VERTİGO VE SENKOP Nörolojik Yaklaşım

Benzer belgeler
Vestibüler Sistem ve Vertigo Prof. Dr. Onur Çelik

Periferik Vestibüler Hastalıklar

BAŞDÖNMELİ HASTAYA YAKLAŞIM

BAŞ DÖNMELİ HASTAYA YAKLAŞIM. Uzm.Dr. Mehtap KAYNAKCI BAYRAM

VERTİGO YA NÖROLOJİK YÖNDEN YAKLAŞIM

Ders Yılı Dönem-V Nöroloji Staj Programı

PEDİATRİK ACİL BAŞVURULARININ

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuğa yaklaşım Epileptik sendrom kavramı

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen

Zemindeki takılma yaratan engeller. Yardımcı cihazların yanlış kullanımı

HEMORAJİK İNME. Yrd. Doç. Dr. Aysel MİLANLIOĞLU Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ABD

VERTİGO. Uz. Dr. Ali DUMAN ISPARTA DEVLET HASTANESİ

KONVÜLSİYON (NÖBET) GEÇİREN ÇOCUK. Dr.Ayşe SERDAROĞLU Gazi ÜTF Çocuk Nöroloji

VERTİGO. Dr. Ender İnci Cerrahpaşa Tıp Fak.KBB. Anabilim Dalı

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 9 a

VERTİGO VERTİGO: DİZZİNES: Kişinin etrafının kendi çevresinde veya kendinin etrafında bulunanlar çevresinde dönmesi olarak tarif ederler.

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

BAYILAN ÇOCUK NÖROLOJİK AÇIDAN

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuk Epileptik sendrom kavramı ve West

DİZZİNESS and VERTİGO. Dr. Mehmet Çağrı GÖKTEKİN F.Ü.H Acil Tıp A.D.

DÖNEM V EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI DERS PROGRAMI BAŞKOORDİNATÖR. Prof. Dr. Onur URAL DÖNEM V KOORDİNATÖRÜ. Prof. Dr.

GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE TIP FAKÜLTESİ DÖNEM 3 DERSLERİ

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur.

Bu sayede kasların tonusları düzenlenir ve gerekirse dengenin sağlanması için organizmaya gereken hareketler yaptırılır.

8 Merdiven çıkmak, yürümek gibi hareketler baş ağrınızın şiddetini etkiliyor mu? (azaltıyor, etkisiz, arttırıyor)

PERIFERIK - SANTRAL VERTIGO. HANGI HASTADA GÖRÜNTÜLEME YAPALıM? Dr. Mustafa YILMAZ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD

MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır.

Doppler Ultrasonografi ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ

SANTRAL VEST BÜLER S STEM HASTALIKLARI

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ


Duyuların değerlendirilmesi

YABANI ÖZGÜRLÜK. Adres. : 1/2

GEÇİCİ İSKEMİK ATAK: Görüntüleme Gerekli mi? Prof. Dr. Cem ÇALLI

ICSD3: Parasomniler. Farklar & Yenilikler. Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Nöroloji AD, Manisa

Çocukluk Çağı Senkopları

BAŞAĞRILI HASTANIN DEĞERLENDİRİLMESİ. Prof.Dr.Baki Göksan

Motor Nöron ve Kas Hastalıkları. Uzm Dr Pınar Gelener

Yoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Küçük Damar Hastalığı; Semptomatoloji. Kürşad Kutluk Dokuz Eylül Üniversitesi 27 Mayıs 2017, İzmir

İlaç ve Vaskülit. Propiltiourasil. PTU sonrası vaskülit. birkaç hafta yıllar sonrasında gelişebilir doza bağımlı değil ilaç kesildikten sonra düzelir.

BAŞ DÖNMESİ İLE BAŞVURAN HASTALARIN DEMOGRAFİK VE ETYOLOJİK ÖZELLİKLERİNİN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

PRİMER BAŞAĞRILARI Semptomdan tanıya gidiş Migren ve Gerilim Başağrıları

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ

Denge VERTİGO. Vertigo. Vertigo Vertigo Dengeyi sağlayan sistemler. Hareket halüsinasyonu VERTİGO

SENKOP İLE PREZENTE OLABİLECEK ÖLÜMCÜL DURUMLAR

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

ENG Mesleki İngilizce-II İNGİLİZCE ENG Mesleki İngilizce-II İNGİLİZCE

Anafilaksi İle Başvuran Olgu

Göğüs Ağrısına Yaklaşım. Uzm Dr İsmail Altıntop T.C Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Acil Tıp Kliniği

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

Bradiaritmiler. Sinüs Bradikardisi. Birinci Derece AV blok. Birinci Derece AV blok. Bradisritmiler

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

Skolyoz. Prof. Dr. Önder Aydıngöz

ÇOCUKLUK ÇAĞI BAŞ AĞRILARINA YAKLAŞIM. Doç. Dr. Sebahattin VURUCU GATF Çocuk Nörolojisi BD

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI

İdrar veya Gaita İnkontinansına Neden Olan Primer Tanı Listesi Sıra No ICD-10 Kodu Tanı 1 C72 Spinal Kord Tümörleri 2 E80 Porfiria (Diğer,) 3 F01

REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER. Dr Selda KORKMAZ Ģubat 2012

29 yaşında erkek aktif şikayeti yok. sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması. üzerine hasta polikliniğimize başvurdu

Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Kardiyoloji Olgu Sunumu 4 Ekim Dr Abdullah Heybeci

SENKOP P R O F. D R. M. T A N E R G Ö R E N

FEBRİL NÖBETLER. Doç Dr. Sema Saltık

SENKOP. Uz.Dr. ŞEBNEM KILIÇ ACİL TIP UZMANI TOYOTASA ACİL YARDIM HASTANESİ SAKARYA ARALIK 2007

Santral Sinir Sistemi Enfeksiyonlarında Acile Başvuru Şikayetleri ve Gözümüzden Kaçanlar. Doç. Dr. Evvah Karakılıç MD, PhD.

Non-Epileptik Paroksizmal Olaylar. Doç. Dr. FARUK İNCECİK Çukurova Üniversitesi, Çocuk Nörolojisi Bilim Dalı, Adana

İngilizce 305 İNGİLİZCE İngilizce 305 İNGİLİZCE Serbest Çalışma / Akademik Danışma Görüşme

KAFA TRAVMALI HASTALARDA GÖRÜNTÜLEMENİN TANI, TEDAVİ VE PROGNOZA KATKISI. Dr. Fatma Özlen İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi AD

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ

TREMOR FİZYOLOJİSİNE GENEL BAKIŞ

Hepatik Ensefalopati. Prof. Dr. Ömer Şentürk

Vaka II. Vaka I. Vaka III. Vaka IV

İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul

Uyku Bozukluklarına Bağlı Oluşan Metabolik ve Kronik Hastalıklar. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU

Uz. Dr. Mustafa Önder GÖNEN Acil Tıp Uzmanı Kulu Devlet Hastanesi Başhekimi

Nurhak Demir İbrahim Öztura Barış Baklan Dokuz Eylül Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı Klinik Nörofizyoloji Bilim Dalı

Dr Talip Asil Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı

KEMOTERAPİNİN SİNİR SİSTEMİ VE PSİKOLOJİK GEÇ YAN ETKİLERİ DR. FİLİZ ÇAY ŞENLER A.Ü.T.F. TIBBİ ONKOLOJİ B.D.

Omurga-Omurilik Cerrahisi

SEREBRAL TROMBOZLU ÇOCUKLARDA KLİNİK BULGULAR VE TROMBOTİK RİSK FAKTÖRLERİ

Sunum Planı SENKOP. Senkop Tanımı. Patofizyoloji. Ayırıcı Tanı. Tanım Patofizyoloji Epidemiyoloji. Değerlendirme Tedavi ve Yönlendirme

Histeri. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir.

SINIF 5 Saat Ders Düzey Öğretim Üyesi Anabilimdalı SOLUNUM - DOLAŞIM BLOĞU

BİLİNÇ BOZUKLUKLARINDA İLKYARDIM DERS NOTLARI

HAFİF TRAVMATİK BEYİN HASARI (mtbi) ve GENEL TEDAVİ İLKELERİ

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı Dönem 5. Beyin ve Sinir Cerrahisi STAJ TANITIM REHBERİ

Klinik deneyimden, tedaviye...

KAFKAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM III DERS YILI GÖZ - SİNİR VE PSİKİYATRİ SİSTEM DERS KURULU

Transkript:

VERTİGO VE SENKOP Nörolojik Yaklaşım Dr. Mehmet Ali AKALIN İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı, İstanbul VERTİGO Vertigo, birden çok patolojik veya fizyolojik süreç sonucu ortaya çıkan, baş dönmesi, sersemleme, başta hafiflik, bayılacak gibi olma, dengesizlik hissi, ayağının altında yerin oynaması şeklindeki duyumları kapsamaktadır. Baş dönmesi hastaların doktora başvurma nedenleri arasında ön sıralarda gelir. Genel popülasyonda insidansı %20 30 arasında değişmektedir. Acil servise başvuran hastaların %40 ı periferik vestibüler disfonksiyon, %10 u merkezi sinir sistemi lezyonu %15 i psikiyatrik bozukluk, %25 i bayılacak gibi olma, dengesizlik hissi, %10 u spesifik olmayan durumlardan oluşmaktadır. Dengenin sağlanmasında vizüel, proprioseptif ve vestibüler sistem ile serebellar sistem rol oynar. Bu sistemlerden herhangi birinin aksaması baş dönmesine neden olur. Anglosakson kültüründe kullanılan dizziness sözcüğü vertigo, dengesizlik hissi, sersemleme/sallanma, fenalık hissi (bayılacak gibi olma) gibi durumları kapsamaktadır. Ülkemizde ise baş dönmesi sözcüğü dizziness gibi kullanılmaktadır. Dizziness sözcüğünü baş dönmesi ile eş anlamlı kabul ederek vertigo, dengesizlik hissi, bayılacak gibi olma duyumları alt gruplarına yerleştirmek Anglosakson literatürü ile bizim literatürümüz arasındaki çelişkileri çözecektir. Baş dönmesi yukarıda söz edilen sistemlerin beyine çelişkili sinyaller göndermesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Örnek olarak vestibüler nöritte sağ ve sol vestibüler çekirdeklerin kortekse farklı (eşleşmeyen) uyarılar göndermesi veya araç tutmasında olduğu gibi araç içindeki kişinin vestibüler sistemi bir hareketin varlığını bildirirken vizüel ve proprioseptif uyarıların hareketsizliği bildirmesi baş dönmesi ile sonlanır. Patolojik baş dönmelerinde de vestibüler organın, vestibüler sinirin, vestibüler çekirdeğin ve vestibülo-serebellar sistemin ani ve tek taraflı bozulması ile bu uyumsuzluk ortaya çıkar. Aynı anda oluşan iki yanlı hasarda vertigo görülmez, hasta sadece denge bozukluğu hissinden yakınır. Baş dönmesinin belirtileri; algılamaya ait vertigo ve disoryantasyon, oküler motor sisteme ait nistagmus, oküler deviasyon, postural bozukluğa bağlı ataksi ve düşme, otonomik (bulantı, kusma, terleme, solgunluk, anksiyete) bozukluklar sonucu ortaya çıkar. Hastaların değerlendirilmesinde anamnez çok önemlidir. Hastalar çoğu kez yakınmalarını anlatmakta ve tanımlamakta zorluk çekerler. Etrafın dönmesi şeklindeki bir baş dönmesini, bayılacak gibi olma hissini, dengesizlik hissini, sersemlik hissini ayrı ayrı sorgulamak gereklidir. Akut tablolardaki, bulantı, kusma, fenalık hissi, gözlerini açamama, anksiyete ve panik anamnez almayı zorlaştırabilir. Hastanın yakınmasının gerçek vertigo mu, yoksa başta ağırlık hissi, sallanır gibi olma gibi spesifik olmayan durumlardan mı veya dengeyi sağlayan sistemlerin uyumsuz çalışması sonucu gelişen dengesizlik hissi mi olduğunu ayırt etmek, bunların etiyoloji, patogenez ve tedavilerinin farklı olması nedeniyle çok önemlidir. Baş dönmesi ve dengesizlik yakınması ile başvuran hastayı değerlendirirken gözden kaçırılmaması gereken bazı noktalar vardır. Bunlar; vertigoyu dengesizlikten ayırmak, pozisyonel test yapmak, baş çevirme testi yapmak, baş ağrısı olmadan da migrenin vertigoya neden olduğunu akılda tutmak, odiyogram istemek, hastayı gerekirse atak sırasında değerlendirmeye çağırmak, hastayı ayrıntılı olarak muayene edip gerekirse manyetik rezonans görüntüleme istemek. Vestibüler sistem periferik ve santral olmak üzere iki kısımdan oluşur. Semisirküler kanallar, utrikül, sakkül ve vestibüler sinir periferik kısmını oluştururken vestibüler çekirdekler, vestibülo serebellum, beyin sapı, medulla spinalis, vestibüler korteks santral kısmı oluştururlar. Periferik ve santral parçalardan kaynaklanan baş dönmeleri etiyoloji ve tedavi açısından farklılıklar gösterir. Bu nedenle ayırıcı tanının iyi yapılması gerekir. Baş dönmelerinin önemli bir kısmı periferik kaynaklıdır. Periferik vertigoların klinik tabloları şiddetli vertigo, bulantı, kusma, düşme hissi gibi oldukça gürültülü olmasına rağmen selim gidişlidir. Bu yazıda bahsedilecek olan santral baş dönmelerinde ise klinik bulgular genellikle daha hafif ve yavaş yerleşimlidir. Periferik ve santral kaynaklı vertigoların ayırıcı tanısı Tablo I de verilmiştir. Tablo I. PERİFERİK santral vertigo ayrımı Özellik Periferik vertigo Santral vertigo Nistagmus Horizontal ve rotatuar birlikte; bakış sabitleme ile inhibe olur; Birkaç günde geçer; bakış yönü ile değişmez Sadece vertikal, Horizontal veya rotatuardır; bakış sabitleme ile inhibe olmaz; haftalar aylar sürebilir; nistagmusun hızlı yönüne doğru bakışta yön değiştirebilir Dengesizlik Hafif orta, yürüyebilir Şiddetli, zorlukla yürür veya yürüyemez Bulantı kusma Şiddetli Değişken İşitme kaybı, çınlama Sık Nadir Nörolojik bulgu Nadir Sık Manevra sonrası latans Uzun (20 saniyeye kadar) Kısa (5 saniyeye kadar) Hastayı değerlendirirken nörootolojik ve nörooftalmolojik değerlendirme yapılmalıdır. Anamnez ile birlikte muayene bulguları hastanın yakınmasının periferik mi yoksa santral kaynaklı mı olduğunu ayırt etmede yardımcı olacaktır. Muayenede öncelikle göz hareketleri (sakkadik ve izleme) değerlendirilmelidir; istirahat halinde gözlerin pozisyonu, konjuge göz hareketleri, pupillaların büyüklüğü, direkt ve endirekt ışık refleksleri, nistagmus bakış fiksasyonu ile nistagmusun değişip değişmediği muayene edilmelidir. Hastada saptanan nistagmus özellikleri santral vertigo ile periferik vertigo ayırıcı tanısında önemli rol oynar (bakınız Tablo I). Baş çevirme testi (Halmagyi testi), vestibülo-oküler refleksi horizontal planda test eder. 135

