HAK VE ADALET Ali Osman Gündoğan

Benzer belgeler
AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI

ONKOLOJİ HEMŞİRELİĞİ VE ETİK. Prof. Dr. Nermin Ersoy Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı

İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ

ETİK İLKELER. Doç.Dr. Süleyman KALELİ Tıp Fakültesi Öğr.Üyesi

MÜHENDİSLİK ETİĞİ Emin Direkçi

1. İnsan Hakları Kuramının Temel Kavramları. 2. İnsan Haklarının Düşünsel Kökenleri. 3. İnsan Haklarının Uygulamaya Geçişi: İlk Hukuksal Belgeler

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF FELSEFE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

Yard. Doç. Dr. Sezgin Seymen ÇEBİ. Uluslararası Antalya Üniversitesi Hukuk Fakültesi. SOSYAL ADALET Tarihsel ve Kuramsal Bir Bakış

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

HUKUK FELSEFESİNİN TEMEL SORUNLARI

İNSAN HAKLARI CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 11.00

Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ. Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAK İLKOKULU ETİK KOMİSYONU FAALİYET PROGRAMI

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

ETİK VE MÜHENDİSLİK ETİĞİ

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri

HUKUKA GİRİŞ ve HUKUKTA YÖNTEM

İSMAİL VATANSEVER ETİK VE BİYOETİK KAVRAMLARININ KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ İLE İLİŞKİSİ

1.4.Etik Sistemleri Etik ilkelerin geliştirilmesinde temel alınan yaklaşımlar hakkaniyet ilkesi, insan hakları, faydacılık ve bireysellik

İnsanların, sadece insan olması nedeniyle sahip oldukları devredilemez ve vazgeçilemez haklardır.

Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi 4 Aralık Dr. K. Ahmet Sevimli Yardımcı Doçent Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi

KİTAP İNCELEMESİ SİSTEMATİK FELSEFE BAĞLAMINDA PLATON ARİSTOTELES KARŞILAŞTIRMASI. Prof. Dr. Arslan Topakkaya, İstanbul, Nobel Yay. 2013, 310 s.

Hazırlayan: TACETTİN ÇALIK. Tacettin Hoca İle KPSS Vatandaşlık

ETİK.

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı Adalet Meslek Etiği Dersleri

Fen - Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü

ERBİL BEYTAR İŞÇİNİN KİŞİLİĞİNİN VE KİŞİSEL VERİLERİNİN KORUNMASI

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ ANAYASASI

Öğretmenlik Meslek Etiği

1: İNSAN VE TOPLUM...

İNSAN HAKLARI SORULARI

TOPLUMSAL DAVRANIŞ KURALLARI ve HUKUK. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

1. Belli bir toplumun belli bir döneminde, bireysel ve toplumsal davranış kurallarını belirleyen ve inceleyen bilim tanımı aşağıdakilerden hangisine

Prof.Dr.Muhittin TAYFUR Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

İNSAN HAKLARI. Sosyal ve Ekonomik Haklar Kültürel haklar (10. Hafta)

Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Odabaş

SPOR HUKUKU 1.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

EĞİTİMİN SOSYAL TEMELLERİ TEMEL KAVRAMLAR. Doç. Dr. Adnan BOYACI

İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal

ÇOCUK HAKLARI HAFTA 2

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. HBYS Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri

Öğretmenlik Meslek Etiği. Test-1

Kelimenin en dar anlamıyla,neyin doğru veya yanlış sayıldığı (sayılması gerektiği) ile ilgilenir.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FELSEFEYE GİRİŞ DKB

SORUNLARINA ÖRNEKLERLE BĐR B R BAKIŞ

(CAL 2301 SOSYAL DÜŞÜNCELER TARIHI) 1. Hafta: Antik Yunan da Toplumsallık Düşüncesi

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

Dr. Uğur URUŞAK. Ceza Hukukunda Hukuka Uygunluk Sebebi Olarak Bir Hakkın Kullanılması

SCA Davranış Kuralları

ÜNİTE:1. Vergi Hukukuna İlişkin Genel Bilgiler ÜNİTE:2. Vergi Hukukunun Kaynakları ÜNİTE:3. Vergi Kanunlarının Uygulanması ÜNİTE:4

İMAR HUKUKUNDAN KAYNAKLANAN TAZMİNAT DAVALARI

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Avukatlar için Eğitici Eğitimler TASLAK PROGRAM. 28 Eylül 1 Ekim Birinci Aşama: Hak Temelli Eğitimler. Wyndham Hotel, İzmir.

