SMSZ ÇEVRMEN ANITI 1 Sabri Gürses



Benzer belgeler
TÜRKYE DE YAZARIN KAZANCI, ALPAY KABACALI, s. 52:

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Kaplumbaða h1zý ile ilerleyen toplama aþama sonunda 56'ya bu parçalarýn lazým olduðu anlaþýldý. :( :(

2 400 TL tutarndaki 1 yllk kredi, aylk taksitler halinde aadaki iki opsiyondan biri ile geri ödenebilmektedir:

ktisat Üzerine Söyleiler - Birinci Söylei

Nazlı Yürekler için!lk Adımım

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

Fotoğraf makinesi alma kılavuzu

SOSYAL GÜVENLK KURMUNUN YAPISI VE LEY. Sosyal Güvenlik Kurumu Bakanl Strateji Gelitirme Bakan Ahmet AÇIKGÖZ

Sosyal Değişime Destek: Yeni Kitle Kaynak Araçları Anketi


1967 Ford Mustang Convert1ble Yaza Haz1r Gönderen : papatya54-04/02/ :25

TEŞEKKÜR Bizler anne ve babalarımıza, bize her zaman yardım eden matematik öğretmenimiz Zeliha Çetinel e, sınıf öğretmenimiz Zuhal Tek e, arkadaşımız

UYARIYORUZ! 66 Ay Çok Erken!

Türkiye'de Büyük Sermaye Gruplarý: Finans Kapitalin Oluþumu ve Geliþimi

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

MAT223 AYRIK MATEMATİK

Sigorta irketlerinin Yaps ve Aktüerin Rolü. Aktüerler Derneği Nisan 2010

Başkan Acar Bursa da Sosyal Güvenlik Reformunu Anlattı


ARSAN TEKST L T CARET VE SANAY ANON M RKET SER :XI NO:29 SAYILI TEBL E ST NADEN HAZIRLANMI YÖNET M KURULU FAAL YET RAPORU

K TAP TANITIMI. Döndü DÜ ÜNMEZ *

29-Ekim Cumhuriyet Bayram1n1 Bolu/Mudurnu Halk1yla Co_kuyla Kutlad1k Gönderen : papatya54-01/11/ :45

Yanlış Anlaşılan Faizci

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

Cümlede Anlam İlişkileri

Krizde 30 bin kişi birikimini, 1.8 milyon kişi de işsizliğe karşı harcamasını güvenceye aldı

Ka?n?. Ses. Download: Ka?n?. Ses PDF ebook

Kemal Akyer: 18 Ocak 2011 Çarşamba

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý.

Yaz l Bas n n Gelece i

SIEMENS Siemens Sanayi ve Ticaret A..

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl.

2013 YILI II. SEVYE AKTÜERLK SINAVLARI MUHASEBE VE FNANSAL RAPORLAMA ÖRNEK SINAV SORULARI

Almanya Bilgileri,Turistik Mekanlar ve Vize??lemleri

M i m e d ö ğ r e n c i p r o j e l e r i y a r ı ş m a s ı soru ve cevapları

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

Bir torbada 6 beyaz 5 krmz ve 4 siyah bilye vardr. Torbadan rastgele çekilen 3 bilyenin a) Üçünün de beyaz olma olasl" b) Üçünün de ayn renkte olma

Matematiksel denklemlerin çözüm yöntemlerini ara t r n z. 9. FORMÜLLER

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

Mali Yönetim ve Denetim Dergisinin May s-haziran 2008 tarihli 50. say nda yay nlanm r.

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

ABDÜLEZEL PA A NIN HAYATI VE EHÂDET

Yaptığım şey çok acayip bir sır da değildi aslında. Çok basit ama çoğu kişinin ihmal ettiği bir şeyi yaptım: Kitap okudum.

============================================================================

Roni Margulies 21 Ekim 2009

Saymak San ld Kadar Kolay De ildir

KROM KAPLAMA Gönderen : Can Yelegi - 09/05/ :25

Bu yaz girifle gereksinmiyor. Do rudan, kan tlayaca m z

Öğrencilerin çektiği fotokopiye yasal formül şart!

ASMOLEN UYGULAMALARI

Okulumuz Bilgisayar Programcılığı Bölümü öğrencilerinden Gizem COŞKUN Çanakkale Şehitlerine adlı şiiri okudu.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Değerli Yöneticiler, son yıllarda vergi incelemeleri büyük ölçüde bu konu etrafında dönmeye başladı.

ğ ğ ş ğ ğ ğ ş ğ ğ ş ş ş

T.C. AKSARAY ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ AKADEMİK YABANCI DİL DESTEK (AYDD) BİRİMİ ÇALIŞMA ESASLARI

Online Bilimsel Program Yönetici K lavuzu

HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK

1) Ekonominin Genel Durumu ve Piyasalar:

XIV. Ulusal Antalya Matematk Olmpyat Brnc A³ama Snav Sorular -2009

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

1) İngilizce Öğrenmeyi Ders Çalışmak Olarak Görmek

T.C. $1$<$6$ 0$+.(0(6ø %ø5(<6(/ %$ù9858 )2508 $QD\DVD 0DKNHPHVL øow ] Q Q PDGGHVLQH J UH KD]ÕUODQPÕúWÕU 1

Güzellerden Güzellemeler...

T.C KÜLTÜR VE TURZM BAKANLII Strateji Gelitirme Bakanl!"! (1. sayfa) ZEYLNAME

Anketler ne zaman kullanlr? Ünite 6 Anketlerin Kullanm. Temel Konular. Soru Tipleri. Açk-uçlu ve kapal anketler. Anketler. Anketler de0erlidir, e0er;

BASIN YAYIN VE HALKLA L K LER UBE MÜDÜRLÜ Ü

Muhammed ERKUŞ. Sefer Ekrem ÇELİKBİLEK

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Cebir II 2008 Bahar

An#t#n ad#: Topkap# Saray# #ehir: Sultanahmet, #stanbul, Türkiye. Dönem / Hanedan: Osmanl# Dönemi

============================================================================

Öğretim araç ve gereçlerinin reformu

Şimdi olayı şöyle düşünün. Temel ile Dursun iddiaya giriyor. Temel diyor ki

Bernard Brunhes International

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ


2013 YILI II. SEVYE AKTÜERLK SINAVLARI FNANS TEORS VE UYGULAMALARI ÖRNEK SINAV SORULARI

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir?

