ÖĞRETMENLERE YÖNELİK YILDIRMA ÖLÇEĞİNİ GELİŞTİRİLMESİ ÇALIŞMASI. Yrd. Doç. Dr. Fuat TANHAN Zekeriya ÇAM. Giriş

Benzer belgeler
ÖĞRETMENLERE YÖNELĠK YILDIRMA ÖLÇEĞĠNĠN GEÇERLĠK VE GÜVENĠRLĠĞĠNĠN YENĠDEN BELĠRLENMESĠ

Yazarlar: Mustafa YILDIZ Bartın Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü-BARTIN Murat KUL Bartın Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu-BARTIN

Salon Sporları Hakemlerine Yönelik Mobbing Ölçeğinin Geçerlik ve Güvenirliğinin Belirlenmesi

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Halil Coşkun ÇELİK

PSİKOLOJİK YILDIRMANIN ÖNCÜLLERİ VE SONUÇLARI: HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ. Hacettepe Üniversitesi Psikometri Araştırma ve Uygulama Merkezi HÜPAM

ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİ İÇİN BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR DERSİ DEĞER ÖLÇEĞİNİN GELİŞTİRİLMESİ

SINIF ÖĞRETMENLİĞİ ALAN SINAVI ÖLÇEĞİNİN GELİŞTİRİLMESİ : GEÇERLİK VE GÜVENİRLİK ÇALIŞMASI

BĠYOLOJĠ EĞĠTĠMĠ LĠSANSÜSTÜ ÖĞRENCĠLERĠNĠN LĠSANSÜSTÜ YETERLĠKLERĠNE ĠLĠġKĠN GÖRÜġLERĠ

FARKLI BRANŞTAKİ ÖĞRETMENLERİN PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ. Abdulkadir EKİN, Yunus Emre YARAYAN

ULUSLARARASI AVRASYA SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ Yıl:2, Sayı:3 HAZİRAN 2011

Geçmişten Günümüze Kastamonu Üniversitesi Dergisi: Yayımlanan Çalışmalar Üzerine Bir Araştırma 1

T.C. MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Çocuklara Yabancı Dil Öğretiminin Duyuşsal Hedefleri Ölçeği

Buse Erturan Gökhan Doğruyürür Ömer Faruk Gök Pınar Akyol Doç. Dr. Altan Doğan

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ. MOBBING ve ÖRGÜTSEL DIŞLANMA - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

Ortaokul Öğrencilerinin Sanal Zorbalık Farkındalıkları ile Sanal Zorbalık Yapma ve Mağdur Olma Durumlarının İncelenmesi

Öğretmen Adaylarının Eğitim Teknolojisi Standartları Açısından Öz-Yeterlik Durumlarının Çeşitli Değişkenlere Göre İncelenmesi

MOBBING İN KİŞİSEL VE ÖRGÜTSEL ETKİLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

HS-003. Nuray ŞAHİN ORAK (Marmara Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölümü, Hemşirelik Esasları Anabilim Dalı.

4. SINIF SOSYAL BİLGİLER DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMINDA YER ALAN BECERİLERİN KAZANDIRILMASINA YÖNELİK ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİ

ÖĞRETMENLER, ÖĞRETMEN ADAYLARI VE ÖĞRETMEN YETERLĠKLERĠ

TEKSTİL SEKTÖRÜNDE ÖRGÜT KÜLTÜRÜNÜN ÖĞRENEN ÖRGÜTE OLAN ETKİSİ

Veri Toplama Araçları Hazırlama Süreci ve Pilot Çalışma

Genel Kamu Liselerinde Psikolojik Yıldırma ve Örgütsel Bağlılık İlişkisi( * )

Mobbing Kavramının Türkçe Serüveni Oktay Eser İstanbul Kültür Üniversitesi

EPİSTEMOLOJİK İNANÇLAR ÜZERİNE BİR DERLEME

T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü. Eğitim Programları ve Öğretimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı Öğretim Planı.

MOBBİNG. Doç. Dr. Tuncay Yılmaz

FAKTÖR ANALİZİ VAHİDE NİLAY KIRTAK

Mobbing Kavramı ve Gelişimi Mobbing kavramı Latince kökenli mobile vulgus sözcüklerinden gelmektedir. Hareketli insanlar, şiddet eğilimli kalabalık,

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları)

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE KARŞI TUTUMLARI

Dr. Asiye Toker GÖKÇE MOBBÝNG: ÝÞYERINDE YILDIRMA: EÐÝTÝM ÖRNEÐÝ ISBN

Özet. Abstract. Efe Akbulut*

ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ, İŞLETME ANABİLİM DALI İŞLETME DOKTORA PROGRAMI FAKTÖR ANALİZİ. Ayhan Çakır 1250D91213

EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI EĞİTİM PROGRAMLARI VE ÖĞRETİM BİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM ÖĞRETİM PLANI

MOBBİNG: İŞ YERİNDE YILDIRMA KAVRAMSAL ÇERÇEVE. Dr. Asiye TOKER GÖKÇE. E-posta:

Halil ÖNAL*, Mehmet İNAN*, Sinan BOZKURT** Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi*, Spor Bilimleri Fakültesi**

T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü. Eğitim Bilimleri Tezli Yüksek Lisans Programı Öğretim Planı. Ders Kodları AKTS

Sağlık Çalışanlarına Psikolojik Şiddet: Mobbing. Prof.Dr.Türkan Günay Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD.

Birgül BURUNKAYA - Uzman Adana İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı Çalışan Sağlığı Birimi ANTALYA

Yard. Doç. Dr. Mine Afacan Fındıklı. İş Değerleri ve Çalışma Hayatına Yansımaları

YILDIRMA EYLEMLERİ VE ÖRGÜTSEL ADANMIŞLIK İLİŞKİSİ: İLKÖĞRETİM OKULU ÖĞRETMENLERİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA

DANIŞMAN ÖĞRETMEN MENTORLUK FONKSİYONLARI İLE ADAY ÖĞRETMENLERİN ÖZNEL MUTLULUK DÜZEYİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ

Bir çalışmanın yazılı bir planıdır. Araştırmacının yapmayı plandıklarını ayrıntılı olarak ifade etmesini sağlar. Araştırmacıya yapılması gerekenleri

BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİNDE ÇALIŞAN SAĞLIK ÇALIŞANLARININ RUHSAL SAĞLIK DURUMUNUN BELİRLENMESI VE İŞ DOYUMU İLE İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİ

FEN BİLGİSİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ FEN BRANŞLARINA KARŞI TUTUMLARININ İNCELENMESİ

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

YÖNETİCİ HEMŞİRELERİN LİDERLİK DAVRANIŞ BOYUTLARININ İNCELENMESİ

MESLEĞE VE ÖRGÜTE BAĞLILIĞIN ÇOK YÖNLÜ İNCELENMESİNDE MEYER-ALLEN MODELİ

EĞİTİMDE ARAŞTIRMA TEKNİKLERİ

Teknik Eğitim Fakültesi Öğretim Elemanlarının, Eğitim Programların Niteliğine İlişkin Görüşlerinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi

EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEK BİLGİSİ DERSLERİNE YÖNELİK TUTUMLARI Filiz ÇETİN 1

Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi, 18 (2012)

HEMŞİRE TARAFINDAN VERİLEN EĞİTİMİN BESLENME YÖNETİMİNE ETKİSİ

PSİKOLOJİDE ÖLÇEK KAVRAMI VE ÖLÇEK TÜRLERİ /11 Bogardus Tutum Ölçeği /12 Thurston Ölçeği /13 Likert Tipi Ölçekler /13 Guttmann Tutum Ölçeği /15

