TÜRKİYE - AVRUPA TOPLULUĞU ORTAKLIK İLİŞKİSİNİN HUKUKİ ÇERÇEVES İ



Benzer belgeler
11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti.

I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler

AB ve sosyal politika: giri. Oturum 1: Roma dan Lizbon a

TÜSİAD Rekabet Çalışma Grubu Toplantısı DEVLET YARDIMLARI. Abdulgani GÜNGÖRDÜ Rekabet Uzmanı

T.C. IZMİR BÜYÜKŞEHIR BELEDİYE BAŞKANLIĞI SATINALMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI HİZMET ALIMLARI ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE

AB Mevzuatının Uygulanmasına Yönelik Teknik Desteğin Müzakere Edilmesi

Türkiye - Özbekistan Hükümetlerarası Karma Ekonomik Komisyonu I. Dönem Toplantısı Protokolunun Onaylanması Hakkında Karar Karar Sayısı: 2001/2585

Avrupa Birliği AVRUPA BİRLİĞİ -67- Bu bölümde Avrupa Birliği hakkında bilgi sahibi olacaksınız. Avrupa Siyasi Haritası

Brexit ten Kim Korkar?

AVRUPA BĐRLĐĞĐ HELSĐNKĐ ZĐRVESĐ ve TÜRKĐYE. Helsinki Zirvesi

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI

Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü

AVRUPA BİRLİĞİ TARİHÇESİ

Türkiye ve Avrupa Birliği

BEL İRL İ SÜREL İ İŞ AK İTLER İ YÖNÜNDEN, 4857 SAYILI YASAYA ELE ŞT İREL B İ R BAKIŞ

Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor!

TÜRKiYE BAROLAR B İRLİĞİ T.B.B. REKLAM YASAĞI.. _,. YONETMELIGI

IHALE ILAN İ KORKUTEL İ ILÇESI KÖYLERINE HIZMET GÖTÜRME B İRLIĞI BAŞKANLIĞINDAN

Küresel Ekonomik İlişkiler Komisyonu - I

Türkiye Barolar Birli ğ i Ba ş kanl ığı

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI MALİ SEKTÖRLE İLİŞKİLER VE KAMBİYO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YURTDIŞI DOĞRUDAN YATIRIM RAPORU 2013

KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR

AVRUPA TOPLULUKLARININ TARİHSEL GELİŞİMİ

ELEKTRİK PİYASALARI 2015 YILI VERİLERİ PİYASA OPERASYONLARI DİREKTÖRLÜĞÜ

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

Ekonomik Rapor ULUSLARARASI MAL PİYASALARI 67. genel kurul Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

ÜLKER BİSKÜVİ SANAYİ A.Ş. / ULKER [] :48:38

PORTFÖY ÜRETİM ŞİRKETLERİNİN OLUŞTURULMASI VE ELEKTRİK ÜRETİM ANONİM ŞİRKETİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI. Sefer BÜTÜN. EÜAŞ Genel Müdürü ÖZET:

ITU Maritime Faculty-MSC.2016 International Organisations

HAKSIZ REKABET KURULU ÇALIŞMA RAPORU ANTALYA SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ANTALYA HAKSIZ REKABETLE MÜCADELE KURULU FAALİYET RAPORU

ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI ĞİŞİKLİĞİ

SIRA SAYISI: 279 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

BAĞ IMSIZLIK, VESAYET, BIRLIKTELIK

S V L TOPLUM, YEREL YÖNET MLER VE GENÇL K AB ÜYEL YOLUNDA" S V L TOPLUMLA D YALOG TOPLANTISI 4 SONUÇ B LD RGES 11 ARALIK 2010, STANBUL

TEŞVİK BELGELİ MAKİNA VE TEÇHİZAT TESLİMLERİNE UYGULANAN KDV İSTİSNASINDA BİR SORUN

TÜRKİYE BAROLAR BiRLİĞİ T.B.B. AVUKATLIK STAJ YÖNETMELIĞI

Danışma Kurulu Tüzüğü

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

TBMM DIŞİLİŞKİLER VE PROTOKOL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR

Dünyaya barış ve refah taşıyor, zorlukları azimle aşıyoruz

IHALE ILAN. TL KEMER KAYMAKAMLIĞ I Köylere Hizmet Götürme Birli ği

Özet şeklinde bilgiler

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

GÜMRÜK BİRLİĞİ "ANLAŞMASI"NIN (1/95 SAYILI ORTAKLIK KONSEYİ KARARI'NIN) HUKUKSAL NİTELİĞ İ

ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI. Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1. Konu :

A N A L Z. Seçim Öncesinde Verilerle Türkiye Ekonomisi 2:

1. Adı Soyadı: Mehmet GENÇ. 2. Doğum Tarihi:

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

ALMANYA DA 2012 KASIM AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER

Ara Dönem Faaliyet Raporu MART 2014

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2015 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

Afyonkarahisar Chamber E- BÜLTEN of Commerce and Industry

Araştırma Notu 15/177

KAMU İHALE KURULU KARARI. Toplantıya Katılan Üye Sayısı : 7 : Elektrik ihtiyacının temini.

KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI (KOSGEB) KOBİ VE GİRİŞİMCİLİK ÖDÜLLERİ UYGULAMA ESASLARI

CEZAİ ŞARTIN TEK YANLI KARARLAŞTIRILAMAYACAĞI

Ekonomik ve Sosyal Komite - Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü AB Politikaları AB Konseyi AB Bakanlar Kurulu Schengen Alanı

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

SİRKÜLER 2009 / İşsizlik Ödeneği Almakta Olan İşsizleri İşe Alan İşverenlere Yönelik Sigorta Primi Desteği

SAN 2009 DÖNEM 2009 YILI N SAN AYI BÜTÇE AÇI I GEÇEN YILIN AYNI AYINA GÖRE YÜZDE 12 ORANINDA B R AZALMA GÖSTEREREK 947 M LYON TL YE NM R.

Ekonomi Bülteni. 16 Mart 2015, Sayı: 11. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

AB'DE EKONOMIK BÜTÜNLE ŞME VE TÜRKİYE'NİN ENTEGRASYONU

JEAN MONNET BURS PROGRAMI AKADEMİK YILI FARKINDALIK ARTIRMA TOPLANTILARI

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

ALMANYA DA 2011 OCAK AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER. 1. İstihdam Piyasası

BOLU ÇĠMENTO SANAYĠĠ A.ġ. ESAS SÖZLEġME DEĞĠġĠKLĠK METNĠ

elektronik defter tutması ve elektronik fatura düzenlemesinin zorunlu olduğu belirtilmişti.

İktisat Anabilim Dalı-(Tezli) Yük.Lis. Ders İçerikleri

AVRUPA BİRLIĞI VE TÜRKİYE'DE BÖLGESEL KALKINMA BAĞLAMINDA DEVLET YARDIMLARI

Özelge: 4632 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında vakıf/sandıklardan bireysel emeklilik sistemine yapılan aktarımlarda vergilendirme hk.

KÖMÜRÜN GÖRÜNÜMÜ, Mehmet GÜLER Maden Mühendisleri Odas Yönetim Kurulu Üyesi

KURUL GÖRÜ Ü. TFRS 2 Hisse Bazl Ödemeler. Görü ü Talep Eden Kurum : Güreli Yeminli Mali Mü avirlik ve Ba ms z Denetim Hizmetleri A..

T.B.B. BARO HAKEM KURULU

2009 YILI UBAT AYINDA BÜTÇE G DERLER 25 M LYAR 808 M LYON TL, BÜTÇE GEL RLER 18 M LYAR 415 M LYON TL VE BÜTÇE AÇI I 7 M LYAR 393

MERT GIDA GİYİM SANAYİ VE TİCARET A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI NDAN TARİHLİ OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISINA DAVET

TİCARİ TEMERRÜT FAİZİ UYGULAMASINDA REESK()NT FAIZI

4> ilçe Yaz ı İşl. Müd. /Oh,. ol2_ 77

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ

9 ~ 9 T.C. IZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI SATINALMA DA İRESİ BAŞKANLIĞI MALALIMLARİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI LİAKKINDAYÖNERGE

NDEK LER. 6 Eylül de aç klanan ve lerleme Raporu öncesi Türkiye ye moral verdi i söylenen raporda unlardan bahsedilmi tir:

AKP Döneminde Türkiye Ekonomisi

Girişimcileri destekleyen

Ekonomi Bakanlığından: GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞININ KONTROLÜNE TABİ ÜRÜNLERİN İTHALAT DENETİMİ TEBLİĞİ (ÜRÜN GÜVENLİĞİ VE DENETİMİ: 2013/5)

Yrd. Doç. Dr. Emre HORASAN

GÜMRÜK SİRKÜLERİ Tarih: 02/10/2014 Sayı: 2014/70 Ref : 6/70. Konu: DAHİLDE İŞLEME REJİMİ TEBLİĞİ NDE DEĞİŞİKLİK YAPILMIŞTIR

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ

İEİS Tüzük Değişikliği Önerisi

Sürdürülebilir sosyal güvenli in önündeki zorluklar

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM AVRUPA BİRLİĞİNİN TARİHÇESİ VE GELİŞİMİ

TARİHLİ OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL TOPLANTISINA İLİŞKİN BİLGİLENDİRME NOTU 1. 31/05/2016 TARİHLİ OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL TOPLANTISINA DAVET

: Büyük Britanya Birle ik Krall. : Anayasal Monar i

TURKIYE BAJOAR BIRLIGI TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ REKLAM YASAĞI YÖNETMELİĞİ (SON DEĞİŞİKLİKLERLE) ANKARA

Türkiye-Kosova Serbest Ticaret Anlaşması IV. Tur Müzakereleri. Caner ERDEM AB Uzman Yardımcısı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü

KOPENHAG EKONOMIK KRITERLERI VE TÜRKİYE'NİN UYUM SÜREC İ

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı olarak şahsım ve kuruluşum adına hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

AB ve Türkiye Telekomünikasyon Pazarları 2009 Yılı Durum Karşılaştırması

AvivaSA Emeklilik ve Hayat. Fiyat Tespit Raporu Görüşü. Şirket Hakkında Özet Bilgi: Halka Arz Hakkında Özet Bilgi:

Transkript:

Ankara Avrupa Çal ışmalan Dergisi Cilt:3, No:1 (Güz: 2003), s. 19-43 TÜRKİYE - AVRUPA TOPLULUĞU ORTAKLIK İLİŞKİSİNİN HUKUKİ ÇERÇEVES İ Dr. Hacı CAN' ABSTRACT This study analyzes the legal framework of the association relationship between the European Community and Turkey, which was conceived originally as preparatory phase to a future membership of Turkey in the European Economic Community at that time. It discusses within this fra ınework among other things the questions over the material areas as well as the institutional structure of the association. Anahtar Kelimeler: Türkiye-AB ili şkileri, Gümrük Birliği, Ankara Anla şmas ı, Ortaklık Anla şmaları. Keywords: Turkey-EU Relations, Customs Union, Ankara Agreement, Association Agreements. Giriş 1950 'li y ıllarda ba şlayan ve birçok a şamadan geçerek günümüzün Avrupa Birliği (AB) boyutuna ula şan Avrupa'daki bütünle şme hareketinin en dinamik k ısmın ı olu şturan Avrupa Toplulu ğu (AT) birçok ülke ile ekonomik ili şkiler kurmu ştur. Bu ülkelerden birisi olan Türkiye, her ne kadar Avrupa'da olu şan bu bütünle şme hareketine ba şından beri kay ıts ız kalmayarak kat ıl ım amac ıyla 1963 y ıl ında bir ortakl ık andla şmas ı imzalam ışsa da, bu sürecin içerisine tamam ıyla dahil olamam ışt ır. 40 y ıll ık bir geçmi şi bulunan ortakl ık ili şkisi ve Türkiye tarafından giri şilen köklü reform hareketlerine ra ğmen, gelinen durum beklentilerin bir hayli gerisinde kalm ışt ır. Ortakl ık rejimi çerçevesinde gerçekle şen ekonomik ili şkilerin daha çok Topluluk üyesi devletlerin lehine bir geli şim göstermesi, Türkiye'de ortakl ık ili şkisinin yeniden gözden geçirilmesi konusunda yeni e ğilimlerin doğmas ına yol açm ışsa da, ülkemizin Avrupa * Dokuz Eylül Üniversitesi, Hukuk Fakültesi Ö ğretim Görevlisi.

