HUKUKTA ARGÜMANTASYON ARGUMENTATION IN THE LAW. Manuel Atienza * Manuel Atienza



Benzer belgeler
Ertuğrul UZUN AKIL TUTKUNU HUKUK. A. Peczenik in Hukukî Argümantasyon Teorisi Üzerine Bir İnceleme

TARTIŞMA: HUKUKİ POZİTİVİZMİN GELECEĞİ HUKUKİ ARGÜMANTASYON KURAMINA KARŞI NORMATİF POZİTİVİZM

SEMBOLİK MANTIK MNT102U

Hukuk Sosyolojisi Açısından Hukuk

AYIRAN SINIRLAR OLMADAN AVRUPA İÇİN PAYLAŞILAN TARİHLER

Hukukta Metot (LAW 109) Ders Detayları

Devletler Umumi Hukuku I HUK227. Zorunlu. Lisans. Güz. Örgün Eğitim. Türkçe. Yok Dersin amacı uluslararası hukukun temel kavram ve Dersin Amacı

Editörler Prof.Dr.Işıl Bayar Bravo & Doç.Dr.Mustafa Yıldız MODERN MANTIK

Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi)

Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ. Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi

Uluslararası Özel Hukuk (LAW 412) Ders Detayları

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar

Matematiksel Modelleme Etkinlikleri. Yrd. Doç. Dr. Nuray Çalışkan-Dedeoğlu Matematik Eğitimi

İÇİNDEKİLER. Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık 28

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

ADALET VE HUKUK DEVLETİ

Devletler Umumi Hukuku II HUK208. Zorunlu. Lisans. Bahar. Örgün Eğitim. Türkçe

YÖNLENDİRİLMİŞ ÇALIŞMA I DERS NOTLARI

Çoğuldizge Kuramı. Ünal Yoldaş* Giriş

MİLLETLERARASI TİCARİ TAHKİMDE HAKEMLERİN BAĞIMSIZLIK YÜKÜMLÜLÜĞÜ

VECDİ ARAL IN HUKUKİ YORUM ANLAYIŞI *

MODERN MANTIK ARASINAVI (SOSYOLOJİ) ÇÖZÜMLERİ B GRUBU

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK)

İÇİNDEKİLER BÖLÜM - I

Yazarlar hakkında Editör hakkında Teşekkür

İDARİ YARGI DERSİ (VİZE SINAVI)

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir?

Fayda-Maliyet Analizi

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Yargı Örgütü Dersleri

İDARENİN TAKDİR YETKİSİ VE YARGISAL DENETİMİ

MATEMATİĞİ SEVİYORUM OKUL ÖNCESİNDE MATEMATİK

Problem çözme durumları öğretmen tarafından modellenmeli ve öğrenciler uygun sorular yardımı ile yönlendirilmelidir. Bir problem çözüldükten sonra,

Prof. Dr. SİBEL İNCEOĞLU ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU TÜRKİYE VE LATİN MODELLERİ

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar

Hızlı İstatistikler Anket 'İstanbul Kültür Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü Program Çıktıları Anketi' Sonuçlar.

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ (1) Y R D. D O Ç. D R. C. D E H A D O Ğ A N

2. Gün: Stratejik Planlamanın Temel Kavramları

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

II.Ünite: KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI)

4.HAFTA/KONU: IMMANUEL KANT IN ETİK GÖRÜŞÜ: İNSANIN DEĞERİ. Temel Kavramlar: Ahlak yasası, isteme, ödev, pratik akıl, maksim.

Sayı Kavramı ve Sayma

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/8

Tarcan Matbaacılık Yayın San. Zübeyde Hanım Mah. Samyeli Sok. No: 15. İskitler-Ankara Tel:

Uluslararası Hukuk (UI507) Ders Detayları

Sunuş yoluyla öğretimin aşamaları:

ANAYASA MAHKEMESİ KARAR GEREKÇELERİNİN BAĞLAYICILIĞI SORUNU

BEZMİALEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ. Sınav Uygulama, Ölçme ve Değerlendirme Yönergesi Esasları

7. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRUİYETİ

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI

BÖLÜM 4 İÇ KONTROL SİSTEMİ

İNSAN FAKTÖRLERİ. 3. Hafta / Yanlış İzlenimler Tevfik Uyar

Ders Kodu Dersin Adı Yarıyıl Teori Uygulama Lab Kredisi AKTS RI-801 Uluslararası Güvenlik ve Strateji

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI

Sayı Kavramı ve Sayma

Logos Münazara kuruluşunda temel aldığı kriterlerden asla taviz vermemeyi kendisine ilke edinmiştir.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FELSEFEYE GİRİŞ DKB

SORU : CEVAP: SORU: CEVAP:

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

UZMANLIK DERNEKLERİ ETİK KURULLAR KILAVUZU. TTB-UDEK- Etik Çalışma Grubu

A Tüm S ler P dir. Tümel olumlu. E Hiçbir S, P değildir. Tümel olumsuz. I Bazı S ler P dir. Tikel olumlu. O Bazı S ler P değildir.

