Faz 1: Kesim I: Gebze İznik Güney Kavşağı (KM 0 ila KM 58) İzmit Körfez Köprüsü nü de içermektedir.



Benzer belgeler
Natura 2000 Alanlarının Belirlenmesi ve Tayin Süreci Bulgaristan Örneği

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

Alanın Gelişimi ile İlgili Kriterler

YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı. Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK

Hanife Kutlu ERDEMLĐ Doğa Koruma Dairesi Başkanlığı Burdur

KORUNAN ALANLARDA ÇEVRE BİLİNCİ VE EĞİTİMİ

Yumurtalık Lagünleri Yönetim Planlaması Projesi Kuş Çalışması Akyatan-Tuzla Lagünleri Yönetim Planlaması Projesi Kuş Çalışması 2009

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü KORUNAN ALAN İSTATİSTİKLERİ METAVERİLERİ

Anadolu nun Biyoçeşitliliğini oluşturan sebepler

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

BÖLÜM 3. Artvin de Orman Varlığı

Çevre Alanında Kapasite Geliştirme Projesi Düzenleyici Etki Analizi Ön Çalışma

KORUNAN ALANLAR ULUSAL SINIFLANDIRMASI

Yıllar PROJE ADIMI - FAALİYET. Sorumlu Kurumlar. ÇOB, İÇOM, DSİ, TİM, Valilikler, Belediyeler ÇOB, İÇOM, Valilikler

TÜRKİYEDE DOĞA KORUMA UYGULAMALARI VE AB SÜRECİNE UYUM ÇALIŞMALARI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ATATÜRK ARBORETUMU GEZİSİ RAPORU

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

Normal (%) Bozuk (%) Toplam (Ha) Normal (%)

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK SÖZLEŞMESİ VE ULUSAL UYGULAMA DENEYİMİ

ÇEVRE VE DOĞA KORUMAYLA İLGİLİ ULUSAL VE

RES Projelerinin Değerlendirilmesinde Yer Seçiminin Önemi ve Dikkate Alınacak Ekolojik Parametreler

10. SINIF KONU ANLATIMI. 46 EKOLOJİ 8 BİYOMLAR Karasal Biyomlar

Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5.

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

GÖKSU DELTASI KIYI YÖNETİMİNİN DÜNÜ VE BUGÜNÜ ÖZET

ULUSAL HAVZA YÖNETİM STRATEJİSİ

Fonksiyonlar. Fonksiyon tanımı. Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER. Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

YEŞİL DENİZ KAPLUMBAĞASININ KORUNMASI İÇİN İŞBİRLİĞİ YAPIYORUZ BROŞÜR TR 2017 AKYATAN2016 NIN YOLCULUĞU

YEDİGÖLLER MİLLİ PARKI

ORTAK GÖSTERİMLER ALAN RENK KODU (RGB) ÇİZGİ TİPİ SEMBOL TARAMA SINIRLAR İDARİ SINIRLAR ÜLKE SINIRI İL SINIRI İLÇE SINIRI BELEDİYE SINIRI

Çıralı: Farklı Bir Yaşam Mümkün*


Hedef 1: KAPASİTE GELİŞTİRME

TRA1 FLORA. Erzurum Erzincan Bayburt FAUNA

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

Kaynaklar ve Atıklar ile ilgili Destekleyici Bilgi


KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE)

12 Mayıs 2016 PERŞEMBE

BALIKESİR İLİ BANDIRMA İLÇESİ SUNULLAH MAHALLESİ NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU 19M

HABİTAT DİREKTİFİ KAPSAMINDAKİ ÇALIŞMALAR

Doğa, Çevre, Doğal Kaynak ve Biyolojik Çeşitlilik

BALIKESİR de. Yatırım Yapmak İçin 101 Neden

Düzce ve Batı Karadeniz Bölgesindeki Endemik ve Nadir Bitki Taksonlarının Ex-situ Korunması Amacıyla

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

Marmara Kıyıları Hassas Alan Yönetimi

Vejetasyon, herhangi coğrafi bölgenin bir kesimi üzerinde, yaşam koşulları birbirine benzeyen bitkilerin bir arada toplanma şeklidir

SABANCI ÜNİVERSİTESİ AĞAÇLANDIRMA VE ÇEVRE DÜZENLEMELERİ

Pistacia terebinthus L. (Menengiç)

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI TABİAT VARLIKLARINI KORUMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Büyükşehir Belediye Alanlarında Tabiat Varlıklarının Yönetimi

TÜRKİYE SULAKALANLAR KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ Mayıs 2009 Eskikaraağaç Bursa

Bursa İl Sınırları İçerisinde Kalan Alanların Zemin Sınıflaması ve Sismik Değerlendirme Projesi

BÖLÜM 7. MEVCUT ÇEVRESEL ÖZELLİKLER. BÖLÜM 7.1. Giriş. BÖLÜM 7.2. Çalışma Alanı

Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler)

Enerji Yatırımları Fizibilite Raporu Hazırlanması Semineri Enerji Yatırımlarının Çevresel ve Sosyal Etkilerinin Değerlendirilmesi 29 Mart 2012

Türkiye de Stratejik Çevresel Değerlendirme: İhtiyaçlar, Zorluklar ve Fırsatlar

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü

Bulgaristan da Doğa Koruma Veri Tabanı ve Bilgi Sistemi

Dersin Kodu

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-2. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

6.1. SU VE TOPRAK YÖNETİMİ İSTATİSTİKLERİ 2. Mevcut Durum

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

Kuzey Marmara Otoyolu Projesi (3. Boğaz Köprüsü Dahil) KINALI ODAYERİ KESİMİ VE KURTKÖY AKYAZI KESİMİ (Bağlantı Yolları Dahil)

BALIKESİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BALIKESİR ÇANAKKALE TR - 22 PLANLAMA BÖLGESİ 1/ ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANI PAFTA H19 DEĞİŞİKLİK ÖNERİSİ

Su Yönetimi ve Ekosistem Hizmetleri Çalıştayı

TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ĠLE TUNUS CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ARASINDA ORMANCILIK ve SU ALANINDA ĠġBĠRLĠĞĠ ANLAġMASI

DÜZCE NİN ÇEVRE SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÇALIŞTAYI 4 ARALIK 2012 I. OTURUM OTURUM BAŞKANI: PROF. DR. SÜLEYMAN AKBULUT

KORUNAN ALANLARDA YAPILACAK PLANLARA DAİR YÖNETMELİK

ÇEVRE KORUMA DAİRESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRME VE İZLEME DENETLEME ŞUBE AMİRİ KADROSU HİZMET ŞEMASI

Akarsu Ekosistemlerinde Ekolojik Etki Analizi (Hidroelektrik Santral Uygulamaları)

SABANCI ÜNİVERSİTESİ PEYZAJ PROJESİ

TEMA Vakfı, İstanbul Projeleri Raporu nu Açıkladı

GRUP ENDEMİKUS. Doç. Dr. Ali ÇELİK Denizli, KAZ DAĞI GÖKNARI Abies nordmanniana subsp. equi-trojani

TABİAT VARLIKLARINI KORUMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ENERJİ VE ÇEVRE POLİTİKALARI AÇISINDAN RESLER VE KORUNAN ALANLAR. Osman İYİMAYA Genel Müdür

Resmî Gazete Sayı : 29361

Büyükşehir Alanlarında Kırsal Arazisi Kullanımına Yönelik Plan Altlık Gereksinimleri,

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

MARMARA BÖLGESi. IRMAK CANSEVEN SOSYAL BiLGiLER ÖDEVi 5/L 1132

UZUN DEVRELİ GELİŞME PLANI HAZIRLAMA SÜRECİ VE BÖLGELEME

Turizmin çevresel etkileri

MADRID DE STRATEJİK ÇEVRESEL DEĞERLENDİRME. Mariano Oliveros Şube Müdürü Çevresel Değerlendirme Genel Müdürlüğü.

T.C. BALIKESĠR ÜNĠVERSĠTESĠ FEN-EDEBĠYAT FAKÜLTESĠ COĞRAFYA BÖLÜMÜ HAVZA YÖNETĠMĠ DERSĠ. Dr. ġevki DANACIOĞLU

AVRUPA DA ORMANLARIN KORUNMASI BAKANLAR KONFERANSI (MCPFE)

Güzergâh KoridorununFotoğrafları

ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI 2023 YILI HEDEFLERİ

Natura 2000 Projesi Görev 3.3- Ankara Eğitimi

Denizlerimizi ve Kıyılarımızı Koruyalım

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

BÖLÜM 8.2. Biyolojik Özellikler - Karasal

23-25 Ekim 2013 tarihinde SAMSUN da düzenlenen III. ULUSAL SULAK ALANLAR KONGRESİ ne

TÜRKİYE ORMAN VARLIĞI & ORMAN EKOSİSTEMLERİMİZ

Eco new farmers. Modül 1- Organik Tarıma Giriş. Bölüm 4- Organik Tarım ve Koruma

TÜRKİYE DE EKOSİSTEM ÇEŞİTLİLİĞİ

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-3. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

1 Proje tanımı. Şekil 1: Uydu görüntüsü; Omicron Erciş (yeşil), Omicron Engil 208 (sarı) and PSI Engil 207 (pembe). Prepared by Arup Page 1

SİNOP SIRA NO İLÇESİ MEVKİİ STATÜ 1 BOYABAT KURUSARAY KÖYÜ

Transkript:

