Fed, Çin ve Güney Kore ve petrol fiyatları: büyüme köşenin hemen ardında mı?



Benzer belgeler
AKBANK Ekonomi Sunumu. Ocak 2016

Dünya Altın Konseyi nin küresel altın talebine yönelik 2011 yılı raporu bu sabah yayınlandı. Raporda öne çıkan başlıklar:

Ekonomi Bülteni. 08 Haziran 2015, Sayı: 14. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AKBANK 2015 Yılı Takvimi

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Çin: Yumuşak iniş mi?

Tarım : Cesur Yeni Dünya. Bu hafta başında açıklanan. OECD-FAO ortak ürünü olan Tarım Raporu, tarım. sektörünün küresel ölçekte orta

Haftanın Odağında. Güncel konularla her hafta. 16 Şubat ABD ekonomisinde sırada borç ve bütçe sorunu var

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 27 Mart 2017, Sayı: 13. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

GÜNLÜK FOREX BÜLTENİ - 2 Ocak 2015

Petrol Piyasası Temel/Teknik Görünüm

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Piyasalarda Son Durum

Ekonomi Bülteni. 2 Ocak 2017, Sayı: 1. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Piyasalarda bugün 15:30'da açıklanacak ABD enflasyon verileri izlenecek. Gelecek hafta ise Çarşamba günü ABD ve Japonya

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

GÜNLÜK YATIRIM BÜLTENİ 22 Mart 2012

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

SEKTÖREL GELİŞMELER İÇİNDEKİLER Otomotiv. Beyaz Eşya. İnşaat. Turizm. Enerji. Diğer Göstergeler. Sektörel Gelişmeler /Ağustos

Ekonomi Bülteni. 10 Ağustos 2015, Sayı: 22. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 5 Eylül 2016, Sayı: 35. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

HALI SEKTÖRÜ 2015 ŞUBAT AYI İHRACAT PERFORMANSI

Foreks Günlük Bülten 11 Eylül 2015

Ekim. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.

Gündem Türkiye 7,50% İngiltere 0,50% Amerika 0,25% İsviçre -0,75% Euro Bölgesi 0,05% Japonya < 0.10%

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 74

AKBANK 2014 Yılı Takvimi

Ekonomi Bülteni. 25 Nisan 2016, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AKBANK 2018 Yılı Takvimi

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Teknik Bülten. 03 Kasım 2016 Perşembe

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Makro Veri. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre -5,6 puan olan dış ticaretin büyümeye katkısını daha yüksek olarak hesaplamamızdan kaynaklandı.

Ekonomi Bülteni. 7 Ağustos 2017, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekim. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

Ekonomi Bülteni. 28 Aralık 2015, Sayı: 41. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 13 Ekim 2014, Sayı: 41. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Turkey Data Monitor Ekonomi Bülteni. 07 Mart 2016 I. KÜRESEL GELİŞMELER

GÜNLÜK BÜLTEN 04 Nisan 2014

GÜNLÜK FOREX BÜLTENİ - 4 Ağustos 2014

Yurtiçinde ise sadece TCMB Anketi aylık TÜFE beklentisi açıklanacak.

Foreks Günlük Bülten 16 Eylül 2015

TESPAM Aylık Petrol Fiyatları Raporu ve Senaryoları Haziran 2016

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

Küresel Mali Kriz, Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

Mart. Detaylı Enstrüman Analizi Brent Petrol

Ekonomi Bülteni. 11 Mayıs 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Foreks Günlük Bülten 14 Eylül 2015

SABAH BÜLTENİ. Destek FX Piyasa Gözlemi. 2 Eylül :00 GENEL GÜN ÖZETİ. Türkiye imalat PMI 49.3'e düştü

Ekonomi Bülteni. 5 Haziran 2017, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 5 Aralık 2016, Sayı: 47. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

USDTRY EURUSD GBPUSD Temel/Teknik Görünüm

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Gündem Türkiye 7,50% İngiltere 0,50% Amerika 0,25% İsviçre -0,75% Euro Bölgesi 0,05% Japonya < 0.10%

06 Temmuz 10 Temmuz 2015

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.

Ekonomi Bülteni. 3 Ekim 2016, Sayı: 38. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ARAŞTIRMA. Piyasaları

Ekonomi Bülteni. 12 Ocak 2015, Sayı: 02. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

GÜNDEM ABD DEN TÜFE

Ekonomi Bülteni. 9 Mayıs 2016, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

EKONOMİK ARAŞTIRMALAR

SABAH BÜLTENİ. Destek FX Piyasa Gözlemi. 4 Eylül :00 GENEL GÜN ÖZETİ. AMB politika faizini açıkladı

Ekonomi Bülteni. 27 Temmuz 2015, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Aylık Emtia Bülteni Ağustos 2014

DÜNYA EKONOMİSİ. FED in faiz artırımı sürecine yönelik zamanlamayı fiyatlandırmakla güçlük çeken küresel piyasalar,

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

USDTRY EURUSD GBPUSD Haftalık Temel/Teknik Görünüm

Ekonomi Bülteni. 4 Nisan 2016, Sayı: 14. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Bugün, Euro Bölgesi nde Açıklanacak Olan 2.Çeyrek Öncü Büyüme Verisi Takip Edilecek.

