞÜ GENÇLİK DEĞİŞİM PROJELERİ

Avrupa Yerel Demokrasi Haftası

UNESCO Bilgi ve İletişim Sektörü

Sektör paydaşı seçkin bir davetli grubu ile gerçekleştirilen Çalıştayda, aşağıdaki soruların yanıtları aranmıştır:

AVRUPA MİRAS GÜNLERİ. Umut Özdemir. Kültür ve Turizm Uzmanı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı

UNESCO Kültür Sektörü. İrem ALPASLAN UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Kültür Sektör Uzmanı. 31 Ekim - 1 Kasım 2014, Antalya

AKDENİZ EYLEM PLANI SEKRETARYASI (AEP)

AVRUPA KÜLTÜR PROGRAMI. Erasmus Bahar Toplantısı 8-9 Nisan İzmir

KARADENİZ HAVZASINDAKİ TURİZM GÜZERGAHLARI Projesi

Türkiye de Sivil Toplumu Geliştirme ve Sivil Toplum-Kamu Sektörü Diyaloğunu Güçlendirme Projesi

STÖ Ağları/Platformlar için Açık Çağrı: Stratejik İletişim Kapasite Geliştirme Eğitim Programı. Arka Plan. Program Hakkında

ÇARŞAMBA TİCARET BORSASI 2015 YILI YILLIK İŞ PLANI

UNESCO Dünya Mirası.

Doğu Anadolu Turizm Geliştirme Projesi (DATUR)

ÇARŞAMBA TİCARET BORSASI 2016 YILI YILLIK İŞ PLANI

BRÜKSEL, NİSAN 2016 Burs Programı

PROGRAMI PROGRAM GENEL TANITIMI

Hedef 1: KAPASİTE GELİŞTİRME

Sentez Araştırma Verileri

TÜRKSOY ÜYESİ ÜLKELER UNESCO MİLLÎ KOMİSYONLARI İKİNCİ TOPLANTISI ÇALIŞMA RAPORU

FAALİYET BİLGİ RAPORU

T.C. BAŞBAKANLIK Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı AVRUPALI HUKUKÇULAR EĞİTİM PROGRAMLARI

Küresel Çevre Yönetimi için Ulusal Kapasite Öz Değerlendirme Analizi

Ekonomik ve Sosyal Komite - Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü AB Politikaları AB Konseyi AB Bakanlar Kurulu Schengen Alanı

Dünyada yılda bir milyar kişi ülke değiştiriyor ve bu sayı her yıl %7 artıyor.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti. Ülkesel Fizik Planı. Bölüm III. Vizyon, Amaç ve Hedefler (Tasarı)

19-21 Haziran 2015 Kalamata/YUNANİSTAN

TAIEX PROGRAMI BÖLGESEL EĞİTİM PROGRAMI (RTP)

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI 9 12 Ocak 2013

YUNUS EMRE ENSTİTÜSÜ. Hırvatistan Hollanda İngiltere İran İtalya Japonya Karadağ Katar Kazakistan KKTC Kosova Lübnan Macaristan Makedonya Malezya

ATRAXION MAGAZINE MEDYA KİTİ

BAKA BULUŞMALARI -I-

BİR ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE GİRİŞİMİ DRYNET PROJESİ

Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi. Avrupa Ekonomik ve Sosyal

Proje Tanışma Toplantısı

TUROB Vakantiebeurs / Utrecht - HOLLANDA 2013 Turizm Fuarı Sonuç Raporu

Yerel Yönetim Reformuna Destek Projesi

KÜTAHYA. Dr. Kamil TÜRKMEN- Kütahya İl Sağlık Müdürü

BÖLGE PLANI SÜRECİ Eskişehir Turizm İhtisas Komisyonu Toplantısı Anadolu Üniversitesi

DEVLET MALZEME OFİSİ TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ UYGULAMA VE ÖDÜL YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

T.C AKDENİZ BELEDİYELER BİRLĞİ 2011 YILI ÇALIŞMA PROGRAMI

TR 61 DÜZEY 2 BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (ANTALYA-ISPARTA-BURDUR)

ÖĞRENCİ İŞLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI DIŞ İLİŞKİLER ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ

KUDAKA 2012 YILI FAALİYET TAKVİMİ. KUZEYDOĞU ANADOLU KALKINMA AJANSI 2012 YILI FAALİYETLERİ Takvim (Ay)

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

HİBE DESTEĞİ ALMAYA HAK KAZANAN 23 YEREL YÖNETİM TEMSİLCİSİ ANKARA DA

TRABZON İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ MESLEKİ VE TEKNİK ORTA ÖĞRETİM KURUMLARINDA TANITIM VE YAPILANDIRMA ÇALIŞMALARI İL EYLEM PLÂNI

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI. 17 Ocak 2013 Bartın

Aktivist Programı - Başvuru. Kimler Başvurabilir

Türkiye nin 2023 Turizm Stratejisi. Hazırlayan : Ahmet Burak Kargı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ BAŞBAKANLIK SU ÖDÜLÜ YÖNETMELİĞİ (5.Dünya Su Forumu İstanbul 2009)

18 Aralık 2009, İstanbul Ayşen SATIR

MALİ DESTEK PROGRAMI SAMSUN

Frig Yürüyüş Yolu Projesi

Orta Karadeniz Bölgesel İnovasyon Stratejisi

Sürdürülebilir Kırsal Planlamada Doğa Turizmi ve Yerellik

7. ULUSLARARASI LED SİSTEMLERİ, TEKNOLOJİLERİ, UYGULAMALARI VE AYDINLATMA FUARI

İlgi Grupları ve Yerel Organizasyon. Samsun İli Doğa Turizmi Değerleri

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE SÖZLEŞMESİ 12. TARAFLAR KONFERANSI (COP12)

FASIL 10 BİLGİ TOPLUMU VE MEDYA

Türkiye de Coğrafi İşaret Koruması

2013 KASIM FAALİYET RAPORU

ÇEVRE DENETİMİNDE KÜRESEL GÜNDEM VE EUROSAI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN DENETİMİ SEMİNERİ

Türkiye Cumhuriyeti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Yalın Altı Sigma Konferansı-5 / 7-8 Kasım 2014

İSTİHDAM VE SOSYAL YENİLİK PROGRAMI. EMPLOYMENT AND SOCIAL INNOVATION PROGRAMME (EaSI)

AB ve Türkiye Sivil Toplum Diyaloğu - IV Tüketicinin ve Sağlığın Korunması Hibe Programı