Hukuka Giriş (LAW 101) Ders Detayları

1) Okuma 1.1. Okumanın Öğeleri:

ÖZEL ÖĞRETİMİ YÖNTEMLERİ. Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi (ÖABT)

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

7. Küresel Sahtecilik ve Korsanla Mücadele Kongresi (İstanbul, Türkiye)

ELEKTRONİK İMZALARA İLİŞKİN UNCITRAL MODEL KANUN TASARISI

İDARİ YARGILAMA USULÜNDE İSPAT

Türk Göç ve İltica Hukukunun Temelleri:

Cilt / Volume: 5 Sayı / No: 2 Kasım/November 2015 ISSN

ÜYE ROBERT CAROLAN TARAFINDAN BİLDİRİLEN KARŞIOY VE MUTABIK GÖRÜŞ YAZISI

DİS 1 ( ) SINIF A DERS ÜNİTE KAZANIM. 8. sınıf 1 Türkçe Okuduğu metni anlama ve çözümleme Metne ilişkin sorular oluşturur.

6. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

Yazılı Ödeviniz Hakkında Kendinize Sormanız Gereken Bazı Sorular

Ontolojik Yaklaşım (*)

BİLİMSEL ARAŞTIRMA NASIL YAPILIR I YRD. DOÇ. DR. İBRAHİM ÇÜTCÜ

Fiziksel Sistemlerin Matematik Modeli. Prof. Neil A.Duffie University of Wisconsin-Madison ÇEVİRİ Doç. Dr. Hüseyin BULGURCU 2012

Daha iyi, daha sorunsuz, daha kolay, daha cazip, daha ekonomik olana ulaşabilmek içinse;

T.C ÇAYIROVA BELEDİYESİ HUKUK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

Editör İbrahim H. Diken ÜNİTE 11 ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ OLAN ÖĞRENCİLER. Prof. Dr. Rüya Güzel Özmen

Investment Challenge Turkey

Doç. Dr. SERDAR GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU

Dr. Uğur URUŞAK. Ceza Hukukunda Hukuka Uygunluk Sebebi Olarak Bir Hakkın Kullanılması

BĠLĠŞSEL GELĠŞĠM. Jean Piaget ve Jerome Bruner. Dr. Halise Kader ZENGĠN

PROBLEM ÇÖZME BASAMAKLARI ve YARATICI DÜŞÜNME

İÇİNDEKİLER. Yedinci Baskıya Önsöz 15 İkinci Baskıya Önsöz 16 Önsöz 17 GİRİŞ 19 I. BÖLÜM FELSEFE ÖĞRETİMİ 23

Anayasa Hukuku (Genel İlkeler) (LAW 107) Ders Detayları

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

Kazanımların Değerlendirilmesi. Doç. Dr. Muhittin ÇALIŞKAN NEÜ Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi

8. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ

Benlik Bilgisinin Değişik Yönleri

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO HBYS Programı. Yargı Örgütü Dersleri

ALİ ÖRNEK 29 Haziran 2015 YETKİLİ KULLANICI STANDART RAPOR GENEL MUHAKEME TESTİ. Yetenek. Adapt-g. Psychometrics Ltd.

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (OMBUDSMANLIK)

Ceza Hukuku Genel İlkeler - II (LAW 236) Ders Detayları

Transkript:

Manuel Atienza, Hukukta Argümantasyon, Çev.: Ertuğrul Uzun, Hukuk Kuramı, C. 1, S. 4, Temmuz-Ağustos 2014, ss. 16-20. HUKUKTA ARGÜMANTASYON ARGUMENTATION IN THE LAW Manuel Atienza * Manuel Atienza Metin, IVR Online Encycylopedia of Jurisprudence, Legal Theory and Philosophy of Law daki Argumentation in the Law başlıklı maddesinin çevirisidir. Orijinal metin için bkz.: Manuel Atienza, Argumentation in the Law, IVR Encyclopedia of Jurisprudence, Legal Theory and Philosophy of Law, <http://ivr-enc.info/index.php?title= Argumentation_in_the_Law> (08.08.2014). Çeviri, yazarın izniyle yayımlanmaktadır. This text is the translation of the entry titled Argumentation in the Law at IVR Online Encycylopedia of Jurisprudence, Legal Theory and Philosophy of Law. For the original entry see Manuel Atienza, Argumentation in the Law, IVR Encyclopedia of Jurisprudence, Legal Theory and Philosophy of Law, <http://ivr-enc.info/index.php?title= Argumentation_in_the_Law> (08.08.2014). The translation is published with the permission of the author. Türkçesi Ertuğrul Uzun ** Translated by Ertuğrul Uzun * Hukuk Felsefesi Profesörü, Alicante Üniversitesi Hukuk Fakültesi, İspanya. ** Doç.Dr., Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı, erugrulu@anadolu.edu.tr.

Hukuk Kuramı, C. 1, S. 4, Temmuz-Ağustos 2014 I. Giriş Hukuktaki argümantasyon düşüncesi karar düşüncesi ile sınırlı bir bağlantıya sahiptir, zira hukuki akıl yürütme pratik akıl yürütmenin bir türüdür; ne var ki, akıl yürütme ve karar verme çoğunluk aynı gerçekliğin iki farklı yüzü olsalar da, tam olarak aynı şey değildirler: Akıl yürütmeden (nedenler sunmaksızın yahut en azından açık nedenler sunmaksızın) karar vermek mümkündür ve hukukta en azından doğrudan karar vermek zorunda olmadığımız ama bir konuda bir görüş veya inanca ulaşmak durumunda olduğumuz bağlamlarda argümanlar üretiriz. Akıl yürütme faaliyetini problem çözmeyle de teşhis edemeyiz: bir problem argümantatif olmayan bir tarzda da çözülebilir ve her hâlükârda problemlerin çözümü, akıl yürütmeden başka bir şeyi kural olarak işaret eder; fakat kategorik olarak şunu söyleyebiliriz: akıl yürütme problemlerin çözülmesi (veya daha genel olarak halledilmesi) bağlamında gerçekleşen bir şeydir. Hangi disiplin olursa olsun temel nosyonlar söz konusu olduğunda geçerli olduğu gibi, argümantasyon da karmaşık bir kavramdır. Bu karmaşıklık şu olguların sonucu değil: argümantasyonun şu veya bu ölçüde birbirinden bağımsız farklı anlamlarının bulunması; bazılarının argümantasyonun dar ve doğru bir anlamının bulunduğun, diğer anlamların ise türetilmiş yahut tali karakterde olduğuna inanması; kavramı kullandığımız bütün durumlara uygulanacak bir özellik veya özellikler dizisi teşhis etmenin