Solunum Sistemi Dicle Aras Alveollerde gaz değişimi, O 2 ve CO 2 nin kanda taşınması, kaslarda gaz değişimi, pulmoner ventilasyonun düzenlenmesi, solunum enerji metabolizması, performansı kısıtlayan solunum faktörleri, asit baz dengesinin solunum tarafından düzenlenmesi, akciğer anamolileri 3.9.2015 1
Alveollerde Gaz Değişimi O değişimi: Standart atmosfer basıncında PO 159 mmhg dir. Hava alveollere geldiğinde PO 100-105 mmhg ye kadar düşer. Solunan hava alveoldeki nem ve CO 2 içeren hava ile sürekli karışması ve alveolde bir miktar havanın sürekli dışarı verilmesi sonucu alveoldeki gaz konsantrasyonu sabit kalır. 3.9.2015 2
Alveollerde Gaz Değişimi 3.9.2015 3
Alveollerde Gaz Değişimi Kan O nun büyük kısmını dokulara bırakıp A kapiller damarlara geldiğinde PO yaklaşık 40-45 mmhg civarındadır. Bu basınç farkı O nun alveollerden kana geçmesini sağlar ve bu iki alan arasındaki O kısmi basıncı dengelenene kadar devam eder. 3.9.2015 4
Alveollerde Gaz Değişimi 3.9.2015 5
Alveollerde Gaz Değişimi Gaz değişimi A kapiller damarlarının arterial kısmında başlar ve burada PO 40 mmhg dır. En çok değişim kan A kapiller damarlarında ilerlerken olur. Kapillerin venöz ucunda kandaki PO ile alveoldeki PO ya (105) eşitlenir ve böylece kalbin sol tarafına gelen kan O dan zengin hale getirilir. 3.9.2015 6
Alveollerde Gaz Değişimi O nun alveolden kana geçiş hızına oksijen difüzyon kapasitesi denir. Alveol zarın iki tarafındaki basınç farkı ne kadar büyükse O da o kadar hızlı difüze olur. 3.9.2015 7
Alveollerde Gaz Değişimi Artmış kalp dakika volümü, artmış alveol yüzey alanı ve alveolarkapiller zarın direncinin azalması sebepleri nedeniyle, aerobik kapasitesi yüksek sporcuların daha büyük O difüzyon kapasitesine sahip oldukları düşünülmektedir. 3.9.2015 8
Alveollerde Gaz Değişimi CO 2 değişimi: CO 2 değişimi de basınç farkıyla oluşur. Alveole gelen kanda PCO 2 45-46 mmhg ve alveoldeki PCO 2 40 mmhg dir. Bu nedenle CO 2 kandan alveole difüze olur. CO 2 nin alveolar zardan geçiş hızı O nunkinden 20 kat daha fazladır. 3.9.2015 9
O ve CO 2 nin Kanda Taşınması Alveolden geçip kana difüze olan O dokulara, dokulardan kana difüze olan CO 2 ise alveole taşınır. O nun kanda taşınması: Kanda O, kırmızı kan hücrelerinde (eritrosit, alyuvar) bulunan hemoglobine (Hb) bağlı olarak (% 98) ve kanın sıvı kısmında çözülmüş olarak (% 2) bulunur 3.9.2015 10
O ve CO 2 nin Kanda Taşınması Plazmada bulunan O hiçbir kimyasal reaksiyona uğramadan çözülerek şeklinde taşınır. O nun plazmada çözünebilirliği az olduğundan bu şekilde dokulara taşınan O miktarı da azdır. Dinlenmede ihtiyaç duyulan 250-300 ml O nun yalnızca % 3-4 ü buradan karşılanır. Bu değer maksimal egzersizlerde % 2 ye kadar düşer. 3.9.2015 11
O ve CO 2 nin Kanda Taşınması Vücutta yaklaşık 4-6 milyar kırmızı kan hücresi içinde bulunan Hb nin O taşıma kapasitesi plazmaya oranla 70 kat daha fazladır. Kanın O taşıma kapasitesi temelde Hb miktarına bağlıdır. Her 100 ml kanda, erkeklerde 14-18 gr ve kadınlarda 12-16 gr Hb bulunur. 3.9.2015 12
