T.C. ISPARTA İDARE MAHKEMESİ KARAR NO: 2012/1098 DAVACI VEKİLİ DAVALI VEKILI :ATATURKÇU DÜŞÜNCE DERNEĞİ ISPARTA ŞUBESI ADINA MAHMUT OZYUREK :AV. ALİ KUTLAY ALPUĞAN Adakale Sokak No:25/46 Merkezi ANKARA ISPARTA VALILIGI :AV. ABDULLAH ÇELIK İl özel İdaresi Merkez/ISPARTA Davanın ÖZETI : Isparta ili Eğirdir İlçesi Barla Kasabası ana yol kavşağına "Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Yaşadığı Topraklardasınız" sloganının yazılması ve daha sonra bu sloganın "Bediüzzaman Said Nursi'nin Yaşadığı Topraklardasınız" olarak düzeltilmesine ilişkin Isparta il Genel Meclisi'nin 06.12.2011 tarih ve 12/2-363 sayılı kararının; "hazretleri" ibaresinin Anayasa'nın 174/7 maddesine aykırılık oluşturduğu, "Said Nursi" adlı kişinin Türk Cumhuriyeti karşıtı olduğu bu nedenle Türk topraklarında bir yere adının verilmesinin kabul edilemeyeceği, halkı kendi arasında düşmanlığa, kin beslemeye alenen tahrik edebilecek nitelikte olduğundan Türk Ceza Kanunu'na aykırılık oluşturduğu iddialarıyla iptali istenilmektedir. SAVUNMANIN ÖZETİ : Yörenin inanç turizminin gelişmesine yönelik olarak alınan bir karar olduğu, "hazretleri" ibaresinin daha sonra alınan bir kararla sloganda çıkarıldığı, ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak yetkili oldukları bir konuda alınan bir karar olduğu ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır. TURK MİLLETI ADINA Karar veren Isparta İdare Mahkemesi'nce önceden belirlenip tarai1ara tebliğ edilen 20.11.2012 gününde saat:1o:00'da duruşma açıldı. Davacı ve davacı vekili Av. Ali Fuat ÇETİNKAYA, davalı idareyi temsilen Av. Abdullah ÇELİK in geldikleri görüldü. Gelen taraf1ara usulüne göre söz verilerek duruşma tamamlandı. Dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü; Dava, Isparta İli Eğirdir İlçesi Barla Kasabası ana yol kavşağına "Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Yaşadığı Topraklardasınız" sloganının yazılması ve daha sonra bu sloganın "Bediüzzaman Said Nursi nin Yaşadığı Topraklardasınız" olarak düzeltilmesine ilişkin Isparta İl Genel Meclisi'nin 06.12.2011 tarih ve 12/2-363 sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır. 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu'nun "İl Özel idaresinin Görev ve Sorumlulukları" başlıklı 6/a maddesinde; il Özel idaresi mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla, sağlık, gençlik ve spor, tarım, sanayi ve ticaret Belediye il sınırı olan Büyükşehir Belediyeleri hariç ilin turizm, sosyal hizmet ve yardımlar yoksullara mikro kredi verilmesi, çocuk yuvaları ve 1/3 T.C. ISPARTA
IDARE MAHKEMESI KARAR NO:2012/1098 Yetiştirme yurtlan; ilk ve orta öğretim kurumlarının arsa temini, binaların yapım, bakım ve onarımı ile diğer ihtiyaçlarının karşı1anmasına ilişkin hizmetleri il sınırları içinde yapmakla görevli ve yetkili olduğu belirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinden; Isparta İl Genel Meclisi tarafından Isparta İlinin ulusal düzeyde tanıtımının sağlanmasının amaçlandığı bu amaç doğrultusunda alınan 06.12.2011 tarih ve 12/2-363 sayılı kararla