BİLİŞSEL GELİŞİM
Bireyin çevresindeki dünyayı anlama ve öğrenmesini sağlayan,zihinsel faaliyetlerdeki girişime bilişsel gelişim adı verilir. Bilişsel gelişim bebeklikten yetişkinliğe kadar bireyin,dünyayı anlama yollarının daha kompleks ve etkili hale gelme sürecidir.
Piaget Bruner ve Vygotsky,çocuğun çevresindeki dünyayı değişik yaşlarda,nasıl ve niçin böyle gördüğünü ve algıladığını belirlemeye çalışmışlardır.
PİAGETİN BİLİŞSEL GELİŞİM AÇIKLAMASI Piaget in yaptığı gözlemler,çocukların dünyalarının,yetişkinlerden çok farklı olduğunu öne sürmesine yol açmıştır. Uygulamasını yaptığı Binet zeka testlerinde aynı yaşlardaki çocukların,sorulara aynı türden cevaplar verdiklerini gözlemlemesi Piaget e bilişsel gelişimin yaş düzeyine bağlı olarak farklı özellikler taşıdığını düşündürmüştür.
Piaget e göre çocukların tamamen kendilerine has zihinsel işleyişleri ve bakış açıları vardır
Piaget Bilişsel Gelişim Kuramı Piaget 1896 da İsviçre de doğdu. Bilişsel gelişimin temel kurucularındandır. Kuramını kendi çocukları ve başka çocukları gün gün 50 yıl süren gözlemleri sonucunda oluşturmuştur. Piaget 20. yüzyılın en önemli 100 bilim adamı arasına girmiştir. Piaget zekayı çevreye uyum gösterme becerisi olarak tanımlamaktadır.
Piaget Bilişsel Gelişim Kuramı Piaget, bilişsel gelişimi, dünyayı öğrenme yolunda bir dengedengesizlik ve yeni bir denge süreci olarak tanımlar. Diğer bir deyişle, alt düzeydeki bir dengeden, üst düzeydeki bir dengeye geçiştir. Dengesizlik, öğrenmeyi doğurur. Öğrenilen yeni bilgiler önce dengesizlik doğurur, sonra dengeye kavuşurlar. Bu dengelenme sürecinin gerçekleşebilmesi, karşılaşılan yeni obje, durum ve varlıklara uyum sağlamayı gerektirir. Piaget e göre zekânın uyum sağlama ve örgütleme olmak üzere iki temel işlevi vardır. Uyum sağlama işlevi, özümleme (nesnel gerçeğin içselleştirilmesi) ve uyma (nesnel gerçeğe göre zihni uyarlama) süreçleri şeklinde gerçekleşir.
Örgütleme Örgütleme, gerçekliğin anlamlandırılması amacıyla bilgilerin birleştirildiği karmaşık bir işlemdir. Örgütleme karşılaşılan kavram ve olayların birbirleriyle tutarlı bütünler haline getirilmesidir. Örgütleme, sayesinde sistemik bir düzen korunur.
Şema Şema, bireyin çevresindeki dünyayı anlamlandırmak için geliştirdiği dinamik bir şablon gibidir. Şema yeni gelen bir bilginin konumlandırılacağı bir çerçevedir. Bilişsel yapılar ya da şemalar aracılığı ile birey çevresine uyum sağlar ve çevreyi organize eder. Piaget, vücudun yaşamını sürdürmesi için organları olduğu gibi, zihnin de yapıları olduğuna inanmaktadır. Bu yapılar gözlemlenemez, ancak davranışlardan yordanabilir. Bebeklerin doğuştan sahip oldukları emme ve yakalama refleksleri ilk şemalarıdır. Bebekler bu şemalarını kullanarak yeni şemalar oluştururlar. Bebek bu şemayı kullanarak annesinin memesini, biberonu, emziği, kendi parmağını emer. Bu deneyimleri sonrasında farklı şemalar geliştirir, onlara verdiği tepkileri değiştirir. Bebeklerin yaşam deneyimleri artıkça refl eks düzeyindeki basit şemaların yerini karmaşık şemalar alır.