O ve CO 2 nin Kanda Taşınması Hb, alyuvarlarda bulunan demir atomu (heme) ve proteinden (globin) oluşur. Her Hb molekülünde 4 heme grubu vardır ve her bir heme grubuna 1 O molekülü bağlıdır. Bir gram Hb molekülü 1.34 ml O taşır, bu doygunluk seviyesidir. 3.9.2015 13
O ve CO 2 nin Kanda Taşınması 100 ml kanda ortalama 15 gr Hb, toplamda 20 ml O taşırlar. Hb nin O ile birleşmesine oksihemoglobin (HbO 2 ) denir. 3.9.2015 14
O ve CO 2 nin Kanda Taşınması O-Hb ayrılma eğrisi: Hb nin O 2 ile birleşmesini etkileyen faktörler şunlardır; O ve CO 2 nin kandaki kısmi basınçları, kandaki 2-3 difosfogliserat (2-3 DPG) düzeyi, kanın ısısı ve ph değeridir. 3.9.2015 15
O ve CO 2 nin Kanda Taşınması Dinlenme sırasında O-Hb ayrılma eğrisi normal durumdadır. Kan ph ı 7.4 ve vücut ısısı 37 derece, arteriyal kanda PO 100 mmhg ve venöz kanda 40 mmhg dir. 3.9.2015 16
O ve CO 2 nin Kanda Taşınması PO arttıkça; O-Hb birleşme oranı artar, azaldıkça; O-Hb ayrılma oranı artar. Örneğin, PO 100 mmhg iken, arteriyal kandaki Hb % 98 oranında O ile doymuştur. Miktar olarak 20*0.98= 19.6 ml O Hb ye bağlıdır. 3.9.2015 17
O ve CO 2 nin Kanda Taşınması Venöz kanda PO 40 mmhg iken yalnızca % 75 oranında O ile birleşmiştir ve bu da 15 ml O yapar. Bu iki miktar arasındaki farka arterio-venöz O farkı (a-v O) denir. 3.9.2015 18
O ve CO 2 nin Kanda Taşınması 3.9.2015 19
O ve CO 2 nin Kanda Taşınması 3.9.2015 20
O ve CO 2 nin Kanda Taşınması Egzersiz sırasında kas ve kanda ph değerini azaltan CO 2 ve LA üretimidir. Egzersizle birlikte görülen düşük ph değeri ve yüksek vücut ısısıyla CO 2, Hb nin O ile doygunluğunu azaltır. Çünkü O bu değişikliklerle Hb den ayrılarak serbest kalır ve O ihtiyacı olan hücrelere girer. 3.9.2015 21
O ve CO 2 nin Kanda Taşınması Yüksek kan asit düzeyinden dolayı Hb nin O dan ayrılmasına Bohr etkisi denir. A larda ph yüksek olduğundan, buradan geçen Hb nin O doygunluğu yüksektir. Ancak dokularda ph ve Hb-O doygunluğu düşüktür. 3.9.2015 22
O ve CO 2 nin Kanda Taşınması 3.9.2015 23
O ve CO 2 nin Kanda Taşınması Kan ısısı artınca O Hb den ayrılır ve dokulara gider. Kan A larda serinleyince O tekrara Hb ye bağlanır. 2-3 DPG, alyuvarlarda doku hipoksisi oluşunca üretilen bir enzimdir. 3.9.2015 24
O ve CO 2 nin Kanda Taşınması Bu enzim O nun doku düzeyinde Hb den ayrılmasını sağlar. Özellikle dayanıklılık egzersizlerinde salgılanır. Egzersiz sırasında oksihemoglobin eğrisinin sağa doğru kaymasıyla belirli bir doku PO sunda daha çok O hazır bulunmakta ve A larda kanın O ile yüklenmesi engellenmemektedir. 3.9.2015 25
O ve CO 2 nin Kanda Taşınması CO 2 nin kanda taşınması; üç farklı şekilde olur. Bunlar; Plazmada çözülmüş olarak, Karbonik asitten ayrışan bikarbonat iyonu (HCO 3 ) olarak ve Hemoglobine bağlı olarak. 3.9.2015 26
O ve CO 2 nin Kanda Taşınması Plazmada çözülmüş CO 2 ; taşınan toplam CO 2 nin % 7-10 una denk gelir. Çözünmüş durumdaki CO 2 kandan, CO 2 nin kısmi basıncının düşük olduğu A larda alveollere difüze olur ve dışarı solunur. 3.9.2015 27
O ve CO 2 nin Kanda Taşınması Bikarbonat iyonu; CO 2 nin % 60-70 lik kısmı HCO 3 olarak taşınır. Kandaki CO 2 ve su molekülleri birleşir ve karbonik asidi (H 2 CO 3 ) oluşturur. H 2 CO 3 kanda ayrışır ve H + ile HCO 3 açığa çıkar. CO 2 + H 2 O H 2 CO 3 H + HCO 3 3.9.2015 28
