AYDIN İL MERKEZİNDE ÖZÜRLÜLÜK PREVALANSI, ETİYOLOJİSİ VE SOSYAL BOYUTU

Benzer belgeler
Bir Üniversite Hastanesinin Yoğun Bakım Ünitesi Hemşirelerinde Yaşam Kalitesi, İş Kazaları ve Vardiyalı Çalışmanın Etkileri

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

2.Cinsiyet 1.kız 2.erkek 3.Öğrenim 1.OYD 2.Oy 3.ilkokul 4.ortaokul 5.lise 6.YO 7. gereksiz (0-6

Adana Havutlu Beldesinde Özürlülük Sıklığı ve Özürlülerde Akraba Evliliği Sıklığının Araştırılması

MANİSA KENT MERKEZİNDE YAŞAYAN YAŞ GRUBU KADINLAR VE EŞLERİ ARASINDA SİGARA İÇME BOYUTU VE BUNU ETKİLEYEN SOSYOEKONOMİK FAKTÖRLER

ENGELLİ KADINLARIN DOĞURGANLIK ÖZELLİKLERİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Kayseri İl Merkezinde Özürlülük, Sakatlık ve Engellilik Prevalansı

SONAR. Buca Belediyesi Engelli Veri Tabanı Araştırması

Cukurova Medical Journal

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİNDE ÇALIŞAN SAĞLIK ÇALIŞANLARININ RUHSAL SAĞLIK DURUMUNUN BELİRLENMESI VE İŞ DOYUMU İLE İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİ

Kadın işçiler. Dr. Nilay ETİLER Kocaeli Üniversitesi

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı

Risk Altındaki Çocuklara Yaklaşım

Türkiye Engelliler Araştırması Temel Göstergeleri İÇİNDEKİLER. Giriş

DİCLE ÜNİVERSİTESİ HASTANELERİ ÖZÜRLÜ KURULUNA BAŞVURAN OLGULARIN İNCELENMESİ

GENEL SEÇİMLERİN YEREL SEÇİMLERE ETKİSİ ARAŞTIRMASI

Adana İl Merkezi Acil Servis Hekimlerinin Sağlık Profillerinin Belirlenmesi

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( )

SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

İSTANBUL İLİ TAHMİNİ ÖZÜRLÜLÜK ORANLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ 2006 NÜFUS VE KONUT SAYIM SONUÇLARINA GÖRE REVİZE EDİLMİŞ EKİM 2004 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI.

KAYIT DIŞI İSTİHDAM ARAŞTIRMASI 2011

ENGELLİLERİN ENGELLİLİKLERİ DIŞINDAKİ SAĞLIK SORUNLARI: KARŞILAŞTIRMALI BİR ÇALIŞMA

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2009 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

S A H A A R A Ş T I R M A S I

ANADİL AYRIMINDA İŞGÜCÜ PİYASASI KONUMLARI. Yönetici Özeti

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2008 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

14. ULUSAL HALK SAĞLIĞI KONGRESİ, 4-7 EKİM 2011 P220 CEZAEVİNDE BULUNAN MAHKÛMLARIN İLKYARDIM BİLGİ DÜZEYLERİ

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2006 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

Çevremizdeki Sağlık Kuruluşları VE Sağlık Hizmetleri

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2010 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

Şanlıurfa il merkezinde Suriyeli mülteci kadınların üreme ve ruh sağlığı ihtiyaçları; Suriyeli mültecilerin sağlığını geliştirme modeli

ÖZÜRLÜLÜK KORUNMA VE REHABİLİTASYON HİZMETLERİ DÜTF HSAD

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2016 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

ANKARA DA 1. BASAMAK SAĞLIK KURULUŞLARINA BAŞVURANLARIN SAĞLIK GÜVENCE KURUMLARINDAN MEMNUNİYET DURUMLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2011 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2014 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2012 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2017 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2015 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2013 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

Manisa İl merkezinde Yaşayan Kadınların Aile İçi Şiddete İlişkin Görüşleri, Deneyimleri ve Etkileyen Faktörler

Dünya genelinde her 3 4 kişiden biri kronik hastalıklıdır. (Ülkemizde Kronik Hastalıklar Raporu na göre,

Türkiye de Doğurganlık Tercihleri

NÜKLEER SİLAHLAR ARAŞTIRMASI - SONUÇ RAPORU RAŞTIRMASI - S

Mevsimlik Tarım İşçilerinin İş Kazası Geçirme Durumları

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2007 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

NASIL BİR BELEDİYE BAŞKANI?