9 KARASAL EKOLOJİ VE BİYOÇEŞİTLİLİK 9.1 GİRİŞ Bu bölüm, Proje nin Faz 1 ve Faz 2 aşamalarında karasal ekoloji ve biyoçeşitlilik üzerindeki Proje faaliyetlerinin olası etkilerinin değerlendirilmesini sunmaktadır (bkz. Bölüm 1, Şekil 1.1). İzmit Körfez Geçişi için Deniz Ortamı ile ilgili etkiler Bölüm 4 te tartışılmaktadır. Bu bölümde, ilgili mevzuat ve politikalar, önerilen Otoyol dan kaynaklanan ekolojik etkilerin değerlendirilme yöntemleri ve kriterleri ile saha çalışması ve masa başı çalışmalar aracılığıyla belirlenen mevcut ekolojik durum hakkında rapor sunulmaktadır. Etki azaltma önlemleri tanımlanmakta, geriye kalan etkiler ve kümülatif etkiler ortaya konmaktadır. Bu bölümde geçen lokasyonlar genellikle Otoyol un KM mesafesi cinsinden verilmektedir. Otoyol un fazları ve ilgili kesimleri, KM mesafeleri ile birlikte aşağıda verilmiştir (KM değeri yaklaşık değerdir): Faz 1: Kesim I: Gebze İznik Güney Kavşağı (KM 0 ila KM 58) İzmit Körfez Köprüsü nü de içermektedir. Faz 2: Kesim II: İznik Güney Kavşağı Bursa (KM 58 ila KM 83) Kesim III: Bursa Balıkesir (KM 105 ila KM 231) Kesim IV: Balıkesir İzmir (KM 232 ila KM 408) 9.2 Mevzuat ve Politika İçeriği 9.2.1 Uluslararası Sözleşmeler Türkiye nin imzaladığı/geçerliliğini kabul ettiği en ilgili uluslararası Anlaşmalar ve Sözleşmeler Tablo 9.1 de özetlenmiştir. Diğer tüm mevzuat, politika ve kılavuzlar için Ek C ye bakınız. Tablo 9.1 Türkiye tarafından İmzalanan/Onaylanan Uluslararası ve Ulusal Anlaşmalar ve Sözleşmeler Sözleşmenin adı Yürürlüğe giriş tarihi Sulak Alanlar hakkındaki Ramsar Sözleşmesi (1971) - 13/11/1994 CITES (1975); Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki 22/12/1996 Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme -Türkiye (1) Bern Sözleşmesi (1976); Avrupa nın Yaban Hayatı ve Yaşama 01/09/1984 Ortamlarının Korunması (2) Barcelona Sözleşmesi (1976); Akdenizin Kirliliğe Karşı Korunması 18/09/2002 (1) http://www.milliparklar.gov.tr/dkmp/files/mevzuat/hukuk/sozlesme/sozlesme.htm (2) http://www.coe.int/t/dg4/cultureheritage/nature/bern/default_en.asp 9-1

Sözleşmenin adı Yürürlüğe giriş tarihi Sözleşmesi (1) Biyoçeşitlilik (CBD) Biyolojik Çeşitlilik hakkında Sözleşme - (1992). 1997 den beri Sözleşme tarafı. Doğa koruma ve biyolojik çeşitlilikle en çok ilgili olan Ramsar ve Bern sözleşmelerin detayları aşağıda listelenmektedir. Ramsar Sözleşmesi Ramsar Sözleşmesi (Özellikle Su Kuşlarının Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkında Sözleşme) sulak alanların korunması ve sürdürülebilir kullanımı (sulak alanların asli ekolojik fonksiyonları ile ekonomik, kültürel, bilimsel ve rekreasyonel değerlerini tanıyarak bugün ve gelecekte sulak alanların istilası ve yok olmalarını engellemek) için uluslararası bir anlaşmadır. Türkiye de toplam alanı 179.898 hektar olan 13 Ramsar alanı bulunmaktadır. Bu Proje ile doğrudan ilgili olan Uluabat Gölü bir Ramsar alanıdır. Uluslararası olarak korunan bu alan üzerinde, ÇSED sürecinin ilk iterasyonunda öngörülen etkiler, Otoyol güzergâhının olası etkilerden sakınmak adına tekrar belirlenmesiyle sonuçlanmıştır. Bern Sözleşmesi Türkiye, Avrupa nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarının Korunması hakkındaki Bern Sözleşmesi ni imzalayan taraflarından biridir (Türkiye de 1 Eylül 1984 tarihinde yürürlüğe girmiştir). Sözleşmenin felsefesine dayanarak, biyoçeşitliliğin korunmasının iki prensibe dayanması gerekmektedir: (1) hedef fauna veya flora türlerinin korunması ve (2) tüm habitatların korunması. Bu yaklaşıma dayanarak, Sözleşmeye bir dizi Ek entegre edilmiştir: Ek 1: floranın katı şekilde korunan türleri Ek 2: faunanın katı şekilde korunan türleri Ek 3: Korunan fauna türleri (popülasyon seviyesi izin verirse tüketilebilir) Ek 4: Öldürme, yakalama ve diğer tüketme formlarının yasaklanmış araçları ve yöntemleri Bern Sözleşmesinin 1976 yılında oluşturulmasından bu yana, ilgilenilen alanların çevresel analizi, izlenmesi, atanması ve koruma alanlarının yaratılması için pek çok program geliştirilmiştir. Bunların arasında, koruma alanlarının Bitki Örtüsü ve CORINE Alanları (Biyotoplar) haritalama ve bir Zümrüt Ağının ilk oluşumu Türkiye de yürütülmüştür. Bern Sözleşmesi Zümrüt ve Natura 2000 Koruma Alanları AB ülkelerinin Bern Sözleşmesinin gerekliliklerini yerine getirme yollarından biri Natura 2000 ağının oluşturulmasıdır. Bu ağ Kuşlar Direktifi (Direktif 79/409/EEC; Özel Koruma Alanları) ve Habitatlar Direktifi (Direktif 92/43/EEC; (1) http://www.rac-spa.org/?q=node/32 9-2

Toplum için Önemi olan Yerler) altında atanan yerlerin birleşiminden oluşmaktadır. Türkiye gibi AB üyesi olmayan ülkeler Bern Sözleşmesinin bazı gerekliliklerini Zümrüt Korunmuş Alanlar Ağı altında yerine getirmektedir. Her bir Zümrüt Alanı, Özel Koruma Alanı (ASCI) olarak tanımlanmakta ve aşağıdaki durumlardan birine veya pek çoğuna uygun oluşuna göre belirlenmektedir. 1. Tehlike altındaki türlerin, endemik türlerin veya sözleşmenin Ek I ve II sinde listelenen herhangi bir türün hayatta kalmasına önemli derecede katkıda bulunmaktadır; 2. Yüksek tür çeşitliği olan bir alandaki önemli sayıdaki türleri veya bir veya daha fazla türün önemli popülasyonlarını destekler; 3. Tehlike altındaki habitat tiplerinin önemli ve/veya temsili numunesini içerir; 4. Özel bir habitat türünün veya farklı habitat tiplerinin bir mozaiğinin olağanüstü bir örneğini içermektedir; 5. Bir veya birden fazla göç eden tür için önemli bir alanı temsil etmektedir ve 6. Aksi durumda, sözleşme hedeflerine ulaşılması konusuna önemli derecede katkıda bulunmaktadır. Zümrüt Ağı, AB aday ülkelerinde, AB Habitatlar ve Kuşlar Direktiflerine uymak için hazırlık çalışmasının bir parçası olarak kullanılmaktadır. 9.2.2 Türkiye de Ekolojinin Korunması Hakkındaki Ulusal Düzenlemeler Türkiye de türlerin ve alanların korunması için önemli ulusal yasalar ve düzenlemeler kısaca aşağıdaki gibidir: Çevre Kanunu (2872-09.08.1983) Bu yasa yaşayan tüm canlıların ortak varlığı olan çevreyi sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir gelişme prensipleri uyarınca korumayı amaçlamaktadır ve çevreyi koruma ve iyileştirme ve kirlenmesini önlemeyle ilgili olan temel prensipleri sağlamaktadır. Çevre Kanunu nu değiştiren 26.04.2006 tarihli 5491 sayılı yasanın 6. Maddesi nde biyolojik çeşitliliği korumanın önemi belirtilmekte ve denetimlerle tespit edildiğinde biyolojik çeşitliliğin tahrip edilmesi dahil olmak üzere, çevreye verilen zararlara karşı cezai müeyyideler getirilmektedir. Çevre Kanunu na dayanarak yayınlanan düzenlemeler kirliliğin önlenmesi ve çevresel etki değerlendirmesi hakkındaki kuralları belirtmektedir. Milli Parklar Kanunu (2873 09.08.1983) Bu Kanunun amacı, yurdumuzdaki milli ve milletlerarası düzeyde değerlere sahip milli park, tabiat parkı, tabiat anıtı ve tabiatı koruma alanlarının seçilip belirlenmesine, özellik ve karakterleri bozulmadan korunmasına, geliştirilmesine ve yönetilmesine ilişkin esasları düzenlemektir. Yasanın uygulanması için teknik detaylar Milli Parklar Yönetmeliği tarafından ortaya konulmuştur. 9-3

Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunması Kanunu (2863-23.07.1983) Bu Kanunun amacı; korunması gerekli taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili tanımları belirlemek, yapılacak işlem ve faaliyetleri düzenlemek, bu konuda gerekli ilke ve uygulama kararlarını alacak teşkilatın kuruluş ve görevlerini tespit etmektir. Doğal alanlar bu Kanuna göre belirlenmektedir. Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Kurulmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname (383-19.10.1989) Bu Kanun Hükmündeki Kararname Özel Çevre Koruma (ÖÇK) Bölgeleri olarak belirlenmiş veya belirlenecek olan çevre varlıklarının korunması için tüm önlemleri alan ve çevre problemlerini çözen, bu gibi alanların korunması ve kullanımı için prensipleri tanımlayan, kalkınma planlarını yapan, her ölçekteki mevcut planları gözden geçiren ve kararları planlayan ve bunları kendi inisiyatifiyle onaylayan Özel Çevre Koruma Kurumu nu oluşturur. ÖÇK Bölgeleri Bakanlar Kurulu tarafından bu Kanun uyarınca beyan edilir. Kara Avcılığı Kanunu (4915-01.07.2003) Bu Yasa, av hayvanları ve yabani hayvanların sürdürülebilir avlanma ve yaban hayatı yönetimi için doğal habitatlarında birlikte korunmaları ve geliştirilmeleri, avlanma kontrolü, avlanmanın düzenlenmesi, avlanma kaynaklarının ulusal ekonomiye fayda sağlayacak şekilde kullanılması ve ilgili kamu ve özel tüzel kişilerle işbirliğiyle ilgili hükümleri içermektedir. Bu yaklaşıma dayanarak Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Merkezi Avlanma Komisyonu Memeli, Kuş ve Sürüngen türleri için aşağıda listelendiği Şekil de 2010-2011 için koruma seviyelerini listeleyen bir seri Ek oluşturmuştur. Bu Ek lerde listelenen türler, bu ÇSED Raporunun Ek M-6 ve Ek M-7-2 sinde görülebilir. Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği (25818 17.05.2005) Bu Yönetmelik uluslararası öneme sahip olsun veya olmasın tüm sulak alanların korunması, geliştirilmesi ve bu konuda görevli kurum ve kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyon esaslarını belirlemektedir. Bu Yönetmelik kapsamında, sulak alanların ekolojik özelliklerini korumak ve bu gibi alanlarda herhangi bir kirliliğe neden olmamak zorunludur. İzin verilmeyen faaliyetler; sulak alanlara çöp, moloz, hafriyat, dip tarama çamurları ve proses atıklarının dökülmesini içermektedir. Düzenlemede tanımlanan faaliyetlerin dışında, mutlak koruma alanı, sulak alan ve ekolojik etkilenme Bölgesi içerisinde hiçbir faaliyete izin verilmemektedir. Yönetmelik, tampon bölgede yapılacak faaliyetler için bu faaliyetleri iki grup halinde sınıflandırmaktadır. Ek 1 tampon bölgede yapılmasına izin verilmeyen faaliyetleri listelemektedir ve Ek 2 Çevre ve Orman Bakanlığı ndan (artık Çevre ve Şehircilik Bakanlığı denmektedir) izin alınması sonucunda yapılabilecek faaliyetleri listelemektedir. Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşmenin Uygulanmasına Dair Yönetmelik 9-4

Bu düzenleme, Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme (CITES) kapsamında yer alan hayvan ve bitki türlerinin sürdürülebilir kullanımını sağlamak için, uluslararası ticaretinin kontrol altına alınmasına yönelik usul ve esasları ortaya koymaktadır. Önemli Biyoçeşitlilik Alanları Önemli Biyoçeşitlilik Alanları (KBA lar) doğa koruma için büyük önemi olan alanlar olup, Türkiye içerisinde önemli doğa alanları olarak tanımlanmışlardır. KBA listelemesi kendi içinde bir yasal koruma sağlamamakta ve tüm KBA lar ulusal veya uluslararası belirlemelerle korunmamaktadır. Türkiye nin batısındaki KBA lar bu ÇSED raporunun Ek M-1 inde gösterilmektedir. KBA çerçevesi, alan tanımlamada verilerin mevcut olduğu ve dört kritere dayanarak seçilen tüm taksonomik grupları dikkate almaktadır: (1) Tehlike altındaki türler; (2) Kısıtlanmış çeşitlilikteki türler, küçük küresel çeşitliliklerle birlikte; (3) Yaşam döngülerinin bazı aşamalarında özel bir yerde çok sayıda bulunan bir aradaki türler ve (4) Biyom-sınırlanmış topluluklar (özel bir habitat tipi veya biyomla sınırlanmış olan türlerin seti). 9.2.3 Politikaları ana politikalarından biri olarak Aralık 2010 da Çevresel, Sağlık ve Güvenlik ve Çalışma/Çalıştırma Politikası (ÇSG- İİP) geliştirmiş olup, uygulamasını desteklemek için belgeler oluşturmaktadır (Ek S deki kopyaya bakınız). ÇSG-İİP Belgesi Biyoçeşitliliğin Korunması ve Doğal Kaynakların Yönetimi hakkında Kısım 2.1.2 deki gibi daha spesifik politikaları içermektedir. bu Biyolojik Çeşitlilik Politikasının parçası olarak aşağıdaki prensipleri taahhüt etmiştir (burada kısa halleri bulunmaktadır): Mevcut ve gelecekteki arazi kullanımı, ortam koşulları ve Projenin hassas alanlar ve koşullar üzerindeki etkilerinin dikkate alınması; Biyoçeşitlilik faktörlerinin değerlendirilmesiyle istenmeyen etkilerden kaçınılması veya en aza indirilmesi; Doğal habitatlarda herhangi bir dönüşüm veya bozulmadan kaçınılması; eğer kaçınılamıyorsa etkilerin azaltılması veya biyolojik çeşitliliğin net kaybını elde etmemek için biyolojik çeşitlilik sapmaları sağlama (1) ; Koruma alanlarının yönetim planlarının kısıtlamalarına uymak ve Ağaçlandırılan alanların kritik habitatlarının dönüşümü ve bozulmasının önlenmesi ve kritik habitatın, ilgilenilen türlerin belirlenen popülasyonlarını (1)Doğal veya kritik habitatın biyolojik çeşitlilik sapması gerektirdiği yerlerde bunu daha etkili şekilde yapmanın yolu küçük arazi parsellerine odaklanmaktan ziyade güzergâh üzerindeki önemli hususlarla ilgisi olan dengelemeler ( offset ) oluşturmak olabilir. Bu gibi hususlardan biri endemik ve IUCN de CR veya EN olarak listelenmiş balık türleri hakkındaki bilgi eksikliğidir. Denegeleme önerileri bilgi artışına, su kalitesini iyileştirmeye, nehir dışına kalıcı olarak akan balık barınakları sağlamaya ve tutsak üreme programlarını desteklemeye yatırım yapmayı içerebilir (Rhodes LIFE98/ NAT / GR / OO5279 Yaşam prosesine bakınız). 9-5

veya kritik habitatların fonksiyonlarını destekleme yeteneği üzerinde ölçülebilir bir ters etki olmadığından emin olunması Yasal olarak korunan alanlarda koruma amaçları üzerindeki ölçülebilen istenmeyen etkilerin önlenmesi ve mümkün olan yerlerde bu gibi alanların korunması (uygulamada bu husus sadece Hersek Lagünü için geçerlidir). Kritik habitattan kaçınılması mümkün olmayan yerlerde kritik durumu doğrulamak ve sapmaları tanımlamak için daha başka çalışmalar ve araştırmalar yürütülecektir. Not: ÇSG- İİP tarafından, ÇSED sürecinden kaynaklanan ek gereklilikleri yansıtmak için Projenin ayrıca uygulanmasının parçası olarak güncellenecektir. 9.3 Değerlendirme Metodolojisi 9.3.1 Kriterlerin Gözden Geçirilmesi Değerlendirme yaklaşımının ana hatları 1. Bölüm de verilmektedir. Özet olarak değerlendirme, hassasiyeti projeden kaynaklanan etkilerin büyüklüğüne bağlanan ekolojik alıcıları tanımlamaya yardımcı olmak üzere masaüstü çalışmaları ve doğrudan arazi gözlemi (1) aracılığıyla mevcut durum verilerinin toplanmasını gerektirmektedir. Bu iki faktörün karşılıklı etkileşimi bu gibi etkilerin şiddetinin değerlendirmesini oluşturmaktadır. Bir alıcının ekolojik hassasiyetinin değerlendirmesi, kısmen uluslararası ve ulusal kuruluşlar tarafından kendisine sağlanan koruma seviyesiyle ve kısmen de (fakat çoğu kez bağlantılı olarak) az bulunma, karmaşıklık, adapte olabilirlik gibi faktörlerden kaynaklanabilen etkilere hassasiyetleriyle yapılmaktadır. Korunan türler için hassasiyeti değerlendirmek üzere, özellikle IUCN in Near Extinct-Neredeyse Nesli Tükenmiş olarak nitelendirdiği kriterlere ağırlık verilerek IUCN kriterleri kullanılmıştır, yani Şekil 9.1 de gösterilen Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) Kırmızı Liste Kategorilerinde (2) listelenen ilk üç kriter. (1) Arazi çalışmalarının ikinci turu birçok veri boşluğunu ele alması için 2011 de yürütülmüştür. (2) IUCN Standartlar ve Dilekçeler Alt Komitesi. 2010. IUCN Kırmızı Liste Kategorilerini ve Kriterlerini Kullanma Kılavuzu. Versiyon 8.1. Standartlar ve İşlemler Alt Komitesi tarafından Mart 2010 da hazırlanmıştır. 9-6