Doç. Dr. Demet ÜNALAN Doç. Dr. Mehmet S. İLKAY Uzman Tülin FİLİK ERCİYES ÜNİVERSİTESİ

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TEZ ÖNERİSİ HAZIRLAMA KILAVUZU

Veri Toplama Teknikleri

Öğretmenlerin Eğitimde Bilgi ve İletişim Teknolojilerini Kullanma Konusundaki Yeterlilik Algılarına İlişkin Bir Değerlendirme

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ

MCI - YÖNETİM YETKİNLİKLERİ ENVANTERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

SAĞLIK ÇALIŞANLARIN GÜVENLİĞİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER (TÜRKİYE NİN GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE BEŞ FARKLI HASTANE ÖRNEĞİ)

İÇİNDEKİLER BÖLÜM-I. Doç. Dr. Günseli GİRGİN

İLKOKUL VE ORTAOKUL ÖĞRETMENLERİNE YÖNELİK YILDIRMA DAVRANIŞLARININ İNCELENMESİ

BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU ÖĞRENCİLERİNİN SAĞLIKLI YAŞAM BİÇİMİ DAVRANIŞLARININ İNCELENMESİ

Korelasyon, Korelasyon Türleri ve Regresyon

D. PİRE. aralarında köprü kurar. İnsanların çoğu duvar, çok azı da. Yard.Doç.Dr. Havva ÖZTÜRK Ebe Tülay BAYRAMOĞLU Trabzon

GİRİŞ. Bilimsel Araştırma: Bilimsel bilgi elde etme süreci olarak tanımlanabilir.

Öğretmen Liderliği ÖĞRETMEN LİDERLİĞİ

Akademisyenlere Yönelik Mobbing Ölçeği Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması *

Gençlik Merkezi Müdürlüklerinde Çalışan Personellerin Çalışma Ortamlarında Maruz Kaldıkları Yıldırma Davranışlarının Cinsiyet Yönünden Ġncelenmesi

Niğde Üniversitesi İİBF Dergisi, Haziran 2009, Cilt:2, Sayı: 1, MOBBING İN KİŞİSEL VE ÖRGÜTSEL ETKİLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Mustafa SÖZBİLİR Şeyda GÜL Fatih YAZICI Aydın KIZILASLAN Betül OKCU S. Levent ZORLUOĞLU. efe.atauni.edu.tr

İLKÖĞRETİM OKULU 6, 7. VE 8. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN OKUL YAŞAMININ NİTELİĞİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ *

BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR DERSLERİNDE ALTERNATİF ÖLÇME-DEĞERLENDİRME YÖNTEMLERİ KULLANILMASINA İLİŞKİN ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİNİN İNCELENMESİ

THOMAS TÜRKİYE PPA Güvenilirlik, Geçerlilik ve Standardizasyon Çalışmaları Özet Rapor

ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR DERSİNE İLİŞKİN DEĞERLERİNİN İNCELENMESİ

Beden Eğitimi Öğretmenlerinin Kişisel ve Mesleki Gelişim Yeterlilikleri Hakkındaki Görüşleri. Merve Güçlü

FEN VE TEKNOLOJİ ÖĞRETMENLERİNİN KİŞİLERARASI ÖZYETERLİK İNANÇLARININ BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

HASAN KALYONCU ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ İLKÖĞRETİM BÖLÜMÜ SINIF ÖĞRETMENLİĞİ ANABİLİM DALI DERSİN TANIMI VE UYGULAMASI

Nitel Araştırmada Geçerlik ve Güvenirlik

Üniversite Öğrencilerinin Sınıf İçi Çatışma Yaşama Nedenlerinin Ölçülmesine Yönelik Bir Ölçek Geliştirme Çalışması ve Uygulaması

Ders Kodu Dersin Adı Yarıyıl Teori Uygulama Lab Kredisi AKTS G524 Yönetim ve Psikoloji

ORTAÖĞRETİM OKULLARINDA YILDIRMA(MOBBİNG) DAVRANIŞLARI İLE ÖRGÜTSEL ADANMIŞLIK ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ 3

İlköğretim Okulu Müdürlerinin Kurum Denetiminde Karşılaştıkları Sorunlar

ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÖZEL EĞİTİM ANABİLİM DALI

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ HASTANE ÇALIŞANLARININ HASTA GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜNÜN ARAŞTIRILMASI

BÖLÜM I ARAŞTIRMANIN DOĞASI

VERİ TOPLMA ARAÇLARI

GEDİZ ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

Müzik Öğretimi Öz Yeterlilik Ölçeği. The Music Education Self Efficacy Scale

T.C. CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ LİSANSÜSTÜ TEZ ÖNERİSİ YAZIM KILAVUZU

Türkiye de Biyoloji Eğitimi. Türkiye de Biyoloji Eğitimi İÇERİK

Akademisyenlere Uygulanan Psikolojik Tacize Yönelik Ampirik Bir Araştırma

BÖLÜM 2 VERİ SETİNİN HAZIRLANMASI VE DÜZENLENMESİ

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 67, Mart 2018, s

Transkript:

ÖĞRETMENLERE YÖNELİK YILDIRMA ÖLÇEĞİNİ GELİŞTİRİLMESİ ÇALIŞMASI Yrd. Doç. Dr. Fuat TANHAN Zekeriya ÇAM Giriş Günümüzde örgütlerin etkililik dereceleri, belirlenmiş amaçlarının toplumsal gereksinimlere uygun olmasına ve örgütteki nitelikli iş gücü ile sağlıklı çalışma koşullarının varlığına bağlıdır (Celep, 2000). Örgütsel bir yapı olarak okulların da etkililik dereceleri, amaçlarını toplumsal ihtiyaçlara yönelik kanalize edebilmelerine ve üyelerine sağlıklı çalışma ortamı hazırlamalarına bağlıdır. Bu açıdan ele alındığında bir okulun amaçlarını azami düzeyde yerine getirebilme derecesi, okul içerisinde çalışan bireylerin aralarındaki sağlıklı etkileşim ve işbirliğine bağlı olarak değişmektedir. Bireyin çalıştığı kurum içerisinde, çalışanlarla ve yöneticilerle olan ilişkileri onun sosyal ilişkilerini oluşturmaktadır (Toker-Gökçe, 2006). Örgütlerdeki sosyal ilişkiler örgütün amaçlarına ulaşabilmesi için temel bir gerekliliktir. Çünkü sosyal ilişkilerin yeterli düzeyde olmayışı, örgütün amaçlarına ulaşabilme kapasitesini olumsuz yönde etkilemektedir (Owens, 1981: Akt. Başaran, 2004). Bu sebeple örgütsel amaçların gerçekleştirilmesi için insan ilişkileri önem kazanmaktadır. Örgüt, hangi amaçları gerçekleştirmek amacıyla kurulmuş olursa olsun, tüm örgütlerin yaşama ve gelişme gücü örgütte yer alan ve örgütü oluşturan bireylerin belirlenen amaçlar doğrultusunda, beraberce çalışabilmelerindeki istek ve arzularına bağlıdır (Erginer, 2003). Dolayısıyla örgütte yer alan bu bireylere verilen rol ve görevlerin kişilere uygun olup olmaması durumu ya da çalışanların aralarındaki iletişim ve etkileşimin istenen düzeyde olmaması örgüt içerisinde iletişimi ve etkileşimi olumsuz yönde etkilemektedir (Dökmen, 2004). Örgütlerde çalışanlar arasında kurulan doğal iletişim biçimi, örgütteki biçimsel iletişimden daha önemli olarak görülmektedir. Çalışanın sosyal ortamından doyum sağlaması ise büyük oranda, diğer çalışanlar ile arasındaki doğal iletişim ile mümkün olabilmektedir. Çalışanın sağladığı bu doyum, onun örgüte olan bağlılığına etki etmekte ve çalışanın bu bağlılık derecesi de örgütün yaşamını devam ettirebilmesinde önemli rol oynamaktadır (Katz ve Kahn, 1977).

