2. BÖLÜM MİLLİ GELİRİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER

Benzer belgeler
FİYATLAR GENEL DÜZEYİ VE MİLLİ GELİR DENGESİ

MİLLİ GELİRİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER: TÜKETİM, TASARRUF VE YATIRIM FONKSİYONLARI

[AI= Aggregate Income (Toplam Gelir); AE: Aggregate Expenditure (Toplam Harcama)]

Dengede; sızıntılar ve enjeksiyonlar eşit olacaktır:

1. Toplam Harcama ve Denge Çıktı

BÖLÜM FAİZ ORANI-MİLLİ GELİR DENGESİ. Bu bölümde, milli gelir ile faiz oranı arasındaki ilişkiler incelenecektir.

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA)

gerçekleşen harcamanın mal ve hizmet çıktısına eşit olmasının gerekmemesidir

ÇALIŞMA SORULARI TOPLAM TALEP I: MAL-HİZMET (IS) VE PARA (LM) PİYASALARI

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI

2018/1. Dönem Deneme Sınavı.

IS LM MODELİ ÇALIŞMA SORULARI

Kamu bütçesi, Millet Meclisi tarafından onaylanıp kanunlaşan ve devletin planlanan gelir ve harcamalarını gösteren yıllık bir programdır.

MİLLİ GELİR DENGESİ

1. KEYNESÇİ PARA TALEBİ TEORİSİ

İthalat 5 birim olduğuna göre, toplam talep kaç birimdir?

PARA, FAİZ VE MİLLİ GELİR: IS-LM MODELİ

M2 Para Tanımı: M1+Vadeli ticari ve tasarruf mevduatları (resmi mevduatlar hariç)

A İKTİSAT KPSS-AB-PS / Mikroiktisadi analizde, esas olarak reel ücretlerin dikkate alınmasının en önemli nedeni aşağıdakilerden

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR

1. Yatırımın Faiz Esnekliği

TOPLAM TALEP I: IS-LM MODELİNİN OLUŞTURULMASI

2001 KPSS 1. Aşağıdakilerden hangisi A malının talep eğrisinin sola doğru kaymasına neden olur?

1. Açık Bir Ekonomide Denge Çıktı (Gelir)

IS-LM MODELİNİN UYGULANMASI

İstihdam Faiz ve Paranın Genel Teorisi, makro iktisadın kökenini oluşturur.

A. IS LM ANALİZİ A.1. IS

Ekonomi. Doç.Dr.Tufan BAL. 3.Bölüm: Fiyat Mekanizması: Talep, Arz ve Fiyat

FİYATLAR GENEL DÜZEYİ VE MİLLİ GELİR DENGESİ

TOPLAM TALEP VE TOPLAM ARZ: AD-AS MODELİ

Tasarruf Paradoksu bir çiçek alın, ekonomiye can verin

PARA, FAİZ VE MİLLİ GELİR: IS-LM MODELİ

7. BÖLÜM EKONOMİK İSTİKRARIN GERÇEKLEŞTİRİLMESİNDE PARA VE MALİYE POLİTİKALARININ ETKİNLİĞİ

Para talebi ekonomik bireylerinin yanlarında bulundurmak istedikleri para miktarıdır. Ekonomik bireylerin para talebine tesir eden iki neden vardır;

2. HAFTA DERS NOTLARI İKTİSADİ MATEMATİK MİKRO EKONOMİK YAKLAŞIM. Yazan SAYIN SAN

SORU SETİ 2 TOPLAM HARCAMALAR VE DENGE ÇIKTI

Maliye Politikası ve Bütçe

1.PARA ARZI. a)para ARZI TANIMLARI :

1. Açık Bir Ekonomide Denge Çıktı (Gelir)

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

Talep ve arz kavramları ve bu kavramları etkileyen öğeler spor endüstrisine konu olan bir mal ya da hizmetin üretilmesi ve tüketilmesi açısından

Ekonomide Uzun Dönem. Bilgin Bari İktisat Politikası 1

Dolaysız ölçme. Dolaylı ölçme. Toplam üretim yaklaşımı. Toplam harcama yaklaşımı Toplam gelir yaklaşımı

Bölüm 4 ve Bölüm 5. Not: Bir önceki derste Fiyat, Piyasa kavramları açıklanmıştı. Derste notlar alınmıştı. Sunum olarak hazırlanmadı.

