Yaratamazsınız!.. Siz yapın biz satalım... İşin anahtarı: Ortaklık anlaşmaları

Benzer belgeler
Yerli Oto için Yabancı Ortakla Konuşulur mu?..

Stratejinin belgesi olur mu?

Muafiyet Muamması. Muaf tutulan nedir?

Deja Vu... Satışlar Nasıl/Neden Patlar?

Muskʼın planı. Otomotiv Karnesi - Eylul Yalçın Arsan

ÜRETİM (Araç Türüne Göre)

TAYSAD Aylık Sektör Raporu Aralık 2011

AVRUPA BİRLİĞİ BİNEK ARAÇ SATIŞLARI 12 Aylık Eğilim

YATIRIMCI SUNUMU TEMMUZ 2011

Büyük başın derdi olur. VW o kadar büyük mü?

AVRUPA OTOMOBİL SEKTÖR ANALİZİ. 17 Mayıs 2017

ÜRETİM (Araç Türüne Göre)

YATIRIMCI SUNUMU. Şubat 2011

Basın Bülteni ÖZET DEĞERLENDİRME Yılı Pazar, Üretim Ve İhracat

DÖNEMSEL ANALİST BİLGİLENDİRME TOPLANTISI Dr. Berk ÇAĞDAŞ. 08 Mart 2013

Pazar AVRUPA OTOMOBİL SEKTÖR ANALİZİ. 19 Ocak 2017

YATIRIMCI SUNUMU. Kasım 2010

Pazar AVRUPA OTOMOBİL SEKTÖR ANALİZİ. 3 Nisan 2017

AVRUPA OTOMOBİL SEKTÖR ANALİZİ

REPLİKA TIM 714 TIM 226 TIM 304 BK 360 BK 049 BK 064 BK 075 BK 114 ALFA ROMEO 17 ALFA ROMEO 17 ALFA ROMEO 17 ALFA ROMEO 16 AUDI AUDI 16 17

YATIRIMCI SUNUMU EKİM 2011

Pazar AVRUPA OTOMOBİL SEKTÖR ANALİZİ. 2 Ocak 2017

Plastik Enjeksiyon Parçaların Kalıp Tedariğinde Dışa Bağımlılık

Pazar AVRUPA OTOMOBİL SEKTÖR ANALİZİ. 17 Mart 2016

Pazar AVRUPA OTOMOBİL SEKTÖR ANALİZİ. 14 Temmuz 2017

Otomotiv Karnesi Kasım Bir Dünya Ralli Şampiyonası (WRC) rallisinde neler oluyor?

Pazar AVRUPA OTOMOBİL SEKTÖR ANALİZİ. 18 Ekim 2017

Yarı Finansal Sonuçlar Analist Toplantısı

Kişiye/Departmana Özel Person/Department-Specific

Pazar AVRUPA OTOMOBİL SEKTÖR ANALİZİ. 30 Mart 2018

Pazar AVRUPA OTOMOBİL SEKTÖR ANALİZİ. 27 Şubat 2018

3Ç 2015 ANALİST BİLGİLENDİRME SUNUMU. Dr. Berk Çağdaş 10 Kasım 2015

AVRUPA OTOMOBİL SEKTÖR ANALİZİ

TAYSAD Aylık Sektör Raporu Ekim 2011

AVRUPA OTOMOBİL SEKTÖR ANALİZİ

OYDER Koçfinans Bayi Memnuniyeti Araştırması Raporu Otomobil Müşterileri Profil Araştırması Raporu

GÜNCEL STOK UNIVERSAL JANT MODELLERİMİZ

AMORTİSÖR RULMANLARI ( TEK ) T yazanlar çifttir

1Y 2018 Finansal Sonuçlar. Herkese Açık Public

TAYSAD Aylık Sektör Raporu Haziran 2010

ÜRETİM (Araç Türüne Göre)