YENİMAHALLE KENT KONSEYİ Sekretarya. Çalışma Esas ve Usulleri Hakkında İç Yönerge. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

STRATEJİK PLAN ( ) HEDEF-FAALİYET-MALİYET TABLOSU

MFİB Tarafından Açılan Üç Yeni Hibe Programının Tanıtımı. 6 Temmuz yılı 2. ABUDYK Toplantısı Antalya

T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI TÜRKİYE'NİN YENİ AB İLETİŞİM STRATEJİSİ. Sivil Toplum, İletişim ve Kültür Başkanlığı Ankara, Aralık 2014

Ş. Serap ÇATALPINAR, İnşaat Mühendisi

Türkiye de Stratejik Çevresel Değerlendirme: İhtiyaçlar, Zorluklar ve Fırsatlar

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI 2 7 Ekim 2012

MMKD Stratejik İletişim Planı Araştırma Sonuçları

Proje Sonuçları. Dr. İlksen Hilâl TANRIKUT Avrupa Birliği Bakanlığı Proje Uygulama Başkanlığı Koordinatörü 24 Aralık 2014

Çok tatil yapan ülke imajı yanlış!

TÜRKİYE NİN İHTİYAÇ DUYDUĞU FUAR 3.ELECTRONIST FUARI

TEST REHBER İLKELERİ PROGRAMI ULUSAL KOORDİNATÖRLER ÇALIŞMA GRUBU 26. TOPLANTISI (8-11 Nisan 2014, Paris)

Sunulan Bildiriler Presented Proceedings

EGE ÜNİVERSİTESİ - EBİLTEM TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ

International Cartographic Association-ICA


TÜRKİYE RÜZGAR ENERJİSİ KONGRESİ

BÜYÜK ÖLÇEKLİ AVRUPA GÖNÜLLÜ HİZMETİ ETKİNLİKLERİ

KÜLTÜREL İŞBİRLİĞİ VE KÜLTÜREL ENDÜSTRİ

hemşehri hukuku: Hemşehri hukuku: Herkes ikamet ettiği beldenin hemşehrisidir. Hemşehrilerin, belediye karar ve hizmetlerine katılma, belediye faaliye

AVRUPA BİRLİĞİNE UYUM DANIŞMA VE YÖNLENDİRME KURULU 2015 YILI 1. TOPLANTISI 11 MART 2015

Yaygın Eğitim Enstitüsü Müdürlüğü TÜRKİYE DE YAYGIN EĞİTİM

Jeotermal Projelerinde Sosyal Risk ve Etkiler Türkiye Jeotermal Geliştirme Projesi

Trakya Kalkınma Ajansı. Tarihi Kentler Birliği Bilgi Notu

ELEKTRİK İLETİM SİSTEMİ MÜHENDİSLERİ DERNEĞİ STRATEJİK PLANI

AYDIN TURİZM ÇALIŞTAYI RAPORU

İŞ TANIMI (Terms of Reference) :Çalışan Hakları, Lobicilik ve Medya İletişimi Eğitimi

EK-3.9 İDARİ İSLER VE KOORDİNASYON DAİRE BAŞKANLIĞI

KALKINMA BANKALARI ARASINDA İŞBİRLİĞİ

1972 Dünya Miras Sözleşmesi

Hedef Çalışan Memnuniyetini Arttırmak

Transkript:

Kültürel Yollar ve Rotalar Eğitim Çalıştayı 21-22 Şubat 2011 Afyonkarahisar-Kütahya-Eskişehir Rapor Hazırlayan: Neslihan Demirkol UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Kültürler Arası Diyalog Komitesi Üyesi Kültür ve Turizm Bakanlığı, UNESCO Türkiye Millî Komisyonu, FRİGKÜM Girişimi ve Bilkent Üniversitesi işbirliği ile düzenlenen Kültürel Yollar ve Rotalar Eğitim Çalıştayı 21-22 Şubat tarihlerinde yapıldı. Çalıştayın ilk günü, protokol konuşmaları ile başladı. UNESCO Türkiye Millî Komisyonu adına konuşma yapan UNESCO TMK Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Kalpaklı, UNECSO TMK Başkanı Nabi Avcı nın iyi dileklerini ilettikten sonra kültürel rotaların genel olarak UNESCO ve özel olarak Türkiye Millî Komisyonu açısından ne denli önemli olduğunu ifade edip Türkiye de yürütülen çalışmalar ile ilgili bilgi verdi. Ardından konuşma yapan Kültür ve Turizm Bakanı Müsteşar Yardımcısı Özgür Özaslan, kültürel rotalar ve yollar konusunda Türkiye deki bilgi ve bilinç düzeyinin yeterli seviyede olmadığını ifade etti. Bu konuda merkezî idare, yerel yönetimler, turizm alanında faaliyet gösteren kuruluşlar ve yerel halk ile işbirliği içinde bir çözüm arayışında olunması gerektiğini söyledi. Özellikle aynı konuda farklı idari kurumlar arasındaki yetki çatışması sorununu aşmak için kültürel rotalar alanında bir şemsiye kurumun oluşturulması gerekliliğine dikkati çekti. Sürdürülebilir turizmin desteklenmesi için Bakanlık olarak her türlü diyaloğa açık olduklarını ifade eden Özaslan, sürüdürülebilir turizm faaliyetlerinin tanıtımı konusunda destek sağlayabileceklerini sözlerine ekledi. Avrupa Konseyi nden temsilcilerin çalıştaya katılımla-rının önemini vurgulayan Özaslan, kendilerinden özellikle bu konudaki standartlar konusunda bilgi almayı umduklarını söyleyerek ve başarılı bir çalıştay olması dilekleriyle konuşmasını bitirdi. Son olarak Afyonkarahisar Valisi İrfan Balkan-lıoğlu, FRİGKÜM 1