20 HACI CAN Birli ği üyeliği hakk ındaki tart ışmalar nedeniyle fazla yank ı uyand ırmamaktad ır. Nitekim, ortakl ık ili şkisi temel i şlevini yerine getiremedi ği içindir ki, Türkiye ortakl ık rejimi çerçevesinde Toplulu ğa kat ılmay ı beklemeden tam üyelik için ba şvurusunu 14 Nisan 1987'de erken yapmak zorunda kalm ışt ı. Avrupa Birliği nin halen devam eden son geni şleme sürecinin 2007 y ıl ında tamamlanacak olmas ı, Türkiye'nin tam üye olarak kat ılma yönündeki çabalar ın ı h ızland ırm ış t ır. Yap ılan tart ışma ve incelemeler de bunun sonucu olarak genelde Türkiye'nin Avrupa Birli ği'ne giri şi konusunda odaklanm ıştır. Oysaki, ortakl ık ili şkisi çerçevesinde ihdas edilen kurallar, Türkiye ile Avrupa Birli ği aras ındaki ili şkilerin hukuki temelini olu şturmaktad ırlar ve bu kapsamda da önemli uygulama alanlar ı vard ır. Ayr ıca, Türkiye'nin ne zaman Avrupa Birli ği'ne tam üye olarak girece ği henüz kesinle şmi ş de değildir. Gerçi, Aral ık 2002'de Kopenhag'da yap ılan Avrupa Birli ği Devlet ve Hükümet Ba şkanlar ı Zirvesinde, Türkiye'nin Kopenhag kriterlerini Aral ık 2004'e kadar yerine getirmesi durumunda, 2005 y ıl ından itibaren kendisiyle üyelik müzakere sürecinin aç ılaca ğı resmen deklare edilmi ştir'. Ancak, en iyimser tahminler Türkiye'nin AB üyeli ğinin en erken 2011 y ı l ından sonra mümkün olabileceği yönündedir. A şağıdaki çal ışma, Türkiye'nin üyeli ğe haz ırl ık a şamas ı olarak planlanm ış olan ortakl ık ili şkisini analiz etmektedir. Bu kapsamda, esas itibariyle ortakl ık ili şkisi çerçevesinde öngörülen alanlar ve ortakl ığın kurumsal yap ıs ı inceleme konusu yap ılmaktad ır. I. Ortakl ık ili şkisinin Kuruluşu Türkiye ve Avrupa Ekonomik Toplulu ğu (AET)2 aras ındaki ortakl ık ili şkisi, 12 Eylül 1963'te Ankara'da imzalanan' ve 1 Aral ık 1964'te yürürlü ğe giren andla şma ile kurulmu ştur. AET - Yunanistan Ortakl ık Andla şmas ı4 ğine göre yap ılan bu Andla şma', bir yandan Toplulu ğa üye devletler örne aras ında "andla şman ın amac ı" ve "içeriği" konusunda olu şan görü ş ayr ılıklar ı, öte yandan Türkiye'de ya şanan siyasal çalkant ılar nedeniyle birçok kesintiye uğrayarak, dört y ıl süren bir müzakere sürecinden sonra imzalanabilmi ştir6. Bu yüzden Andla şmada, AET - Yunanistan Ortakl ık Andla şmas ın ın içeri ği gibi I Kopenhag Zirve Sonuç Bildirgesi, <http://www.europa.eu.int/-council/off/conclu/index.htm > adresinden ö ğrenilebilir. = Avrupa Ekonomik Toplulu ğu, Maastricht Andla şmas ı ile Avrupa Topluluğu olarak isimlendirilmi ştir. 'TBMM Ortakl ık Andla şmas ı n ın onaylanmas ı n ı 4 Şubat 1964 tarih ve 397 say ılı Kanunla uygun bulmu ştur (Resmi Gazete, 17 Kas ım 1964, say ı 11858). EGAB1.1963,294. 5 Ortakl ık Andlasmas ı, Ankara'da imzalanm ış olmas ı nedeniyle literatürde "Ankara Andla şmas ı" olarak da ifade edilmektedir. Bu çal ışma kapsam ında da genel olarak bu terminoloji kullan ılmıştır. 6 Birand, Türkiye'nin Ortak Pazar Maceras ı 1959-1985, s. 55 vd.

TÜRK İ YE-AVRUPA TOPLULUĞU ORTAKLIK ILI ŞKISININ HUKUKI ÇERÇEVESI 21 somut düzenlemeler getirilememi ş, sadece ileride yap ılmas ı amaçlanan bütünle şmenin bir çerçevesi çizilebilmi ştir. Türkiye aç ıs ından ortakl ık ilişkisinin kurulmas ın ın nedenleri a şağıdaki ba şl ıklar alt ında aç ıklanabilir7 : - Tanzimat döneminden beri devam eden bat ılılaşma çabalar ı, - So ğuk sava ş döneminde izolasyondan kurtulma ve NATO üyesi konumuyla Bat ı Bloğundaki yerini ekonomik entegrasyonla destekleme, - Topluluğun ABD kar şıs ında denge faktörü olmas ı, - Topluluk yard ımlar ından istifade ve Topluluk üyesi devletlerdeki pazar pay ın ı kaybetmemek ve - Yunanistan faktörü'. Topluluk taraf ı aç ıs ından ortakl ık ili şkisinin kurulmas ın ın en önemli nedeni, üye devletlerin so ğuk sava ş döneminde ihtiyaç duyduklar ı güvenlik kayg ılarıdır9. Topluluk üyesi devletler, Türkiye'nin Do ğu Blo ğu ülkelerine yakla şmas ın ı engelleyerek Do ğu Akdenizin kendi kontrolü alt ında kalmas ın ı sağlamak istemi şlerdir'''. Yeni kurulan Toplulu ğun, kendini uluslararas ı arenada tan ıtma ve özellikle de EFTA kar şısında konumunu güçlendirme çabas ı da, ortaklığın kurulmas ında bir di ğer neden olarak ç ıkm ıştır". II. Ortaklığın Hukuki Temelleri A. Ankara Andlaşması 1. Andlaşmanın Amacı Ankara Andla şmas ın ın (AA) dibacesi ve ikinci maddesinde, ortakl ığın amac ı ş u şekilde düzenlenmi ştir: Kar şıl ıkl ı ç ıkar temelinde ve Türkiye'nin ekonomik durumu da gözetilerek, taraflar aras ında ekonomik ve ticari ili şkileri aral ıks ız ve dengeli olarak güçlendirmeyi te şvik etmek suretiyle, Türkiye'nin mümkün oldu ğu kadar Toplulu ğa yak ınla şmas ı ve nihayetinde bir üyeli ğin gerçekle şmesidir. Türkiye'nin gelecekte Topluluk içerisinde yerini alabilece ği, daha somut olarak 28. maddede aç ık olarak ifade edilmi ştir. Bu hüküm şöyledir: 7 Ayr ı nt ı l ı aç ıklamalar için bkz. Can, Assoziationsverhaltnis zwischen der Europaischen Gemeinschaft und der Türkei, s. 41 vd. 8 Bu nedenlerin günümüzde de geçerliliklerini büyük oranda devam ettirdiklerini söylemek yanl ış olmamas ı gerekir. 9 Kramer, Die Europaische Gemeinschaft und die Türkei, s. 31 vd. Ibid., " Karaca, Die Problematik eines Beitritts der Türkei zur EG unter besonderer Berücksichtigung der Assoziierung mit der EG, s. 58.

22 HACI CAN "Anla şman ın i ş leyi şi, Toplulu ğu kuran Andla şmadan doğan yükümlülüklerin tümünün Türkiyece üstlenebilece ğini gösterdiğinde, âkit taraflar, Türkiye'nin Topluluğa katılmas ı olanağını incelerler." Ortakl ık ili şkisi, bu süreç içerisinde bir nevi Türkiye'nin üyeli ğe haz ırl ık a şamas ı olarak i şlev görecektir. Bununla birlikte an ılan bu maddenin lafz ın ın yorumunda, hukuki yönden ba ğlay ıc ılığı konusunda görü ş ayr ıl ığı vard ır. Türkiye, bu hükme dayanarak ortakl ık ili şkisini "sonraki bir üyeli ğin bağlay ıc ı bir ön a şamas ı" 12 olduğunu ileri sürerken, Topluluk taraf ı ise, bunu sadece "incelenmesi gereken bir olanak" olarak görmektedir. Topluluk taraf ının görü şüne 13 göre, 28. madde ile, Türkiye'ye Topluluk üyeli ğine giri ş hakk ı verilmemi ştir, daha ziyade, Türkiye'nin üyelik imkan ın ın sadece bütün yükümlülüklerin Türkiye taraf ından yerine getirilmesi durumunda incelenebilece ğini hükme bağlanm ışt ır. Kan ımızca da, Ankara Andla şmas ın ın 28. maddesinde öngörülen üyelik perspektifi otomatik olmay ıp, baz ı somut ş artlar ın gerçekle şmesine ba ğlanm ış t ır. Türkiye, ortakl ık rejimi içerisinde Avrupa Ekonomik Topluluğu'nu kuran Roma Andla şmas ından do ğan yükümlülükleri yerine getirebilecek konuma geldi ğinde sanayile şmi ş bir Avrupal ı devlet konumuna eri şmi ş olacakt ır. Böylece Türkiye'nin Toplulu ğa tam üye olarak kat ılmas ı imkan ı gündeme gelecektir'''. Ancak buradan her halükârda bir üyeli ğ in gerçekle şeceği sonucuna da var ılamaz. Çünkü, Türkiye'nin üyeli ği konusu her iki tarafın objektif de ğerlendirmeleri sonucunda alacaklar ı ortak bir karara bağl ıdır. Taraflar ın, Türkiye'nin yükümlülüklerini yerine getirip getirmedi ğ inin tespitinin yan ında, ayr ıca "üyelik imkan ını" da inceleyecekleri için, geni ş takdir ve değerlendirme alanlar ına sahiptirler. Bu durum, 28. maddenin hukuki yönden bağlay ıc ıl ığın ı zay ıflatmaktad ır. Burada düzenlenmi ş olan üyelik perspektifini daha ziyade "siyasi hedef" olarak de ğerlendirmek gerekir. Keza, Ankara Andla şmas ı nin dibacesi de bu anlamda "sadece" ortakl ığın Türkiye'nin Topluluğa üye olarak kat ılmas ın ı kolayla şt ıracağı ümidini ifade etmektedir. 2. Andlaşmamn İçeriği Ankara Andla şmas ı bir ba şlang ıç maddesi d ışında 33 maddeden olu şan ve üç k ısma ayr ılan Esas Andla şman ın yan ında, bir Geçici Protokol, bir Mali 12 Esen, Die Beziehungen zwischen der Türkei und der Europüischen Gemeinschaft unter besonderer Berücksichtigung der innertürkischen Kontroversen um die Assoziation 1973-1990, s. 37. ' 3 Bunun için bkz. Meier, Keine Freizügigkeit für türkische Arbeitnehmer in der EG ab 1.12.1986 und kein türkischer Beitritt, s. 192 vd.; Ye şilyurt, Die Türkei und die Europdische Union, s. 38. 14 Türkiye'nin Avrupa Birli ği üyeli ğine giri şi söz konusu olaca ğından dolay ı sadece Roma Andla şmas ı ndan doğan yükümlülüklerin de ğil, ayn ı zamanda üyelik için gerekli olan di ğer şartlar ın da yerine getirilmesi gereklidir.