Reel Sektör Risk Yönetimi

Gündem Türkiye 7,50% İngiltere 0,50% Amerika 0,25% İsviçre -0,75% Euro Bölgesi 0,05% Japonya < 0.10%

Ekonomi Bülteni. 8 Ağustos 2016, Sayı: 31. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ocak 2015 HALI SEKTÖRÜ Ocak Aralık Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 01/2015 Page 1

Ekonomik Takvim

GÜNLÜK BÜLTEN 24 Haziran 2014

HAFTALIK BÜLTEN EUR/USD ANALİZİ. Destek FX Piyasa Gözlemi. 05 Haziran :00

02 Mart Fed in Mart Ayı Faiz Artırım İhtimalleri Yüzde 84 Seviyesine Yükseldi. 02 Mart 2017

Ekonomi Bülteni. 03 Ağustos 2015, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

FON BÜLTENİ Mart 2013 Sayı 8

2014 YILI EKİM AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

Abdi İpekçi Caddesi No : 57, Reasürans Han, E Blok 7.Kat Harbiye İstanbul Tel : +90 (212)

Günlük FX & Emtia Strateji Notu

FOREKS GÜNLÜK BÜLTEN İÇİNDEKİLER

Foreks Günlük Bülten 07 Eylül 2015

Haftalık Ekonomi ve Dış Ticaret Görünümü

Sabah Analizi

Ekonomi Bülteni. 06 Temmuz 2015, Sayı: 18. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Aralık Tekstil ve Hammaddeleri Sektörü 2014 Ocak-Kasım Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Transkript:

Haftanın Ortası Güncel konularla her Çarşamba Güney Kore ihracatının 2009 dan bu yana en sert düşüşle Ağustos ayında %14,7 daralması, dünya ekonomisi adına alarm zilleri çaldığının başka bir göstergesi. Keza, Güney Kore ihracatının diğer ülkelerin ithalat durumunu az çok göstergesi niteliğinde almak mümkün. Çin in Ağustos PMI verisi de ilk bakışta can sıkıcı. Ancak, Çin ekonomisi ile ilgili olumlu görüş içeren az sayıdaki yazı içerisinde en dikkat çekici vurgu, Çin ekonomisinin büyüme hızının zayıfladığından daha büyük bir hızla değişmekte oluşu üzerine yapılmakta. Project Syndicate yazarları arasındaki ekonomist Kaletsky, 1985-86; 1992-93; 1997-98; 2001-2002 dönemlerinde petrol fiyatlarında yaşanan %50 oranında çöküşlerin ardından hep başta ABD ekonomisi olmak üzere küresel büyümede canlanma dönemlerinin geldiğini söylüyor. Fed, Çin ve Güney Kore ve petrol fiyatları: büyüme köşenin hemen ardında mı? Güney Kore ihracatının 2009 dan bu yana en sert düşüşle Ağustos ayında beklentinin iki katı üzerinde, %14,7 daralması, dünya ekonomisi adına alarm zilleri çaldığının başka bir göstergesi. Keza, Güney Kore ihracatındaki gelişmeler, petrokimyadan otomobile; mobil cihazlar dahil elektronikten gemilere kadar ürettiği ürünlerle dünyada talebin nerede olduğunun anlık bir fotoğrafı niteliğinde görülebilir. Başka bir ifade ile Güney Kore ihracatının diğer ülkelerin ithalat durumunu az çok göstergesi niteliğinde almak mümkün. Yavaşlama sancılarıyla dünya ekonomi gündeminde bir süredir en çok yer alan Çin, evet 2013 ten bu yana Güney Kore nin en büyük ihracat pazarı. Grafik 1: Kore-İhracat 2009 dan bu yana en düşük seviyede O sırada Türkiye de ekonomik büyüme %0-1 arasında oturmakta. Dünyada buraya doğru esen sert rüzgarlar, henüz Türkiye nin ana gündem maddesi olabilmiş değil. Keza önümüzde 1 Kasım da tekrarlanacak genel seçimlerde ana gündem maddesini AKP nin tek parti hükümeti için gereken 276 sandalye sayısına ulaşıp ulaşamayacağı oluşturuyor. 1 Kaynak: Barclays, Haver, Egeli & Co.

