ILAHIYAT FAKÜLTESI. Di bi im ve Hermenötik SEMPOZYUMU



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

ÜNİTE:1. Dil Nedir? ÜNİTE:2. Dil Kültür İlişkisi ÜNİTE:3. Türk Dilinin Gelişimi ve Tarihsel Dönemleri ÜNİTE:4. Ses Bilgisi ÜNİTE:5

ANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ? IS IT PARENT LANGUAGE OR OR MOTHER TONGUE?

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir?

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

İletişimin Sınıflandırılması

3. SINIFLAR BU AY NELER ÖĞRENECEĞİZ? OCAK

ODTÜ GV ÖZEL DENİZLİ İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3. SINIFLAR MART AYI KAZANIMLARI TÜRKÇE DERSİ

ZAMAN YÖNETİMİ. Gürcan Banger

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

Metin: Toplumsal Davranış: El Öpme Edimindeki Göstergelerin Çözümlenesi, Göstergebilime Giriş, Fatma Erkman Akerson, Bilge Kültür Sanat, 2016

Dil olgusu :DEĞİŞMEYENLER Dil dışı olgu : DEĞİŞENLER ARABA. Aynı değişimi soyut olarak şöyle formülleştirebiliriz:

Türkçe. Cümlede Anlam Cümlenin Yorumu. Metinde Kazandıkları Anlamlara Göre Cümleler

Çoklu Zekâ Teorisi Ek 2

HESAP. (kesiklik var; süreklilik örnekleniyor) Hesap sürecinin zaman ekseninde geçtiği durumlar

5. SINIF TÜRKÇE DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Neden Daha Fazla Satın Alalım?

1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar. 2.Sanat ve Teknoloji. 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili. 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler

Sayın Büyükelçiler, Değerli Kongre üyeleri, Çok değerli dostum Sayın Zügayir ve Brosh, Kıymetli basın mensupları,

İletişim kavramı ve tanımı

TARİHSEL BİR VARLIK OLARAK İNSAN İNSAN HAKLARI

KAVRAMLARIN ANLAMINI KARŞITLARI BELİRLER

Muhammed ERKUŞ. Sefer Ekrem ÇELİKBİLEK

MATEMATİĞİ SEVİYORUM OKUL ÖNCESİNDE MATEMATİK

Matematik Ve Felsefe

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir.

DERS BİLGİLERİ TÜRK DİLİ-I TRD

3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ. (11 Mayıs -19 Haziran 2015 )

Fransızca-Türkçe Çeviri I (ETI471) Ders Detayları

Başkent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. Doç. Dr. S. EKER

Ekolojik Tasarımlar ve Sanat

Gizli Duvarlar Ali Nesin

BİREYSELLEŞMİŞ EĞİTİM PROGRAMI (BEP) FORMU

Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi

TED KDZ. EREĞLİ KOLEJİ VAKFI ÖZEL ORTAOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI SOSYAL BİLGİLER DERSİ 5. SINIF YILLIK PLANI

5. SINIF TÜRKÇE KELİME TÜRLERİ TESTİ. A) Ben ise yağmur yağmasını bekliyordum. Cümlesindeki isimlerin hepsi tekildir.

DAVRANIŞ BİLİMLERİ DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN İNCELENDİĞİ SİSTEMLER

9.SINIF NEDEN ÖNEMLİ?

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

IQ PLUS BUTİK EĞİTİM MERKEZİ

I. BÖLÜM I. DİL. xiii

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ EĞİTİM PLANI

ÖZEL BİLGE OKULLARI 2. SINIFLAR NİSAN AYI BÜLTENİ

T.C. Tarih: :05:18 Sayfa:1/5 GÜN MEMMEDOVA MEMMEDOVA ERSOY ERSOY Postmodern Roman Doç. Dr.

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Dilbilim ve Çeviri (ETI105) Ders Detayları

Fransızca-Türkçe Çeviri II (ETI472) Ders Detayları

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Bilim Tarihi YDA

1. SINIF - 1. SORGULAMA ÜNİTESİ VELİ BİLGİLENDİRME FORMU Öğretim Yılı

SADETTİN ÖKTEN İÇİMDE AVM VAR!

KASIM AYI 4 YAŞ GRUBU AYLIK BÜLTENİ

Kulenizin en üstüne koşup atlar mısınız? Tabii ki, hayır. Düşmanınıza güvenip onun söylediklerini yapmak akılsızca olur.

TARİH. 16 Mart 2015 Pazartesi 2.DÖNEM 1.YAZILI SINAVLARI. 17 Mart 2015 Salı 2.DÖNEM 1.YAZILI SINAVLARI

Nasıl Bir Deniz Feneriyiz?

Etkin Dinleme. Yönetici tarafından yazıldı Salı, 03 Mart :38 - Son Güncelleme Çarşamba, 18 Mart :25. Etkin Dinleme

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

SOSYOLOJİSİ (İLH2008)

TEMALARIMIZ UZAY VE GEZEGENLER DÜNYA GÖKYÜZÜ İNSAN HAKLARI VE DEMOKRASİ HAFTASI YERLİ MALLARI VE TUTUM HAFTASI YENİ YIL

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden

Söylem Çözümlemesi (ETI205) Ders Detayları

2. SINIF - 2. SORGULAMA ÜNİTE Sİ VELİ Bİ L GİLE N D İ R ME BÜLTENİ DİSİPLİNLERÜSTÜ TEMA

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

Böylesine anlamlı ve sevinçli bir günde sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyuyorum. Türkiye İş Bankası adına sizleri kutluyorum.

