Frontotemporal demans(ftd) 1980 lerden sonra. Frontotemporal Demans: Şizofreni Benzeri Psikoz Tablosuyla Giden Bir Olgu Sunumu



Benzer belgeler
Bu bozukluk madde kullanımına veya genel tıbbi durumdaki bir bozukluğa bağlı değildir.

Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

Frontotemporal Demans. Frontotemporal Dementia. Betül Özdilek, Mustafa Ülker, Esma Kobak, Gülay Kenangil

Demans ve Alzheimer Nedir?

Bilge Togay* Handan Noyan** Sercan Karabulut* Rümeysa Durak Taşdelen* Batuhan Ayık* Alp Üçok*

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 5 PSİKİYATRİ STAJ TANITIM REHBERİ

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİ YATAN HASTA DEĞERLENDİRME FORMU

Frontotemporal demans (FTD), orta yaşlarda. Frontotemporal Demans: Bir Olgu Sunumu. Olgu Sunumları / Case Reports

Çok Geç Başlangıçlı Şizofreni Benzeri Psikoz Olgusu

Frontotemporal Lobar Dejenerasyon: Tanı ve Ayırıcı Tanı Algoritması /

Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler. Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017

İki Nörodejeneratif Hastalıkta Zihin Kuramı Becerileri ve İşlevsellik Düzeyinin karşılaştırılması: Alzheimer ve Parkinson Hastalığı

İSTİFÇİLİKLE VE AMAÇSIZ GEZİNME İLE SEYREDEN BİR FRONTOTEMPORAL DEMANS OLGUSU A CASE OF FRONTOTEMPORAL DEMENTIA PRESENTING WITH HOARDING AND WANDERING

Unutkanlıktan Bunamaya

Þizofreninin klinik özelliklerini anlatan kitap ya

PSİKOZ İÇİN RİSK GRUBUNDA OLAN HASTALARDA OBSESİF KOMPULSİF VE DEPRESİF BELİRTİLERİN KLİNİK DEĞİŞKENLER VE BİLİŞSEL İŞLEVLERLE İLİŞKİSİ

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Demans Hastalarında Yüz İfadelerinden Duyguların Tanınması

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları

DEMANS ya da BUNAMA olarak bilinen hastalık

NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ

YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR. Yrd.Doç.Dr.Adalet ARIKANOĞLU D.Ü.T.F.Nöroloji A.B.D

Dr.ERHAN AKINCI 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ

ALZHEİMER HASTALIĞINA BAKIŞ. Uzm. Dr. Gülşah BÖLÜK NÖROLOJİ BİLECİK DH 2015

Akdeniz Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Radyoloji Ana Bilim Dalı, Antalya. Demans, bilişsel (kognitif) kapasitenin edinsel ve ilerleyici kaybı şeklinde

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

AÇIKLAMA Araştırmacı:Abdi İbrahim Otsuka. Konuşmacı: - Danışman: -

ÇOCUK VE ERGEN RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

ÇOCUK VE ERGEN RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

Bipolar bozukluğun ve şizofreninin remisyon ve psikotik belirtili dönemlerindeki hastaların bilişsel işlevler açısından karşılaştırılması

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

Nörofibromatozis Tip 1 Tanılı Olguların Değerlendirilmesi: Tek Merkez Deneyimi

anosognozi birincil sıra belirtiler görsel varsanılar

ÇOCUK VE GENÇLERDE DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri

Histeri. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir.

Doç. Dr. Şaziye Senem BAŞGÜL Hasan Kalyoncu Üniversitesi Psikoloji

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri

YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR. Dr.Adalet ARIKANOĞLU DAVRANIŞ NÖROLOJİSİ

Ayrıca sinirler arasındaki iletişimi sağlayan beyindeki bazı kimyasal maddelerin üretimi de azalır.