O ve CO 2 nin Kanda Taşınması Serbest kalan H + başlatır. Hb ye bağlanır ve bu da Bohr etkisi olayını Bu etki O-Hb eğrisinin sağa kaymasını sağlar ve sonuçta bikarbonat iyonunun oluşumu O nun Hb den ayrılmasını sağlar. 3.9.2015 29
O ve CO 2 nin Kanda Taşınması Kan A lara girdiğinde, A lardaki PCO 2 düşüktür. Bu nedenle H+ ve HCO 3 iyonları tekrar birleşir ve H 2 CO 3 oluştururlar ve sonra da H 2 O 2 ve CO 2 ye ayrışırlar. Bu şekilde CO 2 tekrar oluşur, buradan da alveollere geçer ve solunum yoluyla dışarı atılır. 3.9.2015 30
O ve CO 2 nin Kanda Taşınması Karbominohemoglobin; CO 2 Hb nin globin kısmına bağlanarak bu adı alır. Bu şekilde küçük miktar CO 2 taşınabilir. H + HCO 3 H 2 CO 3 CO 2 + H 2 O 3.9.2015 31
Kaslarda Gaz Değişimi İnterval solunum olarak adlandırılır. O nun kapiller kandan kas dokusuna geçişi ve metabolik olarak üretilen CO 2 nin kaslardan uzaklaştırılmasını ifade eder. 3.9.2015 32
Kaslarda Gaz Değişimi 3.9.2015 33
Kaslarda Gaz Değişimi A-V O farkı; bu fark metabolizma sonucu kasların arterial kandan ne kadar O alıp kullandıklarını ifade eder. O taşınması ve dokular tarafından alımına etki eden faktörler; Kandaki O miktarı, Kan akımının miktarı ve Bölgesel koşullardır. 3.9.2015 34
Kaslarda Gaz Değişimi Egzersizle birlikte, aktif kas dokusunun artan O ihtiyacını karşılamak için bu değişkenlerin ihtiyaca göre düzenlenmesi gerekir. CO 2 nin kaslardan uzaklaştırılması; doku ve kapiller kan arasındaki kısmi basınç farkına bağlı olarak CO 2 hücrelerden basit difüzyon ile uzaklaştırılır. 3.9.2015 35
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi Kandaki PO, PCO 2 ve ph homeostazisi, solunum ve dolaşım sistemleri arasındaki koordinasyon ile sağlanır. Solunum kasları, solunum merkezleri tarafından düzenlenen motor nöronlarla kontrol edilirler. Bu merkezler, solunum kaslarına düzenli olarak gönderdikleri sinir uyarılarıyla solunum frekans ve derinliğini ayarlarlar. 3.9.2015 36
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi Solunum merkezi beyin sapında bulunur ve 3 ayrı merkezden oluşmuştur. Bunlar; İnspirasyon merkezi (dorsal solunum grubu), Ekspirasyon ve inspirasyon merkezi (ventral solunum grubu) ve Pnomotaksik merkez dir (solunum hızı ve tipi grubu). 3.9.2015 37
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi Solunum ayrıca vücutta oluşan kimyasal değişikliklerle de kontrol edilir. Örneğin beynin bir bölgesi kandaki CO 2 ve H+ konsantrasyonu artınca solunum derinlik ve frekansını artıran uyarılar gönderir. 3.9.2015 38
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi Solunumun artması da CO 2 nin uzaklaştırılmasını sağlar. Solunum kontrolündeki değişiklikler özellikle CO 2 konsantrasyonundaki değişikliklerle ilgilidir. 3.9.2015 39
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi Kandaki CO 2 miktarı çok ise karbonik asit oluşur. Bu asit hemen ayrışarak H+ i serbest bırakır. CO 2 + H + H 2 CO 3 HCO 3 + H + H+ kanda biriktikçe kan ph ı düşer ve kan asidesi artar. PCO 2 yükselince solunum artar. Bunun sebebi CO 2 nin kandan uzaklaştırılması ve böylece ph ın miktarının kontrol edilebilmesidir. 3.9.2015 40
