II. ÜNİTE ÜLKEMİZDE NÜFUS Nüfus: Bir yerde yaģayan insan sayısı demektir. Nüfus Yoğunluğu: Km² ye düģen insan sayısına nüfus yoğunluğu denir. GENEL NÜFUS SAYIMLARI Osmanlı Devleti nde Nüfus Sayımı: 1831 de nüfus sayımı yapılmıģtır. Dönemin padiģahı II. Mahmut yenilikçi biriydi. Yeni kurduğu ordu için askerlik çağındaki Müslüman erkek sayısını bilmesi gerekiyordu. Böylece vergi vereceklerin sayısını da belirleyecekti. Ülkemizde Nüfus Sayımı: Yurdumuzda, düzenli nüfus sayımları cumhuriyetin ilanından sonra yapılmaya baģlanmıģtır. Bunlardan ilki 1927'dedir. 1935 ten sonraki sayımlar, 1990 yılına kadar her beģ yılda bir tekrarlanmıģtır. 1990 yılından sonra nüfus sayımlarının on yılda bir yapılması kararı alınmıģtır. Ancak ülke ihtiyaçları nedeniyle 30 Kasım 1997'de bir nüfus sayımı daha yapılmıģtır. 2006 yılında TC kimlik numarası ile birlikte adrese dayalı nüfus sayımı baģlamıģtır. Genel Nüfus Sayımı Ġle Neler Öğreniriz: Genel nüfus sayımları ile ülkemizde yaģayan insan sayısı belirlenir. Ayrıca, bu sayımlarla ülkemizin nüfus yoğunluğu, nüfusumuzun yaģ ve cinsiyet durumu, okuryazar olanlarla olmayanlar tespit edilir. Nüfusun öğrenim durumu, çalıģanlarla çalıģmayanların sayısı, medeni durumları ve daha birçok özelliği de bu sayımlarla ortaya çıkar. Nüfus Sayımı Ġle Elde Edilen Bilgiler Ne ĠĢe Yarar: Yurdumuzda yapılan nüfus sayım sonuçlarına dayanarak devlet, gerekli gördüğü konularda önlemler alır. Halkın sağlık, iģ, eğitim, beslenme, konut vb. alanlardaki gereksinimlerini, bu sayımlardan çıkan sonuçlara göre belirler ve gidermeye çalıģır. Örneğin nüfus artıģ hızının tespit edilmesiyle 10 yıl sonraki derslik ihtiyacı tahmin edilir. Buna göre bütçeden yıllık ödenek ayrılır. Nüfus Sayım Sonuçlarını Kim Değerlendirir: Nüfus sayımlan, yurdumuzun her yerinde aynı günde yapılır, sayımın sağlıklı yapılabilmesi için o gün sokağa çıkma yasağı uygulanırdı. Bütün illerden alınan bilgiler, Ankara'da Devlet Ġstatistik Enstitüsü (DĠE)'nde değerlendirilirdi. Adrese dayalı sistemle hem eve hapsolmaktan kurtulduk. Ayrıca 1926 yılında Atatürk ün direktifi ile kurulan DĠE 2005 yılında Türkiye Ġstatistik Kurumu (TÜĠK) olarak değiģtirilmiģtir. YURDUMUZDA NÜFUSUN DAĞILIġI Atlaslarınızdaki Türkiye de Nüfusun DağılıĢ haritalarına bakarak aģağıdaki bilgileri karģılaģtırınız. Nüfusumuz ülkemizin her yerine eģit dağılmamıģtır. Bazı yerler çok kalabalık, bazı yerler tenhadır. Türkiye de Nüfusun DağılıĢını Hangi Faktörler Etkiliyor: Ekime, dikime, yerleģmeye ve ulaģıma elveriģli alanlar, nüfusun yoğunlaģtığı yerlerdir. Ayrıca madenciliğin, sanayinin ve ticaretin geliģtiği yerler ile kıyılarımızın bazı kesimleri de nüfusun yoğun olduğu alanlardır. Buna karģılık yerleģmeye ve tarıma elveriģli olmayan dağlık alanlar, yurdumuzun seyrek nüfuslu yerleridir. Bundan baģka, denizin ılıtıcı etkisinden uzakta kalan ve yeterli yağıģ alamayan yerler de yurdumuzun seyrek nüfuslu alanlarını oluģturur. Buralarda kıģ mevsimi uzun ve Ģiddetli geçmekte, buna bağlı olarak üründe çeģitlilik ve verim azalmaktadır. Bölgelerimizde Nüfusun DağılıĢı: Yurdumuzda nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu yerler, Marmara Bölgesi'ndedir. Bunun baģlıca nedenleri; baģta sanayi olmak üzere, bölgenin ulaģım, ticaret ve hizmet sektörleri ile tarım üretiminde büyük geliģme göstermesidir.