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

Mustafa ALTUNDAL DS 2. Bölge Müdürü Mart 2010-AFYON DÜNYA SU GÜNÜ 1 / 17

Havayolu Pilotlarının Sırları

Bunu herkes yapıyor! -Gerçekten herkes mi? Nasıl korunmam gerektiğini biliyorum! -Kalbini, gönlünü nasıl koruyacaksın?

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

MATBAACILIK OYUNCAĞI

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası

Dakikalard?r içimi kemirip duran karars?zl??a son noktay? koymal?y?m art?k. Ba??m dik, kedimden emin ve kararl? aya?a kalk?yorum.

Küresel E ilimler ve Tarm

Tanıtım Kitapçıðı Bağlar Mah. Mimar Sinan Cad. No:54 Güneşli-Bağcılar \ İSTANBUL camlicacocukdergisi.com

20 Soruda Kira Gelirlerinin Vergilendirilmesi

Tarih:. Yer:. Katılımcı numarası:... Sosyolinguistik Görüşme 1) İsim:.. Cinsiyet: Meslek:.. Doğum tarihiniz:.. Yaşınız:.. Milliyetiniz:.

Lütfen cümleleri -me ekiyle dolayl anlat ma çeviriniz.

Devleti Yönetecek Güç Sandıktan Çıkan İradedir

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.


Transkript:

SMSZ ÇEVRMEN ANITI 1 Sabri Gürses Çevirmen, Osmanl Devleti nden günümüze, Türkiye de yaadmz bütün dönüümlerin balca kahraman, kesinlikle ant dikilmesi gereken bir figür. Küçük Kaynarca Antlamas ndan Lozan Antlamas na dek en temel sorunlardan biri, metinlerde yer alan kavramlarn taraflarn dillerinde karlk bulabilmesi, taraflarca kabul edilmesiydi; çevirmenler taraflarn taleplerini kavramlara dökmek için büyük çabalar harcadlar. Ayn ekilde, Victor Hugo nun Sefiller inden Julio Cortazar n Seksek ine, Fransz ulusal mar Marseillaise den Allende nin seçim arks Venceremos a, Hammer in Osmanl Tarihi nden Marx-Engels in Komünist Manifestosu na dek saysz çeviri, Türkiye de hayat derinden sarst, deitirdi. Peki çevirmenin hayat deiti mi? Deiti ve deimedi. Çevirmenin bu uzun süreçteki hayatndaki ini çklar, kanmca üç açdan ele almak mümkün. Geçim derdi, elektronik olanaklar ve çevirmene yönelik ideolojik yaklamlar. Srasyla bunlara bakalm. Çevirmenin Hamall Çevirmenin, özellikle kitap çevirmeninin günümüzde yaad skntlar anlayabilmek için, geçmie bakmak gerekir. Çevirmenin koullar iyileiyor mu, kötüleiyor mu? Bunun için çeviri tarihinde önemli bir yeri olan ve çevirmen için en parlak devirlerden biri saylan M.E.B. Tercüme Odas dönemine bakmak yararl olabilir. Rus klasiklerinin balca çevirmenlerinden Hasan Ali Ediz, 1939 ylnda Milli Eitim Yaynevi nin klasikler dizisi için yaplan çevirilerden bahsederken unlar söylüyor: Devletin yaptrd tercümeleri (ki forma bana 32 liradr) daha geni bir tercüman kadrosuna yaptrmak suretiyle birçok mütercimleri terfih ettirmek [rahat yaamasn salamak] lazmdr. 1 BirGün Kitap dergisinde 14.11.206 günü, ksaltlm ve eksiz olarak yaymland.

Hepsinden mühimmi, devlet, tercüme eserleri hususi tâbilerden [yaynclardan] satn alrken, bu verdii parann muayyen bir ksmnn mütercime gitmesini temin etmek suretiyle mütercimi doyurmak yolunu da tutmaldr. Burada iki dikkat çekici nokta var. Birincisi, M.E.B. yaymlamaya balad klasikler dizisinin bir ksmn özel yaynclardan satn alm, fakat yaynclara ödenen para içinde çevirmen telifi yok ya da yaynclar çevirmene böyle bir ücret vermiyor. Ikincisi: Hasan Ali Ediz, M.E.B. nn klasikler dizisi için forma bana (bir forma 16 sayfadr) 32 lira verdiini belirtiyor. Mantken bakanln bütün çevirmenlere ayn bedeli verdiini düünmemiz gerekir. Fakat Halikarnas Balkçs, Cevat Jakir Kabaaaçl nn 1947 ylnda Necati Cumal ya yazd bir mektupta farkl bir rakam dile getiriyor: Bernard Shaw'un nsan ve Üst nsan piyesini tercüme etmitim. Onun alt yüz küsur lira- 2/3 parasn aldm. Demek ki 200 küsur lira alacam kald. Bakanlk onu basmak istemiyor, korkuyormu. Çünkü o Istanbul Jehir Tiyatrosunda oynanacakt. Fakat yayn ve basn bilmemnesi müsaade etmemi. Biz eseri göndereli iki küsur sene oldu. Bakanlk ister bassn, ister basmasn, 200 küsur lirasn versin. Bir de Nostromo'nun ikinci cildinin paras yani iki sulsü, yani 600 küsur liray hemen hemen iki sene önce almtm. Alacam 300 küsur lirann verilmesi. Yani iki kitap 500 küsur lira eder. Shaw un piyesi 330 sayfa, yani tam olarak 20 forma. Cevat Jakir, 800 lira kadar bir alacaktan bahsettiine göre, bu kitab formas 40 liradan yapm olmal. Bu hesap Nostromo çevirisiyle de dorulanyor; Nostromo nun 2. cildi 240 sayfa, yani on be forma, Cevat Jakir bu cilt için 600 lira alm, bu toplam bedel olsayd, forma bana 40 lira ederdi, ama 300 lira daha bekliyor, demek ki forma bana 50 liradan fazla bir ücrete anlam olabilir. Hasan Ali Ediz in 32 lirasyla Halikarnas Balkçs nn 40 ila 50 liras arasndaki fark, yaynevinin onlarla farkl sözlemeler yaptn m gösteriyor? Yoksa sadece geçen 8 ylda çevirmen ücretinin artm olduunu mu gösteriyor? Her koulda, iki çevirmenin yazdklar çevirmen ve yaynevi arasnda günümüzde yaanan sorunlarn çok uzun bir geçmii olduunu gösteriyor. Cevat Jakir in Necati Cumal ya 1946-47 ylnda yazd mektuplardan birçok ey öreniyoruz: devlete ait olan yaynevi ödemeyi geciktiriyor, bir piyes çevirisinin yaymn tehlikeli bularak vazgeçiyor, dolaysyla çeviri bedelini ödemiyor, daha da önemlisi anlalan Cevat Jakir le M.E.B.