TAYSAD Aylık Sektör Raporu Mart 2010

1Y 2015 ANALİST BİLGİLENDİRME SUNUMU. Dr. Berk Çağdaş 20 Ağustos 2015

Çeyrek Finansal Sonuçlar

Otomobil Pazarı AB + EFTA

ÜRETİM (Araç Türüne Göre)

TOFAŞ ANALİST SUNUMU

Can Oto Yedek Parça San. ve Tic. Ltd. Şti. Sayfa : 1

SAG AUTOMOTIVE ALTERNATOR PULLEYS

ÜRÜN KATALOĞU TÜM BİNEK VE HAFİF TİCARİ ARAÇLARA ÖZEL

ÜRETİM (Araç Türüne Göre)

OTOMOTİV SANAYİİ-2014 ve GELECEK. 24.Ekim.2014 Tarihinde MDK Toplantısı FIRAT Üniversitesi Mühendislik Fakültesi / ELAZIĞ

ÜRETİM (Araç Türüne Göre)

Lfs TofAşK Tm TürkiyE Lfs Yamaları Ve Lfs Araç Yapma Dersleri

Otomotiv Sanayii Genel ve İstatistik Bülteni General and Statistical Information Bulletin Of Automotive Manufacturers II

Yatırımcı İlişkileri Sunumu Çeyrek Sonuçları Güncelleme: Mayıs Yatırımcı İlişkileri Sunumu - 1Ç

TAYSAD Aylık Sektör Raporu Ekim 2010

ÜRETİM (Araç Türüne Göre)

TAYSAD Aylık Sektör Raporu Nisan 2010

TAYSAD Aylık Sektör Raporu Ağustos 2010

TAYSAD Aylık Sektör Raporu Eylül 2010

1Ç2015 ANALİST BİLGİLENDİRME SUNUMU

Dönemsel. Analist Bilgilendirme Toplantısı. 4 Eylül 2007, Ceylan InterContinental

Yatırımcı İlişkileri Sunumu Çeyrek Sonuçları

SONUÇLARI - analist toplantısı. 08 mayıs 2015

Doğuş Otomotiv 2009 İlk Yarıyılı Finansal Göstergeleri. 26 Ağustos 2009

9M2014 Financial Results. 9A2014 Finansal Sonuçlar

Analist Toplantısı Bursa, 17 Kasım 2006

Yatırımcı İlişkileri Sunumu Çeyrek Sonuçları Güncelleme: Temmuz Yatırımcı İlişkileri Sunumu - 1Ç

9A 2013 Finansal Sonuçları

TOFAŞ SONUÇLARI WEBYAYIN SUNUMU

TAYSAD Aylık Sektör Raporu Kasım 2010

YATIRIMCI SUNUMU ARALIK 2011

Aylık Finansal Sonuçlar Analist Toplantısı. 13 Ağustos 2013

Yatırımcı İlişkileri Sunumu Çeyrek Sonuçları

1Ç 2016 ANALİST BİLGİLENDİRME SUNUMU. Dr. Berk Çağdaş 9 Mayıs 2016

Yatırımcı İlişkileri Sunumu Çeyrek Sonuçları Güncelleme: Ocak Yatırımcı İlişkileri Sunumu - 3Ç

TAYSAD Aylık Sektör Raporu Şubat 2011

Yatırımcı İlişkileri Sunumu Çeyrek Sonuçları Güncelleme: Ekim Yatırımcı İlişkileri Sunumu - 2Ç

1Y12 Finansal Sonuçları Analist Toplantısı. 1 Ağustos 2012

ÜRETİM (Araç Türüne Göre)

Yatırımcı İlişkileri Sunumu Çeyrek Sonuçları Güncelleme: Kasım Yatırımcı İlişkileri Sunumu - 3Ç

Kredi Kartına 9 Taksit (TL) Kampanyalı Peşin TL Binek Otomobil Lastikleri 80 SERİSİ