Keçiborlu! Gümüşgün, Isparta! Eğirdir yol güzergâhında o yöreyi tanıtıcı, dikkat çekici sloganların billboardlara yazılmasının kararlaştırıldığı. Anılan kararın (g) maddesinde Isparta ili, Eğirdir İlçesi, Barla Kasabası anayol kavşağına "Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Yaşadığı Topraklardasınız" sloganının yazılması, daha sonra Meclislin 05.04.2012 tarihli kararıyla bu sloganın "Bediüzzaman Said Nursi nin Yaşadığı Topraklardasınız " olarak düzeltilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle bakılmakla olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkememizin "Said Nursi'nin kim olduğu, İslam tarihindeki yeri, eserlerinin neler olduğu, Isparta İli ve Barla Kasabası açısından nasıl bir öneme sahip olduğu, hayatı ve eserleri değerlendirildiğinde İslam inancı bağlamında "İslam âlimi" olarak kabul görüp görmediğinin" sorulmasına ilişkin 041O6i2012 tarihli. Ara kararına Diyanet işleri Başkanlığı'nın en yüksek danışma ve karar organı olan Din İşleri Yüksek Kurulu'nca verilen 10.07.2012 kayıt günlü cevapta özetle; Said Nursi'nin 1878-1960 yılları arasında yaşadığı, yaşadığı dönemin siyasi ve konjoktürel şartlarına bağlı olarak kimi. Zaman tutuklandığı, sonrasında beraat ettiği, kimi zaman sürgüne gönderildiği, ardından serbest bırakıldığı, düşüncelerini "Risale-i Nur" adını verdiği eserlerinde ortaya koyduğu, İslam inançlarının temellendirilmesine yönelik açıklamalardan oluşan bu eserlerin din ilimleriyle fen ilimlerine ait verilerin birbirini desteklediği anlayışı üzerine kurulduğu ve yerli ve yabancı araştırmacılar tarafından bir tür "Kur'an tefsiri" olarak, anıldığı, genel olarak İslam âlimlerince tenkite tabi tutulmayıp İslam inançları b3ğlamında "İslam Âlimi il olarak değerlendirildiği, dini konularda eser kaleme alan bir müellif olarak kalmayıp ilgilendiği ve yetiştirdiği öğrencileriyle bir hareket oluşturduğu, 1926 yılından itibaren hayatının yaklaşık sekiz yıllık bölümünü Isparta iline bağlı Barla Kasabasında geçirdiği, düşüncelerini ortaya koyduğu Risale-i Nur adındaki eserlerinin bir bölümünü burada yazdığı ve "Barla Lahikası" adıyla kitaplaştırdığı belirtilmiştir. Bu durumda, yukarıda yer verilen Kanun hükmü ve ara karar cevabı ile dava dosyasında yer alan diğer bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; düşünceleri ve eserleriyle toplumun büyük bir kesimi tarafından kabul gören ve "İslam Âlimi "olarak nitelendirilen şahsın isminin, hayatının önemli bir bölümünü geçirdiği Bar1a Kasabası'nın tanıtımı için kullanılacak sloganlarda yer almasına ilişkin kararın, kültür ve turizm ihtiyacının karşılanmasına yönelik hizmetlerden olduğunun kabulü gerektiğinden anılan kararda herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gibi bu durumun yörenin inanç turizminin gelişmesine katkıda bulunacağı sonucuna ulaşılmıştır. Öte yandan, davacının "Bediüzzaman, Nursi" gibi unvan ve lakapların kullanılamayacağı yönündeki iddiasını; unvanların bir kimsenin işi, mesleği veya toplum içindeki durumu ile ilgili olarak kullanılan ad, san, şahıs adlarıyla bir arada kullanılarak 2/3 T.C.
