İNGİLİZ KONSOLOSLUK RAPORLARINA GÖRE 1841 YILINDA SAMSUN VE ÇEVRESİNDE TİCARET



Benzer belgeler
TMO NUN HUBUBAT ROLÜ PİYASALARINDAKİ

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye

BUĞDAY RAPORU

AVUSTURYA VE MACARİSTAN DA TAHIL VE UN PAZARI

Fao Gıda Fiyat Endeksi

HOLLANDA ÜLKE RAPORU

Coğrafya Proje Ödevi. Konu: Hindistan ve Nijerya nın Ekonomik Özellikleri. Kaan Aydın 11/D

BUĞDAY PİYASALARININ GENEL GÖRÜNÜMÜ VE LİSANSLI DEPOCULUK. 10 Mart 2018 ANTALYA

T.C. TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Kaynak : CIA World Factbook

Başlıca İthal Maddeleri : Petrol yağları, buğday, palm yağı, otomobil, gübre, iş makineleri

2015 Ayçiçeği Raporu

MALATYA TİCARET BORSASINA TABİ MADDELER VE BU MADDELERİN ALIM VEYA SATIM Y Ö N E T M E N L İ Ğ İ

2012 YILI İTHALAT DEĞERLENDİRMESİ

BUĞDAY PİYASALARI ve TMO

GAMBİYA ÜLKE RAPORU. Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu Afrika Koordinatörlüğü

AĞUSTOS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

EYLÜL 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Berkalp Kaya KASIM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Sayfa Hububat (Genel. Genel) 2 Üretim, tüketim, başlıca ihracatçıların stok miktarı 2 Kısa ve uzun vadede fiyat endeksi 3

AB ORTAK PİYASA DÜZENİNE UYUM ÇALIŞMALARI. AB Ortak Piyasa Düzeni

2011 yılı dünya buğday üretimi, bir önceki yıla göre 42 milyon tonluk rekor bir artışla 695 milyon ton olarak gerçekleşmişti.

HUBUBAT BÜLTENİ. 2008/09 dönemi TMO emanet alım fiyatları Tablo:1 de belirtilmektedir. 2008/09 DÖNEMİ TMO EMANET ALIM FİYATLARI

S İ R K Ü L E R : / 3

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA)

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

Kuraklıkta Son Durum. Esin ERTEK TSKB Ekonomik Araştırmalar

Mısır alım fiyatı açıklandı

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ HAZİRAN ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU

Sektör Haberleri 02 KASIM 2018

Dünya Bakliyat Pazarı ve Son Gelişmeler

ABD Tarım Bakanlığının 08/03/2018 Tarihli Ürün Raporları

Dünya buğday üretimi ve başlıca üretici ülkeler

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2013/62 TARİH:

Sirküler Tarihi : Sirküler No : 2014/002

EKONOMİK GÖRÜNÜM RAPORU

EKİM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

SERBEST BÖLGELERE SAĞLANAN AVANTAJLAR

Türkiye de ve Dünyada Makarnalık (Durum) Buğdayı Pazarı

TÜRKİYE DE YAĞLIK AYÇİÇEK TOHUMU VE AYÇİÇEĞİ YAĞI ÜRETİMİ, ARZ TALEP DENGESİ

ŞUBAT 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Çaldıran daha önceleri Muradiye İlçesinin bir kazası konumundayken 1987 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselmiştir.

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2013/127. Bazı Mükelleflere Belirli Konularda Elektronik Kayıt Tutma Zorunluluğu Getirilmiştir.

tepav PETROL FİYATLARINDAKİ DÜŞÜŞÜN ÖTEKİ YÜZÜ Ocak2015 N DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

Aylık Emtia Bülteni Ağustos 2014

Samsun-Kavkaz Tren Feri Hattı faaliyette

ABD Tarım Bakanlığının 12/07/2018 Tarihli Ürün Raporları

İZMİR TİCARET ODASI GAMBİYA CUMHURİYETİ ÜLKE RAPORU

OSMANCIK OSB. Osmancık OSB

TAB VERİ-TÜRK ARMATÖRLER BİRLİĞİ VERİ HİZMETİ

ESKİŞEHİR TİCARET ODASI Aylık Ekonomi Bülteni Temmuz 2011

HUBUBAT PİYASALARINA BAKIŞ

ENDONEZYA ÜLKE RAPORU

Eskişehir Ticaret Odası Afrika nın parlayan yıldızı Kenya ya Ocak 2010 tarihleri arasında incelemelerde bulunmak üzere işadamlarıyla ticari iş

İRAN ÇAY RAPORU Ocak Tahran-Lahican-Tebriz İRAN. Rize Ticaret Borsası 2014

yılları arası Tekstil Makineleri Yatırım Durumu

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

Araştırma Notu 15/179

1. Ulaştırma. TR82 Bölgesi Kastamonu Çankırı Sinop

FAO GIDA FİYAT ENDEKSİ

LİSANSLI DEPOCULUK NEDİR?

TR 71 BÖLGESİ 2013 YILI İHRACAT RAPORU AHİLER KALKINMA AJANSI

KURU İNCİR. Hazırlayan Çağatay ÖZDEN T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

KONUT SEKTÖRÜNÜN VERGİ YÜKÜ VE ÖNERİLER

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) SERBEST BÖLGE TEŞVİKLERİ. Hasan YÜKSEK Eylül 2012

Hatay İskenderun Bilgi Notu

ÇELİK BORU SEKTÖR RAPORU (2017) ÇELİK BORU İMALATÇILARI DERNEĞİ

ULUSLARARASI HUBUBAT KONSEYİ RAPORU

MAYIS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

OCAK-AĞUSTOS 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ

ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR

1- DÖNÜLEBİLİR AKREDİTİF (REVOCABLE L/C)

ŞANLIURFA DIŞ TİCARETİ BİLGİ NOTU

Türk araçlarının taşıma yaptığı ülkelere göre yoğunlukları gösterilmektedir. Siyah: ilk 15 ülke

TEMMUZ 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

SERBEST BÖLGENİN TANIMI

Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanlığı,

DENİZ TİCARETİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Sayı:Y-001 HABER BÜLTENİ

KONYA HAVA KARGO TERMİNALİ Ahmet ÇELİK

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

İZMİR TİCARET ODASI GAMBİYA CUMHURİYETİ ÜLKE RAPORU

Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Vergi Mevzuatı Komisyonu. İhracat Bedellerinin Türkiye ye getirilmesi Uygulamasında son durum

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

DIŞ TİCARET AÇIĞI VE TURİZM

KAHRAMANMARAŞ TİCARET VE SANAYİ ODASI

GENEL BİLGİLER DIŞ TİCARET BİLGİLERİ

BİLGİ NOTU (Gümrük Genel Komisyonu (IGCC) Başkanı ile Gerçekleştirilen Görüşme)

TÜRSAB - BAYRAM TATİLİ VE TURİZM SEZONU RAPORU TÜRKLER YÜZDE 20 İNDİRİMLE BAYRAM YAPACAK

İZMİR TİCARET ODASI GAMBİYA CUMHURİYETİ ÜLKE RAPORU

FİİLİ İHRACI/TESLİMİ ERTESİ DÖNEME/YILA SARKAN YURT İÇİ VE DIŞI SATIŞLARDA MALİYETİN VE HASILATIN AİT OLDUĞU DÖNEM

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU

HOLLANDA ÜLKE PROFİLİ

Dış Ticaret Verileri Bülteni

Eskişehir Ticaret Odası Afrika nın parlayan yıldızı Kenya ya Ocak 2010 tarihleri arasında incelemelerde bulunmak üzere işadamlarıyla ticari iş

POSTA VE HIZLI KARGO MUAFİYETLERİ FİHRİST

sonra Türkiye deki şehirli nüfus, toplam nüfusun yarısını geçmiştir. TÜİK in 2017 verilerine göre şehirli nüfus oranı %92,5 dir.