Örgütlerin iletişim biçimleri açısından iki yönünün olduğu görülmektedir. Bunlar, örgütün formel ve informal yapılarıdır. Formel yapı temelde örgüt içerisindeki hiyerarşik yapıyı anlatırken, informal yapı ise daha çok bireyin kişisel ilişkilerini ve kişinin olduğu gibi kabul edilerek benimsenme durumunu anlatmaktadır. Yönetim sürecine canlılık kazandıran yön ise formel yönden ziyade, informal yöndür. Bu açıdan bakıldığında da örgütlerde kişiler arası ilişkiler örgütün amaçlarına ulaşmasına daha bir katkıda bulunmaktadır (Bursalıoğlu, 2008). Bundan dolayı günümüzde titiz ve dakik davranan, işini savsaklamadan içten çalışan, gözetimin ve denetimin olmadığı durumlarda bile kurallara tam anlamıyla uyma davranışı gösteren, çalışma arkadaşlarına içtenlikle yardım eden ve bu yardımını esirgemeyen ve dedikodudan uzak durup çalıştığı örgütün sırlarını her ne sebeple olursa olsun açıklamayan bireyler örgütler açısından daha çok tercih edilmektedir (Karaman, Yücel ve Dönder, 2008). Her ne kadar informal ilişkilerin örgüt için önemli olduğu dile getirilse de günümüz örgütlerinde formal ilişkiler daha önemli görülmektedir. Formal ilişkiler neticesinde de örgütlerde çalışanlar arasında kurulan ilişkilerin daha resmi bir şekil aldığı söylenebilir. Ancak bilindiği üzere formal ilişkiler daha resmi bir özellik taşıdığı için çalışanlar üzerinde bir baskı unsuru olarak görülebilir. Dolayısıyla iş ortamı, gittikçe gerginleşmektedir (Baykal, 2005). Bu durumun da kişi için uzun dönemde stres ve gerginlik durumu gibi problemlere yol açmasının olası bir durum olduğu belirtilmektedir (Baltaş ve Baltaş, 1989). Formal ilişkilerin yanısıra, yoğun çalışma temposu ve yöneticilerin çalışanlardan performans beklentisinin yüksek olması örgüt çalışanları üzerinde baskı oluşturabilmektedir. Sterse (1981) çalışanların, örgütte yoğun baskıya maruz kalmaları sonucunda stres durumları yaşayabildiklerini belirtmektedir (Akt. Balcı, 2000). Nitekim bu ağır iş yükü ve yaşanan stres durumunda çalışanlar işlerinden ayrılmakta ve birtakım psikolojik rahatsızlıklara maruz kalabilmektedirler (Leymann, 1996). Yaşanan bu durumun da yine örgütün etkililiğine olumsuz yönde etki edeceği söylenebilir. Yoğun iş yükü, beklentilerin yüksekliği gibi etmenler çalışanların iletişim biçimlerine etkisi 1980 ler yoğun olarak incelenmeye başlanmıştır. İş yerinde kişiler arası ilişkilerde birey üzerinde kurulan psikolojik baskıyı betimlemek amacıyla kullanılan mobbig kavramı, ortaya çıktığı günden bu güne farklı nitelendirmelere karşılık gelecek biçimde kullanılmıştır. Ancak yıldırma (mobbing) kavramı ilk kez 1960 lı yıllarda bir etiyolojist olan Konrad Lorenz tarından bir grup hayvanın kendilerinden daha zayıf ve korumasız bir hayvanı korkutarak saldırması durumunu adlandırmak amacıyla kullanmıştır. Daha sonraki süreçte İsveçli psikologlar yıldırma (mobbing) kavramını, okul çocukları arasında görülen zorbaca davranışların tanımlanması ve adlandırılmasında kullanarak farklı bir boyuta taşımışlardır

(Davenport, Schwartz ve Eliott, 2003; Leymann, 1996). Daha sonra Leymann yıldırma kavramını hayvanlar ve okul çocukları arasında görülen benzer davranışların iş yerinde de yaşandığını fark etmiş ve yıldırma kavramını iş yerinde yaşanan zorbaca davranışların adlandırılmasında kullanmıştır. Heinz Leymann ın (1996) İsveç te çalışan 4,4 milyon kişi üzerinde yaptığı araştırma mobbing kavramının popülerleşmesine etki etmiştir. Yıldırma Nedir? Stres ve depresyon gibi birtakım psikolojik sorunların çalışanlarda görülmesi üzerine, son yıllarda iş yeri ve çalışanlar üzerinde yapılan çalışmaların ivme kazandığı görülmektedir. Özellikle de iş yeri ile ilgili ortaya çıkan problemlere olan ilgi gittikçe artmaktadır (Leymann, 1996). Stres faktörlerine odaklanılmasıyla beraber iş yerinde yıldırma kavramı da ele alınmış ve yıldırma kavramı psikolojik baskının aşırı bir şekli olarak tanımlanmıştır (Davenport, Schwartz ve Elliott, 2003). Ancak ilgili alan yazın incelendiğinde yıldırma kavramının farklı terimlerle ifade edildiği görülmektedir (Leymann, 1996; Davenport, Schwartz ve Elliott 2003; Asforth, 1994; Akt. Blase ve Blase, 2003; Swedish Narional Board of Occupational Safety and Health, 1993; Akt. Blase ve Blase, 2003; Adams, 1992; Akt. Einarsen, 2000). Tablo 1: Değişik araştırmacılar tarafından iş yerinde yıldırma için kullanılan kavramlar ve tanımlar Kaynak Terim Tanımlama Brodsky (1976) Taciz (Harassment) Tekrar eden ve sistematik bir biçimde bireye eziyet edilmesi, yıpratılması, yıldırmaya maruz bırakılması, gözünün korkutulması, rahatsız edilmesi ve diğer bireylerin kişiye karşı kışkırtılarak tepki uyandırılması. Thylefors (1987) Günah Keçisi (Scapegoating) Bir ya da daha fazla kişinin bir kişi ya da grup tarafından belli bir süreç içerisinde sürekli olarak olumsuz davranışlara maruz bırakılması. Matthiesen, Rakness ve Rrökkum (1989) Yıldırma (Mobbing) Bir ya da daha fazla kişinin iş yerindeki bir kişi ya da grup tarafından tekrarlı ve sürekli bir şekilde olumsuz tepkilerin hedefi olması. Leymann (1990) Yıldırma / Psikolojik Terör (Mobbing / Psychological Terror) Bir ya da daha fazla kişinin saldırgan ve etik olmayan iletişim biçimleri yoluyla, doğrudan ve sistemli bir şekilde bireyi hedef alması. Kile (1990) Sağlığı Tehlikeye Sokan Liderlik (Health Endangering Üst konumdaki kişinin açık ya da örtük bir biçimde, belli bir dönem içerisinde sürekli devam eden bir şekilde kişiyi taciz etmesi ya da aşağılaması. Leadership) Wilson (1991) İşyeri Travması (Workplace Trauma) Üst konumdaki kişinin ya da işverenin kasten ve kötü niyetli davranması sonucunda bireyin kişiliğinin parçalandığını fark etmesi.