Demans kabaca, günlük etkinliklerde iþlevsel

Bipolar Afektif Bozukluk İle Frontotemporal Demans İlişkisi: Bir Olgu Serisi

Çekirdek belirtileri açýsýndan duygulaným alanýnda. Birinci Basamakta Depresyon: Tanýma, Ele Alma, Yönlendirme. Özet

EĞİTİM VEREN BİR DEVLET HASTANESİ PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN TANI GRUPLARINA GÖRE SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

Genel tıbbi bir duruma bağlı psikotik bozukluk: Araknoid kist ve şizofreni benzeri psikoz - vaka sunumu

HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ

Obsesif Kompulsif Bozukluk. Prof. Dr. Raşit Tükel İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı 5.

İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI

Duygudur um bozuklarında bilişsel işlevler ve yapısal beyin görüntüleme bulguları. Dr. Emre Bora

Dr. Can CELİLOĞLU Adana Numune E.A.H. Çocuk Sağ.ve Hast. Kliniği

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

Konu: Davranışın Nörokimyası. Amaç: Bu dersin sonunda öğrenciler davranışın biyokimyasal mekanizmalarını öğreneceklerdir. Öğrenim hedefleri:

SoCAT. Dr Mustafa Melih Bilgi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Demans kavramı nedir? Demanslarda ayırıcı tanı nasıl yapılır? Doç. Dr. Ahmet Tiryaki 49. UPK İzmir

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD.

Antipsikotik ilaçlar

POSTPARTUM BAŞLANGIÇLI DEPRESYONDA GİDİŞ VE SONLANIM

Dr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Afazi, Prosopagnozi ve Mani: Semantik Demans Sağ Temporal Varyant Tanılı Bir Olgu

Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler

PSİKOFARMAKOLOJİ 3. Antipsikotikler Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.

Cukurova Medical Journal

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Doğum sonrası anksiyete bozukluğu için riskli dönem. Sıklığı?? Klinik seyir??

Epilepsi (Zor olgularda tanı ve tedavi oturumları) Doç.Dr.Gülfizar Sözeri Varma PAÜTF Psikiyatri AD-Denizli 21.KES-Antalya

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Psikoloji (ÖSYM Burslu) Maltepe Üniversitesi 2005 Yükseklisans Psikoloji-Klinik Psikoloji (Burslu)

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3

Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125: Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL.

HAFİF TRAVMATİK BEYİN HASARI (mtbi) ve GENEL TEDAVİ İLKELERİ

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri

Dr.Sinem SEVİL Dr.Reyhan Dağ Karataş Doç.Dr.Altan Eşsizoğlu Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fak. Ruh Sağlığı ve Hastalıkları A.B.

Nöropsikoloji Eğitimi IV

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

İNFEKSİYÖZ ENSEFALİTLER: HSV-1 E BAĞLI OLAN VE OLMAYAN OLGULARIN KARŞILAŞTIRILMASI

Geriatrik depresyon tedavisinde idame EKT

ACİL TIP ACİL TIP STAJININ AMACI

Psikofarmakolojik Tedavilerin Bilişsel İşlevler Üzerinde Etkisi

2014

RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ

PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ

hükümet tabibi olarak görev yaptıktan sonra, 1988 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi nde başladığım

İntihar Girişimlerinde İlk Yardım: Yapılması ve Yapılmaması Gerekenler. Danışman: Halise DEVRİMCİ ÖZGÜVEN

DANIŞANLAR İÇİN DEĞERLENDİRME ANKETİ:

Çocukluk çağındaki fiziksel ve ruhsal gelişimin uygunluğunu bilecek, Doğru ebeveynlik becerilerinin aile içi ilişkilerde nasıl olması gerektiğini

KEMOTERAPİ İLE İLİŞKİLİ KOGNİTİF BOZUKLUKLARDA

DEPRES DEPRE Y S O Y NDA ND PSİKOFARMAKOTERAPİ

Transkript:

Frontotemporal Demans: Şizofreni Benzeri Psikoz Tablosuyla Giden Bir Olgu Sunumu Dr. Şebnem Pırıldar 1, Dr. Emre Bora 1, Dr. Dilek Evyapan 1, Dr. Süha Özaşkınlı 1 ÖZET: FRONTOTEMPORAL DEMANS: fi ZOFREN BENZER PS KOZ TABLOSUYLA G DEN B R OLGU SUNUMU Frontotemporal Demans (FTD) son y llarda giderek ön plana ç - kan oldukça s k görülen bir demans tipidir. Nöropsikolojik de- erlendirmenin ve tan kriterlerinin geliflmesiyle giderek daha çok ön plana geçmeye adayd r. Kiflilik de iflikli ine ve sosyal davran m alan nda belirgin bozuklu a yol açan bu demans tipinin kar flabilece i psikiyatrik tablolardan biri de flizofrenidir. Bu yaz da belirgin dezorganizasyon bulgular ve y k mla giden ayr - ca nöroleptik malign sendrom öyküsü olan bir flizofreni benzeri psikoz vakas fl nda, geç bafllang çl psikozlar n ay r c tan s nda FTD n gözönünde bulundurulmas gerekti i vurgulanmaktad r. Anahtar sözcükler: frontotemporal demans, flizofreni, nöroleptik malign sendrom Klinik Psikofarmokoloji Bülteni 2001;11:116-120 ABSTRACT: FRONTOTEMPORAL DEMENTIA: A CASE THAT PROGNOSED AS SCHIZOPHRENIA-LIKE PSYCHOSIS Frontotemporal dementia (FTD) is a common type of dementia which attracts increasingly more attention. With the advances in neuropsychological evaluations and development of clinical diagnosis criteria, it, will probably, be recognized more commonly. According to similar symptomology such as; severe deterioation of personality and social conduct, one of the psychiatric disorders which may be hard to differentiate from this subtype of dementia is schizophrenia. We would like to discuss a schizophrenia-like psychosis case which was presented by severe desorganization symptoms and cognitive deterioration and in addition to which, had a history of neuroleptic malign syndrome. We would like to emphasize that FTD is one of the disorders which should be kept in mind in the differential diagnosis of late onset schizophrenia. Key words: frontotemporal dementia, schizophrenia, neuroleptic malign syndrome Bull Clin Psychopharmacol 2001;11:116-120 GİRİŞ Frontotemporal demans(ftd) 1980 lerden sonra özellikle Lund ve Manchester gruplarının çabalarıyla ön plana geçen renkli, ayrıksı bulguları olan ve belirgin davranışsal problemlere yol açan bir demans tipidir(1,2,3).klinik bulgularının zenginliğine rağmen bu tablonun yeterince iyi tanındığı söylenemez. FTD, Alzheimer hastalığından sonra, Lewy cisimcikli demans, vasküler demansla birlikte en sık görülen üç demans tipinden biridir(4). Epidemiyolojik veriler az olmakla birlikte tüm demans olguları arasındaki sıklığı %10-15 olarak kabul edilebilir ve presenil demansların %25 inden fazlasını oluşturur(5,6). Frontal bulgularla giden ve Pick hastalığı adı altında toplanan demans olgularının geçen yüzyılın sonundan beri bilinmesine rağmen, bu hastalığın gündeme az gelmesinin bir nedeni; demanslar arasında görülme sıklığının sadece %2-3 olmasıdır. Ancak Pick hastalığı FTD olgularının yalnızca %15-20 sini oluşturur(5). FTD, frontal lobların, medial ve ön temporal lobların dejenerasyonuyla giden olasılıkla çoğul etyolojili demansiyel bir sendromdur. Subkortikal dejeneratif tutuluşa da sık rastlanır. Temporal lobun posterior bölgelerinin dejenerasyonuyla giden ve daha çok dil yetisinde bozukluklara yol açan semantik afazi(sa), Primer progresif afazi(ppa) gibi tablolarla birlikte frontotemporal lobar dejenerasyon(ftld) başlığı altında toplanabilir(4). Hastalığın başlangıcında en sık karşımıza çıkan görünüm kişilik ve sosyal davranımda değişikliklerdir. Sosyal ve yasal sorunlara yol açabilen antisosyal davranışlar çok sıktır(10). Hastalarda yönelim bozukluğu olmaz. Görece olarak bellek işlevleri korunmuştur. Hastalar klinik olarak amnezik değildir ama yine de bellek testlerinde dikkatsizlik, aktif öğrenme gibi alanlardaki yeti kayıplarına ikincil olarak bozukluklar bulunabilir. Emosyonel ilgisizlik ve içgörü eksikliği tipiktir. Stereotipik ya da kompulsif davranışlar olabilir. Konuşma miktarı sıklıkla azalmıştır. Hasta- 1 Ege Üniversitesi T p Fakültesi Psikiyatri AD, Bornova- zmir Yaz flma Adresi / Address reprint requests to: Dr. fiebnem P r ldar, Ege Üniversitesi T p Fakültesi Psikiyatri AD, Bornova- zmir Kabul tarihi: 12 Ocak 2001 116