ÇEVRENİN GENÇ SÖZCÜLERİ

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

GÖKKUŞAĞI KOLEJİ PYP SORGULAMA PROGRAMI

T.C. Tarih: :36:30 Sayfa:1/5 GÜN MEMMEDOVA BAL 09:30-10: Türk Dili I Okutman Abdülkadir BULGURCU

İnsanlar, tarihin her döneminde olduğu gibi bundan sonra da varlıklarını sürdürmek, haberleşmek, paylaşmak, etkilemek, yönlendirmek, mutlu olmak gibi

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri

9. SINIF ÜNİTE DEĞERLENDİRME SINAVLARI LİSTESİ / TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU

Tasarım ve İletişim (MMR 512) Ders Detayları

DİL VE İLETİŞİM. Prof. Dr. V. Doğan GÜNAY

KAVRAMLAR TUTUMLAR BECERİLER

4. SINIF - 2. SORGULAMA ÜNİTESİ VELİ BİLGİLENDİRME BÜLTENİ Öğretim Yılı

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

KASIM AYI VELİ BÜLTENİ

MOTİVASYON. Nilüfer ALÇALAR. 24. Ulusal Böbrek Hastalıkları Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi Ekim 2014, Antalya

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri

BU AY ÖĞRENDİKLERİMİZ ATATÜRK Atatürk kim olduğunu hatırladık. Atatürk ün hayatını inceledik. Atatürk ün kişisel özelliklerini ifade ettik. Atatürk ün

MATEMATİK ve DOĞA. Ayşe AYRAN Prof. Dr. Neşet AYDIN Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Matematik Bölümü

Harita Üzerinde Türkiye Elektrik Tüketimi

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

1. HAFTA KBT204 İNTERNET PROGRAMCILIĞI II. Öğr.Gör. Hakan YILMAZ.

4. SINIF - 1. SORGULAMA ÜNİTESİ VELİ BİLGİLENDİRME BÜLTENİ Öğretim Yılı

DERS BĠLGĠLERĠ TÜRKÇE I: YAZILI ANLATIM TRD

IMT15001 İNGİLİZCE OKUMA-YAZMA Z IMT15002 İNGİLİZCE DİNLEME-KONUŞMA Z IMT15003 İNGİLİZCE DİLBİLGİSİ Z

DİL ÜRETİMİ ve BEYİN

YAZILIYA HAZIRLIK SINAVI TÜRKÇE 5. SINIF

Sınıf Yönetimi etkinlikleri

6. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

Kütlesel çekim kuvveti nedeniyle cisimler bir araya gelme eğilimi gösterirler, birbirlerine

Transkript:

ILAHIYAT FAKÜLTESI ve Di bi im ve Hermenötik SEMPOZYUMU '

Q i '\ YÜZÜNCÜ YIL ÜNiVERSiTESi İLAHİYAT FAKÜLTESi 17-18 MAYIS 2001 KUR' AN ve DİL -Dilbilim ve Hermenötik- SEMPOZYUMU Sahibi Yüzüncü Yıl Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Bekir TiLEKLiOGLU Düzenleme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Necati KARA (ilahiyat Fakültesi Temel islam Bilimleri Bölüm Başkanı) Mizanpaj Dr. Ömer KARA Baskı Bakanlar Matbaası 1 0.442 235 48 35 ERZURUM

YÜZÜNCÜ YIL ÜNiVERSiTESi ilahiyat FAKÜLTESi KUR' AN ve DiL -Dilbilim ve Hermenötik- SEMPOZYUMU O. Giriş DİL OLGUSUNA GENEL BİR BAKlŞ Dr. Mehmet ÇİÇEK' Aşağıda sunacağımız çalışmamızda; öncelikle, doğal diller arasında yer alan insan dili olgusunu tanımlamaya çalışacak ve dile ilişkin önemli bulduğumuz; "dilin gücü", "dili dil olarak dile getirmenin zorluğu", "dildüşünce ilişkisi", "dil ve evrensellik" konularını ele alacak ve dilin iletişimsel yönü üzerinde durmaya çalışacağız. Tüm bunları yaparken, süre sınırlamasını da göz önünde tutarak, sadece genellemeler yapacak ve ayrıntılara inmeyeceğiz. Bir kişisel deneme mahiyetinde olan bu çalışma çok bilimsel olma iddiasında değildir. Bu nedenle, zaman zaman kullanmak durumunda kalacağımız dil yetisi, dil ve söz gibi terimleri, Perdinand De Saussure'de (1857-1913) ifadesini bulan dilbilimsel gönderimierinden çok, gündelik,dildeki karşılıklarıyla ele alacak, ayrıntılara İnıneyecek ve dilbilim konularına değinmeyeceğiz. 1. Dil Nedir, Neden Önemlidir? İnsanoğlu çok eski çağlardan beri dile ilgi duymuş ve üzerinde kafa yormuştur. Bilinen en eski dil çalışmaları milartan önce V.' ile VII.' yüzyıllara kadar uzanmaktadır. Dile duyulan bu ilgi nedensiz değildir. Öyle Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü. ÖZDEM R. Hulusİ (1944), Dil Türeyişi Teorilerine Toplu Bir Bakış, s.!0, TDK Yayınları, Ankara. BAŞKAN Özcan (1967), Lenguistik Metodu, s. 8, Çağlayan Kitabevi, İstanbul.

