ÇOCUKLUK ÖRSELEYİCİ YAŞANTILARININ ERGENLİKTEKİ YAKIN İLİŞKİLERDE BİREYE ETKİSİNİN İNCELENMESİ

Benzer belgeler
Beden eğitimi öğretmen adaylarının okul deneyimi dersine yönelik tutumlarının incelenmesi

Üniversite Öğrencilerinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri

Doç.Dr. YALÇIN ÖZDEMİR

ÖZGEÇMİŞ. : Cevizlik Mah. İzzet Molla Sok. 8/5 Bakırköy / İSTANBUL

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

ÖZGEÇMİŞ. E-Posta: Telefon: +90 (312) Derece Alan Kurum Doktora Gelişim Psikolojisi Hacettepe Üniversitesi

ÖZGEÇMİŞ. Telefon: Mezuniyet Tarihi Derece Alan Kurum 2017 Doktora Gelişim Psikolojisi Hacettepe Üniversitesi

Yrd.Doç.Dr. YAŞAR KUZUCU

TEOG Sınavına Hazırlanan Öğrencilerin Algıladıkları Sosyal Destek Düzeyinin Farklı Değişkenlere Göre İncelenmesi 1

içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 B Ö L Ü M 2 PUBERTE, SAĞLIK VE BİYOLOJİK TEMELLER 49 B Ö L Ü M 3 BEYİN VE BİLİŞSEL GELİŞİM 86

ÖZGEÇMİŞ. Telefon : +90 (312) FOTOĞRAF : Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü 06800, Beytepe Ankara

ÜNİTE FİZİKSEL GELİŞİMİ DEĞERLENDİRME ÇOCUK GELİŞİMİ - I İÇİNDEKİLER HEDEFLER. Doç. Dr. Birol ALVER

ULUSLARARASI 9. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ KONGRESİ

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ

Öğretmen Adaylarının Eğitim Teknolojisi Standartları Açısından Öz-Yeterlik Durumlarının Çeşitli Değişkenlere Göre İncelenmesi

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE KARŞI TUTUMLARI

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları)

OKULÖNCESİ DÖNEMDEKİ ÇOCUKLARIN DUYGUSAL YÜZ İFADELERİNİ TANIMA BECERİLERİNİN ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

The Study of Relationship Between the Variables Influencing The Success of the Students of Music Educational Department

Çocuk Ýstismarýna Birimler Arasý Yaklaþým: Bir Olgu Sunumu

KAMU PERSONELÝ SEÇME SINAVI PUANLARI ÝLE LÝSANS DÝPLOMA NOTU ARASINDAKÝ ÝLÝÞKÝLERÝN ÇEÞÝTLÝ DEÐÝÞKENLERE GÖRE ÝNCELENMESÝ *

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Yrd. Doç. Dr. H. Coşkun ÇELİK Arş. Gör. Barış MERCİMEK

Derece Alan Üniversite Yıl. BA Psychology Hacettepe 1999

T.C. İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ BİREYSEL DEĞERLER İLE GİRİŞİMCİLİK EĞİLİMİ İLİŞKİSİ: İSTANBUL İLİNDE BİR ARAŞTIRMA

Kişilerarası İlişkiler

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Yrd. Doç. Dr. H. Coşkun ÇELİK Arş. Gör. Barış MERCİMEK

ÇALIŞMAYAN KADINLARIN SAĞLIKLI YAŞAM BİÇİMİ DAVRANIŞLARI, SOSYAL GÖRÜNÜŞ KAYGISI VE FİZİKSEL AKTİVİTEYE KATILIMLARINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER Zekai

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

DANIŞMAN ÖĞRETMEN MENTORLUK FONKSİYONLARI İLE ADAY ÖĞRETMENLERİN ÖZNEL MUTLULUK DÜZEYİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ

KIMYA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL KİMYAYA YÖNELİK TUTUMLARI VE ÖZYETERLİLİK İNANÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ; CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ

ÖĞRETMENLERİN ÖZ BENLİK DEĞERLENDİRMESİNİN DAMGALAMA EĞİLİMİNE ETKİSİ: ANKARA İLİ ÖĞRETMENLERİ ÜZERİNDE BİR UYGULAMA

Normal ve Sezaryen Doğum Yapan Kadınların Doğum Konfor Düzeyine Göre Karşılaştırılması

ÖRNEK BULGULAR. Tablo 1: Tanımlayıcı özelliklerin dağılımı

Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımın belirtileri ve etkileri Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımı önlemek için yapmamız gerekenler

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Okul Yıl. Erzi, S. (2012). Kız Üniversite Öğrencilerinin Yeme Tutumları, Yetişkin Bağlanma Stilleri ve

Üniversite Öğrencilerinin Akademik Başarılarını Etkileyen Faktörler Bahman Alp RENÇBER 1

ERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE. Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD

İngilizce Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine İlişkin Tutumları 1. İngilizce Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine İlişkin Tutumları

Araştırma Görevlisi, Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitimi ABD, 2

Prof. Dr. Serap NAZLI

N.E.Ü. A.K.E.F. MÜZİK EĞİTİMİ ANABİLİM DALI ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE İLİŞKİN TUTUMLARI

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN SOSYAL BECERİ DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ (ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ)

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

Ortaokul Öğrencilerinin Sanal Zorbalık Farkındalıkları ile Sanal Zorbalık Yapma ve Mağdur Olma Durumlarının İncelenmesi

ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI. Yrd. Doç. Dr. Mustafa Yaşar. Ç.Ü. Eğitim Fak. İlköğretim Böl. Okul Öncesi Öğretmenliği Anabilim Dalı

Bilişsel Kapalılık İhtiyacı, Yaşam Olayları ve Psikolojik Sağlamlık Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi

ÖZGEÇMİŞ. Eğitim. Akademik Ünvanlar HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ SEVGİNAR VATAN.