Sizin değerleriniz neler ve neden bu değerlerin önemli olduklarını düşünüyorsunuz? Neyin önemli olduğuna inanıyorsunuz?

KİŞİLİK HAKKI İHLALİ KAPSAMINDA İNSAN ÜZERİNDE YAPILAN DENEYLER VE HUKUKİ SONUÇLARI

ESKİŞEHİR ATATÜRK MESLEK LİSESİ 2. DÖNEM 1. YAZILI YOKLAMA SORULAR.

Birleşmiş Milletler Avukatların Rolüne İlişkin Temel İlkeler Bildirgesi (Havana Kuralları)

KAMU DÜZENİ K AVR AMI

12/24/2013. Sağlık Ekibi Üyeleri

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

Sinema ve Televizyon da Etik. Meslek Etiği, İletişim (Medya) Etiği

ÜNİTE:1. Kurallar, Devlet ve Hukuk ÜNİTE:2. Hukukun Uygulanması ÜNİTE:3. Hukuk Sistemleri ve Türk Hukuk Tarihi ÜNİTE:4. Yargı Örgütü ÜNİTE:5

TOPLUMSAL DAVRANIŞ KURALLARI VE HUKUK. Dr.Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

Kohlberg e Göre Ahlak Gelişimi Kohlberg ahlak gelişiminin gelenek öncesi, geleneksel ve gelenek sonrası olmak üzere üç düzey içinde gerçekleştiğini

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

Yakın Çağ da Hukuk. Jeremy Bentham bu dönemde doğal hukuk için "hayal gücünün ürünü" tanımını yapmıştır.

Ümit GÜVEYİ. Demokratik Devlet İlkesi Çerçevesinde. Seçimlerin Yönetimi ve Denetimi

Derleyen ve çeviren Erol Erduran

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

PROGRAM Eylül Avukatlar için Eğitici Eğitimler. Birinci Aşama: Hak Temelli Eğitimler. Point Hotel, Ankara

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

İÇİNDEKİLER SUNUŞ 7 ÖNSÖZ BİRİNCİ BÖLÜM EŞİTLİK KAVRAMI

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. HBYS Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri

ANAYASA DERSĐ ( ) ( GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI

T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ,

1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri. 2. Suçun Yapısal Unsurları. 3. Hukuka Aykırılık Unsuru

Yrd.Doç.Dr. TUNCAY SAYGIN

Mesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 3 Etik ve İlişkili Kavramlar

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

HUKUKA ve AHLÂKA AYKIRILIK UNSURLARI ÇERÇEVESİNDE SALT MALVARLIĞI ZARARLARININ TAZMİNİ

OSMANCIK KAYMAKMLIĞI NENAHTUN ORTAOKULU MÜDÜRLÜĞÜ AİLEM OKULDA PROJESİ

ÖNSÖZ... vii KISALTMALAR LİSTESİ... xv GİRİŞ...1

FETHİYE. Tübakkom 10. Dönem Sözcüsü. Hatay Barosu.

ÜNİTE 1: Sosyal Düzen Kuralları ÜNİTE 2: Hukuk Kurallarının Yaptırımı ÜNİTE 3: Hukuk Kurallarının Geçerlilik,Yürürlük ve Uygulama Sorunu ÜNİTE 4:

Mesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 1 Sorumluluk-Ahlak-Etik-Etik Teorileri

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

4.HAFTA/KONU: IMMANUEL KANT IN ETİK GÖRÜŞÜ: İNSANIN DEĞERİ. Temel Kavramlar: Ahlak yasası, isteme, ödev, pratik akıl, maksim.

