18.Yüzyıl İngiliz Empirist Filozoflarında Dil ve Anlam Sorunları. Bilgi Anlayışları Üzerinden Bir Okuma



Benzer belgeler
FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

FELSEFE BÖLÜMÜ SOFİSTLER DERSİ DERS NOTLARI (3)

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

Matematik Ve Felsefe

Bilgisayar II, Bahar, Kültür Üniversitesi, İstanbul, Nisan

Temel Kavramlar Bilgi :

Yrd.Doç.Dr. CENGİZ İSKENDER ÖZKAN

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS Ön Koşul Dersler

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

Dersin Adı D. Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS003 IV Ön Koşul Dersler

4.HAFTA/KONU: IMMANUEL KANT IN ETİK GÖRÜŞÜ: İNSANIN DEĞERİ. Temel Kavramlar: Ahlak yasası, isteme, ödev, pratik akıl, maksim.

İÇİNDEKİLER 1. Bilim Tarihine Genel Bir Bakış / 1 2. Bilimde Paradigmalar ve Bilimin Doğası / Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı / 59

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ)

Fen - Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü

ÜNİTE:1. Felsefe Nedir? ÜNİTE:2. Epistemoloji ÜNİTE:3. Metafizik ÜNİTE:4. Bilim Felsefesi ÜNİTE:5. Etik ÜNİTE:6. Siyaset Felsefesi ÜNİTE:7.

II.Ünite: KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI)

İktisat Tarihi I. 27 Ekim 2017

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV

BİLGİ KURAMINA GİRİŞ

6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

BILGI FELSEFESI. Bilginin Doğruluk Ölçütleri

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

Nazım Gökel. Kilis 7 Aralık Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümü, (Dahili: 1410)

FARABİ DE BEŞ TÜMEL. Doktora Öğrencisi, Sakarya İlahiyat Fakültesi, İslam Felsefesi Bilim Dalı,

ÖDEV ETİĞİ VE İMMANUEL KANT

Modern Felsefenin Kısa Tarihi

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK)

Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ. Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi

YAPAY ZEKA VE BELLEK. Aziz F. Zambak. Hafıza Çalıştayı Nesin Matematik Köyü, Şirince Ekim 2011

Not. Aşağıdaki Kant la ilgili notlar Taylan Altuğ un Kant Estetiği (Payel Yayınları, 1989) başlıklı çalışması kullanılarak oluşturulmuştur.

VARLIKBİLİMSEL KANIT ÜZERİNE KANT IN DÜŞÜNCESİ

ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri

EĞİTİMİN FELSEFİ TEMELLERİ. 3. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

BİLGİ KURAMI DERS NOTLARI DİL VE TARİH-COĞRAFYA FAKÜLTESİ, FELSEFE BÖLÜMÜ

AŞKIN BULMACA BAROK KENT

Yapılandırmacı anlayışta bilgi, sadece dış dünyanın bir kopyası ya da bir kişiden diğerine geçen edilgen bir emilim değildir.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi nde. Lisans Düzeyinde Etik Eğitimi

Yılmaz Özakpınar İNSAN. İnanan BIr Varlık

ÖZGEÇMİŞ. : / 2233 (ofis); (cep) : zekiyekutlusoy@maltepe.edu.tr

EĞİTİM FELSEFESİ KISA ÖZET KOLAYAOF

FELSEFİ ATOMCULUKTAN MANTIKSAL ATOMCULUĞA ANALİTİK FELSEFENİN KİMYASI. Arş. Gör. Kemal BAKIR

ÖZGEÇMİŞ. Doçent / YÖK Üniversiteler Arası Kurul / Felsefe: Epistemoloji ve Etik / 2006

Mesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 1 Sorumluluk-Ahlak-Etik-Etik Teorileri

MALTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Güz Yarıyılı. TIP İÇİN FELSEFE PHL 154 AKTS Kredisi:2 2. yıl 1. yarıyıl Lisans Seçmeli 2 s/hafta 2 kredi

03 Temmuz 2013 tarih ve 51 sayılı Üniversite Senato toplantısının 1 nolu karar ekidir.

İÇİNDEKİLER 1: DİL VE DÜŞÜNCE ARASINDAKİ İLİŞKİ...