arasnda bir sözleme yok: çevirmen tahmini hesap yapyor ve bir sözlemede belirtilen ödeme tarihini geciktirdiklerinden yaknamyor. Nostromo üç cilttir. Birinci cilt basld ve paras tamamen alnd. Ikinci cildin üçte ikisi yani alt yüz küsur liras alnd, üç yüz küsur lira alacam kald. Zannedersem bu üç yüz lirann alnmas için vekâletnameye ihtiyaç yok. Üçüncü cildin ne üçte ikisi ne üçte biri alnd. - Binaenaleyh benim alacam, ikinci ciltten 300 küsur, üçüncü cilt veyahut son ksmndan da 500 ilâ 600 liradr ki ceman yekûn 800-900 lira eder. Mektubunda son ksmdan bahsediyorsun fakat ikinci cilt veya son ksmn 300 küsur lirasndan bahis yok. Bunu sorutur. Günümüzde de durum ayndr. Rastlantsal iler dnda, çevirmenler çeviriden kazandklaryla geçinmekte zorlanyorlar. Farkl çevirmenlere farkl ücret verilmesi durumuyla karlalyor. Yaynevleri artk sözleme yapyorlar belki, ama ya her çevirmenin sözlemesi bir bakasnnkine benzemiyor, ya da koullar çok artc olabiliyor. Baz sözlemeler ömür boyu diye yaplyor (hukuken geçersiz), bazlar yirmi yllna yaplyor (yine geçersiz) ve on yllna yaplanlar da var (geçerli ama acmasz); baz sözlemelerde çevirmene ikinci baskda para ödenecei belirtiliyor, bazlarnda ödenmeyecei belirtiliyor; baz sözlemelerde yüzde üzerinden hesap yaplyor, bazlarnda sayfa ba üzerinden. Çevirmenin derdi bir yüzyldr ayn: aylk sabit bir ücret alabilmek, hayatn güvencede hissetmek, yapt ii meslek olarak görebilmek. Bu yüz yldr salanabilmi deil. Üstelik belki daha da kötüye gidiyor. Hasan Ali Ediz, yukarda alntlanan yazsnn bir baka yerinde unu söylüyor: Bir mütercim, iyi bir tercüme yapmak artyla haftada iki formadan fazla tercüme yapamayacana göre eline geçecek para, nihayet ayda krk liradan fazla olmayacaktr. Kitap ve yaz ileriyle uraan, birçok kitap paras vermeye mecbur kalan bir adam için bu parann ne kadar az olduunu hepimiz takdir ederiz. Bu hesab günümüze uyarlayalm. Günümüzde en iyimser hesapla, bir çevirmen % 7 net telif alyor; iyi bir çeviri haftada 30 sayfadan, ayda 120 sayfalk bir kitap eder. 120 sayfalk kitap ortalama 7 lira olsa ve kitap iyimser tahminle 2000 adet baslsa, çevirmenin alaca ücret yaklak 980 liradr. Yani yoksulluk snrnda bir rakam. Bu çevirmen tek bana

yaamaz, ailesinin yannda kalr ya da çocuk sahibi olmadan kendi ailesini kurar. Bu çevirmen herhangi bir kültür etkinliine de katlamaz. Üstelik bu iyimser hesap, tam anlamyla iyimser hesap. Çünkü birincisi, % 7 net telif alamaz. Alsa bile kitaplar artk 2000 deil 1000 baslyor. Dahas i olarak önüne 120 sayfalk kitap deil daha çok ortalama 250 sayfalk kitaplar gelir. Ve en kötüsü, ücretini ii teslim ettii zaman alamaz: kitabn yaymlanmas durumunda ve yaymn ardndan gelen aylk taksitlerle alr. Yeni bir hesap yaparsak: 250 sayfalk bir kitab 2 ayda tamamlar ve kitap 1000 adet baslr, fiyat 15 lira olursa, % 7 net telifle alaca para yaklak 1050 liradr: iki aylk geçim paras. Yoksulluk snrnn altnda bir rakam. Bu çevirmen yaayamaz. Dolaysyla günümüz çevirmeni (eer iyi çevirinin ölçütü, haftada 100 sayfa halini almadysa) iyi çeviri yapmaktan vazgeçecek ve hayatn sürdürebilmek için birden fazla i almak, iki ayda yapaca ii bir ayda yapmak gibi yollara bavuracaktr. Ya da srarla iyimser olalm, bu çevirmen her koulda iyi çeviri yapmaktadr diyelim. Yine de Hasan Ali Ediz e göre çok daha kötü koullarda olacaktr. Çünkü gelecee pek bir miras brakmamaktadr. Nadir durumlar dnda güncel kitaplar çevirir, bu kitaplar çok nadir olarak ikinci bask yapar, gelecee kalmaz. Dolaysyla çevirmen, tpk bir fabrika içisi gibi, önünde akp duran montaj bantna baml olarak çalan, aklnda aylk geçimden baka ey olmayan biri olur. Seçim hakk yoktur, geçim derdi nedeniyle kültürel tercihlerinden vazgeçer, çevirmek istedii deil çevirmesi istenen eyi istemese bile çevirir. Çünkü ii geri çevirirse, yeni i alamayabilir. Ömer Seyfettin, çevirmenin ne kazandn çok uzun zaman önce berrak bir ekilde ifade etmi: kitaplar matbaadan mücellithaneye, kitaphaneye tayan hamalnkinden az. Bugün kitaplar kamyonla tanyor ve evet, oförle çevirmenin kazançlar çok farkl deil. Olmal m, ne demek, elbette hayr, sonuçta ikisi de bir eyi bir yerden dierine tayor. Ama o zaman, bir adm daha atlsn, bu eitlikçi düzen salamlasn: yaync da çevirmen ve oförle ayn ölçüde kazansn. Bu olmayacana göre, yüzyldr çözülmeyen asl çelikinin üzerinde duralm: yaync-çevirmen/yazar çelikisi. Ömer Seyfettin, yüzyl önce yaynclardan bahsederek bir hesap yapyor: Tercümelerini Franszca bilmeyen gençlere yaptrrlar. Çünkü kocaman bir romann sayfasna kât para iki kuru verecek kadar açgözlüdürler. Düününüz. Bu yaync herhangi iki yüz elli sayfalk bir roman çevirmeninden be liraya alyor. Sonra yüz elli liraya bastryor. Tanesini yarmar liraya satyor... Yüz yetmi be lira masraf kitapçya yüz yirmi be lira kâr brakyor. Burhan Arpad 1942 de ayn hesab tekrar yapyor ve vard sonuç ayn: Bu memlekette Fikir e verilen kymet; el içiliinden iki, malzemeden be, aracdan on ve sermayedardan yirmi defa daha az deerlidir. Jimdi, 2006 ylnda Çev-Bir bu hesab yapyor, sonuç daha da felaket:

yaynevlerinin çou % 7 net telif bedelini kabul etmiyor, kitaplarn 2000 basmaz ya da çevirmene 2000 bask üzerinden para ödemezlerse çevirmenin hayatta kalamayacak olmasna aldrmyor ve basitçe, kendilerinin sermayedar çevirmenin çalan olduunu göz ard ederek kendi yatrm risklerini bahane ederek çevirmenin hakkn vermiyor. Verirse de, bunu bir lütuf gibi veriyor. Gülünç bir ekilde okurla çevirmeni kar karya getiriyor: okur kitap almad için çevirmen kazanamyormu! Yani yaync kitap satamad için deil, okur almad için! Ve bu ülkede matbaalar harl harl çeviri basyor. nternet: Elektronik Çada Çevirmen Çok deil, bundan on yl kadar önce çevirmen sadece kaynak metin, kiisel ve kamusal kütüphaneler ve posta hizmetlerinden oluan bir an içinde çalyordu. Artk bu a daha geni bir ala bütünleti. Çevirmenin çalmasn kökten deitiren internet devrimi, yeryüzünün dört bir yannda çok yeni bir olgu. Fakat bu devrimin sonuçlarnn, Türkiye gibi gerçek hayatta kütüphane a zayf bir ülkede, çevirmen açsndan oldukça olumlu olduu söylenebilir. Bunun için uygun bir örnei yine Halikarnas Balkçs nn mektubunda bulabiliyoruz: Nostromo'nun Ingilizcesini istiyorlarm. Yahu ben Türkçeleri (yani tercümeyi) gönderdikçe, Ingilizce metni de peyderpey gönderiyordum. Kitabn son ksmn gönderirken asl metnin de son ksmn göndermitim. Binaenaleyh elimde Ingilizcesi kalmad. Zaten kitap burada yoktu. Yalnz Ingiliz kültür heyetinde (burann kültür heyetinde) vard. Binaenaleyh nereden bulup göndereceim? Benim göndermi olduum orada aranp bulunamaz m? Yoksa atld m? Zaten ilk cildin bandan be sahife eksik çkm. Çocuklar kolejden arayacaklar, varsa, pazartesi günü belli olacak (bugün cuma). Varsa gönderirim. Aksi hâlde Ingiltere'ye smarlamak zorundaym ki, bu bir buçuk iki ay sürer. Fakat u da var. Kitap oradaki kültür heyetinde mutlaka vardr (Yani Ingiliz kültür heyetinde). Burada anlatlanlara göre, M.E.B. nn elinde Nostromo adl kitaptan bir kopya vardr. O kopyay çevirmen almtr ve çeviriyi yaptkça, çevirdii kadarn çeviriyle birlikte göndermi. Fakat anlalan kitap kaybolmu. Halikarnas Balkçs Izmir de. Kitap ehirde

yok. Ingiliz Kültür Kütüphanesi nde olabilir, ayrca ehrin kolejinde olup olmadna baklacak. Bulunamazsa Ingiltere ye sipari verilecek. Ama kitap belki Ankara daki Ingiliz Kültür Kütüphanesi nde bulunabilir. 1990 larda da, çevirmen ve yayncnn hâlâ yayor olduu sorunlardan biriydi bu. Çevrilecek kitap snrl sayda gelirdi, kopyalardan birinin kaybolmas durumunda skntl bir süreç yaanabilirdi ve büyük kentlerde bulunan Ingiliz, Amerikan ya da Fransz kütüphaneleri kitabn bulunmasnn olas olduu yerlerden biri saylrd. Internet devrimi bu durumu kökten deitirdi. Jimdi çevirmenin elinde bir kitapseveri delirtecek ölçüde olanaklar var. Örnein, Halikarnas Balkçs mektubunda öyle diyebilir artk: Eer bulamazlarsa, internette u adrese baksnlar, orada kitabn tam metni yer alyor. Ve bu çevirmen için devrim niteliindeki olanaklarn en basiti. Artk çevirmen, birçok sözlükte aratrma yapabilir, metinde geçen ve bir kütüphanede belki yllarca bulamayaca bir kavram sistemli bir internet taramasyla ksa sürede bulup çözümleyebilir, dolaysyla salkl bir çeviri için kendi belleinin ve zihninin snrlarn aarak daha zengin bir çeviri çalmas yapabilir. Bunun tehlikeleri de var kukusuz, çünkü internetin dil alanlarnn eitsiz geliimi sonucunda çevirmen çok daha kalc ve yanltc yanl kullanmlar benimseyebilir, yaygnlatrabilir; ama her koulda bu devrimin özgürlük (ve sorumluluk) alan kesinlikle Balkç nn özgürlük (ve sorumluluk) alanndan çok daha geni. Bu genilemenin en ilginç yanlarndan biri de, çevirmenle yazar arasndaki mesafenin azalmas: artk yazar çevirmen için, uzun yolculuklarn deil, elektronik anlarn ötesinde, tam anlamyla bir metin. Ite bu genileme, çevirmeni yeni yüzyln da balca kahramanlarndan biri klyor. deolojinin Engelledii Gelecek Attila Ilhan n Hangi Bat kitabndan skça alntlanan birkaç satr var; bu birkaç satrda farknda olmadan günümüz açsndan çevirinin temel sorunlarna deiniyor Ilhan: Lisede Sophokles okuduk, klasik Türk musikisine sövmeyi, Divan iirini hor görmeyi, buna karlk devletin yaynlad kötü çevrilmi( Bat klasiklerine körü körüne hayranlk göstermeyi örendik. Sanki Sinan Leonardo dan önemsiz, Mevlana Dante den küçüktü, Itri ise Bach n eline su dökemezdi. Aslnda kültür emperyalizminin ilmiini kendi elimizle boynumuza geçiriyorduk, ulusal bileim arama yerine hazr bileimleri aktarmak hastalmz tepmiti.