girişiminden, bölgenin alternatif turizm faaliyetleri ve tanıtım ihtiyacından söz ederek bu çalıştayın düzenlenmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Protokol konuşmalarının ardından Afyonkarahisar Oruçoğlu Termal Otel de Avrupa Konseyi nin kültürel rotalarla ilgili birimlerinden katılımcıların ve ağırlıklı olarak rota sahiplerinin bilgilendirici sunuşları ile çalıştay devam etti. Üç konuşmacının sunum yaptığı çalıştayın ilk oturumunda Avrupa Konseyi nin kültürel rotalar programından sorumlu Alberto D Alessandro söz aldı. D Alessandro, Avrupa Konseyi nin Kültürel Rotalar Programı hakkında genel bilgiler verdikten sonra programla ilgili son gelişmeleri aktardı ve Türkiye ile işbirliği olanaklarından söz etti. 1987 yılında zamanda ve mekânda Avrupa kültürünün farklı öğelerini birleştiren bir yolculuk fikriyle oluşturulan Kültürel Rotalar Programı nın amacı Avrupa Konseyi nin ilkelerinin kültür alanında da uygulanmasını sağlamaktır. Konsey in ilkeleri şöyle sıralanabilir: 1. Çeşitliliği koruyarak bir ve birlikte olma duygusunun güçlendirilmesi 2. Kültürel hakların (çeşitliliğe saygı ve kültüre demokratik katılım) korunması 3. Halklar ve milletler arasında diyaloğun sağlanması 4. Kültürel ve doğal mirasın korunması ve geliştirilmesi Kültürel rotalar çevre ve kültür açısından sürdürülebilir turizm olanağı sağladığı, uluslararası ağları güçlendirdiği, turizme Avrupa açısından bir katma değer sağladığı, çevre dostu olduğu, peyzaja ve kültürel mirasa değer kattığı, coğrafi alanların en ücra köşelerine kadar ulaştığı dolayısıyla daha derin bir temas sağladığı, yılın belli bir zamanıyla sınırlı olmadığı ve dünya turizmi açısından Avrupa yı bir turizm durağı hâline getirdiği için önemsenmekte ve desteklen-mektedir. Kültüre Rotalar Programı, Avrupa Kültürel Varlıkların Korunması Sözleşmesi ni (European Cultural Convention) imzalayan 50 ülkenin yanı sıra Avrupa ve kültürel rotaların temalarıyla ile bağlantılı diğer kıtalardaki (Asya, Orta Doğu, Amerika, Afrika) somut ve somut olmayan mirasın bu ilkeler temel alınarak korunmasını ve tanıtılmasını sağlamaktadır. Dolayısıyla etkisi son derece geniştir ve Doğu-Batı arasında gerçek anlamda bir köprü oluşturmaktadır. İlk olarak Santiago de Compostela hac yollarının tesciliyle başlayan Kültürel Rotalar Programı dahilinde bugün toplam 29 tematik rota Cultural Route of the Council of Europe (Avrupa Konseyi Kültürel Rotası) sertifikasına sahiptir. Sertifika, 2

Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu nun 2007 tarihli kararındaki hükümlere göre verilir. Resolution 12 (2007) olarak bilinen kararın tam metnine ve rotalar, işbirliği ve öncelikli alanlar için aranan niteliklerin ayrıntılarına şu adresten İngilizce olarak ulaşılabilir: https://wcd.coe.int/wcd/viewdoc.jsp?id=1194679. Rotaların sertifikalandırılmasının teknik süreci Avrupa Konseyi ne bağlı olan Avrupa Kültürel Rotalar Enstitüsü (European Institute of Cultural Routes) tarafından yürütülmektedir. Kültürel rotaların sertifikalandırılması belirli temalar çerçevesinde olmak-tadır. Şu anda Avrupa Konseyi tarafından belirlenen temalar şöyledir: 1. Hac yolları 2. Güçlendirilmiş mimari yapılar ve sanat mirası 3. Avrupa yı temsil eden figürler 4. Peyzaj alanları ve medeniyet 5. Dinî miras 6. Ticari yollar ve deniz yolları 7. Endüstri mirası 8. Göç mirası Bu temalardan örnek rotalar gösterilebilir. Bunlardan bazıları özellikle Türkiye yi de ilgilendiren ve Türkiye nin de dahil olabileceği rotalardır. Örneğin Avrupa-Akdeniz coğrafyasında yer alan rotalar Türkiye için ilgi çekici olabilir: Fenikeliler Rotası, Endülüs Mirası, Zeytin Ağacı Yolu. Ayrıca Tarihî Termal Şehirler rotası da Türkiye den birçok şehrin dahil edilebileceği bir rotadır. Rotalarla ilgili ayrıntılı bilgi www.coe.int/routes adresinden alınabilir. Günümüzde Avrupa Kültürel Rotaları için çizilen siyasî çerçeve şöyledir: 1. Avrupa Komisyonu ile ortak programlar 2. AB Parlementosu nun sürece katılımı 3. NECSTOUR ile imzalanan işbirliği anlaşması 4. EPA (Enlarged Partial Agreement) Bunların içinde özellikle EPA, Türkiye açısından önem taşımaktadır. Aralık 2010 da yürürlüğe giren EPA nın halihazırda 13 kurucu ülkesi bulunmaktadır: Avusturya, Azerbaycan, Bulgaristan, Fransa, İtalya, İspanya, Kıbrıs Rum Kesimi, Lüksemburg, Montenegro, Portekiz, Rusya Federasyonu, Slovenya ve Yunanistan. Norveç de EPA ya katılım sürecindedir. EPA, 1 millyon avroluk bütçesi ile kültürel 3

rotalar alanında güçlü bir ortak olarak öne çıkmaktadır. Alberto D Alessandro, Türkiye nin de EPA ya katılımını özellikle beklediklerini, bu sayede hem Türkiye nin Avrupa rotalarına eklemlenmesinin hem de bu konuda mali destek almasının kolaylaşacağını vurgulayarak sunumunu bitirdi. İkinci olarak Avrupa Konseyi ne bağlı Avrupa Kültürel Rotalar Enstitüsü nden Claire de Fenoyl söz aldı. De Fenoyl, kültürel rotalar kavramının nasıl geliştiğinden söz ederek bu süreç içerisinde kültürel rota kavramının somuttan soyuta, anıttan geleneğe tarihten peyzaja kültürün birçok öğesine değer ve dolayısıyla korunma gerekliliği atfeden bir araç hâline geldiğini ifade etti. Avrupa Konseyi ndeki kültürel rotalar farkındalığının 1984-1987 yılları arasında başladığını ifade eden De Fenoyl, bu farkındalığın temelinde de Avrupa nın kimliğinin kökenlerini ve çeşitliğini daha iyi anlama isteğinin olduğunu söyledi. Ardından Avrupa Kültürel Rotalar Enstitüsü nün bir rotanın Avrupa Konseyi Kültürel Rotalar programına dahil edilebilmesi için aradığı ölçütleri sıraladı. 1. Bir Avrupa teması taşıması 2. Eylem Kategorilerinde tanımlanan işlevleri yerine getirmesi 3. Araştırılmış olması 4. Avrupa nın çeşitliliğinin bir anlatımı ya da yorumu olması 5. Genç Avrupalılarda bilinç arttırmaya yönelik bir işlevi olması, Avrupa Vatanadaşlığını vurgulaması 6. Yaratıcı bir yönü olması ve üretim zincirine yeni halkalar eklemesi 7. Turizme ve sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunması 8. Avrupa ağları içinde yer alması Konuşmasına Avrupa Kültürel Rotalar Enstitüsü hakkında bilgi vererek devam eden De Fenoyl, Enstitü nün 1987 deki ilk girişimlerden 10 yıl sonra 1997 yılında Avrupa Konseyi Kültürel Rotalar Programının devamlılığını ve geliştirilmesini sağlamak amacıyla Lüksemburg da kurulduğunu söyledi. Enstitü nün kültürel rotalar belleğini korumak (arşivler, medya kütüphanesi, web sayfaları), yolların bakımı konusunda teknik yardım ve işbirliği sağlamak, ortak-lara eğitimler vermek, bu konuda eğitimler verebilecek eğitmenler yetiştirmek, yeni önerilen yolların geliştirilmesi için yapılacak incelemelere katkıda bulunmak, kültür turizmi açısından rotaların niceliksel ve niteliksel analizini yapmak gibi konularda rota sahipleri ile birlikte çalışabileceğini ifade 4