HUKUK VE HUKUK BİLİMİ ÜZERİNE

SAF GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. RÜŞVET VE YOLSUZLUKLA MÜCADELE POLİTİKASI

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

MÜLKİYET HAKKI VE TOPLUMSAL ETKİSİ. Prof. Dr. Şebnem AKİPEK ÖCAL Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi

Transkript:

HAK VE ADALET Ali Osman Gündoğan GİRİŞ Adalet hakkında yapılan tanımların ve felsefe tarihinde ortaya çıkan adalet ile ilgili anlayışların genelinde ortak bir taraf aranacak olursa, bu ortak tarafın hak olduğu ve adaletin, ancak ve ancak hak kavramı dikkate alınarak tanımlanabileceği, hatta tanımlanmasından da öte gerçekleşebileceği görülmektedir. Hak kavramının yanında eşitlik, özgürlük gibi kavramları dikkate alarak adalet tanımları yapma eğilimleri olsa da, hak gerçekleşmediği takdirde özgürlük ve eşitliğin de fazlaca bir anlamı olmadığı görülecektir. Çünkü hak ile adalet arasında özsel bir bağ vardır ve hak, adaletin önkoşulu, olmazsa olmazıdır. Hatta denilebilir ki, adalet, tek başına gerçekleşebilecek pozitif bir proje değil, hakların gerçekleşmesinin sonucunda kendiliğinden ortaya çıkan bir değerdir. Çünkü her adalet arayışı ve adalet talebi, bir hak ihlalinin sonucudur. ÇEŞİTLİ ADALET GÖRÜŞLERİ Adalet, siyaset felsefesinin temel bir konusu olmakla birlikte, ahlak felsefesinin bir sorunu olarak ta ele alınıp işlenmiştir. Ancak varlık ile insani dünya arasında ilişkiler kurmak suretiyle, bütün varlıklar arasındaki ilişkileri insani dünyanın ilişkileriyle anlamaya çalışan kimi filozoflarda adalet, metafizik bir tarzda da temellendirilmeye çalışılmıştır. Böyle bir düşüncenin en eski örneği Anaximandros tur. Anaximandros a göre, varolan şeylerin arkesi apeirondur. Şeyler ondan meydana gelirler ve yine zorunlu olarak onda ortadan kalkarlar; çünkü onlar zamansal sıraya uygun olarak birbirlerine karşı işlemiş oldukları haksızlıkların cezasını öderler. Bu cümle, evrende bir ahlak ilkesinin veya bir hukuk ilkesinin varlığına işaret eder ve yapılan haksızlığın sonucu olan cezanın aynı muameleye maruz kalmak suretiyle ödenebileceği ve adaletin bu suretle gerçekleşebileceğini ima eder. Bu fikir, değişik biçimlerde misilleme, dişe diş, göze göz biçimlerinde bazı doktrinlerde ve dinlerde de dile getirilmiştir. Bu anlayışa göre varolmak için bir başkasının varlığını ortadan kaldıran bir varlığın kendisi, bu haksızlığını ortadan kalkmakla öder Adalet budur. 1 Bu düşüncenin bize sunduğu fikir, adaletsizliğin haksızlıkla ortaya çıktığı, adaletin de ancak haksızlığı ödemekle gerçekleşebileceğidir. Ne var ki bu düşüncede adaletsizlik, haksızlık olarak anlaşılmakla birlikte, hakkın bizatihi bir anlamı olup olmadığı belli değildir. O, sadece haksızlığın telafisi olarak düşünülmekte, hakkın gerçekleşmesi için haksızlığın adeta ön şart olduğu ima edilmektedir. Adalet konusundaki ilk derli toplu ve sistematik görüşler Platon ve Aristoteles ile başlamıştır. Platon adaleti, cesaret, bilgelik ve kendine hakim olma erdemleriyle birlikte en önemli erdem olarak görür ve onu uyum 9-11 Ekim 2003 tarihlerinde Muğla Üniversitesi nde düzenlenen Adalet konulu sempozyuma sunulan bildiridir. Muğla Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü. 1 Ahmet Arslan, İlkçağ Felsefe Tarihi, Ege Üniversitesi Basımevi, İzmir, 1995, s. 50.