imkansız olması ( oyun da söz konusu olduğu gibi); yahut argümantasyon, Gallie nin [1956] kullandığı anlamıyla bir temeli itibariyle itiraz edilebilir kavram dır. Karmaşıklık daha çok şu olgudan kaynaklanır: oldukça soyut olan argümantasyon kavramını uzun uzadıya açıklamak mümkündür, ancak bu kavram farklı yorumlara, farklı anlaşılışlara açıktır. Bu algılanış çokluğuna ilişkin açıklama ( adalet veya hukuki pozitivizm gibi temeli itibariyle tartışmaya açık kavramlar da olduğu gibi) değer çoğulculuğu değil, bağlam çoğulculuktur: karşılaştığımız problem, akıl yürütmeye farklı değerler yüklüyor olmamızdan değil, farklı bağlamların hepsinde aynı tarzda argüman üretmiyor (üretemiyor) olmamızdan kaynaklanır. Oldukça soyut bir bakış açısından, argümantasyonda şu üç unsuru teşhis etmek daima olanaklıdır: 1) bir dil; akıl yürütme bir konuşma eylemidir; 2) akıl yürütme ihtiyacını ortaya çıkaran bir problem veya soru: argümantasyon bir quo terimi problem- ile bir ad quem terimi çözüm- arasında yer alan bir faaliyet türüdür; 3) bu tür faaliyetin sonucu üç unsuru birbirinden ayırmayı mümkün kılan bir dizi ifadedir: öncüller, sonuç ve çıkarım (öncüller ile sonucu birbirine bağlayan bağıntı türü); 4) argümanı geçerli, hatalı, güçlü, ikna edici vb olarak niteleme yetkisi veren bazı ölçütler. Genel olarak konuşacak olursak, yazarlar hukuktaki argümantasyonun anlaşılmasına ilişkin iki farklı tarzı birbirinden ayırmışlardır; bu dikotomi uçlardan bir tanesinin hep aynı kalırken (dedüktif formel mantık) diğerinin yazardan yazara değişmesinden kaynaklanır: Viehweg de [1953] topik, Perelman da [bkz. Perelman/Olbrecht-Tyteca 1969] retorik, Toulmin de [1958] işleyimsel mantık vb. Argümantasyonun üç farklı algılanışından kaynaklanan üç boyutunu, bu boyutların veya pespektiflerin her birini biricik yahut temel boyut veya perspektif kabul ettiğimiz takdirde birbirinden ayırmamız mümkün: formel algılanış, maddi algılanış ve pragmatik algılanış; pragmatik algılanışta retorik ve diyalektik algılanışlar arasında da yeni bir ayırım yapmamız gerekiyor. Argümantasyon alanının bu şekilde bölünmesi oldukça açık bir şey ve aynı şekilde sunulmasında pek çok yazarda karşılaşabileceğimiz bir durum. II. Hukukta argümantasyonun üç farklı algılanışı Argümantasyon, problem nosyonu ve akıl yürütme ihtiyacının ortaya çıktığı durumların çokluğu arasındaki bağlantı, bu üç algılanış arasındaki farklılığı ortaya koymada anahtar role sahip. İlk durum tipi, matematik veya mantıktaki bir problem gibi formel problemlerin çözümüyle ilişkili. Bunlar formel problemler zira, belli bir anlamda, dünyanın nasıl olduğuna ilişkin bir soyutlama yaparlar; ne ki bu, bu tip problemlerin toplumsal pratikle ilişkili olmadığı anlamına gelmez: 17