136 11. Ulusal İç Hastalıkları Kongresi Periferik kökenli vertigolarda pozisyonel test (Dix-Hallpike manevrası) ile belirli manevralar yaptırılarak nistagmus ve baş dönmesi ortaya çıkarılabilir. Kalorik testin değeri sadece horizontal kanalları test etmesi nedeniyle sınırlıdır. Romberg testi proprioseptif duyu kaybı ve bilateral vestibüler hasarı olan hastalarda pozitiftir; bu durumda ayakta iken dayanma düzlemi iyice daraltılmış (parmak-topuk pozisyonu) hasta, gözlerini kapattığında dik postürünü sürdüremez ve devrilir. Serebellar sistemde ataksi, dismetri, disdiadokokinezi bulgularının varlığı da araştırılmalıdır. Odiyogram, Weber, Rinne gibi işitme testleri baş dönmesi olan hastalara uygulanmalıdır. Mutlaka ayrıntılı KBB muayenesi yaptırılmalıdır. Tablo II. Baş dönmesinin santral nedenleri 1. Serebrovasküler hastalıklar 2. Migren 3. Santral pozisyonel vertigo 4. Epilepsi 5. Kranyoservikal bileşke anomalileri 6. Neoplastik (primer, metastatik, paraneoplastik) 7. Herediter ataksiler 8. Psikofizyolojik 9. Nörodejeneratif (Parkinson, normal basınçlı hidrosefali) 10. Postravmatik baş dönmesi 11. Toksik: Alkol, Cu, Pb, Li, Tl, Hg, organik çözücüler, ilaçlar (hidantoin, barbitürat, primidone, karbamazepin, piperazine, 5-flurourasil, metotreksat, nitrofurantoin) Baş dönmesi hasta açısından çok sıkıntılı ve gürültülü bir tablo olmasının yanında hekim için de pek çok yol ayrımını içerir. Hastaya müdahale gerektirecek durumların belirlenmesinde manyetik rezonans incelemesinden yararlanılabilir. Tablo III de endikasyon gösteren ve göstermeyen durumlar sunulmuştur. yutma konuşma bozuklukları, Horner sendromu, şuur değişiklikleri, pareziler gibi nörolojik belirtiler eşlik eder. Serebellum iskemisi sonucunda ön planda veya tek başına vertigo görülebilir. Akut vertigolar daha çok periferik bir neden düşündürdüğünden periferik nedenli vestibülopatiler ile karışabilir ve ayırıcı tanı başlangıçta zor olabilir. Santral olduğu düşünülmeyen böyle bir durumda beyin MR istenmemesi söz konusu olabilir. Ayırıcı tanı için periferik-santral baş dönmesi özellikleri iyi muayene edilmelidir. Beyin sapı ve serebellumdaki inmelerde görülen nistagmusun özellikleri Tablo I de verilmiştir. Hasta değerlendirilirken inmeyle ilişkili risk faktörleri de sorgulanmalı ve/veya araştırılmalıdır (Hipertansiyon, hiperlipidemi, diyabet, sigara kullanımı, kalp hastalıkları). Baş ağrısı ve unilateral fasial paresteziler vertebral arter diseksiyonlarında görülür ve inme bulgularından birkaç gün önce ortaya çıkabilir. Vertebrobaziler yetmezlikte diğer nörolojik muayene bulguları varsa vertigo da bu çerçevede değerlendirilmelidir. Migren Migren ve vertigo birlikte bulunma eğilimi gösteren iki ayrı klinik durumdur. Vertigo atağı sırasında migrenöz semptomlar mevcuttur. Benign tekrarlayan vertigo bir migren ekivalanı olabilir. Zaman içinde başka hiçbir bulgu ve belirti ortaya çıkmaması, nörolojik muayenenin normal olması, ailede migrenli kişilerin olması ve tipik olarak migren tetikleyicileri ile ortaya çıkması migrene bağlı vertigoyu düşündürür. Bazı hastalarda Ménière sendromunda olduğu gibi kulağa ait yakınmalar ve hafif bir işitme kaybı görülebilir. Ayırıcı tanıdaki en önemli nokta migrende Ménière sendromunda olduğu gibi progresif unilateral işitme kaybının olmamasıdır. Migrenli hastalarda pozisyonel vertigo da görülebilir. Migrenli hastalardaki vertigonun nedeni bilinmemektedir. Migrenöz vertigo tanı kriterleri Tablo IV de verilmiştir. TABLO III. Kranyal görüntüleme* Baş dönmesi olan hastaya ne zaman acil beyin MR çektirmeli? a) Hiperakut başlangıçlı, devam eden izole vertigo (serebellar inme) b) Yeni gelişen başağrısının eşlik ettiği akut vertigo (intrakranyal kanama) c) Gövde ataksisi, yürüme ataksisi gibi santral bulguların eşlik ettiği akut vertigo tabloları (inme) d) İşitme kaybının eşlik ettiği, Meniere hastalığını düşündürmeyen akut vertigo tabloları (serebellopontin köşe tümörü) *Prof. Dr. Ayşe Altıntaş Ders notları Serebrovasküler hastalıklar Vertigolu hastada acil MR ne zaman zorunlu DEĞİL? a) Subakut başlangıçlı vertigo (birkaç dakika yada saat içinde) b) Eşlik eden nörolojik bulgu ve başağrısı/işitme azlığı gibi bulgularının olmaması c) Santral nörolojik bulgu saptanmaması d) Akut unilateral periferik vestibülopatiyi düşündürecek bulguların saptanması e) Meniere hastalığı için tipik olan akut vertigo ve işitme kaybının varlığı İç kulak, beyin sapı ve serebellumun kanlanması vertebrobaziler sistem yoluyla olur. Beyin sapı ve serebellumun iskemi veya hemorajisi buradaki vestibüler yolları etkileyerek baş dönmesine neden olabilir. Baş dönmesi; vertebral arterler, baziler arter, posterior inferior serebellar arter, anterior inferior serebellar arter ve superior serebellar arter oklüzyonları sonucunda da gelişebilir. Posterior inferior serebellar arter tıkanmasında görülen Wallenberg sendromu en sık vertigo nedenlerindendir. Beyin sapını etkileyen bu hastalıklara vertigonun yanı sıra çift görme, Tablo IV. Neuhauser Migrenöz Vertigo tanı kriterleri 1. Rekürran vestibular semptomların varlığı 2. Uluslar Arası Baş Ağrısı kriterlerine göre migren tanısı almak, 3. En azından iki vertijinöz atak sırasında baş ağrısı, fonofobi, fotofobi, sintile eden skotom, veya diğer aura bulgularından en az bir migrenöz semptomun eşlik etmesi, 4. Diğer nedenlerin ekarte edilmesi. Santral pozisyonel vertigo/nistagmus Santral pozisyonel vertigo/nistagmus sıklıkla serebrovasküler hastalıklar, spinoserebellar ataksiler, multipl skleroz, Arnold-Chiari malformasyonu, beyin sapı ve serebellum tümörleri ile ilişkili olarak ortaya çıkar. Benign pozisyonel vertigo ve santral pozisyonel vertigo ayrımı, nistagmus özelliklerinden faydalanılarak yapılır. Epilepsi Epilepsi nadiren vertigo ile birliktedir. Temporal ve pariyetal loblardan kaynaklanan fokal nöbetlerde vestibüler semptomlar görülebilir. Epilepsiye ilişkin bulguların araştırılması ile tanı konur. Kranyoservikal bileşke anomalileri Posterior fossadaki herhangi bir lezyon baş dönmesi yapabilir. Atlas ve foramen magnumun konjenital füzyonu, atlantoaksial dislokasyon, pilatibazi ve baziler invaginasyon,