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS. Seçmeli. Bu dersin sonunda öğrenci; 1. Ogrenciler bilimin doğasını anlar.

Tanrının Varlığına İlişkin Argümanlar Atölye Çalışması (20-21 Mayıs 2011)

DERS ÖĞRETİM PLANI. Prof. Dr. Yaşar AYDINLI

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FELSEFEYE GİRİŞ DKB

FELSEFE BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ I.YARIYIL DERSLERİ

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ 8 YARIYILLIK (DÖRT YIL) DERS PROGRAMI (YENİ DÜZENLEME)

Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 11.Hafta ETİK KAVRAMI, ETİĞİN SINIFLANDIRILMASI VE ETİK KURAMLARI (TEORİLERİ) Dr.

BİLGİ VARLIK İLİŞKİSİ VE DEĞİŞİM PROBLEMİ. -İki Gizli Müttefik: PARMENİDES ve HERAKLEİTOS-

İSMAİL VATANSEVER ETİK VE BİYOETİK KAVRAMLARININ KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ İLE İLİŞKİSİ

KANT FELSEFESİNDE PRATİK AKLIN ÖZGÜRLÜK POSTULATI

Duysal Sistemlerin Genel Özellikleri, Duysal Reseptörler. Dr. Ersin O. Koylu E. Ü. Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ 8 YARIYILLIK DERS PROGRAMI (İNG. KAPANDIKTAN SONRA)

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar

FELSEFİ YAPIDA EĞİTİM MODELLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS

Önermelerin doğru veya yanlış olabilmesine doğruluk değerleri denir.

İÇİNDEKİLER. Yedinci Baskıya Önsöz 15 İkinci Baskıya Önsöz 16 Önsöz 17 GİRİŞ 19 I. BÖLÜM FELSEFE ÖĞRETİMİ 23

AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI

Ders İzlencesi Eğitim Yılı ve Güz Dönemi Program adı: ÇOCUK GELİŞİMİ PROGRAMI

T. C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İNSAN HAKLARI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI Bahar Yarıyılı

İÇİNDEKİLER. Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık 28

1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar. 2.Sanat ve Teknoloji. 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili. 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

DOĞRU BİLGİNİN ÖLÇÜTÜ PROBLEMİ: Doğruluk Kuramları. Bütün dillerdeki bütün doğru lar ortak bir özü paylaşırlar mı?

Editörler Prof.Dr.Işıl Bayar Bravo & Doç.Dr.Mustafa Yıldız MODERN MANTIK

1.Tarih Felsefesi Nedir? 2.Antikçağ Yunan Dünyasında Tarih Anlayışı. 3.Tarih Felsefesinin Ortaçağdaki Kökenleri-I: Hıristiyan Ortaçağı ve Augustinus

Ekolojik Tasarımlar ve Sanat

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir?

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ. Motivasyon Motivasyon Teorileri - 3 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Yakın Çağ da Hukuk. Jeremy Bentham bu dönemde doğal hukuk için "hayal gücünün ürünü" tanımını yapmıştır.

Çağdaş Siyaset Kuramları (KAM 401) Ders Detayları

Psikolojinin Felsefi Temelleri (PSY 112) Ders Detayları

a) Doğru Bilginin Kaynağı Problemi

Süreklilik Göstergesi. Kavram Haritaları. Etkileşim Göstergesi. Problem/Çözüm Göstergesi Karşılaştırma Matrisi. (Anlam Çözümleme Tablosu)

ESTETİK; Estetiğin konusu olarak güzel;

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Siyasal Düşünceler Tarihi PSIR

İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal

Türk-Alman Üniversitesi. Hukuk Fakültesi. Ders Bilgi Formu

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar

İÇİNDEKİLER BÖLÜM - I

T.C. NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı İLGİLİ MAKAMA

Ben Neyim? Şahabettin Yalçın * What am I? B E Y T U L H I K M E A n I n t e r n a t i o n a l J o u r n a l o f P h i l o s o p h y

Sanatsal Güzel, Estetik Yargı ve Toplumsal Geçerlilik Mersin Üniversitesi, Mart 2011