Şekil 9.1 IUCN Kırmızı Liste Kategorileri* Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) Tehlike Altındaki Türler Listesi ( IUCN Kırmızı Listesi ) bitki ve hayvan türlerinin koruma durumunu değerlendirmek için yaygın şekilde kabul edilen, küresel bir yaklaşımdır. Neslinin tükenmesi açısından yüksek küresel riskle karşı karşıya olan taksonlar hakkında taksonomik, koruma durumu ve dağılım bilgileri sağlar. Türler aşağıdaki şekilde kategorize edilmiştir: Critically Endangered (Çok Tehlikede) (CR): Bir taksonun yabani ortamda aşırı derecede neslinin tükenmesi riski altında olduğu kabul edilmişse Çok Tehlikede dir; Endangered (Tehlikede) (EN): Bir taksonun yabani ortamda çok yüksek neslinin tükenmesi riski altında olduğu kabul edilmişse Tehlikede dir; Vulnerable (Zarar Görebilir) (VU): Bir taksonun yabani ortamda yüksek neslinin tükenmesi riski altında olduğu kabul edilmişse Zarar Görebilir dir; Near Threatened (Tehdit Altına Girebilir) (NT): Bir takson kriterlere karşı değerlendirildiğinde ancak o anda Çok Tehlikede, Tehlikede veya Zarar Görebilir niteliğini karşılamadığında fakat yakın gelecekte tehlike altındaki bir kategorinin niteliklerini karşılamaya yakınsa veya bu durum olasıysa Tehdit Altına Girebilir dir; Least Concern (En Az Endişe Verici) (LC): Bir takson kriterlere karşı değerlendirildiğinde ve daha yüksek kategorilerin niteliklerini karşılamadığında En Az Endişe Vericidir. Bu kategoriye yaygın ve bol miktarda takson dahil edilmektedir. * Not: CR, EN ve VU için alt kategoriler bu belgede tam olarak listelenmemiştir ve daha fazla detay için IUCN Kırmızı Liste Kategorilerine ve Kriterlerine (Versiyon 3.1) başvurulmalıdır (1). Balıklar (2), memeliler (3), amfibiler ve sürüngenler (4) için bu bölgesel Akdeniz IUCN Kırmızı Listeleri mevcut olduğunda, Akdeniz ve Avrasya içerisinde türlerin tehdit seviyesi hakkında çok daha fazla spesifik detay verdikleri için, bu bölgesel Kırmızı Liste kategorileri kullanılmıştır. Ayrıca, kuşların durumu benzer nedenlerden dolayı Küresel Kırmızı Liste ve aynı zamanda Ulusal Kırmızı Liste (5) kullanılarak verilmiştir. Öncelikli türleri tanımlamak için esas yöntem olarak IUCN kategorizasyonu kullanılmıştır fakat uygun olduğunda ulusal durum, endemizm, yasal koruma ve niteleyici özellikler konsepti (örneğin Ramsar alıntılarında listelenen kuş türleri) gibi diğer faktörler de uygulanmıştır. Modifiye edilmiş, doğal veya kritik olarak tanımlanan habitatların değerlendirilmesi için Uluslararası Finans Şirketi (IFC) Performans Standardı (PS) 6 ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Performans Gerekliliği (PR) 6 kriterleri aşağıda açıklandığı üzere benimsenmiştir: Değiştirilmiş habitatlar bu kriterler altında yerli menşeli olmayan bitki ve/veya hayvan türlerinin büyük bir kısmını içerebilen ve/veya insani faaliyetlerin bir (1) IUCN. (2001). IUCN Kırmızı Liste Kategorileri ve Kriterleri: Versiyon 3.1. IUCN Türlerin Sağ Kalım Komisyonu. IUCN, Gland, İsviçre ve Cambridge, Birleşik Krallık (2) Smith, Kevin G. ve Darwall, William R.T. (Derleyenler). 2006. Akdeniz Havzası için Endemik olan Tatlı su Balıklarının Durumu ve Yayılışı (3) Temple, H.J. ve Cuttelod, A. (Derleyenler). 2009. Akdeniz Memelilerinin Durumu ve Yayılışı. Gland, İsviçre ve Cambridge, Birleşik Krallık: IUCN (4) Cox, Neil, Chanson, Janice ve Stuart, Simon (Derleyiciler) 2006. Akdeniz Havzasının Sürüngenlerinin ve Anfibilerinin Durumu ve Yayılışı. IUCN, Gland, İsviçre ve Cambrige, Birleşik Krallık (5) Kiziroğlu,Kiziroglu, I. (2008) Türkiye nin Kuşlar Kırmızı Kitabı. Desen Baskı., Ankara, TR 9-7

alanın başlıca ekolojik fonksiyonlarını ve tür kompozisyonunu önemli şekilde değiştirmiş etmiş olduğu alanlar olarak tanımlanmaktadır. Değiştirilmiş habitatlar tarım, orman plantasyonları için yönetilen alanları, ıslah edilen sahil bölgelerini ve ıslah edilen sulak alanları içerebilir. Doğal habitatlar büyük ölçüde yerli menşeli bitki ve/veya hayvan türlerinin yaşayabilen topluluklarının ve/veya insani faaliyetlerin bir alanın başlıca ekolojik fonksiyonlarını ve tür kompozisyonunu esaslı şekilde değiştirmemiş olduğu alanlar olarak tanımlanmaktadır. Kritik habitatlar (i) Çok Tehlikede ve/veya Tehlikedeki türler açısından çok önemi olan habitat, (ii) endemik ve/veya kısıtlı aralıktaki türler açısından çok önemli olan türler; (iii) göç eden türlerin ve/veya bir araya gelen türlerin küresel olarak önemli konsantrasyonlarını destekleyen habitat; (iv) büyük ölçüde tehlike altındaki ve/veya eşsiz ekosistemler ve/veya (v) önemli evrimsel süreçlerle ilişkili olan alanlar dahil olmak üzere yüksek biyolojik çeşitlilik değeri olan alanlardır (1). 9.3.2 Ekosistem Hizmetlerinin Değerlendirilmesi Ekosistem hizmetleri doğal sermayeden kaynaklanan faydalardır. Potansiyel olarak bu Projeyle ilgili olan başlıca ekosistem hizmetleri aşağıda tanımlanmaktadır. Bu bölümün esas odağını oluşturmamalarına rağmen, doğal sermayenin hasar görmesi, ekosistemin sağlayacağı hizmeti bozabileceği için etkiler kısmında dikkate alınmışlardır. Hizmetler aşağıda açıklandığı gibi tedarik, düzenleme veya kültürel olabilir: Tedarik hizmetleri (sunulan mallar): Tarımsal ürünler ve çiftlik hayvanları. Genetik çeşitlilik Balıklar. Mantarlar, böğürtlenler ve fındıklar gibi yabani besinler ve aynı zamanda avcılık ve kapan kurma aracılığıyla elde edilen etler ve postlar. İlaçlar ve diğer doğal ürünler. Yakacak, inşaat ve mamul ürünler için odun. İçme, banyo ve sulama için su. Düzenleme hizmetleri (yani ekolojik fonksiyonlar): Bitki örtüsü ve ağaçlar tarafından karbonun tutulması. Bitki örtüsünün sağladığı erozyon kontrolü. Toprak ve bitki örtüsünün sağladığı su filtrasyonu. Sel ve fırtına kontrolü (ör. taşkın yatakları, tuz bataklıkları). (1) Uluslararası Finans Şirketi performans Standardı 6: Biyolojik Çeşitliliğin Korunması ve Yaşayan Doğal Kaynakların Sürdürülebilir Yönetimi. 9-8

Kültürel hizmeler (yani insanlar için diğer maddi olmayan faydalar): Yürüyüş, kuş izleme, avcılık ve balıkçılık dahil olmak üzere rekreasyonel eğlence. Estetik ve peyzaj değerler. İstihdam (turizm, arazi yönetimi). Bilgi derecesinin göreli olarak sınırlı olabilmesine rağmen, insanların endemik türleri (ör. balıklar) ve diğer tehlike altında ve zarar görebilir türlerin mevcut olduğunu bilmekle ilişkilendirdiği değer. 9.3.3 Mevcut Durum Verilerinin Toplanması Çalışma alanı, Otoyol güzergâhı ve taş ocağı yerleri boyunca, 25 km lik tampon bölge içerisinde tanımlanmıştır. Bu alan içerisinde mevcut bilgilerin gözden geçirilmesi yürütülmüş ve bu potansiyel olarak hassas alanların ve saha çalışması için ilgilenilen alanların tanımlanmasına imkân veren bir seri bilgi toplamıştır. Toplanan bilgiler aşağıdakiler hakkındaki bilgileri içermektedir: Uluslararası Sulak Alanlardan Ramsar Alanları (1) ; Uluslararası Kuş Hayatını Koruma Örgütü nden (Birdlife International) Önemli Kuş Alanları (2) ; Dünya Korunan Alanlar Veritabanı (World Database of Protected Areas) ve Türkiye mülga Çevre ve Orman Bakanlığı ndan Resmi Statülü Koruma Alanları (1 5) ; CORINE veritabanından (3) bitki örtüsü sınıflandırması ve Türkiye mülga Çevre ve Orman Bakanlığı ndan Önemli Biyolojik Çeşitlilik Alanları. CORINE bitki örtüsü sınıflandırması veri seti, genel bitki örtüsü ve habitat haritalamada kullanılmıştır. Bu, Avrupa nın tamamını kapsayan ve bitki örtüsü ve habitat tipini gösteren, uzaktan algılanan, uydu bitki örtüsü veri setidir. Türkiye için en yeni veri seti 2006 yılında yayımlanmıştır. Bu bilgilerin tümü Proje için Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) platformu içerisinde derlenmiştir. (1) Ramsar Alanları, Ramsar Sözleşmesinin geçerliliğini Kabul eden ülkelerce tanımlanan Uluslararası öneme sahip olan sulak alanlardır (2) Önemli Kuş Alanları, kuşlar için uluslararası öneme sahip olan alanlar olarak Uluslararası Kuş Hayatını Koruma Örgütü tarafından tanımlanmaktadır. (1 ) 5 Dünya Korunan Alanlar Veritabanı (DKAV) dan alınan Ulusal Atanmış Korunan Alanlar. (3) Dünya Korunan Alanlar Veritabanı (DKAV) dan alınan Ulusal Atanmış Korunan Alanlar. 9-9