1901 Dr. Mehmet ÇİÇEK ya da böyle gündelik yaşantımız tamamen dil ediınieri üzerine kuruludur. İnsanı hayvanlardan farklı kılan en önemli özellik düşünme ve düşündüklerini dil yetisi aracılığıyla ifade etmesidir. Nitekim insan; hangi ortamda bulunuyor ve ne yapıyor olursa olsun sahip olduğu bu dil yetisi sayesinde konuşur, düşüncelerini dile getirir ve varlık evrenindeki her şeyi yorumlar. Kısacası içinde bulunduğumuz dünya, sözcüğün tam anlamıyla bir dil dünyasıdır. Bir insan, eğer dil yeteneğinden yoksun değilse, sabah uyandığı vakitten akşam uykuya daldığı zamana kadar, eş ve dostlarıyla, kısacası çevresindeki herkesle gerek konuşarak gerekse başka şekillerde iletişim kurar. Hatta bu durum bazı zamanlar uykuya daldığında da devam eder. Çünkü insan rüyalarında bile dile muhtaçtır; orada da insan ya konuşmakta ya da kendisiyle konuşulmaktadır. "Dil, bir anda düşünemeyeceğimiz kadar çok yönlü, değişik açılardan bakınca başka başka nitelikleri beliren, kimi sırlarını bugün de çözemediğimiz büyülü bir varlıktır. (...) Bir an düşünecek olursak, dil olmadan bir ince duyguyu, bir şiiri, önemli bir olayı, bir buluşu, bizim için unutulamayacak kadar değerli bir anımızı, bir fizik ya da kimya olayını nasıl anlatabilir, nasıl kağıda geçirebiliriz? Yüzyıllar boyu bilimde, teknikte elde edilen gelişmeleri günümüzde başkalarına, gelecekte de sonraki kuşaklara nasıl aktarabiliriz? Bir suçun saptanmasına, bir suçlunun yargılanmasına, bir mahkemenin bir yargıya varmasına, dil olmasa olanak kalır mıydı?" 3 Tüm bunlardan insanın ancak dil sayesinde insan olduğu gerçeğini öğreniyoruz. Dolayısıyla insanın; uygarlıklar "kurup, kültürler yaratıp, bunları nesilden nesile aktarabilmesi, ancak dilin sunduğu bildirişim olanaklarıyla mümkün olabilmiştir. Ruhsal olayları insanın yaşantısı haline sokan ve bütün insan kültürünün temelini oluşturan, insan topluluğunu yaratan, dildir. Bu bakımdan, matematik nasıl bütün fen bilimleri için temel bilim ise dil bilimi de aynı anlamda sosyal bilimler için temel bilimdir". Dil için genel geçer bir tanım 5 arayacak olursak, "dilin, insana duygu ve düşüncelerini açıklama ve bildirişimde bulunma imkanı sağlayan sesli göstergeler sistemi" olduğunu görürüz. Hiç kuşkusuz, tarihsel süreç içerisinde de dili yukarıda tanımını verdiğimiz şekliyle algılayanlar olmuştur. Ancak dil; hemen her zaman diğer başka alanlarla birlikte 3, AKSAN Doğan, (1990), Her Yönüyle Dil (Ana Çizgileriyle Dilbilim) cilt I, s. ll, Türk Dil Kurumu Yayınları: 43911, Ankara. PORZIG Walter, (1995), Dil Denen Mucize, s.3, (Çev. Prof. Dr. Vural ÜLKÜ), TDK Yay. 1617, Ankara. Dil ve/veya Dil Yetisi ile ilgili olarak 5 ayrı tanım için bk.: MOUNIN Georges (1987), La Linguistique, s. 35-36, Editions Seghers, Paris, KlRAN Zeynel (1986), Dilbilim Akımları, s, 19-20, Yabancı Diller Kitap ve Yayın Merkezi, Ankara,