ENGELLİ BİREYLERİN AFET FARKINDALIK DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ ARAŞTIRMA RAPORU

KARAMAN İLİ SARIVELİLER İLÇESİ ÖZÜRLÜ ENVANTERİ ARAŞTIRMASI SONUÇ RAPORU

Türkiye Özürlüler Araştırması Temel Göstergeleri

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2005 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ

DENİZLİ İLİ ÇALIŞAN NÜFUSUN İÇME SUYU TERCİHLERİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER. PAÜ Tıp Fak. Halk Sağlığı A.D Araş. Gör. Dr. Ayşen Til

Halk Sağlığı. YDÜ Tıp Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Aslı AYKAÇ

ÖĞRENCİLERE ENGELLİLER İLE İLGİLİ TOPLUMSAL BİLİNÇ OLUŞTURULMASI

Türkiye de Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Gelişimi. Sağlık Nedir?

GERİATRİK HASTAYA YAKLAŞIM

Mevsimlik Tarım İşçilerinin ve Ailelerinin İhtiyaçlarının Belirlenmesi Araştırması 2011 Harran Üniversitesi-UNFPA

Türkiye de Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Gelişimi

BİR İLDEKİ BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK ÇALIŞANLARININ İŞ KAZASI GEÇİRME DURUMLARI VE İLİŞKİLİ FAKTÖRLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Birlikte Yürüyoruz. Görme Engellilerle Birlikte Yaşama Kültürünü Artırmak Amaçlı Hazırlanmış Araştırma Raporu Ekim 2012

T.C. FATİH SULTAN MEHMET VAKIFÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ EĞİTİM BİRİMİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü ... VALİLİĞİNE GENELGE

TÜRKİYE DE KADIN VE ŞİDDET Bilgi, Algı ve Davranış Araştırması. Kasım, 2014

BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİ NDE YAPTIRILAN DOĞUMLARIN İNCELENMESİ

Nadir Hastalıklar-Yetim ilaçlar. bir sağlık sorunu. Uğur Özbek İstanbul Üniversitesi Deneysel Tıp Araştırma Enstitüsü (DETAE) Orphanet-Türkiye

Erken Yaşlardaki Evlilikler ve Gebelikler

Bilim Uzmanı İbrahim BARIN

TÜRKİYE DEKİ BİREYLERİN OTİZM ALGISI VE BİLGİ DÜZEYİ ARAŞTIRMASI

HALKLA İLİŞKİLER FAALİYETLERİNİN SAĞLIK HİZMETİ ALANLAR VE ÇALIŞANLAR TARAFINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ HASTANELERİ ÖRNEĞİ

Araştırma Notu 14/163

Manisa 4 no lu Sağlık Ocağı Bölgesinde yaş Kadın İzlem Kartı Tutarlılığı ve Tutarlılığı Etkileyen Öğeler

Yerleşik Tarım Çalışanlarının Zirai İlaçlama ve İş Kazaları ile İlgili Bilgi, Tutum ve Davranışlarının Değerlendirilmesi

TND Böbrek Sağlığı Otobüsü

Demokrasi ve İnsan Hakları için Toplumsal İşbirliği Projesi Kadıköy Bölgesi Engelliler Araştırma Sonuçları

İŞLEVSEL DÜZENLEMELERİN, ENGELLİ HASTA MEMNUNİYETİNE OLAN YANSIMASI ERCİYES TIP ÖRNEĞİ

TABLOLAR VE ŞEKİLLER LİSTESİ

GÜÇ KOŞULLAR ALTINDAKİ ÇOCUKLAR. Doç. Dr. Günay SAKA DÜTF HSAD Mart 2009

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018

TÜRKİYE DE GÖÇ BOYUTU, NEDENLERİ ve GÖÇÜN SAĞLIKLA İLİŞKİSİ

Aydın Astim Organize Sanayi Bölgesinde İş Kazalarının İncelenmesi ve Önlenmesinde Eğitimin Rolü. Uzm. Dr. Cenk BENLİ

Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, Önlenebilen veya geciktirilebilen bir hastalıktır.

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI. Doç. Dr. Suphi VEHİD

Temel Sosyo-Ekonomik Göstergeler

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

Prof. Dr. F. Cankat Tulunay

DÜZCE TIP DERGİSİ DUZCE MEDICAL JOURNAL

YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM

BEL AĞRISI OLAN SINIF ÖĞRETMENLERİNDE AĞRI VE GÜNLÜK YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Türkiye de Kadınların İç Göç Örüntüsü ve İç Göç Nedenleri

Dr. Nilgün Çöl Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD. Sosyal Pediatri BD.