fi. P r ldar, E. Bora, D. Evyapan, S. Özaflk nl nın motivasyon kaybıyla bağlantılı olan bu belirti mutizme kadar gider. Aşırı aktif ve dezinhibe hastalarda baskılı konuşma şeklinde belirti ortaya çıkabilir. Bilişsel bozukluklar dikkat, soyutlama, planlama ve problem çözme alanlarında ortaya çıkar. Dil, algılama, görsel-uzaysal işlevler ise korunmaktadır. Hastalık ilerledikçe Klüver-Bucy sendromunun bulguları da sıklıkla görülebilir(4,8). En son 1998 de gözden geçirilen klinik uzlaşı kriterleri tanıda ve çalışmalarda sıklıkla kullanılır(4). Bu kriterlerin yüksek geçerlilik ve güvenilirliği olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur(9). FTD ın klinik tanı uzlaşı kriterleri(5) Kişilik değişimi ve sosyal davranımında bozukluk hastalığın başlangıcında ve hastalık boyunca ön plandadır. Algılama, uzaysal yetiler, bellek, praksi sağlam ya da görece iyi korunmuştur. Çekirdek tanısal özellikler A. Sinsi başlangıç ve kademeli progresyon B. Kişilerarası ve sosyal ilişkilerde erken bozulma C. Kişisel davranımın ayarlanmasında erken bozulma D. Erken emosyonel küntlük E. Erken içgörü kaybı Destekleyici tanısal özellikler A. Davranışsal bozukluk 1. Kişisel bakım ve hijyende bozulma 2. Mental katılık ve rijidite 3. Distraktibilite 4. Hiperoralite ve diyette değişiklikler 5. Perseveratif ve stereotipik davranışlar B. Konuşma ve Dil 1. Konuşmada azalma yada spontanlığın kaybı veya baskılı konuşma 2. Stereotipik konuşma 3. Ekolali 4. Persevarasyon 5. Mutizm C. Fiziksel bulgular 1. Primitif refleksler 2. İnkontinans 3. Akinezi, rijidite, tremor 4. Düşük ve oynak hipotansiyon D. Tetkikler 1. Nöropsikoloji: Belirgin amnezi, afazi, görsel-uzaysal yetilerde bozulma olmaksızın frontal lob testlerinde ciddi bozukluk 2. EEG: Konvansiyanel EEG, hastalık ilerlediğinde bile normaldir. 3. Beyin görüntüleme(yapısal yada fonksiyonel): Frontal ve ön temporal bölgelerde belirgin bozulma FTD diğer hiçbir demans tipinde olmadığı kadar ailesel bir hastalıktır. Ailesellik %40-60 gibi oranlarda görülür ve sıklıkla otozomal dominant kalıtım gösterir. Kalıtımın kromozom 17 de bulunan Tau geniyle ilgisi pek çok olguda gösterilmiştir. Ailesel olgular sıklıkla daha genç yaşta başlarlar ve bu hastalarda parkinsonizm sıktır. Aynı ailelerde Amiyotrofik Lateral Skleroz(ALS) gibi nörolojik hastalıklar ve Kortikobazal Dejenerayon(CBD) gibi FTD ye akraba hastalıklara sık rastlanır(6,7,11). Demans tablosu ilerledikten sonra FTD yi diğer demans tiplerinden ayırmak görece olarak kolay olsa da davranışsal semptomların ön planda olduğu vakalarda, bu hastalığı diğer psikiyatrik bozukluklardan ayırmak zor olabilmektedir. Ülkemizde nöropsikolojik değerlendirmenin de henüz yeterince yaygınlaşmadığı göz önüne alınırsa bu zorluğun derecesi daha da artacaktır. Bu hastalar başlangıçta sıklıkla depresyon, anksiyete bozukluğu gibi değişik psikiyatrik tanılar almakta ve bulguları sıklıkla yaşam olaylarına ya da strese bağlanmaktadır. FTD hastalarının alabildiği tanılardan biride, dezorganize, ayrımlaşmamış alt tipleri başta olmak üzere şizofrenidir. Aşağıdaki olgu özelinde FTD, şizofreni ayırıcı tanısı tartışılacaktır. Bu vakanın bir başka özelliği de nöroleptik malign sendrom(nms) geçirmiş olmasıdır. OLGU: 47 yaşına kadar hiçbir yakınması olmadığı belirtilen 57 yaşında erkek hastanın ilk yakınmaları sıkıntı, sinirlilik, ilgisizlik, inatçılık, donukluk, vurdumduymazlık olarak tanımlanıyor. Bu dönemde tahsildar o- larak çalıştığı bankadan işlerini artık sürdüremediği gerekçesiyle kendi isteğiyle emekli oluyor. Bu yakınmalarla başvurduğu psikiyatri polikliniğinde depresyon olarak değerlendirilerek antidepresan başlanmış,ancak önerilen tedaviyi kullanmamış. Bundan 3 yıl sonra acil servisten psikiyatri kliniğine yönlendirilen hastaya rezidüel tip şizofrenik bozukluk tanısıyla, flupentixol depo ampul yapılarak ayaktan tedavisini sürdürmesi önerilmiş. O dönemdeki hasta dosyasının incelenmesinden, psikiyatrik muayenesinde saptanan bulguların; sosyal izolasyon, kapasite azalması, eski eşyaları toplama, çöp biriktirme şeklinde bizar 117