9.3.4 Veri Kaynakları Bu bölüm bilgilerini Proje için önceki ÇED ve ÇKÖP çalışmaları dahil olmak üzere masa başı çalışmalarından elde etmektedir (1). Bunun yanında, pek çok belgeye danışılmıştır ve bunlar bibliyografyada listelenmektedir. Araştırma ekibi, ERM nin oldukça saygın kıdemli uluslararası ve Türk uzmanlarından ve kaydedeğer yayınları olan ve üniversite, müze araştırmaları ve koleksiyonlar ile yakınen bağlantılı akademisyenlerden oluşmaktadır. Ekip üyeleri, türlerin durumu ve dağılımlarını değerlendirmekten sorumlu devlet ve devletlerarası kurumlara hizmet etmiştir. 9.3.5 Görüşmeler Tekrarlanan sürecin parçası olarak, görüşmeler başlangıçta Dünya Yaban Hayatı Koruma Vakfı (WWF) ve Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) ile yapılmıştır. Bu Sivil Toplum Kuruluşları nın başlıca endişesi Uluabat Gölü Ramsar alanı ve Hersek Sulak alanı üzerindeki etkilere odaklanmıştır. Bu görüşmenin (ve diğer taraflarla lütfen bu Raporun E Ek ine başvurunuz) ve 2010 da yapılan ilk saha çalışmalarının sonuçlarına göre güzergâh, Uluabat Gölü üzerindeki olası etkilerden kaçınılmak üzere önemli şekilde değiştirilmiştir.(orijinal Otoyol güzergâhı Uluabat Gölü çevresindeki RAMSAR koruma alanının dış kısmından geçmektedir). Taş ocakları, su yolları, koruma altındaki türler ve orijinal mevcut durum tespit çalışmasının ve değerlendirmenin yeterliliği hakkındaki endişeler ile ilgili olarak IFC ve EBRD nin Nisan 2011 tarihli orijinal taslak ÇSED Raporu na verdikleri yanıtlara dayanarak 2011 de bu hususlara ve yeni Otoyol kesimlerine odaklanan ek saha çalışmaları gerçekleştirilmiştir. 9.3.6 Ekoloji Alanındaki Araştırmalar Otoyol un Gebze ve Orhangazi arasındaki güzergâhın saha keşif çalışması Kasım 2010 da gerçekleştirilmiş, bunu Orhangazi den İzmir e kadarki geri kalan güzergâhın diğer bir saha çalışması ve Aralık 2010 ve Ocak 2011 arasında Uluabat Gölü ve Hersek sulak alanındaki devam eden sayım programları izlemiştir. Araştırma, masa başı çalışmalarından elde edilen bilgilerin bir araya getirilerek arazi araştırması yapılması ve habitatlar, türlerin varlığı ve doğal koruma açısından özel öneme sahip alanlar hakkında daha alana özgü bilgilerin bir araya getirilmesi için kullanılmıştır. Çalışma yöntemi, önemli habitatların tanımlanmasına, güzergâh boyunca yaklaşık olarak 5 km lik aralıklarla ve önerilen taş ocağı konumlarında örneklemeye dayanmıştır. Çalışma noktaları, Birleştirilmiş CORINE bitki örtüsü veri setinde görüntülenen her bir habitat tipinin (bkz. Tablo 9.2) örneklenmesi, bu veri setinin arazi araştırması, önemli habitat bloklarının ve önemli suyolları gibi diğer önemli ekolojik özelliklerin örneklenmesi ve aynı zamanda tipik (1) Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) ve Çevre Kirliliği Önleme Projeleri (ÇKÖP) hakkındaki Raporlar Otoyolun pek çok kısmı için 1997-1998 arasında hazırlanmıştır. Sadece İzmit Körfezi Geçişi ulusal seviyedeki ÇED tarafından kapsanmamıştır fakat Otoyolun diğer tüm kısımları bu proses sırasında kapsanmıştır. 9-10

habitatların örneklenmesi için seçilmiştir. Toplamda genel güzergâh için daha geniş bir seviyede bilgi toplanmış ve ek olarak daha fazla ilgilenilen 85 ayrı konum özellikle ilk çalışma sırasında incelenmiştir. Tablo 9.2 Çalışma Alanı içerisinde Birleştirilmiş CORINE Tabakaları Birleştirilmiş CORINE Arazi Sınıflandırmaları Tarım Arazisi Fundalık-Çalılık Mineral Alanlar Karışık Orman Ekili Alan Çalı Kent Dokusu Üzüm Bağı / Meyve Ağaçları Su kütleleri Sulak alanlar Çalışma, önerilen Otoyol güzergâhı boyunca, erişim ve topografinin izin verdiği ölçüde, habitatı mümkün olabildiğince kapsamıştır. Ekip, her inceleme noktasında baskın habitatlar ve dikkate değer türler dahil olmak üzere, doğa ve çevrenin özelliklerini kaydetmiştir. Uygun bir habitat örneğinin kapsandığından emin olmak için, habitat çalışmasını yönlendirmek üzere güzergâhın her iki yanındaki 500 m lik bir tampon alan kullanılmıştır. Her ara noktada habitatları, türleri ve mevcut arazi özelliklerini kaydetmek için GPS referansı verilen fotoğraflar çekilmiş ve notlar alınmıştır. Habitatlar ve flora için arazi çalışmalarından elde edilen kayıtlar her noktada önemli özelliklerin özeti halinde birleştirilmiştir. Bu veri sayfaları Bu ÇSED Raporunun Ek M-4 üne dahil edilmiştir. İlk çalışmada kuşlar üzerine de odaklanılmıştır. Arazi çalışmaları başlamadan önce Otoyol güzergâhı üzerinde üreme, ürememe ve geçiş dönemi sırasında görüldüğü bilinen kuş türlerinin listesi özellikle küresel ve ulusal Kırmızı Kitap türlerine odaklanarak derlenmiştir (1). Bu çalışmanın parçası olarak kuşlar için özellikle önemli olan üç alan tanımlanmış ve aşağıdaki yerlerde daha detaylı arazi çalışması yürütülmüştür: İzmit Körfezi Geçişi; Hersek Lagünleri ve Uluabat Gölü. (1) Kiziroğlu, I. (2008). Türkiye Kuşlarının Kırmızı Kitabı, Desen Basımevi, Ankara, Türkiye 9-11

Bu konumlar Şekil 9.2 de gösterilmiştir. Bu alanlar dört ay boyunca ayda bir kez olmak üzere kışı geçiren su kuşları için incelenmiştir: 9-10 Kasım 2010 10-12 Aralık 2010 12-14 Ocak 2011 7-9 Şubat 2011. Bunun yanında, Hersek te aşağıdaki tarihlerde sonbahar göç çalışmaları yürütülmüştür: 28 Eylül 2011 21 Ekim 2011 31 Ekim 2011 Şekil 9.2 Gebze İzmir Otoyolu Güzergâhı ile Uluabat Gölü, Hersek Lagünü ve İzmit Otoyol Geçişi Çalışma Noktalarını Gösteren Harita Yukarıda belirtilen 2010/2011 kış ve 2011 sonbahardaki kuş araştırmalarının tümü, önceki kış ortası sayımı deneyimi olan tecrübeli Türk kuş araştırmacıları tarafından yapılmıştır. Kayıtların çoğu sabit sayım istasyonlarında (Bibby et al. 2000) 8x, 10x dürbünler ve tripod üzerine monte edilen 30x saha teleskopu ile direkt gözlem şeklinde alınmıştır. Üç konumda kullanılan kuş araştırma yöntemleri aşağıda özetlenmektedir (detaylar Ek M-7 Kuş Araştırma Kayıtları nda verilmektedir). 9-12