Dolayısıyla, Güney Kore ihracatındaki sert düşüşün ardında sadece Çin ekonomisi var diye düşünülebilir; ancak verinin detayları pek de öyle olmadığını anlatıyor. Çin ekonomisinde yaşanan sert yavaşlama elbette Güney Kore ekonomisini ve Avustralya yanında bir çok Asya ekonomisini de aşağı çekiyor. Ancak, Güney Kore nin Avrupa ya ihracatının %8 daralması, ASEAN a yaptığı satışların %3 gerilemesi, Japonya ihracatının %21 düşmesi yanında Latin Amerika ülkelerine de satışlarının %20 gibi önemli oranda gerilemesi; hem de bu sürecin son beş aydır artarak devam etmesi çok önemli bir durgunluğa işaret eder yönde. Güney Kore nin ihracat artışı yakaladığı tek ülke ise, herhalde pek kimseyi şaşırtmayacak şekilde %3,4 ile ABD. Bilindiği üzere, ABD merkez bankası Fed de zaten ABD de ekonomik aktivitenin canlılığına bir süredir işaret etmekte. Faiz artışları sürecinin ilk adımını atmak için de, bu döngünün yaratmakta olduğu kaçınılmaz çalkantı arasında, küresel sert dalgaların sakinleştiği bir anı beklemekte. Çünkü finansal piyasalardaki dalganın uzunluğu eninde sonunda bozulan beklentiler yoluyla reel ekonomileri de beraberinde aşağı çekiyor. Bu görüntü, olumsuzluk döngüsünün bir süre sonra kendi kendisini besler hale gelmesi nedeniyle her ayın ilk günlerinde açıklanan PMI verileri bu hafta başından bu yana dikkatle incelenmekte. Avrupa tarafında şimdilik hikaye parasal genişleme gazıyla hafif bir toparlanma eğilimin yerini yataya yakın bir seyre bıraktığı; açıklanan PMI verisi 52,3 ile Temmuz daki 52,4 ün çok az altında. Avrupa elbette kozmopolit bir ekonomik yapı. PMI verilerinin ülke bazında dağılımları önemli. Orada yapılabilecek özet de Yunanistan (39,1) ve Fransa (48,3) ekonomilerinin daralma yönünde seyir izlemesinin yanında Almanya (53,3), İtayla (53,8) ve İspanya nın (53,2) güçlü sayılabilecek toparlanma çizgisinde ilerledikleri; İngiltere nin de (51,5) ile 2 istikrarlı ancak daha yavaş bir toparlanma içinde olduğu. Çin den her türlü ekonomik veri de, en az ABD kadar odak noktasında; dün gelen PMI verisi de ilk bakışta can sıkıcı. Resmi Ağustos İmalat sanayi PMI verisi Çin de son üç yılın en zayıf ekonomik performansına; hatta 50,0 nin altına inmiş olması nedeniyle daralmaya işaret edercesine 49,7 de bulunuyor. Resmi olmayan Caixin-Markit imalat PMI ise Ağustos ta 47,3 seviyesi ile Temmuz daki 47,8 in de altına kaymış durumda. Fakat Çin konusunda uzmanlar, başka dinamiklere de dikkat edilmesi gereğine işaret ediyorlar ki o da Çin in hizmet sektöründeki gelişmeler. Çin ekonomisi ile ilgili olumlu görüş içeren az sayıdaki yazı içerisinde en dikkat çekici vurgu, hisse senedi piyasasındaki çöküş ve devam etmesi beklenen yuan devalüasyonlarından öteye, Çin ekonomisinin büyüme hızının zayıfladığından daha büyük bir hızla değişmekte oluşu üzerine yapılmakta. Grafik-2 den izlenebileceği

şekilde, 2014 başından bu yana sigorta, e-ticaret, eğlence ve belirgin bir biçimde imalat turizm şu aşamada ancak bu sanayi yavaşlarken; hatta Mart gidişatın diğer tüm hizmet alt ayından bu yana PMI imalat sektörlerine de yayılması eksiye geçerken; Çin de bekleniyor. hizmetler ve tüketime dayalı bir Çin ekonomisinde imalat yeni ekonomik dinamik sanayiinde üretim daha yavaş oluşmakta. Hizmetler içinde bir büyüme platosuna öne çıkan sektörler ise, finans, Grafik 2: Çin Ekonomisi-İmalattan Hizmetlere Yöneliyor (muhtemelen %4-6 civarı) otururken hizmetler sektörünün atağa kalkması; bu trendin derinleşerek devam etmesinin beklenmesi ise orta vadede dünya ekonomisi adına bambaşka dinamikler yaratacağına hiç şüphe yok. İlk akla gelen önemli değişim ucuz Çin menşeili malların azalarak, diğer ülkelerde üretim seviyesinin olumlu etkileneceği; kur savaşlarının anlamının giderek azalacağı; ve emtia fiyatlarında daha dengeli hareketlerin dünya ekonomisindeki büyüme hızına olumlu yönde ivmelendireceği. Tabi, tüm bunların 2015-2017 boyunca sürmesi beklenen şok dalgalarının ardından geleceği. Bu arada imalat sanayindeki yavaşlamanın hem Çin deki hem küresel ekonomi üzerinde yarattığı sert dalgaları yumuşatmak için Çin merkez bankasının faiz seviyesini % 4 lere kadar bu sene sonuna kadar çekmesinin beklendiğini ve parasal genişlemeyi artırarak ekonomik aktiviteye destek atacağını da yeniden vurgulamak gerek. Tüm bu başlıkların detaylı Kaynak: BCA Research, Markit Economics, U.S. Global Investors, Egeli & Co. olarak incelenmesi, geleceği 3