etti. Enstitü nün Avrupa Konseyi ve Avrupa Komisyonu nun turizm ile ilgili birimi ile sürdürülebilir kültür turizmini desteklemek amacıyla işbirliği hâlinde olduğu bilgisini verdi. Özellikle Doğu ve Batı Avrupa arasında gerçek anlamda diyaloga dayanan bir ilişkinin gelişmesini istediklerini, bu hedefe ulaşmaya yönelik bir adım olarak 2010 Mayıs ayında Sibiu da (Romanya) bir bilgi ve belge merkezi (Sibiu Resource Center of EICR) kurduklarını açıkladı. Ayrıntılı bilginin http://www.culture-routes.lu ve http://www.picture-project.com adreslerinde bulunabileceğini sözlerine ekledi. De Fenoyl, Enstitü nün onayladığı yolların kültür ve turizmin kombinas-yonunun iyi örnekleri olarak öne çıktığını söyledi. Kültürel yolların sürdürülebilir turizm ve kültürel mirasın korunması alanında alınmış kararların en iyi biçimde uygunlandığı alanlar olarak değerlendirilebileceğini ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı ve Turizmden Sorumlu Üyesi Antonio Tajani nin de kültürel rotaları Avrupa da turizmin gelişimi ve Lizbon Anlaşması nın daha etkin uygulanması açısından önemli bulduğu bilgisini iletti. Ayrıca kendilerinin de kültürel rotaların ekonomik ayağını daha da geliştirmek amacıyla 2005 yılında, Lüksemburg da The European Economic Interest Grouping "Culture Routes Europe"u oluşturduklarını söyledi. Üç kurucu ortak ile oluşturulan bu ağın amacının kaynak biriktirme, ortak hareket etme, bölgesel, ulusal ve uluslararası kurumları desteğini almak konusunda birlikte çalışma amacıyla kurulduğunu belirtti. Nitelik / kalite belirten bir sertifika verilmesi Yeni turizm biçimlerinin geliştirilmesi Avrupa yı temsil eden ürünlerin yanı sıra bölgeyi temsil eden ürünlerin hazırlanması Bilgi alışverişi ve sayı konusunda sinerji oluşturulması Turizm noktası olarak Avrupa nın gelecekte öne çıkarılması Avrupa turizmine yönelik bir acenta kurulması Toprak, su ve hava turizmini kapsayan yeni modeller tasarlanması Avrupa değerlerinin öne çıkarılması, bir anlatı içine yerleştirilmesi, genç Avrupalıların bilinçlendirilmesi, sürdürülebilir ve sosyal bir turizm anlayışının geliştirilmesi de bu girişimin hedefleri arasında yer almaktadır. 5

Sunumuna Türkiye deki kültürel rotalar ile ortak oluşturulabilecek olası girişimlerden söz eden Claire de Fenoyl, özellikle Türkiye nin EPA ya katılımıyla sürecin daha kolaylaşıp hızlanacağını ifade etti. İşbirliği açısından birkaç yol olabileceğini söyleyen de Fenoyl, bunlardan birinin halihazırda Avrupa Kültürel Rotalar Enstitüsü ve Avrupa Konseyi tarafından onaylanmış rotalara Türkiye deki kısımların eklemlenmesi olduğunu açıkladı. Bu rotalara örnekler şunlardır: Zeytin Ağacı Yolu (Bu konuda T.C. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı ile imzalanmış bir anlaşma bulunmaktadır.) Yahudi Mirası (Castillan Dili) (İstanbul, bu rotanın önemli bir durağıdır. İstanbul, the European Day of Jewish Culture *Avrupa Yahudi Mirası Günü+ kutlamalarına katılmıştır.) Iter Vitis (Batı ile Doğu arasında koridor olarak güzel bir örnek. Gürcistan ve Azerbaycan bu rotanın durakları arasıdna yer almaktadır.) Viking Rotaları Parklar ve Bahçeler Rotası Fenikeliler Rotası Avrupa Mezarlıkları Rotası Bir başka işbirliği şekli 2011 için sertifika başvurusu hazırlığında olan rotalar üzerinden katılım sağlanması olabilir. Odysseia çerçevesi Büyük İskender (Birkaç yıl önce bu yola dair bir öneri T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ndan kendilerine ulaştığını ifade etti.) Bizans Müzik Rotaları Bunlara ek olarak Türkiye tarafından oluşturulmuş yollar için işbirliği yapılması ve bunların Avrupa Konseyi Kültürel Rotlar progamının bir parçası hâline getirilmesi söz konusu olabilir: Aziz Paul Yolu : Kate Clow tarafından oluşturulan bu yol için Yunanistan katılım amacıyla Enstitü ye başvuruda bulunmuştur. Sultanlar Yolu Via Egnatia 6

