KÜLTÜREL FARKLILIKLARIN SÖZSÜZ İLETİŞİME YANSIMALARI



Benzer belgeler
BEDEN DİLİ KULLANIMININ ÖNEMİ:

REHBERLİK VE İLETİŞİM 8

ETKİLİ İLETİŞİM BECERİLERİ

İLETİŞİM TEKNİKLERİ. Diğer Sağlık Personeli Temel Eğitim Programı. Dr.V.Aydan İZGİ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

İletişimin Bileşenleri

sorular-sorular-sorular

AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI TEKNİKERLİĞİ EĞİTİMİ - IV - İLETİŞİM BECERİLERİ

İLETİŞİM - 2 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

İnsanlar, tarihin her döneminde olduğu gibi bundan sonra da varlıklarını sürdürmek, haberleşmek, paylaşmak, etkilemek, yönlendirmek, mutlu olmak gibi

ÖNSÖZ 5 1 İLETİŞİM SÜRECİ VE EĞİTİM...

İletişim Nedir? İletişim; duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her yolla başkalarına aktarılmasıdır. Bu sürecin amacı ; anlaşılmaktır.

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu AİLE İÇİ İLETİŞİM

İLETİŞİM NEDİR? SINIFTA İLETİŞİM

DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

LET M ve BEDEN D L N N LET MDEK YER

İletişimin Sınıflandırılması

İLETİŞİM. Prof.Dr. Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı

TİD ÖĞRETİCİ VE TERCÜMAN EĞİTİMİ TERCÜMANLIĞI. Berhan L. Bıyıkoğlu

EĞİTİM TEKNOLOJİSİ VE İLETİŞİM

Etkili İletişim. Uzman Klinik Psikolog, Evlilik ve Aile Terapisti. Zeynep SET

Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme İLETİŞİM

İletişim ve İletişim Sürecinde Halkla İlişkiler. Kişilerarası İletişim. Kişisel İlişkiler ve Davranış Geliştirme Süreci

KARANLIĞIN ALIŞILMADIK DENEYİMİ

İLETİŞİM VE İLETİŞİM SÜRECİ PSİKOLOG PSİKOTERAPİST AİLE DANIŞMANI SİBEL CESUR AKYUNAK

Türk Toraks Derneği Kış Okulu 16 Şubat 2018, Antalya Sağlıklı İletişim

ETKİLİ İLETİŞİM BECERİLERİ. İLETİŞİM ve SÜRECİ

PSK 271 Öfke Yönetimi ( Güz Dönemi) Yrd. Doç. Dr. Nilay PEKEL ULUDAĞLI. Öfke Yönetimi: Duyguları İfade Edebilmek ve Duygularla Başa Çıkmak

İLETİŞİM BECERİLERİ. *İş hayatında başarının %85 i doğru iletişime dayanır. *İş hayatında kusurların %75 i iletişim eksikliğinden kaynaklanır.

Dinleme DİNLEME. Dinlemenin Amaçları. Dinlemeyi Etkileyen Faktörler. Motivasyonun, Duyguların ve Amacın Etkisi

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞTA GRUP SÜRECİ: ÖRGÜTSEL İLETİŞİM Doç. Dr. Cevat ELMA. İLETİŞİM Bilgi, fikir ve duyguların bir kimseden diğerine geçme sürecidir.

İletişim kavramı ve tanımı

AĐLE ĐÇĐ ETKĐLĐ ĐLETĐŞĐM

REHBERLİK VE İLETİŞİM 9

Doç. Dr. Serdar Öztora Aile Hekimliği Anabilim Dalı

İLETİŞİM. İnsan davranışlarının bir ürünüdür Dinamik bir olgudur Belirli kalıplara bağlıdır

Kıvılcımlar Programı Başvuru Formu

Etkin Dinleme. Yönetici tarafından yazıldı Salı, 03 Mart :38 - Son Güncelleme Çarşamba, 18 Mart :25. Etkin Dinleme

GÖRÜŞME GÖRÜŞME GÖRÜŞME. Sanat vs Bilim? Görüşme Yapma Becerileri. Hangi Amaçlar için Kullanılır? (mülakat-interview)

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler.

PSK 172 İletişim Becerileri. Sözel Olmayan İletişim Human Communication [Bölüm 4]

Otizm Spektrum Bozukluğu. Özellikleri

İLETİŞİM BECERİLERİ. Doç. Dr. Bahar Baştuğ

MESAJIN ULAŞMASI SÖZ SES BEDEN DİLİ %93

Etkili Konuşmanın Özellikleri

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

HASTA YARARINA İLETİŞİMİ GELİŞTİREN VE İLETİŞİME ZARAR VEREBİLEN DAVRANIŞLAR

elif bengü Bölüm 4 İLETİŞİM VE EĞİTİM

Öğretim Materyallerinin Eğitimdeki Yeri ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI. Dr. Ümmühan Avcı Yücel Esin Ergün

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler

iki kafa arasındaki mesafedir

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

Eğitimin Amacı: Eğitimin İçeriği: STRES YÖNETİMİ Eğitimin Süresi*:

İletişim, hem güçlerimizin farkında olmak, hem de zayıflıklarımızın üstesinden gelmek demektir.

İletişimin Öğeleri SINIFTA İLETİŞİM SÜRECİ İletişim Kavramı Kişilerarası duygu, düşünce ve bilgi alışverişidir.

Eğitim Kataloğumuz 2017

4. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (10 Eylül-19 Ekim 2012)

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ

SİSTEM. Sosyal Sistem Olarak Sınıf. Okulun Sosyal Sistem Özellikleri. Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN

Dünyanın İşleyişi. Ana Fikir. Oyun aracılığıyla duygu ve düşüncelerimizi ifade eder, yeni anlayışlar ediniriz.

Duygusal Zekaya Önem Verin!

ANNE BABA ÇOCUK İLETİŞİMİ

İLETİŞİM BECERİLERİ. İl Sağlık Müdürlüğü Eğitim Şubesi

T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü. Eğitim Programları ve Öğretimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı Öğretim Planı.

Kişilerarası İletişim (PR 231) Ders Detayları

1. Uluslararası Karadeniz Dil ve Dil Eğitimi Konferansı, Eylül 2017, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, SAMSUN

ORİON EĞİTİM VAKFI ÖZEL PİRİ REİS OKULLARI PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK SERVİSİ NİSAN AYI VELİ BÜLTENİ 2016 ÇOCUKLA ETKİLİ İLETİŞİM

Engellilere Yönelik Tutumların Değiştirilmesi ZEÖ-II 2015

ÖRGÜT SAĞLIĞI OKULDA SAĞLIK, İKLİM VE. Sağlıklı örgüt için gerekenler: Yrd. Doç. Dr. Çetin Erdoğan. Örgüt Sağlığı. Örgüt Sağlığı.

