Abant Medical Journal

Benzer belgeler
Kolorektal Adenokarsinomlarda Tümör Tomurcuklanmasının Kolonoskopik Biyopsi ve Rezeksiyon Materyalleri Arasındaki Uyumu

SAĞ VE SOL KOLON YERLEŞİMLİ TÜMÖRLER: AYNI ORGANDA FARKLI PATOLOJİK BULGULAR VE MİKROSATELLİT İNSTABİLİTE DURUMU

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU

PANKREASIN NÖROENDOKRİN TÜMÖRLERİ

Mide Kanseri Tanısı Olan Hastalarda Lenf Nodu Tutulum Oranı ve Sağkalım İlişkisi

Primeri Bilinmeyen Aksiller Metastazda Cerrahi Yaklaşım. Dr. Ali İlker Filiz GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Genel Cerrahi Servisi

MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ

Nod-pozitif Meme Kanserinde Lenf Nodu Oranı Nüks ve Mortaliteyi Belirleyen Bağımsız Bir Prognostik Faktördür

AZ DİFERANSİYE TİROİD KANSERLERİ. Prof. Dr. Müfide Nuran AKÇAY Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ERZURUM

Polipte Kanser. Dr.Cem Terzi. Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Kolorektal Cerrahi Birimi

ACİL CERRAHİ GİRİŞİM GEREKTİREN ENDOKRİN PATOLOJİLER: ERKEN TANI & HIZLI TEDAVİ

NAZOFARENKS KARSİNOMUNDA CLAUDIN 1, 4 VE 7 EKSPRESYON PATERNİ VE PROGNOSTİK ÖNEMİ

GASTROİNTESTİNAL SİSTEMİN KARSİNOİD TÜMÖRLERİ (Histopatolojik ve İmmunohistokimyasal Bir Çalışma)

MEME KARSİNOMLARINDA GATA 3 EKSPRESYONU VE KLİNİKOPATOLOJİK PARAMETRELER İLE İLİŞKİSİ

Adrenokortikal Karsinom Tek merkezin 10 yıllık deneyimi

AKCİĞERİN NÖROENDOKRİN TÜMÖRLERİ. Doç. Dr. Mutlu DEMİRAY Bursa Medical Park Hastanesi

Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni

Mide Rezeksiyon Materyallerine Yaklaşım, Evreleme ve Raporlama

K A N S E R G Ü N D E M İ V o l u m e : 4 / 3, T e m m u z GASTROENTEROPANKREATİK NÖROENDOKRİN TÜMÖRLER

Klasik Hodgkin Lenfoma Vakalarında PD-L1 Ekspresyonunun Sıklığı, EBV ile İlişkisi, Klinik ve Prognostik Önemi

Primeri bilinmeyen kanser tüm invaziv kanserlerin. Primeri Bilinmeyen Nöroendokrin Tümörler: İki Olgu Sunumu ve Literatürün Gözden Geçirilmesi

28. Ulusal Patoloji Kongresi Çıkar İlişkisi Beyanı

Meme Olgu Sunumu. Gürdeniz Serin. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı. 3 Kasım Antalya

Papiller Mikrokarsinomlara Yaklaşım Türkiye Perspektifi

ADRENAL KORTİKAL KANSER TEDAVİSİNDE LAPAROSKOPİK CERRAHİ

MEME PATOLOJİSİ Slayt Semineri Oturum Başkanları: Dr. Osman ZEKİOĞLU - Dr. Gülnur GÜLER

Meme Kanseri Cerrahisinde İntraoperatif Değerlendirme Ne kadar güvenebiliriz?

KOLOREKTAL KARSİNOMLARDA VENÖZ İNVAZYON SAPTANMASINDA MORFOLOJİK BULGULARIN ve EVG nin ROLÜ

Primeri Bilinmeyen Aksiller Metastaz ( PBAM) Sistemik Tedavinin Yeri. o Dr. Mehmet Aliustaoğlu

KOLOREKTAL KARSİNOMLARDA HPV NİN ROLÜ VE KARSİNOGENEZ AÇISINDAN P53 VE BCL-2 İLE İLİŞKİSİ

TÜM MİDE BİYOPSİLERİNE RUTİN OLARAK GIEMSA VE ALCIAN BLUE UYGULAMALI MIYIZ?

Dr.Bahar Müezzinoğlu Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

OLGU. 57 yaşında Sağ memede son 10 ayda hızla büyüyen kitle

Dr. Fatma PAKSOY TÜRKÖZ Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji

TİROİD PAPİLER MİKROKARSİNOMLARDA SANTRAL LENF NODU METASTAZINA ETKİ EDEN FAKTÖRLER

Akciğer Karsinomlarının Histopatolojisi

KOLOREKTAL KARSİNOMA VE ÖNCÜ LEZYONLARINDA MİKROSATELLİT İNSTABİLİTESİNİN İMMÜNHİSTOKİMYASAL OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ

GERM HÜCRELİ OVER TÜMÖRLERİNDE CERRAHİ EVRELEME GEREKLİ MİDİR?