anlamak açısından önemli, Çin i konuşmaya daha çok devam edeceğiz ama şimdilik ilk düşünceleri paylaşarak, Çin den petrol fiyatlarına geçerek son bir haftada gözlenen garip hareketleri mercek altına almak kısa vade açısından daha önemli. Petrol düştü; daha çok düştü; sert yükseldi ve yine düştü peki sonra? Petrol fiyatında son günlerde yaşanan hareketlenme dikkat çekici. Son üç günde 44 dolara gerilemiş WTI petrol fiyatı neredeyse %30 artarak yeniden 50 dolar sınırına dayanmasının ardından 45 dolar seviyesine geriledi Ama yine de Ağustos Grafik 3: Ham Petrol Fiyatı- WTI ayındaki dip seviyesinin üzerinde seyrederek kapattı dünü. Bu hareket neden oldu ve petrol fiyatı 30 dolara mı yoksa 60 dolara doğru mu yönelmiş durumda? Geçtiğimiz hafta içinde petrol üretim seviyesini, dolayısıyla fiyatını belirleyicilerden iki açıklama gelmişti. İlki Suudi Arabistan liderliğindeki OPEC ten. Venezuela başta olmak üzere OPEC bünyesinde gelirleri petrol fiyatlarına endeksli devletler, OPEC in arzı kısmama politikasını değiştirmesi için baskı yapmaktalar. OPEC ten gelen diğer küresel üreticilerle adil ve makul fiyatlar konusunda görüşmeye hazır olduğu açıklaması, piyasalarda Suudi Arabistan ın üretim politikasını gözden geçirerek, arzı kısmaya hazır olduğu şeklinde yorumlandı. Diğer haber de ABD nin petrol arzı beklentisini aşağıya güncellemesi idi. İki haberin birleşmesi ile, uzun zamandır aşağı trendde olan petrol fiyatlarının yükseleceği beklentisi hakim oldu. Bu da zaten petrol fiyatının 30 dolara düşeceği yönünde pozisyon almış satışların güncellenerek açık kapatma alımları ile petrol fiyatlarının hızla yükselmesine neden oldu. Ardından, gelen her iki haberin de belirsizlik payının yüksek olması sonucunda, ve elbette yine Çin PMI verisinin beklenenden düşük gelmesiyle, petrol fiyatları yeniden bir kademe daha gevşedi. Kaynak: Invest.comMarketWatch, Egeli & Co. 4 Petrol başta olmak üzere emtia piyasalarında, gelişmekte olan ülke kurlarında bu tür hareketler, önümüzdeki dönemde çokça tekrarlanacak. Hatırlanacağı üzere, petrol fiyatlarının bu derece baskı altında olması, önce Avrupa merkezli bir deflasyon korkusu ile başlamış, ardından başta Çin