30 Eylül - 4 Ekim 2009, Antalya 137 Chiari tip-i malformasyonu bazı bileşke anomalileridir. Chiari malformasyonunda beyin sapı ve serebellum servikal kanala doğru uzayarak çekilir. En sık semptomu dengesiz yürüyüştür, hastaların bir kısmı bunu dizziness veya baş dönmesi olarak tanımlarlar. Gerçek vertigo ve işitme kaybı nadirdir. Spontan ve aşağıya vuran nistagmus nadiren de diğer santral nistagmus tipleri görülür. Disfaji, seste kalınlaşma ve hidrosefali de görülebilir. Posterior fossadaki tümörler (erişkinlerde gliomlar, çocuklarda medullablastom) ile vasküler malformasyonlar da baş dönmesine neden olabilir. Neoplastik Vestibüler schwannoma ya da akustik nöroma; schwann hücrelerinden kaynaklanan benign tümördür. Tüm intrakranial tümörler içinde oranı %5-10 arasındadır. Serebello-pontin açıda en sık görülen tümör tipidir. Erken bulgusu işitme kaybı olabilir. Paraneoplastik nörolojik sendromlar kanserlerin yol açtığı otoimmün tablolardır. Patogenezlerinde immün mekanizmaların rol oynadığı düşünülmektedir. Metastatik hastalık, vasküler ya da metabolik defisit, enfeksiyonlar, nutrisyonel yetmezlikler ekarte edilmelidir. Multipl skleroz MS li hastaların %5 inde vertigo başlangıç semptomudur. Hastalık seyri sırasında ortaya çıkma olasılığı %50 dir. MS te vestibuler semptomlar günler- haftalarca devam edebilir. Paroksismal ya da pozisyonel olabilir. Eğer demiyelinizan plak vestibüler sinir ya da nukleusun giriş bölgesinde yerleşmişse uzamış spontan vertigo atakları gözlenebilir. Nörodejeneratif bozukluklar Parkinsonizm semptomları ortaya çıkmadan önce hastalar yürürken dengesizlik hissinden yakınırlar. Kas tonusu değişiklikleri, postural reflekslerin bozulması, harekete başlama ve sürdürme bozuklukları ve ortostatik hipotansiyon Parkinson hastalarındaki dengesizliğin önemli nedenlerindendir. Herediter ataksiler Spinoserebellar ataksilerden bazılarında serebellar ataksi ön plandadır, bazılarında işitme kaybı görülebilir. Bazen aşağıya vuran nistamus gözlenir. Yavaş, progresif seyir, aile anamnezi, piramidal bulguların varlığı ve genetik incelemelerle tanı konur. SENKOP Senkop ani, kısa süreli ve postural tonus azalmasının eşlik ettiği, genellikle spontan düzelen bilinç kaybı olarak tanımlanabilir. Kişinin postürünü koruyabilmek için karşılaştığı durumlarla baş etme kapasitesine ortostatik tolerans denmesi fikri oldukça yenidir. Ortostatik tolerans birçok bozukluk veya hastalık tarafından etkilenebilir, semptomatik olması halinde senkop oluşur. Bir başka deyişle senkop farklı etiyolojileri olan çok sayıda bozukluğun ortak tezahürüdür. Nedeni ne olursa olsun senkopun fizyopatolojisindeki karakteristik özellik serebral perfüzyon basıncındaki azalmadır. Beyin sapı ve retiküler formasyonun fonksiyonel anatomisi nucleus tractus solitarii nin (NTS) senkopun oluşmasında rol alan önemli refleks merkezi olduğunu göstermektedir. NTS medulla oblangata boyunca uzanan silindir şeklinde bir yapıdır. Genel ve özel visseral afferentlerin (kardiyovasküler, solunum, gastrointestinal, ürogenital, nosiseptif sistem, arteryel kemo/baro reseptörler gibi) sonlandığı temel nukleustur. Visseral afferentler NTS ye VII., IX., ve X. kranyal sinirlerin dalları ile taşınır. NTS nin en önemli