olarak düşünür. Bu uyum, site düzeyinde sosyal sınıflar arasındaki uyum; birey düzeyinde de ruhun kısımları arasındaki uyumdur ve bu suretle adalet hem ahlakın hem de siyasetin konusu olarak ortaya çıkar. Adaleti ancak örgütlü bir toplumda mümkün gören ve sosyal sınıflar arasındaki uyumu da, her sınıfın kendi görevini yapması ve başkasının işine karışmamasında bulan Platon, adaletsizliği, farklı sosyal sınıflara eşit davranmakta görür ve bu durumu bir haksızlık olarak nitelendirir. Adaletsizlik bir haksızlık ise adalet de hakka uygun olandır. Platon un sınıflı toplumunda adalet, her sınıfa hakkı ne ise onu vermeyi gerektirir. Her sınıfın da görevi ve hakkı bellidir. Buna göre, herkese hakkı olanı vermek belli bir yük karşılığında bir yarar sağlamak anlamına gelir ki, bu anlamda adalet, herkesin kendi işine, sınıfına ve durumuna bağlılıktır. 2 Platon, adaletsizlikten hareketle adalete ulaşırken, adaletsizliği bir haksızlık olarak görmek eğiliminde olduğu için, adaleti de hakka uygunluk biçiminde anlamaktadır. Aristoteles, adaletin tam bir tanımını yapmanın güçlüğünden dolayı, adaletsizlikten ve özellikle adaletsiz insanın özelliklerinden hareketle adaleti ele almaya çalışır. Hem yasaya uymayan insanın, hem de eşitliği gözetmeyen insanın adaletsiz olduğu düşünülüyor. O halde açık ki, yasaya uyan insan da eşitliği gözeten insan da adaletli olacaktır. Öyleyse adalet yasaya uygun olanda ve eşitliği gözetende, adaletsizlik ise yasaya aykırı olanda, eşitliği gözetmeyende olur. 3 Haklı olmayı da, yasal olan şeyler olarak gören Aristoteles, yasaya uygun olanların her birinin hak olduğunu söyler. Yasalar da herkes için konulduğu için, politik toplumda mutluluğu ve onun öğelerini oluşturan ya da koruyan şeylere bir anlamda haklar diyoruz. 4 Kendi amacını kendinde taşıyan bir erdem olarak düşünülen adalet, bir başkasıyla ilişki de ortaya çıkar. Bundan dolayı erdemlerin en önemlisi, hatta bütün erdemleri kendinde toplayandır. Adalet erdemin bütünü, adaletsizlik de kötülüğün bütünüdür. Kötülük, haksızlıkla birlikte ortaya çıkar. İşte bu durumda ortaya çıkan ve başkasına zarar vererek oluşan durumun adı adaletsizliktir. Aristoteles, adaleti erdemin bütünü olarak ele almanın yanında, ayrıca erdemin bir parçası olarak birkaç adalet çeşidi olduğunu da belirtir ve asıl olarak erdemin bir parçası olan adalet üzerinde durur ve bu biçimde ele alınan adaletin iki türünü birbirinden ayırır. Özelinde adaletin- ve ona karşılık olan hakkın- bir türü, onurun, paranın ya da topluma katılanlar (yurttaşlar) arasında bölüştürülebilir olan diğer şeylerin dağıtılmasında söz konusu olanıdır ; bir başka türü ise alışverişlerde düzeltici olanıdır. 5 Aristoteles bunlardan ilkine dağıtıcı (distributive), diğerine de denkleştirici (corrective) adalet adını verir. Dağıtıcı adalet, sitede iyilik ve şerefleri hakkaniyetli bir şekilde dağıtmakla ilgilenir. Diğeri ise, haksız şekilde elde edilmiş üstünlüklere, çıkarlara, başkalarına verilen zararlara uygulanacak cezaları denkleştirmeye çalışır. Öyleyse, sitede, vatandaşların karşılıklı ilişkilerini düzenleyen kural olarak yani dağıtıcı adalet adı altında kişilerin yükümlülük ve haysiyetlerinin 2 Yıldız Karagöz, Liberal Öğretide Adalet, Hak ve Özgürlük, Cumhuriyet Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:26, Sayı:2, s. 270. 3 Aristoteles, Nikomakos a Etik, Çev., Saffet Babür, Ankara, Ayraç Yayınevi, 1997, s. 89-90. 4 A.g.e., s. 90. 5 A.g.e., s. 93.