Özürlü Çocuk Sağlık Kurulu Raporlarının Değerlendirilmesi

Hem. Songül GÜNEŞ Akdeniz Üniversitesi Hastanesi

Transkript:

ARAŞTIRMA RESEARCH ARTICLE AYDIN İL MERKEZİNDE ÖZÜRLÜLÜK PREVALANSI, ETİYOLOJİSİ VE SOSYAL BOYUTU Erdal BEŞER*, Gonca ATASOYLU*, Şeniz AKGÖR*, Filiz ERGİN*, Emre ÇULLU** * Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD., Aydın ** Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji AD., Aydın ÖZET Çalışmanın amacı; özürlülük prevalansı, etiyolojisi, özürlülerin günlük yaşam aktivitelerinde bağımlılık durumu ve toplumun özürlülere bakış açısını değerlendirmektir. Araştırma, Aydın İl Merkezinde yaşayan 2700 kişi üzerinde gerçekleştirilmiş kesitsel tipte bir çalışmadır. Araştırma grubuna, 9 sağlık ocağı bölgesinde, çok aşamalı örnekleme yöntemi ile (küme ve basit rastgele örneklem) ulaşılmıştır. Yapılandırılmış anket formu yüz yüze görüşme tekniği ile uygulanmıştır. Özürlülük prevalansı % 4,9 bulunmuştur. Özürlülerin % 59.7 sinin erkek, %85,1 inin ilkokul ve altı eğitimli, % 66,4 ünün işsiz, % 26.9 unun sosyal güvencesinin olmadığı saptanmıştır. Özürlülüğün % 68,2 sinin doğum sonrası, % 19,8 inin doğum öncesi, % 12,0 ının doğum sırasındaki nedenlere bağlı olduğu beyan edilmiştir. Aydın il merkezinde özürlülük prevalansı beklenenin altındadır. Özürlülük sebepleri arasında en büyük payı çocukluk çağı hastalıkları ile kaza ve yaralanmalar oluşturmaktadır. Bu sebeplerin çoğu doğum sonrası alınacak birincil ve ikincil koruma önlemleri ile büyük ölçüde önlenebilir. Anahtar sözcükler: Özürlülük, özürlü kişi, prevalans, korunma ABSTRACT THE PREVALANCE, ETHIOLOGY AND SOCIAL ASPECTS OF DISABILITY IN AYDIN PROVINCE The aim of the study is to evaluate the prevalance and the ethiology of disabilities, to evaluate the dependences of these people in their daily lives and to study the sight of society to disabled people. A cross-sectional design was used to study a group of 2700 people in the center of Aydın province. Multistage sampling including cluster and random sampling respectively was used in the selection of study group from 9 health centers. A structured questionnaire was used to interview people by face to face interview technique. The prevalance of disability was 4.9 %. 59.7 % of disabled people were male, 85.1 % were with or less than primary school education, 66.4 % were unemployed and 26.9 % had no social security. It was declaired that 68.2 % of disabilities were occured because of postnatal reasons, 19.8 % were because of antenatal reasons and 12.0 % were because of perinatal reasons. The prevalance of disability was found less than expected in Aydin. The main causes of disabilities were childhood diseases and accidents/injuries. Most of these reasons can be prevented majorly with primary and secondary prevention after birth. Key words: Disability, disabled person, prevalance, prevention Gönderildiği Tarih: 12 Aralık 2005, Kabul Tarihi: 16 Mart 2006. IX. Halk Sağlığı Günleri nde poster olarak sunulmuştur. Sorumlu Yazar (Corresponding Author): Filiz ERGİN, Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD. 09100, Aydın. Tel: 0.256.225 31 66/133 E-posta: filizabaci@yahoo.com 267