efferentleri ise retiküler formasyona doğrudur. Visseral efferentler retiküler formasyonda yer alan uyanıklığı sağlayan retiküler aktive edici sistemde sonlanır. NTS refleks merkezi olarak davranarak gerek çevreden gelen uyarıları gerekse kortikal bağlantılarla gelen uyarıları işleyerek retiküler aktive edici sistem deaktivasyonuna neden olursa senkopta görülen şuur kaybı ortaya çıkar. Senkop tanısı konmadan önce paroksismal başlangıçlı ve şuur bozukluğunun görüldüğü epileptik nöbetler, düşme atakları, metabolik bozukluklar ve psikiyatrik durumlar ekarte edilmelidir. Tekrarlayan senkoplardan sonra bile birçok hastada muayene ve incelemeler normal bulunabilir. Dolayısıyla tanı koyabilmek ve tedaviyi planlayabilmek için ayrıntılı ve dikkatli bir anamnez son derece önem kazanır. Birçok hastada iyi bir anamnez diagnostiktir. Örnek olarak; presipitan faktörlerin belli olduğu, sağlıklı ve muayenesi normal bir bireydeki ortostatik tolerans azalmasının semptomatik oluşu refleks senkop olarak tanılandırılabilir. Yine de senkopla ilişkili olarak tonik ve miyoklonik kasılmaların olması, atak öncesi hiçbir uyaranın olmaması, sonrasında kısa süreli amnezi görülmesi gibi senkop anamnezi ile çelişen durumlar tanı koymayı zorlaştırabilir. Senkopla ilişkili semptomlar şöyle sıralanabilir; sersemlik ve hafiflik hissi, genel kas güçsüzlüğü ve kas tonusunun azalması, göz kararması, bulanık görme, tinnitus, seslerin uzaktan gelmesi hissi, solgunluk, üşüme, terleme, gastrointestinal semptomlar. Şuur kaybı genellikle yavaş yerleşir, ancak kardiyak nedenler söz konusu ise hızla gelişebilir. Şuur kaybının yavaş gelişmesi düşerken yaralanmaktan korunmak üzere hastalara zaman tanır. Şuur kaybı saniyeler ile dakikalar sürer. Baygın hasta hareketsiz ve hipotoniktir bazen miyoklonik sıçramalar gözlenebilir. İdrar kaçırma nadirdir. Nabız zayıf ve yavaştır. Solunum yüzeyeldir, arteryel tansiyon zor alınır. Hastanın yatar duruma gelmesi ile uyanıklık süratle geri gelir. Hasta ayıldıktan sonra kendini halsiz hissedebilir, ancak epileptik nöbetlerin aksine konfüzyon, baş ağrısı, şaşkınlık çok nadirdir. Bazen kusma görülebilir. Epileptik nöbetlerden ayrım Tablo V de verilmiştir. Senkopların çoğu primer nörolojik bozuklukların dışındaki nedenlerle olur. (Tablo VI) Bu yazıda senkoplar nöroloğun perspektifinden değerlendirilecektir. Refleks Senkop Sıcak ortam veya banyo, egzersiz veya uzun süreli hareketsiz kalarak yapılan istirahat sonrası, aşırı yemek (karbonhidrat) yeme, uykudan uyanıldığında, valsalva, ani postural değişiklik, aşırı korku/sevinç, alkol ve ilaçlar gibi ortostatik agreve edici (presipitan) faktörlerin varlığında görülür. Vazovagal, karotis sinus hipersensitivitesi ve durumsal ( situational) senkop olarak başlıca üç çeşidi vardır. Bunlardan en sık vazovagal senkop görülür, ani hipotansiyon ve bradikardi eşlik eder. Daha çok sağlıklı gençlerde görülür, ileri yaşlarda da olabilir. Familyal formları vardır. Karotis sinüs hipersensitivitesi gömlek yakasının sıkması, traş olurken bu bölgeye baskı, başın ani hareketleri gibi karotis bölgesine hafif basınç uygulanması sonucunda bradikardi ve/ hipotansiyon olur. Yaşlılarda daha sıktır. Yanlışlıkla tedaviye dirençli epilepsi zannedilebilir.