13. ULUSAL PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK KONGRESİ BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI Ekim, 2015 Mersin

Ulusal Müzik Eğitimi Sempozyumu Bildirisi, Nisan 2006, Pamukkale Ünv. Eğt. Fak. Denizli

FEN VE TEKNOLOJİ ÖĞRETMENLERİNİN KİŞİLERARASI ÖZYETERLİK İNANÇLARININ BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

Bir Sağlık Yüksekokulunda Öğrencilerin Eleştirel Düşünme Ve Problem Çözme Becerilerinin İncelenmesi

POSTPARTUM DEPRESYON VE ALGILANAN SOSYAL DESTEĞİN MATERNAL BAĞLANMAYA ETKİSİ

VERITAS FOCUS. İş Yerinde Ruh Sağlığı Programları

ULUSLAR ARASI 9. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ KONGRESİ

Yazarlar: Mustafa YILDIZ Bartın Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü-BARTIN Murat KUL Bartın Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu-BARTIN

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ VE AKADEMİK BAŞARILARININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLERE GÖRE İNCELENMESİ

İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

PSİKOLOJİK TESTLER. Prof.Dr. Ayşe Yalın Uzm. Psk. Gökçe Yılmaz Uzm.Psk. Ceyda Dedeoğlu

OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ

TAKIM SPORLARI AÇISINDAN EMPATİ VE TAKIM BİRLİKTELİĞİ İLİŞKİSİ THE RELATION OF EMPATHY AND TEAM COHESION IN TERMS OF TEAM SPORTS

ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI RUHSAL DEĞERLENDİRME FORMU. Temel Yakınmalar. . Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Koruma Birimi

Ergenlerde Bağlanma Stilleri ile Çocukluk İstismarları ve Suçluluk-Utanç Arasındaki İlişki

Beden Eğitimi Öğretmenlerinin Kişisel ve Mesleki Gelişim Yeterlilikleri Hakkındaki Görüşleri. Merve Güçlü

POSTER BİLDİRİ PROGRAM AKIŞI

ilkögretim ÖGRENCilERi için HAZıRLANMıŞ BiR BEDEN EGiTiMi DERSi TUTUM

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 25, Mart 2016, s

T. C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ KESİN RAPORU

Medaim YANIK, 1 Mine ÖZMEN 2

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

Bebeklikten Ergenliğe Gelişimsel Psikopatoloji (PSY 319) Ders Detayları

YRD. DOÇ. DR. MÜGE AKBAĞ

ULUSLARARASI 9. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ KONGRESİ

ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ

ÜYELERİ. Tuğba Salman Rusya Ticaret Kültürü -Prof.Dr.Mehmet Melemen -Yrd.Doç.Dr.Figen Yıldırım -Doç.Dr.Beliz Dereli ÜYESİ VE JÜRİ ÜYELERİ

MARMARA COĞRAFYA DERGİSİ SAYI: 19, OCAK , S İSTANBUL ISSN: Copyright

EĞİTİM DÜZEYİNİN BENLİK SAYGISI ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN İNCELENMESİ

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

: Marmara Eğitim Köyü Maltepe/İSTANBUL. :

BEDEN EĞİTİMİ ve SPOR ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ALGILANAN SOSYAL DESTEK DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

Ebeveyne Duyulan Güvenin Psikolojik Kontrol ve Zorbalık / Zorbalığa Maruz Kalma Arasındaki Aracı Rolünün İncelenmesi*

Madde Bağımlılığı Olan Hastaların Ebeveynlerinde Psikiyatrik Hastalıklar. Yard. Doç.Dr. Suat Ekinci

Uluslararası Öğrencilerin Ülke ve Üniversite Seçimlerini Etkileyen Faktörler

VARYANS ANALİZİ (ANOVA)

Eğitim Tarihleri: 5-6/ 11 /2016 ve / 11 /2016 (2 hafta Cumartesi ve Pazar toplam: 32 saat) Eğitim Ücreti: 400 TL + KDV (Öğrencilere %25 indirim

Dr. Oğuzhan Zahmacıoğlu Yeditepe Üni. Tıp Fak. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı

FEN BİLGİSİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ FEN BRANŞLARINA KARŞI TUTUMLARININ İNCELENMESİ

ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT ORTAOKULU MART 2016

BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU ÖĞRENCİLERİNİN SAĞLIKLI YAŞAM BİÇİMİ DAVRANIŞLARININ İNCELENMESİ

International Journal of Progressive Education, 6(2),

Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Psikoloji Hacettepe 1999

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

center towns. In order to determine the language development of children, Turkish Language Activities Observation Form developed by Ömeroğlu and

Transkript:

ÇOCUKLUK ÖRSELEYİCİ YAŞANTILARININ ERGENLİKTEKİ YAKIN İLİŞKİLERDE BİREYE ETKİSİNİN İNCELENMESİ Neslihan DURMUŞOĞLU * S. Sunay Yıldırım DOĞRU ** ÖZET Bu araştırmada çocukluk örselenme yaşantılarının (fiziksel istismar, duygusal istismar ve cinsel istismar) ve bazı kişisel değişkenlerin ergenlerin ilişkisel benlik saygısı, ilişkisel depresyon ve ilişkisel saplantılı düşünmelerine etkisi incelenmiştir. Kişisel değişkenler olarak cinsiyet, anne eğitim durumu, baba eğitim durumu ve gelir düzeyi alınmıştır. Araştırmada ikik veya daha fazla değişken arasında birlikte değişimin varlığı ve/veya derecesini araştıran genel tarama modellerinden ilişkisel tarama modeli yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini Selçuk Üniversitesinin farklı fakültelerinde eğitim görmekte olan birinci sınıf öğrencileri arasından tesadüfi küme örnekleme yöntemi ile seçilen 579 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre: İlişkisel benlik saygısı ve ilişkisel depresyonun cinsiyete göre farklılaştığı; kızların ilişkisel benlik saygısı puanlarının erkeklerden, erkeklerin ilişkisel depresyon puanlarının kızlardan yüksek olduğu bulunmuştur. Baba eğitim durumu değişkenine göre ergenlerin ilişkisel benlik saygısı puanlarında farklılaşma olduğu; üniversite mezunu babaların çocuklarının ilişkisel benlik saygısı puanlarının lise ve ortaokul mezunu babaların çocuklarının ilişkisel benlik saygısı puanlarından anlamlı düzeyde yüksek olduğu görülmüştür. Ayrıca çocukluk örselenme yaşantılarından fiziksel ve duygusal istismar ile ergenlerin ilişkisel benlik saygısı puanları arasında anlamlı düzeyde negatif bir ilişki olduğu bulunmuştur. Ergenlerin ilişkisel depresyon puanları ile çocukluk örselenme yaşantılarının her üç alt boyutu arasında anlamlı düzeyde pozitif bir ilişki saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Fiziksel İstismar, Duygusal İstismar, Cinsel İstismar, İlişkisel Benlik Saygısı, İlişkisel Depresyon, İlişkisel Saplantılı Düşünme ABSTRACT In this study, the traumatic experiences at the childhood (physical abuse, emotional abuse, sexual abuse) and of some individual variables, the influence on with relational esteem, relational depresssion and relational preoccupation have been studied. Sexuality, the education level of mother, the education level of father and income level as individual variables have been taken. The samples of the study form 579 students chosen with taking as chance event model between the first class student who have been attending at the different fakulty.according to the findings obtained, it has been found that relational esteem and relational depression have become different as to sexuality, the points of men s relational depression higher than the girls has been. As to variable the education level of father it has been found meaningfully high the points the relational esteem of the children of the fathers graduated from university than the relational esteem of the children of the fathers graduated from high school and secondary school. Furthermore, it has been found a negative relation meaningfully between the points of the relational esteem of the adolescent and physical abuse and emotional abuse from the traumatic experiences at the childhood. It has been determined a meaningfully pozitive relation between * Arş. Gör., Selçuk Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi ** Yrd. Doç. Dr., Selçuk Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi

Neslihan DURMUŞOĞLU S. Sunay Yıldırım DOĞRU every three inferior dimension of the childhood traumatic experiences and the relational depression points of the adolescent. Keywords: Physical Abuse, Emotional Abuse, Sexsual Abuse, Relational Esteem, Relational Depression, Relational Preoccupation. GİRİŞ Aile çocuğun ruhen ve bedenen sağlıklı ve mutlu bir hayat sürmesi için gerekli olan bakımı, korumayı, sevgi dolu bir ortamda yaşama ve yetişme hakkını sağlamakla yükümlü en küçük kurum olarak bilinmektedir. Çocuğun korunması kişiliğinin gelişimi çocuğa gerekli ilgi ve desteğim sağlanması konusundaki anahtar rollerine rağmen aileler zaman zaman bu ideal ortamı sunmayı başaramazlar ( Polat, 2001, s. 2). Son yıllarda insan psikolojisi alanında yapılan birçok çalışma ruhsal bozuklukların temelinde yatan neden olarak çocukluktaki örselenme yaşantılarına odaklanmış, çocukluk çağında yaşanan duygusal travmaların ileriki yıllarda kişilik bozuklukları, depresyon, madde kullanımı, antisosyal davranış bozuklukları gibi birçok ruhsal sorunla ilişkisini ortaya koymuştur ( Brown ve Anderson, 1991, s. 56). Çocuk istismarı ve ihmali ana baba yada bakıcı gibi bir erişkin tarafından çocuğa yöneltilen, toplumsal kurallar ve profesyonel kişilerce uygunsuz yada hasar verici olarak nitelendirilen, çocuğun gelişimini engelleyen yada kısıtlayan eylem ve eylemsizliklerin tümüdür (Oral ve ark.,2001, s. 9). Çocuğa yönelik kötü muamele ya da çocuk istismarı insanlık tarihi kadar eski bir olgu olmakla birlikte günümüzde istismar olgularının halen yarısı bilinmemekte, bildirilmemektedir. Çocuk istismarı yinelenebilirliği, çocuğa genellikle en yakını olan kişiler tarafından yapılıyor olması ve çocuk üzerinde yaşamının ilerleyen yıllarını dahi etkileyecek uzun süreli etkilerinin olması tanımlanması ve tedavi edilmesi en zor travma türüdür ( Yılmaz ve diğerleri, 2003, s. 295). Çocukluk yaşantılarında ihmal ve istismar öyküsü bulunan yetişkinler ruhsal sorunlar açısından daha yüksek risk altındadırlar. Ayrıca bu kişiler bireylerle kurmuş oldukları sosyal ilişkilerde de çekingen, korkak, anti-sosyal davranışlar sergilemektedirler. Burgess ve arkadaşları çocukları örseleyici yaşantı durumlarında travmaya özgün davranış kalıpları (çabuk tepki verme, kaçınma, çaresizlik, yıkıcı davranışlar) geliştirdiğini ve bunların oluşan bilişsel şemalar yoluyla yetişkin yaşama taşındığını ileri sürmektedir. Bu çocukların erişkin dönemdeki ilişkilerinde çocukluktaki kötüye kullanma, saldırıya uğrama, şiddet ve örselenme sahnelerini yineleyici biçimde yaşadıkları düşünülmektedir (Burgess ve ark. 1995, s. 16). Bireyin ilişkisel anlamda en yoğun geçirdiği dönem ergenlik dönemidir. Ergenliğe geçmekte olan çocuklar anne babaları ile olan ilişkilerini önemsemekle birlikte arkadaşlıkları da yakın ve destekleyici bir ilişki türü ve kendilerini açma olarak değerlendirmekte özellikle de arkadaşlık ilişkilerinde yakınlık ve gizliliği ön plana çıkarmaktadır(mcnelles ve Connoly,1999,s.145). Bebeklikte başlayan, çocuklukta gelişen ilgi ve sevgi gereksinimi gençlik çağında artar, genişler, şiddetlenir. Genç yakınlarından, başkalarından, 238