TAF Preventive Medicine Bulletin, 2006: 5 (4) GİRİŞ Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) gelişmiş ülkelerde nüfusun %10 unu, gelişmekte olan ülkelerde ise %12 sini özürlülerin oluşturduğunu kabul etmektedir (1). Özürlülerin sorunları yalnızca kendilerini değil, ailelerini ve çevrelerini ilgilendiren toplumsal sorunlardır. Devlet İstatistikleri Enstitüsü nün (DİE) Özürlülük çalışmasına göre, ülkemizde özürlülerin oranı %12,3 olup, bu oranın %2,6 sını ortopedik, görme, işitme, dil ve konuşma ile zihinsel özürlüleri oluştururken, %9,7 sini kronik hastalığı olanlar oluşturmaktadır (2). Özürlü birey, bedensel, zihinsel ve ruhsal özelliklerinden belirli oranda fonksiyon kaybına neden olan organ yokluğu ve bozukluğu sonucu toplumsal rolünü gerçekleştirebilmesi için bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişidir (3). Özürlülük nedenleri, doğum öncesi, doğum sırasında ve doğum sonrasındaki nedenler olarak üç gruba ayrılmaktadır. Doğumsal ve genetik bozukluklar ile riskli gebelikler özürlülüğün doğum öncesi nedenleri arasında yer almaktadır. Doğum sırasında ortaya çıkan çeşitli sağlık sorunları (zor doğum, asfiksi gibi) özürlülüğe yol açabilir. Doğum sonrasında meydana gelen özürlülükler ise beslenme bozuklukları, bulaşıcı hastalıklar ve kazalar gibi nedenlerden kaynaklanabilir (4). Gelişmekte olan ülkelerde özürlülüğe yol açan bozuklukların en önemli sebepleri, malnutrisyon, bulaşıcı hastalıklar, yetersiz perinatal bakım, kaza ve yaralanmalardır. Bunlar gelişmekte olan ülkelerde bütün özürlülüklerin %70 inin sebebini oluşturmaktadır (1). Kişilerin doğuştan ya da sonradan herhangi bir hastalık veya kaza sonucu bedensel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle özürlü olması, yaşamsal aktivitelerini kısmi ya da tam olarak engellemekte ve de en önemlisi sosyal yaşamlarını sürdürmelerini zorlaştırmaktadır. (2) Özürlülük kavramı ve tanımı konusunda bir kavram karmaşası görülmektedir. Toplumun hiç görmeyeni, az veya hiç işitmeyeni, kol veya bacaklarında ağır sakatlığı olanları özürlü birey olarak kabul etmesi özürlülük sıklığı ile ilgili yapılan çalışmalarda çeşitli sıkıntıları beraberinde getirmektedir (5 ). Ülkemizde özürlü sayısı, özürlülük türü ve nedenleri konusunda yeterli bilimsel veriler mevcut değildir. Özürlülere toplumsal bağlamda yapılacak faaliyetleri gerçekleştirmek için öncelikle yapılması gereken özürlülüğün toplumda görülme boyutunun ve nedenlerinin saptanmasıdır. Çalışmanın amacı, Aydın İl Merkezinde özürlülük prevalansı, etiyolojisi, özürlülerin sosyo-demografik özellikleri ve günlük yaşam aktivitelerinde (GYA) bağımlılık durumunu değerlendirmektir. GEREÇ VE YÖNTEM Araştırma Aydın İl Merkezindeki 9 Sağlık Ocağı bölgesinde 2003 yılı Aralık ayında yapılmış kesitsel tipte bir çalışmadır. Araştırmada küme ve basit 268

rastgele örnekleme yöntemi kullanılmıştır. İl Merkezindeki sağlık ocaklarına bağlı sağlık evleri küme birimi olarak belirlenmiş, her sağlık ocağından bir kırsal, bir kentsel sağlık evi basit rasgele örnekleme yoluyla seçilmiştir. Belirlenen sağlık evlerinin her birinden 150 haneye ulaşılması hedeflenmiştir. Her haneden evde bulunan bir kişi ile görüşülmüş, şayet ailede özürlü biri mevcut ise görüşülen kişiden özürlü bireye ait bilgiler elde edilmiştir. Hazırlanan anketler araştırma öncesinde eğitilmiş Aydın Sağlık Yüksekokulu öğrencileri tarafından, belirlenen kişilere yüz yüze görüşme yöntemiyle uygulanmıştır. Evde bulunmayanlara iki kez gidilmiş, ulaşılamadığında yedeklere geçilmiştir. Yedeklerle birlikte örnekleme giren kişilerin tamamına ulaşılmıştır (n=2700). Anket öncesi araştırmaya katılacak bireylere çalışmanın amacı anlatılmış, herkes katılmayı kabul etmiştir. Çalışmaya katılan bireylerin sosyodemografik özellikleri, ailelerinde özürlü birey olup olmadığı, özürlü bireyin sosyo-demografik özellikleri, sosyal güvencesi, özür grubu, özür sebepleri, yardımcı cihaz kullanımı, GYA nde bağımlılık durumu konusunda sorular sorulmuştur. Araştırma görüşülen kişilerin beyanlarına dayanılarak gerçekleştirildiğinden Araştırma verileri SPSS 11 paket programında değerlendirilmiştir. Analizde yüzde, ortalama ±standart sapma değerleri hesaplanmış, student-t ve ki-kare testleri kullanılmıştır. BULGULAR Araştırma kapsamındaki 2700 kişinin 33 ü kendisinin özürlü olduğunu, 101 i ise ailesinde özürlü birey bulunduğunu belirtmiştir. Araştırmada özürlülük prevalansı ailesinde özürlü birey bulunanlar dahil %4,9 (n=134) olarak bulunmuştur. Özürlülerin yarısından fazlasının erkek (%59,7), %60,4 ünün bekar olduğu, %44,8 inin okuryazar olmadığı, %66,4 ünün herhangi bir işte çalışmadığı, %26,9 unun sosyal güvencesinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Özürlü olmayanların yaş ortalaması 42,1±15,3, özürlülerin yaş ortalaması 29,5±17,9 olarak bulunmuştur (t=9,204, p<0,001) (Tablo 1). Erkeklerin %8,6 sı özürlü iken kadınların %2,9 u; bekarların %25,5 i özürlü iken evli veya dul olanların %4,5 i; işsiz veya öğrenci olanların %21,9 u özürlü iken gelir getiren işte çalışanların %2,7 si; okuryazar olmayanların %13,0 ü özürlü iken okuryazar veya ikokul ve üzeri eğitimlilerin %5,9 u; sosyal güvencesi olmayanların %5,6 sı özürlü iken sosyal güvencesi olanların %4,5 inin özürlü olduğu tespit edilmiştir. Sosyal güvencesi olanların büyük çoğunluğunu yeşil kartlılar ve SSK oluşturmaktadır. Yüz yüze görüşme yapılan 33 özürlü birey ile özürlü olmayan bireyler yerleşim yeri ve gelir durumu bakımından kıyaslandığında, kırsal bölgede yaşayan kişilerin %2,0 sinin (n=17) ayrıca 250 milyon TL.nin altında gelir düzeyi olan bireylerin %2,2 sinin (n=17) özürlü olduğu, kentsel bölgede ve daha yüksek gelir gruplarında bu oranların %0,9 olduğu tespit edilmiştir. 269