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi Kemoreseptörlere ek olarak solunumu etkileyen diğer nöral mekanizmalar; A ların çevresini saran plevrada, bronşlarda ve alveollerde bulunan gerilim reseptörleridir. Bu bölgeler fazla gerilince duyusal uyarılar ekspirasyon merkezine iletilir. 3.9.2015 41
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi Bu merkezden gelen motor uyarılar da inspirasyon süresini kısaltır. Böylece A ların fazla gerilmesi engellenmiş olur. Bu mekanizmaya herring-bauer refleksi denir. 3.9.2015 42
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi Serebral motor korteksin solunum üzerinde belli miktarda istemli kontrolü vardır. Ancak bu, solunum sisteminin otonom kontrolü nedeniyle çok az etkilidir. 3.9.2015 43
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi Örneğin solunum 5 dk boyunca durdurulunca kanda CO 2 ve H birikmeye başlar ve O düzeyi düşer. Bu durumda medullada bulunan solunum merkezi, solunum yapmanın gerekli olduğuna karar verir ve kişiyi solunum için zorlar. 3.9.2015 44
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi 3.9.2015 45
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi Solunumu düzenleyen birçok kontrol mekanizması vardır ve birçok farklı sebeple uyarılabilmektedir. Solunumun amacı, kan ve dokulardaki gazları gereken düzeyde tutmak ve normal hücresel fonksiyonlar için gerekli ph düzeyini korumaktır. 3.9.2015 46
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi Bunların birinde oluşabilecek bir terslik ciddi yaşamsal tehlikeler doğurabilir. Egzersiz sırasında ventilasyon: Egzersize başlayınca solunumda iki aşamalı artış görülür. Ani ve hissedilebilir ilk artışı, solunum derinliği ve frekansında oluşan daha dereceli bir artış izler. 3.9.2015 47
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi Artışın ilk aşaması vücut hareketlerinin mekaniği sonucu oluşur. Egzersiz başlayınca herhangi kimyasal uyarı olmadan önce serebral motor korteks daha aktif hale gelir ve sinirsel uyarılar solunumdaki artıştan sorumlu sinir merkezine iletilir. 3.9.2015 48
Pulmoner ventilasyon (L/dk) Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi Ayrıca çalışan kaslardan ve eklemlerden gelen proprioseptif girdiler hareket hakkında ek bilgi sağlar ve solunum merkezi yapılan harekete göre kendini ayarlar. 3.9.2015 49
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi Solunumdaki artışın daha dereceli olan ikinci aşaması, arteriyal kanın ısısı ve kimyasal yapısındaki değişiklikler sonucu oluşur. Egzersiz uzadıkça daha fazla ısı, CO 2 ve H+ açığa çıkması, O kullanımının ve a-v O farkının artmasına neden olur. 3.9.2015 50
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi Ayrıca daha fazla CO 2 kana difüze olması kandaki CO 2 ve H+ düzeylerini yükseltirler. Kemoreseptörler bu durumu algılar ve solunum merkezini uyararak solunum frekansı ile derinliğinin artmasına neden olur. 3.9.2015 51