SERMAYE VE DOĞAL KAYNAK PİYASALARI 2

2.BÖLÜM ÇOKTAN SEÇMELİ

MAKROEKONOMİ - 2. HAFTA

iktisaoa GiRiş 7. Ürettiği mala ilişkin talebin fiyat esnekliği değeri bire eşit olan bir firma, söz konusu

1. Açık Bir Ekonomide Denge Çıktı (Gelir)

Klasik & Keynesyen İktisat Çalışma Soruları.

MAKROEKONOMİK ANALİZİN ALTYAPISI: TEMEL MAKROEKONOMİK İLİŞKİLER

Ders içeriği (11. Hafta)

İktisada Giriş I. 17 Ekim 2016 II. Hafta

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir.

Ekonomi II. 21.Enflasyon. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

Finansal Yatırım ve Portföy Yönetimi. Ders 5

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ

I. Piyasa ve Piyasa Çeşitleri

ISL 418 FİNANSAL VAKALAR ANALİZİ

İKTİSAT. İktisata Giriş Test Dolmuş ile otobüs aşağıdaki mal türlerinden

ÇALIŞMA SORULARI. S a y f a 1 / 6

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME PARA VE BANKA SORULAR

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

MAN509T.01 YÖNETİM EKONOMİSİ

A İKTİSAT KPSS-AB-PS/2007

ÜNİTE 4: FAİZ ORANLARININ YAPISI

BÖLÜM 9. Ekonomik Dalgalanmalara Giriş

Ekonomi II. 23.Uluslararası Finans. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

APC= = = + c bulunur. Bunun anlamı gelir arttıkça bireylerin ortalama tüketim

Ekonomi I. Doç.Dr.Tufan BAL. 6.Bölüm: Tüketici Davranışı Teorisi

Zaman tercihinden dolayı paranın zaman değeri her zaman söz konusudur. Parayı şimdi yada gelecekte almanın tercihi hangisi daha avantajlı ise ona

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ

MATEMATiKSEL iktisat

Prof. Dr. Güven SAYILGAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Ekonomi II. 20.Para Teorisi ve Politikası. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

GENEL EKONOMİ DERS NOTLARI

Tüketim ve Yatırm Teorileri. 1. Mallar. 1.1 Yatırım Malları. 1.2 Tüketim Malları. 2. Tüketim Mallarıyla İlgili Tüketim Teorileri:

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

9. DERS : IS LM EĞRİLERİ: MALİYE VE PARA POLİTİKALARI

1. Nominal ve Reel Toplam Çıktı

Standart Ticaret Modeli

ÖDEMELER BİLANÇOSU VE DENGESİ

BAHAR DÖNEMİ MAKRO İKTİSAT 2 DERSİ KISA SINAV SORU VE CEVAPLARI

ÜNİTE 3: FAİZ ORANLARININ ANLAMI, ÖLÇÜMÜ VE BELİRLENMESİ FAİZ ORANLARININ ANLAMI

N VE PARA ARZININ ÖZELL

3. Ünite Çoğaltan Analizleri

Komisyon İKTİSAT ÇEK KOPAR YAPRAK TESTİ ISBN Kitapta yer alan bölümlerin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir.

HER 100 LİRALIK ANAPARA ÖDEMESİNE KARŞILIK 120 LİRA BORÇLANDIK (MİLYAR TL) Ödeme Borçlanma Borç çevirme oranı

Doç.Dr. Yaşar SARI 36

V. Bölüm Dr. Vedat KAYA BÖLÜM V PLANLANAN HARCAMA, FAİZ HADDİ VE HÂSILA DÜZEYİ: IS-LM MODELİ ( ) Temel Varsayım: P=P i

IS-MP-PC: Kısa Dönem Makroekonomik Model

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR...

BÖLÜM 6: PARA VE MALİYE POLİTİKASI ( )

Ekonomi II 17.Bölüm Toplam Harcamaların Gelir Düzeyinin Belirlenmesi

İKTİSAT/KPSS MAKRO İKTİSAT SORULARI- I. 9. GSMH ve SMH değerlerine yönelik yapılan değerlendirmelerden

Transkript:

2. BÖLÜM MİLLİ GELİRİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER

MİLLİ GELİRİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER Ekonomideki bir çok değişken milli gelire bağlıdır. Milli gelirdeki değişmelere göre bu değişkenler de değişerek ekonominin tüm birimlerini etkiler.

