Dr. Suat Erdoğan
Sfingozin türevi membran lipidleri Sfingolipidler Sfingomyelin Glikolipidler Kolesterol ve Steroidler
Bu tür lipidler gliserol içermezler Yapıda bir amino alkol olan sfingozin bulunur Sfingozin organizmada üretilir, 18 C lu, bir çift bağ ve 2 adet OH grubu bulunan amino alkoldür.
Sfingolipidler de fosfolipidler olarak isimlendirilir. Sfingolipidlerin de yapısındaki yağ açil grupları dokulara özeldir. Bu lipidlerde 2 tane apolar kuyruk ve bir polar baş içermektedirler.
Sfingozinin amino azotuna bir yağ asidinin amid bağı ile bağlanması suretiyle oluşmuş en basit sfingolipid SERAMİDdir. Seramiddeki primer alkol grubundaki H yerine başka grupların (X) gelmesiyle çeşitli SFİNGOLİPİDler oluşur. 6
8
Sfingolipidlerin en önemli örneğidir. En çok sinir dokuda, az oranda diğer hücre membranlarında bulunan yapısal lipidlerdir. Beyindeki fosfolipidlerin % 20 si sifingomyelindir. Myelin tabakasının etrafını sararak yalıtım görevi yaparlar. Sfingozin + Yağ asidi = Seramid + Fosforik asit + Kolin = Fosfokolin 9
Sfingomiyelinler de gliserofosfolipidler gibi Negatif yüklü fosfat grubu ve pozitif yüklü azotlu baz taşıdıkları için amfipatik bir yapıya sahiptirler Fizyolojik ph da nötraldirler H 3 C CH 3 N + CH 3 H 2 C H 2 C phosphocholine Sphingomyelin O O P O H 2 C sphingosine O fatty acid O H C NH C R OH CH CH HC ( CH 2 ) 12 CH 3
Karaciğer, dalak ve beyinde sfingomiyelin birikir. Metabolik bozukluk, sfingomyelini hidrolitik olarak yıkan sfingomyelinizdaz ın genetik eksikliğidir. Karaciğer ve dalak büyümesi, zeka geriliği ve erken ölüm görülür. 11
Temel olarak sfingolipidlere benzerler, En önemli farkları, fosforik asit içermezler.
Sfingozinin amino grubuna yağ asidinin bağlanmasıyla oluşan seramidin 1. karbonuna bir veya daha fazla şeker ünitesi β- glikozid bağı ile bağlanmıştır. Bu şekerler; D- glukoz, D- galaktoz ve N- asetil D- galaktozamindir. Yapılarında 22 ila 24 karbonlu yağ asitleri bulunur.
Glikolipidler de fosfolipidler gibi membranların temel lipidleridir ve membranın dış yüzeyinde yer alırlar. Hücresel etkileşim ve gelişimin düzenlenmesinde önemli rol oynarlar. Kan grubu antijenleri ve tümör antijenlerinin kaynağıdırlar. Ayrıca, kolera ve difteri toksinleri ve bazı virüsler için hücre yüzey reseptörü olarak görev yaparlar.
Kan grubu antijenleri
-Serebrozidler -Sülfatidler -Globozidler (seramid oligosakkaridler) -Gangliozidler 16
En çok beyinde ve sinirlerin myelin kılıfında bulunurlar. Çoğunlukla bir heksoz içerirler, bunlar seramid monoheksoz türevleridir. İçerdikleri monosakkaritin adına göre; a. Galaktoz içeren galaktoserebrozid b. Glukoz içeren glikoserebrozid
Serebrozidlerin yapısındaki şeker genellikle galaktozdur Serebrozidler, en fazla beyinde, omurilikte, dalakta, karaciğerde ve böbrekte bulunurlar. 18
Serebrozidlerde galaktozun 3. karbon atomuna bir sülfat kalıntısı bağlanmasıyla oluşmuşlardır. En çok beyin de bulunur. Karaciğer, dalak ve kemik iliğinde ise az miktarda bulunur. 19
Yapısal olarak serebrozidlere benzerler. Şeker içeriğince daha zengin kompleks glikolipidlerdir. Beynin gri maddesinde, sinir dokusunda, hücre zarlarının dış yüzeylerinde, eritrositlerin stromasında bulunur. Yapıları kesin olarak bilinmemekle beraber şu genel formülle özetlenebilir. seramid +(heksoz) 2 +heksozamin+siyalik asit
Karbonhidrat içeriğinin fazla olması nedeniyle genliozidler suda çözünen tek lipid sınıfı olma özelliği taşırlar. Nörotransmitter moleküllere bağlanarak impulsun iletiminde rol alırlar. Tetanoz toksini, kolera toksini ve grip virüsü gibi spesifik ajanlar için reseptördürler. Kan grupları ile ilgilidirler. Hücre bağışıklığında rol oynarlar.
Yapılarında yer alan şeker birimleri ve NANA nın sayılarına göre isimlendirilirler G harfi. gangliozidin kısaltılmış şekli Diğer harf (altta yazılan) moleküldeki sialik asit sayısı M..mono D di T tri Rakamlar ise kromatografik ayırımını göstermektedir
İnsan kan grupları belirleyicileri, bazı glikolipidlerdeki şeker gruplarıdır. 24
Gangliozidler, seramide bağlı çok sayıda şeker ünitesi içeren kompleks glikolipidlerdir. 25
26
Hayvansal orijinli ve biyomembranların esansiyel bileşenleridir. Plazmada lipoprotein yapıda yer alır. Öncül molekül: Karaciğerde üretilen safra asitleri, Adrenal bezler, gonadlar ve plasentada sentezlenen steroid hormonlar ve Vitamin D. Dokularda (beyin, eritrosit gibi) esterleşmemiş olarak bulunurlar. 27
Kolesterol, ilk kez 1775 yılında insan safra taşından izole edilmiştir, insan safrasında bol miktarda bulunur. 28
Kolesterol organik çözücülerde, sıcak alkolde, sıvı ve katı yağlarda çözünür. Beyaz kristalli, tatsız ve kokusuz bir maddedir. Elektrik iletkenliği çok düşüktür. Molekülünde 3 nolu karbondaki hidroksil grubu, yağ asitleriyle esterleşir ve kolesterol esterlerini oluşturur.
Merkezi sinir sisteminde yalıtım. İnsan ve hayvanlarda hücre membranları ve subsellüler partiküllerin yapısal elemanı. Kolesterol en çok sinir dokusu, adrenal bezler ve yumurta sarısında hem serbest halde hem de esterleşmiş halde bulunur. Antihemolitik etki. Serbest kolesterol, mikrozomlardaki bazı enzimlerin regülasyonuna katkı sağlama
Kolesterol deride oksitlenerek konjuge çift bağ içeren 7- dehidroksikolesterole dönüşür. 7-dehidroksikolesterol UV ışığına maruz kalırsa kolekalsiferol (previtamin D 3 ) oluşur. Karaciğer ve böbrekte hidroksilasyon reaksiyonları ile 1,25-(OH)2 kolekalsiferol (Vit D) sentezlenir.
Kolesterol, steroid hormonların ve safra asitlerinin ön maddesidir. 32
Steroid Hormonlar ü Hücrelerde kimyasal habercilerdir ü Cinsiyet hormonları ü Androjenler (testosteron) ü Östrojenler (estradiol) ü Progestagenler (Progesteron) ü Adrenokor=kal hormonlar ü Mineralokor=koidler (elektrolit dengesi ü Glukokor=koidler (glukoz düzenleyic
Vitamin D