TÜRKİYE-AVRUPA TOPLULUĞU ORTAKL İK ILI ŞKISININ HUKUKİ ÇERÇEVESI 23 Protokol, bir Son senet, üç Niyet ve Yorum Bildirisinden olu şmaktad ır. Bu Protokol ve Bildiriler, Esas Andla şman ın 30. maddesi gere ğince andla şman ın "ayr ılmaz parçalar ıdır" ve ayn ı hukuki de ğere sahiptirler. Esas Andla şman ın birinci k ısmı (m. 1-7 AA) ortakl ığın genel ilke ve esaslar ı düzenlenmektedir. Üç alt bölüme ayr ılan ikinci k ısm ın (m. 8-21 AA) ilk bölümünde (m. 8-10 AA), ortakl ığın geçi ş döneminin uygulanmas ına ili şkin hükümler bulunmaktad ır. İkinci bölüm (m. 11 AA), tar ım konusunu hükme bağlamaktad ır. Üçüncü bölüm (m. 12-21 AA), ekonomik nitelikte sair hükümleri içermektedir. Andla şman ın son k ısmı (m. 22-33 AA) ise, genel ve son hükümlere ili şkin düzenlemeler getirmektedir. Ankara Andla şmas ı bir "çerçeve andla şmas ı" 15 niteliği taşır. Ana ilke ve esasları bak ım ından Roma Andla şmas ın ın hükümlerinden esinlenmi ştir16. Bu kapsamda esas itibariyle içerisinde mallar ın, hizmetlerin, sermayenin ve ki şilerin ortak bir rekabet düzeni çerçevesinde serbestçe dola şabilece ği bir "ekonomik alan" yarat ılmas ı için bir program tespit edilmi ştir. Kademeli olarak kurulacak olan gümrük birli ği, andlaşman ın temel noktas ını te şkil eder (m. 10 AA). Bunun yan ında, tar ım (m. 11 AA), i şçilerin serbest dola şım ı (m. 12 AA), yerle şme serbestisi (m. 13 AA), hizmetlerin serbest dola şımı (m. 14 AA), ula şt ırma (m. 15 AA), rekabet ve vergiler (m. 16 AA), mevzuat ve ekonomi politikalar ın ın uyumla şt ır ılmas ı (16 ve 17 AA) sermaye ve ödemelerin serbest dolaşım ı (m. 18, 19 ve 20 AA) hakk ında andlaşmada hükümler öngörülmü ştür. Ankara Andla şmas ında öngörülen hükümler esas itibariyle taraflar ın somut yükümlülüklerin-den ziyade, genel ilkeler getirmekte ve "Roma Andla şmas ın ın ilkelerinden esinlenmede uyu şmu şlardır" gibi muğlak ifadeler içermektedir. Bu hükümlerin büyük ço ğunluğunun program niteli ği ta şımas ı, âkit taraflara ortakl ık rejiminin uygulanmas ında önemli derecede takdir alan ı bırakmaktad ır. Ancak, taraflar ın ortakl ık rejimin uygulamas ında iki temel yükümlülükleri vard ır. Bu temel yükümlülüklerden birincisi, 7. maddede düzenlenen, "sözle şmeye sadakat" borcu, di ğeri ise, 9. maddede belirtilen "ayr ımc ıl ık yasağı"d ır. Türkiye ile Toplulu ğun üye devletleri aras ında mevcut olan ekonomik geli şmi şlik fark ı nedeniyle, ortakl ık rejiminin kademeli olarak uygulanmas ı ve Türkiye'nin bu süreç içerisinde Toplulu ğun ekonomik ve mali yard ımlar ı ile desteklenmesi bir zorunluluk olarak ortaya ç ıkm ıştır. Bu nedenle, ortakl ık rejiminin birbirini izleyen haz ırl ık, geçi ş ve son dönem olmak üzere toplam üç evreden geçerek geli şece ği kararla şt ır ılm ışt ır. Haz ırl ık döneminden geçi ş dönemine intikal otomatik olmay ıp, geçi ş dönemin ko şullar ın ın taraflar aras ında görü şülerek bir protokol ile saptanmas ı gereklidir (m. 4 AA). Son döneme geçi ş konusu ise andla şmada düzenlenmeyerek aç ık b ırak ılm ıştır. 15 Gökdere, Gümrük Birliği Aç ısından Avrupa Topluluğu ve Türkiye ile İlişkiler, s. 143. 16 Reisoğlu, Ortak Pazar Hukuku, s. 14; Karluk, Avrupa Birli ği ve Türkiye, s. 381.

24 HACI CAN Ortakl ığın ilk evresini haz ırl ık dönemi olu şturmaktad ır. Bu dönemin esas amac ı, Türkiye'nin ekonomik ve sosyal geli şmesini sa ğlamak olarak öngörülmü ştü. Türkiye ortakl ığın geçi ş ve son dönemlerinde kendisine dü şecek yükümleri üstlenebilmek için bu dönem içerisinde herhangi bir yükümlülük alt ına girmemi ştir. Bu çerçevede Türkiye lehine baz ı ekonomik yard ım ve imtiyazlar l7 verilmi ş ise de beklenen sosyo-ekonomik katk ı sağlanamam ışt ır. Haz ırl ık döneminin süresi esas itibariyle 5 y ıl olarak planlanm ışt ı. Ancak, haz ırl ık dönemi Geçici Protokolde öngörülen usullere uygun şekilde uzat ılarak 9 y ıl sürmüş ve 31 Aral ık 1972'de sona ermi ştir (m.3 AA). Belirli istisna halleri d ışında 12 y ıl sürmesi gereken geçi ş dönemi, âkit taraflar ın kar şıl ıkl ı ve dengeli yükümlülükleri esas ına dayal ı olarak, Türkiye ile Topluluk aras ında bir gümrük birli ğinin gittikçe geli şen şekilde yerle şmesi, ortakl ığın iyi i şlemesini sağlamak için Türkiye'nin ekonomi politikalar ın ın Topluluğun ekonomi politikalar ına yakla şt ırılmas ı, bunun için de gerekli ortak eylemlerin geli ştirilmesine hizmet etmesi amac ıyla yap ıland ır ılmışt ır (m. 4 AA). Ortakl ığın son dönemi gümrük birli ğine dayan ır ve âkit taraflar ın ekonomik ve sosyal politikalar ı aras ındaki koordinasyonun güçlendirilmesini gerekli k ılmaktad ır (m. 5 AA). Di ğer dönemlerin aksine, son döneme geçi ş şekli Ankara Andla şmas ında düzenlenmediği gibi, bu dönemin süresinin uzunlu ğu da aç ık b ırak ılm ıştır'''. Ortakl ığın son dönemi, do ğal olarak "ortakl ık"tan "tam üyeliğe" geçi şi haz ırlama fonksiyonu görecektir 19. Ortakl ık kurumsal olarak yap ıland ırılm ışt ır. Ankara Andla şmas ı, süreklilik arz eden bir hukuki ili şki yaratt ığı için, kurumsal nitelikli hükümler de içermektedir. Andla şman ın 6. maddesinde, ortakl ık rejiminin uygulanmas ı ve gittikçe geli şmesini sa ğlamak üzere âkit taraflar ın bir araya gelebilece ği bir Ortakl ık Konseyinin kurulmas ı öngörülmü ştür. 24. maddenin 3. fıkras ında ise, Ortakl ık Konseyinin, görevlerinde kendisine yard ım edebilecek her komiteyi ve Andla şman ın iyi yürütülmesi için gerekli i şbirli ği ve devaml ılığın ı sağlayacak bir komite kurmaya karar verebilece ği belirtilerek, yard ımc ı organlar ın kurulmas ına izin verilmi ştir. Bu hüküm uyar ınca, Ortakl ık Konseyi taraf ından bir dizi Komiteler kurulmu ştur2. Anla şmazl ıklar ın çözümü için bir prosedür düzenlenmekle beraber, herhangi bir yarg ı organ ı öngörülmemi ştir. Ayr ıca, Avrupa Parlamentosu ve daha sonra Ekonomik ve Sosyal Komite ile öte yandan TBMM ve diğer ilgili Türk makamlar ı aras ında gerekli i şbirliğinin sağlanmas ı amac ıyla gerekli tedbirler al ınacağı hükme bağlanm ışt ır (m. 27 AA). Topluluk üyesi devletler, Geçici Protokole gere ğince Türkiye'den ülkelerine yap ılacak tütün, üzüm, kuru incir, fınd ık, turunçgiller, şarap, dokuma ve su ürünleri için belli kotalarda gümrük indirimi uygulam ışlard ır. Bunun yan ında, Mali Protokol uyar ınca Türkiye'ye 175 milyon Ecu tutarında Topluluk kredisi verilmi ştir. 18 Y ıld ırım, Ortak Pazar ve Türkiye, s. 82. 19 Meray, Uluslararas ı Hukuk ve Uluslararas ı Örgütler, s. 307. 2) Bkz. aşağıya s. 24 vd.