olmak üzere gelişmekte olan etki-tepki ilişkisine dikkat ekonomilerin büyüme zafiyetleri çekiyor. 1985-86; 1992-93; eşliğinde arz fazlası nedeniyle 1997-98; 2001-2002 petrol fiyatlarında çöküş baş dönemlerinde petrol fiyatlarında göstermişti. Fed in 2015 yaşanan %50 oranında bitmeden faiz artırabileceği çöküşlerin ardından hep başta olasılığı da eklendiğinde küresel ABD ekonomisi olmak üzere büyüme endişeleri iyice artarak küresel büyümede canlanma petrolün sene sonu bitmeden dönemlerinin geldiğini ekliyor. 30 dolara gitmekte olduğu Diğer açıdan bakınca da, son 50 sıkılıkla dile getirilir olmuştu. yıl içinde, her ekonomik Project Syndicate yazarları durgunluk dönemi öncesinde arasındaki ekonomist Kaletsky e petrol fiyatlarında sert artışlar göre işe, petrol fiyatlarının kısa yaşandığını vurgulamak gerek. vadede 30 dolar veya 40 dolar Özellikle son dönemi mercek arasında seyretmesinin çok altına alırsak 2008 krizi fazla önemi yok. Kaletsky öncesinde de benzer bir döngü düşük petrol fiyatı ve küresel içinde petrol fiyatlarında sert ekonomik büyüme arasındaki yükselişlerin olduğunu Grafik 4: ABD Ekonomik Büyüme ve Petrol Fiyatları hatırlamakta fayda var. Bir noktayı eklemek lazım. Geçen sene petrol 110 dolar seviyesindeyken, 50-55 dolar seviyesine gelişinde küresel durgunluk endişeleri, ABD kaya gazı üretimi devrimi ve OPEC kararları varsa; bu sene Temmuz başından bu yana petrol fiyatlarının 50 dolar altına gidişinde ekonomik hareketlerden çok İran ın yeniden piyasa döneceği ve arzın daha da artacağı beklentisi olduğunu unutmamak lazım. Yoksa tüm suçu Çin ekonomisine yüklemek, yanıltıcı olacaktır. Kaletsky e dönersek, petrol fiyatlarındaki düşüşün küresel anlamda talebi nasıl canlandırıcı etkisi olabileceğini daha önceki bir kaç Haftanın Ortası raporunda ele almıştık. Ama özet geçmek gerekirse, petrol fiyatında oluşan her 10 dolarlık düşüş, dünya ölçeğinde üreticilerden tüketicilerin cebine, yaklaşık 340 milyar dolar aktarmakta. Bu rakam zaten petrol fiyatlarında yaşanan sert düşüler sonrasında neden ekonomik canlanma dönemlerinin geldiğini açıklamaya yeter herhalde. Kaynak: BI, Egeli & Co. Geçen sene yaz başında 110 5

dolarda olan petrol fiyatı kabaca bir yılda 45 dolara geriledi ki bu da petrol tüketen ülkelerin cebine ekstradan 2 trilyon dolar civarında bir paranın aktarılması anlamına geliyor. Keza, 2 trilyon dolarlık bir destek 2009 da Çin ve ABD nin yarattığı toplam parasal desteğin de ötesinde bir büyüklükte. Bilindiği üzere, 2009 sonrasında bu iki ülkenin parasal desteği ile küresel ekonomide yeniden bir canlanma izlenmesinin ardından petrol fiyatları da 2009 daki 40 dolar seviyesinden yeniden 100 dolara yükselmişti. Uzun lafın kısası, petrol fiyatlarının düşmesi sonrasında petrol yerine başka ürünleri tüketmeye yönelen paranın etkisi çok güçlü bir ekonomik düzelme mekanizması oluşturmakta. IMF nin hesaplarına göre de, 2015 te petrol fiyatlarında yaşanan düşüş, 2016 da dünya ekonomisini %0,5 ile %1 arasında ekstra büyümeye kaynak olabilir. Burada aslan payını ABD ekonomisi %1-1,2 oranında alırken, %0,3-0,4 arasında Avrupa ekonomisi fayda sağlayacak ve %1 oranında ise Çin ekonomisi olumlu etkilenecek. Gelişmekte olan ülkelerin petrol O sırada Türkiye de fiyatlarının yarattığı kaynağın faydalarına gelemeden başta Konuyu Türkiye ye getirmişken, dolar borcu olmak üzere bir çok Ağustos PMI verisine değinerek yapısal sorunla mücadele ettiği başlamakta fayda var. Keza ortamda, bu fırsatı büyük ölçüde Temmuz daki 50,1 seviyesinden ıskalayacaklarını eklemek gerek. Ağustos ayında 49,3 e, yani 50,0 sınırının altına gerileyen Türkiye Önümüzdeki yıllarda gelişmiş PMI verisi, artık yavaş da olsa ekonomiler petrol fiyatlarındaki imalat sanayiinde daralmaya düşüş sayesinde canlanmalarını geçildiğine işaret ediyor. Türkiye hızlandırırken, petrol fiyatları Ekonomik Güven Endeksi, ekonomik canlanma ile eskiye 2013 te 116 nı üzerine benzer oranda artmaz ise de çıkmasının ardından artan politik bakılacak öncelikli yerin Çin çalkantı ve Fed in para değil; ABD nin kaya gazı ile politikasını değiştireceği petrol arzına yaptığı katkı kadar mesajıyla küresel ekonomik arza ekleme yapması beklenen dalgalara paralel, 2013 ten bu İran olduğunu da akılda yana düşüş eğiliminde. 2015 tutmakta fayda var. başından bu yana ise, genel Grafik 5: Türkiye Ekonomik Güven Endeksi Kaynak: TDM, Egeli & Co. 6