Yatırımcı İlişkileri Sunumu Çeyrek Sonuçları Güncelleme: Aralık Yatırımcı İlişkileri Sunumu - 3Ç

Dönemsel Basın n Bilgilendirme Toplantısı. 4 Eylül 2007, Ceylan InterContinental

80 SERİSİ 13" JANT /80R13 B330EVO 79T 150,0 145,0 142,5 145,0 135, /80R13 B330 EVO 83T 150,0 145,0 142,5 150,0 135,0

Yatırımcı İlişkileri Sunumu Çeyrek Sonuçları Güncelleme: Nisan Yatırımcı İlişkileri Sunumu - 4Ç

TAYSAD Aylık Sektör Raporu Mayıs 2011

SNR-2200 SNR-2202 SNR-2204 SNR-2206 SNR-2208 SNR-2210 SNR-2212 SNR-2214 MARŞ OTOMATİKLERİ

TOFAŞ FİNANSAL SONUÇLARI WEBCAST SUNUMU

Yatırımcı İlişkileri Sunumu Çeyrek Sonuçları Güncelleme: Kasım 2014

TAYSAD Aylık Sektör Raporu Mayıs 2010

25 SERİSİ 20" JANT /25R20 S001 97Y XL 1.015,0 992,5 967,5 925, /25R20 S001 93Y XL 950,0 930,0 905,0 865,0 30 SERİSİ

Kredi Kartına 9 Taksit (TL) Peşin (TL) Binek Otomobil Lastikleri

25 SERİSİ 20" JANT /25R20 S001 97Y XL 1.015,0 992,5 967,5 925, /25R20 S001 93Y XL 950,0 930,0 905,0 865,0 30 SERİSİ

Moskova Ön Fren Diski Perakende Pazarı Eylül-Ekim 2011

25 SERİSİ 30 SERİSİ S Y FERRARI F , , , , S Y XL 1.430, , , ,0

TOFAŞ ÇEYREK ANALİST SUNUMU

SANAYĠ VE TĠCARET BAKANLIĞI Sanayi Genel Müdürlüğü YILI OTOMOTĠV SANAYĠNDE ÜLKEMĠZ VE DÜNYADAKĠ GELĠġMELER

Yatırımcı İlişkileri Sunumu Çeyrek Sonuçları Güncelleme: Mayıs 2015

Transkript:

Yaratamazsınız!.. Aslında uzun bir süredir gündemimizi meşgul ettiği halde ancak son aylarda başbakan seviyesinde bir yönlendirme olunca popüler hale gelen yerli marka yaratabilir miyiz / yaratamaz mıyız? tartışmasına Peugeot Türkiye Genel Müdürü Jean Pierre Vieux (bir çok diğer meslekdaşı gibi) olumsuz yanıt verdi: Çok zor, yaratamazsınız!.. CBNCE haberinde rastladığım bay Vieux bir çok yabancı yöneticinin yapacağı rasyonel çıkarımı yaptı, hatta ʻçok zor...ʼ tabirini de kullanarak ve görüşünü biraz da yumuşatarak aktardı: Yerli otomobil markası en az 10-11 model yaratmak, çok sayıda parçayı biraraya getirmek demekti, gereken yatırım tutarları çok fazlaydı ve algısal anlamda marka yaratmak uzun bir süreçti. Asıl önemli yorum ise röportajın sonundaydı: Bu nedenlerle ben Türkiyeʼyi bir üretim merkezi olarak görüyorum... Siz yapın biz satalım... Herhangi bir yanlış anlaşılmaya yer vermemek için sözkonusu ifadeyi kullanan kişinin kim olduğunu gözardı ederek incelemek gerekir, zira global yapılarda görevli bu seviye yöneticilerden ulusal yaklaşımları dikkate almalarını beklemek haksızlık olur. Uluslararası şirketlerin yönetim kademelerinde bu tip bir görüşün hakim olması son derece doğal; bu şirketler varolan düzenleri korumak, kendi çıkarlarını gözetmek zorunda. Dolayısıyla kişisel kimlikleri bir kenara bırakır, bu bakış açısını global sermaye temsilcilerinin ortak yaklaşımı olarak görebilirsek yapılan yorumun anlamı netleşir: Ülkenizde her türlü altyapı mevcut, vergi seviyesi makul, işçilik maliyeti uygun, iş gücü eğitimli. Ben burada üretim yapar ve hem iç pazara hem de dış pazarlara satış yaparak iyi para kazanırım... Bu kadar basit: Siz yapın, biz satalım, para kazanalım, size de vergi ödeyelim ve hesaplaşalım. Dışarıdan bakıldığında basit ve ekonomik açıdan adil gibi görünen ama bu aslında içi seni, dışı beni yakar cinsten bir argüman. İşin anahtarı: Ortaklık anlaşmaları Türkiyeʼde üretim yapan otomotiv markalarının hemen hepsi ağırlıklı yabancı sermaye yatırımı. Toyota, Honda gibi üreticiler tamamen yabancı sermaye yatırımı iken en büyük üç üretici Tofaş (Fiat), Ford Otosan ve Renaultʼda Türk yabancı hisse dağılımı eşite yakın, ancak bu firmalarda kullanılan temel teknolojiler yabancı kaynaklı. Motor, yürüyen aksam, aktarma organları ve aracın güvenlik donanımı tamamen yurtdışı stratejilere bağlı olarak tasarlanıyor, nerede üretileceği global olarak planlanıyor. Yapılan üretimlerde yerlileştirme oranı yüksek görünen modellerimiz var, ancak yerlileştirilen komponentlerdeki mühendisliğin tamamı yabancı kaynaklı. Bir bütün olarak Türkiyeʼde tasarlanıp üretilen önemli bir otomobil parçası (motor, şanzıman, motor yönetim sistemleri, elektronik aksam ve hatta süspansiyon gibi daha basit olanları bile) yok denecek kadar az. Mühendisliğin yabancı kaynaklı olması üretim bizde olsa da uzun vadede bize kalıcı fayda sağlanmaması sonucunu getiriyor çünkü asıl değerli boyut olan entellektüel sermaye bize ait olmuyor. Daha da önemlisi üretilen ekonomik faydanın (kârın) da yabancı ortaklığın büyüklüğü ölçüsünde yurtdışına aktarılıyor olması: Tofaşʼdaki yabancı sermaye oranı %37.85, Ford Otosanʼda %41.2. Bu iki örnekten daha fazla yerli gibi gördüğümüz Renault da ise durum daha kötü: Üretim yapan Oyak Renaultʼda yabancı ortağın payı %49, dağıtım şirketi Renault-Maisʼde ise %51.