Çocukluk Örseleyici Yaşantılarının Ergenlikteki Yakın İlişkilerde Bireye Etkisinin İncelenmesi çevresinden anlayış, ilgi ve sevgi bekler (Köknel, 1998, s. 159). Ergenlerin arkadaşları ile ilişkileri aile ile olan ilişkisinden farklılık gerektirir. Eşitlikçi bir sosyal teması temel alır. Akranları ile kurduğu ilişkide genç sosyal ilişki kurmayı, güvenli davranış göstermeyi, kendi düşüncesini ifade etmeyi, başkalarının görüşlerine hoşgörü göstermeyi öğrenir. Karşı cinsin genci kabul edici tavırlar içinde olması ve genci beğenmesi ergenin kendini değerli bir varlık olarak algılamasına ve karşı cinsle daha güvenli ilişkiler kurmasına yol açar (Kulaksızoğlu, 2000, s. 88 ). Ergenlik dönemindeki yakın arkadaşlıkların ergenin benlik değerini artırdığı, sosyal becerilerinin gelişmesi için fırsat yarattığı, bireysel gelişimini daha doğru biçimde değerlendirmesine yol açtığı ve sağlıklı ergen gelişimi için önemli görülen gruba ait olma gereksinimini karşıladığı bilinmektedir (Sayıl ve Diğerleri, 2002,s. 155). Erikson erişkinliğin ilk yıllarının en önemli tehditinin yakın ve derin ilişki kuramayıp yalnız kalmak olduğunu belirtir. Yakın ilişki kurabilmek için gerekli yetileri geliştiren ergen başka bir erişkine bağlanıp karşılıklı doyum sağlayan bir ilişki kurabilir. Bu derin ilişkiyi bulamamak yalnızlık, uzaklık ve farklılık duyguları yaratabilir (Orwin, 1997, s.154). Birbirlerini anlayan ve karşılıklı duyguları paylaşmada istekli olan insanlar arasında kurulan yakın ilişkiler sosyal ilişkilerin en önemli alanını oluşturur. Bireylerin çevrelerindeki kişilerle kurdukları yakın ilişkiler: hayatın her döneminde farklılık gösteren ihtiyaçların doyurulmasını ve yaşanması muhtemel olan güçlüklerle uyum sağlayabilme durumunu da etkiler (Hamarta, 2004, s.1). Yakın ilişkilerin benlik gelişimine katkısı olduğu yaygın olarak kabul gören bir görüştür. Bu görüşe göre ergen benlik gelişimini gerçekleştirebilmek için kendisini duyarlı ve düşünceli olmaya götürecek yakın arkadaşlık ilişkileri yaşamalıdır ( Kasatura, 1998, s. 77). Yakın ilişkilerde bireyin kendini algılama biçimine göre bireylerde ilişkisel benlik saygısı, ilişkisel depresyon, ilişkisel saplanma gelişir. Bireyin kendini anlama çabaları psikolojinin temel konuları içerisinde önemli bir yer tutar. William James ten itibaren psikologlar bireyin tam olarak anlaşılabilmesi için çok yönlü doğasının tanınması gerekliliğini vurgulamışlardır. Bireylerin kendilik algılarına ilişkin değerlendirmeleri onların yakın ilişkileri ile doğrudan ilişkilidir. Pek çok araştırmacı bireylerin kendilerine bakış açılarının yakın ilişkilerinin gelişmesinde ve sürdürülmesinde önemli bir etkisi olduğunu belirtmiştir (Brehm, 1992). Çocukluk örselenme yaşantılarının bireyin kendilik algısı üzerindeki olumsuz etkileri de yapılan birçok çalışma ile ortaya koyulmuştur (Loos ve Alexander, 1997, s.361). İlişkisel benlik saygısı bireyin yakın ilişki kurma ve sürdürme yeteneğine olan olumlu bakışı ifade eder. İlişkisel benlik saygısının gelişimi elbette ki genel benlik saygısının gelişim süreci içerisinde şekillenir. Benlik saygısı, bireyin kendisine ilişkin genel bir değerlendirmeyi ifade ederken, ilişkisel benlik saygısı bireyin yakın ilişkiler içerisinde kendini nasıl algıladığını ifade etmektedir (Hamarta, 2004, s. 2). 239