Atienza/Hukukta Argümantasyon formel mantık, söz gelimi, bizatihi bir pratiktir, fakat bunun yanında bu tip problemlerin çözümüyle uğraşmak tamamen formel olmayan problemlerin çözülmesi için iyi bir eğitimdir. Formel algılanış veya perspektif açısından öncüller ve sonuç yorumlanmış ifadeler değildir veya, bu şekilde ifade etmeyi tercih ederseniz, tamamen soyut anlamda yorumlanmışlardır. Dolayısıyla dilin sentaktik yönüne (ve aynı zamanda soyut semantiğe) ve çıkarım nosyonuna vurgu yapılır: önemli olan öncüllerin ve sonucun doğruluğu değil, öncüllerden sonuca geçmeye izin veren formel şemaların neler olduğudur. Bu perspektifte, akıl yürütme bizatihi bir faaliyet olarak değil, bir faaliyetin sonucu olarak görülür. Akıl yürütmenin kendileriyle işlediği doğruluk ölçütleri çıkarım kurallarınca sağlanır (bu kurallar dedüktif çıkarım kurallarıyla sınırlı olmak zorunda değildir). Bununla birlikte akıl yürütme ihtiyacı genellikle tamamen formel bir problemin çözülmesi ihtiyacından kaynaklanmaz. İhtiyaç sıklıkla, şunun gibi maddi problemlerle ilişkili olarak ortaya çıkar: Bir fenomenin açıklanması, bir olayın tahmin edilmesi, olup bitmiş bir şeyin ortaya çıkarılması, bir eylemin gerekçelendirilmesi, bir kişinin bir şeyi yapması gerektiğinin söylenmesi vs. Maddi bir problemin çözümü (veya çözümün argümantatif yönü) bazı (zorunlu olarak dedükti olmayan) akıl yürütme formlarının kullanılmasını gerektirir, fakat artık vurgu, akıl yürütmeyi yapan kişinin iddia ettiği hakikate uygunluk yahut doğruluğun beyanları olarak görülen öncüllere (ve sonuca) yapılmaktadır. Artık akıl yürütme sonuçtan ziyade bir faaliyet olarak görülmektedir. (Kaynaklar hakkındaki, geçerlilik hakkındaki, yorum hakındaki) metodolojik kurallar, bir önceki algılanıştaki çıkarım kurallarının oynadığı role benzer bir rol oynar. Nihayet, akıl yürütme ihtiyacını ortaya çıkaran üçüncü tipte bir durum vardır: başka bir kişiyle (veya kişilerle) ilişkiye girdiğimizde ve bir tezi nasıl savunacağımız veya bir teze nasıl saldıracağımız problemiyle karşı karşıya kaldığımızda, sonuçta diğerlerinin kendi görüşümüzü yahut en azından belli rasyonel tartışma kurallarına uyulduğunda görüşümüzü kabul etmelerini sağlamak durumundayızdır. Şimdi vurgu, akıl yürütmenin etkilerine, iknaya yapılmaktadır ve böylece öncüller (ve sonuç) taraflarca kabul edilmiş ifadeler olarak görülür. Burada akıl yürütme bir faaliyet olarak görülmektedir, ama maddi algılanışa karşıt olarak bu faaliyet zorunlu olarak toplumsal bir doğadadır: akıl yürütme, farklı özneler arasında meydana gelen bir ilişkidir. Bu noktada, diyalektik algılanış ile retorik algılanış arasında yapılması gereken bir alt ayırım daha bulunuyor. İlkinde, bu söylediklerimize ek olarak ilişki, süreçte aktif rol oynayan iki veya daha fazla özne (taraftar ve muhalif) arasında ortaya çıkmakta, ikincisinde ise bir konuşmacı ile, esasen pasif bir role sahip olan, söylemin belli bir muhatabı (dinleyici kitlesi) arasında ortaya çıkmaktadır. Farklı diyalog tiplerini retorik konuşmaları düzenleyen kurallar burada önceki algılanışlarda çıkarım ve metodolojik kuralların oynadığı rolü oynar. III. Akıl yürütmenin ideal tiplar olarak algılanışları Akıl yürütmenin üç algılanışı veya boyutu ideal tiplere, gerçekten varolan argümantasyonların genel olarak yalnızca bu salt tiplere uymaması anlamında, bir ölçüde benzerler. Bunun iki nedeni vardır. Birincisi, bu üç algılanış birbirleriyle uyumlu değildirler yahut zorunlu değildirler: söz gelimi, argümantasyonun formel geçerliliği çoğunluk geçerlilik yahut maddi doğruluk açısından zorunlu (fakat normalde yeterli olmayan) bir koşuldur; ve akıl yürütmenin formel yanlışlığını göstermek güçlü bir diyalektik araçtır; hem retorik hem diyalektik akıl yürütme ortak bazı hususlar (öncüller) gerektirir; vb. Diğer neden, bireylerin dahil olduğu ve akıl yürütme ihtiyacı ortaya çıkaran (Toulmin in ifadesini kullanırsak) rasyonel teşebbüslerin bir şekilde bütünlük ü ortaya çıkarmayı amaçlamasıdır. Yani, bu teşebbüslerin amaçları ve değerleri sadece formel, maddi veya usuli değildir. Daha da özele inersek, hukuki akıl yürütmede bunlardan biri olmaksızın yapamayız, zira her bir algılanış hukuk sistemlerinin temel değerleriyle özel bir şekilde bağlantılıdır: kesinlik, formel algılanışa; doğruluk ve adalet maddi algılanışa; kabul edilebilirlik ve konsensüs ise pragmatik algılanışa. Bu şekilde, yargısal gerekçelendirme ideali, iyi nedenleri uygun tarzda 18