Dil Olgusuna Genel Bir Bakış 1 191 düşünülmüş, dil ve dilin düşünceyle olan ilişkileri, dilin tarihsel evrimi, dil ve edebiyat, dil ve dilin kaynağı sorunları şeklinde ele alınmıştır. Kısacası, "dil denince hep dilin kendisi yerine ürettikleri düşünülmüştür"'. Bu durumun; genel anlamda, modern dilbijimin kurucusu sayılan Perdinand De Saussure 'e kadar devam ettiğini görüyoruz.. 2. Dilin Gücü Üzerine Binlerce insanın hayatıria mal olan ve tarihin akışını değiştiren nice savaşlar vardır ki, krallar ya da komutanların rludakları arasından çıkan birkaç sözcük sonrası olmuşlardır. İşte dil öyle bir şeydir ki, fiziksel bir yorgunluğa girmeden, hiçbir kas gücü gerektirmeden 8 çok kısa bir sürede bu kadar az bir çabayla böylesine büyük işlerin olmasına olanak sağlamakta, yıllarca sürebilecek sevgi ya da düşmaniıkiara sebep olabilmektedir. Burada konumuz gereği 15-20 gün öncesine ait bir gazete 9 haberini hatırlatmak istiyoruz. Söz konusu haberde, ABD başkanı G. W. Bush'un, yayınlamış olduğu sözde Ermeni Soykırımını Anma Bildirisinde, bir dil oyunu yaptığından söz ediliyordu. ABD başkanı ne Ermeni Lobisi'nin istemekte olduğu soykırım anlamına gelen Genocide sözcüğünü, ne de Türklerin istediği ve katliam anlamına gelen Massacre sözcüğünü kullanmıştı. ABD başkanı, seçeceği sözcüğün ülkeler arası ilişkilerde ne kadar önemli olduğunun bilincinde olsa gerek, ekibine iyi bir sözlük çalışması yaptırmış ve yok etme, hiçfiğe indirgeme anlamına gelen annihilation sözcüğünü seçmişti. Nitekim, habere göre, soykırım dese 70 milyonluk Türkiye'yi üzecek, katliam dese Ermeni Lobisi'ni karşısına alacaktı. Bunun yerine, Türk Dış İşleri'nin de memnun olduğu ve Amerikan Webster sözlüğünde belirtildiği şekliyle 10 insanlar için kullanılma olanağı olmayan yok etmek, hiçfiğe indirgemek anlamına gelen bir sözcük seçilmişti. Gazetenin haberinden, dilin tamamı şöyle dursun, o dile ait bir tek sözcüğün bile ne kadar önemli olduğunu ve haber değeri taşıdığını 10 EYUBOGLU İ. Zeki (2000), Dilin Kapısı, s. 115, Pencere Yayınları, İstanbul. BENYENISTE Emi1e (1966), Problemes de Linguistique Generale-1, s.29, TEL, Eds. Gallimard, Paris. "Bush'un Dil Oyunu", 26.04.2001 tarihli Sabah Gazetesi. Annihilation sözcüğünün anlamına ilişkin gazete haberini aynen alıntılıyoruz: "Amerikan Webster Sözlüğü: Annihilate: Latince'de annihilatus kelimesinden geliyor. Annihilare (yok etmek, yokluğa indirgemek) ile Nihilare (sıfırlamak). kelimelerinin birleşiminden üretilmiş bir kelime: 1. Elde bir şey kalmayana dek azaltmak, tamamen imha etmek. 2. Bir maddenin şeklini, kimlik özelliklerini yok etmek. (Ormanı "annihilate" etmek: Ağaçları tek tek keserek, arınanın yok etmek). 3. Feshetmek, iptal etmek. (Bir tartışmayı "annihilate" etmek.). Amerikan Webster bu kelime için çok ilginç bir not düşmüş: " ' " "7' k:e,limesi. insanlar için kullanı lmaz. İnsanlar maddeleri 'annihilate' ederler."

1921 Dr. Mehmet ÇİÇEK öğreniyoruz. Dilin varlığını ve etkinliğini olanca gücüyle hissettirdiği bir başka alan da reklam sektörüdür''. Çünkü reklam sektörü bir dilin sunduğu; gerek yazılı, gerek sözlü ve gerekse görsel olanakları kullanarak hedef kitle konumundaki milyonlarca insanı etkilerneye çalışmaktadır. Bu amaçla sözcükler üzerinde oynanmakta 12 ; ve insanları etkilemek için farklı dil yapıları kullanılmaktadır. Sonuçta; bilgisayar dili, tıp dili ve sinema dili gibi dillerin yanında kendine özgü sesli, görsel ve yazılı özellikleri olan yeni bir dil alanı oluşmuştur. Bu oluşum, kaynağını ve yaşamsallığını; dilin, insanları etkileme sanatı dediğimiz, gücünden almaktadır. 3. Dili Dil Olarak Dile Getirmenin Zorluğu Öocelikle birkaç kez tanık olduğumuz bir olayla başlayalım: Edebiyat ya da dilbilim alanında lisansüstü eğitim yapan arkadaşlarımızın da yabancısı olmadığı gibi; bu alanlarla hiç ilgisi olmayan ve fen bilimleri ile uğraşan bazı dostlarımız; zaman zaman, edebiyat ya da dilbilim alanında yüksek lisans ve/veya doktora çalışması yapanların neyi araştırdığını, bunun insanlığa ne gibi yararları olacağını sorarlar. Batı Dilleri ve Edebiyatları alanlarında yapılan lisansüstü araştırmalardan tek anladıkları şey ise, genellikle çeviri çalışmalarıdır. Çünkü dil ve edebiyada ilgili olarak akıllarına gelebilen ilk ve tek çalışma çeviridir. Böyle bir yaklaşım bir taraftan dil konusunda son derece sığ ve yetersiz bir bilgi altyapısını diğer taraftan ise dile ve dil bilimlerine ilgisiz kalındığını göstermektedir. Oysa dil konusunda, ilgi alanına girmediği için bazı şeyleri bilernernek ayrı şey; ilgi duymamak ve/veya önemsememek ayrı şeydir. Bu açıdan bakıldığında her an içli dışlı olduğumuz dile ilgi duymayanımız yok gibidir. Nitekim, dil ve dil bilimleri konusunda ne kadar az bilgiye sahip olurlarsa olsunlar, kendilerine aşağıda ayrıntılarını vereceğimiz türden bir soru sorduğumuz kimselerin; kendi açılarından bazı açıklamalar getirmeye çalışmalarından, isteseler de istemeseler de dile ilgisiz kalamadıklarını anlıyoruz. Dili dil olarak dile getirmenin zorluğunu göstermek için sorduğumuz soru ise şu: Bilindiği gibi koşul tümeeleri hemen her dilde vardır. Bu tür türnceler genellikle gerçekleşme olasılığı olan bir varsayım ve onun sonucu üzerine kurulur. Örnek verecek olursak: (a) Şayet yeterince param olursa tatile 1 ÜNAL Pakize (2000), "Reklam Metinlerinin Yabancı Dil Öğretiminde Kullanımı", I. Frankofoni Kurultayı Bildirileri, Mersin Üniversitesi, Mersin. Örneğin konuşma Fransızeast'nda normal koşullar altında isimden sonra kullanılması gereken bazı sıfatlar isimden önce kullanılarak değişik bir anlam etkisi yaratılmaya çalışılmaktadır. Bk.: ÇİÇEK Mehmet (2000), Le Problhne de la Place de l'adjectif Epitlıete en Français: Propositions Pour une Solution en Termes d'enriclıissements Locaux du Lexique par l'enonciateur, s. 136, Presses Universitaires du Septentrion.