Ege Bölgesi'nde kıyı ovaları ve akarsular boyunca içeriye doğru uzanan çukur alanlarda da nüfus yoğundur. Buna karģılık bölgenin iç kesimlerindeki dağlık yerler seyrek nüfusludur. Akdeniz Bölgesi'nde nüfusun yoğunlaģtığı yerler, daha çok kıyı kesimindeki ovalardır. Çukurova bunların en önemlisidir. Kıyı kesiminden sonra bölgeyi baģtan baģa kaplayan Toros Dağları, iç kesimlerde nüfusun tenha olmasına yol açmıģtır. Toroslar tarıma, yerleģmeye ve ulaģıma elveriģli değildir. Karadeniz Bölgesi'nde nüfus dağılıģı oldukça düzensizdir. Bölgenin kıyı Ģeridi, özellikle doğu kesimi, Türkiye'nin yoğun nüfuslu yerlerindendir. Bunun baģlıca nedeni, tarıma elveriģli toprakların kıyı Ģeridinde yoğunlaģmıģ olmasıdır. Ayrıca, her mevsim yeterli yağıģ alması ve elveriģli iklimi de bu ovalardan bol ürün elde edilmesini sağlamıģtır. Buna karģılık kıyı Ģeridinin hemen gerisinde uzanan dağlık kesimde nüfus seyrektir. Ancak bölgenin orta kesiminin kıyı gerisi yoğun nüfusludur. Çünkü, buradaki dağlar fazla yüksek değildir. YeĢilırmak boyunca uzanan verimli ovalar geniģ yer tutar. Karadeniz Bölgesi'nin batı kesiminde tarım etkinliklerinin fazla olduğu iç ovalar ile sanayinin geliģtiği kıyı kesimleri nüfus bakımından yoğun yerlerdir. Ġç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu, karasallık (uzun soğuklar, az yağıģ, don olayları vb) sebebiyle seyrek nüfuslanmıģtır. Ġç Anadolu'da, Konya Ovası, Tuz Gölü çevresi ile dağlık alanlar, nüfusun en tenha olduğu yerlerdir. Buna karģılık, baģkent Ankara ve çevresi ile bazı büyük kentlerin (Konya, Kayseri, EskiĢehir vb.) çevresi iģ olanaklarının elveriģli olması nedeniyle yoğun nüfusludur. Güneydoğu Anadolu'da ise nüfus daha çok ekim ve dikime elveriģli alanların bulunduğu Diyarbakır Havzası, Mardin EĢiği ve dağların eteklerinde toplanmıģtır. Doğu Anadolu nüfus yoğunluğu az olan bölgemizdir. Yurdumuzun en geniģ bölgesi olan Doğu Anadolu'da nüfus, daha çok çukur ovalarda toplanmıģtır. Bölgenin, yüksek ve engebeli arazi ile Ģiddetli karasal iklime sahip olması, bu sonucu ortaya koyan en önemli etkenlerdir. Kdz Ereğli de Nüfus Yoğunluğu: Kdz Ereğli de nüfus yoğundur. Bu duruma yol açan özel etkenler: 1.Türkiye nin taģ kömürü havzası içinde Ereğli önemli bir yer tutmaktadır. TaĢ kömürü üretimi madencilik ve buna bağlı sanayiyi geliģtirmiģtir. 2.Erdemir Fabrikası Türkiye nin en büyük demir-çelik fabrikasıdır. Binlerce kiģiye doğrudan ve dolaylı iģ imkânı sağlar. 3.Doğal liman ile sonradan yapılan limanlar deniz ulaģımını tarihten beri kolaylaģtırır. 4.Düzce yoluyla Türkiye nin her yanına karadan ulaģabilirsiniz GÖÇLER Ġç Göçler: Ġç göçler 1950 den sonra ulaģımın geliģmesi ve sanayileģme ile artıģ göstermiģtir. Ġç Göçün (Köyden Kente) Sebepleri: Kır yerleģmelerinde: 1.Nüfus hızlı artar. 