ÖĞRETMENLERİN ÖZ BENLİK DEĞERLENDİRMESİNİN DAMGALAMA EĞİLİMİNE ETKİSİ: ANKARA İLİ ÖĞRETMENLERİ ÜZERİNDE BİR UYGULAMA Gökhan GÜNEY Kara Harp Okulu gguney@kho.edu.tr Dr. Hakan BAYRAMLIK Kara Harp Okulu hbayramlik@kho.edu.tr 1. Araştırma Problemi: Öğretmenlerin öz benlik değerlendirmesi damgalama eğilimine ne derecede ve hangi yönde etki etmektedir? 2. Araştırmanın Amacı: Araştırma, "öğretmenlerin öz benlik değerlendirmesi damgalama eğilimine ne derecede ve hangi yönde etki etmektedir?" sorusuna cevap bulmak amacıyla yapılmıştır. Öğretmen ve öğrenciler arasındaki etkileşim, hem öğretimsel hem de psikolojik bir eylem alanı çerçevesinde gerçekleşir (İnan, 2011). Bu nedenle gelecek nesillerin mimarları olan öğretmenlerin, öğrencilerin psikolojik gelişimleri üzerinde etkisi olması muhtemeldir. Psikolojik açıdan sağlıklı bireylerin yetişmesi için öğretmenlerin psikolojik durumları yakından takip edilmeli ve incelenmelidir. Bu araştırmada öğretmenlerin öz benlik değerlendirmelerinin damgalama üzerindeki etkisi tespit edilmiştir. Öz benlik değerlendirmesi, bireylerin kendilerini grup içerisinde veya toplum önünde nasıl gördüğü ve değerlendirdiğidir (Judge ve arkadaşları, 1998). Bu değerlendirme sonrasında öz benlik algısı olumlu olmayan ve öğrenci ile sürekli etkileşim halinde öğretmenlerin bu durumundan öğrencilerin de olumsuz yönde etkileneceği çıkarımı yapılabilir. Damgalama eğilimi yüksek olan öğretmenler ise, bulundukları okulda damgalanan öğretmenlerin ortaya çıkmasına sebep olacaklardır. Damgalanan bireyler kendisini küçük görür, kendisinden nefret etmekle birlikte damgalanan bireylerde anksiyete ile depresyon gözlenir ve savunma mekanizmaları oluşur (Lipp, 2011). Bu tür problemler yaşayan öğretmenlerin geleceğin yetişkinleri olacak olan öğrenciler üzerinde olumsuz etkiler yaratmasını beklemek olağandır. Öz benlik değerlendirmesi teorisini ilk olarak Edith Packer (1985) literatüre katmıştır (Chang ve arkadaşları, 2012). Öz benlik değerlendirmesi, bireylerin kendileri, diğerleri ve toplum hakkında ulaştıkları temel bilinçaltı sonuçları olarak ifade edilmektedir (Judge ve arkadaşları, 1998). Öz benliğin dört alt boyutu bulunmaktadır. Bunlar; öz-etkinlik, kontrol odağı, nevrotiklik ve öz saygıdır. Öz-etkinlik, bireyin bazı durumlar karşısında birçok davranış içinden uygun davranışı uygulayabilme seviyesidir (Bandura, 1982). İkinci alt boyut olan kontrol odağı; insanların yaşantılarında kontrol edebildikleri davranışlarının sonuçlarına yönelik arzu edilen beklentileridir (Spector & O Connell, 1994). Nevrotiklik veya tersi olan duygusal dayanıklılık; bu eğilime sahip insanlar kötümser bakış açısına sahip, insanlara ve kendilerine kuşkuyla bakan ve sürekli tehdit ve tehlike algılayan kişilerdir (Watson, 2000). Öz benlik değerlendirmesinin dördüncü ve son boyutu ise öz saygıdır. Öz saygı değeri, kişinin kendisini kişisel, duygusal ve bilişsel olarak gelişmiş olarak tanımlamasıdır. (Moral ve arkadaşları, 2015). Öz benlik değerlendirmeleri olumlu seviyede olan kişiler kendilerini, hayatlarını kontrol edebilen şanslı ve yeterli kişiler olarak görmektedirler (Judge ve arkadaşları, 2003:327). Judge ve arkadaşları (1997), yaptıkları araştırmada öz benlik değerlendirmesinin duygusal