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS Ön Koşul Dersler

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çalışan Sağlığı ve Bilimsel Kapasitenin Güçlendirilmesi Projesi

Almanca bölümü olarak hedeflerimiz:

Bölüm 1. İletişimin ve Psikolojinin Gelişimi... 19

2.SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ

Dersin Adı D. Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS003 IV Ön Koşul Dersler

SAĞLIK TURİZMİ VE HEMŞİRELİK SEMPOZYUMU

ÜNİTE:1. Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2. Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3. Sosyal Biliş ÜNİTE:4. Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5

Engellilere Yönelik Tutumların Değiştirilmesi ZEÖ II

ANAOKULU 5 YAŞ 1. SORGULAMA ÜNİTESİ VELİ BİLGİLENDİRME BÜLTENİ Eğitim - Öğretim Yılı

Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı

MAĞAZA İMAJI, MAĞAZA MEMNUNİYETİ VE MAĞAZA SADAKATİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN TÜKETİCİLER AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ ÖZET

AKTIF (ETKİN) ÖĞRENME

We are experts of. workplace culture. GIFTWORK Modelini Anlamak. greatplacetowork.com.tr

VYGOTSKY SİSTEMİ: KÜLTÜREL-TARİHSEL GELİŞİM KURAMI

Serkan KAMBER. Trabzon Tevfik Serdar Anadolu Lisesi Bilgi ve İletişim Teknolojisi Öğretmeni

HAZIRLIK SINIFLARI 3. SORGULAMA ÜNİTESİ VELİ BİLGİLENDİRME BÜLTENİ Eğitim - Öğretim Yılı

SGSCC WP 2: Türkçe Ulusal Raporu. 1.Projenin tanıtımı


02/17 Jelinek, Hauschildt, Moritz, Okyay, & Taş HOŞGELDİNİZ. Depresyon Tedavisinde Metakognisyon Eğitimi (D-MCT)

MEDYA VE İLETİŞİM YÖNETİMİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI BÜTÜNLEŞİK PAZARLAMA İLETİŞİMİ YÖNETİMİ YOĞUNLAŞMA ALANI BİLGİ PAKETİ

Yüz Okuma Yoluyla Gerçekleri Anlama

Okulda Olumlu Kişilerarası İlişkiler Geliştirme. Ümraniye RAM

Duygusal Zeka: Aile/Arkadaş şirketlerinde, KOBİ lerde, çok uluslu kurumsal yapılarda duygular ve ilişkiler

1. SINIF - 1. SORGULAMA ÜNİTESİ VELİ BİLGİLENDİRME FORMU Öğretim Yılı

Elbistan Meslek Yüksek Okulu Güz Yarıyılı - Hafta X

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ

EDEBİYAT. Edebiyat okumak bakmak ve görmek arasındaki hassas çizgiyi anlamayı sağlayan bir yolculuğa çıkmaktır. (By Oleg Shuplyak)

NİÇİN İLETİŞİM KURARIZ?

O Dil; Çok geniş anlamıyla dil, düşünce, duygu ve güdüleri, doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracıdır.

Transkript:

KÜLTÜREL FARKLILIKLARIN SÖZSÜZ İLETİŞİME YANSIMALARI Melis YALÇIN * ÖZET İnsan davranışlarını anlamada disiplinlerarası bir bakışa ihtiyaç duyulmaktadır. Psikoloji biliminin yetersiz kaldığı noktada sosyoloji bilimi devreye girmektedir. Sosyolojik olarak ele alındığında insan davranışlarını etkileyen en önemli faktör kültürdür. Kültür, kişilerin iletişim tarzını biçimlendirmekte, böylece benzer kültürel özelliklere sahip kişilerin sergilediği iletişim stili birbirine yakınlık gösterirken, farklı kültürel özelliklerdeki kişilerin uzaklık göstermektedir. Bu farklılıklarla birlikte yaşamanın yolu ise iletişimden geçmektedir. Buna ilişkin farklı kültürden kişilerle etkileşim kurulurken farkındalık kazanılması, etnosentrik bakış açısından kaçınılması, başka kültürlere saygı duyulması gerekmektedir. Bu süreçte sözlü iletişim becerileri kadar sözsüz iletişim becerileri de önem kazanmaktadır. Bu çalışmada kültür kavramı tanımlandıktan sonra kültürel farklılıklar ve bu farklılıkların sözsüz iletişime olan etkileri açıklanmaktadır. Bu bağlamda sözsüz iletişimin alt başlıkları arasında yer alan jestler, mimikler, kişilerarası mesafe, dokunma ve diğer sözsüz iletişim öğelerinde görülen kültürel farklılıklar, çeşitli örneklerle birlikte anlatılmaktadır. Anahtar kelimeler: Sözsüz İletişim, Beden Dili, Kültür, Kültürel Farklılık * Öğretim Görevlisi, Celal Bayar Üniversitesi Kula Meslek YüksekokuluHalkla İlişkiler ve Tanıtım Programı

GİRİŞ Sözlü iletişimden daha sık kullanılması ve daha etkili olması nedeniyle sözsüz iletişimin iletişim sürecindeki önemi yadsınamamaktadır. İletişim sadece sözcüklerle gerçekleşmemekte; insanlar, karşısındaki hakkında bilgi edinmede bununla yetinmemektedir. İletişim sürecinde konuşma bitebilir; ancak kişiler duruşlarıyla, bakışlarıyla, susmasıyla, dokunuşlarıyla, zamanı ve mekanı kullanmalarıyla karşı tarafa belli mesajlar iletmektedir. Bu mesajların kod açılımı ise aynı değerlere, düşünce yapısına sahip kişiler tarafından daha kolay biçimde gerçekleşmektedir. Farklı değerler söz konusu olduğunda ise bu kodların açılımı zorlaşmaktadır. Davranış bilimi tarafından insan davranışlarının altında yatan sebebin düşünceler olduğu belirtilmektedir. Düşünceleri belirleyen faktör ise kültürdür. Ortak değerler ve düşünceler, kültür çatısı altında oluşmaktadır. Kültür, insanların düşünce yapılarını ve davranış kalıplarını etkilemekte, bu durum, iletişim tarzlarının şekillenmesinde rol oynamaktadır. Kişilerarası iletişimde duygu ve düşüncelerin ifade edilmesi, kültürden kültüre değişiklik göstermektedir. Öte yandan, kişinin duygu ve düşüncelerini ifade ederken sergilediği sözlü ve sözsüz iletişim biçimi, aynı kültürün alt kültürleri arasında bile farklılaşabilmektedir. Bu farklılıklarla yaşamak, iletişim becerisini gerekli kılmaktadır. Kültürlerarası iletişimin alt konularından biri olan kültürlerarası yeterliliğe ulaşabilmenin yolu farklı kültürlerden insanların sözsüz iletişim kodlarını çözümlemeden geçmektedir. Bunun için de kendi kültürümüzün ve diğer kültürlerin özelliklerini bilmek ve sözsüz iletişimdeki yansımalarını incelemek gerekmektedir. 1. Epistemolojik Olarak Kültür ve Kültürün Genel Özellikleri Kültür kelimesinin kökeni Latincecolere fiilidir. Colere sözcüğü Latincede eğilim göstermek, muhafaza etmek, işlemek, gelişmek, sürmek gibi anlamlara gelmektedir. Bu kavram, doğal üründen daha çok bir insan yapımıdır. İngilizce kelimenin eğitim aracılığıyla geliştiğini fark etme ve bu sözcüğün kullanımı ilk kez 1510 yılı olarak kaydedilmektedir. Medeniyetin entelektüel yanı anlamına gelen bu sözcüğün kullanımı, 1805 yılına dayanmaktadır. Kolektif gelenekler ve insanların başarıları anlamında kullanılması 1867 yılına dayanmaktadır. Kültür şoku teriminin ise ilk olarak 1940 yılında kullanıldığı bilinmektedir (http://www.etymonline.com). Kültür; dilden, düşüncelerden, inançlardan, geleneklerden, tabulardan, kodlardan, kuruluşlardan, kurallardan, sanat çalışmalarından, ritüellerden, kutlamalardan ve

