AHLAK GELİŞİMİ
Ahlak Gelişimi Ahlak gelişimi; bireyin toplumun değer yargılarını kazanarak içinde bulunduğu çevreye uyumunu, kendi ilke ve değer yargılarını oluşturmasını amaçlar. Bu değerler sistemini bireyi dönemler içinde geliştirmektedir. Bilişsel gelişim ile ahlak gelişim dönemlerinin özellikleri birbirine paralel olarak ortaya çıkmaktadır. Erken çocukluk dönemindeki çocukların bilişsel gelişimleri arttıkça buna paralel olarak ahlak gelişimi de ilerlemektedir.
AHLAK GELİŞİMİ KONUSUNDAKİ GÖRÜŞLER Bu konudaki çalışmalarla ilgili ilk kuramsal ve bilimsel yaklaşım psikanalistlerle başlamış, onu davranışçı ve sosyal öğrenme kuramcılarıyla bilişsel gelişimciler izlemiştir
Freud Psikanalitik Yaklaşımı Psikoanalitik yaklaşımda ahlak, süper egonun gelişmesiyle açıklanır.çocuk ahlaki değerlerini anne yada baba ile özdeşleşerek kazanır. Ödüllendirilen davranışları doğru, cezalandırılan yada yasaklanan davranışları yanlış olarak algılar.
Davranışçı Yaklaşım Davranışçılar, çocuğun ahlak gelişimini, bebeklik yıllarından itibaren onaylanmayan davranışın azarlanma gibi şartsız uyarıcılarla karşılaşması sonucu şartlı tepkiye dönüşmesi ve bu tür tepki geliştirmeye yatkın başka uyaranlara karşı da genelleme yoluyla kaçınma davranışlarının öğrenilmesi süreciyle açıklamaktadırlar.
Sosyal Öğrenme Yaklaşımı Sosyal öğrenmeciler ahlaki davranışlar ve ahlaki değerlerin, model alma ve taklit etme gibi öğrenme yöntemleriyle kazanıldığını ileri sürer.
Bencillik Bencil i yalnız kendi çıkarlarını düşünen, kendi çıkarlarını herkesinkinden üstün tutan birey diye tanımlayabiliriz. Bencil davranışlar en çok 3-6 yaşlarda görülür. Daha önceki yaşlar, töre dışı davranışlar dönemidir ve bu dönem ilk üç yılı içine alır. Bu çağda çocuk, iyilik ve kötülük düşüncesine sahip değildir. Yalancılığın ve hırsızlığın kötü bir şey olduğunu bilmez. Yalanlar, hayal dünyasının zenginliğinden; hırsızlık henüz mülkiyet kavramı gelişmediğinden meydana gelir. Bencil davranışlar aşamasındaki çocuk, kendini dünyanın merkezi gibi görür. Her şeyin kendi istekleri doğrultusunda olmasını ister. Bu nedenle bu dönem benmerkezcilik dönemi olarak adlandırılır. Benmerkezci çocuk; kendini analiz etmek, kendi hakkında düşünmek istemez. Düşünce ve kurgu olan şeyler bile çocuk tarafından maddi gerçekler gibi algılanır. Örneğin kendisine çikolata, kola, cips gibi sevdiği şeyleri veren kişileri, vermeyenden çok sever. Zihinsel yapı tam gelişmediğinden çocuk bu dönemde daha çok duygularının etkisi altındadır. Bazen başkalarını da düşünür gibi olur. Ama yine de dolaylı olarak kendisini düşünür.
Öykünme Öykünme; taklit etme, bireyin başkalarının davranışlarını kendine model alarak benimseyip, yinelemesidir. Bağımlılık, boyun eğmek, itaat etmek için başkasının davranışına olduğu gibi hiç bozmadan uymaktır. Öykünme, çoğunlukla beğenilen takdir gören davranışları yapanlara benzemek için yapılırken; uyma, etki yapanlarla iyi anlaşmak için yapılır. Törel gelişimin öykünmecilik aşamasında olan birey, ne yapması gerektiğini kendi içinde ölçüp tartmadan, kendine kolay geldiği ya da kınanmaktan korktuğu için başkalarının yaptığını yaparak rahat eder. Bu kurama göre çocukların, yetişkinlerin ahlak normlarını öncelikle gözlemledikleri davranışları, kuralları, değerleri dereceli bir taklit etme süreciyle kazandıkları ileri sürülür.