Aslında bu durumda teorik açıdan sorun yok, herşey tarafların ve ülke yönetiminin rızası (ve hatta teşviği ile) oluyor. Ülkemize yabancı sermaye gelmesinin esteklenmesi uzun yıllardır benimsenmiş bir devlet politikası. Sorun bu yatırımların kendi eko-sistemleri ile beraber gelmesi ve bu sistemlerin uzun vadede o ülkenin, kendi kaynaklarından faydalanmasını engellemesi, ya da anlamsız hale getirmesi. Örneğin Tofaşʼın Türkiyeʼde ürettiği Doblo hafif ticari aracın motorunu yerli kaynaklarını kullanarak tasarlaması son derece anlamsız çünkü Fiat ailesinde bu araca uygun bir motor zaten var. Uygun motor seçiliyor, Türkiyeʼde sadece montajı yapılıyor. Hatta herhangi bir aracın üretilmesi takvime alındığında o araçta kullanılacak olan motor ve aktarma organlarının mühendisliği üretim başlamadan yıllar önce bir yerlerde şekillendirilmeye başlıyor bile. Aslında bu sadece bize özgü bir durum değil. Herhangi bir markanın herhangi bir ülkede yapılan üretimi için de aynı çark işliyor. Yani bu düzen dünyanın her yerinde aynı şekilde çalışıyor: Araçlar dünyanın her yerinde üretiliyor ama üretim tesisleri çok sınırlı bir getiri elde ediyor, yerel anlamda kalıcı avantaj oluşmuyor. Sistemde kalıcı olarak kazanan tek bir taraf var: Üretim lisansını elinde bulunduran markalar. Türkiyeʼdeki üreticiler olarak bizler sadece bu markaların oluşturduğu eko-sistemin bir parçasıyız. Ticari ʻEko-Sistemlerʼ Daha çok doğal bilimlerde kullanılan ve ʻunsurlarının birbirini beslediği ve bu sayede kendi kendine yeten sistemlerʼ anlamına gelen eko-sistem tabiri son yıllarda ticari alanda da sıkça kullanılır oldu. Bizim örneğimizde üretim lisansını elinde tutan yapılar bu açıdan eko-sistemin sahibi olurken sistemin diğer unsurları (mesela bizim otomotiv üreticisi şirketlerimiz) bu sistemin sadece birer alt parçası olabiliyorlar. Türkiyeʼde araç üretimi 1 milyonu çoktan aştı ve artmaya devam ediyor diye seviniyoruz ama bu artışın getirisi büyük ölçüde otomotiv eko-sisteminin sahiplerine gidiyor. Olaya sadece kâr paylaşımı açısından bakmak da büyük hata olur zira üretim arttıkça üretilen komponentler de artıyor yani daha çok sayıda motora, şanzımana, süspansiyon elemanına ihtiyaç duyuluyor. Bunlar da o markanın yarattığı eko-sistemin unsurlarından biri tarafından temin ediliyor. Bir çok örnekte markaların alt kuruluşları olarak kurulan ama farklı isimlere sahip yan sanayi üreticileri görmek mümkün. Eko-sistemin her parçası geçici olarak birşeyler kazanıyor, ama gerçek anlamda sadece eko-sistemin sahibi kalkınıyor. Marka yaratabilir miyiz yaratamaz mıyız tartışmasının odaklanması gereken asıl soru bir markayı besleyecek eko-sistemi kurabilir miyiz kuramaz mıyız sorusudur. Bunu ilk olarak Japonya, arkasından Kore yaptı, son 10 yıldır da Çin yapıyor: Kendi otomotiv markalarının nispeten kapalı ve korumalı bir lokal pazarda yapılanmalarını ve yavaş yavaş büyümelerini, teknoloji geliştirmelerini sağlayıp, iyice güçlendikten sonra ise global pazarlara açıyorlar. Bizde klasik anlamda bir otomobil markası düşünüldüğünde bu tarz bir yaklaşımın oluşturulması zaten doygun bir yapıda olan otomotiv sektörü için gerçekçi görünmüyor; sektör yetkililerinin de her fırsatta yaratamayız!.. yorumlarının nedeni bu. Ancak teknolojik gelişimin çok hızlandığı ve çeşitlendiği bir dönemden geçmekte olduğumuzu unutmamalıyız; Özellikle otomotiv sektörünün temel teknik altyapısının içten yanmalı motordan elektrikli motora doğru kayarak teknik açıdan rekabet şartlarını belli bir ölçüde eşitlediğini varsaymak