sembollerden oluşmaktadır. Bununla birlikte insanoğlunun kendi amaçları için çevreye adapte olmasına izin vereninsan evriminde hayati bir rol oynamaktadır. Her insan toplumunun, kendine ait özel bir kültürü ya da sosyokültürel sistemi bulunmaktadır (EncyclopaediaBritannica). Hofstedekültürü, bir grubu diğer bir gruptan ayıran ortaklaşa programlanmış zeka (akıl) olarak tanımlar(hofstede, 1980: 225). Mutlu (1999), daha genel anlamda kültürün özelliklerini özetlerken kültürün öğrenilir, uyarlanabilir, kuşaktan kuşağa aktarılabilir, paylaşılabilir, sınırlayıcı, simgeleyici ve birbirini bütünleyen çeşitli unsurlardan meydana geldiğini belirtmektedir. Bunun yanı sıra öğrenilerek ve deneyimleyerek kazanıldığını ve üzerinde uyarlama yapmanın insanın doğal kabiliyeti olduğunu ifade etmektedir. Öte yandan kültürün nesilden nesile aktarıldığını ve toplumun bütün bireyleri tarafından paylaşıldığını öne sürmektedir (Yeşil, 2013: 54-55). Bununla birlikte genel olarak kültürün değerler, normlar ve eserler olmak üzere üç parçadan oluştuğu bilinmektedir.değerler; yaşamda neyin önemli olduğunu söyleyen düşüncelerdir. Normlar;insanların farklı durumlarda nasıl davranması gerektiğine dair açıklamalardan oluşmaktadır.eserler (insan eliyle yapılmış şeyler);kültürel değerleri ve normları yansıtmaktadır (Rana Sinha,http://ezinearticles.com/) Kendin için öğrenm ek Ailen için en iyisini yap yap Şekil 1. Bireyci Kültürle Kolektif Kültürün Karşılaştırılması Şekil 1 de görüldüğü üzere; bireyci kültürde yetişen bir baba çocuğuna öğüt verirken kendin için öğren deyişiyle bir davranış sergilemeden önce kendini merkeze alarak düşünmesi gerektiğini belirtmekte, ancak kolektif kültürde yetişen diğer baba, bulunduğu kültürün zihinsel yazılımının etkisi altında kalarak çocuğuna ailesi için en iyisini yapmasını söylemektedir. Böylece davranışlarında önce toplumu dikkate alması gerektiğini vurgulamaktadır. Bu durumda kültürün sözlü iletişimi etkilediği, kişilerin söylemlerinin arka planında aslında kültürel kodların bulunduğu görülmektedir.

2. Sözsüz İletişim Kişilerarası iletişim sürecinde sözsüz iletişim, sözlü iletişimi bazen tamamlayan bazen de tamamen onun yerine geçen bir iletişim türüdür. Çoğu zaman beden diliyle aynı anlama gelen bir kavram olarak kullanılmaktadır; ancak sözsüz iletişimin, beden dilinden daha geniş kapsamlı bir kavram olduğunun bilinmesi gerekmektedir. Beden dilinin inceleme alanı sadece jestler ve mimiklerken, sözsüz iletişimin inceleme alanı, jest ve mimiklerin yanı sıra kişilerarası mesafeler, dokunma, ses tonu, zaman-mekan kullanımı ve renklerdir. Araştırmacılara göre duruş mesafesi (prozemics), beden duruşu-beden hareketleri (kinetics), göz teması (oculesics) ve ses tonu (vocalics) sözsüz iletişimin öğeleri arasında yer almaktadır (Onay vd., 2011: 148). Sharifiabad ve Vali; kültür, cinsiyet, yaş ve akıl gibi beden diliyle ilintili iletişimi etkileyen pek çok faktörün bulunduğunu ileri sürmektedir. Araştırmacılar, beden dilini kullanarak İngilizce konuşan anadili İngilizce olan ve olmayan öğrenciler arasında farklılıkları tanımlayan bir çalışma yürütmektedir. Çalışma, beden dilini kullanma açısından bu iki öğrenci grubu arasında önemli farklılıkların olmadığını ortaya koymaktadır. Ancak gözlemler göstermektedir ki; anadili İngilizce olmayıp da İngilizce konuşan öğrenciler, iletişim sürecinde yüz ifadelerini jestlerden daha çok kullanmaktadır. Araştırmacılar, beden dilinin iletişim sürecindeki insanların selamlaşmalarını, nasıl oturup durduğunu, kullandıkları yüz ifadelerinin neyi temsil ettiğini, kıyafetlerini, saç stilini, ses tonunu, göz hareketlerini, nasıl dinlediklerini, nasıl yakınlaştıklarını, durduklarını ve dokunduğunu kapsadığını belirtmektedir. Araştırmacılar aynı zamanda duyguların, mekanın, zamanın ve sözsüz anlatılan bilginin dili olarak beden dilinden söz etmektedir. Sözsüz iletişim, özellikle baş ve el olmak üzere vücudun bir bölümünün hareket etmesi olarak söz edilen jestler ve yüz ifadeleriyle insanların arasında üretilen konuşulmayan dili kapsamaktadır. Diğer taraftan oldukça önemli olan göz ve yüz hareketlerini de içermektedir. Oturma ve durma, aynı zamanda eğilme, ayak tabanını gösterme gibi kültürlerarası iletişimde mesajlar iletmektedir(sharifiabad ve Vali, 2011: 48). DePaulo ve Friedman (1998), sözsüz iletişimin dinamik bir yapıya sahip olduğunu ve diğer kelimelerden işaretler aracılığıyla çoğunlukla yüz yüze bilgi değişimini içerdiğini belirtmektedir. (G. Brown, 1977) a göre sözsüz davranışlar, iki şekilde üreten dili kapsamaktadır. Başka bir ifadeyle düşünceleri açık bir şekilde düzenlemek için konuşmacılarla yardımcı olmaktadır. Buna ek olarak sözsüz iletişim, mesajları üç şekilde anlama bağlamında yüksek dikkat sağlama, ek içerik sunma ve hatırlamayı kolaylaştırmaya katkı sağlamaktadır. Kültürlerarası iletişimde sözsüz faktörlerin rolü açısından Brown,

kültürün ifadesinin sözsüz iletişime bağlı olduğunu, kültürü öğrenme engellerinin sözlü iletişimden çok sözsüz iletişimden kaynaklandığını belirtmektedir (Allen, 1994: 166). Bu yüzden Shi ve Fan çalışmalarında, hedef kültüre asimile olmada sözsüz faktörlerin zorluklarının üzerinden gelmek için dili öğrenmenin daha önemli olduğunu ileri sürmektedir. Farklı kültürel geçmişe sahip insanlar, benzer beden dilini farlı anlayabilmektedir. Bu farklılık, yanlış anlama ve çatışmalara sebep olabilmektedir. Bazı katılımcılar, farklı kültürden biriyle iletişim kurmak için hedef kültürdeki bazı sözsüz davranışların bilinmesi gerektiğini belirtmektedir (Shi ve Fan 2010: 114). Araştırmacılar tarafından sözsüz davranışların öğretilmesinin hedef kültürü öğrenmeyi kolaylaştırabileceği açıklanmaktadır. Bununla birlikte İngiliz kültürüyle yakın ilişkiler kurabilmede sözsüz iletişimin önemli olduğu savunulmaktadır. Buna ilişkin Avustralyalı insanlardan örnek verilerek, Avustralyalıların gerçek olmayan bir şeyi söyledikleri zaman kendi başlarının her iki tarafına iki parmağını yerleştirdikleri belirtilmektedir. Avustralyalılarla ilgili başka bir örnek gösterilerek; herhangi bir durumdan şikayet ettiklerinde yerel halkın sözsüz davranışlar sergiledikleri ifade edilmektedir. Bir araştırmacı, Avustralyalıların bazen kızgınlıklarını, hayal kırıklıklılarını ya da üzgünlüklerini davranışlarıyla gösterdiklerini; fakat tamamen anlayamadığını açıklamaktadır. Diğer yandan, davranış sistemlerini değerlenmenin uzun zamanını aldığını ileri sürmektedir. Bazı araştırmacılar ise bazı iletişim problemlerinin paralinguistik faktörlerden kaynaklandığını iddia etmektedir. Örneğin; yerel halk duraklama veya sesi, ses perdesini ve tonunu dinleme ile ne zaman konuşmayı sürdüreceğini bilebilmektedir. Oysa zamanlamayı bilmediği için yabancı birinin konuşmaya ne zaman başlayacağı zor bir durumdur. Sadece iki araştırmacı, sözsüz davranışları kullanmanın ve yorumlamanın başarılı deneyimler olduğunu bildirmektedir. Araştırmacılardan biri, evrensel sözsüz ifadeleri bildiği için herhangi bir iletişim sorunuyla karşılaşmadığını belirtmektedir. Başka bir araştırmacı bununla ilgili benzer fikri paylaşarak, kaldığı evin sahibinin kendisine ilk tanıştıkları zaman gözlerinin içine bakarak konuştuğu için ona karşı olumlu bir izlenim olduğunu ifade etmektedir. İngilizce öğrenmede İngilizce öğretmenlerinin önemli bir yeri bulunur. İngilizce öğretmede kullanılan sözsüz davranışlar, İngilizceyi öğrenme düzeyini etkilemektedir. Yapılan bir araştırmada, Çinli İngilizce öğretmenlerin sınıfta ders esnasında beden dilini çok kullanmadıkları, sadece bulundukları yerde durdukları, tahtaya yazı yazma dışında çok az hareket ettikleri belirtilmektedir. Halbuki öğrencilerle konuşan, yüz ifadelerini doğru ve etkili kullanabilen öğretmenlerin, öğrencilerin kendilerini daha rahat hissetmelerine ve derse ilgi göstermelerine katkı sağladığı düşünülmektedir. Sözsüz davranışları öğrenmek, kültürlerarası yeterliliği