davranışlar, irritabilite, avolüsyon, anhedoni olduğu anlaşıldı. Bu dönemden sonra kronik şizofrenik bozukluk rezidüel tip tanısıyla zuklopentixol ya da flupentixol depo tedavisi önerilerek poliklinik kontrollerini sürdürüyor. Yaklaşık 1,5 yıl bu tedavi sürdürülürken zuklopentixol depo ampul uygulamasını takiben 10. günde hiç konuşmama, yataktan hiç çıkmama, sürekli ayni pozisyonda kalma idrar, gaita inkontinansı, yutamama, kusma ve ateş yakınmalarıyla psikiyatri kliniği kapalı servisine yatırıldı. Yapılan nörolojik bakısında gözler spontan açık, ancak çevre ile ilgisiz, apatik, dört yanlı rijidite, sağ üst extremitede parkinsoniyen tremor saptandı. Patolojik refleks saptanmadı. Laboratuvar incelemesinde: lökosit 15500, CPK:512, diğer biyokimyasal değerler normaldi. PA akciğer grafisi olağan olarak saptandı. Manyetik rezonans görüntülemesinde, yaşla uyumlu atrofik değişiklikler dışında patolojik bulgu yoktu. Bu bulgularla hastada NMS düşünüldü ve sıvı-elektrolit dengesinin korunması için destek tedavisi yapıldı. Bromokriptin 5mg/gün başlanarak 2 hafta içinde doz 7,5mg/gün e çıkıldı. Biperiden 3mg/gün tedaviye eklendi. Üç hafta süreyle psikiyatri kliniğinde tedavisine devam edilen hastanın durumunun kötüleşmesi nedeniyle iki kez nöroloji yoğun bakıma sevk edildi, enteral tedaviyle dehidratasyonu düzeltildi ve psikiyatri kliniğinde tedavisi sürdürüldü. Genel durumu ve nöroleptik yan etkiye bağlı nörolojik yan etkileri giderek düzelen hastaya; daha sonraki dönemde başlayan irritabilite, negativizm bulguları nedeniyle olanzapin 5mg/gün başlandı. Bromokriptin tedavisi sonlandırıldı. Hastanın klinik öyküsü dikkate alınarak, tanıda psikotik bir bozukluktan uzaklaşıldı. Demans ön tanısıyla nöropsikolojik testleri yapıldı. Nöropsikolojik test sonuçları: Hastanın kooperasyon düzeyi göz önünde bulundurularak Blessed Demans Testleri uygulanmıştır. Bu test sonucunda; enformasyon bozuk (8/15), personal bellek tam (8/8), nonpersonal bellek orta (2/4), hatırlama iyi (4/5), konsantrasyon bozuk (3/6) bulunmuştur. Schultz un Sözel Bellek Test inde uzak ve yakın sözel bellek fonksiyonları bozuk olarak bulunmuştur (0/10, 4/10, 4/10). Luria Dizileri nde bozukluklar gözlenmiştir. Zaman İşaretleme Testinde soyutlama fonksiyonları bozuk olarak bulunmuştur. Stroop Test inde; dikkat şifti süresi ilk deneme 98 sn dir. Tamamen