Jorsala projesi: Brüksel ve İstanbul arasında yürüyüş yolu projesi. De Fenoyl, toplantıdan bir hafta önce, bu rota ile ilgili bir e-posta aldıklarını ifade etti. Claire de Fenoly, Kültürel Rotalar programına katılmak isteyen bütün rotaların Enstitü ye başvurması çağrısında bulunarak ve sertifaka başvuruları konusunda kendilerine en iyi biçimde yol göstereceklerini temin ederek sunumunu bitirdi. Çalıştayın sabahki oturumunda söz alan son konuşmacı Robert Franssen di. Hollanda Yürüyüş Derneği Wandelplatform (LAW) ve Avrupa Yürüyüşçüler Derneği (the European Ramblers Association-ERA) yürütücü kurulu üyesi olan Franssen, sunumuna yürüyüşçü nün tanımını yaparak başladı. Haftada bir saat sadece yürümek amacıyla yürüyen kişiyi yürüyüşçü kabul ettiğini söyleyen Franssen, insan sağlığına yararı dışında yürümenin bir coğrafyayı, bölgeyi, ülkeyi, kültürü daha yakından ve daha derinlemesine tanımanın en iyi yolu olduğuna dikkati çekti. Ardından Hollanda daki yürüyüş ve kültür rotaları hakkında bilgi veren Franssen, Hollanda da şu anda 7000 km. işaretlenmiş rota bulunduğu söyledi. Avrupa genelinde şu anda uluslararası işaretleme standardı olan kırmızı-beyaz ile işaretlenmiş 52.000 km. yolun yürünebildiği bilgisini de verdi. The European Ramblers Association a da (http://www.era-ewvferp.com/?page_id=6) değinen Franssen, derneğin Avrupa yürüyüş yollarının işaretlenmesinden sorumlu olmamakla birlikte oluşturulmuş olan 11 uzun mesafe Avrupa yürüyüş yolu alanında faaliyet gösterdiğini ifade etti. Günümüzde bu uzun mesafe yürüyüş yolları için ülkelerin sınırları içinde kalan işaretlenmiş yolları kullanmayı tercih ettiklerini ifade etti. Her ülke kendi işaretleme sistemine sahip olduğu için görsellerle bu çeşitliliğe dair örnekler sundu. Boya dışında tabelaların da yolların işaretlenmesinde kullanıldığını söyleyen Franssen, farklı ülkelerde farklı tabela kullanımlarına da örnekler gösterdi. Ayrıca European Path (E2) işaretinin de uzun mesafe yürüyüş yollarında (örneğin İngiltere den İspanya ya) kullanıldığını bilgi olarak verdi. Ardından bir rota oluşturulduktan sonra rotanın yürünmesini teşvik etmek ve kolaylaştırmak için yapılması gerekenlerden söz etti. Bunlardan ilki büyük ölçekli bir harita hazırlamaktır Haritanın köy, kasaba, arazi özellikleri gibi ayrıntıların yanı sıra yolun işaretlenmiş hâlini içermesi gerekmektedir. Sadece harita yerine bir rehber kitabın içine yerleştirilmiş harita da tercih edilebilir. Bu tür rehber kitaplar alanda daha çok kabul görür, zira yürüyüş yolu üzerideki tarihî, kültürel ve doğal zenginlikler ve 7

konaklama, dinlenme ve diğer hizmetlerle ile ilgili bilgi de içermektedir. Ancak genelde bu kitaplara GPS bilgileri eklenmemektedir, çünkü GPS bilgileri her rotanın kendi web sitesinde bulunmaktadır. Robert Franssen, sunumuna yolların bakımı konusunda bilgi vererek devam etti. Franssen Avrupa da yolların bakımının gönüllüler tarafından yapıldığını söyledi. Örneğin Hollanda da yaklaşık her 20 km. için bir gönüllü olmak üzere toplam 400 gönüllünün bu işle ilgilendiğini belirtti. Gönüllülerin yaptıkları işleri şöyle özetledi: Yeni yollar oluşturmak Yolun tarifini yapmak Tarifi kontrol etmek Hazırlanacak rehber kitap için fotoğraf çekmek Yol işaretlerini boyamak Her yıl yol işaretlerinin bakımını yapmak Ancak Franssen, bazı konularda profesyonel yardımın kaçınılmaz olduğunu söyleyerek bu alanları şöyle sıraladı: Haritanın içine rotanın çizilmesi Rehber kitabın tasarımı, dizgisi, baskısı Arazi sahiplerinden ve yerel yöneticilerden izin alınması Halkla ilişkilerin yürütülmesi Franssen, ayrıca, bir yol oluşturmanın maliyeti hakkında da bilgi verdi. Yol oluşturmanın son derece maliyetli bir iş olduğunu ifade eden Franssen, örneğin Hollanda da 1 km. yolun maliyetinin 1000 avro olduğunu söyledi. Ancak bu maliyetin ülkeden ülkeye değişiklik göstereceğini de sözlerine ekledi. Ayrıca özel girişimle oluşturulan yollar ile ulusal yollar arasında da maliyet farkı olduğunu, bunun nedeninin bazı ülkelerde ulusal yolların masraflarının ulusal hükümetler tarafından karşılanması olduğunu söyledi. Franssen e göre, rehber kitapların satışından elde edilen gelirin önemli bir bölümü yolların bakım çalışması için kullanılmaktadır. Robert Franssen, bunlara ek olarak yürüyüş yapanların profiline dair de bilgiler verdi. Yürüyüş yapanların %70 inin günübirlik yürüyüş rotalarını terich ederken ancak %30 unun iki üç günden fazla yürümeyi tercih ettiğini söyledi. 8