geliştirir, böylelikle başka kültürden insanlarla yakın ilişkiler kurabilmeyi kolaylaştırmaktadır (Shi ve Fan, 2010: 116-118). 3. Kültürel Farklılıkların Sözsüz İletişime Yansımaları Kültür ve iletişim birbirinden ayrılamaz Edward Hall İletişim kodları kültürden kültüre değişmektedir. Buna bağlı olarak iletişimin türlerinden biri olan sözsüz iletişim üzerinde kültürün etkileri görülmektedir. Kültürel farklılıkların sözsüz iletişime nasıl yansıdığını anlamak için sözsüz iletişim öğelerinin her biriyle ilişkisini incelemek gerekmektedir. İnsanların iletişim tarzlarını belirlenmesinde içinde doğdukları ve yetiştikleri kültürün dilini, konuşma kurallarını ve dinleme normlarını öğrenmesi etkilidir. Hemen her kültürün ve alt kültürlerin kendilerine özgü, farklı iletişim kuralları ve normları bulunmaktadır (Barutçugil, 2011: 130). Kültürlerarası iletişim, bu kural ve normları öğrenmekle birlikte bunlara saygı göstererek farklı kültürdeki insanlarla etkili iletişim kurabilme becerisidir. Kültürlerarası iletişimim disiplini mikro düzeyde yabancılar arasındaki yüz yüze iletişimi, makro düzeyde ise etnik gruplar, uluslar ve ülkeler arasındaki iletişim faaliyetleri incelemektedir. Kültürlerarası iletişimin yeterliği, gönderilen mesajın alıcının algılayabileceği ve kaynağın niyetine uygun şekilde yorumlayabileceği şekilde kodlanmasına, alıcının da algıladığı mesajın farklı bir kod sisteminin ürünü olduğunun farkında olmasına bağlıdır. İletişimsel yeterlik, dil bilgisini bilmenin yanı sıra kime neyi nasıl söyleneceğini bilmeyle ilintilidir (Mutlu, 1995: 178 den aktaran Tabakcı, 2008: 42). Sözsüz iletişimin daha duygusal nitelikte olması, onun sözlü iletişimden ayırt edici özelliğidir. Sevgi, nefret, üzüntü ve sevinç vb. duyguları sözden daha iyi anlatan davranışlar her kültürde bulunmaktadır. Batı kültüründe, özellikle toplumun üst katmanlarında, bireylerin duygularını dışa yansıtması hoş karşılanmamaktadır. Türk kültüründe İngilizler için soğuk önyargısının oluşmasında bu kültürel niteliğin önemli rol oynamaktadır. Duygularını kolayca ve açıkça ortaya koymakta herhangi bir sakınca görmeyen Türkler ile duygularını saklamayı ve dışa vurmayı erdem sayan İngilizlerin etkileşiminde yanlış anlaşılmalar çıkabilmektedir (Kartari, 2006: 164-191). Aleskerli (2002) ye göre, kültürlerarası yaşanan değişimlerin

iklimle ilişkisi bulunmaktadır. Sıcak iklimli bölge insanının ilişkileri de sıcaktır. Bu bağlamda beden diliyle vücut ısısı arasında doğru orantıdan söz edilebilmektedir. İbni Haldun, Mukaddime adlı başyapıtında, insanların karakterinin oluşumunda yaşadığı coğrafyanın ve o bölgede yaşanan iklimin önemli bir etkiye sahip olduğunu açıklamaktadır. Dağlık bölgelerde yaşayanlarla, vadilerde ve denize yakın yerlerde yaşayanların huy ve tabiatının farklılık göstereceğini, mizaçtaki sertlik ya da yumuşak huyun, coğrafyayla birlikte iklimin sert ve ılıman olmasıyla da ilişkilendirileceğini ifade etmektedir (Üstünsel, 2011: 81). 3.1.Jestlerde Kültürel Farklılıklar İnsanların herhangi bir konuyu açıklamak amacıyla kullandıkları el ve kol hareketleri şeklinde ifade edilen jestler kültürden kültüre değişiklik göstermektedir. Aynı jestler farklı kültürlerde değişik anlamlara gelebilmektedir. Bunun altında yatan sebep, kültürlerarası simgelerin ve algıların farklılık göstermesidir (Schober, 2003: 163). Örneğin bazı kültürlerde insanlar, bir olayı ya da durumu anlatırken el-kol hareketlerini çok kullanmaktadırlar. Böylelikle kendilerini daha iyi ifade ettiklerini düşünmektedirler. Karşısındaki de bu durumdan rahatsız olmamakta ve onu samimi algılamaktadır. Ancak İngiltere de durum farklıdır. İngiltere de bazı okullarda öğrencilerin koltukaltlarına kitaplar yerleştirilip topluluk karşısında öyle konuşmalarına yönelik bir eğitim uygulanmaktadır. Bu sayede öğrenciler belirli bir zaman sonra kollarını hareket ettirmemeyi öğrenmektedirler (İzgören, 2000: 9). Bu kültürde el-kol hareketlerini çok kullanmak hoş karşılanmamakta, insanlar eğitilirken buna dikkat edilmektedir. Konuya ilişkin başka bir örnek İtalyanlarla ilgili verilebilmektedir. İtalyanlar bir yemeği beğendiklerinde işaret parmaklarını yanaklarına sabitleyip mmm diye çevirirlerken, Türkiye de kullanılan mükemmel işareti orada rezalet anlamında kullanılmaktadır. Elle yapılan 0 işareti, Japonya da para anlamına gelirken Amerika da problem yok ya da başarı anlamına gelmektedir. Aynı işaret Latin Amerika da ve Türkiye de ise insanlar tarafından küfür olarak algılanmaktadır (İzgören, 2000: 14). Aynı jest, değişik ülkelerdeki insanlar tarafından farklı yorumlanmaktadır. Birleşik Arap Emirlikleri nde elleri göğüste birleştirmek saygı ve alçak gönüllük göstergesi ayak tabanını göstermek ise saygısızlıktır. Bu bağlamda özellikle otururken ayakların duruşuna dikkat edilmesi gerekmektedir. Meksika da ise eller cepte ya da belde durmak kabalık olarak algılanmaktadır (Yüksel, 2013: 132-133).Başka ülkelerde ise bu durum, kabalığın göstergesi olmamaktadır. Bu nedenle Meksika da bulunan biri, davranışlarına bu