Asforth (1994) Küçük Zorbalık (Petty Liderin, çalışanlara baskı kurmak, küçümsemek ve Trainy) itibarını yükseltmek için keyfi hareket etmesi, sorun çözmede güç kullanması, kişileri kasıtlı olarak cezalandırması ve ilgisiz davranması. Vartia (1993) Taciz (Harassment) Bireyin bir ya da daha fazla kişi tarafından belli bir zamandan fazla ve tekrar eden bir şekilde olumsuz davranışlara maruz kalması. Björkqvist, Osterman ve Hjelt- Bäck (1994) Taciz (Harrasment) Savunmasız bir bireye karşı bir ya da daha fazla kişinin psikolojik ya da fiziksel acı çektirmek amacıyla doğrudan ve sürekli olarak kötü davranılması. Adams (1992) Zorbalık (Bullying) Kişinin süreğen bir şekilde eleştirilmesi, genel ya da özel bir şekilde taciz edilmesi ve aşağılanarak hakaret edilmesi. Kaynak: Einarsen, 2000. Tablo 1 incelendiğinde yıldırma için kullanılan kavram ve tanımlamaların benzerliklerinin yanı sıra farklılıklarının olduğu görülmektedir. Ancak tanımlama ve kavramlarda farklılıklar olsa bile araştırmacıların vurgulamak istedikleri noktanın, iş yerinde yıldırma olduğu görülmektedir. Özellikle İskandinav ülkelerinde yıldırma kavramı için genellikle tercih edilen ifade mobbing dir. Ancak İngiltere, Kanada ve Amerika daki kimi akademisyenler yıldırma kavramı için daha çok bullying terimini kullanmayı tercih etmektedirler (Einarsen, 2000). Mobbing ve bullying arasındaki temel fark ise bullying in farklı güçteki insanlar arasında meydana gelmesi (Blase ve Blase, 2003) ve daha çok öğrenciler arasında görülen zorbalık durumunun adlandırılmasında kullanılmasıdır (Leymann, 1996). Bu terim Türkçe literatürde de farklı şekillerde adlandırılmaktadır. Mobbing kavramı iş yerinde psikolojik taciz, iş yerinde zorbalık ya da yıldırma olarak adlandırılmaktadır. Ancak daha çok yıldırma ya da iş yerinde yıldırma şeklinde kullanımı çoğunluktadır (Tınaz, 2006). Yıldırmanın tanımlarına bakıldığında ise Leymann, yıldırmayı psikolojik terör ya da mobbing olarak kavramsallaştırmakta ve bu şekilde tanımlamaktadır: Bireyin diğer bir birey ya da bir grup tarafından sistematik saldırılara maruz bırakılması sonucunda yardım alamaz ve savunmasız bir pozisyona itilmesi sürecidir. Ayrıca Leymann, bir davranışın yıldırma olarak tanımlanabilmesi için davranışın, altı ay süreyle ve en az haftada bir gerçekleşmesi gerektiğini belirtmektedir (Leymann, 1996). Ancak herhangi bir davranışın yıldırma olarak nitelendirilmesi için belirlenen bu süre konusunda alan yazında ortak bir yargının olmadığı görülmektedir. Adams (1992) ve Randall (1997) bir çalışanın diğer bir çalışanı kasıtlı olarak bir kez bile olumsuz davranışa maruz bırakmasının yıldırma olarak nitelendirilebileceğini vurgulamaktadırlar (Akt. Cowie ve ark., 2002).

Türk kültüründe yapılan yıldırma tanımlarına bakıldığında ise Baltaş (2009) yıldırmayı, iş yerinde belirli kişileri hedef alan sistematik bir dizi duygusal saldırı ve yıpratma hareketi olarak tanımlamaktadır. Ayrıca Baltaş, sergilenen yıldırma davranışlarının amacı olarak da kişinin iş yerinden uzaklaştırılması olduğunu belirtmektedir. Çobanoğlu (2005), benzer şekilde yıldırmayı tanımlarken, yıldırmanın kişiye yönelik ahlak dışı davranışlarla gerçekleştiğini ve mağdurun dayanma gücünü yok etmeye çalışarak işten ayrılmaya zorlandığını ifade etmektedir. Tınaz (2006), yıldırmayı tıpkı Leymann (1996) gibi kavramsallaştırarak psikolojik terör olarak ifade etmekte ve yıldırmaya ilişkin tanımlamasında, yıldırmanın iş yerinde kişinin ast ya da üstleri tarafından maruz kaldığı her türlü kötü muamele olduğunu belirtmektedir. Yapılan tanımların benzer yanlarına bakıldığında yıldırma işi yerinde doğrudan kişiyi hedef almakta ve sistematik bir yolla gerçekleşmektedir. Burada sistematik ifadesiyle anlatılmak istenen, yapılan yıldırma davranışının bireye yönelik olarak kasıtlı bir biçimde yapılmasıdır. Tanımlarda ortak bir yön olarak göze çarpan diğer bir nokta ise yıldırma davranışlarının yapılma amacıdır. Tanımlardan da anlaşılacağı üzere yıldırma davranışlarının temel amacı kişiyi iş yerinden ayrılmaya zorlamaktır. Ancak tanımlarda kişinin iş yerinden ayrılmaya zorlanması net bir şekilde ifade edilmese de yıldırma mağduru olan bireylerin genellikle duygusal zekaları yüksek, iyi eğitim almış ve çalışkan bireyler olduğu ifade edilmektedir. Dolayısıyla yıldırma sürecinde kişilerin hedef olarak seçilmeleri ve yıldırmaya maruz bırakılmalarının ardında bir kariyer savaşı ya da tahammülsüzlüğün (Çobanoğlu, 2005) olduğu söylenebilir. Yıldırmayı Belirlemek İçin Geliştirilen Ölçme Araçları İşyerinin hedeflerine ulaşma, çalışanların psikolojik olarak kendilerini iyi hissetme gibi faktörler üzerinde etkilin olan yıldırma davranışlarını belirlemek amacıyla farklı ölçme araçları geliştirilmiştir. Ancak Cowie ve arkadaşlarının (2002) belirttiği üzere yıldırma davranışlarını betimle ve ölçme oldukça zordur. Yabancı alan yazın incelendiğinde yapılan araştırmalarda sıklıkla kullanılan ölçme aracı Leymann ın toplamda 45 farklı yıldırma davranışından oluşan Psikolojik Terör Envanteri (LIPT) dir. Bu envanterde yer alan maddeler; kişisel iletişime saldırılar, sosyal ilişkilere saldırılar, sosyal itibara saldırılar, iş ve yaşam kalitesine yönelik saldırılar ve kişinin sağlığına saldırılar şeklinde tanımlanan olumsuz davranışlardan oluşmaktadır. Bu envanterde yer alan maddeler görülme sıklığına bağlı olarak puanlanmakta likert tipi ölçek biçiminde puanlanmaktadır (Leymann, 1990; Akt., Cowie ve ark., 2002). Leymann envanterin geçerlik çalışması için yaptığı temel bileşenler analizi çalışmasında ölçeğin toplamda beş faktörden