NÖROENDOKRİN TÜMÖRLERİN SİSTEMİK TEDAVİSİNDEKİ GELİŞMELER. Dr Hande Turna İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Medikal Onkoloji Bilim Dalı

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

ENDOSKOPİDE NADİR RASTLANAN POLİPLER: TİP 1 GASTRİK NÖROENDOKRİN TÜMÖR (NET-TİP 1)

Dr. A. Nimet Karadayı. Hastanesi, Patoloji Kliniği

Düşük dereceli B-hücreli Hodgkin-dışı lenfomalardan oluşan olgu sunumları OLGU IV

ENDOMETRİAL HİPERPLAZİ VE KARSİNOMUNDA NÜKLEUS BOYUTUNUN KARŞILAŞTIRMALI MORFOMETRİK ANALİZİ. Dr. Ayşe Nur Uğur Kılınç. Dr.

İTF

Tiroid Patolojisi Slayt Semineri

Düşük Riskli Diferansiye Tiroid Kanserlerinde RAİ Tedavisi

Larenks kanserlerinde tümör yerleşimine göre invazyon derinliği ve tümör çapının değerlendirilmesi

Gastroenteropankreatik Nöroendokrin Tümörler

ELAZIĞ İLİNDEKİ TİROİD KANSER SIKLIĞI VE ALT TİPLERİ: BEŞ YILLIK DENEYİM

GLİAL TÜMÖRLERDE AYIRICI TANIDA KULLANILAN İMMUNOHİSTOKİMYASAL IDH-1, ATRX, p53 ve FISH 1p19q KODELESYONU

29 yaşında erkek aktif şikayeti yok. sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması. üzerine hasta polikliniğimize başvurdu

Adrenalde sık ve nadir görülen lezyonlar. Dr.Aylar Poyraz Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji AD

Tiroid nodüllerinde TİRADS skorlamasının güvenirliliği

Tıbbı Onkoloji Dışkapı Yıldırım Beyazıt E.A.H Görevler: Görev Unvanı Görev Yeri Yıl Uzman Doktor-

ANKARA MEME HASTALIKLARI DERNEĞİ BİLİMSEL TOPLANTISI

İNVAZİV MESANE TÜMÖRLERİ. -Patoloji- Dilek Ertoy Baydar Hacettepe Ün. Patoloji AD

Meme kanser cerrahisinde sentinel lenf nodunu değerlendirmede intraoperatif sitolojinin tanı değeri

Yediyüzyetmişiki Akciğer Kanseri Olgusunda Cilt Metastazı: 5 Yıllık Deneyimin Analizi

SENTİNEL LENF NODU BİOPSİSİ VE ADJUVAN KEMOTERAPİ. Dr. Orhan TÜRKEN

Endometrium Karsinomları

MALİGN VE BENİGN GRANÜLER HÜCRELİ TÜMÖR KARŞILAŞMALI İKİ OLGU SUNUMU.

10. ULUSAL RADYASYON ONKOLOJİSİ KONGRESİ Nisan 2012, Antalya

KARACİĞER METASTAZLARINDA ROBOTİK STEREOTAKTİK BEDEN RADYOTERAPİSİ

METASTATİK KÜÇÜK HÜCRELİ DIŞI AKCİĞER KANSERİ TANISI SAĞKALIMI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Safra Yolları Kanserlerinde SistemikTedaviler. Dr.M.Oktay TARHAN İzmir K.Ç.Ü. Atatürk E.A.H. Tıbbi Onkoloji Kliniği

Gupse Turan Sevgiye Kaçar Özkara. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı, Kocaeli

Gastrointestinal Stromal Tümörlerde Prognostik Faktörler

Paratiroid Kanserinde Yönetim İzmir den Üç Merkezli Deneyim

KANSER KAYITÇILIĞI AÇISINDAN PROSTAT VE KOLOREKTAL KANSERLERDE PATOLOJİ RAPORLARININ OLMAZSA OLMAZLARI Dr. Mehmet UHRİ

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU

MELANOMA PATOLOJİSİ KLİNİSYEN PATOLOGTAN NE BEKLEMELİDİR?

Lenf nodu negatif mide kanserli hastalarda sağkalım üzerine etkili prognostik faktörlerin değerlendirilmesi: Üç merkez deneyimi

DİLDE EPİDERMOİD KANSERLERDE YAŞ, CİNSİYET, SİGARA VE ALKOL KULLANIMININ PROGNOZA ETKİLERİ

Vaka Eşliğinde Güncel Pratik Yaklaşım: Oligometastatik Meme Kanserine Yaklaşım. Prof. Dr. Feyyaz ÖZDEMİR K.T.Ü Tıbbi Onkoloji B.D.