MİLLİ GELİRİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER Örn. Tüketim harcamalarının fazla ya da az olması mg e bağlıdır. Mg fazla olursa tüketim de fazla olur. refah artar. Üreticiler de fazla üretir ve satarak gelirlerini artırırlar. Tüketim harcamalarının fazla olması mg i artırır. İstihdam düzeyi, enflasyon oranı yine dolaylı olarak mg e bağlıdır. MG - C - Refah -Q (üretim) --Satış geliri C --MG --istihdam -- enflasyon - S ve I

Üretimin ve istihdamın artması da mg i artırır. Mg değişmelerinden tasarruflar, yatırımlar, devletin harcamaları, X,M, da etkilenir. Bunların mg e göre değişmesi de tekrar mg i değiştirir. Tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan hikayesi Acaba,tüketim harcamaları mı mg i yoksa mg mi tüketim harcamalarını artırıyor?

Dışa açık ekonomilerde milli geliri hesaplamak için kullanılan formül: Y= C + I + G + ( X - M ) İthalat İhracat Kamu Harcamaları Yatırım Harcamaları Tüketim Harcamaları Milli Gelir

1.Tüketim Harcamaları a) tüketim ve tüketim harcamalarının tanımı Tüketim, ihtiyaçları karşılamak için ekonomik varlıkların harcanmasıdır. Tüketim harcaması, bir ekonomideki tüm bireylerin, belirli bir dönemde, fayda elde etmek üzere ihtiyaç duydukları mal ve hizmetleri satın almak için yapmış oldukları harcamaların toplamına denir. Harcanabilir gelirin tasarruf edilmeyen bölümü olarak da tanımlanabilir.

b)tüketim Harcamalarını Belirleyen Faktörler 1. Harcanabilir Gelir Düzeyi 2. Servet Düzeyi 3. Geleceğe Yönelik Tahminler 4. Geleceğe Yönelik Kişisel Endişeler 5. Faiz Oranları 6. Para Politikası 7. Maliye Politikası 8. İş Kurma veya İşini Genişletme İsteği 9. Borçlanabilme imkanları ve Borçlar 10. Kişisel Nedenler

Yüksek gelir düzeyinde ihtiyaçları karşılamak için gelirin hepsi harcanmaz, bir kısmı tasarruf edilir. Harcamaların toplam gelire oranı düşer. Bu faktörler Tüketim Harcamalarını Nasıl Etkiler? 1. Harcanabilir Gelir Düzeyi: Tüketim harcamaları gelirle doğru orantılıdır. Gelir artarsa harcamalar artar, gelir azalırsa harcamalar da azalır. Gelir düzeyi çok düşük ise gelirin tamamına yakını veya tamamı harcanır. Gelir yetersiz ise borçlanarak zorunlu harcamalar yapılır. Düşük gelir düzeyinde harcamaların toplam gelire oranı yüksektir.(asgari ücret gibi, hemen hemen hepsi harcanır)

2. Servet Düzeyi: Bazı bireylerin geçmişten kalan servetleri olabilir. Bu bireylerin gelecek endişeleri yoktur. O yüzden gelirlerinin daha büyük bir kısmını harcarlar. Tasarruf etmeye gerek duymazlar.

3. Geleceğe Yönelik Tahminler: Gelecekte gelirlerinin artacağını düşünen bireyler harcamalarını artırır. Enflasyon oranının artacağını, yani malların fiyatlarına zam geleceğini tahmin edenler de bugünden harcamalarını artırırlar. Tersine, gelecekte satın alma güçlerinin düşeceğini veya malların fiyatlarının düşeceğini tahmin edenler ise tüketim harcamalarını ertelerler. Gelecekte vergilerde, örneğin KDV de artış olacağını bekleyenler, artış olmadan tüketimini yapmak isterler. Tüketim harcamaları artar.

Tüketim Harcamalarını Etkileyen Faktörler- Devam 4. Geleceğe Yönelik Kişisel Endişeler: Bazı toplumlarda bireyler gelecekte başlarına hiç beklemedikleri olayların gelebileceğini düşünürler. Geçmişte yaşadıkları da bunda etkili olabilir. Kara gün için para biriktirmeyi tercih ederler. Bu durumda harcama miktarı düşer, tasarruflar artar. Geleceğinden endişe duymayan, sosyal güvencesi olan, sigorta sisteminin geliştiği toplumlarda ise gelecekten fazla korkulmadığı için harcama miktarı artar.