ISPARTA IDARE MAHKEMESI KARAR NO:2012/1098 Şahsın ailedeki veya toplumdaki mevkiini gösteren bir ad şeklinde tanımlanması karşısında tanınan ve toplum tarafından kabul gören şahıslar için unvan ya da lakap kullanılmasında herhangi sakınca bulunmadığından yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davanın REDDINE, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.200,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, artan posta Avansının kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (30) gün içerisinde Danıştay a temyiz yolu açık olmak Üzere, 20.11.2012 Tarihinde oybirliğiyle karar verildi. Başkan Üye Üye HASAN UZUNOVA ZAFER ŞEKER HÜSNİYE KÖMÜRCÜ 38008 101755 138938 YARGLLAMA GIDERI Başvuru Harcı: 21,15 TL Karar Harcı 21,15 TL Vekâlet Harcı 3,30 TL YD Harcı 34,80 TL YD İtiraz Harcı: 57,50 TL Posta Gideri 111,50 TL TOPLAM 249,40 TL 3/3
Mahkeme, 'Said Nursi tabelası inanç turizmini geliştirecek' dedi! Yusuf Yavuz / 21 Aralık 2012 Said Nursi'nin sürgün olarak bir süre yaşadığı Isparta'nın Barla beldesi girişine il genel meclisi kararıyla 'Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Yaşadığı Topraklardasınız' sloganı yazan tabela konulmasına karşı açılan davayı gören Isparta İdare Mahkemesi, davayı reddetti. Said Nursi'nin sürgün olarak bir süre yaşadığı Isparta'nın Barla beldesi girişine il genel meclisi kararıyla 'Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Yaşadığı Topraklardasınız' sloganı yazan tabela konulmasına karşı açılan davayı gören Isparta İdare Mahkemesi, davayı reddetti. Mahkeme kararında, Said Nursi'nin İslam alimi olduğu ve yaşamının bir bölümünü Barla'da geçirdiği belirtilerek, meclis kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gibi bu kararın "yörenin inanç turizminin gelişmesine katkıda bulunacağı sonucuna ulaşılmıştır" ifadeleri dikkat çekti. Meclis'in Said Nursi tabelası kararını yargıya taşıdı Isparta İl Genel Meclisi, geçtiğimiz yıl 6 Aralık tarihindeki oturumunda, Said Nursi'nin sürgünde olduğu dönemde zorunlu ikamet ettiği Barla beldesinin ana yol kavşağına, "Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Yaşadığı Topraklardasınız" sloganının yazılmasını kararlaştırdı. Ancak bu karar, "Hazretleri" ifadelerinin yarattığı tartışmalar üzerine, "Bediüzzaman Said Nursi'nin Yaşadığı Topraklardasınız" şeklinde düzeltildi. Bunun üzerine İl Genel Meclisi'nin 'tanıtım amaçlı' olduğu ileri sürülen kararını yargıya taşıyan dönemin Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Başkanı Mahmut Özyürek, uygulamanın Anayasa'ya aykırı olduğunu ileri sürerek Isparta İdare Mahkemesi'ne dava açtı. Özyürek: 'Said Nursi tabelası ceza kanununa aykırı' Dava dilekçesinde, Said Nursi'nin cumhuriyet karşıtı olduğunu öne süren Özyürek, bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde bir yere adının verilmesinin kabul edilemeyeceğini belirterek il genel meclisinin kararının iptal edilmesini talep etti. Said Nursi adının il genel meclisi kararıyla Barla girişinde kullanılmasının "halkı kendi arasında düşmanlığa, kin beslemeye alenen tahrik edebilecek nitelikte olduğunu" ifade eden Özyürek, dava dilekçesinde kararın Türk Ceza Kanunu'na aykırılık oluşturduğunu ileri sürdü. Mahkeme Said Nursi'yi Diyanet'e sordu Davayı gören Isparta İdare Mahkemesi, önceki gün gerçekleşen oturumda tartışmalara neden olan davayla ilgili kararını açıkladı. Mahkeme kararında, "Said Nursi'nin kim olduğu, İslam tarihindeki yeri, eserlerinin neler olduğu, Isparta İli ve Barla kasabası açısından nasıl bir öneme sahip olduğu, hayatı ve
