ISTANBUL BUSINESS SCHOOL Kurumsal İtibar Yönetimi
Dilek Çuhacı Kimdir? Lise öğrenimini FMV Nişantaşı Işık Lisesi nde, üniversite öğrenimini Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi bölümünde tamamladı. Converse-Türkiye pazarlama müdürü olarak başladığı kariyerine, Zorlu Holding, Tekstil Grubu satışpazarlama genel müdür yardımcılığı ile devam etti. Bu süre içinde, Taç ve Linens marka ve mağazalarının perakende, kurumsal iletişim, pazarlama, satış operasyonlarını yürüttü. Altınbaş Holding çatısı altında bulunan, Altınbaş,Assos mücevherat, Alpet petrol istasyon zincirleri, Creditwest bankacılık şirketlerinden sorumlu pazarlama, marka yönetimi, kurumsal iletişim grup başkanlığı görevini yürüttü. Daha sonra sırasıyla Doğan Yayın Holding, D&R Mağazalar zinciri, KFC&Pizza Hut Türkiye de, marka yönetimi,satış,pazarlama faaliyetlerini yönetti. Halen netmoda.com un yönetici ortağı olup danışmanlık ve eğitim vermektedir.
İTİBAR YÖNETİMİ NEDİR?
İyi bir itibar kazanmanın yolu, nasıl algılanmak istediğiniz için gayret göstermekten geçer Socrates
İtibar bir insan ruhunun en kıymetli mücevheridir. Cüzdanımı çalan aslında çok değersiz bir şey çalar ve paraya köle olur. Ama, ona aslında hiçbir şey kazandırmayan itibarımı çalan kişi beni de gerçekten fakir eder. William Shakespeare
İtibarınızdan veya davranışlarınızdan daha üstün olabilirsiniz, ama prensiplerinizden daha üstün asla olamazsınız Latena http://www.youtube.com/watch?v=pgqkhv8w7qi
Karakter, Tanrı ve meleklerin bizi nasıl bildiğidir, itibar ise insanların bizim hakkımızda nasıl düşündüğüdür Thomas Paine http://www.youtube.com/watch?v=ekqzdtsah5s
İtibarınız, geçmiş tavır ve davranışlarınızın toplandığı esans şişesinin üzerindeki etiket ve markadır Logan P. Smith
Kişilerin olduğu gibi kurumların da itibarı var.
Kurumsal itibarı yönetmek kişisel itibarı yönetmekten zaman zaman daha zor.
Kurumsal itibar yönetimi konusunda dikkat edilecek noktalar...
İTİBAR YÖNETİMİ ZOR BİR İŞ MİDİR? Sizce bir şirketin itibar kazanmasıyla bir kişinin itibar kazanmasının yolları aynı mıdır?
Şirketlerin dünyasındaki kurallar bizim özel ilişkilerimizden farklı mıdır? Herkesin en değerli varlığı, sahip olduğu itibarıdır.
İtibar, mantıksal gerekçeleri olan ama özünde duygusal bağ yaratan bir değerdir.
İtibar, beraberinde güven getirir. Güven, tüm ilişkileri en güçlü şekilde etkileyen tek ortak paydadır. Güven, her ilişkinin kalitesini, derinliğini, gidişatını ve sonuçlarını derinden etkiler.
Güven üzerine Stephen M.R Covey in de vurguladığı gibi: Güven ortadan kalktığı zaman, en güçlü hükümetleri, en başarılı şirketleri, en etkin liderleri, en sağlam arkadaşlıkları, en kuvvetli karakterleri ve en büyük aşkları yok edebilecek tek şeydir.
90 lı yıllara kadar, iş dünyasında biz şeffaflığı, şirketlerimizin finansal durumunu açıklamakla sınırlı olan bir uygulama olarak algılıyorduk. Bugün iş dünyası olarak her gün her yaptığımız işin hesabını topluma vermek zorundayız.