yerinde olur. Bu geçiş dönemi içinde büyük fırsatlar barındırıyor. Eğer otomotiv alanında şu ya da bu içerikte ulusal bir marka yaratma çabasına girişilecekse, doğru zaman bugün. Dün değildi, yarın ise çok geç olacak. Yapacaksak şimdi yapmalıyız... Önümüzdeki günlerde yaratılabilecek fırsatlar konusunda fikir cimnastiği yapmaya devam edeceğiz ama aslında yapılması gereken belli: Türkiye otomotiv markasını yaratmaya çalışmadan önce, yaratacağı markayı besleyecek yerli otomotiv eko-sistemini, yan, ürününü ortaya koyacak mühendisliği ve en azından belli bir süre için bu ürün için (gerekiyorsa suni yoldan) talep yaratmak zorunda. Ulusal duyguları çok güçlü bir vatandaş değilim, ancak ticari açıdan kendi ülkemin kaynaklarının böylesine kolayca harcanmasına da üzülüyorum. Bu konuda belki de tesadüfen yaptığı bir konuşma ile devlet görüşü seviyesinde bir hareket yaratılmasına vesile olan Başbakanımızın ilk elektrikli Renault Megane araca talip olduğunu okuyunca daha da üzülüyorum. Çünkü başbakanımızın kullanacağı Türkiyeʼde üretilmiş bu elektrikli aracın, Türkiye için hiç ama hiç bir kalıcı faydası olmayacak. Biz başbakanımız yerli üretilmiş bir elektrikli araca biniyor diye sevineceğiz ama asıl fayda yine dışarıya gidecek. Jean Pierre Vieuxʼnun telaffuz ettiği bakış açısı haklı çıkacak; biz yine yaratamamış olacağız... Sevgi ve saygılarımla Yalçın Arsan Yazarın diğer yazıları için www.yalcinarsan.com

Şubat 2011 Avrupa Binek Araç (Otomobil) ı Marka Satış Adedi 1 VOLKSWAGEN 249.804 12,0 7,0 2 RENAULT 184.323 8,8-3,3 3 FORD 158.369 7,6-10,7 4 PEUGEOT 156.581 7,5-2,9 5 OPEL/VAUXHALL 144.910 6,9 7,1 6 CITROEN 130.651 6,3-5,9 7 FIAT 116.554 5,6-24,4 Avrupa otomobil pazarı şubat ayında biraz toparlandı ve toplamda geçen sene ile hemen hemen aynı noktaya geldi. Alman marka VW uzun süredir lider götürdüğü Avrupa binek araç segmentindeki birinciliğini rahat bir farkla ve arayı da açarak devam ettiriyor. Benzer şekilde Renault da Fordʼla arasını biraz açarak ikincilik poziyonunu kuvvetlendirdi. Avrupa otomobil pazarında Ocak ayında satışlarını geçen yıla oranla en çok artıran marka BMW (%18,1), Nissan (%11,6) ve Skoda (11,4) oldular. Geçen yıla göre en çok satış kaybeden markalar ise Fiat (%24,4), Ford (%10,7) ve Toyota (%7,4) oldular. 8 AUDI 95.062 4,6 9,2 9 TOYOTA 92.637 4,4-7,4 10 BMW 87.638 4,2 18,1 11 MERCEDES 77.527 3,7 7,9 12 SKODA 73.418 3,5 11,4 13 NISSAN 69.531 3,3 11,6 14 HYUNDAI 57.767 2,8 6,9 15 SEAT 45.073 2,2 1,2 2.087.121 0,1