seçimlerin yarattığı gergin politik ortamın da ivmelendirmesiyle düşüş artık iyice dikkat çekici seviyede. Kısa vadede Türkiye ekonomisine küresel taraftan bir destek gelmesi beklenmiyor; hele Jackson Hole toplantıları sonrasında Fed in Eylül de faiz artırması %50 beklenti olarak yeniden gündeme gelmişken. Dolayısıyla ne güven endeksi, ne de son haftalarda iyice yavaşlayan kredi artış oranında bir canlanma beklemek gerçekçi olmaz. Dün basında yer aldığı üzere, iç talebi canlandırmak için bireysel kredilerde vadenin 36 aydan 48 aya çıkarılması; taşıt kredilerinde de vadenin 48 aydan 60 aya çıkarılması adımları Türkiye ekonomisinin sıkışmışlığı ölçeğinde seçimlere yönelik bir çabadan öteye ekonomik canlanmaya yönünde kalıcı fayda sağlayabilecek gibi değil. Bu çerçevede, Fed e paralel TCMB nin para politikasını sadeleştirerek tek faiz dönemine geçmesi de çok anlam ifade edemiyor. Çünkü, 2016 baharında yeniden atanıp atanmayacağı baskısı altında bulunan merkez bankası başkanı Erdem Başçı açısından faiz silahını çekmenin maliyeti, düşük faiz gereği söylemine değişen dünya koşullarına rağmen devam eden ekonomi yönetiminin var olduğu ortamda çok yüksek. Bu anlamda ekonomik büyümenin %0-1 arasında oturmakta olduğu bir dönemin içinden geçtiğimizi de söylemek gerek. Ekonomide büyüyememe sorunu, Türkiye de yapılan seçimlerde hep iktidar partilerinin aleyhine bir rüzgar oluşturmuş şimdiye kadar. 7 Haziran seçim sonrasında AKP nin iktidarı kaybetmesini de Grafik 6: 1 Kasım Seçimi Anketleri 7 Kaynak: Egeli & Co.

biraz ekonomik biraz da başkanlık sistemi ısrarı üzerinden okumak mümkün. Şimdi önümüzdeki 60 günden az sürede seçimler tekrarlanacak. Dünyada Fed ve Çin merkezinde yaşanmakta olan ekonomik değişimden buraya doğru esen sert rüzgarlar, henüz Türkiye nin ana gündem maddesi olabilmiş değil. Keza önümüzde 1 Kasım da tekrarlanacak genel seçimlerde ana gündem maddesini AKP nin tek parti hükümeti için gereken 276 sandalye sayısına ulaşıp ulaşamayacağı oluşturuyor. Ekonomi ise tam anlamıyla rüzgarın savurduğu yöne doğru serbest bir seyre bırakılmış durumda. Geriye, seçim anketlerini izlemek ve seçim öncesi yapılan politik manevraların AKP ye çok arzuladığı 276 yı sağlayıp sağlayamayacağı kestirmeye çalışmak kalıyor. Anketlerden yansıyan rakamlar AKP ye olan desteğin halen %41-42 aralığında seyretmekte olduğu yönünde ki bu da AKP nin 276 sandalye sayısına, yani tek parti hükümeti hedefine ulaşmasını halen mümkün kılmıyor. Yine anketlerin yansıttığı, halkın %52 sinin, koalisyon hükümeti kurulamamasına neden olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ı gösterdiği ve halen %78 civarında blok kesimin başkanlık sistemine karşı görüş bildirdiği. Seçim dinamikleri AKP nin 276 ya ulaşıp ulaşmayacağı etrafında yoğunlaşırken, seçim hükümetine MHP li Türkeş in bakan olması ve Mili Görüş ün temsilcisi Saadet Partisi (SP) ile AKJP arasında birleşme olup olmayacağı önem kazanıyor. Keza, A&G Araştırmanın Başkanı Adil Gür e göre, AKP az farkla MHP ye kaybettiği illere yoğunlaşırsa, %44 ve üstü oy yerine, %42,8 destekle bile tek parti iktidarını elde edebilir. SP Genel Başkanı Kamalak, içinde Milli Görüş ten gelme milletvekilleri halen bulunan AKP ile gayri resmi görüşme yürüttüklerini doğruladı. Seçim ittifakı neredeyse kesin gözüyle bakılırken, SP nin AKP ile birleşmesi de gündemde hızla yükselen seçenekler arasında. SP nin 7 Haziran da aldığı % 2,06 oranındaki oy AKP adına iktidarın kapısından yeniden 8 geçmek adına kritik önemde. Diğer yandan Tuğrul Türkeş in MHP nin parti kararını hiçe sayarak AKP seçim hükümetinde yer alması, Türk siyasi hayatında eşine daha önce rastlanmış manevralardan biri olsa da, AKP oyları üzerinde ne derece etkili olabileceği tartışma konusu. Seçim hükümeti boyunca AKP- HDP yanında bir bakanın da MHP li olması AKP nin imajı açısından gerekli bulunsa da, seçimlerden sonra bir bakanlık sözü ile MHP li Türkeş in AKP saflarına geçeceği beklentisi hakim. Böyle bir geçişte soyadının sahibi bir Türkeş olmasaydı büyük olasılıkla MHP li seçmen üzerinde fazla bir etki yapmayacaktı. Ancak, MHP nin efsanevi lideri Alparslan Türkeş soyadının AKP saflarında yer almasının, 7 Haziran da AKP ye küserek MHP ye yönelmiş %2 civarında oyu yeniden AKP ye döndürebilme potansiyeli olduğu iddialar arasında. Tam tersi görüş ise, MHP nin koalisyon kurulma aşamasında her teklife karşı duruşunun seçmende yarattığı öfkeyi, Türkeş in düşman saflarına yönelmesinin bastıracağı ve MHP li seçmeni dağılmaktan alıkoyarak MHP oylarını etkilemeyeceği görüşü de mevcut.