İtibarı düşük kurumların kurduğu ilişkiler, beraberinde kayıplar, problemler, yorgunluklar ve mutsuzluklar getirir.
İtibarını kaybetmiş ilişkilerde alınan kararlar, verilen sözler ne kadar güvence verirse versin, insanı içten içe rahatsız eder, Acaba altında gizli başka bir hesap mı var? kuşkusunu yaratır.
Öte yandan yüksek itibarın beraberinde getirdiği saygınlık, inanç ve güven tüm işleri kolaylaştırır, engelleri ortadan kaldırır.
İtibar bir üzerimize giyeceğimiz ya da ödünç alacağımız bir elbise değildir.
Dışarıdan içeriye (outside in) pohpohlamalarla elde edebileceğimiz bir değer olamaz.
İtibar kazanmak, tutarlı davranmayı ve bir karakter bütünlüğüne sahip olmayı gerektirir.
Şirketler de sahip oldukları inançları ve değerleri dışarıya yansıttıkları (inside out) ölçüde itibar kazanır.
Örn. Önce çevreyi kirletip sonra çevre dostu sosyal sorumluluk projeleri yapmakla itibar elde edilmez.
Önce vergi kaçırıp sonra eğitime destek kampanyaları yaparak itibarlı olunmaz.
Şirket içinde insanlara kötü davranıp gazetelere insan kaynakları politikası hakkında ahkâm kesmekle de itibar elde edilmez.
Bu tarz şirketleri, en başarılı, en yetenekli halkla ilişkileri bile kurtaramaz. İyi işler yapan her şirketin, yaptığı iyi işleri topluma anlatması gibi bir sorumluluğu vardır; Çünkü toplum şirketlerin neyi nasıl yaptığını bilmek ister ve şirketler bu hesabı gönüllü olarak vermek zorundadır.
Ama kirli işler yapan şirketlerin kendilerini iyi kurumsal vatandaş gibi anlatma çabaları, hiç sonuç elde edilmeyecek boş bir uğraştır. Hiçbir danışman,böyle kirli işler yapan bir şirketi itibarlı kılacak sihirli bir değnek icat edemez.
İtibar aslında soyut bir nitelik olsa da tüm ilişkilerde somut sonuçlar doğurur.
Reputation Institute CEO su Charles Fombrun un da vurguladığı gibi İtibar iş sonuçları ve finansal değerlerle yakından ilgilidir. İyi itibar sermayeyi, kaliteli elemanları, müşterileri bir mıknatıs gibi çeker.
Sonuçta iyi itibar sadece karlılık değil, yüksek potansiyel vaat eden bir gelecek olarak şirkete geri döner.
İtibar yönetimi, sadece kurumsal iletişim bölümlerince gerçekleştirilebilecek bir iş değildir
Bir şirketin itibarı, ilişkiye girdiği bütün kişi ve kurumlar nezdinde oluşur. Bu nedenle, şirketin her çalışanı teker teker şirketin itibarından sorumludur.
İtibar kazanmak sadece ödevlerimizi yerine getirerek elde edeceğimiz bir şey değildir.
Artık tüketici markalardan sadece iyi ürünler yapmasını değil aynı zamanda bu markaların arkasındaki şirketlerin de iyi, güvenilir, dürüst, çevreyi kirletmeyen, vergi ödeyen, çalışanlarına ve tedarikçilerine iyi davranan şirketler olmasını ister ve bekler
Bu koşulları yerine getiren şirketleri itibarlı şirketler olarak değerlendirilir. müşteriler ve hepimiz; hizmet, ürün tercihlerimizi onlardan yana kullanırız.
Artık; İtibar için, Bir kurum ve markanın sadece yanlış yapmaması yetmiyor. Sadece iyi ve güvenilir olmak, itibarlı olmak için yeterli değil.
Toplum, Şirketlerin kendi çıkarlarıyla toplum çıkarlarını dengelemesini istiyor.