YURT DIŞINA ÇIKIŞ HARCI HAKKINDA KANUN TASARISI

ÇÖZÜM. İbrahim ERCAN *

Transkript:

İNGİLİZ KONSOLOSLUK RAPORLARINA GÖRE 1841 YILINDA SAMSUN VE ÇEVRESİNDE TİCARET K. Tuncer ÇAĞLAYAN * İngiltere nin Osmanlı Devleti ile imzaladığı 1838 Ticaret Sözleşmesinden 1 sonra İngiliz diplomatik temsilciliğinin ilgi alanı içine ticaretin giderek artan tonda yerleştiğini görüyoruz. Osmanlı Devleti nin önemli bölgesel merkezlerinde konsoloslukların açılması bu ilginin bir göstergesidir. Samsun şehri de bu yüzyılda önemli bir liman kenti olarak İngiltere nin ilgi alanında bulunan ve bu münasebetle Trabzon daki Konsolosluğuna bağlı olarak Konsolos Vekilliği açılmaya layık görülen bölgesel bir merkezdir 2. Günümüzde de Orta Karadeniz ve iç Anadolu nun kuzey kısımlarının ticaretini etkileme gücüne sahip olan Samsun un Tanzimat Fermanını takip eden yıllardaki ticari yapısını görmek için Konsolos Vekili R. W. Stevens ın raporları bu bildiride bize yol gösterici olacaktır. Stevens ın Samsun un 1841 yılı ticaretini inceleyen geniş bir raporu ve bu rapora ek olarak hazırlanmış diğer raporları, Samsun ve çevresi ile ilgili olarak kayda değer bilgiler içermektedir 3. Konsolos Vekilinin raporunda Samsun limanına giren ve çıkan gemiler, gemilerin tonajı, taşıdıkları malın İngiliz sterlini üzerinden değeri ve personel sayısı ile ilgili verdiği istatistikleri incelediğimizde şu tablo ile karşılaşıyoruz. * Doç. Dr., Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü 1 Bu sözleşme kısmen Osmanlı-İngiliz ticaretini geliştirmeyi hedefliyordu. Antlaşma ile Osmanlı İmparatorluğu nda İngiliz tüccarlarına ayrıcalıklar ve bağışıklıklar teyit ediliyor, İngiltere vatandaşlarının imparatorluğun herhangi bir yerinde serbestçe ticaret yapmasına izin veriliyor ve Osmanlı ithalatının üzerindeki gümrük vergisi ad valorem % 9 ile sınırlandırılıyordu. Daha fazla bilgi için bakınız M. S. Anderson, Doğu Sorunu 1774-1923 Uluslar arası İlişkiler Üzerine Bir İnceleme, Çev: İdil Eser, Yapı Kredi Yayını, 2001, s. 112-113. 2 Osmanlı klasik dönemi Samsun un sosyo-ekonomik durumu için bakınız Mehmet Öz, XV-XVI Yüzyıllarda Canik Sancağı, Türk Tarih Kurumu, 1999. 3 FO 336/1/E 1831 British Consulate in Samsun 1837 1842, Report on the Trade of Samsun, 31 Aralık 1841. 283

Tablo 1. Samsun Limanında Toplam Ticaret Hacmi 1 Temmuz 31 Aralık 1841 4 Gelen Gemiler Giden Gemiler Tabiiyeti Gemi Sayısı Tonaj Personel Sayısı Malın Değeri Gemi Sayısı Tonaj Personel Sayısı Malın Değeri Türk 59 12.010 1.155 95.575 65 12.620 1.205 87.475 Avusturya 34 6.210 1.084 36.254 34 6.210 1.084 33.560 Rus 3 510 30 1.050 3 510 30 103 İskandinav 1 120 7 500 1 120 7... Toplam 97 18.850 2.276 133.379 103 19.460 2.326 121.138 Bu tabloya göre Türk bayrağı taşıyan gemiler önde gelmektedir. Dikkat çekici bir husus limana uğrayan Avusturya gemilerinin sayısıdır. Yine bu tablo, Samsun ve çevresinde ve Karadeniz in genelinde Avusturya tüccarının yoğun bir ilgisinin olduğunu göstermektedir. İngiliz temsilci tablonun ortaya koyduğu veriyi değerlendirirken limana uğrayan gemiler arasında hiçbir İngiliz gemisinin bulunmamasından şikâyetçidir. Bir ara İngiliz Peninsular & Oriental Şirketinin çalışma hattını Karadeniz e genişletme ve bu hat üzerinde büyük ve güçlü gemilerini devreye sokma kararı memnuniyet uyandırmış, ancak daha sonra kararın iptali aynı derecede hayal kırıklığı yaratmıştır. Kararın uygulanması durumunda İngiltere ve Türkiye nin bu bölgesi arasında kurulacak doğrudan ticaret diğer yabancı şirketlerin tasfiyesini beraberinde getirecekti. Konsolos Vekili bu kararın tekrar alınması ve uygulanması ümidini taşımakta ve şu ifadeyi kullanmaktadır: Bu bölgelere buharlı gemi taşımacılığını getiren İngilizlerin bir gün gelip yabancıların tek taraflı (rakipsiz) olarak faydalandıkları buharlı gemi taşımacılığı ticaretine bizim bayrağımızın ortak olması duamdır 5. Avusturya gemilerinin sayısının fazla olmasının temel sebebi olarak Danube Steam Navigation [Tuna Buharlı Gemi Taşımacılığı] şirketinin İstanbul-Trabzon arası seferlerinde Samsun u ara liman ya da istasyon olarak değerlendirmesi gösterilmektedir. Avusturya buharlılarının en büyüğü 160 beygir gücünde olup 1841 Nisanında Amasra yakınlarında kaza yapmıştır. Rapora göre, İstanbul a götürülen geminin halen tamiri devam etmekteydi ve hâlihazırda biri 140, diğeri 120 beygir gücünde iki Avusturya gemisi İstanbul-Samsun-Trabzon arasında düzenli sefer yapmaktaydı. Ayrıca 150 beygir gücünde İngiliz yapımı olan bir Türk gemisi bir İngiliz kaptanın yönetiminde düzenli olarak limanlar arasında seferlerini gerçekleştirmekteydi 6. 4 FO 336/1/E 1831 31 Aralık 1841, ek 1. 5 FO 336/1/E 1831. 6 FO 336/1/E 1831. 284