TAF Preventive Medicine Bulletin, 2006: 5 (4) Tablo 1. Özürlü Olmayanlar İle Özürlülerin Bazı Sosyo-Demografik Özellikleri Özürlü olmayanlar Özürlüler Toplam n %** n %** n %** p Ki-kare Cinsiyet Kadın 1820 97.1 54 2.9 1874 100.0 0,000 47,304 Erkek 847 91.4 80 8.6 927 100.0 Medeni durum Bekar 237 74.5 81 25.5 318 100.0 0,000 336,949 Evli 2105 97.9 45 2.1 2150 100.0 Diğer* 325 97.6 8 2.4 333 100.0 Meslek İşsiz 1546 94.6 89 5.4 1635 100.0 0,000 40,833 Ücretli 1040 97.3 29 2.7 1069 100.0 Öğrenci 81 83.5 16 16.5 97 100.0 Eğitim durumu Okuryazar değil 401 87.0 60 13.0 461 100.0 0,000 86,048 İlkokul mezunu ve altı 1332 96.1 54 3.9 1386 100.0 İlkokul üzeri 934 98.0 20 2.0 954 100.0 Sosyal güvence Yok 607 94.4 36 5.6 643 100.0 0,273 1,200 Var 2060 95.5 98 4.5 2158 100.0 *Boşanmış (n=5), eşi ölmüş (n=3) **Satır yüzdesi Tablo 2. Özürlülerin özür sebeplerine ve GYA bağımlılık durumlarına göre dağılımı Özürlülük tipi (n=131)* n % Ortopedik 63 48,1 Zihinsel 23 17,5 İşitme 12 9,2 Görme 11 8,4 Serebral Palsi (CP) 8 6,1 Birden fazla 14 10,7 Bağımlılık durumu (n= 132)** Tamamen bağımsız 73 55,3 Ev dışında yardıma ihtiyaç duyuyor 29 22,0 Ev dışına çıkamıyor 12 9,1 Yatağa bağımlı 18 13,6 *3 kişinin verisi eksiktir. ** 2 kişinin verisi eksiktir Özürlülerin özür sebeplerine göre dağılımı Tablo 2 de görülmektedir. Özürlülerin yaklaşık yarısı ortopedik özürlü olup, günlük yaşam aktivitelerinde yardıma ihtiyaç duymaktadır. 270