Dil Olgusuna Genel Bir Bakış 1 193 çzkacağzm, ya da; (b) Falan konuda bir kitap yayzmlamrsa kesin satzn alzrzm türöndeki türnceler tersinden de doğrudur. Bir başka deyişle (a)' Yeterince param olmazsa tatile çıkmanı, ya da; (b)' O kitap yayzmlanmazsa satın alnıanı 1 atmnam tümeeleri de birincileri. ile kıyaslandığında mantıksal açıdan doğrudur. Ancak aynı çift yön~ü ilişkiyi, yapı bakımından bir koşul türncesi olmasına rağmen, sıcak bir yaz güı1ü bize konuk olan bir dostumuza söylenen şu tümcede bulamaınaktayız: (c) Eğer susadzysan buzdolabında meyve suyu var. Bir başka deyişle, birincisiyle kıyaslandığında, (c)' *Eğer susamadzysan buzdolabında meyve suyu yok, türncesi doğru olmayacaktır. Yani dostumuz ister sus~ınış, isterse susamamış olsun, bu durum buzdolabında meyve suyu bulunduğu gerçeğini değiştirınemektedir. Her an dil ediınieri ile çepeçevre kuşatılmış olmamıza rağmen basit gibi görünen benzer dil olayları karşısında nasıl fikir yürütmemiz gerektiğini bilemememiz; bir balığın, içinde yüzdüğü suyun ne olduğunu bilemernesi gibi bir şeydir. Sonuç olarak, aşırı içli dışlı olduğumuz için havayı ya da yerin çekim kuvvetini hissedemediğimiz gibi 13, dilin varlığını ve tüm insan bilimlerinin anası ve itici gücü olduğunu da hissedememekteyiz. Dil insan bilinciyle öylesine sıkı bir bağ içerisindedir ki, insanın onu, kendisiyle iç içe olmasına rağmen, önüne alıp nesnel bir biçimde "dışarıdan" incelemesi, ele avuca sığmaz soyut bir olgu olduğu için, son derece zor gözükmektedir. 4. Dil-Düşünce ilişkisi Üzerine Hakkında birçok şey söylenebilecek konulardan birisi de hiç kuşkusuz dil-düşünce ilişkisidir. Burada bu konunun ayrıntılarına inmeden kısaca bazı hatırlatmalarda bulunmak istiyoruz. Konuyla doğrudan ya da dolaylı ilgilenen hemen herkesin üzerinde hemfikir olduğu temel görüşe göre, dil ile düşünce arasında bir varlık bağlantısı vardır. Dolayısıyla bu iki kavram genel anlamda birbirini gerekli kılar. Asıl sorun bu gerekliliğin ne ölçüde olduğuyla ilgilidir: "Düşünme eyleminin; içinde yer almadığı bir dil, ya da dilin; içinde yer almadığı bir düşünme eylemi var mıdır?" 14 Aslında bu soru tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan çıkar sorusuna benzese de; farklı durum ve ortamlarda farklı yanıtlar vermek olasıdır. Örneğin, sağır ve dilsizlerin; çok ciddi bir eğitim öğretim görıneınişlerse, dili, diğer bireyler kadar verimli kullanamayacakları açıktır. Ama bu, onların korkunç denebilecek düşünce 13 14 SESLi Hüseyin (1968), "Muhteva Bakımından Dil ve Gerçek", s. 18, Atatürk Üniv. Yay., No:57, Erzurum. KRISTEV A Julia (198 1), Le Langage, C et lncomıu (U ne Initiation a la Linguistique ), s. 12., Editions du Seuil.