TÜRKIYE-AVRUPA TOPLULU ĞU ORTAKLIK ILI ŞKISININ HUKUKI ÇERÇEVESI 25 B. Katma Protokol 23 Kas ım 1970'de imzalan ıp 1 Ocak 1973'te yürürlü ğe giren Katma Protokol (KP) 21, Ankara Andla şmas ında düzenlenen alanlar ın Türkiye'nin ekonomik durumuna uygun bir şekilde yürürlü ğe konmas ın ı sağlayan bir "uygulama andla şmas ı"22 niteliğini ta şımaktad ır. Burada, Ankara Andla şmas ı ile yarat ılan hukuki temel üzerinde geçi ş döneminin ayr ıntılar ı ve özellikle de kurulacak gümrük birli ğinin ilke ve usulleri esasl ı bir biçimde düzenlenmi ştir23. Topluluk bu kapsamda, sanayi mallar ında Türkiye'den yapaca ğı ithalata (tekstil ve petrol ürünleri istisnalar ı sakl ı kalmak kayd ıyla) hiçbir gümrük veya e ş etkili vergiler koymamay ı ve miktar k ıs ıtlamalar ı uygulamamay ı garanti ederken 24, Türkiye ise, Topluluk ç ıkışlı mallara uygulanan gümrük ve e ş etkili vergilerini 12/22 y ıll ık dönemler içerisinde tedricen kald ırmay ı ve ayn ı dönem içinde Topluluğun ortak gümrük tarifesi ve tar ım politikas ına uyum sağlamay ı taahhüt etmi ştir. Katma Protokol, sanayi ürünleri için gümrük birli ğinin kurulmas ıyla ilgili hükümlerin yan ında, tar ım ürünleri, i şçilerin serbest dola şım ı, yerle şme hakk ı, hizmetlerin serbest dola şımı, ta şımac ıl ık, rekabet, devlet yard ımlar ı, Ekonomik politikalar ın ve mevzuat ın yak ınla ştırılmas ı konularında da düzenlemeler getirmektedir. Fakat, bu hükümler gümrük birli ği ile ilgili hükümler gibi "doğrudan uygulanabilir" niteli ğine sahip olmad ıklar ından, uygulanabilmeleri için Ortaklık Konseyi kararlar ı gereklidir'''. Katma Protokol, ortakl ık rejimin uygulanmas ına iki s ın ır çizmektedir. Birinci olarak, Türkiye, bu Protokolün kapsam ına giren alanlarda üye devletlerin Roma Andla şmas ı uyar ınca bir-birlerine tan ıdıklar ından daha elveri şli i şlemden yararlanamaz (m. 59 KP). İkinci olarak da, taraflar ın, ciddi ekonomik zorluklar ile kar şıla şmalar ı durumunda korunma önlemlerine ba ş - vurma imkanlar ın ın olmas ıd ır. Katma Protokol, 60. maddede öngörülen genel hükmün yan ın-da, özellikle Türkiye'ye yönelik çe şitli korunma hükümlerine de yer vermektedir. 21 TBMM, Katma Protokolün onaylanmas ın ı 22 Temmuz 1971 tarih ve 1448 say ı l ı Kanunla uygun bulmu ştur (Resmi Gazete, 29 Aral ık 1972, No: 14406). 22 Karluk, Türkiye'nin Avrupa Ekonomik Toplulu ğu ile Olan Ortakl ık ilişkileri ve Türk Dış Ticareti İçinde Topluluğun Yeri. s. 20. 23 1/95 say ıl ı Ortakl ık Konseyi Karar ı ile 1 Ocak 1996 tarihinden itibaren gümrük birli ğinin son dönemi uygulanmaya konuldu ğu için, Katma Protokolün gümrük birli ğinin kurulmas ına ili şkin hükümlerinin uygulanmas ı ortadan kalkm ışt ır. 24 Topluluk, Katma Protokolden do ğan ticari yükümlülüklerini bir geçici andla şma ile 1 Eylül 1971'de yerine getirerek tüm gümrük ve e ş etkili vergileri ve miktar k ısıtlamalar ı n ı kald ırın -Iştir. 25 Özen, Türkiye-Avrupa Toplulu ğu Gümrük Birli ği ve Tam Üyelik Süreci Üzerine Etkileri, s. 18.

26 HACI CAN III. Ortakl ık Rejiminin Uygulanmas ı A. Genel Bak ış Türkiye - AT Ortakl ık Andla şmas ı yürürlü ğe girmesinden bu yana k ırk y ıl gibi k ısa say ıla-mayacak bir süre geçmi ş olmas ına ra ğmen, ba ş lang ıçta öngörülen hedefler tamam ıyla gerçek-le ştirilememi ştir. Ortakl ık, Ankara Andla şmas ı ve Katma Protokolde belirtilen hükümlere uygun sekilde yürütülememi ştir26. Burada özellikle vurgulanmas ı gereken husus, Katma Protokolde kararla şt ırılan sürelere yeterince uyulamad ığıdır. Bunun alt ında yatan en önemli sebep, 1960'l ı y ıllar ın ekonomik ve siyasi ko şullar ın ın zamanla de ği şmesine paralel olarak taraflar ın ç ıkarlar ın ın ve bununla ba ğlant ıl ı olarak ortakl ık ili şkisinden do ğan beklentilerinin de de ği şmi ş olmas ıdır. Türkiye, 1970% y ıllarda içinde bulundu ğu ekonomik krizler ve siyasi mülahazalar dolays ıyla Katma Protokol'den kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getir(e)memi ştir. Ülkenin iç politik ya şam ında o dönemde yayg ın olan dü şünce ve endi şeler, Topluluk ile yarat ılan ortakl ık ili şkinin bir çe şit sömürü düzeni kurmakta oldu ğu, ulusal pazar ı Topluluk ürünlerine açman ı n sanayile şmeyi ve kalk ınmay ı engelleyece ği, dolay ısıyla koruma önlemlerinin muhafaza edilmesi gerekti ği konusunda odaklanm ışt ı. Türkiye'nin, bu mülâhazalarla, kendi yükümlülüklerini yerine getirmekten kaç ınmas ı ve Toplulukla ili şkilere so ğuk bakmaya ba şlam ış olmas ı, Toplulu ğun da bunu bahane ederek kendi yükümlülüklerini aksatmaya ve ortakl ık ili şkisinin geli ştirilmesi yönünde çaba harcamaktan kaç ınmas ına sebep olmu ştur. Ba şlang ıçta sadece ekonomik olan sorunlar, 12 Eylül 1980 askeri yönetimi döneminde ve Yunanistan' ın 1980'de Toplulu ğa tam üye olmas ıyla ba şka bir a şamaya geçerek, gittikçe siyasi boyut kazanmaya ba şlam ıştn27. Topluluk, bu geli şmelerin sonucunda Türkiye ile siyasi ili ş-kilerini dondurmu ş ve mali i şbirli ğini ask ıya alm ışt ır. Bu dönemde, Katma Protokolün sadece ticari hükümleri i şlemeye devam etmi ş, fakat di ğer bütün hükümlerinin uygulanmas ı Topluluk taraf ından durdurulmu ştur. 1983 y ıl ında Türkiye'de sivil idarenin yeniden kurulmas ı ve 1984 y ı l ından itibaren ülkemizin ithal ikamesi politikalar ın ı h ızla terk ederek d ışa aç ılma sürecini ba şlatmas ı (liberal ekonomi politikalar ın ın izlenilmesi), ortakl ık rejimine yeniden i şlerlik kazand ırmaya ba şlatm ışt ır. Ortakl ık ili şkileri 16 Eylül 1986 tarihinde Brüksel'de yap ılan Ortakl ık Konseyi toplant ı s ıyla birlikte tekrar ray ına girmi ştir. Türkiye, ertelemi ş oldu ğu gümrük vergileri uyum ve indirim takvimini 1988 y ı l ından itibaren h ızland ır ı lm ış bir şekilde yeniden yürürlü ğe koymu ştur. Türkiye'nin 14 Nisan 1987'deki üyelik müracaat ına ili şkin Komisyon taraf ından 1989 y ılında verilen Bkz. Aksi görü ş için Reçber, Türkiye'nin Avrupa Birli ğine Aday Üye Olarak Kabulünün Hukuksal Aç ıdan Değerlendirilmesi, s. 1 vd. Ibid., s. 5.

TÜRKIYE-AVRUPA TOPLULUĞU ORTAKLIK ILI ŞKISININ HUKUKI ÇERÇEVESI 27 cevab ın 2B Türk makamlar ı taraf ından olumlu kar şılanm ış olmas ı, gümrük birliğinin, Katma Protokolde öngörüldü ğü gibi, 1995 y ıl ında tamamlanmas ı için gerekli haz ırl ıklar ın yap ılmas ın ı h ızland ırmışt ır. B. Gümrük Birli ği 5 Mart 1995 tarihinde yap ılan Ortakl ık Konseyi toplant ısında al ınan karar uyarınca, Türkiye ile Avrupa Toplulu ğu aras ındaki gümrük birli ğinin29 son evresine geçi ş kararla şt ırılm ışt ır. 22 Aral ık 1995 tarih ve 1/95 say ılı Ortakl ık Konseyi Karar ı ile gümrük birliğinin kurulu şunun tamamlanmas ı 1 Ocak 1996 tarihinden geçerli olmak üzere sa ğlanmıştır". 1/95 say ıl ı Ortakl ık Konseyi Karar ı, adetâ bir gümrük birli ğ i andla şmas ıymış gibi takdim edilmektedir. Oysa burada gerçek anlamda bir andla şma yoktur 31. 1/95 say ıl ı Konsey Karar ı, ad ından da anla şılacağı gibi, sadece sanayi mallar ı için kurulmas ı öngörülen gümrük birli ğinin son dönemini yaşama geçiren bir "uygulama karar ı"d ır33. Gümrük birli ği, sanayi mallar ı ve i şlenmi ş tar ım ürünlerinde yap ılan ticareti kapsamaktad ır. Tar ım ürünlerinin serbest dola şım ı Ankara Andla şmas ı'n ın temel amaçlar ından biri olmakla beraber, Türkiye'nin Topluluğun ortak tar ım politikas ına uyum sağlayamam ış olmas ı nedeniyle, i şlenmemi ş tar ım ürünleri gümrük birli ğinin kapsam ı d ışında tutulmu ştur33. Kömür ve Çelik Topluluğu Andlaşmas ı kapsam ındaki ürünler ise, 1 A ğustos 1996 tarihinde yürürlü ğe girmi ş olan bir serbest ticaret anla şmas ı34 kapsam ında i şlem görmektedir. 28 Komisyonun görü şünde, Türkiye'nin üyelik konusundaki ehliyeti kabul edilmekle birlikte, Türkiye'nin tam üyeli ğe haz ır olmad ığı, Topluluklar ın kendi içindeki derinle şme sürecini tamamlanmas ına ve gelecek geni şlemesine kadar beklenmesini ve bu arada Türkiye ile gümrük birliği sürecinin tamamlanmas ı önerilmi şti. 29 Gümrük birli ği, taraflar ın, mallann serbest dola şım ı konusunda kar şıl ıkl ı olarak hiçbir gümrük vergisi ya da benzeri resim ve miktar k ı s ıtlamamas ı koymamay ı ve üçüncü ülkelere kar şı ortak bir gümrük tarifesi ve ortak tabanl ı bir gümrük mevzuat' uygulamay ı ve ortak gümrük tarifesi gere ğince al ınan gümrük vergilerinin payla ştırı lmas ı zorunlu bir ekonomik alan olarak tan ımlanabilir. 30 1/95 say ı l ı Ortakl ık Konseyi Karann ın hukuki aç ıdan analizi için bkz. Can, Ibid., s. 81 vd. 31 Ortakl ık Konseyi kararlar ı n ın hukuki niteli ğine ili şkin olarak bkz. a şağıdaki "Ortakl ık Konseyinin Organ Niteli ği" konu başlığı na. 32 Krş. Günuğur, 6 Mart Karar ı ve Gümrük Birli ği, s. 408. 33 Taraflar, sadece kar şı l ıkl ı tavizler üzerinde devam eden müzakereler yoluyla tar ım ürünlerini gümrük birli ğine dahil etmek için taahhütte bulunmu şlard ır ve bu taahhüt kapsam ında tar ımsal ticaretin serbestle şme düzeyini artt ırmaya yönelik bir andla şma imzalam ışlard ır. Bu Andla şma, 1 Ocak 1998 tarihinde yürürlü ğe girmi ştir. Bkz. Hazine ve D ış Ticaret Müste şarl ığı, <http://www.dtm.gov.tr> Haziran 2003. AB1EG 1996 Nr. L 227,3.