HUKUK FELSEFESİ AÇISINDAN YARARCILIK TEORİSİNİN ELEŞTİRİSİ

Estetik (MTT194) Ders Detayları

Transkript:

1 18.Yüzyıl İngiliz Empirist Filozoflarında Dil ve Anlam Sorunları Bilgi Anlayışları Üzerinden Bir Okuma M i n e K A Y A K E H A

2 1 8. Y ü z y ı l v n g i l i z E m p i r i s t F i l o z o f l a r ı n d a D i l v e A n l a m S o r u n l a r ı Y a z a r M i n e K a y a K E H A I. B a s k ı 2 0 1 1 B a s k ı C a n t e k i n M a t b a a s ıa l t ı n b a M a h. A t a k e n t S o k. N o : 4 / 1 W s k- i At Nl Ke Ar R A T e l : 0 3 1 2 3 8 4 3 4 3 5 Y a y ı n c ı P e g e m A k a d e m i S a l ı k S o k. 1 7 / A Y e n i-ae Nh Ki Ar R A T e l : 0 3 1 2 4 3 4 5 4 2 4 0 3 1 2 4 3 4 5 4 0 8 B e l g e ç : 0 3 1 2 4 3 1 3 7 3 8 I S B N : 9 7 8-6 0 5-3 6 4-1 9 8-8 D i z g i - G r a f i k T a s a r ı m P e g e m Y a y ı n c ı l ı k Yayının Tüm Hakları Yazara Aittir

3 İÇİNDEKİLER İçindekiler... 3 Önsöz... 7 Giriş... 9 I. BÖLÜM JOHN LOCKE FELSEFESİNDE DİL VE ANLAM SORUNLARI İdeaların Sınıflandırılması ve Gerçeklikle Bağıntısı... 23 İdeaların Açık-Karanlık ve Seçik Bulanık Olma Durumları... 46 Sözcükler ve İdealar... 63 Sözcükler ve Gerçeklikler... 78 Gerçek ve Adsal Özler... 94 Dilin Kötü Kullanımı ve Düzeltme Yolları... 112

4 II. BÖLÜM GEORGE BERKELEY FELSEFESİNDE DİL VE ANLAM SORUNLARI İdeaların Kaynağı... 122 İdea ve Gerçeklik İlişkisi... 143 Sözcükler ve İdealar... 146 Dilin İşlevi... 157 Dilin Yanlış Kullanımı ve Düzeltme Yolları... 168 III. BÖLÜM DAVİD HUME FELSEFESİNDE DİL VE ANLAM SORUNLARI İzlenim ve İdealar... 175 İdealar ve Sözcükler... 185 Soyut İdealar veya Genel Kavramlar... 187 Töz Kavramı ve Anlamı... 195 Kişisel Özdeşlik Kavramı ve Anlamı... 198 Nedensellik Kavramı ve Anlamı... 205 Hume un Şüpheciliği... 222

5 Mine KAYA KEHA (Yrd. Doç. Dr.) 1973 yılında Erzurum da dünyaya geldi. 1992 de Erzurum Lisesi ni, 1996 da Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünü bitirdi. Aynı bölümde 2006 yılında felsefe doktoru unvanını aldı. 1998 yılından beri aynı bölümde görev yapmaktadır. Evli ve bir çocuk annesidir. Çalışma alanı modern felsefe olup, Bilgi Teorisi ve Bilim Felsefesi alanında çalışmalarını sürdürmektedir. Çalışma konuları genelde; John Locke, George Berkeley, David Hume, Immanuel Kant ın bilgi felsefeleri ile Thomas Kuhn, Paul Feyerabend, Karl Popper ve Imre Lakatos un bilim felsefeleri ile ilgilidir.