Özetle, önümüzdeki haftalarda yayınlanacak anketler Tuğrul Türkeş in manevrasının hem AKP hem de MHP oylarına nasıl yansıyacağını göstermesi açısından önemli olacak. Seçim sonuçlarını etkileyecek bir diğer önemli gelişme de, seçime katılım oranının ne olacağı. Anketlerin gösterdiği, koalisyon sürecinin tekrar seçimle sonuçlanması, tercihlerinde fazla değişim olmayan seçmen açısından bıktırıcı bir durum ve seçime katılma oranının düşmesine neden olacak. A&G başkanı Gür ün hesaplarına göre, katılım oranının düşmesinin net olarak herhangi bir partiye yarayacağını söylemek mümkün değil; ancak seçmenini sandığa gitmeye ikna eden parti kazançlı çıkacak. HDP nin ise baraj sorunu yaşaması beklenmiyor; PKK nın artan terör saldırılarına rağmen seçmen, gözünde HDP ile PKK yı aynı kefeye koymuyor. Üstelik Güney Doğu Anadolu da bir çok yerde OHAL benzeri yasakların gelmesi ve sivillerin ölümü, muhafazakar Kürt seçmeni hem PKK dan hem de AKP den soğutmuş durumda. Ancak, CHP den HDP ye, partinin barajı geçmesinin AKP iktidarını engelleyeceği için kayan oyun, önümüzdeki 1 Kasım seçiminde CHP ye dönme potansiyeli var. Bunun miktarın da şimdilik %1-1,5 seviyesinde görülüyor. 1 Kasım seçimleri öncesi anketlerin hiçbiri AKP nin 400 oya yaklaşacağını bile göstermiyor; bu anlamda anayasa değişikliği ile başkanlık sistemine bu seçimden sonra Meclis kararı ile geçilmesi seçenekler arasında değil. Olasılıklar, yeniden bir AKP-CHP koalisyonu ile zayıf ama tek parti iktidarına sahip bir AKP hükümetini mümkün gösteriyor. Seçimin sonuçlarını tartışmak için henüz erken ama önümüzdeki seçenekler de 7 Haziran sonrasında aslında oldukça net: 1) Seçimin sonucunun 7 Haziran gibi olması: Cumhurbaşkanı Erdoğan ın nasıl tepki vereceği önemli bir belirsizlik. a. AKP-CHP koalisyonu en mantıklı senaryo. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP-CHP hükümetine yeşil ışık yakarak ekonomik zorlukların ağırlığını hafifletecek şekilde Türkiye nin bir normalleşme dönemine girmesine de yardımcı olabilir. b. Cumhurbaşkanı açısından AKP-CHP koalisyonunu onaylamak, kendi ifadesiyle fiili başkanlık uygulamasının önünde engel olacağından, seçimlerin bir kez daha tekrarlanması noktasına çekebilir olayları. c. Seçim sonucunun 7 Haziran benzeri olması sonrasında ortaya çıkan olasılıklar içinde en kötüsü de, mevcut seçim hükümetinin savaş şartları eşliğinde bir yıl göreve devam etmesi. Keza, koalisyon hükümetinin bir kez daha kurulamaması ile üçüncü kere seçimin önüne geçmek için Cumhurbaşkanı nın seçimleri erteleme yetkisi bulunuyor. Savaş şartları da Güneydoğu da sandık güvenliği endişeleri ya da o çok korkulan Suriye de olası bir kara harekatı sonucunda oluşabilir. 9