5. Faiz Oranları: Faiz oranları yüksek olursa, bireyler tüketimlerini ertelerler. (Gelirlerinin daha büyük bir kısmını tasarruf ederler. Bankaya faize yatırırlar.) ) Elde edecekleri anapara ve faiz gelirleriyle ileriki yıllarda daha fazla mal ve hizmet alabileceklerini, refahlarının daha fazla olacağını umarlar. Bu durumda, tüketim harcamaları düşer. Enflasyonun yüksek olduğu ülkelerde, reel faiz oranları da düşükse tüketim harcamaları artar. Bireyler gelirlerini malların fiyatına zam gelmeden bir an önce harcamak isterler

Tüketim Harcamalarını Etkileyen Faktörler- Devam 6. Para Politikası: Bir ülkede sıkı para politikası uygulanırsa, para arzı kısılacak demektir. Para talebi sabit iken para arzı azalırsa, faiz oranları yükselir. Çünkü para piyasada kıtlaşacak ve paranın fiyatı olan faiz yükselecektir. Bu durumda bireyler tasarruf yapmayı düşünürler. Genişleyici para politikası uygulandığında ise; faiz oranları düşer, tasarruflar azalır, harcamalar artar.

Tüketim Harcamalarını Etkileyen Faktörler- Devam 7. Maliye Politikası: Maliye politikasının araçları : 1)vergi oranları ile 2)kamu harcamalarıdır. Gelirden daha fazla vergi alınırsa, harcanabilir gelir azalır ve tüketim harcamaları düşer. Diğer taraftan ücret, maaş, transfer ödemesi, sübvansiyon, devlet satın almaları gibi kamu harcamalarının kısılması da bireylerin elindeki gelirleri azaltır. Bu durumda da harcamalar mecburen azalır. Buna daralmacı maliye politikası denilir. Tersine, genişleyici maliye politikası uygulanırsa, vergiler düşer, kamu harcamaları artar.

Tüketim Harcamalarını Etkileyen Faktörler- Devam 8. İş Kurma veya İşini Genişletme İsteği: Bireyler bir iş kurmak veya mevcut işlerini büyütmek için daha fazla tasarruf ederler. Böylece tüketim harcamaları azalır. 9. Borçlanabilme ve Borçlar: Bir toplumda borçlanabilme kolay ise tüketim harcamalarında artış olur. Taksitli satışların artması, kredi kartı kullanım imkanları tüketim harcamalarını özendirmektedir. Ancak, çok borçlu duruma gelmiş olanlar ise, borçlarını ödeyebilmek için mecburen tüketimlerini kısmaktadır.

Tüketim Harcamalarını Etkileyen Faktörler- Devam 10. Kişisel Nedenler: Bazı kişiler doğuştan cimridirler. Ailelerinden öyle görmüştürler. Para harcamak istemezler ve sürekli biriktirirler. Örneğin, İskoçların cimri olarak adı çıkmıştır. Hayatta para harcamazlar. Gelirleri yüksektir, yine de harcamazlar. Bazı toplumlarda da çocuklarına miras bırakma arzusu vardır. Bu yüzden de tüketim harcaması yapmazlar.

c)tüketim Fonksiyonu Tüketim Fonksiyonu, makro iktisatta analizler yapabilmek için harcanabilir gelir ile tüketim arasındaki matematiksel ilişkiye denir. Tüketim fonksiyonu şöyledir: C= C 0 + c Y d Gelire Bağlı Tüketim Harcamaları Harcanabilir Milli Gelir Marjinal Tüketim Eğilimi Gelirden Bağımsız Tüketim Harcamaları Toplam Tüketim Harcamaları

Tüketim Fonksiyonunun Geometrik Gösterimi Toplam Tüketim Harcaması (C) c 5 f C=Y d C= C 0 + c Y d c 4 c 3 c 2 c 0 c 1 0 45 0 e d a b Y 1 Y 2 Y 3 Başabaş Gelir Düzeyi Otonom Tüketim Miktarı Harcanabilir Gelir (Y d )

Tüketim fonksiyonu

Toplam tüketim harcamaları iki bölümden oluşur: Birincisi; gelirin artış ve azalışlarından bağımsız olarak hayatın devamı için yapılması gereken harcamalardır. Bunlara otonom tüketim harcaması denir. İkinci bölüm ise gelire bağlı olarak yapılan, gelir arttıkça artan, gelir azaldıkça da azalan tüketim harcamalarıdır. Fonksiyonda cyd sembolüyle daire içinde gösterilmiştir. Gelir arttıkça artar, gelir azaldıkça azalır. Buna gelire bağlı veya gelir tarafından uyarılmış tüketim denir. Tüketim Fonksiyonu

d)tüketim fonksiyonun geometrik gösterimi Geometrik analize 45 doğrusu ile başlanır. Bu doğru üzerindeki her noktada elde edilen harcanabilir gelirin tamamının harcandığı kabul edilir. Hiç tasarruf yoktur. Bu doğru aynı zamanda harcanabilir geliri temsil etmektedir. Ekonomideki toplam tüketim C=C0+cYd; doğrusu ile gösterilmiştir. Bu doğru C0 noktasından başlatılır. Çünkü, gelir sıfır olduğunda bile zorunlu olarak yapılması gereken tüketim vardır. Bu durumda harcanabilir gelir sıfır olduğuna göre, borçlanma veya önceden yapılmış tasarrufların çözülmesi var demektir