Prostat Tümörlerinde WHO 2016 Sınıflandırması DR. BORA GÜREL KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PATOLOJİ ANABİLİM DALI

Akciğer Karsinomlu Olgularda İntraoperatif Plevra Yıkama Sıvısında Malign Hücre Saptanmasının Sağkalıma Etkisi #

Çocukluk çağı özofajitleri: Eozinofilik Özofajit...? Reflü Özofajit...?

Apendiksin Goblet Hücreli Karsinoidi: Bir Olgu Sunumu

Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkok. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Midenin nöroendokrin tümörlerinde P-16 ekspresyonu

Savaş Baba, Sabri Özden, Barış Saylam, Umut Fırat Turan Ankara Numune EAH. Meme Endokrin Cerrahi Kliniği

Adrenokortikal Onkositik Karsinom: Olgu Sunumu ve Histopatolojik Tanı Kriterlerinin Gözden Geçirilmesi

OLGU SUNUMU. Dr. Furkan DURSUN GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi TÜD KUZEY MARMARA ŞUBESİ AYLIK BİLİMSEL TOPLANTISI

NÖROENDOKRİN TÜMÖRLERDE LOKAL TEDAVİLER VE HASTA SEÇİMİ

KOLOREKTAL KANSERLERİN MOLEKÜLER SINIFLAMASI. Doç.Dr.Aytekin AKYOL Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı 23 Mart 2014

Dr. Serdar Turhal Marmara Üniversitesi

GERİATRİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA KOMORBİDİTE VE PERFORMANS SKORLAMALARININ PROGNOSTİK ÖNEMİ; TEK MERKEZ DENEYİMİ

METASTATİK MALİGN MELANOM. Dr Yüksel Küçükzeybek İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi 5.Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi


T.C. Sağlık Bakanlığı Đstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Patoloji Bölümü Şef: Doç. Dr. Erol Rüştü Bozkurt

Performance of Cytoreductive Surgery and early postoperative intraperitoneal chemotherapy in a Gastric Carcinoma Patient with Huge Krukenberg tumor

Nefrektomilerde lenfoid infiltrasyonlar

T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ İÇ HASTALIKLARI KLİNİĞİ

Gastrointestinal stromal tümörler (GIST) gastrointestinal

SENTİNEL LENF DÜĞÜMÜ İŞARETLEMESİ: KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNDE YERİ VAR MI?

Prognostik Öngörü. Tedavi Stratejisi Belirleme. Klinik Çalışma Dizaynı

İNTERAKTİF VAKA TARTIŞMASI

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

GASTROENTEROPANKREATİK NÖROENDOKRİN TÜMÖRLERİN KLİNİKOPATOLOJİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ

Transkript:

doi: 10.5505/abantmedj.2012.02411 Abant Medical Journal Orijinal Makale / Original Article Volume 1 Sayı / Issue 2 Ağustos / Agust 2012 Gastrointestinal ve Pankreatik Nöroendokrin Tümörlerde Prognostik Parametreler The Prognostic Parameters in Gastrointestinal and Pancreatic Neuroendocrine Tumors Gülzade Özyalvaçlı 1, Esra Paşaoğlu 2, Erol Rüştü Bozkurt 2 1 Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi, Patoloji Ana Bilim Dalı, Bolu 2 İstanbul Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Patoloji Bölümü, İstanbul Özet Amaç: Bu çalışmada, WHO ya göre klasifiye edilen gastroenteropankreatik nöroendokrin tümörler(gepnet) olgularında; çap, mitoz, nekroz, anjiyolenfatik invazyon, perinöral invazyon ve lenf nodu metastazı gibi prognostik parametreler açısından tümör grupları arasındaki farklılıkların ortaya konulması amaçlanmıştır. Yöntem: 2001-2009 yılları arasında İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Patoloji Bölümünde tanı alan 41 adet gastroenteropankreatik nöroendokrin tümör olgusu yaş, cinsiyet, lokalizasyon, çap, mitoz, nekroz, anjiyolenfatik invazyon, perinöral invazyon ve lenf nodu metastazı durumu açısından incelendi. Bulgular: Tümör çapı benign grupta 0,76±0,78 cm olup malign grupta 2,82±2,86 cm olarak saptandı (p=0.006). İyi diferansiye tümör grubu ile iyi diferansiye karsinom grubu arasında mitoz sayısı açısından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmazken (p>0,05), az diferansiye karsinom grubunda bu parametre diğer gruplardan anlamlı olarak yüksek bulunmuştur(p<0.001). Sonuç: Çalışmamızda tümör çapı açısından benign ve malign gruplar arasında farklılık bulunmakla beraber, çapın her zaman güvenilir bir parametre olmadığı saptanmıştır. Ayrıca yüksek mitozun kötü prognoz ile ilişkili olduğu ancak mitoz sayısının düşük olmasının benign davranışın göstergesi olarak değerlendirilmemesi gerektiğini düşünmekteyiz. Abstract Background: In this study, we aimed that to find the differences in prognostic parameters as diameter, mitosis, necrosis, angiolymphatic invasion, perinoral invasion and lymph node metastasis of gastroenteropancreatic neuroendocrine tumor (GEPNET) cases which were classified by WHO. Method: Between 2001-2009 in Istanbul Educational And Research Hospital Hospital Pathology Department 41 GEP- NET cases were searched according to age, gender, localization, diameter, mitosis, necrosis, angiolymphatic invasion, perinoral invasion and lymph node metastasis. Results: Tumor diameter was 0,76±0,78 cm in benign group and 2,82±2,86 cm in malign group (p=0.006). There was not significant differences between well differentiated neuroendocrine tumor and well differentiated neuroendocrine carcinomas for number of mitosis(p>0,05), but poorly differantiated neuroendocrine carcinomas had significantly higher number of mitosis than the others (p<0.001). Conclusion: Finally in our study, statistically meaningfull results were found in benign and malignant groups according to tumor diameter. Tumor diameter is not always a dependable parameter in GEPNET. Mitosis were low in well differentiated carcinomas as in benign groups. High mitotic number are related to poor prognosis but low proliferation activity is not associated with a benign behavior. Anahtar Kelimeler: gastroenteropankreatik, nöroendokrin, tümör. Keywords: gastroenteropancreatic, neuroendocrine, tumor. Giriş Gastroenteropankreatik tümör (GEPNET) ler diffüz endokrin sistemden köken alan heterojen bir tümör grubudur. İlk defa Oberndorfer tarafından gastrointestinal traktın monoton morfoloji gösteren ve karsinomlardan daha az agresif davranan tümörleri için karsinoid tümör terimi kullanılmıştır. Gerçekte bu tümörlerin davranışını önceden belirlemek güçtür (1,2). WHO 2000 klasifikasyon sistemine göre bu tümörler iyi diferansiye endokrin tümör (benign, belirsiz davranışlı), iyi diferansiye endokrin karsinom ve az diferansiye endokrin karsinom şeklinde sınıflandırılırlar (3). Gastroenteropankreatik tümör (GEPNET) lerin biyolojik davranışlarını belirleyen faktörler çok çeşitlidir. WHO ya göre tümör çapı, invazyon derinliği, Ki 67 indeksi, histolojik dife- ransiasyon, anjiyoinvazyon varlığı ve metastaz durumu bu tümörleri sınıflandırmada önemli parametrelerdir (4). Biz bu çalışmamızda WHO 2000 klasifikasyon sistemine göre sınıflandırılan GEPNET olgularında prognostik parametreleri tekrar gözden geçirerek gruplar arasındaki farlılıkları ortaya koymayı amaçladık. Materyal ve Metod 2001-2009 yılları arasında arasında İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Patoloji Bölümünde rapor edilen 41 adet gastrointestinal sistem ve pankreas kaynaklı endokrin tümör olgusu değer- İletisim Bilgisi / Correspondence Yard. Doç. Dr. Gülzade Özyalvaçlı, AİBÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Patoloji AD, E-posta: gulzade78@yahoo.com Geliş tarihi / Received : Haziran / June 12, 2012; Kabul tarihi / Accepted: Temmuz / July 01, 2012 Çıkar Çatışması /Conflict Of Interest: Yok /None 69