Neslihan DURMUŞOĞLU S. Sunay Yıldırım DOĞRU İlişkisel benlik saygısı romantik ilişkilerde ve kişiler arası etkileşimde önemli bir rol oynar. Bu anlamda ilişkisel benlik saygısı ne kadar yüksekse, bireyler yakın ilişkilerinde birbirlerine o kadar bağlı ve yakın olurlar. Bu sebeple ilişkisel benlik saygısı yüksek bireyler, samimi ilişkilerinde daha fazla sevgi ve ilgi gösterirler ( Hamarta, 2004, ss. 2-3 ). Yakın ilişkiler kapsamı içerisinde bireyler ilişki yeterlilikleri olumlu değerlendirmelerinin yanında olumsuz değerlendirmelerde yaparlar ki bu durum ilişkisel depresyon olarak adlandırılır. İlişkisel depresyon kişinin yakın ilişkilerindeki konumu hakkında kendini huzursuz hissetmesidir. Yakın ilişki içerisinde olan bireylerin ilişkilerinde kendilerine yönelik güven eksikliği yaşamaları bu bireylerin ilişkisel depresyon yaşadıkları şeklinde açıklanabilir( Hamarta, 2004, s. 3 ). İlişkisel saplantılı düşünme ise bireyin ilişkisini tamamen içselleştirmesi, kafasını sürekli onunla meşgul etmesi ve neredeyse saplantı haline getirmesi eğilimi olarak açıklanmaktadır. Yapılan çalışmalar ilişkisel benlik saygısı ile ilişkisel saplantılı düşünme arasında negatif bir ilişkinin olduğunu göstermiştir ( Hamarta, 2004, s. 3 ). Bu çalışmanın amacı çocukluk döneminde yaşanan örseleyici yaşantılarla ergenlikte yakın ilişkilerde bireyin kendisini algılama biçimi arasında anlamlı düzeyde bir ilişki olup olmadığının belirlenmesidir. Araştırmada örseleyici yaşantılar bağlamında fiziksel istismar, duygusal istismar ve cinsel istismar ele alınmıştır. YÖNTEM Bu araştırmada, üniversite öğrencilerinin çocukluk örselenme yaşantıları ile bazı değişkenlerin öğrencilerin ilişkisel benlik saygısı, ilişkisel depresyon ve ilişkisel saplantılı düşünmeye etkileri incelenmiştir. Araştırma iki ve daha çok sayıdaki değişken arasında birlikte değişimin varlığı ve/veya derecesini araştıran genel tarama modellerinden ilişkisel tarama modeli kullanılarak yapılmıştır (Karasar, 1998, s. 81). ÖRNEKLEM Araştırmanın örneklemini Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Mesleki Eğitim Fakültesi, Veterinerlik Fakültesi, Hukuk Fakültesi ve Teknik Eğitim Fakülteleridir. Araştırma örneklemi bu fakültelerin çeşitli bölümlerinde öğrenim görmekte olan birinci sınıf öğrencilerinden tesadüfi küme örnekleme yöntemi ile seçilen 333 ü kız, 279 u erkek toplam 579 ergen oluşturmuştur. VERİ TOPLAMA ARAÇLARI İlişki Değerlendirme Ölçeği: Snell ve Finney (1993) tarafından geliştirilen İlişkisel Değerlendirme Ölçeği (Relational Assessment Questionnaire) bireylerin üç ilişki kurma eğilimini ölçmek için geliştirilmiştir. Bunlar bir kişinin diğer bir kişi ile yakın ilişki kurma becerisini olumlu olarak değerlendirme olarak tanımlanan ilişkisel benlik saygısı, kişinin yakın ilişkilerindeki durumu hakkında kendini kötü hissetmesi eğilimini ifade eden ilişkisel depresyon ve 240