bölüşümünü, denkleştirirci adalet adı altında da, eşitlik ilkesine göre ekonomik mübadeleleri düzenler. 6 Böylece adalet, bir taraftan hak normuna saygı göstermeyi gerektiren ahlaki prensibi, diğer taraftan da başkalarının haklarına saygı göstermekten ibaret olan erdemi ifade eder. Her iki adalet türünde de söz konusu olan şey, adaletsizliğin eşitsizlik, eşitsizliğin haksızlık dolayısıyla da adaletsizliğin haksızlık olduğu; tersine olarak ta adaletin eşitlik, eşitliğin hak ve dolayısıyla da adaletin hak olduğudur. Adalet, hak kavramına göre ele alınmakta ve hak kavramının nasıl anlaşıldığına bağlı olarak tanımı değişebilmektedir. Ancak değişmeyen şey, adalet arayışının zorunluluğu ve hak gerçekleşmeden adaletin de gerçekleşemeyeceğidir. Yahudilik ile başlayan ve Hırıstiyanlık ile birlikte İslamiyette de devam eden ilahi adalet anlayışı da, hak temeline dayalı adalet anlayışlarıdır ve doğal haklar ve bu hakların evrensel olarak tanınmasının da temelini oluşturur. İlahi adalet anlayışı, bütün haksızlıkların bir gün telafi edileceği ve hakkın muhakkak surette yerini bulacağı inancına dayanır. Bundan dolayı, adalet ile hükmetmek istenir ve bu düşünce hem birey planında hem de toplumsal planda ahlaki bir dünya düzenin kurulmasında önemli bir etken olarak ortaya çıkar. Liberalizm ile birlikte adalet konusundaki görüşlerin temeline, liberalizmin olmazsa olmaz iki kavramı, birey ve özgürlük kavramlarının geçtiğini görüyoruz. Liberalizmde birey ve özgürlük, son derece yüceltilmiş ve önemli hale getirilmiştir. Birey, amacı kendisinde olan ve yaşam, özgürlük, mülkiyet temel haklarına sahip olandır. Devlet, bütün bu hakları hesaba katarak hukuk düzenlemelerini yapmak zorundadır. Adalet denilen mekanizmanın amacı da, bireyin bu haklarını korumaktır. Özgürlük ise, birey için özgürlüktür ve bireyin özgürlüğünü engelleyen her türlü dış baskıki, bunların başında devlet gelir- sınırlandırılmalıdır. Öyleyse devletin tek görevi, bireyin özgürlüğü ve hakları çerçevesinde adalet dağıtmaktır. Bireyin özgürlüğü ve haklarına, devlet de dahil olmak üzere hiçbir şekilde dokunulamaz. Son derece sınırlı, adeta gece bekçisi durumunda olan devlet, hukuk devletidir ama sosyal olmaktan çıkmış gibidir. Ancak burada da adalet, her ne şekilde olursa olsun, hakların korunması olarak karşımıza çıkmaktadır. Nitekim liberalizmin fikir babası Locke, aynı zamanda doğal haklar konusunda ilk teorisyendir de. Liberal öğreti, Hayek örneğinde olduğu gibi, hakların kullanılmasında özgürlüğü şart koştuğu için adalet, çoğu durumlarda özgürlük olarak ta düşünülmüştür. Bu düşüncede özgürlüğün amaç mı yoksa araç mı olduğu birbirine karışmaktadır. Çünkü bu durumda özgürlük, hem gerçekleştirilmek istenen bir amaç hem de amacı gerçekleştirecek araçtır. Oysa adalet, şartlar sağlandığı taktirde, kendiliğinden gerçekleşen bir değerdir. Özgürlüğün kendisi de bir hak olarak düşünüldüğü taktirde, liberalizmde de hak kavramının adalet için taşıdığı önem kolaylıkla anlaşılabilir. Hakların kullanılması, elbette ki özgür olmayı gerektirir. Ancak insan, sahip olduğu haklar nispetinde özgür olabilir. Sözgelimi bireyin seçme hakkı yoksa oy kullanma özgürlüğünden bahsedilemez. Hakların sağlanması, bir bakıma özgürlüklerin de sağlanması 6 G. Durozoi, A. Roussel, Dictionnaire de Philosophie, Paris, 1997, s. 215.

