I if» Dünyasından... I ip Lfünyasından. Hayat Boyunca Yapılan Fiziksel Aktivite Meme Kanseri Riskini Azaltıyor Olabilir Alberta Üniversitesi ve Alberta Kanser Meclisi tarafından yapılan deapplei ik bir çalı mada ki inin tüm hayatı boyunca yaptıappleı fiziksel aktivitenin meme kanseri riskini azaltıyor olabileceapplei öne sürülüyor. Alberta Üniversitesi Fiziksel Eappleitim ve Rekreasyon bölümü profesörlerinden biri olan Dr. Ferry Courneya ve kendisine e lik eden yazın arkada ı hazırladıkları makalede "yaptıappleımız ara tırma, egzersiz yapıldıappleında meme kanseri riskinde bir azalma olduappleunu gösteren daha önceki çalı maları destekleyen bir çalı madır. Fakat, tüm ya- am süresi boyunca gösterilen aktiviteyi inceleyen ilk çalı madır." diyerek sözlerini öyle sürdürüyor: "Bu çalı ma ayrıca, mesleksel ve yaratıcı aktivitelerin ortak ekilde ele alındıappleı ilk ara tırmadır ve gösterilen aktivitenin yoappleunluappleu ve süresini inceleyen ilk çalı madır: bu nedenle oldukça heyecan vericidir." Dr. Courneya ile Alberta Kanser Meclisinden Dr. Christine Friedenreich ve Heather Bryant'tan olu an çalı ma ekibi, yeni meme kanseri tanısı konmu 12011 kadın ile. aynı sayıdaki kanser bulunmayan kadını birbirleriyle kar ıla tırmı ve bu ki ilerin ya am biçimindeki farklılıkları belirlemi tir. Bu makale, seri halinde yayınlanan üç makalenin ikincisi olup. Egzersizde ve Sporda Tıp ve Bilim adlı yayının yeni baskısında yer almı tır. Ara tırmacılar, çalı maya katılan kadınların tüm ya amları boyunca yaptıkları fiziksel aktiviteleri kalıcı belleklerinden bulup çıkartabilmeleri için yardım etmek üzere hatırlamayı saapplelayıcı takvimler kullanmı lardır. "Örneapplein, evlendiappleiniz zamanı tekrar dü ünün diyebiliriz -o dönemde ne tür bir etkinlik içindeydiniz, ne kadar aktiftiniz, nerede çalı ıyordunuz. Yahut da öyle diyebiliriz: ikinci çocuappleunuzun doappleduappleu zamanı hatırlamaya çalı ın-o dönemde hangi tip sporlar yapıyordunuz, ya da spor yapıyor muydunuz" diyor Dr. Courneya ve ekliyor "bu bili sel (kognitif) görü me tekniapplei, yani hayattaki önemli olaylara geri dönerek o günlerdeki diappleer olayları hatırlamaya çalı mak bize oldukça yardımcı oldu." Ara tırma ekibi, meme kanseri riskindeki en büyük azalmaların spesifik olarak ortayoappleunlukta mesleksel aktivite gösteren ki- ilerde bulunduappleunu belirlemi tir: ayrıca. ev i lerinde orta-yogunlukta bir aktivite gösteren ki ilerde de bir miktar risk azalması tespit edilmi tir. "A ırı yoappleun ve yorucu aktiviteler pek bir fark olu turmuyor gibi gözükse de. bunun sebebi muhtemelen çok az ki inin a ırı yoappleun aktivite bildirmi olmasıdır" diyor Dr. Courneya. "Fakat tabi ki. aktivitenin yoappleunluappleu, bu çalı ma popülasyonunda görülen risk-azalmasına katkıda bulunan en önemli etken deappleildir: riskteki dü ü ün en önemli belirleyicileri egzersizin sıklıappleı ve süresidir." Yazarların fikrine göre. sanayile menin ve makine kullanımının artmasıyla birlikte. Kuzey Amerika toplumunda, fiziksel aktivi- D R M/oCAh-tuiAl 2002 4 1