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi Egzersiz bitince kasların enerji ihtiyacı çabucak dinlenme durumundaki düzeyine döner. Buna karşın pulmoner solunumun normale dönmesi daha uzun sürer. Solunum frekansı dokuların metabolik ihtiyacını karşılayacak kadar mükemmel değildir. 3.9.2015 52
Pulmoner Ventilasyonun Düzenlenmesi Solunumun egzersiz sonrasında normale dönmesi için birkaç dakika geçmelidir. Çünkü solunum, egzersiz sonrasında öncelikle asit-baz dengesi, PCO 2 ve kan ısısına göre düzenlenir. Yapılan egzersizin şiddeti ile solunumun normale dönme süresi arasında doğrusal bir ilişki vardır. 3.9.2015 53
Solunum Enerji Metabolizması O içi ventilasyon eşitliği (solunum değeri): Dokularda harcanan O2 miktarının (VO 2 ) solunan havaya (V E ) oranıdır ve solunum ekonomisinin göstergesidir. V E /VO 2 harcanan her bir litre O için solunan havanın miktarı ölçülerek belirlenir. 3.9.2015 54
Solunum Enerji Metabolizması Dinlenme sırasında V E /VO 2, tüketilen 1 L O için 23-28 L havadır. Bu değer orta şiddetli bir egzersizde çok az değişir. Maksimal egzersiz sırasında 30 L havaya ulaşabilir. 3.9.2015 55
Solunum Enerji Metabolizması Bununla birlikte V E /VO 2, değişik şiddetteki egzersizler sırasında fazla değişmez. Bu da, ventilasyonla ilgili kontrol sistemlerinin vücudun ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde düzenlendiğini gösterir. 3.9.2015 56
Solunum Enerji Metabolizması Ventilasyon kırılma noktası: Egzersiz şiddeti maksimuma doğru giderken solunumun, O tüketimine oranla daha orantısız olarak artmaya başladığı noktadır. Dakika başına üretilen CO 2 miktarındaki artışı da yansıtır. Anaerobik eşik kavramı ile aynı anlamda kullanılır. 3.9.2015 57
Ventilasyon (L/dk) Oksijen tüketimi (L/dk) Solunum Enerji Metabolizması 3.9.2015 58
Solunum Enerji Metabolizması Egzersiz şiddeti kişinin VO 2 max ının % 55 inden % 70 ine çıkınca kaslara gönderilen O miktarı enerji için gerekli O miktarını karşılayamaz. Ortaya çıkan açık anaerobik glikolizden daha fazla enerji harcanarak kapatılır ve LA birikimi artar. Oluşan LA, sodyum bikarbonat ile birleşir ve sodyum laktat, H 2 O ve CO 2 oluşturur. 3.9.2015 59
Solunum Enerji Metabolizması CO 2 artışı solunum merkezine uyarı göndererek solunumu artıran kemoresöptörleri uyarır. Böylece ventilasyon kırılma noktası, artan CO 2 seviyesine karşı bir solunum refleksi oluşturur. Solunum hızlı bir şekilde ventilasyon kırılma noktasının üzerine çıkar. 3.9.2015 60
Solunum Enerji Metabolizması Laktat eşiği ve anaerobik eşik: O tüketiminde artışa neden olmadan orantısız şekilde artan solunum, ventilasyon kırılma noktasının LE ile bağlantılı olduğunu düşündürmektedir. LE, dereceli egzersiz testlerinde kan laktat düzeyinin dinlenme düzeyinin üzerinde birikmeye başladığı noktadır. 3.9.2015 61
Solunum Enerji Metabolizması Ventilasyon kırılma noktası ise, dakikada üretilen CO 2 miktarındaki artışı yansıtır. Ventilasyon değişim oranı (Respiratory exchange ratio, RER), CO 2 üretiminin O tüketimine oranıdır. Öyleyse artan CO 2 üretimi RER inde artmasını sağlar. 3.9.2015 62