Stevens a göre mevcut gemilerin yıllık olarak artışı devam eden Trabzon ticaretinin taşımacılığını ve Samsun da artan iş yükünü yeterli şekilde karşılaması imkânsızdı. Ticari mallardan başka yıl boyunca 18.870 yolcu taşınmıştı. Yolcuların 11.200 ü askeri birlikler olup yolcu taşımacılığının ticaretteki oranı % 24 ve getirisi 15.924 sterlin olmuştu 7. Raporunda konsolos, Samsun limanında son altı ayda gerçekleştirilen ithalat ihracatı gösteren listeler eklemiştir. Canik bölgesinin ticarî kapasitesini göstermesi açısından son derece zengin olan bu listelerden, ithal ve ihraç edilen ürünler, üretim miktarları ve gidiş ve geliş yerleri hakkında geniş bilgi edinmek mümkündür. Tablo 2. Samsun dan buharlıların 1841 yılı tamamı ve diğer gemiler tarafından 1 Temmuz 31 Aralık 1841 tarihleri arasında ithal edilen ürünlerin listesi 8 Mallar Miktar Notlar Mamul Sandık 3.918 Kahve Çuval 1.396 Şeker Fıçı 64 Sabun Kasa 167 Petrol Varil 104 Zeytinyağı Varil 34 Çelik Kasa 5 Tırpan Kasa 35 Pipebowl [Seramik Kasa 37 pipo] İran tütünü Balya 10 Kuru meyve Kasa 208 Twist (kırsal) Balya 60 Bakır Fıçı 10 Rumeli kumaşı (bezi) Balya 614 Defolu kumaş Balya 30 Mamul ürünler genellikle İngiliz imalidir. Küçük Asya da şehir ve kasabaların çoğunda eski zamanlardan gelen, kahvehanelerin dövülmüş kahveyi Jamiz (temiz) adı verilen bir müesseseden alma alışkanlığı hala devam etmektedir. 600 çuval kahve Hükümetin talimatıyla civar kasabalardaki kahve satıcı kurumların ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ithal edilmiştir. Tırpanlar Rumeli de imal edilmektedir. Rumeli kumaşı aba adı verilen ve ülkenin genelinde fakir kesimin giydiği kumaştır. Fakat özellikle 7 FO 336/1/E 1831. 8 FO 336/1/E 1831, ek 2. 285

Keten kumaş Balya 10 Cam Sandık 51 Hükümet erzakı Sandık 150 Diğer Paket 749 Toplam Paket 7.650 İngiliz demiri (kental ) 1.464 (ton) 81 Rus demiri (kental)4.160 (ton) 231 Tuz Kilo 24.100 Mısır Kilo 10.200 Buğday Kilo 26.500 Doğu Karadeniz (Lazistan) bölgesi halkının tercih ettiği bir kumaştır. Defolu ve döküntü kumaşlar, İstanbul daki terzilerin artık kumaşları olup uzun yolculuğa çıkacak olan göçmenlerin giysi ihtiyaçlarını üreten imalathaneler tarafından kullanılmaktadır. Hükümet depolarında iç Anadolu daki askerler için askeri kıyafetler depolanmıştır. Diğerleri arasında yer alanların tek tek adını ve miktarını tam olarak tespit edemedim. Demir genellikle baharda ithal ediliyor ancak miktarı çok düşük. Mısır Tuna bölgesinden ve buğday ise Rusya dan gelmektedir. Bu liste Türk gemilerin taşıdığı ürünleri içermemektedir. Gelen malların ne kadarının Samsun için, ne kadarının ise iç kesimler için getirildiği tam olarak tespit edilememiştir. Ancak konsolosun yaptığı araştırmadan gelen paketlerden 1550 sinin Samsun ve çevresi, geri kalan 6100 ünün ise iç Anadolu ya sevk için limana getirildiği anlaşılmaktadır 9. Konsolos Stevens İngiltere den bölgeye ne kadar mal satılabileceğini tespit etmek üzere beraberinde demir, pamuk ve diğer ticari emtiadan anlayan İngiliz üreticiler getirmiştir. Samsun tüccarı ihtiyaçlarını buharlı gemilerle düzenli olarak İstanbul dan karşıladığı için kendisine ilk başta pek ilgi gösterilmemiştir. Fakat Erzurum da vuku bulan veba salgını yüzünden Hükümet karantina ilanına karar verip Samsun limanını da karantinaya dahil edince İstanbul dan mal sevkıyatı sekteye uğramıştır. Mal arzındaki daralma sonucu Stevens kendi mallarına yönelik bir ilginin gerçekleştiğini fakat depolarındaki malın da talebi karşılamaya yetmeyeceğini ifade etmektedir. Karantinanın kalkması durumunda mahalli tüccarın, mal ihtiyaçlarını doğrudan İstanbul dan tedarik etmeye devam edip etmeyeceği kesinlik 9 FO 336/1/E 1831. 286

kazanmamıştır. Samsun daki tüketim tek başına ciddi boyutta değildir. Bununla birlikte, ticarî malların Samsun da depolanması çevre vilayetlerdeki tüccarları Samsun a çekebilirdi. Fakat Stevens a göre bunun gerçekleşmesi için sabra, ümide ve ısrarlı bir çalışmaya ve aynı zamanda İngiltere den Samsun a doğrudan ithalat için gerekli idarî ve hukukî temelin hazırlanmasına ihtiyaç vardı. Tablo 3. Samsun Limanından 1841 yılı tamamında Avusturya Buharlılarının ve 1 Temmuz 1841 31 Aralık 1841 tarihleri arasında diğer gemilerin gerçekleştirdiği ihraç malları 10 Mallar Miktar Üretim Yeri Notlar Tütün Balya 6.044 Canik Sülük-Salyangoz Tüb [kutu] 1.780 Samsun (975) Kayseri (805) İpek Balya 190 Canik ve Amasya Keten Balya 4 Canik Meyve Sepet 20 Canik Öküz boynuzu Çuval 12 Canik Kendir Balya 780 Canik Pirinç Çuval 370 Canik Fasulye Çuval 515 Canik İçiriş Çuval 543 Malatya Kitre (Geven) Çuval 817 Malatya Galls [Mazı] Çuval 552 Malatya Mamul Balya 839 Balmumu Çuval 191 Canik, Amasya Çorum Mahlep Çuval 559 Tokat Keçi yünü Balya 94 Sivas Koyun yünü Balya 176 Sivas Sığır derisi Balya 844 Kayseri Kendir sadece Babıâli tarafından tasarruf edilir, dolayısıyla kendiri İstanbul a savaş gemileri nakleder. Takriben 10.000 paketten oluşan büyük miktarda Bafra tütünü de İstanbul a gönderildi. İçiriş Türkiye de ayakkabıcılar tarafından kullanılan bir nevi toz haline getirilmiş bir köktür. Mamul ürünler ülkenin hemen her bölgesinden gelir. Mahlep küçük bir bitki tohumu olup Mısır a gönderilmekte ve orada ekmeğe katılmaktadır. Pastırma bir tür baharatlı ettir. Çıra Odesa ya 10 FO 336/1/E 1831, ek 3. 287