1941 Dr. Mehmet ÇİÇEK zafiyetleri içerisinde olduğunu göstermez. Elbette ki onlar da diğer bireyler kadar sağlıklı düşünebilirler. Ama kendilerini onlar kadar rahat ve kesin, ifade edemezler. Bu arada şu tür sonuçlara varmamız da mümkündür: i) Düşünme eyleminin; dilin sunduğu olanaklarla sıkı bir ilişki içerisinde olduğu gerçeği yadsınmamakla beraber, bu eyleminin, tek ve olmazsa olmaz koşulunun dil olduğunu ileri sürmek; hatta dil düşüneeye aracılık eder" ve dil olmadan düşünmek mümkün değildir demek, çok iddialı konuşmak olacaktır. ii) Dil-düşünce ikilisi söz konusu olduğunda, dilin ilk ve öncelikli işlevi nedir? Düşünceyi oluşturmak mı yoksa onu başkalarına aktarmak mı? Aslında konuya bu tür sorularla yaklaşınanın nesnel bir dayanağı yoktur. Dil, bu her iki görevi aynı anda yerine getirir. Zira bu işlevlerden biri, diğeri olmadan sağlıklı bir biçimde gerçekleşemeyecektir 16 iii) Olaya bir de madalyonun öbür yüzünden bakacak olursak, "dildüşünce bağlantısının geliştirdiği eylemlerden biri de üretimdir. Dilin gelişmişliği oranında düşünce üretiminin arttığı görülür. Hangi dil gelişmiş, ilerlemişse o dilde düşünme ürünlerinin dille orantılı bir ilerleme çizgisi üzerinde bulunduğu görülmektedir" 17 iv) Dil-düşünce ilişkisi açısından belki de söylenınesi gereken son söz dilin düşünce eylemine yaptığı katkıdan çok; onu, bildirişim yönüyle toplumun diğer bireylerine yansıtması ve bu sayede soyuttan somuta geçişi sağlayarak düşünce eylemine işlevsellik kazandırıyor olmasıdır. Sonuç olarak dil, dışarıdan bakıldığında bir iletişim kurma ve bildirişim sağlama aracı olarak görülürken, içeriden yani insanın onu dış dünya ile ilişkilendirerek kendi gereksinimleri doğrultusunda kullanması bakımından, düşünme eylemine özgü bir yapı olarak karşımıza çıkmaktadır. 5. Dil ve Evrensellik Acaba yeryüzünde var olan dillerin genelini kapsayacak ortak evrensel öğeler var mıdır? Öncelikle, insanın doğuştan getirdiği bir dil yetisi olduğunu, bunun tüm insanlarda ortak bulunduğunu ve ancak bu sayede anadilimizi öğrenebildiğimizi biliyoruz 1 '. "Dil denen yetenekle donatılma bakımından bir Eskimo ile Türk, bir Alman, bir Çinli, bir Arap, bir Fransız arasında en 15 16 17 18 KRISTEVA Julia (1981), a.g.y., s. 12. KRISTEV A Julia (1981), a.g.y., s. 13. EYUBOGLU i. Zeki (2000), a.g.y., s. 31. ERKMAN-AKERSON Fatma (2000), Türkçe Örneklerle Dile Genel Bir Bakış, s. 18, Multilingual Yayınları, İstanbul.

Dil Olgusuna Genel Bir Bakış 1 195 küçük bir ayrılık, ayrıcalık yoktur"' 9 O halde bireyler ve sahip oldukları dil yetisi açısından bir evrensellik söz konusudur. Oysa biz, çok genel hatlarıyla da olsa, insanların konuştuğu tüm diller için geçerli ve insan diline özgü evreqsel öiellikler bulunup bulunmadığını sorgulamak istiyoruz. Noam Chomsky'nin yapmış olduğu çalışmalardan, en azından dilbilgisi düzeyinde,' 0 bazı ortak noktalar olduğunu öğreniyoruz. Ses düzeyinde ise Grammont Yasası 'na 2 ' ilişkin bir örneği hatırlatınakla yetinelim: Bilindiği gibi, bir duvar saatinin çıkarmakta olduğu sesi hangi zaman aralığında duyarsak dnyalım ve bu sese hangi dilin penceresinden bakarsak bakalım her zaman tik-tak, tik-tak sesini duyar ve onu dile getirirken de aynı şekilde seslendiririz. Hiç kimse hiçbir zaman bu sesi taktik, tak-tik olarak duyduğunu söylemez. Oysa söz konusu saat bu sesi de pek tabii çıkarmaktadır. Çok eski çağlardan beri diller arasında evrensel bazı noktaların ya da eğilimlerin olup olmadığı araştırılmıştır. Tüm bu araştırmaları ve sonuçlarını bir kenara bıraksak bile; insanlık tarihi kadar eski olan ve tüm dilleri birebir ilgilendiren çeviri gerçeği ile karşı karşıyayız. Bazı eksiklikler, aksaklıklar ve yetersizliklere rağmen, evrensel olarak bütün diller arasında, çevirinin mümkün olduğunu biliyoruz. Bir dilde ortaya konan yazılı veya sözlü bir ifadenin bir başka dile çevrilebilmesi için bu diller arasında gerçekten de çok ciddi benzerlikler olması gerekir. Sonuç olarak çeviri bize; diller arasında, en azından anlambilimsel düzeyde, bir ortak kavramlar paydasının olduğunu; ve evrensel olduğunu söyleyebileceğimiz bu payciadan hareketle, diller arası aktanının mümkün olduğunu kamtlaınaktadır. Genel olarak doğal dillerin alt katmanları arasında düşünülebileceğimiz ve tamamına yakını simgelerden oluşmuş olan trafik işaretleri, matematik ya da kimya dili tüm insanlar için ortaktır. Ancak yukarıdan beri vermeye çalıştığımız tüm bu evrensel ortak öğelere rağmen "lambada titreyen alev üşüyor", "kirpiklerin ok olmuş sinerne batar" ya da "hasretinden prangalar eskittiın"" türündeki Türkçe ifadelerin bir yabancı dile çevirisi sanıldığı kadar kolay değildir. Sonuç olarak diller arasında birtakım evrensellikler vardır ama, bunun sonsuz ve çok kapsayıcı olduğunu varsaymak olanaksızdır. İnsan topluluklarının evrensel anlamda sahip oldukları iletişim dizgelerinin önemini vurgulamak için, kısa bir süre önce izlemiş olduğumuz 19 20 21 22 EYUBOGLU İ. Zeki (2000), a.g.y., s. 115. Bk. CHOMSKY Noam, "Linguistique", Encyclopedie Microsoft Encarta 98. (c) 1993-1997. HAGEGE Claude (1986), Structures des Langues, s. 26, P.U.F., Paris. DEMİR Ali (2000), "Şiir Çevirisi ve Ahmet ARiF'in Şiirlerinin Çevirisinde Karşılaştığ1m Güçlükler", I. Frankofoni Kurultayı Bildirileri, Mersin Üniversitesi, Mersin.