Solunum Enerji Metabolizması CO 2 deki artış anaerobik metabolizmaya yönelik bir artıştır. AE, ventilasyon kırılma noktasına denk gelir. Bazı araştırmacılar RER in AE nin belirlenmesinde kan alımına alternatif olacağı görüşündeydi. Bugün, ventilasyon değerinin O (V E /VO 2 ) ve CO 2 (V E /VCO 2 ) için izlenmesi AE belirlemede en geçerli yöntemdir. 3.9.2015 63
Solunum Enerji Metabolizması AE nin tahmin edilmesindeki en önemli kriter V E /VO 2 deki sistemli artıştır. V E /VO 2 deki artış CO 2 yi uzaklaştırmak için artan solunumun, vücudun ihtiyacı olan O nun sağlanması ile orantılı olmadığını gösterir. O için gerekli ventilasyon değeri V E /VO 2, AE noktasından sonra ani bir artış gösterir. 3.9.2015 64
Solunum Enerji Metabolizması 3.9.2015 65
Performansı Kısıtlayan Solunum Faktörleri Dinlenme sırasında vücutta kullanılan enerjinin sadece % 2 si solunum kasları tarafından kullanılırken, zor bir egzersiz sırasında toplam enerjinin % 15 i diyafram, interkostal kaslar ve abdominal kaslar tarafından solunum için kullanılır. Toparlanma sırasında da toplam enerjinin % 9-12 si solunum için kullanılır. 3.9.2015 66
Performansı Kısıtlayan Solunum Faktörleri Egzersiz sırasında solunum, alveolar CO 2 deki artışı veya alveolar O daki azalmayı önleyecek kadardır. Maksimum egzersizlerde bile ventilasyon, kişinin maksimum kapasitesine kadar zorlanmaz. Bu kapasite maksimal istemli kapasite (MİV) olarak tanımlanır. 3.9.2015 67
Performansı Kısıtlayan Solunum Faktörleri Diyafram diğer iskelet kaslarına göre 2-3 kat daha fazla oksidatif kapasiteye ve kapiller yoğunluğuna sahiptir. Böylece uzun süreli egzersizlerde diğer kaslara göre yağların oksidasyonu ile daha fazla enerji elde eder. 3.9.2015 68
Performansı Kısıtlayan Solunum Faktörleri Bu nedenle uzun ve zorlu egzersizlerde solunum kaslarının glikojen depolarının boşalması solunumun yorulmasına neden olmaz. Havayolu direnci ve gaz difüzyonu sağlıklı kişilerde egzersiz yapmaya engel oluşturmaz. Çünkü larinks boşluğu ve bronşlar genişler ve egzersiz şartlarına uyum sağlanır. 3.9.2015 69
Performansı Kısıtlayan Solunum Faktörleri Ancak astım gibi rahatsızlıkları olan kişilerde bronşların daralması ve mukoza membranlarda ödem oluşması solunumu sınırlayabilir. 3.9.2015 70
Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından Düzenlenmesi Egzersiz yoğunluğunun artmasıyla birlikte laktat ve H + üretimi de artar. Bu da enerji metabolizmasını yavaşlatır ve kasların kontraksiyon kuvvetini azaltır. Solunum sistemi vücudun bu asit-baz dengesizliklerini gideren mekanizmalardan biridir. 3.9.2015 71
Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından Düzenlenmesi Asit denilen moleküller H + açığa çıkarırlar. Kanda ve kaslarda, serbest kalan bu H + ile birleşerek onu tamponlayıp etkisini azaltan alkali maddeler bulunur. Bu alkali (baz özelliği gösteren) maddelere tamponlayıcı (buffer) maddeler de denir. H + + Buffer H-Buffer 3.9.2015 72
Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından Düzenlenmesi H + konsantrasyonu genellikle ph değeriyle ifade edilir. Vücut sıvılarında H + konsantrasyonu artınca ph değerinin düşmesine asidoz veya asidik durum denir. Vücut sıvılarında H + konsantrasyonunun azalması, ph değerinin artması durumuna ise alkaloz veya bazik durum denir. 3.9.2015 73
Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından Düzenlenmesi Dinlenme sırasında vücut sıvıları asitten çok baz içerir. Ve ph değeri kaslarda 7.1, kanda 7.4 seviyesindedir. Arteryel kanda tölere edilebilir ph değeri 6.9-7.5 dir. Bu değerlerin dışına çıkıldığında ancak birkaç dakika dayanılabilir. 3.9.2015 74
Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından Düzenlenmesi Hücre içi ve dışı sıvılarının ph ı genellikle daha düşüktür ve aşağıdaki işlemlerle gerçekleşir. Kimyasal tamponlar, Pulmoner ventilasyon ve Böbrek fonksiyonları. 3.9.2015 75
Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından Düzenlenmesi Vücuttaki en önemli üç kimyasal tampon bikarbonat (HCO 3- ) iyonu, fosfat (Pi) ve proteindir. Bunlarla birlikte hemoglobin de önemli bir tampondur. HCO 3-, kanda H + ile birleşir ve karbonik asidi oluşturur, böylece H + etkisini tamponlar. Karbonik asit, A larda CO 2 ve H 2 O ya ayrışır. CO 2 solunumla dışarı atılınca geriye sadece su kalır. 3.9.2015 76
Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından Düzenlenmesi H + ile birleşen ve bikarbonat miktarıyla tamponlanan asit miktarı birbirine eşittir. LA, ph ı 7.4 den 7.0 a düşürünce, kandaki bikarbonatın % 60 ı kullanılır. Dinlenme sırasında da H + iyonu vücuttan atılamadığında kandaki bikarbonatın önemli bir bölümü kullanılır. 3.9.2015 77
Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından Düzenlenmesi Kan ve tamponlama maddeleri asidi oluştuğu yerden alıp atıldığı yer olan A lara veya böbreklere getirir. Bu maddeler taşıma işleminden sonra tekrar kullanılabilir. 3.9.2015 78
Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından Düzenlenmesi H +, kas lifleri ve böbrek tübüllerinde öncelikle Pi tarafından tamponlanır. Kandaki H + artışı solunum merkezini uyarır ve solunum hızı artar. Bu durum bikarbonat iyonlarının birbirine bağlanmasını ve CO 2 nin uzaklaştırılmasını kolaylaştırır. 3.9.2015 79
Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından Düzenlenmesi Böylece H + konsantrasyonu azalır ve kan ph ı artar. Ancak bu geçici bir çözümdür. Daha kalıcı bir tamponlama için biriken H + iyonlarının böbrekler ve boşaltım sistemi yoluyla vücuttan atılması gerekir. Böbrekler tüm atık maddeleri ve H + leri kandan filtre ederek vücuttan uzaklaştırır. 3.9.2015 80
Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından Düzenlenmesi Sürat egzersizi sırasında büyük miktarda biriken laktat ve H+, 7.10 olan dinlenik kas ph ını 6.70 lere düşürür. Örneğin 400 m koşusu sonunda bacak kaslarında ph 6.63 e düşer ve kas laktat düzeyi de 19.7 mmol/kg ye yükselir. 3.9.2015 81
Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından Düzenlenmesi Böyle bir egzersiz sonrasında bu yan ürünler 5-10 dakika sonra dengeye ulaşırlar. Şiddetli egzersizler sonrasında kan ve kas laktat düzeyinin normal seviyelere ulaşması 1-2 saat sürer. PT yerine AT bu laktatı kaslardan daha çabuk uzaklaştırmaktadır. 3.9.2015 82
Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından Düzenlenmesi Kan laktat seviyesi şiddetli bir anaerobik egzersizden 1-2 saat sonra da yüksek olsa bile kan ve kas H + konsantrasyonu 30-40 dk toparlanma sonrasında normale döner. Asit-baz dengesinin daha çabuk normale dönüşün sebebi, bikarbonat iyonu tarafından gerçekleştirilen kimyasal tamponlama ve CO 2 nin solunum yoluyla uzaklaştırılmasıdır. 3.9.2015 83
Kan laktatı (mmol/l) Asit-Baz Dengesinin Solunum Tarafından Düzenlenmesi 3.9.2015 84
Akciğer Anomalileri Amfizem, Pnömoni, Atelektazi, Astım, Tüberküloz. 3.9.2015 85
Akciğer Anomalileri Amfizem Akciğerlerde hava bulunması anlamına gelir. Bronş ve bronşiyollerin irrite eden duman yada başka maddelerin sürekli teneffüsü ile hava yollarının koruyucu mekanizması bozulur, artıklar atılamaz ve havayolları tıkanır. 3.9.2015 86
Akciğer Anomalileri Amfizem Havayollarının tıkanması havanın alveollerden atılmasını güçleştirir ve hava alveollerde hapsolur, alveoller gerilerek genişler. Sonuçta alveol çeperi zarar görür, hipoksi ve hiperkapni gelişir. 3.9.2015 87
Akciğer Anomalileri Pnömoni Alveollerin sıvı ve kan hücreleriyle dolduğu akciğer iltihabıdır. En yaygın nedeni pnömokok bakterilerinin neden olduğu bakteriyel pnömonidir. Sonuçta akciğer alveollerinde gaz değişimi gerçekleşemez. 3.9.2015 88
Akciğer Anomalileri Atelaktazi Alveollerin kollapsı demektir. Kollaps büzüşüp sönmesidir. Kollaps ya solunum yolunun tıkanması nedeniyle yada sürfaktan adı verilen maddenin eksikliği nedeniyle oluşur. 3.9.2015 89
Akciğer Anomalileri Astım Bronşiyollerin duvarında buluna düz kasların spastik olarak kasılmasıyla solunumun zorlaşmasıdır. Genel nedeni bronşiyollerin havadaki yabancı maddelere aşırı duyarlılığıdır. 3.9.2015 90
Akciğer Anomalileri Tüberküloz (Verem) Tüberküloz basilinin akciğerlerde oluşturduğu kendine özgü reaksiyon. Tedavi edilmezse basil tüm akciğere yayılır ve akciğer dokusunda ileri derecede zarar verir. 3.9.2015 91
Hipoksi Oksijen azlığıdır. Çeşitleri; Hipoksik hipoksi-po2 düşük, Anemik hipoksi-hb düşük, Stegnant hipoksi-dolaşım bozukluğu, Histotoksik hipoksi-doku O2 yeterince kullanamıyor.
Anoksi Oksijenin hiç olmamasıdır. Organizmaya hipoksiye uyum sağlar (bir dereceye kadar) ama anoksi durumunda ölür. 3.9.2015 93
Hiperkapni Vücut sıvılarında karbondioksit birikmesi anlamında kullanılır. Hipoventilasyon yada dolaşım yetersizliği ile hipoksi ile birlikte hiperkapni oluşur. 3.9.2015 94
Siyanoz Derinin mavimtırak renk almasıdır. Nedeni deri damarlarında, özellikle kapillerde deoksijene hemoglobin miktarının artmasıdır. Deoksijene hemoglobin koyu mavi-mor renktedir. 3.9.2015 95
Solunum Tipleri Eupnea; normal solunum, Hiperpne; solunumun frekansının ve derinliğinin artması, Polipne; solunumun sıklığının artması, 3.9.2015 96
Solunum Tipleri Apne; solunumun geçici olarak durması, Dispne; solunumun güçleşmesi; ventilasyonun hava isteğini karşılayamaması-hava açlığı Hiperkapni ve daha az ölçüde hipoksi, Solunum kaslarının yapmak zorunda olduğu iş ve Ruhsal durum. 3.9.2015 97