Tablo 3. Özür sebeplerinin dağılımı (n=116)* Özür sebebi n % Doğum öncesi Akraba evliliği 12 10.4 Soyaçekim 5 4.3 Birden fazla 6 5,1 Doğum sırasında Uzamış doğum eylemi 6 5.2 Doğum travması 5 4.3 Doğum sonrası çocukta morarma 1 0.8 Birden fazla 2 1.7 Doğum sonrası Hastalık 33 28.5 Kaza- yaralanma 34 29.4 Birden fazla 12 10.3 * 18 kişi cevap vermemiştir. Özürlülüklerin %19,8 i (n=23) konjenitaldir. Doğum öncesi sebeplerin yaklaşık yarısında (%52,2) akraba evliliği, beşte birinde (%21,7) soyaçekim öyküsü bulunmaktadır. Doğum sırasında özür sebepleri %12,0 (n=14) olarak bulunmuştur. Özürlerin %68.2 sinin (n=79) doğum sonrası sebeplere bağlı olduğu belirtilmiştir. Doğum sonrası sebeplerin %41.8 ini geçirilen hastalıklar (n=33), %43.0 ını kaza ve yaralanmalar (ev kazaları %6,3 (n=5); oyun kazası %7,6 (n=6); trafik kazası %15,2 (n=12); yüksekten düşme %13.9 (n=11)) oluşturmaktadır. Özürlülerin %56.4 ünün evde (n=66), %43.6 sının sağlık personeli ile sağlık kuruluşunda (n=51) doğduğu saptanmıştır (17 özürlünün verisi eksiktir). Özürlülerin %28,4 ü (n=38) yardımcı cihaz kullanmaktadır. Yardımcı cihazlar %65,8 oranında (n=25) ortopedik araçlardır. Özürlülerin %76,9 unun (n=103) herhangi bir sağlık kurumunda özrüne yönelik tedavi aldığı ifade edilmiştir. TARTIŞMA Araştırmada özürlülük prevalansı %4,9 olarak saptanmıştır. DSÖ, gelişmekte olan ülkeler için özürlülük sıklığını %12,0 olarak kabul etmektedir (1). 2002 yılında DİE tarafından yapılan Özürlülük Araştırması verilerine göre, Türkiye de özürlülük oranı %12,29 olarak bulunmuştur. İstanbul ilinde yapılmış bir çalışmada ise özürlülük prevalansı %9,7 bulunmuş, özürlülerin %31 inin 6 yaş ve altında, %12 sinin 65 yaş ve üzerinde olduğu saptanmıştır (2, 6). Ankara, Edirne, Antalya ve Isparta ilinde yapılmış diğer araştırmalarda özürlülük sıklığı %6,2, %2,3, %4,5 ve %12,7 bulunmuştur (7). Özürlülük prevalansındaki bu farklılıklar, araştırmalarda kullanılan sınıflamaların farklılığına, özürlülük kavramının toplum tarafından algılanış biçimine, standart tarama araçlarının kullanılmamasına bağlı olabilir (7, 8). 271

TAF Preventive Medicine Bulletin, 2006: 5 (4) Nitekim yapılan pek çok çalışmada kronik hastalıklar da özürlü kavramı içerisine dahil edilmektedir. Aydın il merkezinde yapılmış olan bu çalışmada ise kronik hastalıklar bu kapsam dışında tutulmuş, araştırmaya katılan bireylerin ifadeleri doğrultusunda prevalans beklenenin altında bulunmuştur. Çalışmada özürlülerin yaklaşık üçte ikisinin (%59,7) erkek olduğu saptanmıştır. Diyarbakır da yapılmış iki çalışmada, özürlülüğün kadınlarda daha sık görüldüğü tespit edilmiştir (8,9). Benzer şekilde Isparta da yapılmış bir araştırmada da özürlülük kadınlarda daha yüksek oranda bulunmuştur (7). Yılmaz ve arkadaşları tarafından İstanbul da yapılan bir çalışmada ise cinsiyet açısından fark bulunmamıştır (6). Bu araştırmada özürlülük prevalansı kadınlarda daha düşük bulunmuştur. Bunun sebebi, kadınların çoğunun ev hanımı olması itibariyle erkeklerin çalıştığı ağır işlerde çalışmıyor olmaları, trafikte erkekler kadar aktif yer almamaları ayrıca özürlülüğe yol açabilecek koşullara maruz kalmamalarına bağlı olabilir. Özürlülerin %46,3 ü 24 yaş ve altında %6,7 si 65 yaş ve üzerinde bulunmuştur. Yılmaz ve arkadaşları tarafından yapılan çalışmada özürlülerin %61 inin 24 yaş ve altında, %12 sinin 65 yaş ve üzerinde olduğu tespit edilmiştir. Özürlülerin yaklaşık yarısı genç populasyonda görülmektedir. Bireylerin en aktif olduğu bu dönemde kendilerine verilecek destek ile faal olmalarının sağlanması ve topluma kazandırılması gerekmektedir. Araştırmada özürlülerin eğitim düzeyinin topluma göre daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Özürlülerin %44,8 inin okur yazar olmadığı, %40,3 ünün ilkokul ve altı eğitim aldığı saptanmıştır. Pek çok çalışmada benzer sonuçlar bulunmuştur. Turhanoğlu ve arkadaşları çalışmalarında özürlülerin %62 sinin okur yazar olmadığını, %29,8 inin ilkokul ve altı eğitim aldıklarını saptamışlardır (8). Diyarbakır da ve Isparta da yapılmış çalışmalarda da eğitim düzeyi benzer şekilde düşük bulunmuştur (7, 9). Bu kişilerin özürlülükleri nedeniyle eğitim olanaklarından daha az yararlanabildikleri bilinmektedir. Gerek fiziksel, gerek zihinsel gerekse kronik hastalıklar kişinin eğitim olanaklarını kısıtlamaktadır. Çevrenin özürlüler için uygun hale getirilmesi ile ilgili mimari engeller, özürden kaynaklanan okula devamsızlık, özel rehabilitasyon ve eğitim kurumlarının yeterli sayıda olmaması ve ailelerin sosyo-ekonomik düzeyinin düşük olması daha az eğitim almalarının nedeni olabilir. Özürlülerde %66,4 olarak belirlenen işsizlik oranı, özürlü olmayanlara göre çok daha fazla bulunmuştur. DİE nin Hanehalkı İşgücü Anketi'nin 2005 yılı ilk 3 aylık ortalaması %11,7 olarak tahmin edilmiştir (10). DİE nin özürlülük araştırması sonuçlarına göre ise yurt genelinde özürlülerde işsizlik oranı %15,46 dır (2). Yılmaz ın çalışmasında da özürlülerde %14,1 olarak bulunan işsizlik sıklığı özürlü olmayanlara göre daha yüksek saptanmıştır (6). Bu durum eğitim eksikliği, özür nedeniyle günlük yaşam aktivitelerinin kısıtlanmış olması, 272