Pastırma Balya 1.033 Kayseri Keçi derisi Balya 90 Kayseri Üvez Çuval 1.592 Kayseri, Tokat, Çorum Anason tohumu Çuval 26 Kayseri Ham bakır Paket 1.196 Tokat Kabuklu meyve Çuval 160 Kayseri Mantar Balya 125 Litharge [Kurşun monoksit] Sandık 19 Keban Twist (Kırsal) Balya 14 Tekrar ihraç edildi Kalem kamışı Balya 8 İran Alum [Şap] Çuval 24 Karahisar Kök boyası Çuval 54 Tokat Rumeli bezi Balya 81 Tekrar ihraç Bagaj [Bavul] Paket 398 Diğer Paket 232 Toplam Paket 19.382 Keten tohumu Kilo 2.000 Canik Buğday Kilo 19.000 Tekrar ihraç Pease [Bezelye] Kilo 100 Amasya Amerikan mısırı Kilo 4.000 Tekrar ihraç Tuz Kilo 3.500 Tekrar ihraç Valonea [Palamut] Kental 2130 Yozgat Bakır Kental 8.500 Tokat ta rafine Kurşun Kental 500 Keban Çıra Kental 8 Canik gönderilmekte olup orada yüksek fiyatla satılmaktadır. Bakır, kurşun ve kereste Babıâli nin tekelindedir. Bu ürünler askerî gemilerle İstanbul a nakledilir ki bu listede yer almamaktadır. 288

Samsun da Rus demiri ciddi bir orana sahip olduğundan İngiliz demirinin miktarı önemsizdir. İngiliz demirine rağbet edilmemesinde, Türkiye nin diğer bölgelerinde görülen ön yargının etkisi Samsun da az olmasına rağmen, talebin düşük olması raporda doğrudan ithalin eksikliğine bağlanmıştır. Rus idaresi Trabzon da yaptığı gibi Samsun da da stoklama yapmış, talebe cevap verecek arzı önceden hazırlamıştır. Ancak Rus demirinin satışını yapan İstanbullu bir Ermeni olan temsilcisi, yüksek limitler ile sınırlandırıldığından istediği oranda bol miktarda satış yapamamaktan şikâyetçidir. Ton başına 18 sterlinden aşağı satamazken diğerleri tonunu 13 sterlinden satmaktaydı 11. İthal edilen ürünler arasında bölgenin ihraç etmesi gereken bir ürün olan mısırın bulunmasını Stevens şu şekilde açıklamıştır: 1839-1840 yıllarında ürün yeterince bol mahsul vermemiş, dolayısıyla pazarda darlık oluşmuş, ortaya çıkan açık ithalat ile kapatılmaya çalışılmıştır. Fakat son hasat üreticinin yüzünü güldürmüş ve üründeki darlık kısmen sona ermiştir. Kısmen değerlendirmesini geçen yılın kıtlığından kaynaklanan fiyatların yükselmesinin halka ağır bir bedel ödetmesi ve halen hububatın normal fiyat seviyesine inmemiş olmasından dolayı yaptığını ifade etmiştir 12. Stevens ihraç ürünleri arasında Kayseri menşeli malların Samsun daki yoğunluğuna dikkat çekmiştir. Bu yoğunluk 1841 de aynı derecede gerçekleşmemiştir. Kayseri tüccarı bir yıl önce gerek buharlıların kapasitelerinin yetersizliği gerekse askeri birliklere gemilerde yer ayırma zorunluluğunun bir sonucu olarak mallarının Samsun da veya ellerinde kalmasından dolayı büyük zarara uğramıştır. Bu yıl ise Nizip te dağıtımı yapılacak olan redif kuvvetlerinin Samsun dan gönderileceğini bilen Kayseri tüccarı geçen yılın benzer zararını yaşamamak için daha uzun ve zahmetli ama sonucundan emin oldukları karayolunu tercih ettikleri anlaşılıyor. Konsolos Vekili bütün Kayseri ticari malının Samsun limanından ihracının, büyük tonajlı gemilerin limanlar arasında düzenli sefer yapmaları durumunda mümkün olabileceğini ifade etmiştir 13. Raporda Samsun da tarım ile ilgili olarak da önemli tespitler yer almaktadır. Nehirlerin sonbaharda taşması yüzünden Samsun un ovalarında çeltik ve keten tohumu üretimi ciddi zarara maruz kalmıştır. Ancak Rusya da da benzer şekilde mahsulün yetersiz kalmasının etkisiyle İstanbul da keten tohumu fiyatı yükselmiş, dolayısıyla üretici ve tüccarın zararı telafi edilmiştir. Samsun ovalarında yetişen keten tohumunun kalitesi iyi olmakla beraber üretim ve toplama aşamasında yeterince dikkatli olunmaması beraberinde kirlenme ve tohumun diğer unsurlarla karışması sonucu 11 FO 336/1/E 1831. 12 FO 336/1/E 1831. 13 FO 336/1/E 1831. 289

verdiğinden Avrupa pazarında satılabilmesi için mutlaka temizlenmesi gerektiği vurgulanmaktadır 14. Canik bölgesinde üretilen kendir ve kereste için Osmanlı idaresinin bir sınırlama getirdiği ve bu ürünlerin tek alıcısının devlet olduğu raporda görülüyor. İngiliz temsilci bu uygulamadan son derece rahatsızdır. Hatta ülkesi ile Osmanlı Devleti nin imzaladığı Ticaret Sözleşmesinin bazı ek maddelerinin Babıâli tarafından yanlış tercüme edilmiş olabileceğini ileri sürerek bu uygulamanın yürürlükten kaldırılması için girişimlerde bulunulmasını teklif etmektedir. Kendir ve kereste ihracının önündeki engellerin kaldırılması İngiliz tüccarı için gerçek bir kazanç olacaktır 15. Listeden görüleceği üzere Samsun un en önemli ihraç ürünü tütündür. Tütünle ilgili olarak ayrı bir ek rapor tanzim eden Stevens tütünü çeşitli açılardan ele almıştır. Vergilendirilme yönünden tütünün iki türlü vergiye tabii olduğunu söyler: Birincisi yaş gümrük (fresh custom) denilen, tütünün toplanmasından önceki yeşil haldeyken alınan vergi, ikincisi ise kuru gümrük (dry custom) denilen tütün pazara getirildiğinde alınan vergidir. Vergi oranları Trabzon Valisi tarafından belirlenmektedir. 1841 in yaş gümrüğü için Vali İstanbul a 125.000 lira (1.250 sterlin) ödemiştir. Bu vergiyi aşağıdaki şekilde üç kısımda düzenlemiştir: 1. Samsun un doğusunda Batman Suyu (çayı) ile batısında Kürtün Irmağı arasındaki üretim için 45.000 kuruş = 450 sterlin. 2. Batman çayının doğusundan Çarşamba ya kadar olan için 117.000 kuruş = 1.170 sterlin. 3. Kürtün ırmağının batısından Bafra ya kadar olan bölge için 125.000 kuruş 1.250 sterlin. Toplam da 287.000 kuruş = 2.870 sterlin olarak vergilendirilmiştir 16. Stevens ın hesaplamasına göre toplanan verginin 162.000 kuruşu Valiye kazanç olarak kalmıştır. Paşaya vergiyi toplayanlar, birinci bölgenin 70.000, ikinci bölgenin 167.000 ve üçüncü bölgenin 200.000 kuruş ödeme yapacaklarını hesaplayarak işe koyulurlar. Toplamda 437.000 kuruş olarak hesap edilen verginin 287.000 kuruşun fazlası olan 150.000 kuruş, vergiyi toplayanlarca kâr olarak tasarruf edilir. Ancak bu kâr payı her zaman garanti değildir. Mahsulün kötü sezon dolayısıyla zarar görme riskini üstlenmişlerdir. Vergi şu şekilde tahsil edilir: Tütünün toplanmasına altı hafta kala tarlalar ölçülür, her bir 70 feet ürün için üretici 112 para öder. Kullanılan ölçümdeki anlaşmazlıkları gidermek için sonunda Samsun Kadısının mührünü taşıyan bir kordon [ip] kullanılır. 14 FO 336/1/E 1831. 15 FO 336/1/E 1831. 16 FO 336/1/E 1831, ek no 4. 290