28 HACI CAN 1/95 say ılı Konsey Karar ı ile taraflar aras ında asl ında bir gümrük birli ğinin kurulmas ından çok, Türkiye'nin Toplulu ğun gümrük birli ğine giri şi sağlanm ışt ır. Çünkü, Türkiye, gümrük birli ği kapsam ındaki mevcut ve gelecekteki Topluluk müktesebat ın ı benimseyece ğini ve ç ıkacak yorum ve uygulama sorunlar ın ı da Avrupa Toplulukları Adalet Divan ının (ATAD) içtihatlar ı çerçevesinde çözece ğine dair taahhüt alt ına girmi ştir35. Burada e şitler aras ında bir durumun ileri sürülemeyecek kadar aç ık ve kesin olmad ığı gözükmektedir. Türkiye'nin çok yak ın bir gelecekte Avrupa Birli ği'ne girmesine yönelik büyük ümitler ve bunun sonucunda olu şan yanl ış öngörüler nedeniyle gümrük birli ğinin kurumsal ve içerik olarak bu şekilde yap ıland ırılm ış olmas ı, Türkiye'de do ğal olarak baz ı sert ele ştirilerin do ğmas ına yol açm ıştır36. Türkiye'nin, üyesi bulunmad ığı Avrupa Toplulu ğu'nun organlar ın ın verdi ği/verece ği kararlar do ğrultusunda mevzuat ın ı değiştirece ğine ve gümrük birli ğinin uygulanmas ında ortaya ç ıkacak sorunlar ı da bu örgütün mahkemesinin içtihatlar ı çerçevesinde çözece ğine dair uluslararas ı yükümlülüğü'', Türk anayasa hukuku aç ıs ından sorun yaratabilir niteliktedir. Çünkü, burada bir nevi Avrupa Toplulu ğu organlar ına "dolayl ı bir yetki devri" durumu vard ır. Bu durumun Türk Anayasas ı'n ın 6. ilâ 9. maddeleri ile ba ğda şıp bağdaşmadığı tartışmaya aç ıktır'''. Gümrük birli ğinin etkileri, taraf ülkelerin ekonomilerinin özelliklerine ("güçlü" veya "zay ıf", "rakip" veya "tamamlay ıc ı" vb.) geni ş ölçüde bağl ıdır39. Bu aç ıklamalar göz önünde bulundurularak gümrük birli ğinin kuramsal anlamda etkilerini şu şekilde izâh edilebilir 40: Gümrük birli ği, her şeyden önce piyasan ın geni şlemesine hizmet ederek büyük ölçekli üretimden yararlanma imkânlar ına, rekabetin güçlenmesine ve taraf ülkeler lehine ticaret sapmalar ına katk ıda bulunur'''. Bu çerçevede olu şan yeni rekabet ko şullar ı, genel fiyat düzeyini a şağılara çekerek talebi uyar ır; bu da firmalar ı daha fazla üretime sevkeder. Böylece, taraf üye devletlerin piyasalar ında rasyonel kaynak da ğıl ımı da sağlanm ış olur. Buradan hareket edildi ğinde, gümrük birliğinin Türk piyasas ında rekabeti art ıracağın ı ve bunun sonucu olarak da tüketicilerin daha yüksek kalite, daha ucuz ürünler ve daha fazla çe şitli mallardan yararlanmalar ın ı sağlayaca ğı ; üreticiler için de, istikrarl ı ve büyük bir ihracat pazar ına eri şim yan ında, daha ucuz ve daha kaliteli girdilerden yararlanma imkânların ı sağlayacağı sonucuna var ılabilir. Bkz. 1/95 say ı l ı Konsey Karar ı n ın 13,14,16,29,30,37,40,52,55 ve 64. maddelerine. 36 Ele ştiriler için bkz. Manisa'', Gümrük Birliği'nin Siyasal ve Ekonomik Bedeli, s. 1 vd.; Karluk, Ibid., s. 515 vd.; İlhan, Gümrük Birliği mi?, Sömürge Anlaşması m ı?, s. 1 vd. 37 1/95 say ılı Konsey Karar ının 66. maddesi. 38 Krş. Gürbüz, Gümrük Birliği Anlaşmas ın ın Anayasan ın Başlang ıç K ısm ına Ayk ırı l ığı ve Egemenlik Ilkesi ile Çeli şmesi, s. 1 vd. 39 Mumcu, Ibid., s. 182-183. 41 Bunun için bkz. İKV, Gümrük Birliği nin Türkiye Ekonomisine Etkileri, s. 7 vd. 41 Ibid.

TÜRKIYE-AVRUPA TOPLULUĞU ORTAKLIK ILIŞ KISININ HUKUKI ÇERÇEVESI 29 Türkiye ile Topluluk üyesi devletler aras ında görünürde bir ticaret aç ığı mevcuttur. Avrupa Toplulu ğu Türkiye Temsilciliğinin görü şüne göre 42, bu ticaret aç ığın ın esas nedeni, gümrük birli ğinin kendisinden ziyade, Türkiye'nin genel ticaret hacminin büyümesi ve kur hareketleridir. Ithalat art ışın ço ğu, ülke ekonomisine katma de ğer yaratan hammadde, sermaye mallar ı ve ara mamul mallar ından olu şmaktad ır43. Tüketim mallar ı ise, Türkiye'nin toplam ithalat ı içinde çok fazla bir yer tutmaktad ır (ithalat ın sadece % 10'u civar ında)`. Öte yandan, 20 y ıldan daha uzun bir zamand ır ülkede devam eden politik ve ekonomik istikrars ızl ık, k ırtasiyecilik ve yolsuzluklar, Türk firmalar ının uluslararas ı rekabet güçlerini etkiledi ği gibi, d ış sermayenin ülkeye giri şine de engel olmaktad ır45. Fakat, gümrük birli ğinin Türk ekonomisine etkilerinin niteliği konusunda uzmanlar taraf ından farkl ı görü şler ileri sürülmektedir". Gümrük birli ğini ele ştiren yazarlar, 1/95 say ı l ı Ortakl ık Konseyi kapsam ındaki gümrük birli ğinin Türk ekonomisi üzerinde olumsuz etkileri olaca ğın ı dile getirmektedirler. Türk firmalar ın ın Avrupa'daki rakipleri kar şı s ında, rekabet gücü fazla de ğildir. Rekabet imkan ı olan tekstil endüstrisi gibi sektörlerin 47, Avrupa Birli ği'nin üçüncü ülkelerin iç pazar ına daha kolay girmesine olanak veren iki tarafl ı serbest ticaret anla şmalar ı yüzünden, Türkiye Avrupa Birli ği içindeki ayr ıcal ıkl ı pozisyonunu yitirmi ştir. Öte yandan, öngörülen mali yard ımlar da gerekti ği gibi verilmemi ştir. Bu ele ştirilere kat ılmakla birlikte, fakat burada, Türkiye'nin gümrük birli ği çerçevesinde üstlenmi ş oldu ğu yükümlülüklerin liberalle şme sürecindeki bir ülke konumuyla uluslararas ı ticari ili şkilerinde bir gereklilik olarak ortaya ç ıkm ış oldu ğunun ayr ıca belirtilmesi gerekir. De ğ i şen dünya ticaret ko şullar ı kar şı s ında, Türkiye ulusal mevzuat ını uluslararas ı ticaretin genel ilke ve kurallar ıyla uyumla ştırmak zorundad ır. Avrupa Birli ği, sadece Türkiye'nin d ış ticaretinin de ğil, dünya ticaretin önemli bir k ı sm ını belirlemektedir 45. Türkiye'nin Avrupa Birli ği'nin kendileriyle tercihli andla şmalar yapm ış oldu ğu üçüncü ülkeler ile serbest ticaret andla şmalar ı49 imzalama yükümlülü ğü, kendi ulusal pazar ın ı bu ülkelere açt ığı gibi, bir o kadar da kendisi için yeni pazarlar 42 Avrupa Birli ği Komisyonu Türkiye Temsilcili ği, Gümrük Birli ği Hakk ı nda Sorular ve Yan ıtlar, <http://www.deltur.cec.eu.int/i-gumruk-sss.html > 10 Haziran 2003. Ibid., Ibid., 45 Ibid., Bkz. Özen, Ibid., s. 20 vd. 47 Türk firmalar ı, tekstil sektörü d ışında haz ı r giyim, deri konfeksiyon, demir-çelik, elektrik ve elektronik alet ve cihazlar ile özellikle otobüs türü ta şıt araçlar ında da rekabet gücüne sahiptirler. Bkz. D ış Ticaret Müste şarl ığına, <http://www.dim.gov.tr> 10 Haziran 2003. 48 Avrupa Birli ği, Dünya Ticaret Örgütü bünyesinde uluslararas ı ticaret görü şmeleri ve ihtilaflar ında büyük bir a ğı rl ığa sahiptir. 49 Bunun için bkz. D ış Ticaret Müste ş arl ığına, <http://www.dtm.gov.tr > 10 Haziran 2003.

30 HACI CAN yaratmaktad ır50. Bu şartlar alt ında, Türkiye'nin gümrük birli ğinden do ğan yükümlülükleri, tek tarafl ı taviz olarak de ğil, bilakis at ılmas ı gerekli ad ımlar olarak değerlendirilmelidir. Keza bu yükümlülükler, genel ölçüde Türkiye'nin Dünya Ticaret Örgütü ile ilgili yükümlülükleriyle de uyu şmaktad ır. Ayrıca, gümrük birli ğinin tamamlanmas ıyla Türkiye'nin Avrupa Birli ğine entegrasyon istikametinde çok önemli bir a şama kat edilmi ştir. Ticaret aç ığın büyümesine rağmen, Türk ekonomisi ve sanayii, tam üyeli ğin gerektirece ği yükümlülükleri kald ırabilece ğini göstermi ştir. "Türkiye'nin AB ile ya şadığı sorunlar Gümrük Birliğinden değil stratejik karar mekanizma-larında inisiyatifin Birli ğe devredilmesinden kaynaklanmaktad ır. Gümrük Birliği Türkiye için nas ıl oynayacağın ı ve kurallarınu ı bilmediği bir oyun gibidir."5 ' C. Ortakl ığın Diğer Düzenleme Alanlar ı Ankara Andla şmas ı ve Katma Protokol, mallar ın serbest dola şım ın ın yan ında, i şgücü, hizmetler ve sermayenin serbest dola şım ı n gerçekle ştirilmesinin Roma Andla şmas ı'n ın ilgili kurallar ı çerçevesinde kademeli olarak gerçekle ştirilece ğini öngörmektedirler. Fakat bu kapsamda-ki hükümler hukuki yönden esas itibariyle ba ğlay ıc ı olmay ıp, gelece ğe yönelik program, temenni ve dilekler içermekten öteye geçmez. Bu konularda herhangi bir hukuki mükellefiyet do ğabilmesi için, Ortakl ık Konseyi kararlar ı gereklidir. Gerçi, Katma Protokolün 36. maddesinde Ankara Andla şmas ının 12. maddesine yap ılan at ıf gere ğince, i şçilerin serbest dola şım ın ın Roma Andla şmas ın ın ilgili hükümlerine dayand ırılarak 1986 y ıl ına kadar kademeli olarak gerçekle ştirilece ği ve bu konuda izlenecek yöntemlerin Ortakl ık Konseyi taraf ından belirlenece ği hükme bağlanmıştır. Fakat, bu konuda sadece k ısmi bir ilerleme sağlanabilmi ştir. Öngörülen serbest dola şım hakk ı 1. ve 2. a şamas ı itibariyle uygulamaya geçirilmek üzere yürürlü ğe konulmu ş ise de, nihai ve son a şama için Türkiye ile Topluluk aras ında herhangi bir hukuki düzenleme yap ılmas ı siyasi ve ekonomik nedenlerle ve Topluluk üye devletlerinin isteksizliği sonucu bugüne kadar mümkün olamam ışt ır. Ortakl ık Konseyinin 1/80 52 say ıl ı ve 3/80 5' say ıl ı kararlar ı ile i şgücü pazar ına entegre olmu ş göçmen i şçilerin ve aile fertlerinin hukuki statülerinin 5<) Avrupa Birli ği Komisyonu Türkiye Temsilciliği, Ibid., 51 Eylem (TurkAB), Türkiye-AB Gümrük Birli ği ve Etkileri, <http://www.turkab.net/gb/ gbrapor01.htm> Temmuz 2003. 52 2/76 say ı l ı Konsey Karar ın ı revize eden 1/80 say ılı Konsey Karar ı, göçmen Türk i şçilerinin çal ışma haklar ı n ı güvence alt ına alm ışt ı r. 1/80 say ılı Ortakl ık Konsey Karar ın 6. maddenin 1. fıkras ı n ın ifadesine göre: "Aile bireylerin serbestçe i şe girmelerine ili şkin 7'nci madde hükümleri sakl ı kalmak kayd ıyla, bir üye devletin i şgücü piyasas ına dahil bulunan bir Türk i şçisi o üye devlette:

TÜRKIYE-AVRUPA TOPLULUĞU ORTAKLIK ILI ŞKISININ HUKUKI ÇERÇEVESI 31 korunmas ına yönelik baz ı hak ve güvenceler getirilmi ş54, fakat bu kararlar istenilen ve amaçlanan i şçilerin serbest dola şımın ı tam manas ıyla gerçekle ştirememi şlerdir. Ayr ıca, bu çerçevede öngörülen haklar ın, Türkiye'nin baz ı üye devletlerle imzalad ığı ikili i şgücü andla şmalar ı55 ile sağlanan haklar ın ötesine geçemedi ği de ifade edilmektedir 56. bir y ıll ık usulüne uygun çal ışmadan sonra, e ğer i ş mevcut ise, ayn ı i şveren yan ında çal ışma iznini yenileme hakk ına sahiptir üç yıll ık usulüne uygun çal ışmadan sonra ve Topluluk üye devletlerin i şçilerine tan ınan öncelik sakl ı kalmak kayd ıyla, diledi ği bir i şveren yan ında, ancak ayn ı meslek için, o üye devletin i ş bulma kurumlarına kay ıtl ı ve normal şartlarda yap ılmış bir i ş teklifine ba şvurma hakk ına sahiptir Karann 7. maddesinin 1. ve 2. f ıkralar ı şöyle ifade etmektedir: "Bir üye devletin i şgücü piyasas ına yasal olarak dahil bulunan bir Türk i şçisinin onunla birlikte oturma hakk ına sahip bulunan aile bireyleri; o üye devlette üç y ıl yasal ikamet ettikten sonra - Topluluk üye devletlerin i şçilerine tan ınan öncelik sakl ı kalmak kayd ıyla - her türlü i şe ba şvurmak hakk ına sahiptirler; o üye devlette 5 y ıl ikamet ettikten sonra, diledikleri bütün ücretli i şlere serbestçe giri ş hakkına sahiptirler. Ev sahibi ülkede mesleki bir e ğitim program ın ı tamamlayan Türk i şçisi çocuklar ı, bu üye devletteki oturma sürelerin bak ılmaks ızın, anne veya babas ından birinin ilgili üye devlette en az üç y ıld ır yasal olarak çal ışıyor olmas ı kayd ıyla, söz konusu üye devlette, her türlü i şe ba şvurabilir." 53 3/80 say ı l ı Konsey Karar ı ise, göçmen Türk i şçilerinin sosyal güvenlik haklar ını güvence alt ına almıştır. ATAD, ortakl ık metinlerini Roma Andla şmas ı 'n ın 234. maddesi anlam ında bir "organ tasarrufu" te şkil etti ğini ve Topluluk hukukunun ayr ılmaz bir parças ı oldu ğunu kabul ederek, ortakl ık hükümlerini topluluk hukuku kapsam ında yorumlamaktad ır. Bu çerçevede, Ortakl ık Konseyi kararlar ının yorumuna ili şkin olarak ön karar prosedürü yoluyla çok say ıda yorum kararlar ı vermi ştir. Bkz. ATAD, 30 Eylül 1987 tarihli Demirel karar ı, Rs. 12/86, Slg. 1987, 3719; 14 Kas ım 1989 tarihli Yunanistan/Komisyon kararı, Rs. 30/88, Slg 1989, 3711; 20 Eylül 1990 Sevince kararı, Rs. C-192/89, Slg. 1990,1-3461; 16 Aral ık 1992 tarihli Kuş karar ı, Rs. C-237/91, Slg. 1992, 1-6781; 5 Ekim 1994 tarihli Eroğlu karar ı, Rs. C-355/93, Slg. 1994,1-5113; 6 Haziran 1995 tarihli Bozkurt kararı, Rs. C-434/93, Slg. 1995, 1-1475; 17 Nisan 1997 tarihli Kad ıman kararı, Rs. C-351/95, Slg. 1997,1-2133; 23 Haziran 1997 Tetik karar ı, Rs. C-171/95, Slg. 1997, I- 329; 29 May ıs 1997 tarihli Eker karar ı, Rs. C-386/95, Slg. 1997, 1-2697; 5 Haziran 1997 tarihli Kol karar ı, Rs. C-285/95, Slg. 1998, 1-7747; 30 Eylül 1997 tarihli Günayd ın karar ı, Rs. C-36/96, Slg. 1997,1-5159; 30 Eylül 1997 tarihli Ertan ır karar ı, Rs. C-98/96, Slg. 1997,1-5193; 19 Kas ım 1998 tarihli Akman karan, Rs. C-210/97, Slg. 1998, 1-7537; 26 Kas ım 1998 tarihli Birden kararı, Rs. C-1/97, Slg. 1998,1-7747; 4 May ıs 1999 tarihli Sürül kararı, Rs. C-262/96, Slg. 1999, 1-2766; 10 Eylül 1999 tarihli Taflan-Met karar ı, Rs. C-277/94, Slg. 1999, 1-4085; 16 Mart 2000 tarihli Ergat karar ı, Rs. C-329/97, Slg. 2000, EuZW 2000, 305; 10 Şubat 2000 tarihli Nazlı karar ı, Rs. C-340/97, EuZW 2000, 219; 11 May ıs 2000 tarihli Savaş karar ı, Rs. C-37/98; 22 Haziran 2000 tarihli Eyüp karar ı, Rs. C-65/98, EuZW 2000, 573. 19 Kas ım 2002 tarihli Kurz karar ı, Rs. C- 188/00. 55 Türkiye, Topluluk üyesi devletlerden Almanya (30 Ekim 1961), Belçika (16 Temmuz 1964), Hollanda (19 Ağustos 1964) ve Fransa (8 Nisan 1965) ile i şgücü andla şmalar ı imzalam ışt ır. Bunun için bkz. DPT, Avrupa Ekonomik Toplulu ğu Özel ihtisas Raporu, s.116. se Ibid.,

32 HACI CAN Yerle şim serbestisi, hizmetlerin, sermayenin serbest dola şımı ve di ğer konularda bugüne kadar önemli bir geli şme sağlanamamıştır. D. Mali İşbirli ği 57 Türkiye'nin sosyal ve ekonomik geli şmesini te şvik amac ıyla Topluluk tarafından, bir dizi mali yard ımlar yap ılm ışt ır. Mali yard ımlar, esas olarak taraflar aras ında imzalanan mali protokollerle düzenlenmi ştir. 1964-1981 y ılları aras ında üç ayr ı mali protokol bir de tamamlay ıc ı protokol imzalanm ıştır. 1981 y ıl ı sonras ında 600 milyon Ecu tutar ında Dördüncü Mali Protokol haz ırlanm ışsa da, Avrupa Parlamentosunun ve Yunanistan' ın muhalefeti nedeniyle yürürlü ğe sokulamam ıştır. Mali protokoller kapsam ındaki yard ım türü a ğırl ıkl ı olarak kredi olmak üzere kredi ve hibelerden olu şmakta olup, krediler, Avrupa Yat ırım Bankas ı ve Topluluk kredilerini kapsamaktad ır. Toplam olarak 1.433 milyar Ecu tutar ında yard ım öngörülmesine rağmen, kullan ılabilen yard ım toplam 830 Milyon Ecu gibi dü şük bir seviyede kalm ıştır. Topluluk tarafı, 1/95 say ılı Ortakl ık Konseyi Karar ın ın eki niteli ğindeki tek tarafl ı deklarasyonla gümrük birli ğinin Türk ekonomisi üzerindeki olas ı olumsuz etkilerini bertaraf etmek üzere Türkiye'ye 4-5 y ıllık bir dönem içinde 2,5 milyar Euro'ya varan mali yard ım yapaca ğın ı taahhüt etmi şse de, öngörülen bu mali yard ımlar Türkiye taraf ından deği şik nedenlerden dolay ı ve özellikle de Yunanistan' ın muhalefeti yüzünden yeterince kullan ılamam ıştır. Mali protokoller ve gümrük birli ği çerçevesinde öngörülen mali yard ımlar ın d ışında, Topluluk taraf ından Türkiye'ye yönelik çok say ıda mali yard ımlar verilmi ş/verilecek olsa da, bunlar, Topluluk taraf ından Türkiye verilmesi zorunlu olan mali yard ımlar kar şı s ında önemli bir yekun tutmamaktad ır. IV. Ortakl ığın Kurumsal Yapısı A. Ortakl ığın Hukuki Niteli ği Sorunu Ortakl ığın hukuki niteliği, ortakl ık ili şkisinin bugüne kadar tam olarak ayd ınlığa kavu şturula-mam ış temel sorunlar ından birisidir. Ankara Andla şmas ı, maddi hükümleri aç ıs ından çok s ıkı bir şekilde Roma Andla şmas ın ın ilkelerine dayanmas ına rağmen, ortakl ığın hukuki ki şiliği haiz olduğuna ili şkin herhangi bir hükme yer vermemi ştir. Bu yüzden, ortakl ığın "uluslararas ı örgüt" şeklinde bir olu şum olarak m ı, yoksa sadece basit bir "sözle şme ili şkisi" olarak m ı değerlendirilmesi gerekti ği tartışma yaratmaktad ır. Ortaklığın hukuki niteliğinin aç ıklanmas ı için, ilk olarak, uluslararas ı örgüt kavram ı üzerinde k ısaca ve ana hatlar ıyla durulacak ve daha sonra da, ortakl ığın 57 Bunun için bkz. D ış Ticaret Müste şarl ığı, Türkiye - AB Mali İşbirliği, <http://www.dtm.gov.tr> 10 Haziran 2003.