Attila Ilhan burada iki tane önemli ve kronik hatay örnekliyor. Birincisi, dönemin çeviri hareketini yanl yorumluyor: çevirilerle Leonardo nun, Bach n tantlmas bir kültür emperyalizmi örnei deildi hiç de, tersine asrlarca Mimar Sinan a, Mevlana ya, Itri ye özen göstermemi bir geçmie, günlük hayat sanat ve bilimle zenginletirmemi bir kültüre kar, çeviriler araclyla bunu yapmann bir örneini sunma çabasyd. Mevlana y övenle Leonardo yu öven ayn kaynaktan besleniyordu. Sabahattin Eyübolu bunun karln özlü bir ekilde vermi vaktiyle: Selçuklu, Osmanl antlarnn bile tozlarn kimler sildi? Bat kültürüyle yetimemi olanlar m? Hayr, çevirmenler. Ikinci hata, kültür emperyalizminin varln kantlamak için zorunlu bir olumsuzlama: kötü çeviriler. Kolayc akla göre bir eyin sonucu kötüyse, araclar da kötü olmaldr. Dolaysyla, klasikler kötü çevrilmitir. Hangi klasikler? Bat klasikleri. Bütün hepsi mi? Attila Ilhan bunu açklamaya gerek duymuyor, çünkü genel olarak bütün çeviriler, Bat dan yaplyorsa olumsuzdur. Sanki Sinan n Mevlana nn, Itri nin eserleri çeviri gerektirmiyor ve kukusuz iyi çevriliyorlar. Ite Türkiye de çeviri açsndan gelecek, bu düümde yer alyor: kimden çeviri yapyorsun diye soruluyor önce, sorann düüncesine ters düen birindense bouna, yanl, suçlu çeviri, 301 lik çeviri oluyor, bunun sonucunda da çeviri eletirisi olarak iyi çeviri ya da kötü çeviri demek yeterli saylyor. Çeviriyi hâlâ yabanc bir ey olarak görüyor çünkü çounluk, onu çevirmenin kiiliinde somutlanm bir ey, çevirmenin (yani burada olan kiinin ) bir yarats olarak göremiyor. Çevirmeni görünür klmak için onun bir antn dikmek gerekiyor öyleyse. Sözgelimi Taksim Meydan na, birkaç çevirmen tipinden oluan bir ant: masada çalan, ayakta kitap kartran, iki taraf arasnda uzlama salamaya çalan ya da Osmanl dan bu yana yaanan savalarda vurulmu, topraa düen çevirmenler.. Antn kaidesine de una benzer bir ey yazmal: Ne kendi edebildi rahat, ne halka verebildi huzur / Ama bildiin çou eyin kayna, çevirmen, ite budur. Kaynakça: Hangi Bat, Attila Ilhan, 1972. / Türk Dili, Mektup Özel Says, 1974. / Bütün Yazlar I, Sabahattin Eyübolu, 1981. / Türkiye de Yazarn Kazanc, Alpay Kabacal, 1984.

EK: YAZIDA YER ALAN ALINTILARIN GEN. HAL TÜRKYE DE YAZARIN KAZANCI, ALPAY KABACALI, s. 52: ÇEVIRMEN 5, KITAPÇI 825 LIRA ALIYOR! Ömer Seyfettin'in Halkmz Niçin Okumuyor? balkl yazs, konumuzu aydnlatacak birçok bilgi ve rakam veriyor: «Muharrirler: Kitap okunmuyor! diye ikâyet etmemeli, Halk okuyacak kitap bulamyor! demelidirler. Halkn okuyacak kitap bulamamasna biraz da tâbiler (basmclar) sebeptir. Bir kere bunlarn içinde Avrupa'da olduu gibi dolgun sermayeli bir adam yok. Ileri az olduu için hepsinin gözü yüzde be yüz, alt yüz kârda... Bu zihniyette olan adamlarn akllan "tahrir hakk"na (yaz ücretine) bir türlü ermez. Tercümelerini Franszca bilmeyen gençlere yaptrrlar. Çünkü kocaman bir romann sayfasna kât para iki kuru verecek kadar açgözlüdürler. Düününüz. Bu tâbi herhangi iki yüz elli sayfalk bir roman müterciminden be liraya alyor. Sonra yüz elli liraya bastryor. Tanesini yarmar liraya satyor. Ite kâr bilançosu: Lira 1.000 iki bin iki yüz elli nüsha. Lira 150 Matbaa, kât. 20 Mücellit, hamal ve saire. 5 Tahrir hakk. 175 Yekûn