6

7 ÖNSÖZ Dil felsefesi yeni bir disiplindir ama dil felsefesi soruları her felsefe sorusu gibi Eskiçağdan beri şu ya da bu biçimde sorulup, yanıtları aranan sorulardır. 18. Yüzyıl İngiliz Empirist Filozoflarında Dil ve Anlam Sorunları adlı eserde, onsekizinci yüzyıla damgasını vuran ünlü empiristlerden Locke, Berkeley ve Hume un dil ve anlam sorunlarına ilişkin görüşlerini onların idea teorilerinden hareketle ortaya koymaya çalıştım. Her eserin bitmeyen bir süreç olduğu düşünüldüğünde, karşılaşılacak eksikliklerin daha sonraki basımlarda giderileceğini umuyorum. Kitabın yayınlanmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Kitabın felsefe ile ilgilenen tüm okuyuculara katkı sağlamasını diliyorum. Mine KAYA KEHA 2011

8

9 GİRİŞ Dil felsefesi en genel anlamda, dili tüm boyutlarıyla kavramsal bir analize tabi tutan, insanın dili kullanma etkinliği üzerinde yoğunlaşan bir felsefe disiplinidir. Dilin doğasını, kökenini, yapısını ve anlam problemini felsefi analiz yoluyla ele alan bağımsız araştırma alanıdır. 1 Dil felsefesinin gelişimini, üç ana çizgi doğrultusunda birbirinden ayırt etmek mümkündür. İlki, Wittgenstein ın çalışmaları ve özellikle onun ilk temel eseri Tractatus Logico- Philosophicus un yayınlanması ile başlayıp, Russel ve Carnap vasıtasıyla Quine ve öğrencisi Davidson a kadar uzanan çizgidir. Anlamın resim teorisi görüşünden yola çıkan bu anlayış, bir önermenin doğruluk koşulları problemi ve anlam-doğruluk ilişkisi üzerinde durmuştur. İkinci çizgiye de Philosophical Investigations adlı eseri ile, Tractatus ta ki anlamın resim teorisinden, kullanımsal anlam teorisine geçen Wittgenstein kaynaklık eder. Onun kaynaklık etiği bu yeni yaklaşımın kapsamı içinde J. Austin, P. Grice, P.F. Strawson ve J. Searle gibi düşünürler yer alır. Bu ana doğrultuda daha ziyade dilsel kulla-

10 nımla ilgili problemler üzerinde duran filozoflar, dünya ile dil arasındaki ilişkiyi tamamen bir tarafa atmamakla birlikte, anlam ile kullanım ilişkisini ele almış dilsel davranışın mahiyetini açıklamaya çalışmışlardır. Dil felsefesi içinde üçüncü ana çizgi Chomsky nin temsilciliğini yaptığı yaklaşımla belirlenir. Kullanımsal anlam teorisinden ve dilin amacının iletişim olduğu düşüncesinden vaz geçen Chomsky nin dil anlayışının temelinde insanın sentaktik bir hayvan olduğu fikri bulunur. Sentaktik anlam teorisine göre, dilin özü sözdiziminden oluşur. 2 Dil felsefesi yeni bir disiplindir ama dil felsefesi soruları her felsefe sorusu gibi Eskiçağdan beri şu ya da bu biçimde sorulup, yanıtları aranan sorulardır. Birkaç örnek vermek gerekirse, Platon Kratylos'ta adlar ile onların adlandırdıkları şeyler arasındaki ilişkinin doğal mı yoksa uzlaşımsal mı olduğunu tartışır. Aristoteles De Interpretatione'de seslendirdiğimiz adların zihinde olanların, yazdığımız adlarınsa seslendirdiğimiz adların uzlaşımsal simgesi olduklarını belirtir. Ortaçağ boyunca sözcüklerin kavram ve nesnelerle olan ilişkisi sorgu- 1 Cevizci, Ahmet. Felsefe Sözlüğü, Paradigma Yayınları, İstanbul, 2010, s. 450.