genellemelere yol açmada doğrudan, insan davranışlarının değerlendirilmesine nüfuz etmede ise dolaylı etkisinin olabileceği bulgusuna ulaşmışlardır. Damgalama ise, bireyleri etiketleme, bir kalıba sokma, ayrıştırma, bireyde statü kaybı yaratma ve ayrımcılık yaratma olarak tanımlanmaktadır (Link and Phelan, 2001). Damgalamanın bir başka tanımı ise, toplum tarafından yapılan olumsuz olarak kalıplara sokma ile tetiklenen, bireyde sosyal statü kaybı yaratma olarak tanımlanabilir (Ritsher and Phelan, 2004). Damgalama davranışına çözüm bulunamadığı takdirde, bireyin tüm yaşamı bu durumdan olumsuz etkilenebilmektedir (Rosenfield, 1997). Damgalamada, toplum içindeki bireylerin bir kişi hakkındaki olumsuz algıları zamanla o kişiye yönelik kalıp yargı ve etiketleme oluşturmakta (Dovidio ve arkadaşları, 2000; Link ve Phelon, 2001), sonrasında ise oluşan bu olumsuz duruma ilişkin kişilerde farkındalık oluşmasına ve benliğin yeniden yapılandırılmasına yol açmakta (Corrigan ve arkadaşları, 2009), daha sonra biz ve o/onlar ayrımı yaratmaktadır (Dovidio ve arkadaşları, 2000; Link ve Phelon, 2001). Araştırmalar damgalanmış bir kimseyle ilgisi olan insanların da zamanla daha az değer gördüklerini göstermiştir (Hebl ve Mannix, 2003; Neuberg ve arkadaşları, 1994). Dwyer ve arkadaşları (2013) çalışmalarında öz saygısı yüksek bireylerin damgalamaya karşı daha az hassasiyet gösterdiklerini tespit etmişlerdir. H 1: Öğretmenlerin öz benlik değerlendirme seviyeleri ile damgalama seviyeleri arasında negatif ve anlamlı bir ilişki vardır. 3. Araştırmanın Yöntemi: Öğretmenlerin öz benlik değerlendirmelerinin damgalama üzerine etki derecesi ve yönünün belirlenmesi amaçlanan bu araştırmada anket tipi nicel araştırma deseni kullanılmıştır. Analizler yapılırken SPSS 21.0 istatistik programından istifade edilmiştir. Öncelikle araştırmaya katılanların demografik bilgileri alınarak katılımcıların tanımlayıcı istatistiki bilgileri elde edilmiştir. Müteakiben anketler dağıtılarak katılımcılardan anketlerde yer alan soruları cevaplandırmaları istenmiştir. Anketlerin toplanmasının ardından katılımcılar tarafından verilen bilgilerin güvenilirlik ve geçerlilik analizleri yapılmış ve değişkenler arasındaki ilişkiler korelasyon ve regresyon analizleri ile tespit edilmiştir. Araştırmanın evrenini Ankara ilinde resmi ve özel okullarda okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim kademelerinde görev yapmakta olan 63.180 öğretmen oluşturmaktadır (Milli Eğitim Bakanlığı resmi genel ağ sayfası, http://www.meb.gov.tr). Evreni oluşturan öğretmenlerin %30.4'ü kadın, %69.6'sı erkektir. Evrende farklı okul kademelerinin (okul öncesi, ilkokul, ortaokul, ortaöğretim) varoluşunun, araştırmanın sorunsalı üzerine etki etmesi beklenmektedir. Bu nedenle evrenden örneklem seçiminde olasılıklı yöntemlerden birisi olan tabakalı örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Her okul kademesi ayrı birer tabaka olarak ele alınmıştır. Her tabakada yer alan okuldan öğretmen sayısı oranı nispetinde rastlantısal olarak örneklem seçilmiştir. Ankara ilinde okul öncesi öğretmeni sayısı 4.389, ilkokul öğretmeni sayısı 19.022, ortaokul öğretmeni sayısı 17.834, ortaöğretim öğretmeni sayısı ise 21.935'tir. Evrenin %7'sini okul öncesi öğretmenleri, %30.1'ini ilkokul öğretmenleri, %28.2'sini ortaokul öğretmenleri, %34.7'sini ortaöğretim öğretmenleri oluşturmaktadır. Örneklem seçiminde bu oranlar baz alınmış ve 264 öğretmene ulaşılmıştır. Araştırmanın örneklemini 20 okul öncesi öğretmeni, 75 ilkokul öğretmeni, 56 ortaokul öğretmeni ve 113 lise öğretmeni oluşturmaktadır. Örneklemin % 8'i okul öncesi öğretmenlerinden, % 28'i ilkokul öğretmenlerinden, %21'i ortaokul öğretmenlerinden, %43'ü lise öğretmenlerinden