Çocukluk Örseleyici Yaşantılarının Ergenlikteki Yakın İlişkilerde Bireye Etkisinin İncelenmesi yakın ilişkiler için aşırı olumsuz duygu besleme eğilimi olarak nitelendirilen ilişkisel saplantılı düşünmedir. Katılımcılar ölçekte yer alan her cümle için 5 li likert tipi değerlendirmeye uygun puan vererek maddenin kendini ne ölçüde anlattığını belirtmişlerdir. Ölçeğin Türkiye ye uyarlaması Hamarta (2004) tarafından yapılmış olup ölçeğin geçerlik ve güvenirliği test-tekrar test yöntemi ile yapılmıştır. Çocukluk Örselenme Yaşantıları Ölçeği: Bernstein ve arkadaşları (1994) tarafından hazırlanan ölçeğin geçerlik ve güvenirlik çalışması madde bağımlısı bir grupla yapılmış ölçeğin fiziksel ve duygusal istismar, cinsel istismar, duygusal ihmal ve fiziksel ihmal olmak üzere dört alt ölçeğinin olduğu belirlenmiştir. Bu araştırmada ölçeğin Cronbach alfa katsayıları 0.79 ve 0.94 arasında bulunmuş geçerlik ve güvenirliği yüksek olarak saptanmıştır. Ölçeğin Türkçeye uyarlaması Aslan ve Alparslan (1999) tarafından yapılmıştır. Geçerlik ve güvenirlik çalışmasında test güvenirliği 0.96 olarak saptanmıştır. Ölçeğin Türkçe uyarlaması üç alt ölçekten oluşmaktadır. Ölçeğin puanlaması hiçbir zaman, nadiren, bazen, sıklıkla ve çok sık cevaplarına karşılık gelen 1-5 arası likert tipi değerlendirme ile yapılmıştır. Kişisel Bilgi Formu: Ergenlerle ilgili birtakım değişkenler hakkında bilgi toplamak amacıyla araştırmacı tarafından geliştirilmiştir. Kişisel Bilgi Formunda öğrencinin cinsiyeti, ailesinin ekonomik durumu, anne eğitim durumu ve baba eğitim durumu soruları bulunmaktadır. Etik kurallar göz önünde bulundurularak araştırma sırasında öğrencilere kimlik bilgilerini içeren sorular yöneltilmemiştir. İŞLEM Araştırmanın verileri araştırmacı tarafından toplanmıştır. Araştırmacı tarafından hazırlanan Kişisel Bilgi Formu, ergenlerin ilişkisel benlik saygısı, ilişkisel depresyon, ilişkisel saplantılı düşünme puanlarını belirlemek amacıyla Snell ve Finney in İlişki Değerlendirme Ölçeği ile Bernstein ve arkadaşları tarafından geliştirilen Çocukluk Örselenme Yaşantıları Ölçeği daha önceden tesadüfi örnekleme ile belirlenen sınıflardaki öğrencilere aynı anda uygulanmıştır. Uygulamadan önce öğrencilere ölçeklerle ilgili yönergeler okunmuş, araştırma ile ilgili bilgi verilmiştir. Uygulama yaklaşık 25-30 dakika sürmüştür. Uygulamalara öğrenciler gruplar halinde alınmıştır. BULGULAR Araştırmamıza katılan öğrencilerin sosoyodemografik özelliklerine göre dağılımları şöyledir: örneklemimizi oluşturan ergenlerin yaş ortalaması 18.04 olup kızlar ve erkeklerin yaş ortalamaları benzer dağılımlar göstermiştir. Araştırmaya katılan ergenlerin 139 u alt sosyoekonomik düzeyde ailelerden, 111 i orta sosyoekonomik düzeyde ailelerden, 129 u üst sosyoekonomik düzeyde ailelerden gelmekteydi. Ergenlerin 371 i ilkokul mezunu, 68 i ortaokul mezunu annelerin, 93 ü lise mezunu annelerin, 47 sida yüksekokul mezunu annelerin çocuklarıdır. Ergenlerin baba eğitim durumu değişkenine göre dağılımı ise 186 sı ilkokul, 95 i ortaokul, 142 si lise ve 156 sıda yüksekokul 241

Neslihan DURMUŞOĞLU S. Sunay Yıldırım DOĞRU mezunu babaların çocuklarıdır. Ergenlerin yakın ilişkileri içerisinde kendilerini olumlu değerlendirmeleri anlamına gelen İlişkisel benlik saygısı ile çocukluk örselenme yaşantıları alt ölçek puanları arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla Pearson momentler çarpımı Korelesyon tekniği kullanılmış sonuçlar Tablo 1 de verilmiştir. Tablo 1. Ergenlerin İlişkisel Benlik Saygısı Puanları ile Çocukluk İstismarları Alt Ölçek Puanları Arasındaki Pearson Korelasyon Düzeyleri İstismar Çeşitleri Fiziksel İstismar Duygusal İstismar Cinsel İstismar İlişkisel Benlik Saygısı Pearson Correlation -,090 -,190 -,065 P 0,03 0,00 0,12 N 579 579 579 Tablo 1 incelendiğinde ergenlerin ilişkisel benlik saygısı puanları ile çocukluk örselenme yaşantıları ölçeğinin fiziksel istismar ve duygusal istismar alt boyutları arasında 0.05 düzeyinde anlamlı ve ters (-) yönde bir ilişki bulunmuştur. Cinsel istismar alt boyutuyla ilişkisel benlik saygısı arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Ergenlerin yakın ilişkiler içinde kendilerine olumsuz bakış açılarını ifade eden ilişkisel depresyon düzeyleri ile çocukluk örselenme yaşantıları alt ölçek puanları arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla yapılan korelasyon analizi sonuçları tablo 2 de verilmiştir. Tablo 2. Ergenlerin İlişkisel Depresyon Puanları ile Çocukluk İstismarları Alt Ölçek Puanları Arasındaki Pearson Korelasyon Düzeyleri İstismar Çeşitleri Fiziksel İstismar Duygusal İstismar Cinsel İstismar İlişkisel Depresyon Pearson Correlation 0,236 0,308 0,082 P 0,000 0,000 0,048 N 579 579 579 Tablo 2 incelendiğinde ergenlerin ilişkisel depresyon düzeyleri ile çocukluk yıllarında yaşanan fiziksel ve duygusal istismar arasında.01 düzeyinde kuvvetli bir ilişki, ilişkisel depresyonla cinsel istismar arasında da.05 düzeyinde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Ergenlerin ilişkisel saplantı puanları ile çocukluk örselenme yaşantıları alt ölçek puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde ilişki olup olmadığını belirlemek amacıyla yapılan korelasyon analizi sonuçları tablo 3 de verilmiştir. 242