11 lanır. 17. ve 18. yüzyıllarda zihnin yapısı üzerine yazılan kitapların bir bölümü "Sözcükler Üzerine" dir. Ancak bütün bunlar, bilginin yapısı ve kaynağı konusunda sorulan sorulara yanıt verilmeye çalışılırken, dil ve anlam konusunda ortaya atılan birtakım görüşlerdir. Dil üstüne düşünüşün tarihi başta mantık olmak üzere bir bütün olarak felsefe tarihinden ayrılamaz. Geleneksel felsefe yapma tarzında bilgi, doğruluk, anlam, akıl gibi en önemli felsefe kategorileri üzerine düşünmek ile bu kategorileri dil yoluyla ifade etmek arasında bir ayrıma gidilmemiştir. Bu yüzden günümüzde çoğunlukla dil felsefesi başlığı altında yanıt aranan sorunların önemli bir bölümü geçmişte metafizik, bilgi kuramı, varlık bilgisi gibi temel felsefe dalları altında ele alınmışlardır. Bundan da anlaşılacağı üzere, felsefe tarihinde dil ile zihin ya da dil ile dünya arasındaki ilişkinin doğasına dair ortaya bir öğreti koymamış felsefe okulu ya da filozof yok gibidir. Bu genel çerçeve içerisinde anlamla idea 3 ve anlamayla da birtakım zihinsel imgelere pasif bir biçimde sahip olma 2 Cevizci, a. g. e.,, s. 451. 3 Locke un idea terimini büyük oranda Descartes tan esinlendiği bir anlamda kullandığı görülür. Locke un nazarında, düşündüğümüz sırada müdrikemizin/anlama yetimizin objesi olan her şey mefhumlar, türler vb. her

12 arasında bir empirist eşitlik koyan anlayışın en önemli temsilcilerinden biri Locke dur. İngiltere de Locke, Fransa da Arnauld ve Port-Royal mantıkçılarının Aristoteles in sözcüklerin ideaların, ideaların da şeylerin işaretleri olduğu görüşüne geri dönüp, onsekizinci yüzyılda öznelci bir anlam görüşünün hakim olmasını sağladıklarını ifade etmek gerekir. Ortaçağ ın son dönemine damgasını vuran nominalizmin uzantısı olan öznelci görüşün en önemli savunucularından olan Locke un dil öğretisine göre bir sözcüğün anlamı, kişinin zihninde bir ideadan meydana gelir. Dolayısıyla zihinsel süreçler ve sözcüklerin anlamı kişiden kişiye değiştiği gibi aynı kişinin farklı zamanlardaki zihinsel durumuna göre de değişebilir. Sözcüklerin anlamını bir takım zihinsel süreçlerle özdeşleştirmemiz durumunda, iletişim olgusunu nasıl açıklayabiliriz? İletişim için konuşmacıların aynı sözcüklere aynı anlamları atfetmeleri gerekir ki iletişim kurulabilsin. Ancak anlam eğer öznel bir zihinsel durum ise, iki kişinin aynı sözcükten şey- bir ideadır. Bununla birlikte, Descartes ın idea kavramını sadece aklî değil, aynı zamanda hissî/duyusal şeyleri de kapsayacak genişlikte kullanarak, onları da aklîleştirme teşebbüsüne mukabil, Locke bu kavramı, aklî her şeyi duyusal bir kaynağa bağlamaya imkân verecek bir manada kullanır.

13 aynı şeyi anlamaları için aynı zihinsel duruma sahip olmaları gerekir. Locke zihnimizde aynı ideaya sahip olmamız durumunda iletişim kurabileceğimizi söyler ama bunun nasıl gerçekleştiğini açıklamaz. 4 Deneyciliğin özünde bir anlam kuramı sunma çabasından daha çok bütün her şeyi açıklama savında olan metafizik bir dizge olması nedeniyle, bu dizgide doğal yolla türetilen anlam açıklamasının, deneyim olgusunun doğasını kavrama amacıyla temellendirildiği görülmektedir. Bu durumun en temel kanıtı, gerek Locke un gerekse Hume un idealar ile izlenimler arasında yaptıkları ayrıma bakılarak görülebilir. Birinci bölümde Locke un idea'yı merkeze koyan bilgi çözümlemesi, göstergeler öğretisi ortaya koyulacak. Bu doğrultuda Locke un sözcüklerin semantiğine yöneldiğini söylemek mümkündür. O, ideaların doğası kaynağı ve gerçeklikle ilişkisi üzerine araştırmasında, bilgi kuramının pek çok sorununun dile ilişkin sorunlar olduğunu görmüştür. Locke, düşüncenin epistemik yapısını açığa çıkartmaya dönük ideaların yeni yolu nun sözcükler ortamından geçtiğini görerek, bu iki düzey 4 Cevizci, a. g. e.,, s. 453