hatalı olmaları nedeniyle diğer denemeler için süre tutulmamıştır. Sonuç olarak yakın ve uzak bellek fonksiyonlarında bozulma ve frontal disfonksiyon olarak değerlendirilmiştir. Aile ve gelişim öyküsü: Çocukluğu ve ergenliğinin ilk yılları Yugoslavya nın bir köyünde geçen ilkokul mezunu hasta 15 yaşında ailesiyle birlikte Türkiye ye göç etmiş. Baba, çiftçilikle uğraşıyor ve yaklaşık 25 yıl önce benzer olarak tanımlanan bir hastalık süreci sonucunda, 6 gün süreyle evden ayrılıp, kaybolma öyküsünün ardından ölü olarak bulunduğu belirtiliyor. Ancak ölüm nedeni ya da hastalık öyküsü ile ilgili ayrıntılı bilgi alınamadı. Anne ev hanımı, herhangi fiziksel ya da ruhsal hastalık öyküsü tanımlanmıyor. Hastanın 3 erkek ve bir kız kardeşi var. Ailenin büyük erkek çocuğunun 25 yaşlarında iken,çok iyi bilinmeyen ancak benzer olarak tanımlanan bir dönemin ardından öldüğü bildiriliyor. Hastamız ailenin 2. erkek çocuğu, küçük erkek kardeşinde de son 1 yıldır saçma, patavatsız konuşmalar ve sinirlilik yakınmalarının ortaya çıktığı belirtiliyor. Hastanın bir kızı ve yeğeni bipolar bozukluk tanısı ile halen tedavi görüyor. Premorbid kişilik özellikleri: İçe kapanık, sosyal ilişkileri kısıtlı, inatçı, arkadaşı az olan, fazla konuşkan olmayan biri olarak tanımlanıyor. Öncesinde fiziksel ve psikiyatik hastalık öyküsü tanımlanmıyor. Hasta yakınmalarının başladığı döneme kadar geçen 20 yılda bir bankada tahsildar olarak çalışmış. Çalışma hayatında başarılı, güvenilir bir çalışan olarak tanınıyor. TARTIŞMA: 55 yaşına kadar psikiyatrik hastalık öyküsü olmayan, 50 li yaşların ikinci yarısında sosyal ilişkilerde bozulma ve davranış bozuklukları ile giden klinik belirtilerin başladığı; bellek işlevlerinin görece korunduğu bu hastada sanrı ve varsanılar hastalığın başlangıcından itibaren hiçbir dönemde tanımlanmıyordu. Ancak çöp toplamak, sosyal olarak uygunsuz davranışlar gibi dezorganize bulgular mevcuttu. Son yıllarda geç başlangıçlı şizofreni giderek daha çok dikkati çekse de, görece seyrek görülen bu olgularda paranoid sanrıların ön planda olduğu, bu hastalarda negatif bulguların, bilişsel ve sosyal yıkımın pek görülmediğine dair yayınlar mevcuttur. Giderek ağır bir yıkıma uğrayan bu hastanın tersine, geç başlangıçlı şizofreni olguları genelde iyi seyirlidir(12). Olasılıkla geç yaşta bu tanıyı alan hastalar gerçek şizofrenik 118