Şema Birey deneyimler kazandıkça şemalarının içine yeni bilgiler eklenir. Şema içindeki bilgiler birbiri ile tutarlı bir bütün oluşturur. Şema, bilginin yerleştirileceği zihinsel çerçevedir. Bireyin öğrenmesini sağlayan araçlardır Örneğin; küçük bir çocuk için top şeması, yuvarlak olan ve zıplayan nesneleri içerir, futbol topu, basketbol topu, pinpon topu hepsi bu şema içindedir. Top şemasına sahip bir çocuk ilk kez yumurta gördüğünde ona da top der ve zıplaması için yere atar. Yumurta kırıldığında çocuk şaşırır, şemaya uygun olmayan bir durumla karşılaşmış olur. Bu yeni durumu çözmek için özümseme ya da uyma yaparak yeni duruma uyum sağlar.
Dengesizlik Adaptasyon (Özümleme- Üzenleme) Denge (Öğrenme) Denge
Özümleme (Asimilasyon) Çocuğun karşılaştığı yeni bir olayı, fikri objeyi, kendisinde daha önceden var olan bilişsel yapı içine yerleştirmesi sürecidir. Örnekler: 7 yaşındaki İlayda, kokusunu çok beğendiği papatyayı komşularının bahçesinde gördüğünde bu ne kadar büyük papatya demiştir. Dila Hanım da o papatya değil kasımpatı demiştir. Özümseme şema içinde bir değişikliğe neden olmadığı için şemanın ürettiği davranış veya düşüncede değişiklik olmaz. Kaplan a büyük kedi diyen çocuk, kediye yaptıklarını kaplana da (sevme dokunma) yapmaya çalışır.
Düzenleme (Akamodasyon) Düzenleme, mevcut şemayı yeni durumlara, objelere, olaylara göre yeniden biçimlendirme, şekillendirme sürecidir. Eğer mevcut bilişsel yapılar, yeni durumlara yanıt oluşturmak için uygun ise, özümleme yapılır. Yeterli değilse, mevcut bilişsel yapılar yeniden düzenlenir. Bu yeniden düzenleme öğrenmeye eşdeğer görülmektedir. Örnekler yaz
PİAGET BİLİŞSEL GELİŞİM DÖNEMLERİ 1.Duyusal motor (0-2 yaş) 2.İşlem öncesi dönem (2-7 yaş) 3.Somut işlemler dönemi (7-11 yaş) 4.Soyut işlemler dönemi (11 yaş ve üzeri)
Piaget e göre bilişsel gelişim dönemleri 1.EVRE YAŞ KARAKTERİSTİKLERİ Duyusal motor 0-2 Bu dönemde çocuklar dünyayı anlamlandırmak için duyusal ve motor yeteneklerini kullanırlar. Kendisini dış dünyadan ayırt etme Refeksif davranışlardan amaçlı davranışlara geçilir. Yani başlangıçta istemsiz hareketlerden oluşan hareketler bu dönemin sonunda belli bir amaca yönelir. Nesne sürekliliği kazanma. Dikkatini belli nesnelere odaklayabilir Döngüsel tepkiler görülür Devresel tepkiler görülür Taklit ve oyunlar görülür Ertelenmiş Taklit Ses Bulaşması
1.2. Ertelenmiş Taklit Önce tanıma belleği, sonra hatırlama belleği gelişir 9- aylık bebek canlı veya televizyonda gördüğü bir modelin hareketlerini 24 saat sonra taklit edebilir 12 aylık bebek nesne değişmiş olsa bile eylemi taklit eder
Nesnenin Devamlılığı
1.4.Döngüsel tepkiler Çocuk belirli türdeki hareketleri sürekli tekrarlar. Çocuk bu süreçte belli türdeki davranışları ısrarlı bir şekilde tekrarlar. Piaget'e göre "egzersiz" olarakta adlandırılan bu tekrarlayan yaşantılar, bebeğin yeni kazandığı beceriyi, yeni öğrendiği bilgiyi özümlemesi ve şemalarına yerleştirmesi için yapılandırmaktadır.
1.5.Devresel tepkiler Devresel tepki, döngüsel tepkiyi de içerisine alan ve çocuğun 6 yaşına gelinceye kadar davranışları, sürekli yapmasını sağlayan bilişsel bir süreçtir. Çocuk yaptığı bir davranışı sürekli olarak tekrarlamaktadır. Örneğin; bir espri öğrenen çocuk, o espriyi etrafındaki yetişkinlere "gına gelinceye" kadar tekrar eder. Ya da yeni öğrendiği bir şarkıyı sürekli olarak söyler.