14 arasındaki bağı aydınlatmaya yönelir. Onun dil felsefesine açtığı kapıda, idealar ve sözcükler arasındaki içsel ve eşdeğerli bağıntı düşüncesi bulunur. Bu demektir ki, ideaları biçimlendirmek, sözcükleri anlamakla özdeştir, idealar sözcüklerin anlamıdır. Onun dil teorisinin odak noktası sözcükler ve idealar arasındaki anlam ilişkisidir. İdealar ve sözcükler, gerçekten var olan şeylerin ve olası eylemlerin birincil ve ikincil göstergeleridir. İkinci bölümde Berkeley in sözcüklerin anlam ve kullanımlarına ilişkin açıklamaları serimlenecek. Bu bölümde onun bu bağlamdaki açıklamalarını Locke un dil felsefesine karşı yönelttiği eleştiriler temel alınarak ortaya koymaya çalışılacak. Varoluşun doğa, anlam ve önemini anlama Berkeley in en temel sorunudur. Var olmak algılanmış olmaktır ifadesi duyulur şeyler vardır derken kullanılan var olma teriminin doğru bir çözümlemesinin sonucudur. İmmateryalist metafiziğini var olmak, algılanmış olmaktır esse est percipi teziyle temel-lendiren George Berkeley in, Locke un anlam teorisine itirazının temelinde, soyut ideaların mevcudiyeti konusundaki bir anlaşmazlık bulunmaktadır. Locke un anlam teorisinin aksine, Berkeley sözcüklerin sadece ve her kullanıldıklarında

15 soyut ideaların yerini tutmaya veya aynı anlamda, onlara işaret etmeye yaramadığı düşüncesindedir. Bazı sözcükler herhangi bir şeye gönderimde bulunmaz ama yine de anlamlıdırlar. Bu bakımdan Berkeley in nazarında anlamlılık, bir sözcüğün bir ideanın yerini tutması olgusuyla açıklanamaz ve açıklanmamalıdır. Üçüncü bölümde Hume un dilbilimsel teorisinin anlam teorisinin sınırları çizilmeye çalışılacak. Görüleceği üzere Hume anlam teorisini üç kavram üzerinde temellendirir. Algılama, izlenim ve idea. Anlam bu kavramların işlemleri neticesi ortaya çıkar. Algılama herhangi bir deneyim sonucu anlama kavuşur ve daha alt olan iki kavrama dayanır. İzlenim ve idea. Hume, algıların daha az canlı ve kuvvetli olanlarına, genel olarak idea veya fikir adını verirken, algıların öteki çeşidini ise ortak bir felsefi ad altında toplanmamış olmalarına karşılık, izlenim olarak adlandırır. İzlenim terimi ile işitme, görme, dokunma, aşk, kin, arzu ve irade gibi canlı algı topluluklarına işaret eder. İzlenim ve idea arasındaki, canlı ve soluk olmaları açısından ortaya konan fark Hume bakımından açık görünmektedir. Ancak esasında bu fark belirsizdir. Bu belirsizliği dikkate almaksızın Hume un koyduğu ayrımdan hareketle şu

16 sonucu çıkarmak mümkündür: a) İdea bir izlenimle ilişkilidir. (benzer) veya b) basit idealar bağlantılı (kopya etme) olduğu izlenimlerden türetilmiştir. Hume, a ya kırmızının koyu kırmızıya dönüşmesini, b ye de insan başlı at örneğini verir. Bir kişi asla insan başlı bir at görmemiş olabilir. Ama insan farklı izlenimleri birleştirerek bu ideayı oluşturabilir. Ve insan başlı at ideasına sahip olabilir. Aynı şekilde altın dağ, erdemli at gibi sayısız idea oluşturabilir. Hume un izlenimler ve idealar arasında koyduğu psikolojik ayrım, esasında dilbilimsel bir ayrımdır. Hume un soyut idealarla ilgili teorisi onun anlam empirisizmi ile ilgilidir. Sözcüğün anlamı dayandığı ideadır. İdea ise bir izlenimi izlemelidir. Eğer ideaya karşılık gelen bir izlenim yoksa o zaman sözcük anlamsızdır. Hume bununla birlikte nadir de olsa basit ideaların her zaman izlenimlerden kaynaklanmadığını da örneklerle ortaya koyar. Ama bunlar için genel kuralın, yani ideaların izlenimlerin zayıf ve soluk kopyaları olduğu kuralının değişmesinin gerekmediğini söyler. Bu nokta Hume un empirist anlam teorisinin en zayıf tarafıdır. Sözcüğün anlamı duyu verilerine/izlenime dolayısıyla zihinsel