fi. P r ldar, E. Bora, D. Evyapan, S. Özaflk nl bozukluk olguları dışında FTD ı da içeren çeşitli "organik bozukluklardan" oluşan daha heterojen bir kümedir. FTD olgularında psikiyatrik bulgular ve davranışsal sorunlar çok sık görülür. Ancak çeşitli demansiyel hastalıkları nöropsikiyatrik bulguları bakımından karşılaştıran çalışmalarda, FTD da; Alzheimer, Lewy cisimcikli demans ve vasküler demansa göre varsanı ve sanrıların çok daha seyrek görüldüğüne dair sonuçlar alınmıştır. Dezorganize davranışlar, apati, negatif bulgular, bizar davranışlar, kişilik değişimi, impulsivite, kompulsiyon, kolleksiyonculuk gibi davranışlarsa çok daha sıktır(13). FTD daki psikotik tabloda, negatif ve dezorganize bulgular ön plandadır. Literatürdeki şizofreniform psikoz şeklinde klinik veren birkaç FTD ve Pick vakasına baktığımızda bu hastaların genelde dezorganize tip şizofreni tanısı aldığı görülmektedir. Bizim hastamızda da çöp-eşya biriktirme gibi dezorganize davranışlar ve negatif bulgular ön plandaydı. FTD uzlaşı klinik tanı kriterlerini karşılayan hastaya, aile öyküsü de göz önüne alınarak FTD tanısı konmuştur. FTD deki psikoz benzeri bulguların ortaya çıkış mekanizmasına ilişkin yayın sayısı azdır. Bu konuda öne geçen görüşlerden biri Miller ve arkadaşlarına aittir. Psikotik bulguları olan hastalarda FTD nin sağ frontotemporal varyantının bulunduğunu gösteren klinik çalışmaları ve olgu bildirimleri mevcuttur. Bu grup 5 psikoz benzeri tabloyla giden FTD hastasında SPECT ve görüntüleme yöntemleriyle yaptıkları bir çalışmada hastaların tümünde sağ frontotemporal tutuluşun belirgin olduğunu bulmuşlardır(14). Ancak literatürde Pick ve frontal demansın sol hemisfer tutuluşlu varyantlarında da psikoz göründüğüne dair birkaç yayın vardır(15). Dezinhibisyon, antisosyal davranış, kolleksiyonculuk, impulsivite gibi bulguların FTD dışında, ventromedial / orbitofrontal korteksteki travmatik, vasküler lezyonlarda da görüldüğü çok iyi bilinmektedir(16). İlginç olan bir nokta da şizofrenin dezorganize tipinde orbitofrontal/ventromedial frontal korteks fonksiyon bozukluğunun daha belirgin olduğuna dair çalışmalardır(17). Rezidüel tip şizofreni tanısıyla başlanan depo nöroleptiklerin uygulanması sırasında ortaya çıkan kusma, ateş, lökositoz, dört yanlı rijidite, parkinsoniyen tremor, idrar ve gaita inkontinansı ve apati ile giden tablo NMS olarak değerlendirilmiştir. NMS sonrasında hastanın bilişsel işlevlerinde hızlı bir kötüleşme ve davranışsal belirtilerinde şiddetlenme olduğu, hastanın klinik öyküsü dikkate alınarak değerlendirildiğinde saptandı. Benzer şekilde Welch in bir olgusunda NMS sonrasında hastanın bilişsel işlevlerinde bozulma olduğundan söz edilmiştir(18). Hastanın NMS klinik tablosu düzeldikten sonra yapılan nöropsikolojik değerlendirmesinde de frontal testlerde bozukluk saptanmıştır. Ayrıca demansiyel hastaların NMS a duyarlı oldukları bir çok kez bildirilmiştir. Ancak literatürde bildigimiz kadarıyla FTD de görülen NMS vakası bildirilmemiştir. SONUÇ Özellikle ellili yaşlardan sonra başlayan dezorganize ve negatif bulguların ön planda oldugu şizofreni benzeri vakalarda, FTD akla gelmesi gereken ilk tanılardan biridir. Bu tablonun tanısı için, klinik amnezinin şart olmadığı unutulmamalıdır. Bu demansiyel tablonun daha iyi tanınması ve klinik tanı kriterlerinin oturması ve nöropsikolojik değerlendirmenin yaygınlaşması sonrası, benzer olguların tanınmasının artacağı bir gerçektir. Bir başka vurgulanması gereken nokta da parkinsonyen bulguların da eşlik edebildiği bu demansiyel sendromda da diğer demans etiyolojilerinde oldugu gibi NMS riskinin gözden kaçırılmaması gerektiğidir. Kaynaklar: 1. The Lund and Manchester groups. Consensus statement. Clinical and neuropathological criteria for frontotemporal dementia. J Neurol Neurosurg Psychiatry 1994; 4:416-418. 2. Gustafson L. Frontal lobe degeneration non-alzheimer type. 2. clinical picture and differential diagnosis. Arch Gerontol Geriatr 1987; 6:209-223. 3. Gustafson L. Clinical picture of frontal lobe degeneration non-alzheimer type. Dementia 1993; 4:143-148. 4. Frontotemporal lobar degeneration. A consensus on clinical diagnostic criteria. Neurology 1998; 51:1546-1554. 5. Gustafson L., Brun A., Risberg. Frontal lobe degeneration non-alzheimer type, in advances in neurology:alzheimer disase, vol 51 New york, Raven,1990:65-71. 6. Miller BL., Gustavson A. Alzheimer disease and frontotemporal dementia, in textbook of geriatric psychiatry, American Psychiatry Press, 2000:517-524. 119