TÜRKIYE-AVRUPA TOPLULU Ğ U ORTAKLIK ILI ŞKISININ HUKUKI ÇERÇEVESI 33 bu ölçütleri ta şıyıp ta şımad ığı incelenecektir; buradan hareketle, ortakl ığın hukuki ki şiliğe sahip bir uluslararas ı örgüt olarak görülüp görülemeyece ği tart ışılacakt ır. 1. Ortakl ığın Uluslararas ı Örgüt Olarak Nitelendirilmesi a. Görüşler Avrupa Topluluklar ı Adalet Divan ı58 ve ö ğretideki hakim görü ş59, andla şmada ortakl ığın hukuki ki şiliğine ili şkin aç ık bir hüküm içermedi ği gerekçesiyle, ortakl ığın uluslararas ı örgüt olarak nitelendirilmesini reddetmektedir. Bu görü şe göre, ortakl ık uluslararas ı ili şkilerde hem kendisi için, hem de üyeleri için ba ğıms ız kararlar alabilen ve sorumluluk ta şıyabilecek yetkilere sahip de ğildir. Ortakl ık andla şmalar ı, Topluluk ile sözle şme taraf ı aras ında herhangi bir devletleraras ı kurumsalla şma yaratmayan uluslararas ı sözle şmelerdir. Ortakl ığın kurumlar ı sadece âkit taraflar ın beraberce karar ald ıkları "sözle şme organlar ı" niteli ğindedir. Hak ve borçlar, ortakl ığın kendisi için de ğil, kural olarak sadece âkit taraflar için geçerlidir. Buna kar şıl ık ö ğretideki az ınl ık görü şü60, uluslararas ı örgütlerin tipik özelliklerine dikkat çekerek, ortakl ığın bu özelliklere sahip oldu ğunu savunmaktad ır. b. Uluslararas ı Örgütün Tan ım ı ve Genel Özellikleri Uluslararas ı örgütler, uluslararas ı hukukta aç ık bir şekilde tan ımlanmamış tır. Genel anlamda, devletler taraf ından imzalanan uluslararas ı sözle şmeler ile belli bir amaç için yarat ılan ve süreklili ği olan, kurumsalla şmış birle şmeler olarak ifade edilmektedirler. Buna göre, bir olu şumun uluslararas ı örgüt olarak nitelendirilebilmesi için a şağıdaki özellikleri ta şımas ı gerekir: - Bir uluslararas ı andla şmaya dayanmad l, - süreklilik arz etmesi, - üyelerden ba ğıms ız kendi özel iradesini olu şturabilecek bir kurumsal yap ıya sahip olmas ı ve - ortak bir amaca hizmet etmesi. Kr ş. ATAD, 14 Aral ık 1991 tarih ve 1/91 say ı l ı "Avrupa Ekonomik Alan ı" hakk ındaki bilirki şi karar ı, S1g. 1991,1-6079. Hilf, Die Organisationsstruktur der EG, s. 189 vd.; Oppermann, Die Assoziierung Griechenlands mit der Europischen Gemeinschaft, s. 503; Petersmann, Struktur und aktuelle Fragen des Assoziationsrecht, s. 271 vd.; Baumgartner, Instituionelle Aspekte des AKP-EWG-Abkommens von Lome, s. 105 (110); Pazarc ı, Uluslararas ı Hukuk Aç ıs ından Avrupa Ekonomik Toplulu ğu'nun Yapt ığı Anla şmalar, s. 68. Seidl-Hohenveldern/Loibl, Das Recht der Internationalen Organisationen einschliesslich der supranationalen Gemeinschaften, Rn. 518. 61 Say ıları çok az olmakla birlikte, teknik anlamda andla şma niteli ğinde olmayan baz ı i şlemler sonucu da uluslararas ı örgütlerin kuruldu ğu görülmü ştür. Bunun için bkz. Pazarc ı, Ibid., s. 12.

34 HACI CAN c. Değerlendirme Türkiye - AT Ortakl ığin ı uluslararas ı örgütlerin genel kabul görmü ş tan ım ı ile bir kar şıla ş t ır-maya tabi tutuldu ğunda, kendisinin uluslararas ı örgüt olarak nitelendirilmesi mümkündür. Ortakl ığın kurulu şu bir uluslararas ı sözle şmeye dayanmaktad ır. Kurumsal yap ı s ı bak ı m ından da uluslararas ı örgütlere benze şti ği yads ınamaz. Zira Ortakl ık, görevlerini yerine getirmek için hukuk kural ı ihdas etmeye yetkili bir Konsey ile donat ılm ışt ır. Bu bak ış aç ı s ı, ortakl ığı kesin olarak uluslararas ı de ği ş -toku ş (ticari) sözle şmelerden ay ırmaktad ır. 2. Ortakl ığın Uluslararas ı Hukuk Ki şiliği a. Uluslararas ı Örgütlerin Uluslararas ı Hukuk Ki şiliği Uluslararas ı hukuk ö ğretisinde, uluslararas ı örgütlerin hukuk ki ş ili ğinin belirlenmesinde genel hukuk teorisinde kullan ılan tan ımdan hareket edilir. Buna göre, hak ve borçlara sahip herkes hukuki ki şidir62. Bu anlamda uluslararas ı hukuk ki ş iliği, uluslararas ı hukuktan kaynaklanan hak ve yükümlülüklere sahip olabilme yetene ğini ifade eder'''. Uluslararas ı hukuk ki şiliği, şekli anlamda devletlerin yan ında, uluslararas ı örgütler 64, özel konumlu baz ı olu şumlar ve k ısmen bireyler için de söz konusu olmaktad ır. Uluslararas ı örgütler, devletlerden farkl ı olarak uluslararas ı hukukun asli süjeleri de ğil, diğer uluslararas ı süjelerin birle şmelerinden ortaya ç ıkan türemi ş ki şiliğe sahiptirler. Devletlerin aksine, uluslararas ı örgütlerin kendili ğinden uluslararas ı hukuk süjeliği söz konusu de ğildir. Çünkü, uluslararas ı hukukun genel esaslar ında, uluslararas ı örgütlere devletler gibi as ıl bir hukuk süjesi olma vasfı tan ıyan bir norm yoktur. Uluslararas ı örgütlerin uluslararas ı hukuk ki şiliği ve bunun kapsam ı, uluslararas ı hukukun genel kurallar ından de ğil, bilakis sadece uluslararas ı andla şmalardan ortaya ç ıkmaktad ır. Uluslararas ı örgütlerin uluslararas ı hukuk ki şiliği, kurucu devletlerin/örgütlerin takdirinde oldu ğu için, bunun do ğal sonucu olarak da uluslararas ı örgütlerin hepsinin uluslararas ı hukuk ki şiliğinden bahsedilemez 65. Uluslararas ı örgütlerin hukuki ki şiliğinin her halükârda andla şmada aç ıkça öngörülmü ş olmas ı gerekli de ğildir. Ayn ı zamanda, örgüte baz ı hak ve borçlar ve görevler yükleyerek dolayl ı olarak hukuki ki şilik ihdas edilebilir. Ba şka bir anlat ımla, kurucu andla şmalar, uluslararas ı örgütlerin hukuki ki şiliğini aç ık bir şekilde öngörebilece ği gibi, dolayl ı şekilde de, zorunlu olarak hukuki ki şiliğ i 62- Ibid., s. 10 ve 17 vd. Pescatore, Les relations exterieures des Communautes europeennes contribution â la doctrine de la personnalite des organisations internationales, s. 31. Uluslararas ı örgütlerin hukuki ki şili ği, 20. yüzy ıldan itibaren tan ınmaya ba şlamıştır. Ancak, doktrinde öne sürülen gerekçeler farkl ı d ı r. Bunun için bkz. Pazarc ı, Ibid., s. 119. es Kimminich, Einführung in das Völkerrecht, s.162.

TÜRKIYE-AVRUPA TOPLULUĞU ORTAKLIK ILI ŞKISININ HUKUKI ÇERÇEVESI 35 şart ko şan baz ı yetki ve görevler verilerek yaratabilir". Burada, âkit taraflar ın görev ve yetkilerle donat ılmış organlara sahip bir örgüte hukuki ki şilik tan ıma isteklerinin olup olmad ığı önemli de ğildir. Böyle bir durumda, hukuki ki şilik âkit taraflar ın gerçek iradelerinden de ğil, direkt olarak genel hukuk ilkelerinden ortaya ç ıkmaktad ır. Çünkü, verilen yetki ve görevlerin kullan ılmas ı (kararlar ın al ınmas ı, uluslararas ı andla şmalar ın imzalanmas ı vb.) örgütün i şlem/fiil ehliyetini gerekli k ılmaktad ır. Sonuç olarak, bir uluslar-aras ı örgütün uluslararas ı hukuki ki şilik gerektiren kendine ait yetki ve görevleri ile donatılmış olmas ı, uluslararas ı hukuk süjesi olmas ı için yeterlidir. Uluslararas ı örgütler, esas itibariyle k ısmi uluslararas ı hukuk süjeli ğine sahiptir. Bunlar ın hak ehliyeti, kurucu andla şmada çizilen amaç ve yüklenilen görevler çerçevesinde s ın ırland ır ılm ışt ır. Örgütlerin organlar ı bu s ın ırlar dahilinde i şlevlerde (eylem ve i şlemler) bulunabilirler. Bir ba şka anlat ımla, uluslararas ı örgütlerin hukuki ki şili ğinin kapsam ı, kurucu andla şmada kendilerine tevdi edilen yetki ve görevlerine göre de ği şmektedir67. Uluslararas ı örgütlerin uluslararas ı hukuki ki şiliği için şekli bir kurumsal yap ı gereklidir. Uluslararas ı örgütlerin kendi iradelerinin tecelli etmesi ve gerekli oldu ğu durumlarda uluslararas ı alanda temsil edilebilmeleri için en az ından bir organa sahip olmalar ı gerekmektedir". Uluslararas ı örgütler, genel olarak birden çok organa sahiptirler. Organlar, şeklen sözle şme taraflar ın iradelerinden ayr ılabilen ba ğıms ız bir irade ortaya koyarak örgüt ad ına i şlem yaparlar. Uluslararas ı örgütlerin kurucu andla şmalarda aç ık veya dolayl ı olarak öngörülen hukuki ki şi-likleri, âkit taraflar kar şısında mevcut olmas ına rağmen, üçüncü devletler ve di ğer uluslararas ı örgütler kar şıs ındaki hukuki ki şiliklerinin ortaya ç ıkabilmesi için ayr ıca "tan ıma" gerekir. "Tan ıma" aç ık şekilde yap ılacağı gibi, dolayl ı şekillerde (z ımnen) de olabilir 69. b. Ortaklığın Uluslararas ı Hukuk Kişiliğinin Araştırılması70 Ortakl ığın uluslararas ı hukuk ki şili ğini kabul etmeyenler', ortakl ık ilişkisinde kurumsal iradenin âkit taraflar ın ortak iradesiyle ortaya ç ıktığını ve ortakl ığın kurumsal iradesinin hiçbir zaman bir âkit taraf ın ın iradesinden ayr ılamayaca ğın ı ileri sürmektedirler. Ortakl ık kurumlar ının ba ğıms ız bir iradeye sahip olmad ıklar ından dolay ı, ortakl ığın uluslararas ı hukuk ki şiliği bulunmamaktad ır72. Bkz. Pazarc ı, Ibid., s. 10. 67 Ibid., s. 11. Ibid., s. 10. 69 Ibid., s. 11. Krş. Reçber, Batı Avrupa Birli ği nin Uluslararas ı Hukuk Ki şiliği. 71 Bkz. dipnotlar 58 ve 59. 72 Bkz. Pazarc ı. Ibid., s. 10.