oluştuğunu belirtmektedir. Bu faktörler, olumsuz iletişim, aşağılayıcı davranışlar, kişiyi izole etmeye yönelik davranışlar, kişiyi cezalandırmak amacıyla sık sık görevlerinin değiştirilmesi, şiddet ya da korkutmak amacıyla şiddet uygulama şeklinde adlandırılan faktörlerdir (Leymann, 1996). Alan yazında sıklıkla karşılaşılan diğer bir ölçme aracı ise Raknes ve Einarsen (1997) tarafından geliştirilen Olumsuz Davranışlar Anketi (Negative Acts Questionnare) dir. Bu anket, literatürde daha çok kısa adı olan NAQ olarak adlandırılmaktadır. Bu ankette temel yıldırma davranışları yer almakta ve anket toplamda 21 olumsuz davranıştan oluşmaktadır. Araştırmacıların bu anket için hesaplamış oldukları güvenirlik katsayısı.87 olarak bulunmuştur. Ankette yer alan maddeler kişilerin hangi sıklıkla yıldırımaya maruz kaldıklarını ölçmeye yönelik tasarlanmıştır. Bu ankette yer alan her maddenin karşısına son 6 ay içerisinde hangi sıklıkla bu davranışa maruz kaldıklarına yönelik olarak, hiç bir zaman, ara sıra, her ay, her hafta ve hergün şeklinde derecelendirilmiştir ve son 6 ay içerisinde bu davranışlara haftalık maruz kalanlar yıldırma mağduru olarak tanımlanmıştır. Türkiye de yıldırma konulu alan yazın incelendiğinde NAQ ın Türkçeye uyarlandığı görülmektedir. NAQ ın Türkçeye uyarlaması ise Cemaloğlu (2007) tarafından yapılmıştır. İlköğretim okullarında görev yapan ve seçkisiz olarak belirlenen 145 öğretmen üzerinde yapılan uyarlama çalışmasının sonuçlarına göre, anketteki toplam 21 maddenin tek faktörlü bir yapı gösterdiği, açıkladığı varyans oranının %71 olduğu, Cronbach alfa katsayısının.94 olduğu ve anket maddelerinin faktör yük değerlerinin.59 ile.84 arasında yer aldığı bulunmuştur. Her ne kadar Türkiye de öğretmenlere yönelik yıldırma konulu çalışmalar yapılmış olsa da yapılan çalışmalardan elde edilen bulguların genelde anketlerden elde edildiği görülmektedir (Ertürk, 2005; Cemaloğlu ve Ertürk, 2007; Urasoğlu-Bulut, 2007; Yıldırım, 2008). Ancak Türkiye de öğretmenlere yönelik yıldırmayı ölçmeye dönük bir tek Toker- Gökçe (2006) tarafından geliştirilen ölçek mevcuttur. Bu ölçek, toplamda 59 yıldırıcı davranıştan oluşan İş Yerinde Duygusal Yönden İncitici Davranışlar Ölçeği dir. Ölçeğin geçerlik ve güvenirlik çalışması Türkiye nin yedi bölgesinden gelişmişlik düzeylerine göre kategorilendirilen illerden seçilen 520 resmi, 299 özel ilköğretim okulu öğretmeni ile 221 resmi ve 140 özel ilköğretim okulu yöneticisi üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmacı tarafından geliştirilen ve tek faktörlü kabul edilen bu ölçekte yer alan maddelerin faktör yük değerleri,54 ile,94 arasında yer almakta ve ölçeğin madde toplam korelasyonları ise,55 ile,95 değerleri arasındadır. Ayrıca ölçeğin hesaplanan iç tutarlılık katsayısı (Cronbach Alpha).99 olarak hesaplanmış ve ölçeğin açıkladığı varyans oranı ise %68,8 olarak bulunmuştur.

AMAÇ Türkiye de öğretmenlere dönük yıldırma konulu yapılan araştırmalarda çoğunlukla anketler kullanılmıştır. Oysaki anketler bir konu hakkında kişilerin görüşlerini belirlemek üzere oluşturulan ölçme araçlarıdır. Anketlerle toplanan bulgular genellenebilirliği düşüktür (Tezbaşaran, 1997). Bu açıdan öğretmenlere dönük bir yıldırma davranışları ölçeğine gereksinim duyulmaktadır. Toker-Gökçe (2006) tarafından geliştirilen ölçek, önemli bir eksikliği gidermiştir. Ancak, bu ölçeğin 59 maddeden oluşması uygulamada sıkıntılara neden olabilmektedir. Kabul edileceği üzere, az maddeli ölçeklere katılımcılar daha içten cevap vermekte ve katılıma gönüllü olabilmektedir. Dick ve Wagner in (2001) de belirttiği üzere iş yerinde yıldırmanın yaşanmasında yönetim desteği (principal support) belirleyici bir faktördür. Ancak Toker-Gökçe (2006) tarafından geliştirilen ölçekte bu faktörü ölçmeye dönük bir madde bulunmamaktadır. Bunun dışında Toker-Gökçe (2006) tarafından geliştirilen ölçek tek boyutlu olarak yapılandırılması yıldırmanın çok boyutlu bir olgu olmasından ötürü de sıkıntılara neden olabilmektedir. Yukarıda belirtilen gerekçelerden anlaşılacağı üzere alanda öğretmenlere yönelik yıldırma davranışlarını ölçen bir ölçeğe gereksinim duyulmaktadır. Bu gereksinime binaen alana çok boyutlu, uygulanması kolay geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı kazandırmak bu araştırmanın amacını oluşturmaktadır. YÖNTEM Bu bölümde tarama modeliyle gerçekleştirilen araştırmanın çalışma grubu, bilgi toplama aracı ve toplanan verilerin analizinde kullanılan teknikler tanıtılmaya çalışılacaktır. Araştırmanın Modeli Bu çalışmada ilköğretim okullarında görev yapan öğretmenlerin maruz kaldıkları yıldırma eylemlerini belirlemeye yönelik ölçek geliştirilecektir. Bu amaçla nicel veriler kullanılacaktır. Dolayısıyla hazırlanan bu çalışma varolan bir durumu betimlemeyi amaçladığından, çalışmanın modeli genel tarama modelindedir. Bu tür araştırmalar alan yazında tarama modelleri olarak adlandırılmaktadır (Karasar, 2003). Ölçme Araçları Öğretmenlere yönelik yıldırma ölçeğinin geliştirilmesi amacıyla yıldırma (mobbing) ile ilgili temel kaynaklar taranmış, Leymann ın (1996) tanımladığı 45 yıldırma davranışı ve, alan yazında yer alan ölçme araçları (Toker-Gökçe, 2006; Öztürk ve ark., 2008) incelenmiştir.