17 bir imgeye bağlıdır. Hume un anlam teorisi imgesel/kopya olarak adlandırılabilir. Hume, soyut idealar fikrini, tüm ideaların izlenimlere geri götürülebileceği düşüncesi üzerine temellendirir. Berkeley soyut ideaların, belli bir ada eklenen tikel idealar olduğu görüşündedir. Hume da bu düşünceyi benimser. Ona göre, soyut düşünceler kendilerinde bireysel ve tikeldirler. Hume anlam teorisini test etmek için töz, kişisel özdeşlik ve nedensellik nosyonlarını inceler. Açıktır ki anlam ideanın bir izlenimi izlemesi, onun kopyası olması anlamına geliyorsa ki öyledir, bu durumda töz, kişisel özdeşlik ve nedensellik gibi kavramlar onun linguistik anlam teorisiyle açıklanamayacaktır.

18

I. BÖLÜM 19

20

21 JOHN LOCKE FELSEFESİNDE DİL VE ANLAM SORUNLARI

22

23 İDEALARIN SINIFLANDIRILMASI VE GERÇEKLİKLE BAĞINTISI Empirist bilgi teorisinin temel öğretilerini, yani zihinde doğuştan düşüncelerin bulunmadığı ve bilginin deneyimden üretildiği ilkelerini mekanik bir gerçeklik görüşüyle birleştiren John Locke modern felsefenin anlayışına uygun olarak, felsefesinde öncelikle bilgi konusunu ele almıştır. İnsan Anlığı Üzerine Bir Deneme nin I. kitabında Locke amacının, insan bilgisinin kaynağını, kesinliğini ve genişliğini, araştırmak olduğunu söyler. 5 Empirist bilgi anlayışının temellerini atma hazırlığı olarak Locke, önce doğuştan düşünceler kuramını bir yana atar. 6 Locke'un tezi, Descartes in doğuştan düşünceler öğretisine açık bir karşı çıkıştır. Her insan bilincinde birtakım tasarımlar bulunur ve diğer insanların söz ve eylemlerinden onların da bu gibi tasarımları olduğunu anlar. Locke bu ideaların anlığa nereden geldik- 5 Locke, John. İnsan Anlığı Üzerine Bir Deneme, Çev. Vehbi Hacıkadiroğlu, Kabalcı yayınevi. İstanbul. 1996 s. 59 6 Copleston, Frederick. Felsefe Tarihi Hobbes, Locke, çev. Aziz Yardımlı, İdea Yayınları. İstanbul, 1998. s. 81

24 lerini sorar. Locke, önce birtakım ilkeler üzerinde bütün insanların birleşmekte olduklarından şüphe eder, sonra birleşseler bile, bu ilkelerin doğuştan olmaları gerektiğini kabul etmez. 7 Locke a göre doğuştancılığın temel argümanı, evrensel kabul argümanıdır. Bu argüman şu şekilde sembolleştirilebilir: Her insanın kabul ettiği pratik ve spekülativ argümanlar vardır. Eğer bütün insanlar P yi kabul ediyorsa, P doğuştandır. O halde, pratik ve spekülativ argümanlar doğuştan vardır. Locke bu argümanın ilk öncülünün gerçek dışılığını tarihten örneklerle gösterir. O na göre bütün insanların kabul ettiği spekülatif ve pratik tek bir önerme içeren kanıt yoktur. 8 Örneğin evrensel olarak kabul edildiği ileri sürülen teorik ilkeler arasında mantığın ana ilkelerinden özdeşlik ilkesi (principium identitatis) ve çelişmezlik ilkesi (principium 7 Locke, a. g. e.,, s. 64. 8 Rickless, C. Samuel. Locke s Polemic Against Nativism Locke s Essay Concerning Human Understanding (ed. By Lex Newman) Cambrıdge Universty Press, New York, 2007, s. 45.