Tüketim fonksiyonu

Harcanabilir gelir Y1 düzeyinde olursa, gelirin hepsinin harcandığı durumda ancak C1 kadar tüketim yapılabilir. Ancak tüketim fonksiyonuna göre c2 kadar tüketim yapılmıştır. Demek ki, C1C2 veya ab aralığı kadar tasarruf çözülmesi veya borçlanma olmuştur. Aslında Y2 gelir düzeyine kadar aynı durum söz konusudur ve gelirden fazla tüketim vardır.

Y2 gelir seviyesinde ise gelir ile yapılan harcamalar birbirine eşittir. Çünkü d noktasında gelir ile toplam harcama birbirine eşit olmuştur. Bu noktaya başa baş gelir düzeyi noktası denir Y3 gelir seviyesinde ise harcama miktarı gelir düzeyinden daha azdır. Gelirin tamamı harcanmamakta ve ef aralığı kadar tasarruf yapılmaktadır

Marjinal Tüketim Eğilimi Harcanabilir gelirdeki her bir birimlik artışın ne kadarının tüketime gideceğini gösteren bir katsayıdır. Tüketim fonksiyonunda c harfiyle gösterilmiştir. Sıfır ile bir arasında bir rakamdır. Örneğin, 0,8 çıkması gelirdeki 100 liralık artışın 80 lirasının tüketileceği anlamına gelir. Formülü şu şekildedir: Marjinal TüketimEğilimi Tüketimdeki DeğişmeMiktarı Gelirdeki DeğişmeMiktarı 80 100 0,8

Ortalama Tüketim Eğilimi Belli bir gelir seviyesinde tüketim miktarının, gelir miktarına oranlanmasına denir. Bir ekonomide elde edilen harcanabilir gelirin ne kadarının tüketime ayrıldığını gösterir. Formülü şu şekildedir: Ortalama Tüketim Eğilimi Tüketim Miktarı Gelir Miktarı 720milyar 800milyar 0,90 %90

2.Tasarruflar a) tasarrufun tanımı Tasarruf; harcanabilir gelirin tüketilmeyen kısmına denir. Genellikle S harfiyle gösterilir. Bireyler elde ettikleri harcanabilir geliri ya tüketirler ya da tasarruf ederler. O halde harcanabilir gelir, tüketim harcamaları ile tasarrufların toplamına eşittir. Formülle yazılacak olursa, Yd=C + S dir. 100 =70+30 Buradan, S=Yd-C formülüne de ulaşılabilir. 30=100-70 Yani, tasarruf harcanabilir gelirden tüketim harcamalarının çıkarılmasıyla bulunur.

tasarruf Tüketim harcamalarını azaltıcı her faktör tasarrufları artıracak demektir. Tersine, tüketim harcamalarını artıran her faktör tasarrufları azaltacak demektir. Bir ülkede tasarrufların artması milli geliri azaltır. Tasarruflara milli gelirden sızıntı denilir. Çünkü tasarrufların artmasıyla tüketim harcamaları azalacaktır.

Tasarruf Fonksiyonu Tasarruf fonksiyonu harcanabilir gelir ile tasarruflar arasındaki ilişkileri gösterir. Formülü şu şekildedir: S= S 0 + s Y d Gelire Bağlı Tasarruf Harcanabilir Milli Gelir Marjinal Tasarruf Eğilimi Gelirden Bağımsız Tasarruf Toplam Tasarruf Miktarı

Tasarruf fonk. şekil

toplam C toplam S c4 c3 f e c=yd C=Co+cYd c2 d a c0 * S=So+sYd c1 b k 0 Y1 Y2 Y3 harcanabilir gelir So h Yd

Tasarruf fonksiyonu Tasarruflar da iki bölümden oluşur: Birincisi gelirden bağımsız olarak yapılan negatif tasarruflardır. Yani borçlanma veya daha önceden yapılmış tasarrufların çözülmesidir. Fonksiyonda S0 sembolüyle gösterilmiştir. Buna otonom tasarruf denilir. Gelir sıfır olduğunda toplam tasarruf miktarına eşittir. İkinci kısım ise gelire bağlı tasarruflardır. Fonksiyonda syd sembolüyle daire içinde gösterilmiştir. Gelir arttıkça artar, gelir azaldıkça azalır. Buna gelire bağlı veya gelir tarafından uyarılmış tasarruf denir.