Yüz yetmi be lira masraf kitapçya yüz yirmi be lira kâr brakyor. Tahrir hakk ihtimal kitaplar matbaadan mücellithaneye, kitaphaneye tayan hamalnkinden az... Artk kim kitap yazar? Tasavvur ediniz. Yalnz amatörler... Hatta geçen gün bir tabiin böyle amatör bir muharrirden kitabn tabetmek için üste de "elli lira" aldn iittim. Bu artlar altnda yazlan eylerden halkn nefret etmee hakk yok mu? Bedava muharrir bular fakir kitapçlar, para isteyen muharrirlere adeta düman nazaryla bakarlar. Bedava yaz çok! Basacak adam nerede? diye iftihar, da ederler. (...) Ne vakit muharrirlerimiz "âmme"lerinin (halklarnn) lisanlarn, temayüllerini (eilimlerini), ruhlarn örenir, tâbiler yüzde on kârla mühimce bir sermaye ortaya -korlarsa matbuat sahasna (basn alanna) okunabilir bir kitap çkar, halkmzdaki krk sene evvelki mütalâa (okuma, inceleme) merak tekrar uyanr. Yoksa bu gidile, korkulur ki, ne kari (okur) kalacak, ne de muharrir... Yirminci asrn tâ göbeinde kurunuvustann (ortaçan) karanlk ümmîliine (okuma yazma bilmeyiine) döneceiz!» (Yöntem, 135-137). Tahir Alangu'nun belirttii gibi, Ömer Seyfettin o günlerde bir özlem içerisindedir: «Jartlarn deimesiyle yava yava "parti yazarlndan" koparak, yllardan beri aklnda evirip çevirip tasarlad, her dergiye yaz veren, halka göre kitaplar hazrlayan, gittikçe yaylan ününden yararlanarak yazlar ile geçinen, "profesyonel bir yazar" olmak istiyordu. Onun profesyonel bir yazar olma arzularna karlk, kitap ticareti yaparak zengin olmay reddettiini, Ittihatçlarn "milli zengin" yetitirme adn verebileceimiz iktisadi politikasnn alabildiine aktt kredi musluklarna yanamak istemediini de görüyoruz.» Alangu, öykücümüzün an defterinden 7 Nisan 1918 tarihli u «not»u aktaryor: «(Ziya Gökalp) Bana geçen gün dedi ki'- Sen bir kütüphane aç! Bizim eserlerimizi bas. Kitapç ol. Para kazan. Bizim yazacamz kitaplar her tarafa gönder. Sermaye? Dedim. O tabii bulunur. Düündüm. Kitapç olmak... Yani tüccarlk! Benim ruhumda bu istidat yoktu.» (Alangu 1968, 370-371). TÜRKYE DE YAZARIN KAZANCI, ALPAY KABACALI, s. 73: Deerli çevirmen Hasan Âli Ediz (1902-1970), «tercüme piyasas» üzerine u bilgileri verir:

«Babâli'deki tercüme piyasas 5-10 lira arasndadr. Bir mütercim, iyi bir tercüme yapmak artyla haftada iki formadan fazla tercüme yapamayacana göre eline geçecek para, nihayet ayda krk liradan fazla olmayacaktr. Kitap ve yaz ileriyle uraan, birçok kitap paras vermeye mecbur kalan bir adam için bu parann ne Tiadar az olduunu hepimiz takdir ederiz.... Devletin yaptrd tercümeleri ki forma bana 32 liradr daha geni bir tercüman kadrosuna yaptrmak suretiyle birçok mütercimleri terfih etmek (rahat yaamasn salamak) lâzmdr. Hepsinden mühimmi, devlet, tercüme eserleri hususi tâbilerden (yaymclardan) satn alrken, bu verdii parann muayyen bir ksmnn mütercime gitmesini temin etmek suretiyle mütercimi doyurmak yolunu da tutmaldr.» (Hasan Âli Ediz, Tercümeye ve Mütercime Dair, Olu, 30.4.1939). TÜRKYE DE YAZARIN KAZANCI, ALPAY KABACALI, s. 83: Milli Eitim Bakanl nn çevirttii klasikler için yüksek çeviri ücreti ödediini Halikarnas balkçs nn (1886-1974) Necati Cumal'ya 20.6.1947 günlü mektubundan öreniyoruz: «Nostromo'nun Ingilizcesini istiyorlarm. "Yahu ben Türkçeleri (yani tercümeyi) gönderdikçe, Ingilizce metni de peyderpey gönderiyordum. (...) Orada benim göndermi olduum parçalarn bulunup bulunmadn bana lütfen bildir. Jiddetle ihtiyacm olmasa, "defedin uramayn!" diyeceim. Fakat kitabn yani üçüncü cildin muhtemel tutar olan 500-600 lira adeta bir cankurtaran oluyor.» (Türk Dili, Temmuz 1974). TÜRK DL, MEKTUP ÖZEL SAYISI, TEMMUZ 1974: NECAT CUMALI'YA (I) 20 Haziran 1947 Merhabalar! Dün gece telgrafn aldm. Nostromo'nun Ingilizcesini istiyorlarm. Yahu ben Türkçeleri (yani tercümeyi) gönderdikçe, Ingilizce metni de peyderpey gönderiyordum. Kitabn son ksmn gönderirken asl metnin de son ksmn göndermitim. Binaenaleyh elimde Ingilizcesi kalmad. Zaten kitap burada yoktu. Yalnz Ingiliz kültür heyetinde (burann