ııp Dünyasından...Tıp Dünyasından. te kaynaappleı olan mesleksel aktivite her geçen gün biraz daha azaldıappleı için. mesleksel aktivitenin gelecek nesillerde kadınlarda görülecek meme kanseri riski üzerindeki etkisi muhtemelen, bu çalı madaki seksenli ya lara varan popülasyona göre daha az olacaktır. Fiziksel aktivitenin faydalı etkisinin ortaya çıkabilmesi için. risk altındaki popülasyonlar. yaratıcı aktivite seviyelerini artırmak suretiyle mesleksel olarak ve ev i lerinde azalan enerji harcamalarını telafi etmeye çalı malıdır. Egzersiz yapan kadınlarda meme kanseri görülme riskinde azalma olduappleunu ileri süren çalı maları ve bizim bu konuda yaptıappleımız çalı maları biriktirmeye ba ladık" diyor Dr. Courneya "bu. gerçekten u anda ara tırmalar için çok verimli bir konu." CALGARY, AB. 27 Eylül 2001 Dü ük-dansiteli Lipoproteinlerin Partikül Boyutunu Bilmek Klinik Açıdan Y ararlı Deappleildir Dü ük-dansiteli lipoprotein (LDL) partikül boyutunun büyüklüappleü, miyokard enfarktüsü (MI) geçiren hastalardaki tekrarlayın koroner olayları tahmin etmek için anlamlı ve baappleımsız bir göstergedir. Ancak, insanlardaki LDL boyutunu belirlemenin klinik açıdan bir yararı olmayabilir. Kuzey Amerikalı ara tırmacılar. Artmı LDL kolestrol konsantrasyonları etkin biçimde tedavi edildiappleinde, aynı zamanda, büyük LDL partikülleriyle ili kili olan riskler de zaten tedavi edilmi olacaktır" ifadesini kullanmaktadır. Bu ara tırmacılar. LDL boyutundaki büyüklüappleün "MI geçirip saapple kalan tipik bir popülasyondaki tekrarlayın koroner olaylarda meydana gelen artı ın anlamlı bir göstergesi" olduappleunu bulmu lardır. "Bu baapplelantı güçlüdür: hem tek-deapplei kenli hem de çok-deapplei kenli analizlerde kanıtlanmı tır; ayrıca, plazma lipidlerine-baapplelı veya lipid-dı ı diappleer risk faktörlerinden baappleımsızdır." "Artmı LDL boyutunun, aynı zamanda plasebo grubundaki hastalar için de bir risk faktörü olduappleu (olaylarda dört katı artı ) görülmü tür fakat bu risk pravastatin kullanan grupta olu mamı tır. Ara tırmacıların yorumuna göre "Bu bulgular, daha önce kabul gören ve küçük LDL partiküllerinin baskın olması halinde koroner hastalık vakalarını tahmin etmenin mümkün olduappleunu savunan görü ün tam aksidir." Ara tırmacılar. Birle ik Devletler Kolesterol ve Tekrarlayım Olay (CA- RE) çalı masının içerisinde, bir prospektif vaka-kontrol ara tırması yapmı tır. Bu ara tırma. 1989 ila 1996 yılları arasında yürütülen randomize ve plasebo-kontrollü bir çalı ma olup. pravastatin sınamak için yapılmı tır. LDL boyutu büyük olan gruba dahil olan hastalar, tipik LDL konsantrasyonları saptanan ve MI geçirip saapple kalan ki ilerdir. Çalı mada 416 hasta ve 421 kontrol vakası yer almı tır. Çalı mayı yürüten ara tırmacılar. Boston Massachusetts'teki Harvard Üniversitesi ile Birigham ve Women's Hospital. Houston'daki Teksas Üniversitesi ve Minneapolis - St. Paul'deki Minnesota Üniversitesi bünyesinde görev alan ki ilerdir. Bu ara - 42 D R MM«-*»«! M02
Tıp DünyaMn/Jan... T ı p Dünyasından. tırmacılar 5-yıllık izlem döneminde olu an MI ve koroner ölümleri ara tırmı lardır. Sonuçta, ortalama LDI. boyutu hem olay geli en vakalarda hem de kontrol grubundaki bireylerde e deappleer bulunmu tur." "Plasebo grubunda olan hastalarda, büyük LDL partikülü bulunduappleunda koroner olay geli eceappleini tahmin etmek, sadece iki modelde mümkün olmu tur. Tahmin yapılırken deappleerler, en yüksek ve en dü ük dörtte birlik dilime giren LDL boyutlarına ait deappleerlerle kar ıla tırılmı tır. Bu modellerden ilki. sadece ya için uyarlanmı modeldir (rölatif risk. 1.79). Diappleeri ise ya ve lipidle-ili kili lipid-dı ı risk faktörleri için uyarlanmı modeldir (rölatif risk. 4.00)." "Pravastatin alan ki ilerde böyle bir risk ortaya çıkmamı tır." Ara tırmacılar LDL partiküllerinin boyutunun, içerdikleri yüksek kolesterol ester oranı nedeniyle büyük olduappleuna dikkat çekmektedir. "Bu partiküller öncelikli olarak izole arteriyel proteoglikanlara