Çocukluk Örseleyici Yaşantılarının Ergenlikteki Yakın İlişkilerde Bireye Etkisinin İncelenmesi Tablo 3. Ergenlerin İlişkisel Saplantılı Düşünme Puanları ile Çocukluk İstismarları Alt Ölçek Puanları Arasındaki Pearson Korelasyon Düzeyleri İstismar Çeşitleri Fiziksel İstismarDuygusal İstismarCinsel İstismar İlişkisel Saplantılı Düşünme Pearson Correlation 0,022 -,014 0,003 P,593,738,935 N 579 579 579 Tablo 3 incelendiğinde ergenlerin ilişkisel saplantılı düşünme puanları ile çocukluk yıllarında yaşanan fiziksel, duygusal ve cinsel istismar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır. TARTIŞMA VE YORUM Bu çalışmada ergenlikte bireyin girmiş olduğu yakın ilişkiler içerisindeki kendisini algılama şekli (ilişkisel benlik saygısı, ilişkisel depresyon, ilişkisel saplantılı düşünme) ile çocukluk döneminde maruz kaldığı istismarlar arsındaki ilişki değerlendirilmiştir. Bulgular incelendiğinde çocukluk örselenmelerinden fiziksel ve duygusal istismarla ilişkisel benlik saygısı arasında anlamlı düzeyde (-) bir ilişkinin olduğu saptanmıştır. Ancak ilişkisel benlik saygısı ile cinsel istismar arsında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Çocukluk yılları bireyin kişiliğinin temellerinin atıldığı dönemdir (Brown ve Anderson, 1991, s. 57). Bireyin güven duygusunu kazanması bu yıllarda yaşadığı olumlu deneyimlere bağlıdır. Çocukluğunda istismara uğrayan bireylerde benlik saygısı zedelenir bu kişilerin ikili ilişkilerinde de kendilerine güvenlerinde problem yaşamaları beklenir. Elde edilen sonuçlar Colman ve Widom (2004) tarafından yapılan bir araştırmada elde edilen çocukluğunda istismar yaşantısı olan bireylerin yakın ilişkilerle ilgili olumlu algılamaları istismara uğramayanlardan anlamlı derecede düşüktür bulgusuyla uyumludur (Colman ve Widom, 2004. s. 1133). Tencer (2002) tarafından yapılan bir çalışmada duygusal istismarın yakın ilişkiler üzerinde anlamlı bir farklılık yaratıp yaratmadığını belirlemek amacıyla yapılan çalışmada duygusal istismara uğrayanların uğramayanlara oranla daha az yakın ilişkiye girebildikleri kişilerarası ilişkilerde daha yetersiz oldukları şeklindeki sonuç da çalışmamızı destekler niteliktedir (Tencer, 2002, s. 772). Oates (1991) tarafından cinsel istismara uğrayan ve uğramayan kadınlar üzerinde yapılan çalışmada cinsel istismara uğrayanlarda daha az duygularını dışa vurma ve daha çok sosyal yetersizlik görüldüğü şeklindeki bulgu ise çalışmamızla çelişkilidir. Buradaki çelişkinin sebebi kültürel farklılık olabileceği gibi toplumumuzda yaygın olan tabular sebebiyle ergenlerin cinsel istismarla ilgili sorulara objektif cevap vermeme ihtimalleri de olabilir (Oates, 1991, ss.144-145). Araştırmada ilişkisel depresyon ile ilgili elde ettiğimiz bulgular incelendiğinde ise ilişkisel depresyonla fiziksel, duygusal ve cinsel istismar arasında anlamlı ilişki 243

Neslihan DURMUŞOĞLU S. Sunay Yıldırım DOĞRU bulunmuştur. Fiziksel ve duygusal istismar ile saptanan ilişki.01 düzeyinde güçlü bir ilişki iken cinsel istismar ile saptanan ilişki.05 düzeyinde anlamlı fakat diğerlerine göre daha zayıf bulunmuştur. Buda yine toplumun içe dönük yapısından kaynaklanıyor olabilir. Araştırma bulgularımız Zuravin ve Fontanella (1999) tarafından cinsel istismara uğrayan kadınlar üzerinde yapılan bir araştırmada cinsel istismara uğrayanlarda depresyon oranının anlamlı düzeyde yüksek olduğu sonucu ile uyum göstermektedir (Zuravin ve Fontanella, 1999, s. 4). Yine Peleikis ve arkadaşları tarafından yapılan bir çalışmada elde edilen kontrol grubuna oranla istismara uğrayanlarda görülen anlamlı düzeyde yüksek depresyon oranı bulgusu da çalışmamızın sonuçlarını destekler niteliktedir. İstismar yaşantısı olan bireylerde kendini değersiz görme ve kendini suçlama davranışları beraberinde depresyonu getirmektedir. Bu kişiler karşı cinsle ilişkilerinde de kendine güvensiz ve mutsuz olacaktır. Araştırmamızın sonucu da bu bireylerin ikili ilişkilerine bakış açılarının da istismardan etkilendiği yönündedir (Peleikis ve ark., 2005, s. 31). Araştırmadan elde ettiğimiz bir diğer bulgu fiziksel, duygusal ve cinsel bütün istismar türleriyle ilişkisel saplantılı düşünme arasında anlamlı düzeyde bir ilişkinin olmadığı saptanmıştır. Saplantı bireyin bir davranışı saçma olduğunu bildiği halde zihninden uzaklaştıramadığı, inatçı, uygunsuz, kişiye rahatsızlık veren, fikir, düşünce ve hayallerdir. Saplantı davranışı bireyin saplandığı konuyla ilgili içinde yaşadığı kaygıların bir sonucudur. İlişkisel saplantı düzeyi yüksek olan bireylerde ilişki kurma ya da ilişkilerini devam ettirme konusunda kaygı yaşarlar (Snell ve Finney, 1993). Bireyin ilişkisel saplantı durumu genellikle ilişki içindeki bireylerden birinin kaybı bağlamında değerlendirilmiştir. İstismar da herhangi bir kayıp olmaması istismarla ilişkisel saplantı arasında ilişki bulunmayışının sebebi olabilir. İlişkisel saplantılı düşünmenin farklı değişkenler ele alınarak ileriki çalışmalarda incelenmesi bu konu için aydınlatıcı olacaktır. Bu araştırmadan da anlaşıldığı gibi istismar sadece olayın yaşandığı zaman diliminde değil bireyin hayatı üzerinde uzun yıllar etkisini sürdüren bir konudur. O yüzden toplumun, ailelerin, öğretmenlerin, hekimlerin ve psikolojik danışmanların bu konuda daha uyanık olmaları ve istismar konusunda bilgilendirilmesi, çeşitli eğitim seminerleri düzenlenmesi ve istismara uğrayanların da danışmanlık hizmetleriyle desteklenmesi faydalı olacaktır. Çocukluk dönemindeki örseleyici yaşantıların uzun dönemdeki etkileri ile ilgili yurtiçinde yapılmış çalışmalar sayıca oldukça az ve yetersizdir. Mevcut çalışmalar da genellikle sağlık alanında yapılmış olup istismar geçmişli bireylerin ileriki dönemlerinde ruhsal hastalık belirtileri yönünden taranması şeklinde çalışmalardır. Halbuki istismarlar uzun dönemde bireyin sosyal ilişkileri üzerinde de bozulmalara yol açabilir. Yurt içinde bu konu ile ilgili değişik araştırmalar yapılması alana katkı sağlayacaktır. 244