kültür heyetinde) vard. Binaenaleyh nereden bulup göndereceim? Benim göndermi olduum orada aranp bulunamaz m? Yoksa atld m? Zaten ilk cildin bandan be sahife eksik çkm. Çocuklar kolejden arayacaklar, varsa, pazartesi günü belli olacak (bugün cuma). Varsa gönderirim. Aksi hâlde Ingiltere'ye smarlamak zorundaym ki, bu bir buçuk iki ay sürer. Fakat u da var. Kitap oradaki kültür heyetinde mutlaka vardr (Yani Ingiliz kültür heyetinde). Oradan benim göndermi olduum parçalarn bulunup bulunmadn bana lütfen bildir. Jiddetle ihtiyacm olmasa, "defedin uramayn!" diyeceim. Fakat kitabn -yani üçüncü cildinmuhtemel tutar olan 500-600 lira âdeta bir cankurtaran oluyor. Joseph Conrad Ingiliz deil Polonyaldr. Bu Nostromo da yazd eserlerin ilklerindendir. Ingilizcede bilgisini ispat için adam, kitab çok adal ve girift bir üslûpla yazmtr. Ben kitab on dokuz, yirmi yamdayken okumutum. Onu intihap ederken gençliimdeki intiban tesirinde kalmtm. Tercümeye balaynca ne güçlükler çektiimi ben bilirim. Yoksa tercüme bürosundakiler bana Ingilizce öretecek deil a. Sonra metne sadk kalmak için uzun cümleleri krmadm. O zamanlar Maarifin Tercüme dergisinde çkan ve Ömer Rza'nn Herodot'unun tercümesini tenkit eden bir yazsn okumutum. O tenkitte hülâsaten, Ömer Rza'nn, Herodot'un girift olan tarz- ifadesini olduu gibi Türkçeye geçirmeyerek, açp akclatrd iddia ediliyor; ve böyle yapm olmas bir kusur saylyordu. Ben de bu tenkiti hakl bulmutum. Bu mektubu tayyare postasna yetitirmek üzere ksa kesiyorum. Merhaba. Herkese selâmlar, candan merhabalar. Cevat.akir [Sabri Gürses: Yukardaki son paragrafta Cevat Jakir olaanüstü birkaç ey sergiliyor. Birincisi çevirmenin özgüveni: yaynevine kar kendi dil bilgisine güveniyor, çeviri üslubunu savunmaya hazr olduunu belirtiyor. Ikincisi, Conrad n üslubunu çözümlüyor, kulland Ingilizce nin özellikle adal ve girift olduunu belirleyerek, büyük olaslkla buna uygun bir çeviri yaklam benimsiyor. Üçüncüsü: Metne biçimsel sadakati de önemsiyor ve bunu Tercüme dergisinde yaynlanan çeviri eletirileri çerçevesinde tartmaya hazr olduunu belirtiyor. Günümüz açsndan dikkatle üzerinde durmay gerektiren çevirmen özellikleri: kendinden emin, iine yaklam sorumlu ve çözümleyici.] P. S. Bana olup bitenleri bildir. Bir de yahu bu, Aganta Burina Burinata'nn ikinci tab olmad m? 3000 bastlard, çoktan bitmi olacak. Yoksa üç bin diye boyuna basyorlar m? Bay Yaar Nabi nerede? Onlar kitap tercüme ettiriyorlarsa bana hemen göndersinler, formasna ne verdiklerini de bildirsinler. Yine Merhaba.

NECAT CUMALI'YA (II) 25 Eylül 1947 Merhaba ya hazret! Bu mektubu otuz dokuz buçuk derece atele yazyorum. Hasta oldum. Geçer, veyahut biz geçeriz. Son mektubuna cevap vermee gecikmem bundan dolay. Aman uran da u musibet tercüme bürosundan artk i bitsin. Zaten fimabaid tercüme edeceim yok müsterih olsunlar. Eyubolu'ndan mektup aldm. Adresini deitirmi cevap verdim, senden de bahsettim. Ankara'ya kadar gidip tercüme almam tavsiye ediyor. Fakat bende o gayret kalmad. Yalnz Bernard Shaw'n piyesinin üç zulusunu vermilerdi. Sonra tehlikelidir diye basmaktan vazgeçtiler. Bunun için müracaat edeyim mi? Bernard Shaw gibi Anglo-saxon kültürünün ta evcinde mevki tutmu bir adam balca eserlerinin biri tehlikeli olur mu? Daha fazla yazamayacam. Ha! - hikâyeleri iki tane gönderiyorum. Çünkü bazen lirizme ve bazen de - daha münasip bir tabir bulamadm için felsefeye diyeyim kaçyorum. Bittabi hangisini tercih edeceklerini bilmediim için iki çeitten birer numune gönderiyorum. Gözlerinden öperim. Bizi soranlara, ve sormayanlara da candan merhabalar. Merhaba! Cevat.akir NECAT CUMALI'YA (III) Merhaba! Gözlüklerimi yanma almamm, âdeta yazmak ikence oluyor. Aylarca önce bana yazdn mektupta Bakanla parann verilmesi için istida yazmam tavsiye etmitin. Ben de aylardan beri istida yazmaa niyetleniyorum fakat bir türlü resmî evrak yazamyorum. Onun için bu mektubuma istida pullar lef ettim. Sen yaz. Imzam at. Benim kabulümdür. Matluplarm unlar. Bernard Shaw'un nsan ve Üst nsan piyesini tercüme etmitim. Onun alt yüz küsur lira- 2/3 parasn aldm. Demek ki 200 küsur lira alacam kald. Bakanlk onu basmak istemiyor, korkuyormu. Çünkü o Istanbul Jehir Tiyatrosunda oynanacakt. Fakat yayn ve basn bilmemnesi müsaade etmemi. Biz eseri göndereli iki küsur sene oldu. Bakanlk ister bassn, ister basmasn, 200 küsur lirasn versin. Bir de Nostromo'nun ikinci cildinin paras yani iki sulsü, yani 600 küsur liray hemen hemen iki sene önce almtm. Alacam 300 küsur lirann verilmesi. Yani iki kitap 500 küsur lira eder. Sen ister birinden, ister ikisinden bahset. Adresim: Cevat Jakir Kabaaaçl, 335, Hatay Caddesi Ikinci Karantina, Izmir