yönde dikkat etmesi gerekmekte, aksi takdirde karşısındakine kaba biri izlenimi verebilmektedir. Şekil 2. Bir İngizle Avustralyalının Selamlaşması Kaynak: http://www.sgiquarterly.org/feature2011apr-9.html Farklı kültürel geçmişlere sahip iki insan arasındaki iletişimingizli tehlikelerle dolu olduğu bilinmektedir.örneğin; İngiliz sömürgeciler Yeni Zelanda ya üstün gelirken bu topraklar bizim demekte yerli Maori de bu topraklar bizim demektedir. Başka bir ifadeyle, Batı insanları toprakları, kendi yababilecekleri bir şeyler olarak görmekte, araştırmaya, işgal etmeye ve sömürmeye karşı çıkmaktadır. Maori, tam tersine insan türünü gezegenle örülü canlılardan oluşan bir bütünün daha geniş bir parçası şeklinde görmektedir. Kendilerini gelecek nesillere iyi bakmak ve onları korumak için ataları ve gezegen tarafından hediye olarak verilen toprakla tanımlanmaktadır. Mülkiyet kavramının Batı ya dönüşümü, bireysel haklarla ilişkili yanlış anlaşılma yaratmaktadır(edith Sizoo, Intercultural Communication, http://www.sgiquarterly.org/feature2011apr-9.html). Şekil 3.Obama nın Japon Başkanı ile Görüşmesi Kaynak: http://www.sgiquarterly.org/feature2011apr-9.html

Kumayama (1991), bir şeyleri verirken ve alırken ellerin özellikle Japon kültüründe önemli olduğunu belirtmektedir. Örneğin; Japonlar, iş kartlarını verirlerken her iki ellerini de kullanmaktadırlar. Bu durumda kartı alan kişinin her iki elle alması beklenmektedir. Aksi takdirde saygısızlık ve kabalık olarak yorumlanmaktadır. Benzer durum hediye alımında da söz konusudur. Japonlar hediye verirken ayağa kalkar ve hediyeyi iki elle birden vermekte, alan kişi de yine aynı şekilde iki eliyle hediyeyi almaktadır. İki elle hediye almak, Japon kültüründe değer verme, minnet duyma ve teşekkür etme gibi anlamlara gelmektedir (Kumayama, 1991). Sağ ve sol el kullanımında da kültürlerarası farklılık görülmektedir. Coshkun (2010), Orta Doğu da dini inançtan dolayı yemek yerken, selamlarken ve sigara içerken sol eli kullanmanın uygun görülmediğini ifade etmektedir. Orta Doğu insanları farklı kültürden insanları selamlaşırken sol elini uzatırken gördüklerinde muhtemelen yanlış anlamaktadır. Kültürel farklılıklara bağlı olarak çeşitlilik gösteren davranışlara daha pek çok örnek vermek mümkündür. Örneğin; bacak bacak üstüne atmak, Amerika ve Avrupa da normal bir davranış iken Araplar ayak tabanının görünmesine tepki göstermektedirler. İngilizler vücut dilini çok az kullanırken Araplar daha fazla kullanmaktadırlar. Çin de yere tükürmek serbestken onun üzerine basmak yasaktır. Tibet ve Pekin de çay bardağı iki el ile sıkı sıkıya kavranmaması, aksi servisi yapan kişiye saygısızlık göstergesi sayılmaktadır. Eğilerek selam verme, Uzakdoğu kültüründe saygı gösterme anlamına gelmektedir. Japonya da servis sırasında çatal kaşık niyetine verilen çubukları yemek tabağının içine çarpı olarak bırakmak hakaret olarak algılanmaktadır. Bu davranış, yemeğin beğenilmediğini ifade etmektedir. Avrupa ve özellikle Amerikan kültüründe küçük bir çocuğu, sevgiliyi ya da şirin bir hayvanı severken başı okşanabilir; ama bazı Asya ülkelerinde bu davranış, ciddi rahatsızlıklara neden olmaktadır. Bunun sebebi; Hindistan ve Sri Lanka da ruhun başta olduğuna inanılmasıdır (Kaşıkçı 2006 dan aktaran Üstünsel, 2011: 83). Pease ve Pease (2005), kültürel farklılıkların sebep olduğu yanlış yorumlamalarda el kol hareketlerinin olumsuz sonuçlar doğurabileceğini savunmaktadır. Böyle durumlarda kişinin beden dili ve el kol hareketlerinin anlamlarıyla ilgili karar vermede acele etmemesi gerekmektedir. Kişinin geçmişinin her zaman gözden geçirilmesi yanlış karar verme olasılığını azaltmaktadır(üstünsel, 2011: 81).Bu sayede kişilerarası çatışmaların en önemli sebeplerinden biri olan önyargıların önüne geçilmektedir. Diğer insan, hangi kültürden olursa olsun onunla yapıcı bir iletişim kurulmaktadır.

3.2.Mimiklerde Kültürel Farklılıklar Mimikler, duygu ve düşünceleri ifade etmede yüz kaslarının harekete geçerek yüzde belirgin hale gelen hareketlerdir. İnsanlar, korkularını, sevinçlerini, kızgınlıklarını, beğenilerini, beğenmediklerini ve şaşkınlıklarını mimikleriyle dışa vurmaktadır. Gözler, dudaklar, ağız çevresi ve burun, hissedilen duyguları dışarı sızdıran en önemli uzuvlardır. Göz iletişimi, olumlu veya olumsuz duyguların aktarılmasında önemli bir işleve sahiptir. Bu noktada, kültürlerarası sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Amerikalılar ve Avrupalılar, Arapların dik dik bakmalarını çok rahatsız edici bulur ve tehdit olarak algılamaktadır. Gözlerin iyice açılması, kültürlere göre farklı anlamlar taşımaktadır. Anglosakson kültüründe sürprizi, Çin kültüründe öfkeyi, Fransız kültüründe reddetmeyi, İspanyol kültüründe yardım için uyarıyı, Amerikalı zenci kültüründe ise ben suçsuzum anlamında bir ikna denemesini ifade eder. Diğer yandan göz kırpmak farklı kültürlerde farklı şekilde değerlendirilmektedir. Sözlü ifadeyle birlikte gözün birini kırpmak, birçok Avrupa ülkesinde ve Kuzey Amerika'da söylenenin doğru olmadığı, başka bir ifadeyle dediğime inanmayın, sadece şaka yapıyorum anlamına gelmektedir. Bazı durumlarda göz kırpmak, flört için bir davettir. Hindistan'da bu göz hareketi daha çok hakaret olarak algılanmaktadır. Nijerya'da çocuklara göz kırpmak, odayı terk etmeleri için bir uyarıdır (Oksaar, 2008: 51-55 den aktaran Şahin, 2012: 129). Gülme, insanların duygularını yoğun olarak yaşadıklarında gizlemelerini olanaksız kılan eylemdir. Asyalılar, bir durumdan mutlu olmama halinin göstergesi olarak algılarken Avrupalılar gülmeyi olumlu bir yanıt olarak algılamaktadır. Bu nedenle vücut davranışı benzerdir; ancak taşıdığı anlam kültürden kültüre değişmektedir (Cangil, 2004). Gülümsemeler, farklı anlamlara sahiptir ve insanlar, farklı kültürlerde değişik sebeplerden ötürü gülümsemektedirler. Amerika daki insanlar, gülümsemeleriyle minnettarlığını ve tebrik ettiklerini göstermektedirler. Öte yandan Japonya daki insanların gülümsemeleri, Amerika da bahsedilen anlamlardan farklı sebepledir. Japonlar, utandıklarında, mahçup olduklarında ve kendilerini rahatsız hissettiklerinde gülümsemektedirler (Özüorçun, 2013: 75). Bununla birlikte yakın bir kimsenin ölümünde duydukları üzüntüyü gülümseyerek ifade etmektedirler. Bu durum Türk kültüründe olumsuz değerlendirilmektedir. Kültürlerarası farklılık gösteren bir diğer mimik de göz temasıdır. Türk bir öğrenci hocasına olan saygısını yere bakarak, Amerikalı bir öğrenci ise gözünün içine bakarak göstermektedir (Gürüz ve Eğinli, 2008: 146). Böylece bir kültürde kendinden yaşça büyük veya statü olarak üstün olan biriyle uzun süre göz teması kurmak saygısızlık şeklinde değerlendirilmektedir. Diğer yandan başka bir kültürde ise böyle biriyle göz teması kurmamak asıl saygısızlık ifade etmektedir.