2) Seçimin sonucunun 276 ve az üstü sandalye sahibi AKP iktidarı ile sonuçlanması: Bu aslında en gerçekçi senaryo olarak görünüyor şu aşamada. Keza, AKP nin HDP ye kaybettiği oyları geri kazanması Çözüm Süreci ni sonar erdirmesi ile pek mümkün görünmezken, aynı adım ile MHP saflarından oy alma gücünü yaratmış olabilir. SP ile birleşme/ittifak ve MHP den alabileceği oylarla %40 üzerine 3 puan koyması AKP yi tek başına iktidara getirebilir. Böyle bir hükümetin, ağırlıkla Cumhurbaşkanı Erdoğan ın güdümünde olma potansiyeli de son birkaç ayın olaylarına bakınca olası görünüyor. Böylesi bir hükümetin, hem yurtiçinde hem yurtdışında Erdoğan ın fiili başkanlık sistemi olarak algılanması ise, tek parti hükümeti ile yönetilmenin yaratacağı kolaylıklar yanında başka sorunlar doğurması açısından bu seçimleri yine çok önemli hale getiriyor. 3) Seçim sonucundan bir CHP- HDP veya bir CHP-MHP koalisyonu çıkma olasılığı mevcut anketlerden izlenmiyor. Önümüzdeki haftalarda 1 Kasım seçimlerine yönelik beklentileri ve bunların Türkiye ekonomisine olası etkilerini daha çok tartışıyor olacağız. İletişim: Güldem Atabay Şanlı Direktör, Araştırma ve Strateji +90 533 347 82 06 guldem.atabaysanli@egelico.com Bu doküman Egeli & Co. Portföy Yönetim A.S. ( Egeli & Co. Mersis No: 0-3254-1422-0400018) tarafından hazırlanmıştır. Egeli & Co. SPK düzenlemelerine tabi ve SPK tarafından düzenlenen yetki belgesine sahip, kendine değer yaratmaya adamış bağımsız bir portföy yönetim şirketidir. (Yetki belgeleri: 10.07.2015 PYŞ /PY.34 YD.14/638). Portföy yönetimi ve yatırım danışmanlığı hizmeti veren Egeli & Co. 2002 yılından bu yana, dürüst ve seçkin yaklaşımı ile yerli ve yabancı kurumsal yatırımcılara, aile şirketlerine ve özel bireysel portföylere hizmet etmektedir. Başarısı, yatırımcıları için yurtiçi ve yurtdışında geliştirdiği finansal ürünler ile değer yaratma becerisinden gelmektedir. Egeli & Co. yu diğerlerinden ayıran fark alternatif varlık sınıflarına ve yatırım temalarına odaklanmasıdır. Egeli & Co. Türk sermaye piyasalarındaki alternatif yatırım temaları alanında bulunan geniş bilgi, tecrübe ve geçmiş performansı ile yatırımcıları için uzun vadeli yatırımlarla önemli getiriler yaratmaktadır. YASAL UYARI: İşbu araştırma raporu, ticari iletişim ve ticari elektronik ileti olmayıp sadece ekonomik konjonktür ile ilgili bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Bu rapor ve yorumlardaki yazılar, bilgiler ve grafikler, ulaşılabilen kaynaklardan iyi niyetle ve doğruluğu, geçerliliği, etkinliği velhasıl her ne şekil, suret ve nam altında olursa olsun herhangi bir karara dayanak oluşturması hususunda herhangi bir teminat, garanti oluşturmadan, yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla derlenmiştir. Bu belgedeki bilgilerin doğruluğu, güvenirliliği ve güncelliği hakkında gerekli özeni göstermekle birlikte bu bilgilerin güvenirliliği, doğruluğu, güncelliği ve eksiksizliği hakkında hiçbir garanti vermemektedir. (Varsa) Yürürlükteki herhangi bir yasa veya düzenleme ile sorumluluğun sınırlandırması ölçüde tasarruf olarak, Egeli & Co., yöneticileri, çalışanları, temsilcileri ve ajansları bu belgenin içeriği, hatası veya eksiklerinden ya da bu bilgilere dayanılarak yapılan işlemlerden doğacak her türlü maddi/manevi zararlardan (ihmal olup olmadığı ya da başka bir şekilde olursa da) ve her ne şekilde olursa olsun üçüncü kişilerin uğrayabileceği her türlü zararlardan dolayı sorumlu tutulamaz. Herhangi bir şirket, sektör, hisse veya yatırım için detaylı ve tam bir analiz değildir. Egeli & Co. her an, hiçbir şekil ve surette ön ihbara ve/veya ihtara gerek kalmaksızın söz konusu bilgileri, tavsiyeleri değiştirebilir ve/ veya ortadan kaldırabilir. Bu rapor hangi amaçla olursa olsun çoğaltılamaz, dağıtılamaz ve yayınlanamaz. 10