Vicdan Vicdan, bireyin davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya yönelten, kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güçtür. Vicdanlılık; duygusal ve ussal(akıl) vicdan olmak üzere ikiye ayrılır. Duygusal vicdanlılık aşamasında insan davranışlarını duygusal inançlarıyla yargılar. 10 yaşından ergenliğe kadar bu dönem sürer. Zihinsel yetenekler tam anlamıyla gelişmediği için çocuk duygularının etkisindedir. Ussal vicdanlılık aşamasına geçen insan, davranışlarını ussal inançlarıyla yargılar. Duygusal vicdanlılıktan ussal vicdanlığa geçen birey, törel ilke ve kuralları usunun(aklının) süzgecinden geçirerek ve sorgulayarak uygular. Bu aşamada insan, törel ilke ve kuralların yerine,zamanına,duruma ve uygulanan bireye göre değiştirilip, geliştirilerek uygulanabileceğinin bilincine varır.
Piaget Ahlak Gelişimi Kuramı Piaget, çocukların ahlak gelişimi konusunda çalışan ilk araştırmacıdır. Piaget e göre 0-5 yaş arası ahlak öncesi dönemdir. İyi ve kötü kavramı edinmemiştir. J.Piaget; ahlak gelişiminin, bilişsel gelişime paralel olarak geliştiğini ve belli bir sıra izleyen dönemler içinde ortaya çıktığını söylemektedir. Biyolojik olgunlaşma ile öğrenme yaşantıları birlikte, bilişsel gelişimde ulaşabilecek düzey üzerinde belirleyici olmaktadır. Aynı durum ahlak gelişimi için de söz konusudur. Piaget e göre çocukların doğru ve yanlışa ilişkin yargıları ve kuralları yorumlama biçimleri yaşlara göre değişiklikler göstermektedir. Ahlak Gelişim Evreleri Dışa Bağlı Ahlak Dönemi(Heteronom) (6-10 yaş) Ahlaki Özerklik Dönemi (Otonom) (11 yaş ve üstü)
Dışa Bağlı Ahlak Dönemi (6-10 yaş) Çocuk ahlâki yargılarda dışa bağımlıdır Kurallara herkes uymalıdır. Kurallar değişmezdir. Kurallara uymayanlar kesinlikle cezalandırılmalıdır. Otoriteye kayıtsız şartsız boyun eğer. Objektif sorumluluk gelişir, bir eylem görünürdeki sonuçlarına göre değerlendirilir. Davranışın temelinde ödüle ulaşmak ve cezadan kaçınmak vardır. Ceza otorite tarafından verilir.
Ahlaki Özerklik Dönemi (11 yaş ve üstü) 11 yaşından sonraki dönemde çocukların yaptıkları değerlendirmeler görecelik kazanmaya başlar. İçinde bulunulan koşulları dikkate alarak değerlendirmeler yapan çocukların, ahlâkî yargıları ve kuralları uygulayışları esneklik gösterebilir. Çocuklar, bu dönemde başkalarının değerlendirmelerinden çok kendi yaptıkları değerlendirmeye uygun davranmaya başlarlar. Konulan konuları otoritelerce de ele alınmış kanunlar olarak değil, karşılıklı hoşgörü ürünü olarak kabul eder. İş birliği arzusu ise 11-12 yaşlarında vardır. Çocukta kuralların değişebilirliği düşüncesi oluşur. Sübjektif sorumluluk gelişir; eylemler niyetlere göre yargılanır.(yetişkine karşı duyulan tek yanlı saygının yerini, karşılıklı saygı aldığında bağımsızlık ahlakı artık oluşmuştur.