oluşmaktadır. Öğretmenlerin 187'si kadın 77'si erkektir. Ortalama yaş 34 ve ortalama hizmet yılı 11'dir. Öz Benlik Değerlendirme Ölçeği: Öz benliğin ölçülmesinde; Judge ve arkadaşları (2003) tarafından geliştirilen ve Türkçe çalışması Kisbu (2006) tarafından yapılan 12 maddeli ve dört boyutlu ölçekten faydalanılmıştır. Nevrotiklik, genelleştirilmiş öz-etkinlik, öz-saygı, kontrol odağı alt boyutlarını içeren öz benlik değerlendirme ölçeğinde cevaplar 5'li Likert ölçeği ile alınmıştır (5=Tamamen doğru, 1=Tamamen yanlış) ve "Bazen kendimi depresyonda hissederim" ve " Bazı zamanlar var ki her şey bana karamsar ve ümitsiz gözükür" gibi ifadeler yer almaktadır. Ölçeğin iki, dört, altı, sekiz, on ve on ikinci maddeler olumsuz değerlendirmeler olduğundan ters kodlanmıştır. Judge ve arkadaşları (2003) ölçeğin toplam güvenirlik katsayısını.80, Kisbu (2006) Türkçe uyarlamasında.70 olarak bulmuştur. Damgalama Ölçeği: Damgalama eğiliminin ölçülmesinde; Yaman ve Güngör (2013) tarafından geliştirilen 22 maddeli ve dört boyutlu ölçekten faydalanılmıştır. Ayrımcılık ve dışlama, etiketleme, önyargı ve psikolojik sağlık alt boyutlarını içeren damgalama ölçeğinde cevaplar 5 li Likert tipi ölçek ile alınmıştır (5=Tamamen katılıyorum, 4=Katılıyorum, 3=Kısmen katılıyorum, 2=Katılmıyorum, 1=Kesinlikle katılmıyorum) ve "Bayan personel iş ortamında daha fazla sorun çıkarır" ve "psikolojik yardım alan bireylerin kişilik problemleri vardır" gibi ifadeler yer almaktadır. Ölçekte ters kodlanmış madde bulunmamaktadır. Ölçekte en yüksek eğilim puanı 110 ve en düşük eğilim puanı 22'dir. Puanları 55'ten yüksek olan kişilerin damgalama eğilimlerinin yüksek olduğu söylenebilir (Yaman ve Güngör, 2013). Yaman ve Güngör (2013) ölçeğin Cronbach Alpha güvenirlik katsayısını.84 olarak bulmuşlardır. 4. Bulgular: Araştırma sonucunda öğretmenlerin; -Öz benliklerini yüksek (3.6/5) olarak değerlendirdikleri, -Damgalama eğilimlerinin düşük (48.4/110) seviyede olduğu, -Öğretmenlerin öz benlik değerlendirmeleri ile damgalama seviyeleri arasında negatif yönde ve anlamlı bir ilişki olduğu (-.467), -Öz benlik değerlendirmesinin damgalama eğilimi üzerinde %21 varyansı açıkladığı, -Cinsiyetlerine göre öz benlik değerlendirmelerinin farklılık göstermediği (kadın=3.62 ; erkek =3.68) -Öz benlik değerlendirmelerinin okul seviyelerine (okul öncesi, ilkokul, vb.) göre farklılaşmadığı (okul öncesi=3.79, ilkokul=3.63, ortaokul=3.72, lise=3.57), -Öz benlik değerlendirmelerinin okul türüne göre farklılaşmadığı (resmi=3.68, özel=3.53) -Damgalama alt boyutları arasında damgalama eğilimi açısından anlamlı farklılaşma olmadığı tespit edilmiştir. Öğretmenlerin öz benlik değerlendirmeleri ile damgalama eğilimleri arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. H 1 hipotezi desteklenmiştir. Öz benlik değerlendirmeleri yüksek olan öğretmenlerin kendilerini mutlu hissetmeleri sebebiyle olumlu davranışlar sergilemeleri beklenir. Bu durumun da öğretmenler arasında ayrım yapma, değersizleştirme ve statü kaybı yaratma gibi olumsuz davranışların azalmasına öncülük etmesi beklenebilir. 5. Sonuç: Araştırmada öz benlik değerlendirmesinin damgalama eğilimi ile negatif yönde ve anlamlı bir ilişkisinin olduğu tespit edilmiştir. Öz benlik ile ilgili yapılan çalışmalarda Judge ve arkadaşları (1997), öz benlik değerlendirmesinin duygusal genellemelere yol açmada
doğrudan, insan davranışlarının değerlendirilmesine nüfuz etmede ise dolaylı etkisinin olabileceği bulgusuna ulaşmışlardır. İnsan davranışlarının değerlendirilmesi sonucunda olumsuz yargıların ortaya çıkmasının damgalama sürecinin başlamasına işaret ettiğini söyleyebiliriz. Çünkü Dovidio ve arkadaşları (2000) araştırmalarında, bireyi damgalamanın zaman içerisinde meydana getirilen birey hakkındaki olumsuz yargılardan oluştuğundan bahsetmektedir. Dolayısıyla araştırmanın sonucu Judge ve arkadaşlarının (1997) yapmış olduğu çalışma sonucu ile paralellik arz etmektedir. Dwyer ve arkadaşları (2013) çalışmalarında öz saygısı yüksek bireylerin damgalamaya karşı daha az hassasiyet gösterdiklerini tespit etmişlerdir. Bu sonuca göre öz benliğin bir alt boyutu olan öz saygının damgalama ile negatif yönlü bir ilişkisinin varlığından söz edilebilir. Araştırma Dwyer ve arkadaşlarının (2013) çalışması ile de benzer sonuçlara sahiptir. 