7. Knopman DS. Dementia lacking distinctive histologic? features: A common non-alzheimer Degenerative dementia. Neurology 1990; 40:251-256. 8. Kertesz A. Pick disease, frontotemporal dementia and Pick complex. Arch Neurol 1998; 55:302-304. 9. Miller BL. A study of the Lund Manchester research criteria for frontotemporal dementia. Neurology 1997; 48:937-942. 10. Miller BL., Cummings J. ve ark. Aggressive, socially disruptive and antisocial behaviour associated with frontotemporal dementia. British Journal of Psychiatry 1997; 170:150-155. 11. Miller BL. Frontotemporal Dementias, in Pick complex disorders. Edited by Kertesz, New York, Wiley,1998:23-33. 12. Howard R ve ark. Late -onset Schizophrenia and verylate-onset Schizophrenia-like psychosis:an international consensus. Am J Psychiatry 2000; 157:172-178. 13. Hirono N. ve ark. Distinctive neurobehavioral features among neurodegenerative dementias. J Neuropsychiatry Clin Neurosci 1999; 11:298-503. 14. Miller BL. Progressive right frontotemporal degeneration:clinical, neuropsychological and SPECT characteristics. Dementia 1993: 204-213. 15. Waddington JL. İnitial Schizophrenia-like psychosis in Pick s disease: case study with neuroimaging and neuropathology and implications for frontotemporal dysfunction in schizophrenia. Schizophr Res 1995; 18:79-82. 16. Trimble MR. Psychopathology of frontal lobe syndromes. Semin Neurol 1990;10:287-294. 17. Liddle.P.F Patterns of cerebral blood flow in schizophrenia. British J Psychiatry 1992; 160:179-189. 18. Welch JB. Dementia as a consequence of neuroleptic syndrome. Am J Psychiatry 1993; 150:1561-2. 120