1.6.Ses Bulaşması
Piaget e göre bilişsel gelişim dönemleri 2.EVRE YAŞ KARAKTERİSTİKLERİ 2. İşlem öncesi 2-7 Bu evredeki çocuklar henüz olaylar ya da nesneler arasında mantıksal ilişki kuramazlar. Olayları oluşturan nedenler ve sonuçlar arasındaki ilişkileri anlayacak bilişsel yeterlik oluşmaz. Böylece çocukta işlem yapacak bilişsel yeterlik olmadığı için bu evreye işlem öncesi denilmektedir. Çevresindeki olay ve nesneleri çeşitli sembollerle ifade edebilir, ancak mantıksal düşünme henüz gelişmemiştir. Hayal dünyalarının çok geniş olması, bu dönem çocuklarının bir başka özellikleridir. Oyunları gözlendiğinde, kurdukları hayal dünyasında saatlerce oynadıkları, hayali arkadaşlarıyla ya da oyuncakları ile konuştukları gözlenebilir
2.1. Sembolik oyun ve düşünme Çocukta çevredeki nesneleri temsil etmek için semboller kullanma yeteneği gelişir. Sembolik işlemler zenginleşir ve temsili becerilerin kullanımı artar. 2-4 yaşındaki çocuk, gözünün önünde bulunmayan ya da hiç olmayan nesne, kişi ve olayı temsil eden semboller geliştirir. Örneğin; bu yaştaki bir kız çocuğu çay tabağını taç gibi kafasına geçirerek prenses olduğunu sanır, ya da bir battaniyeyi elbise gibi kullanıp üzerine dolar.
2.2. Kollektif (Ortak) Monolog: Çocuklar bir arada toplu konuşma halinde (birbirlerini dinlemeksizin) etkileşime girer. Hep bir ağızdan ve birbirlerine karşılık vermeden konuşurlar. Çocuk karşısındakini dinlemez fakat onun kendisini dinlediğini varsayarak konuşur.
2.3. Monolog: Çocuk yanında biri olmadan sanki varmış gibi konuşur. Monolog tarzı konuşma, bireyin diğerlerini dinlemeden kendi konuşmalarına adapte olmasıdır. Örneğin 5 yaşındaki bir çocuk bozulan oyuncağını tamir ederken, nasıl yaptığını yanında birisi varmış gibi (ona konuşarak) anlatır.
2.5. Paralel oyun Paralel oyun özelliği çocuktaki ben merkezci tutumdan ve başkalarının açısından olaylara bakmama eğiliminden kaynaklanır. Birkaç çocuk bir arada oyun oynarlar; fakat sıralarını beklemeden her biri kendi bireysel oyununu oynar. Çocuklar birlikte fakat birbirlerine dikkat etmeden oynarlar.
2.6. Ben Merkezcilik Çocuk, bakış açısı (perspektif) almada yetersizlik gösterir ve kendi gördüğünün, duygu ve düşüncelerinin başkalarında da aynı olduğunu sanır. Çocuk, kendi ve kendi dışındakileri ayırt edemez. Bununla birlikte çocuk kendi düşüncesinden başka farklı düşünceler olabileceğini kabul etmez. Paylaşması gerektiğini düşünemez. Hoşuna giden ve ilgisini çeken her şeye sahip olmak ister Başka çocukların elinde olanı kapmak ister
9.Egocentrism
2.7. Animizm, Yaşayan ve yaşamayan nesneler arasında ayrım yapamama durumunda ortaya çıkan karmaşadır. Çocuk cansız nesnelere canlılık özelliklerini verir diğer taraftan hayvanlara da insani özellikleri yükler. Örneğin: Oyuncak bebekle canlıymış gibi konuşur Bir çocuğun düşerek canının yanmasına neden olan sandalyeye vurması Çocuk, taşların yaşadığına, çiçeklerin düşündüğüne inanır Oyuncak köpeği istediğini yapmadığı için ona küser
2.8. Özelden özele akıl yürütme Çocuk özel bir durumdan diğer özel bir duruma genelleme yapmadan akıl yürütür. Bu dönemde tümdengelimsel ve tümevarımsal düşünce gelişmez. Bu nedenle çocuk iki özel durum arasında tek yönlü bir bağlantı kurarak akıl yürütür. Bunun sonucuna bağlı olarak da olayları yalnızca geçirdiği yaşantılara bağlı, tek yönlü düşünebilir. Örneğin bir çizgi filmi izlemeden akşam olmadığını, sabah kahvaltıda peynir yemediyse kahvaltı yapmadığını düşünür.