baapplelanmaktadır. Bu durumda her partikül. hücrelere ve arter duvarına daha fazla kolesterol daappleıtabilmektedir." Epidemiyolojik çalı malardan ve ateroskleroz ara tırmalarından elde edilen veriler bir arada yorumlandıappleında, "büyük kolesterolden yani esterden zengin LDLTer aterojeniktir ve insanlardaki koroner hastalık olaylarını önceden tahmin edici göstergelerdir" eklinde bir yorum yapılabilir. "Küçük LDL partikülleri. potansiyel olarak tehlikeli özelliklere sahip olabilirler. Bu özellikler arasında LDL reseptörü için azalmı afinite. plazmada daha uzun süre kalmak, oksidasyona kar ı a ırı hassas hale gelmek, vasküler hücrelerin fonksiyonları üzerine olumsuz etki göstermek sayılabilir." "Ancak, yukarıda belirtilen etkiler, in vivo ortamlarda büyük LDL partiküllerinin ta ıdıappleı zararlı özelliklerden daha kötü olamaz."./ama. 2001:286: 14681474 Amerikan Kolera Vakalarının Çoappleundan Yabancı Ziyaretçiler ve Yeterince Pi memi Deniz Ürünleri Sorumludur Birle ik Devletlerdeki kolera vakalarının birçoappleu halen yabancı ziyaretçiler ve yeterince pi memi deniz ürünleri ile ili kilidir. Atlanta ve Georgia eyaletlerinde yer alan ABD Hastalıkları Kontrol Etme ve Önleme Merkezleri'ndeki ara tırmacılar. 1995 ila 2000 yılları arasındaki zaman diliminde 61 kolera vakasının bildirildiappleini açıklamı lardır. Bu vakaların tümü Vibrio Cholerae Ol ve 0139 enfeksiyonlarıdır. "Bir ölüm vakası bildirilmi : 35 hasta (% 57) hastaneye yatırılarak tedavi edilmi tir. Enfeksiyonların 37 tanesi (% 61) ABD dı ından edinilmi tir. Diappleer 14 enfeksiyon (% 23) ise az pi mi deniz ürünleri nedeniyle ABD'de edinilmi tir. Üç hasta (% 3). bir tür dilimlenmi kavun DIR M/.-.k-.i.ı 2002 4 1
Tıp Dünyasından...T ip Dünyasından. (cantaloupe) yediapplei için koleraya yakalanmı tır. Bula ma, yemeapplei hazırlayan ve hastalıappleı asemptomatik olarak geçirmekte olan ki i aracılıappleıyla gerçekle mi tir. Sekiz (% 13) kolera enfeksiyonunun ise kaynaappleı belirlenememi tir. "Seyahate-baapplelı enfeksiyonlardan trimetoprim-sulfamethoksazol. sulfisoksazol. streptomisin ve furazolidon gibi ilaçlara dirençli olan vakaların oranı. 1990 ila 1994 yılları arasında 88 vakanın % 7'si iken: 1995 ila 2000 villan arasında görülen 35 vakanın % 31'idir (11 hasta)." Ara tırmacılar, hastalanan ziyaretçilerden izole edilen V. Cholerae Ol su ları arasında, antimikrobiyal ilaç direncinin arttıappleını belirtmektedir. Ara tırmacılar, yabancı ziyaretçiler ve yeterince pi memi deniz ürünleri halen. ABD kolera vakalarının çoappleunu olu turmaktadır" sonucuna varmı tır. Journal of Infectious Diseases. 2001; 184: 799-802 Profilaktik Mastektomi Bazı Kadınlarda Doappleru Seçim BRCAl veya BRCA2 mutasyonları bulunan kadınlarda profilaktik bilateral total mastektomi 3. yıldaki meme kanseri insidansını azaltıyor. Meme kanseri yatkınlıappleını deappleerlendiren genetik testler ba langıçtan beri tartı maya yol açmaktadır. Fakat bu çalı ma, profilaktik mastektominin yalnızca etkili olmakla kalmayıp yüksek riskli kadınlar tarafından kolay kabullenildiappleini de gösteriyor. Rotterdam'daki Erasmus Üniversitesi Tıp Merkezinden Dr. Hanne Meijers-Heijboer ve Patoloji. Klinik Genetik. statistik. Cerrahi ve Medikal Onkoloji departmanlarındaki arkada ları bu prospektif çalı mayı düzenlemi lerdir. Çalı ma, patojenik BRCAl ve BRCA2 mutasyonu bulunan kadınlarda bu i lemin etkinliappleini deappleerlendirmeyi hedeflemektedir. Çalı maya. Rotterdam Kanser Kliniappleinde gerçekle tirilen bir meme-kanseri izleme programı çerçevesinde 