36 HACI CAN Taraflar ın, "oybirli ği" ilkesinin sonucu olarak Konsey kararlar ın ı etkileyebilme imkanlar ı sadece ortakl ığın negatif anlamda etkilenmesi (bloke edilmesi) sonucunu yaratabilir, bunun d ışında, ortakl ığı kendi amaçlar ı için kullanmas ına imkân vermez'''. Ayr ıca, Ortakl ık Andla şmas ına Türkiye ve Topluluğun yan ında, üye devletler de imza koymu ş veya sonradan kat ılmış olmalar ına ra ğmen, ortakl ığın kurumlar ında Topluluk ve üye devletleri Türkiye karşısında sadece bir taraf olarak temsil edilmektedir. Her bir üye devletin oy haklar ın ın yan ında siyasi ve ekonomik güçleri ölçüsünde az veya çok uluslararas ı örgütlerin kurumsal iradelerini etkileyebilece ği inkâr edilemez. Zira, asl ında üye devletler organlar içerisinde bir araya gelerek uluslararas ı örgüt ad ına kararlar al ınmaktad ır. Bu ölçüde, ortakl ığın hukuki ki şiliğinin her halükârda kurumsal iradenin bir sözle şme tarafın ın iradesinden ayr ılabilmesi şartına bağl ı olup olmad ığı sorusunun anlam ı kalmamaktad ır. Burada önemli olan, Ortakl ık Konseyinin âkit taraflar aras ındaki ili şkileri ortakl ık ad ına en az ından şeklen hukuki yönden ba ğlay ıc ı olarak düzenleyip düzenleyemeyece ğidir. Olaya bu aç ıdan bak ıldığında, ortakl ığın hukuki ki şiliği olmadığı tezi savunulamaz. Çünkü, burada söz konusu olan sadece ortakl ığın kurumsal iradesinin ortaya ç ıkma şeklidir. Hukuki ki şilik, kural olarak kurucu andla şman ın bir hükmünden ç ıkmaktad ır. Eğer andla şmada ortakl ığın hukuki ki şiliğe sahip oldu ğu sarih şekilde belirtilmi ş olsa idi, o zaman da m ı ortakl ığın akit taraflar ın iradesinden ba ğıms ız bir iradesi olmad ığı gerekçesiyle hukuki ki şiliği kabul edilmeyecek idi? Hukuki i şlem/fiil ehliyeti hukuki ki şiliğin bir şart ı değil, tam tersine bir sonucudur. Bir uluslararas ı örgüt e ğer organlar ı arac ılığıyla hukuk kurallar ı ihdas edebiliyorsa, kendi hukuki ki şiliğinin önceden var olmas ı demektir. Türkiye - AT Ortakl ık ili şkisi, a şağıda değinileceği gibi, belirli bir düzeyde kurumsalla şm ışt ır ve andla şmada ortakl ık kurumlar ına baz ı görev ve yetkiler verilmi ştir. Ortakl ık kurumlar ı da âkit taraflar kar şıs ında, ortakl ık ad ına i şlem yaparlar. Ortakl ık Konseyi taraf ından al ınan kararlar sözle şme taraflar ını hukuken bağlar ve bu kararlar ın gerekleri yerine getirilmek zorunludur. c. Değerlendirme Ankara Andla ş mas ı ile kurulan Türkiye - AT Ortakl ığı uluslararas ı i şbirliğinin yeni bir şeklini yaratm ış t ır ve uluslararas ı hukuk kapsam ında yap ılan bir "birle şme" olarak uluslararas ı örgüt niteliğini haizdir. Ortakl ık, bu kapsamda kurumsal bir yap ıya sahiptir ve sözle şme taraflar ı kar şı s ında kendine özgü bir organ iradesiyle hukuki durumun ta şıy ıc ıs ı olarak ç ıkmaktad ır. Fakat, buradaki uluslararas ı hukuki ki şilik aç ık bir sözle şme hükmünden de ğil, dolayl ı şekilde Ortakl ık Konseyinin yetki ve görev alanlar ından ç ıkmaktad ır. 7' Bu anlamda kr ş. Busse, Die völkerrechtliche Einordnung der Europöischen Union, s. 144.

TÜRKIYE-AVRUPA TOPLULU ĞU ORTAKLIK ILI ŞKISININ HUKUKI ÇERÇEVESI 37 Ortakl ığın, kendi görevlerini ifa edebilmesi için hukuki ki şiliğe sahip olmas ı zorunludur. Ortakl ığın uluslararas ı hukuki niteliği her ne kadar dogmatik olarak bu şekilde aç ıklanm ş olsa da, bunun uygulamada pratik bir anlam ı ve önemli bir fonksiyonu yoktur. Bunun temelinde şunlar yatmaktad ır: İlk olarak, Ortakl ık Konseyi d ışa (üçüncü ki şilere) kar şı ortakl ık ad ına hareket etmeksizin sadece ortakl ığın geli şimi ve uygulanmas ı için taraflar aras ındaki iç ili şkide görev yapmaktad ır. Andla şman ın hiçbir yerinde Ortakl ık Konseyine üçüncü ki şiler kar şı s ında yetkiler (andla şma imzalama vb.) verilmemi ştir. Bu yüzden, ortakl ık d ış ili şkide kendisi için ve üyeleri yerine i şlem yapabilen ba ğıms ız bir uluslararas ı hukuk süjesi olarak ç ıkmamaktad ır. Daha ziyade yetkili ve sorumlu olan bir taraftan Topluluk ve kendi üye devletleri, öbür taraftan Türkiye'dir. İkinci olarak, ortakl ık kurumlar ında karar alma her halükârda sözle şme taraflar ın uzla şışıyla olmaktad ır. Üçüncü olarak, ortakl ığın faaliyet alan ın ın kapsam ı dard ır. Bu yüzden, ortakl ığın klasik uluslararas ı örgütlerden farkl ı olarak, kendi özel ajanlar ı ve idari bütçesi yoktur. Fakat bu eksiklikler, ortakl ığın uluslararas ı hukuk ki şiliğini reddetmeye yeterli argümanlar B. Akit Taraflar ın Konumu Ankara Andlasmas ı sadece Topluluk ile Türkiye aras ında imzalanmam ışt ır, bilâkis "karma sözle şme" olarak, Toplulu ğun üye devletlerinin kat ı l ım ı ile meydana gelmi ştir'. Bu yüzden, Ankara Andla şmas ı, iki tarafl ı ve çok tarafl ı andla şmalar ın kar ışım ı te şkil eden bir andla şmad ır. Ankara Andla şmas ı, kurumsal yap ı s ı aç ısından taraflar ın ın çoklu ğuna rağmen çok tarafl ı andla şma olarak nitelendirilemez. Tam tersine, burada uluslararas ı hukuk aç ı s ından kar şıl ıkl ı olarak e şit (pariter) bir konumda olan iki taraf bulunmaktad ırlar. Çünkü, Topluluk ve üye devletleri Türkiye kar şısında tek bir sözle şme taraf ı olarak temsil edilmektedir. Topluluk taraf ında ortak bir irade olu şumu söz konusu olmaktad ır. Ortakl ığın bu iki tarafl ı (bilateral) yap ı s ı, andla şman ın kurumsal hükümlerinde tam ifadesini bulmaktad ır. Ortakl ık kurumlar ı, bir yandan Türkiye Cumhuriyeti'nin temsilcileri, öte yandan Toplulu ğun ve üye devletlerin temsilcilerinden meydana gelir ve kararlar ın ı oybirliği ile al ır (m. 23 I AA). Topluluk ile Türkiye aras ında kurulmu ş olan ortakl ık, Roma Andla şmas ının 310. (eski: 238.) maddesine dayan ır. Bu madde, Toplulu ğun ortakl ık andla şmalar ına bir tan ım getirmektedir. Bu tan ıma göre: "Topluluk, üçüncü bir devlet, bir devletler birliği, ya da bir uluslararası örgüt ile, karşı l ıkl ı hak ve yükümlülüklere dayanan ve ortak eylemler ile usuller öngören ortakl ık 74 Topluluğun yan ında 12 üye devlet Türkiye - Avrupa Toplulu ğu Ortakl ık Andla şmas ında taraf konumdad ırlar. Büyük Britanya, Irlanda, Danimarka, Portekiz, İ spanya ve Ibid., Yunanistan' ı n aksine 1995"te üyeli ğe giren Isveç, Avusturya ve Finlandiya ile günümüze kadar herhangi bir kat ılma protokolü imzalanmam ışt ır.

38 HACI CAN andlaşmaları bağıtlayabilir." ATAD, ortakl ık ili şkisini, "üçüncü ülkelerin Topluluğun sistemine kat ılmas ın ı sağlayan sürekli, genel ve kurumsallaşt ırılm ış bir işbirliği" olarak tarif etmektedir'''. ATAD' ın bu içtihad ı ortakl ık statüsündeki devletin Toplulu ğa kat ı l ımın hangi düzeyde olaca ğın ı aç ık b ırakt ığı için, ö ğretide 76 ele ştiri konusu yap ılm ışt ır. Divan daha sonra, "Avrupa Ekonomik Alan ı" hakk ında verdi ği 1/91 say ıl ı bilirki şi karar ında'', "Topluluğun akdettiği ortaklık andlaşmalarının, sadece Roma Andla şmas ının maddi içeriğini kapsayabileceğini, bunun d ışında, üçüncü devletlerin Toplulu ğun kurumsal yap ıs ına bir katı l ım ın ı angöremeyece ğini" belirterek konuya aç ıkl ık getirmi ştir. Ö ğretide de, ortakl ık statüsündeki bir devletin Toplulu ğun organlar ına kat ılmas ın ın sadece Avrupa Birli ği Andla şmasi n ın 49. maddesi uyar ınca bir sözle şme de ği şikliği ile mümkün olabilece ği ifade edilmektedir78. Ankara Andla şmas ı da Topluluk taraf ı ve Türkiye aras ında bir egemen e ş itli ği esas ald ığı için, ne Türkiye'nin Toplulu ğun kurumsal yap ı s ına kat ı l ım ı öngörmekte79, ne de Toplulu ğun organlar ı gibi supranasyonal (ulusüstü) kurumlar kurmu ştur. C. Ortakl ığın Kurumlar ı 1. Ortakl ık Konseyi a. Ortakl ık Konseyinin Organ Niteli ği Ortakl ığın hukuki niteliği üzerindeki görü ş ayr ılıklar ın ın sonucu olarak Ortakl ık Konseyinin hukuki niteli ği de tart ışma yaratmaktad ır. Hakim görü şte 80, Ortakl ık Konseyinin bir uluslararas ı örgüt organ ı karakteri kabul edilmemektedir; bu kurum, sadece taraflar ın beraberce i şlem yapt ıklar ı bir "sözle şme organ ı" olarak de ğerlendirilmektedir. Bu kapsamda, Ortakl ık ATAD, 30 Eylül 1987 tarihli Demirel karar ı, Rs. 12/86, Slg. 1987,3719, Rn. 9. Bkz. Vedder, Art. 238 EGV, Rn. 4; Krück, Völkerrechtliche Vertraege im Recht der Europöischen Gemeinschaften, s. 63; Richter, Die Assoziierung osteuropaeischer Staaten durch die Europöischen Gemein-schaft, s. 188; Everling, Die Neuregelung des Assoziationsverhöltnisses zwischen der Europöischen Ge-meinschaft und den afrikanischen Staaten und Madagaskar sowie den überseeischen Löndern und Hoheitsge-bieten, s. 462; Hummer, Der EWR und seine Auswirkungen auf Österreich, s. 368, Petersmann, Ibid., s. 266; Seidl-Hohenveldern/Loibl, Ibid., Rn. 515. 77 ATAD, 12 Aral ık 1991 tarihli ve 1/91 say ı l ı Avrupa Ekonomik Alan ı Bilirki şi karar ı, Slg. 1991, 1-6079. Gilsdorf, Art. 238 EWGV, Fn. 20. 79 1/95 say ı l ı Ortakl ı k Konseyi Karar ı n ın 60. maddesi ve 5/95 say ı l ı Ortakl ı k Konseyi Karar ı, gümrük birliğinin iyi i ş lemesinin sa ğlanmas ı için, Türk uzmanlar ı n ın Avrupa Topluluklar ı Komisyonunun belirli baz ı teknik komitelerin çal ışmalar ına kat ılabilece ğini öngörmektedir. Ancak burada Türk uzmanlar ın oy haklar ı söz konusu olmad ığı için, gerçek anlamda bir kat ı lmadan bahsedilemez. Bkz. Dipnotlar 58 ve 59.