138 11. Ulusal İç Hastalıkları Kongresi Tablo V. SENKOP SINIFLAMASI 1. Kardiyak a. Aritmiler b. Azalmış kardiyak output c. Kalp kapak hastalıkları d. Kardiyomiyopati 2. Yapısal kardiyopulmoner hastalıklar 3. Nöral aracılı a. Vazovagal atak b. Karotis hipersensitivitesi c. Durumsal (situational) Öksürme, miksiyon, defekasyon, kolonoskopi (enstrümasyon), yutma, hapşırma ve ağrı (glossofaringeal nevralji), valsalva manevrası 4. Ortostatik a. Otonom bozukluk b. İlaç etkisi c. Hipovolemi 5. Serebrovasküler a. Karotis hastalığı b. Vertebrobaziler hastalık c. Vazospazm d. Takayasu hastalığı e. Çalma sendromu 6. Metabolik a. Hipoglisemi b. Anemi c. Anoksi 7. Hipervantilasyon 8. Psikojenik Tablo VI. SENKOP EPILEPTIK NÖBET AYRIMI Senkop Nöbet Postür ile ilişki Sık Yok Zaman Diurnal Diurnal, nokturnal Tetikleyici Yaralanma, ağrı, kalabalık, sıcak, duygulanma Uykusuzluk, ilaç/alkol yoksunluğu Cilt rengi Soluk Normal veya siyanoze Terleme Sık Nadir Aura veya haberci belirtiler Uzun süreli Yok veya kısa süreli Yaralanma Nadir Sık Konvülsiyon Nadir Sık İdrar kaçırma Nadir Sık Postiktal konfüzyon Nadir Sık Postiktal baş ağrısı Yok Sık Fokal nörolojik bulgu Yok Sık Kardiovasküler belirtiler Sık Bazen EEG bozukluğu Nadir Sık Durumsal (situational) senkopun değişik çeşitleri vardır. Öksürme, miksiyon, defekasyon, kolonoskopi (enstrümasyon), yutma, hapşırma ve ağrının (glossofaringeal nevralji) valsalva manevrasına neden olması ile senkop görülür. Konvülsif senkop Senkopla birlikte kaslarda sertleşme, miyoklonik ve klonik kasılmaların ve nadiren inkontinans görülmesi epileptik nöbet olarak değerlendirilmesine neden olabilir. Kasılmalar senkop sırasında olur. Öncesi ve sonrasında görülmez. Uzamış hipoksinin neden olduğu düşünülmektedir. Kısa süreli olması, postiktal konfüzyon ve baş ağrısın görülmemesi, senkop için presipitan faktörlerin bulunması ile nöbetten ayırt edilebilir. Ayrıca kasılmalar birkaç atımlık klonik sıçrama şeklindedir. Oysaki nöbette kasılmalar ritmik klonik ve uzun süreli olur. Nörojenik ortostatik hipotansiyona bağlı senkop Ortostatik hipotansiyon nörolojik hastalıklarda da sık görülen bir belirtidir. Yatar pozisyondan ayağa kalktıktan sonra ilk 3 dakika içinde sistolik 20mmHg, diastolik 10mmHg tansiyon düşmesi ortostatik hipotansiyon olarak kabul edilir. Otonom sinir sisteminde meydana gelen bozukluklar sonucu postural refleksler sürdürülemez ve serebral perfüzyon basıncı düşerek bayılmaya neden olur. Yaşlılarda ve ortostatik hipotansiyona neden olan hastalıklarda oldukça sıktır. Senkop daima ayağa kalktıktan sonra olur. Bu sırada yatar duruma göre arteryel hipotansiyon tespit edilir. Çok hızlı gelişirse drop atak zannedilebilir. Adrenal yetmezlik ve feokromositoma otonom olmayan nedenlerdendir. Diüretikler, antihipertansifler, nitratlar, sildenafil, kalsiyum kanal blokerleri fenotiazinler, L-dopa, alkol, trisiklik antidepresanlar gibi ilaçlar ve hipovolemi de ortostatik hipotansiyona neden olabilir. Nörolojik olarak otonom sinir sitemi etkilenmesi nöropatilerde ve bazı dejeneratif hastalıklarda görülür. Genellikle nöropatilerde otonom etkilenme sınırlıdır ve ortostatik hipotansiyona yol açmaz. Bazı nöropatiler ise postural refleksleri, erekt postürdeki vazokonstriksiyonu veya kardiyak ritmi bozarak ortostatik hipotansiyon meydana getirirler. En sık diyabet olmak üzere amiloid, paraeoplastik, HIV, üremik, toksik nöropatilerde nadiren de herediter nöropatilerde ortostatik hipotansiyona bağlı senkop görülebilir. Edinsel nöropatilerde Guillain-Barre sendromunda otonom etkilenme önemli bir morbidite hatta mortalite nedeni olabilir. Diğer immün aracılı nöropatilerle paraneoplastik sendromlar da benzer tablolara neden olabilir. Dejeneratif hastalıklardan multisistem atrofilerde, Parkinson hastalığında, saf otonomik tutulumda senkop görülebilir. Serebrovasküler iskemi Karotis veya vertebral arterlerinde ciddi darlık olan hastalarda bazen senkop görülebilir. En sık nedeni ateroskleroza bağlı plak formasyonudur. Ancak ciddi osteoartroz (özellikle vetebral arterlerde), Takayasu hastalığı, kardiyak emboliler de mekanik olarak kan akımını azaltabilirler. Subklavian çalma sendromunda kol egzersizleri kan akımının serebral yönden kola kaymasına neden olarak senkop nedeni olabilir. Yaşlı hastalarda başın aşırı ekstansiyonu lateral rotasyonu gibi hareketler servikal iskelet deformiteleri varsa vertebrobaziler sistem iskemisine neden olabilir. Bu hastalarda vestibüler semptomlar da tabloya eşlik edebilir. Baziler migren veya subaraknoid kanama vazospazm yoluyla kan akımında azalmaya neden olabilir. Etkilenen beyin bölgesine ait diğer nörolojik bulgularda görülür. Senkop benzeri durumlar Drop atakta ani postural çözülme (hipo veya atonik kaslar) nedeniyle hasta düşer. Şuur kaybı olabilir veya olmayabilir. Şuur kaybı omadığından emin olunursa tanı koymak kolaydır. Şuur kaybı varsa tüm atak süresi öncesi ve sonrasındaki semptomlar iyice sorgulanmalıdır. Çift görme, konuşma bozukluğu, paresteziler, ataksi, bir beden yarısında güçsüzlük gibi yakınmalar serebrovasküler hastalığı telkin edecektir. Drop ataklar ya vertebrobaziler sistem veya bilateral anterior frontal arter iskemisinde görülür.