139 kadın katılmı tır. Kayıt sırasında, kadınların hiçbirinde meme kanseri öyküsü saptanmamı tır. Sonuçta, bu kadınların 76'sı profilaktik bilateral mastektomivi tercih etmi tir: diappleer 63 kadın izleme protokolü çerçevesinde takip edilmi tir. Protokole göre hastalar her ay kendi kendilerini muayene etmi, yılda iki kez uzman tarafından meme muayenesi uygulanmı ve yıllık mammografi tetkiki yapılmı tır. Yakla ık 3 yıllık takipten sonra, profilaktik mastektomi uygulanan kadınların hiçbirinde meme kanseri geli memi tir. Ancak, düzenli olarak izlenen kadınların 8'inde meme kanseri geli mi tir. Gözlenen kanser olgularının insidansı. BRCAl ve BRCA2 mutasyonlarının penetrans düzeyine göre yapılan tahminlere uygundur. Aile öyküsü nedeniyle meme kanseri riski yüksek olan kadınların en az % 9u'ında profilaktik bilateral mastektominin etkili olduappleunu gösteren daha önceki bir çalı ma, bu konudaki ara tırmaların sürdürülmesini saapplelamı tır. Acır EnglJMed345: 159-164 D R M/...,. ı>ı IHIJ
Tıp D ü n y a s ı n d a n... T i p Dünyasından. Romatoid Artrit Hastalarında Dikkatli Biçimde Total Lenfoid Radyasyon Uygulamak Mümkündür Amerikalı ara tırmacılara göre. refrakter romatoid artritte özenli davranarak total lenfoid radyasyon kullanmak mümkündür. lemin yararlı etkileri, riski a abilmektedir. Fakat California'daki Stanford Üniversitesi Tıp Merkezinde görevli olan ara tırmacılar, total lenfoid radyasyonun genel sagkalım üzerinde önemli bir etkide bulunmadıappleı görü ündeler. Bu ara tırmacılara göre, romatoid artritli IRA) hasta grubunda lenfoproliferatif malignitelerin sıklıappleı artmaktadır. Romatoid artritli hastalarda total lenfoid radyoterapi 1970lerden beri kullanılmaktadır. Sonuçta, ara tırma ekibi Stanford Üniversitesi Tıp Merkezinde tedavi edilen hastalarda, uzun vadeli (15-20 yıl) mortalite oranını deappleerlendirmi lerdir. Ardından TLI terapisi ile hastalık modifiye edici anti-romatizmal ilaçlar (HMEA ) kar ıla tırılmı tır. Çalı maya daha önce altın tuzları ve penisilamin ile ba arısız tedavi uygulanan, ardından tıp merkezinde tam doz TLI gerçekle tirilen 53 hasta katılmı tır. Bir veritabanındaki 106 hasta kontrol olarak kullanılmı tır. Ardından iki grup ya. cinsiyet, hastalıappleın süresi ve Saapplelık Deappleerlendirmesi Soru Formundaki ortalama skorlar açısından e le tirilmi tir. Saapplekalım oranlarının analizi için Kaplan Meier yöntemi ve Cox oransal tehlike regresyonu kullanılmı tır. TLI hastaları ile kontroller arasında, ya ve cinsiyet açısından anlamlı farklılık belirlenmemi tir. TLI hastalarının eappleitim düzeyi daha yüksek bulunmu tur (ortalama 13.4 yıla kar ılık 11.8 yıl). Bu hastalara TLI tedavisinden önce daha fala HMEA tedavisi uygulandıappleı da belirlenmi tir (ortalama 2.1'e kar ılık 1.3). Tedavi sırasında. TLI kullanan hastalardaki Saapplelık Deappleerlendirme Soru Formu skorları daha dü ük bulunmu tur. Kontroller ile TLI hastaları arasında genel saapplekalım açısından anlamlı farklılık gözlenmemi tir. Fakat yakla ık 11 yıllık takipten sonra eapplerilerde bir çaprazla ma gözlenmi tir: erken saapplekalım TLI grubunda daha yüksek, geç saapplekalım ise kontrol grubunda daha yüksek bulunmu tur. TLI grubunda 25 ölüm kaydedilmi tir. Buna kar ın kontrol grubunda 45 ölüm kaydedilmi ve 20 hastada ölüm sebebi belirlenmi tir. TLI grubunda üç lenfoma ve iki miyelodisplastik sendrom saptanmı tır. En sık kar ıla ılan ölüm sebebi infeksiyondur. Arthritis & Rheumatism. 2001; Vol. 11. No. 7: pp. 1525-1528 D R M/.* *«,-v t o 2002 45