Tasarruf fonksiyonu c)tasarruf Fonks. Geometrik Gösterimi Tasarruflar harcanabilir gelirin harcanmayan kısmı olduğundan, tüketim fonksiyonu ile ilişkilidir. Yine 45 0 doğrusu harcanabilir geliri göstermektedir. Üzerinde S=S0+sY ise tasarruf fonksiyonunu temsil eden tasarruf doğrusudur. Harcanabilir gelir sıfır iken, tasarruflar - S0 kadardır. Yani C0 kadar tüketimi Yapmak için eksi tasarruf yapmak zorunludur. Şekilde OS0 ile OC0 aralıkları birbirine eşittir. Benzer şekilde Y1 harcanabilir gelir seviyesinde ab aralığı ile Y1h aralığı da birbirine eşittir ve negatif S vardır.

Y2 harcanabilir gelir seviyesinde ise tüketim harcamaları harcanabilir gelire eşittir. Yani gelirin tamamı harcanmaktadır. Tasarruflar ise sıfırdır. Bu gelir seviyesinden sonra ise tasarruflar pozitif olacaktır. Y3 gelir seviyesinde tasarruflar pozitiftir. Yani harcanabilir gelirin tamamı tüketim harcamalarına gitmemektedir. Bir kısmı tasarruf edilmektedir. Şekilde fe aralığı gelirin tüketilmeyen kısmı yani tasarruflardır. Bu durum tasarruf doğrusu üzerinden ky3 aralığına eşittir.

Marjinal Tasarruf Eğilimi Marjinal tasarruf eğilimi, harcanabilir gelirdeki her bir birimlik artışın ne kadarının tasarrufa gideceğini gösteren bir katsayıdır. Tasarruf fonksiyonunda s harfiyle gösterilmiştir. Sıfır ile bir arasında bir rakamdır. Örneğin, 0,2 çıkması gelirdeki 100 liralık artışın 20 lirasının tasarruf edileceği anlamına gelir. Formülü şu şekildedir: Marjinal Tasarruf Eğilimi Tasarruflardaki DeğişmeMiktarı Gelirdeki DeğişmeMiktarı 20 100 0,2

Ortalama Tasarruf Eğilimi Ortalama tasarruf eğilimi, belli bir gelir seviyesinde tasarruf miktarının gelir miktarına oranlanmasına denir. Bir ekonomide elde edilen harcanabilir gelirin ne kadarının tasarrufa ayrıldığını gösterir. Formülü şu şekildedir: Ortalama Tasarruf Eğilimi Tasarruf Miktarı Gelir Miktarı 80milyar 800milyar 0,10 %10

3.Yatırım harcamaları a) yatırımın tanımı: Yatırım, bir ülkede belirli bir dönemde mevcut sermaye malları, teçhizatı ve sermaye stokuna yapılan net ilavelerdir. Yatırım türleri: Otonom Yatırımlar: Otonom yatırımlar milli gelirdeki değişmelere bağlı olmayan yatırımlardır. Genellikle devlet tarafından yapılırlar. Otoyol, köprü, metro, baraj, elektrik santralleri gibi alt yapı yatırımları örnek olarak verilebilir.

Uyarılmış Yatırımlar: Uyarılmış yatırımlar gelire bağlı olarak yapılan yatırımlardır. Gelir arttığında artan, gelir azaldığında azalan bir özelliği vardır. Ancak gelir belli bir düzeyin altına düştüğünde, yeni yatırım yapılamadığı gibi eskiyenin yerine bile yenisi yapılamaz. Bu durumda mevcut sermaye stoku ve teçhizatında azalmalar olur. Bu tür yatırımlar genellikle özel girişimciler tarafından kar amacıyla yapılır. Gelir artışına bağlı olarak, ekonomide mal ve hizmet talebinin artması ile girişimciler bu talebi karşılamak ve sonuçta kar elde etmek için uyarılmış yatırım yaparlar.

Yenileme Yatırımları:: Yenileme yatırımları, bir ülkede belirli bir dönemde aşınan ve eskiyen sermaye teçhizatının yerine yenisini koymak için yapılan yatırımlardır. Bilindiği gibi makine ve teçhizattan her yıl aşınma ve eskime payları yani amortismanlar düşülmektedir.