1961 Dr. Mehmet ÇİÇEK 1 Babylon adlı bir bilim-kurgu filminden örnek vermek istiyoruz: Yıl 2600'1ü yıllardır. Merkez üssü Dünya olan bir uzay gemisi keşif amacıyla Güneş Sistemi'nin dışına gönderilir. Bu uzay gemisi, ilk görevinde bilinmeyen bir uygarlıkla karşılaşır. Ortaya çıkan ilk sorun; bu iki apayrı yıldız siteminin ; kullanmakta olduğu dillere ilişkin gösterge sistemlerinin farklılığı ve dolayısıyla karşılıklı iletişim kurmanm neredeyse imkansız olmasıdır. Bilgisayarlar; kısa bir incelemeden sonra, bu yeni uygarlığa ait savaş gemilerinin, silahlarını aktif hale geçirdiklerini algılar ve karşı tarafm saldırı konumuna geçmekte olduğu yorumunu yapar. Keşif gemisinin kaptanı karşı tarafın saldırı hazırlığı içinde olduğunu düşündüğünden derhal ateş açılması emrini verir; ve bu emir adeta sonun başlangıcı olur. Çünkü artık olanlar olmuş ve tüm insan ırkını evrenden silebilecek galaksiler arası amansız savaşlar başlamıştır. Sonuçta, kısa bir süre içerisinde, milyonlarca insan yaşamını yitirir. Bir şekilde, bilgisayarlar aracılığıyla da olsa, bu iki farklı yıldız sistemine ait uygarlıklar arasında iletişim kurulduğunda; karşı taraf dünyalılara, neden bize durup durduk yerde ateş açtınız diye, sorar. Dünyalılar da eğer biz size saidırmasaydık siz bize saldıracaktınız, çünkü silahlarınızı harekete geçirdiğinizi algılamıştık, der. Oysa diğer yıldız sisteminin insanları son derece barışçıl ve savaştan hiç hoşlanmayan, silahlarını ise sadece kendilerine saldırıldığında kullanan bir uygarlıktır; ve onların dillerinde silahları harekete geçiriyormuş gibi yapmak şu andan itibaren güvenlik içerisindesiniz ve bizim korumamız altındasınız, endişefenecek hiçbir şey yok, hoş geldiniz anlamına gelmektedir. Filmin tüm konusunu, bu basit ama milyonlarca insanın canına mal olan gösterge sistemleri farklı iki dil arasındaki anlaşmazlığın neden olduğu savaşlar oluşturur. Sonuç olarak, evrensellik ve dil derken, elbette ki bu tür kurgusal şeylerden hareket etmiyoruz. Ama bir gün insanoğlu uzayın derinliklerine kadar gidebilse ve yeni uygarlıklarla tanışsa, acaba orada da kırmızı ışık Dur, yeşil ışık ise Geç anlamına ını gelirdi? Ya da kurukafa diye bildiğimiz ve tüm dillerde Dikkat tehlike var! anlamına gelen iskelet kafası., resmi göstergesel olarak yine aynı şeyi mi ifade ederdi, işte onu bilebilecek durumda değiliz. 6. Bir Bildirişim Dizgesi Olarak Dil Bilindiği gibi, dilin öncelikli işlevi insanlar arasında iletişimi sağlamaktır. Bildirişimde bulunma, yani iletişim kurma ve bilgi akışınm sağlanması sadece sesli ve/veya yazılı göstergeleri kullanan insan diline özgü değildir. İnsan dili kadar gelişmemiş ve onunla kıyaslandığında çok ilkel kalan başka iletişim dizgeleri de vardır. Sağır ve dilsizlerin kendilerine özgü alfabeleri ile yarattıkları bir dilden, hatta matematik ve bilgisayar

Dil Olgusuna Genel Bir Bakış 1 197 dillerinden söz etmek de mümkündür. Bu açıdan bakıldığında iki ayrı dil türü ile karşı karşıyayız : 1) Konuşulan Doğal Diller (Türkçe, İ!alyanca, Fransızca gibi... ) 2) Dil Dışı Sistemler (Trafik iş'aretleri, kimya dili, matematik dili ya da bazı hayvan türlerinin 23 kullandıkl~rı doğal olmayan bildirişim sistemleri gibi... ) Bu durumu bir çizirnle" gösterecek olurs:ık: Konuşulan Doğal Diller. (İngilizce ve Fransızca gibi konuşulan dilleri Dilbilim iııceler). 1 +----- Evrim geçirirler, sonsuz sayıda yeni yapı oluştururlar... Sonsuzdur (Her şeyi anlatabilir). Doğal Olırnyaiı Dil Sist~:nıeri. (Trafik, Bilgisayar, Mateımtik gi!j\,doğal o lımyan dil sistemlerini Göstergebilim 1 (5eniologie) inceler). ----+ 1' ' Ya hiç değişıre{;ler ya da tünüyle değişirler... Sınırlıdır (Belli şeyleri aıılatımya yararlar), / ;)' "Göstergelerden oluşımk ve bildirişimi sağlaımya yaraımk gibi ortak bir yönleri vardır". Çizimden de anlaşılacağı üzere "doğal diller" ile "doğal olmayan diller" arasında çok önemli farklılıklar vardır. Bu farklılıkların en önemlisi doğal dillerde bir iletişim niyetinin olması ve etkileşime açık bulunmasıdır. Oysa doğal dillerin dışında düşündüğümüz dil dışı sistemlerin kullandıkları göstergelerde, genellikle, ne bir niyet ne de karşılıklı bir etkileşim vardır: Bir hastanın 39 derece olan ateşi elbette doktora bir şeyler ifade eder ama, hiç kimse bu ateşin, bilinçli olarak hastanın durumunu doktora anlatmak niyetiyle kendiliğinden ortaya çıktığını söyleyemez. Ya da patlamak üzere olan bir fırtına, hava tahmin raporu hazırlayan bir uzmanla iletişim kurmak niyetiyle bunu yapmış değildir 25 23 24 25 Hayvanlar arasındaki bildirişimle insanlar arasındaki iletişim; temelde, birbirleriyle hiçbir benzerlik göstermezler. Ancak bu konuda arıların ayrıcalıklı bir yeri vardır. Ayrıntılar için bk.: BENYENISTE Emile (1966), a.g.y., s. 56-62,. Ayrıca bk.: VARDAR Berke (1998), Dilbilimin Temel Kavram ve ilkeleri, s. 60, Multilingual, İstanbul. KlRAN Zeynel (1986), a.g.y., s.22-23. Çizim, bu çalışmadan yararlanılarak oluşturulmuştur. Ayrıntılar için bk.: MOUNIN Georges (1987), a.g.y., s. 37-38.