lendirmeye alındı. Olguların 1 i özefagus, 7 si mide, 3 ü ince barsak, 12 si kalın barsak, 15 i appendiks, 3 ü pankreas yerleşimliydi. 30 olgu rezeksiyon materyalinden, rektum lokalizasyonlu 2 olgu ve duedonum yerleşimli 1 olgu polipektomi materyalinden, 8 olgu endoskopik biyopsi materyalinden oluşmaktaydı. Olguların arşivde bulunan H/E kesitleri yeniden incelenerek tüm olgular, Kromogranin A (LK2H10+PHE5, Neomarkers), ve Sinaptofizin (27G12, Novocastra) başta olmak üzere en az iki nöroendokrin belirleyici ile immünohistokimyasal işleme tabi tutuldu. En az iki nöroendokrin belirleyici ile %50 nin üzerinde ve kuvvetli pozitif boyanan 41 olgu WHO 2000 kriterlerine göre iyi diferansiye nöroendokrin tümör (benign), iyi diferansiye nöroendokrin tümör (belirsiz davranışlı), iyi diferansiye nöroendokrin karsinom ve az diferansiye nöroendokrin karsinom olmak üzere 4 ayrı grupta sınıflandırıldı Olgular yaş, cinsiyet, tümör lokalizasyonu, tümör çapı, nekroz, mitoz, anjiolenfatik invazyon, perinöral invazyon, bölgesel lenf düğümüne metastaz açısından değerlendirildi. Mitoz değerlendirilirken 50 adet büyük büyütme sahası (BBA) sayılarak ortalaması alındı. Endoskopik biopsi materyalleri çap, nekroz, anjiyolenfatik invazyon, perinöral invazyon ve lenf nodu metastazı durumu acısından istatistiksel değerlendirmeye alınmadı. olarak anlamlı bir fark saptanmadı (p>0,05). Toplam 33 olgudan tümör çapının 1 cm ye eşit ve 1 cm den küçük olduğu olgu sayısı 16 (%48,4), 1 cm ile 2 cm arasında olduğu olgu sayısı 7 (%21,2), 2 cm den büyük olduğu olgu sayısı 10 (%30,3) dur. İyi diferansiye nöroendokrin tümör-benign (İD- NETB) grubundaki tümörlerin %100 u 1 cm iken; İyi diferansiye nöroendokrin tümör-belirsiz davranışla (İDNETBD) grubunun %66,6 sı 1 cm ve %33,3 u 1 cm ile 2 cm arasında; İyi diferansiye nöroendokrin karsinom (İDNEK) grubunun %29,4 u 1 cm, %29,4 u 1 cm ile 2 cm arasında, %41,1 i 2 cm nin üzerindedir. Az diferansiye nöroendokrin karsinom (ADNEK) grubunun %100 ü 2 cm nin üzerindeki tümörlerden oluşmaktadır. 41 hastanın %24,4 ü (n=10) İDNETB grubunda, %12,2 si (n=5) İDNETBD grubunda, %41,5 u (n=17) İDNEK ve %22 si (n=9) ADNEK grubundaydı. Tümör grupları arasında sayısal açıdan istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı (p<0,05). Hastaları tümör lokalizasyonlarına göre sınıfladığımızda %7,3 ü (n=3) çekum, %12,2 si (n=5) kolon, %36,6 sı (n=15) appendiks, %4.9 u (n=2) ileum,%17,1 i (n=7) mide, %7,3 ü (n=3) pankreas, %9,8 i (n=4) rektum, %2,4 ü (n=1) duedonum ve %2,4 ü (n=1) özefagus lokalizasyonlu olarak saptandı (Resim 1-2). Immünohistokimyasal çalışma streptovidin avidin biotin yöntemiyle yapıldı. Olgulara immünohistokimyasal yöntem ile boyama için formalin fiksasyonlu parafin gömülü bloklardan positive charged lı lamlara 4-5 mikronluk kesitler alındı. Tüm kesitler deparafinize edilmek üzere etüvde bir gece bekletildi. Lamlar immunohistokimyasal boyama için BOND cihazına takıldı. Değişkenlerin ve testlerin değerlendirilmesinde SPSS (SPSS for Windows 16.0, USA)istatistik programı kullanıldı. Numerik değişkenler ortalama ± standart sapma olarak, kategorik değişkenler yüzde olarak belirtildi. Bulgular Toplam 41 hastanın 21 tanesi kadın (%51,2), 20 tanesi erkekti (%48,8). Kadın ve erkek cinsiyet açısından tümör grupları arasında istatistiksel Resim 1. Özofagusta lokalize ADNEK. Mitoz sayısının 2 ye eşit ve 2/10 BBA nın altında olduğu tümörler İDNETB, İDNETBD ve İDNEK grubuna dâhil olan toplam 33 (%80,4) adet olgudur. 8 (%19,5) adet ADNEK grubunda mitoz sayısı 2/10/BBA nın üzerindedir. İyi diferansiye tümör grubu (İDNETB+İDNETBD) ile iyi diferansiye karsinom grubu (İDNEK) arasında mitoz sayısı acısından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bu- Abant Med J 2012;1(2):69-73 70