2.Tarım alanları miras yoluyla küçük parçalara ayrılır. 3. Tarımda makineleģme ile iģsizlik çoğalır. 4. Eğitim hizmetleri, alt yapı hizmetleri yetersizdir. 5. Kan davaları ve terör göçe sebep olur. 6. Ġklim ve yer Ģekilleri özellikle Doğu Anadolu da hayatı zorlaģtırır. 7.Sağlık hizmetleri yetersizdir. 8.ĠĢ imkânları sınırlıdır.
Kentler ise eğitim sağlık, hizmet ve modern yaģam açısından çekicidir. Köyden Kente Göçün Sonuçları: 1. Nüfusun dağılıģında dengesizlik olur. 2. Yatırımların dağılıģında dengesizlik olur. 3.. ĠĢsizlik ortaya çıkar. 4. Konut sıkıntısı, gecekondulaģma olur. 5. Sanayi tesisleri (fabrikalar) kent içinde kalır. 6. Çevre sorunları artar. 7. Trafik, eğitim-sağlık problemleri olur. 8. Alt yapı hizmetlerinin götürülmesi zorlaģır. 9. Kültür çatıģması olur. 10. Kır kesimlerindeki yatırımlarda verimsizlik olur. Köyden Kente Göçü Önlemek Neler Yapabiliriz: Kırlarda: 1. Sulamalı tarım yaygınlaģtırılmalı, 2. Modern tarım yöntemleri yaygınlaģtırılmalı. 3. Besi ve ahır hayvancılığı geliģtirilmeli. 4. Eğitim sağlık hizmetleri geliģtirilmeli. 5. Tarıma dayalı sanayi kolları geliģtirilmeli 6. Alt yapı hizmetleri geliģtirilmeli (yol,su, elektrik, haberleģme). DıĢ Göçler: Ülkeler arasında yapılan göçlerdir. DıĢ Göçlerin Nedenleri : 1.SavaĢlar, baskı, zulüm, tehdit: Batı Trakya daki soydaģlarımız Yunan ve Bulgar hükümetlerinin baskıları sonucunda ülkemize göçmüģlerdir. 2.Doğa afetleri (Depremler, salgın hastalıklar, kıtlık gibi) dünyanın özellikle az geliģmiģ coğrafyalarında etkilidir. 3.Geçim sıkıntısı dıģarıya göçe sebep olur. 1970 li yıllarda Almanya ya iģçi olarak giden Türklerin sayısı bugün Almanya nüfusunun % 5 ine ulaģmıģtır. 4.Sınırların değiģmesi nüfusu artırır. Hatay 1939 yılında Türkiye ye katılmıģtır. 5.Uluslar arası antlaģmalarla sağlanan nüfus değiģimi de dıģ göçe örnektir. Cumhuriyetimizin kurulduğu ilk yıllarda Türkiye de yaģayan Rum nüfusu ile Batı Trakya da yaģayan Türk nüfusu değiģtirmiģtik. Bu olaya nüfus mübadelesi denir. (Mübadele=değiĢ tokuģ) DıĢ Göçlerin Sonuçları: 1.Ülkeler arası ekonomik iliģkiler geliģir. Ġpek Yolu üzerinde tarih boyunca yapılan göçler devletlerarası ekonomik iliģkilerin en önemli konusu olmuģtur. 2.Kültür alıģveriģi olur. Ġpek ve Baharat yolu sayesinde doğunun zenginlikleri Avrupa ya taģındığı gibi doğu kültürünün özellikleri de taģınmıģtır. Mezopotamya uygarlıklarından olan Asurlular, Anadolu da kurdukları ticaret kolonileri ile yazıyı Anadolu ya taģımıģlardır. 3.Turizmin geliģmesine katkı sağlar. 4.Döviz girdisi artar. 5.ĠĢsizlik kısmen azalır. 6.Aileler bölünür. 7.Göç alan ülkede nüfus artar. Beyin Göçü: Eğitimini ve kariyerini yurt dıģında devam ettirenler örnek verilebilir. Mevsimlik Göç: ġırnak, Mardin gibi illerimizin taģra kesimindeki fakir kısmı, hasat mevsiminde Çukurova ya gelip ürün toplar. Bu durum birkaç ay sürebilmektedir. Hasat mevsimi sona erdiğinde tarım iģçileri memleketlerine geri dönerler.