Kuru gümrük ise batman 17 başına 6 kuruşa sabitlenmiş olup, tütünü alan tüccardan tahsil edilir. Tüccar ise verdiği vergiyi üreticiden keser. 1841 de Trabzon Paşası İstanbul a 400.000 kuruş ödemiştir. Bütün mahsul satılana kadar Paşa vergiyi kendi hesabında tutar. Ne kadar tuttuğu bilinmemekle beraber Samsun u aşağıdaki bölgelere ayırarak İstanbul a göndereceği vergiyi tahsil ettirdiği raporda belirtilmiştir: Çarşamba ve Samsun arası tütün için 200.000 kuruş = 2.000 sterlin. Samsun ve Bafra arası tütün için Geri kalan bölgenin tütünü için Toplam 450.000 kuruş = 4.500 sterlin 50.000 kuruş = 500 sterlin 700.000 kuruş = 7.000 sterlin. Stevens ın yaptığı hesaba göre Paşanın toplanan vergiden kârı 300.000 kuruştur. İstanbul a giden tütünden Samsun da vergi alınmaz, çünkü vergilendirilmesi İstanbul da yapılmaktadır. Yine Stevens a göre tütünün miktarı 40.000 kentali aşarsa Babıâli aldığı verginin bir kısmını Paşaya gönderir, fakat bu miktar hiç aşılmaz. Yukarıdaki hesaptan anlaşılacağı üzere Babıâli tütün üzerinden vergilendirdiği halkın ödediği paranın çok az bir kısmını sadece 6.000 sterlini (600.000 kuruş) tahsil eder. Bunu sebebini izah etmek Stevens a göre neredeyse imkânsızdır. Eğer tütün üzerinden alınan ve bol miktarda tahsisat olabilecek verginin yarısı tütün vergisini toplayanlara tahsis edilse Sultan ın hazinesinde mevsim başına 360.000 kuruş gelir artışına sebep olabilecektir. Diğer ülkeler için bu miktarın çok büyük bir para olmadığını söyleyen Stevens Türkiye gibi maliyesi darda olan bir ülke için bunun ciddi bir rakam olduğunu vurgulamıştır 18. Rapora göre 1841 boyunca buharlı gemiler kanalıyla İstanbul dan 24.000 sterlin değerinde para, mal almak için Samsun a gelmiştir. Samsun dan nakledilen mal, değer olarak 43.000 sterline tekabül etmişti ki 17 XIX. Yy.da Anadolu da yaygın olan kervan batmanı 6 okka=7,77 kg. XVI. yy.da yöreden yöreye 3-8 kg. arasında değişiyor. Bkz. W. Hinz, İslam da Ölçü Sistemleri, çev. S. Acar, İstanbul 1990, s. 26. Stevens ın hesabına göre 1 batman=7,5 kg. 18 FO 336/1/E 1831, ek no 4. Canik te üretilen tütünün miktarını hesaplamak için aşağıdaki şekilde tahminî bir hesap yapılmıştır: Eğer kuru gümrük 700.000 kuruş ise İstanbul a gönderilenin dışında satılan: 11.600 balya, İstanbul a ek 3 de gösterilen sevk edilmiş: 6.044 balya, Bafra Kuyum dan gönderilen: 10.000 balya, Listede görülmeyen Ocak-Haziran dönemi: 200 balya, Toplam: 29.644 balya tütün üretildiğini tahmin etmiştir. 291

bunun 25.000 sterlini tüccarların hesabına, 10.000 sterlini ise Paşa tarafından Babıâli ye gönderilen paradır 19. Konsolos Vekili 1838 ticaret sözleşmesinin geniş şekilde uygulanmadığından, en azından bölgede halen yürürlüğe fiilen girmediğinden şikâyet etmektedir. Mahallî otoritelerin sözleşmeyi geçersiz kılmak için çok istekli olduklarını vurgulayan Stevens bunu bir örnekle pekiştirir: İstanbul da temsilciliği olan bir İngiliz firması için Amasya dan ipek alan bir Avrupalı, mezkur sözleşme gereğince yürürlükten kaldırılmış olması gereken bir verginin Trabzon Valisi Abdullah Bey tarafından talep edildiğini ancak İstanbul daki merkezine firma durumu bildireceğini söyleyince, Vali geri adım atmıştır. Bunun üzerine Samsun dan müdahale etmesine gerek kalmadığını üstlerine rapor eden Stevens, Vali Abdullah Bey in kendisine karşı tavizkâr bir duruma düşmemek için de son derece dikkatli davrandığını belirmiştir. Hatta kendisinden yaptığı ticaret için, diğer bir deyişle vergisi İstanbul da ödenecek ticari malların sevki için gerekli tezkereye sahip olup olmadığının dahi sorulmadığını ifade etmiştir. Ancak diğerlerine karşı Valinin aynı hassasiyeti göstermediğini bir başka örnekle açıklamaktadır: Bazı Avusturyalı tüccarlar Sinop-Trabzon arasındaki geniş bölgede sülük-salyangoz imtiyazını İstanbul dan 900 sterlin karşılığında satın almışlar. Salyangoz daha çok Samsun civarında bulunduğu için faaliyetlerini Samsun çevresinde yoğunlaştırmışlar. Ancak Vali Abdullah Bey, salyangozun ihracına kendisi işten hisse almadığı müddetçe izin vermeyeceğini söylemiş. Avusturyalılar, Valinin söylediğini yapmaya yetkisi ve imkânları olduğunu çok iyi bildiklerinden teklifini, daha doğrusu tehdidini kabul etmişler ve sülük-salyangoz işinin imtiyazını muhafaza etmek için kendisine imtiyazın belli bir kısmını vermişlerdir. Valiye okka başına 68 kuruş ödenmiştir. Kaba bir tahminle, Avusturyalı tüccarlar Valiye sülük işinden 1.500 sterlin (150.000 kuruş) kâr payı ödemişlerdi 20. Stevens a göre Samsun da Avrupa kurumlarının (şirket temsilciliklerinin) yokluğu Ticaret Sözleşmesinin çıkaracağı faydayı engellemiştir. Ancak Canik sancağı ve komşu bölgeleri gibi ihraç potansiyeli çok büyük olan bu coğrafyada, kesinlikle kısa ya da orta vadede faydalarının hissedileceğinden emindir. Trabzon vilayetinin (Paşalığının) bütün bölgelerinde yaygın olduğu gibi Samsun halen Tanzimat uygulamasına tâbi değildir 21. Canik sancağında üretilen kendir 22 için de önemli tespitleri olan Stevens, sancakta üretilen miktarın 1841 yılı için yaklaşık 20.000 kental = 19 FO 336/1/E 1831. 20 FO 336/1/E 1831. 21 FO 336/1/E 1831. 22 Kendir üretimi bölge açısından öteden beri önemli olup özellikle XVI. yüzyıldan itibaren Tersane-i Amire nin ihtiyaçlarını karşılamada önemli bir yeri olmuştur. 292