Rotaların yasal olarak korunması da Franssen in değindiği konulardan biriydi. Kuzey Avrupa ülkelerinden örnek veren Franssen, Hollanda da yollara erişim konusunda herhangi yasak olmadığını, özel mülkiyet ve su bendleri dışından her yere izin gerekmesizin erişilebildiğini söyledi. İsviçre de bütün yollar yasalarla korunurken İskandinavya da her yerde yürüyüş ve kamp yapılabildiğini belirtti. Sunumuna rotaların kalitesi belirleyen ölçütlerden söz eden Franssen yol üzerinde Mümkün olduğunca az asfalt Mümkün olduğunca az trafik Doğal güzellikler, parklar Yol kenarında oturma yerleri Güzel manzara bulunmasının yolun kalitesini arttırdığını söyledi. Hollanda için 12 km.de bir mağaza, konaklama alanı, yemek hizmeti, toplu ulaşıma erişimin kalitenin arttığı anlamına geleceğini söyledi. Son olarak işaretlemesi yapılmış bir yolun ekonomik değerinden söz eden Franssen, yolların bölgede ekonomik bir canlılık sağladığını ve şu iş kollarında gelir imkânının olduğu söyledi: Ulaşım firmaları, hosteller ve kamp alanları, restoran ve kafeler, mağazalar (yiyecek, hatıra eşya, malzeme), tatil şirketleri, film ve fotoğraf sektörü. Robert Franssen, ayrıntılı bilgi için www.wandelnet.nl ve www.era-ewvferp.com sitelerinin ziyaret edilebileceğini söyleyerek özellikle ERA nın (European Rambler s Association) sayfasının Türkiye den kullanıcılar açısından yararlı olacağını vurguladı. ERA nın bütün ulusal yapılanmalar için bir tür şemsiye organizasyon olduğunu belirten Franssen, neredeyse bütün Avrupa ülkelerinden üyesi olan ERA da Türkiye den üye bulunmadığını söyledi. Avrupa nın bir parçası olarak gördüğü Türkiye nin benzer bir ulusal oluşumla ERA ya üye olmasının yolların geleceği açısından olumlu bir adım olacağının altını çizerek sunumunu bitirdi. İkinci oturumun başlamasından önce FRİGKÜM Olağan Toplantısının ilk kısmına katılan çalıştay katılımcıları, hem FRİGKÜM Girişimi konusunda ayrıntılı bilgi alma hem de çalıştayın amaçlarını bir daha ifade etme fırsatı buldu. Toplantıda Afyonkarahisar, Kütahya ve Eskişehir valileri; Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcı Özgür Özaslan ve UNESCO TMK Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Kalpaklı kısa birer konuşma yaptı. 9

Öğleden sonraki oturumun ilk konuşmacısı, Frig Yolu ortaya çıkaran ekibi temsilen Hüseyin Sarı ydı. Hüseyin Sarı, öncelikle Frig Medeniyeti nin tarihi hakkında bilgi verdikten sonra harita üzerinde oluşturdukları Frig Yolu nun sınırlarına işaret etti. Bugün yol, dört ilin sınırları içinde kalmaktadır (Ankara, Eskişehir, Afyonkarahisar, Kütahya). 400 km. uzunluğundaki yol, uzun mesafeli yürüyüş yolu olarak tasarlanmıştır. İşaretleme sistemi, uluslararası standartlarda yapılmakta ve yol ile ilgili gereken belgeler hazırlık aşamasındadır. Yolun 2011 sonbaharında tamamlanması beklenmektedir. Frig Yolu gerek jeolojik özellikleri yönünden gerekse tarihî kalıntılar açısından dikkat çekicidir. Kültür ve doğanın bir araya geldiği peyzaj, yürüyüşü son derece keyifli kılmaktadır. Yol aynı zamanda İstiklal Yolu, Sultanlar Yolu, Evliya Çelebi Yolu, Aziz Paul Yolu ve Likya Yolu ile bağlantılıdır. Gordion (Ankara), Yenice Çiftliği (Kütahya) ve Seydiler (Afyonkar-hisar) olmak üzere üç noktadan yola giriş yapılabilir. Üç noktadan başlayan rotaların hepsi Yazılıkaya da (Eskişehir) birleşmektedir. Yol, kırmızıbeyaz boyalarla işaretlenmekte ve sarı-siyah yol işaret levhaları kullanılmaktadır. Yol ile ilgili rehber kitap İngilizce-Türkçe olarak hazırlanmaktadır. Kitapta ayrıntılı bir haritanın yanı sıra GPS noktaları da yer alacaktır. 2010 sonunda UNESCO Türkiye Millî Komisyonu na yapılan başvuru sonucu Frig Yolu na UNESCO TMK logosunu kullanım hakkı verilmiştir. Hüseyin Sarı, çalıştayın düzenlemesinden ve Frig Yolu nu anlatma fırsatı bulmasından duyduğu memnuniyeti ifade ederek sunumunu bitirdi. Oturum, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü nden Güldal Bozkurt ve Zeynep Şahin in sunumuyla devam etti. Sunumda Bakanlığın son dönemde izlediği turizm stratejisi ve bu strateji içinde kültürel rotaların hangi konumda olduğu açıklandı. Öncelikle 2007 yılında onaylanan Türkiye Turizm Stratejisi 2023 üzerine Zeynep Şahin bilgi verdi. Alternatif bir turizm anlayışına duyulan ihtiyaç, özellikle yabancı sermayeyi bu alana daha fazla yatırım yapmaya teşvik, farklı tanıtım ve pazarlama tekniklerine duyulan gereksinim ve dünyada değişen turizm algısının gerisinde kalmamak gibi güdülerle hazırlanan Türkiye Turizm Stratejisi 2023, deniz turizmine yapılan vurguyu azaltıp bütün yıla yayılan sürdürülebilir ve çevre dostu turizm seçeneklerini desteklemektedir. Uluslararası işbirliği ve paylaşımın geliştirilmesi ilkesine de dayanarak turizmde planlamadan hizmet kalitesine birçok alanda gelişme sağlanması hedeflenmektedir. 10

Zeynep Şahin in ardından söz alan Güldal Bozkurt, Kültür ve Turizm Bakanlığı nın Türkiye Turizm Stratejisi 2023 çerçevesinde belirlenen gelişme koridorları ve tematik gelişme bölgeleri hakkında bilgi verdi. Gelişim koridorları Aziz Paul Yolu Eskipazar Yolu Evliya Çelebi Yolu Frig Yolu Hz.İbrahim Kültür Yolu Hitit Yolu İstiklal Yolu Kaçkar Dağları Yolları Küre Dağları Rotaları Likya Yolu Sultanlar Yolu Yenice Ormanları Rotası olarak belirlenirken 14 tematik gelişim bölgesi saptanmıştır. Frigya Kültür ve Termal Turizm Gelişim Bölgesi Söğüt Kültür Turizmi Gelişim Bölgesi İpek Yolu Koridoru ve Eko-Turizm Gelişim Bölgesi Batı Karadeniz Eko-Turizm Bölgesi Yayla Koridoru Trakya Kültür Koridoru (Doğa ve Gastronomi Turizmi) Hitit Kültür Turizmi Gelişim Bölgesi Antalya Doğusu Eko Turizm Bölgesi Göller Bölgesi Kültür Turizmi Gelişim Bölgesi Kapadokya Kültür Turizmi Gelişim Bölgesi Ege Gastronomi Ve Kültür Yolu Aphrodisya Kültür Ve Termal Turizm Gelişim Bölgesi Gap Kültür Ve Turizm Gelişim Bölgesi Urartu Kültür ve Turizm Gelişim Bölgesi 11