1981 Dr. Mehmet ÇİÇEK.SONUÇ Dil, yüzlerce yıldan beri insanın üzerinde düşündüğü ve anlamaya çalıştığı bir olgu olmasına karşın, bir bilim dalı olarak ele alınması çok çok yenidir. Bu yeniliğe rağmen, çok önemli bir yol kat edildiği de ortadadır. Konuşma kurallarının dil, dilbilgisi çalışmalarının da dilbilim sanıldığı bir anlayıştan; bu gün terimler dizgesi oturmuş, diğer tüm bilim dallarının kendisinden görüş sorduğu bağımsız bir Dilbilim var artık. Bağımsızlığı ve diğer bilim daliarına kendinden bir şeyler katması yönüyle de, dilbilimin, ruhdilbilim (Fr./ Psycholinguistique), toplumdilbilim (Fr./Sociolinguistique) vb. gibi alt kümeleri de oluşmakta gecikmemiştir. Son söz olarak, dilbilim konularına ilgi duyanların yabancısı olmadığı, ancak doğrudan ilgili olmayanların yabancılık çektikleri bazı dilbilim terim ve kavramıarına kısaca da olsa değinememiş olınamızın önemli bir eksiklik olarak orta yerde durduğunu belirterek bitirelim. KAYNAKÇA AKSANDoğan, (1990), Her Yönüyle Dil (Ana Çizgileriyle Dilbilim) III cilt, Türk Dil Kurumu Yayınları 1439, Ankara. BAŞKAN Özcan (1967), Lenguistik Metodu, Çağlayan İstanbul. Kitabevi, BENYENISTE Bınile ( 1966), Problemes de Linguistique Generale-l, Calleetion TEL, Editions Gallimard, Paris. "BUSH'UN DİL OYUNU", 26.04.2001 tarihli Sabah Gazetesi. CHOMSKY Noam, "Linguistique", Encyclopedie Microsoft Encarta 98. (c) 1993-1997. ÇİÇEK Mehmet (2000), Le Probleme de la Place de l'adjectif Epithete en Français: Propositions Pour une Solution en Termes d' Enrichissements Locaux du Lexique par l' Enonciateur, Presses Universitaires du Septentrion. DEMİR Ali (2000), "Şiir Çevirisi ve Ahmet ARiF'in Şiirlerinin Çevirisinde Karşılaştığım Güçlükler", I. Frankofoni Kurultayı Bildirileri, Mersin Üniversitesi, Mersin. ERKMAN-AKERSON Fatma (2000), Türkçe Örneklerle Dile Genel Bir Bakış, Multilingual Yayınları, İstanbul. EYUBOGLU İ. Zeki (2000), Dilin Kapısı, Pencere Yayınları, İstanbul. HAGEGE Claude (1986), Structures des Langues, P.U.F., Paris. KIRAN Zeynel (1986), Dilbilim Akımları, Yabancı Diller Kitap ve Yayın Merkezi, Ankara.

Dil Olgusuna Genel Bir Bakış 1 199 KRISTEVA Julia (1981), Le Langage, Cet Inconnu (Une Initiation a la Linguistique), Editions du Seuil, Paris. MOUNIN Georges (1987), La Linguistique, Editions Seghers, Paris. ÖZDEM R. Hulusi (1944), Dil T1Jreyişi Teorilerine Toplu Bir Bakış, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara. ' PORZIG Walter, (1995), Dil Denen Mucize, (Çev. Prof. Dr. Vural ÜLKÜ), Türk Dil Kurumu Yayınları 1617, Ankara. SES Lİ Hüseyin (1968); "Muhteva Bakımından Dil ve Gerçek", Atatürk Üniversitesi Yayınları~ No:57, Erzurum.. ÜNAL Pakize (2000), "Reklam Metinlerinin Yabancı Dil Öğretiminde Kullanımı", I. Frankofoni Kurultayı Bildirileri, Mersin Üniversitesi, Mersin. VARDAR Berke (1998), Dilbilimin Temel Kavram ve İlkeleri, Multilingual, İstanbul.