1.100 ton olduğunu ifade etmiştir. Canik te imal edilen tekneler için gerekli kısım ayrıldıktan sonra geri kalan kendir Babıâli tarafından alınmaktadır. Üretilen kendirin 7.000 kentali vergi olarak alınırken artan ürüne İstanbul dan sabit bir fiyat biçilir ve ürün bu fiyattan satın alınırdı. 1841 de kental başına 80 kuruş ödenmiştir 23. 7.000 kentalin vergilendirilmesi ise şu şekilde gerçekleştiğini bildirmektedir: Canik mutasarrıfı Babıâli nin açıkladığı fiyattan kendiri satın alır, sonra halka ekili arazilerin tamamını sorar. Gelen bilgiye göre vergiyi tanzim eder. Kendir vergisi münasebetiyle Canik bölgesindeki erkeklerin mühim bir kısmı askerlikten muaf tutulmuştur. Ağır vergilendirme sebebiyle kâr payı düşük olan kendir üreticileri, üretim sırasında çok dikkatli davranmadıkları için kendirin kalitesi düşüktür. Buranın kendirini mevcut kalitesiyle Avrupa pazarlarına ithal etmenin pek akıl işi olmadığını düşünen Stevens, kendirdeki sınırlamalar kaldırılır ve Avrupa nın talebi buraya ulaşırsa üretici halkın kendirin hem kalitesini hem de miktarını artıracağından ve bölgedeki kendir potansiyelinin somut üretime dönüşeceğinden emindir 24. Konsolos Vekilinin ek raporlarında Zile panayırı, Amasya ve Tokat ın ticari durumu hakkında da ciddi bilgiler söz konusudur. Erzurum Konsolosu Mr. Brant ve Kayseri Konsolosu Suter in talepleri doğrultusunda Kasım ve Aralık aylarında Zile Panayırını ziyaret eden Stevens ın tespitleri oldukça ilginçtir: 1840 panayırının oldukça sönük geçtiği ve hayal kırıklığına sahne olduğu anlaşılıyor. Başarısızlığın temel sebepleri 1841 de söz konusu değildi. Bu sebepler başta Suriye deki savaş (Mehmet Ali Paşa isyanı sonrasındaki gelişmeler), beklenmedik derecede erken gelen sert kış, ve son iki yılın kıtlığı yüzünden bol mahsulü olmayan üreticinin peşin paraya olan acil ihtiyacıdır. Bu sene söz konusu olumsuzluklar olmamasına rağmen ortaya daha kötü bir sonuç çıkmıştır. Panayıra gelen ziyaretçiler ortalamanın çok altında kaldığı gibi panayıra satış için getirilen mallar da 1840 panayırının yarısından azdır. Malın azlığına ve alıcıların normalden iki hafta daha fazla kalmasına rağmen ancak mevcut malların yarısının satılabildiği görülmektedir. Satış yapabilenler de genellikle 4-5 aya kadar vade yapma gücüne sahip Ankara tüccarlarıydı. Bazı durumlarda vadeyi ertesi yılın Ağustosunda yapılacak Yapraklı panayırına kadar uzattıkları olmuştur. Bütün olumsuzluklara rağmen tüccarlar İstanbul dan aldıkları mala ödedikleri fiyattan zarar etmeden satışlarını yapmışlardır 25. Bkz. İdris Bostan, Osmanlı Bahriye Teşkilatı: XVII. Yüzyılda Tersâne-i Âmire, Ankara 1992, s. 137 vd. 23 FO 336/1/E 1831, 28 Şubat 1842, Kendir ve tütün üzerine Stevens ın Kayseri de İngiliz Konsolosu Henry Suter e raporu. 24 FO 336/1/E 1831, 28 Şubat 1842. 25 FO 336/1/E 1831, ek 5, 31.12.1841, Zile Panayırı üzerine rapor. 293