anlamına gelir. Çünkü insanın hakları ile özgürlükleri arasında içsel bir bağ vardır. Günümüzün en önemli liberal filozoflarından Robert Nozick de, adalet anlayışını özgürlük ve haklar üzerine kurar. Klasik liberal öğretide olduğu gibi Nozick için de bireyin özgürlük ve haklarına hiçbir gücün müdahale etmesi mümkün değildir. Bu müdahalenin en aza indiği devlet, sadece ultraminimal devlet mazur görülebilir. Çünkü Nozick, özgür eylemi temele alır ve adaleti kişisel kazanımların haklılığıyla ilgili bir mesele olarak 7 görür. Bundan dolayıdır ki, Nozick in adalet teorisi, aslında bir hak etme teorisi dir. 8 Klasik liberalizmin dağıtıcı adalet ilkesini yetersiz gören ve eleştiren Nozick, prosedürel adalet anlayışını savunur ve bu adalet anlayışının bireylerin hukuk kuralları önünde eşit algılanması ve bireylerin hak ettiklerini elde etmesi gerekliliği ni önemle vurgular. 9 Nozick için de adalet, haklar temeli üzerine inşa edilebilir bir kavram olarak karşımıza çıkmakta ve hakların elde edilmesinin doğal bir sonucu olarak anlaşılmaktadır. Buraya kadar üzerinde durduğumuz görüşler çerçevesinde, adaleti haklar temelinde ele alan anlayışa göre, bir eylem veya davranış, başkalarının haklarını esaslı olarak etkilediği durumda, ancak ve ancak bu haklara saygı göstermek suretiyle yapılırsa adildir. 10 ADALET KAVRAMI Çeşitli filozoflara göre adaletin hak ile ilişkisinin tespitinin yanında, adalet kavramının kendisi hakkında yapılacak olan bir tahlil ve çeşitli adalet tanımları hakkındaki kısacık bir değerlendirme de, adaletin hak kavramına dayandığını açıkça gösterecektir. Latince justitia, justum olanın yani adil olanın karakteridir ve hak, hukuk ve hakkaniyet ruhuna uygun olmak anlamına gelir. Herkesin haklarını ve değerini bilme, tanıma dürüstlüğü anlamına geldiği gibi, pozitif ya da doğal haklara uygun olanın karakteri anlamlarına da gelir. Ayrıca bir hukuk kavramı olarak, yargılama gücünü ifade eder. Doğruluk, tarafsızlık ve eşitliği gözetmek gibi anlamlara da gelen adalet, objektif anlayışa göre toplumsal ve siyasal açılardan ele alınmış ve bireysel bir eylemin, kurumların, politik bir topluluğun temel düzenini görmenin ideali ve ölçütü 11 olarak anlaşılmıştır. Bu şekilde düşünülen adalet, hukuk alanıyla, yasa koyma ve adliye ile ilgilidir ve daha çok haksızlıkları önleme, haklı gösterme ve ortak hayatın kurallarının bir ölçütü olarak karşımıza çıkar. Subjektif anlayışa göre de, insanın başkalarıyla ilişkilerinde dostluktan, sevgiden, aşktan farklı olarak ahlaki bir tutumdur ve adalet bir erdem olarak anlaşılır. Sadece bir kişinin eyleminde adalet söz konusu olduğunda, haklı olanın yaptığı işi ve aynı zamanda kesin bir inanç ile yapılmış olanı da ifade eder. Adalet kavramının özünde, insan onurunun, 7 Mustafa Erdoğan, Liberal Toplum Liberal Siyaset, Siyasal Kitabevi, Ankara, 1998, s. 77. 8 Yıldız Karagöz, Robert Nozick in Siyaset Felsefesinde Adalet ve Devlet, Basılmamış Doktora Tezi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2002, s. 297. 9 A.g.e., s. 298. 10 Mustafa Erdoğan, Özgürlük, Adalet, Refah, Adalet Kavramı, editör; Adnan Güriz, Türkiye Felsefe Kurumu Yayını, Ankara, 1994, s. 116. 11 Petit Dictionnaire d éthique, Paris, 1993, s. 190.