Ahlaki Özerklik Dönemi (11 yaş ve üstü) 11-12 yaşındaki çocuk ahlak kurallarının içeriğini anlamaya başlar. Kural, kendi vicdanının verdiği karardır artık. Kurala cezadan kaçınmak için değil, kendisine güvenilmesini istediği için uyar. Davranışın sonuçlarından ziyade nedene ya da niyete dikkat edilir. (Piaget, çocuğun ahlak gelişimi ile birlikte adalet, ceza konusundaki görüşlerinde de değişiklikler olacağını belirtmiştir. Başlangıçta çocuk, bir kötülük yapıldıysa kötülüğün cezasını çekmesi gerektiğine inanır (kefaret adaleti). Bir de sana yapılan kötü bir durumda sen de karşılık vermelisin (misilleme adaleti) diye düşünür. Biri oyuncağını kırdıysa sen de onunkini kırarsın ya da bir başkası senin yerine bunu yapmalı diye düşünür. Daha sonraki aşamada ise yerine koyma (tazmin etme adaleti) oluşmaya başlar (oyuncağı kırdıysan ödemeli ya da kendi oyuncağını vermelisin ya da kırdığını onarmalısın).
Kohlberg in Ahlak Gelişimi Kuramı Piaget, anlattığı öykülerde eylem ve düşünce arasında bir ayrım gözetmezken, Kohlberg deneğin zihnindeki çatışmaları anlamaya yönelik hipotetik öyküler anlatmaktadır. Bu amaçla çocukların ve yetişkinlerin ahlaki ikilemlerini kapsayan belli durumlar vererek onlara bu durumlarda nasıl tepkide bulunacaklarını sorarak yürütmüştür. Kohlberg, değişik yaş grupları ve sosyoekonomik düzeylerdeki bireylere değişik öyküler verdikten sonra öyküde anlatılan durum ile ilgili karar vermelerini ister. Verilen kararın doğru ya da yanlış olması önemli değildir. Önemli olan bireyin öyküde anlatılan soruna çözüm bulurken kullandığı gerekçeler ve yaptığı değerlendirmelerdir.
Örnek Olay 1 Örnek Durum: Bir kadın, az görülen kanser hastalığının bir türü nedeniyle ölmek üzeredir. Bu kentte bulunan bir eczacı onu kurtarabilecek ilacı bulmuştur. Ancak ilaç için 50 milyar istemektedir. Bu fiyat, ilacın maliyetinin 10 katıdır. Hasta kadının kocası Osman herkesten borç alarak ancak 10 milyar toplayabilir. Osman eczacıya karısının ölmek üzere olduğunu söyleyerek ilacı biraz ucuza satmasını ya da daha sonra kalanını ödemesine izin vermesini ister. Eczacı: Bu ilacı ben buldum ve para kazanmak istiyorum diyerek teklifini geri çevirir. Bunun üzerine Osman, eczaneye gizlice girip ilacı çalar. Bu durumda hasta kadının eşi ne yapmalıdır? Neden?
Kohlberg in Ahlak Gelişim Dönemleri A. Gelenek Öncesi Dönem 1. Aşama, Ceza ve İtaat Eğilimi 2. Aşama, Saf Çıkarcı Eğilim B. Geleneksel Dönem 1. Aşama, Kişiler Arası Uyum (iyi çocuk olma) 2. Aşama, Kanun ve Düzen Eğilimi C. Gelenek Sonrası Dönem 1. Aşama, Sosyal Sözleşme Eğilimi 2. Aşama, Evrensel Ahlak İlkeleri Eğilimi
1.1. Aşama, Ceza ve İtaat Eğilimi(4-9 yaş) Bu dönemde kurallar, başkaları tarafından konur. Çocuklar, sadece otoriteye uyar ve cezalandırılmaktan kaçınır. Genellikle olayların dış görünüşüne ve ortaya çıkan zararın büyüklüğüne bakarak karar verirler. Onlar için olayların gerisinde nedenler önemli değildir. Etkinliğin fiziksel sonuçları, etkinliğin kötü ya da iyi olduğunu belirler. Örneğin bir çocuk annesine yardım ederken tabakları istemeden kırmıştır. Diğeri ise annesinden izinsiz şeker alırken şekerliği düşürüp kırmıştır. Bu dönemdeki çocuklara hangisinin suçlu olduğum sorulduğunda tabakları kıran çocuğun daha suçlu olduğunu belirtmişlerdir.