Rapor panayıra ülkenin hemen her bölgesinden katılım olduğunu belirtmiştir. Alıcıların çoğunluğu Tokat, Sivas, Amasya, Çorum, Yozgat ve Merzifon gibi yakın yerlerdendir. Buharlı gemiyle taşımacılığın bölgeye ulaşmasından önce buralardan İstanbul a seyahat etmek büyük bir riskti, soygun ve benzeri olumsuzluklar kaçınılmaz karşılanmaktaydı. Bunun sonucu olarak bölgeden İstanbul a kara yolculuğu son dört yılda terkedilmiştir. Buharlı gemi taşımacılığının Samsun üzerinden artarak etkisini göstermesi ve asayişin artmasına paralel olarak bölgede büyük değişimler ortaya çıkmıştır. İnsanlar artık Samsun üzerinden İstanbul a nakit paralarıyla gemilerle gidiyor, alacaklarını alıyorlar ve tekrar gemiyle dönüyorlardı. Stevens yaptığı bir hesaplamayla bunu örneklendirir: Amasya dan çıkan bir tüccar Samsun a 6 kuruşa, Samsun dan İstanbul a 24 kuruşa gidiyor, bir o kadar da dönüş için harcayarak toplamda 60 kuruşa Amasya-İstanbul arasında gidip gelebiliyordu. İstanbul da günlük 20 kuruş harcadığını ve 10 gün kaldığını düşünürsek toplam harcaması 260 kuruşu veya 4 sterlini geçmeyecektir. Bu masrafa, aldığı malların taşıma ücreti de ilave edilince onun hesabına göre bütün masrafı 5 sterlin civarında olacaktır. Amasyalı tüccar, bizzat kendisinin doğrudan İstanbul dan alacağı 50 sterlinlik malı bir başkası aracılığıyla alması durumunda, ödeyeceği komisyon ve kar payı dikkate alınırsa, en az % 20 civarında ek ödeme yapacaktır ki bu 10 sterline tekabül eder. Halbuki kendisinin malı İstanbul dan doğrudan alması durumunda 5 sterline masrafını karşılayıp diğer 5 sterlini kâr hanesine bırakacağı gibi ihtiyaç duyduğu malı seçme şansına sahip olmakla kalmayacak, aynı zamanda başkent İstanbul u görme zevkini tatmış olacaktı 26. Zile panayırının, buharlı nakliyenin gelişmesi karşısında gerileyeceği raporda vurgulanır. Yakın gelecekte panayırın, büyük baş hayvan pazarına dönüşmesinin ve civar köy ve kazaların küçük dükkânlarına yönelik ticarete hizmet vermesinin kuvvetle muhtemel olduğu not edilmiştir. Kalan az sayıdaki panayır tüccarı ise yakında İstanbul la doğrudan alış-veriş yapmanın hem daha kolay ve daha çok kârlı bir iş olduğunu fark edecekler ve böylece Zile deki ticarete son vereceklerdi. Ticaret, dolayısıyla, Zile den İstanbul a taşınacak, bir kısmı belki Samsun a gelecekti. Eğer Samsun a ciddi manada stok yapılır ve doğrudan ithalat yoluyla İstanbul a göre daha ucuz rakamlar söz konusu olursa Samsun bölgenin ticaret merkezi olmaya adaydı 27. Zile panayırını son 3 yılda takip ettiğini beyan eden Stevens, bu sürede, İstanbul dan panayırda görevlendirilen bir memurun panayırdaki madeni paraları topladığını, 1839 da 5.000 sterlin toplarken 1840 da 600 sterlin ve 1841 de 200 sterlin değerinde madeni para toplamasını panayırın 26 FO 336/1/E 1831, ek 5. 27 FO 336/1/E 1831, ek 5. 294

ticaret hacminin ve öneminin hızla azalmasına delil olarak göstermiştir. Madeni paraların panayırda toplanma sebebi olarak ise paranın en çok panayır yerlerinde dolaşacağı beklentisinin bunda etkili olduğunu göstermiştir 28. Panayırla ilgili olarak pek çok tüccarla görüştüğünü ifade eden Konsolos Vekili, tüccarın büyük kısmının kendi görüşlerini paylaştığını ve hatta kendi görüşlerinin şekillenmesinde etkisi olduğunu belirtmektedir. Azınlıkta olan bir grup ise panayırın başarısızlığını 1839-1840 kıtlığına, mahsulün azlığından halkın elindeki paranın yetersizliğine bağlamıştır. Bunlar, Türkiye de iç istikrarın devamı durumunda ve 2-3 yıl bol mahsul elde edilmesi halinde Zile panayırının eski önemine kavuşacağı kanaatindeydi. Her ne kadar onların temennisine katılmakla beraber Stevens, beklentilerinin gerçekleşmeyeceğini düşünmektedir 29. Amasya nın ticari durumu ile ilgili kaleme alınan rapor da önemli bilgiler içermektedir. Özellikle Amasya da ipek üretimi ve ticaretine dikkat çekilmiştir. Amasya da ciddi miktarda ipek üretimi söz konusudur. 1841 de tahminen 48.000 okka ipek üretilmiştir. Son üç yılda üretimde istikrarlı bir artış olmuştur: 1839 da 28.000 okka üretim olmuş, 1840 ta 12.000 ve 1841 de 18.000 okka artış ile üretim 48.000 okkayı bulmuştur 30. Amasya ipeğinin fiyatı diğer bölgelere göre yüksektir. Geçen sene litrası 25 kuruştan satılan kaliteli ipek bu sene 32 ila 34 kuruştan satılmıştır. 1841 mahsulünün bol ve Avrupa dan talebin düşük olmasına rağmen ipeğin fiyatının yüksek olmasını şaşırtıcı bulan Stevens, bunun sebebini iki İsviçre şirketi temsilcilerinin sezon başında diğer Avrupalı alıcıları devre dışı bırakmak için üreticilere oldukça yüksek fiyatlar teklif etmesine bağlamaktadır. Sonuç itibarıyla, ipek üreticileri ve tüccar Avrupa da ipeğin değerinin ve fiyatının yüksek olduğu kanaatiyle yüksek fiyatta ısrarcı olmuşlardı. Avrupalılar bu iki şirket aracılığıyla yaklaşık 8. 000 kg. ipek ithal etmişlerdi 31. Amasya da ipek üreticiliğinde yeni bir sistemin yavaş yavaş kullanılmaya başlanıldığı anlaşılmaktadır. Yeni kısa makara sistemi bazı üreticilere zarar verdiyse de esas zararın üretim sürecinden çok, Türk alıcıların eski alışkanlıklarını değiştirmede zorlanmalarından kaynaklandığı vurgulanmaktadır. Üretimdeki yenilik bu yüzden başarısızlığa mahkum gözükmekteydi. Fakat Avrupalı alıcıların yeni sistem ürün talep etmelerinin, yeni sistemin kabul edilip yaygınlaşmasında cesaretlendirici olacağı da ciddi 28 FO 336/1/E 1831, ek 5. 29 FO 336/1/E 1831, ek 5. 30 FO 336/1/E 1831, ek 6, 31.12.1841, Amasya ve Tokat üzerine rapor. 31 FO 336/1/E 1831, ek 6. 295