YURUDUMUZDA NÜFUS ARTIġININ SEBEPLERĠ ve SONUÇLARI Nüfus artıģı, sınırları belli bir alanda, belirli bir süre içerisinde insan sayısında meydana gelen artıģtır. Yurdumuzda nüfus artıģının temel sebebi doğum oranının ölüm oranından fazla olmasıdır. Bunun yanında tıp alanındaki ilerlemeler, sağlık hizmetlerinin geliģmesi ve az da olsa dıģarıdan ülkemize yapılan göçler nüfus artıģını sağlayan diğer etkenlerdir. Yurdumuzda ilk düzenli nüfus sayımı 1927 yılında yapılmıģ, bu yılda nüfusumuz 13,6 milyon olarak tespit edilmiģtir. 1990 yılında yapılan sayımda ise nüfusumuz 56,4 milyon olarak belirlenmiģtir. En son 2000 yılında yapılan sayımda ise nüfusumuz 67 milyonu geçmiģtir. Buna göre, geçen süre içerisinde nüfusumuz 4 katından fazla artmıģtır. Buna dayalı olarak ülkemizdeki nüfus yoğunluğu da 18 kiģiden 88 kiģiye yükselmiģtir. ġu anda nüfusumuz 70 milyonun üzerindedir. Ülkemizdeki nüfus artıģı, sayım dönemlerine göre farklılıklar göstermektedir. En düģük nüfus artıģı 1940-1945 döneminde yaģanmıģtır. Bu düģüģün nedenini, bu dönemin II. Dünya SavaĢı yıllarına rastlamasıyla açıklayabiliriz. Yurdumuz bu savaģa girmemiģtir. Ancak bir saldırı olasılığına karģı erkek nüfusun pek çoğu silah altına alınmıģ, bu durum evlenmeleri azaltmıģ, dolayısıyla doğum olayını yavaģlatmıģtır. Ayrıca sağlık ve beslenme koģullarındaki bozulmaya paralel olarak ölümlerin artması da nüfusumuzdaki artıģ hızını azaltmıģtır. SavaĢ sonrası dönemde, ülkemizdeki nüfus artıģ hızı yeniden yükselmiģtir. Bunun nedenleri, sağlık koģullarındaki düzelme, salgın hastalıkların büyük ölçüde önlenmesi ve hayat seviyesinin yükselmesidir. Bugün ortalama nüfus artıģ hızımız %1,8 civarındadır. Nüfus ArtıĢ Hızı Ülkemizi Nasıl Etkiler: Yurdumuzda nüfus artıģ hızının çok düģük veya çok yüksek olması, önemli sorunları da beraberinde getirmektedir. Nüfus artıģ hızının düģük olması; yaģlı nüfusun fazla, çalıģma çağındaki nüfusun az olmasına neden olur. Yurdumuzdaki nüfus artıģ hızı yüksektir. Bu hıza ayak uydurup yatırım yapamadığımız için kalkınma hızımız düģüktür. ÇalıĢan nüfusun yükü de genç nüfusun fazla olması sebebiyle ağırlaģtırmaktadır. Nüfus artıģı hızımıza paralel bir yatırım ve kalkınma gerçekleģtiremediğimiz için iģsizlik artmakta, gelir dağılımında dengesizlik meydana çıkmaktadır. Nüfus artıģ hızının dengede tutulması için artan nüfusa