30 Eylül - 4 Ekim 2009, Antalya 139 Psikiyatrik kaynaklı bayılmalar hem epilepsi hem de senkop benzeri olabilir. Ayrıntılı anamnez, muayene gerekirse organik bozukluğu dışlayacak incelemeler yapılarak karar verilir. Önceden bilinen psikiyatrik bir hastalık yol gösterici olmakla beraber bu hastalarda kullanılan ilaçların yan etkileri ile yeni gelişen hastalıkların da senkop veya epilepsi oluşturabileceği unutulmamalıdır. Kaynaklar 1. Akdal G.: Clinical Features of Migrainous Vertigo. J Neurol Sci [Turk] 2008;25:092 095 2. Akdal Gülden Vertigo ve Dengesizlik http://www.itfnoroloji.org/vertigo/ vertigo.htm Son güncelleştirme tarihi: 18.12.2008 Nöroloji e-ders kitabı Editörler: A. Emre Öge, Betül Baykan 3. Baloh RW. Episodic vertigo: central nervous system causes. Curr Opin Neurol. 2002 Feb;15(1):17 21. 4. Büttner U, Helmchen C, Brandt T. Diagnostic criteria for central versus peripheral positioning nystagmus and vertigo: Acta Otolaryngol. 1999 Jan;119(1):1 5. 5. Chan Y. Differential diagnosis of dizziness. Curr Opin Otolaryngol Head Neck Surg. 2009 Jun;17(3):200 3. 6. Franco Folino A. Cerebral autoregulation and syncope. Prog Cardiovasc Dis. 2007 Jul-Aug;50(1):49 80. 7. Halmagyi GM, Akdal G. Vertigo ve dengesizlik. J Neurol Sci (Turk) 2005; 22: 142-160. 8. Joseph Bruni Neurology in clinical practice: editor: Walter George Bradley - 2004 - Chapter 2 Episodic Impairment of Consciousness 9. Zurak N, Bilic E. Syncope: facts and fiction. Med Hypotheses. 2004;63(3):394-401. 10. Karatas M. Central vertigo and dizziness: epidemiology, differential diagnosis, and common causes. Neurologist. 2008 Nov;14(6):355-64. Review. 11. Keith Marill MD, - Central Vertigo,eMedicine: www.medscape.com/ article/794789-12. Kerr AG. Assessment of vertigo.ann Acad Med Singapore. 2005 May;34(4):285 8 13. Labuguen RH. Initial evaluation of vertigo. Am Fam Physician. 2006 Jan 5; 73(2):244-51. 14. Weimer LH, Zadeh P. Neurological aspects of syncope and orthostatic intolerance. Med Clin North Am. 2009 Mar;93(2):427 49, ix. Review.