Alan yazının taranmasından sonra Van ilinde ilköğretim okullarında görev yapan gönüllü 16 öğretmenle yıldırma davranışlarına yönelik nitel görüşmeler yapılmış ve görüşmelerden elde edilen veriler içerik analizine tabi tutulmuştur. Öğretmenlerle yapılan nitel görüşmeler ve alan yazının incelenmesi sonucunda ölçek için 84 maddeden oluşan bir madde havuzu oluşturulmuştur. Ölçeğin madde havuzunun oluşturulmasının ardından birbirine benzer ve yakın maddeler tek madde altında toplanmış, işlevsel olmadığı düşünülen maddeler ise ölçekten çıkartılmıştır. Daha sonra madde sayısı 35 e indirgenerek ölçek için bir taslak form oluşturulmuştur. Oluşturulan ölçek taslak formu eğitim bilimleri alanında doktora derecesine sahip üç alan uzmanının görüşüne sunularak, uzmanlardan gelen görüşler doğrultusunda ölçek formu düzenlenmiştir. Hazırlanan bu ölçek, daha sonra üç Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenine incelettirilerek, anlam ve ifade yanlışlıklarının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Geri bildirimlere dayanılarak ölçek madde formları üzerinde gerekli düzenlemeler yapılmıştır. Ölçeğin yönergesi hazırlanırken, öğretmenlerin ölçekte yer alan yıldırma davranışlarına son 6 ay içerisinde hangi sıklıkla maruz kaldıklarını belirtmeleri istenmiştir. Çünkü Leymann (1996) bir davranışın yıldırma davranışı olarak nitelendirilebilmesi için son 6 ay içerisinde ve en az haftada bir defa gerçekleşmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu sebeple ölçek derecelendirilirken bu nokta dikkate alınarak ölçek maddeleri (1) Asla, (2) Nadiren, (3) Bazen, (4) Sıklıkla ve (5) Her Zaman biçiminde yapılandırılmıştır. Ölçekten alınan puanların yükselmesi durumunda öğretmenlerin yıldırma mağduru oldukları, puanların düşük çıkması durumunda ise yıldırma mağduru olmadıkları varsayılmıştır. Öğretmenlere yönelik yıldırma davranışları ölçeğinin ölçüt geçerliğini değerlendirmek amacıyla iş yerinde duygusal yönden incitici davranışlara maruz kalma düzeyleri ölçülmüştür. İş Yerinde Duygusal Yönden İncitici Davranışlar Ölçeği Toker-Gökçe (2006) tarafından geliştirilmiştir. İşyerinde duygusal yönden incitici davranışlara maruz kalma ile yıldırma davranışları arasında yüksek pozitif yönde bir korelasyonun bulunması beklenir. Bu gerçeklikten hareketle İş Yerinde Duygusal Yönden İncitici Davranışlar Ölçeği ile Öğretmenlere Yönelik Yıldırma Ölçeğinin toplam puanları arasında korelasyon katsayısı hesaplanarak Öğretmenlere Yönelik Yıldırma Ölçeğinin ölçüt geçerliği hesaplanmıştır. Evren ve Örneklem Hazırlanan bu çalışmanın evrenini Van ili belediye sınırları içerisinde bulunan 60 resmi ilköğretim okulu ve üç resmi ilköğretim okulunda görev yapan toplam 2171 öğretmen oluşturmaktadır.

Çalışmanın örneklemi ise Van ili belediye sınırları içerisinde yer alan okullardan alt, orta ve üst sosyo-ekonomik düzeydeki okullarda görev yapan toplam 615 öğretmen oluşturmaktadır. Örneklemin belirlenmesinde ise Kuramsal Örneklem Büyüklükleri tablosundan yararlanılmıştır. Tabloya göre 5000 kişilik evrenden alınacak örneklem sayısı %95 lik güven düzeyi için 356 kişiyle yeterli olmaktadır (Balcı, 2007). Ancak bu çalışmada ulaşılabildiği kadar örneklem alındığı için toplamda 615 öğretmen örnekleme dahil edilmiştir. Her sosyo-ekonomik kategorideki okullardan eşit sayıda bireyin örneklem kapsamına alınması sağlanmaya çalışılmıştır. Ancak ildeki özel okul sayısının az olması nedeniyle özel okullarda görev yapan 44 öğretmen örnekleme dahil edilmiştir. Örnekleme ait tanımlayıcı istatistikler aşağıdaki çizelgelerde gösterilmiştir. Tablo 2: Okulların SED düzeylerine göre araştırmaya katılan öğretmen sayıları OKULLAR f % ty Üst 186 30,2 30,2 Orta 197 32 62,2 Alt 188 30,6 92,8 Özel 44 7,2 100 Toplam 615 100 100 Tablo 2 den de anlaşılacağı üzere örnekleme dahil edilen 615 öğretmenin 186 sı üst SED den, 197 si orta ve 188 i alt ve 44 ü özel ilköğretim okulunda görev yapmaktadır. Her sed den eşit sayıda öğretmenin örneklemde yer almasına dikkat edilmiştir. Ancak ildeki özel okul sayısının üç ile sınırlı olmasından dolayı, özel okullarda görev yapan öğretmenlerin sayısı örneklem grubu içerisinde az olduğu görülmektedir. Bu da çalışmanın bir sınırlılığı olarak görülebilir. Tablo 3: Örneklem kapsamına alınan öğretmenlerin yaş değişkenine ilişkin tanımlayıcı istatistikler YAŞ GRUBU f % ty 21 25 108 17,6 17,6 26 31 277 45 62,6 32 36 138 22,4 85 37 41 35 5,7 90,7 42 46 23 3,7 94,5 46 51 19 3,1 97,6 51 ve üzeri 15 2,4 100 Toplam 615 100 100

Tablo 3 incelendiğinde araştırmaya katılan öğretmenlerin çoğunluğunun (%45) 26 31 yaş arasında bireylerden oluşuğu görülmektedir. 32 36 yaş aralığındaki bireylerin ise örneklemin %22,4 ünü oluşturduğu dikkat çekmektedir. Dolayısıyla örneklemde yer alan öğretmenlerin yaş ortalamalarının düşük olduğu söylenebilir. Tablo 4: Araştırmaya katılan öğretmenlerin cinsiyet durumlarına ilişkin tanımlayıcı istatistikler CİNSİYET f % ty Kadın 285 46,3 46,3 Erkek 330 53,7 100 Toplam 615 100 100 Cinsiyet değişkeni incelendiğinde grupların (kadın-erkek) homojen (benzer) olduğu söylenebilir. Çünkü birey sayılarına bakıldığında, sayıların birbirlerine yakın olduğu görülmektedir. Tablo 5: Araştırmaya katılan öğretmenlerin medeni durumlarına ait tanımlayıcı istatistikler MEDENİ DURUM f % ty Evli 394 64,1 64,1 Bekar 216 35 99 Boşanmış 6 1 100 Toplam 615 100 100 Medeni duruma ilişkin tanımlayıcı istatistiklere bakıldığında örneklemdeki öğretmenlerin büyük bir çoğunluğunun evli, çok az bir kısmının ise boşanmış bireyler olduğu görülmektedir. BULGULAR VE YORUM Bu başlık altında, ölçek verilerini betimleyen analizler ve analiz sonuçlarına ilişkin bulgular ile bulgular hakkındaki yorumlar yer almaktadır. Verilerin Analizlere Uygunluğunun Sınanması ÖYYÖ nün örneklem üzerinde yapılan uygulamasından elde edilen veriler üzerinde temel bileşenler analizi yapılamadan önce verilerin analizine uygun olup olmadığı sınanmıştır. Bu amaçla Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) ve Bartlett testleri yapılmıştır. Hesaplanan KMO değeri,91 olarak bulunmuştur (Bartlett; χ 2 =9094,775; p<,001). Pallant a göre hesaplanan KMO değerinin,60 ve üzerinde çıkması durumunda mevcut veri seti