Gelişim koridorları ve bölgeleri hakkında ayrıntılı bilgi verdikten sonra bu konuda Bakanlık olarak stratejinin en iyi şekilde uygulanması için önerilerinden söz eden Bozkurt, öncelikle bu faaliyetlerin planlama ve altyapı çalışmalarının bölgelerde yürütülen diğer faaliyetlerle bütünleştirilmesi gerekliliğini vurguladı. Kültür yolları konusundaki tüm aktörlerin ortak bir ulusal ağa bağlanmasının ve ulusal bir web sitesinin oluşturulmasının iletişimi kolaylaştıracağını ifade etti. Uluslararası paylaşımın arttırılması ilkesi gereğince gerekli uluslararası anlaşmaların yapılmasının gerektiğini, böylece ulusal yolların uluslararası yollarla bağlatının kurulmasının mümkün olabileceğini söyledi. Bölgedeki kültürel turizmin kalitesini iyileştirmek amacıyla konaklama ve kullanım olanaklarının çevreye saygılı biçimde geliştirilmesinin, pansiyonculuk eğitimlerinin düzenlen-mesinin, yerel düzeyde örgütlenme bilincinin ve farkındalığın arttırılmasının önemine dikkat çekerek sunumunu bitirdi. Sunumun bitiminde söz alan Kate Clow, bu alandaki eksikliklere değindi. Kültürel koridorlar konusunda Bakanlık tarafından belirlemiş ulusal standartların (haritacılık, işaretleme vb.) olmadığını ifade etti. Bir kültürel yolun ortaya çıkarılmasında ve tescillenmesinde izlenecek sürecin belirsiz olduğunu, yol konusunda yetkili mercinin kim olduğunun belli olmadığını söyledi. Kate Clow, zaman içinde çok fazla kültürel rota hazırlanacağını, ama standarttan yoksun olarak hazırlanmış bu rotaların daha sonra bir standarta kavuşturulmasının daha zor olacağını düşündüğünü, asıl endişesinin de bu olduğunu açıkladı. Güldal Bozkurt, Bakanlık tarafından yürütülen çalışmanın bir başlangıç çalışması olduğunu hatırlatarak bu aşamadan sonra bu konuda Bakanlık içinde de gelişme-lerin yaşanacağını, sadece Bakanlık ın değil yerel yönetimlerin, örgütlenmelerin de kültürel koridorlar üzerinde inisiyatif sahibi olması gerektiğini ve onların ta-leplerinin sürece yön vereceğini söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Dış İlişkiler ve AB Koordinasyon Dairesi Başkanlığı ndan Ece Yiğit Çalış da eleştirilerin yerinde olduğunu ancak bu tür çalışmaların amacının zaten bu tür eksikliklerin tespit edilmesi olduğunu ve bu çalışmalar sayesinde eksikliklerin giderilmesi yönünde daha planlı ve programlı bir biçimde hareket edileceğini ifade etti. Kate Clow dan sonra söz alan Nizamettin Kazancı, öncelikle belirlenen turizm gelişim bölgelerinde eksiklikler olduğu eleştirisini getirdi. Ayrıca kültür turizmine ek olarak jeoturizmi, botanik turizmi gibi Türkiye nin diğer zenginliklerini de öne çıkaracak girişimlerin planlanması gerekliliğine dikkati çekti. Son olarak bu bölgelere engelli 12

kişiler için alternatif ulaşım biçimlerinin de düşünülmesinin yerinde olacağını dile getirdi. Söz alan Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Özgür Özaslan, belirlenen bu bölgelerin başlangıç aşamasında olduğunu, henüz gözden geçirilmediğini ifade etti. Ama belli temalar çerçevesinde bölgeleri ele almaya çalıştıklarını söyleyerek bu konudaki görüş ve önerilerini mutlaka Bakanlık ın e-posta adreslerine iletmelerini rica etti. Ercihan Dilari de söz alarak Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerinden şimdiye kadar ihmal edilmiş bir alan olan at turizmi mevzusuna daha çok önem verilmesini, tanıtımlarda, broşürlerde at turizmine de yer verilmesini rica etti. Ardından söz alan İsmail Şahinbaş da haritalarda bölge adı yerine GAP ifadesinin kullanılmasını eleştirerek bölgenin adı olan Güneydoğu Anadolu Bölgesi nin kullanılmasının daha doğru olacağına dikkati çekti. Ayrıca kültür turizmi ile bazı alanların özel nitelikler arz ettiğini, dolayısıyla insan erişimine açmadan önce başka disiplinlerden biliminsanlarıyla işbirliği içerisinde bir araştırma ve planlama yapılması gerektiğini ifade etti. Bu kısa soru-cevap kısmının ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü nden Umut Özdemir söz alarak Frig Yolu web sitesi ile ilgili bir değerlendirme yaparak web sitesinin hedef kitleye daha iyi ulaşabilmesi için giderilmesi gereken bazı eksikliklere dikkati çekti ve bazı önerilerde bulundu. Oturum, Likya Yolu, St. Paul Yolu ve Kaçkar Rotalarını hazırlayan Kate Clow un sunumuyla devam etti. Kate Clow önce tarihsel bağlamında Türkiye deki yollardan, oluşum biçimlerinden ve özelliklerinden söz etti. Bu yolları daha önce katetmiş seyyahların bazılarını andı. Ardından tamamlanması 6 yıl süren Likya Yolu nun ortaya çıkarılış öyküsünü görsellerle anlattı. Yürünmesi, haritalanması, işaretlenmesi, bakımının sürdürülmesi, izinsiz müdahelelerle bozulan kısımların düzeltilmesi, GPS noktalarının belirlenmesi, web sayfasının yapılması, kitabının hazırlanması ve basılması gibi birçok konuda karşısına çıkan güçlükler için ürettiği çözümlerle Türkiye den iyi uygulama örneklerinden biri olduğu görüldü. Sunumuna Evliya Çelebi Yolu nu tanıtarak devam eden Clow, gelişen teknoloji sayesinde bu yolun bir yıl dokuz ayda ortaya çıkarılabildiğini söyledi. Tarih ve kültür turizmi sentezinin güzel bir örneği olan Evliya Çelebi Yolu nun bir özelliğinin de at ile katedilmesi olduğunu ifade eden Kate Clow, daha fazla yolun yerel turizme daha fazla katkı anlamına geldiğini ifade ederek Kültür 13