Doğal olguları (gece, gündüz, yağmur, deprem vb.) birisinin yaptığına ya da birisinin neden olduğuna inanır. Örneğin; a) Gökyüzündeki yıldızların iple bağlandığı için düşmediğini sanır. Denizlere her gün insanların kovalarla su boşalttıkları için suyunun tükenmediğini düşünür. b) Çocuk televizyon izlerken gördüğü bireyleri ve olayların o an gerçekten yaşanıyormuş gibi algılar. 2.9. Yapaycılık
2.10. Tersine Çevirememe Çocukların korunumu kazanmasına engel olan durumlardan biridir. Çocuklar bir işlemi tersinden düşünemezler. Bir bardaktan sürahiye boşaltılan suyun tekrar bardağa doldurulması halinde önceki düzeyine geleceğini düşünemezler. A=B dir; fakat B=A değildir. Çocuk evden parka gittiği yoldan geriye gelerek evini bulabileceği bilişsel yapıda değildir
2.11. Odaktan Uzaklaşamama Odaklama (merkezleme) çocuğun dikkatini bir olay ya da nesne ile ilgili özelliklerden yalnızca birisine verebilmesidir. Çocuk sadece anlık görünen ve dikkatini çeken duruma odaklanarak, diğer durumları algılayamaz. Çocuk odaklama düşünme biçiminden dolayı korunumu kazanamaz. Çocuk odaklanmadan uzaklaşamadığı için babasının aynı zamanda bir eş, amca ya da öğretmen olabileceğini anlayamaz. Nesneleri sadece bir özelliğine göre sıralayabilir ve sınıflandırabilir. Nesneleri büyüklük, renk, biçim gibi özelliklerinden yalnızca birine göre sıralayabilir ya da sınıflayabilir.
2.12. Nesne Korunumu
3.Somut işlemler dönemi (7-11 yaş) 1. Mantıksal düşünme yeteneğinde gelişme 2. Korunum kazanma. Korunum değişmezliğin anlaşılmasıdır. 3. Üst düzeyde sınıfama yapma 4. Benmerkezcilikten uzaklaşma 5. Somut yollarla problem çözme 6. Tersine dönebilirlik özelliğini kazanır. 7. Çoklu sınıflandırma yapabilme.
Somut İşlemler Döneminde 7-12 yaş arasında yer alan ve ilköğretimin ilk 5 yılına denk gelen bu dönemde, ben-merkezci konuşma ve düşünce önemli ölçüde azalır, çocuk bilişsel güçlüklerin üstesinden gelmeye başlar. Çocuklar bu dönemde sıralama, sınıflandırma ve karşılaştırma işlemleri için şemalar geliştirirler. Nesneleri renk, uzunluk, yapıldığı madde gibi farklı özelliklerine bağlı olarak sınıflandırabilirler Aşağıdaki nesneleri hem şekillerine hem de renklerine göre sınıflandırabilirler.
4.Soyut işlemler aşaması Soyut düşünebilme yeteneği, ergenin kişiliğini ve davranışlarını çeşitli biçimlerde etkiler. Soyut düşüncenin gelişmesiyle birlikte ergenin kişilik ve davranışlarında başlıca idealizm, uyuşmazlık, benmerkezcilik, uyma ve yaşam planı gibi alanlarda değişimler ortaya çıkmaktadır
4.1. İdeaizm İdealizm, ergenin derin düşünme gücü, çocukken öğrendiklerini değerlendirebilmesini ve ahlaki açıdan daha doğru değerlendirme yapabilmesini sağlar. Bazı ergenler kendilerini dünyayı ve olayları değiştirmek için fantezilere girer, bu konuda ütopik tartışmalara girerler.