lunmazken (p>0,05), az diferansiye karsinom grubunda (ADNEK) bu parametre diğer gruplardan anlamlı olarak yüksek bulunmuştur (p<0.001). Nekroz tüm olguların 3 tanesinde (%7,3) mevcuttur. Bu olgulardan 2 (%66,6) si ADNEK, 1 (%5,8) i IDNEK tanısı almıştır. ADNEK li olgularda nekroz varlığı İDNEK li olgulara göre anlamlı derecede daha fazladır (p<0.01). Resim 2. Trabeküler büyüme paterni gösteren, mide lokalizasyonlu İDNETB. Anjiolenfatik invazyon, toplam 33 olgunun 12 (%36,3) sinde mevcuttu. İDNETBD li grubun 3 (%50) ünde, İDNEK li grubun 7 (%41,1) sinde, ADNEK li grubun ise 2 (%66,6) sinde anjiolenfatik invazyon saptandı. Perinöral invazyon, toplam 33 olgunun 12 (%36,3) sinde mevcuttu. İDNETBD li grubun 2 (%33,3) sinde, İDNEK li grubun 9 (%52,9) unde, ADNEK li grubun ise 1 (%33,3) inde perinoral invazyon saptandı. İyi diferansiye karsinom (İDNEK) ve az diferansiye karsinom (ADNEK) grupları arasında anjiolenfatik invazyon ve perinöral invazyon pozitifliği bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktur (p>0,05). Yine iyi diferansiye tümör belirsiz davranışlı grubu ile iyi diferansiye karsinom grubu arasında anjiolenfatik invazyon ve perinöral invazyon pozitifliği bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktur (p>0,05). Toplam 33 olgunun 12 sinde (%36,3) lenf nodu metastazı mevcuttur. İDNEK li grubun 9 (%52,9) unda, ADNEK li grubun 3 (%100) ünde lenf nodu metastazı mevcuttur. İDNEK grubunun appendiks lokalizasyonlular hariç tümünde lenf nodu metastazı mevcuttur. İDNEK ve ADNEK olguları arasında lenf nodu metastazı durumu acısından anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. (p>0,05). Hastaların yaş ortalaması 49,95±19,49 du. Kadınların yaş ortalaması 53,1±21,12 iken, erkeklerinki 46,65±17,56 idi. İki grup arasında yaş açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı. Tümör çapı tüm hastalarda ortalama 2,06±2,50 cm olup kadınlarda 1,57±1,02 cm, erkeklerde ise 2,53±3,37 olarak saptandı. Tümör çapı açısından benign (İDNETB + İDNETBD) ve malign (İDNEK+ADNEK) gruplar arasında anlamlı farklılık saptanırken (p<0,001) malign olanların iyi ve az diferansiye grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmamıstır ( p>0.05). Nekroz ile lenf nodu metastazı arasında pozitif ilişki saptandı (r=0,418, p=0,015). Anjiyolenfatik invazyon ile lenf nodu metastazı arasında pozitif ilişki saptandı (r=0,607, p=0.000). Perinöral invazyon ile lenf nodu metastazı arasında pozitif ilişki saptandı (r=0,345, p=0,049). Tümör çapı ile mitoz sayısı arasında pozitif ilişki saptandı (r=0,897, p=0,000). Appendiks lokalizasyonlu tümörlerde hastaların yaş ortalaması 34,67±18,40 yıl, mide lokalizasyonlu olanların 55,14±14,78 yıl, kolon lokalizasyonlu olanlarda 54,8±15,19 yıl, çekum lokalizasyonlu olanların 67,00±10,58 yıl, ileum lokalizasyonlu olanların 74,00±12,73 yıl, rektum lokalizasyonlu olanların 61,50±5,97 yıl, pankreas lokalizasyonlu olanların 48,00±20,52 yıl olarak saptandı. Bu gruplar arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlıydı (p<0,001). Tartışma Gastroenteropankreatik nöroendokrin tümörler(gepnet) klinik gidişleri oldukça geniş bir spektrum gösteren nadir görülen tümörlerdir. Bu tümörlerin biyolojik davranışını belirleyen faktörler kompleks ve çok yönlüdür. Tümörün gastrointestinal trakttaki yerleşim yeri, primer tümör çapı, lokalize ya da uzak metastaz varlığı bu parametrelerden bazılarıdır (5,6). Dünya Sağlık Örgütü(WHO 2000) ne göre GEPNET ler lokalizasyon, çap, invazyon derinliği, proliferatif aktivite ve fonksiyon dikkate alınarak sınıflandırılmıştır(1,4). WHO 2000 e göre GEPNET ler 4 ayrı sınıfa ayrılırlar. GEPNET lerde maligniteyi belirleyen muskularis propria invazyonu ve/veya metastazdır. Genel olarak mide ve ince barsakta 1cm, kolon, rektum ve appendikste 2 cm den küçük mukoza ve submukozada sınırlı tümörler benigndir(3,6). Abant Med J 2012;1(2):69-73 71