Hukuk Kuramı, C. 1, S. 4, Temmuz-Ağustos 2014 sunmak, böylece de dinleyici kitlesinin kabulüne ulaşmak sorunu şeklinde ifade edilebilir. Bununla birlikte, her ne kadar, genel olarak konuşursak, hukuki akıl yürütme, akıl yürütmenin bu üç farklı anlaşılışından gelen unsurların özel bir birleşimi ise de, bu, hukuki akıl yürütmedeki, hakim role sahip algılanış veya algılanışları teşhis etmeyi de engellemez. Mesela, avukatların akıl yürütmesi (çatışan çıkarları savunan taraflar arasındaki ihtilaf açısından bakılırsa) esasen diyalektik bir doğaya sahip görünür ve (yargıcı veya jüriyi belli bir teze ilişkin olarak ikna etmek için kullanılan argüman şeklinde görüldüğünde) retoriktir. Belki benzer bir şey, yasamadaki akıl yürütme açısından da söylenebilir. Muhatapların diğer yasama organı üyeleri Parlamentonun diğer üyeleri- mi yoksa genel olarak kamumu, yani seçmenler mi olduğuna göre diyalektik veya retorik yaklaşım öne çıkabilir. Formel algılanış, sonuç (yargıçların metni) olarak görülen yargıç kararlarına yoğunlaşan bazı hukuk kuramcılarının çalışmalarını açıklarken kullanışlıdır. Ve maddi algılanış yargı kararlarının gerekçelendirilmesinin çekirdeğini oluşturur. IV. Sonuç Bu üç perspektifin birbirinden ayırılması kısır tartışmalardan kurtulmak veya ilgi çekici bir hakimiyeti daha iyi anlamak için kullanışlı olabilir. Söz gelimi, böyle yapmakla, akıl yürütmeyi analiz ederken, değerlendirirken veya akıl yürütürken bu algılanışlardan birini seçmek zorunda olmamız için hiçbir neden olmadığını anlayabiliriz: mantıkçıların genellikle bize sundukları (formel unsurları merkeze alan veya formel unsurlarla sınırlı) algılanış; her ne kadar kendilerini yargısal alanla sınırlamış da olsalar asıl olarak maddi unsurlarla ilgilenen Dworkin [1986 ve 1996], Summers [1978], Raz [1999] veya Nino [1985] gibi yazarların iddiaları; veya Perelman veya Toulmin tarzında retorik veya diyalektik algılanışı seçmek. Bu basit bir yanlış dilemma: bu yaklaşımların her biri hukuki akıl yürütme pratiğinin önemli bir yönünün temelini oluşturuyor, fakat tek başlarına yetersiz, indirgemeci. Esasında, hukuki akıl yürütmenin standart algılanışı denebilecek şey (Alexy [1989], MacCormick [1995], Peczenik [1989] ve Aarnio [1987]) bu üç algılanışın veya perspektifin içeriğinin bir birleşimidir. Bu bizi keşif bağlamı (veya kararın alınması) ile hukuki kararların gerekçelendirilmesi bağlamı arasındaki ayırıma götürür. Gerekçelendirme bağlamı, hukuki akıl yürütmenin incelenmesinde ( standart algılanış kendisini temelde yüksek mahkemelerde yargıçların kararlarındaki hukuki gerekçelendirme ile sınırlamıştır) büyük öneme sahip olmuştur ve maddi veya pragmatik algılanışla değil, sadece formel algılanışla incelenebilir; yani akıl yürütme sadece bir ürün olarak görüldüğünde işe yarar, bir faaliyet olarak düşünüldüğünde değil. Yahut sözünü ettiğimiz ayırım bize hukuki safsataların çalışılmasında yardımcı olacak bir şema sunar; yani, ister formel, ister maddi isterse pragmatik olsun, iyi akıl yürütmenin ölçütlerine uymayan ama güçlü görünen argümantasyonları teşhis edebiliriz. Kaynakça Aarnio (1987): Aulis Aarnio, The Rational as Reasonable. A Treatise on Legal Justification, Reidel, Dordrecht. Aarnio-Alexy-Peczenik (1981): Aulis Aarnio, Robert Alexy y Aleksander Pczenik, "The Foundation of legal reasoning", in Rechtstheorie, 12. Alexy (1989): Robert Alexy,: A Theory of Legal Argumentation, Oxford University Press, 1989. Dworkin (1996): Ronald Dworkin, A matter of Principles, Clarendon Press Dworkin (1986): Ronald Dworkin, Law s Empire, Harvard University Press. Feteris (1999): Eveline T. Feteris, Fundamentals of Legal Argumentation, Kluwer Gallie (1956): W. B.. Gallie, "Essentially contested concepts", in Proceedings of Aristotelian Society, 56. MacCormick (1995): Neil MacCormick, Legal Reasoning and Legal Theory, Oxford University Press. 19

Atienza/Hukukta Argümantasyon Nino (1985): Carlos S. Nino, La validez del Derecho, Astrea, Buenos Aires. Peczenik (1989): Aleksander Peczenik, On law and Reason, Kluwer Academic Publishers, Dordrecht- Boston-London, 1989. Perelman/ Olbrecht-Tyteca ( 1969): Chaïm Perelman y Lucie Olbrecht-Tyteca, : The New Rhetoric: A Treatise on Argumentation, University of Notre Dame Press, London. Raz (1999): Joseph Raz, Practical Reasons and Norms, Oxford University Press. Summers (1978): Robert S. Summers, "Two Types of substantive Reasons: The Core of a Theory of Common Law Justification", Cornell Law Review,. 63. Toulmin (1958): Stephen E. Toulmin, The Uses of Argument, Cambridge University Press. Viehweg (1953): Theodor Viehweg, Topik und Jurisprudenz 20