Çocukluk Örseleyici Yaşantılarının Ergenlikteki Yakın İlişkilerde Bireye Etkisinin İncelenmesi KAYNAKLAR Aslan, H.&Alparslan, N.(1999): Çocukluk Örselenme Yaşantıları Ölçeğinin Bir Üniversite Öğrencisi Örnekleminde Geçerlik. Güvenirlik ve Faktör Yapısı. Türk Psikiyatri Dergisi. 10(4). Andersson, Charlotte. (2001). Shame and attachment: An experimental study on unconscious shame, its relation to attachment and implicit mood, and a correlational study on internalized shame and attachment style. Master's Thesis. Department of Psychology. Uppsala University. (In Swedish). Brehm, S.S. (1992): Intimate relationships. New York: McGraw-Hill, 2. Baskı. Brown, G.R. & Anderson, B.(1991): Psychiatric morbidity in adult psychiatric inpatients with childhood histories of sexual and physical abuse. Am J Psychiatry.148. Burgess, A.W. ve Diğerleri (1995) : Biology of memory and childhood trauma. J Psychosocial Nursing Mental Health Service. 33(3). Colman, A.R., & Widom, C.S.(2004): Childhood Abuse And Neglect And Adult İntimate Relationships: A Prospective Study. Child Abuse &Neglect, 28, 1133-1151. Hamarta, E. (2004): Üniversite Öğrencilerinin Yakın İlişkilerindeki Bazı Değişkenlerin (Benlik Saygısı, Depresyon ve Saplantılı Düşünme) Bağlanma Stilleri Açısından İncelenmesi. Yayınlanmamış Doktora Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi. Kasatura, İ. (1998): Kişilik ve Özgüven. İstanbul: Evrim Yayınevi. Köknel, Ö. (1998): Dolu Dolu Yaşamak. İstanbul: Altın Kitaplar. Kulaksızoğlu, A. (2000): Ergenlik Psikolojisi. 3.Basım. İstanbul: Remzi Kitabevi. Loos, M. E. & Alexander, P. C. (1997):Differantial Effects Associated With Self Reported Histories Of Abuse And Neglect In A Cooleege Sample. Journal Of Interpersonal Violence, Vol:12. 340-360. McNelles, L. R. & Connoly, J. A.(1999): Intimacy between adolescent friends: Age and Gender Differences in İntimate affect and intimate behaviours, Journal Research Adolescent:9. Oates, K. (1991): Çocukların Cinsel İstismarının Kalıcı Etkileri, Çocukların Kötü Muameleden Korunması I. Ulusal Kongresi, Ed: Konanç,E., Gürkaynak,İ., Egemen, A., Gözde Repro Ofset, Ankara. Oral, R. ve Diğerleri (2001): Child abuse in Turkey: An Experience in Overcome Denial and A Description of 50 Cases, Child Abuse Neglect,(25). Orwin, H. G. (1997): Ergenlik Çağındaki Çocuğunuzu Anlamanın Yolları, Çeviren: Ayşe Güren, HYB Yayıncılık, Ankara. Peleikis, D., Mykletun, A. & Dahl, A. (2005): Long Term Social Status And İntimate Relationship in Women With Childhood Sexual Abuse Who got Outpatient Psychoterapy For Anxiety Disorder And Depression, Nordic Journal Of Psychiatry,59:1 Polat, O. (2001): Çocuk ve Şiddet, Der Yayınları, İstanbul. 245

Neslihan DURMUŞOĞLU S. Sunay Yıldırım DOĞRU Sayıl, M. Ve Diğerleri (2002): Erken Ergenlik Döneminde Duygusal Gereksinimler, Aile ile Çatışma Alanları ve Benlik Kavramı: Betimsel Bir İnceleme, Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi, 9( 3). Snell, W. E. JR., & Finney, P, D.(1993): Measuring Relational Aspects Of The Self: Relational-Esteem, Relational-Depression And Relational Preoccupation, Contemporary Social Psychology, 17, 44-55. Tencer, H. L. (2002): Verbal And Emotional Abuse As Predictors Of Change in Close Friendship in Early Adolescence, Society For Research In Adolescence,4,771-779. Yılmaz, G., İşiten, N. Ertan, Ü. Ve Öner, A. (2003): Bir Çocuk İstismarı Vakası, Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Dergisi, 46, 295-298. Zuravin, S.J. & Fontanella, C. (1999): The Relationship Between Child Sexual Abuse and Major Depression Among Low-İncome Women: A Function Of Growing Up Experiences, Child Maltreatment,4, 3-12. 246