1.1. Aşama, Ceza ve İtaat Eğilimi(4-9 yaş) Birey otorite yoksa kurallara uymayabilir. Kuvvetli olan kazanır. Kraldan çok kralcı olunur.
1.2. Aşama, Saf Çıkarcı Eğilim Birey kendi çıkarları için en uygun olan kurallara uyar (KPSS sınavında kopya çekmek, başkalarının hakları değil kendi çıkarı önemlidir.) Bireycilik ve karşılıklı çıkara dayanan ilişki vardır. ( sen bana tarih sınavında yardım et ben sana matematik sınavında yardım ederim.) Kurallar kendi çıkarına uyarsa ihtiyacını karşılıyorsa uyar ( personelin öncelik sırası var der, başka yerde bunu kabul etmez.)
1.2. Aşama, Saf Çıkarcı Eğilim Ne kadar verirsem o kadar almalıyım ( adama o kadar iyilik yaptım bir şey istedik ) kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez bana değmeyen yılan bin yaşasın Devlet bana iş vermiyorsa neden askere gidip hizmet edeceğim. İleride bizim de bir işimiz sana düşer mantığı vardır. Sen bana yalan söyleme ben de sana söylemeyeyim. Al gülüm ver gülüm.
2. Geleneksel Dönem (10-15 yaş) Bu dönemdeki çocuklar, diğer insanların beklentilerine; özellikle de özdeşleştikleri özel insanları ve genel toplumsal düzenin beklentilerine uymak isterler. İçinde bulundukları grubun gereksinimlerini bazen kendi gereksinimlerinden üstün tutarlar ve grubun isteklerine uygun davranmaya özen gösterirler. Sosyal düzeni destekleme ve sadakat önemlidir. Otoritenin kuralları içselleştirilir, ancak sorgulanmaz. Sosyal düzenin korunması önemlidir. Kurumların veya grupların istekleri her şeyin önündedir. Önemli olan bunlara uymaktır.
2.1. Aşama, Kişiler Arası Uyum (İyi Çocuk Olma) Kendi akran grubuyla iş birliği içindedir. Ait olduğu grubun kurallarına uygun davranırlar. İyi çocuk olarak başkaları tarafından onaylanmak isterler. Başkalarına iyi davranma, yardım etmek onları mutlu eder. Benmerkezciliğin azalması ve somut işlemler dönemine girilmesiyle çocuk, olayları başkaları açısından görebilme özelliğini kazanır. Çevresinde bulunanların hissettiklerini de dikkate alır. Temel güdü grup tarafından kabul edilmektir. Kendini grubun üyesi olarak görmek için kurallara uymak altın ilkedir. İyi bir vatandaş olmak için askere gitmelisin, vergini vermelisin. İnsanların sana güvenmeleri için dürüst sözünün eri olmalısın onlara yardım etmelisin. Dostlar pazarda görsün. Babam benim camiye gittiğimi görsün. Hamarat gelin olayım diye her yeri temizleme.
2.2. Aşama, Kanun ve Düzen Eğilimi Bu dönemde doğru davranış, sosyal düzene ve otoriteye uygun olarak kişinin görevini yerine getirmesidir. Artık akran gruplarının kurallarının yerini, toplumsal kurallar ve kanunlar almıştır. Kanunlara hiç sorgulanmaksızın uyulmalıdır. Uymayanlar ise kesinlikle hoş görülmezler. Yetişkinlerin çoğunun bu dönemde olduğu varsayılır. Kurallar varsa herkes uymak zorundadır. Kimse vergi vermezse ne olur. Şeriatın kestiği parmak acımaz. Bir babanın hırsızlık yapan oğlunu ihbar etmesi.