Üretken Yatırımlar: Bir ülkede amortismanlar düşüldükten sonra sermaye stoku ve teçhizatına yapılmış net ilavelere denir. Bir yıl içinde yapılan toplam yatırımlardan amortismanlar çıkarıldığında kalan kısımdır. Eğer sonuç pozitif çıkarsa, üretken yatırım yapılmış demektir. Sonuç negatif çıkarsa, demek ki eskiyen sermaye stokunun yerine yenisi bile konulamamış, eskiye göre sermaye stoku azalmış demektir. Bir ülkede yapılan toplam yatırımlara brüt yatırım; amortismanlar çıkarıldıktan sonra kalan kısma ise net yatırımlar denilmektedir.

Plasman Yatırımları: Girişimcilerin yeni fiziki yatırımlar yapmak yerine, yapılmış olan yatırımları devralmasına veya hisselerini satın almasına denir. Ekonomide yeni yatırımlar yapılmaz. Üretimde artış olmaz. Sadece mevcut yatırımlar el değiştirir.

a)yatırım Yapmayı Etkileyen Faktörler Yatırımdan Beklenen Getiri Oranı Özel kesimin yatırım yapmasının temel nedeni kar elde etmek istemesidir. Yatırım yapılmadan önce bu yatırımın ömrü boyunca getireceği getiri hesaplanır. Örneğin, bir internet kafeye, 1000 liraya yeni bir bilgisayar satın alınsın. Girişimci bunu alırken, onun müşterisinin olduğunu ve kendisine artı bir gelir bırakacağını hesaplar.

Yatırım Yapmayı Etkileyen Faktörler Faiz Oranı Özel girişimciler, yapacakları yatırımın bedelini kredi olarak alabilirler. Bu durumda faiz ödeyeceklerdir. Eğer yatırımlardan beklenen getiri oranı, faiz oranından daha büyükse, o zaman yatırım yapmaya karar verilir. Çünkü, yatırım yapmak karlı olacaktır. Burada söz konusu olan reel faiz oranlarıdır. Normalde bankaların açıkladıkları nominal veya parasal faiz oranlarıdır. Bundan enflasyon oranını çıkarıldıktan sonra kalan kısım ise reel faizlerdir.

Örneğin, nominal faiz oranları %16 ve enflasyon oranı da %9 ise reel faiz oranı %7 dir. (16-9=7) Bunu yatırımların beklenen getiri oranı ile karşılaştırmak gerekir. Yukarıdaki örnekte olduğu gibi bilgisayar yatırımının beklenen getiri oranı %10 çıkarsa, yatırım yapmaya karar verilir. Çünkü %3 kar vardır.

Yatırım Yapmayı Etkileyen Faktörler Nüfus Artışı Bir ülkede nüfusun artması, talep artışı olacağı beklentisini de artırır. Bu yüzden artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak için bazı girişimciler yeni yatırımlar yaparlar. Ancak, artan nüfusun gelir elde etmesi gerekir.

Milli Gelir Artışı Tüketim, yatırım ve kamu harcamaları milli gelirin doğru yönlü bir fonksiyonudur. Eğer gelir artarsa, tüketim ve yatırım malları talebini uyaracak ve toplam talep artacaktır. Ayrıca, gelirdeki artışlar tüketicilerin zevk ve tercihlerini de değiştirir, farklı mallara da talebi artırabilir. İşte girişimciler hem mevcut mallara olan talep artışını, hem de yeni mallara olan talep artışını karşılamak ve kar elde etmek için yatırım yapmaya karar verirler.

Yatırım Yapmayı Etkileyen Faktörler Teknolojik Gelişmeler Bir malı üretmek için yeni makinelerin icat edilmesi de yatırımcıları yatırım yapmaya teşvik eder. Yeni makinelerle üretim yapmak eskisine göre hem kaliteli olur, hem de maliyetler düşük olur. Böylece yatırımlardan beklenen getiri ve kar oranları artar.

Yatırım Yapmayı Etkileyen Faktörler Vergiler ve Sübvansiyonlar Vergilerin artması, vergi sonrasında kalan net karı düşürdüğü için yatırımcıları yatırım yapmaktan caydırır. Buna karşılık vergilerin düşürülmesi yatırım yapmayı teşvik eder. Öte yandan üreticilere maliyetlerini düşürmek üzere nakit veya mal olarak devlet tarafından yardım edilmesi de maliyetleri düşürür ve kar miktarını artırır. Örneğin, devlet elektrik, telefon ücretlerinde indirim yapabilir, ürettiği hammaddeleri çok düşük bir fiyattan yatırımcılara verebilir, uzun vadeli ve çok düşük faizli krediler verebilir, ulaşım araçlarından çok düşük bir bedel alabilir. Bunlara sübvansiyon denilir.