uygun iş imkanlarının azlığı ve özürlülerin istihdamına öncelik verilmemesinden kaynaklanabilir. Özürlü bireylerin çalışma yaşamına katılmaları, ekonomik olarak bütçelerine katkı sağlamasının ve sosyal güvence olanaklarının doğmasının yanı sıra, onların psikolojik ve sosyal açıdan da daha sağlıklı bir yaşam sürmelerini sağlayabilir. Çalışmada özürlü bireylerin gelir düzeyi, özürlü olmayanlara göre daha düşük olarak bulunmuştur. Yılmaz ve arkadaşlarının çalışmasında da özürlülerde %69,5 olarak bulunan çok düşük ve düşük gelir düzeyi oranının topluma göre daha fazla olduğu saptanmıştır (6). Diyarbakır ve Isparta da yapılan araştırmalarda da ortalama gelir düzeyi benzer şekilde düşük bulunmuştur (7,9). Bu kişilerin özürlülükleri nedeniyle aktif çalışma hayatına katılamamaları gelir düzeylerinin düşük olmasına neden olmaktadır. Gelir düzeyinin düşük olması da kişilerin özrüne yönelik tedavi ve rehabilitasyondan yararlanamamasına neden olabilmektedir. Bu da özürlülerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. Araştırmada özürlülüğün %19,8 inin doğum öncesi, %12,0 ının doğum sırası, %68,2 sinin doğum sonrası sebeplerle meydana geldiği bulunmuştur. Doğum sonrası sebeplerin %43,0 ünün kaza ve yaralanmalara bağlı oluştuğu belirlenmiştir. Türkiye'de yaklaşık olarak yılda 20.000 kişinin kazalar sonucu öldüğü tahmin edilmektedir. Ölümle sonuçlanan her bir kazaya karşılık 1,5-2 sürekli sakatlık, 100-200 geçici sakatlık oluşmaktadır (4). Sakatlığın oluşmasında önemli bir nokta kaza sonucu tutum ve ilk yardımdır. Bazı kaynaklarda paraplejik ve tetraplejik hastaların %10'unun sakatlığının kaza sonrası yanlış müdahaleye bağlı olduğu belirtilmektedir (4). Ev, okul ve işte güvenli ortamın sağlanması ile trafik kurallarına uyulması primer korunmanın esasıdır; bunlar özürlülüğün önlenmesinde kritik noktayı oluşturmaktadır. Kaza ve yaralanmalarda ilkyardım esaslarının bilinmesi ve uygulanması konusunda sağlık eğitimi verilmesi de birincil korunmanın önemli bir bileşenidir. Kaza sırasında doğru ilkyardım uygulaması ise ikincil korunma kapsamına girmektedir. Doğum sonrası özür sebeplerinin çoğunun birincil ve ikincil koruma ile büyük ölçüde önlenebileceği söylenebilir. Özürlerin %48,1 i bedensel, %17,5 i zihinsel, %9,2 işitme, %8,4 ü görme ile ilişkili olarak bulunmuştur. Diyarbakır da 55 yaş üzeri populasyonda özürlülük ve kronik hastalık sıklığının araştırıldığı bir çalışmada, sonradan meydana gelen özürler arasında en sık türün görme olduğu, bunu ortopedik ve işitmenin izlediği tespit edilmiştir (8). DİE raporunda, özürlülük tipi olarak en yüksek oranda ortopedik özürlülük (%1,3) görülmekte, ardından görme (%0,6) ve zihinsel (%0,5) özürlülük izlemektedir. Bu oranlar yaşla birlikte artmaktadır (2). Bu farklılığın bir nedeni bahsedilen çalışmada kronik hastalıklar kapsamının daha geniş tutularak, hastalık gruplandırmalarının farklı yapılmasından kaynaklandığı tahmin edilmektedir. Özürlülerin %44,7 sinin günlük 273