Bu evrede bireyde soyut kavram ve düşünceler hakkında mantık gelişir. Göreceli düşünme (kişiye, zamana, yere göre düşünme), Üst Düzey Akıl Yürütebilir ve Bilimsel Düşünme gerçekleşir. Hipotetik düşünme ve Andırma (Analoji): Metabiliş: Ergen, başkalarının ne bildiğini ve nasıl bildiğini araştırabilmekte, böylece diğerlerinin kullandığı stratejileri anlama ve kullanma becerisini geliştirebilmektedir.
Ergen egosantrizmi (ben merkezcilik): Kendi düşüncelerinin ve söylediklerinin en doğru olduğunu düşünür. "Benim felsefem en doğrudur.", "Kimse bir şeyden anlamıyor.", "Bu insanlar aptal." gibi düşünceler geliştirir. Herkesin kendisiyle uğraştığını ve onu takip ettiğini (hayali seyirciler kurgular) ve kimseye yaranamadığını düşünür. Diğer insanların kendisiyle ilgili düşüncelerine aşırı önem verir. Diğer insanların sürekli kendisiyle ilgilendiğini ve takip ettiğini düşünür. Ergen kendini çirkin buluyorsa herkesin onun çirkinliğiyle ilgilendiğini düşünür. Ergen kendine özgü dramatik senaryolar, hüzünlü hikayeler geliştirir. Örneğin; hiç evlenemeyeceğini, iş bulamayacağını düşünür. Ergen kendisini ünlü bir sporcu, sanatçı, film kahramanı gibi hayal eder. Aşık olur ve "kimsenin kendisi kadar sevemeyeceğini" düşünür.
BRUNER in BİLİŞSEL GELİŞİM DÖNEMLERİ 1.Eylemsel dönem (0-3 yaş) 2.İmgesel dönem (3-6 yaş) 3.Sembolik dönem (6-18 yaş) Bilişsel gelişim, tepkilerin uyarıcıdan bağımsız hale gelmesidir. Gelişim, bilgiyi işleme ve depolama süreçlerinin gelişimine bağlıdır. Bilişsel gelişim için sistemli bir öğretici öğrenici etkileşimi gereklidir. Bilişsel gelişimde dil önemli bir rol oynar.
1.Eylemsel dönem (0-3 yaş): Eylemsel evrede çocuk nesnelerle doğrudan etkileşerek,başka bir anlatımla yaparak,yaşayarak öğrenilir.örneğin yürümeyi ya da bisiklete binmeyi öğrenme,eylemsel etkileşimlerle gerçekleşir Piaget in duyusal-motor dönemiyle örtüşür.
2.İmgesel dönem (3-6 yaş) İmgesel evrede bilgi,sözcükler ve kavramlar yoluyla edinilir.bu evrede gelişmiş olan dilsel ve görsel algılar yoluyla değişik durum ve yaşantılar imgeler halinde formüle edilerek zihne aktarılır. Piaget in işlem öncesi dönemiyle örtüşmektedir.
3.Sembolik dönem (6-18 yaş) Sembolik evre de yaşamın tümüyle mecazlar,formüller ve simgeler yoluyla kavranmasının anlatımlıdır.buna göre bilim adamları,doktorlar ve müzisyenler yaygın biçimde sembolik sistemi kullanırlar
Duygusal Zeka
Duygusal Zekâ Kuramı (Goleman) Goleman'a göre, bireyin yaşamında nasıl davranacağını gösteren sadece sözel ve sayısal zekâ (IQ) değil, aynı zamanda duygusal zekâ (EQ) da önemlidir: Goleman'ın duygusal zekâ kavramı beş öğeden oluşmaktadır. Bunlar: Kendi duygularının farkında olma Sıkıntı verici duygularla başa çıkma Kendini başarıya odaklama Başkalarının duygularını anlama Temel sosyal becerilere sahip olma
Bilişsel gelişimin eğitime yansıması Çocuklara verilecek eğitimde bilişsel gelişim dönemleri dikkate alınmalıdır.öğretmenler, eğitim programlarını hazırlarken eğitim verdikleri çocukların hangi gelişim döneminde olduklarını, bu dönemin özelliklerini bilmelidir.çocukların hangi dönemlerde neleri, nasıl öğrenebileceklerinin bilinmesi hazırlanacak eğitim programlarının çocuklar için daha yararlı ve etkili olmasını sağlar