paralel yatırımlar yapamıyoruz. Yurdumuzda aile planlaması çalıģmaları yapılmaktadır. Böylece herkesin bakabileceği kadar çocuk sahibi olmasına çalıģılmaktadır. Buna dayalı olarak nüfusumuz, daha sağlıklı, daha iyi eğitilmiģ ve daha iyi olanaklara sahip bireylerden oluģacaktır. YURDUMUZDA NÜFUS KAYBININ SEBEPLERĠ Ve SONUÇLARI Yurdumuzda nüfus kaybını oluģturan etmenlerin baģında, 1.Kır kesimlerinde ana ve bebek ölümlerinin yüksek olması, 2.Trafik kazalarının çokluğu, 3.Salgın hastalıklar ve doğal afetlerin fazlalığı ile 4.SavaĢ ve dıģ göçler gelmektedir. Nüfus kaybının önemli etmenlerinden olan trafik kazaları da yurdumuzda son yıllarda artıģ göstermiģtir. Bu kazalar sonucunda pek çok vatandaģımız yaģamını yitirmekte, pek çoğu sakat kalmakta ayrıca büyük maddi zararlar meydana gelmektedir. Bu kazaların oluģumunda özellikle sürücü, yaya ve yolcu olarak insan faktörünün çok büyük payı vardır. Bazı kara yollarımızın, artan trafiğe cevap verememesi de önemli bir etkendir.
Tifo, tifüs, dizanteri, kızıl, kızamık, salgın menenjit, verem, difteri, bulaģıcı sarılık, kolera vb. pek çok salgın hastalık da nüfus kaybına neden olmaktadır. Bütün bu bulaģıcı hastalıklar, insana birtakım yollarla bulaģır ve ölümlere neden olur. BulaĢıcı hastalıkların baģkalarına geçmeden ortaya çıktığı anda önlenmesi ve insan kaybına neden olmaması alınacak bazı tıbbi tedbirlerle mümkündür. Doğal afetlerden olan depremler, sel baskınları, çığ düģmeleri ve yer kaymaları ile yangınlar da yurdumuzda az da olsa nüfus kaybına neden olan etmenlerdendir. Türkiye deprem kuģağı üzerinde yer alan bir ülkedir. Bu nedenle yurdumuzda yer yer değiģik Ģiddetlerde depremler olmaktadır. Nüfus kaybına neden olan diğer bir etmen de savaģtır. SavaĢlar çeģitli nedenlerle ortaya çıkar. ÇatıĢma sonucunda pek çok insanın yaģamını kaybetmesi, o ülkede nüfus kaybına neden olmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Ulu Önder Atatürk'ün "Yurtta sulh, cihanda sulh." ilkesine bağlı kalarak zorunlu olmadıkça herhangi bir savaģa girmemektedir. Aynı zamanda savaģa neden olacak durumlardan kaçınmaktadır. Daha çok ekonomik nedenlerle gerçekleģen dıģ göçler de yurdumuzda nüfus kaybına sebep olmaktadır. Ülkemiz nüfusunun artıģına paralel olarak ekonomik imkânlarımızın ve iģ olanaklarının artırılması ile bu durum önlenebilir. EĞĠTĠM HAKKI Anayasamızın 42. maddesi eğitim hakkını tanımlarken aynı zamanda bu hakkın kullanım Ģeklini göstermekte ve sınırlarını ve yasaklamaları ihtiva etmektedir. Buna göre anayasal ilkeler Ģunlardır: 1. Kimse, eğitim ve öğretim hakkından mahrum tutulamaz. 2.Bu hakkın kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir. 3.Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaģ bilim ve eğitim esaslarına göre, devletin gözetimi ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz. 4.Bu hakların kullanılması ve hürriyeti anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz. 5.Ġlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaģlar için zorunludur ve devlet okullarında parasızdır. 6.Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı oldukları esaslar, devlet okulları ile eriģilmek istenen seviyeye uygun olarak, kanunla düzenlenir. 7.Devlet maddi imkânlardan mahrum baģarılı öğrencilerin öğrenimlerini sürdürebilmesi için gerekli yardımları yapar ve özel eğitime muhtaç kiģiler için topluma yararlı kılacak tedbirleri alır. 8.Eğitim ve öğretim kuruluģlarında sadece bu faaliyetler yürütülür ve bu faaliyetler engellenemez. 9.Türkçe den baģka bir dil Türk vatandaģlarını ana dil olarak öğretilemez yabancı dillerin eğitimi hususu kanunla düzenlenir. ÇALIġMA HAKKI ve ÖDEVĠ Anayasamızın 49. maddesi çalıģma hakkını tanımıģtır. Bu maddeye göre ÇalıĢma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalıģanların hayat seviyesini yükseltmek, çalıģma hayatını geliģtirmek için çalıģanları korumak, çalıģmayı desteklemek ve iģsizliği önlemeye elveriģli ekonomik bir ortam yaratmak için gerekli tedbirleri alır. ÇalıĢanların insan onuruna yaraģan asgari bir yaģam seviyesine ulaģması içinde adil bir ücret elde etmeleri gerekir. Anayasamızın 55 inci maddesinde bu konu düzenlenmiģtir. 55 inci madde der ki Ücret emeğin karģılığıdır. Devlet, çalıģanların yaptıkları ise uygun adaletli bir
ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır. Asgarî ücretin tespitinde ülkenin ekonomik ve sosyal durumu göz önünde bulundurulur ÇalıĢan ve yeterli ücret alan insanların, yarın yaģlılık, hastalık, sakatlık, iģsizlik gibi sebeplerle çalıģamayacak duruma düģtüklerinde, sosyal güvenlik haklarının tanınmıģ ve gerçekleģtirilmiģ olması gerekir. Sosyal Güvenlik Kurumlarımız: SSK:ĠĢçi Emekli Sandığı:Memur Bağkur:Esnaf vb. YERLEġME ve SEYAHAT ÖZGÜRLÜĞÜ 1982 ANAYASASI MADDE 23: Herkes, yerleģme ve seyahat hürriyetine sahiptir. YerleĢme hürriyeti, suç iģlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik geliģmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleģmeyi gerçekleģtirmek ve kamu mallarını korumak; Seyahat hürriyeti, suç soruģturma ve kovuģturması sebebiyle ve suç iģlenmesini önlemek; Amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir. (DeğiĢik: 3.10.2001-4709/8 md.) VatandaĢın yurt dıģına çıkma hürriyeti, vatandaģlık ödevi ya da ceza soruģturması veya kovuģturması sebebiyle sınırlanabilir. VatandaĢ sınır dıģı edilemez ve yurda girme hakkından yoksun bırakılamaz.