İzmit Körfezi Geçişi (Faz 1) Otoyol un İzmit Körfezi ni, İzmit Körfezi Asma köprüsü aracılığıyla kuzeyde Gebze ile güneyde Altınova da Hersek Yarımadası arasında 3 KM boyunca geçmesi önerilmektedir. Köprü düzenli kuş hareketini Doğudan Batıya veya tam tersi olarak boydan boya bloke etme potansiyeline sahiptir. Bu nedenle, saha çalışması tünekleme alanlarından doğu-batı yönünde düzenli olarak hareket eden kuşlara odaklanmıştır. İzmit Körfezi Geçiş noktasında, Hersek Yarımadasının en kuzeydeki ucu askeri alan olduğu ve bu alana erişim büyük ölçüde kısıtlandığı için su kıyısına Altınova dan erişim mümkün olmamıştır. Bu nedenle, kavşak iki alandan, yani Eskihisar ve Topçular arasında feribottan ve Gebze deki Dilovası yarımadasından incelenmiştir. Feribottan yapılan gözlemler sırasında doğu-batı yönünde uçan tüm kuş türleri, denizdeki önerilen Otoyol güzergâhından geçerek tünekleme alanlarına doğru uçarak Eskihisar-Topçular kavşağı kesişiminden de geçecekleri varsayımı ile güneşin batmasından iki saat önce 30 dakika süreyle kaydedilmiştir. Dilovası gözlem noktasından önerilen köprü güzergâhı boyunca uçan herhangi bir kuşu görebilmek mümkündü. Hersek Lagünü (Faz 1) Hersek Lagünü göreli olarak küçük bir sulak alandır ve tek bir istasyondan tam bir sayım yapmak mümkün olmuştur (35T 712358 4510057). Ancak verilerin kalitesini artırmak için, yağmur kuşu ve küçük ördekler gibi daha küçük su kuşları hakkında daha detaylı gözlemler yapmak için ikinci bir istasyon kullanılmıştır (35T 711977 4510112). Uluabat Gölü (önceden Faz 2) Çalışma, gölün orijinal Otoyol güzergâhının en yakınındaki Güney Doğu kıyılarını kullanan su kuşlarının kışı geçiren popülasyonlarını kaydetmek için tasarlanmıştır. Konumlar aşağıdaki şekilde gösterilmektedir. 9-13

Şekil 9.3 Uluabat Gölü ndeki Kuş Araştırma noktaları *Mavi taralı bölgeler alanın sınırlı görüş alanına sahip olduğunu belirtmektedir. Sarı taralı alan Ramsar Alanı ve tampon bölgesinin sınırlarıdır. Kırmızı çizgi (önceki) güzergâhtır. Orijinal çalışma ve Nisan 2011 tarihli taslak ÇSED, yüksek derecede hassas olan bu alan ve ilişkili ekosistem bileşenleri için tahmin edilen şiddetli etkileri uygun şekilde azaltılma yönteminin alandan tamamen uzak durulması olduğu sonucuna varmıştır. Mevcut ÇSED Raporu, güzergâh bu değerlendirmeye göre değiştirilmiş olduğu, artık Gölün kuzeyinden geçtiği ve güncel Otoyol güzergâhı ile ilgili olmadığın için araştırmadan ve bu alan için yürütülen değerlendirmeden nispeten daha az bahsetmektedir. Detaylar Nisan 2011 tarihli taslak versiyonda bulunabilir. 29 Eylül den 4 Ekim 2011 e kadar olan periyotta iki ekoloji ekibi tarafından başka çalışmalar da yürütülmüştür. Bir ekip Dürdane ve Uluabat Gölü nün kuzeyindeki yeni güzergâh değişiklikleri ve güzergâhın kuzey ucunda, özellikle de Armutlu KBA daki taş ocakları hakkında mevcut durum verilerini toplamakla görevlendirilmiştir (Bu ekibe bir ERM ekoloğu liderlik etmiş ve yerel flora ve fauna uzmanları tarafından desteklenmiştir, örneğin 2010 orijinal saha ekibinden Dr. Mustafa Sözen). İkinci ekip, Nisan 2011 tarihli taslak ÇSED e göre üzerinde daha fazla bilgi toplanması ve daha rafine değerlendirmeler yapılması gerektiği sonucuna varılan alanlarda ek kontroller yapmıştır. Ekip ayrıca sonraki ÇSED raporuna bilgi ve zemin ile ilgili genel bir gözden geçirme sağlamak amacıyla önerilen güzergâha ait bir yürüyüş ve sürüş kombinasyonu yapmıştır (Ekipte botanikçi olarak Prof. Dr. Hayri Duman ve Kasım 2010 tarihli orijinal keşif çalışmasının ekip lideri olan Les Hatton bulunmuştur). 9-14

9.4 MEVCUT DURUM 9.4.1 Habitatlara Genel Bakış Ekolojik çalışma amacıyla önerilen güzergâhı orta çizgisinden 500 m lik bir tampon oluşturulmuştur. Bu, Otoyol un gerçek ayak izinden kaydadeğer şekilde daha geniştir fakat güzergâhın içinden geçeceği peyzajın daha iyi anlaşılmasını sağlamaktadır ve önemli ekolojik reseptörlerin, direkt olarak Otoyol üzerinde olmadıklarında bile tanımlanmasına imkan vermektedir. Tampon içerisindeki, basitleştirilmiş CORINE kodlarından (uydu görüntüleme ve saha çalışması ile doğrulamaya tabidir) türetilen habitat yüzdesi aşağıdaki tabloda gösterildiği şekildedir: Tablo 9.3 Ekolojik Araştırma Tampon Bölgesinde Bulunan Habitat Tipi Yüzdesi Habitat Toplam Tarım arazisi %51.08 Meyve ağacı ve böğürtlen ekili alanı (tarım arazisi) %13.81 Karışık orman (geniş yapraklı) %6.99 Şehir dokusu %5.69 Doğal çayırlık (otlak) %5.43 Maki (sert yapraklı herdem yeşil çalılar/frigina) %5.41 Zeytinlik %3.90 Step* %2.51 Doğal kozalaklı orman %1.65 Drenaj kanalı, dere, nehir (suyolları) %1.33 Ekili kozalaklı orman alanı %1.13 Mineral alanları %0.84 Sulak alanlar (tuz bataklıkları) %0.23 * Bu büyük ölçüde aşırı otlatma yapılmış meraolarak görülmektedir ve işlevsel step habitatının toplam miktarı önerilen CORINE verilerinden daha sınırlı görünmektedir. Güzergâhın başlangıç ve bitiş noktaları kentleşmiş ve sanayileşmiş alanlarla ilişkilidir. Otoyol, uzunluğunun çoğunda diğer kentsel merkezlere bağlanmakta ve baskın olarak tarım arazilerinde geçmektedir. Tarım yoğunluğu, önemli derecede ticari ve gelişmiş olmasına karşın değişkendir. Yetişen ürünler önemli derecede değişkendir, zeytinlikler ve meyve bahçeleri en baskın zirai kullanıma sahip olanlar arasındadır, fakat sulamanın önemli derecede mümkün olduğu büyük suyollarının etrafında (özellikle güzergâhın güneyinde, pek çok büyük nehrin mevcut olduğu kısımda özellikle farkedilebilir boyuttadır), mısır, pamuk ve bahçecilik ürünleri yaygındır. Bu gibi alanların ekolojik ilgi odaklarının çoğu önemli şekilde etkilenmiştir. Ancak tarım ve bozulmamış doğal habitatın veya orman bloklarının bağlı olduğu yerlerde, sonuçta oluşan mozaik yüksek seviyede fauna etkisi oluşturmaktadır ve kahverengi ayı Ursus arctos gibi türler tarafından tercih edilmektedir. Bu gibi yüksek kaliteli mozaikler, düşük yoğunlukta tarım ve kozalaklı ağaç plantasyonları olan ve yüksek fauna değeri ortaya çıkaran kalıcı suyollarının bulunduğu KM 71, KM 77-81, KM 187, KM 197 ve KM 256 da mevcuttur. Bu mozaik etkileri, güzergâhın tarımın daha yoğun hale geldiği ve yoğun şekilde sulamaya bağlı olduğu Soma nın güneyinde kayda değer şekilde daha az ortadadır. 9-15