Kaşların kaldırılması da insanların duygularını dışa vurmada etkili bir mimiktir. Farklı kültürlerde değişik anlamlarda kaşlar kaldırılır. Birinin kaşlarını kaldırması kültürlere göre farklı anlamlar taşıyabilir. Örneğin; Kuzey Amerikalılar için ilgi ve sürpriz, İngilizler için şüphecilik, Almanlar için sen akıllısın, Filipinliler için merhaba ve Araplar için hayır anlamına gelir (Soydaş, 2010: 118 den aktaran Şahin, 2012:130 ). Novinger (2001), Fransa da farklı gülme çeşitleri olduğunu ileri sürmekte, belli durumlar ve sebepler için farklı anlamlar içerdiğini anlatmaktadır. Örneğin bir gülümseme; iltifat edici, sahiplenici, alay edici, nazik veya küçümseyici olabilmektedir. Fransa da farklı anlamlara gelen gülümsemeyi duyan kişiler, onların kültüründe böyle olmayan durumları karıştırabilmektedir. Dinleme göstergesi de çeşitli ülkelerde değişiklik gösterir. Afrikalılar ve Afrika asıllı Amerikalılar, konuşan bir kişiye baştan aşağıya bakarak dinlediklerini ifade etmektedirler. Bu örnek, Amerikalılar ve Afrika asıllı Amerikalıların, birbirlerini dinlemediklerini ve birbirlerine saygısızlık yaptıklarını düşünme ihtimalini doğurmaktadır. Dolayısıyla da Amerikalıların iki türü arasında jestlerin yanlış anlaşılmasına sebep olabilmektedir. Bu davranış, farklı kültürden biriyle konuşurken uzağa ya da aşağıya bakan kişinin, dikkate alınmadığını veya dinlenmediğini düşünebileceğini kanıtlamaktadır (Dresser, 1996). Japonlar, bir toplantı esnasında ve tamamen gözlerini kapatmakta ve bu durum, o kişinin yorgun veya saygısız olduğu anlamına gelmemektedir. Aslında konuşan kişinin dikkatli bir şekilde dinlendiğini göstermektedir (Dorn vekoch, 2005). Diğer yandan Amerika da, Türkiye de ve Kıbrıs ta insanlar, böyle bir durum karşısında sıkıcı olduklarını veya dinleyicilerin konuşmacıya saygısızlık ettiklerini düşünerek incinebilmektedir (Özüorçun, 2013: 78). Görüldüğü gibi mimikler, değişik çevreler tarafından farklı algılanabilmektedir. İnsanlar alışkın olmadıkları bir davranış gördüklerinde ve beklenilenin tersi bir durumla karşılaştıklarında değişik tepkiler göstermektedirler. Bu durumda kendi ülkesinin kültürel koduyla başka bir ülkenin kültürel kodu uyuşmamaktadır. 3.3.Kişilerarası Mesafede Kültürel Farklılıklar Kişilerarası mesafeler; mahrem mesafe, kişisel mesafe, sosyal mesafe ve genel mesafe olarak bilinmektedir. Bunların her biri, insanların birbirine yakınlık derecesine göre belirlenerek değişik isimler altında değerlendirilmektedir. Söz konusu mesafelerin sözsüz iletişim açısından önemi, insanlarla etkileşim halindeyken hangi yakınlık derecesinde oldukları, samimiyetlerinin ne düzeyde olduğu yönünde verilen mesajı temsil etmesidir.

Ancak verilen bu mesajlar, kültürel faktörlerden dolayı her zaman her koşulda aynı olmamaktadır. Değişik kültürden kişilerin iletişimleri, dünya genelinde araştırma konusu olmaktadır. Söz konusu çalışmalarda kapalı yerde davranış ve bakışma, üzerinde önemle durulan konular arasında yer almaktadır. Birçok ülkeden örnek vermek mümkündür. Örneğin; Arap kültüründe selamlaşma ve konuşma yakın mesafede gerçekleşmektedir (Schober, 2003: 168). SreeandSiawuk (2012), iletişim sürecinde bulunan kişilerarası mesafenin, farklı kültürlerde farklı anlamlara gelebildiğini belirtmektedir. Örneğin; yaptıkları bir araştırmada Gamo adında bir etnik gruptaki kadınların yabancılarla çok yakın mesafede iletişim kurduklarında kendilerini rahatsız hissettiklerini keşfetmektedir (Özüorçun, 2013: 73). Bu durum, o kültürde mahrem mesafe alanının daha dar olduğu anlamına gelmektedir. Mekan kullanımına ilişkin başka bir örnek Almanlarla ilgili verilebilmektedir. Hall(1969: 139); Almanların, sahip oldukları mekanı egolarının devamı olarak algıladıklarını ve bir Almanın, kişisel alanını korumak için her türlü çabayı gösterdiğini belirtmektedir. Bu davranış biçiminin, İkinci Dünya Savaşı sonunda esir düşen Alman askerinde şu şekilde gözlendiğini ifade etmektedir: Bir esir kampında, her kulübede dört asker barınıyordu; bu askerler, eline malzeme geçirir geçirmez, kendi mekanlarını diğerlerinden ayırmaya çalıştılar. Almanlar, evlerinin balkon ve bahçelerini de başkalarının kendilerini görmeyeceği şekilde düzenlerler. Almanya da çok sayıda ses geçirmeyen ve gizliliği koruyan çift kapı bulunur. Alman bürolarında genel kural olarak kapılar kapalıdır. 3.4.Dokunmada Kültürel Farklılıklar Dokunmanın, insan hayatında önemli bir yeri bulunmaktadır. Araştırmacılar tarafından dokunmanın karşıdaki insanı rahatlattığı belirtilmektedir. Ancak yabancı biri tarafından dokunulmak, kişiyi tedirgin etmektedir. Duyguların aktarımında kimi zaman söylenen sözlerden daha etkili olduğu varsayılan dokunmaya ilişkin kültürler farklılıklar görülmektedir. Watson, etkileşim esnasında fiziksel temas kuran ve temas kurmayan kültürlerin bulunduğunu belirtmektedir. Çalışmasında fiziksel temas kuran kültürlerin daha doğrudan yönelimli olduklarını, daha az kişilerarası alan kullandıklarını, karşısındakini etkileme esnasında daha fazla dokunduklarını keşfetmektedir (Sharifiabad ve Vali, 2011).Samovar ve Porter (1991: 202) e göre, bireyin ait olduğu kültürün özellikleri, onun dokunuşlarını yorumlamada gerekli bilgiler vermektedir. Kişisel mesafenin büyük olduğu kültürlerde, bireyler dokunuldukları zaman rahatsızlık hissi duymaktadır. Öte yandan dokunmanın süresi, belirli mesajlar