bir ihtimal olarak kabul edilmiştir 32. Bu yöntemle büyük avantaj sağlanmış olacaktı. Bir başka önemli konuda da başarı sağlandığı rapor edilmiştir. 1841 e kadar ipeği beyazlatmak için kozanın açılması sırasında süt su ile karıştırılarak kullanılmaktaydı. Fakat bu yöntem ipeğin kolayca kenar tutmasını engellediği için Avrupalıların şiddetli eleştirilerine sebep oluyordu. Bu eleştiri Babıâli ye kadar ulaşmış olmalı ki makara sisteminin kullanılmaya başlanılmasından kısa bir süre önce, Sultan bir ferman yayınlamış ve ipek üretiminde sütün kullanılmasını yasaklamış, uymayanlara ağır müeyyideleri yürürlüğe sokmuştu. Beyazlık konusunda fark dikkat çekmeyecek kadar küçük olduğundan, üreticinin yeni yönteme alışması durumunda Amasya da Avrupa nın ipek ihtiyacının çok büyük kısmını karşılayacak üretim potansiyeli vardı 33. Stevens bu noktada, Bursa ipeği ile karşılaştırıldığında kalitesi çok az bir farkla düşük olan Amasya ipeğinin İngiliz pazarı için çok uygun olduğunu belirtmiştir. Ancak Babıâli nin vergilendirmesi çok yüksektir. Üreticinin vergi indirimi taleplerine kulak tıkayan İstanbul %24 vergi almakta, ayrıca mahalli otoritenin aldığı %10 ile birlikte ipek gerçek değeri üzerinden toplamda %34 vergilendirilmektedir 34. Raporun Tokat bölümüne bakıldığında üvez (yellow burry), kökboyası ve bakıra dikkat çekilmektedir. Mevsimin şiddetli fırtınalar ile geçmesi yüzünden üvez üretiminde ciddi kayıpların olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla, ürün miktar olarak az, kalite olarak ise çok düşüktür. Benzer durum Kayseri üreticileri içinde geçerlidir. Kayserililer, üretim az olduğu için İstanbul ve İzmir de üvez fiyatlarının yükseleceği beklentisine girmişler ancak Avrupa pazarlarında da hareketlilik olmayınca üretim yerlerinde spekülasyon yapanlar ciddi zarara uğramışlardır. Mevsimin iyi gittiği yıllarda bir ağaç ortalama 13 okka üvez verirken bu sene ağaç başına 1 okka ortalama ürün alınmıştır 35. 32 FO 336/1/E 1831, ek 6. 33 FO 336/1/E 1831, ek 6. 34 FO 336/1/E 1831, ek 6. Stevens Amasya da iken Elbistan da Afşar kabilelerinin bir kervanı bastıkları, yaklaşık 1.000 sterlin değerinde yağma yaptıkları haberi gelmiştir. Sonrasında Gürün zaptiye kumandanı Ali Bey in yağmacıları takip ederek malın 2/3 nü kurtarmış, ve 100 gönüllü toplayarak yağmacıları takibe başlamış. Ancak Ali bey ile aşiret reisi arasında dostluk söz konusu olduğundan herhangi bir cezalandırma yapılmamış, hatta yağmanın bir kısmını ellerinde kalmasına göz yumulmuş. Malların sahibi olan Trabzonlu tüccar ise Halep e ulaşmışlar. Yine raporda dikkat çeken bir bilgi, Babıâli nin Amasya halkını yıllık 30 sterlinlik bir para cezası ödemeye mahkûm etmesiyle ilgilidir. 1840 ta bölgede karantina çalışmalarında istihdam edilen İtalyan tebaasından bir doktorun halk tarafından öldürülmesi üzerine, Konsolos vekiline göre ilginç bir uygulama olarak halkın tamamı bu cinayetten sorumlu tutulmuş ve doktorun ailesine yıllık söz konusu parayı ödeme zorunluluğu getirilmiştir 35 FO 336/1/E 1831, ek 6. 296

Tokat kökboyası üzerine araştırma yapan Stevens, bazı numuneleri uzmanlara göndererek İngiliz pazarına uygun olup olmadığını incelemelerini istemiştir. Kalitenin beklentiler seviyesinde çıkması durumunda İzmir deki kökboyası maliyetinin neredeyse yarı fiyatına Samsun limanından İngiltere ye nakledilebileceğini bildirmiştir. Tokat kökboyasının kentali 20 kuruş nakliye ücreti ile beraber 140 kuruşa elde edilebilecektir. İzmir de ise kökboyasının kentali 250 kuruştur 36. Tokat ta Gustave de Pauling in denetiminde inşa edilen büyük bakır işleme tesisinin Mayıs 1842 ye kadar tamamlanacağı tahmin edilmiştir. Başlangıçta 10.000 sterlini geçmeyeceği hesaplanmış iken inşaatının tamamlanmasının en az 15.000 sterline mal olacağı zannedilmektedir. Rafine edilmek üzere 1841 de Tokat a getirilen bakır miktarı 130.000 batman = 975 tondur 37. Stevens a göre genele bakıldığında iç Anadolu insanı geçen yıla oranla 1841 de Gülhane Hatt-ı Şerifinden daha memnun görünmektedir. Babıâli mahalli idarecilerin suiistimallerini engellemek için kararlı bir tutum sergilemektedir. Bunun örnekleri olarak Tokat ve Amasya muhassıllarının 1841 de sık sık Tanzimat Fermanına uygun davranmadıkları gerekçesiyle değiştirilmeleri verilmiştir. Daha önce İstanbul un atamasıyla belirlenen muhassıllar 1841 de Sivas Defterdarı tarafından aday gösterilerek belirlenmektedir. Sonuç 1841 senesinde Samsun un Sinop tan Trabzon a, Amasya ve Tokat tan Kayseri ve Malatya ya kadar geniş bir bölgenin ticaretiyle ilişkili olduğunu görmekteyiz. Adı geçen sancakların üretim fazlalarının ihracı ve ihtiyaçlarını ithali büyük oranda Samsun limanı üzerinden yapılmaktadır. Bu durum itibarıyla İngiltere nin ilgi alanına giren Samsun yavaş yavaş uluslar arası ticaretin Anadolu ya giriş noktalarından biri olmaya adaydır. On sekizinci yüzyılın sonu ile karşılaştırıldığında çok büyük değişimin söz konusu olduğu görülür. 38 Sadece liman özelliği ile değil, başta tütün olmak üzere kendi üretim maddeleri ile de Avrupa nın tüccar devletlerinin dikkatini çeken Samsun, İngiliz idaresince temsilcilik açılmaya değer görülmüştür. Temsilcinin özellikle ülkesiyle Osmanlı Devleti nin imzaladığı ticaret 36 FO 336/1/E 1831, ek 6. 37 FO 336/1/E 1831, ek 6. 38 Bayram Kodaman, XVIII Yüzyıl Sonunda Samsun Gümrüğü II. Tarih Boyunca Karadeniz Kongresi Bildirileri, Samsun, 1990, s. 92-97. Kodaman ın ifadesiyle Sasun gümrüğüne yabancı bandıralı gemiler mal getirmemektedir. Karadeniz ticaret trafiğini Osmanlı bandıralı gemilerin teşkil ettiği ve bu gemilerin hemen hepsinin Müslümanlara ait olduğunu görüyoruz. 297

sözleşmesinin ve Tanzimat Fermanının bölgede uygulamada yetersizliklerine vurgu yapması bu ilginin bir sonucudur. İlerleyen yıllarda Samsun, Avrupa tüccarı için giderek artan seviyede vazgeçemeyeceği bir liman kent olacaktır. Kaynakça Arşiv İngiliz Arşivi (Public Records Office) Dışişleri Bakanlığı Tasnifi PRO: FO, 336 numaralı tasnif. Araştırmalar ANDERSON M. S., Doğu Sorunu 1774-1923 Uluslar arası İlişkiler Üzerine Bir İnceleme, Çev: İdil Eser, Yapı Kredi Yayını, 2001. BAYRAM Kodaman, XVIII Yüzyıl Sonunda Samsun Gümrüğü II. Tarih Boyunca Karadeniz Kongresi Bildirileri, Samsun, 1990, s. 92-97. BOSTAN, İdris, Osmanlı Bahriye Teşkilatı: XVII. Yüzyılda Tersâne-i Âmire, Ankara 1992. HİNZ, W., İslam da Ölçü Sistemleri, çev. S. Acar, İstanbul 1990. ÖZ, Mehmet, XV-XVI Yüzyıllarda Canik Sancağı, Türk Tarih Kurumu, 1999. 298