Marka Türkiye Şubat 2011 Toplam Araç ı Satış Adedi 1 Ford 16.645 15,20 115,00 2 Renault 14.918 13,70 151,60 3 Fiat 14.530 13,30 204,10 4 VW 11.101 10,20 72,00 5 Hyundai 6.082 5,60 38,60 6 Toyota 5.449 5,00 90,80 7 Opel 4.889 4,50 148,00 8 Peugeot 4.238 3,90 45,00 Türkiye Türkiye pazarındaki hızlı artış ve rekorlar devam ediyor. Toplam pazar şubat ayı sonunda ayında 100,000ʼin üzerine çıkarak ve geçen yılın iki mislinden daha yüksek bir rakamla kapandı. Yavaş giden Avrupa pazarının da etkisiyle muhtemelen ithal araçlar konusunda çok daha rahat olan Türk distribütörler yıla yüksek stok seviyeleri ile başladılar. Fordʼun toplam pazardaki liderliği, Renaultʼnun da ikinciliğinin devam ettiği pazarda Şubat sonu itibarıyla ayında geçen yıla göre en yüksek artış sağlayan markalar Fiat, Dacia ve Nissan olurken geçen yıla göre satış adedi kaybı yaşayan marka yok. 9 Mercedes 4.045 3,70 127,00 10 Citroen 3.701 3,40 101,90 11 Chevrolet 2.588 2,40 100,60 12 Dacia 2.556 2,30 151,30 13 Nissan 2.019 1,80 154,30 14 Honda 1.639 1,50 22,70 15 BMW 1.443 1,30 150,10 Türkiye Toplam 109.164 104,71

Şubat 2011 Türkiye Binek Araç (Otomobil) ı Marka Satış Adedi 1 Renault 11.463 16,60 154,9 2 Ford 7.310 10,60 148,0 3 VW 7.014 10,20 63,2 4 Hyundai 5.631 8,20 38,8 5 Fiat 5.402 7,80 170,9 6 Toyota 5.206 7,60 90,3 7 Opel 4.727 6,90 172,0 Binek araç (otomobil) pazarı toplam pazardan biraz daha fazla büyümeye devam ediyor: Segmenti geçen yıla göre %107ʻlik bir artışla şubat ayını kapadı. Bu segmentin lideri Renaultʼyu ikinciliği VWʼnun elinden alan Ford izliyor. Hyundai, Fiat ve Toyota da il üçlünün biraz daha arkasında ama birbirlerine çok yakın adetlerle satış yapıyorlar. Otomobil segmentinin geçen yıla göre en çok kazananları Dacia, Opel ve Fiat markaları. Bu segmentte geçen yıla göre satış kaybeden hiç bir marka bulunmuyor. 8 Chevrolet 2.588 3,80 100,6 9 Dacia 2.141 3,10 262,3 10 Peugeot 1.857 2,70 66,2 11 Nissan 1.702 2,50 154,0 12 Honda 1.639 2,40 22,7 13 Citroen 1.594 2,30 146,7 14 BMW 1.443 2,10 150,1 15 Audi 1.332 1,90 148,0 Türkiye Binek 68.872 107,2

Marka Şubat 2011 Türkiye Ticari Araç ı Satış Adedi 1 Ford 9.335 23,20 94,7 2 Fiat 9.128 22,70 227,9 3 VW 4.087 10,10 89,5 4 Renault 3.455 8,60 141,3 5 Mercedes 2.772 6,90 206,6 6 Peugeot 2.381 5,90 31,9 Ticari araç segmenti de geçen yıla oranla büyük artışta: Şubat ayı sonunda segment %100 yükselişte. Bu pazarda liderlik savaşı çok yakın: Fiat ve Ford neredeyse aynı adetleri satıyorlar. Ford kamyon ve orta ticari araçta daha üstün iken Fiat ise hafif ticari satışlarında öne çıkıyor. Bu segmentinin üçüncüsü ise VW. Bu segmentin geçen yıla oranla en çok satış kazanan markaları Scania, Mercedes ve Renault olurken satış kaybeden sadece üç marka var: Isuzu, Dacia ve BMC. 7 Citroen 2.107 5,20 77,5 8 Mitsubishi 802 2,00 18,5 9 Scania 769 1,90 525,2 10 Isuzu 632 1,60-8,8 11 Karsan 602 1,50 33,5 12 DFM 504 1,30 42,0 13 Hyundai 451 1,10 36,7 14 Dacia 415 1,00-2,6 15 BMC 345 0,90-42,5 Türkiye Ticari 40.292 100,7