Bay Kalkanc buraya gelmi, fakat kendisini göremedim. Eyubolu'yla mektuplayoruz. Bana Paris'ten karanfil tohumu gönderdi. Yazn gelirsen çiçekleri görürsün. Orada bizi soranlara ve sormayanlara "Merhaba!" Madame Roji Sabo'ya candan selâmlar. Gözlüklerim yanmda deil. Yazdm göremiyorum. Sevimli yüzünden öperim. Yine Merhaba! Cevat.akir NECAT CUMALI'YA (IV) Merhaba ya hazret! 22. 5. 947 tarihli mektubunu vaktiyle aldm. Sana vaziyeti anlataym. Bernard Shaw'un Don Juan', veyahut nsan ile Üst nsan'n basma tehlikeli bulmular. Onun üçte ikisini almtm. Üçte biri, ki 250 küsur lira eder. - Ite o ederi balk kavaa çkd zaman ödenecek demek. Hâlbuki onun ayrca mukkedeme ve sairesini istemilerdi. Onu da gönderdim. Onun ne üçte birini ne ikisini almayacaz. Tabir galiz amma kala kala paymza üçün biri kalyor. Onu evvelâ bir kenara defedelim. Nostromo üç cilttir. Birinci cilt basld ve paras tamamen alnd. Ikinci cildin üçte ikisi yani alt yüz küsur liras alnd, üç yüz küsur lira alacam kald. Zannedersem bu üç yüz lirann alnmas için vekâletnameye ihtiyaç yok. Üçüncü cildin ne üçte ikisi ne üçte biri alnd. - Binaenaleyh benim alacam, ikinci ciltten 300 küsur, üçüncü cilt veyahut son ksmndan da 500 ilâ 600 liradr ki ceman yekûn 800-900 lira eder. Mektubunda son ksmdan bahsediyorsun fakat ikinci cilt veya son ksmn 300 küsur lirasndan bahis yok. Bunu sorutur. Eyubolu'ndan aldm son mektupta galiba Halid Ziya Bey'e daha yüz on be lira borcum olduu anlalyor. Ben istersen sana çabuk bir vekâletname göndereyim. Vekâletnameyi Eyubolu'na göndermitim fakat o gitti. Bilmiyorum gitmezden önce bakasna- müteselsil olmak üzere- bir vekâletname brakt m? Braktysa ayrca vekâletnameye lüzum kalmaz. Senin bana yapacan iyilik, bir vekâletname verme yok mu onu anlamak ve bana yazmak ki, sana derhâl vekâletname göndereyim. Gerek ben, gerek Asm Kültür, Halid Ziya Bey'e mektup yazdk fakat bir cevap alamadk. Sonra senden ikinci ricam ikinci cildin üçte biri yani 300 küsuru ne olduunu anlamaktr. Üçüncü ricam üçüncü cildin parasn takip etmektir. Velev ikinci cildin üçte biri, velev son cildin üçte ikisi- hangisini ilk önce kurtarabilirsen, hemen o paradan Halid Ziya Bey'in 115 lirasn tediye et. Vaziyetim pek fena. Ankara'dan Bu Yollar Uzar diye sevimli bir hikâyeler kitab geldi. Gönderen çocuklara candan merhabalar. Senin de gönderdiin ufak iir kitabn aldm.

Candan ükürler ve teekkürler. Gönderilen kitaplarn metinleri kadar, gönderilileri de bin bir sknt içinde bir iç ferahl bahediyor. Insan yürek yerine, her taraftan tevcih edilmi yumruklara maruz kalrken ho oluyor dorusu dosttan selâm. Velhasl insanlar güzel eyler. Bunca ztraba ramen fukara evimin yokuunu bir bama trmanrken, yukardan denize bakyorum da yine kendi kendime bir ark mrldanyorum. Bir biçim örümcek varm, afaa doru yumurtlarm, veyahut yavrularm- her neyse? Yavrular hemen azlarndan bir ince a teli salmaya balarlarm. Güne ufuktan frlayp da dalar duvaklayan çiyleri eritince yukarya uçan buharla örümceklerin azlarndaki teller de bir uçlarndan havalanrm. Öyle ki, örümcei kaldrp rüzgârn hava ve hevesinin istedii yere götürürmü. Ben de yokuu çkarken, arkmn bir ucu dudamda, bir ucu havada, hiç skletimi duymadan kendimi ta tepede buluyorum. Herkesin haysiyeti var! Malûm. Benimki var m yok mu bilmiyorum. Yoksa umurumda deil, varsa, onu ehirde brakyorum. Yol kilimi diye Kemeralt caddesine döeyip özledikleri kadar çinesinler. Yahu Necati, Esop'un ve La Fontaine'nin bütün masallarn yeni batan yazmaa niyetleniyorum. Meselâ austos böcei ile karnca. Ju içersi kezzap gibi dolu, mhsçt karncaya bak! Onu iki bin seneden beri methedilip durulmu olmas artk yeter. Ona kyas zavall austos böcei, arkyla dereyi tepeyi, gür gür gürletir. Güne dile geni sanrsn ve bütün cann arksna vererek sonbaharla beraber cann verir. Ka doru austos böcei çoktan yok olduu için karncaya gidip yalvaracak böcek kalmaz. Bu masalda karncann o zehir dolu içi uurunda hem tabiî hayat tamamen deforme olarak zikrediliyor, hem hakikat yamru yumrulatrlyor. Sonra karncann gdasn austos böcei yiyemez. Çünkü karncalarn çounda, ancak bir karnca gda yer. Gdann tamamn hazmetmez fakat baka bir karncann azna ciro eder. O da bakasnn azna pas eder. Ve gda, hiddetlenip de hiddetini alan silsilei meratibinin mafavkden maduna gönderen daire amiri gibi bütün karnca hiyerarisini dolar. Buna sosyal gda derler, o mideye de sosyal mide derler. Merhaba nereden baladk nereye geldik. Sana yazmakta geciktim. Çünkü bütün skntma ramen para meseleleri için mektup yazmak skntl oluyor. Onun için, "Bugün deil hele! Yarn yazarm" diye, her gün karar verirken içim ferahlyordu. Fakat canma tak dedi. Bu mektubu yazmakla skntma kar mesuliyeti srtmdan atm, bulunuyorum. O mesuliyet imdi sana geçtii için, içimdeki skntya sana kar duymakta olduum derin bir merhamet kaim oldu. Eyubolu'ndan Napoli'den bir kartpostal aldm. Ona da sana da merhaba! Yahu Allah akna söyle, Gökova körfezinde kran dalar altm alt bük güzel deil miydiler? Cevat.akir

Bizi tanyan ve tanmayan cümle âleme merhaba! Mademe Sabo'ya da. ALINTILARIN KAYNAKÇASI: Türk Dili Mektup Özel Says, Temmuz 1974. (Halikarnas Balkçs nn bu dergide yer alan mektuplar internet üzerine de aktarlmtr: http://members.fortunecity.com/herdem/ozel_ulak.htm ) Türkiye de Yazarn Kazanc, Alpay Kabacal, Deien Dünya Yaynlar, 1984. (Bu kitabn geniletilmi bir edisyonu, Türkiye'de Matbaa Basn Ve Yayn adyla 2000 ylnda yaymland.)