vermekte ve kültüre bağlı değişiklik göstermektedir. Tokalaşma sırasında ellerin birbiri ile temas süresi, tokalaşan bireyler arasındaki ilişkiye paralel olarak uzayabilmektedir. Bazı kültürlerde tokalaşma, birkaç saniye sürerken, bazı kültürlerde eller tokalaşmadan sonra, etkileşim bitinceye kadar bırakılmaması gerekmektedir. Kartari, Türk kültüründe dokunmanın iletişim yönünden önemli bir unsur olarak görülebileceğini ifade etmektedir. Buna ek olarak; kişisel ve bireylerarası mesafenin oldukça küçük olduğu Türk kültüründe insanların her fırsatta dokunma eğilimi gösterdiğini belirtmektedir. 1997 yılında Türk-Alman ortak kuruluşunda kültürlerarası iletişimle ilgili yaptığı bir araştırmada; Türk yöneticilerin Alman yöneticilerden daha çok etkileşim halinde bulunduklarını ve bireylere dokunmaya meyilli olduklarını tespit etmektedir (Kartari, 2006: 197). 3.5.Giysi ve Renk TercihindeKültürel Farklılıklar Sözsüz iletişim öğeleri yalnızca duruş, bakış, jest ve mimiklerden oluşmamakta, aynı zamanda sesimizi kullanış biçimimiz, giyim kuşam kodlarımız, gibi konuları da kapsamaktadır. Giyim kuşam kodları bizim sosyal sınıfımız, dünya görüşümüz ve bazen de hangi ülkeden geldiğimize ilişkin bilgiler vermektedir. Çoğu Batı toplumlarında benzer giyim kuşam kodları bulunmaktadır. Ancak o toplumların içinde de alt kültür gruplarının kendilerine özgü giyim kuşam kodlarından söz edilmektedir. Bunun yanı sıra Hindistan gibi ülkelerde hala geleneksel giysiler yaygın olarak kullanılmaktadır. Öte yandan aynı toplum içinde bile paylaşılan ortama göre giyinmek kültür tarafından öğrenilmektedir. İçinde yaşadığımız kültür bize, bir cenazeye ya da bir davete giderken ne giymemiz gerektiğini öğretmektedir(yüksel, 2013: 136). Aynı zamanda giysilerin renklerinin nasıl olacağını belirlemektedir. Örneğin; matem rengi birçok ülkede siyahken Çin de beyazdır. Çinliler, cenaze törenlerinde ölümle bağdaştırdıkları için beyaz rengi giymeyi tercih etmektedirler. 3.6.Ses Tonunda Kültürel Farklılıklar Farklı kültür bireyleri arasında kurulan iletişim, tıpkı aynı kültürün bireyleri arasında olduğu gibi insanların birbirlerine duygularını, düşüncelerini, bilgilerini, sembollerini vs. aktardıkları bir alışveriş sürecidir. Bu iletişim sürecinde yer alan bireyler,aynı kültürlerden gelmeleri sebebiyle aynı inançları, değerleri ve davranış kurallarını paylaşmaktadır(kohls, 1994: 59 dan aktaran Ügeöz, 2003: 31). Farklı kültürlerden gelen bireylerde ise tam tersi durum söz konusudur. Bu kültürdeki bireyler arasında aynı inanç, değer ve davranış kurallarından bahsetmek mümkün değildir. Bunun en önemli göstergesi ise sözsüz iletişimdir.

Genellikle sözsüz iletişim, sözlü iletişim mesajlarından daha güvenilir bulunmaktadır. Bazı durumlarda insanlar bazı duygu ve düşüncelerini dile getirmemekte ya da getirememektedir. Söyledikleriyle söylemek istedikleri aynı değildir. İşte bu durumda sözsüz iletişim, kişinin gerçekte ne söylediğini ya da söylemek istediğini anlamada yol gösterici bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır (Gürgen, 1997: 85). Kimi kültürlerde beden dili işaretleri ve duyguyu ifade eden ses tonları, sözlerden daha ön planda olurken, kimilerinde içeriğe ve söze önem verilmektedir (Barutçugil, 2011: 133). Samovar ve Porter a göre konuşmanın sessiz boyutu, iletişime katılan bireylerin duygusal durumları, toplumsal statüleri, ekonomik durumları, cinsiyetleri, yaşları, eğitim düzeyleri, etnik ve bölgesel kökenleri hakkında çeşitli bilgiler vermektedir. Akdeniz kültüründe insanlar, Kuzey Avrupalılardan daha yüksek sesle; Araplar Akdeniz kültüründeki insanlardan daha yüksek sesle; Filipinliler ile Taylandlılar ise nerdeyse fısıldar tarzda alçak sesle konuşmaktadır. Yüksek sesle konuşma; kendine güven duyma, doğruolma ve güçlülük yönünde mesajlarvermektedir. Alçak sesle konuşma ise zayıflılığı ve bir şeyler gizlemeyi ifade etmektedir (Kartari, 2006: 199). Dolayısıyla kişinin iletişim esnasındaki ses tonu, bulunduğu kültürün özelliğine göre alçak ya da yüksek çıkmaktadır. Her iki durum da iletişimde farklı mesajlar vermektedir. 3.7.Zaman Kullanımında Kültürel Farklılıklar Zaman kullanımı da kültüre göre değişiklik gösteren bir diğer sözsüz iletişim öğesidir. Kültürler, geçmişe, şimdiki zamana ya da geleceğe yönelimlerine göre birbirinden farklıdır. Batı kültürleri gelecek odaklıyken Doğu kültürleri daha çok geçmiş odaklıdır. Türk kültürü ise, geçmiş ve şimdiki zaman eğilimi göstermektedir (Kartari, 2006: 169). Önemli bir iş görüşmesi için Türkiye ye gelen Alman iş adamı Hoffman, Türk meslektaşının adeta konuşulması acil konular yokmuş gibi hemen konuya girmeyip buluşmanın ilk dakikalarını havadan sudan sohbetle geçirmesini ciddiyetsizlik olarak algılamaktadır (Ügeöz, 2003: 34). İngiltere de ve Amerika da önemli bir iş randevusuna geç kalmak, normal karşılanmakta, ancak bu gecikme bir saate vardığında ciddi bir problem yaşanmaktadır. Öte yandan Arap ülkelerinde böyle bir hassasiyet görülmemekte ve bu durum çok normal sayılmaktadır. Diğer yandan bir Rus sofrasında yemeğin en az 3-4 saat sürmesi, zamanın verimli kullanımına ve dakikliğe önem veren bir Avrupalı misafir için rahatsız edici bir durumdur (Argyle, 1991: 37 den aktaran Tabakcı, 2008: 45). Böylece zaman algısı ve buna bağlı olarak günlük yaşamdaki zaman kullanımında görülen farklılıkta kültür önemli bir etkendir.