Güzergâhın İzmit Körfezi nin güney sahilinde toprak kayması yaptığı yerde Güzergâhla ilişkili olan yegâne sahil habitatının alanı mevcuttur. Bu, fıstık çamı Pinus pinea nın baskın olduğu sahil kozalaklı ağaç plantasyonunu; kamış Phragmites autralis, malyemez otu Pulicaria dysenterica, çapıl otu Bolboschoenus maritimus, mızrak yapraklı sinir otu Plantago lanceolata ile karakterize olan hafif tuzlu zemin florasını ve deniz semizotu Halimione portulacoides, Limonium gmelinii, Suaeda altissima, karşılıklı yapraklı dikenli çöven Salsola soda, deniz börülcesi Salicornia europeae vb. nin baskın olduğu tuzlu bataklıkları içermektedir. Hersek sulak alanı, sahil habitatının nadir bir kalıntısı olarak en önemli parçasıdır. Alandaki kumul sistemleri erozyona tabi olup, habitat ve tür kaybıyla sonuçlanmaktadır. Sahil düzlüğü artık drenaj kanallarıyla çaprazlanan kötü kalitedeki tarım arazisinden oluşan ıslah edilmiş sahil sulak alanı içermekte ve kanallar yüksek tür ve bitki örtüsü zenginliğiyle ayırtedilmektedir. Drenaj kanalları arasındaki arazide çok sayıda fırsatçı ruderal tür içeren işlenen ve boş bırakılan tarla bulunmaktadır. Düz zeminlerde ve tepe eğimlerinin çoğunda artık büyük ölçüde tahıl, zeytin vb. ile yetiştirilmektedir. Güzergâhın daha fakir topraklardan veya otlaklardan geçtiği yerlerde bunlarçoğu zaman maki (1) veya ekstrem durumlarda aşırı otlatılan frigana ile farkedilir. Bu gibi yerlerin kalitesi güzergâh boyunca önemli ölçüde değişmektedir. Bu habitat, en iyi güzergâhta (ör. otlatma baskısının azaldığı kireçtaşı veya yılantaşı üzerinde) bilhassa botanik açıdan yüksek biyoçeşitlilik değerine sahip olabilir ve Türkiye nin olağanüstü botanik zenginliğine ve yüksek endemizm düzeyine önemli katkılarda bulunabilir. Makilerde; kermes meşesi Quercus coccifera (Halep meşesi Q. infectoria nın güzergâhın güney kısmında artarak yaygınlaşsa da), geniş yapraklı akçakesme Phillyrea latifolia, Doğu kocayemişi Arbutus andrachne, kocayemiş Arbutus unedo, defne Laurus nobilis ve melengiç Pistacia terebinthus baskındır fakat aşırı otlatmayla değişime uğrayan alanlarda; tavşan memesi Ruscus aculeatus ve kaba diken Paliurus spina-christi gibi otçullara dirençli türler daha hakim hale gelmiştir. Bazı ağaçlıklarda olduğu gibi, maki büyük habitat blokları arasında bir habitat köprüsü veya koridoru oluşturabilir. KM 19, KM 34, 192-194 arası ve meşe ağaçlığıyla birbine karıştığı 197 deki durum böyledir. Maki habitat olarak güzergâhın kuzey ve orta kesiminde daha hakimdir. Güzergâh pek çok yerde hem doğal hem de ekili çam ormanlarından geçmektedir. Ekili olanlar genellikle Kızılçam Pinus brutia ve fıstık çamı Pinus pinea dan oluşmakta ve çoğu zaman İtalyan selvisi Cupressus sempervirens de bulunmaktadır. Doğal çam ormanlarında hakim olan Pinus brutia bazen sapsız meşe Quercus petraea ile karışıktır ve çoğu zaman maki tipi bir alt bitki örtüsü içermektedir. KM 234 gibi bazı alanlarda bu ormanlar menekşe renkli orkide Limodorum abortivum gibi orkide türü ve muhtemelen daha nadir olan orkide türlerini içeren floristik olarak çeşitli arazi tabakalarını desteklemektedir. Ancak genel olarak ağaçlıklar katran ardıcı Juniperus oxycedrus L. subsp. oxycedrus, Pistachia terebinthus, Cistus creticus, Paliurus spina-christi, (1)Başlıca derimsi, geniş yapraklı herdem yeşil kalan veya küçük ağaçlardan oluşan, genellikle daha açık, bodur ve funda benzeri, çoğu zaman daha kötü durumdaki topraklarda büyüyen friganadan daha yoğun ve daha uzun olan Akdeniz çalılık veya bodur ağaçlarla kaplı alan vejetasyonu. 9-16

Ruscus aculeatus, Genista anatolica, Quercus infectoria, Phillyrea latifolia ve Gonocytisus angulatus gibi yaygın bulunan florayı içermektedir. Floristik olarak daha çeşitli bitkilerin KM 234 te güzergâhın orta kısmında bulunmasına ve KM 266-291 arasında dağılmış olmasına rağmen, çam ormanları güzergâhın kuzey kısmında KM 19, KM 77 (karışık geniş yapraklı olarak haritalanmıştır fakat genel olarak doğal kozalıklı ağaçlar ve zeytinliklerin karışımıdır), KM 81, KM 125 te (maki olarak haritalanmaktadır fakat yakın zamanlarda fazlaca genç kozalaklı ağaç ekilmiştir) yayılım göstermektedir. Güzergâhın güney ucundaki çam ormanlarının büyük ölçüde tarım alanları içerisinde bölgeler oluşturma eğiliminde olmalarına karşın, KM 309-310 da daha büyük habitat bloklarının kenarlarında yer alırlar. Güzergâhın en güney ucundaki küçük çam ağacı alanları genellikle parçalanmıştır ve önemli ölçüde bozulmuştur (ör. KM 398-399) ve ikinci konumdaki büyük doğal çam ormanına ait iki dağlık bölge bloğu, mevcut otoyollar tarafından ayrılmıştır. Karışık geniş yapraklı ağaçlık alan, zaman zaman bloklar halindedir fakat genel olarak makiyle karışıktır. Çayırlar veya tarım arazileriyle hem parçalar halinde hem de büyük ölçekli habitatlar arasında bağlantılar şeklindedir. Karışık geniş yapraklı topluluklar Quercus petraea, ova akçaağacı Acer campestre, kestane Castanea sativa, Macar meşesi Quercus frainetto, gümüşi ıhlamur Tilia argentea, gürgen Carpinus betulus ile tanımlanmaktadır ancak güzergâh özellikle KM 177-253 arasında meşelerin hakim olduğu pek çok ağaçlıktan da geçmekte olup, Q. petrea, Makedonya meşesi Q. trojana, Türk meşesi Q. cerris, palamut meşesi Q. ithaburensis ssp. macrolepis ve Q. infectoria ile karışık mescerelerde bir arada olabilir. KM 28-35 arasında önemli bir ağaçlık alan bulunmaktadır. Yalnız kendine özgü biyolojik çeşitliliği değil, aynı zamanda Armutlu yarımadasını, Karadeniz boyunca doğuya doğru uzayan habitat bloku ile bağlayan büyük bir habitat koridoru olma özelliği ile de ilgi konusudur. Akdeniz ve Avrupa-Sibirya biyocoğrafik bölgelerini birbirine bağlamaktadır. Güzergâh boyunca sulak alan habitatları büyük ölçüde suyolları ve nehirlerle kısıtlanmış olup, bunların çoğunluğu ya Uluabat ve İznik Gölü yle bağlantılıdır ya da Sarkız ve Gediz gibi nehirlerle ilişkili olan güzergâhın güney kısmında bulunmaktadır. Suyolları çoğu zaman sulama talepleri, kirlilik, otlatma veya diğer antopojenik faaliyetlerle ağır şekilde bozulmaktadır. Bunlar nehir kıyısı bitki örtüsünün bulunduğu yerlerde her zaman dardır ve nehir yatağının 1-10 m içerisinde sınırlıdır. Akkavak Populus alba, akçaağaç Alnus glutinosa, doğu çınarı Platanus orientalis, salkımsöğüt Salix babylonica, ipek çalısı Periploca graeca, incir Ficus carica bu tür nehir yataklarının en değişmez bileşenlerindedir. Meraların çoğu Makilik alanlarda (yukarıda tanımlanan) olup çoğu kez habitatın bozulmasına yol açmaktadır. Doğal otlak ve step arazileri güzergâh boyunca az bulunmaktadır ve bulundukları yerlerde çoğu kez KM 246-247 deki karışımın parçasıdırlar. Tipik türlere; ayrık otu Dactylis glomerata, mantarımsı meyveli su kandil çiçeği Oenanthe pimpinelloides, salata anasonu Sanguisorba minor, Seseli campestre, tam yapraklı uyuzotu Knautia integrifolia, Akdeniz adaçayı Salvia virgata, Plantago lanceolata, Bermuda çimi Cynodon dactylon, dikenli kayışkıran Ononis spinosa, Piptaherum coerulescen dahildir. 9-17

9.4.2 Korunan Alanlar Türkiye deki mevcut ulusal koruma alanları Milli Parkları, Tabiat Parklarını, Doğa Koruma Alanlarını, Tabiat Anıtlarını, Yaban Hayatı Geliştirme Sahalarını, Özel Çevre Koruma Bölgelerini, Tabiat Alanları, Tabiat Varlıkları ve Gen Koruma Alanlarını içermektedir. Türkiye deki toplam koruma alanı toplam kara alanının yüzde 6 sından fazlasını oluşturmaktadır. Başlangıçta Otoyol güzergâhı ve ilişkili altyapı (ör. taş ocakları) boyunca korunan alanlar için 25 km lik bir arama yarıçapı kullanılmıştır; ilgili alanlar aşağıda listelenmiştir ve Ek M-1 Korunan Alanlar Haritası nda haritalanmaktadır. Tablo 9.4 Otoyol Güzergâhının 25 KM si içerisindeki Korunan Alanlar Faz Alanın Adı Koruma Statüsü Büyüklük (ha) Mesafe (ha) Otoyol dan Olan Mesafe (km) Kocaeli Tepeleri KBA 28.056 KM 0 6,1 (Faz 1) Ballıkayalar Tabiat Parkı 1.847 KM 0 3,22 (Faz 1) Hersek Korunmuş Sulak Alan Tabiat Koruma Alanı 253 KM 10 0,15 (Faz 1) Armutlu Yarımadası KBA 80.030 KM 40-60 KM 56 da 0 (Faz 1) İznik Gölü KBA/IBA 38.055 KM 50 1,58 (Faz 1) Faz 2 Uludağ Milli Park KBA 136.557 KM 80 11,3 (Faz 2) Uluabat Gölü Kuşcenneti/Manyas Gölü Ramsar alanı, Önerilen Zümrüt alanı, KBA, IBA Ramsar alanı, Önerilen Zümrüt alanı, Milli Park, KBA, IBA 17.071 KM 139 3,75 (orijinal olarak 0.05) 22.676 KM 170 21,6 (Faz 2) Kaz Dağı Milli Park 160.118 KM 230 27,3 (Faz 2) Marmara Gölü KBA 6.800 KM 358 23,32 (Faz 2) Spil Dağı MilliPark, KBA 5.505 KM 390 0,4 (Faz 2) Örnekköy Tabiat Parkı 199 KM 386 11,56 (Faz 2) Gediz Deltası Ramsar Alanı, Önerilen Zümrüt alanı, KBA/IBA 20.400 KM 408 14,2 (Faz 2) Boz Dağlar KBA 236.113 KM 380 4,1 (Faz 2) Nif Dağı KBA 21.394 KM 402 KM 402 de 0 (Faz 2) Yamanlar Dağı KBA 36.221 KM 404 5,6 (Faz 2) Listelenmemiş fakat Ek M-1 de görünen diğer iki KBA İzmit Körfezi nin Kuzey tarafındadır. Ancak, Türkiye nin bu kısmının yoğun şekilde gelişmiş olması ve 9-18