Ancak tümör çapının küçük olup, tümörün mukoza ve submukozada lokalize olması her zaman benign davranışın göstergesi değildir. Literatürde 1 cm den küçük çaplı, muskularis propria invazyonu yapmayan metastatik nöroendokrin tümör olguları bildirilmiştir (10,11,12). Bizim çalışmamızda da midede lokalize biri 1 cm den küçük, diğeri 1 cm çaplı submukozada sınırlı iki tümörde lenf nodu metastazı mevcuttur (Resim 3). Ancak genel olarak tümör çapı açısından benign ve malign gruplar arasında ve malign olanların iyi ve az diferansiye grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmıştır. Resim 3. Midede, submukozada lokalize, 1 cm den küçük, lenf nodu metastazı gösteren İDNEK. GEPNET lerde proliferatif aktiviteyi gösteren mitoz prognostik öneme sahip bir parametredir. Geliştirilen yeni klasifikasyon sistemine (ENET) göre de derecelendirme mitoz ve Ki 67 indeksi dikkate alınarak yapılmaktadır. Hochwald ve arkadaşlarının 136 olguluk pankreas kaynaklı endokrin tümör çalışmasında, immünohistokimyasal tekniklerin üniversal olmamasından kaynaklanabilecek farklılıklardan dolayı proliferatif indeksi mitoz sayımı ile değerlendirmenin Ki 67 ile değerlendirmekten daha pratik bir metod olduğunu ileri sürmüşlerdir (13). Çalışmamızda mitoz oranı İDNEK lerin büyük kısmında İDNETB ve İDNETBD de olduğu gibi düşük bulunmuştur. Az diferansiye karsinom grubunda bu parametre diğer gruplardan anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. Mitozun yüksek olması kötü prognoz ile ilişkilidir ancak proliferatif aktivitenin düşük olması benign davranışın göstergesi olarak değerlendirilmemelidir. Strozberg ve arkadaşlarının metastatik gastroenteropankreatik nöroendokrin tümörlerle ilgili 83 vakalık çalışmasında bizim çalışmamızda olduğu gibi mitozun GEPNET lerde prognostik ve prediktif bir faktör olduğu ileri sürülmüştür(14). GEPNET lerde tümörün nekroz içermesi malign davranışın kuvvetli göstergesidir. Hochwald ve arkadaşları nekroz içeren tümöre sahip hastalarda yaşam süresinin içermeyenlere göre anlamlı derecede daha düşük olduğunu görmüşlerdir. Çalışmamızda tümör nekrozu literatürle uyumlu olarak ADNEK lerde anlamlı olarak yüksek bulunmuştur (1,3,6,15). Tümör çapının genel olarak 2 cm den küçük olduğu, muskularis propria invazyonu izlenmeyen ve Ki 67 skoru düşük olan gastrointestinal endokrin tümörlerde anjiyolenfatik invazyon varlığı tümörü direkt olarak belirsiz davranışlı grubun içine sokar(3,4). Anjiyolenfatik invazyon ve perinöral invazyon varlığının malign davranış ve kötü prognoz ile ilişkili olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur(1,6,16). Bizim çalışmamızda ise İD- NETBD, İDNEK ve ADNEK grupları arasında anjiyolenfatik ve perinöral invazyon varlığı açısından anlamlı farklılık yoktur. Bunun nedeni bu parametrelerin 41 olgudan yalnızca 33 tane olan rezeksiyon materyalinde incelenebilmesi olabilir. 8 adet endoskopik biopsi materyali nekroz, anjiyolenfatik invazyon, perinöral invazyon ve lenf nodu metastaz durumu açısından istatistiksel çalışmaya dâhil edilmemiştir. GEPNET lerde lenf nodu metastazı varlığı tümörü doğrudan karsinom grubuna dahil eden önemli bir paramatredir(4). Çalışmamızda literatür ile uyumlu olarak (4) İDNEK ve ADNEK olguları arasında lenf nodu metastazı durumu açısından anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Mitozu düşük İDNEK olgularının appendiks lokalizasyonlular hariç tümünde lenf nodu metastazı saptanmıştır. Ayrıca nekroz ile lenf nodu metastazı arasında, anjiyolenfatik invazyon ve perinöral invazyon ile lenf nodu metastazı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Tümörün gastrointestinal sistemdeki lokalizasyonu malign davranışın göstergesi olabilir. Kolonda lokalize nöroendokrin tümörler rektum ve appendiks kaynaklı tümörlere göre daha kötü prognoza sahiptirler (3). Panzuto ve arkadaşları 156 olgudan oluşan, gastrointestinal trakt ve pank- Abant Med J 2012;1(2):69-73 72