SONUÇ Değerler, normlar, inançlar ve semboller bütünü olarak tanımlanan kültür, iletişimden ayrı bir kavram olarak değerlendirilmemektedir. İletişim sürecinde sözlü ve sözsüz iletişim kanallarının kullanılması, kültürün bu kanallar üzerindeki etkisinden söz edilebileceği anlamına gelmektedir. Sözsüz dil şeklinde de ifade edilen sözsüz iletişim, duygu ve düşüncelerin aktarımında sözlü iletişime kıyasla daha etkilidir. Jest ve mimikler, kişilerarası mesafeler, renkler, ses tonu, dokunma zaman ve mekan kullanımı, gibi sözsüz iletişim öğeleri, farklı kültürlerde anlam yönünden değişiklik göstermektedir. Bir kültürde olumlu karşılanan bir davranış, bir başka kültürde olumsuz karşılanmaktadır. Diğer yandan duyguların yansıtılmasında kültürlerarası çeşitlilik görmek mümkündür. Sevgi, mutluluk, üzüntü gibi duyguları hisseden kişilerin duygularını dışa vurumunu ya da dışa vurum şeklini, yetiştiği kültürün özellikleri belirlemektedir. Saygı göstergeleri, kültürlerarası farklılık gösteren diğer davranışlardır. Özellikle Japonya kültürlerarası iletişimde en sık örnek verilen ülkeler arasında bulunmaktadır. Bunun sebebi ise Uzakdoğu kültürünün temsilcisi oldukları ve kendilerine has davranış kalıpları olmalarıdır. Hediye verirken iki elin birden tutulması veya selamlaşırken eğilmek gerektiği, Japon kültürünün belli başlı saygı anlamına gelen davranışları arasında yer almaktadır. Bu durumda başka kültürden kişi, buna dikkat etmediği takdirde saygısız olarak nitelendirilmektedir. Saygı ifadesinin bir diğer şekli sayılan göz teması kurma konusunda Japonlar Amerikalılardan tamamen ayrılmaktadır. Amerikalılar uzun süre göz teması tercih ederken Japonlar uzun süre göz teması kurmamaktadır. Başka bir saygı belirtisi ise dinleme şeklidir. Japon kültüründe kimi zaman gözler kapalı dinleme şekli ve karşıdaki kişiyi onaylarken başın evet anlamında sağ sola sallanması, diğer kültürlerde rastlanmayan davranışlardır. Zaman ve mekan kullanımında kültürlerin gelecek ya da geçmiş odaklı, bireyci ya da kolektif yapıları etkili olmaktadır. Alman kültürüyle Türk kültürü kıyaslandığında dakiklik konusunda Almanların daha hassasiyet gösterdikleri bilinmektedir. Aynı zamanda Almanların kişisel alanlarına daha özen göstererek mekan kullandıkları belirtilmektedir. Tüm farklılıklar göz önüne alındığında bu farklılıkların üstesinden gelerek diğer kültürdeki kişilerle ilişki geliştirmede etkili iletişim becerileri önemli rol oynamaktadır. Empati becerisiyle karşıdakini anlama, onun kültürel değerlerine saygı duyma, dinleme ve gözlem becerileriyle sözsüz iletişim kodlarını okuyabilme ve buna göre uygun davranış sergileme gerçekleşmektedir. Dolayısıyla iletişim kabiliyeti kişiye; kültürel farkındalık kazanma, farklılıkları kabul etme, esneklik gösterebilme anlamında katkı sağlar. Böylelikle ortaya çıkabilecek çatışmaların önüne geçilebilmektedir.

REFERANSLAR Allen, L. Q. (1999). Functions of NonverbalCommunication in Teachingand Learning a Foreign Language. The French Review, 72(3), 469-480. Argyle, M. (1991). InterculturalCommunication,Larry A. Samovar, Richard E. Porter (eds), InterculturalCommunication: A reader. Belmont: Wadsworth Publishing 32-45. Barutçugil, İ. (2011). Kültürlerarası Farklılıkların Yönetimi, İstanbul: Kariyer Yayınları. Brown, G. (1977). ListeningtoSpoken English. London: Longman. Cangil, B. E. (2004), Beden Dili ve Kültürlerarası Đletisim, Hasan Ali Yücel Fakültesi Dergisi, Sayı: 2, ss. 69-78. Coshkun, A. (2010), Whose English shouldweteach? ReflectionsfromTurkey, ESP World, Volume: 9, Number: 27, pp. 1-20. DePaulo, B. M.,&Friedman, H. S. (1998). Nonverbalcommunication. In D. T. Gillbert., S. T. Fiske & G. Lindzey (Eds.), Handbook of socialpsychology (4 ed., Vol. 2, pp. 3-40). New York: McGraw-Hill. Dresser, N. (1996), MulticulturalManners. Essential Rules of Etiquetteforthe 21st Century, John Wiley&Sons. New Jersey, Canada. Ekman, P. (2007), EmotionsRevealed, RecognizingFacesandFeelingstoImproveCommunicationandEmotional Life, Times Books, Henry HoltandCompany, New York. Gürgen, H. (1997). Örgütlerde İletişim Kalitesi, İstanbul: Der Yayınları. İzgören, A. Ş. (2000). Dikkat Vücudunuz Konuşuyor, Ankara: Academyplus Yayınevi. Kohls, L. R. (1994). DevelopingInterculturalAwareness: A Cross-Cultural Training Handbook, Yarmouth. Kumayama, A. (1991), Japanese/American Cross-Cultural BusinessNegotiations, Intercultural Communication Studies, Volume: 1, Number1, pp: 51-67. Onay, M.; Süslü, H.Z.; Kırcı, H. (2011). İletişim Tarzının ve Sözsüz İletişimin İş Performansına Etkisi: Posta Dağıtıcıları ve Hemşireler Üzerine Bir Araştırma, Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakülte Dergisi. Özüorçun, F. (2013). TheImportance Of Body Language InIntercultural Communications,EuropeanUniversity of LefkeJournal of SocialSciences LAÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Volume: 4, Number: 2.

Samovar, L. A. ve R. E. (1991). Porter: CommunicationBetweenCultures,Belmont. Schober, O. (2003). Beden Dili: Davranış Anahtarı, Çeviren: Süeda Özbent, İstanbul: Arion Yayınevi. Sharifiabad, M. R. & Vali, S. (2011). A ComparativeStudy of NativeandNon-native Body Language, Journal of InterculturalCommunication, Volume: 26, Number: 6. Shi Y. ve Fan S. (2010). An Analysis of Non-verbalBehaviour in InterculturalCommunication, The International Journal - Language SocietyandCulture, Issue: 31. Tabakcı, N. (2008). Kültürlerarası İletişim Sürecinde Alt Kültürde Kimliğin Oluşumu (Türkiye deki Karaçay Topluluğu Örneği), Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Halkla İlişkiler ve Tanıtım Anabilim Dalı Araştırma Yöntemleri Bilim Dalı, Doktora Tezi. Tayfun, R. (2007). Etkili İletişim ve Beden Dili, Ankara: Nobel Yayınları. Ügeöz, P. (2003). Kültürlerarası İletişim, İstanbul: Üstün Eserler Neşriyatevi. Üstünsel, G. (2011). Etkili İletişim Becerileri ve Beden Dili, Namık Kemal Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarım Ekonomisi Anabilim Dalı, yüksek Lisans Tezi. Yeşil, S. (2013). Kültür ve Kültürel Farklılıklar: Liderlik Açısından Teorik Bir Değerlendirme,Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 2013, Cilt: 12, Sayı: 44. Yüksel, A. (2013). Sözsüz İletişimde Kültürel Farklılıklar, Editör: Canan Uluyağcı, Sözlü ve Sözsüz İletişim,Eskişehir:T.C. Anadolu Üniversitesi Yayını No: 2882Açıköğretim Fakültesi Yayını No: 1839. Zibaei, A., (2013). CulturalCompetence in HealthPromotionand experiencedby the Kurdish Women in Finland, KymenlaaksoUniversity of Applied Sciences in Kotka, Master of HealthCare, Master Thesis. Edith Sizoo, Intercultural Communication, http://www.sgiquarterly.org/feature2011apr-9.html, Erişim Tarihi: 17.08.2014. QuotationadaptedfromThe Online Etymology Dictionary. http://www.etymonline.com, erişim Tarihi: 17.08.2014. Rana Sinha, Intercultural Communication, http://ezinearticles.com/?how-to- Understand-Cross-Cultural-Analysis&id=403111, Erişim Tarihi: 17.08.2014 Body Language andinterculturalcommunication, http://www.abovetopsecret.com/forum/thread817327/pg2, Erişim Tarihi: 17.08.2014