TAF Preventive Medicine Bulletin, 2006: 5 (4) yaşam aktivitelerinde tamamen bağımsız olmadığı, %28,4 ünün yardımcı cihaz kullandığı saptanmıştır. Bu kişilerin ev dışında ve ev içinde temel bakımlarını karşılayacak sosyal hizmet görevlilerinin olması önemlidir. Bu görevlilerin üniversite veya başka kurumlarca eğitim verilerek yetiştirilmesi yararlı olacaktır. Araştırmamızda elde ettiğimiz verilere göre özürlülerin %73,1 inin sosyal güvencesi mevcuttur. Bu oran, Türkiye deki sosyal güvencesi olan özürlülerden (%45,21) daha fazladır (2). Ancak sosyal güvencesi olanların çoğunun yeşil kartlılardan oluşması ve gelir düzeyinin düşük olmasından dolayı, ayaktan tedavilerinde ilaç masraflarının karşılanmasında güçlük yaşanabileceği tahmin edilmektedir. Özürlülük oranının düşürülmesi için halkın eğitim ve sosyoekonomik düzeyinin yükseltilmesi gerekmektedir. Sağlık hizmetleri ücretsiz olmalı ve sağlık hizmetlerinden yararlanma oranı artırılmalıdır. Birinci basamak sağlık hizmetlerinin kalitesi arttırılarak evde hizmet verilmelidir. Birincil ve ikincil koruma etkin olmalı ve herşeye rağmen sakat kalanların üçüncül koruma sonrasında işe yerleştirilmeleri sağlanmalıdır. Özürlülerin fiziksel, psikososyal yapılarının toplumda serbestçe gelişmesine uygun ortam yaratılması gerekmektedir. KAYNAKLAR 1. WHO, Disability, prevention and rehabilitation. Technical Report Series, 668, WHO, Geneve, 1981. 2. Türkiye Özürlüler Araştırması 2002. http://www.ozida.gov.tr/arastirma/trozurluaras/ turkce/index_tr.htm (Erişim tarihi: 02/06/2005). 3. http://www.die.gov.tr/esg/esg050504/01nufus-1.xls (Erişim tarihi: 27/10/2004). 4. Baykan Z, Özürlülük, Engellilik, Sakatlık Nedenleri ve Korunma, Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi, Eylül 2000. http://www.ttb.org.tr/sted/sted0900/4.html (Erişim tarihi: 10/12/2005) 5. Gençdal H, Aydın ÖF, Çiftçi A. Özürlülüğün El Kitabı, 2. Baskı. İstanbul. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sağlık Daire Başkanlığı Yayınları, 1998, No:7. 6 Yılmaz H, Kesiktaş N, Eren B, Köse R. İstanbul İlinde Özürlülük Oranı ve Özürlülerin Durumu. Türkiye Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Dergisi. 1998;1 (2):51-53. 7. Uskun E, Öztürk M, Kişioğlu AN. Isparta ilinde Özürlülük, Sakatlık ve Engellilik Epidemiyolojisi. Sağlık ve Toplum. 2005,15 (1): 90-100. 8. Turhanoğlu AD, Saka G, Karabulut Z, Kılınç Ş, Ertem M. Diyarbakır İl Merkezinde Yaşayan 65 Yaş ve Üzeri Bireylerde Özürlülük ve Kronik Hastalık Sıklığı. Geriatri. 2000, 3 (4):146-150. 9. Nas K, Çevik R, Gür A, Erdoğan F, Saraç J. Diyarbakır Merkezinde Okul Çocukları ve Ailelerinde Hareket Sistemi Özürlülerin Sıklığı. Türkiye Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Dergisi. 1999;2 (2):8-14. 274

10. Devlet İstatistik Enstitüsü Haber Bülteni, 25 Mayıs 2005, Hanehalkı İşgücü Anketi Şubat 2005 Sonuçları, http://www.die.gov.tr/turkish/sonist/isgucu/k_250505.xls (Erişim tarihi: 21/12/2005). 275