1.4.3. Gelenek Sonrası Dönem (15 yaş sonrası) Birey, izlemek istediği ahlak ilkelerini başkalarında ve otoriteden bağımsız olarak seçer. Ahlak gelişiminin son iki aşaması bu düzeyin kapsamındadır. İnsan haklarının gözetildiği ve evrensel değerlerin benimsendiği dönemdir. Bu düzeye toplumun çok az bir kısmı ulaşmıştır.
3.1. Aşama, Sosyal Sözleşme Eğilimi Genellikle temel hak ve özgürlükler göz önüne alınarak konmuş olan yasa ve kanunlara uymak çok önemlidir. Toplumsal kuralların ve değerlerinin göreceli olduğunu düşünerek bunları eleştirici bir şekilde incelerler. Kanunların demokratik olarak değiştirilebileceği ilkesine sahiptirler. Bu dönemde insan hakları, özgürlük gibi kavramlar bireyin değerler sisteminde önemli yer tutar. Yasalar bireyin haklarına saygı duymalı aksi taktirde değiştirilmelidir. Bireysel farklılıklara saygı duyulur ve her insan kendi tercihini yapmalıdır. Çoğunluk birleşerek başka insanların haklarını alamaz ve onlara zulüm edemez. Toplumda herkes ortak yaşamın gereği olarak sorumluluğunu yerine getirmelidir. Yasalar toplum yararına çıkarılmalıdır.
3. 2. Aşama, Evrensel Ahlak İlkeleri Eğilimi Ahlaki gelişim açısından ulaşılabilecek son noktadır. Birey, ahlak ilkelerini kendisi seçip oluşturur ve bunlara uygun davranır. Burada bireyin benimsediği ahlak ilkeleri; insan hakları, bütün insanların eşitliği, adalet gibi soyut ve evrensel düzeyde ahlak ilkeleridir. Kurallar insanca yaşamak için konulur. İyilik yap denize at, balık bilmezse halik bilir. Her ne olursa olsun insan yaşamı her şeyin üstündedir. Kohlberg e göre peygamberler bu düzeydedir. Ve çok az sayıda insan bu seviyeye ulaşabilmiştir.
Olay 1 Kohlberg Ahlak Kuramına Göre Analizi Osman suçludur. Polisler onu tutuklar hapse atılır. (Gelenek öncesi 1. evre) Osman suçsuzdur. Eşi için yapmıştır herkes eşi için böyle bir şeyi yapar. Benim başıma gelirse eşimin de aynı şeyi yapmasını isterdim (Gelenek öncesi 2. evre). Osman suçludur. Günah ayıp bir şey yapmıştır. Herkes onu ayıplayacak ve hırsız diyecektir. (Geleneksel dönem 1. evre) Osman suçludur. Kanunlar vardır. Hırsızlık yapmak kanunen suçtur. Cezasını çekmelidir (Geleneksel Dönem 2. evre) Osman suçludur. İnsanlar bir arada yaşamaktadır. Kimse izin alınmaksızın başkasının eşyasını almamalıdır ya da; Osman suçsuzdur. İnsan hayatını hiçe sayan böyle bir kanun varsa değiştirilmelidir.(gelenek sonrası 1. dönem) Osman suçsuzdur. İnsan hayatı söz konusu olduğunda hırsızlık doğaldır. Hiçbir şey insan hayatının üstünde değildir. (Gelenek sonrası 2. dönem)
ÇOCUK VE GENÇLERDE AHLAK GELİŞİMİ BASAMAKLARI Çocuk gelişiminde, 0-3 yaş arası ahlak dışı davranışlar basamağı olarak kabul edilir. Başka deyişle iyi ve kötü davranışlarına ilişkin değerler alanı bu yaş döneminde henüz oluşmamıştır.