6. Anahtar Kelimeler: Öz benlik değerlendirmesi, damgalama, öğretmen. 7. Kaynakça: Bandura, A. (1982). Self-efficacy mechanism in human agency. American psychologist, 37(2), 122. Chang, C., Ferris, D. L., Johnson, R. E., Rosen, C. C., & Tan, J. A. (2012). Core selfevaluations a review and evaluation of the literature. Journal of Management,38(1), 81-128. Corrigan, P. W., Larson, J. E., & Ruesch, N. (2009). Self stigma and the why try effect: impact on life goals and evidence based practices. World Psychiatry, 8(2), 75-81. Dovidio, J. F., Major, B., & Crocker, J. (2000). Stigma: Introduction and overview. In T. F. Heatherton, R. E. Kleck, M. R. Hebl, & J. G. Hull (Eds.), The social psychology of stigma (pp. 1 28). New York, NY: Guilford. Dwyer, P. C., Snyder, M., & Omoto, A. M. (2013/this issue). When stigma-by-association threatens, self-esteem helps: Self-esteem protects volunteers in stigmatizing contexts. Basic and Applied Social Psychology, 35(1), 88 97. Hebl, M. R., & Mannix, L. M. (2003). The weight of obesity in evaluating others: A mere proximity effect. Personality and Social Psychology Bulletin, 29, 28 38. İnan, G. (2011). Sosyal Yaklaşım Bağlamında Öğretmen-Öğrenci Etkileşiminin Nitel Bir İncelemesi. Doktora Tezi. Judge, T. A., Erez, A., Bono, J. E., & Thoresen, C. J. (2003). The core selfevaluations scale: Development of a measure. Personnel Psychology, 56 (2), 303-331. Judge, T. A., Locke, E. A., & Durham, C. C. (1997). The dispositional causes of job satisfaction: A core evaluations approach. Research in Organizational Behavior, Vol 19, 1997, 19, 151-188. Judge, T. A., Locke, E. A., Durham, C. C., & Kluger, A. N. (1998). Dispositional effects on job and life satisfaction: the role of core evaluations.journal of applied psychology, 83(1), 17. Judge, T. A., Erez, A., Bono, J. E., & Thoresen, C. J. (2003). The core selfevaluations scale: Development of a measure. Personnel Psychology, 56 (2), 303-331.
Kisbu, Y. (2006). Influences of Regulatory Focus, Core Self Evaluations and Age on Biases in Perception and Choice.Yüksek Lisans Tezi. Link, B.,Phelan,J.,2001.Conceptualizing stigma. Annual Review of Sociology 27, 363 385. Lipp, A. (2011). Stigma in Abortion Care: Application to a Grounded Theory Study. Contemporary Nurse, 37(2), 115-123. Meléndez Moral, J. C., Fortuna Terrero, F. B., Sales Galán, A., & Mayordomo Rodríguez, T. (2015). Effect of integrative reminiscence therapy on depression, well-being, integrity, self-esteem, and life satisfaction in older adults. The Journal of Positive Psychology, 10(3), 240-247. Neuberg, S. L., Smith, D. M., Hoffman, J. C., & Russell, F. J. (1994). When we observe stigmatized and normal individuals interacting: Stigma by association. Personality and Social Psychology Bulletin, 20, 196 209. Packer, E. (1985). Understanding the subconscious. Jefferson School of Philosophy, Economics, and Psychology/TOF Pub. Ritsher, J., Phelan, J., 2004. Internalized stigma predicts erosion of morale among psychiatric outpatients. Psychiatry Research 129, 257 265. Rosenfield, S. (1997). Labeling mental illness: the effects of received services and perceived stigma on life satisfaction. American Sociological Review, 660-672. Spector, P. E., & O'Connell, B. J. (1994). The contribution of personality traits, negative affectivity, locus of control and Type A to the subsequent reports of job stressors and job strains. Journal of Occupational and Organizational Psychology, 67(1), 1-12. Watson, D. (2000). Mood and temperament. Guilford Press. Yaman, E., & Güngör, H. (2013). Damgalama (Stigma) Ölçeğinin Geliştirilmesi, Geçerlik ve Güvenirlik ve Güvenirlik Çalışması. Değerler Eğitimi, 11(25), 251-270.