üzerinde temel bileşenler analizi işleminin gerçekleştirilmesi mümkün olmaktadır (Akt. Kaya, 2005). Hesaplanan KMO değeri ve Barttlett Chi-Square değeri, örneklem büyüklüğünün yeterliliği ve dağılımın normalliğini belirlemeye yönelik testlerdir. Böylelikle ölçek puanlarına ait veri setinin dağılımı normal bulunmuş ve verilerin temel bileşenler analizine uygunluğuna kanaat getirilmiştir. ÖYYÖ nin Geçerlik Çalışmaları Bu başlık altında Öğretmenlere Yönelik Yıldırma Ölçeğinin içerik ve ölçüt geçerliğine ilişkin çalışmalara ve bulgulara yer verilmiştir. İçerik Geçerliği ÖYYÖ nün içerik geçerliğine sahip olup olmadığını incelenmiştir. İçerik geçerliği, ölçeğin ölçme isteğini ölçüyor olabilmesi ile ilgili olup, uzman görüşüne dayalı olarak açıklanabilmektedir (Balcı, 1995). Bu amaçla oluşturulan formda yer alan öğretmenlere yönelik yıldırma davranış ifadelerinin literatürde betimlenen yıldırma davranışlarını ölçmede ne denli yeterli olduğunu değerlendirmek amacıyla uzman görüşüne başvurulmuştur. Alınan eleştirilere göre ÖYYÖ nün öğretmenlere yönelik yıldırma davranışlarını ölçmeye uygun içeriğe sahip bir bilgi toplama aracı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ölçüt Geçerliği ÖYYÖ nün ölçüt geçerliğine sahip olup olmadığı incelenmiştir. Ölçüt geçerliği, ölçeğin benzer ya da karşı durumu ölçen ölçeklerle olan korelasyona göre belirlenir. Bu amaçla örneklem grubuna Öğretmenlere Yönelik Yıldırma Ölçeği ile birlikte Toker-Gökçe (2006) tarafından geliştirilen İş Yerinde Duygusal Yönden İncitici Davranışlar Ölçeği de uygulanmıştır. ÖYYÖ ile İş Yerinde Duygulal Yönden İncitici Davranışlar Ölçeği toplam puanları arasındaki korelasyon r=,63; p<,001 olarak hesaplanmıştır. Hesaplanan bu korelasyon katsayısı, geliştirilen ölçeğin yıldırma eylemlerini ölçmede yeterli içeriğe sahip bir ölçek olduğunu göstermektedir. ÖYYÖ ün Güvenirlik Çalışmaları Ölçeğin güvenir bir ölçek olup olmadığı incelenmiştir. Bu amaçla ÖYYÖ nün uygulanmasından elde edilen verilen ön uygulamaya tabi tutulmuştur. Elde edilen verilere göre 1. madde faktör yük değeri 1. ve 3. bileşenler altında; 5. maddenin yük değeri ise 2 ve 4. bileşenlere yakın değerler almıştır. Bu sebeple 1 ve 5. maddeler ölçekten çıkartılmış daha sonra yeniden geçerlik ve güvenirlik çalışmaları yapılmıştır. Bu iki maddenin dışında herhangi bir madde ölçekten çıkartılmamış, çünkü her bir maddenin faktör yük değeri,30 un

üzerimde hesaplanmıştır. Bu 1 ve 5. maddelerin ölçekten çıkarılmasından sonra veriler temel bileşenler analizene tabi tutulmuştur ve döndürme yöntemi olarak dik döndürme (varimax rotation) yöntemi uygulanmıştır. Uygulanan analizlerden sonra elde edilen bulgular Tablo 8 de gösterilmiştir. Tablo 7: Maddeler (1 ve 5) ölçekten çıkartıldıktan sonra ÖYYÖ nün faktör yapısı, maddelerin faktör yük değerleri ve madde toplam korelasyonları Ölçek Madde Toplam 1. Bileşen 2. Bileşen 3. Bileşen 4. Bileşen 5. Bileşen Maddeleri Korelasyonları M 10,59 **,773 M 30,67 **,705 M 11,59 **,701 M 21,66 **,596 M 28,61 **,578 M 31,53 **,550 M 26,72 **,547 M 2,54 **,541 M 6,46 **,531 M 12,45 **,431 M 14,52 **,657 M 35,47 **,648 M 33,51 **,623 M 17,47 **,607 M 32,54 **,602 M 4,36 **,570 M 25,53 ** 570 M 16,45 **,469 M 9,41 **,698 M 8,30 **,673 M 34,66 **,656 M 22,54 **,571 M 29,61 **,553 M 20,67 **,551 M 18,66 **,551 M 24,69 **,489 M 15,54 **,682 M 19,43 **,615 M 23,63 **,581 M 27,49 **,374 M 13,30 **,832 M 7,33 **,811 M 3,52 **,457 Özdeğerler 10,244 2,257 1,705 1,643 1,336 Açıklanan Varyans 31,044 6,840 5,166 4,979 4,047 Cronbach,89 Alpha

Scree Plot 12 10 8 Eigenvalue 6 4 2 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 Grafik 1: ÖYYÖ nün özdeğer grafiği Component Number Tablo incelendiğinde ÖYYÖ nün tek faktörlü, ancak beş bileşenli bir yapıya sahip olduğu görülmektedir. Çünkü 1. bileşenin tek başına açıkladığı varyans oranı ve özdeğeri diğer tüm bileşenlerden yüksek bulunmuştur. Ayrıca özdeğer grafiğindeki en keskin kırılmanın 1. faktörden sonra gerçekleştiği ve toplam 5 kırılmanın olduğu görülmektedir. Bunun yanı sıra ölçek maddelerinin homojen bir yapı sergilediği de söylenebilir. Çünkü her bir madde ile toplam puan arasında hesaplanan korelasyon katsayısı,30 ile,72 arasındadır (p<,001). ÖYYÖ nün 5 bileşenli olarak bulunmasından sonra bu bileşenler araştırmacılar tarafından adlandırılmıştır. Ölçeğin bileşenleri sırasıyla 1. Bileşen: Mesleki uygulamaların engellenmesi (10, 30, 11, 21, 28, 31, 26, 2, 6, 12), 2. Bileşen: Kişinin itibarına saldırılar (35, 33, 17, 32, 4, 25, 16), 3. Bileşen: Potansiyelin engellenmesi (9, 8, 34, 22, 29, 20, 18, 24), 4. Bileşen: Sosyal ilişkilerin engellenmesi: (15, 19, 23, 27) ve Beşinci Bileşen: Mesleki yeterliklerin görmezden gelinmesi (13, 7, 3) şeklinde adlandırılmıştır. Tavşancıl (2006) her bir madde ile toplam puan arasındaki korelasyon katsayısının p<,001 anlamlılık düzeyinde,25 olmasının yeterli olduğunu belirtmektedir. Bu açıdan ele alındığında ölçek maddelerinin homojen bir yapıya sahip olduğu ve tek faktörlü olduğu görülmektedir. Ayrıca ölçekteki 5 bileşen, toplam varyansın %52.076 sını açıklamaktadır. Açıklanan varyans oranı davranış bilimleri alanında geliştirilen ölçekler için yeterli görülmektedir. Büyüköztürk (2007) tek faktörlü ölçeklerde açıklanan varyans oranının %30