reas kaynaklı nöroendokrin tümörleri karşılaştırdığı çalışmada, pankreas yerleşimli olanların diğerlerine göre daha kötü prognoza sahip olduğunu göstermiştir (17). Yine appendiks kaynaklı NET lerin diğer gastrointestinal sistem kaynaklı NET lerden daha iyi prognoza sahip olduğunu gösteren çalışmalar az değildir (5,18,19,20). Bizim çalışmamızda appendiks kaynaklı tümörler 15 adet olup bunların 7 si iyi differansiye nöroendokrin tümör, 8 i ise iyi diferansiye nöroendokrin karsinom tanısı almıştır. Çalışmamızda appendiks kaynaklı ADNEK olgusu bulunmamaktadır. Bu çalışmada tümör lokalizasyonu ile yaş arasında anlamlı farklılık saptanmıştır. Appendiks lokalizasyonlu tümörlerde hastaların yaş ortalaması 34,67±18,40 yıl olarak bulunmuştur. Çalışmamızda appendiks lokalizasyonlu GEPNET lerin genç popülasyonda daha fazla görülmesi literatür ile uyumludur (7,8). Sonuç olarak WHO 2000 e göre GEPNET leri sınıflandırmada kullanılan prognostik parametrelerden tümör çapı, proliferatif aktivite indeksi, lenf nodu metastaz durumu ve anjiyolenfatik invazyon varlığının önemi hakkında literatürde hala birbiriyle çelişen çalışmalar mevcuttur. Güncel olarak GEPNET leri sınıflamada hem gradeleme (ENET) hem de evreleme(tnm) sistemi kullanılmaya başlanmış ve bu durum tümörleri klasifiye etmede farklı bir bakış açısı getirmiştir (7, 8, 9). Yine de bu klasifikasyon sisteminde kullanılan prognostik parametreler WHO 2000 sınıflamasında kullanılanlardan çok farklı değildir. Bu nedenle GEPNET lerle ilgili geniş serilerden oluşan yeni klasifikasyon sistemini de içeren prognostik parametrelerin yeniden gözden geçirildiği genetik ve immünohistokimyasal çalışmalara hala ihtiyaç vardır. KAYNAKLAR 1-Alexiev BA, Drachenberg CB, Papadimitriou JC. Endocrine tumors of the gastrointestinal tract and pancreas: Grading, tumor size and proliferation index do not predict malignant behavior. Diagn Pathol 2007, 2:28. 2-Modlin IM, Shapiro MD, Kidd M. Siegfried Obendorfer: origins and perspective of carcinoid tumors. Hum Pathol 2004: 35:1440-51 3-Grame-Cook F, Neuroendocrine tumors of the gastrointestinal tract and appendix. In: Odse RD, Goldblum JR. Surgical Pathology of the GI Tract, Liver, Biliary Tract and Pancreas. 2nd reved. Philadelphia, 2009: 653-693 4- Klöppel G, Rindi G, Anlauf M, Perren A, Komminoth P. Sitespecific biology and pathology of gastroenteropancreatic neuroendocrine tumors. Virchows Arch. 2007;451 Suppl 1:S9-27. 5- Van Gompel JJ, Sippel RS, Warner TF, Chen H. Gastrointestinal carcinoid tumors: factors that predict outcome. World J Surg. 2004;28:387-92. 6-Rorstad O. prognostic indicators for cardinoid neuroendocrine tumors of the gastrointestinal tract. J. Surg. Oncol 2005;89:151-160 7- Oberg K, Akerström G, Rindi G, Jelic S; ESMO Guidelines Working Group. Neuroendocrine gastroenteropancreatic tumours: ESMO Clinical Practice Guidelines for diagnosis, treatment and follow-up. Ann Oncol. 2010;21 Suppl 5:v223-7. 8-Estrozi B, Bacchi CE. Neuroendocrine tumors involving the gastroenteropancreatic tract: a clinicopathological evaluation of 773 cases. Clinics(Sau Paulo),2011;66:1671-5 9-Rindi G. The ENETS guidelines: The new TNM classification system. Tumori 2010;96:806-809 10-Soga J: Early-stage carcinoids of the gastrointestinal tract: An analysis of 1914 reported cases. Cancer 2005; 103:1587-1595. 11-Xie SD, Vang LB, Song XY, Pan T. Minute gastric carcinoid tumour with regional lymph node metastasis: a case report and review of literature. World J Gastroenterol 2004;10:2461-3 12-Kumashiro R, Naitoh H, Teshima K et al. Minute gastric carcinoid tumor with regional lymph node metastasis. Int Surg 1989;74:198-200 13-Hochwald SN, Zee S, Conlon KC, Colleoni R, Louie O, Brennan MF, Klimstra DS: Prognostic factors in pancreatic endocrine neoplasms: An analysis of 136 cases with a proposal for lowgrade and intermediate-grade groups. J Clin Oncol 2002, 20:2633-2642. 14- Strosberg J, Nasir A, Coppola D, Wick M, Kvols L. Correlation between grade and prognosis in metastatic gastroenteropancreatic neuroendocrine tumors. Hum Pathol. 2009;40:1262-8. 15-Rindi G, Kloppel G. Endocrine tumors of the gut and pancreas tumor biology and classification. Neuroendocrinology 2004;1:12-15 16- Solcia E, Rindi G, Paolotti D, La Rosa S, Capella C, Fiocca R. Clinicopathological profile as a basis for classification of the endocrine tumours of the gastroenteropancreatic tract. Ann Oncol. 1999;10 Suppl 2:S9-15. 17- Panzuto F, Nasoni S, Falconi M, Corleto VD, Capurso G, Cassetta S, Di Fonzo M, Tornatore V, Milione M, Angeletti S, Cattaruzza MS, Ziparo V, Bordi C, Pederzoli P, Delle Fave G. Prognostic factors and survival in endocrine tumor patients: comparison between gastrointestinal and pancreatic localization. Endocr Relat Cancer. 2005;12:1083-92. 18-Solcia E, Kloppel G, Sobin LH (in collaboration with 9 pathologists from 4 countries). Histological Typing of Endocrine Tumours. WHO International Histological Classification of Tumours, 2nd ed. Berlin, Germany: Springer;2000 19- Rossi G, Valli R, Bertolini F, Sighinolfi P, Losi L, Cavazza A, Rivasi F, Luppi G. Does mesoappendix infiltration predict a worse prognosis in incidental neuroendocrine tumors of the appendix? A clinicopathologic and immunohistochemical study of 15 cases. Am J Clin Pathol. 2003;120:706-11. 20- Moertel CG, Dockerty MB, Judd ES. Carcinoid tumurs of the vermiform appendix. Carcer 1968;21:270-278 Abant Med J 2012;1(2):69-73 73