Kapasite Kullanım Oranları Eğer firmaların mevcut kapasitelerini kullanım oranları düşükse yeni yatırımlara gitmeye gerek duymazlar.. Talep artışı karşısında, mevcut eksik kapasitelerini kullanarak tam kapasiteye çıkarlar. Böylece üretimlerini artırarak, talebi karşılarlar ve toplam karlarını artırırlar. Ancak kapasite kullanım oranları yüksekse veya tam ise, artan veya artacağını düşündükleri talebi karşılamak için yeni yatırımlar yaparlar.

Geleceğe Yönelik Bekleyişler Belki de en önemlisi budur. Eğer girişimciler gelecekte gelirlerin artacağını, faizlerin düşeceğini, ekonominin genişleyeceğini, toplam talebin artacağını düşünüyorlarsa, bugünden yeni yatırım yapmaya karar verirler. Aksi durumda gelecekte riskler hissediyorlarsa veya geleceklerini net göremiyorlarsa, firmalarını riske atmak istemezler. Yatırım yapmayı tercih etmezler.

c) Yatırım Fonksiyonu Yatırım fonksiyonu, milli gelirdeki değişmelerle toplam yatırım miktarı arasındaki matematiksel ilişkiye denir. Bu fonksiyonda sadece milli gelir yatırım etkileşimi incelenir.

I= I 0 + a Y Uyarılmış Yatırımlar Milli Gelir Marjinal Yatırım Eğilimi Gelirden Bağımsız Yatırımlar Toplam Yatırım Harcamaları

Yatırım harcamaları da iki kısımdan oluşur: Birincisi otonom yatırım harcamalarıdır. Fonksiyonda I0 sembolüyle gösterilmiştir. Tanımı yukarıda yapılmıştır. İkincisi ise gelir tarafından uyarılmış yatırımlardır. Fonksiyonda ay sembolüyle gösterilmiştir. a harfi marjinal yatırım eğilimini ve Y milli geliri göstermektedir. Fonksiyondan toplam yatırım harcamalarının milli gelirin doğru yönlü bir fonksiyonu olduğu görülmektedir. Yani milli gelir arttıkça yatırımlar artmakta, milli gelir düştükçe yatırımlar da düşmektedir.

d)yatırım fonksiyonunun geometrik gösterimi

Otonom yatırımlar her gelir düzeyinde sabit kalmaktadır. Sürekli Io seviyesinde ve yatay eksene paraleldir. Uyarılmış yatırım doğrusu ise sıfır noktasından başlamakta ve marj. Yatırım eğilimine göre, mg arttıkça artmaktadır. Dik ya da yatık olmasını belirleyen mrj. Yat. Eğilimidir. İki doğrunun toplamı ile toplam yatırım fonksiyonu oluşmaktadır.

Y1 gelir seviyesinde: Y1b kadar; otonom yatırım, ab aralığı kadar uyarılmış yatırım ve Y1a kadar da toplam yatırım harcaması vardır. Y1 mg seviyesinde ab aralığı ile Y1h aralığının birbirine eşit olduğuna dikkat edilmelidir. Çünkü ikisi de uyarılmış yatırımı göstermektedir.

Marjinal Yatırım Eğilimi Marjinal yatırım eğilimi, milli gelirdeki her bir birimlik artışın ne kadarının yatırıma gideceğini gösteren bir katsayıdır. Yatırım fonksiyonunda a harfiyle gösterilmiştir. Sıfır ile bir arasında bir rakamdır. Örneğin, 0,2 çıkması 100 liralık milli gelir artışının 20 lirasının yatırıma gideceği anlamına gelir. Formülü : Marjinal Yatırım Eğilimi Yatırımlar daki DeğişmeMiktarı Milli Gelirdeki DeğişmeMiktarı 20 100 0,2

Ortalama Yatırım Eğilimi Ortalama yatırım eğilimi, belli bir gelir seviyesinde toplam yatırım miktarının gelir miktarına oranlanmasına denir. Bir ekonomideki milli gelirin ne kadarının yatırıma ayrıldığını gösterir. Formülü şu şekilde yazılmaktadır: Ortalama Yatırım Miktarı Yatırım Eğilimi Milli Gelir Miktarı 80milyar 800milyar 0,10 %10