ve Turizm Bakanlığı nın bu konuya gösterdiği ilginin devam etmesi dileğiyle sunumunu bitirdi. Son olarak oturumda Evliya Çelebi Yolu nu ortaya çıkaran Caroline Finkel söz aldı. Kaçkar, Dağları, Çoruh Vadisi ve genel olarak Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi ndeki yollar hakkındaki sunumuna bu coğrafyadaki yolların üç temel sorunundan söz ederek başladı. Sorunların başından turizm mevsiminin çok kısa sürmesi gelmektedir. Ancak birkaç ay bu yollar yürüyüş için kullanılabilir. Yaz dönemine alternatif olarak kış dönemi için de kayağa dayalı alternatif turizm biçimleri az da olsa yakın zamanda ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla bölgeye yönelik planlamalarda daha geniş bir alan daha geniş bir süre için turizme uygun olabilecek şekilde ele alınmalıdır. Zira Çoruh Vadisi ve Kaçkarlar tarih, kültür ve gastronomi açısından da büyük bir potansiyel barındırmaktadır. İkinci sorun yöre halkının nüfusunun neredeyse tamamının yaşlılardan oluşmasıdır. Sürekli olarak dış göç veren bölgede köyler hızla boşalmakta, geride kalan yaşlı nüfus turizm sektörü için sürekli hizmet sağlayamamaktadır. Üçüncüsü de bu bölgede alanlar arasındaki geçiş noktalarının çok az olmasıdır. Bunlara ek olarak üç il arasında kalan bölgede bir de millî park bulunması koordineli bir turizm planı uygulamasını güçleştirmektedir. Bölgedeki turizm faaliyetlerinen şimdiye dek en çok faydalananlar katırcılardır. Katırcılar, 30 yıldan bu yana kampçılar için Kaçkarlar a malzeme ve yiyecek taşımaktadır. Bunun dışında bir iki aile turizmden pansiyonculuk yoluyla gelir elde etmektedir, ancak diğer aileler bu faaliyetten yeterince pay alamamaktadır. Caroline Finkel e sunumunda eşlik eden UNDP den Egemen Çakır bölgenin bazı özelliklerine değinerek hâlen yaylacılığın geleneksel olarak devam ettirildiğini ve hayvancılıkta da göçer kültürün etkilerinin sürdüğünü ifade etti. Mikroklima olan bölgede Akdeniz bitkilerinin görüldüğünü sözlerine ekleyen Çakır, örneğin bu bölgede zeytin, nar, incir yetiştiğini söyledi. Ayrıca gün içinde üç ayrı mevsimin yaşanabildiğini, dolayısıyla son derece özgün iklim şartlarına sahip olduğunu vurguladı. Bu şartların hem yaşam hem de gastronomi açısından zengin bir çeşitlilik sağladığını ifade etti. Egemen Çakır, Doğu Anadolu Turizm Geliştirme Projesi ile son üç yılda 24 ev pansiyonun bölgeye kazandırıldığını ifade etti. Bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığı nın desteğinin önemini de vurguladı. Bu pansiyonculuk çalışmalarının bölgedeki dış göçün tersine çevrilmesi için ilk adım olduğunu söyledi. Dolayısıyla bölge 14

için hazırlanacak kalkınma planlarında farklı birimler arasında koordinasyon sağlanarak turizmin de göz önünde bulundurulmasının ve turizme ket vuracak faaliyetlere dair daha bilinçli olunmasının bölgenin geleceği açısından gerekli olduğunu belirtti. Caroline Finkel, 15. yüzyılda 3. Henry nin elçisi olarak Timur un Semerkand daki sarayına giden İspanyol keşiş Clavijo dan da söz etti. İspanyolca ve İngilizce olarak günlüğü yayınlanan Clavijo nun yolunun hâlen kullanılabilir durumda olduğunu ifade eden Finkel, bu bölgedeki kültür yollarından biri olarak öne çıkarılabileceğini söyledi. Carolin Finkel ve Egemen Çakır, yeni baraj ve köy yolu inşaatlarının bölge için tehlike yarattığına dikkati çekerek bölge için yapılabilecekler konusunda Bakanlık tan ve Avrupa Konseyi nden de yardım beklediklerini ifade ederek sunumu bitirdiler. Soru-cevap kısmında söz alan Ersin Demirel, bölgedeki rotalar üzerinde işaretleme yapılmadığını ve bunun yürüşçü açısından kaybolma tehlikesini doğurduğunu söyledi. En azından iki yılda bir yerel rehberlerin işaretleme yapmasının bu açıdan olumlu olacağını söyleyerek görüşünü bildirdi. Egemen Çakır, bu konuda çalışmalarının devam ettiğini söyleyerek cevap verdi. Ardından TURSAB temsilcisi Sinan Haliç söz aldı. Kültür rotaları ile ilgili önceliğin tanıtım değil, altyapı sorunlarının giderilmesi gerektiği görüşünde olduğunu söyledi. Bölgenin turizm açısından ne çıkarılması sırasında son derece dikkatli davranılması gerektiğini, kötü örneklerin düzeltilmesinin daha zor olduğunu belirtti. Kırsal kalkınma amaçlandığında turizimden bir iki ailenin değil, genelin yararlandıpı bir ekonomik planın hazırlanması gerekliliğini vurguladı. Ayrıca tanıtım konusunda Kültür ve Turizm Bakanlığı ndan sonra TURSAB ın da rota sahipleri açısından önemli bir şans olacağını söyledi. Dolayısıyla bundan sonraki çalıştaylara aktif katılım vermek istediklerini söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Dış İlişkiler ve AB Koordinasyon Dairesi Başkanlığı ndan Ece Yiğit Çalış, bu çalıştayın bir başlangıç olduğunu daha sonra yapılacak çalıştaylarda TURSAB ile işbirliğinin gündemlerinde olduğunu ifade etti. Başak Güner, rotaların tanıtımında bitkilerin göz ardı edildiğini, oysa Türkiye nin bitki ve çiçek çeşitliliği açısından çok zengin olduğunu ve bunun da bir cazibe kaynağı olduğunu söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Dış İlişkiler ve AB Koordinasyon Dairesi Başkanlığı ndan Ece Yiğit Çalış, bu konuda bir karar alındığını, bundan sonra Dünya Miras Alanlarının tanıtımlarında endemik bitkilere yer verileceğini söyledi. 15

Seminer, katılımcılarla hatıra fotoğrafı çektirilmesiyle sona erdi. 16