3-6 yaş arasındaki dönem, bencil davranışlar basamağı olarak kabul edilir. Bu dönemde, çocukta ben merkezcilik baskın davranıştır. Çocuğun kendi çıkarlarına uygun değerleri onun için hep iyi olma niteliği gösterir
5-7 yaşları, bireyin topluma ve ortama uygun nitelikte davranışlar basamağı olarak yorumlanır. Çocuk, toplumsal ahlaki değerlerle kimi zaman özdeşleşir, kimi zaman onları model yada örnek alır, öykünür
10 yaşından ergenliğe dek süren dönem duygusal vicdan basamağı olarak adlandırılır.çocuk iyi ve kötüye ilişkin davranışları, baskın olan duygusal yorumlamalarına göre yapar.bu dönemdeki duygusal özellik, bilişsel boyuttan daha çok etkili olma özelliği gösterir.
Ergenlik döneminin başlangıç sürecinde belirginleşen bu dönemin adı, akılcı ve özgeci davranışlar basamağı olarak adlandırılır.iç denetim odaklı bağımsız kişilik, bu dönemin sonlarında geliştiği için, ahlaki değerlerin yorumlanmasında bilişsel sınamayla birlikte, vicdan ve öznel sorumluluk duyguları işe karışmaktadır
AHLAK GELİŞİMİ YÖNTEMLERİ Çocuğu ahlaki bakımdan geliştirirken uygulanacak yöntemler şunlar olabilir: (1) Sürekli alıştırma (2) İyi örnekler görme (3) Çocuğu güven içinde bulundurma ve cezaya başvurma (4) Bilgiye ve uslamlamaya önem verme
Sürekli alıştırma Bu yöntem, daha çok küçük çocuklara uygulanır.onlar, zeka yeter derecede gelişmemiş olduğu için kimi şeyleri şartlanma yöntemiyle öğrenme eğilimindedirler.
İyi örnekler görme Çocuğun ana-babadan, yakınlarından ve öğretmeninden göreceği iyi örnekler, onun ahlaki gelişimine de yardım.
ÇOCUĞU GÜVEN İÇİNDE BULUNDURMA VE CEZAYA BAŞVURMA Güven, çocuğun, anababa, öğretmen gibi eğiticiler tarafından sevildiğinin ayrımında olması ile gerçekleşir. En çok güven içinde bulunan kimselerden, duygusal ve ahlaksal olgunluk beklenebilir.
Ceza, çok eskiden beri, ailelerin çocuklarına uyguladıkları bir eğitim yöntemidir. Bu nedenle cezanın, eğitimde çok eski bir tarihi vardır.
BİLGİYE VE USLAMLAMAYA ÖNEM VERME Bu yöntemler, ancak ergenlik ve gençlik yıllarında gerçekleşebilir. Bu yöntemle, çocuk karşılaştığı ahlaksal sorunları eski bilgilerin ışığı altında- uslamlama yaparak çözebilir.bunu kimi zaman kişi, kendi kendine; kimi zaman da öğretmen, ana-baba, arkadaş yada uzman hekimin yardımıyla yapar.
AHLAKİ GELİŞİMİN EĞİTİME YANSIMASI Özellikle okul öncesi dönemdeki çocuklara bazı kuralları yaparak yaşayarak öğretmek gerekir. Çünkü bu dönemdeki çocukların bilişsel yapıları, ahlaki gelişimin soyut kavramlarını anlayabilecek düzeyde değildir
Çocukların uyması gereken kurallar açık bir dil ve anlatım ile açıklanmalıdır
Ahlaki gelişimde önemli rol oynayan empati nin çocukta gelişebilmesi için anne-baba, öğretmen olarak çocuğa empatik anlayışla yaklaşmak gerekir
Gerek ev, gerekse sınıf ortamında ahlaki konularla ilgili tartışmalar açarak, çocukların bu konudaki düşünce ufuklarını genişletmek gerekir