çıkması durumunda ölçeğin yeterli olduğunu belirtmektedir. Böylelikle ÖYYÖ nün güvenilir bir ölçek olduğu söylenebilir. Ayrıca ölçeğin hesaplanan Cronbach Alpha (iç tutarlılık) katsayısı,89 olarak bulunmuş, böylelikle de ölçeğin hem güvenilir hem de ölçekte yer alan maddelerin homojen bir yapıyı ölçtüğüne bir kanıt elde edilmiştir. SONUÇ Toplam 615 öğretmen üzerinden toplanan veriler geçerlik ve güvenirlik açısından incelenmiştir. Verilerin toplanmasında kullanılan Öğretmenlere Yönelik Yıldırma Ölçeği içerik geçerliğini belirlemek amacıyla uzman görüşüne başvurulmuş ve içerik geçerliğine sahip olduğu görülmüştür. Öğretmenlere Yönelik Yıldırma Ölçeğinin ölçüt geçerliği için Toker-Gökçe (2006) tarafından geliştirilen İş Yerinde Duygusal Yönden İncitici Davranışlar Ölçeği kullanılmıştır. Bu ölçekten elde edilen puanlar ile Öğretmenlere Yönelik Yıldırma Ölçeğinden elde edilen puanlar arasındaki (r=,63; p<,001) korelasyon ölçeğin geçerli bir ölçek olduğunu göstermektedir. Ölçeğin güvenirlik çalışmalarında iç tutarlılık katsayısı.89 olarak hesaplanmıştır. Bu oran ölçeğin iç tutarlığa sahip olduğunu göstermektedir. Ayrıca ölçeğin açıkladığı varyans %52.076 olarak hesaplanmış ve bu oran sosyal bilimler alanında yeterli bir oran olarak kabul edilmektedir. Elde edilen bulgular açısından Öğretmenlere Yönelik Yıldırma Ölçeği kısa ve amaca uygun geçerli ve güvenilir bir araç olarak kabul edilebilir. KAYNAKÇA Balcı, A. (2000). Öğretim elemanının iş stresi. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım. Balcı, A. (2007). Sosyal bilimlerde araştırma: Yöntem, teknik ve ilkeler. Ankara: Pegem Yayıncılık. Baltaş, A. ve Baltaş, Z. (1989). Stres ve başa çıkma yolları (7. Basım). İstanbul: Remzi Kitabevi. Baltaş, A. (2009). Adı yeni konmuş bir olgu: İş yerinde yıldırma moobing. http://www.baltas-baltas.com/web/makaleler/m_20.htm. Erişim Tarihi: 11 Ocak 2009. Başaran, İ. E. (2004). Yönetimde insan ilişkileri. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım. Baykal, A. N. (2005). Yutucu rekabet: Kanuni devrindeki mobbing den günümüze. İstanbul: Sistem Yayıncılık.

Blase J. ve Blase, J. (2003). The phenomenology of principal mistreatment: teachers perspective. Journal of Educational Administration. Vol: 41, No: 4, 367 422. Bursalıoğlu, Z. (2008). Okul yönetiminde yeni yapı ve davranış. Ankara: Pegem Yayıncılık. Büyüköztürk, Ş. (2007) Sosyal bilimler için veri analizi el kitabı (8. Baskı). Ankara: Pegem Yayıncılık. Celep, C. (2000). Eğitimde örgütsel adanma ve öğretmenler. Ankara: Anı Yayıncılık. Cemaloğlu, N. (2007). Okul yöneticilerinin liderlik stilleri ile yıldırma arasındaki ilişki. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi. Sayı: 33. Sayfa: 77 87. Cemaloğlu, N. ve Ertürk, A. (2007). Öğretmenlerin okullarda maruz kaldıkları yıldırma eylemlerinin cinsiyet yönünden incelenmesi. Türk Eğitim Bilimleri Dergisi. 5, (2), 345 362. Cowie, H., Naylor, P., Rivers, I., Smith, P. K. ve Pereira, B. (2002). Measuring workplace bullying. Agression and Violent Behaviour. 7, 33 51. Çobanoğlu, Ş. (2005). Mobbing: İş yerinde duygusal saldırı ve mücadele yöntemleri. İstanbul: Timaş Yayınları. Davenport, N., Schwartz, R. D. ve Elliott, G. P. (2003). Mobbing: İş yerinde duygusal taciz. Önertoy, O. C. (Çev.). İstanbul: Sistem Yayıncılık. Dick, R. V. ve Wagner, U. (2001). Stress and strain in teaching: A structural equation approach. British Journal of Educational Psychology. 71, 243-259. Dökmen, Ü. (2004). İletişim çatışmaları ve empati. İstanbul: Sistem Yayıncılık. Einarsen, S. ve Raknes, B. I. (1997). Harassment in the workplace and the victimization of men. Violence and Victims, 12, 247-263. Einarsen, S. (2000). Harassment and bullying at work: Review of Scandinavian approach. Agression and Violent Behaviour. Vol: 5, No: 4, 379 401. Erginer, A. (2003). İş yaşamının niteliği. Elma, C. ve Demir, K. (Ed.), Yönetimde çağdaş yaklaşımlar. Ankara: Anı Yayıncılık. Ertürk, A. (2005). Öğretmen ve okul yöneticilerinin okul ortamında maruz kaldıkları yıldırma eylemleri (Ankara ili örneği). Yayımlanmamış yüksek lisans tezi. Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Yöneticiliği ve Deneticiliği Bilim Dalı, Ankara.

Karaman, K., Yücel, C. ve Dönder, H. (2008). Öğretmen görüşlerine göre, okullardaki bürokrasi ile örgütsel vatandaşlık arasındaki ilişki. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi. Yıl: 14, sayı: 53, 49 74. Karasar, N. (2003). Bilimsel araştırma yöntemi (12. Baskı). Ankara: Nobel Yayın Dağıtım. Katz, D. ve Kahn, R. L. (1977). Örgütlerin toplumsal psikolojisi. Can, H. ve Bayar, Y. (Çev.). Ankara: TODAİE Yayınları. Kaya, A. (2005). Çocuklar için yalnızlık ölçeğinin Türkçe formunun geçerlik ve güvenirlik çalışması. Eğitim Araştırmaları. 5 (19), 220 237. Leymann, H. (1996). The content and development of mobbing at work. European journal of work and organizarinal psychology. 5, (2), 165 184. Öztürk, H., Sökmen, S., Yılmaz, F. ve Çilingir, D. (2008). Measuring mobbing experiences of academic nurses: Development of a mobbing scale. Journal of the American Academy of Nurse Practitioners. 20, 435 442. Tavşancıl, E. (2006). Tutumların ölçülmesi ve SPSS ile veri analizi (3. Baskı). Ankara: Nobel Yayın Dağıtım. Tezbaşaran, A. (1997). Likert tipi ölçek geliştirme kılavuzu (2. Baskı). Ankara: Türk Psikologlar Derneği Yayınları. Tınaz, P. (2006). İş yerinde psikolojik taciz (mobbing). İstanbul: Beta Basım. Toker-Gökçe, A. (2006). İş yerinde yıldırma: Özel ve resmi ilköğretim okulu öğretmen ve yöneticileri üzerinde yapılan bir araştırma. Yayımlanmamış doktora tezi. Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, Eğitim Yönetimi ve Teftişi Doktora Programı, Ankara. Urasoğlu-Bulut, H. (2007). Ortaöğretim öğretmenlerinde psikolojik şiddet düzeyi (mobbing). Yayımlanmamış yüksek lisans tezi. Niğde Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, Eğitim Programları ve Öğretim Bilim Dalı, Niğde. Yıldırım, T. (2008). İlköğretim okullarında görev yapan öğretmen-yönetici ilişkilerinde yıldırma ve etkileri. Yayımlanmamış yüksek lisans tezi. Yeditepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eğitim Yönetimi ve Denetimi Anabilim Dalı, İstanbul.