eserleri değerlendirildiğinde İslam inancı bağlamında 'İslam âlimi' olarak kabul görüp görmediğine" ilişkin Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'ndan bilgi istendiğine yer verildi. Diyanet: 'Said Nursi İslam alimi, yazdıkları Kuran tefsiri' Din İşleri Yüksek Kurulu'nca Isparta İdare Mahkemesi'ne verilen "Said Nursi" yanıtının özetine yer verilen Mahkeme kararında, Kurulun; "Said Nursi'nin 1878-1960 yılları arasında yaşadığı, yaşadığı dönemin siyasi ve konjoktürel şartlarına bağlı olarak kimi zaman tutuklandığı, sonrasında beraat ettiği, kimi zaman sürgüne gönderildiği, ardından serbest bırakıldığı, düşüncelerini 'Risale-i Nur' adını verdiği eserlerinde ortaya koyduğu, İslam inançlarının temellendirilmesine yönelik açıklamalardan oluşan bu eserlerin din ilimleriyle fen ilimlerine ait verilerin birbirini desteklediği anlayışı üzerine kurulduğu ve yerli ve yabancı araştırmacılar tarafından bir tür 'Kur'an tefsiri' olarak, anıldığı, genel olarak İslam âlimlerince tenkite tabi tutulmayıp İslam inançları bağlamında 'İslam Âlimi' olarak değerlendirildiği, dini konularda eser kaleme alan bir müellif olarak kalmayıp ilgilendiği ve yetiştirdiği öğrencileriyle bir hareket oluşturduğu, 1926 yılından itibaren hayatının yaklaşık sekiz yıllık bölümünü Isparta iline bağlı Barla kasabasında geçirdiği, düşüncelerini ortaya koyduğu Risale-i Nur adındaki eserlerinin bir bölümünü burada yazdığı ve 'Barla Lahikası' adıyla kitaplaştırdığı belirtilmiştir" şeklindeki görüşüne de yer verildi. 'Meclisin Said Nursi kararı inanç turizmini geliştirecek' Düşünceleri ve eserleriyle toplumun büyük bir kesimi tarafından kabul gören ve 'İslam Âlimi' olarak nitelendirilen şahsın isminin, hayatının önemli bir bölümünü geçirdiği Barla kasabasının tanıtımı için kullanılacak sloganlarda yer almasına ilişkin kararın, kültür ve turizm ihtiyacının karşılanmasına yönelik hizmetlerden olduğunun kabulü gerektiğinin altı çizilen Mahkeme kararında, il genel meclisinin aldığı kararda "herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gibi bu durumun yörenin inanç turizminin gelişmesine katkıda bulunacağı sonucuna ulaşılmıştır" ifadeleri dikkat çekti. Mahkeme davayı reddetti Davacının, 'Bediüzzaman, Nursi' gibi unvan ve lakapların kullanılamayacağı yönündeki iddiasına da değinilen kararda, "unvanların bir kimsenin işi, mesleği veya toplum içindeki durumu ile ilgili olarak kullanılan ad, san, şahıs adlarıyla bir arada kullanılarak, şahsın ailedeki veya toplumdaki mevkiini gösteren bir ad şeklinde tanımlanması karşısında tanınan ve toplum tarafından kabul gören şahıslar için unvan ya da lakap kullanılmasında herhangi sakınca bulunmadığından yerinde görülmemiştir" denilerek davanın yemyiz yolu açık olmak üzere reddine karar verildiği belirtildi. 'Kurul daha önce Nurculuğu İslam'a aykırı bulmuştu' Mahkeme kararında yer verilen Din İşleri Yüksek Kurulu'nun görüşüne de değinen Özyürek, mahkemeye, Din İşleri Yüksek Kurulu'nca 1964 yılında yayımlanan Nurculuk Hakkında adlı kitapçığı da ek belge olarak sunduklarını belirterek, söz konusu kitapçıkta Said Nursi'nin risalei nur eserleri ve nurculuğun İslam'a aykırı ve zararlı olduğu, nurculuğun milli ve dini birliği parçalayan bir zümrecilik olduğu tespitine yer verildiğinin altını çizerek şunları söyledi: "1964 tarihinden bu yana değişti? Dinimizin temeli olan Kur an mı değişti? Yoksa Din İşleri Yüksek Kurulu, Said Kürdünin yoluna mı girdi? Çünkü Said-i Kürdi; Risalelerinin Müslümanların kutsal kitabı Kuran dan üstün gördüğünü açıkça göstermektedir. Risale-i Nur adeta zamanın Kuran ıdır iddiasındadır.sonuç olarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AİHM in türban kararından sonra, 'onlar ne anlar, ulemaya sormak lâzım' demişti. Anlaşılan, Isparta İdare Mahkemesi de Başbakanın sözü doğrultusunda karar verdi 'Atatürkçü Düşünce Derneği ne anlar, ulemaya ( Din işleri Yüksek Kuruluna) sormak lazım' dedi. Ulemanın Kararını da bize 'tebliğ' etti." http://haber.sol.org.tr/kent-gundemleri/mahkeme-said-nursi-tabelasi-inanc-turizmini-gelistirecek-dedihaberi-64745