önerilen Otoyol ve bu alanlar arasındaki mevcut alt yapı nedeniyle bu çalışma içerisine dahil edilmemişlerdir. Yolla yakın ilişkili olan alanlar (yani bir kilometre içerisindekiler) Hersek, İznik Gölü, Spil Dağı ve Nif Dağı nı kapsamaktadır. Yukarıda daha önce belirtildiği üzere, güzergâh orijinal olarak Uluabat Gölü nün Ramsar sınırından geçmektedir ve göl kıyısının 500 metre içerisinden geçmiştir. ÇSED in ilk bulgularına yanıt olarak güzergâh kuzeye doğru gölün uzağına taşınmıştır ve artık güzergâhın Uluabat Gölü ne en çok yaklaştığı nokta yaklaşık 3,75 km dir ve Ramsar sınırından geçmemektedir. Hersek: Önerilen Otoyol Hersek sulak alanında mevcut yolun batısına doğru, en yakın noktasında 50 m içerisinden geçmektedir (detaylı harita için Ek M-3 e bakınız). Bu, Doğal Koruma Alanı olarak Milli Parklar Kanunu altında korunmakta olan kuşlar için önemli bir kışlık alan ve geçiş alanıdır. İznik Gölü hem kuşlar hem de endemik balıklar için önemlidir ve yol buna bağlanan suyollarından geçmektedir. Göl, kısmen İtalyan akkefali Alburnus albidus (VU), Alburnus nicaeensis, Barbatula phoxinoides ve Clupeonella abrau muhlisi (VU) (1) dahil olmak üzere sadece İznik Gölü nde görülen pek çok türü destekleyen endemik bir balık alanı olduğu için KBA olarak ilan edilmiştir. Spil Dağı: Milli Park Arenaria sipylea (EN), Bromus sipyleus (EN), Haplophyllum megalanthum gibi türleri içeren floral topluluğu ve Kahverengi ayı dahil önemli faunayı desteklemesi nedeniyle belirlenmiştir. Ne güzergâh ne de önerilen taşocağı alanları Spil Dağı Milli Parkı sınırı içerisine girmektedir. Ancak Spil Dağı KBA çok daha geniş bir alanı kaplamaktadır (bkz. Ek M-3) ve Akalan, Beşpınar ve Kapuzdere de önerilen taş ocaklarının (taşocakları hakkındaki aşağıdaki kısma bakınız) tümü KBA nın güney doğu köşesi içerisinde kalmaktadır. Bu taşocağı alanlarındaki habitatların hassas veya doğal olup olmadığını değerlendirmek ve azaltma ve dengeleme konusunda bilgilendirmek için 2013 te daha başka çalışmalar yapılacak ve bu ÇSED den ayrı olarak bildirilecektir. Otoyol, KM 383-385 arasında KBA sınırını yakından izlemektedir ve KM 390 da yolun yaklaşık olarak 500 metresi KBA nın çevresindeki alandan geçmekte olup, içerisinde (KM 389+500 de) ana inşaat alanı bulunmaktadır. Hem inşaat alanı hem de KBA sınırı içerisindeki yol alanları yoğun tarım veya zeytin üretimi yapılan ve düşük ekolojik değeri olan alanlarda bulunmaktadır. VU olarak değerlendirilen üç kelebek türünün bulunmasına rağmen KBA esas olarak botanik açıdan belirlenmiştir. Nif Dağı: KM 402 deki Nif Dağı KBA, bu alan için endemik olan iki floral tür ve tekli sürüngen, amfibi, balık ve böcek türü dahil olmak üzere, tipik Akdeniz bitki örtüsü için önemlidir. KBA mevcut çift şeritli taşıt yolu ve yoğun bir kentsel altyapıyı kapsamaktadır ve önerilen Otoyol güzergâhı içerisinde bariz bir biyolojik çeşitlilik kaynağı bulunmamaktadır. KM 403 te önerilen inşaat kampı KBA sınırının hemen dışında bulunmaktadır fakat alan bütün olarak büyük bir taşocağı ve kentsel altyapı ile ağır şekilde değiştirilmiştir. Otoyol tarafından geçilen alanda önemli bir doğal habitat bulunmamaktadır. (1) Smith, Kevin G. ve Darwall, William R.T. (Derleyiciler). 2006. Akdeniz Havzası için endemik olan Tatlısu Balıklarının Durumu ve Dağılımı. IUCN, Gland, İsviçre ve Cambridge, Birleşik Krallık. 9-19

9.4.3 Flora&Bitki Örtüsü Kasım 2010 ve tekrar Ekim 2011 de, güzergâh boyunca flora ve bitki örtüsü çalışmaları yürütülmüştür. Çalışmalar büyük ölçüde deneyimli ve itibarlı botanikçiler tarafından gerçekleştirilse de, bu periyot pek çok çiçek türü için ideal tayin periyodu değildir. Tarihsel veriler, mevcut bilgiler ve floranın bulunması muhtemel olduğu habitat tipinden bir sonuca ulaşmak için uzman bilgisi kullanılmıştır fakat potansiyel floristik çeşitliliğe sahip pek çok alanda etki değerlendirmesini sonuçlandırmak için daha başka çalışmalara ihtiyaç olacaktır. Koruma alanları veya KBA ların içinde bulunan veya bitişik olan tüm taşocaklarındaki, KM 71 civarındaki yüksek kaliteli maki, KM 177 deki Q. trojana nın hakim olduğu ağaçlık, KM 227-228 arasındaki metamorfik kaya alanı, bölgesel olarak nadir bulunan Anthyllis hermanniae türünün bulunduğu KM 234 teki ve KM 290-291 deki orkidelerce zengin olan kozalaklı ağaçlık için durum budur. KM 71 deki alan için yapılacak araştırmalar 2012 yılı için hazırlanmıştır ve bu ÇSED den ayrı olarak bildirilecektir. Diğer alanlar için yapılacak çalışmalar 2013 yılındadır. Bitki örtüsü ve floranın tüm detayları Ek M-4 ve M-5 te verilmektedir ve yukarıdaki habitatların gözden geçirilmesi kısmında (Kısım 9.4.1) özetlenmiştir. Arazi çalışması sırasında bulunan önemli türler yukarıda tartışılan A. hermanniae yi, endemik safran Crocus biflorus subsp. pulchricolor'u ve her ikisi de KM 246-247 deki terk edilmiş mera ve meşelikle ilişkili olan Thymus zygoides var. lycaonicu yu, KM 358 deki maki içinde yaygın endemik safran türü C. antalyensis i ve yaygın olan ancak CITES listesinde bulunan Cyclamen hederifolium ve bunun dışında KM 398-399 daki bozulmuş maki habitatında ulusal olarak nadir bulunan Colchicum variegatum u içermektedir. Endemik olmayan ancak bölgede nadir bir tür olan Seseli campestre KM 22, 53-54, 5-59, 318-319 ve Armutlu Yarımadası ndaki Papuçtepe, Gemlik ve Kapaklı da önerilen taşocağı alanlarında bulunmaktadır. Yaygın endemik tür Campanula lyrata subsp. lyrata (LC) nın çam ve maki habitatlarında yaygın şekilde dağılım gösterdiği kanıtlanmış olup, KM 119-120, 279-280, 305-306, 318-319 ve 332 de bulunmaktadır. Bulunan diğer endemik türler KM 222 deki step/bozulmuş merada bulunan Anthemis aciphylla var. var. discoidea yı içermektedir. Türkiye Bitkileri Kırmızı Kitabı nda (Ekim ve diğerleri, 2000 (1) ) Bursa ve İzmir arasında bulunduğu öngörülen tümü endemik tür olan Stachys tmolea,köpekotu Ballota nigra subsp. anatolica ve Stachys creticus subsp. smyrnaea güzergâh boyunca belirlenmemiştir. Taş ocakçılığının önerildiği, özellikle de yılantaşı kayalarının bulunduğu Armutlu yarımadası (Faz 1 de) Türkiye deki en önemli yeşil alanlardan biridir. Bulunduğu bilinen bölgesel endemik türler, IUCN zarar görebilir kategorisindeki Centaurea hermannii ve Kırım kardeleni Galanthus plicatus subsp. byzantinus ve ulusal nadir endemikler olan Crocus pestalozzae, Hypericum avicuariifolium subsp. byzantium ve Verbascum bombyciferum u içermektedir. (1) Ekim, T. et al., Türkiye Bitkileri Kırmızı Kitabı, Türkiye Tabiatını Koruma Derneği, Yayın Numarası: 18 (2000) 9-20