özgürlüğünün ve sahip olduğu haklarının dokunulmazlığı ve bu dokunulmazlıklar karşısında bütün insanların eşitliği fikri yatar. Adaleti, siyasi olmaktan ziyade ahlaki bir kavram olarak kavramamızı da bu fikirler sağlar. Bu dokunulmazlıklar karşısında her eşit olmayan muamele ve dokunulmazlıkların ihlali bir adaletsizlik olarak değerlendirilebilir. Adalet, bir ölçü olmak bakımından da, hukukun, hakkı gözetmenin ve başkalarının hakkına saygı göstermenin bir ilkesi olarak düşünülebilir. Bu prensip ahlaki olduğu için, bir ödev olarak da anlaşılır ve adalet, ahlaki ödeve bağlılık olarak da kabul edilebilir. Ahlaki ödev, hiçbir duygusallık gerektirmeyen ve bireyden, nasıl davranması gerekiyorsa, öyle davranmasını gerektiren bir ilkedir. Bu ilke, başkalarının iradesinin hilafına da olsa, eylemin olması gerektiği biçimde gerçekleşmesini gerektirir ve başka türlü bir eylem ahlaksızlık olarak düşünülür. Öyleyse, hakları ihlal etmemek ve haklara uygun davranmak ahlaki bir ödevdir ve bu anlamda olmak üzere adaletsizlik, ahlaki göreve uygun davranmamak olduğu için o, bir ahlaksızlıktır. SONUÇ Adaletin hak temeli üzerinde gerçekleştiği, ancak aralarındaki ilişkinin karşılıklı bir ilişki olduğu gözden uzak tutulmamalıdır. Çünkü adalet, hakka bağlıdır ve hak da, bir şey yapmaya ve istemeye yetkili olma anlamına gelir. Bir şey yapmaya yada istemeye yetkili olmak ise, yapmak ve istemek eylemleri güvenceye alındığı taktirde, yapmak ve istemek konusunda herkes için aynı düzenlemeler yapıldığı taktirde yani koşullar uygun hale getirildiği taktirde bir anlam ifade eder. Bu düzenlemeleri yapacak olan da devlettir. Devlet, yapacağı düzenlemeleri hukukun bir normu, kriteri, ideali olan adalet ile gerçekleştirebilir. Hak, ister doğal olarak sahip olunan bir şey olsun, isterse pozitif olarak verilmiş bir şey olsun, saygı gösterilmesi gereken bir durumdur. Saygı, sevgi ve lütuf gibi duygusal bir tutum olmadığı için, adalet, hakkın niteliğinden ötürü, elde edilmesi için diretilmesi gereken bir değerdir. Ne var ki, yapmak ve istemek yetkisi, yapmak ve istemek gücünde olmak sayesinde gerçekleşebilir. İşte adalet, bu güçtür. Bu güç, manevi olmak bakımından ahlaki, maddi olmak bakımından da hukukidir.