Toplum Sosyal Sorumluluğu; Devletten Değil Şirketlerden Bekliyor
İtibarlı olmak için, sadece kendi çıkarımıza uygun olan durumlarda değil, hayatın her yanında karakter bütünlüğü içinde yaşamamız gerekiyor.
Kimsenin yönlendirmesine ihtiyaç duymadan; her koşulda doğruyu ve yanlışı bulabilenlerin ' Pusulası kendi içinde olanların, sosyal statüleri ne olursa olsun itibarlı kişilerdir'
Eğer istersek hepimiz doğruyu ve yanlışı bulabiliriz.
İtibarı belirleyen tutum ve davranışlar evimizde, arkadaş çevremizde hangileriyse, iş hayatında da aynılarıdır.
İtibar, öyle temel değerler üzerine inşa edilir ki bunlar, her yer her ortam her zamanda aynıdır, hiç değişmez.
İtibarın temelleri, annemizin babamızın bize henüz çocukken öğrettikleri erdemler üzerine kuruludur.
Doğrunun ve yanlışın ne olduğunu bulmak için başkasına bakmaya gerek yoktur.
En büyük şirkette de en küçük arkadaş gurubunda da itibarın özü aynı temel değerler üzerine kuruludur.
- Dürüst olmak, - İyi niyetli olmak, - Diğerinin çıkarını kendi çıkarın gibi gözetmek, - Şeffaf olmak, hesap vermede gönüllü olmak, sadece bugünü değil yarını da düşünerek davranmak, itibarlı olmaya yeter.
İş hayatında itibarlı olmak için, ne yapmamız ve ne yapmamamız gerektiği bize ailelerimizin ve ilkokulda öğretmenlerimizin öğrettikleri temel ahlaki değerlerde saklıdır.
İtibarlı olmak, bireysel ve kurumsal sorumluluklarımızı sevmekle ve karakter bütünlüğümüzü hayata geçirilmekle elde edilir.
İtibarlı olmak, girdiğimiz her ortamda iyiliğin yanında taraf tutma cesaretini göstermekle elde edilir.
Robert Bosch insanların güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih eder
Bu nedenle itibar; Ürün satış fiyatını İnsan kaynaklarını Sosyal ve ekonomik faaliyetlerini doğrudan etkiler
İtibar, öyle temel değerler üzerine inşa edilir ki bunlar, her yer her ortam her zamanda aynıdır, hiç değişmez.
İtibar, Kurum ve kuruluşların öz değerlerini nasıl değerlendireceklerindebaşlayıp nasıl koruyacaklarına kadar uzanan geniş bir süreci araştırmaktadır.
Şirketler, Yönetim anlayışlarında yenilikler yapmak ve itibarın tesadüflere bırakılmadan yönetilmesini sağlamak kaçınılmazdır.
İtibarın özünde güven yatmaktadır.
Kurumsal itibar aslında soyut bir nitelik taşımasına rağmen finansal varlıkları ve şirket değerini doğrudan etkiler.
Şirketler, Yönetim anlayışlarında yenilikler yapmak ve itibarın tesadüflere bırakılmadan yönetilmesini sağlamak kaçınılmazdır
Çağdaş yönetim anlayışında, Müşteri merkezli anlayışa geçmek zorunluluğu doğmuştur... Bu sonuç; - Ne üretirsem satılır düşüncesinin de sonu olmuştur.
Günümüzün rekabet koşullarında; ürettiğini satabilmek; beğenilmeyi, güvenilmeyi ve tercih edilmeyi gerektirmektedir.
Toplum tarafından beğenilen ve güvenilen bir şirket, kişi, markaolmak kolay değildir.
Kurumun ürün kalitesinden, çalışanlarına ve topluma karşı sorumluluklarına kadar uzayan geniş bir alana sahiptir
Bu sorumluluklarının bilincinde davranan kurumların belli bir itibar kazandıkları ve bu itibarı sürdürebildikleri sürece başarılı oldukları görülmektedir.